mafya veya haraç kesmek isteyen var mı?

hesabını ödeyecek kadar parası olmayan veya ödemeyi reddeden olduğunda ne yapıyorsunuz?

adam lazim mi?

kaş'ta pub işletmeyi düşünüyorum. daha önceden hiç işletmecilik deneyimim yok, kurumsal bir şirkette masabaşı bir işte çalışıyorum hatta.

batar mıyım?

30 yıldır bodrum'da tatil yapıyorum. bunun en az 20 yılı oralarda geçti.

adres ver gelelim. eski mekansa gelmişimdir bile.

Kiran ne kadar?

nerede pub? gelelim :)

Öncelikle gelmek isteyenlere özelden yazarım, tabii ki seve seve ağırlarım :)

Mafya/haraç konusu biraz farklı, benim işyerim baya ufak bi yer. Haraçlık bişey çıkmaz ancak ara ara zorbalık yapmayı deneyenler olmuyor değil. Bu işler biraz daha farklı artık eskiden duyuyorduk ama artık pek yok.

Hesabı ödeyemeyen adamın motivasyonu çok önemli. Yani ben bunu kazıklayayım diye geliyorsa anlıyoruz zaten. Ya almıyoruz ya da peşin çalışıyoruz. Anlayamadığımız durumlarda mesela gerçekten bir sorunu olabilir ya da hesabını bilmeyebilir, uzatmam. 300-500 lira için can yakmam ya da yaktırmam. Oldukça riskleri olan bir iş.

Adam lazım değil malum sezon sonu ama seneye görüşelim :)

Muhtemelen batarsın ama uzun uzun konuşmak lazım istersen elimden geldiğince yardımcı olurum. Beyaz yakadan gelmeyim tecrübelerimi paylaşırım.

Eski kiracı olduğum için kiram uygun ama burada küçük bir yer işlettiğimi de söylemem lazım.

bu paradan daha azına philips almıştım. bu alet 70-80 tl bandındaydı.

çok bir şey beklemeyin ama kahve yapar yani. sinbo daha önce kullandım 1-2 sene sonra saçma sapan bir elektrik arızası falan verir servis işi çıkartır. garantiden yaparlar şanslıysanız.

ben bu modeli geçen aralık ayında 85 liraya almıştım :)

aylardır kullanıyorum gayet iş görüyor. eğer bir gurme değilsen filtre kahve makinaları aynı işi yapıyor üç aşağı beş yukarı. alev ateş kahve vermiyor. ama sıcak diyebiliriz şekilde veriyor. dümdüz makine işte hiç bir ek özelliği yok. yarın bozulsa canın sıkılmaz.

5 sene önce 50tlye almıştım. son kahvemi 5 dk önce içtim :) gayet iş görüyor.

ev veya ofis içinse al gitsin her türlü iş görür.

4 sene önce almıştım canavar mübarek, tavsiye ederim

Sakın verme gerek yok, 11 çok yeterli babanın hissedeceği hiçbir fark yok.

gerek yok.

11 kullanıyorum bana bile fazla geliyor. Ekran boyutu yeterli, müthiş hızlı. Anadolu’dan ferrari’ye geçmiş hissedecek.

Çok uzak yerler çeken bir kamerası daha var
Çözünürlüğü daha iyi
1 tık daha hızlı

Kesinlikle değmez.

iş bankasında sosyal hesap diye bir olay var. iş bankasında hesabınız varsa bir bakın.

Havale ücreti kesiyormuş o da. Bu işler için özel üretilmiş bir site yok mudur?

1000 kisi falan degilse para toplanacak kitle, herhangi birinin bosta duran hesabina eft gecse herkes??

R9 Broadway

2000 model broadway.

-yedek parçası ucuz.
-az yakar.
-ikinci elde kolay satılır.

broadway'e binmiştim. düşmanıma satmayacaksam almam o yüzden.

97 polo 1.6 ?

mazda 323. çünkü o bir japon....

mitsubishi carisma 99 model glx

iki tane bisikleti yan yana dizip üstüne tahta koy bin.

broadway, toros
ikinci eli hızlı gider, parçası çok ucuzdur
dikkat edeceğin tek husus, fenni muayenesi yeni olsun
eşek niyetine bin, sat zarar etmezsin
tecrübeyle sabit

Palio Van tek kapılı olanlarından bulabilirsin. Parçası kolay bulunuyor, çoğunda airbag var, otomatik cam ve Hidrolik direksiyon.

@wishes bir şey demem. sadece tofaş ve reno mais'in yerli malı tenekelerini almak istemiyorum. yedek parçası bedava olsa yine almam.

97 clio 1.4 buldum tüplü hidrolik direksiyon, klimalı 12 bine

hyundai accent 98 1.3 filan var o paraya, ama kliması hidroliği yok galiba

Yamaha xmax 250 scooter. Şehir içinde arabadan daha kullanışlı olur. Pazarı da çok iyi.

