[]

Bu adam nereliye benziyor?

Bu adam nereliye benziyor? Çok güldüm ya!

www.youtube.com


 
rus

edit: belki rus ama hollanda'da yaşıyor? adamın seceresini mi çıkaralım yani...
  • ermanen  (11.11.12 20:41:35 ~ 23:12:47) 
İskandinavya civarlarından gibi. İzlanda, Danimarka... olabilir.


  • sinematematikci  (11.11.12 20:41:59) 
nedense bende güldüm :D


  • nemo problemo  (11.11.12 20:42:06) 
doğu avrupalı


  • 17december  (11.11.12 20:51:32) 
kuzey veya doğu avrupalı


  • juusto  (11.11.12 21:01:02) 
hollanda. hesabına bakarsanız yazıyor.

About Kanaal van jtpjc
by jtpjc
Latest Activity Nov 9, 2012
Date Joined Aug 13, 2006
Country Netherlands

www.youtube.com
  • ben smyrna  (11.11.12 21:04:58 ~ 21:05:14) 
[]

Samsung Galaxy s3 mü Note 2 mi? Şarj olayı bi el atın:)

Öncelikle (#508093) nolu duyuruma bakınız. Şimdi işler değişti. 2 saattir samsungları inceliyorum. Note 2'nin şarj süresi mükemmel ama çok büyük gibi duruyor. s3 normal insani boyutlarda ama şarj süresi düşük.

s3 ile note 2 arasında şarj süresi bakımından çok büyük fark var mıdır? Hangisi tercih edilmeli a dostlar bi el atın...


 
note 2. hem şarj, hem de ben büyük ekran seviyorum, internet için daha konforlu.


  • and justice erol  (11.11.12 00:11:01) 
s3'ün şarjı gitmiyor diyenin yalanını sikeyim ha. 2 saat film izliyorum anca %20-25 şarj gidiyor. ayrıca yakında s3 için de çıktı 3000mah batarya.


  • bobinhoo  (11.11.12 00:13:01) 
11 temmuzdan beri s3 kullanıyorum günde 4 saat otobüs yolculuğu yapıyorum ve aktif şekilde internet, müzik, oyun olmak üzere kullanımım var. ayrıca bütün gün internetim açık ve whatsapp skype gibi uygulamaları da kullanıyorum yatarken şarja takmam gerekiyor. bence yeterli


  • bozbaykus  (11.11.12 00:17:37) 
ben s3ten memnun degilim, aldıgım gun note alsaydım keske demiştim. note 2 degil, note.
bence madem internet amacımız, ekran buyuk olsun. şarjı da berbat valla benimkinin, tam kullanımla bigün yettigi hiç olmadı.

  • heyamo  (11.11.12 00:23:00) 
[]

Iphone almak zorunda kalma psikolojisi ve tavsiye

Sevgili Moğollar,

Benim bir telefonum var çift hatlı samsung ve gerek konuşma süresi şarj durumu vs. inanılmaz memnunum. Birazda eskidi ama gayette işimi görüyor. Fakat çalıştığım şirketteki bütün elemanların telefonları iphone. Yani o kadar yoğun bir psikoloji baskısına soktular ki beni "Oğlum yeme içme iphone al" şeklinde bir baskı düşünün, öyle bir baskı. Şimdi tabi bugüne kadar kendini bilen ve ihtiyacı neyse onu tercih eden bir adam oldum. Birde öyle bir tribe girdim ki görüşme yaptığımız müşterilerin arasında telefonumu çıkarmaktan çekinir hale soktu bu şerefsizler.

Sonuç; Turkcell kontratlı paket olarak şirket üzerinden istesem alabiliyorum. Fakat iphone 5 henüz kontratlı olarak gelmemiş aralıkta gelecekmiş. İphone 4s'i hemen alabiliyorum. Kafamda karıştı 2 ay bekleyeyim mi? Yoksa alayım mı ne yapayım a dostlar?

 
4s gayet iyi. ios 6 zaten sıçışlardaymış. al 4s'i.


  • sen git ben geliyorum  (10.11.12 22:01:56 ~ 22:02:04) 
hastalık yaw bu.s3 olsa elinde yine komplekse gircek miydin?2 ay bekle.ben olsam inadına yeni ama farklı bi telefon alırdım kendimi kapitalist sistemin ineği hissetmemek için.tabi telefona ihtiyacım olması lazım.yoksa gene o inek oluyorum


  • amusan  (10.11.12 22:03:37) 
lumia 920 al bence, hem sende iphone alırsan onlardan ne farkın kalıcak ki?


  • sivil admin  (10.11.12 22:05:47) 
Alma. Benim de samsung, eski olmayan ama akıllı da olmayan bir telefonum var. Çok memnunum.


  • 4dr4m3lekh  (10.11.12 22:07:44) 
alma. ille de alcam diyorsan yenisini al, onlara laf sokarsın.


  • 1 saat bende 50 dolar  (10.11.12 22:10:42) 
samsung note 2 al herkes çatlasın.


  • harzem  (10.11.12 22:14:00) 
Farklı ol note 2 al


  • efrasiyab87  (10.11.12 22:40:08) 
aralık ayına 2 hafta kaldı, bekle bence.


  • kayranin kedisi  (10.11.12 23:07:47) 
[]

Sırf daha iyi bir iş bulabilmek için yüksek lisans yapmayın!

Hayat çok kısa. O kadar kısa ki, üniversiteyi bitirip sırf daha iyi bir iş bulabilmek için 2-3 senenizi ayırıp yüksek lisans yapmayın. 10 yıldır profesyonel iş yaşamında biri olarak şunu söyleyebilirim ki bu harcadığınız zamanının şirketlerde inanın bana hiç bir karşılığı yok. Akademik kariyer peşindeysen sonuna kadar git. Ama özel sektörde çalışacağım diye kendi kendini yıpratma. Hayat, üzerinde o kadar planlar yapılarak kurulan ve başarıya ulaşılan bir alan değil. (soru formatı gereği) itirazı olan?




 
peki şirketlerde harcanan zamanın hayatta karşılığı nedir?


  • cilgin fantezilerin adami  (10.11.12 00:07:24) 
@cilgin

Ruh sağlığını korumak. İnsan çalışmadıkça beynini her gün değişik konular üzerine yoğunlaştırmazsa, evde akşama kadar oturursa, düşünmekten ruh sağlığını yitirir.
  • secretcode  (10.11.12 00:09:17 ~ 00:11:40) 
hariç: yurtdışına yerleşmek için bir adım olarak kullanılması durumu.


  • natnan  (10.11.12 00:15:44) 
10 sene onceyle bugunu karıstırman hatalı olan.genc nufusu yuksek olan ulke herkes is derdinde.bu kadar cok yuksek yapmaya calısan ogrenci olmasının en onemli sebebi işsizlik.tercih edilebilir hale gelmek beraber mezun olduklarından farklı hale gelebilmek adına yuksek yapıyorlar.


  • duptıs  (10.11.12 00:16:47) 
dediğin doğru, yüksek lisansı daha iyi bir iş bulmak için değil iş bulamadığımız için yapıyoruz bir yerde. yüksek lisansın iş yaşamında net karşılığı yok belki ama formasyon alıyorsunuz, bunu küçümsememek lazım. kaldı ki iş hayatında neyin karşılığı var?


  • bihaber  (10.11.12 00:28:02 ~ 00:28:21) 
aslında iyi bir lisans eğitimi almış biri için yüksek lisans oldukça gereksiz. Yapılsa da zaten hali hazırda mezuniyet sonrası 2-3 yıl çalışıp iş tecrübesi kazandıktan sonra yapılması gereken bir şey yüksek lisans.

Hea sektör değiştiricem ben derseniz yapın tabii.
  • king lizard  (10.11.12 00:35:23) 
yükseği neden iş bulmak için yapar bir insan zaten hiç anlamıyorum. bi kendini geliştirme işi yüksek lisans, maddi beklenti ile yapmak saçma, hele ki türkiye gibi ülkede.

ha yurtdışına gitmek isteyenler için mecburi gibi bir şey.
  • roket adam  (10.11.12 00:49:57) 
[]

Bu şarkının Türkçe versiyonu vardı sanki?

Aşağıdaki şarkının Türkçe versiyonu olduğuna eminim ama hangi şarkı çıkartamıyorum. Bi el atın gençler..

www.youtube.com


 
yeni türkü - mamak türküsüne benziyo biraz melodisi


  • freebird5406_2  (10.11.12 00:01:03) 
  • keller  (10.11.12 12:10:50) 
[]

Ezeli rakibine transfer olan futbolcular?

Emre belezoğlu'nun galatasaray'dan fenerbahçe'ye geçmesi gibi dünyada buna benzer iki derbi takımları arasında diğer takıma transfer olan futbolcular kimlerdir ve hangi takımdan hangi takıma transfer olmuştur?




 
Tanju Çolak.
Dört büyüklerin hepsinde oynamış Sergen Yalçın.
Haim Revivo ilk aklıma gelenler
  • teletabi  (06.11.12 23:32:04) 
figo


  • gudumlu anne terligi  (06.11.12 23:33:21) 
Carlos Tevez


  • teletabi  (06.11.12 23:34:11) 
Feyyaz Uçar, Alpay Özalan, Tayfur Havutçu(Bjk-Fb) Michael Owen(Liv-Manu), Laudrup(Real-Barca).


  • jangbogo  (06.11.12 23:40:15) 
Antonios Nikopolidis - Panathinaikos > Olympiakos

Rüştü Reçber

Hagi - R.Madrid > Barcelona

Tümer

Nobre

Colin Kazım

Caner Erkin

Servet Çetin

Egemen Korkmaz

TS 10-11 kadrosu > Galatasaray
  • spesifikasyon  (06.11.12 23:53:32 ~ 23:57:09) 
ronaldo luis: real madrid-barça-milan-inter.


  • kotu amacli yazar hesabi  (06.11.12 23:59:18) 
pirlo-milan juve
ibrahimoviç emre gibi inter-milan

  • harry piper  (06.11.12 23:59:44) 
figo barcelona --> real madrid luis enrique real madrid --> barcelona


  • CankutBengil  (07.11.12 00:10:18) 
robin van persie-arsenal/manu

edit: william gallas-arsenal/spurs
edit 2: fernando torres-liverpool/chelsea
raul meireles-liverpool/chelsea
eskilerden hasan vezir var yamulmuyorsam. fb'den gs'ye.
lucio-inter/juventus
  • lionel andres  (07.11.12 00:10:54 ~ 00:19:55) 
arsenal'den gidenleri saysak zaten kitap olur.

derbi değil ama;
nasri arsenal - city
glichy arsenal - city
rvp yazılmış arsenal - manu
fransa kralı 1.thierry (henry) arsenal - barcelona gerçi bunun olayı farklı. adam iyilik yapmak için gitti.

juventus'tan kaçanları da sayalım thuram, ibrahimovic, zambrotta, cannavaro vs

bunlar aynı şehrin diğer takımına gidenler;

adebayor arsenal - tottenham
mehmet yozgatlı, uğur boral, gökhan zan, aurelio gibi adamları saymaya sanırım gerek yok.
  • noolmus ki babam  (07.11.12 14:23:23) 
[]

Ağlayamayan erkekler...

Neler neler görmüştür bu hayatta.. Ne badireler, ne ihanetler, ne acılar, ne kural tanımazlıklar, ne kabullenilmişlikler, olmamışlıklar, ölümler, parasız kalmalar, mücadele gücünün bittiğine inanmalar vs. vs.


Ama hiç birisinde ağlayamamıştır bu erkek. Yani ne yaşarsa yaşasın hiç ağlamamışsa sadece gözleri dolmuşsa hatta geriye dönüp baktığında hüngür hüngür ne zaman ağladığını bile hatırlamıyorsa, durum nedir gençler? bu erkek nasıl bir erkektir?

 
benim gibi erkektir. olmuyo arkadaş. beceremiyorum. vallahi çok istiyorum ama olmuyor.


  • nemo problemo  (05.11.12 22:38:34) 
çok akıllı olduğu soylenemez.çok gizemli bir durumda değil.koyvereceksin gidecek varsa acın.


  • duptıs  (05.11.12 22:40:07) 
Normaldir yani hacu hepimiz böyleyiz


  • gündüz m  (05.11.12 22:40:13) 
kendisini fazla kasıyor demektir. ağlamak iyidir ya, insanız sonuçta, hepimizin duyguları var, insanın kendisini kasması gereksiz ve yanlış bence. ben mesela ağlarım, ama kimse görmez, görecek olan kişi çıkmadı daha karşıma, yoksa bende isterim beraber ağlayıp beraber gülmeyi... ama insan yalnızkende ağlamıyorsa eğer biraz duygu fakiridir bence.


  • eyyorlamam bu gadar  (05.11.12 22:40:56) 
güçlü bir erkektir ama insanlığın en temel duygusundan yoksundur bakış açına göre güzeldir aynı zamanda kötüdür belki de büyük bir bilinmeyendir.


  • herşey çok güzel olacak  (05.11.12 22:41:05) 
"Kalp üzülür, göz yaşarır" hadisdir bu.
Bunlar olmuyorsa insanlık ve vicdan ile ilgili bi ilişki kurulamaz.

  • beni methetme kardeşim bana para ver  (05.11.12 22:41:14) 
aynı durum benim için de geçerli. en son ağlayışımı hayal meyal hatırlıyorum orta ikinci sınıfta mıydım neydim. hey gidi be. o gün bu gündür gözüm bile dolmadı. ama hiç hoş bir şey değil bu. ağlayıp rahatlamak gibisi var mı a dostlar?


  • krater  (05.11.12 22:41:47) 
yine toplumsal baskıya geliyoruz.erkekler ağlamaz denir hep.halbuki ağlamak çok insani bi durum,ağlamalı.


  • rock n roll  (05.11.12 22:42:20) 
ağlama potansiyeli olduğu zamanda rakı içmemiş erkektir. al rakıyı iç tek başına aç bi müzik arkadan bak bakalım noluyo şişenin dibinde


  • 10lion sinisterer  (05.11.12 22:45:01 ~ 22:45:12) 
[]

Polise kimlik sor(a)mama korkusu...

