[]

dis temizletmek icin en son ne kadar ödediniz?

sb




 
Eylül’de 3000


  • gabe h coud  (22.10.24 21:42:23) 
Ekim 1500


  • Shepard  (22.10.24 23:24:48) 
geçen hafta sonu, 2200, ankara.


  • elorelia  (23.10.24 08:40:48 ~ 08:41:08) 
Geçen sene mayıs 1500


  • jackyr  (23.10.24 09:53:32) 
ikidir özel sigortadan ücretsiz (yılda bir hakkım varmış) yaptırıyorum. ondan önce 500TL vermiştim, 2022 olması lazım.


  • inheritance  (23.10.24 13:39:43) 
0 tl. devlet.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (23.10.24 14:17:51) 
diş temizletmek ne demek arkadaslar anlamadım

kahve sıgara lekesı vs mı ?
  • Zetnikov  (23.10.24 14:30:59) 
@Zetnikov, evet. hic yaptirmadin mi? tavsiye ederim.


  • robert bosch  (23.10.24 14:31:42) 
ankara'da ağustos'ta 2500 verdim.


  • theseachange  (23.10.24 17:08:26) 
[]

tipi 10/10 ama sorunlu vs sorunsuz ama eh iste tipli

hangisiniz secersiniz?

dipnot: ikisini de secmem diyenler disari


 
Uzun süreli düşünüyorsan sorunsuz

Kısa süreli takılırım diyorsan sorunlu
  • grimavi  (20.10.24 21:04:42) 
Sorunsuz, eh işte tipli.

Tipi 10/10 diye kendimi mi dövdüreceğim?
  • rock n roll  (20.10.24 21:07:25) 
@rock n roll, sorunlu dediysek siddete meyilli ruh hastasi degil canim. ama böyle isleri yokusan süren, memnuniyetsiz, mod düsüren zor bir insan olmasi. mutlu etmemesi yani. senin onu mutlu etmen gerekmesi genel olarak.


  • robert bosch  (20.10.24 21:18:07) 
sen kararını vermişsin niye soruyorsun? :)
bizim kadınlar brad pittin gençliği gelse de "aman onun ayağı bokludur" diyip bakmaz hale geldi artık. 10/10luk olup sıkıntısına değecek olan yoktur ne kısa süreli ne uzun süreli.

ROBER TİKİMİ VER
  • titanyum22  (20.10.24 21:25:07 ~ 21:29:51) 
@ Robert bosh

O tip bir insanda şiddete meyilli olabilir ama. O bir kere sinirli potansiyeli olan bir kişi olur bence. Bir de niye hep ben mutlu edeyim, belki ben de mutlu olmak istiyorum? Beni aşağı çeken bir insanı istemem.
  • rock n roll  (20.10.24 21:25:34) 
sorunlu ve tipi eh erkolar&sorunsuz ve tipi eh kadinlar

tercihlerim bu sekil
  • ala09  (20.10.24 21:25:45) 
Tipi 10/10 birey bana kadar geldiyse kesin ekstra ekstra sorunludur deyip kaçmak lazım.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (20.10.24 21:28:45) 
10/10 olup sorunsuz kimseye denk gelmedim, o yüzden 10/10lar kapsam dışı.
Haliyle eh işte. Tipe önem vermeyi bırakalı çok oldu.

  • Bruce  (20.10.24 21:36:22) 
@kaleci, niye ya hayatinin son 20 senesini sporla gecirmis birinin vücudu nerden baksan 9.75/10dur.:)

@titanyum, sen benim icin yoksun. kullanici engelleme gelsin ilk seni engelliycem.
  • robert bosch  (20.10.24 21:42:25) 
Seçmek zorundaysak sorunsuz eh işte tipli. 40’tan sonra hiç çekemem sorunlu insanları. Gun to your head değilse eh işte tipliyi de seçmem ama senin hatırın için seçmiş bulundum.


  • gabe h coud  (20.10.24 21:48:51) 
Sorunsuz eh işte


  • Amaranta ursula  (20.10.24 21:57:17) 
Sorun nasıl bir sorun? Okb mi, bipolar mı, borderline mı…?
Çözülebilecek sorunlarsa kesinlikle 10/10 tipi olan. Birlikte aşarız.
Çözülemeyecek (şiddet yanlısı, aşağılık kompleksi olan, pedofili gibi gibi) ve kalıtımsal problemler varsa eh işteli olan.
  • hain kostokk  (20.10.24 22:12:28) 
10/10, oteki turlu monoton olur
İliski dedigin film tadinda olmali

  • lapaz  (21.10.24 00:03:56) 
Sorunsuz ama eh işte kalp ben


  • nawar  (21.10.24 14:53:03) 
açılın, yeryüzünün en sığ ama bir o kadar da gerçek tespitini yapacağım (kaynak oturma organım değil de gözlemlerim):

tipi 10/10 olan biri hayatta her istediğini kolayca elde edebilmiş kişiler oluyor genelde. dikkat edin, fazla güzel/yakışıklı kişiler bu yüzden kendini geliştirme zorluğuna hiç girmemişlerdir. tipi kötü/eh işte olanlar ise bu "yalnız kalmama/tercih edilme" yarışında gerilerde kalmamak için kendini hep geliştirmek zorunda kalmış kişilerdir.

kısacası bu 10/10'luk kişinin hayatın her alanında zorluk/sorun çıkarma ihtimali %99.97 (bilerek küsuratlı oran verdim). bu sebeple, sorunsuz ama eh işte ile yola devam daha iyi seçenek gibi.
  • m e b  (21.10.24 15:26:43) 
@meb, hahahah cok dogru.
ünide tipi 10/10 insanlar partide dans bile etmiyordu. sadece bir yerde oturuyorlardi ve onlara gelen insanlarla azicik göz ucuyla konusuyorlardi.ben de bir arkadasa (10 üzerinden 15 falan) hadi gel dans edelim demistim o da benim herhangi bir sey yapmama gerek yok ama sen dans et demisti dkfgjf off

  • robert bosch  (21.10.24 15:47:55) 
[]

o beni hic sevmedi kazim

kurtlar vadisi fanlarina soruyorum

www.youtube.com

bu linkteki sahneyi izlerken agladiniz mi?

 
varos, maco temalarla dolu bir sahne. aglanacak ne buldun allasen?

edit: yanlis anlasilmasin. diziyi kotulemiyorum. hepsini izledim cok da severim. aglatmadi ama cok duygulandiran ve huzunlendiren sahne leylanin polatin oldugunu ogrenip yatakta agladigi sahne. sahneyi bulamadim ama sarki suydu
youtu.be
  • buenosdias  (19.10.24 22:02:52 ~ 22:30:22) 
ben kurtlar vadisini gülmek için izlerim.

www.youtube.com

bu da çok komik:

www.youtube.com
  • sanemkk  (19.10.24 22:09:28 ~ 22:11:40) 
@sanem, senin kv fani olmana sasirmadim hic


  • robert bosch  (19.10.24 22:12:00) 
hiçbir bölümünü izlemedim ama gülüşler eğlenceli. ev arkadaşlarım çok severdi. gülüşlere ordan aşinayım.


  • sanemkk  (19.10.24 22:19:55 ~ 22:22:03) 
[]

tr'de is yeri etkinlikleri

yilbasi yemegi, yaz partisi vs gibi etkinliklere calisanlar esleriyle mi yalniz mi katiliyor?




 
Hep eşsiz yapıldı benimkiler


  • kisa  (18.10.24 22:53:46) 
Kalabalık şirketlerde yalnız, çalışan sayısı az şirketlerde +1 getirebilirsiniz olduğunu gördüm.


  • Bruce  (18.10.24 22:56:13) 
@kisa, konusulmadan mi böyle yapildi? bu dediginiz tek is yeri icin mi yoksa birkac yerde de aynisi mi oldu?


  • robert bosch  (18.10.24 22:56:45) 
Büyük bir şirkette uzun yıllar çalıştım ve konuşulmadan öyle yapıldı. Yani Söylediğim yer tek bir şirketi kapsıyor


  • kisa  (18.10.24 22:59:56) 
Ofiste mesai saatinde yapılanlar eşsiz, mesai dışındaki akşam yemekleri genelde eşli hatta çocuklu.


  • Amaranta ursula  (18.10.24 22:59:59) 
ozellikle esli oldugu belirtilmediyse essiz olur genelde. bazi aktiviteler ise ozellikle esli ve cocuklu oluyor piknikler, spor etkinlikleri gibi. ama mesai saatindeki etkinlikler ve yilbasi vs. gibi aksam kutlamalari genelde essiz olur. farkli pek cok sirkette (kurumsal&patron) calistim, hepsinde boyleydi.


  • in vino veritas  (18.10.24 23:09:16 ~ 19.10.24 01:28:35) 
eşsiz


  • gabe h coud  (19.10.24 00:16:17) 
[]

yenidogan cetesi nedir

biri aciklayabilir mi?
neyi takip edecegimi sasirdim artik



 
kısacası sağlıklı bebekleri uzun süre 15-20 gün mü ne hasta diye küveze alıyorlar. sgkdan günde bebek başına günlük 11 bin mi ne para alıyorlar. sağlıklı bebekler bakımsızlıktan ve diğer hasta bebeklerden dolayı birbirlerinden hastalık kapıp ölüyorlar.


  • sizofren06  (18.10.24 21:38:39) 
-Sağlıklı bebekleri devlet hastanelerinden kendi anlaşmalı hastanelerine sevk ettirme. (tedavi masrafları ve teşvikler için)
-Sağlıklı bebekleri sağlıksız gösterip yoğun bakıma yatırma.
-SAğlıklı bebekleri yoğun bakıma yatırmak için gerçekten hasta etme.
-Sağlıklı bebeklere yoğun bakımda kullanılmaması gereken ilaçları vererek hasta etme.
-Hasta bebeklere kullanmaları gereken ilaçları kullanmış gib gösterip kullanmayarak el altından yurt dışında satma
-Ağırlıklı yenidoğan bebekler üzerinden yürüyor ve soruşturmalar oradan açılmış ama yaşlı hastalara vs de benzer şeyler yapıldığına dair iddialar var.

Bu faaliyetler sonucunda epey kısmı sağlıklı olan birçok bebeğin ihmaller, bakımsızlık, yanlış ilaçlar, ilaç verilmemesi vb sebeplerle öldüğü ortaya çıkmış. Şimdi gündem olunca çok daha fazla ölümün bu sebepli olduğuna dair bilgiler gelmeye başladı. insanlar kaybettikleri çocuklarının öldürüldüğünü öğreniyor, seslerini duyuruyor.

Çetedekilerden biri savcıyı tehdit etmiş. Savcı tehdit sırasındaki görüntüleri kameraya almış. Onlar yayıldı, asıl gündem olmasını o sağladı.

Çetenin başındaki doktor 90'larda PKK üyeliğinden hapis yatmış.

Çetedeki birçok kişinin MHP ve AKP ile bağlantısı çıktı. Özellikle bi adamın AKP'li üst düzey siyasetçilerle görüntüleri var. Ayrıca Bahçeli'nin eski koruması vs de sanıkmış. Çetedekilerden birinin CHP Esenyurt belediyesinde çalıştığı ortaya çıktı.

Çetenin kullandığı hastanelerden biri eski sağlık bakanınınmış. Şu anki sağlık bakanı da çetenin faaliyetleri sırasında İstanbul İl Sağlık Müdürüymüş.

Daha önce ilgili kişiler için sağlık bakanlığına şikayetler yapılmış, sağlıkçılar arasında bilenler varmış, şikayetvar vb yerlerde bu doktorlar vs şikayet edilmiş ve bir işe yaramamış.
  • perferil  (18.10.24 21:53:44) 
@perferil, detayli cevap icin cok tesekkür ederim.

ben hala sasiriyorum.
  • robert bosch  (18.10.24 22:02:02) 
[]

New York'a gidip gezenler

neleri begendiniz, neleri begenmediniz?

abartildigi kadar var mi yoksa az bile mi?


 
Metrosu bok kokuyor. Onun dışında güzel bence. 4 gün gezdim ama sadece.


  • synesthesia  (18.10.24 15:38:55) 
new york manhattan'da bir yıla yakın yaşadım. beğenmediğim hususlar beğendiklerimden fazladır. öncelikle filmlerde gösterilenden çok uzakta, benim için hayal kırıklığıydı açıkçası, iyi pazarlamışlar. hudson nehri dışında bi doğal güzelliği yok bi defa. evet yüksek binalar var fakat suburban değiştirdiğinizde yine new york içerisinde bambaşka hayatlarla karşılaşabiliyorsunuz. geceleri ortalık tekin değil, metro ağı çok geniş olmasına rağmen bakımsız ve leş gibi. çok fazla kaçak var, göçmen kaynıyor, amerikalı birine denk gelmeniz bile güç diyebilirim. manhattan'daki restoranları gördükten sonra uzunca bir süre dışarıda yemek yemek istemeyebilirsiniz, özellikle kaldırım ile yol arasında kurulan cadde üzeri işletmelerde -tıpkı metrolarda olduğu gibi- fareler dolaşıyor. manhattan civarı oldukça pahalıydı ayrıca.

beğendiğim yönler:
avenue ve street planlaması iyi. bir adrese gitmek istediğinizde ulaşmanız çok basit. central park gibi devasa bir yeşilliği şehrin tam göbeğinde koruyabilmeleri, sincapların dolaşması vs hoş. bryant park ve orada yapılan etkinlikleri de beğendiğim hususlara ekleyebilirim. müzikal, tiyatro, konser, nba maçı gibi daha bir yığın etkinliğe katılabilirsiniz. paraya kıyıp broadway'de müzikal izlemenizi şiddetle öneririm, gerçekten Türkiye'nin çok ötesinde.

20 civarı ülke gezmiş birisi olarak New York'a puanım 6/10, Amerika'daki pek çok eyalet bile daha güzel.
  • yap desem yapmazsin he  (18.10.24 15:51:02) 
[]

meg ryan'in oynadigi bir film vardi

filmde meg ryan sabah kosuya cikiyor ve ardindan eve gelip dus aliyordu.
sadece bu kismi hatirliyorum.
ev müstakil büyük bir evdi.
sonbahar'da geciyor olmali. düsük bir ihtimalle ilkbaharda olabilir.

hatirlayan var mi?

 
Youtube a meg ryan bath scene yazdım city of angels çıktı


  • buluty  (17.10.24 21:23:55) 
yok o degil. erotik bir sahne degildi. yukaridan cekim yüzüne su geliyordu sadece.


  • robert bosch  (17.10.24 21:32:30) 
you've got mail olabilir mi?


  • exlibris  (17.10.24 21:47:16) 
When harry met sally de olabilir.


  • nothing in my way  (17.10.24 21:54:28) 
anlattiginiz city of angels sanki. city of angels izleyeli cok oldu ama o da erotik degildi.


  • kaputt  (18.10.24 09:55:38 ~ 09:56:18) 
[]

seviyorum ama asik degilim

sevgiliniz size sana asik degilim ama seni seviyorum dese naparsiniz?

ya da seni seviyorum ama asik degilim de olur


 
Aşka mefhumuna inanmayan biri olarak, benimle aynı noktadan bakarak söylüyorsa ben de seni seviyorum bebeyim der öper geçerim.

Sana olan duygularım yoğun değil, aramızdaki şey gönül ilişkisi içindeki sevgi spektrumunda uçlarda değil demek istiyorsa ok kib bye diyip yoluma bakarım.
  • Bruce  (14.10.24 16:48:26) 
Ok bye...


  • abuzer  (14.10.24 16:49:07) 
Terk ederdim.

Sıradan bir arkadaşından ne farkım var ki o zaman?
  • rock n roll  (14.10.24 16:51:36) 
ne demek istediği bu kişinin karakterine göre bence değişir.

ayrılmaya yol yapıyor da olabilir, bak ben böyle düz mantık insanıyım. seninle mutluyum ama aşırı romantik şeyler bekleme demek istiyor da olabilir.
  • orpheus  (14.10.24 16:57:28) 
Aşk zaten gelip geçici kafanın vücudunun high olma durumu

Dürüstlüğü için sevinirim, benim için sevgi, tutarlılık ve sorumluluk daha önemli, çekip öperim +1
  • grimavi  (14.10.24 17:06:41 ~ 17:07:13) 
Orpheus +1
Ne demek istediğini bilmek lazım.
Bana zamanında bir kız arkadaşım böyle demişti. En son olarak da olay ben aslında seni sevmiyoruma geldiydi. 8 aylık ilişkide buraya varmak da garip gelmişti tabi.

O yüzden ben bir tık negatif yaklaşacağım.
  • logisticsmanager  (14.10.24 17:28:41) 
Aranizdaki iliskiye ve iletisim biciminize bagli olarak anlami degisir. Hicbir kiz arkadasima asik degildim (ask nedir?) ama sevip deger verdim hepsine. Bana asik misin diye sorsalardi ben de hayir derdim. saygi, sevgi, stabilite, tutarlilik benim icin daha onemli. grimavi+1 diyorum.


  • synesthesia  (14.10.24 17:33:28) 
gönlümü çelen olursa seni koyar giderim diye anlıyorum ben. ki olur da yani insanız


  • titanyum22  (14.10.24 17:38:21) 
Geçen biri "Aşık değilim ama birlikteyiz işte. Aç mı kalalım?" gibi atarlı giderli ilişki hakkında bir şeyler yazmıştı. Sen miydin o da? Üşenmez de bakıp bulursam oraya yazdığımı buraya yapıştırırım.


  • nawar  (14.10.24 17:43:58) 
Ne gerek varmış ki böyle bir şey söylemiş.


  • gabe h coud  (14.10.24 18:03:33) 
gabe+1 bence iliskide gercek olmayacak kadar iyi iltifat gerekir. biz yalandan neler yapiyoruz o da asigim desin gecsin ne felsefe kasiyor. gayet kirici


  • ala09  (14.10.24 18:13:36) 
bunu böyle cart diye söyleme rahatlığına sahipse, kaybetme korkusu çekecek kadar da sevmiyordur. ben ayrılırdım.


  • visnebahcesi  (14.10.24 18:30:19) 
fazla dürüst ve açık olmak iyi bir şey değil.
söylediği şey çok mantıklı ve çoğu insanın düşüncesi budur.
ama bunu bu şekilde söylemek karşı tarafa pek önem vermediğini gösterir.
  • abelardo  (14.10.24 20:41:25) 
Hayatınız boyunca bir sürü insanı gerçekten sevebilirsiniz ama muhtemelen sadece bir, şanslıysanız iki kişiye aşık olursunuz. Çok farklı bir seviyedir. Sevilmek güzel ama o kadar özel oluşmadığını bilmek tatsız. Burada önemli olan onun ne hissettiği değil sizin ne hissettiğiniz. Onu çok seviyorsanız bu münasebetsiz açık sözlüğünü hazmedin ama bir süre sonra sizin de aklınıza onun canını yakacak bir şey gelecektir çünkü bu tür hayal kırıklıkları bir sure sonra kendini farkli sekillerde su yüzüne çıkaracaktır. Şimdilik bilinçaltına güvenin size en uyan çözümü hiç dusunmediginiz bir anda söyleyecektir


  • aslagülümseyenbirkediyegüvenme  (17.10.24 22:21:52) 
[]

firinda patates

yaparken kabuklari soyulur mu soyulmaz mi?

kabuguyla atanlar: pistikten sonra kabuklariyla mi yiyorsunuz?


 
Patatesine bağlı, şu an pazarlarda ince kabuklu taze patates var, sarı patates diye de geçer

Kabuklarını soymadan Küp küp doğrayıp yağlayıp fırına atarım. Kabuğu da pişer yerken de rahatsız etmez

Hocam tereddütün varsa elindeki en küçük patatesi kabuğunu soymadan doğrayıp deneme yap, diğerlerinden farklı olmadığını görürsün :)
  • grimavi  (29.09.24 16:18:59 ~ 16:38:55) 
Kabuklarıyla yemek çok iyidir diyenler gördüm, kumpiri kabuklarıyla yemeye çok yatkın insanım içini miçini sömürürüm ama hiç kabuğuyla patates yemedim desem yalan söylemiş olur muyum bilemiyorum. Yemiş olabilirim. Ama hiç kendim yapmadım.


  • muhayyer divan  (29.09.24 16:30:25) 
kumpiri sormuyorum elbette. normal boyutlarda pazardan alinan patates. :)


  • robert bosch  (29.09.24 16:38:19) 
Elma dilim patates hep kabuklu şekilde servis edilmiyor mu ya? Temiz bir bulaşık teliyle kabukların kirini alabilirsiniz pişirmeden önce. Ama yani benim bildiğim klasik elma dilim patates yapılırken kabuğu soyulmaz, gayet de lezzetli olur


  • nundu  (29.09.24 17:23:58) 
Patates organikse öncesinde çok iyi fırçalayıp soymadığım oluyor ama tümden haşlanmış patatesi bastırmalı şekilde pişiriyorum dilim dilim değil, kabuklarını yiyorum. Organik değilse mutlaka soyarım.

Normal dilim şekilli yapıyorsam da soyarım menşei fark etmeksizin.
  • titanic kemancısı  (29.09.24 18:05:32) 
kalın kabuklu ince kabuklu büyük küçük farketmeksizin temiz bir sünger ile iyice ovalayarak yıkıyorum ve kabukları ile yiyorum, kabuklar inanılmaz lezzetli oluyor hatta yeni şefler sadece kabuktan kızartma yapıyor artık.


  • eja  (29.09.24 20:03:09) 
amerikalılar patatesi hep kabuğuyla yer ki.


  • sizofren06  (30.09.24 12:17:53) 
[]

durduk yerde bosanmak isteyen adam

yaklasik 10 yildir devam eden bir iliski ve 7 yasinda daha gecen haftalarda ilkokul 1.sinifa baslamis bir cocuk var.

kadin hastaligindan ötürü evlendikten sonra meslegini yapamaz hala geliyor. cocuk vs de olunca baska bir kariyer planlamak yerine ev hanimi oluyor.

adam biraz daha huysuz, anlasmak zor bir insan ama kadin daha orta yolu bulan bir profil. disaridan gayet iyi görünüyorlar. evin icinde tartismalar oluyor kadina göre ama "artik anlasamiyoruz" diyecek kadar büyük seyler yok.

adam bir anda bosanmak istiyorum diye geliyor. anlasmali bosanmak istedigi icin kadina istediklerini yaz bir an önce bitsin vs diye zorluyor. kadin cok saskin. yillarinin bosa gittigini ve ne alacakta mahkemede yoluyla alacagini anlasmali bosanmayacagini söylüyor. cocuga ileride borclu hissetmemek icin bosanma davasi acmiyor, adamin acmasini bekliyor. adam da kagidi bekliyor iste.

adamin istedigi bir anda önce bosanmak, kadinin dedigi sey mutsuz da olsam asla bosanmak istemezdim, cocugum icin katlanirdim diyor.


10 gün birbirleriyle zoraki durumlar disinda konusmuyorlar. 10 gün sonra adam geri yumusuyor. sanki bosanmak istememis gibi, 10 gün öncesindelermis gibi davranmaya basliyor.

adam normalde 2.cocugu isteyen ve kadinin onu birakip gitme endisesini tasiyan biri.

bu neden olabilir sizce?

