[]

primolut-n, regl uzaması

Merhaba. Reglimi geciktirmek amacı ile primolut isimli ilacı kullanacaktım, reglden 3 gün önce başlanması gerekiyordu ilacın fakat farketmeden reglimin ilk günü almışım, biraz kanamam oldu ve ara kanamadır falan diye 2. gün de aldım ve bıraktım. Bu bir hafta önce cuma ve cumartesi günlerine denk geliyor. O günden beri az miktarda regl kanamam var. Bir türlü bitmedi regl, bugün onuncu gün oldu sanırsam. Ne yapmam gerek, kendi kendine kesilir mi yoksa doktorluk bir durum mu? Regl kanamam hâlâ az miktarda ve bitsin istiyorum artık. Normalde 5 gün sürerdi.




 
Doktora gitmeni gerektirecek bir durum yok, bundan sonraki adetin de muhtelemelen düzensiz olacak. Sonra eski rutine geri döner.


  • clarizmev  (11.04.16 20:34:19) 
[]

sanırım bulunması imkansız bir şey

merhabalar,
ilginç bir sorum var, fotoğraftaki paint çizimi arkadaş ile ilgili. yıllar yıllar önce, böyle flash oyunvari bir şey vardı, arkada ilginç bir müzik çalıyor, bu arkadaşın altında 3-4 adet tuş var, tuşlara basarak dans figürlerini falan değiştiriyoruz. dans ediyor yani öyle. hangi sitedeydi, adı neydi, hiçbir fikrim yok.
kaç aydır arıyorum ve bulamadım, yaşım oldukça küçüktü o zamanlar ve beni korkutmak için falan açardı babam bilgisayardan, ben de ağlardım, bununla aynı odada kalamazdım falan. tekrar bulasım geldi, buraya da sorayım dedim. belki rastlaşan eden vardır. tişkürler.


 
www.coolspot.fr

benim hatirladigim versiyonu bu degildi ama bu da az cok ayni sey olsa gerek.
  • cigoretti  (02.04.16 21:48:01) 
[]

vejetaryen alternatifler

Ben vejetaryenim, erkek arkadaşım da bana uyarak vejetaryen oldu. İşi gereği sürekli dışarıda olduğundan sürekli aç kaldığından dert yanıyor, sabahları bir poğaça, öğlen kaşarlı pide, akşam evdeyse makarna, sebze yemeği falan tüketiyor. Soru şu, bir vejetaryen dışarıda bu alternatifler dışında ne yiyip içebilir? Kahvaltı ve öğle yemeği bazında? Evde bir şeyler hazırlayıp götürecek vakti olmuyor genelde, ve birlikte yaşamıyoruz, bu sebeple evden götürme şansı yok.
Cevaplar için teşekkürler.



 
Erkek arkadaşın senin için vejetaryen olduysa ve durmadan şikayet ediyorsa gizli gizli dürümleri gömüyordur, dert etme boş ver.


  • angelus  (29.03.16 16:48:26) 
Salata, kuru fasulye, tum sulu sevze yemekleri, pilav, izgara sebze, sebzeli lazanya vb.
cok secenek var. balik yiyen vejeteryansa balik..

  • kuehles blondes  (29.03.16 16:48:35) 
  • freebird5406_2  (29.03.16 16:49:55) 
@angelus, Vejetaryen olmadığı için onu dışlamam ya da ona karşı saygımın azalması gibi bir durum yok, kendisi istedi. Et yemek istiyorum gibi bir talebi olmadı, diyetsel sebeplerden ötürü vejetaryen değiliz. Ve vejetaryen olmasa bile benim için bir sorun oluşmayacağını biliyor, bunun için bana yalan söyleme şansı yok.
@kuehles, hiçbir hayvan etini tüketmiyoruz, önerilerin için çok teşekkürler

  • turkish daylight  (29.03.16 16:52:34) 
her Sabah bir pohaca yemesin, dombili olur. cok sagliksiz. yumurta siparis etsin yemek sepetinden. biber, domatis atsin cantasine.


