Ekşi Duyuru

savaş filmi falan izliyorum, özellikle 2. dünya savaşı filmleri fury, inglorious bastards, dunkirk, vb.. ve WWII belgeselleri

nedense iyi geliyor :)

Önce tükenmişlik yerine burnout kullandığın için teşekkür ederim. Ordan oraya zıplaya zıplaya öğrendim ne olduğunu. Yaklaşık üç senedir bu durumdayım ve kendimi bu durumdan çıkartmak için planlar yapıyorum değişik yollar deniyorum ama olmuyor. Sürekli bu meslekten kurtulacağım benlik değil, ben böyle yaşamaya devam edemem diyorum. Bu pandemi bana yaradı istikrarlı olduğum ve hızlı yol katettiğimi farkettiğim bir uğraşım oldu. Hem yollardır da kararını alıp vakitsizlik ve parasızlıktan yapamadığım bir şeydi olacak gibi. Hatta iş bile bağladım gibi bir şey. Bakalım.

yan proje falan geliştiriyorum ben, en olmadı istifa ediyorum.

(bkz: kite)
(bkz: pixel)

başka da kalmadı zaten Ankara'da elektronik müzik yapan mekan..

atttım .

attım.

kadıköy'de belediyenin karşısında var bir yer baya çeşit var
fatih'te medikalcilerin olduğu bir bölge var büyük iş merkezleri orda da baya çeşit var.

dışarıda kullanacaksanız şundan olmasın tekerlekleri çok küçük her kucuk cukurda takılıyor ;encrypted-tbn0.gstatic.com

kullanışınıza göre diğerlerinden seçebilirsiniz.

Fındıkzade/Fatih'te karagül iş hanı var. Asıl hepsinin merkezi orası.

kitik'in de bahsettiği gibi nerede kullanılacağı önemli. Bir de kişinin sürekli kullanıp kullanmadığı. Mesela benim kardeşim uzun yürüyüşlerde yorulduğunda dinlenmesi için kullanıyorduk. Bu durumda çok konforlusuna gerek kalmıyor. Tam tersi kolay oturup kalkabileceği pratik bir şey gerekiyordu.

Manuel mi akülü mü arıyorsunuz? Manuel olarak biz wollex kullandık, konforunda pek bişi yokmuş kardeşimin dediğine göre ama kullananı - ittireni mahvediyor. Bir de meyra var, fiyatı biraz pahalı ama kullanması daha kolay.

Hangisini alırsanız alın, tekerlekleri gibi yedek parçalarının kolay bulunabilmesi de önemli.

ABD içeriğini görmek için Vpn'e gerek yok. Şurada konuşmuştuk: (git: 1331230)

Vpnle kullanan birinden euro ile 62 lira mı ne çekmişti karttan. Dikkat edin.

PureVPN kullanabilirsiniz. Chrome eklentisi ve özel Netflix serverları var.

Netflix'in hiçbir yerde içeriği güzel değil. Vpn ile düzgün içerik izlemek istiyorsan Hbo öneririm.

avast vpn kullaniyorum. ingiltere netflix'e bir kere baglandim, 1 bolum dizi falan izledim. sonra sanirim benim vpn kullandigimi tespit ettiler ve artik ingiltere netflix'ten bir sey izlememe izin yok.
abd icin simdilik sikinti yok.
avast vpn'ye kac lira verdim? 35 lira 1 yil icin. bana ozelmis herhalde:) bu sebeple kullaniyorum vpn. az kaldi bitmesine, memnun da degilim vpn'lerinden. kesiliyor, bazen hic baglanmiyor.
yani vpn alacaksan avast alma.

os x'in hangi sürümü?

son sürümde, güncel.

wordpress çak geç.

wix.

Wix'in çok artısı var ama responsive değil.

Squarespace veya wordpress'en en hızlı şekilde haledersin.

google play var, türkçe filmler de var baya

play.google.com

got ve bazı diğer popüler diziler hbo
www.hbo.com

tivibu var
www.tivibu.com.tr

amazon prime
www.amazon.com
ben bilmiyordum bunda hbp ve showtime var görünüyor, iyimiş

+ digiturk play
www.digiturkplay.com

+kanalların kendi sitelerinde de yasal şekilde ücretsiz izlenebiliyor, en azından kanald yi biliyorum
www.kanald.com.tr

çok teşekkürler

Mubi var, eskisi kadar iyi degil galiba ama fena sayilmaz. Alternatif filmler icin guzel bir siteydi ben birkac ay kadar premium olarak kullanmistim.

mubi.com

reçetesiz ilaçsa sizin aldığınız nerden belli olacak ki? bi kutu parol alınca sisteme onu işlemiyolar şu kişi aldı diye.

