Giriş
(4)

cimer şikayetim

cileklikusmuk
merhaba,özel bir üniversitede sözleşmeli öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. kime daha çok ders verilirse o daha çok kazanıyor ve belirli kişilere torpil yapılıyor. bunu cimer'e şikayet ettiğimde resimdeki yanıtı aldım. bundan sonra ne yapabilirim? yardımlarınızı bekliyorum :(
merhaba,

özel bir üniversitede sözleşmeli öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. kime daha çok ders verilirse o daha çok kazanıyor ve belirli kişilere torpil yapılıyor. bunu cimer'e şikayet ettiğimde resimdeki yanıtı aldım. bundan sonra ne yapabilirim? yardımlarınızı bekliyorum :(
0
cileklikusmuk
(30.09.19)
şu noktadan sonra yapabileceğiniz işe yarar bir şey yok ne yazık ki. kafamda bir sürü alternatif düşündüm ancak hepsinde de okul yönetimi haklı ve kabul edilebilir bir açıklama yapıp sizin elinizi boş bırakabilir. ancak tek şu var max girilebilecek ders sayısı x iken size x-n diğer hocalara da x+y (y kadar dersi max. ders sayısını aştığı için ücretsiz veriyor) veriyorlarsa o zaman bir şey çıkabilir, ki öyle olduğunu sanmıyorum
0
yemrem
(30.09.19)
her yıl yapılan ders programlarına bakıldığında adaletsizlik açıkça görülüyor ve deneyimle tavsiyeyle falan alakasız bir durum yani. üniversite de ne yaptığını açıkça biliyor ama tabi ki özür dileyecek hali yok. yök adamlarını gönderemez mi okula. canlarını okusunlar istiyorum. :evil:
0
🌸cileklikusmuk
(30.09.19)
cimerde okuldan savunma isteniyor. okul da hiçbir şey bulamazsa "bu hocayı yetersiz buluyoruz, öğrenci tercihleri bu yönde, bu hocanın performansını beğenmiyoruz vs." diye savunma yazsa yeter.

ayrıca vakıf üniversitesi demişsiniz, devlet olsaydı bir nebze ihtimal var diyebilirdim ama vakıf üniversiteleri dernek statüsünde olduğundan bir nevi özel işletme kapsamında. çalışanlarıyla ilgili devlete karşı çok bağlayıcılıkları da yok
0
yemrem
(30.09.19)
vakıf üniversitesinde çalışırken cimer’e yazdığım şikayetten sonra genel sekreter tarafından odaya çağırılmış, şikayetimin kendilerini zor duruma düşürdüğü konusunda azarla karışık bin tane laf işitmiştim, şikayet hiçbir işe yaramadığı gibi bir de iyice tadım kaçmıştı.
cimer’in zaten tek başına bir şey yapma gücü yok, şikayeti muhattabına iletmekle yetiniyor, kimi kime şikayet ediyoruz durumu oluyor yani. maalesef burdan bir şey elde edilemez.
0
ozgur bir kusun hatirati
(30.09.19)
(20)

Öğrencinin öğretmene ilgisi

ya ben lan neyse
bir tane öğrenci var. kız öğrenci. 8. sınıf. öğretmenine baya ilgisi var. öğretmenin adını sağa sola deftere, koluna vs yazıyor. tenefüslerde sürekli öğretmenini takip ediyor. öğretmeniyle konuşan öğrencileri yanına çekip aptal aptal sorular soruyor.öğretmen benim. öğrenci de 8. sınıf. yemin ederim
bir tane öğrenci var. kız öğrenci. 8. sınıf. öğretmenine baya ilgisi var. öğretmenin adını sağa sola deftere, koluna vs yazıyor. tenefüslerde sürekli öğretmenini takip ediyor. öğretmeniyle konuşan öğrencileri yanına çekip aptal aptal sorular soruyor.

öğretmen benim. öğrenci de 8. sınıf. yemin ederim artık midem bulanıyor. öğrenciyi ve bana bakarkenki yüzündeki aptal ifadeyi görünce feci sinirim bozuluyor. gidip çok ağır biçimde kalbini de kırarım ama yapamıyorum.

her şey bir kenara erzurum un bir kenar mahallesindeyim. başımı belaya sokacak yemin ederim. geçen gün öğrencilerden birinin kardeşi gelmiş, adı benle aynı. beni görünce başladı bu çocuğun adını bağırmaya... dikkat mi çekmek istiyor anlamadım. gerçekten midem bulanıyor aklıma geldikçe. düşündükçe kendimi suçlu hissediyorum acaba çok mu iyi davrandım, şefkat gösterdim diye ama diğer öğrencilerden farklı davranmadım.

bu öğrenciden önceden de pek hazzetmezdim. olayı öğrendikten sonra iyice tiksindim. erzurum da olmamız hasebiyle endişelerim var. iftira, adının çıkması bilmem ne...

ne yapacağım ben? ne yapayım da şimdiden önlem almış olayım potansiyel tehlikelere karşı? ne yapayım da ileride bir risk durumunda "ben söylemiştim." diyeyim? anne-babası öyle konuşulacak tipler değil.

edit: müdür, cahil muhafazakar sevimsizin teki. beni de sevmez...
0
ya ben lan neyse
(03.04.17)
Öncekikle okul yönetimiyle konuş. Asla kızla dogrudan ve etrafta kimse yokken konuşma.
0
delicevat
(03.04.17)
Hocam benim icim darlandi. Bu tarz bir durumda olmadim hic ama bence de kizla tek kalma ya da zittina gitme bu sefer iftira atmaya meyilli olabilir
0
Take it away honey
(03.04.17)
8.sınıf olduğuna göre yakında liseye geçecek ve kurtulacaksınız demektir. 1 dönem daha sabır öneriyorum.
0
cileklikusmuk
(03.04.17)
Olası bir ters harekette iftiraya maruz kalma durumu var. Ters davranma en azından.
0
patatesli yumurta
(03.04.17)
Rehberlik öğretmeni ile konuşmayı düşündünüz mü? Bence onunla konuşun. O nasıl hareket edilmesi gerektiğini bilir.
0
tahin pekmez yoğurt
(03.04.17)
rehber öğretmen yok hocam okulda.
0
🌸ya ben lan neyse
(03.04.17)
bir kız arkadaşınızdan rica etseniz sevgiliniz gibi okula gelse? (bekar olduğunuzu varsayıyorum.)

evli iseniz de okula eşi getirmek ne derece uygun olur bilemedim. bu sefer ona sarar falan.

öğretmen arkadaşlarınızdan yakın olan varsa konuyu açabilirsiniz, en azından ilerde farklı bir iftira durumu falan olursa o arkadaşınız şahitlik yapar.
0
buneperhizwhatisthis
(03.04.17)
böyle şeyler oluyo maalesef. kızla hiçbir şekilde yalnız kalmamaya dikkat edin. her şeye rağmen mektup yazma, telefonuna mesaj atma gibi olasılıklar da var. uzak durmak, yalnız kalmamak, karşındakinin çocuk olduğunu unutmamak, çocuğa olumlu ya da olumsuz yanlış bir mesaj vermemek en önemlisi.

kızı kenara çekip aşkını kayıt altına almak saçma bir fikir bu arada. psikolog, avukat ya da öğretmen olmayan insanlardan yanlış fikirler alman olası.
0
passive aggressive
(03.04.17)
çocukla ya da herhangi bir 3. şahısla konuşmak, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmekten öteye gitmez, gerçekten kötü fikir, onu çocuk olarak gördüğünüzü ve hayatınızda birinin olduğunu hissettirmek ve asla yalnız, yakın olmamak en güzeli.
not:öğretmenim.
0
elbar
(03.04.17)
Bence gormezlikten gel, özellikle birebirde ilgilenme (ki oyle davraniyorsundur ) daha çocuk gelip geçecektir. Her sınıfta hocasına aşık olan bir öğrenci vardir.
0
cabiday
(03.04.17)
Öncelikle sakın kızla konuşmayın, başbaşa kalmayın. Karşılık bulamayan öğrencisinin iftirasıyla hayatı kayan bir sürü öğretmen var, haberlerde görüyoruz.