 
Hocam böyle şeylerin nedeni üzerine düşünmek vakit kaybı, öyle ya da böyle kadın dünya iyisi biri olsa adama krallar gibi hizmet edip çocuğunu büyütse adama yaranamaz, aynı davranışın 3-5 sene sonra ortaya çıkmayacağının garantisi yok, kadın acilen avukatla görüşüp kendi faydasına ne alabiliyorsa hayatını kursun düzelir mi diye vakit kaybetmesin


  • grimavi  (27.09.24 20:30:51) 
Adamın problemleri var belli ki, destek alması lazım. Bir iki davranış çıktısıyla nedenini saptayacak yetkinlikte değiliz.

Dengesiz davranmak konusunda adam haksız. Ama "çocuğum için mutsuz bir evliliğe katlanırım" derken de kadın haksız. Bu bir insanın hem kendisine hem çocuğuna yapabileceği en büyük kötülük. O açıdan kadının da desteğe ihtiyacı var.

Yerlerinde olsam hem bireysel hem çift terapisi denerdim. Birçok duyuruda bunu öneriyorum evet ama geçerli sebeplerim var. Birincisi, istikrar ve doğru danışmanla işe yarıyor ve hayatım boyunca bunun işe yaradığını hem kendimde hem başka insanlarda gördüm. İkincisi, burada paylaşılan ilişki sorunların yüzde doksanına yakını, küçük anlaşmazlıklar dalgınlıklar falan değil de tarafların kendi bireysel hayatlarında basbayağı problematik olması. Anlattığınız durum da buna bir örnek.
  • @stubborn inferno  (27.09.24 20:32:07) 
Mis gibi boşansın işte daha ne istiyor anlamadım.

1) Adam gizli saklı aldatıyor kadın anlamadı ya da gözü dışarıda o yüzden bir an önce bekar kalmak istiyor.
2) Adam bunaldı, sıkıldı, 10 sene önceki hisleri yok. 2. Çocuğu da belki çocuk olursa düzeltiriz diye istedi. Gerçekten istediğini sanmadım niyeyse.

Çekişmeli boşanma yıllar sürer anlaşabiliyorlarsa anlaşsınlar yol yakınken. O adamla artık olmaz öyle hissettim ite kaka evlilik sürdürülmez

Birisi bana boşanalım dese 10 gün sonra neyse hadi boşanmayalıma getirse ben boşanırdım
  • kullanicadi  (27.09.24 20:38:19 ~ 20:50:42) 
Kadına göre sorun olmaması ama adamın bu ilişkiden bıkma noktasına gelmesi zaten ortak bir iletişim kurulamamasının en temel kanıtı. Ortada büyük bir sorun yoksa muhtemelen cinsellikle alakalı problemleri vardır genelde böyle sorunsuz gibi gözüken ama kopuk çiftlerde en büyük sorun cinsellik çıkabiliyor bilemeyiz tabi.


  • titanic kemancısı  (27.09.24 20:43:17) 
Adam yedek oyuncuyla maça devam etme kararı almış. Tam oyuncu değişikliği çalışması yaparken yedek oyuncuda defo tespit etmiş ve 'eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir' demiş.

Sahadaki oyuncumuz aynı süreci başka bir yedek oyuncu için yaşamak istemiyorsa ve durum uygunsa maçtan çekilsin, değilse, kendine çeki düzen versin. Belli ki bir memnuniyetsizlik var.
  • Mirket  (27.09.24 20:44:08) 
evet bazı yorumcular şaşırtmamış. erkek hasta olunca kadın bakar ama kadın hasta olunca erkek bunalır vah vah

adam bariz başkasını bulmuş aldatıyormuş sonra o başkası tarafından terkedilmiş. arkadaşına söyle gitsin std testleri yaptırsın hatta adama da şart koşsun.
  • titanyum22  (27.09.24 20:54:15 ~ 20:54:53) 
ilk yorum çok haklı. kadın ev hanımı ama ev hanımlığının hakkını veriyor mu? hastalık ortaya çıkar çıkmaz gitmeyen adam bir anda mı gitmeye karar verdi? kadın bi kendine baksın desin ki acaba ben de olması gereken gibi miyim? karşımdaki kişiye olması gerekeni yapıyor muyum? o dışarda bi şeylere çabalarken ben evde çabalıyor muyum?

özet şu: adamın canına tak etmiş bazı şeyler, tamam boşaniyim demiş kendinde güç bulmuş, 10 gün düşünmüş taşınmış yatışmış ve kendine gelmiş. bunun altında milyonlarca şey aramaya gerek yok. başkasıyla sevgiliymiş de diğer kişi de postayı koymuş falan olayları 10 günde olacak şeyler değil. arada bikaç ay olsa ihtimal verirdim.
  • asap raki  (27.09.24 21:07:07) 
Kadın boşansın. Hiç gerek yok böyle bir insanla zaman harcamaya.

Bu arada iki gündür bir iki duyuruda feminizme kafayı takmış insanlar gözlemledim .Arkadaşlar feminizm kötü bir şey değil. Tabii cinsiyetinden ötürü kendini üstün sayan erkekler nefret ediyor feminizmden ama bazı kadınların da nefret etmesine bir anlam veremiyorum. Feminizm cinsiyetten bağımsız herkesin savunması gereken bir şey.
  • rock n roll  (27.09.24 21:17:01) 
@rock n roll,bazi insanlar feminizm adi altinda erkeklerin cialis kullanmasiyla bile dalga gecmeyi kendilerine hak gördükleri icin haliyle dalga konusu oluyorlar.


  • robert bosch  (27.09.24 21:23:51) 
kadın boynuzlanıyor bence. büyük ihtimalle de x şahısla arası bozuldu ya da tekmeyi yedi, o yüzden paşa paşa döndü evine.


  • candide  (27.09.24 21:31:16) 
bu tarz konular bana dışardan hep karmaşık ve tahmin edilemez geliyor. yılların yaşanmışlığı bu özetten anlaşılabilecek bir şey değil. aldatmış da olabilir, bunalmış da olabilir, artık sevmiyor da olabilir vs vs.

sonra neden geri dönmüş olabilir; belli ki anlaşmalı boşanma olmayacağı için uğraşmak istemedi, ya da 10 yıllık evliliği bitirmek zor geldi, ya da anlaşmalı boşansın diye biraz yumuşak davranıyor. belki de gerçekten biri vardı ve fakat tekmeyi yedi.

bütün bu olanlardan tek bir sonuç çıkarabiliyorum; mutsuz ve bitmesi gereken bir evlilik var. çocuk için beklemek de doğru olmuyor genelde. anlaşmalı boşanırken de bu arada kadın istediklerini alabiliyor. yani nafaka vs makul tutarlarda uzlaşılır ve biter, iki yetişkin insan neden anlaşamasın? illa mahkeme yoluyla almak istemesini anlamlandıramadım.
  • awlmi  (27.09.24 22:26:28) 
@geveze abla su şık masalarindan paylassana feyizlenelim cok merak ettim asik ettirme yontemini


  • ala09  (27.09.24 23:14:04) 
Başkasına âşık olmuştur ne olacak.


  • muhayyer divan  (28.09.24 01:31:02) 
titanyum ne cevap yazdiysa tam tersi dogrudur kanka.

soruna cevap da bosansinlar bence de.
  • baldur2  (28.09.24 04:01:40 ~ 04:12:49) 
Çiftler arası ilişkiler karmaşıktır biz dışardan ne olduğunu tam bilemeyiz bu kadar bilgiyle. Kadın hastalığından dolayı işi bıraktı demişsiniz. Ne hastalığı bu? Nasıl bir hastalık. belkide aralarında cinsellik bitti ya da başka birşey oldu.
Diğer yazarlarında dediği gibi adam başka bir sevgilide bulmuş olabilir.Herşey olabilir.

  • komando kani var bende  (28.09.24 10:12:09) 
Adam birini buldu muhtemelen veya yaşanan zor süreçler mi etkiledi başka şeyler mi bilinmez psikolojik sıkıntısı var.

Çekişmeli boşanma iki tarafı da mutsuz edecek ve isteseniz de istemeseniz de stresiniz gerginliğiniz çocuğa geçeceği için son seçenek olsun lütfen. Ben canlı örneğim bu duruma.

Adam bir klinik psikolog bulsun döksün içini çift terapisi gerekli ise yönlendirir zaten psikolog. Bence burdan başlasınlar. Barışmasalar bile en azından sağlıklı yürütülür boşanma süreci. Kadının yerinde olmak istemezdim çok üzücü, geçmiş olsun. Öyle yada böyle bu da geçecek. kendisine iyi baksın çocuğunu seviyorsa kendi mutlu olacağı yönü seçsin.
  • cilekli pasta  (28.09.24 14:31:21) 
[]

ABD devlet tahili, yanlis zaman mi?

gecen ay bir anda tahvil perileri geldi ve bir miktar abd tahvili fonu aldim.
tahvilden cok da anlamam ama bunlarin fiyati düsüyor :D fed de faizleri düsürecek yani daha da düsecekler heralde

yanlis zamanda mi aldim? satayim mi? tüm portfolyonun 5-6% si tahvil oldu.
tahvil de olmasi lazim diyorlar. simdi satip daha da düstügünde geri mi alayim?

 
En az riskli ve en düşük faizli yatırım. Biliyorsun zaten. Alırken ne düşünmüştün, riski dağıtayım mı dedin? US treasury bond param artsın değil de param değer kaybetmesin diye alınır. Ben de faizler yükselirken almıştım sonra çıktım.


  • gabe h coud  (27.09.24 16:19:02) 
Tahvil trade etmek ayrı bir şey, tahvil faizinden faydalanmak ayrı bir şey. Vade dolana kadar sadece faiz getirisinden faydalanacaksanız fiyatı ile işiniz yok.


  • synesthesia  (28.09.24 00:35:16) 
[]

yaptiginiz seyahatleri kaydediyor musunuz?

bir tanidigim gezilerini not ediyor. her gün ne yapmis, nereleri gezmis vs.
vietnem'da aldigi montun bile parasini yazmis. sok oldum.

siz nasil not aliyorsunuz?
ben mayis'ta hollandaya gitmistim. hangi sehirleri gezdigimi hatirlayamiyorum su an. böyle bir sey yapsam mi dedim

 
Not almadım hiç.


  • rock n roll  (24.09.24 22:12:14) 
Web sitemde bir de telefonda (Places been uygulamasi) sehirleri kaydediyorum sadece. Detay metay yok ama


  • brkylmz  (24.09.24 22:13:48) 
Valla ben de böyle not almadım hiç. Ha gezi günlüğü olur, gittiğin ve seni etkileyen bir yerde içinden bir iki satır yazmak geliyorsa defterini çıkarır yazarsın da montun parasını yazmak gereksiz geldi. Yıllar sonra açıp vaay be X yılında şu kadar paraya mont aldım bunu yaptım demek istiyor sanki.


  • Amaranta ursula  (24.09.24 22:15:46 ~ 22:25:31) 
Ne amaçla kaydediyoruz?
Gidilen yerleri maps kaydediyor konumsuz dolaşmadığım için. Yedim içtimi de maps puan/yorum olarak görebiliyorum.
Fazlasını kaydetmeye lüzum duymuyorum, hatırlatsın istediğim yer olunca hediyelik ya da oraya ait bir şey alıyorum, onu görünce aklıma geliyor.
  • Bruce  (24.09.24 22:21:11) 
Google maps de işaretliyorum veya zaman çizelgem açık, oraya kaydediyor her tarihi ve saati. Not olarak değil de gezdiğim mekanlara yorum yazabiliyorum.

Bir de google fotoğraflarda buluta yedekleniyor çektiğim her şey. ne yemişim nereye gitmişim ne satın almışım aşağı yukarı fotoğrafı oluyor zaten.
  • ananiyimioguz  (24.09.24 22:33:21) 
Bir zamanlar çarşaf gibi kocaman, Türkiye karayolları haritaları satılırdı. Onlardan bir tane edinip geçtiğim her yolu, sarı fosforlu kalemle çiziyordum. Çizmediğim yol pek kalmayıp harita sapsarı olunca attım haritayı.


  • Mirket  (24.09.24 22:44:12) 
Google maps'te "been there done that" listem var.
Yemek yazısı yazacaksam (ara sıra bir grup için yazıyorum) detaylı nerede ne yedim günlüğü tutuyorum.

  • kobuzchu kiz  (24.09.24 22:45:03) 
yurt dışına gittiğimde hemen hemen her müze/konser/otobüs/tren vs. bileti, fiş, peçete vb. bira/içecek kağıt ve kapakları vb. fiziksel çok yer kaplamayan şeyleri tutarım. her seyahatim için bunları sakladığım farklı poşet vb. var basitçe. yurt içinde de özellikle etkinlik biletlerini filan saklarım. not almak, fiyat yazmak gibi şeyler yapmıyorum.


  • tepedeki psychedelic adam  (24.09.24 23:00:39) 
2017'den beri yapiyorum. gunluk gibi bir defterim var her seyahat ettigimde yanima aliyorum ve gittigim sehrin en ikonik yerlerinde manzaraya bakarken sehirle alakali dusuncelerimi yaziyorum. neler yiyip ictigimi falan. dikkatimi cekmisse otel adi, restoran adi, bazi seylerin fiyati falan da oluyor icinde.


  • bohr atom modeli  (24.09.24 23:06:16 ~ 23:07:14) 
gezilerimi ne zaman yaptığımı bile unuturum bahardı, kıştı diye kalıyor. fotoğraf dışında bilgi yok gittiğim şehirlerin ismini unutup haritadan baktığım bile olmuştu

cahilliği seçersinin canlı kanıtı
  • ala09  (25.09.24 00:36:55) 
Oguz tam olarak benim diyeceklerimi demiş.ama google efendi klasik yarı yolda adamı sattı yine eskiden aylık rapor atıyordu bende breh breh ne dolanmışım diyordum.şimdi kendi cihazında sakla bana ne dedi.yıl sonunda 20 uşke 100 şehire gitmişsin bu sene diye mail geldiğinde bakması keyifli oluyordu.

Bununla beraber apple resimler harita üzerinde resmi nerede çektiğini gösteriyor.en çok o işime yarıyor,diğer türlü galeriden resim bulmak benim için çok zor.çok seyahat,çok resim var.

Başka özel bir girişimim yok,
  • duptıs  (25.09.24 01:22:03) 
Instagrama attığım story ve postlar harici pek bir şey kaydettiğim yok, hatta artık eskisi kadar aktif de değilim bazen aklıma gelmiyor foto çekmek. Hepsi zihnimde bu da yeterli.


  • kullanicadi  (25.09.24 01:27:57) 
Ben yazmıyorum.
Doksanlı yılların sonunda banka müdürü olan komşumuz, gittiği yerlerden not olan bunları dosya halinde arşivleyen
bir arkadaşından bahsetmişti.

Kişisel olarak şu zamanda bazıları için önemsiz görülse de o yerlerle ilgili araştırma yapan veya bu hususlarda kitap yazma düşüncesinde olanlar için kaynak niteliği taşır böyle notlar.
  • diyecevaplandı  (25.09.24 06:54:23) 
gittiğim yerleri swarm uygulamasından check-in yapıyorum. harita üzerinden check in yaptığım lokasyonları görebiliyorum, bu sayede başka birine önermem gerektiğinde açıp hızlıca bulabiliyorum.


  • a7x  (25.09.24 08:01:55) 
İki sebebi olabilir.

1. Başkalarıyla bu tecrübeleri paylaşmak. Bir yere gideceğim zaman youtube'da araştırıyorum. Her türlü bilgi çok işe yarıyor. Nereler gezilir, ne yenir, fiyatları nedir?

2. Kendi tekrar gitmek istiyordur oralara, onun için not ediyordur.

Gezinin keyfini çıkarıyorsa, sorun yok.

.
  • kartallar yuksek ucar  (25.09.24 08:43:57) 
Çektiğimiz fotoları şehir şehir arşivliyoruz bunun dışında not falan almıyoruz ama mesela gördüğümüz tur rotaları vs elimizin altında olsun diye fotoladığımızdan onlarda otomatikman arşivlenmiş oluyor


  • basond  (25.09.24 09:05:05) 
ben google mapste şehir olarak kaydediyorum, şehir içinde gittiğim özel bir yer varsa onu da kaydediyorum veya puanlıyorum. onun dışında detay tutmuyorum


  • abelardo  (25.09.24 12:08:03) 
[]

erkekler duyarsiz mi

almanya'da bir sey fark ettim. tanidigim cogu erkek mesela "organik" yazili ürünlerin yalan olduguna ve fiyat artisina degmeyecegini düsünüyorlar.

tuvalet kagitlari, kagit havlularin geri dönüstürülmüs olanlari daha pahali. erkekler yine bunu umursamayip normallerinden aliyorlar.

kadinlarsa kiyafetlerin bile organik pamugunu, fair tradeini falan ariyorlar. araba degil de bisiklete biniyorlar diye birbirlerine cevrecilik üzerinden hava yapiyorlar, et yememek, kahvecide inek sütü yerine yulah sütü koydurmak daha cool falan filan...
hep birlikte cafede oturuyoruz mesela. kadinlar yulah sütlü olsun, soya sütlü olsun diyorlar. erkekler birbirlerine bakip benimki normal sütlü olsun diye gülüyorlar... wtf

niye böyle sizce?

 
Almanya'yı bilmiyorum ama Türkiye'de "organik" etiketiyle satılan ürünlerin büyük bir kısmı dandik sertifikalar sayesinde organik olduğunu iddia edip kitleme yapan ürünler, yani organikliği bozan x ilacını değil de y ilacını kullanınca organik oluyor, halbuki o da kimyasal, %100 organik bir ürünü piyasaya veremezsin, verirsen talep edeceğin parayı kimse veremez ürünlerin elinde patlar batarsın. O nedenle organiklik aramak bana saçma geliyor ama bunun erkek olmamla ilgisinin olduğunu çok düşünmüyorum ben.

Onun dışında verdiğin tüm örneklerin nedeni erkeklerin "Düz" olmasından kaynaklanıyor olabilir, süt kullanan bir erkek çok nadir olarak yulaf sütü ister çünkü düzlük güzeldir kolaydır konforludur gereksiz egzotikliğe girmeyi engeller.
  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (19.09.24 23:39:06) 
Çünkü erkekler akilci ve mantikci.


  • Yourcousinmarvinberry  (19.09.24 23:53:43) 
bu türkiye'de de, birçok yerde de böyle. kıdınlır dıhı kılıy itkiliniyir falan değil, bu konuyla ilgili dümdüz kısırdöngü var. bu gibi "duyarlı" veya mevcut normun dışındaki hareketler/yenilikler feminen görüldüğü için erkekler mazallah pipileri düşmesin diye tepkiyle yaklaşıyorlar, "saçma buluyorlar" falan filan.

sermaye/piyasa/devlet olduğu gibi erkek kontrolünde, hem ekolojiye ilişkin hem başka bir sürü normu erkekler belirliyor. erkek adamın et yemesi de, erkek adamın gürültülü motoru olan ve cayır cayır yakıt tüketen araç kullanması da, erkek adamın kadınları kandırıyorlar instagram pinterest falan demesi de hep aynı hikaye. "cinsiyetçi küfür etmesene, cinsiyetçi şaka yapmasana dalyarak" diyince "ne alakası var ya, sanki ciddi söylüyoruz" diyen de aynı adam, gelsin sana havuç gibi "fiminist" desin sonra.



--
ps. yulaf sütü kadar yavan çok az şey var şu hayatta ya.
  • harfitarif  (20.09.24 00:04:15) 
Erkekler olarak konuda haklıyız. Marketing taktiklerine çok kaptırmayın kendinizi. Dilencisinden milyon dolarlık şirketine kadar temelde hep aynı şekilde, duygulara oynamak var.

Tıpkı petrol ile çalışan araçlaro yeterince sattıktan sonra doymaya başlayacağı işaretini veren piyasaya elektrikli araç gibi çevreci(!) alternatif ürünler sunmak gibi çakallıklar var. Aynısı güneş enerjisi panelleri, badem sütü, glutensiz ve bazı geri dönüşüm muhabbetlerindeki gibi. Starbucks'taki kağıt pipet komedisi de aynı şekilde.

Doğayı koruyorum ayağına sağlığınıza zarar da vermeyin, enayi yerine de konmayın. Örneğin tavukta ve hindide Banvit ve Lezita'nın iyi tarım; yumurta ve ette Migros'un da organik ürünlerini alırım. İmalatını görüp onaylamadığım markanın sertifikasına inanmıyorum. Parayla pardon bağışla helal sertifikası verenler bile var. @Kaleci +1

(bkz: yeşil kapitalizm)
  • nawar  (20.09.24 00:25:40) 
Erkekler duyarsız değiller, daha çok alışkın olmadıkları şeye rağbet etmiyorlar bence. Merak edip bilgi edindikleri konularda gereğini yapıyorlar çünkü. Nasıl ki bir etin kokuşmuş olanını almazlar, bir kıyafetin yırtık olanını almazlar, bilgi sahibi oldukları takdirde ve önem de veriyorlarsa bahsettiğin konularda da kendilerine uygun hassasiyetleri gösterecek ve ona göre alışveriş edeceklerdir.

Ama herkesten vegan vejetaryen vs olmasını beklemek yanlış, buna göre değerlendirmek çok daha yanlış.
  • muhayyer divan  (20.09.24 01:07:06) 
Az içerim, istediğimden içerim ya da hiç içmem daha iyi. Bilmem ne bilmem ne sütü içmek istemiyorum ki ben.

Sektörün içinden bilgi vereyim, organik ürünler bildiğimiz anlamda organik değil. İsteyen ürününe organik diyebiliyor.
  • gabe h coud  (20.09.24 01:31:36) 
bu erkeklerin duyarsizligindan ziyade kadinlarin safligini gosteriyor.

free range yumurta da mesela tavuklar dagda bayirda gezmiyor, sadece 2 metrekare daha fazla alanlari var ashdahsdauhda
  • baldur2  (20.09.24 03:00:35) 
kadınların her gördüğüne özellikle inandığını gösterir, özellikle sosyal medyadan çok etkileniyorlar.
zaten marketingin %80i kadınlar üzerine yapıylıyor.

  • nuisance2  (20.09.24 08:57:06) 
hic aklima gelmemisti ama yorumlari okuyunca dogru oldugunu goruyorum. 2 m2 yi kadin onemserken erkek fark goremiyor. zaten siddet egilimleri de daha yuksek oldugu icin gelismeleri zaman alabilir. veganlik da kadinlarda daha cok gibi gozukuyor

kendi cevrendeki duyarsizliktan eglenenler secmece gibi geldi. hicbi sey demeyedebilirdi
  • ala09  (20.09.24 08:59:47) 
Geçenlerde siyasi görüş ile ilgili Almanya'da yapılan bir araştırma gördüm. Erkeklerin yıllar içinde, özellikle son nesile doğru, daha çok muhafazakarlaştığını ve sağ görüşe kaydıklarını, kadınların ise daha özgürlükçü ve sol görüşe kaydığını söylüyordu. Bu söylediklerinizle tam uyuşuyor. Sadece Almanya'da da değil kadınlar genelde çevreye, diğer canlılara, diğer insanlara karşı daha duyarlı. Erkekler yukarıda da görüldüğü gibi kendilerini daha üst bir konuma alıp bu çabaların gereksiz olduğunu ve kadınların kandırıldığını düşünüyor.


