Ekşi Duyuru

temelli olmasa da istediginiz zaman o cubuktan kurtulmaniz icin bir cozum onerebilirim.

guided access kisayolunu acin. oyuna gireceginiz zaman 3 kere guc tusuna basip etkinlestirin ve cubuk gitsin.

Turkcesi denetimli erisim'mis. surada yaziyor detaylar. support.apple.com

200 gb - geçen sene 40 liraydı şimdi 80-100 civarı sanırım.

0 gb hiç ihtiyaç duymadım

200 gb ama yakında bir üste geçmem gerekecek - 40 TL

Hafızası çok yüksek bir telefonunuz yoksa mantıklı, benim 128gb. Icloud olmazsa patlarım. Fotoğrafları bilgisayara yedeklemeyi de sevmiyorum, icloudda olunca her an elinin altında oluyor

Almak kesinlikle mantıklı. Ben 2TB kullanıyorum. 5 kişilik ailemle paylaşıyoruz.

Fotoğrafların orada güvende olması hem de her istediğimde hiç uğraşmadan galeriden bakabilmek büyük kolaylık.
Ayrıca aile içinde fotoğraf paylaşmak da pratik ve keyifli.

Fiyatlar aylık;
200 GB - 40 TL
2 TB - 130 TL

50 GB veya 200 GB çok kısa zamanda dolacaktır ve mecburen 2TB'a geçeceksinizdir.
5-6 yıl sonra o da yetmez herhalde. Yani bu işe bir başladınız mı çıkmak zor olacaktır, onu şimdiden söyleyeyim.

Zamanında çok fazla fotoğrafımı kaybettim, yedekleri yoktu. Çok pişmanım. Bir daha böyle bir olay yaşamak istemiyorum.

2tb . aile olarak kullanıyoruz. eşim ile beraber. 200 kullanıyorduk geçen ay doldurmuşuz. mecbur arttırdık.

ben arşivciyimdir. benim için çok mantıklı.

google drive da kullanıyorum.

Ben çok fotoğraf-video çekmememe rağmen depolama sıkıntısı yaşamamak adına 256GB almıştım telefonu. Bu sefer de icloud kapasitesi doldu diye darlayıp durdu beni. Sırf o uyarı kalksın diye 50GB paket aldım. Ayda 13TL sanırım. Biraz saçma oldu ama bende durumlar böyle.

200 gb kullanıyorumü şu an yarısı dolu. ayda 39,99 ödüyorum, papara ile ödeyince 38,50'ye falan geliyor :)

yanlışlıkla numaran girilmiştir benzer numarada olan biri tarafından.
belediye vs olabilir

@jelly

Belediye olsa nette numarası çıkmaz mıydı?

doğrulama kodlarında "yaptığınız şu işleme dair kodunuz" denilir. burada direkt kod verilmiş. muhtemelen telefon numarasına geri dönüş sağlamanızı istiyor olabilir. reklam veya satış için.

Sabit hattan nasıl sms gönderebiliyorlar ki?

Bir sürü sebepten hotmail'den gmail'e geçebilirsiniz ama apple kimliğini kullanmak bunlardan birisi değil.

Hiç fark etmez. İstersen mynet kullan yeter ki gerektiğinde gelecek maillere erişebilir ol.

hayır saçma değil, bu uyanıklığı türkler çok yapıyordu eskiden. 50-100 bin liralık harcama yapıp oyunların ilk günü avantaj sağlayıp geri iade yapıyorlardı. bazı oyunlarda geri iadeye rağmen oyun içi ilerlemesi silinmiyordu bazılarında silinmesine rağmen ilk gün ki büyük avantajla yine avantajlı durumda oluyorlardı.

artık çoğu firma direkt hesabı kapatıyor ya da bir kereliğine mahsus geri ödeme aldığı kadarını oyun içi siliyor.

var. ogame.

sunucu açılınca basıyolar parayı, sonra iade yapıp ban yiyorlar. banları kalıcı da değil.

saçmalık evet kaşar alın.

amazonda da aynı telefonun 512 gbı daha ucuz mesela olabiliyor böyle şeyler.

"Gıda Dedektifi kaşar" araması yapıp, vodeoları izleyin.

Özellikle kaşarda çok zalim şeyler satıyorlar bizlere. Sadece bir marka değil üstelik ...

@aman üstüme

görseldeki peynir satılıyor, dilimli peynir farklı. Yanlış yazılmış olabilir.

A101 bim şokta da satılıyor ama oradan fiyat bulamadım. Gittiğinizde bakarsınız fiyatları aynı

kaşar peyniri diyemedikleri için tost peyniri adının konulduğunu öğrenmiştim.
o gün bugündür tost peyniri değil, kaşar alırım.

bazı markaların çikolata ya da dondurma yazamamaları gibi regülasyon sıkıntısı olabilir.

Rol için makyaj olmadığına emin miyiz peki? İzlemediğim için bilmiyorum o yüzden sordum

benim de boyle oluyor bazen, ozel bir sey yapmiyorum yapisal bir sey sanirim. yalniz ne yazik ki makyajla filan kapanmiyor o kotu.

Herkeste olmayabilir. Ya da sadece uykusuzluk faktor degil. Beslenmeyle de ilgili olabilir. Bi hastalik olabilir. Sigara/alkol. Yorgunluk. Yaş. Genetik Vs.

Oyuncuların da işi zor olabiliyor. Çekim saatlerinin değişmesi, uzun süren çekimler, uzun süre ışıklara maruz kalma vs. yorgunluğa, strese, uyku düzeni degisimesine, uykuzuzluğa neden olabilir.

Bazılarının gözaltlarında olan damarlar daha belirgin olabiliyormuş bunun sebebi ise o bölgenin derisinin ince olmasıymış. Doktor bi arkadaş demişti. Genetik yani

Eimza veya mobil imza alma Verilerin saçılmasını engellemez. Edevlet entegre çok işin varsa mobil pratik ama pahalı. Eimza daha uygun

1.1.1.1

super unlitimited vpn vardı bi de

Ogrenciyseniz github openvpn

avg vpn. tr fiyatlandırması var. diğer vpnler gibi fiyatlar dolardan çevrilmiyor. 1 yıllık 80-90tl gibi bir şeydi. ücretsiz vpnler ile cihazı tehlikeli olabilecek durumlara sokmaktan iyidir diye düşünüyorum.

SpeedTest uygulamasının vpn’si var fakat ayda sadece 2gb kullanım hakkı ücretsiz gerisine ücretli. Bir süredir ücretli kullanıyorum gayet başarılı

Numaraya tanımlanıyor imza. Hattı taşımadan başka operatörden alamazsınız

İzmir'de sıradanlaşmış bir konu o.

Hayvanlar aç çünkü. Ayrıca ben kedileri beslemeyin yazan bir yerde açlıktan ölsem yemek yemem o işletmeye para kazandırmam.

Özellikle öyle yerleri tercih tercih ederim. Kedileri beslemeyin yazan yere gitmem, gittiysem geri çıkarım.
Masama gelen kedi de tabağımdan yiyebilir sıkıntı yok. Zaten ondan önce ben veririm yemeğimin içeriğinde kedinin yiyebileceği bir şey varsa.

doğru değil ama bizim ülkede kimse kimseyi düşünmediğinden normalleşmiş bir durum.

Buzluğa attiginizda sktsi gecmemis ise yenir. Buzlukta olan ürünün sktsi cikarinca yeniden kalan günden başlar.

buzluk sktyi de dondurur..

Hayır ne verirse onu izliyorsunuz, bildiğin düz bir kanal yayın akışı sabit olan.

Tabii ki, webmaster olma şartı yok. İçeride çoğu kişi ticaret yapıyor zaten.

gmail ile olmuyordu sanki

enfeksiyon hava yoluyla dağılmış durumda, yani herkes virüs taşıyor zaten. öldüklerinde aktive oluyor. eğer kafa travması, beyin hasarı falan yoksa zombi olarak uyanıyorlar, aksi halde ölüyorlar.

orient blue'nun dediği gibi. İlk sezonlarda sığındıkları laboratuvar gibi yerde olan bilim adamı, Rick'in kulağına söylüyor. İlerleyen bölümlerde Rick bunu açıklıyor.

Bende de öyle hocam. Ekşinin kendi uygulamasında harfler 1 saniye sonra geliyor gibi.

Amazon.

Evet yüzün bir kısmını kapattığı için beni de çok terletiyor.

Çok elzem değilse ara ara çıkarıyorum. Hiçbir zaman sabah/akşam, iç mekan/dış mekan gözlük takan insanlardan olamayacağım :(

evet, ben de daha çok terliyorum fakat gözlerimi kısmak istemediğim için kullanıyorum :)

gözlüğün daha az terletmek ya da sıcaktak korumak gibi bir iddiası olmadığı için normal diyorum :)

güneşten gelen zararlı ışınları filtrelesin, gözümüzü rahat rahat açalım ama biraz fazla terletsin ben razıyım.

