[]

burcunuz nedir ?

burçlara inanmam ben ancak bugün kafam takıldı bi bakayım dedim. kadın bir bir beni anlatıyor(titiz ve planlı değilim, kadın uyduruyor). böyle şey olur mu yahu? sizde de böyle oldu mu? bunu nasıl başarıyorlar ki? ben yine de inanmamaya devam edeceğim yoksa bilim çarpar beni. sizin burçlarınızı merak ettim. rezan abla, sen neymişsin be!

(başak burcu erkeğiyim.)


 
Valla ne yalan söyliim ben de bazen öyle düşünüyorum.

İkizler
  • Delay Fuze  (24.09.18 20:33:27) 
Boğa


  • dissendium  (24.09.18 20:37:01) 
'Cold reading' is a set of techniques used by mentalists, psychics, fortune-tellers, mediums, illusionists (readers), and scam artists to imply that the reader knows much more about the person than the reader actually does.

en.wikipedia.org

Barnum effect

The effect is a specific example of the so-called "acceptance phenomenon", which describes the general tendency of humans "to accept almost any bogus personality feedback". ... For example, while reading a horoscope, people actively seek a correspondence between its contents and their perception of their personality.

en.wikipedia.org


edit: Ayı burcuyum : )
  • idexo  (24.09.18 20:38:17 ~ 20:39:20) 
Akrep

Ara ara bayağı sağlam tutuyor bende de o.O
  • helena  (24.09.18 20:45:59) 
ikizler erkek


  • tabudeviren  (24.09.18 20:50:01) 
Terazi


  • eazy  (24.09.18 20:50:15) 
Terazi


  • rakicandir  (24.09.18 20:51:11) 
cok sukur koc burcuyum.


  • bedbed  (24.09.18 20:53:12) 
Burçlara inanmıyorum ama buradaki birçok kişinin işini kolaylaştırmak adına söyleyeyim; yay.


  • Bruce  (24.09.18 20:53:36) 
İnanmayın, barnum etkisi yazmaya gelmiştim.
Benimki ise:
Kuyruğu var at değil kanadı var kuş değil.
karada bayılır suda ayılır.
  • Amaranta ursula  (24.09.18 20:54:17) 
Boğa

İnsan nüfusunun 12'de 1'inin aynı özellikleri sırf doğum günleri yakın diye taşımasını beklemek bana çok mantıksız geliyor.
  • nundu  (24.09.18 21:03:14) 
Ikizler


  • aquarium  (24.09.18 21:03:30) 
Burcum yay fakat burçlara zerre kadar inancım yok.


  • ms brownstone  (24.09.18 21:13:51) 
Koc burcuyum gunluk yorumlar falan degil de karekter ozelliklerinin uydugunu dusunuyorum.


  • ceann deas  (24.09.18 21:17:16) 
balik erkeğiyim:))


  • lata  (24.09.18 21:26:55) 
ikizler


  • bokmuhendisi  (24.09.18 21:28:42) 
Yengeç.


  • kulagina kupe olsun  (24.09.18 21:30:56) 
Senin gibi soyleyen ve cok iddaali konusan bir kizda denedim; oncelikle kesinlikle durust olacagina dair soz istedim. Sonra burcunun ozelliklerini bir bir okudum ona. Hemen hepsine vallaha dogru dedi. Tamamini okudum ve gercek durust cevap verip vermedigini tekrar sordum, evet dedi gercekten durust cevap verdim. Sonra ben de baska bir burcu okumus oldugumu itiraf ettik kendisine ve konu kilitlendi.

Ben: Ikizler.

Edit: he bir de su var, hicbir burcta olumsuz bir ozellikten bahsetmez kolay kolay. Herhangi bir burc bu burcun kadini gerizekali olur falan dedigini hic gormedim mesela. Yalanci olur dedigini falan. Uckagitci firsatci icten pazarlikci...
Olumlu seyleri hepimiz kendimize yakistiririz. Ikizler burcu zekidir dediigi zaman "tabi lan, ben zekiyim evet birebir tutuyor aslinda zekiyim ben" deriz.
  • stavro  (24.09.18 21:52:57 ~ 21:56:27) 
başşşak erkek.


  • ya ben lan neyse  (24.09.18 21:59:46) 
Terazi.

Dengesiz, kararsız, mükemmeliyetçi, estetiğe önem veren kişidir derler terazi için. bu 4'ü tutuyor. diğerlerini bilmem.
  • dont eat me  (24.09.18 22:01:46) 
Yay


  • legolasin son oku  (24.09.18 22:44:28) 
Aslan.
Aslan gerçekten benim, yüzde doksanbeş. Kalan yüzde beşlik kısmım ikizler, yükselen burcum.

  • megalomaniac  (24.09.18 23:16:36) 
yılan. tısssss.

şaka ya şaka. kova.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (24.09.18 23:19:21 ~ 23:19:32) 
tabii ki ikizler.


  • tepedeki psychedelic adam  (24.09.18 23:21:50) 
tek burç çalışmaz normal burç yani güneş burcu sonra yükselen ve ay burcu bu 3'üne bakmak gerekir. koç akrep oğlak


  • kush  (24.09.18 23:49:20) 
Kedi.


  • pike  (25.09.18 00:21:02) 
Aslan


  • mysql34  (25.09.18 00:38:18) 
Yay. Şükür ki yalnız değilim. Oranımız çok az çünkü :(


  • m e b  (25.09.18 00:43:46) 
Aslan, yükselenim de yay galiba.


  • Lim5  (25.09.18 01:05:00) 
yengeç ama yükselenim kova o yüzden bazen dolduruşa gelebiliyorum. Yengeç = ağlak bahsini hiç açmayınız rica edicem, değiliz.


  • saveur  (25.09.18 01:06:48) 
ben yükseleni aslan olan bir boğayım, bu sene venüs boğalara yan dönüyor arkadaşlar, güneydoğu'dan gelen dik güneş ışınlarına dikkat edin, rica ediyorum.


  • Apocalypse  (25.09.18 01:53:28) 
Yay


  • pati  (25.09.18 07:18:24) 
Burcum akrep yukselenim de kova. Koru korune inanmiyorum ama temel ozellikleri bende tutuyor.


  • dedim ben sana  (25.09.18 08:19:48) 
oolak


  • naksidil  (25.09.18 09:29:30) 
Burç falan tamam da, bir de işin içine yükselen falan sokuyorlar. İyice leş oluyor. Yok ay burcu, yok efendim Venüs'ün şusuna göre, yok Mars etkisi. İnsan hissettiği burçta olmalı bence. Ben mesela at hissediyorum ama boğayım.


  • windowsguvenlikduvari  (25.09.18 14:06:22) 
[]

son 2 haftadaki en fovori sarkiniz

nedir efendim?

benimki sudur: Dan Balan - Numa Numa 2 (ve bence 2018'in en iyi sarkilarindan biri)

- youtu.be

mutlu haftalar diliyorum hepinize:)

 
Rob Dougan - Furious Angels Instrumental

m.youtube.com
  • bos gezenin bos ustasi  (23.09.18 18:57:23) 
Birkaç yıl aradan sonra yine yeniden:
Moby- Extreme Way
m.youtube.com
  • Amaranta ursula  (23.09.18 19:12:54) 
Şunu loopa aldım taklıyorum:

Milky Chance - Stolen Dance

www.youtube.com

Dinlemesi kolay, hareketli...

Bu 2013'te çıkmış ama ben duymamış mıyım? Yoksa unutmuş muyum? Böyle bir şey olabilir mi? B12'me baktırmam gerek.
  • idexo  (23.09.18 19:39:25) 
tatildeydim ve orada en çok şunları dinledim-dinlemek zorunda kaldım.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com (canlı olmayan bir varlık için yazılmış en "güzel" sözler olabilir asjlkdas)
  • Bruce  (23.09.18 19:48:41 ~ 19:53:22) 
Benimki modern talking - brother louie (remastered)
Link eklemeye üşendim ama

  • bokmuhendisi  (23.09.18 19:50:11) 
  • sopiro  (23.09.18 20:43:24) 
  • lion de la Turquie  (23.09.18 21:02:12) 
Türkçe
Gökhan Kırdar - Fayton
www.youtube.com

Yaban
The Irrepressibles In This Shirt
www.youtube.com
  • Amory Lorch  (23.09.18 21:17:53) 
micah p. hinson - small spaces
www.youtube.com

size de mutlu haftalar.
  • misterturist  (23.09.18 23:03:42 ~ 23:04:37) 
  • datnet  (23.09.18 23:04:06) 
  • eksi sozlugun tatli insani  (23.09.18 23:49:17) 
arada gelir kendini loop'a atar www.youtube.com


  • saveur  (23.09.18 23:52:22) 
Apaçilik mode on

Nas - N.Y State of Mind
www.youtube.com
* Adamın girişte ''i don't know how to start this shit'' dedikten sonra rap tarihinin en güzel parçalarından birini atması.. 1 haftadır ara ara bunu dinliyorum.

Lena del rey reis 2 parça paylaştı geçenlerde. Onları da dinliyorum. Allah başımızdan lena del rey'i eksik etmesin amin.

Arada eminem'in son albümü dinliyorum gayet güzel.

ve
Asap Rocky - Praise the Lord
www.youtube.com

''i came, she came...''

apaçilik mode off
  • eazy  (24.09.18 00:51:15) 
[]

Küresel ısınma neden umurumda olsun?

Yanılıyor olabilirim ancak gözlemlediğim kadarıyla Türkiye olarak küresel ısınma olsun, iklim değişikliği olsun pek umurumuzda değilmiş gibi görünüyor. Bunun sebebi devlet büyükleri ve politikacıların bu konu ile ilgili bilgi sahibi olmaması mıdır? Okullardaki derslerde bu konular da tıpkı evrim dersleri gibi üstünkörü anlatılıp geçilmesi midir? Neden bu konunun ciddiyetinin farkında olmayan bir nesil yetiştiriyoruz?

Bunu neden yapıyoruz? Gelecekteki insanlara neden berbat bir Dünya bırakalım? Onlar bunu haketmek için ne yaptı?

Küresel ısınmayı, iklim değişikliğini neden önemsemeliyiz? Dünya'yı daha iyi bir yer haline getirmek için ne yapılabilir? Birey olarak ne yapabiliriz?

Konuyla ilgili bilgi sahibi duyurudaşların bana yardımcı olmalarını rica ediyorum. Öğrenmek istiyorum çünkü bu konu gerçekten çok ciddi. Hemde öyle böyle değil.

Teşekkür ederim.

 
Politikacilar en acil konularla ilgilenir. Zaten, "Batili gucler bizi kiskandiklari icin iklimimizi degistiriyor" dersen yazin 50 derece sicagin, kisin eksi 10 derece sogugun icinde oturup bu yalana inanacak binlerce insan var. Neden onlem alasin?


  • Traveller  (15.09.18 14:41:06) 
(bkz: Türkiye'de çevre bilinci) bu başlığa benden başka yazan olmadı daha önce:)
Türkiye'de hayvanseverler, çevreciler falan hepsi tatlı su tipidir. Hiç kimse gerçekten önemsemez, gerçekten alışkanlıklarını bu tip kaygılar nedeniyle değiştirmez. Planlı olmamak, ileriye dönük iş yapamamak bizim insanımızın en büyük özürü zaten. Küresel ısınma da bugününden ziyade yarınını tehdit ettiği için önem vermez hiç kimse.

