[]

macbook'u brick ettim galiba.
elime garantisi bitmiş 2.el intel macbook geçti 2020.
sıfır kurulum olsun diye kurturma yerinden os'u sildim, şimdi açılmıyor. internet recorvery'e giriyor, ama internete bağlandıktan sonra hata veriyor. bootable usb drive hazırladım yine olmadı. USB'yi hem windows'tan hazırlardım transmac ile hem de başka macos'dan app store'dan os indirip terminal ile yaptım, ikisi de olmadı. ethernet adaptörü ile bağlayıp deneyeceğim bir de. Başka denenecek yol var mı?
Eğer bu da olmazsa, apple'a götürsem yaparlar mı?
Bir de genius bar'da toz temizliği vs. yapıyorlar mı, bilginiz var mı?
teşekkürler.
t2 chip engeli aktif sanırım ama recoverye ulaşamadığım için kaldıramıyorum onu da. createinstallmedia komutunu tam da apple'ın sitesindeki gibi yaptım, olmadı. optiona basıp boot edince yine internet recovery e giriyor
sıfır kurulum olsun diye kurturma yerinden os'u sildim, şimdi açılmıyor. internet recorvery'e giriyor, ama internete bağlandıktan sonra hata veriyor. bootable usb drive hazırladım yine olmadı. USB'yi hem windows'tan hazırlardım transmac ile hem de başka macos'dan app store'dan os indirip terminal ile yaptım, ikisi de olmadı. ethernet adaptörü ile bağlayıp deneyeceğim bir de. Başka denenecek yol var mı?
Eğer bu da olmazsa, apple'a götürsem yaparlar mı?
Bir de genius bar'da toz temizliği vs. yapıyorlar mı, bilginiz var mı?
teşekkürler.
t2 chip engeli aktif sanırım ama recoverye ulaşamadığım için kaldıramıyorum onu da. createinstallmedia komutunu tam da apple'ın sitesindeki gibi yaptım, olmadı. optiona basıp boot edince yine internet recovery e giriyor

Hocam selam,
Anlattıklarına bakılırsa birkaç şey daha deneyebilirsin:
Birinci olarak bence en güçlü aday ethernet adaptörü. Wi-Fi bazen sorun çıkarabilir, kablolu bağlantı daha stabil olur. Mutlaka bir ethernet adaptörüyle direkt modeme bağlanıp internet recovery'yi tekrar dene.
ikinci olarak USB'ye attığın macOS sürümü MacBook'unla uyumlu mu? Belki çok eski ya da çok yeni bir sürüm denemiş olabilirsin. Apple'ın kendi sitesinden modeline uygun macOS sürümlerini kontrol edebilirsin
üçüncü olasılık kullandığın USB bellek bozuk olabilir ya da MacBook'un USB portunda bir sıkıntı olabilir. Farklı bir USB bellek veya farklı bir USB-C portu (eğer varsa) deneyebilirsin.
dördüncü olasılık aklıma gelen SMC ve NVRAM/PRAM sıfırlamak. Bunlar bazen küçük donanımsal ve yazılımsal hataları çözebiliyor. Apple'ın destek sitesinden senin MacBook modeline uygun sıfırlama adımlarını bulup deneyebilirsin.
Yukarıdakilerin hiçbiri işe yaramazsa direkt Apple'a ver. Özellikle T2 çip gibi bir durum varsa veya recovery'ye ulaşamıyorsan, onların özel araçları var. Muhtemelen bir çözüm bulurlar.
Genius Bar'da toz temizliği yapmazlar ama fanlarında ses veya aşırı ısınma gibi bir durum varsa bunu belirtebilirsin, yardımcı olurlar bence ücreti karşılığında.
Anlattıklarına bakılırsa birkaç şey daha deneyebilirsin:
Birinci olarak bence en güçlü aday ethernet adaptörü. Wi-Fi bazen sorun çıkarabilir, kablolu bağlantı daha stabil olur. Mutlaka bir ethernet adaptörüyle direkt modeme bağlanıp internet recovery'yi tekrar dene.
ikinci olarak USB'ye attığın macOS sürümü MacBook'unla uyumlu mu? Belki çok eski ya da çok yeni bir sürüm denemiş olabilirsin. Apple'ın kendi sitesinden modeline uygun macOS sürümlerini kontrol edebilirsin
üçüncü olasılık kullandığın USB bellek bozuk olabilir ya da MacBook'un USB portunda bir sıkıntı olabilir. Farklı bir USB bellek veya farklı bir USB-C portu (eğer varsa) deneyebilirsin.
dördüncü olasılık aklıma gelen SMC ve NVRAM/PRAM sıfırlamak. Bunlar bazen küçük donanımsal ve yazılımsal hataları çözebiliyor. Apple'ın destek sitesinden senin MacBook modeline uygun sıfırlama adımlarını bulup deneyebilirsin.
Yukarıdakilerin hiçbiri işe yaramazsa direkt Apple'a ver. Özellikle T2 çip gibi bir durum varsa veya recovery'ye ulaşamıyorsan, onların özel araçları var. Muhtemelen bir çözüm bulurlar.
Genius Bar'da toz temizliği yapmazlar ama fanlarında ses veya aşırı ısınma gibi bir durum varsa bunu belirtebilirsin, yardımcı olurlar bence ücreti karşılığında.
- elektr10
(16.07.25 13:55:49)

daha önce 2018 bir model ile benze bir problem yaşamıştım. os'u sildik ve yeniden yüklenmedi. sonrasında apple'ı aradık cihaz internete bağlıyken onlar indirmeye çalıştılar ancak yine olmadı. sonrasında başka bir mac bilgisayardan uyumlu os sürümünü indirip kurulum yapabildik. yalnız burada uyumlu sürüme dikkat edin hatta uyumlu sürümün bir öncekini yüklemeniz daha iyi olur. os yüklendikten sonra güncelleme yaparsınız.
- bravoteam
(16.07.25 16:12:32)

90 bin civarı
- essoist
(07.07.25 18:17:48)
[]

Sulinex tapering ve kabuslar
Sulinex (Effexor) tapering dönemindeyim. Brain zapingler, mide bulantısı sonucu içilen suyu bile kusma, ağlama krizleri hepsini yaşıyorum.
Ama beni mahveden kabuslar. O kadar gerçekçi kabuslar görüyorum ki çok rahatsız ediyor. Rüyamda, rüya gördüğümün farkında değilim, rüyamda rüya görüyorum, rüyamda uyanıyorum resmen rüyamda mental olarak çöküyorum. Yani rüyamda, rüya gördüğümün farkında değilim. Rüyamda uyuyup iç rüya görüyorum :) iç rüyamdan uyanınca rüyamda çok rahatsız oluyorum. İç rüya gördüğümü anlamak için rüyamda taktikler falan geliştiriyorum. Gerçekten uyanınca resmen bitmiş oluyorum.
Yani gerçekten, sabaha kadar kussam daha iyi. Bu rüya işi çok çok rahatsız ediyor.
Bu rüyaları kesmenin bi yolu yok mu? Bir ilaç vs.?
Ama beni mahveden kabuslar. O kadar gerçekçi kabuslar görüyorum ki çok rahatsız ediyor. Rüyamda, rüya gördüğümün farkında değilim, rüyamda rüya görüyorum, rüyamda uyanıyorum resmen rüyamda mental olarak çöküyorum. Yani rüyamda, rüya gördüğümün farkında değilim. Rüyamda uyuyup iç rüya görüyorum :) iç rüyamdan uyanınca rüyamda çok rahatsız oluyorum. İç rüya gördüğümü anlamak için rüyamda taktikler falan geliştiriyorum. Gerçekten uyanınca resmen bitmiş oluyorum.
Yani gerçekten, sabaha kadar kussam daha iyi. Bu rüya işi çok çok rahatsız ediyor.
Bu rüyaları kesmenin bi yolu yok mu? Bir ilaç vs.?

Selam, aynı şeyleri birebir yaşadım. Ne kadar korkunç olduğunu biliyorum. Başlaması ayrı bırakması ayrı bir deneyim diyelim :)
Ben bir çözüm bulamamıştım. Umarım kabuslardan uyandığınızda yanınızda olan biri vardır. ben yalnız yaşadığım için kabustan uyandığımda kediyi çağırıyordum yanıma, bulduğum tek çözüm bu.
Geçecek demeye geldim. Geçeceği kesin ama umarım çok hızlı geçer.
Ben bir çözüm bulamamıştım. Umarım kabuslardan uyandığınızda yanınızda olan biri vardır. ben yalnız yaşadığım için kabustan uyandığımda kediyi çağırıyordum yanıma, bulduğum tek çözüm bu.
Geçecek demeye geldim. Geçeceği kesin ama umarım çok hızlı geçer.
- don baba donelim
(02.07.25 21:22:16)
[]

Sizce bu klavye alinir mi (iPad magic keyboard)
Five-E Apple iPad Pro 12.9 Inc 5. Nesil (2021) Bluetoothlu Touchpadli Manyetik Kapaklı Magic Ingilizce Q Keyboard A2378 A2461 A2379
app.hb.biz
Applein ki 16k try.
O kadar vermek istemiyorum. Arada kullanacağım. Sizce bu iş görür mü, ya da muadilleri? Önerdiğiniz marka var mı?
app.hb.biz
Applein ki 16k try.
O kadar vermek istemiyorum. Arada kullanacağım. Sizce bu iş görür mü, ya da muadilleri? Önerdiğiniz marka var mı?

Yani ben de para vermek istemiyorum ve inanılmaz arttı fiyatlar ama. Bunlar gerçekten o işi görmüyor hocam ya. İllaki ıvır zıvır bir şeyden patlıyor.
- sanal hayvan
(29.06.25 22:42:26)
[]

En iyi hazır portakal suyu?
File’de sıkma satılıyor ama biraz pahalı.
Meysu ve dimes denedim, şekerli su resmen.
Tamek çok hoşuma gitti, ilave şeker yok diyor ne kadar doğru bilmiyorum ama şerbet gibi hissettirmedi.
Sizin önerdiğiniz sevdiğiniz portakal suyu var mı? Veya diğer meyve suları da olur.
Meysu ve dimes denedim, şekerli su resmen.
Tamek çok hoşuma gitti, ilave şeker yok diyor ne kadar doğru bilmiyorum ama şerbet gibi hissettirmedi.
Sizin önerdiğiniz sevdiğiniz portakal suyu var mı? Veya diğer meyve suları da olur.

dimes cam şişe sıkma portakal suyu. içeriği temiz. file yalan dolan.
- mikahakkinen
(20.06.25 13:17:24)

İlave şeker olmasa da dibine kadar fruktoz var. Hiçbir meyve suyunu içmem de önermem de.
Mümkünse sade soda
Mümkünse sade soda
- kullanicadi
(20.06.25 13:25:46)

Filede satilani bir icimlik alabilirsin ama tam dogal olan o tabii.
Portakal suyu belli bir sureden sonra zehirler. O yuzden sikma 1 litre alip dolaba koyamazsin. Ben disarida kafede falan hic icmem bu yuzden. Yeni ki sikacak, hazneden mi koyacak goremeyecegim bir yerdeyse siparis etmem.
Dogala en yakin da bence exotic. Dimes'te icerik iyi evet ama garip bir yapaylik var hala bence.
Portakal suyu belli bir sureden sonra zehirler. O yuzden sikma 1 litre alip dolaba koyamazsin. Ben disarida kafede falan hic icmem bu yuzden. Yeni ki sikacak, hazneden mi koyacak goremeyecegim bir yerdeyse siparis etmem.
Dogala en yakin da bence exotic. Dimes'te icerik iyi evet ama garip bir yapaylik var hala bence.
- Kittie
(20.06.25 13:53:38)

Mobil: Dimes sikma cam siseden bahsediyorum ben de
- Kittie
(20.06.25 13:54:11)

Exotic meyve suyu migrosta satılıyor.
- gilbeys
(20.06.25 14:18:17)

Exotic kesinlikle
ama o da ucuz değil
ama o da ucuz değil
- jülsezar
(20.06.25 14:24:02)

bir çoğunu denedim, exotic dışındakiler hazır meyve suyu gibi geldi.
exotic fabrikasında çalışan birini okumuştum, sahiplerini hiç sevmem ama yaptıkları ürün 10 numara demişti. gerçekten de öyle.
exotic fabrikasında çalışan birini okumuştum, sahiplerini hiç sevmem ama yaptıkları ürün 10 numara demişti. gerçekten de öyle.
- brkylmz
(20.06.25 16:43:08)

exotic+1 migrosta indirimde iyi bayagi 750ml 80tl
- ala09
(20.06.25 18:15:17)

Güzel kardeşlerim fruktoz zaten meyve şekerine deniyor. Siz portakalın kendisini yiyince de fruktoz alıyorsunuz.
Tamek iyidir ama paketli meyve sularının zombi portakallardan yapıldığını unutmayın. Biliyorum el altında bulunacak türden istiyorsunuz ama doğrudan sıkma portakal gibi olmuyor hiçbiri. Ehveni şer bu sıkma diye söylenenler. Ankaradaysanız da belediyenin meyve suyu standları. Sıkıp sıkıp o esnada şişeliyorlar.
Tamek iyidir ama paketli meyve sularının zombi portakallardan yapıldığını unutmayın. Biliyorum el altında bulunacak türden istiyorsunuz ama doğrudan sıkma portakal gibi olmuyor hiçbiri. Ehveni şer bu sıkma diye söylenenler. Ankaradaysanız da belediyenin meyve suyu standları. Sıkıp sıkıp o esnada şişeliyorlar.
- sanal hayvan
(21.06.25 12:45:42)
[]

sağlık belgesi hk.
Selamlar, staj işe giriş için sağlık belgesi isteniyor, aile hekimliğinden. Daha önce ehliyet için sağlık belgesi almıştım. Bunu mu istiyorlar tam olarak? O belgeyi buldum da sürücü raporu diye geçiyor, yeni belge mi almam lazım şimdi/ aile hekimi verir mi?
sanırım yeni belge almam gerekecek, özel hastanede ücreti ne kadar yakan zamanda yaptıran oldu mu?
Teşekkürler!
sanırım yeni belge almam gerekecek, özel hastanede ücreti ne kadar yakan zamanda yaptıran oldu mu?
Teşekkürler!

Aile hekimine gidin. Esim 2 ay once ise girdiginde aile hekimi hastaligin var mi demis yok demis vermis. Ama onceki isyeri daha kapsamli bi rapor istemisti mesela eger ozel istedigi bir sey yoksa aile hekimi. Aile hekiminiz titiz biriyse rontgen cektir falan diyebilir.
- matilda
(09.06.25 20:13:50)

Aile hekimi sağlık raporu vermiyor. Daha doğrusu işe giriş için vermiyor, iş yerinin hekiminden alman gerekir diyo.
Şevket Hastanesi'ne gidip sağlık raporu almak istiyorum diyeceksin ve 300 lira civarı ödeyip bir doktora görünüp alacaksın m
Şevket Hastanesi'ne gidip sağlık raporu almak istiyorum diyeceksin ve 300 lira civarı ödeyip bir doktora görünüp alacaksın m
- etna
(10.06.25 11:30:45)

işyeri hekimi veya osgblerden alabilirsiniz.
- inheritance
(10.06.25 11:50:31)
[]

Bu diş macunu sahte mi?
imgur.com
Böyle bir soru olabileceğini hiç düşünmemiştim but here we are
Amazon’dan aldım bide. Yakınlaştırırsanız yazılara ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Baskı kalitesi çok kötü yeni olanın. Birde kullanılmış olanın baskı kalitesine bakın.
Paranoya mı yapıyorum yoksa harbiden bir durum mu var
Böyle bir soru olabileceğini hiç düşünmemiştim but here we are
Amazon’dan aldım bide. Yakınlaştırırsanız yazılara ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Baskı kalitesi çok kötü yeni olanın. Birde kullanılmış olanın baskı kalitesine bakın.
Paranoya mı yapıyorum yoksa harbiden bir durum mu var

Biri fransa uretimi, digeri Misir. Aradaki fark ondan sanirim.
Evdekine baktim, o da Fransa uretimi.
soz.lk
O degil de ne sacma bi macun, agzim yuzum Gora'daki mavi adam gibi oluyor fircalarken.
Evdekine baktim, o da Fransa uretimi.
soz.lk
O degil de ne sacma bi macun, agzim yuzum Gora'daki mavi adam gibi oluyor fircalarken.
- brkylmz
(24.05.25 11:24:32 ~ 11:25:31)
[]

Mhrs randevum iptal edildi?
…Polikliniğinden randevu almıştınız. Randevudan önce, aynı branşta muayene olduğunuz görülüyor. Bu nedenle, belirtilen tarihteki randevu başka bir hasta yararlanabilsin diye iptal edildi. Saygılarımızla.
Bu nedir? Aydan aya psikiyatriye gidiyorum, doktor çağırıyor aydan aya birde. Haftaya Salı gidecektim randevumu onaylamıştım bide. İş güç aksamasın diye hemen 8.30 a alıyordum şimdi iptal edilmiş. İlaçlarda tam günü gününe yetiyor. Nolacak şimdi ne yapmam lazım? İptal edilen randevuyu almaya çalıştım ama gözükmüyor.
Bu nedir? Aydan aya psikiyatriye gidiyorum, doktor çağırıyor aydan aya birde. Haftaya Salı gidecektim randevumu onaylamıştım bide. İş güç aksamasın diye hemen 8.30 a alıyordum şimdi iptal edilmiş. İlaçlarda tam günü gününe yetiyor. Nolacak şimdi ne yapmam lazım? İptal edilen randevuyu almaya çalıştım ama gözükmüyor.

aynı doktor mu yoksa başka hastane mi? sistem farklı hastanelerden aynı branşa 15 gün içinde randevu vermiyor galiba. takipli hastaysanız hastaneye gidip doktora durumu anlatı diğer hastaları çıktıktan sonra sizi alabilir belki.
- jepa
(04.05.25 03:06:12)

muayeneden sonra kontrole gitmek için randevuya gerek yok diye biliyorum. 15 gün süresi var kontrole gitmek için.
- yurtsuz john
(04.05.25 12:14:35)

Aynı hastane farklı doktor. Normalde aynı doktora gidiyordum hep, bu sefer ondan randevu yoktu. Mecburen başka doktordan almıştım. En son muayenede de 1 ay sonra tekrar gel demişti. 15 günden fazla geçti.
Esnanıza baktığımda psikolog randevusunu da, doktor üzerinden gösteriyor. Herhalde ondan dolayı sistem randevu aldım zannetti galiba. Bi şikayet oluşturayım en olmadı. Yoksa artık ricacı olacağız
Esnanıza baktığımda psikolog randevusunu da, doktor üzerinden gösteriyor. Herhalde ondan dolayı sistem randevu aldım zannetti galiba. Bi şikayet oluşturayım en olmadı. Yoksa artık ricacı olacağız
- substituent
(04.05.25 12:49:46)

aile hekimine yazıdrın
- mantık
(04.05.25 14:12:02)

doktor ilacımı yeni değiştirdi raporlu değil maalesef. rapor olmayınca yazamıyor diye biliyorum
- substituent
(04.05.25 14:13:29)

Hastanelerde mhrs birimleri var. Genelde girişte, danışmanın oralarda. Oraya gidip randevu aldığınızı ama iptal olduğunu söyleyin. Yardımcı olmayacaklar. Sonra doktorun oraya gidin. Bölümde sekreter ya da danışma varsa durumu anlatın. Büyük ihtimalle yardımcı olmayacaklar.
Sonra doktor gelince yakalayın. Zaten odasındaysa çıkan hastadan sonra içeri girin. Utanmayın. Durumu anlatın. Büyük ihtimalle yardımcı olacaktır. Tamam sıra al giriş yaptır diyecek. Hocam anlattım ama yardımcı olmadılar diyeceksiniz. Bi kağıda paraf vs. atıp verebilir. Onunla gişeden sıra alacaksınız. Sonra ekranda adınızın yanmasını beklersiniz.
Sonra doktor gelince yakalayın. Zaten odasındaysa çıkan hastadan sonra içeri girin. Utanmayın. Durumu anlatın. Büyük ihtimalle yardımcı olacaktır. Tamam sıra al giriş yaptır diyecek. Hocam anlattım ama yardımcı olmadılar diyeceksiniz. Bi kağıda paraf vs. atıp verebilir. Onunla gişeden sıra alacaksınız. Sonra ekranda adınızın yanmasını beklersiniz.
- nickini vermek istemeyen uye
(04.05.25 18:58:40)

Randevuyu 10 gün önce almışşsan zaten randevu almana gerek yoktu tekrar. MHRS randevuları 10 gün geçerlidir ve doğruca gidip sıra alabilirsin.
- feastofthedamned
(04.05.25 19:15:47)
[]

Ücretsiz sesli kayıdı metne dönüştüren uygulama var mı?
Esenlikler, soru başlıkta efm. Türkçe dilinde sesli kayıt. İPhone’nun kendi uygulaması İngilizceyi metine çeviriyor ama sanırım Türkçe için desteklemiyor. Bildiğiniz böyle ücretsiz uygulama var mı acaba? Teşekkürler!