Güneş gözlüğü olarak değil de x bir gözlük terletiyor. Normal numaralı gözlüğü takarken de terliyorum bazen

Lift detayının zararını bilmiyorum ama noter arabanın başına gidip bakıyor mu kaç km diye?

Kaldı ki araba noterin yanında bile değil belki. 6.500 yazar geçerler kim nasıl denetliyor, bilen varsa aydınlatabilir mi beni?

arabanın kilometresi beyan usülü kontrol ediliyor. gözle bakılmıyor. yapan olduğunu sanmıyorum.

bunu yapmak için lifte gerek yok. tüm marka model araçların gösterge kmlerini servis yazılımları ile değiştirebiliyorlar.

Ayarlardan açsanız da o kanal için altyazı bilgisi yüklenmemişse haliyle göstermez. Uydu yayınının birebir kopyasını vermiyor tvplus. Hangi kanal? Ben de bakayım.

@orient

Teşekkürler. Trtbelgesel kanalı

Rica ederim. iPad uygulamasından baktım, altyazı ve dublaj seçeneği yok o kanalda. Örneğin sinema kanallarında var ve çalışıyor. Android versiyonundan deniyorsanız ondan da olabilir, böyle ufak tefek saçmalıklar olabiliyor.

bende var. camini bilemiyorum ben raybanlere cok aliskin oldugumdan farkli geliyor ama takilmayacak gibi degil. sadece vidalari cok siki. cerceve ince olmasina ragmen agir. seklini begendigimden ucuzdu da almistim bi kampanyada. paran kisitliysa alinir veya benim gibi seklini begendiysen alinir ama en az bir adet rayban gibi iyi bir markan olmali diyorum

giyilmiyor - meme ucu iyidir.

polyester tshirtün içine atlet giyilmez.

illa giyeceğim diyorsanız pamuklu yerine polyester atlet giyin ya da meme uçlarını minik yara bandı ile bantlayabilirsin :)

Giyilmiyor çünkü teri kumaş emmeyip yüzeyde çabucak kurutsun diye.
Eğer giyersen atlet pamuk olduğundan emer ve terli kalırsın

orasi market, kasiyere soru sormasi normal, musteriyle kasiyerin sohbet etmesini beklemezsiniz, dikkat etmemesi normal, umrumda olmaz.

Bozulurdum ve laf sokardım.

Belki siz de bi soru sordunuz, onun cevabını dinliyorsunuz. Diğer kişi sırasını beklemeli. Nefret ederim laf kesen, aynı anda konuşan insanlardan. Ve asla yapmam.

Hadi pardon bi şey sorabilir miyim falan diyerek araya girse o zaman kasiyer di saniye der size olan cümlesini bitirebilir. Ya da sizinle sohbet ediyorsa zaten anında kesip spru sorana yönelir. Ama böyle dan diye laf kesip araya girilmez.

İnsanlar bir şey sormak için senin kasiyerle muhabbetinin bitmesini beklemek zorunda değil ama kasiyer senin ürünlerini geçirirken diğer müşterilerin sorularını yanıtlayabilir, kasiyer sana özel bir kasiyer değil yani.

Kasiyerle gereksiz sohbet oldum olasi sinirimi bozmustur. Bir sey soracaksam hemen sorarim ben de.

@kaleci

muhabbet ediyorum demedim. Belki bir ürün hakkında bilgi alıyorumdur. Olamaz mı?

Tam konuşurken kesmiyorsa sıkıntı yok. Tam bir şey derken bir anda soruyorsa criminal side eye yaparım. Fazlaca itici şekilde davranırsa bir saniye falan derim. Çok da sorun edilecek bir davranış değil. Sonrasında düşünmeme sebep olacak kadar takılmaya gerek yok.

o an bir kulak misafiri olurum goygoy mu yoksa hizmet mi alıyor diye ona göre araya girerim yada girmem.

tepkim olmazdı. kasiyerin işi bu zaten

marketlerde bu durum sık sık yaşanıyor. umursamam açıkcası. şimdi buna da yükseldikten sonra gündelik hayatta takılacak, yükselecek o kadar olay var ki

Kasiyerin senin sorunu yanıtladıktan sonra diğer müşterinin sorusu ile ilgilenmesi lazım
senlik bir şey yok

ben taniyamadim ama olabilir.
boyle kel alaka yabanci sarkilarin k. sunal filmlerinde kullanilmisligi var.

Girişteki melodi benziyor, ama bence sadece benziyor, birebir aynısı değil.

youtu.be

Değil. Kemal sunal'ın tüm filmlerini izlemişimdir. Bu müzik yeni bir müzik, avengement filmi için yapılmış.

Ben Ennio Morricone'nin (bkz: Le vent le cri) parçasına benzettim. (le professionnel diye de bilinir, o film için yapıldığından dolayı).
www.youtube.com

bu parça birçok yeşilçam filminde kullanıldı. kemal sunal filmlerine hakimim aslında ama onun bir filminde var mıydı, onu hatırlayamadım.

iki sekme oldu twitterda. biri önerilenler sekmesi takip etmediğin kişileri de gösteriyor. diğer sekme ise takip edilenler sadece takip ettiklerini gösteriyor

Sebebi bilmiyorum ama bende de durum öyle. İlk açıklandığı günlerde apartmandaki herkesi görmüştüm. Ondan bir hafta sonra baktığımda yazmıyordu.
KVKK sebebiyle kaldırmışlardır herhalde diye düşündüm. Bir arkadaşıma sordum, onda da aynı şekildeydi.

Abi insanların zarf yalamaya özel bi ilgisi yoksa yalamanın bi anlamı da yok yani ben açık bırakıyorum.

Zarfın kulağını içine sokuyorum

Açması kolay olsun, yırtılmasın diye içine sokuyorum.

yaladim galiba ben

Dolapta pekmez yala yala bitmez..

Yalamam zarfı. Açan için hem kolay açsın hem de hijyenik olsun diye.

Yalamam. İğrenç.

Yalarım. Pusulam zarfın uçup oyum geçersiz kalır şüphesiyle yaşayamam.

oy zarfini yalamam ama normal zarfi yalarim, cunku tadi guzel

yalıyorum tadı güzel. şekerli.

yalamaya gerek yok zarfı içine sokuşturup atıyorum öyle.
pusula zarftan çıksa bile oyunuz geçerli zaten çok da şey etmeye gerek yok.

hayır. bi kere yaptım pişman oldum, bok gibi tad kaldı dilimde

içine katlayıp koyuyorum. şekerli tadı var, yalayana da bişe denmez aslfdkaslşf

öğğğh asla.

ben kendimi bildim bileli her seçimde babam sandık başkanıydı. Her seçimde de olaylar bitip eve gelince zarfı yalayanlara sövüyodu dsjdsj

Zarfın kapağını içine sıkıştırsanız yeter. Yalamanıza gerek yok

ben de genelde evet tam kapansın diye.

Tadı şekerli starbuck's pipeti gibi. Ben özellikle yalıyorum, benim bu tür konularda tavrım net, o zarf kapağının üzerinde zamk varsa onun bir görevi vardır ve o görevi yerine getirmeli.

Spagetti kaşığının deliğini falan da kullanırım mesela, pantolonun çakmak cebine çakmak da koyarım, şampuanı kafama sürünce arkasında öyle öneriliyor diye 4dk da beklerim.

sandık görevlisi olduğumda zarfların yarısından fazlası yalanmıştı.
bizim insanlarımızda zarf yalama fantazisi var.

Zarfın kulağında yapıştırıcı niye var madem yalamayacaksak +1. Konu bağlamından kopup başka yere gitmeye çok müsait ama şunu soracağım, madem o yapıştırıcı kısım yalanmayacak ama yapıştırma fonksiyonu da zarfın üstünde mevcut yani. Tükürüp mü yapıştıralım? :D İlle de yapışsın istiyorum ben. Yapışkansız zarf versinler illa içine doğru bükeceksek halla alla.

elbette.
üsttekiler +1. yalamayacaksak neden var o?
valla şapur şupur yaladım, 2015'de 2 defa ve 2018'de dahil, toplamda 3 defa yaladım. kısmetse 2023 mayıs ayında da yalayacağım.

etrafımdan bir kaç kişi sadece ucunu/bir kısmını -açması kolay olsun diye- yaladığını söylemişti.
öyle sadece ucunu yalayan tiplerden de değilim ha. komple yapıştırıcının tamamını yalarım.

oy kullanmanın ritüelidir o.
yalamadığım zarf içime sinmez, sanki bir şeyleri eksik yapıyormuşum gibi, oy geçersiz sayılacakmış gibi hissediyorum hep.