Paranizla aldiginiz sisteme girilmiyor. Gorunmez.

recetesiz aliniyorsa bir yere islenmez.

kimliğe işliyorlar sanıyordum. teşekkürler :)

Eczacı ile aranız iyi ise, sürekli alışveriş yaptığınız eczacı ise ilacı alıp sonra reçete ile gittiğinizde işlem yapıp yeniden hesap yaptırabilirsiniz.

Tabi ilaç pahalı ve buna değen bir şey ise.

1. kanit sayilirsa izinsiz kaydetmenin yasak olmasının bi anlami kalmaz.
2. yuzyuze olan ama aleni olmayan konusmayi da kayda almak suctur. yasal degil

Özel mesaj ifsasi da yasal değil ki.

Zamaninda yargitay'in bunun istisnasi denebilecek bir kararinda; kendine hakaret edilen kisinin bunu baska turlu kanitlama imkani olmadiginda, hakaretin ses kaydiyla ortaya cikarilmasiyla elde edilen delilin hukuka uygun kabul edilecegi belirtilmisti.
Fakat Ozel hayatin gizliligi kapsaminda bir hakkin korunmasi soz konusu. Dolayisiyla bircok hukuk sistemi de buna ustunluk taniyor. Isin en sonunda geldigi nokta,"hakki adaleti bulacagim derken baskalarinin hakkini cigneme. Zehirli agacin meyvesi de zehirli olur."a geliyor.

Özel mesaj, mail, mektup vs zaten gönüllü olarak karşı tarafa gönderildiği için ve zaten kayıt altında olduğu için izinsiz değildir, kanıt sayılır. İfşasının suç olması başka bir durum.

Mesele telefon görüşmelerini izinsiz kaydetmekten öte: Özel hayatın gizliliğini ihlal etmeyle ilgili.

Taraflardan biri diğerine tuzak da kurabilir, anormal bir durum yaratabilir, buna karşı verdiği tepkiyi de kaydedebilir. Özel hayat ifşası meşru olursa hiçbir kimsenin özel hayatı kalmaz. Nasılsa hukuki olarak bir engel yok diye her yer gizli seks kaydıyla dolar.

15b.iksv.org

olsa gerek

olmaz mı?
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

cevap pek beklemiyordum aslında, iyi oldu :D

massive attack ve sleep party peopleı biliyordum zaten diğerlerine de bakacağım. çok teşekkürler. dahası varsa alabilirim.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Normal alışveriş yapacaksın işte. Herkes gibi. Bankanı arayıp "Dolar harcamalarım için dolar ekstresi istiyorum. Türk lirasına çevirmeyin." diyeceksin. Harcama kısmında bir değişiklik yok. Kredi kartı yoksa dolar hesabı açıp nakit harcayabilirsin sanırım ama bankayı yine araman gerekir. Başka türlü olmaz. Bitcoin Mitcoin işinden de ben anlamam öyle oluyorsa bile.

Kredi kartın yoksa nasıl alışveriş yapacaksın. Banka kartını kabul etmiyor bazı siteler. Havale falan mımyapacaksın. Paypal de çıktı türkiye den

@efruz enparayı kabul etmeyen site görmedim henüz. aliexpress ve amazon dahil.

edit: bankayla konuştum, dolar hesabını ana hesap olarak seçemediğimiz için olmuyormuş. kredi kartı şart.

Ecopayz hesabi acip ecocard cikartabilirsin.

evet çok basit.
kenar çubuğunu göster diyorsun, okuma listesi çıkıyor solda. silmek istediğini de sağ tık ile silebilirsin.

yer imlerinden farkı offline da okuyabilmen için ilgili sayfayı kaydediyor.

mesaj attım duyuruyu silme

teşekkürler.

kategoriyi düzelten moddan da özür dileyeyim bu arada :) sözlük kategorisini görmemiştim.