Telegram var uyarsa mesaj atabilirsiniz
- respect
(19.04.25 23:52:02)

Google var. Whatsappta yazıyor.
- baldan kaymak
(20.04.25 02:02:55)

Benim sesli kayıtlar uzun biraz 1 saat civarı. Dedikleriniz çok işe yaramadı maalesef, teşekkürler!
- substituent
(20.04.25 11:22:31)

Ben de merak ediyorum, up takip
- ckisc
(20.04.25 14:54:37)
[]

Devlet hastenesinde psikiyatrist psikoloğa yönlendirdi ama...
Şimdi söyleyeceklerimden biraz utanıyorum ama geçmiş deneyimlerinden dolayı ön yargılı olmam biraz normal bence ve sizden bu konuda anlayış bekliyorum.
Geçen muayenede doktor beni psikoloğa gönderdi. Randevu almak için psikologun odasına gittiğimde gördüm ki, psikolog kapalı.
Eeee ne var bunda?, diyeceksiniz. Haklısınız. Bir sıkıntım yok. Hele bir de en iyi arkadaşlarımdan biri kapalıyken bunu söylemem garip kaçıyor ama durum şu: Beni en çok yıpratan şeylerden biri aileden gördüğüm din baskısı.
Daha önce ibb pdm'de terapi almıştım. Oradaki psikolog da kapalıydı. Ben bu din olayından bahsettiğimde çok profesyonel davranmadığını hissettim. Söylediklerimden biraz rahatsız olmuş gibiydi ve taraflı cevap veriyordu sanki. 3-4 seans sonra da gitmeyi bıraktım zaten.
Bu sebeple, ön yargı hakkımı kullanarak başlamadan bıraksam mı? Hem onun zamanını çalmayayım hem kendimin. Seanslar 30dk sürüyormuş, ama ortamdı şuydu buydu çok bana iyi bir terapi hizmeti verecekmiş gibi gelmedi. Okulumun terapi hizmeti var mesela ama 8 seans ile sınırlı. Beni mecidiyeköy'de özel bir kliniğe göndermişlerdi. Harikaydı mesela o. Onun gibi asla olmayacaktır sonuçta.
Ne dersiniz, tavsiyeleriniz var mı?
Geçen muayenede doktor beni psikoloğa gönderdi. Randevu almak için psikologun odasına gittiğimde gördüm ki, psikolog kapalı.
Eeee ne var bunda?, diyeceksiniz. Haklısınız. Bir sıkıntım yok. Hele bir de en iyi arkadaşlarımdan biri kapalıyken bunu söylemem garip kaçıyor ama durum şu: Beni en çok yıpratan şeylerden biri aileden gördüğüm din baskısı.
Daha önce ibb pdm'de terapi almıştım. Oradaki psikolog da kapalıydı. Ben bu din olayından bahsettiğimde çok profesyonel davranmadığını hissettim. Söylediklerimden biraz rahatsız olmuş gibiydi ve taraflı cevap veriyordu sanki. 3-4 seans sonra da gitmeyi bıraktım zaten.
Bu sebeple, ön yargı hakkımı kullanarak başlamadan bıraksam mı? Hem onun zamanını çalmayayım hem kendimin. Seanslar 30dk sürüyormuş, ama ortamdı şuydu buydu çok bana iyi bir terapi hizmeti verecekmiş gibi gelmedi. Okulumun terapi hizmeti var mesela ama 8 seans ile sınırlı. Beni mecidiyeköy'de özel bir kliniğe göndermişlerdi. Harikaydı mesela o. Onun gibi asla olmayacaktır sonuçta.
Ne dersiniz, tavsiyeleriniz var mı?

Üstün Dökmen hoca bu konuda son noktayi koymustu vaktiyle;
"Türbanli psikolog olmaz"
"Türbanli psikolog olmaz"
- feastofthedamned
(12.04.25 22:00:58)

Kendinizi çok güzel ifade etmişsiniz.
"Bu sebeple, ön yargı hakkımı kullanarak başlamadan bıraksam mı?" sorunuza evet diyorum, güzel insan.
Umarım istediginiz gibi bir ruh haline kavuşursunuz.
"Bu sebeple, ön yargı hakkımı kullanarak başlamadan bıraksam mı?" sorunuza evet diyorum, güzel insan.
Umarım istediginiz gibi bir ruh haline kavuşursunuz.
- WithWorth
(12.04.25 22:04:45)

Önce bir seans dene. Baktın olmadı bırakırsın. Ama ben ne iş konusunda, ne de sağlık konusunda güvenmem. Denemem de.
- Shepard
(12.04.25 22:21:03)

Zamanında benzer bir konudan ötürü devlette kapalı bir psikiyatriste gitmiştim ve hiç beklediğim gibi olmamıştı, aksine bana özgürleşmem yönünde epey yardımcı olmuştu. Yani hiç belli olmuyor bu işler, kimin hangi zihniyette olduğunu bilemezsiniz. Bence bir seans deneyin, içinize sinmezse öyle bırakırsınız.
- seni tanıdığım güne lanet olsun
(12.04.25 22:26:41)

Ben de sizin gibi hissederdim. Ama bu kişi profesyonel olabilir. Bir şans verin, olmazsa kendinizi zorlamayın. Okul terapi merkezine tekrar başvurun, uygun fiyatlı bir yönlendirme yapabilirler belki.
- asteriks
(12.04.25 22:39:01)

seni tanıdığım güne lanet olsun +1
bir veya iki seans denemek lazim. her basi acik olan acik fikirli, her acik fikirli sana iyi gelecek diye bir kaide yok. bu isler deneme yanilmayla yuruyor malesef. sana tam olarak uyani bulana kadar devam.
cok gecmis olsun.
bir veya iki seans denemek lazim. her basi acik olan acik fikirli, her acik fikirli sana iyi gelecek diye bir kaide yok. bu isler deneme yanilmayla yuruyor malesef. sana tam olarak uyani bulana kadar devam.
cok gecmis olsun.
- arakaali
(12.04.25 22:40:15 ~ 22:40:48)

psikoloğunuzu seçme hakkınız var. gerekçeleriniz de gayet makul, kötü hissetmeyin. dini travmalarınız varmış. üstelik daha önce de kapalı psikolog deneyiminiz iyi sonuçlanmamış. tekrar tekrar denemeye mecbur değilsiniz. insanlara şans vermek tabii ki güzel; ama zaten kapalı insanlarla bir sorununuz olsaydı kapalı yakın arkadaşınız olmazdı. şu an önceliğiniz kendi mentaliniz olsun.
- visnebahcesi
(12.04.25 23:05:37 ~ 23:06:04)

İnandığı kitapta bile net olmayan bir konuyu bayrak yapacak birinden ben objektif bir tutum beklemem şahsen.
- nano mercy
(12.04.25 23:12:16)

Adına onyargi de, başka birsey de. Kafanda en ufak tereddüt varsa hiç başlama. Mesele kapalı açık olması değil.
- primetime
(12.04.25 23:33:51)

merhaba, doktor seçme hakkınız gibi psikolog seçme hakkınız da var elbette. Diplomalı bir psikologum, daha önce devlet hastanesinde de çalıştım. Devlet hastanlerinde kpss ile atanmış lisans mezunu psikologlardan terapi alırsınız. Ancak psikoterapi 4 yıllık lisans eğitiminin bir parçası değildir ve farklı bir uzmanlık gerektirir. Bu sebeple kiminle karşılaşacağınız tam bir piyango oluyor.
Başörtüsü kısmına gelecek olursak, çekinceleriniz noktasında kişisel tecrübelerinizi de göz önüne alırsak haklı olabileceğinizi düşünüyorum. Sizinle benzer şekilde ancak dini hassasiyetleri olan ve örneğin başörtüsü nedeniyle baskı görmüş bir birey de dini hassasiyeti olmadığını ya da düşük olduğunu giyim tarzından anladığı bir psikologla görüşmek konusunda isteksiz olabilir. Bunlar elbette hayatın olağan akışındaki unsurlar. Ek olarak psikolog-danışan uyumu terapinin başarıya ulaşması noktasında en önemli faktörlerden birisidir. Ancak her şeye rağmen her birey gibi her psikolog da farklı yaklaşım ve tutumlara sahip olabilir. Çekinceleriniz olsa da denemeden ne ile karşılaşacağınızı bilemezsiniz. Zira psikolog-danışan uyumu sadece siyasi/dini görüşler üzerinden değil kişilik uyumları, yeni tecrübelere açıklık vs. gibi faktörlerden de etkilenir. Örneğin dini inancı gereği ya da başka bir sebeple spesifik bir giyim tarzını benismemiş insanların belirli bir mesleği yapmasının mümkün olmadığını savunan güruh muhtemelen en kapalı görüşlü dindarlardan daha toleranssız daha kapalı görüşlüdür. Mesela "X kıyafetini giyen psikolog olamaz" diyerek meslektaşlarının giyim tarzına müdahale etme hakkını kendinde gören bir psikologun sizinle uyuşmayan başka tercihlerinizden bahsettiğinizde size karşı yargılayıcı olma ve profesyonelliklerini kaybetme olasılığı daha fazladır. Zira bu tarz insanlar dini inancının olmadığını ya da az olduğunu kıyafetleri ile belli eden, örneğin mini etek giyen, insanların psikologluk yapmasında bir beis görmezken dini inancının daha fazla olabileceğini kıyafetleriyle belli eden, örneğin başörtüsü takan insanların psikologluk yapmasına karşı çıkarlar. Oysa iddia ettikleri gibi nasıl başörtüsü bir yanlılığa yol açıyorsa mini etek dahil bütün diğer giyim tarzları da esasında psikolog-danışan ilişkisinde kaçınılmaz bir şekilde bir yanlılığa yol açar, ki bu zannımca hayatın ta kendisidir. Dolayısıyla tecrübelerinize saygı duymakla birlikte "önyargı hakkınızı" kullanmayarak psikolog adayınızı görüştükten sonra izlenimlerinizle edindiğiniz verilere dayanarak değerlendirmenizi tavsiye ederim.
Başörtüsü kısmına gelecek olursak, çekinceleriniz noktasında kişisel tecrübelerinizi de göz önüne alırsak haklı olabileceğinizi düşünüyorum. Sizinle benzer şekilde ancak dini hassasiyetleri olan ve örneğin başörtüsü nedeniyle baskı görmüş bir birey de dini hassasiyeti olmadığını ya da düşük olduğunu giyim tarzından anladığı bir psikologla görüşmek konusunda isteksiz olabilir. Bunlar elbette hayatın olağan akışındaki unsurlar. Ek olarak psikolog-danışan uyumu terapinin başarıya ulaşması noktasında en önemli faktörlerden birisidir. Ancak her şeye rağmen her birey gibi her psikolog da farklı yaklaşım ve tutumlara sahip olabilir. Çekinceleriniz olsa da denemeden ne ile karşılaşacağınızı bilemezsiniz. Zira psikolog-danışan uyumu sadece siyasi/dini görüşler üzerinden değil kişilik uyumları, yeni tecrübelere açıklık vs. gibi faktörlerden de etkilenir. Örneğin dini inancı gereği ya da başka bir sebeple spesifik bir giyim tarzını benismemiş insanların belirli bir mesleği yapmasının mümkün olmadığını savunan güruh muhtemelen en kapalı görüşlü dindarlardan daha toleranssız daha kapalı görüşlüdür. Mesela "X kıyafetini giyen psikolog olamaz" diyerek meslektaşlarının giyim tarzına müdahale etme hakkını kendinde gören bir psikologun sizinle uyuşmayan başka tercihlerinizden bahsettiğinizde size karşı yargılayıcı olma ve profesyonelliklerini kaybetme olasılığı daha fazladır. Zira bu tarz insanlar dini inancının olmadığını ya da az olduğunu kıyafetleri ile belli eden, örneğin mini etek giyen, insanların psikologluk yapmasında bir beis görmezken dini inancının daha fazla olabileceğini kıyafetleriyle belli eden, örneğin başörtüsü takan insanların psikologluk yapmasına karşı çıkarlar. Oysa iddia ettikleri gibi nasıl başörtüsü bir yanlılığa yol açıyorsa mini etek dahil bütün diğer giyim tarzları da esasında psikolog-danışan ilişkisinde kaçınılmaz bir şekilde bir yanlılığa yol açar, ki bu zannımca hayatın ta kendisidir. Dolayısıyla tecrübelerinize saygı duymakla birlikte "önyargı hakkınızı" kullanmayarak psikolog adayınızı görüştükten sonra izlenimlerinizle edindiğiniz verilere dayanarak değerlendirmenizi tavsiye ederim.
- but that was just a dream
(13.04.25 00:11:22 ~ 00:13:43)

8 seans az değil, bence o hakkını kullan. Yani eğer kafan sararsa, içine sinerse. Bitince de ondan isim al tavsiye edeceği kişiye git.
Yahut yakın arkadaşlarınla dertleş. Yahut konuşacak kimseyi bulamazsan ben buralardayım buyur yaz konuşalım, çok iyi bir dinleyiciyimdir.
Üzülme, önce biraz ferahlayacak kadar seans almak önemli. Gözün tutarsa o 8 seansı değerlendir derim.
Yahut yakın arkadaşlarınla dertleş. Yahut konuşacak kimseyi bulamazsan ben buralardayım buyur yaz konuşalım, çok iyi bir dinleyiciyimdir.
Üzülme, önce biraz ferahlayacak kadar seans almak önemli. Gözün tutarsa o 8 seansı değerlendir derim.
- muhayyer divan
(13.04.25 00:55:59)

Hepimizin önyargıları olur, doğal. Bence onun da sizin de zamanından bir iki seans "çalın". Ciddi bir kaybınız olmaz. Denemeden bilemezsiniz...
- yadigar
(13.04.25 01:18:53)

Tr'de psikologun mezun oldugu okula bakacaksin. "Eski" Odtulu, Hacettepeli, Bogazicili birini bulmalisin.
- thetruenorthstrongandfree1
(13.04.25 02:30:11)

Ailenin din konusunda yaptığı bir baskı var ise herhalde bu onların uslüplarından kaynaklıdır.
Normal başı kapalı psikoloğun da kendi inancından farklı olarak kafana göre takıl veya kafana takma.. demesini beklemek bilimsellik, tedavi etmek vs. değildir.
"Beni dinden soğutan bu psikolog" çok başarılı biri" demek kadar anlamsız ne olabilir?
Bu mesele psikoloğun mu yoksa misyonerlerin mi işi ?
Üstün dökmen "Türbanli psikolog olmaz" derken aslında tıbbımızın (maalesef) batılılaşması gibi batıdaki aydınlanma döneminden sonra ayrı bir bilimsel alan kazanan psikolojinin de batı formatlı olduğunu bir nevi itiraf.
Bazı yerli diziler veya filmlerde bile Anadolu kadınını temsil eden başı kapalı kadın oyuncu,kendine has şivesiyle ev hanımı veya temizlikçi çaycı rolünde..
Neden psikolog olsun ki? (!)
O sadece bir figür.
TV ye uzun zamandır yakınlığım yok belki konjüktüre uygun olarak yeni yapımlarda daha farklı roller verilmiş olabilir başı kapalılara. Bazı reklamlarda bu net olarak görülüyor.
E tabi bu alanda ismi tanınan bir çok batılı psikologdan başı kapalı, türbanlı erkek ya da kadın kimse de yok bildiğim kadarıyla.
Belki kimi proflara göre başı kapalı olanlar potansiyel hasta.
Ayrıca bir kaç seansta ikna edilmeleri gerekiyor da olabilir..
Anlamak istemediklerimizin tekrarı bize sorun olarak görünüyor olabilir.
O bakımdan bazen sorun gerçekte çevremizde de değil bizde denebilir.
Normal başı kapalı psikoloğun da kendi inancından farklı olarak kafana göre takıl veya kafana takma.. demesini beklemek bilimsellik, tedavi etmek vs. değildir.
"Beni dinden soğutan bu psikolog" çok başarılı biri" demek kadar anlamsız ne olabilir?
Bu mesele psikoloğun mu yoksa misyonerlerin mi işi ?
Üstün dökmen "Türbanli psikolog olmaz" derken aslında tıbbımızın (maalesef) batılılaşması gibi batıdaki aydınlanma döneminden sonra ayrı bir bilimsel alan kazanan psikolojinin de batı formatlı olduğunu bir nevi itiraf.
Bazı yerli diziler veya filmlerde bile Anadolu kadınını temsil eden başı kapalı kadın oyuncu,kendine has şivesiyle ev hanımı veya temizlikçi çaycı rolünde..
Neden psikolog olsun ki? (!)
O sadece bir figür.
TV ye uzun zamandır yakınlığım yok belki konjüktüre uygun olarak yeni yapımlarda daha farklı roller verilmiş olabilir başı kapalılara. Bazı reklamlarda bu net olarak görülüyor.
E tabi bu alanda ismi tanınan bir çok batılı psikologdan başı kapalı, türbanlı erkek ya da kadın kimse de yok bildiğim kadarıyla.
Belki kimi proflara göre başı kapalı olanlar potansiyel hasta.
Ayrıca bir kaç seansta ikna edilmeleri gerekiyor da olabilir..
Anlamak istemediklerimizin tekrarı bize sorun olarak görünüyor olabilir.
O bakımdan bazen sorun gerçekte çevremizde de değil bizde denebilir.
- diyecevaplandı
(13.04.25 03:15:50 ~ 03:18:20)

Malesefki deneme yanilma yapacaksin
- Zetnikov
(13.04.25 06:13:28)

Tek tavsiyem olabilir: duyuruda aktrollük yapan bir dinciden tavsiye alma.
- derbeder ve süklüm
(13.04.25 12:46:03)

Onlarca psikolog gördüm herhalde. Hiçbiri kapalı değildi ve hiçbiri de bana yardımcı olmadı. Şu an bir tanesiyle görüşüyorum ama derdimi anlatıyorum işte. İyi bir psikolog bulmak çok zor.
Ama bir tane muhafazakar bir psikiyatrla karşılaştım. Kriz halinde gidip 4 yıldır falan konuşamadığım her şeyi döküldüm. Seansın sonunda alkol vs. anksiyeteyi artırır dedi bana. Ha diye kaldığımı hatırlıyorum çünkü o dönem en son 3-4 ay önce falan bir yemekte bir kadeh içmiştim. Hayatımın son 4 ayında içki yoktu ve ben kriz halindeydim. O kadar ruh hastası gördüm(meslek sahibi olanlar alınmasın ama tanım falan var elli yerden ben de ruh hastasıyım) ama bu vatandaş ayrı bir ayar eder beni.
Tecrübelerime dayanarak söyleyeyim bir seans gidin tecrübe edinmek için. Çok fazla insanla iletişim kurdum bu alanda ve çoğu benden kötü durumda ya. Halimi anlatsam gelip teselli edersiniz beni o dereceden yazıyorum hem de. Tamamen şans ve tecrübe bu alan. Bir kere gidin ama adını koyamadığınız bile olsa bir şeyler tam gelmiyorsa diğer haklarınızı harcamayın.
Kendinizi kötü hissetmeyin sadece. Ön yargı çok popüler oldu. Ön yargı denilen şey atalarımızı hayatta tutmuş. Ormanın yanından geçerken lan dur şuraya da bir gireyim demeyip hayatta kalmışlar. Hepimiz doğanın parçasıyız hepimiz kelebeğiz diye dalsalardı her yere şu an olmazdık. Yaşadığımız her şey de bu düşünceyi güçlendiren ileride derslerde anlatılacak şeyler. Ön yargı, his adına ne derseniz deyin yaşamamız için zorunluluk.
Ama bir tane muhafazakar bir psikiyatrla karşılaştım. Kriz halinde gidip 4 yıldır falan konuşamadığım her şeyi döküldüm. Seansın sonunda alkol vs. anksiyeteyi artırır dedi bana. Ha diye kaldığımı hatırlıyorum çünkü o dönem en son 3-4 ay önce falan bir yemekte bir kadeh içmiştim. Hayatımın son 4 ayında içki yoktu ve ben kriz halindeydim. O kadar ruh hastası gördüm(meslek sahibi olanlar alınmasın ama tanım falan var elli yerden ben de ruh hastasıyım) ama bu vatandaş ayrı bir ayar eder beni.
Tecrübelerime dayanarak söyleyeyim bir seans gidin tecrübe edinmek için. Çok fazla insanla iletişim kurdum bu alanda ve çoğu benden kötü durumda ya. Halimi anlatsam gelip teselli edersiniz beni o dereceden yazıyorum hem de. Tamamen şans ve tecrübe bu alan. Bir kere gidin ama adını koyamadığınız bile olsa bir şeyler tam gelmiyorsa diğer haklarınızı harcamayın.
Kendinizi kötü hissetmeyin sadece. Ön yargı çok popüler oldu. Ön yargı denilen şey atalarımızı hayatta tutmuş. Ormanın yanından geçerken lan dur şuraya da bir gireyim demeyip hayatta kalmışlar. Hepimiz doğanın parçasıyız hepimiz kelebeğiz diye dalsalardı her yere şu an olmazdık. Yaşadığımız her şey de bu düşünceyi güçlendiren ileride derslerde anlatılacak şeyler. Ön yargı, his adına ne derseniz deyin yaşamamız için zorunluluk.
- mrvln
(13.04.25 18:37:40)

"Mesela "X kıyafetini giyen psikolog olamaz" diyerek meslektaşlarının giyim tarzına müdahale etme hakkını kendinde gören bir psikologun sizinle uyuşmayan başka tercihlerinizden bahsettiğinizde size karşı yargılayıcı olma ve profesyonelliklerini kaybetme olasılığı daha fazladır. "
+1
mevcut psikologla o dini baskıları konuşabilirsiniz mesela bunu da seküler ailede yetişen birisi daha zor anlar
+1
mevcut psikologla o dini baskıları konuşabilirsiniz mesela bunu da seküler ailede yetişen birisi daha zor anlar
- mantık
(13.04.25 19:19:30)
[]

Dilini ısırmak
Esenlikler, dilimde ara sıra şişlikler oluyor, sanırım dilimi ısırdığımdan. Bazı zamanlar her tarafı şişiyor böyle 3-4 bölge oluyor şişen. Şu an yine bi tane oldu uzun zamandan sonda ve çok rahatsız etti bu sefer. Şişlik dediğim de böyle sivilce tarzı bir çıkıntı oluyor yani.
Dili ısırmak büyük bir problem midir? Öyleyse, napmak nereye gitmek gerek?
Teşekkürler.
Dili ısırmak büyük bir problem midir? Öyleyse, napmak nereye gitmek gerek?
Teşekkürler.