Sipariş tavsiye kendinizi olası bir iftiraya karşı güvenceye almak için durumu okuldaki ağzı sıkı iki hocaya anlatmanız. Sonra il veya ilçe mem deki müdür yardımcılarından birine durumu anlatıp bunlar ergen ne yapacakları belli olmaz, ne yapmamı tavsiye edersiniz diye anlatın. Maksat olası bir münferit durumda durumu bilen şahitlerimiz olsun.

Haberlerde çok gördüm, aşkına karşılık bulamayan öğrencisinin iftirasıyla hayatı kayan öğretmen haberlerini, siz eşeginizi sağlam kazığa bağlayın
0
yemrem
(03.04.17)
bir pedagogdan veya psikologdan yardım almakta ciddi fayda var. bence bu sorunun cevabını burada aramak yerine işin uzmanına sorun.
0
awlmi
(03.04.17)
Karşındaki çocuk herşeyden önce. Kendini düşün o çağlarında komşu abla vs olmadı mı hiç. Bu aşırı yaşıyor demekki duygularını. Psikoloğa danışarak hareket et. Msj mektup falan uğraşma ilerde belki başına dert olur. Ona ters tepki verirsen belki onun hayatını kötü etkileyebilirsin onuda göz önüne al. Liseye geçince seni zaten unutacaktır. Yaşıtlarına yönelecektir. Onu sallama çok, bu seferde kendi kendine anlamlar yükleyebilir.
0
stiletto heel
(03.04.17)
Kızla konuşma ters teperse bu sefer iftira atabilir. Bence de yakın okul arkadaşınla konuş.
0
mobydick
(03.04.17)
Aman sakın ses kaydı falan gibi işlere bulaşma. Görmezlikten geleceksin o da sonra unutacak seni zaten.
0
uyusam iyi olur
(03.04.17)
Baba figürü olarak da görüyor olabilir. Ne hissettiğinin ayırdında olduğunu sanmıyorum. Ergenliğe girerken hisleri, duyguları karmakarışık. Hoşlantı, baba gölgesi, vücudunu keşfetme, hormonların coşması... Hepsi birbirine girmiş olabilir. Aklı başında değil şu an yaşı itibariyle. Bir eğitimci olarak ona yol göstermeli, yardımcı olmalısınız.
0
yirmisantim
(03.04.17)
Hocam evinizin kapısına pencerisine dikkat edin iyi kapayın. Kızı sizin eve koyup jandarmayı arayabilir aile kızı memura yamamak için. Böyle insanlar var maalesef. Aman dikkat.
0
westblack
(03.04.17)
O yaştaki kızın hocasına aşık olması çok normal. Tiksinecek edecek bir şey yok bunda. Birkaç sene sonra bunları hatırlayıp "salak kafam" diye kendine gülecektir büyük ihtimalle.

Yine de psikopat eylemler içerisine girme ihtimaline karşı, taşrada olduğunuz için bunu da eklemek istiyorum ki; AMAN HA AMAN kızdan köşe bucak kaçın, asla yanınızda bir başka yetişkin olmayan bir yerde yalnız kalmayın, öğretmenler odasına girerse sizden başka kimse yoksa çıkın. Kendinizi koruyun kollayın. SMS/whatsapp/internet vb. üzerinden (özelden) ulaşırsa cevap vermeyin ve mesajların hem orijinalini hem de ekran görüntüsünü ne olur ne olmaz diye saklayın. Mesafeli de durup dikkat çekmeyin, doğal davranın. İlgisizliğiniz de dikkat çekmesin yani. Allah korusun iftiradan dedikodudan.
0
ucan fil
(04.04.17)
ucan fil + 1

13 yaşında ben de öğretmenime aşıktım; bangır bangır da ortalıkta "Aşıkım ben" diye dolanıyordum ortada. O yaşta öğretmene aşık olmak ara ara yaşanan bir durum. O yaş dikkat çekmek için aptalca şeyler yapma dönemi; öğretmenin ilgisini çekmek için aşığım diye bağırmıyorsa da, başka birilerinin dikkatini çekmek için başka saçma şeyler yapılıyor. Kendi yaşımda başka biri bana çıkma teklif edince o aşk da saniyesinde geçti. Zaten aşk da değil; insan hayranlıkla aşkı karıştırabiliyor ve kendini aşık sanıyor. Tabii ben salak ve kendi halinde bir kızdım; mahalle belalıları ile takılan bir kız olsaydım belki başka şeyler yaparak saçmalardım.

Üst yönetimle konuşabilirsiniz ya da diğer yakın bulduğunuz öğretmen arkadaşlarınızla. Durumdan birinin haberi olsun. Kızla konuşmak daha büyük problemler açar. Hiç yoktan durumu resmileştirmiş olursunuz. Zamanla aşkı maşkı da geçer zaten.
0
aychovsky
(04.04.17)
değerli hocam sakın gidip direkt kızla veya ailesiyle muhatap olma. sevmesen de olayı üst taraflara bildir, rehberliğe bildir. yarın öbür gün farklı bir durum olursa (öğrenci yüz vermiyorsunuz diye bu öğretmen bana asılıyor vs. şeklinde bile konuşabilir) en azından önceden durum hakkında etrafa bilgi vermiş olabilirsiniz.
0
eagle is free
(04.04.17)
(11)

"ebedi misafirlik" in ingilizcesi tam olarak nasıl olmalı?

kupigometa
ben en fazla "eternal guest" gibi şeye çevirebiliyorum.ingilizceyi iyi bilenleriniz nasıl yorumlar bunu? basit, sıradan değil de biraz güzel ve şık kelimeler bulunabilir mi?
ben en fazla "eternal guest" gibi şeye çevirebiliyorum.

ingilizceyi iyi bilenleriniz nasıl yorumlar bunu? basit, sıradan değil de biraz güzel ve şık kelimeler bulunabilir mi?
0
kupigometa
(31.07.16)
cümleyi yazar mısınız böylece daha çok fikir edinmiş oluruz ve istediğiniz süslü çeviriye karşılık bulabiliriz.
0
cileklikusmuk
(31.07.16)
maalesef cümle yok. bunu bir yerde özel isim olarak kullanacağım.

"ebedi misafirlik"
"sonsuz misafirlik"

ya da ne bileyim buna benzer anlamlara gelen bir şey arıyorum.

edit: süslü kelimesini anında çıkarmıştım iyi görmüşsün :)
0
🌸kupigometa
(31.07.16)
guest misafir demek yalnız, misafirlik sözcüğüne karşılık olarak tek kelimelik visit var. eternal visit filan olabilir belki.. ama hangi misafirlik sonsuza dek sürer, işin orasını anlayamadığımdan tuhaf geldi biraz. misafirlik dediğimiz şey geçici birşey doğası gereği. kalıcı olursa ne kadar misafirlik olur o, artık evin demektir çünkü.. vs.
0
gloomystorm
(31.07.16)
aslında immortality (ölümsüzlük) kelimesini kullanmak istedim ama doğrudan anlatmak yerine bunu seçtim.

konu üzerinde gerçekçi düşünmeye gerek duymadım.