Dinliyorum :)

özelden yazdım. teşekkürler.

pek cok aletle yapiliyor. midi klavye dedigimiz sey basitce tuslarina basildiginda bilgisayarda belirlenmis sesleri cikarmanizi saglayan bir cihaz. bilgisayar olmadan tek basina bir ise yaramiyor. synthesizerlar da dijital ve analog olarak ikiye ayriliyorlar temelde. dijital olanlara sesler onceden yuklenmis. analog olanlar sesleri kendileri uretebiliyorlar.

ama sadece bu cihazlar degil, daha pek cok sey rol oynuyor. drum machineler, loop sequencerlar, launchpadler (daha cok canli performans icin), kompresorler ve daha niceleri.

muzisyenine gore degisir ama daha cok boyle bir ortamdan cikiyor: i.ytimg.com

www.youtube.com

Ursula Le Guin - Yerdeniz Serisi

Trevanian-Katya'nın yazı

Zülfü Livaneli kitaplarından seçip okumanızı tavsiye ederim. Yormaz, sürükleyicidir, sığ da değildir. Özellikle Son Ada'dan başlamanızı öneririm.

Monte Kristo Kontu
Monte Kristo Kontu
Monte Kristo Kontu

jack london - suikast bürosu
ender serisi
alper çeker - reziller

sherlock holmes bütün hikayeleri

Haruki Murakami - Sputnik Sevgilim basta olmak uzere okudugum tum kitaplari cok surukleyiciydi.
Livaneli denmis bence Serenad en surukleyicisiydi. Kardesimin Hikayesi de iyiydi. Son Ada yi cok sevmemistim ben.
Scott Fitzgerald in Great Gatsby sini cok severim.
Onun disinda Ernest Hemingway Yasli adam ve deniz aklima geliyor.

Amin Maalouf - Semerkant

Martin Eden diyorum.

kızıl nehirler

merhabalar; midi klavye ile piyano çalışmanız, bisiklet ile motorsiklet öğrenmeye çalışmanız gibi birşey...

tamam biraz abartmış olabilirim ama midi klavye, teknik olarak sahnedeki klavyecinin yanında büyük ve ağır cihazlar taşımasın diye içinde ses boardları olmayan, salt tuşlardan oluşan klavyeler bütünüdür. onu alırsın, yanına ipad, ses kartı ve veya bilgisayar alırsın çıkarsın sahnene işini görür. keza, evde prodüksiyon işi yapmak için de basit bir midi klavye işini görecektir. ama piyano çalışmak istiyorsan, öğrenmek istiyorsan midi klavyelerin tuş hassasiyeti piyanoya en yakın olanlarından edinmen lazım ki az çok işine yarasın...

bunun yerine uygun yollu elektrik piyanolar var yamaha p serisi felan, beli başlangıç için işini görebilir, veya 2. el bir dijital piyano da gayet işini görecektir.
hem alacağın bu tip aletlerde de midi girişleri olacağından bilgisayara veya ipade bağlamak da elbette olası..

tuş olarak piyano öğrenmek amaçlı ise 88 tavsiye ederim.
ilk etapta 61 tuş da işinize yarayacak olsa da, piyano ile aynı tuş sayısı, piyano eğitiminde önemlidir...


ses kartı, günümüz bilgisayrlarında müzik yapmak için bilgisayar kullanan prof. müzisyenlerin kullandığı çözümdür. artık her bilgisayarlar içinde bulunan onboard ses kartları müzik yapmaya elverişli olmadığı için yerine düzgün birşey koymak gerekmekte.

ipad ile klavyeyi bağlamak da mümkün evet. bunun için bir ara birim gerekmekte. en çok kullanılanı IK multimedia'nın ipad midi adaptörü. bunu alabilir, sonra midi klavyen ile ipadini bağlayıp, ipade güzel sesleri olan ücretli programlar kurarak (doyurucu ücretsiz program var mı bilemem) düzgün piyano sesleri veya başka sesler açmak olası...

@jeanluc teşekkür ederim. piyano çalmak derken piyanist olmak gibi bir amacım yok tabii ki. maksat kendi kendime piyanoya yakın bir sesle istediğim şeyleri çalabileyim vakit geçirebileyim. bu iş için de midi klavyeyi yeterli görüyorum. bunun yanında piyanodan farklı tonlar elde edebilmek de büyük bir artı.

ben 88 tuşları severim, bir çok model kullandım.