Bu farkli bir dosya videonun kaynağı internet sitesi olan bir kisayolu kendiliginden oluşmaz. Ya cok izledigi bir videoydu bu tarayici kendi bir sik kullanilan olarak oluşturdu ya da kullanici kendi bunu sik kullanilan olarak olusturdu. Ama sunu soyleyebilirim ki kesin olarak bu videolar o telefona indirilmemis. Ama o telefondan bu sayfalara girilmis ve es zamanli olarak izlenmis olabilir

olayı biraz karışık anlatmışsınız; ancak anladığım kadarı ile teknik cevabı yazayım.

1. Bu ikisi kısayol linki ve kimin oluşturduğunu tespit etmek genelde zor. Bilgisayar kimler kullanıyor ona bağlı bir durum.
2. Bunlar web sitesi kısayolu olduğu için bu videolara, eğer böyle bir web adresi varsa, sadece online erişim sağlıyor. Yani telefona/bilgisayara bir indirme olduğu iddia edilmez.
3. Kısayol kullanıcı haricinde (virüs, trojan, bot vs.) tarafında da oluşturulabilir ama bunun da ispatı zor.

Yani sonuçta

1) eğer telefonda bu videolar, video görüntü olarak bulunsaydı, polis ve bilirkişi bunları görebilir ve izleyebilirdi değil mi?
Oysa ki bunlar sadece telefonun bilgisayara kopyalanan imajlarında kısa yol olarak gözüktü.
2) bu kısa yolların telefondaki tarihi örneğin 5.3.2015 gözüküyor. Davacının iddiaları ise bundan 2-3 ay sonraki 5.6.2015 tarihinde. Bu durumda biz bu görüntülerin en son 5 Mart'ta açılmış olabileceğini ve dolayısıyla davacının iddia ettiği tarihte hiç açılmamış olduğunu söyleyebilir miyiz? Yani daha sonra açılsaydı açıldığı en son tarih görünebilir miydi? Üst sınır olarak mart 2015'tir diyebilir miyiz?

1. evet, video olarak telefonda bulunsaydı bilirkişi bunları görebilirdi.

2. bahsettiğiniz tarih kısayolun oluşturulma tarihi mi yoksa erişim tarihi mi? eğer erişim tarihi ise böyle bir iddiada bulunabilirsiniz.

havaalanindan bodrum merkez'e havas tarzi bir seyi var oradan da yalikavak'a dolmus var(di). yaz diye dogrudan havas olabilir belki.

havaalanından havaş ve muttaş bodrum otogarına götürüyor. muttaş muğla belediyesinin, ayrıca havaş da var. ikisi de 10 lira. otogardan yalıkavak dolmuşlarına aktarma yapabilirsiniz.

yaz diye havaalanından herhangi bir yere doğrudan havaş veya muttaş yok.

havaş ya da muttaş ile otogara, oradan da yalıkavak dolmuşuna binebilirsiniz. bodrum yalıkavak arası dolmuşla 25-30 dakika sürüyor. dolmuş 5 tl. tam saatlerini bilemiyorum ama yaz tarifesi olduğu için geç saatlere kadar var. bi transfer ayarlayıp direkt havaalanından da yalıkavak'a geçebilirsiniz. muttaş dolmuş hattını kullanırsanız 1 saat 15 dakika filan sürer. transfer yaparsanız toplamda 35-40 dakikada yalıkavak'ta olabilirsiniz.

not: yalıkavakta kalacaksanız duyurudan @pandispanya'nın cafesini de ziyaret edebilirsiniz. kendisi duyuru sakinlerine indirim yapıyor :)

üsküdar merkezi, zeynep kamil bu civarlar ikinize ideal olur

allahsen, ikisinden birine uzak olacaksa, boğaziçine uzak olsun.

avrupa yakasında evler daha pahalı, hele hisarüstü'nde. eşek bağlasan durmaz yerlere inanılmaz fiyatlar istiyorlar, evler çok bakımsız, ve rutubetli genelde. etiler-levent-ulus da gereksiz pahalı.

beşiktaş derdim ama; beşiktaş'ın da pahalılık açısından pek farkı yok bildiğim kadarıyla.

direkt marmara üniversitesinin orada tutun. metrobüs+metro ile ulaşım çok kolay boğaziçine. ziverbey, kuyubaşı, çemenzar, kızıltoprak, zühtüpaşa vs gibi yerler gayet ideal olur.

kuyubaşı'nda (marmara üni kampüsünün giriş kapısıyla apartman kapımın arasında 100 metre falan var) oturup boğaziçi'nde okuyan biri olarak söylüyorum bunu :)

kuyubaşı civarı ulaşım açısından çok iyi, gece-gündüz ulaşım rahat olur. 15-20 dk yürüyüp sahile gidersiniz havalar güzelken, kadıköy'e de yakın, daha ne olsun :)

ek olarak belirteyim; karışan görüşen olmaz, mahalle baskısı hiç olmaz. kafanız rahat yaşarsınız.

en güzeli üsküdar. ahmediye'de bakın, motorlara yakın.

olsun
cunku neden olmasin

robinson crusoe gibi dolaşmadığı, kirli görünmediği sürece herkesin, her meslekte her türlü saç ve sakal konusunda özgür olması gerekir.