örneğin erkan oğur "bir ömürlük misafir" demiş. o bir ömürlük demiş ben ise sonsuz diyorum. biraz böyle bakıyorum konuya. oy üzden kafanızın karışması normaldir.
0
🌸kupigometa
(31.07.16)
hm, enteresan.
endless ya da everlasting de diyebilirsin. fena durmaz bence.
visit dersen tabi, guest değil de..
0
gloomystorm
(31.07.16)
ingilizcede -lık eki genelde "ness" ekiyle yapılır. ancak, ingilizcedeki misafir kelimesinin (guest, visitor vb.) ness ekiyle misafirliğe çevirmek mümkün değil. "ness" sadece sıfatlarda kullanılır bildiğim kadarıyla, bunlar da isim.

endless visit diye çevirmek uygun olabilir.
0
haistre
(01.08.16)
Anlamı tam karşılamıyor ama:

An everlasting journey
0
inawen
(01.08.16)
sağ ol @inawen bu da güzel duruyor (sonsuz bir yolculuk)

endless visit (sonsuz ziyaret) daha yakın sanki. bilemedim tam...
0
🌸kupigometa
(01.08.16)
everlasting journey daha suslu bence
0
kassiopeia
(01.08.16)
başına "the" koymadığın için garip geliyor belki..

the endless visit... fiyakalı oldu bak şimdi.
0
gloomystorm
(01.08.16)
everlasting journey ; bu da güzel fakat devam eden yolculuğu tarif ediyor.

the endless visit ; kalıcılık üzerine daha oturaklı anlamı var gibi. zaman geçse de onlar duruyor vs

neymiş bu diye merak edenler oluyordur. resim serisi yapıyorum. bu da onun adı. Teşekkürler herkese ;))
0
🌸kupigometa
(01.08.16)
(1)

Çilek reçeli yapmak

kaymaktutmayansicaksut
İlk defa girişeceğim bu işe, anam da çok bilmez. Yol yordam göstericim olun haydi!Merak ettiğim ilk şey şekersiz, elma suyu veya püresi ile reçel yapmak. Deneyen var mı? Bir kısacık anlatabilir misiniz? İkincisi şekerle yapmaya kalksam, bir kg çilek var elimde. Tek isteğim küflenmeden kalabilen, ye
İlk defa girişeceğim bu işe, anam da çok bilmez. Yol yordam göstericim olun haydi!
Merak ettiğim ilk şey şekersiz, elma suyu veya püresi ile reçel yapmak. Deneyen var mı? Bir kısacık anlatabilir misiniz?

İkincisi şekerle yapmaya kalksam, bir kg çilek var elimde. Tek isteğim küflenmeden kalabilen, yerken şeker komasına girmeyeceğim bir reçel. Ne kadar seker katmalı ki hem küfün önüne geçsin, hem de su gibi akmasın? Nelere dikkat etmeli genel olarak?
0
kaymaktutmayansicaksut
(02.07.15)
ilk önce cilekleri temizleyip yıkayarak işe başlayın.daha sonra cilekleri alabilecegi bir kaseye ya da ölcü kabına koyarak ölcusunu belirleyin.daha sonra çilekleri bir tencereye boşaltın.daha sonra cilekleri ölçtügünüz kase kadar sekeri ölçüp çileklerin üzerine dökün tencereye.bir gece bekletin.sulansın. sabah kalkınca da cilekleri pisirin.10-15 dakika yeterlidir.kıvamına gelip ocaktan almadadan limon tuzunu katıp 3-4 dakika kadar daha kaynatıp ocaktan alın.soguyunca eger cıvık olduysa gunese koyun ya da kavanoza koyarak agzı acık bir sekilde buz dolabında beklerse koyulasır.ayrıca ocaktan almadan once bir çimdık tuz atın sonra ocaktan alın.1 kg cilek için findık buyuklüğünde limon tuzu yeterlidir.rrcele su katmayacaksınız kendisi sulanır.afiyet olsun.
0
cileklikusmuk
(02.07.15)
(5)

Duruş bozukluğu nasıl düzelir?

Cursed Chico
Kastettiğim şey belin dik olmaması. Şınav çekerken mesela kalça bel dümdüz olacka göğüs ve kollr inecek ama bende bel de iniyor. Squatta dik mesela ama tbarrow da da yamuluyor.Şınavda her şeyi denedim. Belimi sıktım kalçamı sıktım, serbest bıraktım ama bel kamburlaşıyor kalça iniyor. Normalde bir so
Kastettiğim şey belin dik olmaması.

Şınav çekerken mesela kalça bel dümdüz olacka göğüs ve kollr inecek ama bende bel de iniyor.
Squatta dik mesela ama tbarrow da da yamuluyor.

Şınavda her şeyi denedim. Belimi sıktım kalçamı sıktım, serbest bıraktım ama bel kamburlaşıyor kalça iniyor.

Normalde bir sorun yok otururken tyürürken filan. Belki de vardır ama haretketlerde dikkat ettiğim için bu hareketlerde var.
0
Cursed Chico
(31.05.15)
eger fiziksel bir sorun yoksa,

arjantn tango, standart danslar gibi bilimum danslar ve yoga iyi bir durus icin birebir.

ama senin sorun daha spesifik, bilemeyecegim.
0
goldentitan
(31.05.15)
kaslarınız geliştikçe düzelecek. ne zamandır şınav çekiyorsun. şınavda ellerini çok ileri koyuyor olabilir misin. şınav çekerken yere değil de biraz ileri bakmayı deneyebilirsin. duruşu biraz düzeltiyor bu.
0
cileklikusmuk
(31.05.15)
Senin sorununu tam anlayamadım. Normalde yoksa bir bozukluk muhtemelen hareketleri yanlış yapma ile ilgilidir. Onun dışında duruş bozukluklarında genel olarak doktorların tavsiyesi yüzme ve pilates oluyor.
0
patiska
(31.05.15)
Alexander Tekniği diye bir kitap vardı, belki faydalı olur.
0
firez
(31.05.15)
şınav vücuttaki tüm kasları çalıştırıyor neredeyse, yeni başladıysan şınav çekmeye belini düz tutamaman normal. zamanla güçlendikçe kasların belini zorlanmadan düz tutabilirsin. ama ben yeterince güçlüyüm onunla bir ilgisi yok diyorsan ortopediste git bir film falan çeksinler.
0
aksimetre
(31.05.15)
(4)

beynim kanıyor mu

hamitt
Merhaba,kafamı vurdum. hafif şişti. hafif başım dönüyor, içeride de hareketlilik var gibi. doktora gitmeli miyim? yoksa 1 saat falan bekleyip duruma göre mi şeyapayım? bir de belirtiler ne olabilir?teşekkürler.
Merhaba,
kafamı vurdum. hafif şişti. hafif başım dönüyor, içeride de hareketlilik var gibi. doktora gitmeli miyim? yoksa 1 saat falan bekleyip duruma göre mi şeyapayım? bir de belirtiler ne olabilir?
teşekkürler.
0
hamitt
(29.05.15)
doktora gitsen de 24 saat içinde kusma olursa gel dyecek
0
cileklikusmuk
(29.05.15)
Beyin kanaması da geçiriyor olabilirsin, hiçbir şey olmayabilir de. Sen karar vereceksin.
0
angelus
(29.05.15)
Baş dönmesi, bulantı, kusma gibi belirtiler varsa mutlaka bir acil servise git. Eğer böyle bir sey yoksa buz koymak iyi gelebilir.
0
auguratrix
(29.05.15)
ikilemde kalacağına git doktora.
0
peggy
(30.05.15)
(5)