  • jimicik  (29.03.16 16:52:52) 
Vejetaryen değilim ama et tadını pek sevmiyorum. Ev yemekleri yapılan yerleri bulun bence. Sebze yiyin mis gibi. Pideymiş pogacaymış hamur yemeyin o kadar ya


  • jazzabel  (29.03.16 17:40:09 ~ 17:48:39) 
Ekleme yapayım ayda bir defa üç dört çeşit beyaz peyniri ve otları karıştırıyorum. Peynir topu yapıyorum sabah da ekmek arasına ıspanak ve peynir topu koyup yiyorum hazırlaması 1 dk


  • jazzabel  (29.03.16 17:47:36) 
işyeri buzdolabına hafta başında otlu peynir, çeri domates koysun, sabahları etimek ile yesin, pogaça cidden iyi değil, simit daha iyi olabilir.

öğlen çorba, tahıllı salata, sebze yemeği ve yoğurt.

akşam için mantar kavurma, tofu ya da soya kıyması ile yapılacak yemekler ya da daha hafif alternatifler deneyebilirsinz. ayrıca dışarıda yiyorsanız veggistanbul sitesinde çok güzel ve uygun alternatifler var.
  • kaset  (30.03.16 12:51:09) 
Vejetaryen değilim ama sevgilim öyle. Aynı evi paylaşıyoruz. Aynı yemekleri tüketiyoruz. Ben haftanın 2 günü balık et tüketiyorum ekstradan. Kahvaltılık et ürünleri de istediğim gibi yiyorum. (salam sucuk kavurma vs.)

Kendinizi sorumlu hissetmeyin erkek arkadaşınız vejetaryen oldu diye. Sanki öyle bir izlenim aldım. Ortaklaşa oturup yemek tariflerinden bakabilirsiniz. Veganlık gibi değil çünkü vejetaryenlerin de seçenekleri derya deniz. Spesifik bir örnek verirseniz eğer şunu seviyoruz diye onun üzerinden bir şeyler söyleyebilirim.
  • mrtkbl  (30.03.16 12:54:52) 
[]

sunum, ingilizce konuşma sorunu, anksiyete

Yarın bir kitap üzerine sunum yapacağız, 7 kişilik bir grup. En uzun ve ilk kısım bende. Konu kitapla pek ilgili değil, historical ve cultural background'ı üzerine fakat ben yine de kitabın özetini okudum, az çok hakimim, materyal falan da hazır, fakat yaklaşık bir haftadır hoca sunum esnasında bir şey sorarsa ne yapacağım, nasıl konuşacağım, nasıl cevap vereceğim diye kendi kendimi yiyip bitiriyorum. Daha önceki bir duyurumda da belirttiğim üzere, anlama, okuma, yazma konusunda oldukça başarılı olduğum halde ingilizce konuşma sorunum var, kendimi ifade edemiyorum, cümle kuramıyorum. Şimdiden aşırı derecede gerginim, hatta ilkokul öğrencileri gibi "yarın gitmesem mi acaba" diye düşünmeye başladım. Ne yapsam? Bir günde ingilizce konuşmayı sökemem fakat şu anksiyetemi durdurmak için yarın sabahtan 1-2 kutu bira mı içsem, dideral falan mı alsam? İşleri daha da rahatlatır mı?
Dipnot: Daha evvel sosyal anksiyete bozukluğu hastası idim, şu an çok ağır olmasa da hala etki ediyor yaşantıma. Topluluk önünde konuşma yapamama, bu tarz şeylerden kaçınma, birisi tarafından izlenirken hiçbir işi yerine getirememe gibi.



 
saydığınız sıkıntılar anksiyete değil stres bozukluğu. anksiyete daha çok varoluşsal ve sebepsizce ortaya çıkar, hayatın bazı bölümlerini değil genelini etkiler.

bira değil de şarap daha iyi bir sakinleştiricidir. pasiflora da kullanabilirsiniz, reçetesizdir ve yan etkisi yoktur.
  • yollarbenibekler  (22.03.16 15:38:56) 
En kısa vadede denin durumunda yaplabilecğin en iyi şey ( çünkü cümleye kurmada zorlanıyorum demişssin ve sunum yapacaksın) : konuşacağın şeyi 19384942 kez pratik yap. hissizleşecek robot gibi konuşacak hale gel..sunumda ilk cümleyi kurup ilk dakikayı geçirdikten sonra inan bana nasıl geçtiğini hatırlamadan başarıcaksın. rahat ol.