Zarfı yalamanin hijyenik olmadığını düşünerek önce parmağımı yalıyorum. Akabinde yapıştırıcıyı ıslatıp yapıştırıyorum :D

gerek yok ama illa yapıştırıcam diyosanız yalamak yerine ilgili bölgeye minik minik tükürün.

yalarım

yalarun

mekaniker +1. Yalnız ben o üçgen kulağın sadece ucunu ıslatıp yapıştırıyorum ki şak diye açması kolay olsun sayımda

yalamayıp katlarsanız büyük şehirlerde olmasa bile kırsallarda ciddi hile dönüyor. lütfen ıslatıp yapıştırın. hele bu seçim ne olacak, ysk'ya çuvallar nasıl götürülecek.

bunlar hep soru işareti. müşahitleri almıyorlardı geçen seçimlerde, yine aynısı olabilir. yalayın yalatın.

2 defa sandık görevlisi olarak çalıştım (parti müşahidi değil, görevli). Rica ediyorum yalamayın. Zarfın kapak kısmını içeri soksanız yeterli. Oy pusulası mühürlü sandığın içinden çıkmayacak şekilde sandığın içine atın.

Verseler çekilir tabi de vermiyorlar. 200-300 bin civarı veriyorlardı en fazla, o paraya da ev değil odasını bile alamıyorsun.

Ben geçenlerde Akbank'tan 1,81'den çektim, hayat sigortasız. Bulabildiğim en uygunu oydu.

alabiliyorsan çekilir tabi, size bedava para vermeleriyle eş değer.

Çekilir neden çekilmesin. Sıfır konutlar için 0,99'dan da veriyorlar. Uzun yıllar daha uygun kredi faizi göremeyeceğiz bence bunlar son şanslar artık.

Sıfır konutta 2 milyon altı evlere düzgün miktarda kredi çıkıyor. Yoksa verdikleri 300bin falan. Komik rakamlar

Daha hayatimda dis macunu reklami izleyip tepki veren insan hic gormedim, ki kiz arkadasinizin bu konuda ozguvensizlikleri de varmis. o yuzden haksizsiniz.

bu gibi durumlarda yapilacak en iyi sey sucunuzu kabul edip ozur dilemek. aciklamaya calismayin yok soyle dusundumdu de oyle kastetmedim de vs. bunlari kimse algilamaz :)
ben sinirliyken (erkek) ben de bahane duymak istemiyorum ama karsimdaki haksiz oldugunun farkindaysa aninda yumusuyorum.

ikinizde ergenseniz sorun yok. geç ergenlikte de olabilir. ama yetişkin bir bireyin böyle tepkiler vermesi çok normal değil. sonuçta diş yapısı kişinin elinde olan bir şey değil. doğuştan gelen bir yapı dizimi bu. ne güzel tedavi de görüyormuş demekki imkanı ve farkındalığı var. bunu bir kompleks haline getirmediyse kendisinde yapılan tipik bir kezbanlık sendromu gibi gözüküyor. abartılı tepki vermesinin başka bir alt sebebi de olabilir ama. başka tetikleyici unsurlar söz konusu olabilir.

Valla bende arada bir böyle espriler yapıyorum hanıma, artık kadınların aklı nasıl çalışıyorsa, hemen hemen aynı tepkileri alıyorum.
Kafaya takma, özür dile geç

Şoktan tepki veremezdim sanırım.

Böyle bir insanla hayat zor.

Geçmişte dişleri ile yargı etiket verildiyse kendisine ki çok olası kabul ihtiyacını olumsuz etkilemiştir. Negatif bir yorumu icsellestirip tek gerçek olduğunu düşünme yanılgısı olabiliyor Can acıtan yargılar duyduğunda insan. Olduğu haliyle güzel olduğunu, bu haliyle sevdiğini hatırlatman lazım.

bence sen kasitli yapmissin ama farkinda degilsin. dis macunu reklamina bakip da negzel disler demek kimsenin aklina gelmez kolay kolay bir de sesli dile getirmek:/ partnerini manipule etmeye calisiyo olabilirsin. belki daha once de imada bulunmussundur. butun soylediklerimin ekstrem oldugunun farkindayim ama bana hic masum bi agizdan kacma gibi gelmedi

kadın haklı, gönlünü al.

takma özür dile geç +1

Özgüven eksikliği yaşadığı, onda olmayan şeyi yüzüne vurmuşsunuz. Sevgilisi kendisinden uzun olan bir kadının, sevgilise başka bir adam için ne güzel uzun boyu var denmesi gibi bir şey.
Sevgilinizin uzatması hoş değil ama özür dileyip hata yaptığınızı söylemeniz işe yarar.

Kel olsaniz, kiz arkadasiniz sampuan reklami gorunce ne guzel saclari var dese? Bu tepki sizinle ilgili degil, onun yumusak karni, duygularini ve reddettigi bu yanini nasil yonetecegini bilememis, ancak sizin de anlamakta zorlanmayacaginiz bir sey olsa gerek. O kadar acik ki tepkisinin nereden kaynaklandigi. Ozur dileyebilirsiniz ancak verdigi tepki ve sonraki adimlar icin daha yapici ve olgun adimlari birlikte atmaniz lazim.

En yukarıda Size Özel Takip Edilenler diye sekmeler var. Kendiliğinden Size Özel sekmesine geçmiştir.

@put

Ama orada da takip etmediğimiz kişileri göremiyoruz.

Eskiden bütün twitleri görmüyor muyduk ben mi yanlış hatırlıyorum?

Sana özel sekmesindeysen takip ettiklerin ve etmediklerin karışık olarak gelir, takip edilenler sekmesinden devam edersen takip ettiğin kişilerin attığı son tiwitler gelir.

@kaleci

hepsinin geldiği bir yer yok mu?

En fazla bu kadar kişiselleştirilebiliyor.

Eskiden de böyleydi ana sayfa ve kronolojik gibi iki ayar vardı, şimdi onu değiştirip sayfanın üstüne aldılar. Ben hep kronolojik kullandığım için algoritmada bi değişiklik oldu mu bilmiyorum ama takip etmediğim ya da takip ettiklerimin rtlemediği tweetleri görmek istemediğim için kullanmıyorum o ayarı. Ha bazen çok popüler tweetleri kaçırabiliyorum ama bi şekilde önüme düşüyor yine

fikir yürütüyorum: alışveriş yapıp fiş alsanız yazmaz mı?

faturasi olmayan hicbir hizmet icin tuketici heyetine gidemezsiniz. fatura varsa zaten bu bilgiler faturada yazar

googleda genelde çıkıyor mersis vs ama fiş filan yoksa zor. a101 trendyol migros gibi yerleri hep şikayet ettim.

pilotluğun olayı tehlikeli olması filan değil, pilota 300 milyon dolarlık bir makinanın emanet edilmiş olması. gerisi genellikle hikaye.

edite cevap: ralli/f1 pilotları uçak pilotlarından fazla kazanıyor zaten. riskin karşılığını orada görüyorsun.

Abi yanlış anlama da otomobili ver bi gerizekalıya kendi kendine 15 dakikada çözer kullanır, uçağı kullanmak için biraz kafa gerekiyor, o yüzden abartılıyor.

Mermer islemek de elmas islemekle ayni zorlukta ama ustalarinin gordukleri kiymet farkli.

Teknik anlamda kafası ortalamanın üstünde çalışan ve psikolojisi sağlam her insan 4-5 senelik yoğun çalışma ile; parası da varsa istediği her mesleği yapabilir ( şarkı söyleme vb gibi yetenekler hariç). Pilotluk da özverili çalışma ve disiplin gerektiren bu mesleklerden sadece birisi. Ama stres altında doğru karar verebilme, komutası altında bir sürü insanın canının sorumluluğunu alma, yoğun çalışma temposu, periyodik teste tabi tutulma gibi iş disiplini var ortada araba sürme ile kıyaslanabilir değil. Uçağı kafası çalışan herkes belki yerden kaldırır ama mesleki anlamda stabilte yoldaki doblo kullanan adamdan farklı bir şey. Kıyasladığınız tipler evden bir tarafını kaldırıp arabayla markete gitmeye üşeniyor.

bence burada kaza/ölüm oranına bakılmalı

ikincisi karada arabanın arka tekerinden gelen sese müdahale etmek daha kolay kenara çekip ilgilenirsin, havada böyle bir seçeneğin yok bu yüzden havacılıkta teknisyenlikten pilotluğa kalifiye insanlara ihtiyaç var standartlar bu yüzden yüksek

bana da öyle geliyor. özellikle sözlükte anlamsız bir pilot yalakalığı var. kimse pilotlara en ufak laf söyletmiyor. aşırı saçma geliyor bana bilmiyorum.

Karayolundaki kazaların bu kadar yüksek olmasının nedeni zaten kanunsuz kafasına göre davranan tiplerin ehliyete bu kadar kolay ulaşabiliyor olması. Sadece bunu düşünerek bile anlayabiliriz.

yolcu sayısı, tüm ekipman ve organizasyonun maddi büyüklüğü, kafa gerektirmesi gibi noktalar pilotlugu şoförlükten ayıran unsurlar.

ama söylediğiniz şeyi düşünen pilotlar da var bence. geçen bir arkadaşım "gidip geliyorum, bilgisayar başında gibiyim, farklı bir şey yaptığım yok" diye yakınıyordu.