Şimdi öncelikle şu haberlere bir bakın; www.google.com.tr


Memlekette "polisim" diyen herkese default olarak gelen bu korkuyu anlayamıyorum. Kardeşim kimlik sorun. O polis size kimlik göstermek zorundadır! Bakın gösterebilir demiyorum göstermesi yasal bir zorunluluk. Ben fizanda yaşamıyorum. İstanbul'da yaşıyor ve Polisle zaman zaman karşı karşıya geliyorum. Her seferinde kimlik soruyorum. Bir tanesi de bana çıkıp sen kimsin kimlik soruyorsun demedi.

Polis kimliğinin nasıl bir şey olduğunu yandaki fotoğraftan bakabilirsiniz.


Sevgiler, saygılar.

edit:

link düzeltildi.

 
Link çok enteresan bir şekilde ölü olmakla beraber memurlar.net forumlarında kendilerine kimlik soran vatandaş hakkında polis memurlarının bir konusu vardı.
Gerçekten ibretlikti belki birisi paylaşır. Oradakileri okuduktan sonra insanda cidden kimlik sorma fobisi başlayabilir.

  • wampex  (05.11.12 02:04:04) 
saygı bizden. ama şu link olmamış. taşmış sıçramış sağa sola, tıklanmıyor.


  • estruda  (05.11.12 02:04:18) 
şimdi bir de şu var kadın gerçekten de terörist, canlı bomba filan belki. o arada gidip kimlik mi soracaksın ? hı direk sizle polis arasında geçen bir meseleyse sorabilirsiniz ama uygun bir şekilde. "sen kimliğini göster bakayım taraam" filan derseniz azıtır bizim polis.

ne manyakları var gün ortasında izmir'de polisle bir gurup kavgaya girişiyor sen vurdun, ben vurdum diye. polis baktı olmuyor silahı çekip vuruyor birini. böyle manyakları var yani o üniformayı giyince, silahı takınca kendini bir şey zanneden. bunu da yapan başbakan. başbakan veriyor gazı bunlar da alıyor.

polis halk için vardır. normalde gece polsini yoldan çevirip sizi evinize bırakmasını isteyebilirsiniz ve bunlar da onu yapmak zorunda misal. ama bizim polisimiz nerdeee. neyse biraz karmaşık oldu bu saatte bu kadar.
  • nedensizce  (05.11.12 02:11:06) 
Kimlik göstermediği takdirde şiddet kullanmak isterse anasını sikip elindeki gelepçeyi götüne takıp çevre karakola veya merkeze götürdüğünüzde amirinden nasıl dayak yediğini görebilirsiniz. Denendi görüldü zira.


  • Agnahie  (05.11.12 03:38:48) 
adam gibi sorulursa hemen hepsi tak diye gösteriyor. bu konuda eskiye göre epey bilinçlendiler. haberlere konu olanlar ise çoğunlukla, - sen kimsin lan,
-göster bakalım kimliğini, çıkar kimliğini vs gibi hitaplarla ve argo küfür ile konuşulunca karşındaki polis de türk olduğundan iş çığırından çıkabiliyor.

  • ground  (05.11.12 07:34:13) 
Üslup herşeyi çözebilir de batırabilir de


  • essoist  (05.11.12 08:58:03) 
resmi ekip aracındakilere sormak biraz abes gibi sanki ama onun dışında bugüne kadar kimlik soran bütün sivillere "tabi ama önce ben sizinkini görebilir miyim" dediğimde hiç ters yapan olmadı.


  • xenophobe  (05.11.12 19:12:02) 
[]

İşletme, iktisat ve Pazarlama öğrencilerine 100 puanlık bir soru

Bir hava yolu şirketi yıllar önce girilmiş (bkz: #995195) nolu entryde de görüleceği üzere tek yön gidiş bileti 960 tl iken gidiş-dönüş tercih edilirse fiyat 520 tl'ye düşüyor. Buradaki pazarlama stratejisi nedir?


Not: gidiş-dönüş biletin toplam maliyeti 520 tl'dir.


Süreniz: 1 saat.


Başarılar. :)


Cevaplar üzerine edit:

Peki aslında tek yön bilet alacak kişi sırf daha ucuz diye gidiş dönüş alsa ve dönüşe binmese uçakta bu sebeple kimse gelmemesinden ötürü uçağı boş kaldırma ihtimali ve riskini neden alır?

 
her zaman olmaz. olduğunda da sebepleri;

-niye başka bir firmayla dönesin ki olayı
-iş adamları, ki gittikleri zaman 1-2 gece takılıp dönen varlıklar. sayıları da azımsanmayacak kadar çok olmaları ve devamında 1. soru.
-uluslararası giriş yapan herkes %60 çıkış da yapıcak olması ve devamında 1. soru.
-satış algoritmaları dahilinde, dönecek uçağı boş boş döndürmek istememeleri zararın neresinden dönsek kardır demeleri.

ayrıca toptan her zaman ucuzdur beybi.
  • Ryu  (05.11.12 00:46:17 ~ 00:48:19) 
iktisat öğrencisiyim. durumu "fiyat farklılaştırması" konusuyla bağdaştırarak anlatacağım.

bildiğin üzere sinemalarda öğrenciler ile yetişkinlere ayrı fiyatlandırma uygulanır. bunun nedeni sinema işletmecisinin ya şu gençlere bir kıyak yapayım demesi değildir elbette. amaç hem karı maksimize etmek hem de müşteri bağlılığını sağlayabilmek. eğer canın sinemaya gitmek istiyorsa eminim sen de daha önce kalitesinden memnun kaldığın ve ucuz olduğuna inandığın o sinema salonuna gideceksindir. işte bu indirim ile sinema işletmecisi arada kalan 3 liradan feragat ederek o müşterinin yeniden salonuna gelmesini hedefliyor.

verdiğin örnekte de aynısı geçerli. hava yolu şirketi senden sadece reklamlarını iletebileceği bir telefon ya da e-mail adresi karşılığında arada kalan paradan feragat ederek seni 2 kez uçağında taşımış oluyor. sen de eğer bir daha uçağa bineceksen daha önce konforlu ve ucuz bulduğun bu hava yolunu tercih edeceksin. (bkz: fırsat maliyeti)

ikincisi, bu yolla hava yolu şirketi gelecekteki belirsizliği ortadan kaldırıyor. neticede bundan 3 ay sonra dönüş uçağındaki bütün koltukların dolacağı garanti değil. bu nedenle o koltuğu daha ucuza satarak önündeki olası zarar riskini minimuma indiriyor. tabi bu durumda da uçağa son anda binmek isteyen ve o hava yolunu kullanmak için ucuza bilet almış insandan 5 kat daha fazlasını ödemeye razı olan adamın kasasına katacağı paradan mahrum kalıyor. bu işin fırsat maliyeti de bu. ama unutma, eğer bir koltuğun boş gideceği bilgisine sahipsen o koltuğu 1 TL'ye satmak bile aslında kardır.

fiyat farklılaştırması belli bir kontenjan dahilinde yapılır. yani ne sinemacı ne de uçak firması bütün koltukları ucuza satmaz. elinde daha önce gözlemlediği müşteri profiline göre bir ayarlama yapar. bu yüzden gece matinesi için bilet almaya çalışan öğrenciye tam bilet fiyatı yansıtılabilir ya da karı-kocanın yan yana aldığı uçak biletlerinin fiyatları sırf birisi birkaç dakika daha sonra aldığı için farklı olabilir. bu da aslında oldukça mantıklı zira eğer uçağın/sinemanın tamamına yakını kampanyasız bilet aldıysa bu kalan koltukların da kampanyasız alınacağı yönünde bir beklenti yaratır.
  • doktor sagbirakmayan  (05.11.12 00:50:57 ~ 01:00:03) 
uçak boş dönerse daha hafif döner, daha az yakar.


  • il padrino  (05.11.12 01:35:36) 
kurumsallıktan kaynaklanan algoritma hatası.

yoksa her tüccar senden 960 tl alıp daha az hizmet vereceği yolu seçer.
  • eksi sozluk e bir daha geldim  (05.11.12 09:34:31) 
1. Mevsimsellikten kaynaklı olarak ters hatta oldukça ucuza tek yön uçan bir havayolu var.(charterlar boş dönmek istemez) İlgili firma da onun bu destinasyonda kuvvetlenmesini istemiyordur. Böylelikle karşı tarafın boş dönmesini sağlayarak, onun diğer ters hatta daha fazla fiyat kırmasını engellemiş olacaktır. O fiyat kırmayacağı için kendisi de 520 tl den daha aşağıya fiyat kırmak zournda kalmayacaktır.

2. Firmanın fiyatı aslında gidiş dönüş 520 TL dir ama tek yöne gidişi 960 tl koyarak müşteri de bir anda fırsattan yararlanma paniği yaratmaktadır. Mutlu müşteri; satıcısını enayi yerine koyduğunu sanan müşteridir. iyi satıcı da mutlu müşterileri sever, farzetki ben enayiyim sanılsın.

2. maddenin devamı olarak müşteri de algı sıçraması yaratmaktadır. Bir çok fiyata bakarsınız anlamsızlığı görürsünüz durur düşünürsünüz. Zamanında hediye kolye bileklik satardım. buna benzer bir fiyat politikasını bazen yapardım. 1 tanesi 15 TL 2 tanesi 35 TL diye. sorana da saf saf sevgiliniz üzülmesin derdim ama birçok alıcı öyle mal mal tezgaha bakıp gidecekken bu çelişki üzerine benimle tartışırdı, en azından çekip gitmesinden iyidir. beni farkedene satış yapma ihtimalim de var.
  • haslama cay  (05.11.12 10:08:15) 
[]

Bu başlıkta duyuru açtım ya Allah'ta benim belamı versin.

Şimdi sevgili kolombiyalılar,

Merak etmeyin herhangi bir aşk börtü böcek meselem yok. Sadece merak ettiğim ve öneride bulunmak istediğim bir kaç hususu dile getirmek istiyorum. (husus, dile getirmek deyince milletvekili ağzı oldu ama neyse)


Sevgili abilerim/ablalarım, evet hayatın içerisinde gönül ilişkileriniz karmaşık hale gelebiliyor, bazen de sırf içinizden atmak için bazı şeyleri yazabiliyorsunuz. Bunları hepimiz saygıyla karşılıyoruz. Fakat bazı sıkıntılarımız var.


Şimdi bazen hepimiz denk geliyoruz. Böyle acayip acayip ilişki yumaklarına giriyorsunuz. Biz de elimizde çekirdekle heyecanlı heyecanlı okuyoruz. Hayır nasıl denk getiriyorsunuz nasıl böyle acayip kallavi durumları yaşayabiliyorsunuz bazen inanamıyorum. Ardından size gelen cevapları da merakla bekliyorsunuz. Fakat burada bir gönül ilişkinizle ilgili herkes sizi tek taraflı olarak dinliyor.
- Ya bırak malmış o adam yol ver gitsin

-Hemen ayrıl

-Savcılığa git şikayette bulun

ya da
-Sittir et panpa kezbanmış kız

türünden yorumlar yapılabiliyor.

Lütfen bu yorumların hiç birini ciddiye alıp hayatınızla uygulamayın!

Çünkü, ne yaşadığınızı, neler hissettiğinizi, anlattıklarınızın ne kadar objektif olduğunu bilmiyoruz. Buradaki en büyük sıkıntı da o zaten. Belki gerçekten de problem sizde ama öyle bir anlatıyorsunuz ki biz Allah belasını versin o kızın diyebiliyoruz.

O sebeple lütfen yaşadığınız ilişki yumaklarında çareyi burada aramayın. Buradaki insanlar da sizin gibi evinde elinde kahvesi, bi yandan playstation oynayan bir yandan laptop önünde bunları okuyan tipler. Hiç birimiz (bakın kendimi de dahil ediyorum) ilişki uzmanı/ psikolog filan değiliz.


O sebeple burayı referans alıp gaza gelip kıza tekmeyi koymayın! Manyak mısınız? :)

 
tamam abi


  • bonjurkes  (04.11.12 23:47:59) 
Tamam bir daha olmaz.


  • grgn  (04.11.12 23:51:41) 
niye ya çok eğlenceli ben heyecanla okuyorum


  • meriadoc  (04.11.12 23:52:01) 
Pek güzel bir duyuru, tebrikler!


  • msb  (04.11.12 23:54:42) 
ayrıl, verilebilecek en temiz tavsiyedir. boşu boşuna kanserleşmiş hastalıklı ilişkilerinizi devam ettirmeyin, kafanız rahat olsun. bizim milletin en büyük sıkıntısı nokta koyamıyor olması. halbuki tamam, yeter diyebilse, her şey düzelecek, belki bi süre ayrı kalıcan, sonra tekrar barışıcan daha güzel olacak her şey. ama senin gibi çok iyimser şahane ablalar sağolsun, memleket ilişkiden ziyade takıntı olmuş mevzularla dolmuş.

eğer ciddi bi sıkıntı olmasa zaten gelip aa böyle bak ilişkim sıçıyor diye duyuru açmaz normal bi insan. biraz gerçekçi olun yahu, yürümüyorsa yürümüyor.

bi de gelip ama abi 5 yıldır çıkıyoruz diyor. ulan hadi şimdi tolere ettin derdini, bunun üstüne 2 sene daha eklendi ama gördün ki kız iyicene sıkıntılı, problemler çıkıyor, o zaman 7 senelik olacak? niye umut veriyorsunuz karşınızdakine?

bence asıl sorumsuzluk olan yapıcı olmak bu konuda.
  • roket adam  (04.11.12 23:55:52 ~ 23:57:26) 
kolombiyalılar demesen yazmayacaktım ama nick çekti, galiba manyağım.)


  • fucking colombian  (04.11.12 23:59:30) 
Geçen de işe alımla ilgili ahkam kesmiyor muydunuz? Napak inanak mı?