Uzun vadede ise konuşmanı ilerlet, onun üzerine yoğunlaş, bir dili konuşamıyorsan bilmiyorsundur.
  • qazaqwsx  (22.03.16 15:42:42 ~ 15:56:00) 
çok pratik +1
pasiflora +1 demeye geldim. (1 kaşık falan ama sonra uykun gelmesin bir de)
alkol tam ters etki yapabilir bene riske girmeye gerek yok. hele ki alkollü olduğun anlaşılırsa net rezalet.
  • freya  (22.03.16 15:51:07) 
Kendini hoca yerine koyup en az 9-10 soru hazırla. Sonra onların cevaplarını oluştur. Amaç o cevapları ezberlemek değil. Soru sorulduğunda uzun süre "eea, ıııhm" diye düşünüp, aksaya aksaya cümle kurarsan dünyanın en mantıklı argümanını sunsan bile dinleyicileri tatmin edemezsin. Eğer aklında belirli başlangıç kalıpları olursa, güçlü bir giriş yapıp üstünkörü devam etsen bile karşı tarafın aklında "işini biliyor" imajı bırakıyorsun.

Haber spikeri değilsin. Arasıra kağıda bakmanda sıkıntı yok. Hiç kimse tamamını ezberlemiş bir şekilde sunum yapamayacak zaten.

Garip gelecek ama, bugünkü tekrarını çömelerek yap. Bildiğin çömelmek, emmi oturuşu denir hatta. Dizlerinde bir sıkıntı yoksa birkaç dakika sunumuna böyle devam et. Eğer konuya hakimsen o pozisyonda bile her şeyi bırakıp sunuma odaklandığını fark edeceksin. Hatta sunum anında "şöyle mi dursam, böyle mi giyinsem, şu hareketleri mi yapsam" kaygılarının aslında ne kadar gereksiz olduğunu anlayacaksın.

Bu akşam bir yerini sakatlamayacak şekilde hafif bir spor yap, kendini yor. Yoksa gece gözüne bir saniye bile uyku girmeyecek.

Bol şans.
  • pulsartgr  (22.03.16 15:51:08) 
önerilerim

* bira vs. içme, kokar.
* bugün kafayı kır ve kitabı okuyabildiğin kadar oku, konuna hakim olmaya çalış. konuna ne kadar hakim olursan o kadar az endişeli olursun. akıcı konuşamama sorununa zaten bir günlük sürede yapabileceğin bir şey yok, en azından bu handikapını (konuya hakim olmama) ortadan kaldırmaya çalış.
* ilk sunacak kişi sensin, senden önce bir sunum olmadığı için sırtında kıyaslanma / yargılanma yükü olmayacak. bu avantajını düşün.
* diğer öğrenciler de bruce willis gibi sunamıyorlar. sen çok kötüsün de diğerleri bülbül gibi şakıyor durumu yok, bunu unutma.
* hatta biraz daha ileri gidiyorum, hocan dahi eminim ki birkaç sene öncesine kadar sizden hallice sunum yapıyordu. o da bu sıralardan geçti, unutma. kusursuz, uzaydan bizlere bahşedilmiş bir zat değil.
* okulun ve dersin de keza hayati öneme sahip yapılar ve kavramlar değil. türk milletini ya da dünya medeniyetini temsilen yüz binlere hitap etmeyeceksin. yapacağın şey dünyada on binlerce dengi olan bir okulun müfredatındaki yüzlerce alelade dersten birinde muhtemelen hocanın da ölüm-kalım meselesi haline getirmediği bir konuda sunum yapmak. emin ol, chelsea maçında oyundan çıkan sergen yalçın vs. tribi yapmadıkça hocanı irrite edemezsin. hocalar saygısızlığa, savsaklamaya, ciddiye almamaya filan kızarlar, kötü ingilizce konuşmaya değil. belli ki sen de ciddiye almayan biri değilsin. çok uzun cümleler kurmaya çalışma, sonunu getiremeyeceğini düşündüğün zaman cümlenin başına dön ve tekrar dene. zarar gelmez.
* sunumu ingilizce yapmak bazen iyidir. konuna hakim değilsen bunu kötü ingilizcenle dolaylı yoldan kamufle etmiş olursun (yani native ingilizce konuşabilsem size neler anlatıcam, konuya o denli hakimim ama n'apalım işte, adım hıdır, elimden gelen budur tribi).
  • boshi  (22.03.16 15:53:52 ~ 15:56:00) 
Gelen bütün öneriler için teşekkür ederim, sanırım oldukça faydalı olacaklar. Özellikle @boshi, duymak istediğim şeyler, teşekkür ederim. Sözlü sunumdan ziyade biraz texte bağımlı bir sunu, beni geren önümdeki topluluktan ziyade, hoca bir şey sorarsa ve tek bir şey diyemeden mal gibi kalırsam korkusu. Hocamız da prof, hadi bakalım. Gitmeden evvel ekstradan passiflorayı deneyeceğim. Hâlâ tecrübe ve önerilere açığım.