Şimdi çıkıp Abd kirletiyor, Çin kirletiyor havayı diyenler gelecekler. Çünkü biz o kadar büyük ülke değiliz diyecekler. Onlar Abd'de de yaşasa zaten alışkanlığını değiştirmeyecek insanlar. O nedenle dikkate almaya değmez.
  • bos gezenin bos ustasi  (15.09.18 16:26:08) 
[]

bu aralar dönüp dönüp dinlediginiz şarki

mutlu anlar hepinize:) bu aralar siklikla dinlediginiz sarki(lar)nizi benimle paylasir misiniz?

benim sarkilarim:

1-) Descemer Bueno, Enrique Iglesias, Andra - Nos Fuimos Lejos (Romanian Version) ft. El Micha

- youtu.be

2-) Göksel - Bi' Seni Konusurum

- youtu.be

tesekkur ediyorum.

 
  • Amaranta ursula  (09.09.18 21:06:09) 
Şimdi sözlükte yazmıştım buraya da bırakayım.

youtu.be
  • eksi sozlugun tatli insani  (09.09.18 22:58:09) 
Twenty one Pilots - heathens


  • megalomaniac  (09.09.18 23:17:46) 
Tam da bu tarz bi son zamanlarda loopa aldığınız hangi şarkılar var diye soracaktım.
Lorde-Flicker Kanye West Rework
www.youtube.com

eskiden de çok dinlediğim bi şarkıydı ama iki üç gündür loopa alıp alıp dinliyorum.
  • nundu  (09.09.18 23:23:42) 
En son Selda Bağcan'dan Minnet Eylemem şarkısına çok takmıştım. Sürekli dinliyordum. Şiirin güzelliğinden dolayı da.

Losing My Religion'ı duyduğumda deliriyordum ama özellikle haziran ayında çok dinliyordum. Şu anda o çalıyor mesela :)
  • black holes in the sky  (09.09.18 23:38:52) 
Bulutsuzluk Özlemi-Hasret: www.youtube.com

Beirut- La LLorona: www.youtube.com
  • biravekahve  (10.09.18 00:10:08) 
bu ara sıkça dinlediğim www.youtube.com


  • false pretension  (10.09.18 00:18:51) 
inatla jeremy'i dinliyorum..

www.youtube.com
  • silah taciri  (10.09.18 00:20:03) 
Armin van Buuren ft. Sharon den Adel - In And Out Of Love: www.youtube.com


  • idexo  (10.09.18 21:49:33) 
[]

Günlük tutuyor musunuz?

En son lisedeyken birakmistim. Su an tekrar baslayasim geldi. Siz tutuyor musunuz?

Ek olarak, sizce günlük tutuluyorsa neden tutulmali veya tutulmuyorsa neden tutulmamali? Neden tutmuyorsunuz degil soru, neden tutulmamali?


 



  • datnet  (06.09.18 22:40:34) 
Bazen insan 1 hafta önce yazdığı bir şeye bakıp "Lan ne kadar saçma yazmışım" diyebiliyor, 10 sene önce yazılan bir şeyi okumak daha utanç verici olabilir, o nedenle günlük tutulmamalı diye düşünüyorum ben.


  • angelus  (06.09.18 22:42:07) 
Tutuyorum. Ama günü gününe değil canım isteyince yazıyorum. Hatta uzanip deftere bakinca 2018 de şimdiye kadar sadece 3 gün yazmışım. 2017' de ise 15 gün yazmışım. Yazma konusunda git gide köreldiğimi fark etmiştim zaten ama bu şekilde görmek garip oldu.
Ek
"sizce günlük tutuluyorsa neden tutulmali?"
El cevap
Zamana karşı kendini ve dusuncelerini unutmamak, kayıt altina almak için. Bazen kendi düşünsel evrimimi görmek komik olduğu kadar düşündürüyor. Geri dönüp okumak zevkli oluyor bazen.
  • Amaranta ursula  (06.09.18 22:44:09 ~ 22:47:59) 
Geçmişteki yaşantımı hatırlamak, o günlerde hissettiklerimi, bugünle karşılaştırmak adına tutmak isterdim. Fakat anladım ki yazacağım şeyler hep benzerce olacak. Hayatım boyunca, yıllarca aynı konular,kişiler,sorunlar çevresinde dönüp durdum. Farklı hisler,düşünceler,olaylar yazmak için günlüğe değil yıllığa ihtiyacım var sanırım.


  • biravekahve  (06.09.18 22:46:02 ~ 22:47:00) 
Günlük tutmuyorum fakat duygularımı yazıyorum ara sıra bir deftere. Dönüp baktığımda o gün yaşadığım olayları değil de hissettiklerimi okumak daha çok hoşuma gidiyor.

Bence tutulmalı, bir şeyler yazabilmek, özellikle günlük gibi yazılarda, yaşanılanları yahut hissedilenleri somut olarak görebilmeye imkan sağlıyor.
  • noraliya  (06.09.18 22:48:10) 
Tutuyorum. Gunluk gibi degil de, aglama duvari gibi daha cok gerci. Insan unutan bir varlik, bu yuzden tutuyorum acikcasi en birinci sebep. Eskiden yazdigim seyleri okumak cogu zaman hosuma gidiyor. Bir zamanlar neler hissettigimi, neler dusundugumu gormek ve bundan tabiri caizse analizler yapmak guzel bir sey bence. 2018'de cok az yazdim. Simdi baktim 48 sayfa sadece. 2017'de 100-150 sayfa vardir. Ic bosaltmak icin de ideal bir sey bu arada. Ne zaman kendimi kotu hissetsem hemen defterime kosarim. Hatta ara ara sayfalarda "Hep mutsuzken yaziyorum, bugun de mutlu bir seyler yazayim da geri donup baktigimda hep mutsuz oldugumu sanmayayim." yazmisligim var. Oyle iste.


  • yuzır  (06.09.18 22:53:57) 
angelus +1


  • pati  (06.09.18 22:57:01) 
Günlük gibi değil ama her zaman yazmak istediğim zaman elime aldığım bir defter olur. Tarih de atarım ama günlük mantığıyla yaklaşmıyorum. Evet insan birkaç gün önce yaşadığı şeylere bakınca bile utanabiliyor ama yıllar sonra baktığınız zaman ne yaşadığınızın ve ne hissettiğinizin muhasebesini daha sakin bir kafayla yapabiliyorsunuz.

Olay "Sevgili Günlük," muhabbeti değil ama yazmak bence insanın içini rahatlatan bir şey. Liseden beri yazdığım yazıları biriktiriyorum ve okuduğum zaman iyi hissediyorum. İlla bir deftere bile ihtiyacınız yok. bilgisayarınızdan ya da telefonunuzdan yazıp Drive ya da mailinize ekleyebilirsiniz. Sonuçta sadece siz okuyacaksınız, kendinizle baş başa olduğunuz bir yer.
  • black holes in the sky  (06.09.18 23:02:20) 
hayır.


  • sutlu nescafe  (06.09.18 23:14:26) 
psikolojim çok bozuk. düzeltmek için tutuyorum.


  • vatan ayini  (07.09.18 01:22:01) 
insan neden kendisinden, yaşadıklarından utansın ki? tam da bu sebeple yazılmalı. okumayı söktüğüm yaştan beri yazıyorum.


  • nice tnetennba  (07.09.18 09:22:28) 
konuya ek olarak günlük tutanların cinsiyeti nedir? erkeklerin uğraşacaklarını zannetmiyorum.


  • sutlu nescafe  (07.09.18 11:23:24) 
ilk ilkokulda başladım 2001 de sanırım.. o dönem 3 4 yıl tuttum. her gün olmasa da sık yazdım, ajandam tümden doluydu.
üniversitede dönem dönem tuttum ama bu sefer ajandam dolmadı.

tutmanın faydası kendindeki, lisanındaki, duygularındaki değişimi görebilmen. insan çocukluğunu izliyor gibi oluyor. ve unuttuğum o kadar şey var ki. yaşadığım çoğu şeyi hatırlamıyorum ne yazık ki.

ek: cinsiyetim kadın.
  • damla sakızlı dondurma  (07.09.18 11:38:02 ~ 11:38:39) 
lisede ve ortaokulda ısrar eden hocalar vardı. ısrarları ve telkinleriyle bir süre tutmuştum ama uzun sürmedi.

başından önemli olaylar geçen ve önemli devlet görevlerinde, gazetecelikte, sporculukta vs. bulunan anılarını yazması, hatta kitap haline getirmesi taraftarıyım ama öyle her gün günlük tutarak değil.

günlük deyince bana ergenlikte yapılan bir iş gibi geliyor, bu yaştan sonra günlük münlük tutmam.

kısacası önemli görülen anıları yazmaya evet ama önemli - önemsiz sıradan, günlük olayları her gün her gün yazmaya hayır.
  • Neill  (07.09.18 11:45:27) 
Oyle bir luksum yok. O kadar bol zamanim yok.


  • stavro  (07.09.18 12:34:31) 
[]

ailenizden sakladiginiz gercekleriniz var mi?

egitim hayati ile ilgili, ailenizden sakladiginiz, ogrenmesini istemediginiz bir durum oldu mu/var mi? yani durum a ancak gercegi b. yani aileye yalan soyleyip onlari idare ettiginiz oldu mu? benim oldu, kendimi suclu hissetmekle beraber, uzun vadede iki taraf icin de faydali oldugunu dusunerek biraz da olsa kendimi icten ice teselli ediyorum. ama onlari kandirmak bana cok agir geliyor. siz boyle durumlarin ustesinden nasil geldiniz. yillandikca hafifliyor mu?

soru, egitim hayati ile ilgili ama baska alanlarda da yazabilir, icinizi dokebilirsiniz.

ekleme: gonul isterdi ki onlarla her seyimi acik acik konusayim ama namumkun. gercekleri soylersem, kizacakalar ve kendi akillarinca mudahale edecekler:( onlar beni yalan soylemeye mecbur etti. bu da bana ders olsun, evlatlarimla daha acik bir iliski icerisinde olacagim. yoksa onlar da benim evebeynlerime yaptigim gibi bana yaparlar. bu gercekten kotu bir durum.

 
yalan yalanı doğurur, çok yalan felaketi.. dürüst olmak her zaman en doğrusu. ha bazı şeyleri geç söylersin onu bilemem ama, özellikle ailene yalan söylememelisin:)


  • lata  (02.09.18 18:53:42) 
Türkiye'de yaşayıp bunu yapmayan insan sayısı azdır diye düşünüyorum. Herhangi bir baskıya maruz kalmadan kendi istediğim hayatı yaşayabilmek için ilişkilerime veya genel manada özel hayatıma dair birçok şeyi sakladığım oldu, ya da durumu kurtarmak için yalan söylediğim. Önceleri kötü hissettiğim oluyordu, ama açıkçası beni bunu yapmaya iten şey yine ailemin kendisi. Böyle devam eder bu yüzden.


  • lolita  (02.09.18 18:55:05) 
hayatımın %90 nından ailemin haberi yok.


  • paudi  (02.09.18 18:57:12) 
Hayatımın %95 inden ailemin haberi yok.


  • rakicandir  (02.09.18 19:23:17) 
Hic olmadi. Aninda soylemesem bile bir muddet sonra soylerim. Seffaf olmak iyi geliyor. Hayatim hafifliyor.


  • superfluid  (02.09.18 19:23:37) 
eğitimle ilgili hiç olmadı. ama özel hayatımı anlatmam, sakladığımdan değil de özel olduğundan. ne koşullarda çalıştığımı da üzülmesin diye anlatmıyorum :)
onun dışında şeffafız yani hiç yalan söylemem, annem de kararlarımı onaylamasa da saygı duyar. sadece "gerek yok" diye anlatmıyorum anlatmadıklarımı, zaten uzaktayız.