  • heritage  (04.11.12 23:59:47) 
o bu değil dalgaya vuruluyor ama herif haklı çıktı rıza baba.

zaten burada ayrıl şeklinde tavsiye verilince ayrıln arkadaş sen bir daha ilişki yaşama e mi?
  • schwarze rose  (05.11.12 00:04:26) 
buraya gönül sorusu sormaya gelen insanlar çoktan içlerinde bir cevap vermiş oluyorlar zaten. buraya biraz sosyal destek aramaya geliyorlar. kabul görmek istiyorlar. görmezlerse de yine bildiklerini okuyorlar zaten. hatta bazı sığırlar, sadece kendi fikrine yakın gördüğü cevaba tik atıyor.


  • henrychinaski  (05.11.12 01:36:29) 
Sevgili Secretcode.

2.5 senelik bir ilişkimi bitirdim. bu esnada bana sürekli ayrıl ayrıl diyorlardı. zaman geçtikçe problemimi anlattığımda, bu insanların ağzından sürekli ayrıl, kezban, boşver, yol ver gibi kelimeler çıkıyordu. dolayısıyla ben bu kelimelerden sıkılıp ilişkime tutuldum.


amaaaaa mevzu şöyle ki, nasıl maymun olduğunu sen değil, senin yakınındakiler görür.
uzun lafın kısası adamlar görüyor, seni tanıyor, ne olduğunu biliyor, bu denli maymun olmamanı isteyip en temiz cevabı veriyor.

Sonuç, 2.5 senelik bir ilişkiyi kendi kafamda bitiremeyecegimi anlayıp, arkadaşlarımın gazıyla bitirdim. yani bastım tekmeyi.

ve gerçekten çok mutluyum. I love arkadaş gazı
  • ardolf rendall  (05.11.12 17:11:38) 
everything is relative.


  • hiçbirşeyyok  (05.11.12 22:11:45) 
[]

KYK geri ödemelerini hiç yapmayan var mı?

Üniversiteyi bitireli 10 sene oldu. Bugüne kadar ne bir kağıt, ne de bir bildirim aldım. Bir kaç sene evvel bu borç sorgulama kısmına girdiğimde bir netice bulamamıştım.


Benim gibi olanlar var mı ? Sonra yarın gelip 10 senelik faizi de dayamasınlar? Çok pisleşirim şimdiden söyleyeyim...


edit: burs değil krediydi.

 
hocam sen burs almış olmayasın? karşılıksız olanından?


  • forlife  (04.11.12 23:28:50) 
@forlife
yok bildiğin Yurtkur bursuydu. benim zamanımda 45 tl idi 3 ayda bir ödenirdi. tey teyyy

  • secretcode  (04.11.12 23:30:00) 
faizi dayarlarsa yorrağa gelirsin zaten.


  • soljenitsin  (04.11.12 23:30:06) 
e kendiniz de burstu yazmışsınız?


  • sanal uyku  (04.11.12 23:33:50) 
hocam ben 3 ayda bir 1200 ödüyorum da bunu bi bilen yok mu ya da bana öm atar mısınız bilginiz varsa?


  • zivanadan cikmis balik  (04.11.12 23:38:12) 
www.kyk.gov.tr

şuraya yazın bakalım tc kimlik nonuzu ne çıkacak. Bu arada o faizi dayarlar, zamanında af çıkarttılar, zamları silip ana parayı kredi kartına taksitle ödeme olayları falan.

Aldığınız ve ödeyeceğiniz para yazar bu adreste
  • bonjurkes  (04.11.12 23:40:01) 
ben de hiç ödemedim henüz (5 yıldır) ama neredeyse aldığım para kadar faiz geldiğini biliyorum, bekliyorum bakalım belki faizinden vazgeçerler diye:)


  • crimsonlady  (04.11.12 23:42:48) 
www.kyk.gov.tr

buradan baktiginizda bir sey gorunmuyorsa burs almissinizdir.
  • entrapmen  (04.11.12 23:45:11) 
benim aldığım krediyi, okul değiştirdiğimde haber vermedim diye 3 sene sonra geri ödeme tarihi çektiler.

2006 da alıp son ödemesi 2008 olan borcu, 2012 yılında kontrol ettiğimde. 6 binlik borca 3500 tl faiz gelmişt.

afları takip edin, işinize yarar
  • bonjurkes  (04.11.12 23:45:53) 
ben afla odedim. gecenlerde bitti daha.


  • entrapmen  (04.11.12 23:47:53) 
borcu yoktur yazısı al, belki faydası olur.


  • eksi sozluk e bir daha geldim  (05.11.12 09:36:52) 
beyler babam sağolsun bana haber vermeden bu sene 3 ayda 1 1000 tl yatırmış toplamda 3 bin tl. aralıkta da yatıracakmış bi baktım 2013ün haziranına kadar borçlar ödenmiş. 3 ayda bir 5 lira olcak şekilde yapılanmış borçlar. ziraatteki orospu çocuklarına sormuşlar çok ödüyoruz bunun daha az olması gerek diye söylememiiş onlar.


  • zivanadan cikmis balik  (05.11.12 22:50:45) 
[]

İş başvurularında yapmanız gerekenlere bir de benim gözümden bakın...

İşe alım süreçlerinde karşılaşabileceğiniz bazı noktaları bir çok yerden kurumsal bir dille yazılmış şeylere alternatif olarak kişisel görüşlerimi siz sevgili yeni mezunlara/işsiz ama işli olmaya azim etmişlere adamak istedim. Evet başlayalım..

işe alım süreçlerinde en önemli ilk silahımız nedir? tabi ki Cv.

zilyon tane makalelerde "Etkili Cv hazırlama yöntemleri" vb. şeyler okumuşsunuzdur. Şimdi o bütün zırvalıkları boşverin. Cv'nin en önemli argüman olmasının sebebi ortalama 1 dakika içerisinde o ortak çalışan ik'cı beyinlerde merak uyandırmak zorundasınız.

Burada, resminizin çekilme şekline, kravatlı mı olsun? gülümseyeyim mi? gibi akıl girdaplarına kapılmayın. Normalde hiç bir ülkede Cv'de resim aranmaz, ama bizim Türkiye'mizde bu tam tersi, resimsiz Cv'ye bakılmaz.

O nedenle kızların şansı biz erkeklere göre daha yüksektir. Güzel hatun, her zaman beyindeki loplara daha güçlü mesajlar gönderir.

Biz erkekler nasıl resim koymalıyız? tabi ki rahat adam duruşu ile bunu yapabilirsiniz. Peki, nedir bu rahatlık? efendim, vesikalık resim yerine daha uzaktan ama yalnızca sizin olduğunuz bir resim olabilir. Kravatlı resim koymayın. Neden? çünkü erkek resimlerinin tamamı kravatlıdır. Farklı olun. Zaten artık neredeyse bütün kurumsal şirketler takım elbiseden rahat giyim tarzına çoktan geçtiler bile. (bkz: casual)

Cv'nin içeriğine gelelim. klasik cümlelerle şurda şu pozisyonda çalıştım yerine, küçük bir hikaye anlatın. Çalıştığınız şirkette o pozisyonda neler yaptınız? sizden önce durum neydi sizden sonra ne oldu?

Örneğin; satış sorumlusu olduğunuz pozisyonda size düşen bölgedeki satışlar neydi? ne oldu? siz bunu hangi yöntemleri kullanarak yaptınız. En önemlisi rakam kullanın. Sizden kaynaklı "katma değer" nedir onu paylaşın.

Cv'de önceki çalıştığınız yerleri istediğiniz sıralama ile koyun. Tarih filan sırası önemli değildir. Önemli olan sizin en etkili olduğunuz işle başlayın.

Hobilerinizi filan yazmayın. Kimsenin okuduğu ettiği yok. Bunun yerine ekstra donanımlarınızı yazabildiğiniz kadar yazın. Yani çalıştığınız şirkette seminer dahi aldıysanız onu ekleyin. Dil eğitimi, satış eğitimi, pozisyonunuzla ilgili özel kurumlardan aldığınız ekstra eğitimleri neden aldığınızı nasıl bir katkı sağladığını yazın.



Cv'den sonraki süreç Mülakat...



Şimdi, şirketin kurumsallık derecesine göre mülakat süreçleri değişkenlik gösterebiliyor. Ultra kafayı sıyırmış ik departmanı kişilik testinden hızlı anlama testlerine kadar sizi sokabiliyor. Kişilik kısaca "d.i.s.c" (bkz: d.i.s.c. kişilik envanteri) dedikleri test sizin aslında düz mantıkla yalancı mı? dürüst mü? olduğunuzu araştırır.


Size 21. soruda "sevgiliniz sizi aldatırsa ne yaparsınız? dediğinde sırf cool ve medeni insan görünmek için "hiç bir şey yapmam, telefon eder ayrılırım" dediyseniz, 145. soruda sevgilinizi bir adamla öpüşürken gördüğünüzde ne yaparsınız? şeklinde aynı mantıktaki soruyu tekrar sorduğunda "dayanamam giderim adama kafayı gömerim" derseniz, size güle güle! neden? çünkü bu testte sizin tutarlılığınız ölçülüyor. Yani yapmanız gereken ilk soruda da gider kıza tokatı basarım deseydiniz. Testi geçerdiniz.

Bütün bu testlerin genel mantığı tutarlılık üzerinedir. Tutarlı olun ama olması gereken adamı/kadını oynamayın. Mutlaka açık verirsiniz.

Diğer bir yazılı test ise mantık ve algılama düzeyinin ölçümlendiği testtir. Burada çok kısıtlı bir zamanda 100 soru sorarlar en bastaki sorular cıtır cerezdir sonlara dogru zorlasır. Sizden bu 100 tane mantık testini çözmenizi istemezler.

Çünkü yapmanız zaten imkansızdır. Burada yapılması gereken, sorulara en alttan başlamaktır. Neden? çünkü ilk soruların yani kolay soruların değeri sistemde "1" puansa alttaki zor soruların değeri "15", "20" puandır. Düz mantık kuracak olursak altlardaki zor mantık sorularını çözen adam ilk 50 soruyu zaten çözebilecek kapasitededir.

Tüm bunlar bitti sıra geldi, yüzyüze mülakata...

Burada yine bazı şirketler önce grup mülakatına alırlar, sonra geçersen bireysel mülakata alırlar. Grup mülakatlarında ik'cılar sizleri 2 gruba ayırır ve her iki tarafa (benimseyip benimsememeniz önemli değil) bir konuyu savunmasını ister.

Tartışmanızı seyrederler. Burada dikkat edilmesi gereken şey siz konunuzu savunurken karşınızda tam tersini savunan bir kişiyi kurban olarak seçmenizdir. Bu kurban eğer size "saçmalıyorsun" derse müthiş bir orta atmış olur. Sizde buna karşılık olarak müthiş bir sakinlikle "benim saçmaladığımı düşünüyor olabilirsiniz. ben bunları anlatırken şu argümanları sunuyorum." dediğiniz anda olay bitmiştir. Çünkü grup mülakatının amacı ilerde yöneticinizle tartıştığınızda nasıl bir ruh haline sahip olabileceğinizi gözlemlemektir.



Son hamle bireysel mülakat;



Burada acayip şehir efsanesi şeyler dönüyor, bazen okuyorum. yok efendim ik'cının elini ne çok sık ne de çok gevsek sıkacakmışsın, falan filan bunların tamamı üfürükten teyyare tek geçerli kural var, "rahat" olacaksın rahat. "Beni nolur alın işe" modunda ve heyacanında değil.

Sanki size o işi sunuyorlarmış ve siz bunu değerlendiriyormuşsunuz ruh halinde konuşmalarınızı gerçekleştirin. Sorulara karşılık siz de şirket veya pozisyonla ilgili sorular sorun. Bazı ekstra sorular olacaktır, "Neden yörsan yoğurt?" gibi. Bu tip sorular ik'cıların "bu adam buraya geldi de biz kimiz neyiz tanıyor mu ediyor mu?, araştırmış mı?" sorularına cevap aradığı sorulardır.


Bunun cevabı ise "-aslına bakarsanız neden yörsan yoğurt olduğunu tam anlamıyla söylemem imkansız. Çünkü sizin firmanızı tam anlamıyla tanımıyorum. Bu sebeple sadece işimi en iyi ve en verimli yapabileceğim bir şirket benim için en önemlisi... yörsan yoğurt'un bu anlamda bir kurumsal bir şirket yapısına sahip olduğunu düşündüğüm için buradayım" olmalıdır.

Bireysel mülakatta önemli olan karşınızdakine şirket için fayda sağlayacak birisi olduğunuzu göstermektir. Asla ayrıldığınız eski şirketlerinizi kötülemeyin. Çünkü eğer bunu yaparsanız öyle olmasanız dahi arıza çıkartabilen bir insan izlenimi oluşabilir. Harika eğlenceli vakitler geçirdiğinizden bahsedin. Ne gibi şeyleri size kattığından bahsedin.

Son olarak herkesin en karın ağrısı çektiği soru; "Ne kadarlık bir maaş düşünüyorsunuz?" sorusudur. Burada yine net konuşmamız gerekiyor. "Sizin firmanızda benim pozisyonum için belirlediğiniz bir ücret politikası olduğunu tahmin ediyorum. Eğer bu politikadaki maaş aralığı 1500-2000 arası ise ben bu politikaya uymayı tercih ederim." güzel anlaşılır ve net bir cevap olabilir.

Buraya kadar okumuş insanlar için; eleştirileriniz sorularınız varsa beraber kafa patlatalım.

Teşekkürler.

editler:

@devilred
Şimdi karşında birisi var ve o kişi bu işi yapabilir mi? sorusunun cevabını arıyorsun. Fakat karşındaki kişi heyecanlı ve konuşurken sesi titriyor. Belki gerçekten inanılmaz yeterli bir insan fakat ne kendisini net ifade edebiliyor, ne de bu konuda güven verebiliyor. Bu sebeple rahat olup istediklerini, kim olduğunu neler yapabileceğini taahhüt edersen o zaman güven oluşturabilirsin kafalarda değil mi? Rol yap demiyorum ki rahat ol sadece...