  • turkish daylight  (22.03.16 23:14:41) 
[]

İngilizce bilip konuşamamak.

Selamlar. Kafamı kurcalayan bir soru daha.
İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü, 2. sınıf öğrencisiyim. Küçük yaştan beri İngilizce ile içli dışlıydım. İngilizceyi kendi başıma öğrendim denilebilir. Şu anda B2-B3 seviyesinde İngilizce biliyorum.
İngilizce yazımım oldukça iyi durumda. Oturup sayfalarca yazı yazabilirim, söylemek istediklerimi anlatabilirim, akademik dil kullanarak da bir şeyler karalayabilirim. İzlediğim şeyleri telaffuzları çok karışık olmadığı sürece anlayabiliyorum, altyazısız film izleyebilirim. Sesli okumam uzun süredir İngilizce bir şeyler okumadığımdan ötürü tutuk biraz. Bu konularda hiçbir sorunum yok fakat İngilizce konuşamıyorum.
Karşımda İngilizce konuşmam gereken biri olduğunu düşünün. Basit konuşmalar yaparken bile zorlanıyorum. Halihazırda bildiğim kelimeler aklıma gelmiyor, cümle kuramıyorum, kelimeleri yerlerine oturtamıyorum, İngilizce düşünemiyorum. Konuşurken ilk önce Türkçe düşünüp, düşüncemi İngilizce'ye çevirerek konuşmam gerekiyor. Fakat yazışırken hiçbir sorunum yok, çok rahat anlaşabiliyorum karşımdaki ile.
Konuşamama problemimden dolayı Speech dersini bırakmış durumdayım mesela bu yıl. Birisi bana bir soru sorduğunda ya da sunum yapmam gerektiğinde mesela, takılıp kalıyorum. Konuşamıyorum bir türlü. Sebebini ve nasıl düzeleceğini bilmiyorum fakat derslerimde çok sorun yaratıyor bu konu bana. 2 hafta sonra sunumum var mesela ve nasıl konuşacağım hakkında hiçbir fikrim yok.
Doğaçlama bir şekilde konuşamıyorum açıkçası, ve bunu becerebilenlere şaşırıyorum, nasıl yaptıklarını anlamıyorum. Pratik eksikliği çok var sanırım ama pratik yapma şansım da yok şu an. Kursa falan gitmem de mümkün değil maddi problemlerden ötürü.
Nasıl aşabilirim bu sorunu sevgili duyuru sakinleri? Kafam çok karışık, bölümümde çok zorlanıyorum, hatta öğretim dili Türkçe olan bir üniversitede devam etmeyi bile düşündüm fakat okuduğum üniversite bölümüm için iyi sayılan bir üniversite olduğundan bu kararımdan vazgeçtim. Akademisyen olmayı düşünüyorum bir de ileride, şimdiden umutsuzluğa kapıldım.
Ekstra bir bilgi daha: ilginç gelecek fakat Türkçem de yazışım kadar akıcı değil. Kendimi ifade ederken aynı şekilde zorlanıyorum fakat çok daha az etki ediyor bu konuşmama, ana dilim olduğundan ötürü.
Yardımcı olabilirseniz çok makbule geçer, bu sorunu en kısa sürede çözümlemem gerekiyor çünkü. Teşekkür ederim şimdiden!

 
istedikten sonra her zaman pratik yapmaya imkan bulunur ki senin tek sıkıntın pratikte zaten eğer bahsettiğin gibi diğer konularda bu kadar iyiysen.
bunun için illa kursa gitmeye gerek yok, ben arkadaş edinerek geliştirdim konuşmamı sen de öyle yap. speaking geliştirmek için farklı ülkelerden kişilerin seviyelerine göre arkadaş bulup sohbet ettikleri bir site vardı umarım diğer arkadaşların aklına gelir. onu bi dene derim.