  • pati  (02.09.18 19:36:40) 
Üniversitede aobp dahil puanımın hariç olduğuna inandırdım. Aobp dahil burslu kazandığımı söyledim.

Halbuki burssuza yerleşmiştim. Okulun mütevelli heyetiyle görüşüp tam burs aldım. Bedava okudum. Ailem hala bilmez.

Yetti mi, yetmedi.

Okulu 3 sene uzattım. Asistan olarak devam ettiğimi söyledim. Onu da sorunsuz yediler.
  • valentinov  (02.09.18 19:40:41) 
bilinmeyen birkaç şey var, evet.
onlar da eğitim hayatımla değil, özel hayatımla ilgili.

  • blatta hiberna  (02.09.18 20:25:41) 
yalan söylemek değil belki ama neden aileye ya da herhangi birine karşı %100 şeffaf olunsun ki?

arkadaşlar, binde bir de olsa sadece kendinize kalan şeyler olsun. bir "özel"iniz olsun.
  • fever  (02.09.18 20:56:09) 
Egitim hayatimla ilgili olmadi ama bol bol "Burculara ders calismaya" gittim. Iliskimin icinden uzak tutmaya calistim. Annem beni 40 yasinda dogurmus, aramizda cok nesil farki var. Anneme "Sevgilimle bulusuyoruz" dersem, o onu muhallebicide oturuyoruz ve en fazla elimiz ele kaza eseri degiyor olarak dusunuyordu, komsu kizlarindan biri "Muhallebici mi kaldi teyze" dedigi gunden beri pek rahat birakmiyor. Bir de "Her bulusmada cicek aliniyor mu", "Her aydonumunde hediye aliniyor mu" gibi benim hayatta ilgilenmedigim seylere cok fazla anlam yukledigi icin iyice uzak tutuyorum. Sevismem falan iyice kalp krizi sebebi.

Onun disinda da, bayagi bir seyi anlatmiyorum ama saklama gibi degil, "Ne gerek var, niye anlatayim" gibi. Iki sene once bir kiz arkadasimla Buyukada'ya gitmistik, onu soylememisim, ki bilincli falan da degil. Gecen gun arkadasimla karsilasip ondan ogrenmis, sanki bilerek saklamisim gibi arayip hesap sordu. Boyle konularda cok hassas.

Kucuk yaslardan beri hemen hemen her sey yasakti bana. Arkadasin dogum gunune diger arkadaslarim gidemezdi cunku evleri cok uzakti (yuruyerek yarim saat, otobusle 5-6 dakika). Tum arkadaslarim giderdi, ben gidemezdim; izin vermezdi. Arkadaslarim da bu yuzden benimle dalga gecerdi "Sen aslinda 5 yasindasin, evden cikamazsin, ihahaha" diye. Kucuk yasta hem annemi merak ettirmemek hem de arkadaslarin dalga gecmesini onlemek icin yalan soylemeye basladim. Yani, 30 dakika otedeki X sitesinde degil de, 10 dakika otedeki Y sitesinde oturdugunu soyledim dogum gunlerine giderken. O yuzden agirlik hissetmedim pek boyle basit konularda. Su anda da 75 yasinda zaten. Kendi dunyasinda mutlu olsun, bu yastan sonra dunyasini yikmamin anlami yok.
  • aychovsky  (02.09.18 21:12:41 ~ 21:13:42) 
Olmuş olabilir. Olmamış da olabilir. Tam hatırlamıyorum şu an ama genelde bilirler.


  • Amaranta ursula  (02.09.18 21:34:12) 
Okulun uzadığını bir türlü söylemedim fakat yakın zamanda söyleyeceğim onun dışında ise genelde her şeyi anlatmasam da, özellikle bir şey gizlemem.


  • biravekahve  (02.09.18 21:53:44) 
Eğitimle ilgili olmadı.
Özel hayatımla ilgili de özellikle gizlemediğim ama bilmedikleri ufak tefek şeyler vardır.

  • olabilir ya da olmayabilir  (02.09.18 21:57:30) 
Normalde tuvalete gitsem haber veririm, ailemle paylaşırım ama birkaç şeyde haberlerinin olmadığı şeyler elbette var. Mesela üniversite okurken son iki senemi evde geçirdim. Bir tek annem bildi bunu. Sonra arkadaşlarımın bildiği ama ailemin bilse büyük ihtimalle çok çok büyük hayal kırıklığına uğrayacağı şeyler de var. İşin açıkçası yaptığım şeylerden zerre pişmanlık duymuyorum ama ailemi üzmektense bilmemeleri çok daha iyi.


  • m e b  (02.09.18 22:06:37) 
bilmeleri gerekmeyen şeyleri bilmiyorlar. her şeyi bilmeleri gerekmiyor, romantizme gerek yok.


  • Apocalypse  (03.09.18 09:46:09) 
eğitim hayatımla ilgili bir şeyler gizlemedim,takdir teşekkür de aldığım oldu,10 zayıflı karne getirdiğimde,üniversitede zaten sana not,sınav soracak halimiz yok dediler, bende sene kaybetmedim gerçi ancak özel hayatımı değil de kendimi anlatmamaya başladım büyüdükçe çünkü aramızdaki uçurum baya büyüdü,onlar bana yaklaşamaz biliyorum bende onlar üzülmesin diye bazı düşüncelerimi anlatmıyorum fakat zorlanmaya başlamadım değil!


  • alobuyrunbenlutfiyefidillioglu  (03.09.18 10:03:59) 
bilmeleri gerekip de gizlediğim tek şey var sanırım. onu da onların iyiliği, biraz da kendi rahatım için "şimdilik" saklıyorum. Her şeyi bilmeleri gerekmiyor zaten.


  • aquarium  (03.09.18 10:16:38) 
Maalesef mi demeliyim hep doğruyu söyledim. Annem çok takipçiydi zaten. Dersler kousunda da diğer konularda da. Bu sebeple lisede sadece 1,5 sene bir erkek arkadaşım oldu (bu arada birkaç yalan söylemiş olabilirim "arkadaşlarla çıktık" gibi iki başımıza çıktığımız halde. Evlenmeden önce de çok kısa bir flört dönemi yaşadım, yine baskılar yüzünde. Ben şanslıydım ki nokta atışı yapmışım. Yoksa çekilir gibi değil bu baskı. Seneler sonra (ablam bekar) ablama "isteyen yapardı" gibi bir laf söylemişti.
Nu içinde yatsın, çok özlüyorum, ama bu tartışmalarımızı değil.

  • SiyamkedisiZorro  (03.09.18 11:30:18) 
Çok var ya, olması da gerek bence her şeyi niye bilsinler ki?

Bazı şeyleri sırf üzülmesinler diye söylemiyorum. Bilmemelerinin onlara veya bana bir zararı yok. Ama bilirseler ben bir sürü dırdırla, onlar da yersiz kaygılarla meşgul olacaklar.

Çok iyi bir yalancı değilim, bazılarını bilmiyormuş gibi yapıyor da olabilirler ama böyle iyi bence.
  • chicha  (03.09.18 11:44:02) 
hayatımın %97sinden haberleri yok.

geri kalan %3 de onlarla geçirdiğim mecburi zamana tekabül ediyor. eylül ayında bu oranda bir artış gözleniyor tabii.
  • haykorsamdunyaya  (03.09.18 12:25:37) 
Yalan söylemek kitabımda yok.


  • perfectum  (04.09.18 12:10:28) 
[]

Dinler ne zaman yok olacak?

Boyle bir sey mumkun mu? Arastirmalar daha da artacagini soyluyor. Sizce mevcut dinler yok olacak mi? Mesela 300 yil ila 1000 yil sonra? Yeni dinler cikar mi? Ateist bireyler de gun gectikce cogaliyor.

21. yuzyilin dini DATAIZM mi olacak? Boyle bir dedikodu var. Datalara tapacak insanlar:) Her seyi dataya(veriye) baglayip, degerlendirip sonuca varma inancidir dataizm.

sorum aslinda su: Dunya uzerindeki herkesin ateist olacagi bir zaman olacak mi? Boyle bir Dunya nasil bir Dunya olurdu?

 
Niye yok olsun 1000 yıl önce kurulan bir din 1000 yılda yok oldu mu? Olmadı. Demek ki zamandan bağımsız bir durum bu.


  • angelus  (29.08.18 23:04:05) 
son insan yok olduğunda.
tik alma amaçlı cevap: 124 sene sonra.

  • g7mor  (29.08.18 23:06:31 ~ 23:19:23) 
increase in intelligence level over time. İnsanların zeka seviyesi hep ortalamada kaldığı için sanırım bu gidişle hiç yok olmayacak. Ama tabii beklenmedik hamleler gelebilir, örnekse birisi çıkıp zeka geliştiren bir hap falan bulabilirse o anda dinler yok olur.


  • goodz  (29.08.18 23:12:27) 
dini kesin olarak reddetmek imkânsız olduğundan inananlar her zaman olacaktır diye düşünüyorum ama dinin toplum yaşantısı üzerindeki etkisi ciddi oranda azalır sanırım. demek istediğim şu: ben şimdi "tanrı'nın yeryüzündeki gölgesiyim, 50 kuruş atın tırrekler" desem bunun doğruluğunu da, yanlışlığını da ispatlayamazsın. istersen uzaya çık, istersen bilimde ve teknolojide çığır aç, söylediğimi istediğin kadar saçma bul... kesin olarak "bu adam tanrı'nın yeryüzündeki gölgesi değildir"i ispatlayamayacaksın.

o yüzden insanlar inanır, inanmaya devam eder ama din kavramı toplumların ve insanların yaşantısını, düzenini daha az etkilemeye başlar. herkesin ateist olacağını asla düşünmüyorum. müslüman veya hristiyan olmasa bile bir "güce" inanan daima olacaktır.
  • der meister  (29.08.18 23:13:17) 
dinler yok olmayacak gibi. eskiden bir devlet, medeniyet diğer medeniyeti veya devleti yendiği zaman onlara ait ne varsa taş üstünde taş bırakmıyordu. çağa uygun olmayan medeniyet silinip gidiyordu. 3500 yıl süren mısır uygarlığı ve dini veya aztekler, eski yunan tanrıları cart curt. ama şimdi devir değişti yok insan hakları yok medeniyetlerin kardeşiliği ayağına üstün gelen medeniyet alt medeniyetin yaşamasına izin veriyor.


  • kelepir  (29.08.18 23:14:30) 
dinle kitleleri manipüle edip bundan yarar/kazanç sağlayan güçler oldukça, dinlerin yok olması imkansız. çünkü din toplu bir hipnoz ve onların çok işine yarıyor. dine inananlar için de afyon gibi bir şey; adeta bir kaçış, sığınak, olmayanı oldurabilecek, mucize yaratabilecek bir olgu. dolayısıyla sorgusuz sualsiz inananlar için vazgeçilmesi zor bir "alışkanlık". yani din iki taraftan destekleniyor aslında:

1. sayesinde dizginleri elinde tutan güçler,
2. sayesinde uyuşan ve bu uyuşukluk hissini seven bireyler.

bu iki taraf olduğu sürece dinin sırtı yere gelmez.

ama öte yandan dünyanın bazı yerlerinde tam ters bir akım var bu konuda. mesela bizim gibi ülkeler gittikçe daha dindarlaşırken (ki bu da bahsettiğim güçlerin pompalamasıyla oluyor daha çok), bazı avrupa ve özellikle de iskandinav ülkelerinde ateistlik oranı artıyor. işte belki bu ateistlik oranı artan bölgelerde, din de komple ortadan kalkabilir günün birinde. ama dünya genelinde yukarıda saydığım nedenlerden ötürü mümkün değil.
  • Thredith  (29.08.18 23:40:04) 
Dinler değil ama uygulamaları değişiyor günümüzde..