şu an kullandığım midi klavye 49 tuşlu, bunun bir tek sebebi var, 88 tuşluyu önüme alıp çalamamam, yer sorunum var ve bana göre hantal kalıyor biraz.

ses kartı eğer bilgisayarın mac değilse ve core audio sürücüleri yoksa ses kartı alman gerekir.

windows için asio 2.0 sürücülü ses kartı alman lazım.

en az bi 400 tl tutar ses kartı.

www.compel.com.tr eğer keystation dediğin buysa bu çöp

korg micro keyin 61 tuşlusu var maksimum, mini klavye bende 37 tuşlusu var, sustain pedal girişi yoktu ben kendim taktım. piyano çalan adama olmaz çok vasat

novation launch key 61 içlerinden en tutarlı olanı ama yine ben kendim için almazdım.


www.cme-pro.com

www.cme-pro.com

www.gearank.com

images-na.ssl-images-amazon.com

bunları tavsiye ederim.

bilgisayarın biraz iyiyse, ses kartı alırsan ve bi kaç vst temin edersen istediğin piyano soundunu alırsın, ben the hammersmith piano yu beğeniyorum.

birde midi klavyeye en azından bir sustain pedal lazım.

-"piyano için yazılmış parçaları çalacağım" diyorsanız 88 tuş. değilse 61 yeterli ama daha azı işe yaramaz.

-beyer, hanon gibi metotları çalışıp iki elinizin de gücünü, esnekliğini vs. geliştirmeniz gerekiyor. solfej bilmediğinizi varsayarak beyer ve hanon'un youtube'da bulabileceğiniz tutorial'lerini çalışmanızı tavsiye edebilirim. bu aşamadan sonra basit parçaların (greensleeves, fur elise gibi) tutorial'lerine yönelip yine onları çalarak tekniğinizi geliştirebilirsiniz. bu aşamada çok sabırlı olmalısınız. ayrıca karpal tünel sendromu gibi şeylerle uğraşmamak için çalışma işini abartmamalısınız.

-gerekecek. bazı modeller içinde kendi ses kartıyla geliyor, o latency olayını o şekilde halletmiş oluyorsunuz. belki saydığınız modellerden biri de böyledir.

-bir ara bir iki oktav midi klavyem vardı, onu da bilgisayarla kullandım. bilemiyorum.

@filteria @killerbee çok teşekkürler.

selamlar, fazla kafa karıştırmadan sırasıyla sorulara cevap veriyim.

- tuş sayısı 61 veya 88 olması ne farkeder? + ilk etapta bi fark yaratmaz. 1-2 yıl başlangıç seviyesinde çalışacağın için işini görecektir. üst seviye eserler çalmaya başladığında tuşların yetmediğini kendin anlayacaksın zaten. başlangıç için en az 5 oktav yeterli. hem daha ucuz olacaktır.

- hangi modeli alayım? + fiyat önemli burada. piyano öğrenmek istiyosun ve anladığım kadarıyla sahnede kullanmayacaksın. o zaman çok basit bir model seçmelisin, üzerinde sadece klavyenin tuşları olsun. ekstradan düğme, pad, ayar tuşları olmasın ve tuşları sert olsun. 16-17 yıldır piyano çalıyorum, midi klavye veya orga ilk geçtiğim zaman çok zorlanmıştım. tuşlar yumuşak ve küçük oluyor 'genelde', sahnede yormaması için. yani midi klavye ile piyano öğrenmek tam anlamıyla mümkün değil.

-eğitim için kaynak çok, sen klavyeni al göndeririz. kişisel görüşüm evde tek başınıza denemeyin, hocanız olmalı (:

-ses kartı gerekir mi? + mac kullanmıyorsan gerekir.

-ipad veya iphone iş görür mü? + görmesine elbette görür ama uzun süreli kullanım için artıları ve eksileri nedir düşünmek gerekir. mididen ses almak için sistemden bi program çalıştırmak gerekiyor. bunun da boyutu biraz fazla oluyor. ipad o kadar güçlü bi alet değil sanırım. zamanla yavaşlayacaktır. hobi olarak kalsın istemiyorsan mac veya pc üzerinde işin aslını daha iyi kavrayabilirsin.

midi klavyeleri araştırmak yerine linkteki gibi midi özelliği bulunan elektronik piyanolara bakmanı öneriyorum. eski model ve ucuz.
tr.yamaha.com

ipad mini. kuruşuna kadar hak ediyor

ipad air 2 ile okuyorum. her şeyi iyi güzel ama not tutmada veya altını çizmede yorucu oluyor. benim kalem de iyi olmayabilir. pro'yu bilmiyorum belki bu konularda da iyidir.

iPad Air 2. Öteki gereksiz pahalı.