diş eğriliğinden olabiliyor veya yemek yerken acele ediyorsan da bu mümkün.
- orpheus
(08.04.25 23:31:38)

Yazmayı unutmuşum uyurken oluyor. Yemek yerken olsaydı hissederdim acıyı o sırada herhalde :)
- substituent
(08.04.25 23:33:02)

genellikle uykusuzluk, dengesiz uyku düzeni ve stres dönemlerinde olur. yaralarda bağışıklık sisteminin düşük olduğunda oluşur genelde. depresyonda olabilirsiniz. biraz rahatlayın.
- koela
(09.04.25 15:13:41)
[]

Akışkanlar mekaniğinden anlayan var mıdır?
imgur.com
Bu soruda p1A ve p2A kuvvetlerinin yönünü ters buluyorum. Ama soru çözümünde ikisini aynı yön almış? Anlayabilen var mı? Bir buçuk saattir bunu anlamaya çalışıyorum. Chatgpt’ye sordum, öyle yazmışdır ama değerleri yerine koyarken bir tanesini negatif koyar dedi. Ama koymamış işte. Bayağı bayağı ikiside aynı yönlü almış.
Bu soruda p1A ve p2A kuvvetlerinin yönünü ters buluyorum. Ama soru çözümünde ikisini aynı yön almış? Anlayabilen var mı? Bir buçuk saattir bunu anlamaya çalışıyorum. Chatgpt’ye sordum, öyle yazmışdır ama değerleri yerine koyarken bir tanesini negatif koyar dedi. Ama koymamış işte. Bayağı bayağı ikiside aynı yönlü almış.

iyyy en zorlayan derslerden biriydi beni.
neden hatirlattin? :(
neden hatirlattin? :(
- cooperr
(04.04.25 18:10:32)

Formül o. sol tarafa bak, negatif zaten. Arkadaşın da dediği gibi vektör toplamına takılıyorsun
- topkapiaksaray
(04.04.25 19:24:38)

@cooperr sıra bende çünkü :)
- substituent
(04.04.25 19:27:00)
[]

Çene ekleminden ses gelmesi (tmpe), çaresi var mı
Esenlikler, yaklaşık 4 yıl önce çıktı bu illet bende. Çenemi açıp kaparken sağ tarafından ses geliyordu. Oraya git buraya git, anladık ki tmpe imiş. Sebep olarak da çok diş sıktığımdan dedi doktor. Çözüm olarak massater botoksu yaptırmanı söyledi 6 ayda bir. Başka bir doktor da diş plağı vermişti.
İlk olarak, diş sıkmadan olduğunu düşünmüyorum. Öyle olsaydı her iki çene eklemimde problem olurdu bence. Benim sol taraftaki dişim kırıldığı için çekilmişti. Bu nedenle hep sağ tarafla yiyordum. Bence tek taraflı yemek yemeden bu hale düştüm. Buna ek sağ kulağımda tinnitus oluştu. Bunu da kbb doktoru söylemişti, tek taraflı yemek yemeden de tinnitus olabiliyormuş diye. Ondan sonra anladım olayı.
İlk iki sene düzenli botoksu yaptırdım. Ne yalan söyleyeyim çok işe yaramadı. Plağı da kullandım, o da. Sonra implant yaptırınca eski plak olmadığından plağı bıraktım. Zaten çok kalitesizdi devlet hastanesinde yaptırmıştım. Daha sonda da botoksu yaptırmadım çok pahalı oldu, ve işe yaramadığını düşündüğümden boşa para veriyormuş gibi hissettim.
Şimdi sağ çenemden ses geliyor. Bayağı şiddetli hatta. Ağrı vs. hiçbir şey yok (doktor ağrı olup olmadığını soruyordu hep). Ses var, ve şu an dediğim gibi çok yüksek. Bunun dışında başka bir belirtisi yok.
Nolacak şimdi? Ne yapmak gerek? Doktor tedavi edilmezse ameliyata kadar gider demişti. Bu süreçteyken botokssa devam mı etmeli? Tecrübesi olan var mı?
Bu arada, diş sıkma için psikiyatriye gidiyorum da, onun da etkisi sıfır. Yıllardır tonlarca ilaç kullandım, bence hiçbir işe yaramıyor. Diş sıkma için buspon verdi doktor, (10mg günlük) bi hayrını görseydim yazmazdım zaten bunu şimdi.
Cevaplar için teşekkürler.
İlk olarak, diş sıkmadan olduğunu düşünmüyorum. Öyle olsaydı her iki çene eklemimde problem olurdu bence. Benim sol taraftaki dişim kırıldığı için çekilmişti. Bu nedenle hep sağ tarafla yiyordum. Bence tek taraflı yemek yemeden bu hale düştüm. Buna ek sağ kulağımda tinnitus oluştu. Bunu da kbb doktoru söylemişti, tek taraflı yemek yemeden de tinnitus olabiliyormuş diye. Ondan sonra anladım olayı.
İlk iki sene düzenli botoksu yaptırdım. Ne yalan söyleyeyim çok işe yaramadı. Plağı da kullandım, o da. Sonra implant yaptırınca eski plak olmadığından plağı bıraktım. Zaten çok kalitesizdi devlet hastanesinde yaptırmıştım. Daha sonda da botoksu yaptırmadım çok pahalı oldu, ve işe yaramadığını düşündüğümden boşa para veriyormuş gibi hissettim.
Şimdi sağ çenemden ses geliyor. Bayağı şiddetli hatta. Ağrı vs. hiçbir şey yok (doktor ağrı olup olmadığını soruyordu hep). Ses var, ve şu an dediğim gibi çok yüksek. Bunun dışında başka bir belirtisi yok.
Nolacak şimdi? Ne yapmak gerek? Doktor tedavi edilmezse ameliyata kadar gider demişti. Bu süreçteyken botokssa devam mı etmeli? Tecrübesi olan var mı?
Bu arada, diş sıkma için psikiyatriye gidiyorum da, onun da etkisi sıfır. Yıllardır tonlarca ilaç kullandım, bence hiçbir işe yaramıyor. Diş sıkma için buspon verdi doktor, (10mg günlük) bi hayrını görseydim yazmazdım zaten bunu şimdi.
Cevaplar için teşekkürler.

Dişlerinizi sıkıp sıkmadığınızı dişlerdeki aşınmadan anlarlar. Bu konuda bir şey dediler mi?
Ben sağ tarafı daha çok sıkıyorum. Çektiğim ağrıdan anlıyorum. Birkaç sene öncesine kadar ertesi gün çok ağrı olmuyordu, ama sonradan şiddetli ağrı çekmeye başlayınca botoks yaptırmaya başladım ve memnun kaldım. Gece plağı bende hiç işe yaramadı.
Ben sağ tarafı daha çok sıkıyorum. Çektiğim ağrıdan anlıyorum. Birkaç sene öncesine kadar ertesi gün çok ağrı olmuyordu, ama sonradan şiddetli ağrı çekmeye başlayınca botoks yaptırmaya başladım ve memnun kaldım. Gece plağı bende hiç işe yaramadı.
- auroraaurora
(24.03.25 08:24:34)

ben kendi seyrimi anlatayım, belki bir fikir olur:
bana 20 sene önce kulağın içine girerek bir operasyon yapmışlardı üniversite hastenesinde. o operasyondan sonra çenemdeki kıtlama/ses bir süre geçti. çenemi rahatça açıp kapatıyordum. ama bir ay sonra filan yeniden çenede aynı kıtlama devam etti. tekrar gittim, ağrı yoksa böyle devam et dediler. plak da kullandım, işe yaramadı. ama plak çenemdeki kıtlamanın ve çenemin açılmasının daha kolay olmasını sağladı.
20 senedir ağrı yok, şükür. bu şekilde idare ediyorum. başka doktorlar da bir çözüm söylemedi.
bana 20 sene önce kulağın içine girerek bir operasyon yapmışlardı üniversite hastenesinde. o operasyondan sonra çenemdeki kıtlama/ses bir süre geçti. çenemi rahatça açıp kapatıyordum. ama bir ay sonra filan yeniden çenede aynı kıtlama devam etti. tekrar gittim, ağrı yoksa böyle devam et dediler. plak da kullandım, işe yaramadı. ama plak çenemdeki kıtlamanın ve çenemin açılmasının daha kolay olmasını sağladı.
20 senedir ağrı yok, şükür. bu şekilde idare ediyorum. başka doktorlar da bir çözüm söylemedi.
- the man with no name
(24.03.25 09:18:51)
[]

Elektrik | Source Transformation’dan anlayan var mıdır?
Soru görseli bu: imgur.com
1. örnekte Source transformation yapıyoruz, (12V + seri 6kohm direnç) -> (0.002A + paralel 6kohm direnç) oldu. Burada sıkıntı yok, Rp=Rs oldu.
Diğer görselde (5.2.3) (12V + seri 4kohm direnç) -> (3mA + paralel 2kohm direnç) oldu. Burada niye Rp=Rs olmadı. 4kohm niye 2kohm oldu?
Teşekkürler!
1. örnekte Source transformation yapıyoruz, (12V + seri 6kohm direnç) -> (0.002A + paralel 6kohm direnç) oldu. Burada sıkıntı yok, Rp=Rs oldu.
Diğer görselde (5.2.3) (12V + seri 4kohm direnç) -> (3mA + paralel 2kohm direnç) oldu. Burada niye Rp=Rs olmadı. 4kohm niye 2kohm oldu?
Teşekkürler!

ilkinde klasik bir source transformation yapılıyor ve doğrudan
Rp=Rs durumu geçerli çünkü tek bir kaynak ve tek bir direnç var.
Ancak ikinci örnekte işin içine paralel bir akım kaynağı giriyor. paralel olan bu iki akım kaynağı ve dirençler birleştirildiğinde toplam akım 1mA eşdeğer direnç 2kΩ olur.
sonuç olarak, akım kaynaklarının etkisi ve paralel dirençlerin birleşimi nedeniyle toplam direnç 2kΩ olarak görülüyor. Yani burada doğrudan tek bir kaynak dönüşümü değil, iki paralel akım kaynağının ve dirençlerin birleşimi söz konusu.
o yüzden direnç 4kΩ'dan 2kΩ'a düşmüş oluyor.
Rp=Rs durumu geçerli çünkü tek bir kaynak ve tek bir direnç var.
Ancak ikinci örnekte işin içine paralel bir akım kaynağı giriyor. paralel olan bu iki akım kaynağı ve dirençler birleştirildiğinde toplam akım 1mA eşdeğer direnç 2kΩ olur.
sonuç olarak, akım kaynaklarının etkisi ve paralel dirençlerin birleşimi nedeniyle toplam direnç 2kΩ olarak görülüyor. Yani burada doğrudan tek bir kaynak dönüşümü değil, iki paralel akım kaynağının ve dirençlerin birleşimi söz konusu.
o yüzden direnç 4kΩ'dan 2kΩ'a düşmüş oluyor.
- bravoteam
(17.03.25 10:50:25)

@bravoteam çok teşekkür ederim. Ama bir yerde daha takıldım.
imgur.com
Bu soruda mesela (second solution kısmında) (125V + seri 50ohm) -> (2.5A + paralel 50ohm) oldu. Burada niye o zaman 2A’lık akım kaynağının direncini almadık? Neden sadece toplam direnç 50 || 200 oldu? İki soruda neredeyse aynı değil mi?
imgur.com
Bu soruda mesela (second solution kısmında) (125V + seri 50ohm) -> (2.5A + paralel 50ohm) oldu. Burada niye o zaman 2A’lık akım kaynağının direncini almadık? Neden sadece toplam direnç 50 || 200 oldu? İki soruda neredeyse aynı değil mi?
- substituent
(17.03.25 11:09:09)

Thevenin eşdeğerini bulurken standart yöntem uygulanıyor. Yani, açık devre gerilimi Voc ve kısa devre akımı Isc bulunup, Thevenin direnci hesaplanıyor Rt= Voc/Isc
Bu yöntemde bağımsız akım kaynağı devrede açık devre olarak düşünülüyor, çünkü Thevenin eşdeğeri için sadece dirençler üzerinden çalışıyoruz. O yüzden 50Ω ve 200Ω’un paralel bağlantısı alınıyor. Akım kaynağının iç direnci dikkate alınmıyor çünkü bağımsız akım kaynağı Thevenin eşdeğerinde açık devre olarak düşünülüyor.
İkinci çözümde ise doğrudan kaynak dönüşümü (source transformation) yapılıyor.
125V ve 50Ω serisi, 2.5A ve 50Ω paraleli olarak çevriliyor.
Burada kaynak dönüşümü yapılırken gerilim kaynağı ile seri direnç doğrudan akım kaynağı ile paralel direnç eşdeğerine dönüşüyor.
Akım kaynağının direnci bu durumda kaynağın doğasında olduğu için dikkate alınıyor.
özetle ilk çözümde Thevenin eşdeğeri için akım kaynağı açık devre olarak alınıyor, o yüzden sadece 50Ω ve 200Ω paralel bağlantısı alınıyor.
ikinci çözümde ise kaynak dönüşümü yapıldığı için akım kaynağının iç direnci de hesaba katılıyor. yani aslında yöntemler farklı olduğu için iç direnç etkisi de farklı oluyor.
Bu yöntemde bağımsız akım kaynağı devrede açık devre olarak düşünülüyor, çünkü Thevenin eşdeğeri için sadece dirençler üzerinden çalışıyoruz. O yüzden 50Ω ve 200Ω’un paralel bağlantısı alınıyor. Akım kaynağının iç direnci dikkate alınmıyor çünkü bağımsız akım kaynağı Thevenin eşdeğerinde açık devre olarak düşünülüyor.
İkinci çözümde ise doğrudan kaynak dönüşümü (source transformation) yapılıyor.
125V ve 50Ω serisi, 2.5A ve 50Ω paraleli olarak çevriliyor.
Burada kaynak dönüşümü yapılırken gerilim kaynağı ile seri direnç doğrudan akım kaynağı ile paralel direnç eşdeğerine dönüşüyor.
Akım kaynağının direnci bu durumda kaynağın doğasında olduğu için dikkate alınıyor.
özetle ilk çözümde Thevenin eşdeğeri için akım kaynağı açık devre olarak alınıyor, o yüzden sadece 50Ω ve 200Ω paralel bağlantısı alınıyor.
ikinci çözümde ise kaynak dönüşümü yapıldığı için akım kaynağının iç direnci de hesaba katılıyor. yani aslında yöntemler farklı olduğu için iç direnç etkisi de farklı oluyor.
- bravoteam
(17.03.25 11:46:22)
[]

kalbim sıkışıyor ne yapmalıyım
Dün akşam hoş olmayan bir haber aldım. Ondan beri kalbim çok sert atıyor sanki, sıkışıyor gibi his var tam anlatamıyorum. Gece de uyuyamadım terledim. 2 xanax 2 nervium aldım ama dayanamıyorum hala. Dideral var alsam işe yarar mı. Daha önce aldığım da çok işe yaramamıştı 3-4 tane alsam olur mu

o kadar ilaç içme bir de 2 şer tane içmişsin çok tehlikeli
doktora git @orient blue yazmış
doktora git @orient blue yazmış
- devilone
(26.02.25 09:47:33)

panik atak geçiriyorsunuz gibi. klinige gidin. igne yapsınlar
- limonlu eksi
(26.02.25 09:48:27)

Artık ilaç almayın.
Acile gidin. Bir iğne yaparlar, pamuk gibi olursunuz.
Geçmiş olsun.
Ölümlü bir haber idiyse başınız sağolsun.
Acile gidin. Bir iğne yaparlar, pamuk gibi olursunuz.
Geçmiş olsun.
Ölümlü bir haber idiyse başınız sağolsun.
- Mirket
(26.02.25 09:54:23)

Kanka ne kadar kolay böyle avuç avuç ilaç içiyorsunuz ya siz, sonra haberlerde çıkıyor "yanlışlıkla yüksek doz ilaç alımıyla öldü" diye, 3-4 tane alayım mı diye soruyorsun bir de al tabii direkt kutuyu göm ama kutuyu da göm vitamini kutusunda çünkü.
- Bir ben var benden şurada
(26.02.25 11:06:23)
[]

Kitap PDF’i nereden bulabilirim?
manufacturing processes for engineering materials 6th
Lazım bana. Google/yandex/libgen tavaf ettim alayı scam. Bi 100 sayfalık PDF var ama kitabın onda biri. Bakmamı önereceğiniz başka yer var mı?
Teşekkürler!
Lazım bana. Google/yandex/libgen tavaf ettim alayı scam. Bi 100 sayfalık PDF var ama kitabın onda biri. Bakmamı önereceğiniz başka yer var mı?
Teşekkürler!

www.pdfdrive.com
Vpn'le açabilirsiniz. Vpn yoksa;
www.datatech.icu
Buraya linki girip açabilirsiniz.
Vpn'le açabilirsiniz. Vpn yoksa;
www.datatech.icu
Buraya linki girip açabilirsiniz.
- makbur
(25.02.25 15:17:00)
[]

Dosyanızın son işlem günüdür diye mesaj gelmiş
Sn. Davalı tarafımıza intikal eden dosyanızın son işlem günüdür. Mağduriyet yaşamamak için arayınız.
E-devlete girip dava dosyası sorgulamaya baktım, adınıza açılmış kayıt yok yazıyor.
Sanırım oltalama? Kontrol etmem başka bir yet var mı, uyap falan görüyordum da ne olduğu hakkında hiçbir bilgim yok. Kontrol etmek gerekir mi oraları da?
Teşekkürler.
E-devlete girip dava dosyası sorgulamaya baktım, adınıza açılmış kayıt yok yazıyor.
Sanırım oltalama? Kontrol etmem başka bir yet var mı, uyap falan görüyordum da ne olduğu hakkında hiçbir bilgim yok. Kontrol etmek gerekir mi oraları da?
Teşekkürler.

Oltalama engelleyin
- nuisance2
(13.02.25 11:56:51)

Davan varsa mesaj sadece UYAP üzerinden gelebilir. Gönderici UYAP ise orada da mahkeme dosya no bilgisi yazar.
- dedeminhirkasi
(13.02.25 12:01:28)

Sanirim mi?
- narod
(13.02.25 16:15:25)
[]

e posta atma adabı
Esenlikler,
üniversite öğrencisiyim, hocalara e posta atarken şöyle atıyorum genelde.
"""
Hocam merhaba ben ahmet mehmet x bölümü öğrencisiyim, danışman hocam siz olduğundan size yazıyorum.
...derdim...
Teşekkür ederim.
"""
Gördüğüm kadarıyla e postaların sonuna ad yazılıyor.
Şimdi ben başta adımı yazıyorum. Yine en sona adımı yazmam gerekir mi? En başta kendimi tanıttım zaten, saçma olur diye tekrar yazmıyorum.
Böyle olur mu? Yoksa her ne olursa olsun en aşağı da yazmak gerekir mi? Yoksa en başa isim yazmayıp sona mı yazmak gerekir? Veya başka bir şey??
Teşekkürler!!
üniversite öğrencisiyim, hocalara e posta atarken şöyle atıyorum genelde.
"""
Hocam merhaba ben ahmet mehmet x bölümü öğrencisiyim, danışman hocam siz olduğundan size yazıyorum.
...derdim...
Teşekkür ederim.
"""
Gördüğüm kadarıyla e postaların sonuna ad yazılıyor.
Şimdi ben başta adımı yazıyorum. Yine en sona adımı yazmam gerekir mi? En başta kendimi tanıttım zaten, saçma olur diye tekrar yazmıyorum.
Böyle olur mu? Yoksa her ne olursa olsun en aşağı da yazmak gerekir mi? Yoksa en başa isim yazmayıp sona mı yazmak gerekir? Veya başka bir şey??
Teşekkürler!!

en başta kendini tanıtmana gerek yok, mail isim soyisim olduktan sonra sonuna imza olarak isim soyisim eklemek daha mantıklı olacaktır buna kendini alıştırırsan ilerde çok rahat edersin.
- dirildimde geldim
(10.02.25 18:37:36)

<ad> hocam merhaba,
<dert> + tesekkur ederim.
saygilar,
<ad soyad>
<ogrenci no>
<dert> + tesekkur ederim.
saygilar,
<ad soyad>
<ogrenci no>
- arakaali
(10.02.25 18:40:10)