Misal, islam dinine inananların peygamberi Hz. Muhammed, doğruluğu adaleti savunmuş. Kul hakkı yememeyi öğütlemiş. Onun Allah'ın elçisi olduğuna inanandığını iddia edenlerin hayat tarzlarına baktığımızda bu öğütlerle taban tabana zıt, alakasız davranışları görebiliyoruz. Şeklen dinin emrettiği uygulamayı yapıp özünde tam tezat hayat yaşanabiliyor ve daha da vahimi; bu kişiler aynı inanışa sahip toplumun genelinde de kabul görebiliyor...
  • orion  (29.08.18 23:53:40) 
sanirim "evet birgun mutlaka bitecek" cevabini bekliyorsun, bunu ben de en az senin kadar isterdim, hatta hemen bitsin isterdim ama korkunc gercek şu ki artacak azalmayacak gibi duruyor..
neydi aynştayn abinin sözü:
evrenin sonsuzlugu ve insanin aptalliği..
  • alttaraf  (29.08.18 23:53:55) 
dinler ayrı ayrı yok olur. ama din olgusu yok olmaz. ortalama insan tapınacak bir şey mutlaka bulur.


  • sir gawain  (30.08.18 00:58:39 ~ 01:01:53) 
uzayda yaşam başladığı zaman.......
kimse mars’ta yaşayıp, cami-kilise peşinde koşmaz........

o kafanın orada yaşaması mümkün değiş zaten. gidemez.........
  • 2 tostos turan  (30.08.18 01:17:24) 
200 yıla bu iş biter.


  • eksimeksi  (30.08.18 02:29:41) 
[]

Vejeteryanlik gelecekte yok mu olacak?

vejeteryanlar hayvanlar kesildigi icin hayvan eti yemiyorlar. bugun labaratuvarlarda uretilen etler, gelecekte her kesime ulasilabilir hale gelecek ve bugun tukettigimiz etlerinin yerini alacak. yani yakin gelecekte, et ihtiyaci icin hayvan kesilmesine gerek yok.

acaba diyorum; vejeteryanlik yok mu olacak? bence evet. siz ne dusunuyorsunuz?

ekleme: lab etinin; tadinin,tuzunun,kokusunun ve besleyiciliginin normal hayvan eti ile esit oldugunu varsayarak bu soruyu sordum.

 
teknik olarak zulüm görmeyen et yemenin bir sakıncası olmadığını düşünen günümüz vejetaryenleri olacaktır ancak hangi etin fabrikasyon hangisinin gerçek olduğunu ayırt etmenin çok kolaylaşması lazım, emin olurlarsa yerler. bir de tek tip vejetaryenlik yok, kimileri etin tadını kokusunu sevmiyor; onlar için fark etmeyecektir gerçek ete benzerse; yemeyeceklerdir.

megalomaniac dedikten sonra aklıma geldi; normal et yiyip lab eti yemeyenler olacaktır, normalde yemeyip lab eti yemeyenler de olacaktır. hatta lab yiyecekleri artarsa "labetiyememezcilik" de yaygınlaşacaktır. insanoğlu duygusal, her şeye f/p açısından bakmıyor.
  • Bruce  (27.08.18 15:17:15 ~ 15:20:26) 
Vejetaryenlik temelinde hayvanlara yapılan eziyeti kabul etmemeye dayansa da bunun yanında etin tadını sevmeyen bir sürü insan var. Bence et yemeyen insanlar her zaman olacak. Ayrıca lab. ortamında üretilen eti ben yemem :)


  • megalomaniac  (27.08.18 15:18:13) 
Tek nedeni hayvanlarin kesilmesi olmadigindan yok olmayacak.


  • Traveller  (27.08.18 15:28:06) 
Ben yurtdışında iken et yemeyi tercih etmiyorum inançsal sebeplerle. Bu tip bir etyemezcilik de olabilir.


  • dahinnotha  (27.08.18 15:52:01) 
[]

Sevgili sacmaligi

sevgili ya da es, bana oldukca sacma ve bos kavramlar gibi geliyor. insanlar ergenlikten itibaren bir sevgili bulma derdine giriyor, buldugu sevgili ile vakit geciriyor, sonra da siradakine geciyor. tabii bu dongu kisiden kisiye degisiyor.
bende hic boyle olmadi. ergenlik dahil, hayatimin hicbir doneminde karsi cins veya hem cins ile bir sevgililik munasebetim olmadi. insanlarin neden bunun icin ugrastiklarina anlam veremekle birlikte bence sevgili yapan insanlar, dusunmeyi ve yalniz kalmayi sevmeyen insanlardir.
bir insan yalnizliktan nasil sikilir yahu? yalnizlik kendinize verebileceginiz en degerli armagandir.
hangi tarafa baksam cift goruyorum. basimi cevirdigimde, diger tarafta da cift olmak icin ugrasan yalnizlar goruyorum. bunun kitabini bile yazmislar. birbirlerine tuyo veriyorlar, kizi tavlamak icin turlu turlu oyunlar, planlar... zamanlarinin cogunu buna harcayan insanlar var.

sevgilisi olmayan/olmamis kimseleri tuhaf karsilama tavirlarina da hayranim. ozetle, ben bu isleri cok bos buluyorum. ugrasmaya degmez. zaman harcanacak daha onemli isler var dunya'da.

ekleme: son soruyu sildim, soruyu duzelttim. geri bildirim yapan @rahip arkadasa tesekkur ederim.

 
"sevgilisi olmayan/olmamis kimseleri tuhaf karsilama tavirlarina da hayranim. ozetle, ben bu isleri cok bos buluyorum. ugrasmaya degmez. daha onemli isler var dunya'da"

diye düşünen birinin başlıktaki soruyu ve metnin son sorusunu sorması saçma değil mi?

edite edit: "sevgilisi olmayan/olmamis kimseleri tuhaf karsilama tavirlarina da hayranim. ozetle, ben bu isleri cok bos buluyorum. ugrasmaya degmez. daha onemli isler var dunya'da"

diye düşünen birinin başlıktaki soruyu sorması saçma değil mi?
  • rahip janick  (25.08.18 00:18:02 ~ 00:23:54) 
Çok öznel yaklaşıyorsun. Senin doğruların eşit değil genel doğru. Sevgili bulmak zorunda değilsin. Herkesin öncelikleri ve beklentileri farkli. İnsanları eleştirdiğin noktada bir bakıma eleştirdiğin şeyi yapıyorsun.


  • Amaranta ursula  (25.08.18 00:19:11) 
bu buradaki kaçıncı nick'in?

cevap 3'ten fazlaysa evet kalırsın.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (25.08.18 00:19:35) 
Sen bunun yerine ne yapıyosun?


  • Delay Fuze  (25.08.18 00:57:09) 
Çift görmek neden seni rahatsız ediyor , bırak her yer çift olsun tek çift diye ayırma insanları :) Senin bakış açın da pek sağlıklı gelmedi bana. Hayır buna takmak nereden geldi mesela aklına bana da bu saçma geldi. İnsanlar zamanlarını daha yararlı şeylere değil de sevgililik olaylarına harcıyor sen de onlar neden böyle diye düşünerek başka bir saçmalığa imza atıyor olmayasın ??


  • dyg*dyg  (25.08.18 21:57:14) 
[]

2118 yilina dair ongoruleriniz nedir?

soru emrinize amadedir.

ekleme: teknoloji, bilim, ekonomi, evren, dunya ve turkiye ile alakali ongorulerinizi de ogrenmek istiyorum. torunlariniz bu yazdiklarinizi okuyacak, ona gore..


 
Dusunsene bunu okuyan hic kimse hayatta olmayacak. Ne kadar aci.


  • stavro  (24.08.18 21:36:14) 
Din iman kalmaz


  • another satisfied lover  (24.08.18 21:40:52) 
kezbanlar. hep olucaklar.


  • baldan kaymak  (24.08.18 21:41:17) 
Ayni seyler daha gelismis teknoloji ile yasanacak. Salaklar salak, akillilar akilli kalacak. Yine de orta sinif insanlik tarihinde ilk kez bu kadar genis bir pramide yayildi, egitim seviyesi giderek artiyor. Bebek olumleri ve savaslar nedeniyle olumler azaliyor. Iyi seyler de oluyor kisaca.

Ancak bugunku cahil kesimin torunlari, nasil gecmiste dedeleri Ataturk'e karsi ciktilarsa, bugun kizlarin okumalarini engellemek istiyorlarsa, gelecekte de benzer aciklamalar yapacaklar, onlar hic degismeyecek sanirim.
  • Traveller  (24.08.18 21:42:45 ~ 21:44:10) 
kolumuzda saat benzeri bir cihaz olacak, başka cihaz taşımayacağız. her türlü iletişim cihazı, kimlik kartı, kredi kartı vb. yerine geçecek.
(gündemi takip etmiyorum, belki çoktan yapılmıştır).

  • g7mor  (24.08.18 21:43:58) 
Teknoloji hayatimizi tamamen ele gecirecek. Yasayan nesil iyice zekadan yoksun olcak.


  • superfluid  (24.08.18 21:59:22) 
rte basta olucak


  • güneyli çocuk  (24.08.18 22:17:28) 
  • kanepeee  (25.08.18 00:40:21) 
[]

duygu nedir?

duygu ureten bir organimiz yok, bildigim kadariyla. (dopamin diye bir seyler vardi ama simdi hatirlamiyorum.) vucudumuzda salgilaniyor mu? sivi bir sey mi? elektriksel bir ileti mi?

sevinmek, mutlu olmak, uzulmek, asik olmak, ozlemek, sikilmak, heyecanlanmak... nedir bunlar? nereden cikiyor? neden cikiyor? sadece insana has olmadigini biliyorum ama en cok duygu cesitliligi insanda var diyebilir miyiz? (bir maymun olsaydi da maymunlar adina bu sorumu cevaplasaydi keske.)

robotlara duygu yuklenebilir mi? bu mumkun mu?

 
beyin isimli organın etkiye verdiği tepkilerin genel adı.


  • Delay Fuze  (19.08.18 23:53:24) 
bunların hepsi senin hayatta kalman için. yani beyin babasının hayrına değil, pragmatik bir amaçla sana bu duyguları veriyor. insan dahil tüm organizmaların amacı hayatta kalmak ve çoğalmaktır. sen üst duygularla ve zekanla bu içgüdülere karşı koyabilirsin elbette ama default gelen biyolojik özelliklerin bunlardır.

yakının öldüğünde ölümü hatırlıyorsun, bir şey başardığında hayatta kalma şansın arttığı için seviniyorsun, aşık olduğun kişi aslında üreyip soyunu devam ettirmek istediğin kişi, korkmak senin tehlikelere karşı tetikte kalmanı sağlıyor vs..

bu mantıkla robotlara da duygu yüklenebilir. ortada kodlanabilir bir sebep-sonuç ilişkisi var çünkü.
  • sir gawain  (20.08.18 00:15:35 ~ 00:21:18) 
[]

bireysel olarak aldiginiz ekonomik kriz tedbirleri

nelerdir? ve ne tavsiye edersiniz?