yasal serbestlik olmamasına rağmen tüm sendikalar süresiz serbest kıyafet eylemi kararı aldıklarından öğretmenlerin çoğu zaten bir süredir saç-sakal uzatabiliyorlar. kıyafet konusundaki serbestinin saç sakalda pek uygulanmamasının sebebi öğretmenlerin çoğunun alışkanlıklarıdır. yıllarca takım elbise giymiş, düzenli saç sakal tıraşı olmuş bir kişinin alışkanlıklarını hemen bırakamamasından kaynaklanıyor. yine de yeni öğretmenlerde sivil görüntü daha çok benimsendi. henüz saçını arkadan bağlayan topsakallı öğretmenler sayıca az olsa da yakın zamanda bu görüntülerle de karşılaşırız.

eğitim-bir-sen'le ilgili sözlerinizde ise çok haklısınız.

@bugunku antremanda goz dolduran futbolcu +1

ben de özgürlükten yanayım ama suistimal ediliyor çoğu öğretmen tarafından. abartılmadığı sürece serbest olmalı.

Butun meslekler de serbest olmali. Ogretmenin, memurun sakal tirasi olma zorunluluguna hicbir mantik bulamiyorum.

eğitim-bir-sen'in amacı kılık kıyafet serbestliğinden çok türban yasağı idi. türban yasağı kalkınca eylemi bitirdi anında. bu sefer eğitim-sen başlattı eylemi. eğitim-bir-sen de gelen itirazlar sonucu devam etme kararı mı aldı ne.

neyse asıl konuya gelince insanlar kıyafetleri ile değil nitelikleri ile göz önünde olmalı. serbest kıyafet olmalı. çünkü olay ye kürküm ye olmamalı.

eğitim-bir-sen'in kimin sendikası olduğu ve neyin peşinde oldu belli zaten.

ama sendikasına bakmadan, her şey serbest olsun, kılık-kıyafet de, saç sakal da. ha temizlik vs ayrı tabi ki.

ben de hala sakallı mühendisi azarlayan, öğretmeni üzüntüden öldüren bu valilerin ısrarını anlamış değilim. bir adam sakalını kesince ne değişiyor? takım elbise giyince ne değişiyor? ne daha iyi oluyor? tek aklıma gelen kendileri gençliklerinde yapamadıkları için kıskandıkları.

@conrad: ben de öğretmenim dostum. keşke dediğin gibi olsa. erzurum'dayım ve burada hiç görmedim. öğretmenlere küpe taktığı için top diyen şube müdürleri var.

o dediğiniz burada olmaz. burada otun bokun sembolü var. olmasın abi. herkes temiz olsun.

editliyorum: olsun ya da lan. herkesin rengi belli olsun. o da olur. ama küpe de serbest olsun madem. ben takmıyorum ama takan da taksın.

hayır.

iyi de kardeş... sana ne adamın fikrinden? adam belki marx sakalı bıraktı da sen hacı sakalı sandın?

Serbest olsun. Koku sorunu olmadığı sürece istediğini yapsın. Hijyen değil koku diyorum, yağlı olup olmaması da bizi ilgilendirmez.

Sour'a anket yapalım siyasi görüşü neymiş, o hariç yasaklar devam etsin yine. Süper çözüm.

öğretmenler kılık kıyafet olmadan da fikir aşılayabilirler yeterince, o yüzden saça sakala evet.

2 sene samanyolunda okudum. Sinek kaydı adamların nasıl beyin yıkadığını anlatsam ilk sen imza verirsin serbest olsun diye.

2 yıldır okula serbest kıyafet ve kirli sakalla gidiyorum. soruları alayım?
ayrıca olsun-olmasın tartışmasını geçtik bence. gayet olağan karşılanıyor artık okullarda.

edik: yukarıdaki cevabı şimdi gördüm ya. evet orası doğru, "bazı bölgelerde" diye eklemem lazım.

up lütfen

geç kalmadıysam eğer, yeni sahra e-5 durağının 40-50 metre ilerisinde havaş var.

Fiesta çok güzel bir araç. 1 sene kullandım. Satması da kolay, sürüşü de keyifli ancak aracı hem yetkili servise hem de tanıdık bildik bir ustaya götürmek lazım. Servise götürmeden de bir sürü değişmiş, boyanmış olabilir. İyi bir usta bunlardan da anlayabiliyor. Şirket arabası olarak kullanılıp kullanılmadığı da önemli.

Ben titanium 2012 kullanıyorum, çok memnunum. Yakıt performansı harika.

titanium x paket 2012 var bende de. her geçen gün daha da çok seviyorum. ayrıca ikinci el piyasası yüksek. sıfır aldım, aldığımla aynı paraya satabiliyorum şu an satsam.

lokal boyaya da kafayı takma bence. sonuçta boya olduğu için piyasanın altından alıyorsun. aynı şekilde de satarsın. zararın olmaz senin de.

ya titanium donanımları biliyorumda . trendler nasıldır acaba hani arka camları falan filanda elektriksiz de bide o cok sacma gelio bana ama motorda yuruyenınde bı sıkıntı yokmus adamın dediğine göre

trend de yakın arkadaşımda var, benim arabanın fazlası elektrikli camlar, otomatik far ve yan aynalar, otomatik klima, cruise control gibi birkaç şey.