Her seferinde danışmanım olduğunuz için size yazıyorum demenize gerek yok, eğer böyle yapıyorsanız.
Metin içerisinde, ana problemi anlamayı engelleyen her ifadeyi çıkarmakta fayda var. Gerekli bilgileri de mail sonunda toplamak daha faydalı.
Örneğin;
Hocam Merhaba,
Ders kayıtlanmasıyla ilgili olarak size ulaşıyorum. 10 Şubat 2025 kayıtlanma için son tarih olarak belirtilmiş. Sistemde danışman onayı beklendiği ve bu sebeple kayıtlanmanın tamamlanmadığı görülüyor, size de iletmek istedim.
Saygılarımla
Öğrenci Adı: Abcd efgh
Öğrenci No: 8373636377374
Kayıtlanma başvuru tarihi: 05.02.2025
Metin içerisinde, ana problemi anlamayı engelleyen her ifadeyi çıkarmakta fayda var. Gerekli bilgileri de mail sonunda toplamak daha faydalı.
Örneğin;
Hocam Merhaba,
Ders kayıtlanmasıyla ilgili olarak size ulaşıyorum. 10 Şubat 2025 kayıtlanma için son tarih olarak belirtilmiş. Sistemde danışman onayı beklendiği ve bu sebeple kayıtlanmanın tamamlanmadığı görülüyor, size de iletmek istedim.
Saygılarımla
Öğrenci Adı: Abcd efgh
Öğrenci No: 8373636377374
Kayıtlanma başvuru tarihi: 05.02.2025
- akhenaten
(10.02.25 18:45:37)

normal şartlarda maili atan kişi olarak da ismin görünüyordur. (zaten okul mailini kullan veya kişisel adsoyad@bilmemne.com ise bile ad-soyad çıkar) (ve lütfen crazy_substituent@hotmail.com'dan mail atma ahah)
Mail sonunda ismin + numaran yeterli. Mail içeriğinde böyle açıklama yapmanın bir sebebi olabilir, 800 öğrencisi olan hukuk vb. bölümde okuyorsan hocayla asla tanışmadıysan falan o zaman bir açıklama iyi olur herhalde. Diğer türlü biraz gereksiz.
Ayrıca kimi öğretim üyesi maillerine düzgün bakarken kimi (özellikle devlettekiler) pek bakmaz. Onlara ne kadar kısa-öz (gereksiz bilgi yok ve aptala anlatır gibi) yazarsan o kadar iyi.
Mail sonunda ismin + numaran yeterli. Mail içeriğinde böyle açıklama yapmanın bir sebebi olabilir, 800 öğrencisi olan hukuk vb. bölümde okuyorsan hocayla asla tanışmadıysan falan o zaman bir açıklama iyi olur herhalde. Diğer türlü biraz gereksiz.
Ayrıca kimi öğretim üyesi maillerine düzgün bakarken kimi (özellikle devlettekiler) pek bakmaz. Onlara ne kadar kısa-öz (gereksiz bilgi yok ve aptala anlatır gibi) yazarsan o kadar iyi.
- nhk ni youkosu
(10.02.25 20:28:58 ~ 20:29:26)

X hocam Merhaba,
ben xxx bölümünden öğrenciniz substituent (hoca sizi bizzat tanıyorsa bu tanıtım cümlesi gereksiz olabilir. ama tanımıyorsa bu şekidle kısa bir tanıtıcı cümle iyi olabilir.)
<buraya maruzatınızı yazın>
saygılarımla
ahmet mümtaz taylan...
"teşekkürler" yerine "saygılarımla" ile bitirmeniz daha uygun olur.
ben xxx bölümünden öğrenciniz substituent (hoca sizi bizzat tanıyorsa bu tanıtım cümlesi gereksiz olabilir. ama tanımıyorsa bu şekidle kısa bir tanıtıcı cümle iyi olabilir.)
<buraya maruzatınızı yazın>
saygılarımla
ahmet mümtaz taylan...
"teşekkürler" yerine "saygılarımla" ile bitirmeniz daha uygun olur.
- exlibris
(10.02.25 20:33:59 ~ 20:35:20)

Gerekli cevaplar verilmiş ama ben özel olarak tebrik etmek istedim bunun kaygısını taşıdığın için.
Çok öğrenci gördüm hocasına mail atarken arkadaşına whatsapptan yazar gibi hitap kullanan. Şöyle yazan vardı;
Slm benim kğdımı okdnz mu???? Ne zmn açklanr?
Çok öğrenci gördüm hocasına mail atarken arkadaşına whatsapptan yazar gibi hitap kullanan. Şöyle yazan vardı;
Slm benim kğdımı okdnz mu???? Ne zmn açklanr?
- Gradient_tabanlı_mor
(10.02.25 21:33:09)
[]

Evren 3 boyutlu geometride mi yoksa biz mi öyle algılıyoruz?
Zaman boyutunu bir kenara bırakalım.
Anlayamadığım şey şu; evrendeki her şey 3 boyutluda, o yüzden mi en fazla 3 boyutlu görebiliyoruz/düşünebiliyoruz?
Yoksa, evrim 3 boyutlu görmeye göre evrimleştiği için evrenin 3 boyutlu mu algılıyoruz?
Yani kullandığımız bir kalemin 4. boyutta uzantısı var da fark edemiyor muyuz? Yoksa kesinkes, o kalemin 3 boyutlu geometride olduğunu söyleyebilir miyiz?
Son olarak, 3d’nin bir özelliği var mı? Mesela neden 4d değil, neden 17d, 43d değil, veya 2d(!) değil de 3d? 3’ü, diğer boyutlardan ayıran ne var?
Not: felsefe sorusu değildir. ChatGPT’ye sordum, sorunun sorma stiline göre cevap değiştiriyor gibi geldi. “evren 3d değil mi” diye sorunca evet 3d, “evren 3d değil di mi” deyince evet değil tarzı.. İnternette araştırmayı denedim ama soru uzadıkça sonuçlar sapıtıyor.
Anlayamadığım şey şu; evrendeki her şey 3 boyutluda, o yüzden mi en fazla 3 boyutlu görebiliyoruz/düşünebiliyoruz?
Yoksa, evrim 3 boyutlu görmeye göre evrimleştiği için evrenin 3 boyutlu mu algılıyoruz?
Yani kullandığımız bir kalemin 4. boyutta uzantısı var da fark edemiyor muyuz? Yoksa kesinkes, o kalemin 3 boyutlu geometride olduğunu söyleyebilir miyiz?
Son olarak, 3d’nin bir özelliği var mı? Mesela neden 4d değil, neden 17d, 43d değil, veya 2d(!) değil de 3d? 3’ü, diğer boyutlardan ayıran ne var?
Not: felsefe sorusu değildir. ChatGPT’ye sordum, sorunun sorma stiline göre cevap değiştiriyor gibi geldi. “evren 3d değil mi” diye sorunca evet 3d, “evren 3d değil di mi” deyince evet değil tarzı.. İnternette araştırmayı denedim ama soru uzadıkça sonuçlar sapıtıyor.

En başta zaman boyutu dedin ama kenara bıraktın. Sonra da "en fazla 3 boyutlu mu" diyorsun, hiç mantıklı değil. Öyle olsa zaman boyutunu yaşayamazdık, algılayamazdık mesela.
- muhayyer divan
(10.12.24 01:08:39)

neden 3 uzay boyutu var sorusunun cevabini bilmiyoruz. bunun net cevabi yok. daha gecen hafta reddit'teki tartismaya da katilmistim.
evren 3 boyutlu gozukuyor. aniden yok olup geri gelen cisimler olsaydi dorduncu boyut diyebilirdik ama su anda bunu dusunduren bir sey yok. madde 3 boyutta acilimlaniyor. neden bilmiyoruz cok guzel bir soru.
matematikte istersen sonsuz boyut yazarsin ama neden gerceklik 3 boyutlu bilmiyoruz. sicim teorisi gibi konular hala kurgu asamasinda. matematik tutsun diye 11 boyuta cikmalari gerekiyor. ama biz 3 tane algiladigimiz icin geri kalan 7-8 boyut atomalti seviyede curl ediyor diyorlar. bana sorarsan sacmalik. kotu matematik yani. zaten 40 yildir bir arpa boyu yol gidemediler.
evren 3 boyutlu gozukuyor. aniden yok olup geri gelen cisimler olsaydi dorduncu boyut diyebilirdik ama su anda bunu dusunduren bir sey yok. madde 3 boyutta acilimlaniyor. neden bilmiyoruz cok guzel bir soru.
matematikte istersen sonsuz boyut yazarsin ama neden gerceklik 3 boyutlu bilmiyoruz. sicim teorisi gibi konular hala kurgu asamasinda. matematik tutsun diye 11 boyuta cikmalari gerekiyor. ama biz 3 tane algiladigimiz icin geri kalan 7-8 boyut atomalti seviyede curl ediyor diyorlar. bana sorarsan sacmalik. kotu matematik yani. zaten 40 yildir bir arpa boyu yol gidemediler.
- antikadimag
(10.12.24 03:12:49)

İnsanın algıları sınırlı. Varlığını kesin bildiğimiz şeyler var, var olduğunu tahmin ettiğimiz ve bilmediğimiZ şeyler var ve varsa da asla algılayamayacağımız numenal şeyler var tamamen aşkınsal. Zihnimiz maalesef sınırlı başka boyutlar varsa da algılayamayız. Bu bence zihninizin sınırları ile alakalı
- olaylar olaylar
(10.12.24 04:03:58)

4 boyutlu olduğunu kavrayabiliyoruz, x-y-z-t. t zaman. Algılarımız ancak bu kadarına yetiyor. Yani şimdilik 4 boyutlu.
- alfired
(10.12.24 10:35:45)

banach +1
mühendislik dalları gibi düşünebilirsiniz. hiç bir dal %100 çözüme ulaşmıyor ama ulaştığımız yüzdeler bizi tatmin ediyor ve on hatta yüzyıllarca tasarımlarımızla işlerimizi görüyoruz. yani onun öyle olduğundan çok biz onu öyle tanımlıyoruz(algılıyoruz). yani insana indirgenmiş hali bu. her şey için tabi.
mühendislik dalları gibi düşünebilirsiniz. hiç bir dal %100 çözüme ulaşmıyor ama ulaştığımız yüzdeler bizi tatmin ediyor ve on hatta yüzyıllarca tasarımlarımızla işlerimizi görüyoruz. yani onun öyle olduğundan çok biz onu öyle tanımlıyoruz(algılıyoruz). yani insana indirgenmiş hali bu. her şey için tabi.
- tukenmez adam
(10.12.24 13:23:45)
[]

İngilizce geliştirmek için okuma kitabı önerisi
Merhabalar, ne önerirdiniz? Harry Potter’a başlamıştım, ama hiç ilgimi çekmedi. Ama gayet anlaşılabilirdi benim için. Dostoyevski’nin kitaplarını denedim, biraz ağır geldi bana.
Klasik kitapları tercih ediyorum. Şöyle dili biraz hafif kitap önerileriniz var mıdır?
Klasik kitapları tercih ediyorum. Şöyle dili biraz hafif kitap önerileriniz var mıdır?

Ogrenmeye yonelik olan kitaplar bana daha makul geliyor. Oxford bookworms serisi var, dil kullanimi baya güzel. Fiyatları genelde yüksek, ama malum yollardan da edinilebiliyor.
- mbond
(11.11.24 21:56:33)

edebiyat kitaplari agir derecede metafor, kelime oyunu, kapali iletisim, karisik olay örgüsü vs icerir. ingiliz edebiyati falan okumuyorsan ya da ingilizcenin dibini siyirma amacin yoksa dil ögrenmek icin dogru bir yöntem degil bana göre.
ya teenage alacakaranlik gibi romanlar okuyacaksin. ki bunlar cok iyidir cünkü dialoglar yüzeysel, hep anakarakterin gözünden gördügün icin cümleleri "ben" olarak cekimlemek vs hep avantaj.
ya da non-fiction okuyacaksin. dili agir olmayan ve benim okuduklarim arasindan örneker
factfulness
atomic habits
psychology of money
successful aging
authentic happiness
the undercover economist
The Invisible Hook: The Hidden Economics of Pirates
wolf of wall street
trump'in art of the deal( harika bir kitap, trump'i tanimak icin de iyi)
My Life in Advertising and Scientific Advertising
ya teenage alacakaranlik gibi romanlar okuyacaksin. ki bunlar cok iyidir cünkü dialoglar yüzeysel, hep anakarakterin gözünden gördügün icin cümleleri "ben" olarak cekimlemek vs hep avantaj.
ya da non-fiction okuyacaksin. dili agir olmayan ve benim okuduklarim arasindan örneker
factfulness
atomic habits
psychology of money
successful aging
authentic happiness
the undercover economist
The Invisible Hook: The Hidden Economics of Pirates
wolf of wall street
trump'in art of the deal( harika bir kitap, trump'i tanimak icin de iyi)
My Life in Advertising and Scientific Advertising
- robert bosch
(11.11.24 22:05:51 ~ 23:11:14)

İngilizce geliştirmek için Rus klasiği okuma çabanıza şapka çıkarıyorum :)
Klasikleri hiç önermem. Young adult denen türden, ağır olmayan, keyifli kitaplar ya da tatil kitabı dediğimiz çıtır çerez kitaplar daha iyi gider. Fantastik ilginiz varsa çok güzel fantastik young adult seriler var.
Bu cevap burada dursun, yarın hem kurgu hem kurgu dışı kitaplar önermek için ek yapacağım.
Klasikleri hiç önermem. Young adult denen türden, ağır olmayan, keyifli kitaplar ya da tatil kitabı dediğimiz çıtır çerez kitaplar daha iyi gider. Fantastik ilginiz varsa çok güzel fantastik young adult seriler var.
Bu cevap burada dursun, yarın hem kurgu hem kurgu dışı kitaplar önermek için ek yapacağım.
- kobuzchu kiz
(11.11.24 23:39:34)

@kobuzcu kiz +1
Çeviri kitap okumanız çok anlamsız olur, klasikler için de katılıyorum. Yaşı babaannenizden büyük kitapları boşverin, edebiyat bölümü öğrencilerinin akademik ilgiyle inceledikleri kitaplar artık bunlar. Artık var olmayan bir dünyada geçiyorlar.
Eğer Harry Potter'ı anlıyorsanız birçok kitabı da anlayabilirsiniz. Sadece amerikan yazarların ergenlere yönelik yazdıkları aşırı derecede slang içeren kitapları zorlayabilir.
Bence goodreads'i indirip oradaki popüler listeleri inceleyin. İlla ki istediğiniz tarzda bir şeyler bulursunuz. Güzel listeler var.
Çeviri kitap okumanız çok anlamsız olur, klasikler için de katılıyorum. Yaşı babaannenizden büyük kitapları boşverin, edebiyat bölümü öğrencilerinin akademik ilgiyle inceledikleri kitaplar artık bunlar. Artık var olmayan bir dünyada geçiyorlar.
Eğer Harry Potter'ı anlıyorsanız birçok kitabı da anlayabilirsiniz. Sadece amerikan yazarların ergenlere yönelik yazdıkları aşırı derecede slang içeren kitapları zorlayabilir.
Bence goodreads'i indirip oradaki popüler listeleri inceleyin. İlla ki istediğiniz tarzda bir şeyler bulursunuz. Güzel listeler var.
- akhenaten
(12.11.24 00:11:20 ~ 00:12:54)

Yerinizde olsam The Atlantic, New Yorker, Newsweek vb. gibi dergilerle başlardım. Okuması daha pratik olur. Özellikle New Yorker ilgi çekici konularda bir sürü makale içeriyor.
- salihdt
(12.11.24 05:19:22)

Harry potterda bir suru karsiligi olmayan terimler var bunlari sallamadan okudunuz heralde
Ben biyografi okuyorum hem normal ingilizce oluyor hemde gercek hayat olunca okumasi pek keyifli
Ben biyografi okuyorum hem normal ingilizce oluyor hemde gercek hayat olunca okumasi pek keyifli
- Zetnikov
(12.11.24 07:15:01)

Şu listelerden ilginizi çeken şeyler bulursunuz bence:
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
- kobuzchu kiz
(12.11.24 13:50:05)

Project Gutenberg'de telif hakkı geçmiş eserlere bedava ulaşabilirsiniz. Mesela Sherlock Holmes hikayeleri ilginizi çekebilir. Hem de para harcamaya gerek olmadan çeşitli kitapları deneyebilirsiniz.
www.gutenberg.org
www.gutenberg.org
- peki madem
(12.11.24 14:44:58)
[]

“to be gay” ne demek?
imgur.com
Selamlar, görseldeki işaretli cümle ne anlama geliyor? Günümüzde gay, cinsel yönelimle alakalı ama geçmişte değil miydi de kitaplarda çok geçiyor?
be gay ifadesini, İngilizcemi geliştirmek adına okuduğum çoğu kitapta görüyorum. Şu an dostoyevski’nin beyaz geceleri okuyum, çok fazla geçiyor.
Tam olarak ne demek gerçekten bu?
Teşekkürler!
Selamlar, görseldeki işaretli cümle ne anlama geliyor? Günümüzde gay, cinsel yönelimle alakalı ama geçmişte değil miydi de kitaplarda çok geçiyor?
be gay ifadesini, İngilizcemi geliştirmek adına okuduğum çoğu kitapta görüyorum. Şu an dostoyevski’nin beyaz geceleri okuyum, çok fazla geçiyor.
Tam olarak ne demek gerçekten bu?
Teşekkürler!

gay'in kelime anlamı "neşeli."
mesela queer(garip/tuhaf) de 1960'larda falan hakaret olarak kullanılan bir kelime sonradan lgbt komünitesi sahiplenip kullanmış.
mesela queer(garip/tuhaf) de 1960'larda falan hakaret olarak kullanılan bir kelime sonradan lgbt komünitesi sahiplenip kullanmış.
- nhk ni youkosu
(26.10.24 15:00:29)

Mutlu tarzi bi anlami var
- Zetnikov
(27.10.24 05:05:02)
[]

Erdoğan’ın akkuyu nükleer enerji ısrarı sebebi
Akkuyu nükleer enerji santralinden gelen elektrik normal elektrikten daha pahalı olacakken, tamamı Ruslara ait olacakken, Türkiye’deki teknolojiye katkısı neredeyse olmayacakken (her şey Ruslar tarafından yapılıyor sonuçta) Erdoğan’ın bu projeyi ısrarla yapmak istemesinin nedeni nedir?
Edit: amacım nükleer enerji karşıtlığı kesinlikle değildir. Hatta kar zarar yaptığımızda nükleer enerjinin, güneş enerjisinden bile daha temiz olduğunu düşünüyorum. Sonuçta güneş panelini üretirken doğayı kirleteceksin, taşırken de. Bakım masrafları derken karşılığında aldığımız enerji çok az. Nükleer de ise verdiğimiz emeğe karşılık muazzam bir getirisi oluyor.
Benim anlamadığım, akkuyunun Türkiye’ye hiçbir katkısı yokken, Erdoğan nedenimizin veriyor? Bakın, oradan üretilecek enerjiyi bile normalden daha pahalı alacağız. En azından bu daha düşük olsaydı kesinlikle mantıklı derdim. Yani, ihaleyi bize enerjiyi normalden daha pahalı satacak olan Ruslar yerine niye daha mantıklı birine verilmedi
Edit: amacım nükleer enerji karşıtlığı kesinlikle değildir. Hatta kar zarar yaptığımızda nükleer enerjinin, güneş enerjisinden bile daha temiz olduğunu düşünüyorum. Sonuçta güneş panelini üretirken doğayı kirleteceksin, taşırken de. Bakım masrafları derken karşılığında aldığımız enerji çok az. Nükleer de ise verdiğimiz emeğe karşılık muazzam bir getirisi oluyor.
Benim anlamadığım, akkuyunun Türkiye’ye hiçbir katkısı yokken, Erdoğan nedenimizin veriyor? Bakın, oradan üretilecek enerjiyi bile normalden daha pahalı alacağız. En azından bu daha düşük olsaydı kesinlikle mantıklı derdim. Yani, ihaleyi bize enerjiyi normalden daha pahalı satacak olan Ruslar yerine niye daha mantıklı birine verilmedi

Orada kalmaz bu iş. Uç beyi gibi bir şey. Doğru yapılıyor.
- gabe h coud
(24.10.24 19:21:10)

Ben kendi adıma nükleer enerjiye karşı değilim nükleer enerji yoktan enerji varetmenin bir tık altı, üstelik olabilecek en temiz enerji üretim sistemi, bunun dışında inşaatını Rosatom şirketi yapacak, bu alandaki en büyük firma bu sanırım farklı ülkelerde yaptıkları nükleer santralleri var, bu sayede kendi teknolojileriyle Türkiye'de bir nükleer santral yapılacak, ayrıca sadece kendi ülkelerinde kullanılan vver-1200 kodlu reaktörü Rusya dışında ilk kez Türkiye'de kullanacaklar, olası bir sorunda izlenecek prosedürler olası müdahaleler ve çözüm süreçleri de yine kendi yükümlülüklerinde olacak, sırf bu proje için buradan Rusya'ya gönderilip üniversitelerde eğitim aldırılan yüzlerce insan var, bu gelecek için bence önemli bir yatırım, santral Rusların olsa bile dolaylı olarak ülkeye olan katkısı muazzam, ben o nedenle normalde desteklerim bu projeyi ama bir işin içinde RTE ve Ruslar olunca insan yine de ikircikleniyor bilemiyorum kafam çok karışık.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.10.24 19:33:26)

Gunumuzde 80 milyonluk bir ulkenin nukleer enerjisiz devam ediyor olmaya calismasi sacmalik cunku.Bizden cok daha dusuk nufuslu ulkelerde bile birden cok nukleer santral var.
aslinda canakkale koprusu gibi gereksiz harcamalar yerine oncelikle nukleerin arada cikartilmasi daha dogru olurdu ama demekki orada rant daha az.
aslinda canakkale koprusu gibi gereksiz harcamalar yerine oncelikle nukleerin arada cikartilmasi daha dogru olurdu ama demekki orada rant daha az.
- cooperr
(24.10.24 19:58:06)

Türkiye'de elektriğin %21 i doğal gazdan üretiliyor.
- Mirket
(24.10.24 20:07:59)

bana da tuhaf geliyor. akkuyu Rusya için daha faydalı, adamların akdeniz'de yeri oldu resmen akkuyu sayesinde, herşeyini kendileri yapıyorlar her ne kadar türk öğrenciler vs Rusya'ya gönderilse de, teknoloji onların. bi sıkıntı çıksa ayvayı yedik:-/
Hele yeni yapılacak olan Sinop ve Trakya santrallerinde de Rusya ile görüşmesine hiççç anlam veremiyorum, bari onları başlarına ver de Rusya ya tam bağımlı olma
Hele yeni yapılacak olan Sinop ve Trakya santrallerinde de Rusya ile görüşmesine hiççç anlam veremiyorum, bari onları başlarına ver de Rusya ya tam bağımlı olma
- euteamo
(24.10.24 21:05:18)