1. ikisi de ayni sonucu verir.
2. evet. netice de 1080p, 720 olarak gosterilecek.

büyük ihtimalle orijinal 1080 olmayacağı için izleyeceğiniz film(50-60 gb oluyor en azından internetten indirirseniz, blu-ray ise olay değişir tabii) 720p de olsa ekranınız 1080p daha kaliteli olur.

Hangisinin bitrate'i daha yüksekse o daha kalitelidir, bitrate çözünürlükten daha önemli.

elindeki donanım neyse ona göre iş yapacağından, görüntünün kaynağı 1080 de gönderse 10080 de gönderse 720'de görüntü alacaksın dostum.

suresi olmali. bir yerlerde yazar.

Aynı içerikli bir sorunun/duyurunun herhangi bir sebeple yinelenmesi gerekiyorsa önceki duyurunun üzerinden en az 3 gün geçmiş olmalıdır. Daha kısa sürede tekrarlanan soru/duyurular silinir, sık tekrarlanması durumunda ise kullanıcı hesabı kapatılır. Soru/duyurunuzda bir düzenleme yapmak istiyorsanız (alınık satılık ilanlarında fiyat değişimi, ürün ekleme çıkartma vb.) duyurunuzu silip tekrar açmak yerine ‘düzenleme/editleme’ yolunu seçiniz.

www.eksiduyuru.com

tümden kapatabilirsin. ayarlar-bildirimler-badge app icon (türkçesini bilmiyorum) onu off duruma getirirsen olur ama tamamen kapatır işte. dediğin şekilde, yani sadece sessize aldığın gruplar için kapatamazsın sanırım.

cafe society geldi aklima alakasiz bulanlar olabilir, bi bak derim tat ayni geldi bana

nası yani benzeri?

benzerlik garantisi veremem ama kendimce citizen kane önerim var.

senarist ve yönetmeni Baz Luhrmann'ın birkaç filmi daha var, ben izlemedim ama belki ilginizi çeker onlar.

www.imdb.com

Şurada tr.wikipedia.org ve şurada (İngilizce) en.wikipedia.org kitabın yazarı F. Scott Fitzgerald'ın eserleri var. Benjamin Button filmi çekildi, diğerlerine bakmadım. Belki bunlar ilginizi çeker.

@klar ondan emin değilim, ama filmin havası çok hoşuma gitmişti. konusu da benzer olabilir.

yani herhangi bir benzerlik olabilir orası çok önemli değil.

sefiller

An education biraz benziyor.

Ben edebiyatta orijinal dilinden ya da gerçekten iyi bir çeviriden okumak arasında büyük fark olduğunu düşünmüyorum. Çünkü anafikir değişebilecek bir şey değil ve bir edebi eserin çevirisi esnasında ufak tefek farklılıklar anlam kaymaları olsa bile hikayenin gidişatında büyük bir sıkıntıya yol açmaz. Yani iyi bir çeviriyi okuduğun zaman yine o eserden alacağını tam anlamıyla alabilirsin. Şiiri bunun içerisine katmıyorum tabi.

Ancak ikinci yazdığın şeye katılmıyorum. Bahsettiğin Alman öğrenciler muhabbeti de bana pek inandırıcı gelmedi. Bir felsefe mezunu olarak okumaya başladığım ilk günden beri sürekli hocalardan duyduğum ve yavaş yavaş kendimi geliştirdikçe benim de fark ettiğim şey felsefi metinleri mümkünse kendi dilinden okumak. Çünkü felsefi bir metinde hemen her kelimenin bir anlamı var, yerinden oynatılması ya da değiştirilmesi metinde büyük farklılıklara yol açabiliyor. İkinci olarak da dillerin kendi arasında birebir çevirisi yapılamayan terimler var. Misal çok basit bir örnek vereyim "insight". Türkçeye çevirisi "sezgi" ama aslında insightın metinlerde kullanımı bizim Türçke sezgiden anladığımız gibi içine doğmak tadında bir şey değil. Ya da misal "noumenon", Türkçede karşılık bulamadığı için dile numen olarak girdi. İşte felsefede kavramların verdiği anlamın birebir çevirisini yapmak çok zor olduğu için felsefe metinlerinin orijinal dilinden okunması çok daha iyidir.

paul auster kitaplarini hem ingilizceden hem turkceden okudum ve ingilizcesinden cok daha fazla tat aldim. o yuzden her zaman orjinal dili tercih ederim.
kayip zamanin izinde kitabini ise hem ingilizce hem turkce okudum. turkcesi cok daha anlasilir geldi. ama cevirmeni roza hakmen efsane bir cevirmen.