  • playing star again  (20.09.24 09:07:08) 
marketingden daha çok etkileniyorlar +1
nawar+1


diğer sütler vegan olduğu için mi duyarlı oluyorlar, vegan olmayan herkesi duyarsız kategorisine mi dahil ediyoruz ?

ben biraz da kendini kandırma olduğuna inanıyorum bu kadar "duyarın"


bir de geri dönüştürülmüş ürünler kullanma bisiklete binme gibi şeylerin çevreye etkisi büyük şirketlerin yaptığı zararın yanında tartışmaya açık bile değil

elbette 1>0 ama bu ömürde kafa yormaya değer mi hele türkiyede takdir sizin
  • jülsezar  (20.09.24 09:11:47) 
@ala09

2 m2'yi onemsememe sebebimiz 2 kati fiyat farkina degmemesi.

hem niye butun duyar tuketicilerden bekleniyor, ureticiler de duyar kassin ve hepsini "free range" uretsin o zaman.

sen konuyu anlamamissin belli ki. konu duyar ayagina, kaziklanmak ve firmalarin bunu kullanmasi.
  • baldur2  (20.09.24 09:14:43 ~ 09:15:30) 
pakatlenmiş ürün gıda ya da bilmem ne organik değildir zaten


  • koela  (20.09.24 10:47:45) 
playing star again +1

yeşil kapitalizm, greenwashing ve benzeri meselelere katılmakla ve herkesin vegan olmasıyla ilgili bir beklentim ya da çabam olmamakla birlikte, bence "ya hayvan sömürmeden de mis gibi yaşarız aslında ha" deyince ortalama bir erkeğin ve kadının tepkisinin farklı olması bence bir şeyler anlatıyor. ilk sorudaki mesele de tam olarak o.

"sen mi kurtaracaksın dünyayı" da buram buram erkek kokan bir argüman, "erkekler akılcı, mantıklı ve haklı olduğu için böyle" de aynı şekilde. e bu kadar katı olarak doğru olduğuna inanılan argümanların sorgulanmasını bekleyemeyeceğimiz gibi, benzer şekilde diğer statüko değişikliklerine itiraz gelmesini de bekleyemeyiz bir bakıma.

ayrıca pazarlamadan bahsederken neden erkeklere pazarlanan güçlü/büyük/zengin gösterir diye pazarlanan şeylerden bahsedip erkekler kolay kanıyor, bir motor patırtısına akılları gidiyor denmiyor da kadınlar kolay kandırılır oluyor?

"duyarlılık" kendiliğinden üstün bir şey olmayabilir ama ezenlerin ezilenlere yapıştırdığı bir "ponçiklik" etiketi olduğu için var bu tartışma bir yandan da.
  • harfitarif  (20.09.24 11:06:05) 
duyarsızlık değil bu mantıklı davranmak.

havada aynı anda 2500 tane yolcu uçağı gezerken benim binmediğim 1.4 motorlu arabamın egzozunun çevreye vereceği zararı umursamıyorum mesela.

ya da geri dönüştürülmüş diye adam niye daha pahalı satıyor, hammaddeye para vereceğine çöpten toplamış, yine de bana pahalı satıyor, niye onu alayım? cüzdanıma bakar ucuzunu alırım.

fosur fosur sigara içip domatesim organik olsun diyenleri hele hiç ciddiye almıyorum.

2015 yılında yazlığa tadilat yaptırdım. aynı dönem tadilat yaptıranların hepsi sıcak su için çatıya güneş enerjisi koydu, bedava temiz enerji diye. ben elektrikli termosifon koydum.

termosifon 500 lira, güneş enerjisi kurulumu 5000 lira idi. yazın maksimum 2 ay kullanıyoruz, gelen elektrik faturası aylık 200 lira (her şey dahil). yaz günü sıcak su kullanılmıyor bile ama hadi o elektriği sırf termosifon harcıyor desek bile 22,5 ay, yani güneş enerjisi neredeyse 10 yılda ancak amorti ediyor.

ayrıca her yaz başında gittiğinde mutlaka ya çekvalfi bozuluyor, ya şamandırası kaçırıyor, ya kollektörü kırılıyor, illa gider gitmez sıcak su kullanabilmek için usta çağırıp tamir ettirmen gerekiyor, senede neredeyse 200-300 lira (bugünün fiyatıyla 1000-2000 olmuştur) tamirata vermen gerekiyor. ne o? temiz enerji bedava sıcak su kullandık.

şimdi ben elektrikli termosifon seçtim diye duyarsız mı oldum?
  • kibritsuyu  (20.09.24 11:10:47) 
erkeklerin de kandığı şeyler vardır muhakkak ama duyuruda organiklik ve veganlıktan bahsedilmiş yanlış yorumlamadıysam. salt kandırılmak da değil bu.

dünyanın kirlenmesi, kaynakların tükenmesi, sanayi devrimi ve teknolojinin gelişmesi ile artan ivmeli bir tüketim toplumu olmamız ile gelmedi mi , aynı şekilde tedavilerin ilaçların aşıların çıkması ile. dünya doğal haliyle bu kadar nüfusu beslemeye yetmez. o zaman dünyanın geleceği için bazı insanları tedavi etmememiz gerekir.

Medeniyetlerin tarihi 10-12 bin yıla kadar gidiyor , 150 yıl öncesine kadar herkes organik besleniyordu.

Ben kendimi rahat hissediyorum açıklaması dışında, ufak tefek şeyler ile organik doğal çevreci olduğunu söyleyen insanlara katılamıyorum. evet damlaya damlaya göl olur ancak kısa ömrümüzde onlara enerji ve para harcamak beni yoruyor.

Telefon bilgisayar herhangi üretilmiş bir teknolojik ürün üretimi esnasında çevreye o kadar çok zarar veriyor ki. hele bataryaları. otobüse dahi binmeyin bisiklete binin ama bisiklet üretilirken de çevreye zarar veriyor fabrikalar.

o kadar da değil bisiklete binelim dediğimizde o sınırı kim çizecek ?
  • jülsezar  (20.09.24 12:05:32) 
+1 bu erkeklerin duyarsizligindan ziyade kadinlarin safligini gosteriyor.

organik ürünlerin çoğu kandırmaca. diğerleri de hem marketing icatları.
yulaf sütü ne ayrıca? erkeklerin kalori ihtiyacını karşılamaz ki
  • abelardo  (20.09.24 12:31:44) 
önemsemiyorlar. kadınlar gerçekten çoğu konuda çok daha duyarlı ve bu her reklamdan etkileniyoruz anlamına gelmiyor. ben temiz içerikli ürünler yemek ve yedirmek istiyorum, bu yuzden yumurtayı alırken bile detaylı bakıyorum seçeneklere. üzerinde "organik" yazması hemen sepete atmam için sebep değil; lakin gerçekten organik olanları aradığım da doğru misal. "organik" yazanlar bi noktaya kadar organik olabilir (belli standartları karşılıyordur yani) ama genelde gerçekten iyi araştırmak ve bulmak gerekiyor kafamızdaki gerçek organik tanımına girebilmesi için ürünlerin. özellikle organik denen yumurtalar genelde "1" ile başlıyor ama esas organik tanımı "0" olanları içeriyor gibi gibi...


  • anna sun  (20.09.24 12:35:39) 
Modern dunya insani gittikce gerizekalilastigi icin bunlar oluyo hocam. Flynn effect tersine dondu. Keske benim de tokatlicagim fabrikalarim olaydi. Somururdum halki


  • lapaz  (20.09.24 12:42:30) 
Sonra somurdugum parayi hookerslarla harcardim


  • lapaz  (20.09.24 12:43:09) 
erkekler analitiktir. sebep-sonuç ilişkisi üzerine düşünür aklına yatmazsa inanmaz. kadınlar daha duygusal heyecan verici - iyiymiş gibi görünen şeylere analiz etmeden inanma eğiliminde.


  • orpheus  (20.09.24 13:10:10) 
Düşünceli olmak, hassas olmak, duyarlı olmak daha çok kadınsı davranışlar olarak görülüyor. Bir erkek bu özelliklere sahipse en başta hemcinsleri tarafından dışlanıyor. Hatta bazı erkekler hep der ya " biz erkekler mantikliyız, siz kadınlar duygusalsiniz" diye. Mesela erkeklerin mantıklı olduklarını iddia etmeleri ve bu yüzden hep en doğru kararları verdiklerini iddia ettikleri komediden hallice bir durumları var.

Veganlarla kendi çaplarında dalga geçmeye çalışırlar özellikle vegan olan hemcinsleriyse daha da rahatsız ederler. Bir de erkeklerin çevreye olan duyarsizliklari, hayvanları sömürmeleri falan cinsiyet ile bağlantılı çok yönleri var. Bu konuda yazılmış makaleler mevcut inceleyebilirler.

Son olarak yanlış anlama, duyurulara verdiğin cevapları beğeniyorum, aklı başında biri olduğunu düşünüyorum ama " çevrecilik üzerinden hava yapıyorlar, et yememek, inek sütü yerine yulaf sütü koydurmak daha cool" lafına kızdım :) Çünkü veganlik bir moda, bir trend değil, cool görünmek için seçilmiş bir şey de değil bir etik meselesi. Vegan beslenmek daha fit görünmek için değil etik sebeplerle seçilen bir şey. Bir vegan olarak en büyük hayalim vegan bir dünya.
  • rock n roll  (21.09.24 19:40:16) 
[]

sex and the city

izlemedim. herkes izle diyor. carrie samantha charlotte esprilerine öküzün trene baktigi gibi bakiyorum.

su an baslasam keyif alir miyim? yoksa cakmalarina büyük ihtimalle coktan maruz kaldigim icin iyi hissetmez miyim izlesem?


 
keyif alirsin


  • ala09  (18.09.24 21:41:56) 
Izle bence de. Çerezlik güzel.


  • Amaranta ursula  (18.09.24 22:36:15) 
şu an izlenecek en güzel şey, dizi yok piyasada.


  • bisorumvardı  (19.09.24 01:31:54) 
[]

gym'de dus

özelliklere kadinlara soruyorum.

spordan sonra salonda dus aliyor musunuz?
benim bin tane kremim var. kremleri eve gelip mi sürüyorsunuz onlari da yaninizda salona mi götürüyorsunuz?

 
Almiyorum, hijyenik gelmiyor. Eskiden alirdim ama duslarin temiz olmadigini gordukce vazgectim.
Bir de terlikti havluydu vs vs organize etmek de zor geliyor. Evde rahat rahat dus aliyorum. Sporda alsam nemlendirici alirdim sadece yanima.

  • mor oje  (17.09.24 20:27:16) 
Gym duşunda bulaşan et yiyen bakteri efsanesi nedeniyle tedirgin olduğum için almıyorum.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (17.09.24 20:30:05) 
Yazın sıcak günleri suyun altına girip çıkıyorum. Duş denemez. Normalde almıyorum. Acele duş almayı sevmiyorum, evde daha rahat ediyorum.


  • ya volna  (17.09.24 20:31:03) 
%95 evde. dus mevzusu ozellikle havuza gittikten sonra onemli oldugu icin havuzdaki dus tatmin etmiyor kloru temizlemek icin.


  • hot potato  (17.09.24 20:38:59) 
salon temiz olmasına rağmen almıyorum. hijyenik gelmiyor.


  • NowWeAreFree  (17.09.24 20:49:30) 
Sitedeki gyme gidiyorum. Dışarıdaki gymlere gittiğimde de duş almadan koltuğa havlu serip eve gelirdim.


  • gabe h coud  (17.09.24 22:29:53) 
Dogustan raadım ben.su basıncıda cok iyi,,kabin geniş falan.hiç bir şey yapmasam sauna,duş yapıyorum.bornoz,havlu falanda tertemiz yeni yıkanmış.bide uyuyorum üstüne:))yeniden dogmus gibi oluyorum.


  • duptıs  (18.09.24 00:37:10) 
aliyorum ama sacimi yikamiyorum. sadece vucut nemlendiricisi tasiyorum, onu da seyahat boy tasima kabina aktariyorum. sac yikamali dusu spora gitmedigim gun evde genis genis kremlenmeli yapiyorum.

edit: hamama gidip gobek tasinda kese yaptiran bi insan oldugum icin hijyen konusuna takilmiyorum.
  • sanxis  (18.09.24 12:37:12 ~ 12:38:51) 
Spor salonunda çalıştığım halde duş orada almıyorum, ne kadar temizlendiğini bilsem de. Aynı sebeple hamama da gitmem, havuza da girmiyorum.


  • mslny  (18.09.24 17:26:12) 
hamama giderim, havuza da girerim ama nedense gym dusunu pek sevemedim. kotu kokuyor bir kere. illa girmem gerekirse eger sadece vucud nemlendiricisi kullaniyorum ve sacimi yikamadan eve gelip evde dus aliyorum.


  • 65 derece  (18.09.24 18:59:14) 
[]

ögretmenlerin maasi gercekten düsük mü?

atanamayanlardan, özelde calisanlardan bahsetmiyorum.

biz ilkokuldayken bir hocamiz Atatürk 10 yil daha yasasa ögretmenlerin maasi cok daha fazla olur falan derdi. ayrica klasik olarak o ders anlatmasa da maasini alirmis falan.

devlette atanmis ögretmenlerin maaslari hak ettiklerinden düsük mü?
benim gördügüm cogunluk derse gec geliyor, dersi kaynatmak icin nasihat verip bos yapiyorlar, bunlarin bir denetimi yok, kendilerini gelistirmek zorunda degiller, isten kovulmak imkansiz, yazin calismadigin halde maasin yatiyor vs vs
kendileri yesil pasaportlu, sonra esleri cocuklari vs faydalanabiliyor.

herkes zaten az calismak, rahat etmek, "ideal kadin meslegi" falan diye ögretmen olmak istemiyor mu? neden sonra az maastan sikayet ediyorlar? istanbul'da yasayanlar icin az geliyor olabilir ama istanbul disinda yasayanlar icin de düsük mü gercekten?

 
az yeni başlayanlar 45 bin falan anca. 10 yıllıklar 55-60ı geçebiliyor ek derse göre.

memurlar bekçiler aynı parayı alıyor. öğretmenlik kolay bi meslek değil. günde az 4-5 saat 20-40 tane çocuğa ders anlatmak kolay değil.
  • jelly bear  (16.09.24 15:58:27) 
Düşük ama dünyanın her yerinde düşük. Öğretmenlik para getiren bir iş değil


  • ferenc  (16.09.24 16:26:40) 
yan faydalarını, çalışma şartlarını düşünürsek düşük değil.
başkası yazmış zaten öğretmenlik dünyada çok kazanan bir meslek değil.

kapısında yüzbinlerce atanmayı bekleyen bir ve sınava girilen bir meslek için yüksek bile sayılır.
  • nuisance2  (16.09.24 16:31:01) 
on yıl çalışıp geçen senelerde çok basit olan sınavı geçerek uzman öğretmen olanlar, ek ders olmadan 50ye yakın alıyorlar. uzman öğretmen olmayanların sayısı çok az. kendi politik sebepleriyle bunu reddedenler dışında 10yıllıkların hepsi uzman diyebiliriz.

yeni başlayanlar 40a erişmiyor sanırım.

haftalık 18 saatten sonra ek ders alıyorlar.
ek ders olayı okula göre değişiyor. bazı okullarda öğretmenlerin sayısı fazla olabiliyor ve istese de ek ders alamıyorlar. bu durumda haftalık yaklaşık 20 ders. günde 5 ders desen haftada 4 gün çalışmış olurlar.

her gün dolu olsa sabahtan 9dan akşam 15'e kadar okuldalar.
her günleri dolu değil, 9da derse girip 12de çıkıyorlar bazı günler.

yani, az mı çok mu zor mu değil mi diye düşününce, evet zor günleri de oluyor ama saat/kazanç olarak bakılınca hiç de fena değil şartları.

ben öğretmen değilim, kız arkadaşım öyleydi. ondan biliyorum bunları.
onla ve arkadaşlarıyla tanıştıktan sonra öğretmenlerin şartlarının o kadar da kötü olmadığını farkettim. (eski saygınlıklarının kalmaması, müfredatın kötü olması, veli ve öğrencilerin vasatlığı gibi konuları bahse konu etmiyorum.)

istanbul dışında yaşayanlar daha iyi.

şikayetleri geçmiş yıllara göre saygınlıklarını yitirmeleri ya da daha sert bi özel sektör işinde çalışmamış olmaları yüzünden olabilir.

bu arada, bu şartlar mevcut öğretmenler için. şimdi yeni öğretmenler zor atanıyor. atanınca kazançları sanırım 30 civarında oluyor. ücretli öğretmenlik gibi garabet bir durum var ki asgari ücret bile almıyorlar ve iş garantileri yok. özel sektördeki öğretmenlerin durumu zaten malum.

bi de devlet iyide buluşturmak yerine kötüde buluşturmak istiyor. özel ve ücretli öğretmenlerin standartlarını yükseltmektense mevcut öğretmenlerin standartını düşürmeye hevesli.

meb bakanı zaten bildiğin öğretmen ve öğrenci düşmanı. mübalağasız.
  • biseysorcaktim  (16.09.24 16:53:16 ~ 17:22:46) 
Siz sınıf ortamını heralde pür dikkat dinleyen , çıt çıkarmayan çocuklardan oluşan bir ortam zannediyorsunuz . çocukları susturup ders anlatmak deveye hendek atlatmaktan zor. Yeni sistemde öğretmenin hiçbir yetkisi yok. çocuklara bile sus diyemiyor. dersten kovma yetkisi yok. sınıfta bırakma yetkisi yok. çocuklarda bunun farkında olduğu için dersi dinlemeyor. zaten sınıfta kalmak bile bir mucize sınıfta kalma yok. bunu bilen çocuklarda neden çalışayım enayi miyim diyor.

derse öğretmenler geç giremez müdürler hemen ek dersini keser. dersi kaynatamaz çünkü sınıfın başarılı olması lazım. başarılı olmazsa öğretmen için sıkıntı yaratır bu durum. veli idare milli eğitim baskısı üstlerinde.
çocuklar bahçede oynarken kolunu kırsa başına bela olur velilere açıklayamazsın bu durumu. bütün öğretmenler diken üstünde. millet çocuklarını sana emanet ediyor. o çoçuğa bişey olsa gözünün yaşına bakmazlar ihraç olursun.

öğretmenlik yapılacak bir meslek değil.

asıl yapılacak meslek ofis işleri. tatilmiş falan çekici değil. ekşisözlüğe ve duyuruya bakıyorum rahatlar maaşlarıda öğretmenlerden yüksek.

asıl yapılacak iş ofiste çalışmak.
  • komando kani var bende  (16.09.24 17:35:16 ~ 18:15:49) 
bence düşük değil. kamuda öğretmenlik kadar rahat meslek azdır.


  • NowWeAreFree  (16.09.24 18:54:23) 
Degil. Ogretmenler şu an TC tarihinde en iyi maaşı aliyorlar. 2 yıl önce 350 dolar alıyorlardı, şimdi ise 1500-2000 dolar arasında maaşları.

Bir sürü öğretmen arkadaşım da, 3-4 ay tatilleri de göz onunde bulundurulduğunda, ülkedeki en şanslı çalışan kesim olduğunu söylüyor.
  • summerof69  (16.09.24 19:54:17) 
Bir de bunlar haftanın 4 günü çalıştığı için ek iş yaparak da gelirlerini arttırıyorlar. Bu arkadaş anlatmış:

x.com


Bu da maaş değişimi :

soz.lk


Zaten öğretmenlere bu kadar iyi maaş verildiği ve bütçe de zorlandığı için artık öğretmen ataması yapılmıyor. Yeni ogretmenlerin hepsi ücretli.
  • summerof69  (16.09.24 19:57:53) 
onlar nasıl bilgiler öyle ya:) 9 yıllık öğretmen maaşı 42.385. uzman olsaydım 3-4 bin arası bir şey fark olacaktı. ama değilim. ek dersimiz de bu eylülde 6-7 bin arası olur. o da herkese göre ayrıdır. benim yurt nöbetim var. herkes bu parayı almayabilir. fazlası da olabilir. nöbet diyoruz o da kolay değil 24 saat öğrencilerden sorumlusun koca binada.
bir de bazıları gerçekten sınıfı filmlerde, dizilerde gördüğü şekilde sanıyor. ders anlatmayı şöyle ifade edeyim günde en az beş tane sunum yapacaksınız ve karşınızda 40 tane çocuk var, yetişkin değil. rahatlık yok mu diyorsanız yarın sabah erkenden dersim yok biraz uyuyacağım. ama öğrencilerin en aç ve yorgun olduğu saatlerde ders anlatacağım. böyle şeyler.
yazın da tercih döneminde rehber öğretmenler çalışır. destekleme kurslarında branş öğretmenleri ders verir. öyle tatil oldu herkes rahat diye bir durum yok.
  • oyokbuyoknevar  (16.09.24 20:27:54) 
Milletvekillerinden sonra en gereksiz yüksek maasi ögretmenler alir çünkü türkiyede yapilabilcek en kolay memurluk.


  • Yourcousinmarvinberry  (16.09.24 21:09:44) 
Alınan eğitime ve beklenen sorumluluğa göre düşük maaşları.

Kamuda çalışan hiçbir görevlinin iş yükü olarak farkı yok bundan. Ama maaşları öğretmenden yüksek. İmam ne iş yapıyor da öğretmenden fazla almayı hak ediyor?


Ben işini yapan polis memuru görmedim mesela. Denetimi yok, kendini geliştirmek zorunda değil, işten atılması imkansız, gün boyu sistem yok deyip masa başında otursan da maaşın yatıyor, yeşil pasaport vs her şeyin var.


Dolayısıyla evine hırsız girdiğinde, saldırıya uğradığında kıçını kaldırmayan polisten daha az maaş almak koyuyordur adamlara. Onlar da sallapati yapıyordur işleri. Madem maaş bu, iş de bu.

Sen çocuğunun öğretmeni dört dörtlük eğitim versin istiyorsan imamdan çok para verilecek. Yoksa özel derse bir zahmet.
  • lancelot du lac  (16.09.24 21:18:42) 
sadece şunu düşün cevabı rahatlıkla bulacaksın.
bugün imkan tanınsa kaç kişi yaptığı işi bırakıp kamuda öğretmen olma imkanını kullanır, kamudaki kaç öğretmen başka bir şey yapma imkanını kullanır? sayıları çok ve ağlamaları da çok duyuluyor bu sebeple de haklı oldukları zannını yayabiliyorlar. hepsi bu.