  • things will never be the same  (11.03.16 01:11:50) 
Aslında burada temel sebep kendinizi zorlamamanız, hata yapa yapa insanların içinde zorla konuşmaya çalışın, belli bir süreden sonra değişirsiniz, evde bunun için sesli konuşma egzersizleri yapılabilir karşınızda hayali birileri varmış gibi, bir de sunumdan önce sunum provaları yapın karşınızda insanlar varmış gibi sunum yapın.


  • gezegen olan pluton  (11.03.16 01:58:09) 
Psikolojik olabilir. benim açımdan şöyle bir olay gerçekleşmişti ve gerçekleşiyor. ingilizceyi 15 yıldır dinlerim yazarım ama konuşmakta takılırım genelde çünkü o kadar sık yaptığım br durum değil konuşmak. ama nedense bir kaç bira içsem ve rahatlama gelse üzerimdeki tüm sınırlamalar kalkmış gibi bir yabancı dilli kişi ile o kadar rahat konuşmaya başlıyorum ki ben kendim bile şaşıyorum.

bu arada belirteyim ingilizce eğitim dili olan bir üniversiteden mezunum.
  • mytituaEd Yourvenom  (11.03.16 02:23:55 ~ 02:26:56) 
Bu sorunu cozecek bir startup fikrim var, deneme asamasinda senin gibi arkadaslari kullanabilirim. Hem siz hem benim isim gorulmus olur :)


  • scars dont fade  (11.03.16 06:22:16) 
ingilizce bilsen konusursun panpa, demek ki daha bilmiyorsun.


  • tezek  (11.03.16 06:49:00) 
okuldan kalan zamanlarında ingilizce konuşmak zorunda olduğun bir şey yap. amerikan kültürü okurken tam olarak anlattığın gibiydim, bazı şeyleri istemeden ingilizce düşünüyor olmam hariç, okulun boş bir döneminde sultanahmette bir otelde çalışmaya başladım. birkaç günde ortama ve ingilizce konuşmaya adapte oldum. ha ama ne oldu işi bırakınca yine seviyem düştü, sonra ingilteredeki iş arkadaşımla konuştuğum bir dönem yükseldi yine düştü. sonra ingiliz bi müdürle çalıştım bir yönem yine yükseldi, şimdi günlük hayatımda ingilizce yok yine düştü. özet, ne kadar konuşursan o kadar rahatlarsın, kısa bir dönem bile bıraksan yine düşersin. çünkü dil gerçekten de nankör bi şey.


  • freya  (11.03.16 08:25:39 ~ 08:26:02) 
Bulunduğunuz şehirde Speaking clublar olabilir, eğer varsa katılmayı deneyebilirsiniz. Yoksa kendin yaratabilirsin, bölümden birkaç arkadaşınla kendi aranızda anlaşabilirsiniz. Bazı konular belirleyip üzerine konuşmayı deneyebilirsiniz. Başta grubu küçük tutup, (yanında daha rahat hissettiklerinle) sonradan yavaş yavaş genişletilebilir. Daha sonra speaking derslerindeki gibi, hazırlanmadan -kurayla konu seçip 3er dakikalık konuşmalar yapmayı deneyin. Daha sonrasında grubunuz süreklilik gösterirse, debate e kadar gidebilir ve o konunun heyecanı ve tartışma arzusuyla zaten gerginlik vs. Kalmaz. Bence bu münazaralar çok işe yarayabilir. Kendini yanlış anlatsan bile ya da karşındaki yanlış anlasa bile daha sonrasında söz alıp onu düzeltmeye çalışmak insanın güvenini yerine getirebilir. Bizim bazı sınavlarımız böyle oluyordu. Şimdi düşününce güzelmiş de.


  • bilemedik biz onu  (11.03.16 09:00:30) 
[]

Kedilerimin arsızlığı.