sürekli halsizlik

loch ness
günde 7-8 saat civarında uyuduğum halde sürekli bir yorgunluk ve uyku hali mevcut. özellikle yemeklerden sonra resmen uyku çöküyor. kahve içerek açıyordum biraz kendimi fakat artık o da kar etmemeye başladı. çok kilolu değilim 1.81 boy 85 kilodayım. fakat son bir seneye kadar 70-72 kg arasındaydım,
günde 7-8 saat civarında uyuduğum halde sürekli bir yorgunluk ve uyku hali mevcut. özellikle yemeklerden sonra resmen uyku çöküyor. kahve içerek açıyordum biraz kendimi fakat artık o da kar etmemeye başladı. çok kilolu değilim 1.81 boy 85 kilodayım. fakat son bir seneye kadar 70-72 kg arasındaydım, birden kilo aldım ve bu noktada sabitlendim 1 senedir. spor yapmıyorum, çünkü işim halihazırda yeterince koşturmacalı bir iş. fakat bütün gün büroda olduğum zamanlarda bile halsizlikten yamuluyorum resmen. gün içinde aniden acıkma atakları geliyor. bir de eskisine oranla çok daha kolay terlemeye başladım. önceden ciddi ciddi efor sarfetmem gerekirdi ki az biraz terleyebileyim. şu an oturduğum yerde bile biraz alnım terleyebiliyor. elimdeki bilgiler şimdilik bu kadar. şahsen insülin direncinden şüpheleniyorum. yada demir vitamin eksikliğinden vs. çünkü şu sıralar yorgunluğumun en çok arttığı dönemdeyim ve aft ve arpacık benzeri illetler türemeye başladı. :/ konuştukça birşeyler çıkıyor, vebalı gibi hissettim. bir öneriniz var mıdır sevgili dostlarım?
0
loch ness
(22.05.15)
şeker olabilir dostum kontrol ettir.
0
metket
(22.05.15)
reaktif hipoglisemi olabilir.
d vitamini eksikligi olabilir.
0
jimicik
(22.05.15)
daha fazla su tüketmenizi öneririm en az üç litre.
0
cileklikusmuk
(22.05.15)
kimsenin söylemediği hatta çoğu doktorun atladığı bir şey söyleyeceğim sana erkeksen eğer.

testosteron, östrojen ve prolaktin düzeylerini ölçtür bir kan tahlili ile. hormonlar genelde atlanıyor.
0
clark sehir
(22.05.15)
hormonal testlerinizi yaptirin (tiroid vs.), bir de depresyon gibi bir durumunuz var mi, o da isteksizlik, halsizlik yapar.
0
ikilem
(22.05.15)
(3)

pilates seven dostlar

littlejack
evdeki matın üstünde pilates yaparken özellikle table pozisyonunda kuyruk sokumum çok acıyor. matın kalınlığı ölçmedim ama göz kararı 1,5 cm kadar, daha kalın mı alayım?kaç cm olmalı?
evdeki matın üstünde pilates yaparken özellikle table pozisyonunda kuyruk sokumum çok acıyor.
matın kalınlığı ölçmedim ama göz kararı 1,5 cm kadar, daha kalın mı alayım?
kaç cm olmalı?
0
littlejack
(09.04.15)
destek için havlunu koyabilirsin öyle zamanlarda ama evde tek başına yapıyorsan beki de başka bir şeyi yanlış yapıyorsun
0
fasulyek
(09.04.15)
Tecrübelerime göre kalçanızı iyice sıkmanız gerekiyor böylece kasların üzerinde hareket ediyor olacaksınız. Yoksa hem hareketi doğru yapamıyorsunuz hem de acı çekiyorsunuz.
0
cileklikusmuk
(09.04.15)
konunun uzmani degilim sadece amator bir uygulayici olarak bildigim soyle, eger dogru hareketi anladiysam, bel boslugunuzun kapanmasi gerekiyor, yani bunu ayarlamak icin birkac yontem var, bir tanesi su; yerde sirtustu yatarken dizleri gogsunuze cekiyorsunuz, sirtiniz disbukey hale gelmis oluyor, iyice disbukeylestirmek icin dizlerinizi kollarinizla gogsunuze bastirirken iki yana dogru sallaniyorsunuz, bunu yaparken zaten tam belinizin yere iyice temasini hissediyorsunuz, bu temasi bozmadan geri duzeltmeden bacaklarinizi yere dogru indiriyorsunuz.
ebru salli kalca kemigini dondurmek gibi tek bir hamle ile bunu yapiyor.
benim eski pilates hocam gobek deligini sirtindan yere yapistirdigini hayal et derdi.
ben en cok ilkinde basarili oluyorum :)
pilatesi dogru yapinca bel agrisi yaratmamasi aksine gecirmesi lazim, bunu da unutmayin, o yuzden korkmayin.
0
mavicorap
(09.04.15)
(5)

ccleaner kullancılarına bir soru

pasp
selamlar,ccleaner ile daha çok şey silmek istiyorum da, acaba capsteki dataları silersek ne olur?yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürler,not: default olarak seçili gelenler dışında, bilgisayarda bir kararsızlık yaratmayacak şekilde, hangi dataları sildiğinizi de söyleyebilirseniz sevinirim. bilgisa
selamlar,

ccleaner ile daha çok şey silmek istiyorum da, acaba capsteki dataları silersek ne olur?

yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürler,

not: default olarak seçili gelenler dışında, bilgisayarda bir kararsızlık yaratmayacak şekilde, hangi dataları sildiğinizi de söyleyebilirseniz sevinirim. bilgisayarı okuldan verdiler de bir sorun çıkmasın şimdi. :/
0
pasp
(08.03.15)
ccleaner ı birkaç saat önce yükleyip capsteki alanları da sildim. şu an bilgisayarda hiçbir sorun yok. Ama boş alan temizlemesi gerçekten uzun sürüyor.
0
cileklikusmuk
(08.03.15)
Boş alanı temizle olayı, geri dosyaların geri döndürülemez şekilde silinmesi için, harddiskteki boş alana dosya yazıp siler, onu kesilnlikle işaretleme, onlar önbelleği yazanlar ve kısayolları yazanlar temizlenebilir ama analizde büyük boyutlu bir şey çıkmadıkça, bilgisayarda sorun olmadıkça ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum.
0
atom karincanin torunu
(08.03.15)
başlat masaüstü kısayolu
masaüstü kısayolları
eski önyükleme verileri
pencere yer/
ortam yolu
boş alanı temizle

bunları boş bırak diğerlerini seç.
0
cetoxim
(08.03.15)
Ben masAüstü kısayolalr hariç her şeyi temizliyorum. Winodwsun kendi sistem tools ları var. Disk birleştiricisi ve bilgisyarıma gidip sağ tıklayınca herhangi bir sürücüye, c sürücüsünü temizle seçeneği var. Onları yapıyor ordakiler bazıları .

Bir de wipe free space, en sondakini işaretlemiyorum. Yere ihtiyacım varsa yapıyorum. Silinen dosyalar aslında silinmiyor, o özellik onları siliyor ve bayağı zaman gidiyor.

Önbellek=cache. Gördüğüm yerde silrim.
0
Cursed Chico
(08.03.15)
peki şunu da sorayım: compact databases yapan var mı firefox vs için?
0
🌸pasp
(08.03.15)
(7)

Final Essay - Kontrol Eder misiniz?

rebio
Çok basit bir essay ama azıcık uzun. Gramer açısından hata olmaması çok önemli. Kontrol ederseniz çok sevinirim. There are so many singers nowadays with different singing and dancing styles, characteristics, and attractions. In my opinion, regardless of talent, if a singer buys some lyrics, pa
Çok basit bir essay ama azıcık uzun. Gramer açısından hata olmaması çok önemli. Kontrol ederseniz çok sevinirim.


There are so many singers nowadays with different singing and dancing styles, characteristics, and attractions. In my opinion, regardless of talent, if a singer buys some lyrics, pays someone to add some rhythm, and getting on stage with these soulless work, that does not make him/her a good singer. Uniqueness and real effort, while adding something from your own are essentials of being a good, or even a legend singer. This is what I like about Michael Jackson and also why I think he is one of the most talented singers ever. He has his own lyrics and style of singing, dancing, dressing and so on. Therefore, it is not hard to say that everything about him is very recognizable. I think his talent in songs, unique style and live performances are what makes him a legend and the most talented singer ever.