 
Satin alacagim seyleri dolar artisi fiyatlara yansimadan aldim. Indirimleri takip ettim. Ornegin Ikea'dan almam gerekenler vardi. 3 liraya su bardagi falan aldim. Ucuz urun alacak kadar zengin degilim, o nedenle Made In Spain ya da France yazili Ikea urunleri aldim.

Pull & Bear, SPX'e falan ugradim.

Onun disinda eve yiyecek stokladim. Kahve cok iciyorum. Kahve aldim bolca.
  • Traveller  (19.08.18 15:52:40) 
Gereksiz harcamalarin kisilmasi -> Bunun icin bir mobil butce uygulamasiyla bir - iki ay takip yapilip nereye ne kadar harcandigi takip edilip gereksiz harcamalar minimuma indirilebilir, ozellikle doviz bazli harcamalar azaltilabilir, ertelenebilir ya da onlenebilir.
Borcun kontrol altinda tutulmasi
Birikimlerin enflasyondan etkilenmeyecek sekilde saklanmasi -> Bu dovize yatirim da olabilir, en kotu ihtimalle parayi faize koyup faizine dokunmamak da olabilir
  • salihdt  (19.08.18 15:56:14) 
Bayramdan sonra kredi çekip dolar alicam, bu arada çok yakın bir arkadaşım dolar 4,54 ilken yüz bin kredi çekip dolar aldı 6 ay taksitle bana da dedi dalga gecmistim şimdi ben de aynısını yapicam


  • monkey  (19.08.18 16:02:14) 
ithal marka ürün alışverişlerimi son kez yaptım (kişisel temizlik ürünleri, makyaj ürünleri gibi )

Büyük market alışverişi yapıp kısmen stok yaptım ( 2 gün once 5 lt su şok markette 2.25 di, bugün 3 olmuş. Her şeye zam gelecek sanırım dolar bazlı bir ürün olmasına gerek yok )

Ek tatil yapacaktım yapmayacağım. Elimde olan elimde kalsın.

Sanki asıl etki gelmedi gibi, daha büyüğü gelecek gibi geliyor bana.
  • damla sakızlı dondurma  (19.08.18 17:12:48) 
Harcamalarımı gereklilik derecesine göre yapıyorum.
Mümkün olduğunca TL'de kalmıyorum.

Şimdilik bunlar.
  • livaneli kadir  (19.08.18 17:19:27) 
Akakce.com
Cimri.com

  • ben de hayal kurmak istiyorum  (19.08.18 18:17:11) 
ben galiba kendi evimde kendi ekosistemimi kurdum, mümkün olduğunca dışarıdan alışveriş yapmıyorum. domatesi biberi kendi bahçemden yiyorum, sütü marketten değil x köydeki bir sütçüden alıyorum, yoğurdu da bu sütten kendim yapıyorum. evde su arıtma cihazı var dışarıdan içme suyu almıyorum. bahçeyi sulamak için iskiye para vermiyorum 120 metre sondaj 150 ton su deposu var. evin 2 odasında elektrik kullanmıyorum, tv ve aydınlatmaların bir çoğunu karavanda kullandığım güneş paneli sisteminden karşılanıyor. kışın doğalgaz fena girecek buna çözümüm yok. ama şimdilik masrafım yok sayılır.


  • Tears of Devil  (19.08.18 18:48:06) 
Bizim kebapçı lahmacuna kıyma koymamak gibi bir tedbir almış, az önce tecrübe ettim.


  • hair freak  (23.08.18 15:50:40) 
[]

agabeyin gozunden kucuk kardes

en kucuk kardes olan benim. haliyle agabeylik nasil bir seydir, bilmiyroum. kucuk kardese olan bakis acisi nasildir, bilmiyorum.

bunu sizden ogrenmek istiyorum. kucuk kardesinize olan iliskiniz nasildir?

benimkilerle aram oldukca iyi. bana her turlu destek oluyorlar. kendimi hic mi yalniz hissetmedim. universite okuyorum. ara sira beni de baska cocuklarla kiyasladiklari oluyor. bu da zoruma gidiyor haliyle. belki boyle yaparak beni motive ettiklerini dusunuyorlardir ama gercekten motive falan olmuyorum. bunu pek kafaya takmiyorum aslinda, birak soylesinler, ne olacak? zaten dinlemiyorum onlari.
artik kocaman herifim ama bana sanki hic buyumemisim gibi davrandiklari oluyor. onlari cok seviyorum orasi ayri konu tabii.

siz de kucuk kardesinize boyle misiniz? ya da benden ve yazdiklarimdan bagimsiz olarak, bir agabeyin gozunden kucuk kardesini bana anlatir misiniz?

 
abi tarafi icin: bir tehlike olucaksa mecburluk gibi bir hisle onden sen gitmelisindir. belki bu yuzden kara perdenin arkasini gormen gerekir. korumak ve ezmek zaten icgudusel. ozellikle erkek kardes ise onunla ugrasmanin daha kolay bir yolu yoktur. cunku ondan buyuksundur ve birinciligin kabul gormelidir. ki bu hep vardir bir sekilde. bir hiyerarsilik; yasin getirdigi. evlilik, yuvadan ayrilma gibi tarihlere kadar onlara guvenebilirsin. sonucta abi yada abilerin seninle sadece ilgilenmek icin ugrasirlar.

cok buyutmezler abiler bu arada. sadece zarar gormen gibi durum varsa degisirler. disinda kendini toplayamayacak kadar dagitmana karismazlar.
  • baldan kaymak  (18.08.18 22:10:26) 
Kardeşim değil arkadaşımdır. Birimiz ölene kadar her zaman her konuda destek olurum. Ben o abiyim büyüğüm saygı triplerine girmedim hiç. Diyorum ya arkadaşımdır. Hiç yapmak istemediğim işe giricem yine o okumak istediği bölümü okusun diye mesela. Öyle işte.


  • Giovanni Pipitto  (18.08.18 22:38:13) 
Ben kararsız kaldığı durumlarda abi olarak rehber olmaya çalışıyorum. Yaşayarak öğrenmesi elbet tercihim ama zarar göreceği kabak gibi belliyse uyarıyorum hatta ağzına mıçarım. Çünkü abilik bunu gerektirir. Elbette koca adam olsa dahi büyümemiş gibi davraniriz çünkü o bizim bebegimiz ahaha. O da sinirleniyor ama geçici mevzular bunlar.


  • karacigerim vur kadehlere  (18.08.18 22:56:28) 
[]

ulkece telefona neden sesli mesaj birakmiyoruz?

yabanci bir ulkede bulunmadim. ama baya bir yabanci film-dizi izledim/izliyorum. cekilen diziler o ulkenin toplumundn izler tasir. ve gordugum uzere yabancilar, cogunluk abd oluyor, telefonlarini acmadiklarinda veya ulasilamadiginda sesli mesaj birakin diyorlar, ve birakiyorlar da.

simdi ben dahil, cevremde bunu yapani hic gormedim. benim yapmama nedenim, "merhaba, ben leonardo, su an mesgulum, sesli mesaj birakin." diye bir kayit olusturamiyorum. hadi ben olusturmadim boyle bir karsilama mesaji, arayan kisi neden operator hatunu dinleyip bana sesli mesaj birakmiyor?

bende ve cevremde yok diye bunu tum ulke uzerine soylemem tabii ki yanlis. ancak, tahminime gore ulke geneli boyle.

bunun sebebi nedir? kultur mu? cok mu issiziz?

 
Ev telefonuna bile sms atilabilen, whatsapp gercekliginin kabul gördüğü, arayanibil ve smartphone kayit ozelliklerinin oldugu bir teknolojik ortamda sesli mesaji kim bekleyecek kim ugrasacak niye ugrasacak?


  • her giriste sifresini unutan adam  (17.08.18 22:02:47) 
Çünkü sesli mesaj da ücretli bir şey. Örneğin yurt dışında birçok yerde şehir içi telefon konuşması ücretsiz. Bu nedenle insanlar bu alışkanlığı 90'li yıllarda edindi. Türkiye'de böyle bir durum olsaydı ortalık telefon sapigindan gecilmezdi sanırım.


  • Traveller  (17.08.18 22:03:46) 
ben dedeler gibi bırakıyorum sesli mesaj. beni ara falan diyorum sdaufhsg


  • Tears of Devil  (17.08.18 22:08:08) 
hep bu aklıma geliyor :)

youtu.be
  • Northern Mariner  (17.08.18 22:42:37) 
Bizim filmlerde yok öyle şeyler ondandır belki ^^


  • dafaisss  (18.08.18 00:06:04) 
Tembellik, umursamazlik


  • baldur2  (18.08.18 08:35:46) 
Bir çok sebebi var bana göre;

Telefonu kullanmaya başladıkları tarihlerde numara gösteren yada sms alan cihazlar henüz yok, büyük bir kısmı yanlız ya da ev arkadaşıyla yaşayan insanlar olduğu için mesai saatlerinde evde telefona bakacak kimse yok ve bu yüzden gün içinde kimlerin aradığı bilgisi önemli.

Akşam işten ya da gezmeden gelince tuşa basıyor kim aramış kim ne demiş bakıyor.

Bizde telefonun yaygınlaşması 80'li yıllar, kalabalık aile evleri. Ev asla boş kalmıyor ki kimin aradığı bilgisine ihtiyaç duyulsun, çalan telefona bakmak için üzerndeki dantelin kaldırıldığı yıllar.

Telesekreter sisteminin yaygınlaşması da Türkiye gazetesinin dağıttığı aletlerle oldu ama alışmayan götte don durmadı.
  • John Bloor  (27.08.18 14:21:56) 
[]

turkiye ekonomik krizi yeni mi basliyor?

devlet ve ozel bankalarimiz disaridan 2010'da 175 milyar dolar borc almis. bu yilin ilk ceyreginde de bu borc 375 miyar dolar ve 125 milyar dolar odemeleri gerekiyormus(anladigim kadariyla). www.barrons.com

yani kriz geliyorum diyormus. aslinda makale cok guzel anlatiyor ama ben tam baglayamadim.

buyuyen ekonomimiz hep borc ile mi buyudu?

siyasi sebeplerden dolayi turkiye kapitaller icin yatirim rotasinda degil.

enerji ihtiyaci artmis, dolar artmis. zamlar mi gelecek?

millet altina abanmis, tl degeri dusmus.

biri bana bunlari anlatabilir mi? bir de su grafikler var. ilki ulkeye giren cikan para, ikincisi? bunlardan ne anlamaliyim?

gunah kecisi abd degil. ruslara yanasiyoruz ama onlarda da bizim ekonomiyi iyilestirecek kadar para yok.

ve bundan sonra ne olacak? yillarca surer mi? daha yeni mi basliyoruz?

 
''devlet ve ozel bankalarimiz disaridan 2010'da 175 milyar dolar borc almis.''

sorunu bunun üzerine kurmuşsun. iyi güzel ama bana borçsuz bir ülke söyleyebilir misin ( çin sayılmaz)

Şirketler bile çoğu cari hesapla çalışır. Hiç bir zümreye ait bir düşünme yapım yok ama saflığa dayanamıyorum.


Soruna cevap: hiç bir şey olmayacak. Gerçekten Allah'ın izniyle bu ortamdan çıkacağız.
  • binder dandet  (16.08.18 22:34:37 ~ 22:35:54) 
Anlatması uzun sürer. Sen şunu seyret.

www.youtube.com
  • oguz altun  (16.08.18 22:36:53) 
Evet yeni basliyor. Yani yeni baslamiyor da su anda agir cekim, ortalarina yaklasiyoruz (bir kac senedir).