Merhaba.
2 adet, biri 6 yaşına girecek, diğeri 3 yaşında dişi kedilerim var. 3 yaşındaki kısır, diğeri kilosundan ötürü kısırlaştırılmadı.
Hayır'ı öğrenemediler bir türlü. Benim odam ve koridor dışında çoğu yere giriş çıkışları yasak. Zaten bu iki yer dışında girebilecekleri bir salon bir de mutfak var.
Mutfağa girmelerini istemiyorum fakat birisi mutfağa gittiğinde duyup uyuyorlar ise bile fırlayıp mutfak kapısına yapışıyorlar. Birisi mutfaktayken dakikalarca kapıda ağlıyorlar. Kapıyı açmaya uğraşıyorlar falan.
Salona alamıyorum, koltuklar deri, bir tanesinin köşesi yırtıldı zaten. Annem çok sorun ediyor. Herhangi bir tırmalama tahtaları falan yok. Odamdaki kanepenin de anası ağlatılmış durumda, salona aynı şey olsun istemiyorum.
Bir süre evvel bunların mutfak fetişinden bıkıp mutfağın kapısını açık bırakmaya başlamıştım. Sürekli mutfakta uyuyup buzdolabının üstünden dışarıyı falan seyrediyorlardı. Sonra girmelerini tekrar engellediğimde iyice abartmaya başladılar bu durumu.
Ben bunları nasıl hizaya getirebilirim şu an? Bir şeylerin yapılmaması gerektiği nasıl öğretilir kediye? Ya da şöyle sorayım, "Hayır"ı nasıl öğrenebilirler?
Köpek gibi hayır dediğinde, sesini yükselttiğinde falan da anlamıyorlar. Kafayı yeme derecesine geldim. Annemle çok fazla tartışmama sebep oluyor bu olay, bana kalsa sorun değil ama sorun oluşturuyor işte.
Teşekkürler her türlü öneriniz için.

 
Sadece 1 oda ve koridor yaşam alanları için biraz kısıtlı değil mi sence de?


  • Kovacic  (10.03.16 23:09:30) 
Keşke onları o eve hapsetmeseydin.. Tırmalama tahtası ve bikaç oyuncak al bence, yeni bişey onları uzun bi süre meşgul eder esaretlerini biraz olsun unutabilirler umarım.


  • megalomaniac  (10.03.16 23:11:14) 
Kesinlikle öyle. Ama ev oldukça geniş. Bu alanların toplamı 2 adet salon eder.


  • turkish daylight  (10.03.16 23:11:15) 
Bu dediğin yerler ne kadar geniş olursa olsun senin girebildigin her yere onların da girebiliyor olması lazım. Baştan farkında olman lazımdı eşyalara birşey olmasın demek bence senin bu iş için hazır olmadığını gösteriyor.


  • Kovacic  (10.03.16 23:16:59 ~ 23:32:49) 
Eşyalara bir şey olması benim umurumda değil. Annem sorun ediyor. Kedileri mutfağa ve salona soktuğum dönemde de annem yoktu zaten evde. Daha evvel salonda rahatça dolaşabiliyorlardı. Annem yeni bir koltuk takımı aldığı için salona girmeleri konusunda başımın etini yiyor.
Koltukları tırmalamamaları için tırmalama tahtası almayı düşünüyorum, şu yataklı, kule gibi olanlardan. Fakat ne kadar işe yarar bilmiyorum.
İkisini de kötü kondisyonlarda iken aldım bu arada ve hayvanları bir yere hapsettiğim falan yok, daha evvel de birçok hayvan beslemiş biriyim. Kendilerini sık sık dışarı da çıkarıyorum.
Yan odamız boş, orayı onlara açmayı falan düşünüyorum.
Sorduğum soru daha çok onlara yapmamaları gereken bir şeyi nasıl anlatmam gerektiği ile ilgili. En azından mutfak tezgahına çıkmalarını engellemek istiyorum.
  • turkish daylight  (10.03.16 23:38:23 ~ 11.03.16 00:34:49) 
Çoğu yerden bir işe yaramadığı ve tekrar koltuğa yöneldiklerini okuduğum için şu ana dek almayı düşünmedim. Yüksek yerlerde takılmaktan hoşlandıkları için almayı düşünüyorum daha çok, belki bir işe de yarar diye heves ettim, bakalım.


  • turkish daylight  (10.03.16 23:48:00) 
sen kedilere değil kediler sana hükmeder daylight, bunu kabullenmeden kedi ile yaşayamazsın.


  • devorgilla the gunslinger  (10.03.16 23:52:22) 
kediye "hayır"ı öğretemezsin. yapmak istediği şeyi her türlü yapar.