Eklemiyorum. Ekleyen olursa riske değer biriyse kabul ediyorum, değilse etmiyorum. Dedikodu ve takip edilme olayları oluyor zararı bu. Gerçi benim feysbukumda 75 kişi filan var pek otorite sayılmam.

dışarda görüşecek kadar samimi arkadaş değilsem eklemem. iş ayrı özel hayat ayrı.

Ekliyorum. Ozellikle eklemiyorum ama eklenileni reddetmiyorum. Hatta bircok ogrenci, hoca, akraba, vb. de Facebook'ta ekli. Facebook'ta da cok sey paylasiyorum ama kisisel ayrintilar degil cogu. O yuzden dedikodusu sikici bir insanim. Pek ekmek cikmiyor.

ben eklemiyorum. onlar eklediğinde de dışarda görüşecek kadar samimi olduklarımı kısıtlı gruba atıyorum profil fotoğrafımla idare ediyorlar, samimi olmadıklarımı hiç eklemiyorum. sorduklarında da girmiyorum görmemişim falan diyorum.

ben eklemem onlar eklerse kabul ederim.Facebookta zaten hiçbirşey paylaşmam fotoğrafım dahil olmak üzere.O yüzden özel hayatımın hiçbirşekilde nette işi olmayacağı için kabul etmektede zarar görmem.

iş arkadaşlarımı kesinlikle özel hayatıma dahil etmem. o yüzden ne ekler ne de kabul ederim.

Sadece o iş yerinden ayrıldıktan sonra.

yediğimi sıçtığımı ve özel hayatımı facebook'ta paylaşmadığım için sıkıntı yok. kimseyi eklemem ama ekleyeni de geri çevirmem.

İş dışında muhabbetimiz olursa ekliyorum ama aylar sonra. Ya da onlar beni ekliyor zaten.

sen eklemesen onlar ekliyor zaten :S
kabul etmiş bulunduk. tabii iş arkadaşı var, iş arkadaşı var.. şimdi olsa sadece samimi olduklarımı eklerim..

devlet dayresinde ve biraz sosyokültürel yapımın yakın olmadığı insanlarla çalışıyorum o yüzden sadece meslektaşlarımı eklemiştim, onların da listesinde başka kimse yoktu işten. sonra kıramayacağım bir insan ekleme yolladı ben de listesindeki herkesi -müdür de dahil olmak üzere- bloklayarak kendisini onayladım. beni eklediğini görür de ekleme yollarlar filan diye korktum çünkü:)

ne zararı olur, bir kere sosyal hayatımdan işte hiç bahsetmem, -facebookta pek fazla özel şey paylaşmasam da- bilmelerini ve fikir yürütmelerini istemem. 2.si çok fazla politik ya da güncel paylaşımda bulunuyorum, salağın biri şikayet eder memuriyeti yakmayalım:)
not: 8 yıldır aynı iş yerinde çalışıyorum bu arada:)

kolay kolay kimseyi eklemem, ailemden bile kabul etmediklerim oluyor, hatta sildiğim kuzenlerim felan var.

Aranızdaki samimiyete bağlı, düğünden sonra anne demeyen bile var, 2 gün sonra anne diyen de var, sen artık duruma göre kendin ayarlayacaksın.

düğünden sonra denmesi daha uygun bence. nişan biraz daha cıvık bi şey. aileler tanışıyor, çeyizler hazırlanıyor falan çok ciddi ortamlar var. orada gidip de "anne ehe :)" dersen olmaz. düğünden sonra da samimiyete göre yardırırsın. bazı anneler de istemeyebilir.

mdc +1

Yüzük takıldıktan sonra. (söz ya da ikisi aynı anda yapılınca.)

nişandan sonra denmesi makbuldür

nişandan hemen sonra denilmesi bana "buldumcukluk" gibi geliyor. ne aceleniz var.
ben düğünden sonra dedim

41.günün şafağında.. Tam olarak o zaman

Ne zaman içinden geliyorsa o zaman. Ki bana göre de son derece saçma.

Hiçbir zaman.

anne diyeceksem de
isim anne derdim.

arkadaşlarımın annelerine ya isim sultan diyorum ya da isim anne diyorum ya.
sevgimden bazılarına ise isimle hitap ediyorum çok güzel oluyor
evlensem de değişmez yani ille anne demek değil yani saygıymış eşin annesiymiş falan, gayet rahat insanım ben.

harvey +1 hiç bir zaman

Kisiden kisiye degisiyor. Aradaki samimiyete bagli. Ben indescribable gibi yapardim.

hiçbir zaman katılığında bir insan değilim. sevdiğim de bir insan. sevdiğim kadının annesi olarak da ayrıca saygı duyuyorum. benim asıl sorduğum bu işin bir prosedürü var mı? yani zamanlama hatası yapmamak adına. teşekkürler, fikirler için.

Hiçbir zaman anne demezdim saçma o da benimkine demesin

Evlendikten sonra denir eğer ki denilecekse. Ben der miyim bilmiyorum.