"hic bir sey olmayacak" nedir yahu, olan oldu zaten turk lirasi son 2 senede %90 civarinda deger kaybetti daha ne olsun? Bunun geri donusu var mi? Yok.

Krediyle buyumekte sorun yok normalde. Onemli olan bu krediyi cevirebilecek verimli islere yatirim yapmak.

Mesela sen 50 bin lira kredi cekiyorsun is kurmak icin, bu cektigin kredi sayesinde vadesi dolana kadar faizi + 50 bin kazanip uzerine kar edebileceksen dogru bir sekilde kredi kullanmissin demektir. Bizim yabancilar yield kovalarken sifir faiz ortaminda EM ekonomilerine dagittigi paralarla biz verimli yatirimlar yapmadik. Oyle bir vizyonumuz yoktu.

Bu dunyada 40 yilda bir olacak bir firsatti, kuresel krizler sonrasi risk istahinin bu kadar artip EM ekonomilerinin paraya boguldugu bir donemi bizim yonetim islerin normal isleyisi sandi "eskiler nasil yapamiyormus ya cok kolaymis ulke yonetmek her yerden para akiyor" rehavetine kapildilar. Tecrubesizlik iste. Eskiden 100 milyar dolarlik para girisi "eh islerin normal isleyisi" diye karsilanirken bugun "Katar bize 15 milyar dolar yatirim yapacakmis" diye gazeteler boy boy haber yapiyor. Cunku o donemler (bir dahaki global krize kadar) bitti, riskli EM ulkelerine yapilacak yatirimlar sınırlı artik. Simdi yonetim sinavdan 1 gun once akli basina gelmis ogrenci gibi TL nin çöktüğü gun cikmis 100 gunluk planda katma degerli yatirim goygoyu yapiyor. Akilli olsaydik son 10-15 senelik bollukta endustri devrimini yakalamis fabrikalarimiz, Turkiye'de kalmak icin can atan egitimli zihinlerimiz, Dunya'da isim yapmaya baslamis markalarimiz olurdu, kendimizi cok rahat cevirirdik. Onun yerine sittiriboktan konut projelerimiz var o kadar. Iki kurus deger ureten her seyimizi de sattik. Doktora tezini son hafta sifirdan yetistirmek ne kadar gercekciyse, Turkiye'nin bu kadar battigi bir donemde OVP falan ile "guzel gunler gorecegiz" gazi almak o kadar gercekcidir.

Olacagi geciktiriyoruz sadece, gemi su alali cok oldu. "Bir sey olmaz" algisi medyanin krizi anlatamamasindan ileri geliyor. Butun yatirimi ve dahi gelecek calisma hayatindaki ederi 2 senede %90 çöp olmus kisiler bu sebeple hala gelecek zamanli kiplerde "bir sey olmayacak" gibi cumleler kurabiliyorlar.

Olan coktan oldu, kimisi farkinda, kimisi degil. Arkasi da gelecek. Su anda butun borsa varliklarimizin degeri doviz bazda 2008 krizi seviyesinde. Yani son 10 yilimiz kayip. TL reel degeri gecen hafta bir ara 1994 krizi seviyesine dustu. Oyle diyeyim. Hala "bir sey olmayacak" kafasini bu sebeple anlamak guc. Medya haber olarak veremeyince, televizyonda goremeyince anlamiyor bazisi.

Ortadogu batagina giderek daha derin bir sekilde saplaniyoruz. Iki adim komsumuzda AB ulkelerinde asgari ucretlinin bir maasiyla erisebilecegi seyler icin bizim 1 koca sene calismamiz gerekiyor. Cok fena bir durum. Senin egitimli insaninin 10 saatlik emegi, elin vasifsiz elemaninin 1 saatlik emegine denk. Daha ne olsun?
  • robokot  (16.08.18 23:36:44 ~ 17.08.18 00:11:41) 
Biri borçsuz bir ülke söyleyebilir misin demiş, onun üstünden savunmaya geçmiş :) (ben de saflığa hiç dayanamam) Zaten borcun ve finansal işlemlerin kapitalizmin işleyişinin temel mekanizması haline geldiği neoliberal dönemde (aşağı yukarı 70lerin başından itibaren) bütün ülkeler borç ile büyüyor. Bu yüzden, abd ve çin dahil, her ülke ve bölgede aşağı yukarı 10-20 yıl arasında (bazen daha sık) bir ekonomik kriz patlıyor.

Ekonomimiz sadece borç ile büyümedi. Kendine özgü bir yol da izlemedi. Bazı ana akım ekonomistlerin iddia ettiklerinin aksine, kapitalizmden hiç sapmadı. Tam tersine, 90lar sonrası kapitalizmin aldığı yeni biçime tamamen entegre oldu: şehir içi rant ile kapitalin değerlendirilmesi ve ev sahipliğinin konut biçiminde ranta dönüştürülmesi. Bu mesele, en geniş anlamda, David Harvey tarafından bolca işleniyor. Onu, onun kaynakçalarını ve ona verilen referansları google scholar'dan karıştırıp genel teorik bilgiyi edinebilirsin.

Türkiye de GYO'ların kuruluşu, mortgage'in yaratılması, kentsel dönüşümün tanıtımı, büyük (çılgın) projelerin yapımı (stadlar, havaalanları, köprüler, gökdelenler vb.) vb. gibi yöntemlerle kapitalizmin bu yeni biçimine ayak uydurmuştu. Kemal Derviş ile AKP arasında doğrudan bir bağlantı ve süreklilik var. İşte bu anlamda sadece borçla büyüdü diyemiyoruz. Ancak söz konusu yatırımlar hep özel sektör borçlanması ve bu borçlanmaya verilen hazine garantisi sebebiyle doğrudan halkı ve ekonominin bütününü ilgilendiriyor. Türkiye'de söz konusu süreci anlayabilmen için Ali Rıza Güngen, Ümit Akçay, Özlem Çelik ve Elif Karaçimen'e bakmanı öneririm.

Bu neoliberal birikim modelinde, yine ana akım bazı iktisatçıların ve siyasilerin söylediği gibi, siyasi otoriterleşme yüzünden yatırım yapılmaması söz konusu değil. Kapitalizmin demokratikleşmeyle hiçbir bağı olmadığı ve tam tersini çoğu zaman tercih ettiği bolca tartışıldı (en ünlü isimler için: faşizmle bağlantı konusunda Nicos Poulantzas ve frankfurt okulunun çalışmaları ve güncel otoriterlik konusunda Ian Bruff ve Mark Neocleous. Hatta marksizmin dışından Foucaultcu postyapısalcılar bile bu konuda örnek verilebilir. Bu durum özellikle Latin Amerika krizleri çerçevesinde de bolca tartışıldı ama ben o literatüre hakim değilim). Zaten Türkiye'ye yabancı yatırımın azalması da politik otoriterleşmeden farklı sebeplerden kaynaklanıyor. Ki yabancı yatırım, borçlu ülkeler için borcu çevirmek için gerekli kredi ve döviz anlamına geliyor. İşte neoliberal birikim modelinde krizler, borcu çevirmenin aşırı masraflı hale gelmesi, uluslararası sermayenin (dövizin) merkez ülkelere geri çekilmesi (FED'in faiz oranları üstünde yaptığı değişiklikler bu yüzden önemli) ve dünyada genel bir likidite sorununun baş göstermesi sonucu oluşuyor. Bunlar da dünyanın her yerinde sürekli patlak veriyor. Sırf Türkiye'nin 1989'da sermaye hareketlerini serbestleştirmesiyle neoliberalizme tam anlamıyla geçiş yapabildiğini söylersek; 1994, 1999, 2000, 2001 ve 2008'de kriz yaşadığını hatırlatmamız lazım. Benzer sıklık diğer ülkelerde de var.

Sorularına az çok, bildiğim kadarıyla cevap vermeye çalıştım. Şimdi iki grafiğe geçersek, ikincisi cari açığın GDP'nin yüzde kaçı olduğunu gösteriyor. İlki ise söz konusu cari açığın kapatılması için hangi kaynakların kullanıldığını gösteriyor. İlkine dikkatli bakarsan, mavinin iki tonunun fazlalığının gösterdiği gibi, cari açık borçla kapatılıyor. Eğer borçlanma gittikçe maliyetli hale gelirse ve hazine bonolarının faizi artarsa, cari açığın durduralamayacak biçimde artacağının altını çiziyor.
  • protector  (17.08.18 02:28:52 ~ 02:34:51) 
cari açık, cari açık!
hep bu cari açık yüzünden oluyor...

  • pangea  (17.08.18 02:54:45) 
[]

turkiye neden boyle?

hollanda krizinde portakal sikilmasi ve 40 tane hollanda ineginin sinirdisi edilmesi; simdi de abd krizinde dolarla sumuk temizlenmesi, dolarin yakilmasi, iphone kirilmasi... vekiller dahi bunu yapabiliyor. bu amatorluk neden?

samsung alin diyorlar, vestel alin. samsungu disaridan rus rublesi ile ithal etmiyoruz ki, dolarla aliyoruz. ayrica abd'nin turkiye'ye elektronik ihraci o kadar da aham saham degil, cerez yani. ayrica su marka telefon alin denilen telefonlarin cipleri, isletim sistemleri abd mali.

sorum su: bu insanlar neden gazla calisiyor? protesto haklarina saygim var ama insan biraz daha akla yatkin protestolar yapar. her ulkede var midir boyle tipler?

 
köyden kente hızlı göç ve insanların kendini hala köyde zannetmesi der susarım.


  • binder dandet  (15.08.18 17:56:08) 
tek kelime ile cehalet.


  • lazpalle  (15.08.18 18:18:56) 
Dünyanın her yerinde böyle komik tepkiler var. Özellikle eğitimin oldukça düşük olduğu ve insanların liselerden ve kahvehane muhabbetlerinden siyasi, tarihi ve sosyal görüşlerini şekillendirdikleri ülkelerde. Böyle komik açıklamaları ve tepkileri mesela abd örneğinin içinden o kadar çok gördüm ki. Yani aynı gerçek dışı korkular (komplo teorileri), garip protestolar, akılsız insanlar ve yalan yanlış bilgilerle sosyo-politik görüş oluşturmalar her ülkede var.

Ben bunun köy-kent karşıtlığıyla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Eğitim süresindeki öğretmeni, üniversitedeki hocası, aile büyükleri ve kamusal alandaki aktörleri (gazeteciler ve konuşmacıları - en basitinden, günümüzü geçtim, 2001 krizi için bile kamusal alanda herkes yok anayasa kitapçığı, yok yazarkasa fırlatıldı ondan oldu diye konuşuyorlar mesela, bir nesil binlerce benzer çarpıtmalarla büyüyor ve araştırma isteği olmadığı için de bu çarpıtmalar yıllar içinde 'gerçeğe' dönüşüyor) böyle olunca, bu tiplerin nasıl yaratılmamasını beklersin ki?

Bir iki örnek vereyim, bu kişilerin işlevleri üstüne: böyle itaatkar ve 'örnek' bir vatandaş oluyorlar; böyle dolar kuru üstünden köprülere, hastanelere ve otoyollara verilmiş hazine garantisi yerine milletin 1-2 binlik dolarına, iphonuna saldırıp asıl meseleyi ıskalıyorlar ve zaten böyle sorunun dış güçler, güvencesiz göçmenler ve suçlular olduğun sanıp asıl noktayı (kapitalizmin neoliberal formu, eksik istihdam, güvencesizlik, finansallaşma, borçlandırma, krizin neoliberalizm içindeki sıradanlığı) kaçırıyorlar. Kendilerinin devlet mantığı açısından işlevleri çok büyük.
  • protector  (15.08.18 18:19:51 ~ 18:22:17) 
Birden fazla nedeni var bence. İlk neden, insanların bu eylemleri yaparken milliyetçilikten öte ilgi ve dikkat çekmek gayretinde olması. Biliyoruz ki insanoğlu ego sahibi bir canlıdır. Bir şekilde kalabalıklar içinde kendini göstermek, ön plana çıkarmak ister. Dünyaca ünlü bir ressam bu ihtiyacını, şaheser bir tablo yaparak tatmin edebilir. Ya da birikim sahibi insan, kitap yazarak kendini kalabalıkların beğenisine sunabilir.