Güzel yerlerden gelmişsiniz ama ona da cevabım var. Dün ehliyet alan adamla kıyaslamıyorum zaten.

Araba sürmeyi prof hale getirmiş insandan bahsediyorum.

20 yıldır araba kullanırım çok şeye şahit oldum burada büyük konuşmak istemem ama hızlı karar veririm ve reflekslerim gayet iyidir.

Arabayla ilgili de araba süren arkadaşlarıma bir tirck vermek isterimz araba sadece önüne bakarak sürülmez. her aynayı belirli periyotlarla kontrol etmek ve öngürülü olmak gereklidir.

Böyle bir araba süren insandan bahsediyorum. Yoksa fren yerine gaza basan insanla asla kıyaslamıyorum.

hocam kendi arabanda hayatında daha önce hiç girmediğin genç yaşlı çoluk çocuk 250 kişinin canını mı taşıyorsun?

(bkz: şakaysa hiç komik değil ciddiyse çok komik)

Teknik bilgi, sorumluluk, İngilizce gibi onlarca kriter var. Araba ile karşılaştırılması mümkün değil.

Hataları tolere etme şansı çok düşük bir sektör havacılık, o yüzden "sen geç direksiyona otur, bi başla hele alışırsın" gibi bir şey değil pilotluk.

İnsan hayatını bir kenara koyalım, uçaklar da çok pahalı. Ben oğluma araba sürmeyi kaba taslak öğretebilirim, kısa bir kurs sürüşünden sonra da ehliyetini alabilir.

Sonra da beraber trafiğe çıkarız, aşırı hızlı olmadığımız sürece en fazla yana sürter, öndeki arabaya tıklarız. Tolere etmesi daha kolay, risk göze alınabilir düzeyde.

Ama uçağım olsa oğluma vermem al sür diye, çünkü riskler göze alınacak gibi değil. Para motor kullanmak için bile eğitim gerekiyor, çünkü hata yaptığın an reset tuşu yok.

Boşuna demiyorlar, "havacılık kuralları kanla yazılmıştır" diye.

Peki pilotluk abartılıyor, neden?

Çünkü eğitimi çok çok pahalı, pahalı olunca çok az kişi ulaşabiliyor bu eğitime. Eğitim pahalı olunca da maaşı yüksek oluyor adamın, maaşı yüksek olan her meslek abartılır. E burada adam bir de uçak uçuruyor!

Bir pilot eğitimi ortalama 90.000 Euro, ama otobüs şoförü ehliyeti alma süreci herhalde 10.000 lira filandır!

karşılaştırılması mümkün değil. anca pilot olmayanlar böyle kolay sallar.
araba 1 günde bile öğrenilir.
pilotluk eğitimi minimum 18 ay. saatlerce uçuş tecrübesi gerekiyor. ustalaşmak kaptan olmak yıllar alıyor.
en ufak hatada 180 kişinin ölümüne sebep olma riski var.
uçaklar sağlam kalkıp iniyorsa kaptan pilotların sayesindedir. 2. pilot bir şeyi doğru yapmadığında hemen devralırlar.

okulu zar zor bitiren işletme mezunu denyolar parayı basıp pilot oluyor zor bir şey olsa onlar olamaz. zaten sonra da minik beyinleriyle kokpitte karı kız muhabbeti yapıp tüm dünyaya dinletiyorlar. bu adamların çoğu düzgün ingilizce bile bilmiyorlar. eskiden olsa bir dereceydi şimdi neredeyse hiçbir olayı yok.

pilot karmaşık bir cihaz kullanan ve uçağın düşmemesi için asgari teknik bilgiye sahip otobüs şoföründen başkası değildir. maaşını çok verince elitmiş gibi görünüyor.

not: en yakın arkadaşlarımdan biri pilot. kendisi aslen mühendis ve o da bunu teyit edecektir.

@ elo tek sorun can taşımak mı? Başka şeylerle gel :)

@jelly senin hesabına göre 18 ay araba için ileri sürüş teknikleri alan biri kıyaslanabilir mi?

Ayrıca “pilot olmayan sallayabilir” kısmına katılmıyorum. İsterseniz pilotluk bilgilerimizi kıyaslayabiliriz. Boş gelmedim yani :)

e başka şeylerle gelmişler işte. evet bence tek sorun bu. sizin fikrinize fikirle cevap veriyorum. beğendirmek zorunda değilim ki.

@elo o zaman ben de sana şehirler arası otobüs süren adamı örnek verebilirim. tek sorun can taşımaksa al sana can :)

Beğendirmek zorunda değilsin ama mantıklı argüman sunmak zorundasın o zaman bir anlamı kalmıyor.

Pilotluk tabii ki abartılıyor. Pilot arkadaşlarım ve pek arkadaş demek istemediğim tanıdıklarım var. Bazıları pek de parlak kişiler değiller. Kaldı ki 2023 yılındayız. Yükün önemli bir kısmını sistemlere yükleyebiliyorsun normal şartlarda.

Normal hava şartlarında yurt içi (kısa mesafe) uçuş gerçekleştirmekte bir şey yok zaten. Onu Microsoft Flight Simulator'da yeterli tecrübesi olan da yapar. Değişen hava şartları, ortaya çıkan farklı durumlar vs. gibi konular ortaya çıktığında zaten GTA 3'te Dodo'yu uçurabilenlerin değil, pilotun eğitimi/yetkinliği gerekli. Araba ile karşılaştırmak istiyorsan burada karlı, yağışlı, sisli havaları, karanlık/ışıksız gecede bol virajlı yolları ve o yollardaki şoförlüğü düşünebilirsin.

Bak, "dalgasız denizde herkes kaptan" konusuna geldik. Kaptan demişken; açık okyanusta gemi kullanmak çok zor ama insan beyninin anlamada/çözmede hala zorlandığı uçma eylemini gerçekleştirmediği için uzak yol kaptanları ve saygı görme muhabbeti dönmüyor.

@newar

Abi neden basit düşünüyorsunuz anlayamıyorum.

Arabayı yılın her günü sürebiliyorsunuz. kar, çamur, yağmur ne ararsan var. neden araba kullanan adam sadece güneşli havalarda sürüyormuş algısına kapılıyorsunuz?

Tek tek mi yazmak gerekiyor. mesela offroad yapan adam pilotton üstün mü oluyor bu durumda?

Yağışlı havada milletin arabasına sürtmeden doğru düzgün araç kullanan ile sadece gaza basıp ileri giden adam arasındaki farkı; yurt içi normal havada uçak kullanan ve zorlu hava şartlarında kullanan olarak örnek ile belirttim. Pilot ve şoför karşılaştırması yapmadım orada. Orada bahsedilen zorlu koşullar olmadığı sürece pilotlukta gerçekten muazzam yetenek isteyen bir şey olmadığını ifade etmek içindi.

okulda derslerden kaçan, okulu zar zor bitiren bi arkadaş babasının zoru ile özel uçuş okulundan pilot lisansı alıp kendini bir şekilde thyye attı, şu an airbus a320 pilotu. bölümdeki en zayıf kişilerden biri idi hem karakter hem zeka anlamında.

ticari uçak pilotluğu benim gözümde = daha fazla özveri ve yetenek gerektiren tır şoforluğu bi de giriş bariyeri yüksek.

regülasyonların çok yoğun olduğu sektörlerde her şey çok pahalıdır. mesela arabaya istersen istediğin modifiyeyi yaparsın abartmadığın sürece devlet de gelip laf etmez, ama uçağa alacağın istisnasız her şeyin ulusal ve uluslararası regülasyonlara uygun olması, gerekli testlerden geçmesi ve o şekilde ilerlenmesi gerekir. zamanında uçak içi yayın için bir kablosuz ağ projesinde çalıştım, normalde 300-400 dolar olan vericilerin aynısı, sadece sertifikasyonu var diye 4-5 bin dolara satılıyordu uçak firmalarına. aynı yaklaşım birebir pilotlar için de geçerli. risk yüksek olduğu için, adamların ağzından çıkacak kelimeler bile bir regülasyona bağlı, dolayısıyla burada konu bir taşıtı kullanmaktan çok, a'dan z'ye bir bir iş akışını uygulamak oluyor. muhtemelen hakkıyla fcpx oynayan biri uçak kaldırabilir ama o regülasyonlara uymak, uyacağını tahhüt etmek, eğitimlerini almak bambaşka bir konu.

yani bakış açın yanlış bence, konu burada bir taşıtı sürmekten çok daha öte. ortada bir regülasyon mevzusu var. ha bu arada zor, yapılamaz, imkansız, çok özel bir iş falan demiyorum. sadece çok sıkı regüle edilen bir sektörü, o yüzden böyle bir durum ortaya çıkıyor. yoksa mesela bir hostesin yaptığı iş de aslında çok basit ama yine aynı sebeplerden ötürü çok iyi maaşlar alıyorlar

her mesleğin %95'lik kısmı standart hale gelince basit zaten. Önemli olan o kritik %5. Uzun yol şoförleri de o %5'lik kısmı dikkate alınıp ona göre para kazanıyor, doktorlar da, pilotlar da. Uzun yol şoförleri az kazanmıyor zaten ama hangi mesleğin kritik anı daha önemli ve riski büyük dersek pilotlarınki daha zor. Uzun yol şoförü fırtınalı havada en kötü benzinliğe, dinlenme tesisine çeker bekler. Pilotun böyle bi şansı yok.