Ben de anlamlandıramıyorum maalesef. Ucuz değil, yine kasadan döviz çıkacak. Doğalgazda olduğu gibi yine göbekten rusyaya bağlıyız.
Sırf nükleer olmasının hiçbir mantığı yok. Üstelik deprem ülkesiyiz ve ortadoğunun göbeğindeyiz.
Sırf nükleer olmasının hiçbir mantığı yok. Üstelik deprem ülkesiyiz ve ortadoğunun göbeğindeyiz.
- robin one persie
(24.10.24 23:29:15)

Türkiye'ye atılan gelmiş geçmiş en büyük kaziklarda başa oynar
Hiçbir şekilde öğrenci vs olmadı. Rusya'ya gidenler geri geldi, 500 dolar para vereceklerdi nükleer uzmanlık yapacak öğrencilere şaka gibi
Tabii kabul eden olmadı
Çok az sayıda ısrar sonucu kalanlara da düğme açma kapamayi gosterdiler
Onlar da tesis de olmayacak
Tesis onların
Toprak onların
Hava savunma sistemi vs
En kazik fiyattan elektrik
Yan ürünler onların
Hiçbir şekilde teknoloji paylaşımı yok
Yerli firmaların soğutma sistemlerine ait borulama çalışmaları hariç sıfır katkı
Aynı reaktörü Bangladeş parasiyla aldı
Atla deve değil, max 7 milyar dolara kendimiz yapardik.
Yapamazdık diyen varsa buyursun tartisalim
Hiçbir şekilde öğrenci vs olmadı. Rusya'ya gidenler geri geldi, 500 dolar para vereceklerdi nükleer uzmanlık yapacak öğrencilere şaka gibi
Tabii kabul eden olmadı
Çok az sayıda ısrar sonucu kalanlara da düğme açma kapamayi gosterdiler
Onlar da tesis de olmayacak
Tesis onların
Toprak onların
Hava savunma sistemi vs
En kazik fiyattan elektrik
Yan ürünler onların
Hiçbir şekilde teknoloji paylaşımı yok
Yerli firmaların soğutma sistemlerine ait borulama çalışmaları hariç sıfır katkı
Aynı reaktörü Bangladeş parasiyla aldı
Atla deve değil, max 7 milyar dolara kendimiz yapardik.
Yapamazdık diyen varsa buyursun tartisalim
- topkapiaksaray
(25.10.24 06:02:13)

Herkes yazmış ama soruya cevap veren yok:) bu süreç suriye'de rus uçağının düşürülmesiyle başladı. Türkiye uçağı düşündükten sonra aslında "biz ne b*k yedik?" diyerek birçok alanda rusya'ya kapitülasyon vermeye başladı. Nükleer santral anlaşmaları da bu süreçte yapıldı. Sözleşmeler yapıldı, inşaat başladı. Rusya'nın kârlı çıkacağı belliydi ama dediğim gibi, suriye savaşı'nın diyeti. Artık vazgeçilir mi? Atı alan Üsküdar'ı geçti. Ayrıca son süreçte s-400 ve f-35 meselesi nedeniyle rusya ile gerginlikler oldu. Suriye'deki durum ve israil meselesinde abd'nin tutumu da rusya ve Türkiye arasında gerginlik yarattı. Neden? Türkiye nato ülkesi ve abd müttefiki. İsrail (ve onun destekçisi abd ve körfez emirlikleri) ile de aslında müttefik uluslararası düzeyde. Diğer tarafta ise İran, Suriye, Lübnan, Çin, Rusya cephesi var. Türkiye bu cepheye de karşıt ortadoğu politikası nedeniyle. Ama Rusya ile de açıktan gerilim yaşamak istemiyor çünkü akp iktidarı başından beri uluslararası alanda aslında bir denge politikası tutturmaya çalıştı. Tabi bu denge nabza göre şerbet, çıkarına göre taraf tutma dengesi. Yarın yine abd ile uzaklaşılır ve rusya ile yakınlaşmak zorunda kalınır diye rusya ile minimum sorun yaşansın isteniyor. Santraller de rusya ile az sorunlu ilişkinin bedeli ve ileride rusya'ya tekrar yanaşmak için açılan bir kredi. Tabi çok pahalıdan alınan bu enerjiden iktodardan kimin ne kadar pay alacağı meselesi de ekstra bir etken olabilir. Yoksa temiz enerji, yüksek verim falan devletin derdi değil, rusya'nın derdi de değil. Deniz suyu sıcaklığı artışı ve çevre raporlarında tahrifat haberleri çıkmıştı ki senelerce şirketlere peşkeş için nehirleri yok edip madenlere olumsuz çed raporlarına rağmen jandarma zoruyla talan yolu alanlardan doğa hassasiyeti beklemek saçmalık olur.
- prole
(25.10.24 08:46:53)

Muhtemelen S-400'lerin alımı ile aynı sebepten. Duygusal.
- parka
(25.10.24 10:42:31)
[]

Güzel pilav nasıl yapılabilir?
Selamlar, ilk defa yurda çıktım, için yemek yapma becerilerim -0.5
Pirinç pilavı deniyorum, yenilebilecek kıvamda oluyor ama hep bi lapalık tadı.
Su berraklaşana kadar yıkıyorum.
Su ölçüsü tam olarak nasıl olacak şimdi? Herkes farklı bir şey diyor. Tam bir ölçüsü var mı? İkeanın o büyük bardağının yarısı + tam o bardağın ölçüsünde su, uygun mu? Su çok mu olur az mı?
Diğer problem, ne kadar kavrulacak? Yağı terayağı koyup kavuruyorum, ne kadar kavrulması gerek? Çok tutunca dibi tutuyor, az tutunca da lapa oluyor sanki. Sorun burda bence.
Son olarak, kısık ateş nasıl oluyor? İndüksiyon Ocak var, 220 derece, bir Ocak gözünün 6 ayarı var. Kısık ateş bu durumda nasıl oluyor? Kimi zaman 120 derece, kimi zaman 80’e alıyorum ama tutturamadım sanki bi.
Son son olarak, şu pirinç imgur.com
Klasik Türk usülü pirinç pilavı için uygun mu? Yurt dışındayım, seçenekler biraz çok ben de en çok tercih edileni aldım en normali odur diye.
Teşekkürler!
Pirinç pilavı deniyorum, yenilebilecek kıvamda oluyor ama hep bi lapalık tadı.
Su berraklaşana kadar yıkıyorum.
Su ölçüsü tam olarak nasıl olacak şimdi? Herkes farklı bir şey diyor. Tam bir ölçüsü var mı? İkeanın o büyük bardağının yarısı + tam o bardağın ölçüsünde su, uygun mu? Su çok mu olur az mı?
Diğer problem, ne kadar kavrulacak? Yağı terayağı koyup kavuruyorum, ne kadar kavrulması gerek? Çok tutunca dibi tutuyor, az tutunca da lapa oluyor sanki. Sorun burda bence.
Son olarak, kısık ateş nasıl oluyor? İndüksiyon Ocak var, 220 derece, bir Ocak gözünün 6 ayarı var. Kısık ateş bu durumda nasıl oluyor? Kimi zaman 120 derece, kimi zaman 80’e alıyorum ama tutturamadım sanki bi.
Son son olarak, şu pirinç imgur.com
Klasik Türk usülü pirinç pilavı için uygun mu? Yurt dışındayım, seçenekler biraz çok ben de en çok tercih edileni aldım en normali odur diye.
Teşekkürler!

Hocam youtube'a how to cook parboiled rice yazıp tariflere bak, bizim gibi suyunu çektirerek değil de doğrudan kaynatıp fazla suyu süzerek yapıyorlar
Pirinçlerin tipi zaten bizim osmancık ya da baldo gibi tombik taneler değil de basmati gibi uzun pirinç taneleri
Sonucunda yiyecek güzel bir şey ortaya çıkar ama tam anne tipi pirinç pilavı bekleme
youtu.be
Bak burada neden türk tipi pirinç kullandığını anlatıyor yabancılara, çünkü uzun tip pirinçler çabuk pişer diyor, seninki de o yüzden lapa oluyor
Pirinçlerin tipi zaten bizim osmancık ya da baldo gibi tombik taneler değil de basmati gibi uzun pirinç taneleri
Sonucunda yiyecek güzel bir şey ortaya çıkar ama tam anne tipi pirinç pilavı bekleme
youtu.be
Bak burada neden türk tipi pirinç kullandığını anlatıyor yabancılara, çünkü uzun tip pirinçler çabuk pişer diyor, seninki de o yüzden lapa oluyor
- grimavi
(05.10.24 16:17:06 ~ 16:36:51)

Benim yöntemim şu,
Pirinci her zaman Gönen bölgesinden çıkan baldo pirinçten alıyorum, her seferinde tutturduğum tek pirinç çeşidi.
Kullanacağım kadar pirinci bir kaba alıp kaynar su döküyorum üzerine, su soğuyana dek bir kenarda bekletiyorum.
Su soğuduktan sonra bir süzgeçte soğuk sudan geçiriyorum.
Kavururken tereyağı kullanıyorum, yağ yanmasın diye sprey şişeli zeytinyağından bir iki fıs sıkıyorum tencereye.
Pirinçler saydamlaşmaya başlayana dek, biraz tuz da ekleyerek kavuruyorum.
Kesinlikle bulyon kullanmıyorum, hem sağlığa çok zararlı hem pirincin lezzetini domine ediyor. Elinizin altında varsa sıcak tavuk suyu kullanabilirsiniz, ya da düz kaynar su da kullanabilirsiniz.
Ölçü konusuna gelince..Ben pirinçleri evvelinde sıcak suda bekletmeden yaptığımda 1 bardak pirince 1.5 bardak su koyuyordum, ama artık suda beklettiğim için pirinçler o süreçte biraz şişiyor dolayısıyla 1 bardak pirince 1 bardak su koyuyorum.
Kısık ateş için de ocağın en küçük gözünü, kısabildiğim kadar kısıyorum. Su tamamen çekene dek bekleyip, çekince de kağıt havlu ya da temiz bir bezle demliyorum. Demleme süresince kapağını hiç açmıyorum. Yaklaşık 15 dakika dinlendiriyorum, servis etmeden önce de bir tur karıştırıp bir 10 dakika daha dinlenmeye bırakıyorum.
Her defasında tane tane, güzel oluyor. Bir deneyin fırsatınız olursa.
Pirinci her zaman Gönen bölgesinden çıkan baldo pirinçten alıyorum, her seferinde tutturduğum tek pirinç çeşidi.
Kullanacağım kadar pirinci bir kaba alıp kaynar su döküyorum üzerine, su soğuyana dek bir kenarda bekletiyorum.
Su soğuduktan sonra bir süzgeçte soğuk sudan geçiriyorum.
Kavururken tereyağı kullanıyorum, yağ yanmasın diye sprey şişeli zeytinyağından bir iki fıs sıkıyorum tencereye.
Pirinçler saydamlaşmaya başlayana dek, biraz tuz da ekleyerek kavuruyorum.
Kesinlikle bulyon kullanmıyorum, hem sağlığa çok zararlı hem pirincin lezzetini domine ediyor. Elinizin altında varsa sıcak tavuk suyu kullanabilirsiniz, ya da düz kaynar su da kullanabilirsiniz.
Ölçü konusuna gelince..Ben pirinçleri evvelinde sıcak suda bekletmeden yaptığımda 1 bardak pirince 1.5 bardak su koyuyordum, ama artık suda beklettiğim için pirinçler o süreçte biraz şişiyor dolayısıyla 1 bardak pirince 1 bardak su koyuyorum.
Kısık ateş için de ocağın en küçük gözünü, kısabildiğim kadar kısıyorum. Su tamamen çekene dek bekleyip, çekince de kağıt havlu ya da temiz bir bezle demliyorum. Demleme süresince kapağını hiç açmıyorum. Yaklaşık 15 dakika dinlendiriyorum, servis etmeden önce de bir tur karıştırıp bir 10 dakika daha dinlenmeye bırakıyorum.
Her defasında tane tane, güzel oluyor. Bir deneyin fırsatınız olursa.
- @stubborn inferno
(05.10.24 16:44:31)

bu mevzu damak tadına göre değişiyor. yapış şeklinizden memnun değilseniz, örneğin lapa oluyorsa şehriye ekleyip kendinizi kurtarabilirsiniz. çünkü şehriye çok su çekiyor ve oranı kaçırsanız da iş çözülmüş oluyor. Ama şehriyeli pilav tadı sevmeyebilirsiniz. Örneğin ben sulu olmasını sevmiyor. İyi dinlenmesi hoşuma gidiyor. Bence pişirme yöntemi ve damak tadı değişkenleri ve alt bileşenlerini kontrollü deney ortamında deneyin. Başkasının çok beğendiği bir tarif sizin için uygun olmayabilir.
- sparkle kiddle
(05.10.24 16:50:03)
[]

Yeni aldığım hırkada leke var
Aldıktan sonra fark ettim, ufak bir leke. Yıkarsam çıkar gibi. Ama emin değilim. Etiketi söküp yıkayıp, eğer gitmezse değişim yaparlar mı? Yoksa yıkamadan getirecektin mi derler? Hırka içinde git gel hiç uğraşmak istemiyorum da -_-

etiketi söküp yıkadıktan sonra üstüne sizin bir şey dökmediğinizi nasıl kanıtlayacaksınız? şu anda bile eve gittiniz üstüne giymeden bir şey döktünüz diyebilirler o yüzden etiketi sökmeden götürmeniz lazım.
- matilda
(01.09.24 16:44:18)
[]

yatay geçiş başvurum belge teslim edilmedi diye değerlendirilmemiş
"**** için başvurunuz Talep edilen evraklar dekanlığımıza teslim edilmediği için başvurunuz değerlendirmeye alınmamıştır. gerekçesi ile reddedilmiştir."
denildi başvurum için. Arayıp sordum, belgelerin elden Erzuruma gidip teslim edilmesi gerekiyormuş. Herhalde gözünden kaçmıştır dedi bana konuştuğum kişi.
Ama bakın; birimler.atauni.edu.tr , buradan başvuru&belgeler kısmına gelin.
Siteye girin, sonunda "Belgelerin Öğrenci Bilgi Sistemine yüklenip kaydedilmesi başvurunun değerlendirilmesi için yeterlidir." yazıyor. Siz bu sitede elden teslimle ilgili bir şey görüyor musunuz?
Başvuru şansım da yanmış, yani burada kim haklı? Ben haklıysam, nereye şikayet edebilirim, şikayet etmeli miyim?
Teşekkürler.
denildi başvurum için. Arayıp sordum, belgelerin elden Erzuruma gidip teslim edilmesi gerekiyormuş. Herhalde gözünden kaçmıştır dedi bana konuştuğum kişi.
Ama bakın; birimler.atauni.edu.tr , buradan başvuru&belgeler kısmına gelin.
Siteye girin, sonunda "Belgelerin Öğrenci Bilgi Sistemine yüklenip kaydedilmesi başvurunun değerlendirilmesi için yeterlidir." yazıyor. Siz bu sitede elden teslimle ilgili bir şey görüyor musunuz?
Başvuru şansım da yanmış, yani burada kim haklı? Ben haklıysam, nereye şikayet edebilirim, şikayet etmeli miyim?
Teşekkürler.

evet o sitede öyle bir bilgi yazmıyor. ve ..başvurunun değerlendirilmesi için yeterlidir yazısı da net gayet.
hangi fakültedesiniz fakültenin sitesini de kontrol edin, mesela tıp fakültesi, fakültenin kendi sitesinde böyle bir şey paylaşmış
birimler.atauni.edu.tr
"Müracaat evrakları; Tıp Fakültesi Dekanlık Öğrenci İşleri Bürosuna elden teslim edilecek olup, POSTA VEYA KARGO İLE KABUL EDİLMEYECEKTİR. Aynı müracaat ve evraklar, Merkezi Puan (Ek Madde-1) içinde geçerlidir."
ama fakültenin sitesinde yazsa bile, öğrenci işlerinin sitesinde yazan ""Belgelerin Öğrenci Bilgi Sistemine yüklenip kaydedilmesi başvurunun değerlendirilmesi için yeterlidir." cümlesi tartışmaya açık değil.
cimere yazardım ben olsam detaylı bir şekilde. fakültenizin dekanına da mail atın bu
hangi fakültedesiniz fakültenin sitesini de kontrol edin, mesela tıp fakültesi, fakültenin kendi sitesinde böyle bir şey paylaşmış
birimler.atauni.edu.tr
"Müracaat evrakları; Tıp Fakültesi Dekanlık Öğrenci İşleri Bürosuna elden teslim edilecek olup, POSTA VEYA KARGO İLE KABUL EDİLMEYECEKTİR. Aynı müracaat ve evraklar, Merkezi Puan (Ek Madde-1) içinde geçerlidir."
ama fakültenin sitesinde yazsa bile, öğrenci işlerinin sitesinde yazan ""Belgelerin Öğrenci Bilgi Sistemine yüklenip kaydedilmesi başvurunun değerlendirilmesi için yeterlidir." cümlesi tartışmaya açık değil.
cimere yazardım ben olsam detaylı bir şekilde. fakültenizin dekanına da mail atın bu
- jülsezar
(29.08.24 16:19:26)

Geçmiş olsun, bu internet siteleri boşuna yapılıyor olmalı gerçekten.
Zamanında şöyle bir haber vardı hiç unutmam;
www.hurriyet.com.tr
22 kişi kazandıkları okuldan kayıtlarını sildirip ege üniversitesine geliyorlar yedekten çıkınca. Sonra ege yanlışlıkla aldık, aslında öyle bir kontenjan yokmuş diye çıkarıyor ve sonuçta bir şey yapamayıp ortada kalıyorlar.
Cimere yazın, yazmak yazmamaktan daha iyi. Ancak kendinizi oraya bağlamayın. Hayatınıza devam edin.
Zamanında şöyle bir haber vardı hiç unutmam;
www.hurriyet.com.tr
22 kişi kazandıkları okuldan kayıtlarını sildirip ege üniversitesine geliyorlar yedekten çıkınca. Sonra ege yanlışlıkla aldık, aslında öyle bir kontenjan yokmuş diye çıkarıyor ve sonuçta bir şey yapamayıp ortada kalıyorlar.
Cimere yazın, yazmak yazmamaktan daha iyi. Ancak kendinizi oraya bağlamayın. Hayatınıza devam edin.
- akhenaten
(29.08.24 16:32:08 ~ 16:33:46)

Cimere yazdım, Atatürk Üni diye göremedim iligli kurumu, YüksekÖğretim Kurumu (YÖK)'ü seçtim, herhalde doğrudur?
Cevaplar için teşekkürler, belge teslimine dair bir şey yazmamasını doğrulamanız daha da emin etti beni.
Çok da gitmeyi düşünmüyordum, açıkçası şu saatten sonra çözülse bile gitmem. Öğrenci işlerine ulaşamadım, ulaşınca o kadar ilgisizdiler, beni küçük düşürdüler resmen o çok ağrıma gitti.
Sitenin web arşivini de aldım değiştirirlerse diye.
Cevaplar için teşekkürler, belge teslimine dair bir şey yazmamasını doğrulamanız daha da emin etti beni.
Çok da gitmeyi düşünmüyordum, açıkçası şu saatten sonra çözülse bile gitmem. Öğrenci işlerine ulaşamadım, ulaşınca o kadar ilgisizdiler, beni küçük düşürdüler resmen o çok ağrıma gitti.
Sitenin web arşivini de aldım değiştirirlerse diye.
- substituent
(29.08.24 16:37:50 ~ 16:39:41)

Evet yöke göndermeniz gerek
- akhenaten
(29.08.24 16:39:10)
[]

Bu ilaç raporu hala geçerli midir?
Sağlıklı ve güzel bir gün dilerim.
Her gün düzenli kullandığım bazı ilaçlar var. Aydan aya muayeneye gidiyorum. 1 ay önceki muayenede doktor ilaçları yanlış yazmış sanırım. Günde 2 tane kullanmam gereken ilacı, günde 1 tane olarak yazmış. Haliyle, bu ayki ilacı alamadım, eczanede hala kullanıyorum gözüküyor. Ayrıca bu ilaç raporluydu ama doktor son reçeteleri raporsuz yazmış sanırım ezcane raporsuz dedi bana.
prnt.sc
Enabız daki görüntü bu. Bitiş tarihi yazmıyor. Bu raporun hala geçerli olduğunun kesin kanıtı mıdır? En olmadı aile hekiminden yazdırayım diyorum ilacı.
Teşekkürler.
Her gün düzenli kullandığım bazı ilaçlar var. Aydan aya muayeneye gidiyorum. 1 ay önceki muayenede doktor ilaçları yanlış yazmış sanırım. Günde 2 tane kullanmam gereken ilacı, günde 1 tane olarak yazmış. Haliyle, bu ayki ilacı alamadım, eczanede hala kullanıyorum gözüküyor. Ayrıca bu ilaç raporluydu ama doktor son reçeteleri raporsuz yazmış sanırım ezcane raporsuz dedi bana.
prnt.sc
Enabız daki görüntü bu. Bitiş tarihi yazmıyor. Bu raporun hala geçerli olduğunun kesin kanıtı mıdır? En olmadı aile hekiminden yazdırayım diyorum ilacı.
Teşekkürler.