@violetsky

Kıyafet gideceğin şirkette başvuracağın pozisyona göre değişir. Ne demek bu? Yani eğer saha satış temsilcisi, ilaç mümessili, yönetici/şirket sekreterya asistanlığı veya müşteriyle yüzyüze yapılacak bir pozisyon ise kesinlikle takım elbise giymelisin. Çünkü o pozisyonlarda çalışırken de takım elbise giymek zorundasındır. Bu tür pozisyonlarda aranan önemli bir olguda sizin dış görünüşünüzdür. Eğer bçyle bir pozisyon ise evet kravat ve takım elbise kombinasyonunuz karşı tarafı etkileyebilir. Çünkü siz şirketi temsil edeceksiniz.


Şayet şirket içi bir pozisyon ve dış temasın olmadığı ofis içerisinde bir pozisyon ise erkekler için casual pantalon (ketene benzer) üzerine bir gömlek kadınlar için de yine benzer kıyafetler olabilir. Buradaki kıstas t-shirt, saç sakal karışmış parmak arası terlikle gitmemektir. Onun dışında sorun yok.

 
hepsini okumadım, ama anlayamadığım şey şu oldu:

neden ""Beni nolur alın işe" modunda ve heyacanında" olamıyormuşuz? neden rahat olmak zorundaymışız? neden bu role tapınma hali bu kendini bilmez ik'cılardaki?

bunlara cevap istiyorum.
  • devilred  (03.11.12 22:53:25) 
Öncelikle teşekkürler, gerçekten faydalı oldu benim için.

Kılık kıyafet hakkında ne düşünüyorsunuz? Yani tabi ki temiz, ütülü olmalı, abartılı renkler olmaz ama ne bileyim kravat rengi, deseni vs. gerçekten de çok fazla etkiler mi karşı tarafı?
  • violetsky  (03.11.12 23:11:41 ~ 23:12:11) 
şunu bilir şunu söylerim;Türkiye'deki kadar berbat İK anlayaşı başka hiçbir ülkede yok.Sabancı işe alımda arkadaşım çalışıyor da anlattıkları gerçekten komik.Sabancı bile böyleyse diyoruz gayrısını düşünmeyelim.Ki benim de görüşme yaptığım çoğu İK'cı gerzek gerzek,yayvan yayvan konusmaktan(bunu coolluk olarak algılıyorlar sanırım)baska yaptıkları birşey yok.


  • chemnil  (03.11.12 23:19:03) 
Bu ik'cılar adamı yalan söylemeye yönlendiriyorlar. neden yörsan yoğurt? sorusu gibi soruları gayet saçma buluyorum. olay firmayla ilgili değil. işe başvuran adam iş istiyor. çoğu zaman iş bulana kadar şirketin adı kimsenin umrunda değil. yörsan olmazsa gidip sütaş'ta neden biz sorusuna, benzer bir cevabı verecek işte. sizi aptal yerine koymasını beklemek olmuyor mu bu? Açıkçası birine bu soruyu sorsam "sizin ya da başkasının olması önemli değil. boş olan pozisyonlara başvuruyorum. hangisi işe alırsa işimi en iyi şekilde yapıcam" gibi bir cevap vermesini beklerim. Şirketin tarihinden bana ne?

edit: tarihinden bana ne derken gidip rastgele bir yerlere başvurmaktan bahsetmiyorum tabii ki. illa ki araştırılıyor ama bunu anlatmasını beklemek gereksiz. zaten oraya şirketi bilen adam geliyor. dün reklamda gördüm nasıl bir yer bilmiyorum ama başvurayım yine de diye gelmez ki kimse.

edit2: bu arada, faydalı buldum yazınızı. onu da belirteyim.
  • trinitrotoluen  (03.11.12 23:49:38 ~ 04.11.12 00:18:20) 
[]

Sokakta,Festivalde,Otobüste tanımadığınız kızla konuşmak bu kadar zor mu?

Sevgili Lidyalılar,

Bu aşk sevgi börtü böcek duyurularınızı zaman zaman okuyorum. Genel olarak gördüğüm bir hadise şudur ki; Karşı cinste tanımadığınız bir hatunla konuşabilme yetisi üzerine ciddi problemleriniz var.

Yani şimdi herhangi bir ortamda hoşunuza giden ya da etkilendiğiniz bir hatun ablanın yanına gidip usulca "Merhaba, özür dilerim. Yaklaşık 15 dakikadır arkadaşlarımla sohbete odaklanamıyorum. Böyle ayaküstü konuşmalara da alışık birisi değilim ama size baktığımda sohbeti kaçıyorum. Sizi tanımama izin verir misiniz?"

deseniz, karşısınızdaki kızın sizi darp etme veya bağırıp sizi rezil etme olasılığı var mıdır?

Yani hem bu ve buna benzer bir durumu tecrübe edinmiyor hem de rezil olurum korkusuyla kızlara yaklaşamıyorsunuz. Yani hayatınızda kaç kere gidip konuştunuzda rezil rüsva oldunuz?

Bu işten bu konuşma meselesinden neden bu kadar korkuyoruz? Size şunu net ama kesin bir şekilde söyleyebilirim ki en kötü ihtimal kız sizinle tanışmak istemez, reddeder, teşekkür eder gönderir. Bu kadar!


Şimdi bunun dışında inanın bana hiç bir ihtimal yok.


Şimdi tüm bu donelere rağmen halen otobüste öküz gibi bakıştıktan sonra kızın indiği durakta inmeyecek misin?

 
benim için ölüm gibi bir şey.


  • schwarze rose  (03.11.12 02:12:26) 
(bkz: uff snne be slk)
daha kötüsü tuvaletten/yan koltuktan gelen erkek arkadaşın/abinin kafa göz dalması..

dayak gibi problemi çıkardığımızda, haklısınız aslında. ben o an bi kötü olurum ama 10 dakika sonra unuturum mesela. ama ona rağmen utangaçlığım ve reddedilme korkum kazanıyor. Gel gör ki, en kötü ırkçı bir söylemle karşılaşacağım bir ülkede yaşıyorum..

(bkz: socially awkward penguin)
  • natnan  (03.11.12 02:34:53) 
sonuç ne olursa olsun, bütün iyi hikayeler gizemli bir dünyaya veya hisse adım atmakla başlar.

destekliyorum, katılıyorum.
nezaketle yaklaşıldığında, en kötü ihtimalde, nezaketle olumsuz yanıt almak olur sonuç.
öteki yüzünde sonsuz tatlılıklar, güzellikler, şirinlikleer, şakalaşmalaar...
  • fauxhumanitas  (03.11.12 03:14:37) 
sadece başlığı okudum. yakışıklı bir adamsan kızın hoşuna bile gider, ama at hırsızı tipindeysen, ki memleketteki erkeklerimizin %90-95'inde tekabül ediyor, uff snne be slk diyip gidebilir ya da direkt kafayı çevirir.


  • trachemys scripta elegans  (03.11.12 11:22:12) 
[]

Atatürk hakkaten ne yapmış böyle ya?

Şimdi birazdan anlatacağım konuyu full ve stabil bir tarafsızlık ve objektif bakış açısıyla yazdığımı bilmenizi istiyorum.

Osmanlının son zamanlarında devletin kurtuluş için vermiş olduğu azmi, inancı, fedakarlıkları ve özveriyi hepimiz biliyor ve takdir ediyoruz.

Ülke kurtuluyor. Bağımsızlığını Atatürk'ün önderliğinde sağlıyor. Buraya kadar herşey gerçekten kusursuz ilerliyor.


Sonra bir şeyler olmaya başlıyor.

İnanırsınız ya da inanmazsınız bilemem ama 4 halifeden sonra 661 yılında I.muaviye'den başlayıp 1924 yılına kadar 1300 yıldır süregelen halifelik kavramını ortadan kaldırıyor. Halifelerin tam listesi için bkz: tr.wikipedia.org

1500'lü yıllardan itibarende 495 yıldır bu topraklarda liderliği sürdürülen bir kavramdan bahsediyoruz.


Halifelik benim açımdan inanılmaz köklü bir geleneği olduğu için önemli buluyorum. Yani bugün hristiyanlardaki "Papa" kavramına eşdeğer bir islam kavramı olduğundan dolayı önemini de bu anlamda koruyor.


13.yüzyıldan itibaren bu topraklarda kullanılan eski türkçe diye de bilinen osmanlıca'yı ortadan kaldırıyor ve latin alfabesini getiriyor. Şimdi medeniyet gelişen dünya vs. bilemem önümüzde bir japonya örneği mis gibi duruyor. Her şeyi geçtim ben bu ülkenin 100 yıl öncesi geçmişine ait arşivleri okuyamıyorum. Bu bile büyük bir infaal aynı zamanda bir koparış değil midir?


Bu ülkenin yurttaşlarına zorla ve cebren şapka takmak zorunluluğu getirilmiş. Yani düşünebiliyor musunuz? Ülkenin yönetimi "şapka devrimi" yapıyor, size sokakta şapka ile dolaşmak zorunluluğunu getiriyor. Çok yönlü düşünüyorum ama bunun makul ve haklı sebeplerini bulamıyorum. Birisi izah edebilir mi ?


Türk musikisinin yasaklanması yine atatürk döneminde olan farklı bir uygulama.


Şimdi toparlayalım. Atatürk neden geçmişle olan irtibatı koparmaya çalışmış?


Teşekkürler.

 
ya olm bırakın atatürkü matatürkü..
yıllardır yok atatürk ilkeleri yok atatürk zartı zurtu diye devletin anası bellendi.

  • pukay de souza  (03.11.12 00:04:49) 
tamamen tarafsız bi şekilde okudum ve tamamen tarafız bi şekilde cevaplamaya çalışacağım.
türklerin tarihine, islamiyeti kabulune, 1071de anadoluya girişine, daha öncesinde geleneklerine falan bakarsak aslında atatürkün yapmaya çalıştığı şeyin araplar tarafından tecavüz edilmiş bir milletin, kendine ait olmayan özellikleri atmaya çalışmasını sağlamak olarak yorumlayabiliriz. bu benim şahsi görüşüm.

niçin okullarda yeterli eğitim verilmiyor, tarihimizi bilmiyoruz, tarih derslerinde "yararlı cemiyetler, zararlı cemiyetler" başlığı altında bir şeyler öğreniyoruz, bu soruların cevabı aslında atatürk.ün neler yapmaya çalıştığını neden anlamadığımızn da cevabı.
  • dahinnotha  (03.11.12 00:08:23 ~ 00:09:51) 
mustafa kemal salt olarak halkın geçmişle değil din ile bağını koparmaya çalışmıştır bir prototip yaratarak.bu arada şuana kadar kusursuz işlemiş herşey dediğin kısımda ise gerçek tarih olarak herşey kör topal ve ihanet üzerinedir..


  • yapmabunuyapmabunu  (03.11.12 00:08:30) 
geçmişle irtibatı koparmaya çalışmak değil o.
bizim halkımız mal. kendisi bir şey istemiyor. atatürk bunların hiçbirini yapmayıp ben padişahım bundan sonra dese, ona tamam diyeceklerdi yine, hatta sevineceklerdi de. demokrasi falan çok azının aklına gelecekti onlar da bir şey yapamayacaktı muhtemelen.

yani olay bu. atatürk, ne idüğü belirsiz feslerin tarih olmasını istemiş de kötü mü yapmış yani? aynı zamanda arap harfleri, ne ki yani? türklere özgü bir alfabe olsa, atıyorum göktürk alfabesi kullanılıyo olsaydı osmanlı'da bunu kaldırır mıydı? sonuçta kökeni biz değiliz onun.

halifelik de papalık kadar gereksiz bir makam. ayrıca halifemiz olmadığı halde laiklik elden gidiyor, bir de halife olsa nolurdu şimdiye düşünebiliyor musun?

ben teşekkür ederim.
  • d.  (03.11.12 00:09:16) 
adam ileri görüşlülüğün kitabını yazmış işte.

halifeliği kaldırması sayesinde sadece türklere değil, tüm islam camiasına güzellik olmuş. matahmış gibi papa var diyorsun, hristiyan dünyası ne çektiyse papa yüzünden çekti. itin götüne sokuyolar adamı sürekli, olmaması çok daha isabetli.

alfabe desen bi o kadar yerinde bir karar. japonya gibi istisnalar kaideyi bozmaz. bugün farklı alfabesi olan ülkeler, başta rusya, ingilizce öğrenmekte zorlanıyor. bu ülkelerde ingilizce bilme oranı %5 bile değil. en önemli sebebi de alfabedir. çok şükür kurtarılmışız osmanlıca'dan. ülkenin 100 yıl öncesine ait arşivleri senin okuyamamanın bir önemi yok ki, okunabilir olmasının önemi var. çok önemli buluyorsan çevirilerini okursun, olmadı parayı verir çevirtirsin. bu kadar marjinal ve önemli bir kararın karşısında, 100 sene sonra sıradan insanların osmanlıca yazıları okuyamayacak olması durabilir mi sence?

atatürk geçmişle olan irtibatı koparmaya falan çalışmamış. bağnazlığın başı olarak gördüğü ve problemden başka bir şey yaratmayan/yaratmayacak olan halifelikten dünyayı kurtarmış ve ülke menfaatleri için çağdaşlaşma adına alfabeyi değiştirmiş. alfabe değişince geçmiş niye kopsun ki.. bugün 2k yıl öncenin yazıları bile okunabiliyor.
  • desdinova  (03.11.12 00:14:35) 
çok haklısın söylediklerinde. halkın bir günde cahilleştiğini düşünsene? bunu böyle söylediğinde sana bunu çürütmek için gelinen olgu da "o zamanlar zaten kimse bimiyormuş okuma yazmayı, seçkinler biliyormuş hep" oluyor. ve bu durumla "bir gecede cahil olduk geyiği" diye dalga geçtiklerini sanıyorlar. o zamanların okuma yazma oranlarını araştırdım bunun için sırf. ve ne buldum bil. o günlerde dünyadaki hiçbir devletin okuma yazma oranı zaten yüzde 15 i bulmuyor. bizim okuma yazma oranımız ise o günler için yüzde 10 gibi bir şey. aslında konuşulacak çok şey var bunun hakkında. ama asıl ihanet inönü zamanındadır. inönü osmanlı arşivlerini yok pahasına bulgaristan'a satmıştır. öyle ki istanbul sokakları evraklardan geçilmez hale gelmiş. (okuduğum kaynaklardan aktaraiyorum.) yaklaşık 10 milyon belge satılmış. bununla ilgili şöyle bir şeyler karalamıştım zamanında. çok da konuşmak istemiyorum. ne dersen de herkes bildiğini okuyor çünkü. (ek olarak: atatürk'ün orijinal nutku nerededir ve bu orijinal nutku bulabilsek şurada atıp tutan kaç kişi bunu okuyabilecektir? çok önemliyse çevirttiririz değil mi? başımıza hep bundan geldi ne geldiyse. doğru çeviriyi kim yapacak? biz buna nasıl inanacağız bunları soran yok.)