Bu bi hissiyat meselesidir. Aranızda sevgi varsa bunu kompleks haline getirmezsiniz. Sevdiğiniz insanı da onun sevdiklerini de ve böylelikle kendi sevdiklerinizi de mutlu görmek istersiniz. Böylece herkes mutlu olur. Tavsiyem, kendi anne babanıza ne zaman anne/baba dendiğini duymak istersiniz onu düşünün. Ona göre bir zamanda siz de karşı tarafa söylemeye başlayın ufaktan. Bence nişandan sonra, düğünden önce bi zamanda ufak ufak alıştırmalarla başlanabilir. En başta "hissiyat meselesi" dediğimiz için kurulmuş saat gibi imzaların atılmasını bekleyip nikahtan 3 dk sonra anne baba demeye başlamak da bana garip geliyor. Başlarda belki x anne - y baba diye hitap edilebilir. Sonra ağız alıştıkça zamanla baştaki isimler kaldırılabilir. Güzel şeyler bunlar, şimdiden hayırlı olsun :)

İsim anne +1
Alkasız bir genetik kombinasyona anne demek cıvıklık biraz.

Bu arada isim+ anne/baba en samimiyetsizi ya adam gibi anne baba de ya da hiç deme bence ağızda çok sakil duruyor o laf

yüzükler takıldıktan sonra denir

wall-e

i origins

russian institute

Cornetto üçlemesi

(bkz: la haine)

minority report

Divergent izlediyseniz, serinin devam filmi Insurgent da ortamlara düşmüş. Divxplanette bu hafta en çok indirilen olmuş. Ben de bir ara onu izleyeceğim.

1) bitez, ortakent
2) körfez, adamik
3) ilk defa gidiyorsan barlar sokağını ve marinayı bir dolanın, 24 saatte fazla bir şey yapamazsınız zaten.

çıkmadan yağına suyuna baktır. tekerlerin havalarını kontrol et. motoru fazla kanırtmadan gidin işte. arabayı bağırtmayın yani

Kesinlikle yola çıkmadan bakımlarını yaptırın. Yağ, su, lastik vs. Molalı gideceksinizdir zaten, hortuma filan da baktıran derim.

Şöyle de bir link var, fazla detay ama satır aralarında güzel bilgiler var.

www.evdeteknik.com

Dikkatli sürün.

eskiden insanlar tofaş kartal ile türkiye almanya arası gidiyordu.

98 modeliyle İstanbul-Elazığ yaptım, ancak 2007'de.

Hararet göstergesine takılmayın, hararet olduğu zaman yanar ışığı sadece.

5 kişi ağırlık dolayısıyla yol tutuşunu arttırır bence, çok hafif araç, 815 kg.dı yanlış hatırlamıyorsam ama iyice hantallaşır, gidiş geliş yollarda sakın sollama yapmaya kalkmayın, çok emin olmadıkça.

Twingo iyi bir araç, 5 yıla yakın kullandım, hiç yolda kalmadım. Araçta standart 12 inch jantlar takılıdır umarım, daha büyüğü takılmışsa 5 kişiyle yol boyunca her kasiste, çukurda davlumbazlara sürter tekerlekler.

Yaptığım tek uzun yol da bu değil, hiç sorun yaşamadım. Standart bakımını yaptırıp çıkın, sadece dikkatli olun, büyük araçlar geçtikçe savrulduğunu ve korkudan direksiyonu sıkı sıkı tuttuğumu hatırlıyorum. Sakin sakin gidersiniz, gayet keyifli olur iki şöförle. Yokuşlarda söversiniz biraz :)

kadıköy'de vardır birçok yer

Kadıköy Hayyam. Fiyat ortalama, kalite iyi.

adana dostlar -> ataşehir paladyum karşısı

adana dostlar +1, piraye (kadıköy).

kayışdağına yakın bir yerde mübarek ramazan ayında özellikle yer bulamazsın badi. buradan yer beğen: tr.foursquare.com

benim tavsiye edeceğim her zaman söylediğim beylerbeyi inciraltı var.
tr.foursquare.com

afiyet olsun.

ramazanı niye katıyorsun ki anlamadım dalgamı geçmek niyetin?

soruna gelince kadıköyçarşı,caddebostan barlar sokağı.,bostancı çarşı.

Teşekkürler. Pirayeden yer ayırttım bile.

Ramazan vurgum dalga geçmek değildi.
Ümraniye de kalıyorum ve tekeller bile kapalı. O yüzden sördüm.

1) hepsi aynı. Koylar aynı, tavuk-makarna yiyeceksin zaten. Meteordan atlarsan dikkatli ol rica ederim.
2) girebilirsen Bitez aktur şnorkel için güzel sakin aile muhabbeti. Ortakent kumlu, akyarlar-karaincir genel olarak kayalık ama şnorkel yine olabilir. Tabi bunlar özel plajlar için değil, gidip şezlonga kurulabileceğin cinsten.
3) Körfez restoran Kadıkalesi, akvaryum restoran Gümüşlük.