The uniqueness in his songs is one of the things that made him one of the most talented singer and a true legend. A song has three layers; songwriting, singing, and performing. Michael Jackson had done very significant work in all these three layers. First of all, most of his songs are written by him, not any other person. Beat It, Bad, Billie Jean, Black or White, The Way You Make Me Feel are just a few examples of those songs. Since most of his songs are written by him, we can say that there is true emotion there and his songs are actually a part of him. Otherwise it’s hard to get the feeling for both him and us because I don’t really see such songs as heartfelt ones. For example, I used to like the song Man in the Mirror a lot, but then I found out someone else wrote the song, not Michael Jackson. I suddenly lost my interest to the song. I didn’t do this on purpose, but the connection between me and the song was lost at that time. When I listen to Michael Jackson, I want to hear what he has to say and what he feels, I’m not interested in someone else’s story. Besides, he tells a story from his own in most his songs. I think this is very important to see if the performer is heartfelt or not. For instance, Billie Jean has a very interesting story. Michael Jackson stated several times that “Billie Jean” was based on the groupies he and his brothers had relationship with back in 1980s. He said that there was a lot of Billie Jeans out there and every girl claimed that their son was related to one of his brothers. I think it’s so special to hear world’s one of the most known songs with such story from such a legend performer. That does not happen all the time. In singing perspective; his voice and rhythms are so identifiable that when you hear his song, you probably recognize him. His yelling as “hee-heee” is at very high pitch and so unique that only he could do it. Even nowadays, it would be very silly to hear this from another performer. It just would not make sense. Moreover, it is technically proven that he had incredibly wide range of octave diapason in addition to being able to reflect any emotional nuance in his songs. Besides those unique high pitched yelling and wide range of octave diapason, he had such songs that only he can sing. His singing tone and style in general is so special that there is not many singers that dares to sing Billie Jean, Leave Me Alone, I Just Can’t Stop Loving You, Wanna Be Startin’ Somethin’ and so forth.

His style in general is very unique too. For example there is a “Michael Jackson’s hat.” When I see a black fedora hat with its brim goes all the way around, he comes up to my mind, Not Frank Sinatra or Al Capone. There is “Michael Jackson’s glove” which is white, for only one hand with silver sequins on the back. His black and slim tie, black leather jacket, white socks with black shoes is such a popular combination all around the world. There is “Michael Jackson dance” which has very sudden and sharp moves as there is no gravity. Also his body when he danced was like with no mass or muscles. I don’t know specific name for each move, but, of course his signature Moonwalk is one of the most known move in his unique dance and a good example of those sharp and unusual moves. Furthermore, people from all around the world are trying to be successful in talent contests by trying to do “Michael Jackson dance” with all his clothes, glove, hat and so on. It is not some kind of dance; it is belong to only one person. I think this is more than enough to consider him one of the most talented performers ever.

Michael Jackson is considered as one of the best live performer ever. I think he is the best live performer in terms of very unique choreography, being prepared, and having endless energy. His style did not let him take a stage while he is drunk. It is all or nothing; he had such a style that it is impossible to give a concert without an advanced preparation. His choreography was not jumping up and down and running around. He had to know his timing because his moves were very connected with the rhythm. For example when the rhythm goes “bum-bum-bum” he had to jump in each “bum.” Also he had to know what he was going to do in group dancing in order to be synchronized. Without sync, group dancing would not have any point. It takes a lot of effort to sing and dance in such a unique way for two hours in front of a hundred thousand people. In addition, I like the fact that his dancers (whom ages are between twenty and thirty) were having very hard time while trying to keep up with him even when he was fifty years old. To be more specific, I am talking about his very last performance; This Is It. He was exactly fifty years old, however, he could still dance much better and longer than other young dancers. In fact, in some scenes, it can be seen that the dancers were getting tired and slowing down, but Michael Jackson still dominating the stage. In addition, he is such talented in dancing that they used to make auditions for advanced dancers only in all around the world to qualify people that are able to dance behind him.
In conclusion, I think Michael Jackson is one of the most talented singers ever and a true legend. He tells a story from his own in his songs during both writing lyrics and performing. He is a true heartfelt. In fact, he has one of the most wide-ranged octave diapason ever. Also he is very identifiable in his songs and clothing. He is so original that he has his own dancing and singing style. In addition to all these uniqueness, I think he is the best live performer ever. He could sing and dance for hours even when he was fifty years old. I think these are more than enough characteristics to see him as one of the most talented singers ever. All these values are so hard to see in a singer nowadays; therefore, we should appreciate him for his great contributions to our world and also let his legacy to live forever for other generations.
0
rebio
(10.11.12)
1. parag. 3. satır "getting" değil "gets" olmalı
1. parag. 5. satır "legend" yerine "legendary" daha doğru sanki
2. parag. 2. satır "had done" değil "has done" olmalı
2. parag. 17. satır "In singing perspective" değil "from singing perspective"

ilk iki paragrafta bulabildiklerim bunlar, sıkıldım başkası devam etsin :)
0
bu konu cok sevimsiz
(10.11.12)
çok fazla i think demişsin. gramatik bi hata olmasa da itici kılıyor /:
0
solo
(10.11.12)
3 saniye baktım.

michael jackson ile ilgili kısımda

one of the best performer demişsin ama one of the best performers olacak. öptüm.
0
bunlarolmaz
(10.11.12)
P.1 I think his talent in songs.
bildiğim kadarıyla talent in diye birşey yok. He has got great talent for singing diyerek devam edebilirsiniz.

okuyorum daha editliyeceğim.
0
cileklikusmuk
(10.11.12)
yapacak daha iyi bi iş bulamadım, devam ediyorum :)

3. parag. 2. satır "goes" yerine "going"
3. parag. 4. satır "... black shoes is such a popular" yerine "... black shoes build up such a popular"
3. parag. 6. satır "Also his body when he danced was like with no mass or muscles" yerine "also his body was as if it had no mass or muscles when he danced" daha iyi.
"It is not some kind of dance; it is belong to only one person." gramer olarak çok çok yanlış, bence bu cümleyi direk at.
0
bu konu cok sevimsiz
(10.11.12)
editleyemiyormuşum.

2.paragrafın ilk cumlesinde iki kere ard arda one of the dikkat çekiyor ikinci kısmı komple atıp sadece true legend diyebilirsin.

bitti.
0
cileklikusmuk
(10.11.12)
sadece son paragrafi okudum. cok fazla ever var onlari kesinlikle azalt. sonuc paragrafinda yeni seyler söylemissin hep, cok "conclusion" olmamis. birde "identifiable in his songs and clothing" demisin ama "in" orda dogru degil bence. "by" olabilir mesela "in" icin söyle bir kullanim gerekir --> ".. identifiable in crowd" gibi.

Digerlerinin söyledigi gibi cok fazla I think demisin. Birde gözüme carpti 2. paragrafta made yerine makes daha dpgru bir kullanim olur. su cümlede -->(The uniqueness in his songs is one of the things that made him one of the most talented singer and a true legend.)
0
kimse
(11.11.12)
(17)

Evlilik hakkında... Gerçekten gerekli mi ?