beta.eksisozluk.com
  • bu nick tam yirmi alti karakter  (03.11.12 00:18:28 ~ 00:23:05) 
çoğu kişinin karşı görüş olarak sunduğu mustafa kemalin ileri görüşlülüğü ve ferasetini şuan,bu çağda bizim de gösterip bu ülkenin vatandaşlarının mustafa kemalle olan tüm bağını koparmamız ve kendisini tarihin tozlu sayfalarında bırakıp,adalet kantarına oturtmamız gerekiyor..bu ülkenin kurtuluşu kanla ve ihanetle yazılan cumhuriyet tarihinle yüzleşip ve bu utancı kabul edip rasyonel bir şekilde ileri bakmaktan geçiyor..mustafa kemali gömdüğümüz gün bu ülke muasır devletler seviyesine ulaşmakta dev bir adım atıcak


  • yapmabunuyapmabunu  (03.11.12 00:23:36 ~ 00:26:48) 
diyeceğime çok karşı çıkan olacaktır!

ama tek neden islam dininin türk toplumunu körelttiğini düşünmesidir.

bu arada bu yapılanların hiçbiri mustafa kemal'in orijinal fikri değildir.
evvelinde yetişen osmanlı aydınının osmanlı'nın kötü gidişine son verme fikir yürütmesi sonucunda doğruluğuna inandıkları ve ortaya koydukları kaidelerdir.
  • schwarze rose  (03.11.12 00:24:43) 
yeni dünya düzenine uyması gereken, yeni bir devlet kuruyorsan eskiyi yanına pek almaman gerekir. yoksa osmanlının güçsüzleşmiş bir devamı olmaktan öteye gidemezsin.
dahinnotha ya da aynen katılıyorum.
atatürk'ü gömmekten bahsetmiş bir arkadaş bunun için bağları koparmaya gerek yok. yine aynı bahsettiği devrimci atatürke kulak verirse eğer 'benim yaptıklarımı da yenileyin, çağa uydurun, devrimci olun' dediğini duyabilir. yani kendini yok etme fikrini bizim beynimize yine kendisi aşılamıştır. çünkü önemli olan parmak değil işaret ettiği kuştur, bunu anlamayanlar anlasın diye epey üzerine basmıştır. atatürkün bu çizgiden çıkması, idolleştirilmesi filan onun icadı değil o öldükten sonrakilerin icadıdır. öyle karizma ve ışık sahibi bi insanın ardından böyle hissetmek de çok garip değildir.
gömülsün diyenlerin atatürk gömüldüğünde ağlayan insanları bir izlemesini tavsiye ederim, o ağlayanlar, şimdi gömülsün diyenlerin atasıdır.
  • kediebesi  (03.11.12 00:27:42 ~ 00:33:20) 
çok az bir bilgiyle yorumlamaya çalıştığını düşünüyorum. kötü anlamda söylemiyorum ama daha geniş bir perspektiften bak olaya.
ek olarak ben de çok bilgili değilim ama çok şahane bir htr hocam oldu ünide. onun anlattıklarından hatırladığım kadarıyla cevap vericem.

1. şapka kanunu sadece devlet memuruna getirilen bir yasa. yani sokaktaki insanı kapsamıyor. amaç da fes gibi yunan giysisi ile garip kombinasyonlar yapan giysilerin bizim milli kıyafetimiz olmadığını, daha modern giyinmemiz gerektiğini söyleyip böyle bir devrim yapıyor. ki 100 yıl önce fes getirilirken nasıl tepki almışsa şapka da aynı şekilde tepki almış. olay şapka değil. insanların düşünce zincirlerinin kırılması.
devlet memuru giyince normal insan da giyiyor. vakko fn da bu sayede parayı kırmış.

2. latin alfabesine geçmenin nedeni olarak okuma yazma oranı deniyor. bu okuma yazma oranının latin harflerine geçtikten sonra katlanarak artması, basılan kitap sayısının katlanarak artması, 90 yaşındaki ninelerin bile okuma yazma öğrenmesi yerinde bir devrim olduğunu gösterir bence. ha osmanlıca öğrenmek istiyorsan seni engelleyen yok, bir sürü kurs ve ders var. evet belki daha fazla olabilirdi, ama bu atatürkle ilgili bir durum değil ondan sonra gelenlerle ilgili bir durum. eğitim sisteminin ne halde olduğu ortadayken osmanlıca bilmiyoruz diye hayıflanmak saçma.
dahası amaç osmanlıcanın kaldırılması değil dilin türkçeleştirilmesi. bir sürü dil bilimciyi türkçe kelimeleri araştırsınlar diye anadoluya yollayıp derleme sözlükler çıkarttırıyor.

3. atatürk geçmişle irtibatı koparmak değil amacı. osmanlıdan önce de bir tarihimiz olduğunu anlamamızı sağlıyor. türk tarih kurumu ile türk dil kurumunu kurması ve vasiyetince bu kurumların hep açık kalmasını, mal varlığının bir kısmının tarih kurumuna (dil kurumu da olabilir tam hatırlamıyorum ama ikisinden biriydi.) niye istesin aksi olsaydı.

4. halifeliği kaldırmasının altındaki neden iktidara çok etkisi olması olmasın sakın. neden islam dininin lideri ülkenin yönetilmesinde etkili olsun. laik bir devlet olması için kaldırıyor.


edit: bir de artık atatürk ne yapmış ne yapmamışa değil de ülke şu an ne durumda, şu anki yöneticile ne yapmış ne yapmamış onu tartışın azıcık. atatürk ne yaptıysa yaptı. artık değiştirmek mümkün değil. ama rte ne ypmış böyle ya denmeyecek bir türkiye mümkün mesela. belki, tartışmaya cesareti olan kaldıysa tabi.
  • goldentitan  (03.11.12 00:27:52 ~ 00:38:05) 
@kediebesi

dünyada bununla ilgili örneklere bakalım. ingiltere? cumhuriyet değildir. ama senin ülkenden 20 kat demokratik olduğu kesin. fransa? evet, fransa'da iç çatışmalar bir hayli çok oldu. fakat kimse kraliyet ailesini sürmedi. marjinalleşmiş olsa da hâlâ kraliyet ailesini savunan küçük partiler var. ispanya hâkeza öyle.

yani yeni dünya düzenine uymak için köklü/radikal kararlar gerekiyordu, efendime sana söyleyeyim bunun hemen yapılması gerekiyordu, tek yol buydu tezi bir geyikten öteye gidemiyor burada. hiç bir konuda hiçbir zaman "tek" yol olamaz zaten.
  • bu nick tam yirmi alti karakter  (03.11.12 00:37:33 ~ 00:42:53) 
fransız devrimini hatırlatırım. bu iki ülke de kolonistliği eski şekliyle devam ettirememiş, yeni düzeni yaratmak ve ayak uydurabilmek için 2 büyük savaşın önemli aktörleri olmuştur. yani onlardaki değişim de epey kanlı ve zorlu oldu. ayrıca bu işin 'aniden' gerçekleştiğini düşünmek de saçma. osmanlının gerilemesinden itibaren başlayan bir süreçtir, hala daha da devam etmektedir, gelişimini tamamlamamıştır. öyle bir gecede olmadı yani o değişim. herkes hazır olduğunda değiştik. o zaman bu yapılmasaydı şu an arap baharıyla şenleniyorduk mesela biz de.


  • kediebesi  (03.11.12 00:46:09) 
ek olarak ve son olarak...

sorun aslında bizim modernleşme sistemimizde. dünyadaki hemen her devlet tabandan tavana modernleşirken, bi biz akıllıyız ya biz tavandan tabana modernleşmişiz. baskıyla, sopayla vs vs...asıl sorun da o zaten. sen ne yaparsan yap halkı hiçe sayarsan başarılı olamıyorsun işte sonuç olarak. siyaset bilimi tarihi bunun örnekleriyle dolu. iyi geceler efenim.

edit ihtiyacı hâsıl oldu.

sayın kediebesi, herkesin hazır olduğunu nasıl söylebiliyorsun aklım almıyor gerçekten. ama bir konuda haklısın. tanzimattan başlar bu değişim. işi bilmeyen birine sorarsan sana atatürk'ün bu düşüncelerini aslında ziya gökalp'ten aldığını söyleyecektir amma velakin verdiğim linkteki entryi okursna ziya gökalp'in hiç de öyle alfabe değiştirelim filan demediğini, arkaik türkçe sözcüklerin diriltilmesinin karşısında durduğunu görebilirsin.

bir gecede olmadıysa ve herkes hazırdıysa madem neden hâlâ günümüzde sonlanamadı onu da anlayamadım açıkçası. bir günde olmadı ve herkes hazırdı diyebiliyorsan zaten bir şey konuşmaya gerek yok. iyi geceler tekrardan.

artı olarak "arap baharı" tam da tabandan tavana bir istektir işte. bazı şeyler kan dökülmeden olmuyor, oturmuyor. buna "devrim" diyorsan bir de. gerçi biz de kan dökmüşüz ama bu devletlü kesimin yakıp yıkması ile olmuş. editle editle delik deşik oldu bu yazı da
  • bu nick tam yirmi alti karakter  (03.11.12 00:46:18 ~ 00:55:17) 
baskı ve sopayla götüne giyecek donu olmayan bir millet onca düşmanın karşısında duramaz, savaşamaz. onlara uğrunda savaşacakları şeyi de atatürk göstermiştir, bu da senin şu an burada bunları yazabilme özgürlüğündür. atatürkün yaptığı devrim kore ve kübada örnek alınmıştır. ayrıca bu tür konularda olayı sadece lider üzerinden incelemek bence çok yanlış. liderler sadece arkalarındaki kuvvetin öncü piyonudur ki atatürk bireysel olarak bunun ötesine geçebilmiş bir insandı.

arap baharı devrimi araplarca yapılmadı, onlara yaptırıldı. o konuda biraz görüş ayrılığımız var herhalde. yanlış anlaşılma olmuş.

kısaca şunu diyip kapatmak istiyorum konuyu. bugün bulunduğumuz noktaya (her neresiyse artık, iyi veya kötü) gelmemiz için atatürk'ün o gün onu yapması gerekiyordu. böyle sliding doors muhabbeti gibi, öyle olmayaydı şimdi çok şukelaydı da geyikten öteye gitmez. tek demek istediğim atatürk devrimcilik öğretmiştir. onu devirerek zaten kendisinin öngördüğü ve bu millete aşıladığı devrimciliği yapmaktan öteye gitmemiş olacaksınız :) ayrıca barış için savaşmak gerek kavramı da bana havai kadar uzak.
  • kediebesi  (03.11.12 01:02:03 ~ 01:09:21) 
konu atatürk olmasaydı baban kim olurdu bilemezdin şerefsize dönüşmüş. şu olmasaydı burada yazamazdın bu olmasaydı şurada yazamazdın filan... o yüzden daha fazla tartışmak yersiz. taha akyol'un (ki siz sevmezsiniz bu adamı anladığım kadarıyla; ama tüm önyargılarınızı bir kenara bırakıp bir okursanız iyi olur.)"ama hangi atatürk" kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. zihin açıcı bir kitaptır. şimdi o hedefi atatürk naısl göstermiştir halka, halk ne şekilde inanmıştır ve sonrasından neler olmuşturu anlatırsam bunlar çok uzun şeyler ohoo. bilinmesi gereken tek şey aslında atatürk'ün pragmatist bir lider olduğudur.

öldüğünde che'nin cebinden de nutuk çıkmış diyorlar zaten. =) iyi geceler tekrardan.

editimsi: bakın dikkat ederseniz öyle olmayaydı eyiydi gibi bir şey söylemiyorum. hiçbir sosyal bilim'de bunu söylemezsiniz zaten. öyle olmasaydı ne olacağı daha mı iyi daha mı kötü olacağı tam bir muamma. ama bunu öğrenme fırsatımız artık yok. barış için savaşmak gerek filan da demedim ben. eğer adına "devrim" dediğiniz bir yol tutmuşsanız, bu silahlı olmak zorundadır diyorum. silahsız olanı başarıya ulaşmıyor işte. barışla alakalı bir konu değil yani bu.
  • bu nick tam yirmi alti karakter  (03.11.12 01:08:10 ~ 01:26:01) 
Halifeliğin niçin kaldırıldığı, Nutuk'un son bölümlerinde anlatılır. Sadeleşmemiş, orjinal diliyle okumanızı öneririm. Beni ikna etmişti.
Arap alfabesini kaldırmasını sorun olarak görmüyorum, iyi ki kaldırmış. Türkçe Ural-Altay dili, sondan ek alıyor, arapça ortadan bükülen ek alan bir dil, gramer yapıları farklı. türkçe kelimeler arapçada tam olarak ifade edilmiyormuş. Görüntü olarak da zihniyet olarak da arap alfabesi kullanılan bir ülkede yaşamak istemezdim. (yuvarlak karakter sevmiyorum, köşeli karakterleri sökmesi daha kolay).
Arşiv ve araştırma açısından keşke biraz daha yüklenilip, klasik eserler vs bolca çevrilseymiş iyi olurmuş diyecğeim ama zaten çoğu çevrilmiş. Daha fazlası için de çalışmak lazım. elin yabancısı gelip osmanlıca öğreniyor, divan şiirini analiz ediyor. herşeyi de devletten beklememek lazım.
Konu ciddi, yer yer hafiflettim cevaplarımı.
  • firez  (03.11.12 01:28:48 ~ 01:35:19) 
gandhi vardı bi zamanlar pasifistti o. ingiltere olmayaydı gandhi gibi bi adamı hiç görmezdik diyo bi sakallı.