anafikirler: - mumkunse orjinal dil, - yoksa cevirmenin kalitesine bagli

ben genelde dil grubuna gore karar veririm, mesela japonca veya korece bir kitabi aslindan turkceye cevrilmis tercih ederim ama hintce veya fransizca bir kitabi ingilizce tercumesi daha anlamli olur. arapca veya farsca bir kitap ise durum karisik, gramer olarak ingilizceye yakin ama kelime haznesi turkceye yakin.
bunun en guzel degerlendirmesi festival filmlerinde hem ingilizce hem turkce altyazi olarak ayni anda okudugunda ortaya cikiyor.
butun bunlardan bagimsiz olarak iyi ceviri zok zor bulunan bir sey, cunku cogu zaman sadece bir dil degil, bir kultur cevriliyor, en basitinden amerikan kulturu gibi guya herkesin asina oldugu bir kulturun dizilerinde, herkesin bildigin ingilizceden turkceye yapilan ceviriler bile gorunuyor ki ne kadar icler acisi... bazen bir yanlis cevirinin neden yanlis oldugunu anlatmak icin tarihsel bir olaya atifta bulunmak, bir paragraf konsmak gerekiyor. artik bunun ustunden siz dusunun.

o zaman orjinalini okuyamıyorsak en iyisi en iyi çevrilmişidir diyebiliriz. çeviri kalitesi olarak da sanırım ingilizce çeviri kitaplar türkçelerden daha önde genel olarak.

Bunları kimler giyiyor oha!

bir seye tasarim dedikten sonra on katina satabiliyorsun. Baska bir sebebi oldugunu zannetmiyorum.

bir kere giyince vazgeçemiyorsunuz öyle demeyin. her malın alıcısı var ;)

çok uçlarda arıyorsun örneklerini. biraz daha ortalamaya indirgersen cevaba daha çok yaklaşırsın.

yanlış gelmişsin :)

Masoşizm terim olarak Leopold von sacher Masoch edebiyatından çıkmış bir kavram biliyorsun. Ordan gidersek ( en kötü venus in furs) eğer bu mazoşizm "oo acıyı çok seviyorum kendimi keseyim" diye olmuyor. Bu acıyı yaşatacak biri, o aşağılama birinden sana uygulanması gerekiyor vs. vs.


en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

ayrıca:
en.wikipedia.org

@qazaqwsx
Kendi kendine yapılanlar değil yani. Baya yanlış gelmişim :)

Teşekkürler.

Sadistim eğer merak ettiklerin varsa :)

o söylediklerin mazoşizmle ilgili değil. olayı yanlış anlamışsın. hatta birinin seni kesip biçmesi de şart değil, o ilişkide sen aşağılanan ezilen şiddet gören ve bundan zevk alan taraf olmalısın kabataslak tarifiyle sana mazoşist denilebilmesi için.

Mazoşistle karşılaştım ama senin dediğin formatta değil.

spotify'ın haftalık keşif listesi bu mantıkta çalışıyor.

@devilred haftada bir kere mi öneri yapıyor peki?

hı hı.

Spotify, baska karisik listeler de oneriyor. Haftada bir degil. Gun icinde son dinlediklerinize gore bile degisiyor.

Spotify pc sürümünde çalma listesinin sonunda şarkılar öneriyor sürekli, ben çok seviyorum.

Spotify'ı hiç kullanmadım. Apple Music bu tarz platformda tek deneyimim.
Apple Music'te iki türlü beğeni tespiti söz konusu.
Birincisi, itunes arşivine eklediğin tüm şarkıları alıp kendi hafızasına yüklüyor ve sen şarkıları cihazına aktarmadan internet üzerinden dinleyebiliyorsun. Ayrıca bu sayede senin müzik zevkine yönelik algoritmalar geliştiriyor ki bunun adı Genius. Yıllardır var bu, ipod kullanırken de zevkime göre listeler hazırlardı. Appla Music'te geliştirdiler.
İkincisi de Apple Music hesap ayarların sen zevklerine yönelik tercihlerini belirtiyorsun; sanatçı ve tarz olarak.
Apple Music'i her açtığında en sol altta kalp simgesi ile "sizin için" sekmesi mevcut. Zevklerine göre listeler öneriyor.
Bunun dışında istediğin sanatçının, şarkının yakınında bulunan üçnokta simgesine (...) tıkla ve radyo simgesine (((.))) tıkla. O sanatçıya/şarkıya yakın bir listeyi genius hazırlayıp sana sunuyor.