Biz Türkiye'de yaşıyoruz. Bilim ya da sanat konusu burada toplumun genelinin ilgisini çekmez. Ama bir şekilde kendimizi göstermek zorundayız. Görünür olmak için hem kolay hem de topluma hitap eden şeyleri tercih ediyoruz. Yapılan şeyin ne kadar salakça, mide bulandıracak kadar ahmakça olması burada hedefe ulaşma yolunda artı bir durum.

İkinci sebep yaranma beklentisi. Kendinden güçlü gördüğün otoriteye yakınlığını ispat edip kabul edilme umudu, bu tür eylemlere itiyor insancıkları. Davaya sahip çıktım, onun önemli neferlerinden biri oldum düşüncesi hasıl oluyor. Böylelikle bir yerlerden menfaat elde etme düşüncesi de olabilir bu insanların kafalarında.

Bir diğer neden, ülke medyasının ilgisini çekmesi. Gazeteler ve haber siteleri bu tür olayları hiç kaçırmıyor ve muhakkak haberleştiriyorlar. Bu adamlar, kendi çektikleri görüntüleri sosyal medyada filan paylaşıyorlar. Medya bu görüntüleri derhal kitlelere yayma eğiliminde. Bunun nedenini çok düşünüyorum. Neden haber oluyor bu garip eylemler acaba? İzleyenlerden de haz duyan mı var? Belki vardır ama ben gördükçe bunları, acayip umutsuzluğa düşüyorum. Eminönü'ndeki baklava izdihamını izlerken hissettiğime benzer duygular hissediyorum.
  • puyule  (15.08.18 18:35:03) 
köyluluk +1


  • hot potato  (15.08.18 20:09:42) 
bizim insanımız numunelik. liverpool'un futbolcu koridorunda this is anfield yazar. burası da survivor, burada her şey gerçek. burada olmaz denilen işler olur. üçüncü sayfa haberleri bile öyle tuhaftır ki, gulsem mi, ağlasam mı bilemezsin.


  • Neill  (15.08.18 21:08:05) 
egitimsizlik, bilgiye bilime felsefeye kisaca beyin kullanimina onem verilmemesi hatta kotu karsilanmasi.


  • cedex  (15.08.18 21:54:49) 
[]

sifir tl ile startup kurulabilir mi?

ise yarayacagini dusundugum guzel bir is fikrim var. 3d sektoru ile alakali. beni de belki secerler umuduyla turkiye'deki iyi kulucka merkezlerinin hepsine basvurdum. her biri cesitli gerekcelerle reddetti. bazilari red cevabi bile yollamadi. biri de yap sonra gel bize basvur dedi.

isin ozu, meteliksizim. universiteyi daha bitirmedim, bu fikrin gercege donusturmek icin teknik bilgim yok. ekibim yok. ama tum bunlardan onemlisi tutkum var. ayrica bu yolda her seyi ogrendikten sonra baslamak bir anlam ifade etmiyor. bu oyle bir sey degil. her sey yolda ogrenirsin. bu yolda hata yapmak ya da zarar etmek, hatadan ders alip yola devam etmek, omur boyu ogrenmek vardir.
bazen acaba cok mu hollywood'un etkisinde kalmisim diyorum kendime. steve jobs'in filmi, zukerbergin filmi derken uctum sanki. tabii ki onlara ozenmiyorum. ben sadece bu isi yapmak istiyorum, bu urunu yaratacak insanlarla beraber calismak istiyorum. hayal edilen urunu insanlarin hayatina sokan ekipte olmak bana kendimi iyi hissettiriyor. yasiyor gibi hissediyor oluyorum.

her ulkenin bir ekosistemi var. turkiye gibi bir yer ile usa veya avrupa ekosistemleri apayri. hedefledigim seviyeye ulasmak, turkiye ekosistemi icinde olmayacak gibi de gorunuyor. yani turkiye'de bir kere cesitlilik yok. cesitlilik bir sirketin olmazsa olmazidir. abd veya avrupa'da turlu turlu milletten basarili muhendis ya da calisan bulunur ama turkiye'de bulunmaz. gelmezler zaten. her bir milletten bir calisma arkadasi varolan probleme farkli bir acidan bakar, farkli cozum uretir her biri ve bir cozum yerine 100 turlu cozumler gelistirirsiniz.
tabii bir insan sevdigi isi bulundugu yer neresi ise orada da yapabilme kabiliyetindedir. bu boyledir ama hedefledigin boya ulasma noktasinda bana gore turkiye ekosistemi eksik.

universite okumayi sanirim kendim icin bos buluyorum. mezun olup gidip bir sirkette calismak beni kesinlikle mutlu etmeyecek. istedigim hayat bu degil. bunun farkettim. bana gore degil duzenli ve garantili hayat. ama bunu aileme de soyleyemiyorum. soylersem bana desteklerini keserler, kyk borcu+askerlik problemi ile ortada kalirim.

bir taraftan kalbim tutkunu takip et diyor; diger taraftan universiteni bitir goze batma diyor. ne yapacagim konusunda bir fikrim yok. bana tavsiyelerde bulunur musunuz? ulkeyi terketmek de olabilir.(o ulkede bir halt edemeyenler ulkeden gocer evet o kisi de ben oluyorum) ama ulkeyi nasil terk ederim. ustelik ingilizcem intermediate. cebimde 5 kurus yok. bankadan girisimcilik kredisi mi ceksem ne yapsam?
faizler de fahis onlarin.. bana bi yol gosterir misiniz? kizin, firca atin, eksiklerimi soyleyin. yerden yere vurun. serbest her sey. tesekkur ediyorum.

 
Meteliksizsin ama bu parasız olmandan kaynaklanmıyor. Elinde fikrin dışında hiç bir şeyin olmamasından kaynaklanıyor. Sadece fikrin hiç bir değeri yok. Execution yoksa kimseden sana yardımcı olmasını bekleme. Ennnn kötü ihtimalle bir prototip göstermen lazım dostum.


  • roket adam  (14.08.18 17:04:24) 
Sifir tl'ye ask olmaz ama is olur.

Fikir, business model, market research satarsin 2000-3000tl ye oradan yurursun.
  • dedim dedim de kime dedim  (14.08.18 17:56:17) 
Sadece fikrin bir değeri yok.

-Çalışan bir prototip yapman şart.

-Sunum yapabilsen çok daha iyi olur.

-Ayrıca mutlaka ayakları yere basan iyi bir plan sunman gerek.

Steve jobs da Zuckerberg de iyi prototiplere ve planlara sahiptiler.

Ondan sonra gerekli yerlere erişebilmek, gerekli bağlantıları kurmak, gerekli kişileri ikna etmek... yani sosyal beceriler de oldukça önemli.
  • idexo  (14.08.18 19:48:42) 
aslında sorunun temeli teknik bilgin olmaması. yani fikir tek başına bir anlam ifade etmiyor diğer arkadaşların da dediği gibi.

fikrin her ne ise, teknik yetkinliğin olmadığı için, gerçekleştirilebilir olup olmadığı hakkında da fikrin yok muhtemelen. bu hali ile fikrin yatırıma değer görünmüyor demek ki. genelde, "dahice bir fikrim var ama kimse anlamıyor" düşüncesine kapılıyor insanlar. bu bence büyük hata.

bir iş fikrinin yatırıma değer olabilmesi için bir çok adımı tamamlaması, kısa, orta ve uzun vade planlarını ortaya koyması, business modelini ortaya koyması, nasıl para yapacağını (monetizattion), para yaparken hangi maliyetlere katlanacağını oraya net olarak koyması gerekiyor. bunun yanı sıra elbette yapmak istediğin işin teknik yönü ne? bunu gerçekleştirbilecek misin?

bu girişimcilik işlerinde, "benim bi fikrim var, birileri para koysun, birileri de hayata geçirsin, ben de paramı alayım" şeklinde olmuyor. yatırım yapacak insanlar bu fikrin belirli bir olgunluğa geldiğini görmek istiyor.

bu start-up işlerinin bu kadar popüler olmasının nedenleri var. büyük firmalar ciddi start-up meet-up etkinlikleri düzenliyor, destekler veriyor, ödüller dağıtıyor vs. firmalar artık ürün odaklı ar-ge yatırımlarınıdan doğan riski minimize etme derdindeler. ar-ge için ayrıcağı masrafın 10'da 1'ini start-uplar için dağıtıyor ve büyük firmalar için artık bu işi girişimciler yapıyor. batanlar batıyor, çıkanları kendi bünyesine katıyorlar. tüm risk girişimcilerin ve bu işi çok güzel paketleyip sunuyorlar.

şimdi sen diyorsun ki, benim bi fikrim var bu işi teknik olarak yapıp yamayacağım da belli değil, sermayem de yok. en iyisi ben hiç riske girmeyeyeim, yatırımcı girsin.

bence, bir iş fikrini hayata geçirecek tekinik bilgi ve becerin yoksa, yeterli sermaye'ye sahip de olsan o işe girmemelisin. bir esnaf sözü vardır, "çıraklığını yapmadığın işin patronu olma" derler. bu hala çok geçerli bir öğüttür.

özetle, iş fikrinin olması güzel birşey ama tek başına anlamlı değil. olunlaştırmalı ve geliştirmelisin bu fikirleri. yatırım almak istiyorsan, sahibi olduğun fikrin ayaklarının yere bastığını, hayata geçebilir olduğunu, sana yapacağı yatırımın ne kadar sonra kendine kar olarak döneceğini göstermelisin...

başarılar.
  • coder6006  (15.08.18 09:31:38) 
sevgili @coder6006, teknik bilgi kismini abartmissiniz. size bu konuda katilmiyorum. hicbir harika is tek basina yapilmaz. harika isler ekip isleridir. bu ekipte de turlu turlu insan vardir. teknik olan da olmayan da isi yuruten de. richard branson denen herifi dusun. adamin uzaya gonderdigi uzay araclari var. uzay turizmi yapacak. roket muhendisi mi? hayir. teknik bilgisi var mi? hayir. sadece bu iste gelecek oldugunu gordu. ve bu isi gercege donusturebilecek yetkinlikte insani bir araya getirip beraber bir ekip kurdu. ve yapti, yapiyor. hyperloop projesi de ayni sekilde.
bu yuzden teknik bilgi kismindan ziyade isi bir butun olarak gormek, isin anlamina odaklanmak ve tutkulu olmak. bunlar kesinlikte teknk bilgiden kat kat degerli. insanlari bir araya getirebilme becerisi de oldukca muhim.

ayrica bu alanda her sey yolda ogrenilir. isin en heyecanli kismi da budur. yukarida da belirttigim gibi. 4 4'luk olduktan sonra bir ise baslamayi dusunmek, yasamayi ertelemek demektir. bunun da bir anlami yok.
  • Leonardo~Da~Vinci  (15.08.18 10:27:14 ~ 10:35:34) 
@Leonardo, sanırım doğru ifade edemedim. teknik bilgi vurgusunu, girşimcinin oturup kendi başına herşeyi yapması için söylemedim elbette.

iş yaşamında elbette takım oyunu önemli ve günümüzde neredeyse hiç bir iş tek başına sağlıklı bir şekilde yürütülemez. farklı uzmanlıklar, farklı bakış açıları ve iş gücü kapasitesi önemli parametreler.

ancak dikkat çekmek istediğim konu, girişimcinin giriştiği konuya hakim olması gerekliliği.

bir iş fikrimiz olsun ve bunu hayata geçirmek için IT alanından yararlanmamız gerktiğini varsayalım. işte bir mobil uygulama üzerinden kullanıcıların not tutacağı bir uygulama fikrimiz var ve kimsenin aklına gelmemiş olsun.

bu fikri, daha önce IT projesi yapmamış birisi nasıl hayata geçirebilir? IT işlerinden anlayan birilerini bulup fikrimizi onlara yaptırmak bir yöntem olarabilir.