  • kediebesi  (03.11.12 01:37:44) 
Ataturk islam dininin türk toplumunu körelttiğini düşünuyor, veya ataturk din veya islamiyet karsiti imis diyenlere tek bir ornek verecegim. Turkiye muslumanlarina yapilan en buyuk hayir kuran'in tarihteki ilk turkce tercumesinin donemin en onemli turk din ve felsefe adamlarindan bir tanesine yaptirilmasidir Ataturk tarafindan. Eger islamiyeti veya dini zararli buluyor olsaydi bunun tam tersini yapardi. Benim icin sadece bu somut adim yeterli.


  • sfist  (03.11.12 03:24:16) 
[]

İnanılmaz eğlenceli 2 dakikada ülke turları videoları :)

Kim yapmışsa inanılmaz eğlenceli görüntüler çıkarmışlar ortaya.

2 dakikada bir ülkeye ait ne varsa o ülkeye ait yerel müzik eşliğinde paylaşmışlar.

Sizce hangisi en eğlencelisi? :)

Hindistan - www.youtube.com

Rusya - www.youtube.com

Japonya - www.youtube.com

Türkiye - www.youtube.com

Polonya - www.youtube.com

Arjantin - www.youtube.com

Meksika - www.youtube.com

Jamaika - www.youtube.com

Amerika - www.youtube.com

Brezilya - www.youtube.com

İspanya - www.youtube.com

edit: yeni ülkeler eklendi.

 
Ben en çok hindistan ve türkiye'ye gülmüştüm :)


  • holly golightly  (30.10.12 19:53:08) 
Sanırım senin linklerde yok ama Jamaika benim favorim.


  • tzum_tzum  (30.10.12 19:53:10) 
jamaika, japonya, meksika.


  • tepedeki psychedelic adam  (30.10.12 20:20:50) 
şaka maka türkiye eğlenceli idi bence :)


  • dieselsingle2  (30.10.12 20:46:34) 
[]

Emre'nin attığı frikik gölünü haber yapmanın mantığı nedir?

Şimdi durum çok enteresan geçenlerde televizyonlarda emre belezoğlu'nun atletico madrid maçında attığı bir frikik gölünün haberine rast gelmiştim. Yani bu nasıl bir ezikliktir yahu? mesala çek cumhuriyeti televizyonları milan baros burda gol attığında haber yapar mı? nedir bunun sebebi? bir aralar sırf nihat kahveci yabancı bir takımda top oynuyor diye o takımın maçları her hafta canlı yayınlanırdı. cüneyt çakır hakem olduğu yabancı maçları helal olsun! süper yönetti diye haber yapabiliyoruz.

arda turan hakkında ispanyolca hazırlanmış her videonun altında tamamiyle türk kullanıcıların yorumları var.

Burada bir hadise olduğunda yabancı basın bizden bahsetti diye haber yapılabiliyor.


Tüm bunların sebebini bana mantıklı iki cümleyle açıklar mısınız?

 
abi sorunun cevabı içinde gizli resmen. sayılı adamımız var avrupa'ya sunabildiğimiz. görmemişin oğlu olmuş hesabı.


  • kotu amacli yazar hesabi  (30.10.12 01:31:41) 
Yalnız babalar o golü Robben ya da Van Persie atsaydı Hollanda'da da haber yaparlardı. Ama diğer konularda haklısınız.


  • spesifikasyon  (30.10.12 01:35:23 ~ 01:35:37) 
e normal. çünkü avrupa da topu topu 3-4 futbolcumuz var. bunlar da ayda yılda bir gol atıyor. e attıkları gol de ayda yılda bir güzel oluyor. o zaman da haberler yayınlıyor.
zamanında hakan ın ve emre nin inter de attıkları goller daha da abartılarak veriliyordu haberlerde.

  • enkolaykullaniciadi  (30.10.12 08:55:58) 
emrenin golünü yapan, tuncayın 82 takımdan kovulmasını haber yapmaz, maçın son 5 dakikasında oyuna girmesini haber yapar.

saçma sepet bir anlayış.
  • cruseo  (30.10.12 10:06:02) 
[]

Foursquare ile tavan yapan özel bilgileri topluma yayma hastalığı

Hepimiz yıllardır bu internetin içerisindeyiz. Eskiler bilirler, internetin herhangi bir alanında (sözlük, chat siteleri, arkadaşlık siteleri vb.) tanımadığınız bir insanla konuşurken size adını, yaşını hatta hangi şehirde bile olduğunu söylemek istemezlerdi.

Şimdi tabi aradan yıllar geçti. Facebook bu pandoranın kutusunu açtı. Sonra insanoğlu kendi şahsına ait olan, kendine özel olan ne varsa paylaşır oldu.

Adını soyadını, yaşını, memleketini, yaşadığı şehiri, nerede çalıştığını, ailesi ve akrabalarının kimler olduğunu, yaşadığı özel anların resimlerini ve son olarakta o anda nerede olduğunu bile paylaşmak için deli gibi zaman harcar oldu.

Sizce de bir tuhaflık yok mu? Bu kadar özel bilgileri neden paylaşıyor insanlar? Yapmış olduğum iş sebebiyle bir çok insanla telefonda konuşuyor, mail üzerinden haberleşiyoruz. Durum öyle bir hal aldı ki en basit örnek sesi güzel bir kızın nasıl birisi olduğunu merak ettiğimde google'a, twitter'a veya facebook'a yazdığım zaman hemen hemen hepsinde tüm bu bilgileri anında edinebiliyorum.


Bu ürkütücü bir şey değil mi ?

 
umarım hatalı olmaz yorumum:

sergileme hastalığı bu bir anlamda.

mesela adamın NORMAL ilişkisi vardır. karısından cocugundan 1 -2 kez bahseder.

ama adam ıktıdarsızdur sorunludur karısı ıle rezıldır. habıre karısından bahseder. sorunlu ya anlatıyor o nedenle habıre.

veya mılletın cocuklugunun salaklıklarını dınlemek ?

bakıyorsun adamın evladı oxfordu kazanır adam 1 kez anlatmaz.

nerede mal bır adamın mal evladı adam 24saat evladını anlatır "ayy oglum cok zekı osurdu oglum super zeki sıçtı oglum cok uyanık haa işedi"

mılletın cocugunun gerızekalı hallerını ustun zeka dıye anlatması... rezıl evlılıklerının mılyon fotosunu paylasması ve sonuc husran.

işte bu kendını sergıleme olayı da ınternette boyle yer ediniyor.

kendımı sergıleyeyım de nasıl olursa olsun.. hastalıklı bır durum. daha uzun yazardım da yarın falan kapatıcam hesabı sıkıldım cok zamanımı alıyor.
  • ayemverihat  (30.10.12 01:13:26) 
Ürkütücü değil, şöyle ki, gizlilik denen bir olay var, ve amerikalılar buna bizden daha fazla önem veriyor. Örnek 4sq, arkadaşın olmayan kişiyi eklemezsen, kimse senin nereye gittiğini çıktığını görmez, checkin yaptığın mekanda gözükmezsin istemezsen. Evler de gözükmez eğer o ev sahibi ile arkadaş değilsen.

Twitter ım herkese açık, yaptığım iş yazar vs. Facebook umda ev adresim bile vardır, ama sadece belli arkadaşlarım görür. Dışardan profilim kapalıdır, facebook içinden sadece fotomu, cinsiyetimi ve ağlarımı görebilirsin (ağı kapatamıyor muşuz).

İş güç internet sebebiyle biriyle tanışırsam, boş bir duvar görüyor sadece, ama iş arkadaşım telefon numarama kadar görüyor.

Olay tamamen ayarlamak, aynı şekilde, arkadaşı olmadan herşeyini görebildiğin kişiler var.

Bilinçli olduktan sonra kimse istemediğin bilgiyi görmez.

Edit: ben gizlilik konusunda baya döktürmüşüm.


Paylaşma konusunda ise, siz yüzyüzeyken nasıl arkadaşınıza yattığınız hatunları, gittiğiniz yerleri anlatıyorsanız, insanlar da yüzyüze görüşemediği kişilerle bu bilgileri paylaşıyorlar, ha her yediğinin fotoğrafını çekene birşey diyemem
  • bonjurkes  (30.10.12 01:35:11 ~ 01:36:50) 
ürkütücü ötesi bence. gizlilik her zaman iyidir internet gibi güvenilmez mecralarda. gerçi ben hala o eski kafadanım, belki de o zamanları yaşadığım için; özel bilgilerimi vermekten hiç ama hiç hoşlanmıyorum. zaten artık iyice iletişimimi de kestim internetle, sonum hayır olsun.


  • devilred  (30.10.12 01:45:59) 
anlaşılmayan kısım şu:

yediğim yemeği gezdiğim mekanı giydiğim kotu etrafımdakiler bilince gelip beni dövecekler öldürecekler DEĞİL OLAY.

konu bunu anlatma paylaşma kendini sergileme HASTALIĞI.

"adamın peşinde 10001 tane kan davalısı var da adam mal gibi her saniyesini kendi adı soyadı ile açtığı hesapta paylaşıyor amma salak adamdı vurdular yahu" DEĞİL Kİ KONU.

kendi arkadaşına da olsa her boku bir sürü insana anlatması...

facebook duvarında salak sözler paylaşması bikinili fotoyu koyanın like alması vs vs . net hastalık.

ha arkadaş nedir o da ayrı lan kaç yaşında adamım adam gibi 3 arkadaşım yoktur 10 arkadaşım var diyen yalan söyler. ama facebook'ta bin arkadaşın olmuş onlardan like topla 200 metre ilerde oturan akrabana gitme ama 10 senedir görmediğin hatunun bikinili fotosunu beğen?

hastalık kısmı ürkütücü kısmı bu.

konu özel bilgi falan değil.

yoksa adam vurmak öldürmek vs vs zaten facebook yokken de cinayet kan davası insan takip etmek vardı onu konuşan yok.
  • ayemverihat  (30.10.12 01:54:01) 
@secretcode:

senin sorduğun işin güvenlik kısmı mı ruh hastalığı kısmı mı ikisi birden mi?

bence güvenlik sorunu yine o kadar yok hatta çok az esas işin hastalık kısmı var. herkesin avazı çıktğı kadar kendini öne atması kendini sergilemesi gittiği yerde etrafa bakmaktan ziyade facebook'a koymak için foto cekmesı vs vs...
  • ayemverihat  (30.10.12 01:56:10) 
Christopher Lasch Culture of Narcıssısm de veriyor cevabı. O kitabı yazdığında ne twitter var ne facebook


  • atmacaged  (30.10.12 02:34:41) 
bence magazin düşkünü bi toplum olmamız bu sonucu doğurdu.bundan 10 sene önce millet sadece ünlüleri takip ederdi kimle nereye gitmiş ne yapmış diye.şimdi insanlar birbirini takip ediyor.twitter celebritisi diye bi kavram oluştu mesela insanlar şarkıcı, manken, oyuncu vs olmadan da ünlü olabiliyorlar.hayatlarını gözler önüne serip başkalarınınkini takip ediyorlar aynı şekilde.ve başkalarına hava atma durumu var.gittiği popluler mekanda yer bildirimi yapınca, orda yediğinin, içtiğinin fotoğrafını paylaşınca cool olduklarını sanıyorlar ama bana göre görgüsüzlük bu.benim için de korkunç bişey bu.facebook kullanmıyorum, twitterda rumuzla yazıyorum, nerdeyse 2 senedir twitterdayım 50 tweet bile atmamışımdır.


  • gakgul  (30.10.12 08:33:14 ~ 08:35:14) 
Bu aslında muhtemelen "bize" yani X ve Y kuşağı diye tabir edilen insanlara garip gelen bir durum. Halbuki Z kuşağı denilen kitle için normal iletişim yolu bu. Teknolojik imkanlarımız ve sosyal hayatlarımızın farklı olduğu dönemler vardı ve bilgisayar nedir bilmeyen; savaşlar, darbeler görmüş, temel ihtiyaç maddelerini karneyle almış insanlarca yetiştirildik. Doğal olarak da "Kol kırılır yen içinde kalır" felsefesi geçerliydi. Zira mesele dimdik ayakta durmak, ele güne muhtaç olmamaktı. İletişimin direkt, uyaranların sınırlı olduğu ortamdan çok hızlı bir şekilde indirekt iletişime ve sonsuz sayıda uyaranın olduğu bir dünyada kendini birey gibi ya da bir şey gibi hissedebilmenin yolu kendini bitirdiğin okulla, okuduğun kitapla ya da en son haliyle gittiğin kafeyle içtiğin içecekle tanımlamaktan geçiyor.


  • salihdt  (30.10.12 09:43:59) 
[]

Briç nasıl bir oyun sizce?

Şimdi tesadüfen bir yerde okudum. İskambil kağıtlarının satrancı yazıyordu. Nasıl oynanır diye baktım. Çok karmaşık gibi geldi. Sizce öğrenmek için çaba harmaya değer bir oyun mu? Bir de zeka geliştirici bir oyunmuş diyolla?




 
bizim hoca iyi bir mühendisin kesinlikle bilmesi gerekir derdi


  • aşksız prens  (27.10.12 22:06:18) 
poker sergen yalçınsa, briç şifo mehmettir.


  • lambada  (27.10.12 22:10:25) 
spor olarak kabul gören tek kağıt oyunudur. şansa yer yoktur ve şiddetle öğrenmeni tavsiye ederim. bundan yaklaşık 10 sene önce ve genelinin öğretmen olduğu bir lokalde dünyanın çayını ısmarlayarak öğrendiğim, iyi ki öğrenmişim dediğim güzel oyun. internetten, gazeteden, kitaptan öğrenmek zor, lokali, derneği, kulübü falan var.