pozzecco
Merhabalar gönül dostlarım... Esasında soruyu başlıkta sordum ama biraz daha açmam gerekli. Son zamanlarda yakın çevremdeki herkes evleniyor ve tahmin edebileceğiniz gibi Facebook' ta boy boy "Evlendik / Mutluyuz / Balayımız için Paris' teyiz / Ay ne kadar heyecanlıyız" temalı fotoğraf albümlerinden
Merhabalar gönül dostlarım... Esasında soruyu başlıkta sordum ama biraz daha açmam gerekli. Son zamanlarda yakın çevremdeki herkes evleniyor ve tahmin edebileceğiniz gibi Facebook' ta boy boy "Evlendik / Mutluyuz / Balayımız için Paris' teyiz / Ay ne kadar heyecanlıyız" temalı fotoğraf albümlerinden geçilmiyor. Bir zamanlar lisede "acaba aramızdan ilk kim evlenecek" gibi soruları tartışırken şimdi "en son kim evlenecek" gibi şeyler konuşuluyor. Ben hayatım boyunca bunun yakınında bile değildim ve şimdi "acaba bende mi bir tuhaflık var" gibi bir düşünce içindeyim. 30 yaşındayım, tek çocuğum ve son 10 yıldır yalnız yaşıyorum. Evdeki her şeyi tamir edebiliyorum, ev işlerini halledebiliyorum, bir tek çamaşır makinesine uzaylı gibi bakıyorum ama pamuklu programı / 40 derece / 1000 devir sıkma ile hemen hemen her şeyin yıkanabildiğini keşfettim. Kazandığım parayı tek başıma harcamayı seviyorum; iyi bir müzik sistemim var, geceleri online oyun oynuyorum ve maç seyrediyorum. Bunlar beni mutlu ediyor ve ciddi anlamda hiçbir şeyin eksikliğini hissetmiyorum. Bugüne kadar çok zor günler yaşadığım da oldu ve belki tek çocuk olmanın getirdiği bir anlayış ile her sorunu kendi içimde çözümlemeyi başardım. Sağlıklı bir arkadaş çevrem ve aile yapım oldu; sevgisizlik ya da fazla ilgi/sevgi görmedim. Normal olmayan bir şey yoktu. Bir çok kız arkadaşım oldu ama geri dönüp baktığım zaman bunun etkisi kıskançlık / huzursuzluk / mutsuzluk üçgeni içindeki herhangi bir nokta idi. Gerçekten çok sevdiğim ve iki yıl süren uzun bir ilişkinin tek getirisi ise hüzünden başka bir şey değildi.

Ben kendime kendi iç huzurumu önplanda tutan, basit ve küçük şeylerden mutlu olabileceğim bir hayat kurma yolunu seçtim ve insanlar bunu pek fazla anlamıyor. Onlara gerçi üstteki paragrafta yazdığım kadar detaylı açıklama imkanım olmadı, dolayısı ile düşüncelerimin anlaşılabilirliği konusunda o yüzden onların açısından çok emin değilim. Ama -okumaktan sıkılmadıysanız- sizin bu konuda bir fikriniz var ve bu fikrinizi merak ediyorum.

En iyi ihtimalle, evlensem bile çocuğumun 4-5 yıl sonra olacağı varsayımı ile 10-45 / 20-55 / 30-65 gibi bir kuşak farkımız olacak; öte yandan 40 yaşımda iken, bir alışveriş merkezine gidince bağırıp çağıran bir çocuğu zaptetmeye çalışacağım. Hayatımın belki en verimli döneminde bir kadının dırdırı ile, kıskançlık krizleri ile uğraşacağım. Mutlu ve huzurlu yaşadığım, dingin bir evde sürekli bir koşuşturma olacak.

Bazı futbolcular için "evlenince disipline girdi" gibi söylemler kullanılır; benim hayatım gayet disiplinli mesela.

Aranızda, evlenmeden önce benim gibi hissedip şu an "ya öyle şeyler düşünülür ama hiç merak etme, işler düşündüğün gibi değil" diyebilecek olan birileri var mı ? Ya da evliliğin; yalnızken mutlu olan birini daha mutlu edebileceğini düşünen birileri...

Merak ediyorum; sosyal kaygılar ve aile kurma içgüdüsü dışında, evlilik gerçekten gerekli mi ? Sizler ne düşünüyorsunuz ?
0
pozzecco
(25.09.12)
gerekli.
0
basond
(25.09.12)
5-6 yıl daha bekle..sonra evlen.
0
soljenitsin
(25.09.12)
Bana hep yaşlandığında içinde bir ukte kalacakmış gibi geliyor.
0
roket adam
(25.09.12)
10 yildir yalniz yasadiktan sonra evlilik seni cok buyuk ihtimalle daha mutlu etmeyecektir ve hatta daha huzursuz, rahatsiz etme ihtimalinin yuksek oldugunu soylemeliyim.
0
ritsos
(25.09.12)
ben evliliği ve çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum.kağıda atılan bi imza benim için önemli değil.yani çok gereksiz bişey.ama rica ediyorum illaki evlenecekseniz bile lütfen çocuk yapmayın :)
0
rock n roll
(25.09.12)
ben de dun gece dusundum bunu icerken.

su anda cocugum olmasini cok isterdim mesela. boyle havada hop hop yapayim, burnumu tutsun, gulsun, hayatta en fazla babasina guvensin; bunlar cok guzel de, acayip buyuk bir sorumluluk. kaldi ki, hayatimin sonuna kadar beraber yasayacagimi dusundugum bir kadin olacagina da inanmiyorum su an icin.

26/m/ankara :D

edit: son cumleyi "kaldi ki, hayatimin sonuna kadar beraber yasamak isteyecegimi dusundugum bir kadin olacagina da inanmiyorum su an icin." seklinde degistirirsem daha iyi ifade etmis olurum kendimi.
0
osuruklu
(25.09.12)
şunu okumanı tavsiye ederim
www.eksisozluk.com
0
izaleisuyuu
(25.09.12)
kuşak farkı
bağırıp çağıran bir çocuk
kadın dırdırı
kıskançlık krizleri
sürekli bir koşuşturma...

evlilige ve cocuga su anda bu gozle bakiyosun. kendi kendine yetiyosan, soyunu devam ettirmek gibi bi derdin yoksa, yeterli bencillik seviyesine ulasmissin demektir. su siralarda evlensen ve yukarida saydiklarinin biri bile gerceklesse, "hay akilsiz basim!" deme ihtimalin yuksek. ayrica, henuz dogmamis bir cocuk olarak, daha beni tanimadan, beni, "alışveriş merkezine gidince bağırıp çağıran ve zaptedilmesi gereken bir çocuk" diye tanimlayan bir babam olsun istemezdim dogrusu.

kendini de "yalnızken mutlu olan biri" olarak tanimliyorsun.

kendini "yalnızken mutsuz olan biri" olarak tanimlayacagin gun gelene kadar evlenme. oyle bir gun hic gelmeyebilir. ama gelebilir de...

ama bencil oldugunu goz onunde bulundurarak bir hatirlatma: istatistikler, evlilerin daha uzun yasadigini gosteriyor. bu senin icin bir anlam ifade ediyorsa tabii...
0
compadrito
(25.09.12)
@ basond / sağolun.

@ soljenitsin / 5-6 sonra durum daha da kronik hale gelebilir bence, yani bu karar 32-33 ten sonrasına sarkarsa gerçekten problem büyüyecektir.

@ roket adam / beni düşündüren tek nokta bu. 60 yaşında iken bir gün "ya bir çocuğum olsaydı keşke" demek ürkütüyor bazen, ne yalan söyleyeyim...

@ ritsos / aynı düşüncedeyim. işte bir anti-tez çıkar mı / yanlış mı yapıyorum acaba diye sorma gereği hissettim.

@ gece kelebeği / sağolun ama cevabım hayır. Ama kesinlikle evlilik teklifi alan erkekler bunu olumlu yönde cevaplamaya meyilli olacaktır, şanslısınız.

@ rock n roll / Esasında gen havuzuna pozitif katkı yapacağımı düşünüyorum genel olarak. Kağıda atılan imza konusunda ise, yine bir çeşit bürokratik işlemin olması gerektiği kanaatindeyim.

@ osuruklu / çocuk sahibi olmak güzel bir şey aslında ama büyüyene kadar epey bir enerji götürüyor gibime geliyor. Doğrusu kendimi "baba" olarak göremiyorum. Daha komiği var, ortaokulda "at" yaptığımız; yani ağzına mendil geçirip üstüne oturduğumuz bir arkadaşımız vardı. Şimdi genel cerrah olmuş ve bir çocuğu var, facebook daki resimlerini görünce ciddi bir beyin sarsıntısı geçirdim.

@ izaleyisuyuu / harika bir yazıymış, teşekkür ederim.