E devletin arama motoruna ilaç kullanım süreleri yazıp bir de oradan bak. Raporlu ya da raporsuz ilacın bitiş tarihi yazar orada. diye biliyorum. En azından benimkiler öyle.
Ayrıca tüm raporların geçerlilik süresi 30 haziran'a kadar uzatıldı.
Ayrıca doktor raporda yazandan farklı bir ilaç yazmadıysa raporsuz yazdı diye bir şey olmaz.
Ayrıca tüm raporların geçerlilik süresi 30 haziran'a kadar uzatıldı.
Ayrıca doktor raporda yazandan farklı bir ilaç yazmadıysa raporsuz yazdı diye bir şey olmaz.
- Mirket
(18.05.24 15:21:39 ~ 15:25:10)
[]

Gerçekten hayatta boğaziçili olmanın bir artısı var mı?
Öncelikle herkese sağlıklı ve güzel bir gün dilerim.
Boğaziçi makine 2. sınıf öğrencisiyim. Bu zamana kadar başvurduğum staj/burs başvuruları olmuştu. Stajda Amazon da 2-3 pozisyona başvurdum, hepsinden red yedim. Applr store da ne iş barsa başvurdum, geri dönmediler bile. Başka firmalarda staj için başvurmuştum, mesela hasel, yine hiç geri dönüş almadım.
Burs başvuruları da öyle. Hiç çıkmadı.
Math102 dersini geçebilmek için benden ders anlatmam için yalvaran arkadaşım McKinsey de staj yaptı. Sordum nasıl buldun diye, babasının bir tanığı aracılığı ile bulmuş.
Dersleri gram takmayan bir arkadaşım, rn son konuştuğumda 3-4 tane burs mülakatına gidiyordu. Sonuç ne oldu bilmiyorum.
Benim okulda fark ettiğim şey, çoğu kişinin sosyoekonomik düzeyi yüksel ailelerden geldikleri. Okulun Facebook grubunda çok görüyorum mesela, herkesin yeşil pasaportu var resmen.
Bazı konuşmalara şahit oluyorum, millet okula arabayla falan geliyor.
Benim annem de babam da asgari ücretli çalışan. İkisi de ilkokul mezunu. Ne yaptıysam kendim yaptım. Dershane - özel ders gibi şeylerim de olmadı. Evde full kendim çalışarak kazandım. Normalde tıp okumak istiyordum, ama o sıra korona dönemiydi, annem işsiz kalmıştı şehir dışında okumamın imkanı yoktu. O yüzden şehir içinde bir yer yazdım. (Normalde Boğaziçi kimya girişliyim makineye kurum içi yatay geçişle geçtim)
Geçen Erasmus başvuruları vardı, bana Danimarka’da bir üniversite çıktı. Hibe desteği daha belli değil, ama hibe çıksa bile gidemeyeceğim sanırım çünkü çok pahalı.
Yani açıkçası boğaziçili olmanın ben hiçbir faydasını görmedim. Benim gördüğüm, herkes ailesi sayesinde bir yerlere geliyor. Bu kişiler lise mezunu bile olsa bence kariyerlerinde yine aynı noktada olurdu.
Yani iş hayatında da gerçekten böyle mi? Şu an uzman doktor 100bin tl maaş alıyor. Makine mühendisi olarak bu sayılara “Boğaziçili” olarak rahatça çıkılabiliniyor mu?
Yine sil baştan deyip hala şans varken tıbba geçme düşüncem var. Burada da insanlar uzman doktor olmak için 10 sene gerekiyor falan diyor da tıp fakültesinde 6. sınıfta maaş almaya başlıyorlar zaten. Uzmanlığı yaparken de büyük şehirlerde 60k, küçük şehitlerde 80k alıyorlarmış. Yani tıpta da ilk 5 seneyi geçince para almaya başlıyoruz.
Biraz uzun oldu, teşekkürler.
Boğaziçi makine 2. sınıf öğrencisiyim. Bu zamana kadar başvurduğum staj/burs başvuruları olmuştu. Stajda Amazon da 2-3 pozisyona başvurdum, hepsinden red yedim. Applr store da ne iş barsa başvurdum, geri dönmediler bile. Başka firmalarda staj için başvurmuştum, mesela hasel, yine hiç geri dönüş almadım.
Burs başvuruları da öyle. Hiç çıkmadı.
Math102 dersini geçebilmek için benden ders anlatmam için yalvaran arkadaşım McKinsey de staj yaptı. Sordum nasıl buldun diye, babasının bir tanığı aracılığı ile bulmuş.
Dersleri gram takmayan bir arkadaşım, rn son konuştuğumda 3-4 tane burs mülakatına gidiyordu. Sonuç ne oldu bilmiyorum.
Benim okulda fark ettiğim şey, çoğu kişinin sosyoekonomik düzeyi yüksel ailelerden geldikleri. Okulun Facebook grubunda çok görüyorum mesela, herkesin yeşil pasaportu var resmen.
Bazı konuşmalara şahit oluyorum, millet okula arabayla falan geliyor.
Benim annem de babam da asgari ücretli çalışan. İkisi de ilkokul mezunu. Ne yaptıysam kendim yaptım. Dershane - özel ders gibi şeylerim de olmadı. Evde full kendim çalışarak kazandım. Normalde tıp okumak istiyordum, ama o sıra korona dönemiydi, annem işsiz kalmıştı şehir dışında okumamın imkanı yoktu. O yüzden şehir içinde bir yer yazdım. (Normalde Boğaziçi kimya girişliyim makineye kurum içi yatay geçişle geçtim)
Geçen Erasmus başvuruları vardı, bana Danimarka’da bir üniversite çıktı. Hibe desteği daha belli değil, ama hibe çıksa bile gidemeyeceğim sanırım çünkü çok pahalı.
Yani açıkçası boğaziçili olmanın ben hiçbir faydasını görmedim. Benim gördüğüm, herkes ailesi sayesinde bir yerlere geliyor. Bu kişiler lise mezunu bile olsa bence kariyerlerinde yine aynı noktada olurdu.
Yani iş hayatında da gerçekten böyle mi? Şu an uzman doktor 100bin tl maaş alıyor. Makine mühendisi olarak bu sayılara “Boğaziçili” olarak rahatça çıkılabiliniyor mu?
Yine sil baştan deyip hala şans varken tıbba geçme düşüncem var. Burada da insanlar uzman doktor olmak için 10 sene gerekiyor falan diyor da tıp fakültesinde 6. sınıfta maaş almaya başlıyorlar zaten. Uzmanlığı yaparken de büyük şehirlerde 60k, küçük şehitlerde 80k alıyorlarmış. Yani tıpta da ilk 5 seneyi geçince para almaya başlıyoruz.
Biraz uzun oldu, teşekkürler.

bogazicililik doktor kadar itibarli olamaz doktor her yerde doktordur. ama benim tanidigim bogazicililer yurt disina falan kaciyor biraz sen 60-100 hesaplari yapiyorsun da biraz da yasam tarzidir. yapmak istedigin meslek doktorluk gibi anladim. o yuzden oyum dr
- ala09
(18.04.24 21:51:31)

Boun bilgisayar mühendisliği mezunu arkadaşım okulun anlaşması gibi bi şey sayesinde münihte yüksek lisansa başladı direkt, muhtemelen bitince de orda kalmaya devam edecek ki işte öğretmen çocuğu biri network falan değil. Orda yurtlarda kaldı, ek gelir için ders verdi ilk senelerinde. Şimdi bi şirkette yarı zamanlı çalışıyor, bitince tama geçecek diye biliyorum eğer planı değişmediyse. Başka bir üniden mezun olsa bunu yapabilir miydi bilmiyorum o kadar hırslı biri değil normalde.
Bu arada son kısımla ilgili düzeltme yapayım, intörnlükte asgari ücret alınıyor(eskiden üçte biriydi hatta benim dönemimde de şimdi neyse ki en azından asgari alınıyor), uzmanlık için tus belası var ama diğer duyurulardan da gördüğüm kadarıyla çalışkan birisin, yaparsın. Şu an asistan olup 60 bin alan yoktur diye düşünüyorum, döner sermayeye de bağlı tabii ama en azından 70 bin alınıyor, yeni açılan şehir hastanelerinde nöbetli bölümlerde asistan maaşları bile 100 bin civarı sanırım. Küçük şehir/büyük şehir farkı da asistanlıkta ayda max 1000 liralık bir ek ödenek yani onun etkisi yok, hastanenin döner sermayesi önemli. Uzmanlıkta değişken olduğu için çok bilmiyorum uzman olunca görürüm onu :)
Bu arada son kısımla ilgili düzeltme yapayım, intörnlükte asgari ücret alınıyor(eskiden üçte biriydi hatta benim dönemimde de şimdi neyse ki en azından asgari alınıyor), uzmanlık için tus belası var ama diğer duyurulardan da gördüğüm kadarıyla çalışkan birisin, yaparsın. Şu an asistan olup 60 bin alan yoktur diye düşünüyorum, döner sermayeye de bağlı tabii ama en azından 70 bin alınıyor, yeni açılan şehir hastanelerinde nöbetli bölümlerde asistan maaşları bile 100 bin civarı sanırım. Küçük şehir/büyük şehir farkı da asistanlıkta ayda max 1000 liralık bir ek ödenek yani onun etkisi yok, hastanenin döner sermayesi önemli. Uzmanlıkta değişken olduğu için çok bilmiyorum uzman olunca görürüm onu :)
- nundu
(18.04.24 21:58:31)

Daha uzun bir cevap yazacağım editleyip ama Boğaziçi zengin zekilerin okulu evet benim de dikkatimi çeken bir şey bu. Öğrencilerin ekonomik durumu baya ortalamanın üstünde.
- sanguine
(18.04.24 23:49:36)

Tabi ki var. Üniversite mezunlarının hali malum. Bir elin parmağını geçmeyecek kadar iyi devlet ünisi kaldı, boun da bunların en tepesinde. 2. Sınıf staj için biraz erken geliyor olabilir iş verenlere. Başka bir alanda staja en az 3. Sınıfı bitirmiş olmak ve belli dersleri almış olmak koşulu ile stajyer alıyorduk. Bir de iki üç başvuru da pek yeterli değil. Onlarca başvuru yapman lazım. İnsanlar refaransla staj buluyor olabilir veya 100 ilana başvurup bir başvuru yaptım diyor olabilir. Onlara kulak asma ve denemeye devam et.
Boun mezunu bir mühendisin sırtı kolay kolay yere gelmez merak etme ama senin de gözünün açık olması lazım. Benim arkadaşlarımın bir kısmı mühendis ve boundan daha mutevazı yerlerden mezun olmalarına rağmen gayet iyi maaş alıyorlar. İlk işi ve ilk stajı bulmak zordur ama boun + birkaç yıllık iş tecrübesinden sonra önün açılır merak etme. Mesaj atarsan spesifik bir yer de önereceğim staj için.
Boun mezunu bir mühendisin sırtı kolay kolay yere gelmez merak etme ama senin de gözünün açık olması lazım. Benim arkadaşlarımın bir kısmı mühendis ve boundan daha mutevazı yerlerden mezun olmalarına rağmen gayet iyi maaş alıyorlar. İlk işi ve ilk stajı bulmak zordur ama boun + birkaç yıllık iş tecrübesinden sonra önün açılır merak etme. Mesaj atarsan spesifik bir yer de önereceğim staj için.
- playing star again
(18.04.24 23:54:55)

Doğrudan bir artısı olmaz. Şunu demek istiyorum, boğaziçi'den mezun olunca gel hemen seni işe alalım okulun süpermiş demeyecekler. Mezuniyet sonrası veya eğitim sürecinde ekstra çabalaman gerekiyor.
Garanti hayat istiyorsan tıp fakültesine geç. Özel sektör doktorluktan çok daha zor. Ek olarak sömürücü. Doktora kimsenin tafrası geçmez
Garanti hayat istiyorsan tıp fakültesine geç. Özel sektör doktorluktan çok daha zor. Ek olarak sömürücü. Doktora kimsenin tafrası geçmez
- ferenc
(18.04.24 23:58:19)

önceden ingilizce eğitim dolayısıyla bir artısı oluyordu artık her yer ingilizce eğitim veriyor neredeyse. yani bence boğaziçiden bağımsız artık okuduğun üniversitenin doğrudan bir artısı yok. rekabet artık üniversitenin adından çok daha öte. ve bence doğrusu da bu.
kız kardeşim boğaziçi mezunu ve onun mezun olduğu dönemde boğaziçili olmak hakikaten ayrıcalıktı. çünkü ingilizce eğitim bu kadar erişilebilir bir şey değildi. öne default olarak öne geçiriyordu. şuan böyle bir şey mümkün değil.
çalıştığım iş yerinde yeni başlayanlar arasında boğaziçi ve odtüden mezun olanlar olduğu gibi medipol, gazi ve ısparta üniversitesinden mezun olan kişiler de var. ve hepsi aynı maaşı alıyor.
hekimlik asla salt kazanç odaklı düşünülmesi gereken bir
meslek değil bana göre. askerlik gibi hekimlik de bir hayat tarzı meslekten öte. görece standardı daha yüksek evet ama temposu da yüksek ve dediğin gibi uzun bir serüven. buna uygun olduğunu ve ayak uydurabileceğini düşünüyorsan pekala seçebilirsin. hiçbir şey için geç kalmadın. sen alanında başarılıysan hekimin kazandığı maaşı önünde sonunda kazanırsın hatta fazlasını da. ama bunu hangi işte kazanmak istersin bu senin seçimin. kazanç ve üniversite arasında doğrudan bir korelasyon kurmak hiç sağlıklı bir düşünce değil.
pepsico'da çalışan bir arkadaşım var kendisi önlisans işletme mezunu. benden çok daha fazla maaş alıyor.
kız kardeşim boğaziçi mezunu ve onun mezun olduğu dönemde boğaziçili olmak hakikaten ayrıcalıktı. çünkü ingilizce eğitim bu kadar erişilebilir bir şey değildi. öne default olarak öne geçiriyordu. şuan böyle bir şey mümkün değil.
çalıştığım iş yerinde yeni başlayanlar arasında boğaziçi ve odtüden mezun olanlar olduğu gibi medipol, gazi ve ısparta üniversitesinden mezun olan kişiler de var. ve hepsi aynı maaşı alıyor.
hekimlik asla salt kazanç odaklı düşünülmesi gereken bir
meslek değil bana göre. askerlik gibi hekimlik de bir hayat tarzı meslekten öte. görece standardı daha yüksek evet ama temposu da yüksek ve dediğin gibi uzun bir serüven. buna uygun olduğunu ve ayak uydurabileceğini düşünüyorsan pekala seçebilirsin. hiçbir şey için geç kalmadın. sen alanında başarılıysan hekimin kazandığı maaşı önünde sonunda kazanırsın hatta fazlasını da. ama bunu hangi işte kazanmak istersin bu senin seçimin. kazanç ve üniversite arasında doğrudan bir korelasyon kurmak hiç sağlıklı bir düşünce değil.
pepsico'da çalışan bir arkadaşım var kendisi önlisans işletme mezunu. benden çok daha fazla maaş alıyor.
- ezkaza
(19.04.24 01:54:11)

senin durumun için artısı yok, tıbba geç.
- gule gule
(19.04.24 08:54:04)

'Benim gördüğüm, herkes ailesi sayesinde bir yerlere geliyor. Bu kişiler lise mezunu bile olsa bence kariyerlerinde yine aynı noktada olurdu.'
demişsiniz ya bu çok doğru tespit. sen orada olduğun için farkında olmayabilirsin ama boğaziçini kazanmak ve okumak gerçekten zor.
ama fırsat yaratmak sana kalmış birazda. sen zorlamalısın bazı şeyleri kimse kimseye üniversite mezunu diye maaş vermiyor.
mühendislik alanında iyi para kazanmak tıpa göre zor.
demişsiniz ya bu çok doğru tespit. sen orada olduğun için farkında olmayabilirsin ama boğaziçini kazanmak ve okumak gerçekten zor.
ama fırsat yaratmak sana kalmış birazda. sen zorlamalısın bazı şeyleri kimse kimseye üniversite mezunu diye maaş vermiyor.
mühendislik alanında iyi para kazanmak tıpa göre zor.
- mikahakkinen
(19.04.24 11:08:31)

Aile dediğin şey her zaman para ve network değil bazen de iyi danışmanlık ve vizyon sağlıyor.
Ailesi de eğitimli olan insanlar vizyonlu büyüyorlar ve ileride nasıl staj bulunur, nasıl iş bulunur, nasıl bir kariyer kurmalılar, nasıl bir cv oluşturmalılar bunları bilerek büyüyorlar.
Sen bu vizyonu alamadığın için 2. Sınıf sonunda hala bölüm mü değiştirsem diye düşünüyorsun. Haliyle bir mülakata girdiğinde onların çiDiği peofille senin çizdiğin profil arasında fark oluyor.
Staj ve iş bulmak okulun sana otomatik olarak sağladığı bir şey değil. Vizyon da gerekli. Eğer ailen sana vermediyse kendin de geliştirebilirsin.
Ama gerçekçi olalım, staj olayları hep tanıdıkla yürür. Çünkü pek bi önemi yoktur. Bu her yerde böyle. Şirketler de sadece geleceğe yatırım, öğrenciler arasında tanınırlık sağlama vs gibi nedenlerle stajyer alırlar. Stajyerlerin şirketlere başka bir katkısı olmaz. Bu yüzden genelde tanıdıkla yürür. Ya da inanılmaz fazla yere başvurursun vs.
Ama işe başvurma durumu öyle değil. İyi notları olan ve istediği şeyi bilen, kendini geliştirmiş bir boğaziçi mezunu iş bulmakta zorlanmaz. Ama cv hazırlarken, hedef belirlerken çuvallarsan iş ararken de zorlanırsın şuanda stajda zorlandığın gibi.
Ben derslerimi geçeyim, başka bir şey yapmayayım diyorsan doktorluk sana daha kolay gelecektir.
Mesela burslara başvuran arkadaşın nereden haberdar oluyor bu buralara başvuruyor. Sen neden haberdar olamıyorsun. Sen neden farkında değilsin.
Mesela dışarıda boğaziçi makineli mühendisi staja kabul edecek tonla firma var, ama sen bunlara ulaşmakta zorlanıyorsun, farkında değilsin vs. Bınlar hep vizyon konuları, yol yordam bilme, yönlendirilme konuları.
Ailenin bu konularda etkisi torpil bulmak değil güzel danışmanlık vermem aslında çoğu öğrenci için. Ailesinden güzel yönlendirme gören öğrenciler iş hayatına daha rahat atılırlar. Ama bu senin kendi başına kapatamayacağın bi eksiklik değil. Ailenin sana veremediği danışmanlığı, gösteremediği yolu sen kendin arayıp bulmalısın.
Eğer buna üşeniyorsan o zaman doktorluk senin için daha mantıklı.
Ailesi de eğitimli olan insanlar vizyonlu büyüyorlar ve ileride nasıl staj bulunur, nasıl iş bulunur, nasıl bir kariyer kurmalılar, nasıl bir cv oluşturmalılar bunları bilerek büyüyorlar.
Sen bu vizyonu alamadığın için 2. Sınıf sonunda hala bölüm mü değiştirsem diye düşünüyorsun. Haliyle bir mülakata girdiğinde onların çiDiği peofille senin çizdiğin profil arasında fark oluyor.
Staj ve iş bulmak okulun sana otomatik olarak sağladığı bir şey değil. Vizyon da gerekli. Eğer ailen sana vermediyse kendin de geliştirebilirsin.
Ama gerçekçi olalım, staj olayları hep tanıdıkla yürür. Çünkü pek bi önemi yoktur. Bu her yerde böyle. Şirketler de sadece geleceğe yatırım, öğrenciler arasında tanınırlık sağlama vs gibi nedenlerle stajyer alırlar. Stajyerlerin şirketlere başka bir katkısı olmaz. Bu yüzden genelde tanıdıkla yürür. Ya da inanılmaz fazla yere başvurursun vs.
Ama işe başvurma durumu öyle değil. İyi notları olan ve istediği şeyi bilen, kendini geliştirmiş bir boğaziçi mezunu iş bulmakta zorlanmaz. Ama cv hazırlarken, hedef belirlerken çuvallarsan iş ararken de zorlanırsın şuanda stajda zorlandığın gibi.
Ben derslerimi geçeyim, başka bir şey yapmayayım diyorsan doktorluk sana daha kolay gelecektir.
Mesela burslara başvuran arkadaşın nereden haberdar oluyor bu buralara başvuruyor. Sen neden haberdar olamıyorsun. Sen neden farkında değilsin.
Mesela dışarıda boğaziçi makineli mühendisi staja kabul edecek tonla firma var, ama sen bunlara ulaşmakta zorlanıyorsun, farkında değilsin vs. Bınlar hep vizyon konuları, yol yordam bilme, yönlendirilme konuları.
Ailenin bu konularda etkisi torpil bulmak değil güzel danışmanlık vermem aslında çoğu öğrenci için. Ailesinden güzel yönlendirme gören öğrenciler iş hayatına daha rahat atılırlar. Ama bu senin kendi başına kapatamayacağın bi eksiklik değil. Ailenin sana veremediği danışmanlığı, gösteremediği yolu sen kendin arayıp bulmalısın.
Eğer buna üşeniyorsan o zaman doktorluk senin için daha mantıklı.
- zimbirik
(19.04.24 11:40:21)