  • Whily  (16.09.24 22:16:21) 
öğretmenlikten, çocuklara söz dinletmekten, kalabalık sınıflara ders anlatmaktan şikayet edenlere;

ben mezun olurken formasyon alıp öğretmenliğine geçebileceğim halde bunları sevmediğim ve yapmak istemediğin için öğretmenliği bir dakika bile düşünmedim.
üstelik o dönemlerde öğretmenlerin öğrenci ve veli önünde hala bir saygınlığı vardı.

siz şimdi sırf memurluk kolay, izni bol, iş garantisi diye devlet kapısında sıra olup bir de şikayet ederseniz toplum size elbette iyi bakmaz.
  • nuisance2  (16.09.24 23:02:58) 
kuzey ege bölgesini dolaşın yazlıkların bir çoğununun sahibi emekli öğretmen çiftler.

bahsettiğim yazlıklar en kötü 8-10 milyondan başlıyor.
  • nuisance2  (16.09.24 23:03:57 ~ 23:04:23) 
Arkadaşlarım var, ham maaşa yakın bir de ek ders ücreti alıyorlarmış. Ham maaş çok yüksek değilmiş ama ek dersten de para geldiği sanırım 50 bin civarı. Üstelik sadece günün yarısında çalışıyorlar. Yazın da 2 ay tatil.

Avukatlar ise (ücretli çalışan) 20 bin, 30 bin bandında maaş alıyor. Haftada 45 saat çalışıyorsun üstelik. Müvekkiliydi hakimi savcısıydı duruşmasıydı, bunlarla uğraşması da başa bela.

Kendi ofisi olan, az çok çevresi olan tabi ki daha iyi kazanıyor o ayrı ama çoğu kişinin durumu gerçekten çok kötü avukatlık piyasasında.
  • turuncu tonlarda  (16.09.24 23:27:25) 
[]

master ve is

selam dostlar,

4 senedir alamanya'da yasiyorum/calisiyorum ve bunun son 2 senesinde de hem master yapiyorum hem de calisiyorum.

bu sürecte bir de is degistirdim ve gül gibi rahat isimi birakip cv'de iyi duracak diye baska bir sirkete daha aza da razi olarak gectim.

calistigim is normalde iyi olabilir ama okuyan biri icin hic iyi degil cünkü cok fazla yenilik var. rutin yok. sürekli basimdaki müdür, takim arkadaslari ve birlikte calistigimiz müsteriler, yapilan isi scope u standardi vs her sey sürekli degisiyor.

üstüne okulda sürekli bir sey ögrenmek ve okulda da her dönem derslerin, hocalarin dogal olarak degismesi bana kafayi yedirtmek üzere. yeni dönem basliyor ve yeni siniflari bulmak bile mental olarak büyük bir zorluk gibi geliyor. ruh gibi geziyorum.

okul ve is ayni anda cok kötü gidiyor. is yerinde kötü feedbackler aliyorum ve derslere de gidemedigim, sinavlara calisamadigim icin derslerden de kaliyorum.
bu arada neredeyse her sey almanca. almancam kötü degil ama sonucta cevremde herkesin anadili almanca ve onlara yetisemiyorum tabii ki.

toplamda 5 ders ve master tezim kaldi. bu is yerinden mutlaka cikicam. masterim bitsin masterli biri olarak yeni yere geceyim diyordum ama gercekten dayanamiyorum.

Ne yapayim? ortada teklif falan yok ama arasam iyi kötü bisiler bulurum diye düsünüyorum
a) isi birak, okulunu bitir yeni ise masterli ama issiz olarak basvur
b) yeni ise su anda gec masterina orada devam et
c) sosyalliginden, akil sagligindan biraz daha kis ve masteri bitirip, hem masterli hem de hali hazirda isi olan biri olarak is ara.

c sikki iyi gibi görünse de bu sirketteyken tanistigim insanlarin beni salak, dikkatsiz, tembel sanmalari gibi gelecege yönelik büyük bir dezavantaj olusturuyorum aslinda.

kafam corba. önerilerinizi bekliyorum.

 
Master'ı ne için yapıyorsun, amaç ne? Ne açıdan olmazsa olmaz? Bitmese ne olur? Bunların cevabı önemli.

Buradan bakınca gerekirse master ötelensin diyorum çünkü işsiz kalmak daha büyük sorun olsa gerek.
Zaten iş işte aranır ama program sana çalışmayı uygunsuz hale getiriyorsa master ya da iş arasında seçim yapman gerekebilir.

Master'ı daha iyi iş için istiyorsan mevcut iş tecrüben de en az o kadar geleceğini etkiler.

Yeni işi seçerken daha az çalışmak zorunda kalacağına nasıl emin olabilirsin onu da bi düşün, downgrade mi olacak? Master bitirince iş garantin olacaksa downgrade kabul edilebilir ama aksi durumda riske atmaya değmez. Mevcut işin cv de iyi duruyormuş, düşüş görünür olacak muhtemelen.

Hasılı, master'ı uzat gerekirse ertele. Master yapma amacın kariyerse, master için mevcut kariyerini niye sekteye uğratasın?
  • Bruce  (12.09.24 15:35:57) 
isin ne, master ne üzerine, bunlari da yazsaydin keske.


  • Yourcousinmarvinberry  (12.09.24 15:48:02) 
is saatinde parkta salincaga da binsen, nukleer fuze de tasarlasan haftada 20 saat ders disinda bir seyle ugrasacaksin. isin niteligi derslerini neden etkiliyor o kismi anlamadim. zaten almanya'da is saati disinda kimse kimseden bi sey istemez.

yeni is mantigini anlamadim.
  • bohr atom modeli  (12.09.24 16:04:02) 
benzer durumdaydim, yine ayni sekilde almanyadaydim. hem isimi hem de master yaptigim bolumu seviyordum. bu durumda uzun vadeli dusundum ve isi birakip master egitimimi tamamladim. daha sonra baska is yerinde hayatima devam ettim. cunku master egitimi senin hayatin boyunca uzerinde tasiyacagin bir "titel" kazandiriyor. ayrica, ozellikle almanyada bircok burokratik engeli asmani kolaylastiriyor. diger tarafta, calistigin yeri sevsen bile bir gun sonra sozlesmeni sonlandirmayacaklarinin garantisi yok. o nedenle master daha guvenli bir liman.

kisaca master yapmak uzun vadede avantaj sagliyor, calismak ise kisa vadede avantajli. tabi bu durum ikisini de sevdigin veya ikisini de sevmedigin durum icin gecerli. elbette, master veya calismak seceneklerinden ikisinden biri digerine gore daha fazla keyif veriyorsa onu sec.
  • emrahday  (12.09.24 17:52:46 ~ 17:53:38) 
Master sonra da yapılabilir. Ben olsam kariyerimde rahat bir döneme gelene kadar masterı ertelerdim. Ama mastera verdiğin emeği işine kaydıracaksan. Yoksa işi yine salıp tatile, alkole kendini vereceksen olmaz o iş.


  • gabe h coud  (12.09.24 22:38:15) 
d) duyuruyu bırak. hepsine vaktin kalır.


  • titanyum22  (12.09.24 22:47:38) 
[]

comfort zone'dan cikip

pisman olan var mi? yoksa herkes memnun mu?




 
Pişman değilim ama konfor alanındaki keyifçiliği özlüyorum.
3 sene daha vaktim var pembe götlülüğe dönene kadar, o noktaya gelene kadar yapacağımı yapıp sonrasında rutin ve stabilliğe dönücem inş.

  • Bruce  (12.09.24 15:28:26) 
Bütün "comfort zone"lar, çikilmasi durumunda özlenmek üzerine kurulmustur.


  • Yourcousinmarvinberry  (12.09.24 15:50:04) 
Özlersiniz de, comfort zone'da kalacaksak neden yaşıyoruz?


  • montreal  (12.09.24 16:16:23) 
hayatimda hic boyle iyi deyip tembellik yapmadim. hep makul bir giriskenlik oldu. sonunda hep memnun oldum.

biraz cesaret iyidir ama asirisi da aptallik.
  • bohr atom modeli  (12.09.24 16:21:44) 
Çok memnunum. Eskiyi asla özlemiyor ve önceden ne kadar pısırık ve kendine kapaklanmış haldeymişim diyorum.


  • potasyum bebek  (12.09.24 16:56:21) 
Comfort zonedan, comfort zonedan memnunsan cikmazsin zaten.
Birseyler batiyordur, farkli bir ihtiyacin vardir ve o ihtiyac icin bu alandakiler yetmiyordur.
Ben ciktim, her gun sukrediyorum. Cikmayan akrabalarim, tanidiklarim (ayni imkana sahip olan, comfort zone icinde rahatsizlik hissetmeyen) su an kafayi duvara vuruyorlar. Iyi mi ettim kotu mu ettim bilmem, zaman gosterir, ama su an keyfim yerinde.
  • quaker  (12.09.24 17:04:08) 
Vallaha comfort zone var comfort zone var.
Fransa'da ilk işim maaşı daha düşüktü ama al gülüm ver gülüm günlük yapı vardi. Öyle geç çalışmak vs yoktu hiç.
Ben burada yukselemem (çünkü master olmayani müdür yapmayan ik karari vardi) diye ayrildim, Fransa'da yeniydim. O sırada ben riskli bulmadım ama esim, ailem, arkadaşlar hepsi riskli bulmus. Sonuç olarak o dönem kazandığım paranin 2.5 katını kazaniyorum 5 sene sonra.

Ama şu anda da bir tık comfort zone var. Acayip tatlı insanlarla çalışıyorum, ofisimin yeri süper, isimi seviyorum, çalıştığım ürünlerden zevk aliyorum (misal fmcg çalıştım, kullanmadigin ürünün tedarigi ile ugrasmak beni demotive ediyor). Şimdi birkaç bin Euro üstü için risk alıp gitmek bana mantıksız.

Bence bazen sirf comfort zonedan çıkmak için dertsiz başına dert arayanlar oluyor. Para önemli ama insanin günlük hayatında mutlu olmasi, stresi olmamasi, ise mutlu gitmesi de önemli. Ben ofise bildiğin ne güzel ekibi göreceğim diye gidiyorum.
  • logisticsmanager  (12.09.24 20:23:19) 
türkiye'de uzun yıllardır çalıştığım firmada artık ezbere yaptığım ve senior'ı olduğum işimden ayrılıp göç ettim. yeni meslek öğrenip onu da değiştirdim. şimdi yeni bir ülkede, yeni bir dilde, yeni bir şirkette, eski mesleğimle hiçbir ilgisi olmayan yeni bir iş yapıyorum ve junior'ım. bir beyaz yaka için bundan daha büyük konfor alanından çıkış olamazdı herhalde.

pişman değilim, mutluyum. 2 seneye mid, 4-5 seneye senior olduğumda daha da mutlu olacağım.
  • sir gawain  (13.09.24 02:26:50 ~ 02:29:26) 
çıktım ama pek memnun değilim.


  • NowWeAreFree  (13.09.24 02:34:12) 
[]

fitness tavsiyelerinizi alirim

fitness a yeni baslayan biri neler yapmali, nasil beslenmeli?
diyetisyene gidiyim mi yoksa biraz bekliyim mi? evde yemek yiyorum su sira bol bol ama dengeyi tutturamiyor olabilirim.

amacim yaglarimdan kurtulma ve kas kütlemi arttirmak. saglikli olmak, hissetmek ve de iyi görünmek istiyorum.

spor salonundaki aletlerle kardiyo ve kas isini halledebilirim. esneklik icin neler yapiyorsunuz?

 
Yağlarından kurtulmaya çalışırken kas alamazsın, yeni başlıyanlarda bu olabilir diyorlar ama olmaz, kendine öncelikli bi hedef belirle ona göre yol al. Yağlarından kurtulmak istiyorsan diyet yapacaksın, bunun için internette kalori hesaplama araçları var oradan kalori açığı verecek şeklinde bilgilerini gireceksişn sana alman gereken toplam kaloriyi ve makroları verecek, ona göre beslenirsen kilo verirsin; kas kazanmak için de yine aynı araçlardan benzer bi hesaplama yapıp kalori fazlası oluşturacak şekilde toplam kalori miktarını ve makroları hesaplayıp ona göre kalori alacaksın, bu ikisi için de kendine pull push legs ya da benzeri bi program edinip antrenman yapacaksın, amacına göre bu şekilde yağ kaybedersin ya da kas kazanırsın ama böyle anlatınca kulağa kolay gelse de bunu başaran çok kişi olmuyor o nedenle iyi planlama yapmak ve sabırlı olmak gerekiyor.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (10.09.24 19:54:43) 
@kaleci, tesekkür ederim.
önce kardiyo ve beslenmeye dikkat etmeli daha sonra mi kas yapmaya ugrasmaliyim o zaman?

  • robert bosch  (10.09.24 20:19:33) 
Öncelikli amacın neyse ona yönelmelisin. Evvela yağ kaybetmek ve kilo vermek istiyorsan dediğim gibi kalori açığı vereceğin bir diyet programı hazırlayıp ona uyarak kilo verebilirsin, bu aşamada kas kaybını en az seviyede tutmak için ağırlık çalışıp haftanın birkaç günü de kardiyo yaparsın, istediğin kiloya indiğinde de kas almak için çalışırsın.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (10.09.24 20:29:43) 
[]

first date'te beklentileri söylemek

30+ birinin ilk bulusmada benim iliskim olursa ciddi olur, yoksa zaman kaybi demesi ya da iliskimden beklentim de söyle böyle diye kafa acmasi red flag midir?




 
tam red flag değil aslında. söyleme biçimi önemli burada. ergen gibi gevşek gevşek söylemek başka ciddi söylemek başka. beklentiler ve talepleri baştan dile getirmek soru işaretlerini ortadan kaldırır. ayrıca zaten herkes ciddi ilişki ister. tam tersi tek gecelik veya buddy'lik olur zaten.


  • mr.goodcat  (10.09.24 00:57:48) 
Adamin söylediklerine "kafa açma" diyorsan zaten date-mate sana göre isler degil.


  • Yourcousinmarvinberry  (10.09.24 01:02:53) 
herkes istedigi seylerin pazarligini yapmakta ozgur, sende hayir demekte ozgursun. mesela asiri cekici biriyse "hee aynen ya ben de xd xd" diyebilirim. yok uslupsuz ve farkindaligi olmayan biriyse "ya arkadasim benim eve gelecek bulasik makinesini tamir edecegiz beraber" diyip date'i yarim saat icinde de bitirebilirim. Tamamen duruma ve sartlara bagli.


  • hot potato  (10.09.24 01:22:26) 
Bence sıkıntı yok, belki iki tarafın da ciddi bir ilişki istemediği bir durum olacaktı, sonuçta 20'lerimizdeki gibi "masum", saftirik değiliz.


  • kimlanbu  (10.09.24 01:49:34) 
Bir yandan mantikli. Diger yandan degil.

Kisinin ne istedigini bilmesi ve bunu acikca soylemesi zaman kaybini ve hayal kirikliklarini onleyebilir.

Ote yandan Ben seninle evlenmek istemiyorum, evlenmis olmak icin evleniyorum intibasi da birakabilirsin karsi tarafa. Bu da karsi tarafi korkutup kacirabilir.

Cidden kimyalarin uyusmasi onemli ve bunun icin de hemen beklentiye girmeden, karsi tarafta bir baski olusturmadan, oyun oynamadan birlikte bol bol vakit gecirmeye calismak bence ideal bir yol.
  • baldur2  (10.09.24 01:55:58) 
Manavdan domates seçerken mantıklı, iş görüşmesinde riskli ama tavır belirtir, date esnasında red flag.

Bunların farkları ne?
İlkinde söz hakkı sadece bir tarafta var. İkincisinde söz hakkı arzı güçlü olanda var. Üçüncü ise müşterek bir arz talep dengesi ihtiva etmesi gereken bir ilişki biçimi olduğu için bunun olmaması gerekir.

Bunu yapan insana çok boyutlu düşünemeyen, sosyal zekası kıt bir insan gözüyle bakarım. En basitinden, sen kimsin ki şartları ben böyle belirliyorum işine geliyorsa diyebiliyorsun?
  • Bruce  (10.09.24 02:28:22) 
ilk buluşma için erken değil mi?


  • nuisance2  (10.09.24 08:33:05) 
ne şart belirlemesi ya? ona bakarsan sen de bunların konuşulmasına karşı çıkarak şart belirlemiş oluyorsun. sen takılmak istiyorsun diye herkes takılmak istemek zorunda değil. karşındakinin dediklerini beğenmezsen başkasına yoluna devam edersin. ama ne hikmetse bazı adamlar her çiçeğin tadıma bakamadığı için bu kadarcık eşitliği bile haksızlık olarak görüyor.


  • titanyum22  (10.09.24 09:01:28) 
Böyle emir verir gibi değil de bariz bir isteği söylemede sakınca görmüyorum. 20li yaşlar buluşması değil. İstekler uyarsa devam edilir, olmazsa da vakit kaybedilmez.


  • asteriks  (10.09.24 09:04:32) 
erkek tarafı olarak yazıyorum
ciddi ilişki dendiğinde karşımdakinin tavrına göre değişmekle beraber, önceliği evlenmek ve bunun için uğraşmak hissi geldiğinde kesinlikle red flag çünkü temellerin bu şekilde doğru kurulabileceğine inanmıyorum.
nasıl ki amacı yatmak olan birinin tavırlarına sözlerine güvenemezseniz kadın tarafı olarak, erkek için de benzer bir şey oluyor.
ama bir iki buluşmadan sonra gidişhata göre bu konuşulduğunda daha sağlıklı düşünülebiliyor üzerinde ve bu red flag olmuyor. bu sefer, karşımdakinin istediğine cevap verebilecek durumda mıyım yoksa zaman mı kaybettiriyorum diye düşünüyorum.
yani, yanlış üslup doğru sözün katilidir.
  • kisa  (10.09.24 09:54:41) 
Benim için öyle, yaş ister 20, 30, 40 ister 70, 80 olsun. Biriyle onunla vakit geçirmekten hoşlandığınız için bir ilişkiniz olmalı, ilişkiyi planlayamazsınız. Bazı dayılar var örneğin herkes rastlamıştır. "Hanım ölünce her iş bana kaldı, hayat zor evde menemen yemekten bıktım, alacağım birini" şeklinde bir bakış açıları var. Bu tip planlamalar bana bu kafa yapısını çağrıştırıyor. Ortada fol yok yumurta yokken böyle planlamalara girişmek çok anlamsız bence.

Doğrusu birlikte ne kadar uyuşabildiğinizi gördükten, bir şeyler yaşadıktan sonra bu tür şeyleri düşünmek olur.
  • akhenaten  (10.09.24 10:48:03) 
Blind date ise olabilir ama öncesinde bir şekilde iletişim olmuşsa red olmayabilir.


  • gabe h coud  (10.09.24 10:59:58) 
bence güzel bir şey ama üslup önemli, lozan antlaşması yazar gibi olursa itici olur.


  • tabudeviren  (10.09.24 11:05:46) 
@titanyum22, yine kim sinirlendirdi seni?

Yazdigin cevap, benim soruma cevap degil. Ben sizin ne düsündügünüzü sordum benim ne düşünmem gerektiğini degil.
  • robert bosch  (10.09.24 16:46:00) 
bir kadının fikir belirtmesini "kafa açma" olarak gören adamsın, senden çok bir şey beklememek lazım.

duuyuruların genelde başlığını ve içeriğini okuyup cevap yazıyorum, beğenmezsen yapacak bir şey yok. cope.
  • titanyum22  (10.09.24 22:15:05) 
gayet mantıklı


  • NowWeAreFree  (10.09.24 22:43:26) 
[]

afrika, güney amerika, asya gibi yerlere turla gezi vs solo gezi

afrika, güney amerika, asya, okyanusya, vs gibi uzak yerlere turla mi gidilmeli yoksa solo mu?




 
seyahat tecrübesi varsa ben solo traveldan yanayım. öncesinde gerekli araştırmayı detaylı planı, şehir şehir gezilecekse araç kiralama vs.. halledip kendi planıma göre gezmeyi seviyorum.
ama bu planı ve hazırlığı yapmak zaman ve emek istiyor.

  • benaslinda  (06.09.24 15:41:24) 
Lokasyonla çok alakası yok bence, avrupayı amerikayı tek gezdiysen buraları da tek gezersin. Araştırmanı yapar, kültür farkına dair farkındalık kazanır, istediğin gibi gezersin.

Ne kadar araştırmacı, meraklı ve üşengeç olduğuna göre değişir yani cevap.
  • Bruce  (06.09.24 15:41:29) 
avrupa amerika harici gezmedim. ama japonya çin avusturalya yeni zellanda harici dünya bence tehlikeli. tursuz gitmem ben. avrupayı solo gezdim ama düzensiz bir ülkeye gitmedim.


  • mikahakkinen  (06.09.24 15:53:52) 
Afrika’da şeyini keserler, nereye tek gidiyorsun. Nijerya gibi bir “görece” gelişmiş ülkede bile beyaz insanlar tek başına ise kaçırılma ihtimalleri çok yüksek. Fidye için kaçırılmak bir örf ve/veya anane olmuş.


  • gabe h coud  (06.09.24 16:04:40) 
Hocam youtubeda bir suru gezgin vlogu var onlara bi bak derim

Afrika sakat
Guney amerikada bazi yerlerde turist oldugunu anlayinca direk sirnasiyorlar dolandirmak hirsizlik icin

Ben olaam afrikaya gitmem kacirilma ihtimali yuksek gece cikilmaz hrrkes siyah sen beyaz kabak gibo ortsda dikkat cekiyorsun

Guney amerikadada tueist oldugum belli olmayacak sekilde mesela sort cantasiz ve yerel kiyafetle gezerdim
  • Zetnikov  (07.09.24 08:35:01) 
kuzey afrika solo güvenli ama orta ve güney afrika için hayır, belki zimbabwe bir istisna olabilir. güney afrika’da beyaz nüfusu çok olsa da telefon için adam bıçaklayıp öldürüyorlar.
güney amerika maceracı bir tip değilsen yine orta güvenlikli.

ama ben gitmezdim, hayatımın başka bi ülkede sona erdirilip aileme gönderilmesini tercih etmezdim.

asya güvenli. tek başıma, 2 yaş çocukla gidip gezdim. hiçbi şey de olmadı.
  • deartheodosia  (07.09.24 10:40:03) 
[]

sorunlu otomatik arabalar

otomatik olanlarindan sorunlu oldugunu bildiginiz araba modelleri var mi?

su markanin su modelinin 20xx yilinda cikanlari sorunlu gibi mesela.


 
genelde arabadan çok şanzıman önemli. japonlar bu işte iyi ancak bmwnin kullandığı zf şanzımana en iyi şanzıman diyorlar.