@ compadrito / bildiğim kadarıyla bebekler şu şekilde dünyaya gelmiyor; www.youtube.com . Dolayısıyla olayı duygusallıktan uzak ele aldığımı düşünmeniz doğal, lakin ben daha gerçekçi ve somut yanlarını ortaya koymaya ve özellikle belli bir yaştan sonra oluşacak negatif etkilere odaklanarak yazdım. Algıda seçicilik gibi düşünebilirsiniz, zaten bir anlamda evlilik hakkındaki düşüncemin yansıması bu. Olumsuz tarafların belli bir noktadan sonra daha çok göze batması. Bencil olduğumu, ya da herkeste biraz olması gerektiğini düşündüğüm otonom bir bencillikten daha fazlasına sahip olduğumu pek kabul etmiyorum.
0
🌸pozzecco
(25.09.12)
cinsiyeti yaymak kötülüklerin en affedilmezidir. içinde bulunduğun buhranı bir başka yaratığa bulaştırmaktan daha sadistik bir şey olabilir mi? evlenme, çocuk yapma ve sadece yaşa. tabii bence.
0
ziggypop
(25.09.12)
herkes zaten genlerine çok güveniyo da sorun o değil.şu dünyaya çocuk getirmeyin.yazık şu çocuklara ya valla çok acıyorum ya
0
rock n roll
(25.09.12)
@ ziggypop / Bir buhran içinde değilim bence; yalnızca toplumda dayatılan belli bir "evlenmek gerek artık" düşüncesinin, "yalnızlık konusunda herhangi bir sıkıntısı olmayan" birisi için de açıklanması gerektiğini düşündüm. Her fikre açığım ve zaten belli bir ikilemde olduğum için bu soruyu sordum. "Cinsiyeti yayma" konusunu pek anlayamadım ve kimseye bir kötülük yaptığımı sanmıyorum. En azından ekşi duyuru' yu okuyup evlenmekten soğuyacak birisi varsa bence bu onların kendi irade sorunudur.

@ rock n roll / Evlilik hakkındaki düşüncelerimden sonra "çocuk düşmanı" imişim gibi bir hava oluşması biraz tatsız oldu bence. Çocuğum olduğu zaman kırbaçlayacağımı falan düşünmüyorsunuz değil mi ? Bilakis çocukların, kendilerine ilgi ve şefkat gösterilen sağlıklı bir aile ortamında büyümesi gerektiğini ve çocuk eğitiminin çok ciddi sorumluluklar içeren bir görev olduğunu düşünüyorum. Tavşan gibi yavrulayıp çocuklarını umursamayan bir ebeveyn adayı olmaya en uzak kişiyim bu bağlamda.

// rock n roll' un mesajı üzerine edit: kendisini yanlış anlamışım. Kusura bakmasın. Cevapları ve cevaplarınız için teşekkür ederim.
0
🌸pozzecco
(25.09.12)
bence gerekli değil. evli çiftlerin bikaç seneden sonra birbirini sevmediklerini düşünüyorum. birey olamamış, kendi iç huzurunu bulamamış insanlar zaten hayatlarında bir dönemeç olarak gördükleri evlilikte de bir süre sonra mutsuz oluyor. ama bir ilişkinin illa hüzün getireceğini de düşünmüyorum.
0
meriadoc
(25.09.12)
merhaba.
bence de gerekli değil.
21 yaşındayım büyüyünce sizin gibi olmak istiyorum.
0
cileklikusmuk
(25.09.12)
Lakin şöyle bir anket var, belki alakalıdır.

sites.eksiduyuru.com
0
clark sehir
(26.09.12)
Gerekli değil. Mevcut düzeninizi muhafaza edin ve gidebildiği yere kadar gidin. Belki 10 yıl sonra çok daha farklı düşüneceksiniz, belki 10 yıl sonra gerçekten bir kadını/gerçek bir kadını seveceksiniz, huzuru onda bulacaksınız ve ömrünüzün sonunu onunla getirmek isteyeceksiniz. Yani belki kendiliğinizden o kadınla aynı evin içinde yaşam sürmeyi dileyeceksiniz. Olmayan şeyler değil bunlar. Çocuk/yaş farkı konusuna gelince; -Türkiye'de yaşadığınızı varsayarak- böyle bir hayata, bu şartlara gelmese daha iyi gibi sanki, bilemedim.
0
635453
(01.10.12)
evlilik millet çenesini kapatsın, diye lazım olabilir de... sizin kadın ve erkek ilişkilerine dair pek menfi önyargılarınız olduğunu düşünüyorum. zannettiğim gibiyse, kendinizi haklı çıkaracak ilşkiler kurup, "kendini doğrulayan kehanet"lere mahkum olabilirsiniz...
0
firuz
(01.10.12)
(6)

Soguk el ayaklar

groove salad
Demir eksikligi anemisi ve hafif b12 anemisi mevcut, tiroidler normal.demiri normal seviyeye cekip de el ve ayaktaki usume olayini halletmis insan var midir? tecrubeleriniz neler? tesekkur ettim.
Demir eksikligi anemisi ve hafif b12 anemisi mevcut, tiroidler normal.
demiri normal seviyeye cekip de el ve ayaktaki usume olayini halletmis insan var midir? tecrubeleriniz neler? tesekkur ettim.
0
groove salad
(13.09.12)
yok azizim yok. ilaç kullanırken yanıyosun. sonra ilacı bırakınca herşey eski haline dönüyor. aldığın kilolarda yanına kalıyor.

anemiyim.
0
cileklikusmuk
(13.09.12)
Sorunla alakası olmıycak ama sigarayı bırakınca elim ayağım düzelmişti benim sigara kullanıyosan diye dedim.
0
mirty
(13.09.12)
Üç şeyin benim demir eksikliği üşümesimi azalttığına inanıyorum:

-Protein ağırlıklı beslenmek, adam gibi et yemeye başlamak
-Kalın/sıcak ve termal montlar almak. Çoğu giydiğimiz şey soğuk hava koşullarına yetmiyormuş.
-Bir de çok soğuk ortamlarda çalıştım,bu da soğuk direncimi kırdı, zıvanadan çıktım.

İlki dışındakiler fiziksel değişiklik. Fakat ellerim ve ayaklarımın buzlandığını sadece regl olduğumda hissediyorum artık. O da normal, kan kaybetmek söz konusu. Onun dışında azaldı baya.
0
fauxhumanitas
(13.09.12)
çekirdekli üzüm ye bol bol.
0
kayranin kedisi
(13.09.12)
el ve ayak soğukluğu genetik bir durummuş.bu sorun bende de mevcut.anemi olmamla bir ilgisi yokmuş.kansızlığı ilacı,hapı vs var ama bu durumun yokmuş.bu yüzdendir ki yaz insanıyım.
0
artemiss
(13.09.12)
bslenme alışkanlıklarınızı değiştirmeniz lazım. çaya, kahveye dikat de şart.
0
firuz
(14.09.12)
(9)

Piyasadaki Tercüme Fiyatları ve Ücretlendirme Yöntemi

mea maxima culpa
Merhabalar arkadaşlar,uzun zamandır çeviri yapmamıştım, piyasadan haberim yok. sizlerden bilgi istiyorum. durum şöyle ki:İki hafta önce bir arkadaşımız aracılığı ile bir tercüme bürosu için tercüme yapmaya başladık. İlk başta bize söylenen fiyat 1000 karakter başına 7 lira idi. bugün yaptığım konuşm
Merhabalar arkadaşlar,

uzun zamandır çeviri yapmamıştım, piyasadan haberim yok. sizlerden bilgi istiyorum. durum şöyle ki:

İki hafta önce bir arkadaşımız aracılığı ile bir tercüme bürosu için tercüme yapmaya başladık. İlk başta bize söylenen fiyat 1000 karakter başına 7 lira idi.

bugün yaptığım konuşmada kdv, vergi bilmem ne 7 liranın üstünden %15 düşüleceğini söyledi arkadaş.

arkadaşım bunu yeni öğrenmiş (o konuda arkadaştan eminim) falan filan. ancak elimizde yapmamızı istedikleri başka bölümler var. bu bölümlere geçmeden öğrenmek istiyorum.