Boğaziçi eski kalitesinde değil. Ülke bu kadar yozlaşırken üniversitenin aynı kalması mucize olurdu. Bölüm kontenjanları çok arttırıldı. Eskisi kadar kaliteli,iyi öğrenci girmiyor. İyi hocalar emekli oldu,özel üniversitelere geçti. Yerlerine de torpilli,nitelik açısından eski düzeyde olmayan hocalar atandı. Bizim okuduğumuz özgür,rahat boğaziçi şu an yok. Şu an iyi bir puanım olsa koç,sabancı gibi iyi öğrenciyi bursla alan bir okulu yazardım sanırım.
Üniversitede eskiden de ekonomik seviyesi yüksek ve akıllı öğrenci olurdu. Bu değişen bir şey değil. Üniversitenin sunduğu imkanlar ve açtığı kapılar azımsanmayacak kadar çok. Tanıdıkla,bağlantılarıyla iyi yerlere gelen insanlar her zaman vardı,hep de olacak. Okulun tüm imkanlarını kullanın. Mesela almanca dersini kredisiz alın,hem not kaygınız olmasın hem dili öğrenin. Danimarka herkese pahalı. Erasmus için daha uygun bir ülke seçilebilirdi. Bümede gidin,staj bulamıyorum deyin. Mentör programı vs vardı,yardımcı olurlar. Bir iki sosyal kulübün bağlantıları özellikle sağlamdır,oralara takılıp çevre edinin.
Ama tıp okumak istiyorsanız,tüm bunlar geçersiz kalır. O zaman biran önce alan değiştirin. Sadece para için tıp okumak şu yaştan sonra çok akıllıca gelmedi. İsteğiniz,ilginiz varsa elbette okunur. Kolay gelsin
Üniversitede eskiden de ekonomik seviyesi yüksek ve akıllı öğrenci olurdu. Bu değişen bir şey değil. Üniversitenin sunduğu imkanlar ve açtığı kapılar azımsanmayacak kadar çok. Tanıdıkla,bağlantılarıyla iyi yerlere gelen insanlar her zaman vardı,hep de olacak. Okulun tüm imkanlarını kullanın. Mesela almanca dersini kredisiz alın,hem not kaygınız olmasın hem dili öğrenin. Danimarka herkese pahalı. Erasmus için daha uygun bir ülke seçilebilirdi. Bümede gidin,staj bulamıyorum deyin. Mentör programı vs vardı,yardımcı olurlar. Bir iki sosyal kulübün bağlantıları özellikle sağlamdır,oralara takılıp çevre edinin.
Ama tıp okumak istiyorsanız,tüm bunlar geçersiz kalır. O zaman biran önce alan değiştirin. Sadece para için tıp okumak şu yaştan sonra çok akıllıca gelmedi. İsteğiniz,ilginiz varsa elbette okunur. Kolay gelsin
- asteriks
(19.04.24 12:09:26 ~ 12:10:32)

boğaziçi’nde kim zenginmiş ya. cidden? zeki, disiplinli falan diyin ama “zengin”ler boğaziçi’nde değil ya da zengin tanımınız çok farklı. annesi babası ilk kuşak çalışıp kazanmış ve çocuğunu iyi üniversiteye gitmek için eğitmiş insanlar zengin değil, memurdur.
ve doktor olmak > boğaziçi. türkiye sınırları dışında boğaziçi diye bir şey yok.
ve doktor olmak > boğaziçi. türkiye sınırları dışında boğaziçi diye bir şey yok.
- deartheodosia
(20.04.24 02:45:02)

bununla ilgili cok yazdim ben duyuruda. ciddi ve uzun yazacagim cunku ben de seninle ayni sartlarda ama senden muhtemelen bir 10 yas falan buyuk bir abinim. hatta ben de makine muhendisiydim yani baya benziyoruz.
oncelikle tespitin dogru, insanlar buyuk oranda ailesinin sartlariyla bir yerlere geliyor. bu yuzden bogazici, odtu vb okullarin basat bolumlerinde agirlikli olarak varlikli insanlar olur. doktor, muhendis, en kotu ogretmen cocuklaridir hepsi. sen staj, is ararken onlar babalarinin yardimiyla coktan baglamislardir. staj icin boyle, is icin de boyledir. mezun olup ailelerinden onbinlerce dolar alarak basar yurtdisina giderler, sen nereden burs bulurum diye kivranirsin. bu seni hayatin boyunca etkileyecek bir durum maalesef. ve acik soyleyeyim ilk jenerasyon hayat kuran insanlardan bir yol olmuyor. sen ancak cocuguna guzel sartlar olusturabilirsin ama senin butun hayatin ev, araba, gecim derdiyle gececek.
bu demek degil ki guzel, refah icinde bir hayatin olmayacak. turkiye standartlarina gore guzel bir hayat yasarsin, yurt disina da gidersin bir sekilde. ama surekli grind edeceksin. simdi biraz opsiyonlarina bakalim.
makinede gidersen onunde iki secenek var. ya sanayide calisacaksin, ya da meslegini geride birakip business olaylarina gireceksin. turkiye'de savunma sanayii disinda hem mesleki, hem maas tatmini veren yer yok makine icin. koc, sabanci vs ozel istiraklerde giris seviyesini surundururler, 35-40 yasindan sonra upper management'a ciktiktan sonra yuzun gulmeye baslar. ankara'ya gelip savunma sanayiine girmek gibi bir istegin yoksa tavsiye etmem. biraz tecrubeden sonra yurtdisina gitsen de makine muhendisliginde para yok.
ikinci secenek olaylarin business, yonetim tarafina kaymak. iste mbb'dir, bankalardir vs. buralardaki isler tamamen relationshiple bulunur. cunku teknik bir know-how gerektirmez. eskiden bogazici bu kapilari rahatlikla acardi, simdi ekonomiden dolayi zorlanabilirsin ama yine de yapilabilir. buranin sikintisi su, surekli grind edeceksin iste. bir is bulup calisacaksin, suyunu cikaracaklar. sonra bir baskasina gececeksin vs. surekli ugrasacak, network kurmaya calisacaksin ve garantin hic olmayacak.
bir ara yurtdisina gitmek isteyeceksin. disarida bogazici'nin prestiji sonecek. surekli ugras yani, surekli kendini ispatlama, mucadele. kaldi ki avrupa'ya gitmek kulaga hos geliyor ama turkiye'de daha cok kazanirsin rahatlikla.
yani ailenin networku yok ama kendi networkunu kurman gerekecek. people pleaser degilsen bu yol surekli struggle yolu haberin olsun. yani ben canavar gibiyim, cok zekiyim burada seni cok bir yere goturmez maalesef. iliskiler, baglantilar, bullshitting ile yurur burada isler. ugras dur. ben bu yola girdim, amerika'da calisiyorum, 30 yasini gectim hala gelecek kaygisi, gelecek derdi var. bu diger bogazicili arkadaslarinin problemi degil, onlar bu yolda rahat giderler cunku aileden ev falan vardir onlarin. 35 yasinda canlari sikilip istifa eder, babalarina bir ev sattirip is falan kurar onlar. sen bunlari sifirdan yapacagin icin, hele bu dunya sartlarinda (olay akp'nin kotu ekonomi yonetimi degil, dunya capinda sikintilar var) cok ugrasirsin. ve acik soyleyeyim gelecek guzel gozukmuyor.
maasli calisan olmak her zaman problemdir. huzurun sarti kendi isini yapabilmektir. doktorluk tarihin her doneminde elit meslektir. kendini gelistirip muayenehane acip sadece bilginle para kazanabilirsin. muhendislik boyle bir meslek degil maalesef. ben simdiki aklimla tip egitimi almak isterdim. hem toplumda sayginligi var, hem yaptigin isin tatmini yuksek, 60 yasinda olsan da iyi doktor toplumda yeri olan, elinde altin bilezik olan doktordur. yani meslek olarak tip, bogazici'nde muhendislik okumaktan ustundur.
uzun yazdim, karisik yazdim ama ozetle; bogazici makine 20 sene once oldugu gibi bir hayat vermeyecek sana. yurtdisina gitsen de amerika veya korfez olmadigi surece para yok. butun dunyada varliklar cok kisitli bir kesimin elinde toplandi. senin de elinde iyi kartlar yok maalesef. eger garanti istiyorum diyorsan tibba gec.
eger gencligim var, heyecanim yuksek ugrasirim diyorsan 2 senede diplomani al. notlarin iyiyse yurtdisina ucretsiz egitime cikabilirsin. bu seni baska bir yola sokar. burada kalirsan yine is bulursun ama ugrasman ve surekli kendini zorlaman gerekecek. battle royal'de diger insanlara gore bir tik daha prestijli olacaksin ama kapilar onunde acilmayacak eskiden oldugu gibi.
oncelikle tespitin dogru, insanlar buyuk oranda ailesinin sartlariyla bir yerlere geliyor. bu yuzden bogazici, odtu vb okullarin basat bolumlerinde agirlikli olarak varlikli insanlar olur. doktor, muhendis, en kotu ogretmen cocuklaridir hepsi. sen staj, is ararken onlar babalarinin yardimiyla coktan baglamislardir. staj icin boyle, is icin de boyledir. mezun olup ailelerinden onbinlerce dolar alarak basar yurtdisina giderler, sen nereden burs bulurum diye kivranirsin. bu seni hayatin boyunca etkileyecek bir durum maalesef. ve acik soyleyeyim ilk jenerasyon hayat kuran insanlardan bir yol olmuyor. sen ancak cocuguna guzel sartlar olusturabilirsin ama senin butun hayatin ev, araba, gecim derdiyle gececek.
bu demek degil ki guzel, refah icinde bir hayatin olmayacak. turkiye standartlarina gore guzel bir hayat yasarsin, yurt disina da gidersin bir sekilde. ama surekli grind edeceksin. simdi biraz opsiyonlarina bakalim.
makinede gidersen onunde iki secenek var. ya sanayide calisacaksin, ya da meslegini geride birakip business olaylarina gireceksin. turkiye'de savunma sanayii disinda hem mesleki, hem maas tatmini veren yer yok makine icin. koc, sabanci vs ozel istiraklerde giris seviyesini surundururler, 35-40 yasindan sonra upper management'a ciktiktan sonra yuzun gulmeye baslar. ankara'ya gelip savunma sanayiine girmek gibi bir istegin yoksa tavsiye etmem. biraz tecrubeden sonra yurtdisina gitsen de makine muhendisliginde para yok.
ikinci secenek olaylarin business, yonetim tarafina kaymak. iste mbb'dir, bankalardir vs. buralardaki isler tamamen relationshiple bulunur. cunku teknik bir know-how gerektirmez. eskiden bogazici bu kapilari rahatlikla acardi, simdi ekonomiden dolayi zorlanabilirsin ama yine de yapilabilir. buranin sikintisi su, surekli grind edeceksin iste. bir is bulup calisacaksin, suyunu cikaracaklar. sonra bir baskasina gececeksin vs. surekli ugrasacak, network kurmaya calisacaksin ve garantin hic olmayacak.
bir ara yurtdisina gitmek isteyeceksin. disarida bogazici'nin prestiji sonecek. surekli ugras yani, surekli kendini ispatlama, mucadele. kaldi ki avrupa'ya gitmek kulaga hos geliyor ama turkiye'de daha cok kazanirsin rahatlikla.
yani ailenin networku yok ama kendi networkunu kurman gerekecek. people pleaser degilsen bu yol surekli struggle yolu haberin olsun. yani ben canavar gibiyim, cok zekiyim burada seni cok bir yere goturmez maalesef. iliskiler, baglantilar, bullshitting ile yurur burada isler. ugras dur. ben bu yola girdim, amerika'da calisiyorum, 30 yasini gectim hala gelecek kaygisi, gelecek derdi var. bu diger bogazicili arkadaslarinin problemi degil, onlar bu yolda rahat giderler cunku aileden ev falan vardir onlarin. 35 yasinda canlari sikilip istifa eder, babalarina bir ev sattirip is falan kurar onlar. sen bunlari sifirdan yapacagin icin, hele bu dunya sartlarinda (olay akp'nin kotu ekonomi yonetimi degil, dunya capinda sikintilar var) cok ugrasirsin. ve acik soyleyeyim gelecek guzel gozukmuyor.
maasli calisan olmak her zaman problemdir. huzurun sarti kendi isini yapabilmektir. doktorluk tarihin her doneminde elit meslektir. kendini gelistirip muayenehane acip sadece bilginle para kazanabilirsin. muhendislik boyle bir meslek degil maalesef. ben simdiki aklimla tip egitimi almak isterdim. hem toplumda sayginligi var, hem yaptigin isin tatmini yuksek, 60 yasinda olsan da iyi doktor toplumda yeri olan, elinde altin bilezik olan doktordur. yani meslek olarak tip, bogazici'nde muhendislik okumaktan ustundur.
uzun yazdim, karisik yazdim ama ozetle; bogazici makine 20 sene once oldugu gibi bir hayat vermeyecek sana. yurtdisina gitsen de amerika veya korfez olmadigi surece para yok. butun dunyada varliklar cok kisitli bir kesimin elinde toplandi. senin de elinde iyi kartlar yok maalesef. eger garanti istiyorum diyorsan tibba gec.
eger gencligim var, heyecanim yuksek ugrasirim diyorsan 2 senede diplomani al. notlarin iyiyse yurtdisina ucretsiz egitime cikabilirsin. bu seni baska bir yola sokar. burada kalirsan yine is bulursun ama ugrasman ve surekli kendini zorlaman gerekecek. battle royal'de diger insanlara gore bir tik daha prestijli olacaksin ama kapilar onunde acilmayacak eskiden oldugu gibi.
- antikadimag
(20.04.24 20:25:00)
[]

Laptop klavyesindeki bazı tuşlar çalışmıyor
Bilgisayarı her zamanki gibi açtım ve bazı tuşlar çalışmamaya başladı. Klavyeyi sık sık ıslak mendille silerim, ama ondan olacağını düşünmüyorum klavyedeki yere su kaçsa zarar vermeyecek şekilde. Hatta şu şekil:
i.hizliresim.com
yani buraya ıslak mendilin sıvısı deyse zarar verebilir mi? Ki ıslak mendilin sıvısının da içeri kaçacağını sanmıyorum tuşlara bastırmadan silmeye çalışıyorum hep genelde.
Birde çok alakasız yerdeki tuşlar çalışmıyor, sol alttaki kontrol tuşu ile p harfi çalışmıyor.
Sorum şu: laptopun içini açıp kurcalarsam düzelir mi? Yoksa mefta mıdır?
(Biosa girip orada denedim, çalışmayan tuşlar orada da çalışmıyor. Yani yazılımsal değil sorun sanırım)
i.hizliresim.com

yani buraya ıslak mendilin sıvısı deyse zarar verebilir mi? Ki ıslak mendilin sıvısının da içeri kaçacağını sanmıyorum tuşlara bastırmadan silmeye çalışıyorum hep genelde.
Birde çok alakasız yerdeki tuşlar çalışmıyor, sol alttaki kontrol tuşu ile p harfi çalışmıyor.
Sorum şu: laptopun içini açıp kurcalarsam düzelir mi? Yoksa mefta mıdır?
(Biosa girip orada denedim, çalışmayan tuşlar orada da çalışmıyor. Yani yazılımsal değil sorun sanırım)

MSI steelseries klavyede bende de benzer bir problem olmuştu, yeni klavye alıp kendim değiştirmiştim. Eliniz yatkınsa msi laptopları için user manuelleri bulabilirsiniz.
- archmage mahmut
(27.12.23 14:08:15)

format denedikten sonra çalışmıyorsa donanımsaldır çalışmayan tuşlar yerine başka tuş atayabildiğin programlar var remap keys diye program vardı yanlış hatırlamıyorsam pratikte işine yarayabilir
benimde eski bilgisayarımda ctrl çalışmamaya başlamıştı gönderdiğimde donanımsal demişlerdi
benimde eski bilgisayarımda ctrl çalışmamaya başlamıştı gönderdiğimde donanımsal demişlerdi
- eja
(27.12.23 16:25:22)

Aynı problemi ben de yaşadım, yazılımsal zannetmiştim çünkü klavyeyi sildiğim ıslak mendil neredeyse nemliydi ıslak bile değildi. Ancak ufak bir sıvı teması dahi bozabiliyor. Alakasız tuşlar çalışmıyordu bende de.
Mecbur yeni klavye taktırdım. Sizde de sorun donanımsaldır tamamen.
Mecbur yeni klavye taktırdım. Sizde de sorun donanımsaldır tamamen.
- aynabugusu
(28.12.23 12:50:42)
[]

Yatay geçiş hakkında
Selamlar, myp ile başka bir üniversiteye yatay geçiş yapmayı düşünüyorum. Ama şu an ki okulumda da çap başvurusu yaptım. Eğer çap başvurusu olursa olduğum kurumda kalmayı olmazsa myp ile başka kuruma gitmeyi planlıyorum. Aklıma takılan şu: myp kabulü alırsam, ve kayıt olmazsam; sonraki yollarda myp hakkım yanar mi?

yanmaz.
çünkü seneye myp sonucu kayıt sırasında sizden, önceki okulunuzdan kayıt şeklinizi gösteren belge ve YKS yerleştirme sonuç belgesi isteyecekler. siz şu anki mevcut okulunuzdan alacağınız belge ile kayıt başvurusu yapacaksınız. o belgede de OSYS veya YKS ile yerleştiğiniz yazacak. YKS yerleştirme belgenizde de şu anki mevcut okulunuza yerleştiğiniz yazacak. yani ne sizde, ne şu anki okulunuzda ne de myp ile başvuru yaptığınız okulda, daha önce myp ile başvuru yaptığınızı ve hak kazandığınızı gösteren bir belge olmayacak. çünkü (en azından şimdilik) myp başvuruları merkezi bir sistem üzerinden değil, birbirine entegre olmayan üniversitelerin kendi bağımsız öğrenci sistemleri üzerinden alınıyor.
eğer ki hak kazanıp da kayıt yaptırırsanız o zaman başka başvuru yapma şansınız olmaz, çünkü alacağınız belgelerde kayıt türü myp gözükecektir.
çünkü seneye myp sonucu kayıt sırasında sizden, önceki okulunuzdan kayıt şeklinizi gösteren belge ve YKS yerleştirme sonuç belgesi isteyecekler. siz şu anki mevcut okulunuzdan alacağınız belge ile kayıt başvurusu yapacaksınız. o belgede de OSYS veya YKS ile yerleştiğiniz yazacak. YKS yerleştirme belgenizde de şu anki mevcut okulunuza yerleştiğiniz yazacak. yani ne sizde, ne şu anki okulunuzda ne de myp ile başvuru yaptığınız okulda, daha önce myp ile başvuru yaptığınızı ve hak kazandığınızı gösteren bir belge olmayacak. çünkü (en azından şimdilik) myp başvuruları merkezi bir sistem üzerinden değil, birbirine entegre olmayan üniversitelerin kendi bağımsız öğrenci sistemleri üzerinden alınıyor.
eğer ki hak kazanıp da kayıt yaptırırsanız o zaman başka başvuru yapma şansınız olmaz, çünkü alacağınız belgelerde kayıt türü myp gözükecektir.
- halanne
(04.08.23 14:19:15)
[]

Atıvan’ın etkisi
Merhabalar. Doktor belirli durumlarda kullanmam için ativan expidet 1mg yazmıştı. Geçen de ilk kez kullandım. İlacı direkt ağzıma attım hızlı bir şekilde eridi.
Açıkçası etkisini hissetmedim. Ativanı kullanma sebeplerim 1 saat sonra dahi devam ediyordu. Sadece sonrasında 2 saate yakın uyabildim sadece, o sa ativan dan mı yoksa yorulduğumdan mı bilmiyorum.
Sanırım ativanı dilaltında almak gerekiyormuş, ben de dilüstünde eridi. Yanlış kullandığım için mi etkisini hissetmedim acaba, yani çok fark ediyor mu kullanma şekli? Yoksa ben de işe yaramadı mı?
Teşekkür ederim.
Açıkçası etkisini hissetmedim. Ativanı kullanma sebeplerim 1 saat sonra dahi devam ediyordu. Sadece sonrasında 2 saate yakın uyabildim sadece, o sa ativan dan mı yoksa yorulduğumdan mı bilmiyorum.
Sanırım ativanı dilaltında almak gerekiyormuş, ben de dilüstünde eridi. Yanlış kullandığım için mi etkisini hissetmedim acaba, yani çok fark ediyor mu kullanma şekli? Yoksa ben de işe yaramadı mı?
Teşekkür ederim.

ativan 2.5mg bile etki etmedi bende
kardesime 1mg direkt etki ediyor
dil altinda eritmen lazim evet
kardesime 1mg direkt etki ediyor
dil altinda eritmen lazim evet
- nibba
(21.04.23 19:44:19)
[]

2 h-index çok düşük değil mi?
Herkese günaydın öncelikle!
Boğaziçi’nde öğretim üyelerinin h-index’ine bakıyorum, fizik departmanında yeni gelen bir hoca var. H-index 2. Özellikle Boğaziçi gibi bir okul için aşırı düşük değil mi? Yoksa Türkiye şartlarında normal mi?
Boğaziçi’nde öğretim üyelerinin h-index’ine bakıyorum, fizik departmanında yeni gelen bir hoca var. H-index 2. Özellikle Boğaziçi gibi bir okul için aşırı düşük değil mi? Yoksa Türkiye şartlarında normal mi?