1. bodrum limandan binerseniz karaada etrafında takılırsınız. bence oyle yapın kesinlikle
2. yalıçiftlik
3. gümüşlük

tektaş kendi tercihiniz. kız arkadaşınız seviyorsa, alırsanız mutlu olacaksa alın sürpriz yapın.

diğer durumda nişan yüzükleri yani alyans genelde beraber gidip seçeceğiniz bir yüzük oluyor. ikiniz de benzer modeli alıyorsunuz ve nişanda sağ elinize takıyorsunuz. evlendikten sonra o aynı yüzük sol ele geçiyor.

he isterseniz onu da sürpriz yapabilirsiniz ama kendi zevkine göre seçmek isteyecektir, hep parmağında taşıyacağı için. bence pırlanta alıyorsanız sürpriz yapın teklif edin. sonra gidip yüzüğü beraber seçersiniz.

not: kız arkadaşınız pırlanta manyağı kızlardan değilse pırlanta almayın. popüler kültüre uymak zorunda değilsiniz. başka bir jest ile de onu mutlu edebilirsiniz. önemli olan birlikte olmanız.

evlenme teklif edilirken tek taş alınıyor. nişan yapılacağı zaman alyanslar takılıyor. kaputt haklı, alyans beraber seçilir.

Parmak ölçüsü için muhabbetiniz varsa ve yüz göz olmayan bir tipse müstakbelin annesi olabilir. Kendisine sorarsan anlayacaktır elbette. Veya kardeşi, yakın arkadaşı sır tutabileceğine inandığın birisi çözüm olacaktır.

bence yüzüklerinden birini ceple kızın çaktırmadan. ya da eğer fırsatın olursa yüzük parmağına taktığı bir yüzüğü kendi parmaklarından birine dene ve nereye kadar takabildiğini aklında tut. atıyorum serçe parmağına oldu veya serçe parmağının yarısına kadar. sonra alırken yine o parmağında denersin.

Kuyumcu ortalama bi ölçüde verir zaten o kısmı dert etmeyin çok ince veya çok dombik parmaklı değilse ortalama bi yüzük iş görür sonra küçülttürürsünüz büyütürsünüz falan.
Pırlantaya bakışı kötüyse bu sene incili tatlış yüzükler trend. Ben satomi kawakita tasarımlarını çok beğeniyorum. Ya da zen de elmas minnak taşlı rose gold yüzükler var. Pırlanta severse ya da standart görüşteyse o pırlanta alınacak malesef:/

"Daha iyi bir teklif aldim" gerekcesinde etik acisindan hicbir sakinca yok. Pat diye birakip da gitmezseniz gayet normal.

git daha iyi teklif var diye konuş. zam iste. yapmıyorlarsa niye gittin demeye hakları yok. millet enayi mi daha fazla ücret alabilecekken aza çalışsın. hakediyor demek ki başkaları o maaşı veriyor, piyasa yüksek demek. çalıştığın yer de verecek ya da ayrılacaksın.

patronların sürekli maliyet hesabı yaptığını düşünürseniz, daha iyi teklif almanız halinde yasal sürelere riayet ederek ayrılmanız fazlasıyla etiktir. etik olmayan davranışlar genelde çalışanlara özgü değildir; tam tersidir.

her bireyin hayatını daha iyi sürdürmek adına seçim yapma hakkı vardır. sekteröl olarak hiçbir sorun da yaratmaz.

Amme hizmeti yapmıyorsun ki. Tabii ki para için bırakabilirsiniz. Gerekli prosedüre uyduğun sürece hiçbir sakınca yaratmaz.

bir arkadaşın alsa mesela senin yerine? o da verebilir, kurye de olabilir.

otomatik bir araç kullan.

zamanla alışıyorsun. tenha saatlerde trafiğe çık.

Bu işte yapılacak en büyük hatayı yapmışsın aile fertlerinden biriyle araba kullanmaya çalışmışsın yanında rahat olabiliceğin birisiyle kullanmayı dene sevgili gibi cicim aylarında olanı daha makbüldür iki dakka çocuk gibi konuşursun sonra istersen dereye uçur arabayıı canııım dersin biter fafafa

Kendi yaptığımı paylaşayım.

Güvendiğim, iyi araba kullanan bir arkadaşımı yanıma aldım ve yaklaşık on beş gün kadar sadece geceleri dolaştık. Yollar boş, seni gerecek bir ortam yok. Dilediğin gibi park çalış, yokuşlarda dur kalk yap. Mis. Dene derim.

Zaman, sadece birazcık zaman...

akrabayla eşle dostla zor oluyor. acemiye kızmak çok kolay çünkü. ben eşime öğrettim, 3.dünya savaşı başlayacaktı allahtan ben çok sakinim gene de öğrendi kendisi. daha sonrasında baldıza öğrettim, haliyle bacanak nedeniyle eşime yaptığım muamelenin 10da 1ini yapmadığım için kız matrixteki gibi hızlandırılmış eğitim aldı resmen. ona da aynı şekilde kocası öğretmeye çalışmış olmamış ben teklif ettim, iki taraf da sakin oluyor haliyle sorunlar daha kolay çözülüyor. bana babam öğretmeye çalıştı, olmadı yani her eğitim max 20 dakika sürüyordu. bağırış çağırış ben arabadan inip geri yürüyordum eve. sonra sürücü kursuna gittim haliyle güzelce öğrendim. tek tavsiyem asla vazgeçmeyin, trafikteki insanları gördükten sonra fiziksel şartlar yeterli ise herkes araba kullanabilir. neler var yani. şu siteye girip şu soruyu sorabilmen o malların 5-10 adım önünde olduğunu gösterir.