Offroad rallisi yapan adamın topluma faydası yok, eğlence sektörünün bir parçası. Yine yük ya da insan taşımıyor. Parası da fena değildir ama saygınlık duyulacak meslek mi tartışılır ki offroad ralli yapan biriyle tanışsam bi wow derim sonuçta enterasan meslek.

Ayrıca prezentablı bir meslek sonuçta bunun sebebine ister eğitim dersin ister gezip görmek dersin ister tamamen PR dersin ama pilot denince insan aklına üniformasıyla cool bir insan gelince, uzun yol şoförü denince göbekli dayı geliyor. İki meslekte de istisna onlarca kişi bulabilirsin tabi ama algı bu yönde. Sonuç olarak her elini kolunu sallayan pilot olamıyor, gözü bozuk olmayacak, çok değişik psikometrik testleri geçecek, yabancı dil şartı hala ne olursa olsun var vs vs. Sonuç olarak abartılması makul bir meslek.

Ha bi de otobüs yolculuğu yaparken şoföre bi şey olsa, muavin de olmasa 40 kişiden en az 4-5 kişi o otobüsü tıngır mıngır en yakın güvenli noktaya götürür sıkıntısız şekilde. Uçağın içinde başka pilot yoksa uçak yere çakılır :)

Bakış açın yanlış+1
Abartılıyor mu? Meslek sonuçta. Tek farkı içindeki her şey çok pahalı;egitiminden maaşına, ödenecek tazminatlara, uçağa, sigortaya vs her şeye çok para ödeniyor. Ama astronotlarmis gibi davraniliyor bazen, buna katılıyorum.

Colin mcrae de gelse yaptığı işin uçak kullanmak ile kiyaslanabilir yani yok. Kendi fikrin, bana göre komik fikir ve çok da tartışarak vakit kaybetmeyecegim bir fikir.

Buna ek olarak pilot arkadaslarimin çoğu özel okulda parali okuyan, babalari pilot olan kişiler. Yani böyle ucuyor kaciyorlardi da pilot oldular diye bir durum yok. Belli özellikler istiyor da savaş pilotu değil sonuçta, çoğu normal adam.

Neyse kısacası pilotluk birçok meslek gibi abartilsa da araba kullanan adam ile kiyaslanamayacak bir meslek. Bu demek değil ki rahmetli colin mcrae pilot olamazdi. Sadece yaptığı meslek ile pilotluk aynı seviyede değil.

@logisticsmanager Colin McRae örneği vermiş çok uygun.

Efsanevi ralli pilotu, 2007'de kendi kullandığı helikopterle yaptığı kazada hayatını kaybetti. Offroadda kaza yaparak ölme riski de tabii ki vardı. Kariyerinde herhalde onlarca büyük küçük kaza yapmıştır. Helikopter kullanırken bir kere hata yaptı ve kendisiyle beraber oğlunun ve iki kişinin daha hayatına maloldu. Pilotluğun önemi burada :)

abartiliyor cunku herkesin ulasabilecegi bi sey degil. egitim parasindan dolayi. bir de filmlerden falan hep bi karizmatik pilot kavrami var. bu iki sebepten insanlarin bi sey sandigini dusunuyorum pilotlugu.
bi de bizde bazilarinin, asla anlayamayacagim uniforma takintisi var ki o da ciddi bi sebep olabilir.

egitim, zeka, altyapi olayina gelirsek; dort yillik herhangi bi universiteyi bitirmis biri o egitim parasini denklestirirse pilot oluyor. arkadasim var bizzat, en iyisi pilot olayim diyip pilot oldu. kendi bile ortalama biri rahat pilot olur diyor. millet olarak parasi olmayanin erisemeyecegi seyleri ovmekte ustumuze yok. bi de halk icin zengin dusmani derler ahaha

Pilot, havacilik, yer gorevlisi egitimleri icin platform saglayan egitimleri organize eden cok uluslu bir yazilim firmasinda 2 sene calistim.

Pilot olmak icin asgari saglik sartlarini yerine getirip parayi basmak kafi.

Cogu ingilizce dahi bilmiyor.

iett şoförü daha değerli. pilotluk şişirilmiş bir meslek. daha cici üniformalı ama yine şoför. ölü meslek aynı zamanda. şimdi pilot olanlar emekli olduğunda (olurlarsa) pilotluk diye bir meslek kalmayacak.

keşke minibüs otobüs şoförleri de pilotlar gibi eğitime tabi tutulsaydı. ülke seviye atlardı. var olan durumu kötüleştirmeye çalışıyorsunuz. bırakın pilotlar eğitimli kalsın, onları da aşağı çekmeye ve her önüne geleni pilot yapmaya çalışmayın.

Meslekten biri olarak söylüyorum: “aşırı coşturmaya da gömmeye de gerek yok.” Güzel havalarda sorunsuz bir uçağı uçurmak güzel; asıl olay kötü ve kaçınmalı havalarda veya uçakta bir karar vermek durumuna sokan “non normal checklist” veya başka bir olağan dışı durum ortaya çıktığında ayyuka çıkıyor.

Sevgiler…

Ekleme: Eğitim kısmı da sabır isteyen bir süreç.

@jelly bear

18 ayda (o da en en en iyi ihtimalle hicbir sey aksamadan sureciniz ilerlerse) ancak elinize atpl lisansi alirsiniz. bununla airbus ya da boeing ucaklarini ucuramazsiniz cunku type ratinginiz yok elinizde. type rating de (tip egitimleri) minimum 2 ay suruyor. type rating sonrasi tamamlamaniz gereken simulator sortieleri var, havayolu standartlarina gore degisir bu ama en az 3 ay da bu saatleri tamamlamak icin simulatorde ucacaksiniz.

3 seneden once cok mumkun degil hatta ucmak. verdiginiz bilgi maalesef yanlis.

ben geldim.
başlık "pilotluğun abartılması" fakat siz pilotluğun abartılmasına takılmıyorsunuz pilotluğun abartılan bir meslek olduğunu düşünüyorsunuz.
pilotluk abartılan bir meslek. Bununla birlikte diğer abartılan meslek de doktorluk (cerrah). Pilotluk abartılıyor çünkü uçmak insan için hep "uçuk" bir durum ve medeniyet yolunda ne kadar az yol kat ettiğimiz düşünülürse belki de yaptığımız ve somut olarak herkes tarafından gözlemlenebilen en acayip icat maalesef uçak.
çok üzerine düşmeden çok az pratikle uçak da değil çok daha zor unstable bir sistem olan helikopter adlı icadı kullanabiliyorum. Tabii ki bir pilotun hakim olduğu tüm konulara hakim değilim hakeza o da benim yaptığım icada, helikopterin mühendisliğine hakim değil. Yapan benim ama havalı olan pilotlar. Ben uçarken de kısmen havalıyım ama pilotlar daha havalı.
Hatta geçen gün giydiğim bir mont vesilesiyle "pilot gibi olmuşsun" övgüsü aldım. Övgüyü yapan helikopter yapıyor. Ben helikopter yapıyorum. Kadın bana pilot gibi olmuşsun diyor.
Şimdi cevapları okumaya çalıştım. "Pahalı bir alet emanet ettiğinden denilmiş" mesela. AutoPilot sistemini yapan mühendisler daha havalı o zaman ya da rotor sistemlerini ya da RFCS'i.
bu konularda bu örneği sıklıkla veriyorum: Ortaokulda belediyenin temizlik işçileri ile ilgili bir konu açılmıştı ve üzülme, utanma, mahcup olma gibi karışık duygular içine girmiştim. Siyaset, sanat, felsefe vs. konuştuğumuz bir öğretmenim, her işin değerli olduğunu, her işin "kutsal" olduğunu ve her işin doğru yapılması gerektiğini söylemişti. Siz cerraha öykünürken bir KBB'ci beyninizdeki tümörün bulunmasını sağlayabilir, bir temizlik görevlisi bir aracın kaza yapmasını engelleyebilir ya da sebep olabilir, bir öğretmen düzgün bireyler ya da dangozlar yetişmesine sebeğ olabilir. Bu liste böyle gider. Pilotluğun bir olayı yoktur. Pilotluk havalı diyen herkes Pegasus'a başvurup, borçlanıp, yurtdışında eğitim alıp yine Pegasus'ta pilotluğa başlayabilir. Borcu da maaşından kesilir.
xoxo gossip girl