  • cokacayipsey  (27.10.12 22:10:57) 
oynayanlar ya en baştan solcu, liberal oluyor ya da oynadıkça.
hiç bulaşmayın bence ;)

  • yapacakbirseyyok  (27.10.12 22:11:31 ~ 22:12:17) 
annem sayesinde yillar once oynamaya basladim ve verdigim emekten, cabadan oturu hic pisman olmadim. ilk basta karmasik gelebilir ama ogrenme surecini gectiginizde, mantigini kavradiginizda oldukca zevklidir vazgecemezsiniz :) internet uzerinden ogrenmesi zor ya da karisik geliyorsa uygulamali ogrenmeye calisabilirsiniz, kurslari var. sosyal yani kuvvetli bir zeka oyunu. konsantrasyon gerektirir, dikkat ve hafiza da tabii ki ama genelde partnerle oynadiginiz icin iyi de bir partner gerektirir. ote yandan, olimpik spor dallarindan bir tanesi bric ve bir suru bric klubu var, verdiginiz emege ve vakte degecektir.


  • zeeynep  (27.10.12 22:29:42) 
[]

25.10.2012 perşembe (dün) ne öğrendin ?

geride bıraktığımız günde ne öğrendin ?




 
cadılar bayramı'nın kökenini öğrendim,
jack'o lantern'ın ne olduğunu nerden geldiğini öğrendim.

  • [silinmiş]  (26.10.12 01:40:01) 
piyasadaki iddaa yorumcularını dinleyerek kupon yapmamam gerektiğini öğrendim.


  • borumu  (26.10.12 01:50:06) 
aile önemliymiş. her şeyden daha önemliymiş. ilk kez yalnız bir bayram geçirmek zorunda kalınca öğrendim.


  • juninho77  (26.10.12 01:52:01) 
paradigma kavramını esaslıca öğrendim.


  • leenathrw  (26.10.12 01:52:36) 
gedelek in ne olduğunu,
avrupa birliğine an itibarıyla kaç ülkenin üye olduğunu,
sezar'ın mö 44 yılında öldürüldüğünü,
torrente atılan 1080p 20 adet filmin öyle hemen inmeyeceğini,
  • pistranger  (26.10.12 02:10:03) 
çayın göze iyi geldiğini


  • bihaber  (26.10.12 03:34:37) 
[]

Penaltının avantajı olur mu?

Şimdi bu konuyu araştırdım. İnternette özellikle iki farklı görüş hakim.

Birinci görüş der ki;

- Penaltının avantajı olmaz. Futbolcuya ceza sahası içerisinde takım arkadaşına pas attığı veya şut çektiği sırada rakip takımın oyuncusu faul yaptığı anda oyun durdurulur. gol olsa dahi gol geçersiz sayılır. Penaltı kullanılması sağlanıp, rakip takım oyuncusuna sarı/kırmızı kart verilir. Penaltının avantajı olmaz.

Diğer görüşte der ki;

- Futbol oyununun tamamında "avantaj" durumu geçerlidir. Penaltı olması gerekse dahi avantaj ve %100 gol pozisyonu var ise avantaj vardır. Gol olduktan sonra hakem rakip takımın oyuncusunu kart ile cezalandırabilir.


Bunlardan hangisi doğru?

Ayrıca 2. görüşte takım arkadaşına pas atarken avantaja girse ve adam vuramayıp aut olursa ne olacak? Hakem geri dönüp penaltı diyebilir mi?

 
avantaj kullanılıyor genelde. en son hatırladığım manu-gs maçında, muslera adamı düşürmüştü buna rağmen yerde vurmuştu manu'lu oyuncu.

genel anlamda bakınca, muslera'ya kırmızı verilmezi elzemdi ama adam sırf vurdu ve gol oldu diye kırmızıdan kurtuldu.
  • akatreil  (24.10.12 01:39:27) 
gs manu maçında carrick'in golünde olduğu gibi avantaj olabilir. eğer carrick orada auta vursaydı hakem penaltı verecekti ama gol olduğu için vermedi.


  • xenophobe  (24.10.12 01:43:45) 
doğru cevap birinciyse eğer tartışılacak bir durum yok. ama ikinciyse eğer, gol olursa gene tartışılacak bir durum yok. ama pozisyon gol olmazsa hakemin dönüp penaltıyı vermesi lazım zira orta sahada yapılan bir faul avantaja bırakıldığı zaman avantaj anında kaybedilirse eğer hakem dönüp faulü veriyor.

edit: doğru olan ikinci bu arada, yazmayı unutmuşum.

edit2: www.ligtv.com.tr
şifo mehmet arada söylüyor hangisinin doğru olduğunu. yani cevap 2.
  • eyyorlamam bu gadar  (24.10.12 01:44:32 ~ 01:57:46) 
penaltıdan sonraki ilk hamlede (pas veya şut) gol olursa gol sayılır. yoksa penaltı. normal avantaj kuralı işlemez. bkz: manu-gs maçı.


  • orange coffee  (24.10.12 01:46:02) 
@eyyorlamam bu gadar

İşte aradığımız hangisi doğru ve geçerli kuraldır?
  • secretcode  (24.10.12 01:46:30) 
başta şunu söyleyebilirim net bir şekilde, penaltı pozisyonu var yani adama faul yapıldı ama son anda adam vurdu gol oldu. evet posizyon penaltıdır ama hakem golü iptal edip penaltı vermez. oyun devam etmiş ve gol olmuş sayılır. gol olmazsa ancak penaltı verilir.

buna göre 2. görüş geçerli. ama sanıyorum ki bir karışıklık olmuş durumda. notta yazdığın gibi adam pas attı arkadaşına ama gol olmadı, evet hakem dönüp penaltıyı verir. çünkü ilk pozisyonda faul olmasa gol şansı çok yüksek ve engelleniyor. yani karar gol olmadığı takdirde penaltı.
  • acemiyazar  (24.10.12 01:56:08) 
www.youtube.com 1.25 te bariz penaltı+kırmızı kart olmasına rağmen pozisyon devam etmiş ve oyuncu golünü atmıştır.kart verilmemiştir.


  • error522  (24.10.12 02:18:53) 
burada baz alacağımız kavram "bariz gol şansını engelleme" dir. gol olduğu için de bu şans engellenmemiş olur ve avantaj uygulanır.


  • rastgelebiri  (24.10.12 04:35:20) 
en büyük avantaj gol
sonra penaltı
sonra .. gidio işte serbest vuruş filan diye :)
ama futbolcular penaltı olduğunda düştüğünden avantaja oynatma gibi bir durum yok. çalıyor direk. başkası geldi tamamladı gol oldu pek görülen bir durum değildi çünkü aradaki süre de çok kısa.

el ile şöyle de bir durum var mesela. rakip oyuncu sizin topunuza kale çizgisi üzerinde el deydi.
a) yine de gol olduysa , golün avantajı var gol + sarı kart
b) gol olmazsa , penaltı + kırmızı kart.

baktığında hareket ikisinde de ayni. ayni adam ayni eli deymiş. ama öyle farklı işte..
  • sadun.net  (24.10.12 08:41:13) 
collinaya danistik cevap 2


  • serabetan  (24.10.12 10:51:13) 
[]

Ekşi duyuru iş/eleman aramayı çok yanlış anlamış

Az önce bir ilan girdim çevirmenlik konusunda destek olabilecek kuruluşlar mail atsın diye ama iş/eleman arama gerekçesiyle silindi.


Ben iş aramıyorum. Ya da şirkete eleman aramıyorum. "Tanıdığınız güzel bir restaurant var mı? lezzetli yemek yemek istiyoruz" demek nasıl iş aramak değilse, çevirmen burosu sormakta iş aramak anlamına gelmez.

Moderatörleri birisi dizginleyebilir mi ?

 
Soruyu sorma şeklin hatalı bence. Restoran örneğinde olduğu gibi kullanıcı tavsiyesi istesen sorun olmazdı. Nasıl gelip de lezzetli yemek yapan restoran sahipleri mail atsın demiyorsan silinen soru da tavsiye alma şeklinde sorulmalıydı bence.


  • cakabo  (10.10.12 10:12:48) 
Geçen gün bir soru sormak için duyuru ekledim. Gelen cevaplar çok işime yaradı.Her İNSAN gibi " teşekkür ederim :) " yazdım. Ancak "uygun " (!) olmadığı için cevabım silindi ..

Bende bundan sonra gelen cevapları umursamayacağım. Ya da açık açık küfür yazar ortama ayak uydururum. Geçmiş olsun genç ! Alışırsın ..
  • ondkz  (10.10.12 10:25:53) 
"Hukuk çevirmenliği alanında güçlü deneyimlere sahip, Hukuk terminolojisine ve yazım diline -çok iyi- derecede hakim tercihen avukat veya çevirmen arıyoruz." cumlesi [kategorisi "soru" degildi bu arada] nasil ki restoran ornegi gibi degilse "hangi cevirmen burosuyla calisalim?" ornegi gibi de degil. bu kadar basit.

kendi yazdiginiz seye bakmadan kasitli olarak silmis gibi itham ediyorsunuz, sanki biz bayiliyoruz buna: (git: 392420)
  • fader  (10.10.12 10:42:01 ~ 10:48:29) 
@ secretcode

oha ben okudugumda ortada olan sinirlarda gezen bi cümle yazdinda mi silinmis dedim ama bildigin ilan vermissin sonra burda "ühü ühü sildiler modlar" diye duyuru giriyosun.
  • serabetan  (10.10.12 10:50:43) 
her ne kadar yıldızlarımız uyuşmasa da moderalar ile ;
bildiğin ilan bu

  • dieselsingle2  (10.10.12 10:58:38) 
bence sorma şeklinizle alakalıdır bu silinme hususu -ki f5 yapınca fader'in açıklamasını gördüm- moderatörlerin hiçbiri bugüne kadar yazdığım duyuruyu silmedi, birçok insanın da silinmemiştir tahminimce.
kurallarına uygun olduğu sürece sorun olmuyor.

@ondkz : bunun için kenardaki kutulara "tik" atmanız yeterlidir, onlar teşekkür yerine geçer.
  • icemanr  (10.10.12 11:01:53) 
Secret code sen haksızsın panpa


  • Sskywalkeremre  (10.10.12 11:03:56) 
[]

Hukuk çevirisi konusunda uzman avukat/çevirmen (Acil)

Merhaba,

İngilizce- Türkçe Hukuk çevirmenliği alanında güçlü deneyimlere sahip, Hukuk terminolojisine ve yazım diline -çok iyi- derecede hakim tercihen avukat veya çevirmen arıyoruz. Bu konuda yardımcı olabilecek tanıdığınız kişi/kuruluşlar var mıdır?


Teşekkürler.

 
öncelikle dil nedir?


  • ground  (10.10.12 10:19:58) 
ekşi sözlük'ten satine bu işi yapıyordu sanki.


  • ayemverihat  (10.10.12 10:24:30) 
www.hukukcevirisi.com

Biz daha önce kullandık biraz tuzlu ama çok iyiler..
  • drlawyer  (10.10.12 11:32:27) 
[]

Taksilerin tavanında neden plaka yazısı olur?

Taksilerin, polis araçlarının tavanında neden plaka yazısı olur? Faydası nedir? Zorunluluk mudur? Neden? :)

Teşekkürler. sevgiler, saygılar.


 
zorunlu değil galiba. taksilerin hepsinde yok.


  • messimessibuadamneyinnessi  (03.10.12 01:11:24) 
daha yüksek araçlardakiler de rahatlıkla görebilsin diye?


  • devilred  (03.10.12 01:11:32) 
şuradaki haber zorunlu olduğunu gösteriyor:

yenisafak.com.tr

sebebi de helikopterden falan görülsün diye herhalde?
  • infernal majesty  (03.10.12 01:12:05) 
helikopter vb gibi hava taşıtlarından rahat görülsün diye. sırf taksilerde olmasının sebebi ise trafikte sarı renkli arabanın çok nadir olması sanırım. örneğin polis takip yaparken telsizden bildiriyor: "takip ettiğimiz araç TUH 77 plakanın 2 araç önünde."


  • sensible soccer  (03.10.12 01:13:58) 
apartmanlardan görülebilsin diye. taksi çağırdın diyelim. duraktan söylüyolar "şu plakalı aracı yolluyoruz hemen" diye. evin de işlek caddede. her geçen taksiciyi kendi taksin sanma diye...


  • alikavazinmahmut  (03.10.12 01:33:07) 
helikopterden okunabilsin diye, bi ara taksiler terör eylemlerinde çok sık kullanılıyorlardı. o dönem kapıya ve tavana plaka yazdırma zorunluluğu geldi.


  • orpheus  (03.10.12 03:04:09) 
Taksicilerin sık sık kaçırılıp gasp edildiği hatta öldürüldüğü dönemlerde, kaçırılan taksiyi havadan takip edip bulmak için mecbur tutulmuştu, hala da öyledir.


  • tcyx  (03.10.12 13:50:40) 
Uydudan da görülür (bkz: black hawk down)


  • el yazisi  (03.10.12 17:13:13) 
[]

Hukuk çevirisi konusunda uzman avukat/çevirmen

Merhaba,

Hukuk çevirmenliği güçlü deneyimlere sahip, Hukuk terminolojisine ve yazım diline çok iyi derecede hakim avukat veya çevirmen arıyoruz. Bu konuda bildiğiniz tanıdığınız referans olabileceğiniz kimse var mı?


 
Ucretsiz mi yoksa ucretli mi? Kac karakter? Hangi hukuk dali ve turkceye mi ceviri yapilacak ingilizceye mi?


  • mikail bey  (30.09.12 12:38:55) 
[]

Hukuk çevirisi konusunda uzman avukat/çevirmen

Merhaba,

Hukuk çevirisi konusunda uzman avukat/çevirmen bildiğiniz tanıdığınız kişiler var mıdır?


 
Yapacağınız işin niteliğine göre tavsiyede bulunabilirim. Eğer yabancı bir belgenin onaylı bir çevirisinden bahsediyorsanız, benim de çevirileri gönderdiğim bir tercüme bürosu önerebilirim.


  • hadji  (23.09.12 12:51:57) 
var. mesajdan gel hocam.