Babayla asla çıkma, ben travma yaşadım resmen. Hala bizim evin önüne park edeceğim zaman bir yerden fırlayıp offf poff deyip beni gerecekmiş gibi oluyorum, elim ayağıma dolaşıyor stresten. yanında rahat olacağın bıdı bıdı etmeyen, panik olmayan bir arkadaşınla, az trafikli zamanlarda çık bence de.

arabayı kullanmayı biliyorsan ki biliyormuşsun ehliyet verdiklerine göre,gaz-fren-debriyaj üçü arasında gidip geliyorsun işte,artık sadece trafiğe alışman kalmış,trafikte nasıl davranacağınıda zamanla öğreneceksin,yapacak başka bişey yok...
ve acemi olduğunuda fazla belli etme ezerler adamı söyleyim,atak ol korkma...

Kavşaklara ve yavşaklara dikkat edin.

altına lüks araba, jilet gibi bir takım elbise.

ciddiyim.

@mr.goodcat
onları alabilseydik musteri zyaretine gerek olmazdı.

Öncelikle randevuyu kesinlikle kestirip atmamalı. Randevu inanılmaz etkili bir satış silahı. Adam seni bekliyor bir kere. Yani kapıdan içeri girmeni kabul etmiş biri var karşında. Sektörünü bilmiyorum ama yüzlerce, binlerce firma var. Biri reddetse bir başkası kabul eder.

İkinci olarak öncelikle sattığın ürünün artılarını ve eksilerini çok iyi bilmen lazım. Direkt ret yiyorsan bilinmeyen bir markanın ürününü satıyorsun diye düşünüyorum. O zaman açıklarını hizmet ve fiyat politikasıyla yürütmen lazım. Yani üründen önce kendini satman lazım. Bu da diğer arkadaşların dediği gibi kesinlikle iyi bir dış görünüşten geçiyor. Takım elbise şart. Gidip bin lira vermene de gerek yok, çok uygun fiyatlı şeyler var piyasada.

Üçüncü olarak ise bir satışçı hayır'ı asla kabul etmez. Yani hiçbir firmayı tamamen kafanda bitirmemen lazım. Düzenli çalışmak, ajanda sahibi olmak, alternatif yaratmak gerekiyor. Mümkün olduğunca satın alma departmanıyla, artık kiminle görüşüyorsan aranı iyi tutmalısın. Hayır cevabı aldığında sık boğaz etmeden, belirli bir süre sonra -atıyorum bir hafta- tekrar arayıp basitçe kendini hatırlatıp tekrar görüşme talep etmek gerekiyor.

Satış zor bir zanaat. Ancak dünyanın en keyifli işlerindendir. Aktif bir satışçı olarak söylüyorum. Sattığın ürünü de paylaşmak istersen birlikte alternatif düşünebiliriz.

varsa referanslarınız ile yürüyün. e-mail atın. sürekli atın. tanışmak istediğinizi söyleyin. bir şey satmaktan ziyade sadece tanışmak istediğinize inandırmanız gerekiyor karşınızdaki kişiyi.

referans yoksa işiniz hayli zor. ciddiye alınmamanızın en büyük sebebi bu olabilir. görselliğin ön planda olduğu bir tanıtım sitesi de şart.

"satış müdürü", "kurumsal satış yöneticisi" tarzı ünvanlar ile gitmeyin. tecrübeme dayanarak bunun çok büyük bir eksi olduğunu söyleyebilirim.

lüks araba şart değil, fakat görüşmeye gideceğiniz yerin ortamına göre giyinmeniz şart. kimi şirkete giderken üstte dendiği gibi jilet gibi bir takım ve sinekkaydı bir traş gerekli olabilir. fakat bazı şirketlerde de durum tam tersine daha rahat giysilerle yürüyor olabilir. ve işlerin rahat kıyafetlerle döndüğü bir yere takım elbise ile giderseniz arada bir gelen ve kredi satmaya çalışan banka çalışanı muamelesi görmeniz kuvvetle muhtemel.

başarılar.

sınava giderken tıraş olmaya gerek yok. kot pantul ve tişört giy git. sınava gidiyorsun, mülakata değil.

sınavda da X yerine hangi sayı, hangi şekil gelmeli? aşağıdakilerden hangisi diğerlerinden farklıdır? şeklinde sorular sorarlar. hatta büyük ihtimal (sallıyorum) 60 soru 30 dakika gibi yetiştirmesi çooook zor bir süre verirler. sınavda yanlışlar doğruları götürmez.

sınavda mühim olan, en kısa sürede kaç adet doğru cevap verdiğindir.