Yeterince parası olan ve diğer minimum şartları taşıyan herkes eğer istiyorsa pilot olabilir.
Anlayamazsınız kaan gibi.

kesinlikle. türkiye'de insanlar paraya önem veriyor. bir iş para çok para kazandırıyorsa çok saygı duyuluyor. çevremde pilot olan insanlara bakıyorum çok kötü olmasa da vasat akademik başarısı ve imkanları olan insanlar. öyle boun'da mühendisliği dereceyle bitirmiş biri pilot olmuyor. kimler pilot oldu? ortalama bir devlet okulunda iktisat-mühendislik ortalama bir özel okulda mühendislik okuyan insanlar. pek genius birine denk gelmedim.

iyi ve deneyimli bir şoförü kıyaslamaya sokuyorsak iyi ve deneyimli bir pilotu ele almamız gerekiyor. iyi ve deneyimli bir pilot sıkı eğitimden geçmiş, kriz anlarında doğru kararı verecek, gerektiğinde uçağı nehre indirebilecek kadar iyi pilotaja sahip bir pilottur. zaten biri aracını iki boyutta, diğeri üç boyutta idare ediyor. üç boyut algısı, meteoroloji ve geometri bilgisi falan lazım. araç kullanmada olay büyük oranda öngörü ve his. hisleriyle karar verene de güven olmaz. bence kıyaslamanın galibi belli.

ucakta daha cok tus var

Araba bozulunca risk almayıp kenaraekebilirsin uçakta yok. Kaldı ki sen çoğu arızayı görmüyorsun nelerle uğraşıyorlar. Bu teknik kısım kalan kule kısmı yağış sis vs uzar gider. Uçak kullanmayı biliyorum evet abartılacak bir durum değil ama basit bir olay keisnlikle hiç hiç değil.

yahu uçağın da bin tane düğmesi var. he belki biraz anlatsalar "he abartıldığı kadar da yokmuş" derim ama uzaktan bakınca çok detaylı iş gibi gözüküyor.

"ralli/f1 pilotları uçak pilotlarından fazla kazanıyor zaten. riskin karşılığını orada görüyorsun." denilmiş de o riskin karşılığı mı emin değilim. kazandırdığı paranın kendi payına düşeni bence. sonuçta o spor o kadar ekonomi yaratmasaydı onlar bu paraları alamayacaktı.

Hem uzakyol gemi kaptanı hemde pilot (hususi) olarak cevaplamam gerekirse ikisinde de dikkat etmen, bilmen ve öğrenmen gereken birçok şey var. genel olarak sıfırdan en sonuna kadar birçok işine yaramayacak teknik bilgi yüklüyorlar. ancak bundan %1'ini bile hafızanda tutarsan çok zor anlarda kurtarıcı olabiliyor.

en zoru stabilite ve meteoroloji. ikisinde de bilgi eksikliği ve hesap hatası çok büyük felaketlere yol açar.

iki meslekte de ultra zekalı adam değil aksine pratik zekası olan ve hızlı düşünen kişiler daha başarılı oluyor.

Otomobil kullanmayı basit görenlerin çok sığ düşündüğü kanaatindeyim. Kanımca otomobil kullanımı uçaktan daha fazla dikkat gerektiriyor. Sürekli olarak etrafınızdan beklenmedik olarak çıkan ya da size yaklaşan sürücülere karşı tetikte olmak zorundasınız. Tabela takibi, yol durumu takibi vs derken farkında olmadan çok kompleks bir iş yapılıyor ve bunların çok büyük çoğunluğu sürücünün kontrolünde olmayan etkenler. Gaza basıyorsunuz gidiyor olayı değil sadece. Uçakta mekanik bir arıza (ki bu otomobilde de olabilir), ya da beklenmedik ve çok ani bir hava değişimi olmadığı sürece böyle bir durum yok. Yol boş ve dışarıdan size gelebilecek beklenmedik bir sürücü etkeni yok. Göstergelere ve kumanda kontrolüne rahatça odaklanabilirsiniz.

Ben pilotluğun overrated olduğunu düşünen taraftayım. Çevremdeki pilotlardan da gördüğüm kadarıyla ortalama zekaya ve reflekslere sahip herhangi biri rahatça pilotluk yapabilir. Yaptıkları işi değersiz kılmaya çalışmıyorum ama özel bir iş olduğunu da düşünmüyorum. Kurallar, regülasyonlar birçok sektörde var. Aklı başında, eğitimli ortalama bir insan çalıştığı sektörün getirdiği kuralları zaten takip eder ve uyar. Bu regülasyonlar ve pahalı ekipmanlar meslekte ödenen ücretleri artırıyor olabilir. Ama benim bahsettiğim şey pilotluğu yetenek tarafından incelemek.

Mesela pilotların şu "sürekli ders çalışman ve simulatöre girmen" gerek geyiğine de bitiyorum. İyi bir mühendis de sürekli ders çalışmak ve kendini güncel tutmak zorunda ama yaptığı işi yağlayacağım diye hiçbiri bundan bahsetmez. Okuma yapıyorsan yap, bana ne yani bundan? Ben de yapıyorum.

Dediğim gibi, bir mesleği küçümsemek değil olay. Ama kendilerine ödenen ücretlerin ortalamadan yüksek olması bu işi çok özel kişilerin yapmasından kaynaklanmıyor. Ben de mesela yaptığım maaşlı ve teknik işle, daha fazla dikkat, sorumluluk ve yetenek gerektiren birçok meslek sahibinden iyi kazanıyorum. Çok zeki ve çok yetenekli insanlar görüyorum dışarıda. Benim yerimde olsalar eminim çok daha iyi yerlerde olurlardı. Ama aldığım parayı savunmak için de gelip "yaa bizim iş de çok riskli, şöyle de böyle de" diye anlatmıyorum.

bildirgenin sıfatını görebileceğiniz bir yer yok, görseniz bile bilgirgenin içeriğinde görmeniz gereken, gördüğünüz zaman size bir şey kazandıracak ekstra bir bilgi yok. olsa olsa işe girişi yapan firmanın arşivinde bulursunuz hala saklıyorsa.

işe girişiniz ile ilgili bütün bilgileri (giriş tarihi, giriş yapılan şirket vs) hizmet dökümünden görebilirsiniz.

hizmet dökümünde göremeyip bildirgenin kendisinden görmek istediğiniz şey nedir?

Paranı nakit olarak tutmak yerine fon alıyor. Sen senet aldıkça o fonu bozup parayı senede yatırıyor.
Senedi sattığında yine gidip fon alıyor. Paran boş durmuyor yani.

40 bine günlük 400 nasıl geliyor. nasıl bir fon o

nemalandırma işlemi para piyasası fonu veya borçlanma araçları fonu gibi risksiz, dolayısı ile düşük getirili fon alımı ile oluyor.
hesabınızda yanlışlık var hiç bir risksiz/düşük riskli fon 40bine birkaç gün içinde 800 lira kazandırmaz.
soruya gelecek olursak, tabi ki hesapta hiç para kazandırmadan durmasından iyidir.

Kalorifer vb gibi bi ısı kaynağında bi süre bekletip karıştırmak iyi olur o tarz ürünleri.

Yağı üste çıkabiliyor.

Ben tahin ve fıstık ezmesi gibi ürünlerde yapıyorum mecburen.

Nutella gibi aşırı endüstriyel ve katkılı ürünler bunu istemeyebilir tabii.

evet uzun bir kaşık ya da çatalı daldırıp dibinden karıştır. yoksa dibi tutuyor bitmeye yakın. altta çok katı bir form kalıyor. Emülgatör olmadığından dolayı.

karıstırmadan yiyebiliyorsan ye

ben sırf app sıkıntısından dolayı tv box aldım samsung tv ye :) tizen seri sistem ama geliştiricisi yok sanırım.

Ben kullaniyormusum, varligibdan haberim yoktu. iptal edip deniyim dedim soluk gozukuyo biraz renkler. Goz alisir ama herhalde.

İlk çıktığından beri kullanıyorum. Çok şarj yediğine nereden eminsiniz?

hiç kapatmadım

bildiğim kadarıyla yok.
bir zamanlar prime ve www kullanmazken bende heveslenmiştim. ancak o işin sonu aynen kullanmayla sonuçlanıyor. zaten prime aktifime girdi ama tvden internet çok kullanışsız geliyor.
www tuşuna basılmadı bile. temiz kumanda istersen :)

ayril coco

sevgilin mecazdan anlamıyor

bir gün dışarıda kafede alman usulü ödeyelim kalıbını kullansana bakalım biz alman mıyız diye kızacak mı :)

böyle tipleri nereden buluyorsunuz? söyleyin uğramayalım.

aşırı saçmaymış ya, ayrıl gitsin valla. bohr +1 ayrıca, ulan kimler sevgili bulabiliyor şu dünyada, nasıl oluyor da oluyor çok acayip.