:/

ya ben ara sıra cevaplarım diyorum ileri bir zamanda, unutuyorum sonra. geri cevaplayacak yüzüm de olmuyor. ve aşırı sık oluyor bu dgdfgdf ekşide, duyuruda, whatsappta.

böyle media.tumblr.com

egosuna selamlarımı iletiyorum.

inceden üzülüyorum tabii ama çok takılmıyorum, benim de yaptığım bir şey. güzel kıs yazmadığı ya da cidden önemli bir mesele olmadığı sürece ben çoğu mesaja cevap vermiyorum. üşeniyorum çünkü. yeterince yazıp çiziyorum gün içinde, bi de milletle mesajlaşırsam ohoo. çok vakit alıyor. zaten ikili ilişkilerde bayağı kötüyüm, sadece iki mesajda bile saçmalayabiliyorum. o yüzden konuşmuyorum hiç.

Duruma göre değişiyor.
Normal bir soruysa cevapsız bırakmam. Troll mesajıysa cevaplamıyorum.
Mesajıma cevap vermeyen şimdiye kadar bir kullanıcı oldu. Cevaplamak zorunda değil diye düşünüyorum. O konuda konuşmak istemiyordur, vakti olmaz öteler sonra unutur...

ya genelde telefondan cevap vermeyi sevmiyorum. ondan telefonda gördüysem sonradan unutabiliyorum cevap yazmayı falan. ama genelde benle işi olanlar bilir bunu ondan geri hatırlatırlar gerekirse :D bi de bazen öff bunla mı uğraşacam diyip bıraktığım oluyo :(
ben de önemli bişeyse hatırlatırım. goygoysa "cevap versene boolm/kızım" tarzı bişey yazarım. ama goygoy da değil önemli de değil öylesine mesajsa takmıyorum azcık üzülüyorum.

duyuruda cevap vermediğim (mallar listemde olan 3 kişi hariç) ve cevap almadığım olmadı. iyi yani durum. ama hiç unutmam burda birine cevap verdim sonra özelden yine sordu işi gücü bıraktım makale yazar gibi anlattım uzuuun uzuun yazı yazdım sonra ne bir geri dönüş ne bir teşekkür..ilginç.

ha şu an bu durumu malum kişi tarafından whatsappta yaşıyorum. berbat bir duygu. sanki bana bunu diyor :

s2.quickmeme.com

Ben hiç yapmıyorum aslında bana yapanlar olduğu gibi bende onlara yapabilirim
Şimdi hayat şöyle birşey bazı davranışları iyi ya da kötü yaaprsın bu yaptığın şeyler farklı açılımlara yol açar iyi ya da kötü ama bu yavşaklar böyle cevap vermeyerek yavşaklıklarıyla kalıyorlar

Bana da aynısını yapmayı öğrettikleri için kendilerini tişikkir idiyirim.

Aaaa şimdi söyledin, aklıma geldi. Genelde herkese cevap veririm ama bazen yokda okuyorum ve yazarken uzun sürdüğü ve uzun sürünce yol tuttuğu için "Gidince cevap veririm" deyip unutuyorum. Dün yine öyle bir şey oldu, şimdi bu mesajı görünce hatırladım. Onun dışında cevap veririm ama bazen geç oluyor. İşte yazamıyorum artık.

Çok önemli bir durumsa "Neden cevap vermedi" derim ama onun dışında ben zaten on dakika sonra mesaj attığımı unuturum. Cevap gelince ya "Aaa cevap vermiş" derim ya da "Aaaa bana mesaj atmış, hayırdır" derim :) Alınmam cevap vermedi diye.

Ben öyle bir şey yaparsam "Yav gadın, unuttun yine" deyin.

good will hunting 1997

incendies

John Wick

postgrad e nazaran çok zor.

zor üssü zor
zehir gibi biri olman lazım yoksa sana neden burs versinler ki?

En azından okul ücretini karşılayacak kadar da bulunmaz diyorsunuz yani :/

zaten sorun olan okul ücreti
cemaate girersen onlar yardımcı olur belki. pilavlı sohbetlere katılmak zorunlu.

lisans için robert college, üsküdar amerikan gibi yerler değilse neredeyse imkansız.