Defcto nerde yeri ben de mi basvursam ya

dun arkadasim girdi o sinava antalya'da.Sozel, mantik ve sayisal soruyorlarmis. Herbirinden ayri ayri %70 basari saglanmasi gerekiyormus. Sozel ve mantik yapilasiymis. Resimlinsorular, dizinse siradaki bosluk ne olmalidir gibi seyler. Arkadasim sayisal sorularina bakamamis, o yuzden anlatmamisti ne oldugunu

Hakkında hiçbir bilgi vermiyorlar sanki mit'e alım yapıyorlar. Yarın göreceğiz bakalım ne olup olmadığını.

Sınav basit. Bikaç yıl önce girmiştim. Fakat işin şartlarını iyi öğren derim. Hatırladığım kadarıyla sana belirli bir süre eğitim veriyorlar ve sözleşme imzalaman gerekiyor. Değişiklik yoksa ki sanmıyorum, sınavdan sonra söylemişlerdi ve ben iki yıl boyunca ayrılamadığın bir sözleşmeyi imzalamayacağım için boş yere gitmiş bulundum. Hem vakit kaybı hem de hayal kırıklığı olabilir. Senin için bunlar sorun değilse sınavı dert etme derim.

Bu arada sınavdan sonra mülakata almışlardı. Sakalına giyimine yine de dikkat et. Sözleşmeyi duyunca mülakata kalmamıştım. Bilemiyorum nasıldır. Yolun açık olsun.

hafif sekilde istedigini yiyebilirsin.

kalkip 3 tane muz yeme. yiyeceksen once az yemek ye. arkasindan 1 tane muz.

Hemen yatmayacaksan istediğini ye. Tavuk ye et ye yumurta ye. Ne yersen ye.

Profesyonel değilim baştan söyleyeyim, ben kendi yaptıklarımı söyleyeceğim. Fakat on yıldan fazladır spor yapıyorum.

Kısa ve öz olarak şöyle düşün. Sporda kaybettiğin enerjiyi alman lazım. Yani spor sonrası yemek yemek vücuduna nankörlük değil, tam tersi ödüllendirmek. Ancak ne yiyeceğin önemli. Bu spor özellikle akşam olacaksa, mümkün olduğunda yatmadan bir iki saat önce yeme işini bitirmek lazım. Yediklerinin de protein ağırlıklı olması yararına olur. Yani angelus'un dediği gibi, tavuk, yumurta, et, balık ne olursa. Bir de kilo vermek amaçlı çalışıyorsan sindirim sistemini de rahatlatmak amacıyla salata ye derim. Bir sürü muz yemenin pek bir işe yarayacağını sanmıyorum açıkçası. Bu arada meyvede de şeker olduğunu unutmamak lazım. Patlamış mısırın bu durumda pek sağlıklı olduğunu sanmıyorum :D tekrar ediyorum, hoca filan değilim.

sağlıklı günler diliyorum.

Musli ye. Ben musli ve granola denilen su meyveli kitir yulaflar var onlari karistirip yiyorum spordan sonra. Hem tok tutuyo hem de lezzetli. Hem de dusuk kalorili ve lifli olmasi sebebiyle rahatsiz etmez. Acligini keser.

Hanhatta ekstra muz kurusu alip karistiriyorum icine.mcanim cekti gece gece ya :(

Et ye et.

motorin için konuşmam gerekirse, benim 98 model transporter için eurodizel önermiyorlardı. kırsal motorin şeediyorduk. euro vuruntu yapıyordu falan.

Benzinli aracin varsa kursunsuz al. Daha cevreci oldugunu iddia eden dagiticilar icat cikarip isim uyduruyor. Yok aracin performansi artarmis yok cevreciymis vs normal bildigin siradan kursunsuzu al detaya luzum yok

alacağınız aracın kullanım klavuzunda hangi tip yakıtın önerildiği yazar. Onun dışında söylenen herşey de boştur. Takılırsanız alacağınız aracın servisini arayın söylesinler hangi yakıt olacağını.

Golf 1.6 FSİ. Benzinli, otomatik.

Hocam Kurşunsuz 95 Oktan alacaksınız, Shell, BP, Opet, Petrolofisi falan çok bi fark yok. Ben önceki arabamda öyle şettirdim sıkıntı olmadı. Güvendiğiniz, bol sirkülasyonlu bir istasyon belirleyin sürekli oradan alın.

full force vs dediğiniz çeşitli markalardaki yakıt ya da yağ isimleri. Sizin alacağınız aracı ne için ve nasıl kullanacağınızı belirlemeniz lazım. Yakıt türü olarak dizel ya da benzin seçenekleri sizin için şu anda yeterli zaten. Eğer evden işe - işten eve, arada hafta sonları da binerim modelinde bir araçsa hoş bir benzinli araç işinizi görür. Yok ticari olarak aktif kullanılacak bir araçsa, hem tüketim hem de paha açısından dizel araç almak uygundur. Mevcutta da benzin şu anda neredeyse her yerde sadece 95 oktan. Dizel de yuro ve normal dizel diye geçiyor. Ciddi bir farkları olduğu da söylenemez.