örnek olarak mercedes 9 ileri şanzımanlarda verim alamadı. opele asytronicler tam otomatik olmasa da sıkıntılı ama en sıkıntılı şanzıman vw grubunun kullandığı dsg galiba.
  • mikahakkinen  (02.09.24 14:26:40) 
ilk olarak dsg pişmanlıktır. ne kadar geliştirdik, sorunsuz falan deseler de inanma. o şanzıman bir gün illa ki sorun çıkartacak

opel easytronic ve toyota mmt şanzımanlar da sorunlu.

opel, citron ve peugeot yeni nesil eat 6/8 şanzımanlar çok övülüyor.

tork konvertörlü yani eski tip otomatik şanzımanlar genelde sorun çıkarmıyor.
  • delidir yakalayin  (02.09.24 18:06:40) 
DSG trafik sevmiyor bildigim kadariyla, kesin patliyor.

sanzuman eskisi 80lerde 90lardaki gibi kolay dagilan bir parca degil artik, cogunun yagini bile degistirmiyorsun.
  • cooperr  (02.09.24 21:18:52) 
[]

izinlerinizi 2024 yilinda nasil kullandiniz?

kac yildir sirketinizde calisiyorsunuz?
kac is günü izniniz var?
izinlerde neler yapiyorsunuz?
2024'te neler yaptiniz/yapacaksiniz?

bos yapalim biraz :)

 
6 yıldır çalışıyorum.
Geçen ay itibari ile yeni izinlerim geldi 62 gün iznim oldu toplamda
2 hafta izin aldım. Tez yazıyorum :)
tez bitsin bir daha alıcam
  • spacevan  (31.08.24 21:48:39) 
2 yılı geçti.
25 iş günü civarı ama resmi tatiller çok az.
Mayıs'ta 1,5 haftalığına İstanbul'a geldik, nasıl geçti falan hiç anlamadım.
Bu kadar az izin kullanmama rağmen 10 günden az iznim kaldı. Çeşitli sebeplerle 1-2 gün parça parça izin kullandım. Koca yaz dönemini tatil namına birşey yapmadan geçirdik. Bundan sonrası için yılbaşına yakın istanbul ve/veya balkanlarda bir yerler düşünüyorum.
  • mbond  (31.08.24 22:01:40) 
Bu sene resmi tatiller maşallah hep hafta içine denk geldiği için ve bayramların ikisi de 9 gün olduğu için yıllık iznimi hiç kullanmadığımı fark ettim geçen ay. Bi tane 5 günlük alıp evde 9 gün yattım. Bi tane de Eylül'de alıcam.

20 gün iznim var yıllık standart genç memur izin sayısı
  • nundu  (31.08.24 22:08:16) 
4. yılıma girdim.
yıllık iznim 30 gün haftasonları dahil.
yurtdışı gezilerine harcıyorum izinlerimi.
ocak 5gün, şubat 5gün, mayıs 2gün kullandım.
eylül 2gün, kasım 5gün daha kullanmayı düşünüyorum.
  • dedim ben sana  (31.08.24 22:40:48) 
• 9. yılımdayım
• 35 gün iznim var içeride ama havacılıkta olduğumdan bayramım resmi tatilim yok, senelik 20 gün geliyor
• yurt dışı tatili yapmaya çalışıyorum, bazen yoğunluktan bunalınca birkaç gün kafa izni alıp hiçbir şey yapmıyorum
• bu sene martta 8 gün polonya-norveç turu yaptım, ağustosta 2 gün kafa izni aldım, ekimde de 8 gün isveç-danimarka turu yapıp seneyi kapatacağım
  • phoarbix  (31.08.24 23:07:00) 
İlk yılım 18 gün sonra dolacak, 21 gün kullandım.
-kasımda 10 gün Amsterdam, martta 5 gün Kıbrıs, temmuzda 6 gün Bodrum.

  • Bruce  (31.08.24 23:23:47) 
5 gun falan ailem geldiğinde aldım. Çevrede yakın yerlere gitmek falan
Haziranda 2 hafta aldım. Fransa'da airbnb kiraladik.
Eylulde bir 6-7 gün daha yazdım. Izmir'e gelicem.
Noel'de de bir 10 gün alırım. Hanimin ailesinin yanina gideriz.

Totalde yilda 37-38 iş günü. 10 gün gelecek senenin haziran ayına kadar bırakma hakkım oluyor ona birakiyorum genelde bir 10 gün.

6 yil oldu.
  • logisticsmanager  (01.09.24 00:21:14) 
- kac yildir sirketinizde calisiyorsunuz?
+ 11 senedir

- kac is günü izniniz var?
+ 16 kaldı. Ocak ayında yinelenecek

- izinlerde neler yapiyorsunuz?
+ Hep yurtdışı gezisi

- 2024'te neler yaptiniz/yapacaksiniz?
+ 5 şehir gezdim. 2 defa kullanılırım gezmek için.
  • put it in your appropriate place  (01.09.24 10:35:48) 
15 yıl
26 iş günü
Yurtdışı tatili
2024 tatilleri 2 abd 1 isviçre 1 Finlandiya/kuzey ışıkları 1 antalya herşey dahil tatili şeklinde tatil yaptık
  • basond  (01.09.24 15:21:05) 
[]

Müstakil ev vs apartman dairesi

Cocuklu iseniz hangisini secerdiniz ve neden?
Eve temizlik, bahce bakimi vs icin yardimci cagrilmayacak.
Evcil hayvan yok.


 
müstakil ev imkanı varsa kim neden apartmanı seçsin?


  • jelly bear  (30.08.24 22:33:33) 
Temizligi kolay, sehir merkezine daha yakin, isinma elektrik her türlü masrafi daha az.
Bahce bakimi vs müstakil evi olanlar haftasonu ev, bahceyle ugrasmaktan disari cikamiyorlar. :)

  • robert bosch  (30.08.24 22:35:47) 
Ayrica yaslilikta merdiven inip cikmak zorlasiyor.
Müstakil evin bircok eksisi var.

  • robert bosch  (30.08.24 22:37:02) 
yok valla az insan fazla huzur demektir. her türlü müstakili seçerdim. merdiven zorsa alt katta yaşarsın. ayrıca 70 yaşına kadar merdiven iner çıkılır rahatça. spor da olur. bahçeyle sürekli uğraş gerekmez.


  • jelly bear  (30.08.24 22:40:08) 
Bu iki seçenek arasında müstakil evi seçmek için çooook iyi bir nedenim olmalı. Yani 100 durumdan 99'unda apartman seçerim ben. Müstakil evlere hayatım boyunca hiç özenmedim. Şehir dışında bir hayat ilgimi çekmiyor, bahçe işi hiç sevmem, böcek vs olur. Hiç çekemem.

Çocuk hiç düşünmüyorum ama öyle bi durumda da apartman seçerim. Bahçeli site olabilir mesela.
  • nundu  (30.08.24 23:10:10) 
@nundu, tesekkürler.

Ev yurt disinda, site olayi burada yok. Ortak kullanilan bahce olabilir.
  • robert bosch  (30.08.24 23:13:50) 
Müstakil ev tercih ederdim, çocuk için de güvenli oyun alanı oluşturulabiliyor. Diğer parametreler aynıysa, çocuğum olmasaydı bile müstakil ev alırdı her türlü. Sonuçta yetişkin olarak da kendine ait açık hava alan olması iyi geliyor.


  • mbond  (30.08.24 23:20:22) 
Kesinlikle müstakil ev. Özgür bir hayat sürersiniz


  • limonlu eksi  (30.08.24 23:31:08) 
@limon, neyden özgür? Müstakil ev de sizi kendine cok bagliyor sonucta


  • robert bosch  (30.08.24 23:43:55) 
1.5 senedir dagda evde yaşıyorum. Bundan sonra apartmana zor dönerim.

Bahçedeki otları kesiyorum, kar olunca kuruyorum, odunlari yerlestiriyorum, kışın şömine yak/temizle vs.

Harbiden tek sorunum böcek yapıyor yani örümcek vs çünkü doğanın icindeyiz yapacak bir şey yok, alıştım.

Apartman hayatı sadece sehir merkezinde, lüks bir yerde olursa birkaç sene dönüp takılıp sonra tekrar müstakil için olur.

Apartmanin bana göre mustakile oranla tek iyi yanı güvenlik. Ev sonuçta birçok girişi çıkışı var ama apartmanin bir tane.

Bu arada Avrupa'dasin sen de, çoğu evde merdiven olmuyor yenilerdi. Misal benim kayinpederlerde yok. Dediğin mobilite olayindan.

Su an ofiste çocuğu olup apartmanda yaşayan insan ya harbiden şehir merkezinde yaşıyor ya da yok. Herkes sehir dışında mustakilde.
  • logisticsmanager  (30.08.24 23:54:28) 
Müstakil ev imkanım olursa apartmanın yanından bile geçmem.


  • orta buyuklukte bir ulkenin krali  (31.08.24 01:42:43) 
Son 20 senenin 10 senesini cesitli binalarda, 10 senesini de mustakilde yasamis birisi olarak kesinlikle mustakil..ayagin topraga basmasi, ustunde yabanci birinin tepinmemesi bunlar benim icin degerli.


  • cooperr  (31.08.24 02:04:44) 
-bahceli ev is demek
-isten sonra gelip bahcede bisey yapmak demek
- sürekli yeni fikirler bulup onlari yapmak, yaptikca daha cok yapmak demek
- sürekli o bahceyi düzen altinda tutmak demek(bi kere kacinca toplamasi cok zor oluyor)
- cok cok cok daha fazla masraf demek daire yasamina göre
- belediyeden daha fazla ödeme gelmesi demek(zart parasi zurt parasi)

+bahcen var,
+grill yapabilirsin:)
+ serbest alanin var


Bahceli bi daire her zaman daha cok öneririm, özellikle kiraliksa.
  • c1b2k3  (31.08.24 07:39:55) 
Şu soruya hiç düşünmeden "müstakil ev" cevap vermeyen bir insanla irtibatı kesmek lazım. Muhtemelen dünyanın en sıkıcı, en pis insanıdır. Müstakil ev, hayattır.


  • arkady svidrigaylov  (31.08.24 10:08:13) 
Bu soru daha önce de sorulmuştu, @nundu +1 demiştim. Yine @nundu +1 diyorum.

Dev site değil ama şehir merkezinde düzgün bir apartman her türlü tercihim. Bahçeyle, otla, böcekle, tadilatıyla, güvenliğiyle, çatısıyla, bodrumuyla uğraşmak istemiyorum ben.
  • kobuzchu kiz  (31.08.24 11:38:52) 
[]

yaninda kimse olmadan araba sürme

ye ne zaman basladiniz? ne kadar süre baska biriyle sürdükten sonra tek basiniza sürmeye basladiniz?




 
Tırssam da direkt başladım, bir süre çevre yolunda takıldıktan sonra bi kaç akşam trafiğine yokuşa falan daldım sonra geldi güvenim.


  • hedep  (27.08.24 13:50:21 ~ 13:56:27) 
İlk kez kullandığımda tek başıma yaşadığım şehirdeydim ve ilk arabamdı, ehliyetimi de yeni almıştım, 1 ay anca olmuştu, trafiğe de ilk çıkışımdı, işe de ilk kez gidiyordum.

Aksilik bu ya, bana iftira eden iş arkadaşımın kocası görmüş ne ara gördüyse, önüme kırdı beni sıkıştırdı, arabasından çıkıp üstüme yürümeye kalkıştı, nasıl aklettim bilmiyorum ama içeriden kapıları kilitleyebildim. Herif geldi arabama yumruklar, tekmeler, arabayı sallamalar, küfürler, haykırmalar... Hiçbir suçum yoktu, yüreğim ağzıma geldi, trafik ışıklarının en sağına park etmiştim onun yüzünden, yeşil yandı bu gitmek zorunda kaldı ama ben hareket edemedim olduğum yerde dondum kaldım, dörtlüleri yaktım ne yapacağımı bilemedim en az 10 dk bekledim... İşe gidiyordum daha fazla gecikemem diye düşündüm, bunu her türlü kullanacaksın burada bırakamazsın dedim kendi kendime, kontağı çevirdim, bir şekilde D-F-G, bu el freni, bunlar aynalar, bunlar silecek ile selektör kolları vs diye tekrar ettim. Yavaşça kalktım işe gittim. Gittim, arabayı park bile ettim, hiçbir şey yokmuş gibi gittim müzik yaptım.
  • muhayyer divan  (27.08.24 13:59:24 ~ 14:25:45) 
Ben tek kullanmak istedim direkt. Fırsat buldukça da kullandım ama babam bir türlü bana güvenip bırakmadı aracı. Oysa babamın kaç kazası oldu o arabayla ya da ne kadar hasar verdi, ben sadece park ettiğim sokakta biri araca sürttü diye kötü şoför oldum. Güvenilmez oldum ahahah


  • nawar  (27.08.24 14:02:10) 
Bana 2 hafta filan arkadaşlarım hızlandırılmış destek verdiler sonra mecburen işe gidip gelmek zorunda kaldığım için tek kullandım hep. Ama bilmediğim yola da çıkmadım o süreçte, mesela uzun mesafe gideceksem öncesinde yolu öğrenmeye çalıştım. Başlangıçta en çok zorlayabilecek şey yol bilmemek bana kalırsa, yolu bildikten sonra planlı bir şekilde çok rahat kullanabilirsiniz. Uzun mesafe gideceksem öncesinde Google haritalarda street view den bakıyordum yolu öğrenmek için :D Şerit değişimi esnasında kör nokta olayı çok önemli, araban full elektronikse uyarıyorsa şanslısın tabi ben bilerek eski kafa başlamıştım alışayım diye. Motorcular, takip mesafesi ve şerit değişimine dikkat edersen kazaların büyük kısmını önlemiş olursun.


  • titanic kemancısı  (27.08.24 14:05:56 ~ 14:09:19) 
yapılacak en mantıklı şeyi söyleyeyim,

gece 12 den sonra falan arabaya atla sokak aralarında takıl

gaza geldikten sonra normal yola cık zaten fazla araba olmaz o saatlerde

rahat rahat takılırsın

bir hafta boyle takıl canavarsın artık. haydi rastgele.
  • Zetnikov  (27.08.24 16:09:39) 
6 ay baba terörüne maruz kaldıktan sonra silerler diyip arabayı kaçırdım. silerler eşiği önemli, o sinirle kendine güvenin geliyor.

zetnikovun pohu üstüne poh etmek istemem ama gece araba kullanmak acemiler için çok tehlikeli. haplanan zıkkımlanan tipler ara sokakta bile hız yapıyor gece.
  • titanyum22  (27.08.24 17:13:14) 
Ilk basta bir kez Giresun'da otomatik araba kiraladim, yaylaya falan da gittim ama pek sehir merkezine girmemeye calistim, mumkun oldugunca, havalimanindan koye gidis ve geliste tamamen tektim.
Bir kez de sirket araciyla cesaretimi toplayip bir toplantiya gittim, gene otomatik arac, bir noktada biraz sorun yasadim ama kaza bela olmadi, toplanti mecidiyekoy trump towers'daydi.
Hangisini once yaptim hatirlamiyorum. Ozetle ilk kullanmalarimin cogunlugu yalniz oldu. Araba satin aldigimda da abim benle geldi, sadece onu eve biraktim sonrasinda hep yalnizdim. Bunlar hep otomatik araclar, manuel olsa epey zor olurdu.
  • mbond  (27.08.24 17:30:22) 
Yalnız başıma çıkmakta sorun yaşamadım ama sadece Bakırköy yeşilköy ara sokaklarında sürebiliyordum en başta. Trafiğin hızlı aktığı çevreyoludur e5 tir falan çıkamıyordum. Zorunda kalınca sürebilmeye başladım. Zorunda kalma eşiğim de bahçeşehire taşınmaktı


  • kullanicadi  (27.08.24 18:31:05) 
ehliyeti alır almaz tek başıma kullandım.


  • Wallermann  (27.08.24 18:34:57) 
[]

almanyadan kredi cekip türkiye'den ev almak

yapan oldu mu hic?
mümkün müdür? ve nasil?



 
Mümkün degil.


  • Yourcousinmarvinberry  (26.08.24 16:26:39) 
@yourcousin, sen almanya'da ortalama maaslari 10k€ sanan arkadas degil misin?
mümkün olmadigini nerden biliyorsun?

  • robert bosch  (26.08.24 16:31:57) 
Almanya'da yasayip gelir gosterebiliyorsaniz ihtiyac kredisi cekip ev alabilirsiniz. Almanya degil ama baska bir Avrupa ulkesinde bu sekilde ihtiyac kredisi cekerek ev alan tanidigim var.

Ama sorunuz spesifik olarak konut kredisi (mortgage) cekerek ev almaksa onu bilmiyorum. Ancak dusuk olasilik gibi geliyor, cunku kredinin odenememesi durumunda Avrupa disindaki bir eve banka el koyamayacaktir, o yuzden yanasmayabilirler.
  • sertac akin  (26.08.24 17:00:08) 
Abi ben Almanya için bilmiyorum da genelde birkaç kişiyle konuştuğum zaman Fransa'da, bankaya projeni açıklarsan vs olabilir demislerdi. Bu biraz bankanla olan ilişkine bağlı gibi. Bir de sallıyorum 100 bin euro ile 400 bin euro arasında ciddi fark olur tabi.

Bence sen bankana sorsan ciddi proje ile daha net cevap olur.
  • logisticsmanager  (26.08.24 17:01:10) 
Ev kredisinin bütün olayı bankanın eve ipotek koymasında. O yüzden 30 yıl vadeli ve diğer kredilere oranla düşük faizli kredi veriliyor. AB içindeki hukuki düzenlemeler nedeniyle belki belli ülkeler arasında oluyordur da, Almanya ile Türkiye arasında bu tür kredi her şeyiyle zor.


  • salihdt  (26.08.24 17:10:50) 
Eğer Almanya da gerekli kredibiliten varsa, skorların iyiyse veya teminat gösterirsen ihtiyaç kredisi çekersin, bununla da tr de ev alırsın.

Ama konut kredisi alman imkansız, alman bankası nasıl tapuda ipotek koyacak
  • fistikthecat  (26.08.24 17:39:16) 
konut kredisiyle imkansiz ama ihtiyac kredisiyle istedigini yaparsin.


  • sir gawain  (26.08.24 22:46:40) 
[]

kizilcik serbeti doga fatih gibi iliski

kizilcik serbetindeki doga fatih iliskisine benzer iliski yasayip mutlu olan gördünüz mü? kendiniz böyle bir deneyim yasdiniz mi?

diziyi bilmeyenler icin fatih asiri dindar bir aileden geliyor. ailesi daha baskin, müdahaleci tipler. doga seküler aileden geliyor, ailesi daha özgürlükcü, kadinlar daha güclü vs.


 
Etrafımda hiç bu ilişkiye benzer bir ilişki görmedim.

Kendim de böyle bir deneyim yaşamadım. Fatih gibi bir insanla bırak evlenmeyi arkadaş olmam. Benim ilişki yaşayacağım kişinin benim erkek versiyonum olması lazım. Hiç mütevazi olamayacağım.
  • rock n roll  (25.08.24 17:34:48) 
Ben bu diziye şöyle başladım. En yakın arkadaşlarımdan birisi bir akşam mesaj attı ve dedi ki “X ile evlenseydin hayatının nasıl olacağının dizisini yapmışlar.”
Gerçekten de öyle.

Arkadaş da duyuruda, hanımı da buralarda sanırım. Mutsuz olsalar duyardık. Duyuru küçük yer malum, herkes her şeyi biliyor.
  • irene  (25.08.24 17:48:38) 
dogalarin hayati kayar, fatih yoluna bakar


  • ala09  (25.08.24 18:08:47) 
Çevremde yaşayan var. Doğaların hayatı kayıyor, Fatihler yeni Doğalar bulup yoluna bakıyor ve finalde ise Sümeyyelerle evleniyor. +1


  • moonie  (25.08.24 18:52:13) 
Muhafazakar erkek & seküler kız ilişkisinden hayır geldiğini görmedim. Kadının kendini “yontması” bekleniyor. Olmayınca da uyumsuz damgası yiyor. Seküler kadınlar boşanmaktan korkmadığı için boşanmayla bitiyor. Bu konuyu kızılcık şerbo üzerinden sosyolojik olarak inceleyen çok güzel bi yutup yayını var, tavsiye ederim; scotopia / haram ayva

youtu.be
  • ya volna  (25.08.24 20:24:00) 
benim universitede ki iliskim :D, fatih'in aile yapisi gibi sahte dinci insanlarda degillerdi daha gelenekci bir ailesi vardi diyim.

Bana surekli din ile ilgili seyleri dikte ediyordu ama tam din de degil mesela hapsurunca arapca biseyler diyordu. en son evlenince bayramlarda onun elini opmem gerektigini soyledigini hatirliyorum, sok olmustum. biz de annem bayramlarda el opmeye zorlar ama babam kimsenin elini opmemize izin vermez.
dusununce beni calistirmayacaksa falan operdim ama o da isi ne gelmiyordu :D.
  • Coma  (25.08.24 23:28:36) 
kendi etrafımda görmedim. yürüyeceğine de asla inanmıyorum.

muhafazakar ailede büyümüş allahsız gomaniz bir erkeğim. ailemi çok severim. hayat görüşü olarak farklı olsak bile delikanlı, dürüst, düzgün, tutarlı insanlar olduğunu düşünüyorum. bizde mesela ben çocukken kız kardeşime nasıl ihtimam gösteriliyorsa, o nasıl "namuslu" yetiştirilmeye çalışılıyorsa aynı baskı benim üzerimde de vardı: "elinin kiri" durumu yoktu, bir haytalık, serserilik yapacak olsam döner tekmeyi kafama yerdim yani.

kızılcık şerbeti'ni anamın yanında yaşadığım, ayrıca odamın olmadığı dönemden biliyorum, gerçekten az izlememişimdir. türk halkının sinir uçlarıyla oynamaya yönelik sansasyonel bir yapım olduğuna inanıyorum. gerçekte böyle bir ilişki yürümez. imkanı yok. bak neo-nazi bir almanla sovyet aşığı bir rus evlenip mutlu olur ama doğa ve fatih gibi iki tane insan bir araya gelemez. ünlü düşünür rammstein'ın da dediği gibi feuer und wasser kommt nie zusammen. saçmalık.
  • mark greg sputnik  (25.08.24 23:37:42 ~ 23:38:56) 
Daha fakir versiyonunu gördüm.
Mutlu değiller.

Bu tür zıt hayattaki kişilerin ilişkilerinde maddiyatın bir önemi yok, hayata bakış, kafa yapısı bambaşka olan ilişkiler bir noktada çatlar hem de o çatlak çok derin olur.
  • mutekebbir  (26.08.24 11:05:00) 
Kişisel hayatımda çok dindar insanlara tahammülüm yok. Ayrımcılık bu diyebilirsiniz ama eminim onların da benim gibi insanlara tahammülü yoktur.


  • peki madem  (26.08.24 14:29:20 ~ 14:30:11) 
Tam bu ayarda üç kişi biliyorum. Üçünde de erkek tarafı zengin. Üçümde de kızlar çok genç yaşta evlendiler.
İkisi boşandı. Biri üniversiteyi bırakmıştı yeniden başladı. Diğeri üniversiteyi bitirmişti, edepli! yaşaması karşılığında şu an aldığı maaşın çok çok fazlası nafakayla gayet güzel yaşıyor, çocukları karşı tarafa verip yeni bir evlilik yapacak.
En sonuncusunun durumu pek iyi değil. 18 olduğu için evlendi. Sadece annesi hediye olarak o dönem istanbulda bir yerde villa almıştı. Kız 25 olmadan 2 çocuk yaptı. En son yatakta boğazının sıkıldığını biliyoruz. Boşan dedik kıskanıyorsunuz dedi o zamandan beri iletişim kurmuyoruz. Ne durumda bilmiyoruz kimsenin iletişimi kalmadı.
Özet üçü de aynı insan değil. Arkadaşları, hayalleri, hayatları bambaşka. Üçü de parlayan türde insanlardı, yazık ettiler. Para açısından çok iyiler ona bir şey diyemem. Bir yıllık maaşımı bir ayakkabıya veriyorlar ama allahın bedavaya alın lan azcık yararlanın dediği güneşe bile kocaları ve kaynanaları ne kadar isterse o kadar yakınlar.
  • mrvln  (26.08.24 14:31:20) 
[]

karpuz vs kavun

hangisi? ve neden?