@çekilmis gayfe demiş zaten, çok ilginç özelliklerin yoksa lisans bursu imkansız gibi.

çok ilginç bir başarın, durumun vardır başka.

Teşekkürler.

Tek tek okullara bakman gerek. Verenler var kesinlikle, ama en azından lisede sıralamada %10'da falan olman gerek aday gösterilebilmen için.

@noluyo yaa

SATye girmeyi düşünüyordum da, bu kadar küçük bir ihtimal için de uğraşmaya bile değmez sanırım.

Mümkün değil.

avukatlar da öğretmen benzeri bence adli tatile bi giriyolar ohh 1 ay iş güç yok.

Patron avukatlar oyle, biz isci avukatlar adli tatilde sadece duruşmalara girmiyoruz , geri kalan her seyi yapıyoruz.

avukatlarda 1 ay iş güç yok diye bir şey yok. sadece duruşmalar yok ki o da her durumda değil. soruşturmalar bir ay askıya mı alınıyor zanneidyorsunuz?

Devlet tiyatroları bünyesinde oyuncu olmak var.
Senede bir kez bir oyun için bir ay sabah on akşam altı arası çalışıyorsunuz. (Prova zamanı) Onun dışında akşam 20:00'daki oyun için bir saat evvel orada hazır bulunmanızı istiyorlar. Oyun 22:00'da bitiyor.
Tüm yaz tatilsiniz. Oyununuz oynamayabiliyor dönem içinde kalkabiliyor, yata yata o maaşı alıyorsunuz üstelik insanları aşağılayarak çok yorulduğunuz yalanını söyleyerek aynı zamanda hem dizide oynayabilir hem seslendirme yapabilir karizmanıza karizma paranıza para katabilirsiniz.

Sehir rehberlerine her gun tatil.

akademisyenlik demek isterdim, ki birileri de diyecektir, ama şu saatte ders çalışıyorsam o tatiller bi halta yaramıyor demektir. dışardan bakan ooh ne güzel saat 10'da okula geliyorlar der ama sabah 4'e kadar çalıştığını bilmezler.

diğer yazılanlara çeşitlilik olsun diye hemşirelik ve itfaiyecilik diyorum. 24 saat kesintisiz nöbet sonrasında 2-3 gün yatış yapıyorlar genelde.

Banka müfettişliği. 6 ay geziyosun 6 ay gezmiyosun.tam öyle değil yalnız. Zor iş.

kabin ekibinde olmak. normal boşları hariç arada 4-5gün boşları denk geliyor iki üç ayda bir, 2li 3lü olanları saymıyorum. kışın bir yazın bir 10 gün civarı tatilleri var ama tarihleri şirket tarafından belirleniyor seçemiyorsun. tabii bu sırada hayvan gibi yoruluyorsun çalışırken, bunu unutmamak lazım. thy için konuştum diğer firmaları bilmiyorum.

Road to Perdition ve Traffic akar.

tabi ki eyes wide shut :D :D :D

Perfume The Story of a Murderer
Trainspotting

In Bruges

akıcı bişeyler olsun istiyorsan ben olsam 11:14 ü izlerdim. akıcı teriminin karşılığı gibi bir şey film.

Mesaj attım, duyuruyu silme.

Teşekkür ederim :)

E10 ile 1 saati bulur e11 saatlerine bakiniz. 35-45 dakika kadar suruyor o da

8-8.30 gibi çık

E10 a binme sakin. Onun yüzünden uçağı kaçıran var, cok dolandırıyor. E11 direkt gidiyor. 50 dk ortalama.

havaş ya da arkadaşların söylediği gibi e11 tercih et. e10 istanbul turu yapıyor resmen havaalanına gidene kadar.
ya da fantezi peşindeysen, sarı dolmuşla bostancı sahile gidip oradan e-9 da yapabilirsin.

Çok teşekkür ederim :)

şu haliyle mümkün değil. birileri bir şey yazarsa eklentilerle mümkün olabilir.

istediğinizi karşılar mı bilmiyorum ama başlık arama kutusunun yanındaki oka basıyorsunuz, açılan pencereye istediğiniz başlığı, tarihi yazıyorsunuz ve güzelinden olsun kutucuğunu tikleyip arıyorsunuz.

alanlardan duydugum kadariyla bir sey olmuyormus.

fular?

ilk açınca korktum lan kan sandım.

:D

Fuları sadece kıyafetin üstüne bırakılanlar sanıyordum ben, eyvallah.