1) 6 liralık bir fiyat piyasa fiyatlarına göre nasıl? çok mu az mı? (çeviri 5-10 sayfa değil, toplam 200 sayfa civarı)

2) çevirilerin ücretlendirmesi nasıl oluyor? 1000 karakter başına verilen para orjinal İngilizce metinden mi sayılıyor, yoksa bizim yaptığımız çeviri metninden mi?

bu işlerde tecrübeli arkadaşlar cevap verebilirlerse çok sevinirim. buna göre ilerde verilecek işleri kabul edip etmeme konusunda karar vereceğiz.
0
mea maxima culpa
(04.05.12)
öğrenciyim. kaynak metin üzerinden 200 karakter 7 liraya yapıyorum. ing-tr
tr-ing daha yüksek fiyata olur.
durumun ne kadar vahim olduğunu hayal gücünüze bırakıyorum.
0
cileklikusmuk
(04.05.12)
1000 karakter sizin yaptığıniz çeviriden sayılır.

çalıştığınız büronun ve yaptığınız çevirelerin kalitesine göre de fiyat belirlenir ancak 1000 karakter 10tl civarı idi en son hatırladığım kadarı ile. fiyatlar düşmüş müdür bilmem.
0
klassno
(04.05.12)
yanlış bilgilendirme yapmayalım arkadaşlar. çeviri bürosu 1000 karakteri 12 liraya anlaşır. 12 lira alıyor 7'sini size veriyor ama o vergi olayları biraz karışık. 7 liraya anlaşıp sonra vergi düşüyorum diye bir şey olmaz. o zaman baştan yapacak hesabını ona göre bir fiyat verecek.
0
bilan
(04.05.12)
@bilan bahsettiğin durumu ben de biliyorum. vergi filan bizi bağlamaz, ilk söz verilen ücreti almamız gerekiyor.

ama aradaki arkadaşa güvendiğim için onun bilgisizliğine verdim. bir seferlik kabul ederiz önemli değil, ama işkilllendik bu tip bir davranıştan.
0
🌸mea maxima culpa
(04.05.12)
@klassno benim daha önce yaptığım çevirilerde de (3-4 sene önce) benim yaptığım çeviriden sayılıyordu. böyle bir şeyi ilk kez duydum. genel olarak takip edilen yöntem nedir öğrenmek istedim.
0
🌸mea maxima culpa
(04.05.12)
yeminli tercüman, müstakbel tercüme bürosu olaraktan:
genel diye bişey yok arkadaşım baştan nasıl anlaştıysanız odur. Yine de illa ki genelleyecek olursak çoğu büro boşluksuz 1000karakter ve hedef metin çalışır.
Bazı bürolar kaynak metin 180 veya 200 kelime üzerinden çalışır. Bunların bazıları hedef metin 180/200 de yapabiliyor ücretlendirmeyi.
Daha nadir bürolar kaynak metin kelime başı çalışır (bunlar genelde match vb.ni düşer)
Biraz daha ilerlersek gelen işin ne üzerinden kabul edildiğine göre fiyatlandırma değişebilir.
7 liranın üzerinden düşeceğiz demesi tuhaf olmuş büro size net ne verecekse baştan onu söylemeli idi.
6 lira piyasanın standardı gibi birşey (yeminli tercümanların bile çoğu bunu alıyor) fakat tabi ki alt yüklenici olarak alanlar daha az direk müşteriden iş alanlar daha çok alıyor bunlar ayrı bir konu.
Kolaylıklar dilerim.
0
niye ama
(04.05.12)
benim gördüğüm kadarıyla, 1000 karakter için 7 lira maalesef birçok yer için iyi bir fiyat. tabii bunu en ucuza giden eng-tr çevirileri için söylüyorum. geçen gün projekurdu'ndan gelen bir mailde 1000 karaktere 3 tl vereceğiz pişkinliğine tanık oldum. üstelik benim başvurduğum bir proje değildi, kendileri beni buldu. neyse orası zaten amatör bir mecra. dışarıya freelance iş vermek maddi açıdan çeviri bürolarının pek de işine gelmediğinden, tecrübesinden/yeteneğinden emin olmadıkları kişilere 7 lira verecek olmaları bazen bir nimet bile sayılabiliyor. her ingilizce bilen çevirmenim diye ortada gezinip 3 liraya iş yaptığı sürece bu pek de değişmeyecek maalesef.
0
kül
(04.05.12)
şu an cepten yazıyorum, kısa olacak. Son iki cevaba istinaden 6 liranın kabul edilebilir oldugunu anladım. Ancak ilk konuştuğumuzda "hedef" metin üzerinden iken bugün "kaynak" metin denildi. bu ne kadar farkeder ki? Bunu kabul etmeli mi? Denildi derken aracılık eden arkadaş yeni öğrenmiş bunun böyle olduğunu. Arada arkadas oldugu icin bir seferlik kabul edilebilir, sorun devam etmeli mi?
0
🌸mea maxima culpa
(04.05.12)
karakter sayısı genelde çok değişmiyor.
kelime olarak eng-tr yönünde kelime sayısı azalıyor
yani karakter çalışılıyorsa çok farketmez. Kelime ise ingilizceyi baz almak avantajlı.
değilse ingilizce bir kelimeyi ortalama 5.5 karakter türkçe ise 6.3 karakter gibi hesaplayabilirsiniz. az-çok tutar.
0
niye ama
(04.05.12)
(6)

Bir türlü hatırlanamayan film

maltepe sahilinde yuruyorum
matematik ve zeka oyunları üzerine yeteneği bulunan 4-5 kişiye gelen davetiye üzerine toplanıp bir odaya tıkıldıkları, yemek sohbet faslından sonra zamanında bilemedikleri sorulardan sonra oda duvarlarının her iki yandan yaklaşarak odayı daha da daraltarak bize aksiyon yaşatan bir film vardı. ısrar
matematik ve zeka oyunları üzerine yeteneği bulunan 4-5 kişiye gelen davetiye üzerine toplanıp bir odaya tıkıldıkları, yemek sohbet faslından sonra zamanında bilemedikleri sorulardan sonra oda duvarlarının her iki yandan yaklaşarak odayı daha da daraltarak bize aksiyon yaşatan bir film vardı. ısrarlı hatırlama çabalarıma, google'a rağmen bulamadım. film hakkında hatırlayabildiklerim sadece bunlardan ibaret. yanlış hatırlamıyorsam bilmeleri gereken soruları telefon yardımıyla alıyorlardı ve duvarların arkasında şu stadların üstünü kapatmaya yarayan mekanizma vardı ve durdurulamıyordu.
0
maltepe sahilinde yuruyorum
(30.08.09)
filmi hatırladım ama adını bilmiyorum:( cevap olmadı ama öle bi film olduğunu o-nay-lı-yo-rum:D
0
asıl cap ou pas cap benim ama şifremi unuttum
(30.08.09)
evet var öyle bi film,ama ben de hatırlayamadım adını.imdb de aramayı denedin mi?ordan belki bi sonuç çıkar..
0
toshiro
(30.08.09)
Kapan! Dün izledim :)
şu stadların üstünü kapatmaya yarayan mekanizma da su cendereleri oluyodu :)

www.intersinema.com
0
cileklikusmuk
(30.08.09)
süpersiniz. :) tam da filmle ilgili ingilizce olmadığı ek bilgisi gelmişti ki cevaplandı. teşekkürler.
0
🌸maltepe sahilinde yuruyorum
(30.08.09)
(bkz: fermat s room)
0
voodoo 007
(30.08.09)
meşhur cube'un kolpası.
0
urban dandy
(30.08.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.