 
Karpuz vs kavun
Su vs şalgam suyu

Daha anlaşılır anlatamam
  • pavlis  (23.08.24 20:02:52) 
Karpuz
Damak zevkime daha uygun

  • isiaha  (23.08.24 20:03:50) 
Kavun. Karpuzlar hem çok çekirdekli, hem kabak aşılı hem de tatsız.


  • tolgan  (23.08.24 20:16:20) 
Kavunun asitli tadı daha çok hoşuma gidiyor, peynirle daha güzel yakışıyor


  • grimavi  (23.08.24 20:19:32) 
kavun > karpuz. kavunla peynir yemek inanilmaz.


  • antikadimag  (23.08.24 20:37:29) 
Karpuz
Tadını daha çok seviyorum. Yemesi de daha keyifli.

  • rock n roll  (23.08.24 20:47:38) 
Karpuz.


  • Amaranta ursula  (23.08.24 20:49:26) 
ikisi de. yummy yummy. seçmece yok.


  • gabe h coud  (23.08.24 21:33:35) 
Kavun, çok net.
Karpuzun iyisini bulmak kavunun iyisini bulmaktan daha zor.
Kavunun tavanı karpuzun tavanından daha vurucu.
  • Bruce  (23.08.24 21:56:38) 
Karpuz. Kavun çok şekerli, şekerli meyve sevmiyorum.


  • kobuzchu kiz  (23.08.24 22:24:52) 
Kavun veya çekirdeksiz karpuz on numara oluyor


Yoklukta mecbur normal karpuz ama yemesi sikintili
  • Zetnikov  (23.08.24 23:03:47) 
Kavun. Daha tatlı, râyihası daha çok hoşuma gidiyor, sanki ayaklı serotonin, adı bile mutlu olmama yetiyor.


  • muhayyer divan  (23.08.24 23:19:39) 
Kavun ama özellikle Biga kavunu.


  • my fault  (23.08.24 23:30:44) 
İkisinin iyisi müthiş olur ayırt etmeden ikisinide yerim


  • basond  (24.08.24 18:10:40) 
[]

sucluyu disarida birakmak vs sucsuz insani hapse atmak

bir suc olayi icin delil topluyorsunuz diyelim.

önlem olarak sucsuzu 1 günlügüne hapse atmayi mi yoksa sucu kanitlanacak olan sucluyu disarida birakmayi mi tercih edersiniz? hangisine daha yakin olursunuz?

yani sucsuz insanin hayatindan 1 gününü almaktansa suclunun bir gün daha disarida gezmesine izin verir misiniz?

etik olarak ne taraftasiniz?
kim suclu kim sucsuz bilmiyorsunuz tabii ki.

 
Suçlunun 1 gün daha serbest olmasının bir önemi yok, elbet içeri girecek. 1 sene desen neyse de 1 gün daha az yatsa ne fark edecek.

Suçu olmayanın 1 gün de olsa haksız yere hapis yatması çok daha büyük bir "suç"
  • Bruce  (23.08.24 00:51:39) 
@bruce, o sirada baska bir suc isleyemez mi? bu da bir risk degil mi aslinda?


  • robert bosch  (23.08.24 00:56:38 ~ 00:57:07) 
1 gün için değil.
Farazi konuşuyoruz ama suçun ne olduğuna bağlı, suçlunun kaçıncı vukuatı olduğuna bağlı. Seri katil mi? Vergi mi kaçırıyor? Kara para aklayan bir gün daha aklasın ne olacak?

Genelde de suçlular suç işlemesin diye değil, ceza olarak(özünde ıslah) hapse atılırlar.
  • Bruce  (23.08.24 01:02:29) 
Öncelikle suçlu değil şüpheli adam hala çünkü henüz yargılanmadı suçu sabit değil

Devletin gözaltında tutma yetkisi var makul sürelerde ve hemen yargılamayı başlatır

Bundan sonra yine duruma göre tutuklu veya tutuksuz yargılanma olabilir

Yani ömründen bir gün gitmesi o kadar da büyük ve etik bir mesele değil
  • grimavi  (23.08.24 01:03:19) 
delil karartma ihtimali varsa içeri atılır. Ama bunun makul bi süre olması lazım, atıyorum 48 saat içinde bulmayı planladığın şeyi bulamadıysan çıkarman lazım.


  • nhk ni youkosu  (23.08.24 01:18:31) 
Aksi ispatlanana kadar herkes masumdur. Masumun da özgürlüğünü kısıtlamayamazsın


  • etna  (23.08.24 06:06:56) 
Soru şöyle olsa:
Hâkim olarak, o günkü davada bir karar verilorsun ve kararın geri dönüşü yok. Akşam eve geldiğinde veya öbür sabah, fark ediyorsun ki kararın yanlışmış.
Suçluyu serbest bırakmış olmayı mı masumu cezalandırmış olmayı mı tercih edersin?
Tereddütsüz suçluyu salmış olmayı isterdim. Ancak sizinki gibi bir durumda masumu 1 gün alıkoymak pek sorun değil diye düşünürüm.
Sorunuz 'yanlış pozitif' ve 'yanlış negatif' diye istatistiğin de matematiksel olarak çalıştığı sir husus
  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (23.08.24 06:37:37) 
Kimin suçlu veya suçsuz olduğunu bilmiyorsak içeri atılan veya dışarıda bırakılan kişiye suçlu/suçsuz diyemeyiz.

Yine de cevap olarak, suçun niteliği ve ortamın şartları ve insan psikolojisi göz önüne alınarak suçlu olduğu düşünülen kişi biraz daha serbest bırakılır ama çeşitli yollarla takip edilir.

Bazen şüpheli kişiye bir süre suni suçsuz olduğu algısı kazandırılmalı ki istenen sonuca varılsın ve 1 gün bunun için yeterli değildir.
  • diyecevaplandı  (23.08.24 06:42:01) 
Suçsuzu 1 gün, 1 saat bile hapse atmam. Gerekirse suçlu ömrü boyunca serbest kalsın ama suçsuzun başına hiçbir şey gelmemesini doğru buluyorum.


  • michael_knight  (23.08.24 11:26:45) 
Gözaltı ve tutuklu yargılama gibi kavramlar bunun için değil mi zaten?

Şüphenin boyutuna ve yarattığı potansiyel tehlikeye göre gerekirse suçlu alıkonabilir. Yani suç şüphesi olmayan bir insanı neye göre alıkoyacaksınız ki? En başta böyle bir ikilem nasıl var olabiliyor ki? Bunu cidden anlamadım. Yani eğer ortada suçsuzu bile içeri alabilecek bir otorite varsa niye yeterli kanıt yokken süpheliyi alamasın? Aksi çok mantıksız. Suçsuz kişinin tam olarak niçin içeriye girmesi gerekiyor, diğerini alıkoymayı engelleyen herhangi bir durum mu var?

Bundan bağımsız olarak dünyada en büyük kötülükler başkasının ya da başka bir grubun iyiliğini düşünmek adına yapılıyor. Ben senin iyiliğin için diyorum, yapıyorum denen işlerin hiçbir zaman o kişinin iyiliğine yaradığını görmedim ben.
  • akhenaten  (23.08.24 12:43:14 ~ 12:49:54) 
Bu işin etiğinden çok kanununa bakmak gerek. Suçu kanıtlanıp kesinleşmeyen hiç kimse suçlu sayılmıyor. Yüksek şüphe olmadığı sürecede tutuklanmıyor. Bir cezaevi çalışanı olarak suçsuz kişinin 1 saat bile cezaevinde kalması bile travmatik olabilir.
Bazen yaralanmalı trafik kazalarında çarpan taraf suçsuz bile olsa koruma amaçlı cezaevine kısa bir süreliğine alınıyor diye biliyorum.

Etik olarak suçsuz içeriye girmemeli.
  • mikahakkinen  (23.08.24 12:45:01) 
[]

baldir agrisi

baldirlar neden agrir?

özellikle seyahat ederken cok agriyor. masajla azaliyor ama sonra yine devam ediyor. ciddi anlamda her gün bu aciyi cekiyorum.

sizde neden olabilir?

 
Baldırda kalf kası bulunur, kalf kası koşma yürüme hoplama zıplama gibi tüm hareket modellerinde ileri hareket edebilmek için topuğu yukarı çeken kas grubudur, ağrı burada oluyorsa muhtemelen ters bir hareket yapıp bu kası zedelemiş olabilirsiz diye tahmin ediyorum zira kalf kası normalde çok fazla strese maruz kalan ama buna rağmen güçlenme potansiyeli en düşük kas gruplarındadır, o nedenle çok kolay sıkıntı çıkarabilir.

Bu arada baldır derken dizle topuk arasında olan bölgeyi söylediğini kabul ederek cevap verdim çünkü insanlar genelde quad ve hamstring bölgesine baldır diyor ama orası baldır değil.
  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (15.08.24 23:53:47) 
Kas krampları yaşıyor musun zaman zaman? Evet ise magnezyum eksikliği ihtimali çok yüksek diye düşünüyorum. Doğru magnezyum formunu bir süre alırsan ağrıların azalacaktır. Bir de D vitamini ve OMEGA 3 ve d vitamini eksikliğini tamamlamak iyi olacaktır.


  • muhayyer divan  (16.08.24 00:10:35) 
'Ağrıdığı zamanlar ayaklarım da sanki yanıyor, soğuk zemine basınca rahatlıyorum.' da diyor musun?


  • Mirket  (16.08.24 00:10:49) 
(bkz: düztaban) olabilir.


  • goodz  (16.08.24 00:17:25) 
@mirket, hayir sadece masaj rahatlatiyor.
@muhayyer, evet tesekkür ederim.

  • robert bosch  (16.08.24 00:19:53) 
@goodz

Düztabanlığı ben yaşıyorum, baldır ağrısı çok nadir olur, çoğunlukla tabanlar çok ağrır, krampa yakın ağrılar sonunda da kramp gerçekleşir. Baldır ağrısı kas ağrısı olduğu için magnezyum eksikliği daha yüksek ihtimal gibi göründü.
  • muhayyer divan  (16.08.24 10:46:22) 
[]

türkiye'de purge olsa naparsiniz?

türkiye'de senede bir gün bütün suclar cezadan muaf olsa, her sey serbest olsa o gün naparsiniz?

purge'ün suc oranini düsürecegini düsünen gruplar var ve bu konuyla ilgili filmler var bildiginiz gibi. antik caglarda denenmis de.


 
Saklanırım.


  • auroraaurora  (14.08.24 18:22:59) 
Sığınak falan bulurum herhalde. Kurallara uyan düz vatandaşım ben, sadece bana özel bir hak tanınsa yine kimseye bi zararım olmaz


  • nundu  (14.08.24 19:00:19) 
Emin değilim ama önceden planladığım bir hırsızlığı yapabilirim gibi geliyor. Kişilere değil de kurumlara yönelik.

Bir de bazı malum kişileri yoklarım, kendimi riske atmadan halledebileceksem sevaba girmiş olurum.

Sevdiklerimi ve korunmak isteyenleri korumaya çalışırım, yardım isteyenlere yardım ederim.
  • gabe h coud  (14.08.24 19:25:59) 
arkadaş hangi dünyada yaşıyorsunuz nasıl bir bilim kurgu dünyasının içerisindesiniz?

ben bugün suç değil diye bir şey yapacağım yarın da bu unutulacak öyle mi?

bu kafa ile anca kitap yazarsın onu da 3-5 kişi alır.

bu fikrin tam antisini bir kadın tiyatrocu yapıyor, youtube'da videosu var. dediğiniz şey kadar korkunç ki videosunu bile izleyemezsiniz korkudan.
  • duyurukullanıcısı  (14.08.24 20:16:02) 
Kurallara o kadar bağlıyız ki muhtemelen ben de saklanır, bir şey yapmam herhalde. malum kişiyi bile öldüremem, düşün.


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (14.08.24 21:28:07) 
Bayhan ile deniz seki'yi kaçırır aynı odaya kapatırım. Bir adet de mikrofon o kadar.


  • logisticsmanager  (14.08.24 22:25:40) 
@duyurukullanıcısı, soru purge olur mu degil purge olsa naparsin.


  • robert bosch  (14.08.24 22:41:02) 
Purge olmayan bir ülkeye tatile giderim o gün


  • titanic kemancısı  (14.08.24 22:43:13) 
ben başka ülkeye gidemeyeceğimden köye giderim. çay içilir. dururum, düz. kurallara uyuyorum, bu yüzden bu haldeyim.


  • baldan kaymak  (14.08.24 23:00:24) 
[]

ayriliktan sonra...

aslinda o kadar da sevmemisim mi diyorsunuz yoksa cok asiktim ama bitti mi?




 
Çok âşıktım ama bitti. Bitmesiiiiiinnnn niye bitsin kiiiiiii bitmesiiiiiiiinnnn ama bitti.


  • muhayyer divan  (13.08.24 19:21:14) 
Hayatımda “aslında o kadar da sevmemişim” demedim. Hep çok sevdim.


  • gabe h coud  (13.08.24 19:22:52) 
kişisine göre.

ona ulaşamazdım zaten de dedim, onunla olmayacaktı zaten dedim, o kadar sevmemiştim de dedim, ölüyorum canım acıyor da dedim hatta demekle yetinmeyip ‘köpek gibi özlüyorum seni, çık gel’ de dedim. gelmediği de oldu, geldiği de.

sonuç mu? simulasyona yalnız devam ediyorum. denemekten asla vazgeçmem.
  • baldan kaymak  (13.08.24 19:35:10) 
İnsan bence bir kere sever. Yıllar oldu, aylar geçti, günler bitti. Ama hala vesikalığı cüzdanımda. Her açtığımda görüyorum, unutamıyorum, unutmak istemiyorum.


  • numlock  (13.08.24 23:49:17) 
Çok sevdim ama zamanla geçecek ve sıradanlaşacak , yabancılaşacak diyor ve sabrediyorum.


  • loch ness  (14.08.24 08:58:00) 
ben kendime zor itiraf ederdim ama seks yapmak için vakit eğlendirmek için güzel gidiyordu. ayrılınca bir boşlukta kaldım.


  • OgutucuRecep  (14.08.24 09:18:23) 
Karisik, insanoglu hep yeni seyler kesfetmek ister. Ama bunu dogru yere kanalize etmek lazim bi noktsda. O yuzden bazen pismanim bazen dwgilim ayrildigima. Su an sadece iyi bi hayati olsun isterim onun adina


  • lapaz  (14.08.24 13:16:45) 
zamanında sevmiştim ve gözüm başkasını görmüyordu ama zamanla katlanılamayacak yanları ortaya çıktıkça sevgiyi azalttı. tüm olumsuz şeylerin yanında sevginin pek bir önemi kalmadı maalesef.


  • sweet child o mine  (14.08.24 13:50:47) 
hiç aşık olmadım ama, iyi ki ayrılmışım dedim hep. aksi asla olmadı. "uygun değilmişiz, denedik, olmadı"


  • mizore  (14.08.24 14:55:00 ~ 14:56:14) 
ilişkiye ve yaşananlara göre değişiyor elbette...


  • sweetoffice  (14.08.24 16:33:10) 
çok sevmişim ama dosdoğru sevememişim diyelim söylenecek bir kötü söz veya bir anlık sinir bütün doğrularını yıkar geçermiş. O sevmemiş o kadar aslında diyebilirim.


  • Efespilsen  (16.08.24 19:18:17) 
belki hepsinde terk edilmiş olmamın etkisidir ama her ilişkimden sonra "çok aşıktım ama bitti" dedim. hiçbirinde bitmesini isteyen, memnun olmayan taraf ben değildim açıkçası. son "terk ediliş"imin üstünden neredeyse dört yıl geçti. kimseye dokunmadım, kimseyle münasebetim olmadı, onu karşımda görsem hala dizlerim titrer muhtemelen. ama aşk çift taraflı yürüyor, yapacak bir şey yok.


  • mark greg sputnik  (16.08.24 19:31:53 ~ 19:32:16) 
[]

4 hafta tatiliniz olsa nasil degerlendirirsiniz?

lütfen gün gün yazin.

7 gün otel tatili
7 günlük bir bölgeye seyahat
7 gün aile ve arkadaslarla


kalan 7 gün icin fikirlerinizi bekliyorum

 
Son 7 günde de evde oturup tv izlerim ben olsam.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (02.08.24 13:44:41) 
ben kendimi geliştirmek için bir eğitim vb. bakardım hobi de olabilir işle alakalı da olabilir.


  • kveldulv  (02.08.24 13:50:08) 
eger bolemiyorsam, 2-3 hafta uzak bir yere giderdim, bali, tayland, guney amerika gibi, 1 hafta da dinlenir, normalde yapamadigim islerimi hallederdim


  • kassiopeia  (02.08.24 13:56:20) 
Off şu an bana o kadar iyi gelirdi ki bu.
Hemen hayal kurup yazayım.

Öncelikle bir hafta doğayla iç içe olabileceğim bir yere giderim.
Hiç fark etmez neresi olduğu yeşillik gören bir yer bulur orada kafa dinlerim. Evden çıkmam bile. (Buraya az bütçe ayırırım) Evde yer, yürüyüş yapar evin içinde takılırım daha çok.

Görmek istediğim bazı yerler var mesela Mardin, mesela Kapadokya bir haftamı bunlardan birine ayırıp gezip görmek isterim. Liste çıkarırım nerede ne yenir neresi görülmeli gibi.

Bir hafta da deniz tatili yaparım diyeyim, bir aylık tatile deniz eklenir normalde sevmem ben.

Son haftamı yaşadığım şehirde geçiririm arkadaşlarımla buluşup yemek yer, etkinliklere bakar, boş boş gezerim. Evde yatar dinlenirim.
  • mutekebbir  (02.08.24 13:57:34) 
kassiopeia +1

İznini bölmeden direkt 30 gün olarak kullanabilirsin deseler daha cümle tamamlanmadan güney amerika ya da asya biletlerini almış olurdum.
  • thracia  (02.08.24 13:59:50) 
normal zamanda gidemeyeceğim uzak bir yere giderim. peru, japonya, avustralya, vs.
sonra dönünce de ailemle tatil yaparım biraz. illa bir yere gitmek değil bahsettiğim. ailemle yazlıkta falan otururum. hem dinlenirim, hem özlem gideririm. normalde yapamadığım işleri kesinlikle tatilimde yapmam :D normalde bitirmeye çalışırım.

  • alice in potatoland  (02.08.24 14:26:42) 
Ben yeşilin bol olduğu bir kırsala gider inziva tatili yapardım.


  • Amaranta ursula  (02.08.24 14:51:59) 
Gezi tatili +1
Katmandu olur, tayland olur. 3-5 gün gitmeye değmeyecek uzun soluklu bir gezi planı rotası yapardım. Hatta o rotanın sonuna da deniz kum güneş tatili eklerdim, tatlı yorgunluğu atar dipçik gibi dönerdim yalnız ve güzel ülkeme.

  • Bruce  (02.08.24 15:15:39) 
Gulet, yazlık, iki farklı Avrupa şehir gezisi


  • gabe h coud  (02.08.24 18:07:24) 
Gezi tatili +2


  • put it in your appropriate place  (02.08.24 18:35:57) 
Sonbahardaysa 30 gün Bozcaada.

Yazsa 30 gün evde film partisi akşamları sahilde takılma
  • alimcgraw  (02.08.24 18:57:25) 
Gezi tatili + Son bir hafta gelip evde dinlenme, ertelenen tamirat, bakim, temizlik vb isleri halletme


  • isiaha  (03.08.24 13:11:43) 
[]

bozulan güven, kirilan kalp ye`niden onarilir mi

illa ask iliskisi olmak zorunda degil.

güveninizi zedeleyen biriyle üzerinde ugrasip tekrardan güvendiginiz oldu mu?


 
Ben o konuda dünya markası denebilecek seviyede kötüyüm. Maalesef bir kere o güven kırılınca eskiye dönemiyorum. Çıkartıyorum hayatımdan o kişiyi.

Bu huyumdan memnun değilim. Ama değiştiremedim.
  • pispinti  (31.07.24 13:41:22) 
Ben sanırım tekrar tekrar şans veriyorum ama bende ya da karşıda değişen bir tavır ya da anlayış yoksa tarih tekerrür ediyor.


  • sekizdokuzon  (31.07.24 13:46:13) 
öncelikle: youtu.be
kendi adima olmuyor. 21 senelik arkadasimla sorunlar yasadim, basta kabullenemedim, anlam veremedim, bahaneler ürettim falan ama bir süre sonra mecbur kabullendim ve sonra da astim. duygusal olarak arindim.
su noktada özür gelse de eskisi gibi olmaz. hem tecrübe edindigim icin hem de kendimi birini yeniden sevmeye zorlayamadigim icin.
kendisiyle görüsüyorum hala ama artik hayatimda iyi ya da kötü bir gelisme olunca onunla paylasmiyorum. senede 3-4 defa konusuyoruz, o kisa sürede belki birkac sey anlatiyorum ama asla her seyimi paylasmiyorum artik. cünkü biliyorum ki fesat kocasiyla beraber evimize aldigimiz yumurtalarin numarasina kadar kontrol edip yumurta numarasi yaristiriyorlar.

tam bu olayla ilgili entry'm var hatta: eksisozluk.com
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (31.07.24 13:48:21 ~ 14:06:34) 
oldu tekrar başka bokluk yaptı


  • eja  (31.07.24 13:54:13 ~ 14:07:03) 
Bana göre bir insan bir yanlışı bir kez yaptıysa her zaman yapar.
İlla birebir aynısını yapmak zorunda değil ama mutlaka yanlış yapar.
Bu yüzden affetmek bende yok.

Hiç mi tekrar konuştuğun biri olmadı dersen;
Oldu, mecburiyetten oldu, aynı ortamlarda bulununca ve aşırı ısrar sonucu artık sussun diye oldu.
Ama sonuca baktığımızda yine ben haklı çıktım.
  • mutekebbir  (31.07.24 14:00:27) 
Fiili olarak oldu, zihnen olmadı. Davranış bazında güvenen biri gibi davranıyorum ama samimi olarak eskisi gibi güvenmiyorum. Yanlış bir şey olsa "aa nasıl olabilir" demem yani. Bu da güvenmiyorum demenin daha ılımlı bir hali gerçi :D


  • akhenaten  (31.07.24 14:31:49 ~ 14:33:26) 
Her seyi güven üzerine insa etmek narsizm alametidir. Meali su'dur:

"Sen benim prensiplerime ayak uyduramadin öyleyse benimle degilsin"
  • Yourcousinmarvinberry  (31.07.24 14:42:10) 
İnsan istedikten sonra her şey olur. Kinci olmaya gerek yok.