Ancak doğru kişileri bulmak, doğru teknoloji ve araçların kullanıldığından emin olmak, kurulan altyapının, geliştirilen uygulamaların vermek istediğin hizmetin hedefleri doğrultusunda büyümeye / ölçeklemeye uygun olması, projenin ne zaman biteceği, hangi işin ne kadar zaman süreceği gibi alınması gereken kararlar gibi binlerce sayabileceğim parametre var.

Gerekli teknik bilgiye sahip olmak demek, o projenin / işin başlangıcından sonlanmasına kadar ki süreçte ne yapacağını bilmek (kapsam), katlanacağı maliyetleri öngörebilmek, buna göre riski yönetebilmek demek.

yukarıda bahsettiklerimi, teknik bilgiye sahip olmadan yapabilen, yönteci vasfı yüksek insanlar yok mu? yani günümüz şartlarında zor. yöneticilik artık general business administration'dan geçmiyor malesef. teknik alanlar için daha çok engineering management yetileri öne çıkıyor. Özellikle start-uplarda bu ruh fazlasıyla ön plana çıkıyor. Branson girişimci ruhu olan, teknik konulara da bulaşmış ciddi bir sermayedar ve iş adamı. adamın işi bu. kaç farklı alanda, kaç farklı sektörde binlerce insanla çalışmış bir isimden bahsediyoruz.

sanırım bir ortaklık sizin için daha iyi bir çözüm olabilir. Yani iş fikrinizi paylaşabileceğiniz teknik bir kaç insanla hisse bazlı anlaşıp ortaya bir prototip koyup, iş modelini vs. net bir şekilde çıkarıp capital venture arayışına girebilir, eğer bir yatırımcıyı ikna edebilirseniz onunla da toplam hissenin belirli bir yüzdesi için anlaşabilirsiniz.

kolay gelsin.
  • coder6006  (15.08.18 13:55:13) 
[]

cocuklukta bir seyleri kirma-parcalama davranisi

o cocuk bendim. hala da bir cocuk sayilirim aslinda.

simdi soyle efendim, cocuklugumda elime bir oyuncak verin, icinde ne var diye parcalar bakardim. elime makas gectiginde de bilincsizce etrafimda plastik, kagit falan ne varsa farketmez, alir bir guzel keserdim. sokaktan gecen arabalarin tekerlerinin altina ayakkabi, terlik, oyuncak veya tas koyardim, sonra da beni gormeyecekleri bir yere gizlenir, teker o seyin uzerinden gecerken o seye ne oldugunu gozlemlerdim. bilincsizce. neden yapiyordum bilmiyorum. simdi buyudum ve cocuklugumda o seyleri ne gerekce ile yaptigimi merak ediyorum.

sorum su: siz de cocuklugunuzda boyle miydiniz? psikolojik bir problemden mi yapmisim acaba?

ekleme: ilkoul ve ortaokulu yatili okulda okudum(2002-2010). 2 haftada 1 eve gelme iznimiz vardi. bazen de 1 ayi bulurdu eve gelmedigimiz. 2 gun kalir tekrar okula giderdim. bu negatif gorunen huyumun okulla bir iliskisi var midir bilmiyorum, belki de vardir. ama okulda 400 kisiydik, herkesin benim gibi bu negatif huya sahip olmadigini varsayarsak, bence okulla bir baglantisi yok. yine de yazdim, psikolojiden anlayanlariniz icin bir ipucu olur belki. tesekkur ederim.

ekleme 2: tamir yetenegim 0. en son laptopumu tamir edecegim derken, beceremedim ve sinirden parcaladim. yeni bir tane aldim. bir seyi tamir etmeye calisirken, o seyi kiriyorum her seferinde. yetenegim yok:(

 
aklıma demolition geldi


  • yeteramadenedimherseyi  (14.08.18 14:12:59) 
parçalama, kırma değil de; elime makas geçince yatak örtüsü dahil her şeyi keserdim. çok da uslu bi çocuktum halbuki. hiç bu tür başka abuk, zarar verici hareketlerim yoktu.

ben de merak ettim şimdi sebebini.
  • meyal  (14.08.18 14:28:21) 
makasla çarşaf kesme bende de olmuş küçükken, yalnız değilmişim :)
Ben de annemin lenslerini yırtmıştım merak edip, onu hatırlıyorum.

  • archery  (14.08.18 14:37:01) 
bence çok üstüne düşülecek bir şey değil. entropiyi fazla seven bir çocukmuşsunuz sadece.


  • bi de masa mi acalim yani  (14.08.18 14:43:48) 
bazı erkeklerde olan bir şey. alınan her oyuncağı parçalardım. içini incelerdim. sadece oyuncak da değil. televizyon, radyo, saat, ... her türlü elektronik eşya. elektrik devrelerinden bilgisayar yapma gibi bir tutkum vardı. çocukken çok meraklıydım.


  • nickini degistiren yazar  (14.08.18 16:03:52) 
Oyuncaklarin ve elektronik esyalarin icini acama takintisi bende de vardi da ben tornavidayla falan acmaya calsirdim kirmadan. Icindeki mekanizmayi merak ettigimden.
Bana oyuncak almayi birakmisti bizimkiler hepsini acip dagitiyorum diye.

Onun disinda parcalamadan ziyade patlatmayi cok severdim ben. Atese bayilirdim. Bir seylerin patlamasina hayran kalirdim. 30 yasindayim hala atese bayilirim:)
Bana izin ver bir seyleri atese vereyim havaya ucurayim. Cocukken surekli kolonya, cakmak benzini gibi seylerle sagda solda ates yakardim, bir seylerin icine torpil koyup patlatirdim. Ama ise yaramaz seyleri secerdim bunun icin.
Sebebini falan bilmem, huyum boyle. Hala seviyorum sadece cocuk olamdigim icin boyle seylerle ugrasmiyorum:) Herhangi bir yaralanma ve vukuat olmadan atlattim cocuklugumu neyse ki.
  • stavro  (14.08.18 16:10:25) 
Bende yoktu da abim öyleymiş. Eşyaların içini açmayı, fincanları kırnayı çok severmiş. Şimdi tamirden anlıyor, bilmem ilgisi var mı?


  • aychovsky  (14.08.18 16:37:02) 
Bazı bireylerde tepki davranışı diye yorumlanıyor. Mesela aile tarafından kurallarla yetiştirilen, sürekli annenin ya da otoriter öznenin çizdiği sınırlarda yaşamak zorunda bırakılan çocuklarda daha fazla gözleniyor. Bir nevi kurallardan uzaklaşma gibi olduğu için çocuğu bilinçdışında rahatlatıyor. İleri yaşlarda devam etmesi beyninizin bunu bir savunma mekanizması olarak kullanmaya başlaması da olabilir.


  • etfalmorgu  (15.08.18 10:47:02) 
ben de hiç unutmam elime makas alınca kırt kırt bir şeyler kesesim gelirdi. bir keresinde kesecek bir şey bulamamış ablamın dantelini ortadan ikiye kesmiştim sonra elimde suç aletiyle bulununca bir güzel haşlanmıştım.


  • for day to break  (15.08.18 10:51:22) 
[]

dinleyince mutlu eden sarkilariniz

bende bir tane var: youtu.be

bir tane daha varmis: youtu.be cocukluguma goturuyor bu parca, mutlu edisi herhalde ondan.

ve bir tane daha: youtu.be

sizin de varsa boyle sarki veya sarkilariniz; benimle paylasir misiniz?

 
erik satie - gnossienne 1
diyar pala - pompalamasyon

  • ateistanbul  (13.08.18 12:56:31) 
  • anxyte  (13.08.18 12:59:45) 
[]

Turkiye'nin blockchain'e gecmesi

mumkun mudur?

TL yerine blockchain teknolojisini kullansak? Bunu kullanan ilk ulke olmak da buyuk avantaj saglamaz mi bize? Bir ekonomi cahili olarak sadece aklima geldi, sorayim dedim.

Ne dersiniz?

 
Blockchain'in cozdugu problem verimlilikten odun vererek "distributed trust" elde etmek veri paylasiminda.

Turkiye ekonomisinin boyle bir problemi yok. Distributed trust gerektiren bir sey yok. O yuzden verimlilikten feragat edip blockchain kullanmanin bir getirisi yok.

Blockchain'den kastin bitcoin falan gibi bir seyse o zaten felaket bir fikir. Ulkenin arzi kendi elinde (veya guvenilen birinde) olmayan bir para birimini kullanmasi mevcut ekonomik durumda mumkun degil. Sadece Turkiye icin degil, kimse icin mumkun degil.
  • robokot  (13.08.18 03:23:55) 
Seçimlerde kullanılırsa çok sevinirim hile vardı yoktu tartışması biter. Sonuçlar hemen belli olur.

Para anlamında diyorsan, devlet kafasına göre para basamaz bu bir yandan kısıtladığı için iyi, ama dider yandan devletin elinden bir gücü aldığı için kötü de olabilir emin değilim. Ayrıca %51 attack denilen bir şey var başka ülke bize böyle bir şey çekse yine mahvoluruz. Ama ileride çözümü bulunacak şeyler bence.
  • nhk ni youkosu  (13.08.18 07:41:27) 
değildir.

bunu kullanan ilk ülke de olamayız. kendi kripto parasını çıkaran ülke var.
  • babilbaligi  (13.08.18 08:57:20) 
yalnız blockchain ve kripto para farklı şeyler, türk lirası da blockchain yöntemiyle taşınabilir, bu bir güvenlik yöntemi, protokolü.


  • freebird5406_2  (13.08.18 09:03:48) 
[]

(£) ingiliz sterlini neden bu kadar degerli?

Dolardan ve euro'dan bile?

Ingilizlerin sirri nedir?


 
paralarin degerini rakamsal olarak karsilastiramazsin. Ulkedeki alim gucune bakmalisin.

1 turk lirasina 16 japon yeni alabiliyorsun, bu japon yeni degersiz mi demek? hayir dunyadaki en degerli para birimlerinden biri.
  • robokot  (13.08.18 02:56:13) 
Kurlari karsilastirarak paranin degerini anlaymazsin, enflasyondan bagimsiz dusunulmez.


  • stavro  (13.08.18 12:19:14) 
ekonomiden anlamam ama eski emperyal dönemden kalan bir kredibilitesi ve prestiji var,
yüksek enflasyon da olmayınca o şekilde değerli kalmış sanırım. yukarıda da denildiği gibi alım gücü daha önemli sanırım.

  • herhaltibiliyoring  (13.08.18 12:31:21 ~ 12:37:22) 
123   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.