çok düşük evet. böyle hocalar var ben de anlamış değilim, rektörü protesto ediyor bir yıldır falan, adam Prof. üstelik ama h index i 3. konudan bağımsız aklıma geldi şu an :)
- giovanne
(20.02.23 10:26:54)

türkiye şartlarında normal.
Türkiye'de herhangi birini bir kere kadroya aldıktan sonra araştırma/yayın yapmadığı için işten atamıyorsunuz. en fazla terfi etmiyor ama üniversitede çakılı kalıyor. dolayısıyla bir kere üniversite memuriyeti kapısından giren bir daha ölene kadar çıkmıyor.
bu yüzden de yayınlar yerlerde. gayet normal. bir tane uluslararası yayını olmayan fakülteler var bu memlekette, o derece...
Türkiye'de herhangi birini bir kere kadroya aldıktan sonra araştırma/yayın yapmadığı için işten atamıyorsunuz. en fazla terfi etmiyor ama üniversitede çakılı kalıyor. dolayısıyla bir kere üniversite memuriyeti kapısından giren bir daha ölene kadar çıkmıyor.
bu yüzden de yayınlar yerlerde. gayet normal. bir tane uluslararası yayını olmayan fakülteler var bu memlekette, o derece...
- babilfish
(20.02.23 11:07:38)

Fizik ve EE genelde boun'un akademik yükünü çeken bölümlerdir. Erkcan Özcan, metin arık gerçekten türkiye şartlarında outlier akademisyenler.
Fizik için konuşacağım. Temel olarak 2'ye ayıralım. Teorik ve deneysel fizikçiler. Metin arık teorik fizikçidir mesela vefat eden haluk beker teorik fizikçidir ya da en ünlü Einstein. Bir kağıt bir kalem, bolca kafein ve yüksek IQ ile teorik fizikte makaleler yazabilirsiniz, yeni yaklaşımlar geliştirebilirsiniz. Fizikteki başarılı öğrenciler çoğunlukla teorik fiziğe yönlenirdi eskiden. Sağlam matematik, sağlam fizik bilgisi gerekir bu alan için. Ancak güncel dünyada teorik fiziğe karşı ilgi inanılmaz azaldı.Yurtdışında bile Teorik fizikteki üniversite kadrolarında dinazorlar var ve yeni teorikçiler kadro bulmakta zorlanıyor. (dünya genelinde var olan bir problem.) Bu sebeple buraya yönelen insan sayısı da azaldı.
Deneysel Fizik = Para'dır. Bir fizik deney labının kurulum maliyeti milyon TL'leri çok rahat aşar. En basit dediğin basınç ölçer cihazları yüksek hassasiyette olduğu için 10 binlerce Euro fiyatındadır. En az 2 adet gerekir bozulması durumunda çalışmanın durmaması için. 20 bin euro=400.000 TL. O zaman ilk soruna geliyoruz.
1.Para olmadığı için lab kurma maliyetini çoğu hoca karşılayamıyor ve makale üretecek lab kurulmuyor.
2.Şu an iyi bir akademisyenin türkiyede kalması için tek bir sebep yok. Prof maaşı 24 bin, araştırma görevlisi maaşı 19bin. 1.200 dolara akademi yapacak akademisyeni bulamazsın.Keza fizikten mezunların çok büyük bir kısmı artık Almanya'da, avrupada.
3.h index tam olarak akademik iyiliği gösteren bir gösterge değil. Özellikle akademide popüler konu üzerinden h-index kasan çok hoca var. Uzmanlık alanı biyokimya olup covid hakkında çalışma yayınlayanlar var :) Sebebi konu popülerken alıntı kasmak istemesi. Bazı alanlarda yapılan çalışma o kadar az, o kadar niş ki sen gerçekten kaliteli bir çalışma da ortaya koysan alıntılanma sayın artmıyor.
4. Öğretmen misin bilim adamı mısın ikilemi. Gerçekten üniversitelerde o kadar çok kadro sıkıntısı var ki hocalar ders vermekten akademik çalışmaya vakit bulamıyorlar.Ders asistanlığı yapmış biri olarak söyleyeyim, iyi üniversitede ders vermek çok zor bir iştir. Öğrencinin soracağı sorular da zor olur ve cevap veremezsen saygınlığın sorgulanır. O yüzden her hoca vereceği derse aynı zamanda hazırlanır. Sınav hazırlaması, sınav okuması, soru çözüm saatleri, okuldaki prosedür işler derken cidden yazılmayı bekleyen makalesi olan bir sürü hoca var.
Özetle h-index tek gösterge değil. Makalenin nerelerde yayınlandığı, öğrencilerinin nerede olduğu, yaptığı çalışmanın sektöre ne kadar katkı sağladığı da önemli.
Fizik için konuşacağım. Temel olarak 2'ye ayıralım. Teorik ve deneysel fizikçiler. Metin arık teorik fizikçidir mesela vefat eden haluk beker teorik fizikçidir ya da en ünlü Einstein. Bir kağıt bir kalem, bolca kafein ve yüksek IQ ile teorik fizikte makaleler yazabilirsiniz, yeni yaklaşımlar geliştirebilirsiniz. Fizikteki başarılı öğrenciler çoğunlukla teorik fiziğe yönlenirdi eskiden. Sağlam matematik, sağlam fizik bilgisi gerekir bu alan için. Ancak güncel dünyada teorik fiziğe karşı ilgi inanılmaz azaldı.Yurtdışında bile Teorik fizikteki üniversite kadrolarında dinazorlar var ve yeni teorikçiler kadro bulmakta zorlanıyor. (dünya genelinde var olan bir problem.) Bu sebeple buraya yönelen insan sayısı da azaldı.
Deneysel Fizik = Para'dır. Bir fizik deney labının kurulum maliyeti milyon TL'leri çok rahat aşar. En basit dediğin basınç ölçer cihazları yüksek hassasiyette olduğu için 10 binlerce Euro fiyatındadır. En az 2 adet gerekir bozulması durumunda çalışmanın durmaması için. 20 bin euro=400.000 TL. O zaman ilk soruna geliyoruz.
1.Para olmadığı için lab kurma maliyetini çoğu hoca karşılayamıyor ve makale üretecek lab kurulmuyor.
2.Şu an iyi bir akademisyenin türkiyede kalması için tek bir sebep yok. Prof maaşı 24 bin, araştırma görevlisi maaşı 19bin. 1.200 dolara akademi yapacak akademisyeni bulamazsın.Keza fizikten mezunların çok büyük bir kısmı artık Almanya'da, avrupada.
3.h index tam olarak akademik iyiliği gösteren bir gösterge değil. Özellikle akademide popüler konu üzerinden h-index kasan çok hoca var. Uzmanlık alanı biyokimya olup covid hakkında çalışma yayınlayanlar var :) Sebebi konu popülerken alıntı kasmak istemesi. Bazı alanlarda yapılan çalışma o kadar az, o kadar niş ki sen gerçekten kaliteli bir çalışma da ortaya koysan alıntılanma sayın artmıyor.
4. Öğretmen misin bilim adamı mısın ikilemi. Gerçekten üniversitelerde o kadar çok kadro sıkıntısı var ki hocalar ders vermekten akademik çalışmaya vakit bulamıyorlar.Ders asistanlığı yapmış biri olarak söyleyeyim, iyi üniversitede ders vermek çok zor bir iştir. Öğrencinin soracağı sorular da zor olur ve cevap veremezsen saygınlığın sorgulanır. O yüzden her hoca vereceği derse aynı zamanda hazırlanır. Sınav hazırlaması, sınav okuması, soru çözüm saatleri, okuldaki prosedür işler derken cidden yazılmayı bekleyen makalesi olan bir sürü hoca var.
Özetle h-index tek gösterge değil. Makalenin nerelerde yayınlandığı, öğrencilerinin nerede olduğu, yaptığı çalışmanın sektöre ne kadar katkı sağladığı da önemli.
- gokank4
(20.02.23 12:28:31)

fizikte genelde hocalarin bir gurubu olmuyor, ögrenci,hoca seklinde yayinlar oluyor, az makale cikiyor. bu h indeksi ne kadar etkiler bilmiyorum ama mesela benim biyoloji gibi bölümlerden arkadaslarim var, laboratuardan cikan her makalede isimleri oluyor.
fizikte hocanin makalesindeki isim sayisinin azligina cokluguna göre torpilli olup olmadigini anlayabiliyorum.
bir de yurtdisinda hocalarin projeleri cok fazla oluyor, basari gibi degerlendirmemek lazim, benim hocamin her ay makaleleri cikar ama katkisi sadece okumak. biraz önce baktigimda bile gördüm ki yine etiketlenmis. Tr'de ki ayni hocaya ona oldugu kadar talep yok.
fizikte hocanin makalesindeki isim sayisinin azligina cokluguna göre torpilli olup olmadigini anlayabiliyorum.
bir de yurtdisinda hocalarin projeleri cok fazla oluyor, basari gibi degerlendirmemek lazim, benim hocamin her ay makaleleri cikar ama katkisi sadece okumak. biraz önce baktigimda bile gördüm ki yine etiketlenmis. Tr'de ki ayni hocaya ona oldugu kadar talep yok.
- Coma
(20.02.23 13:21:11)

@gokank4 Erkcan Özcan ve Metin Arık bu anlamda referans olarak kabul edilemez zira onların yayınları grup tarafından yapılıyor. Yani bir makalede 100 isim falan oluyor ki belki adamın haberi bile olmuyordur o makaleden :). Bunları asla ukalalık için veya o hocaları kötülemek için söylemiyorum.
- giovanne
(20.02.23 13:41:14)
[]

Bitmiş insanları anlatan diziler/filmler
Merhabalar herkese,
Spoiler uyarısı
Breaking bad tarzı sonunda her şeyini kaybetmiş insanları anlatan hikayeler hoşuma gidiyor. Aynısı my name is earl’de de var puan izlediğim bölümde. Earl her şeyini kaybedip kötü earl’e dönüyor. Bu tarz hikayeleri anlatan dizi film önerileriniz var mı acaba? Narcos’da öyleydi sanırsam, escobar sonunda her şeyini kaybedip kaçak olarak yaşıyordu, bu tarz şeylerden bahsediyorum.
Çok teşekkürler
Spoiler uyarısı
Breaking bad tarzı sonunda her şeyini kaybetmiş insanları anlatan hikayeler hoşuma gidiyor. Aynısı my name is earl’de de var puan izlediğim bölümde. Earl her şeyini kaybedip kötü earl’e dönüyor. Bu tarz hikayeleri anlatan dizi film önerileriniz var mı acaba? Narcos’da öyleydi sanırsam, escobar sonunda her şeyini kaybedip kaçak olarak yaşıyordu, bu tarz şeylerden bahsediyorum.
Çok teşekkürler

- dorian greyfurt
(07.07.22 21:02:07 ~ 21:02:19)

Mr nobody
- karayel
(07.07.22 21:24:45)

Mr. Robot
Ray Donovan
McMafia
The Night Manager
The Spy
Fauda
Killing Eve
Dexter
Hayatları boka sarıyor işte bunların sayılır herhalde istediğin gibi mi bilmiyorum iyi dizilerdir hepsi öneririm.
Ray Donovan
McMafia
The Night Manager
The Spy
Fauda
Killing Eve
Dexter
Hayatları boka sarıyor işte bunların sayılır herhalde istediğin gibi mi bilmiyorum iyi dizilerdir hepsi öneririm.
- klakie
(07.07.22 22:45:06)

aronofsky's 'the wrestler'
- sir gawain
(07.07.22 22:49:40)

biutiful
- nothing in my way
(08.07.22 00:42:31)

manchester by the sea
- siyah gece
(08.07.22 01:23:43)

sonbahar
manchester by the sea +1
manchester by the sea +1
- high hopes of the sozluk
(08.07.22 01:40:00)

We Need to Talk About Kevin ?
- sopiro
(08.07.22 07:22:59)

Gridlock'd
Bringing out the dead
Bringing out the dead
- mirty
(08.07.22 09:44:17)

Better Call Saul (Breaking Bad'deki avukatın hayatı dizi haline geldi).
Ray Donovan +
Ray Donovan +
- alfired
(08.07.22 10:57:07)
[]

masseter botoksu devlet hastanesinde yapılıyor mu?
merhaba, diş sıkmadan kaynaklı sağ çenemden ses geliyordu. bunun için diş polikiliğine gitmiştim hep gittim özel olan.botoks olmam gerektiğini söylediler 1800₺ ödedim. ağustosta tekrar olmam gerekiyormuş öğrenci olduğum için bir 1800₺ daha vermem beni çok zorlar :) devlet hastanesinde olabilir miyim bunu? üni hastanesinde falan mı oluyor sadece vs? lokasyon istanbul.
çok teşekkürler.
çok teşekkürler.

devlette zaruri bi rahatsızlık sebebi dışında botoks yapılmıyo diye biliyorum mesela göz kapaklarının kendilinden kapanması gibi durumlarda ypıyolr. bu dişle alakalı olmayan bi örnek evet ama durumu izah etmek için verdim :)
bana da devletteki dr çene botoksu demişti diş sıkması için poliklinigine yönlendirmişti, gitmedim. devlet sadece şu gece sıkmayı önleyen damaklık var ya o aparatı karşılıyor.
bi update geldiyse bilemiyorum tabii :)
bana da devletteki dr çene botoksu demişti diş sıkması için poliklinigine yönlendirmişti, gitmedim. devlet sadece şu gece sıkmayı önleyen damaklık var ya o aparatı karşılıyor.
bi update geldiyse bilemiyorum tabii :)
- e mice
(28.05.22 19:51:52)

Devlet yapmiyor. ozel saglik sigortasi da karsilamiyor bu estetik gibi muamele goruyor. sadece dislerin sikmaktan dolayi zarar gordugu icin damaklik yapiyor uni hastaneleri(o plastik seffaf sey) ama bu dis sikmanin cozumu degil. sadece dislerdeki a$inmayi hafifletmek icin
1 seans botoks da size çozum olmayacak. 2 veeya 3 gerekebilir kaslariniz guclendikce tekrarlanmasi lazim.
ben 1 kez iyi bir doktorda yaptirdim ama cozum olmadi devam da etmedim. daha sonra terapistim de botoksun bu sorunu cozmedigini anlatti terapiden devam biz :)
1 seans botoks da size çozum olmayacak. 2 veeya 3 gerekebilir kaslariniz guclendikce tekrarlanmasi lazim.
ben 1 kez iyi bir doktorda yaptirdim ama cozum olmadi devam da etmedim. daha sonra terapistim de botoksun bu sorunu cozmedigini anlatti terapiden devam biz :)
- ala09
(29.05.22 17:50:25)
[]

laptopa ram almak
merhaba, laptopa ram almak istiyorum.
içinde 8gb'lik ram var şuan. ekstra 1 slot oraya bir 8gblik daha ram koymak istiyorum. acaba aldığım herhangi bir 8gb'lik ram olur mu? yoksa, aynı marka/model mi olmalı? yoksa frekansı vs. tutması yeterli mi? ayrıca 4gb'lik ram koysam olur mu? teşekkürler.
içinde 8gb'lik ram var şuan. ekstra 1 slot oraya bir 8gblik daha ram koymak istiyorum. acaba aldığım herhangi bir 8gb'lik ram olur mu? yoksa, aynı marka/model mi olmalı? yoksa frekansı vs. tutması yeterli mi? ayrıca 4gb'lik ram koysam olur mu? teşekkürler.

ana kartın desteklediği frekans önemli. 2400mhz destekleyen anakarta 3000mhz ram takmak pek stabil değil. zaten bir ram var ise kesinlikle birbirleri ile aynı olmalı frekans, ram markası falan. 2-4-8-16 olmaları çok farketmez
- sordumsoruyu
(29.04.22 17:22:57)

Frekansı ve DDR'ı tutması lazım. Mesela atıyorum 1600mhz DDR3 alırsınız ama laptopun desteklediği 1600mhz DDR3L'dir, boşa para verirsiniz.
- mantheman
(29.04.22 17:50:12)

sizin oraya kaç takmak isteyeceğinizden dahası anakartı max ne destekliyor ona bakın. belki 12 destekliyordur o zaman 4+8 den fazla yapamazsınız.
önemli olan bir diğeri voltajı yeni seriler 1.35v eskileri 1.5 volt. mhz'leri de tutuyorsa ddr3 ddr3 ddr4 ddr4 olacak şekilde ayarlayın gerisi mühim değil aynı marka olmasa da olur. hatta bazen aynı frekans olmasa bile oluyor 1033 ile 1600 (bu ikisi için geçerdli) ikisi de açar. ama tavsiyem aynı mhz olsun.
tani ddr serisi
voltaj
mhz
laptop ya da masaüstü hangisi lazımsa ona göre almak
ve son olarak max kaç gb destekliyor ona bakarak almak.bilgisayarın marka modelini yazarsan yardımcı olmaya çalışırız.
ek olarak mevcut olanın üzerindeki etiketinde özellikleri yazar rami voltajı vs. bilgisayardan da bakabilirsiniz zcpu.
önemli olan bir diğeri voltajı yeni seriler 1.35v eskileri 1.5 volt. mhz'leri de tutuyorsa ddr3 ddr3 ddr4 ddr4 olacak şekilde ayarlayın gerisi mühim değil aynı marka olmasa da olur. hatta bazen aynı frekans olmasa bile oluyor 1033 ile 1600 (bu ikisi için geçerdli) ikisi de açar. ama tavsiyem aynı mhz olsun.
tani ddr serisi
voltaj
mhz
laptop ya da masaüstü hangisi lazımsa ona göre almak
ve son olarak max kaç gb destekliyor ona bakarak almak.bilgisayarın marka modelini yazarsan yardımcı olmaya çalışırız.
ek olarak mevcut olanın üzerindeki etiketinde özellikleri yazar rami voltajı vs. bilgisayardan da bakabilirsiniz zcpu.
- turbo sadık
(29.04.22 20:57:56 ~ 21:00:35)

www.eksiduyuru.com
buraya da bakabilirsin.
Benim takılı 4 GB Hynix vardı, 8 GB Ramtech satın aldım. 5 aydır gayet güzel kullanıyorum.
- İkisi de SO-DIMM, DDR3L, 1600 MHz,
- İki RAM'in clock latencyleri 11.0.
- Ve anakartım 16 GB'a kadar destekliyormuş.
buraya da bakabilirsin.
Benim takılı 4 GB Hynix vardı, 8 GB Ramtech satın aldım. 5 aydır gayet güzel kullanıyorum.
- İkisi de SO-DIMM, DDR3L, 1600 MHz,
- İki RAM'in clock latencyleri 11.0.
- Ve anakartım 16 GB'a kadar destekliyormuş.
- tey tey
(29.04.22 21:49:35 ~ 21:52:21)

Bence ram ekstra performe etmez. Ssd yoksa ssd alın yada başka opsiyonları listenize alın.
Yakın zamanda 8 i 16 yapmış biriyim.
Yakın zamanda 8 i 16 yapmış biriyim.
- baldan kaymak
(29.04.22 23:47:37)

DDR teknolojisi aynı olduğu sürece ve anakartın maksimum bellek desteğini aşmadığı sürece sorun olmaz, notebook'un çok eski olmadığını varsayarak DDR4 bellek olduğunu tahmin ediyorum 2400Mhz'lik bir DDR4 ram alıp takabilirsin, ayrıca 8GB bellek modülü takılıysa muhtemelen maksimum bellek desteği muhtemelen ya 16GB ya da 32GB'dır, 4GB yerine 8GB 2400Mhz bir bellek modülü alıp takın rahatlıkla kullanırsınız.
Bir de yukarıda belirtilmiş ben de belirteyim SSD diskler performansı ram kadar hatta bazı durumlarda ram'den daha fazla etkiliyor eğer diskiniz HDD ise söküp SSD takmak da performansı ciddi oranda arttırır.
Bir de yukarıda belirtilmiş ben de belirteyim SSD diskler performansı ram kadar hatta bazı durumlarda ram'den daha fazla etkiliyor eğer diskiniz HDD ise söküp SSD takmak da performansı ciddi oranda arttırır.
- solo
(30.04.22 11:35:23 ~ 11:36:27)
[]

devlet psikiyatristi reçeteyi elden yazar mı
merhaba, bende tinnitus var, kbb'de geçirdiğim aylardan sonra bir sonuç çıkmayınca bana bunun psikolojik olduğunu söyledi ve psikiyatriye gitmemi önerdi. tinnitusun geçme umuduyla özele parayı bayıldım, doktora derdimi anlattım 5dk falan sürmedi bir ilaç verip gönderdi. ve buna toplam 350 lira ödedim. yanı çok büyük para değil tabii ama öğrenci olduğum için 5dklık konuşmaya o kadar para var zorluyor biraz :) psikiyatrik ilaçlar ilerde iş başvurusunda sıkıntı çıkarma ihtimaline karşı bu ilaçları sgk'sız alıyorum ve özelde de elden yazmasını istediğimde doktar elden yazıyor.
şimdi sorum şu, yakınlarda kontrole gitmem gerek, devlete gitsem, orada doktardan reçeteyi elden yazmasını rica etsem yapar mı acaba, devlet psikiyatristleri yapıyor mu? teşekkürler.
şimdi sorum şu, yakınlarda kontrole gitmem gerek, devlete gitsem, orada doktardan reçeteyi elden yazmasını rica etsem yapar mı acaba, devlet psikiyatristleri yapıyor mu? teşekkürler.

Ben olsam o ilacı kullanmam.
Tinnitus için zaten KBB'den bi sonuç çıkmaz ki.
Tedavisi olan bi hastalık değil ki.
Uzak dur bence psikiatri ilaçlarından.
Tinnitus için zaten KBB'den bi sonuç çıkmaz ki.
Tedavisi olan bi hastalık değil ki.
Uzak dur bence psikiatri ilaçlarından.
- Mirket
(31.03.22 21:56:30)

Devlete gidip elden reçete yazdırsan bile hastaneye gittiğin belli olacak, doktor sisteme bir teşhis girecek ilaç yazmasa bile. O yüzden çok bir şey değişmez bence. Ama elden yazmasa bile çekinmeden normal reçeteni yazdır bence. İş başvurularında sorun olacağını sanmam. Tinnitusn varsa ne olabilir ki? Günümüzde birçok insanın az ya da çok psikolojik sorunu var. Eskisi gibi değil artık, zamanla daha normal karşılanıyor. Tabi sen bilirsin, öğrenciyim dedin, ileriyi düşünüyorsun o yüzden endişeni anlayıp tavsiye vermek istedim.
- bayc
(31.03.22 23:38:07)

hayir sisteme girmesi gerek her turlu
offline recete yazsa bile islenecek o
ayrica psikiyatrik ilaclar senin isine engel olmaz
14 yasindan beri kullaniyorum 29um su an kimse de sormadi
normie ilaci prozac lustralden falan da bahsetmiyorum bayagi kallavi ilaclar
offline recete yazsa bile islenecek o
ayrica psikiyatrik ilaclar senin isine engel olmaz
14 yasindan beri kullaniyorum 29um su an kimse de sormadi
normie ilaci prozac lustralden falan da bahsetmiyorum bayagi kallavi ilaclar
- nibba
(31.03.22 23:53:37)
1