  • sta  (11.03.16 00:34:08) 
sorun annen ise üstüne geldiğim için kusura bakma. bence burada kedileri değil anneni ikna etmen lazım.
evin birkaç yerine tırmalama tahtası koyarsan iyi olur. ayrıca kediler koltuk arkaları masa altları gibi insanların giremediği kendilerini güvende hissettikleri köşelere pusup saatlerce uyumayı severler. sevdikleri yerleri tespit edip oralara kedi yatağı gibi şeyler yaparsan kendilerine özel alanları olduğuna inanırlar.

  • Kovacic  (11.03.16 00:39:12 ~ 00:40:12) 
Kedilerin sevmediği kokular var. Doğal çözümler (sirke, limon, naftalin) veya özel spreyler var. Kapıların girişlerine falan sıkmayı deneyebilirsiniz.

Bizim de iki kedimiz var, anne vs olmadığı için eşimle ben kedilerin her şeyi yapmasına izin veriyoruz. eşyalardan daha kıymetliler, tırmalayacaklarsa da canları sağolsun. yatağın bazasını falan parçaladılar.

Ancak evde rahatsız olan ve ilerine kedileri evden atmaya kadar gidebilecek bir anne varsa, kedilerin uzun dönemdeki avantajı uğruna koku yöntemiyle rahatsızlık verebilirsiniz.

olabilecek kokuları internetten araştırın, kedilerinizde deneyin hatta. mutfakta ve salonda kapının girişinden sonraki bir metrelik alana sıkarsanız girmekten vazgeçebilirler.

kedilere bişeyi yasakladıkça daha çok merak ediyorlar. o yüzden merak kediyi öldürür diye bi laf var. yasaklamak yerine kendi kendilerine vazgeçmelerini sağlamak için aklına gelen ilk yöntem koku bırakmak.
  • harzem  (11.03.16 01:25:09) 
Çözüm üretmeye çalışanlara teşekkür ediyorum. Kendi evime geçtiğimde daha rahat olacağız kedilerimle fakat birkaç sene böyle idare etmemiz gerekiyor şu an.
@Thomas, teşekkür ederim, çeviriye gerek yok. Siteyi kurcaladım biraz, deneyeceğim o yöntemleri. İşe yarayacakmış gibi gözüküyor gerçekten.
@harzem, koku yöntemi de aklımda bulunsun. Genelde salona falan girdiklerinde parfüm sıkıyorduk tavana doğru, içeriye kaçıyorlardı. Fakat vazgeçmiyorlardı yine. Kapı açılır açılmaz direkt salona dalıyorlar. Dikkatlerini çekecek başka uğraşlar yaratmaya çalışacağım onlara, ya da @Kovacic'in dediği gibi salona onlara ait alanlar yapacağım, belki bir etkisi olur onları koltuklardan uzaklaştırmak için.
Farklı önerilere de açığım.
  • turkish daylight  (11.03.16 01:35:53) 
ikna edilmesi gereken kişi anneniz...

kedi, bi nevi bebek, bi nevi küçük çocuk gibi bi varlık.

oyun ister. yaramazlık ister. eğlenmek ister.

anneniz siz doğduğunuzda, koltuğa kusmanızı nasıl problem etmediyse, kediler de eve bi şey yapacak mı diye düşünmemeyi ve tam tersine onları da bi can, bi yavru gibi sevmeyi öğrenmesi lazım.
  • whatyougetiswhatyoudid  (11.03.16 13:35:11) 
[]

kedi gribi

Kedilerden biri Veterinerden kedi gribi getirdi sanırım eve. 3 kendimiz de hasta. Hapsiriyor, aksiriyor ve gözleri akiyor. İştah ve yaşam enerjisi konusunda bir sıkıntıları yok. 1 i yavru 2si yetişkin kedilerin. Yavrunun gözleri sorunlu, antibiyotik pomad surecegim şimdi.
Sorum şu, ne tarz bir antibiyotik kullanayım ben bunlara. Vete götürme şansım yok maalesef şu anlık. Borcum var çünkü. Yardımcı olabilecek var ise sevinirim.