  • numlock  (31.07.24 14:42:58) 
Kırılan kalp onarılır tabii ki ama bozulan güvenin onarılması için biraz enayi olmak şart.


  • nawar  (31.07.24 14:43:56) 
Karşı tarafın ne yaptığına bağlı.

Affedilebilecek şeylerde de iki taraf karşılıklı, yaşanılan durum için ne hissettiğini birbirine samimi bir şekilde anlatır, duygularını ifade ederse ve iki taraf da samimi bir şekilde özür dilerse güven de geri kazanılır, kırılan kalp de onarılır.
  • rock n roll  (31.07.24 14:52:24) 
rock n roll + 1


  • gabe h coud  (31.07.24 15:06:21) 
Karşı tarafın pişmanlığı samimi gelirse devam. Arkadaşlık çok uzun yıllardır sürüyorsa daha töleranslı davranırım çünkü kaç yıldır birlikte inşa edilen bir şeyi hemen yıkmak kolay olmuyor. Daha kısa süreli arkadaşlıklar için de gelecekteki daha büyük kalp kırıklıkları için uyarı olur derim bırakırım ya da eski samimiyeti göstermem.

Yarın bir gün ben de isteyerek istemeyerek kalp kırarım, hata yaparım. Tek bir hatamdan dolayı sevdiklerimi kaybetmek istemem
  • black holes in the sky  (31.07.24 15:36:53) 
[]

moraller down olunca

napiyorsunuz?




 
  • Bruce  (30.07.24 23:52:55) 
acik hava, uzun yuruyus.


  • parcxerox  (30.07.24 23:53:44) 
@bruce baya kötyümüs ama saol


  • robert bosch  (30.07.24 23:54:02) 
Uyuyorum. Saatlerce uyuyorum. Elimde olsa günlerce de uyurum.


  • moonie  (30.07.24 23:56:05) 
Çok büyük bir mesele varsa uykuya kaçarım.
Standart dert tasa ise sahile gider kitap okur ya da müzik dinlerim.
Kulakta müzikle uzun yürüyüş +1
  • mutekebbir  (30.07.24 23:58:13) 
bazen müzik, uyku, yürüyüş.

bazen de iş, yemek, dizi/film.
  • ananiyimioguz  (30.07.24 23:58:19) 
Votka


  • numlock  (31.07.24 04:19:34) 
youtube'dan robin williams videolari izliyorum.


  • antikadimag  (31.07.24 04:26:55) 
gider deniz kenarında bir banka oturur denizi seyrederim veya yürüyüş yaparım. mümkünse ya deniz kenarında, ya ormanlık alanda.


  • tabudeviren  (31.07.24 08:52:54) 
Ezbere bildiğim eski Türk filmlerini tekrar izliyorum. Tercihen komedi.


  • pispinti  (31.07.24 10:10:40) 
koşarım
'one piece' izlerim
basket oynarım
bisiklet sürerim
  • lüzumsuz adam  (31.07.24 10:12:38) 
1) ağlamak iyi geliyor
2) yürüyüş + koşu ya da evde müzik eşliğinde shadowboxing
3) yazmak..

içini dökmek istersen dm açık <3
  • mizore  (31.07.24 10:32:38) 
Araba kullanmayi seviyorsaniz uzun yol.


  • mbond  (31.07.24 10:39:31) 
[]

Tr'deki ekonomik kriz davranislarinizi ve sizi nasil degistirdi

sorum tr'de yasayan insanlara ve normal tl kazananlara asil.
yurt disina remote is yapip usd falan kazanlar veya yurt disinda yasayanlar cevaplayarken özel olarak belirtirse sevinirim.

sb

ben tr'de yasamiyorum ama etrafimdan gözlemledigim mesela disarida alkollü eglencelerin rutinden cikip özel günlere indirgenmesi gibi bir sey var.

bazi arkadaslarim ilk kez enflasyon yüzünden taksit yaptirmaya basladi cünkü neden olmadin?
annemin durumu cok sükür iyi ama diger emekli arkadaslarinda harcamalari kisma, restorana gitmek yerine evde yemeyi tercih etme egilimleri var. emekli maaslari zaten az ama cocuklarina da para vermek istedikleri icin emekli maaslari da az oldugu icin kisma durumu dogrudan kriz sebebiyle olustu.

bazi tanidiklarim krizi firsata cevirip krediyle ev araba, ki mercedes e serisi falan, hizli bir sekilde genc yasta zenginlestiler aslinda.

 
Bende sadece arabaya benzin alırken çok net ortaya çıkıyor eskiden çeyrek deponun bir tık altına düşünce gider full depo doldururdum şimdi uyarı verdiğinde yarım depo dolduruyorum, onun dışında zaten gece hayatı olmayan alkol sigara vs kullanmayan bir insanım kesecek pek bir şeyim yok ama yine de Macfit'e 20 bin lira vermek biraz zoruma gidiyor doğrusu :(


  • Bir ben var benden şurada  (20.07.24 13:31:43 ~ 13:35:29) 
İki yıldır tatile bir yere gitmiyoruz.


  • pispinti  (20.07.24 13:57:23) 
Kendimde dikkat ettigim en buyuk degisim,

Markete gidince mesela bisey alicam direk en ucuzunu yada marketin kendi uygun urununu aliyorum.

Eskiden en iyi markayi secip alirdim.kesinlikle dandik urunlere bakmazdim.

Artik kaliteye falan cok dikkat de etmiyorum.
  • Zetnikov  (20.07.24 14:42:08) 
Sadece kiyafette kaliteye bakiyorum yoksa bir ay sonra cop oluyor ondan kisamiyorum.

Eskiden en az on gun tatil yapardik simdi tatile gidemiyoruz gitsem max 3 gun.
  • Zetnikov  (20.07.24 14:44:08) 
gıda kalitesinden hala daha ödün vermemeye çalışıyorum. bu nedenle gıda harcamalarının gelirime oranı her gün artıyor.

36 yaşındayım, izmir'de yaşıyorum. hayatım boyunca her haftasonu dışarıda balıkçıya gidip deniz balığı yedim pandemiye kadar. ailede öyle büyüdüm yani. ancak şu an bu bir lüks oldu. ayda 1 yersek çok iyi.

babam 40 yıllık 8228 tane kriz atlatmış bir kobi. bu yıl işi tamamen kapatmayı düşünüyor. kur ve işçilik maliyetleri nedeniyle kar edemiyor artık. sözlükte de entry yazmıştım.

ben beyaz yakayım. pandemiden önce massimo dutti, yargıcı gibi markalardan sık sık alışveriş yapardım. terfi etmeme rağmen artık yapamıyorum.

her yaz bir kez güneye giderdik, artık gitmiyoruz.

evde annem de babamla tam gün çalıştığı ve yaşları ileri olduğu için haftanın 3 günü gündelikçi geliyordu yemek falan yapıyordu. 2 ye düşürdüler, 1e düşürmeyi düşünüyorlar.

buna benzer daha birçok şey sayabilirim.
  • la lykia  (20.07.24 16:51:19) 
Ben kalite düştüğü ve fiyatlar anormal yükseldiği için dışarıdan hiçbir yemek yemiyorum, evde pişiriyorum.
Getir götür vs uygulamaların hepsini sildim kuryeler de çok sıkıntılı tipler çıkıyor market alışverişi yapıyorum kendim.
Mağazalarda sahte ürün satılı çok olduğu için ( özellikle elektronik aksesuar vs) sadece online alışveriş yapıyorum.
Çok fazla insanla muhatap olmuyorum herkes çok gergin.
Kıyafet alacaksam az olsun kaliteli olsun diye uzun süre kullanacağım şeyler alıyorum.
Ben artık zaten her şey çok pahalı diye kaliteye daha çok önem veriyorum çünkü ucuz alıp dağılan bir şey alacağıma uzun süre kullanacağım şeylere az aralıklarla alıyorum.
  • titanic kemancısı  (20.07.24 17:06:21 ~ 17:07:10) 
Mümkün mertebe dışardan yemeği kestik, kıyafet vs ben zaten cok almazdim ancak hanımda zaruri ihtiyaç harici kesti. Eskiden 2 3 haftada bir genis aile toplanıp mangal yakardık, şimdi ayda yılda bir ortaklaşa para çıkarıp yapıyoruz. Birikim yapardık artık ucu ucuna denk gelirse iyi diyoruz. Bir de arabayı küçültücem satarsam.


  • mirty  (20.07.24 22:51:28) 
[]

dyson

akliniza ne geldi? :)

airwrap/strait
süpürge
klima

baska var mi bilmiyorum. cinsiyet de belirtir misiniz?

 
Hava temizleyici

Şu an alışveriş listemin başında bu var bu yüzden :)

Kadın.
  • mutekebbir  (15.07.24 21:42:20) 
Daha bugün arabayı süpürdüm. Süpürge geldi. Erkek.


  • dedeminhirkasi  (15.07.24 21:45:19) 
erkeğim, benim aklıma süpürge geldi. popüler bir ürün olduğunu biliyorum, her yerde karşıma çıkıyor, tamamen ondan kaynaklı. yolda görsem tanımam yoksa.


  • mark greg sputnik  (15.07.24 21:45:36) 
Airblade geldi benim aklıma.
Umumi tuvalet sonrası el kurutma derdini derinden yaşayan biri olarak gördüğüm yerde mutlu oluyorum.

  • Bruce  (15.07.24 21:47:19) 
Erkek. Supurge. Bugun supurdum ama olmasa da supurge derdim


  • gibicibicis  (15.07.24 21:52:12) 
Supurge. Kadin. Bu konuda rakibi yok bence


  • mor oje  (15.07.24 21:55:37) 
Evimde hiçbir ürünü yok ama süpürge geldi aklıma


  • nundu  (15.07.24 22:00:07) 
Süpürge
Evde süpürge var sürekli kullanıyorum o yüzden benim aklıma direkt süpürge geldi (K).

  • titanic kemancısı  (15.07.24 22:10:54) 
Süpürge geldi. Kadın.

Airwrap ve süpürgesi var bende.
  • visnebahcesi  (15.07.24 22:15:06) 
süpürge, erkek


  • mysql34  (15.07.24 22:44:26) 
Silikon çekmediniz mi hiç? Hepiniz mi yalı çocuğusunuz?


  • HellKeePer  (16.07.24 00:19:53) 
Süpürge. Sonra saç kurutma makinesi. Kadın.


  • kobuzchu kiz  (16.07.24 00:19:55) 
Saç kurutma şeysi geliyor aklıma, ve yanında onbinlerce anı.


  • numlock  (16.07.24 02:11:14) 
silikon sonra süpürge


  • jackyr  (16.07.24 15:53:01) 
süpürge. kadın
saç şeyi de var ama olmasa da olur. süpürge efsane

  • yuvarlanantencereninkapagi  (22.07.24 02:40:13) 
[]

kac kitap okuyorsunuz

selamlar,

ayni anda kac kitap okuyorsunuz?

mekana göre farkli kitaplarini var mi? mesela evde baska disarida baska?
hangi diller ve icerikleri neler?

ben es zamanli 3 kitap okuyorum genelde.

1- türkce (türkiye tarihi, türkiye ekonomisi, roman ya da siir)
2- yabanci dil. non-fiction oluyor kitaplar.

türkce kitabi yanima aliyorum, otobüste vs okumak icin. dil ve icerik olarak daha hafif secmeye calisiyorum. yabanci dilde olan kitaplari evde sözlüge kolay erisebilecegim sekilde okuyorum genelde.

siz?

 
Aynı anda birden fazla kitap okuyamıyorum. Sadece bir taneye odaklanmak istiyorum. Nereye gidersem gideyim aynı kitabımı götürüyorum. Dil Türkçe.
Kitap kulübümüz var, orada belirliyoruz önümüz ay hangi kitabı okuyacağımızı. Kendi sectiklerim yanında kulübün belirlediği kitapları da alıyorum. Araştırma türünde yazılmış kitaplar, çevre ve doğa sorunları, veganım ve veganlıkla alakalı, toplumsal sorunlar, gezegen sorunları, feminizm bu tarz kitaplar ilgimi çekiyor daha çok. Ekonomiyi öğrenmeye çalışıyorum. Felsefe ilgimi çekiyor ama felsefe terimleri bilmezsen felsefik kitapları okumak zor. Felsefe terimlerini anlatan bir kitap buldum sahafta gezerken aldım, öğrenmeye çalışıyorum :)

  • rock n roll  (12.07.24 12:33:25) 
5 e kadar çıktığım zamanlar oluyor.

Genelde 2

cinsten çok kitabın büyüklüğü, kalınlığı, sıkıcılığı veya akıcılığı etkiliyor.

Dışarı çıkarken e book'umu alıyorum. Ya da yakındaki parka falan gidersem küçük bir kitap. Tuğla kitaplar okuma köşemde. Akıcı kitaplar yatakta başucumda. Evde her köşe kitap.
  • Mirket  (12.07.24 12:34:46) 
2 ya da 3. İçlerinden bir tanesi mutlaka daha ilgi çekici ve akıcı oluyor. Onu bitiriyorum ve yeni bir kitap ekliyorum. Tek bir kitap okumaya çalışınca sıkılıyorum ya da zamanımı iyi değerlendiremediğimi düşünüp stres oluyorum.


  • gabe h coud  (12.07.24 12:46:31) 
Benim şöyle:

1. Kindle kitabı. Yolda izde okuduğum, genelde kurgu kitap. Her zaman yanımda. Şehirdışı-yurtdışı seyahatlerde vs 2 numaradaki kitabı çok taşımıyorum çünkü bu kitap kütüphanemde kalması içindir genelde, oradan oraya taşımak zor geliyor.
2. Normalde okuduğum kitap. Yani evde, dışarıda bir yere kitap okumak için gittiysem okuduğum, odaklanma isteyen kitap. Bu profesyonel alanımda ilgili de olabilir, farklı bir konuda da.
3. Yemek kitabı. :) Elimin altında baking üzerine mutlaka bir kitap olur. Ayak üstü baktığım, kucağıma alıp saatler geçirdiğim de olur. Mutfakta bir kütüphanem var, bitirince oraya koyuyorum. Yanımda taşımıyorum, evde oradan oraya gider.
  • silverleaf  (12.07.24 12:55:43) 
Birden fazlaya odaklanamıyorum. Ağırlıklı olarak sesli kitap dinliyorum örgü örerken, ev işi yaparken veya işe gidip gelirken. Genelde İngilizce çünkü sesli kitaba ulaşım daha kolay. Bir de bazı kitapların sadece İngilizce çevirisi oluyor mesela. Storytel'e üye oldum bir gazla ama aradığım Türkçe kitaplar pek olmuyor orada. Ve ağırlıklı olarak kurgu.


  • peki madem  (12.07.24 13:02:39 ~ 13:05:36) 
Genelde 2. Kitap kulübüne üyeyim. Orada seçilen ve kendi istediğim kitabı birlikte götürüyorum. İlkini süresinden önce bitirirsem diğerine geçiyorum.


  • auroraaurora  (12.07.24 13:20:26) 
@silverleaf, yemek kitabi okumak iyiymis :) burhan altintop da gece yatmadan tatli tarifleri kitabi okuyordu hahaha


  • robert bosch  (12.07.24 13:22:09) 
@robert bosch İleride fırın açma gibi bir hayalim var, her gün biraz biraz bu işle ilgilenmezsem kötü hissediyorum :)


  • silverleaf  (12.07.24 13:26:24) 
yanılmıyorsam lise veya yakın sonrası iki kitap birden gitmeyi denemiştim ama hayır, benlik bir olay değil. bir kitaptan alabileceğim verimi üst seviyede tutabilmek için zaman-mekan fark etmeksizin başladığım kitabı devam ettiririm, bitirir, bir sonrakine geçerim. sadece e-kitap okumak için tablet aldım mesela. aynı zamanda stroytel abonesiyim. eğer toplu taşımada ayakta elimde tutmakta zorlandığım kalınlıkta bir kitap ise sesli kitaba ek olarak tabletten veya fiziki basımından devam ediyorum. hızlı veri akışının/bildirimlerin hakim olduğu bir çağdayız ve eskisi gibi kitap okuyabilmek için böyle bir yöntem buldum kendimce.

ingilizce bilgim var ama hep türkçe okuyorum; bunlar da hep yerli ve yabancı klasikler oluyor, araya modern klasikleri de ekliyorum.
  • m e b  (12.07.24 13:37:49) 
Aynı anda tek okuyorum. kişisel gelişim, felsefe, psikoloji vb konularında bir kitabı ortalama bir iki haftada bitiriyorum. İçeriğin zenginliği ve bendeki karşılığına göre ne kadar iyiyse o kadar yavaş okuyorum. Bitince de üzerine roman okuyorum tür pek fark etmiyor. Roman genelde bir veya iki günde bitiyor sonra yine kişisel gelişim olaylarına dönüyorum.

Okur notu: Kitaplar çok pahalı.
  • hasmetizm 2046  (12.07.24 13:37:59) 
2
Biri roman biri kurgu dışı. Romanı neredeyse her gün, diğerini haftada iki üç gün okuyorum.

Varsa tabii ki Türkçe tercih ederim ama çevirisi olmayan veya takip ettiğim serilerin yeni çıkmış kitaplarını sabredemeyip ingilizcesinden okuyorum.
  • juliette  (12.07.24 13:50:11) 
İş için sürekli kitap okuyorum. O yüzden genellikle 2, bazen iş dışında hiçbir şey okumuyorum, bazen üçüncü kitap ekleniyor.

1 üzerinde çalıştığım kitap (her zaman)
2 roman olur, öykü olur bir kurgu kitap (çoğu zaman)
3 yavaaaş yavaş az az okuduğum bir kurgudışı (ara sıra)

Edit: Bazen önceden okuduğum kitapların İngilizce sesli kitaplarını dinliyorum ev işi yaparken, yürürken. Harry Potter, Otostopçunun Galaksi Rehberi falan. Bunu da yaptığım zamanlar 4.
  • kobuzchu kiz  (12.07.24 14:12:51 ~ 14:14:52) 
Hayatım boyunca aynı anda 2 kitap dahi okumadım, okuyanlara hayret ile bakıyorum.

Bonus olarak hanım aynı anda minimum 6 kitap okuyor, abartısız :)
  • kumandanim  (12.07.24 14:29:19) 
bir.
ikinciye başlayınca herhangi birini yarıda bırakabilirmişim endişesi olur bende. mesela birini evde birini ofiste ya da ne bileyim yolda tatilde gibi böldüm. ikisini birden devamlı taşıyıp durmayacağıma göre hiç o topa girmem. bir de işim gereği gün boyu okuyup yazmakla geçtiği için öyle bir enerjim de yok işin doğrusu...

  • her giriste sifresini unutan adam  (12.07.24 14:36:34 ~ 14:37:08) 
biri sesli olmak üzere 2 kitap genelde.

Geceleri dinlemeli, gün içinde okumalı :V
  • lüzumsuz adam  (12.07.24 14:42:01) 
Genelde 3 ama 4'e çıktığı oluyor.


  • pianeta  (12.07.24 15:12:14) 
Bir kuram 1 roman şeklinde.


  • Amaranta ursula  (12.07.24 15:13:14) 
[]

usa etf i sp500'ü nasil gecebiliyor

günaydin dostlar,

sp500 haziran 1 yillik getiri 22.7%.
iShares MSCI USA UCITS ETF (Acc) ISIN:IE00B52SFT06
bunun getirisi yine yillik 29.82%
(kaynak:www.justetf.com

bu nasil olabiliyor? eur dolarda da yillik 1.82% usd yükselmis. e geri kalan 5% lik fark nereden geliyor?

 
Yanlış ETFe bakmadıysam, direkt olarak endekse yatırım yapmıyor. %90 endeks kağıtlarından seçilenlere, %10 diğer diyor. ve yılda 4 kez de tuttukları kağıtlarda değişiklik yapıyorlarmış.

ETFlerle fonların ismi yanıltıcı olabiliyor. İsimden sonra bir de içeriğine bakmak lazım.

Mesela bizde ZGOLD var. Adı Gold kendisi kira sertifikası

www.ziraatportfoy.com.tr
  • Mirket  (30.06.24 14:14:59) 
Yanlış görmüyorsam MSCI içinde 600 farklı hisse olan farklı bir ETF, SP500'ü takip etmiyor yani, dolayısıyla daha az ya da daha fazla getirmesi normal.


  • salihdt  (30.06.24 14:15:45) 
[]

2 yil calisip cikmak

ilk iki iste de ikiser yil calisip is degistirmek uzun veya kisa vadede kötü mü görünür?

calistigim sektörde büyük insan acigi var. nazar degmesin, sürekli recruiterlar yaziyor. bu dalga böyle gitmez ama elbette, elbet bir gün duracak.

bu olay oldugunda benim iki sene calisip is degistirip durmam kötü görünür mü?

 
buna takilmana gerek yok. daha iyi bir teklif geldiyse/yukseleceksen/maas daha iyiyse cik. sirf cv'de kotu durmasin diye daha vasat bir yerde calismaya devam edecek halin yok.


  • hot potato  (24.06.24 20:24:33 ~ 20:25:08) 
Bence kötü değil. Ama bunu son 2 yılda 3 iş değiştiren biri olarak yazmam pek doğru olmayabilir. Ancak 2 yıl bence bir yeri tanımak ve tamam mı devam mı diyebilmek için gayet yeterli bir süre.


  • Amaranta ursula  (24.06.24 20:24:54) 
Özellikle de ilk iş deneyimlerinizse 2'şer yıl çalışmak kötü görünmez.
Görünecekse bile (ki görünmez) kendinizi geliştirme veya daha fazla para kazanma fırsatını tepmeyin.

  • michael_knight  (24.06.24 20:34:30) 
Eskidendi o işler, ben bir ik yöneticisi olarak gençlere 35'e kadar bir iş yerinde 3 seneden fazla çalışmayın diyorum ben. Hatta 30'a kadar max 2 sene diye düzenlemek bile gerekir.

Tr piyasasında iş değiştirme sıklığın yüksek olmak zorunda, hem maaş yüzünden hem de farklı kültür geniş vizyon demek. Dinazor ik'cılar takılır buna ama yeni nesil yöneticiler için bu bir problem değil. Hele ki belli sektörlerde her sene iş değiştirmek bile sorun olmuyor. Yeter ki o değişiklikleri neden yaptığını güzelce açıkla.
  • Bruce  (24.06.24 20:42:32) 
Eger ayni seviyelerde is degistiriyorsan su an olmasa da bir sonrakinde sikinti olabilir. İlk ikide ok ama ucuncude en azindan bir tik daha yuksek bir pozisyona ziplaman iyi olur.


  • hrskrs  (24.06.24 21:45:27) 
İş değiştirirken, yeni işyeri eskisinden daha büyükse, daha kurumsal ise, daha meşhursa filan iyidir. Aksi halde kötü izlenim bırakırsınız.

Fark yok aralarında diyorsanız da hatalısınız demektir. Fark var ki iş değiştiriyorsunuz.
  • alfired  (24.06.24 21:53:46) 
kariyerin ilk 20 yilinda 3 senede bir ziplamak lazim, normal.
ikinci 20 yil icin de duzgun bir yer bulup koksalmak.