Yani unuttum tabi ama buna benzer saçma bir sevgilim olmustu. Sürekli böyle saçma salak seylerden olay çıkardı.

Ayrilmak kadar güzeli yok. Böyle bırak ömrü bir ay gitmez.

genelde böyle tipler daha çok beğeniliyor, boşver ayrılma, ayrılınca üzülürsün hemen biri kapar arkadaşı.

mor bembombom+1
ben de sasirdim cevaplari okuyunca.
o an belki de bos bi anina denk geldi kizin, o da sonra biraz sacma oldu demistir kendi kendine belki. ya da gercekten alinmis, sinirlenmis de olabilir. hatta sorunun sonundaki ayrilayim mi'yi gorunce gercek mi diye dusundum soru ama goruyorum ki ciddi ciddi ayril denmis cevaplarda ahahaha. ama ayrilayim mi diye sorabiliyorsan gercekten bence de ayril.

Çok saçmaymış :))

Sakin vakitte bi konuyu açın neden böyle tepki verdiğini anlamaya çalışın. Delirmişse ayrılın.

Bazen bu durumlar bilinç altını ortaya çıkarabiliyor

Yanında birinin peçeteye fışfış yapması gibi bir şey bu. Kimi hiç aldırmaz, kimi bir an tiksinir sonra unutur ama kiminin de midesi kalkar. Abartacak bişey yok bunda.

böyle ufak tefek şeylere alınan insanlara uyuz oluyorum ya. sakın alttan alma böyle diyince.

Hesabı Alman usulü ödeyelim deyince "Ich liebe Deutschland, Ich liebe Reich..." diye başlıyor mu?

ayrılıncak bir şey yok da morbembom ve kittie ye burada katılmıyorum

arkadaş iletişim yolunu kapamamış ki, neden böyle dendiğini bunun akrabalıkla ilgili değil hakkaniyetle ilgili bir deyim olduğunu açıklamış, karşısındaki kişinin açıklaması yok

Ayrıl Coco

Ayrılmalısın

Nasil konu ayriliga geliyor yaww bir tuhafsiniz. burda konu aciyorsunuz da reelde coktan kapanmistir bu mesele

Ayrılma tabi ki, bundan ayrılınır mı? :) Tatlı bi tepki koymuş, öyle denilir mi hiç.

İşi bilmeyen biri. Oradaki doğru tepki senle dalga geçmek şeklinde olur. Mesela "doğru diyosun kardişiiiim" diye olabilir.

kezban detected olmuş bu biraz kusura bakma normal karşılayanlara ben de anlam veremedim.

Bu deyimi duymamış, kinayeden anlamayıp bozulan insan her şeye bozulabilir. Belli ki hayatta bir şeylerden eksik kalmış.

Mağarasına geri göndedsdhfg tamam tamam daha da gömmeyeceğim, tatlı bir atışma çıkabilir bu diyalogtan fakat ciddi bozulduysa bana yine de çok korkunç geldi.

"ama insanlar hassas olabilirler onları anlamamız lazım"

yoo. yorar o insanlar.

sakin ol denen birinin sakinleştiğini görmedim hiç, bu daha fazla basınç oluşturuyor, insan o basınçtan öfkesini saçıp kurtulmalı düzgün düşünebilme seviyesine gelmeli o yüzden kendi haline bırakırım

dışarıdan bizi ayıplarlar dönüp bakarlar diye de kaygılanmam

Etmem. Ama baktın işler çirkinleşiyor, konuyu dağıtmak için "senin şu eski çıktığın noldu ya" falan denebilir.

@freebird

Tabi sakinleşmez de bir farkındalık oluşur gibi düşünüyorum. İnsan öfkelenince bilinci gidiyor haliyle gözü bir şey görmüyor.

Tartışmanın dozuna ve bulunduğumuz yere göre değişir. Evdeysek ve başka birisi yoksa rahat rahat kavga etsin diye başka bir odaya giderim. Hiç karışmam. Kafe gibi bir yerde oturuyorsak ve telefonda ettiği kavga diğer insanları rahatsız edecek düzeye geldiyse müdahale ederim. Başka bir yere gitmesini sağlamaya çalışırım diğer insanları rahatsız etmemesi adına.

Umrumda olur, önemserim, ama karışmam sizin sorduğunuz anlamda.

kontrolünü kaybederse (hakaret etmek, public ortamda bağırmak vs.) müdahale ederim. sakin ol, sinirlenme yerine farklı kelimeler kullanırım tabi.

beni rahatsız edecek bir düzeye geldiyse direkt "yavaş ol, sakin" derim. zaten genelde işime bakan biri olduğum için bu tepkinin rahatsız olduğum için geldiğini bilir karşıdaki de.

Eğer eşi/sevgilisi de arkadaşım ise;
tartışmanın dozu çok ileri gittiyse telefonu alırım elinden. eşine de söylerim telefonu kapatırım. sonra ikisini de sakinleştiririm.

eşini tanımıyorsam ve tartışma çirkinleşmeye başladoysa el kol yaparım. içimden de "nasıl bir manyak bu adam/kadın, benim yanımda eşiyle ne biçim konuşuyor" derim.

Arkadaşla olan samimiyetinize baglı bir durum. Mesela x isimli arkadaşımda yaşansa böyle bir şey. Telefonla konuşması bittikten sonra kafasına şaplagı yapıştırdırırdım:
-salak salak konuşma sakin ol ponçik derdim.

Fakat samimiyetimin olmadıgı y kişişi yapsa umrumda bile olmaz

yakın olmayan bir arkadaşım ise olay mahalinden uzaklaşırım. sonra gördüğümde de hiçbirşey yok gibi davranırım. yakın bir arkadaşım ise müdahale etmem, kapatıp sakinleşmesini bekler sakinleşince ne olduğunu sormakla başlarım.

Telefonda iken asla yorum yapmam. Sonrasında da kendisi konuyu açmadığı taktirde yine yorum yapmam

Valla eger ciddi ciddi kontrolu falan kaybediyor gibi olursa gidip durtup sonra da fatih terim ve hastanelerdeki hemsire fotosu karisimi bir vucut diliyle 'haci sakin ol, abartma' tarzi hareketler falan yaparim. Yok normal tartisiyorsa da bisey yapmam.

Ben izin isteyip yanliz birakirim telefonla konusanlari, ozel olarak istedikleri gibi konussunlar diye.

Telefonla olduğu için fiziksel şiddete dönme ihtimali olmadığı için müdahale etmeye gerek yok bence.

etmem. bana ne.

final olması?

fransa'nın 80'den sonra 2-0'dan geri gelmiş olması?

Illa hollanda-arjantin ile kiyaslayacak olursak hem 2-0 dan 2-2 ye geldi, hem de uzatmalarda 3-2 den 3-3 e dondu. Ustune bir de @mark in dedigi gibi final olmasi ve normal surelerde son gollerin 80 sonrasi gelmesi vs etkiliydi.

Kisacasi hayatimda gordugum en nefis mac olmasa bile uzun zaman sonra finale gercekten yakisacak cok guzel bir mac oldu. Bu yuzden abartildigini pek dusunmuyorum.

maci izledin mi?

75'e kadar normal bir final maciydi ancak fransa'nin 1 dakikada 2 gol bulmasi ile alev aldi ve her iki tarafin da sonuna kadar birbirine cevap verdigi, kupanin bir oraya bir buraya gittigi, iki tarafin da atak yaptigi efsane bir mac oldu.

izledigim en heyecanli finaldi 2005 sampiyonlar ligi finali ile birlikte.

@antika

Ben maçı 2 kere izledim :)

Sen hollanda maçını izledin mi?

Hollanda maçı 15dk da döndü ve pen6 da benzer skorla bitti 4 3 tü sanırım.

Hayatında böyle maç izlemedim demek için hollanda maçını izlememiş olmam lazım evet :)

@mark

Mesela soruya cevap vermiyor çünkü hollanda maçını izlememiş 80 den sonra dönmesi diyor. Hollanda da döndürdü kardeşim so what?

dünya kupasında izlediğim tek maçtı onuda 2-2 olduktan sonra izledim (hırvatistan-brezilya penaltıları izledim bide ama maçı izlemedim)

2-2 den sonrası bile baya güzeldi top bir o kalede bir bu kalede ataklar hep gol şansı go oldu fransa geri döndü, sonları final gibi finaldi 3-3 olan penatıda ben bile heyecanlandım acaba ne olacak diye.

e daha ne olsun. en azından baştan sona doldur boşalt maç değildi.

benim hollanda macina gore gozlemledigim farklar.