 
Azİtro 15 ml Süspansiyon ALIN kilolarına göre hesap edip verin


  • tearif  (02.01.16 04:31:43) 
Gozu cay ile temizleyebilirsiniz. Hafif bir antibiyotik damla oldugu icin sypragut kullaniyorum. Goze damlatinca genze kadar iniyor. Hatta hapisirip burnu temizletiyor. Burnunda akinti varsa yarim litre suya 1 cay kasigi tuz atip burna siringayla sikip burnu yikayin. Ileri seviye degilse bunlar iyilestiriyor. Gecmis olsun.


  • madarch  (02.01.16 06:44:27) 
Tesekkur ederim cevaplar icin.
Güncelleme: ortanca hatun kendiliginden iyileşti fakat kendisine hala büyük özen gösteriyorum. Küçüğün gözüne antiseptik pomad sürmeye devam ediyorum, ise yarıyor gibi. Büyük kedimiz de zar zor toparlaniyor gibi. Henüz antibiyotik kullanmadım. Sadece göz damlası damlatiyorum hepsinin gözüne. Büyük kedimin burnunu açmaya yaradı gibi göz damlası, damlatir damlatmaz burnu çözüldü, akmaya başladı. Bunun dışında her gün büyüklere 0.5 olcek vitamin veriyorum. Küçüge de 0.5 in yarısı olacak sekilde veriyorum. Sıcak tutmaya çalışıyorum onları. Şu an iyi gibiler. İhtiyacı olan varsa dursun burada bu duyuru. Arada güncelleme atarım.

  • turkish daylight  (03.01.16 17:55:58) 
Güncelleme:
Ortanca kedi iyileşti. Küçük yavrunun gözü tamamen düzelmek üzere. Siprogut ve thiocilline kullandım. Maalesef büyük kedim hala atlatamadı. Sürekli uyuyor ve biraz iştahsızlık çekiyor. Az evvel veteriner ile konuştum. Doğru ilaçları vermişim, ben söylemeden tavsiye etti ilaçları. Polivit isimli vitamini kullanıyordum, büyüklere 0.5, küçüğe 0.5 in yarısı kadar. Veteriner de bunu tavsiye etti. Büyük kedim hapşırırken burnundan kan geldi, gün içinde veterinere götüreceğim. Bir ilaç yazar ise paylaşacağım burada.

  • turkish daylight  (07.01.16 12:11:20) 
[]

dd/lg?

Türkiye'de bu yaşam stilini benimseyen kişiler var mıdır, aranızda ya da çevrenizde? İlgi duyan ya da hakkında bilgi sahibi olan ya da?




 
Kisaltma mi onlar? Kisaltmasini bilmeden benimsemissek nolcak?


  • floydian  (14.12.15 00:36:14) 
@floydian, baba-kız figürü temalı bir seks fantazisinin kısaltması olsa gerek? Üstte "baban kim senin" (who's your daddy) diyen adam ve altta "sensin babacım" diye bağıran; bir yerde enseste, domine etmeye ve emir-itaat mantığı sergilemeyi sevenlerin tercih ettiği oldukça aykırı bir seks fantazisi işte...

Soru sahibine yanıtım yok.
  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (14.12.15 00:41:18) 
Dd/lg ensestle bağdaşmayan bir şey. Daddy dom, little girl anlamına geliyor kısaltma. Bdsm'in bir kolu. Babacan tavırlar sergileyen, karşısındaki partnerine küçük bir kızmışçasına davranan, onu koruyup kollayan, ona bakan, babamsı figür ile kendini çocuk gibi hisseden, bakılmaya, ilgiye, şefkate ihtiyaç duyan, kısacası tam anlamıyla kendini bir çocuk gibi hisseden ve öyle davranan kişi arasında geçiyor.


  • turkish daylight  (14.12.15 00:55:56) 
Kusura bakmayın ama partnerine küçük bir kız gibi davranıp hissettirmeye çalışan adam, bunu sokakta yapıyorsa sevimli görünür belki ama yatakta yaparsa benim gözümde ya bir pedofil, ya da bir ensest beliriyor. Tercihtir, tercih edeni ilgilendirir, bu yüzden sorunuzu yanıtsız bıraktım. Şahsi görüşüm bunlar...


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (14.12.15 01:00:35) 
Ben "yaşam stili" adı altında sordum zaten sorumu. Genel olarak bu karakteristiği (babacanlık ya da küçük kızlık) taşıyan kişiler var mıdır diye. Sadece seksüel bağlamda algılanmasın.


  • turkish daylight  (14.12.15 01:04:12) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.