  • cooperr  (24.06.24 22:58:59) 
[]

baslikta favorilediklerini bulmak

selamlar dostlarim,

bir baslikta favoriledigim entrileri nasil bulabilirim? böyle bir özellik yoksa favorilemek ne halta yariyor?


 
(git: 1582767)

bence ekleyecekler bu özelliği yakında.
  • pispinti  (11.06.24 16:27:06) 
[]

sevgiliniz/esiniz/partneriniz konusmamiz lazim dese

ne düsünürsünüz? konu ne olabilir sizce?

ben birinin, hatta annemin, öldügünü düsünürüm sanirim. ilk aklima gelen sey ayrilir olmaz diye düsünüyorum. siz?


 
Ses tonu, beden diline göre bir fikir oluşur bende.


  • rock n roll  (15.05.24 17:32:00) 
Ayrılık olmasa bile ilişkiyle alalalı ciddi bir sıkıntı olduğunu düşünürüm ilk. Yüz yıllık muhabbet bu, hatta sizin başlığınızı okurken içeriği açmadan önce de bunu düşündüm.

Ortada bir sebep yokken birinin öldüğünü düşünmem neden düşüneyim ki.
  • akhenaten  (15.05.24 17:32:06) 
Sadece bunu söyleyeni de ciddiye alamıyorum ben.

İnsan olan, Ne hakkında konuşacağını da söyler. Mesela "akşam müsait olunca ilişkimiz hakkında konuşmak istiyorum" ya da "yarın görüştüğümüzde annenle ilgili konuşmak istiyorum" gibi.

@akhenatan da katılıyorum ayrıca. Ergen ruhlu insanların ilişkiyle ilgili olumsuz birşey söyleyeceğine işaret gibi geliyor. O yüzden sinir ediyor.
  • neden beni sevmedin  (15.05.24 17:36:22) 
Birisi ölünce şak diye söyleniyor telefonda.

Genellikle sıkıntı ve uzun bir mevzu olduğunda söylenen bir cümle benim için.
  • orangesandsea  (15.05.24 17:58:22) 
Ölüm haberini "konuşmamız lazım" diye veren birisini hiç duymadım. Sevgilim "konuşmamız lazım" dese ilişkide sorunlu gördüğü yerleri tartışmak istiyor diye düşünürdüm. Ayrılmak istiyor olabilir diye de aklımdan geçerdi.


  • pispinti  (15.05.24 18:03:12) 
pispinti +1. bir de anneme bir sey oldugunu neden sevgilimden ogreneyim ki? ailemden biri arar soyler.


  • hot potato  (15.05.24 18:09:22) 
olumsuz bir şey çıkmama ihtimalini sıfır görürdüm.

ama ölüm aklıma gelmez. ölüm çıkma ihtimali de sıfır :)
  • tabudeviren  (15.05.24 19:17:28) 
rahatsız olduğu bişey olduğunu anlarım yemin ederim alnından öpüp "teşekkür ederim" derim. artık kimse konuşmuyor, duygularını, düşüncülerini "yanlış anlaşılırım, üzülür, alınır" diye dile getirmiyor. konuşmak kadar güzel bişey yok.


  • numlock  (15.05.24 21:26:20) 
İlişkide bir problem vardır, konuşup orayı onaralım demiştir.
Farkında olmadan yaptığınız ilişkinize ya da kendinize ya da bir başkasına zarar veren bir hareketiniz vardır, onu anlatacaktır.
Bir arkadaşınızın ya da akrabanızın sizi suistimal ettiğini tespit etmiştir. Onu söyleyecektir.
Kariyeriyle ilgili bir gelişme olmuştur, sizden görüş isteyecektir.

Daha da sayarım.
  • Mirket  (15.05.24 21:35:10) 
Otomatik tahminlerin hepsi yanında değerlendirme de getireceği için sempatiye düşürür insanı.
Ben Konunun ne olduğunu tahmin etmekle uğraşmam, o an empati ile dinlemeye ne kadar uygun olduğuma göre değişir cevabım.
Müsaitsem, rahatça paylaşması için alan açar, tüm dikkatimin onda olduğunu belirtirim.
Müsait değilsem, dikkatimi şu an veremeyeceğimi x zamanda dinlesem onun için uygun olur mu diye sorarım, yine de içinde paylaşmak çok canlı ise dinlemeyi deneyebilecegimi söylerim.
  • hasmetizm 2046  (16.05.24 11:39:00) 
[]

Amsterdam'da eurovision izlenilecek yer

selamlar,

haftasonu eurovision finali var. Amsterdam'da izlenebilecek cafe, bar vs öneriniz var mi?


 
[]

2-3 saat icinde gecen filmler

örnek var mi?
benim bildigim sanirim testere sadece



 
Tüm zamanların en güzel filmlerinden

www.imdb.com
  • Mirket  (01.05.24 22:49:24) 
Yani tek mekan filmlerinin bir çoğu böyle sanki.

Buried www.imdb.com
Locke www.imdb.com
Bence Rezervuar Köpekleri de sayılır, tamam flashbackler vs. var ama esas olay depoda birkaç saat içinde geçiyor.

Die Hard'ların hepsi böyle birkaç saat içinde geçiyordu diye hatırlıyorum. Buna çok güzel örnek olur mesela.
  • nhk ni youkosu  (01.05.24 22:49:27 ~ 22:49:54) 
Victoria (2015) - sağlam film
Die Hard'ın hepsi
Retribution (2023) - dandik
Man on a Ledge - fena değil.
  • prole  (01.05.24 22:50:52) 
man from earth


  • pide  (01.05.24 22:52:34) 
(bkz: The Man from Earth)
(bkz: Phone Booth)
(bkz: The Strangers)
(bkz: Captain Phillips) biraz daha uzun bir süre ama dikkate değer
(bkz: The Invitation)
  • 10551037  (01.05.24 22:55:57) 
Son of saul'ü de ekleyelim


  • prole  (01.05.24 23:12:44) 
En kisa hikaye zaman dilimi "run lola run" olabilir. 20 dakika sadece. Ama 3 farkli senaryo gosteriliyor filmde.

"Vantage Point" gibi coklu perspektif filmleri de guzel ornek. Bunda hikaye zaman dilimi 23 dakika ama 8 farkli perspektiften anlatiliyor.

Bunlar gibi hikayesi kisa zamanli, bikac saatli veya bikac gunlu bicok ornegi burda bulabilirsin:
tvtropes.org

Not: time loop, ruyada olma veya birinin dusunceleri vb. senaryolu filmleri haric tutuyoruz tabii. Onlarda zaman dilimi anlik, bikac saniyelik veya anlamsiz olabilir.
  • ermanen  (01.05.24 23:42:47 ~ 02.05.24 14:14:30) 
  • tepedeki psychedelic adam  (01.05.24 23:52:37 ~ 23:52:43) 
yukarıdakilere ilaveten benim aklıma gelenler

www.imdb.com bullet proof - trende geçiyor
www.imdb.com cebimdeki yabancı- yemekte geçiyor
www.imdb.com triangle -gemide geçiyor

gemi demişken titanic de 2-3 saat içinde geçiyor :)
  • abelardo  (02.05.24 00:43:58 ~ 00:44:23) 
Bird Man
Non stop
Unstoppable
  • iwasbornonamountainside  (02.05.24 19:02:41) 
[]

sarap yapimi/tadimi ile ilgili türkce kitap

selam dostlar,

sarabi üzümü yetistirilisinden, beketilisinden, sarap yapimina dairt bütün süreci basit bir dille anlatacak, saraplari tanitan bir kitap ariyorum.

var mi öneriniz?

 
evde şarap adlı bir facebook grubu var. Gruba üye olduğun zaman erişebildiğin dosyaları var. Şarap yapımından kastın evde yapım ise o dosyalardan daha mükemmel Türkçe bir kaynak bulabileceğini sanmıyorum.

Grubun yöneticisi gerçekten konunun uzmanı ve her tür soruyu içtenlikle cevaplıyor. Dosyaları okumadan, dosyalarda zaten var olan bir soru olursa soranı azıcık azarlıyor :)
  • Mirket  (22.04.24 22:57:46) 
Bu sayfadaki pdf kitabı indir hocam

Terminolojiden üzüm cinslerine güzel soru ve cevaplar var giriş için
www.iwsa.com.tr
  • grimavi  (23.04.24 10:21:17) 
[]

yaşlandıkça muhafazakarlaşmak

yıllar geçtikçe muhafazakarlaştığınızı düşünüyor musunuz? örnek verebilir misiniz
?



 
Yeni şeyler denemeden bildiğini yapma/alma açısından olabilir. Muhafaza etme anlamında.

Dini anlamda soruyorsan hayır.
  • nhk ni youkosu  (05.04.24 18:49:35) 
Yaşlandıkça muhafazakarlaşmak insanın doğasında olan bir şey. Ölüme yaklaştıkça daha da artıyor. Yaşamayanlar istisna durumdadır. Yaşamadığını iddia edenler ise "muhafazakar" deyince aklına sadece din gelenler.

Surat yamultma efektli komedi(?), kelimenin ilk harfinden sonrasını silip yerine "ş" harfi koyulması ile türetilen(!) kelimeler, harflerin yerini değiştirerek oluşturulan kelimeler, arabesk keko Türkçe rap, yeni nesil komedyenlerin ciddi kısmı, restoranlardaki sunum komedisi, SJW zırvaları vb. şeylerden rahatsız oluyorum. Aptal insanlara tahammülüm azaldı. Bir de eskiden hemen hemen her hafta sonu dışarı çıkar, gece 2-3'ten önce dönmezdik. Şimdi maddi yükü olmasa bile dışarı çıkmak yerine evde toplanıyoruz.

Din, tanrı vs. olarak ise herhangi bir muhafazakarlaşma söz konusu değil. Gelenekçi tipte aileler ile toplanma, akraba gezme, büyük bayram kutlamaları vs. gibi şeylerden nefret ederdim küçükken. Şimdi yapmadığım için çok mutluyum. O devam ediyor.

Yaşlandı derken 40'lara daha yolum var.
  • nawar  (05.04.24 19:07:04 ~ 19:22:04) 
Dini anlamda da düsünebiliriz ama öyle sormadim. Mesela bayramlarda bir araya gelmek önceden bayik gelirken su an olmasi gereken gibi geliyor mu? Bu tarz şeyleri demek istedim.


  • robert bosch  (05.04.24 19:12:44) 
"bayramlarda bir araya gelmek önceden bayik gelirken su an olmasi gereken gibi geliyor mu?"

buna muhafazakarlık demezdim ama evet ben böyle düşünüyorum artık. Özellikle 30+ olunca (ve aslında bizim yaşımızdan bağımsız, aile ve akrabalar 60+ olunca) onlarla sağlıklı şekilde kaç kere buluşabileceğimizi sorguluyorum. Sadece bayramdan bayrama görüyorsam, sayı çok az. Sevdiklerimle geçirdiğim vaktin kıymetini anladım evet.
  • nhk ni youkosu  (05.04.24 21:08:50) 
kesinlikle. üstelik bunu 30'a yaklaşan biri olarak söylüyorum ahaha.

hayatımı avrupa aşığı birisi olarak geçirdim. daha 9-10 yaşında politikadan, ekonomiden anlamazken bile "batı medeniyeti" hayranıydım. ha şu da var: hala doğru yapılan işe "doğru" derim, bu konuda tarafgirliği mantıksız buluyorum ama geldiğimiz noktada kesin doğruları (diğer bir deyişle medya propagandasıyla "batı yapıyosa doğrudur") mantığını benimsemeyi bıraktım diyebilirim.

bu berbat ekonomiden, çürük ülkeden kurtulup daha güzel hayatlara kavuşan akranlarım için gerçekten seviniyorum; buna hiç itirazım yok ama diğer taraftan türkiye'de yaşayanlar olarak "almanya'da market vidyosu" izlemekten beynimizin muşmulaya döndüğünü düşünüyorum.

azılı bir atayiz ve özgürlükçü olarak ben son birkaç yılda biraz daha kendi içime kapandım açıkçası. yaşadığım hayattan mutlu değilim ama deli gibi yırtınmamın bana bi katkı sağlayacağını da düşünmüyorum. ya gidersin ya da uyum sağlarsın.

onun dışında artık almanya veya sibirya'da yaşamayı da fazla düşünmüyorum. annem yaşlanıyor. babam öldü. erkek kardeşim benim için hala bebek gibi. yakın zamanda dayı oldum. ailemi, her şeyi sırf daha iyi maaş veya koşullar için geride bırakmak eskisi kadar kolay gelmiyor.

bir yandan kendi durumumu çok üzücü buluyorum aslında. kendini özel zannederken hayatın yonttuğu, yoğurduğu, tükürüp öylece bıraktığı insanlardan biriyim. hayallerimin önemli bir bölümüne ulaşamadım, öyle de öleceğim. bununla gurur duymuyorum ama bir yandan da nasıl desem, hayatın olağan akışına uymaya çalışıp "esnek" davranmak arzusundayım. yoksa kafayı yerdim (bu yememiş halim).

o yüzden ben daha 30'una varmamış bir sultanbeyli hızlısı olarak KESİNLİKLE muhafazakarlaştığımı söyleyebilirim. daha ürkek, daha ketum, daha savunma ağırlıklı bir yaşam tarzı benimsemeye başlıyorum yavaş yavaş.

içimde AHA ŞU KADAR inanç olsaydı zaten samimi söylüyorum gidip ortodoks keşişi filan olurdum, nesiller boyu anlatılacak şahane bir manyak olurdum. dini ve manevi olarak pek inancım yoktur, o konuda zayıfım ama geldiğim noktada artık 1+1 ev, kedi, akşamları dizi-film-maç izleme fikri beni mutlu etmiyor açıkçası. eşim, 50 tane çocuğum olsun filan diye düşünmeye başladım.

özellikle genç yaşta "açılan" insanlar için hele ki türkiye gibi ülkelerde uzun vadede muhafazakarlaşmak sanırım büyük ölçüde kaçınılmaz.

yine de milletim müsterih olsun, ben her şeyden nefret eden aksi bir ihtiyar olmamaya gayret edeceğim.

son not olarak ekleyeyim, "bayramlarda bi araya gelmek kısmı" beni ayrıca vurdu. çocukken, ergenken NEFRET ederdim. şimdi "sevdiğin insanları bi daha göremeyebilirsin" kafasındayım.
  • mark greg sputnik  (05.04.24 21:44:25 ~ 21:45:23) 
kesinlikle.

28’ken rahattım. 30 oldum, manken gibi kızları iplemiyorum. hata yapanın üstünü çiziyorum. güvenli duruşta muhafazakarlıkta çığır atladım. şakasız yalnız kalmaktan falan da korkmuyorum, bal porsuğu gibi date’ler geçiriyorum. biraz zayıflayalım, görüşürüz fıstıklar modunda takılmaya devamke.
  • baldan kaymak  (05.04.24 22:10:08) 
Dini olarak hayır. Hatta radikal ateist oluyorum.

Diğer konularda evet. Mesela artık etik şeylere daha fazla önem veriyorum. Ailevi anlamda sürekli annemle babamın kalan ömrünü düşünüp kalan tatillerimizi hesaplıyorum vs.

Hala bayram sevmem. Çok travmam var. Ömür billah bayram kutlamam.
  • jazzabel  (05.04.24 22:19:16) 
insanlari daha rahat kategorize edebildiğimiz icin tahammul dusmesi olabiliyor veya sınırları daha koruyoruz. aslında iyi kalbi temizden vs ziyade o kişi neyin ürünü, neyden besleniyor bilip buna göre ona zaman ve enerji harcıyoruz. bu konuda muhafazakarlastigimi soyleyebilirim

geleneksellik konusunda ise bir akım var yine ananne babanne dönemini övmek, köy övmek, temizlik yapmak, ev yapımı olan her şeyin güzellenmesi. bunlar güzel şeyler zaten de biz çocukken paketlilik, hazır gıda, dışardaki yemekler, eve temizlikçi almak, oteller, gece hayatı vs daha mühim bir şeydi. bunu ünlülerden bile çıkarıyoruz herkes köye yerleşmeye çalışıyor çapkınlığın yerini iyi ilişki kuram insanlar alıyor gibi örnekler uzatilabilir. akraba ilişkisinde de dönemsel bir şey yaşıyor olabiliriz yine geçmişe özlem ve övgü. belki sosyal bağlarımızın zayıflığı, samimşyetsizliği ve çiğliği bizi akrabada(zorunlu birliktelik) bir arayışa götürmüş olabilir. bunun yaşla yok diyemem ama bi süre akrabalarla fazla haşır neşir olsak o gelenekten neden uzaklaştığımızı anlariz diye düşünüyorum
muhafazakarligi pek de saglikli bir sey olarak gormuyorum biraz evrilmek lazim sanki
  • ala09  (06.04.24 15:10:25) 
Dini anlamda kesinlikle hayır.

Gelenek görenek anlamında kesinlikle hayır.

Ama tecrübe edilmiş ve doğruluğu tarafımdan görülmüş davranışlarımda ısrarcılığım genç nesilde muhafazakarlık olarak algılanıyor olabilir ki ona bir şey diyemem.
  • Mirket  (06.04.24 15:34:37) 
Babam daha chill bir adama dönüşmüştü. Hatta ondan bir olayı saklıyordu aile sonra bir şekilde söylediler o da “ genç adam olur öyle şeyler” dedi ve iplemedi.

Bana gelecek olursak ben 30 larımda özellikle ilişkiler konusunda baya bir laçkalaşmıştım ama tabii sonunda o ilişkilerden güzel bir şey çıkmadı. O zamanlar savunduğum şeylerin tersine geleneksel ilişkiyi daha arar ve savunur oldum. Eskisi kadar geniş değilim. Eski düşüncelerimin arkasımdayım ama benlik değil onun da farkındayım. Bunun dışında aileme daha çok vakit ayırmaya, aramaya sormaya başladım. Ama ailemin gençleri benimle çok rahatlar hem sırdaşlarıyım hem de dert ortaklarıyım konu ne olursa olsun. Bunun dışında hala chill im.
  • guitarissimo  (22.04.24 00:39:27) 
[]

yüzde kac artisla daha kücük sirkete gecersiniz

selam dostlar,

büyük bir sirkette calisiyorsunuz diyelim.
daha kücük ama benzer is yapan sirketten teklif aldiniz.

title bir üstü ama cook benzer. yüzde kac maas artisi sizi oraya gecmeye ikna eder?

 
%25-30


  • gabe h coud  (14.03.24 17:25:39) 
Şimdiki yerde kafan rahat ve çalışma düzenli mi? Esas sorum bu olurdu. Küçük yere geçince fazla mesai, aksayan ödeme, yapılmayan zam, ekstra iş vb. çıkma ihtimali var. Yoksa %30min + holosko.


  • prole  (14.03.24 17:36:15) 
ben de bunu anlamıyorum. çok yeni açılmış her an tutunamayıp gidebilir hissiyatı verecek kadar dandik duran bir şirket değilse şirketin küçüklüğünün önemi ne ki? aldığım maaş + yan haklarım neyse önemli olan o zaten. fazla mesailer falan büyük şirketler de olmuyor mu sanılıyor ben kendim de büyük bir şirkette çalışıyorum başka büyük şirketlerde arkadaşlarım da var oluyor gayet pozisyonuna göre değişiyor.

daha önce de küçük şirketlerde de çalışmış biri olarak tek reel artısı büyük şirketin bence direkt esas patronla pek muhattap olmamak. küçük yerlerde genelde iç içe olabiliyorsun şirketin sahipleriyle ve genelde manyak oluyorlar. büyük şirkette de müdürünle direktörünle muhattap olursun onlar da şansına manyak çıkabilir ama direkt mal sahibi olunca manyaklık ihtimali artıyor bence. onun dışında mesela etkinlikler desen bazı start uplar var birçok büyük şirketten daha güzel etkinlikler düzenliyor ya da yan haklar desen daha iyi veriyor bunlar şirketten şirkete değişen şeyler küçüklük büyüklükle orantılı değil.

sonuç olarak büyük küçük olmasından bağımsız herhangi bir şirkete eğer işimde mutsuzsam aynı maaşa da geçebilirim ama maddi manevi mutluysam %30.
  • semaforo de medianoche  (14.03.24 18:53:22) 
Oncelikle if it ain't broke, don't fix it. Ortada sorun yoksa para icin kolay kolay degismem. Minimum 50% olmasi lazim benim icin. Atiyorum yeni yerde stresim artmissa, yoneticilerle, is arkadaslarimla frekansim tutmamissa, ulasim surem artmissa ne yapayim ben maas artisini.


  • freedonia  (14.03.24 19:21:07) 
Thetruenorth +1. Burası Türkiye küçük şirket kapının önüne koyabilir her an. Büyük şirket insana da değer veriyorsa kıpırdanma kolay kolay.


  • Mcfly  (14.03.24 19:33:37) 
Sahip olduğum yan hakları düşününce rahat yüzde 70 olur.

Yan haklarımı yazayım;

- Tamamlayıcı sağlık sigortası
- 3 ayda bir çift maaş.
- İndirimli uçak bileti hakkı (Ayda 5 kere)

Özellikle 3 ayda bir çift ile indirimli uçak bileti çok büyük nimet benim için. Uzakdoğu'ya biletler 4500 - 5000 türk lirası git gel.

2023 Ağustos ile 2024 Şubat arası 6 aylık schengen vizem vardı. 4 Defa git gel yaptım ki 3ü eylül ve ekim aylarındaydı. Kasım ayında diş tedavi olduğum için hem masraf çıktı hem 3 hafta sürdü. Yoksa gene giderdim illa.

Dolasıyla en az yüzde 70.
  • put it in your appropriate place  (14.03.24 20:57:22) 
%100 üne geçmedim para yanında ek haklarıda karşılamalı


  • basond  (14.03.24 21:11:41) 
@dissendium +300


  • nawar  (14.03.24 21:14:28) 
Burada soru benim için küçük ne kadar küçük.
Ben şu an 100 bin kişilik sirketteyim, yıllık geliri 20 milyar dolar üstü.
Ama büyük şirket getirdiği sıkıntılar var ve bölgede belli geçmişi olan, yeni atilimlar yapan çok daha küçük sirketler var. Birinden çok ciddi teklif almıştım misal.
Buradaki soru küçük ne kadar küçük ve gelecek görüyor musunuz. Misal benim için yıllık gelir 1 milyar dolar falan küçük. Daha azı daha da küçük. Ama bunlarda farklı firsatlar olabiliyor.

Kaç fazlasina? Fransa piyasasına göre yüzde 15-20 arası. Ama sadece para yetmez. Misal hangi erp, hangi ürün üretiliyor, başka ulkelerde fabrika var mi vs vs. Yani sırf para olarak bakmam.
  • logisticsmanager  (14.03.24 21:42:53) 
[]

Basca ros - sensa parol? italyanca sarki

selamlar,

youtu.be

videodaki futbolcu hangi sarkidan bahsediyor? italyanca olabilir ama emin degilim.
13:44'te en sevdigi sarki soruluyor

 
Vasco Rossi- Senza Parole

m.youtube.com
  • the guy from batman  (11.03.24 22:49:14) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.