1- final olmasi sebebiyle ortada buyuk bir stake var. kupaya kadar uzanip alamamak soz konusu. ceyrek finalin odulu yari finale cikmak ama burada dunyanin en buyugu oluyorsun.

2- arjantin maci kopardi derken 'sadece 1 dakika icinde' fransa'nin ortak olmasi. sonra uzatmalarda yine ayni sekilde arjantin aldi denirken tekrar fransa'nin geri gelmesi. hollanda macinda bir comeback, burada iki. hatta neredeyse fransa aliyordu 120. dakikada kaleciyle karsi karsiya pozisyonda.

3- hollanda macinda hollanda geriden gelmesine ragmen uzatmalarda 0 futbol oynandi. iki takim da rolantiye aldi ancak burada iki takim da bastirdi. hollanda maci uzatmalari keyifli degildi izlemesi ancak burada hop oturup hop kalktik dakika 80'den sonra.

Olay taze olunca insanlar abartmayı seviyor. Son yıllardaki çoğu turnuvadaki final maçlarına bakınca gerçekten güzel maç oldu ama gidip mesela bu maçın 2005 milan liverpool finalinden iyi olduğunu iddia etmek nasıl bir kafa anlamıyorum. (görüşlerine değer verdiğim Erman Yaşar'dan bunu duyunca şaşırıp benzer bir tepki verdim)

3 gol penaltıdan oldu zaten, o bile heyecanı alıp götürüyor. Finaller arasında özel bir yeri olmasına rağmen genel olarak en iyi maç söylemleri vs. aşırı abartı geliyor.

Hollanda maçının uzatmalarında çok pozisyon olmadı Arjantin'in ikinci devre bir iki denemesi dışında. Fransa maçında ise sadece 120+3'te iki kalede toplam 3 pozisyon kaçtı. Emilio Martinez'in müthiş kurtarışının hemen ardından Lautaro kafa vuruşunu kaçırdı, ordan dönen topta Mbappe ceza sahasına baya tehlikeli girdi zor uzaklaştırdılar maç bitti. Ayrıca genel olarak uzatmalar baya keyifli geçti.

Bi de arkadaşların dediği gibi bu final maçı ve Messi'nin son finali bi de. Çok rahat 2-0 kazanıp şampiyon olacak Arjantin derken maç 2 dakikada 2-2 oldu. Fransa momentumu aldı burdan bırakmaz derken 3-2 sonrasında 3-3 ve penaltılar. Daha ne istiyosunuz ki 2005 CL'yi hatırlıyorum ama öyle tamamını izlememiştim herhalde 9 yaşndaydım, onu saymazsak izlediğim en dolu dolu ve iyi maçtı.

Arjantinin 86 dan sonraki ilk şampiyonluğu olduğu için de daha heyecanlıydı bence

iki maçta da aynı şeyler olsa bile birinin unvanı final.
diğer yandan burada yazılmamış ama fransız futbolcunun uzatmanın son dakikalarında kaçırdığı net pozisyon bile olaya farklı anlam katar. garibim sabaha kadar rüyasında o golü atmaya çalışmıştır.

hollanda maçıyla ne alakası var. dünya genelinde şl eufa vb. büyük finallerin çoğu sıkıcı maçlardır ve gol dahi zor olur. belki hayatında izleyebileceğin en güzel 5 finalden biri olabilir. 99 manu bayern finali, 2014 real atletico finali gibi ikonik maç çok azdır. sen 2-0 öndeyken 5 dkda 2 2 olan bir maç ve 90+7 de fransanın yüzde yüz gol pozisyonundan yararlanamamsı. tabi ki hayatımda gördüğüm en nefis maç değil insanlar hayatlarındaki boşluğu abartıya bırakmışlar. bence messi açısından ikonik ancak yazın yapılmayan bir kupa süper ikonik olsa ne olur bende 98 dünya kupasının o büyüsünü bile yaşatmadı. insanlar abartmayı efsaneleştirmeyi çok seviyor. bence bu kupa maradonanın dünya kupası kazanmasının etkisi kadar bir etki bırakmayacak ierleyen yıllarda.

rotoscope animation

çok istekli.

şaka yapmaya yer arıyor/niyetli

Size öyleleri denk gelmiş. Bana konuşanı da denk geldi. Mesleği sevmekle alakalı biraz.

45 dakika ben sormasam bile uzun uzun anlatan doktor hatırlıyorum. öyle denk gelmiş diyeyim.

bizim doktorlarimizlik bir durum degil, evrensel bir sey. birkac farkli ornek olabilir ama geneli budur.

gününde değildir

hangi işte full performans çalışılabilirsin ki mesai boyunca

abartıyorum ama
sabah ayıldıktan veya öğlen yemeyi sindirildikten sonraki ilk randevuyu deneyebilirsin

Ben dahiliye doktoruna gitmiştim, karnıma sancılar giriyordu ölecek gibiydim. Hayatımda bu kadar ilgili bir doktor görmedim. Adam uzman doktordu. 2 ilaç yazdı tık diye sorunum bitti.

Tahlil bekliyordum bahçede, onlar da öğle molasına çıkmışlardı oturuyordu bahçede. Beni gördü sonuç ne oldu çıkmadı mı dedi, yok dedim. Ben birazdan odama gidip hızlandırırım dedi.

1 hafta sonra tekrar gitmem gerekiyordu, yeni tahlil istiyordu ilaçları kullandıktan sonraki durumu görmek için. Ben de o zamanlar bir iş görüşmesine gitmiştim benden evrak toplamamı istediler, sağlık raporları falan. Doktor sağolsun hepsini kendisi yazdırdı para ödemedim. Çok kral adamdı valla, İzmir'de dahiliye ile ilgili sorunu olan özelden yazsın doktorun adını vereyim.

Genellemek yanlış. Bazısı açıklama yapmak istemiyor. Bence iki nedeni var. Ya o gün keyifleri yok, ya da karşısına gelen herkesi cahil zannetikleri için anlamaz bu deyip gönderiyorlar.

Sorunun ne olduğunu, ne yapılmasını gerektiğini uzun uzun açıklayan; sorularıma özenle cevap veren çok hekimle karşılaştım.

Bunların yanında ukala ukala konuşan, soru sorunca sallamayıp al işte bunları kullan diyip gönderenle de karşılaştım. Mal herhalde deyip sesimi çıkarmadan odadan ayrılır bir daha da gitmem o hekime.

Geçen mesela göz hastanelerinden birinde bir hekime göründüm. Adama diyorum, bundan önce başka bir hastanedeki doktor tarafından verilen gözlüğü kullanamadım. sağ taraf yanlış yazılmış, cam aldım çöpe gitti. muayene esnasında iyi görebiliyordum ama gözlüğü takınca kötü oldu dedim. Acaba ben mi hata yaptım, aynı sorunu tekrar yaşamayayım diye iyice irdelemek için şöyle midir böyle midir diye sorarken, "adam sen bunu niye soruyorsun ki? baktık, görüyorsun işte al kullan bunu" diyip postaladı. odada yalnızdık diye sesimi çıkarmadım, baya sinirlenmiştim.

sana denk gelmiş +1
gittiğim bütün doktorlar teşhis ve tedavi hakkında oldukça detaylı bilgiler verdi.

hatta böbrek taşı ağrısı sebebiyle aciline gittiğim bir devlet hastanesinde kayıt yapan embesil memur beni boş yere bekletirken (tabi ben zıp zıp zıplıyorum o esanda) oradan şans eseri geçen bir doktor memuru azarlayıp, beni içeri alıp hemen müdahele (iğne) yapmıştı. o andan sonraki sürecin de nasıl devam edeceği konusunda etraflıca bilgi vermişti kısa süre içerisinde. özellikle devlet hastanesi örneği verdim. gittiğim bütün özel hastanelerde zaten oldukça ilgiliydi doktorlar sağolsunlar.

Wayans kardesler

açman gerekıyor uye olup.

Ilk bir kac mesaji gosteriyor sadece.

selulozik tinerle temizliyorum ayakkabilarin beyaz yerlerini ama dikkat edin, o kisimda yazi logo vs varsa onu da ucuruyor :)

Suni derili spor ayakkabıysa makineye atıyorum direkt

Flo gibi yerlerde spor ayakkabilar icin kopuklu bir temizleme sungeri var onunla. Cikmayacak gibiyse ve sadece beyaz yerdeyse birkac damla camasirsulu bezle

Selsil güzel emizliyor

Bir bezi hafif ıslatıp beyaz sabuna sürttükten sonra ayakkabıyı elden geçiriyorum.

İlk günkü gibi oluyor çok sararmasına, lekenin kalıcı hale gelmesine izin vermediysen.

Bağcıkları da çamaşır suyunda bekletiyorum genellikle yeterli oluyor.

Diş macunu ve diş fırçası, youtubeda deneme videoları var, hem suni deri hem tekstil kısımları iyi temizliyor