  • compadrito  (23.09.12 13:23:56) 
[]

Satine nickli yazara ulaşmak

Sevgili Romalılar, satine nickli yazara kendisine ulaşmak istediğimi ileten bir mesaj atar mısınız?

Mesaj atan kişi buraya da attım derse birden fazla gitmemiş olur.


sevgiler, saygılar.

 
atıyorum, attım ancak duyuruyu silmeyin lütfen, linkini attım çünkü.


  • hypathia  (23.09.12 03:17:53 ~ 03:19:02) 
Satinim su anda yurt disinda, belki sozluge bakamayabilir. Cok onemliyse bana ulasiverin ben kendisine iletirim. muratornek (et) gmail


  • oligomer  (23.09.12 11:06:44) 
[]

sadece uzantısı (.com, .net, .org vb) değişik içeriği aynı siteler?

Arkadaşlar sadece sonundaki uzantıları değişik ismi aynı olan, aynı veya benzer içeriğe sahip siteler var mıdır? varsa hangileridir?




 
www.seslisozluk.com
www.seslisozluk.net


ikisinden de girince seslisozluk.net'e yönlendiriyor gerçi.

bir sitenin yöneticileri genelde farklı uzantıları alsalar da bir uzantının olduğu siteye yönlendirme yapılıyor
  • sizofren hayaller  (17.09.12 01:46:28 ~ 01:47:19) 
diziizle filmizle gibi kelimelerde her domain uzantısında açılmış site bulabilirsin hepsinin de içeriği aşağı yukarı aynıdır


  • ne gerek var ki  (17.09.12 02:11:25) 
[]

Cumartesi günü banka hesabından yüklü para çekip diğer bankaya aktarmak?

70 puan değerinde bir Sorum var sevgili romalılar; İstanbul'da cumartesi günü bir bankanın hesabından 10.000 TL nin üzerinde bir paranın diğer banka hesabına transfer/havale/eft vs. edilmesi mümkün müdür? Mümkünse nasıldır?


Not: Atm'den çekip diğerinin atm'sinden yatırmak çözüm değil. Günlük para çekme limiti probleminden dolayı...

 
aynı banka olmadığı sürece mümkün değil diyecekken avm'lerdeki hafta sonları da açık olan banka şubeleri aklıma geldi. istanbul'u bilemiycem ama, ankamall'de garanti bankası cumartesi açıktı.


  • njtbcrn  (11.09.12 01:28:19) 
avm banka şubeleri hsonu yuklu para vermeyebilir. kasa sigorta limitlerinden dolayı şube kasasında fazla para tutulmaz. 10-15 bin tl için ne derler bilemiyorum.


  • winstoncash  (11.09.12 01:34:12) 
havale olur eft olmaz.


  • orpheus  (11.09.12 01:35:35) 
önceden gidip konuşarak ya da kendi şubenin avm şubelerini aramalarını sağlayarak senin için para ayırmalarını sağlayabilirsin. yatırmak atmden olur her türlü, o konuda sıkıntı çıkacağını sanmıyorum.


  • njtbcrn  (11.09.12 01:36:05) 
eger para çekilecek banka garanti ise gayette atm den yapılması mumkun..yaninda 1 garanti hesabi olan birisi daha olacak ve işleme 23:30 da başlamak kaydıyla.. bir kere 1000 tl para çekme limitin var. bunun haricinde 1000 tl de ücreti mukabil ek limitten çekme durumun var ettimi sana 2000. sonrasında cep bank ile kendi hesabina bi binlik daha gönderdin mi.. onuda çektin oldu 3000..bu işlemleri gece 12 ye yakın bir saatte yaptinmi 6000 i cekmiş olursun.. geri kalan 4000 ide arkadasina havale edip oda ayni islemeri yaptinmi cumartesi gece 23:30 da başladığın operasyonu pazar 00:10 civarinda bitirirsin..

not :aynı işlemi yapmışlığım var..
  • giga1905  (11.09.12 01:57:18) 
transfer/eft/havale, adı ne olursa olsun, hangi kanalla yapılırsa yapılsın sonunda bir insan müdahalesi olması gereken adımları mevcuttur bu operasyonların. Banka görevlisi çoğunlukla izleyici; ama ekstrem durumlarda oyuncu da olabiliyor. O yüzden size cumartesi günkü işleminizi sabah erkenden yapmanızı öneriyorum zira bazı bankalar için cumartesi yarım günlüğüne iş günü sayılabiliyor. O arada işleminizi halledebilirsiniz.


  • doktor sagbirakmayan  (11.09.12 02:01:51) 
[]

Mide ekşimesi/yanması

Dün öğleden beri midemde bir ekşime başladı hala geçmiş değil. yer yer azalıyor yer yer yükseliyor. talcid ve soda içtim ama herhangi gözle görülür bir faydası olmadı. ne yapabilirim? önerileriniz nedir?




 
soda içme, ona yüksek asit neden oluyordur soda azdırabilir. yoğurt felan ye.


  • kobretti  (04.09.12 17:22:30) 
sade,bol telveli Türk kahvesi


  • ysrn  (04.09.12 17:26:05) 
buz gibi süt iç. ama sütü hava yutarak iç (geğirmek için). daha sonra geğir, cennete hoş geldin :)


  • brotha b  (04.09.12 17:30:32) 
gaviscon iyi diyorlar bilmiyorum kullananlar söyler


  • hitsumo  (04.09.12 17:31:45) 
ekmek kızart, o kızarttığın ekmeğin üstüne kekik,sirke dök ye.nane limon kaynat iç,ada çayı iç,,,,


  • benkoşarımaşaalara  (04.09.12 17:43:34) 
ceyrek bardak soguk sütü 5dklık aralıklarla yudum yudum iç agam.


  • heyamo  (04.09.12 18:44:39) 
[]

Biber nedeniyle el yanması?

Annem bugün biber doğrarken çok acı olmasından dolayı el yanması yaşıyor. Suya tuttuk, limonlu suda denedik. 2-3 saat geçti bir faydası olmadı. Hala acısı devam ediyor. Evde yapılabilecek bir önerinize ihtiyacım var. teşekkürler.




 
yağlı krem, ya da direkt yağ ile ovalasın.


  • sutlu nescafe  (02.09.12 19:41:49) 
2 gün önce benim anneme oldu aynısı bunun çözümü yok internette herkes farklı bişi söylemiş doktora gidenler bile var tek çözüm eli kesmek


  • Americonsol  (02.09.12 19:49:31 ~ 20:03:43) 
domatesle ovun


  • lancelot du lac  (02.09.12 19:53:34) 
limonla ovuyordu annem bazen, rahatlatıyormuş elleri. kabuğuyla birlikte yarım limonla direk.


  • strangerinhere  (02.09.12 20:41:50) 
[]

Moderasyonun istifası ve Viral ?

sadece ben mi böyle düşünüyorum? Şu anda saydığım 10 tane haber sitesine sıradan bir sitenin moderasyonunun ayrılması gibi sikko bir konu haber olmuş durumda.

Moderasyonun viral yaptığını filan da düşünmüyorum da, sadece olay muaazzam bir viral reklama döndü. Siz ne düşünüyorsunuz?


 
her şeyin bir ömrü var derler ya işte öyle.


  • sofrabezi  (01.09.12 23:16:20) 
ben niye hiçbir yerde göremedim. hangi siteler mesela?


  • isikarkadasim  (01.09.12 23:20:27) 
hep işte bunlar kötü.


  • nezaretten taharet  (02.09.12 01:39:51) 
[]

Ekşi sözlük tüm kişisel bilgilerinizi satabilir!

Sevgili Romalılar,

Ekşi sözlük kullanıcı sözleşmesinde yer alan "ekşi teknoloji ekşi sözlük'ü oluşturan tüm unsurları ücretlendirme haklarını saklı tutmaktadır." maddesi sebebiyle size ait olan (Email, cinsiyet , doğum tarihi, lokasyon, ad soyad) tüm bilgilerinizin datalarını satabileceğini, ve sizin de bu maddeyi onayladığınızı biliyor muydunuz?


 
"ekşi sözlük tarafından edinilen bilgileriniz gizli tutalacak, anonimiteniz korunarak istatistiki veri olarak kullanılabilecek, bunun dışında paylaşılmayacaktır. ancak yasal zorunluluğun söz konusu olması ve yetkili makamlar tarafından usulüne uygun olarak talep edilmesi halinde ip adresiniz ekşi teknoloji tarafından ilgili makamla paylaşılabilecektir."

böyle de bir madde var ama?
  • dampire  (01.09.12 18:20:52 ~ 18:24:52) 
siz de yanlış girin o bilgileri.


  • historien  (01.09.12 18:39:44) 
yanlis girmek en dogrusu.


  • kobretti  (01.09.12 19:12:40) 
[]

Dünyada en çok ziyaret edilen e ticaret siteleri

Arkadaşlar Merhaba,

Bir proje dolayısıyla acilen dünyadaki gelişmiş 25 ülkenin her ülkenin kullanıcılarının en çok ziyaret ettiği ilk 5 e ticaret web siteleri bilgilerine ihtiyacım var. Bu bilgiye nasıl ulaşabilirim?

Örneğin;

Türkiye;

sahibinden.com
gittigidiyor.com
...

Amerika
amazon.com
ebay.com
...

gibi ülke bazlı bilgilere ihtiyacım var.

 
uluslararası en çok ziyaret edilen e-ticaret siteleri: www.alexa.com

ama hem ülke hem e-ticaret bazlı arama yapamıyoruz sanırım. örn. türkiye: www.alexa.com
  • hjarteblod  (31.08.12 13:11:47) 
@hjarteblod

Bu konuda benimde ihtiyacım hem ülke hem de e-ticaret bazlı bir bilgi. Bunu bulabilir miyiz peki ?
  • secretcode  (31.08.12 13:45:27) 
[]

Üniversite harçları tam olarak kaldırılmadı!

Efendim üniversite harçları yasalara göre öğrenim katkı payı olarak geçmektedir. Ögrenim gideri bedeli ise farklı bir yasayla getirilmiştir. İlgili haberde şöyle bir şey geçmektedir;

"Arınç'ın konuya ilişkin açıklaması şöyle:
"Sayın başbakanımızın, bakanlarımızın imzaladığı kararnameyle bundan böyle birinci öğretimden ve açıköğretimden katkı payı alınması, yani harçlar tamamen kaldırılmıştır. "

Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse yandaki resimde Öğrencinin üniversiteye ödediği bedeller yer alıyor. Yani 45 TL lik ödeme kaldırılmıştır.

Anlattıklarımda herhangi bir hata var mı?

 
açıköğretim için doğru da örgün öğretimde de böle bi durum varmı


  • raskov  (27.08.12 21:12:46) 
Öğrencilerin ödedikleri toplam bedeller açık öğretim ve örgün öğretim'de tamamen aynıdır.


  • secretcode  (27.08.12 21:15:26) 
Hayır , örgün öğrenimler sadece katkı payı öder.

Bakınız hacettepe üniversitesi yeni kayıt duyurusu;

Not: 1) 2012-2013 öğretim yılı öğrenci katkı payı miktarları henüz Bakanlar Kurulu Kararı ile Resmi
Gazete’de ilan edilmediğinden (geçen yılkı ödeme tutarlarını 2012 ÖSYS Kontenjan Kılavuzunun 304.
sayfasından öğrenebilirsiniz) kayıt tarihlerinde katkı payı/öğrenim ücreti ile ilgili herhangi bir ödeme
yapılmayacaktır. (Yurtdışı Kontenjan Yerleştirmeleri ile Yetenek Sınavı yoluyla yerleşenler Katkı
Payı ödemelerini yapacaklardır.)
Ödemeler 13 – 20 Eylül 2012 tarihleri arasında Vakıflar Bankasının herhangi bir şubesinden H.Ü.
öğrenci numarası beyan edilerek yapılacaktır. İlerleyen tarihlerde Banka dekontunun ibrazı
gerekebileceğinden öğrencilerimizin dekontlarını muhafaza etmeleri gerekmektedir.
  • yatagants  (27.08.12 21:18:40) 
[]

Moderatör Notu: forum değil burası.

"Öğretmenlikten mezun olup devlet bizi atamıyo diye çığırtkanlık yapanlar" başlıklı yazıyı az önce göndermiş ve bu konu hakkındaki fikirlerimi yazmıştım. Ama nedense ışık hızıyla silindi. ve üstelik şu notla beraber.


"Gerekçe: Tartışma başlatıcı içerik.
Moderatör Notu: forum değil burası."

Ekşi duyuru'da konular hakkında fikir alışverişinde bulunup tartışmak ne zamandan beri yasaklandı ?

 
burası tartışmadan çok soru cevap platformu diye biliyorum ben


  • bonjurkes  (26.08.12 19:31:24) 
@bonjurkes ha yani ben bir konu hakkında fikrimi belirtip, siz ne düşünüyorsunuz? diye soramıyorum öyle mi ?


  • secretcode  (26.08.12 19:34:57) 
daha önce açtığının içeriğini görmediğim için bir şey demem zor; ama aynı başlığı formata uygun düzenlersen bir sorun kalacağını düşünmüyorum.


  • average  (26.08.12 19:38:47) 
"Öğretmenlikten mezun olup devlet bizi atamıyo diye çığırtkanlık yapanlar
Sıkıldım sizden. Çok samimiyim artık gına geldi. Yani be adam/kadın, sen şimdi üniversitede öğretmenlik eğitimi alıyorsun ve biter bitmez zılgıt çalmaya başlıyorsun ... Seni özelliğin ne arkadaşım? ... Ama senin derdin farklı tabi.. Devlete yaslanmak değil mi? Öğretici bir insan yeteneğine sahip misin değil misin? diye sorgulanmadan, seni atasınlar ve ömrünün sonuna kadar garanti işin olsun öyle mi ?"

gibi doğrudan tartışma başlatıcı, tahrik edici, provoke edici cümleler yerine "öğretmenlerin diğer mezunlardan farkı ne ki bir tek onların ataması problem oluyor" gibi naif cümleler kullanırsanız belki silinmez.
  • kibritsuyu  (26.08.12 20:10:44) 
ben de birinci ağızdan bilgi vereyim, fakulteye girdiğimizde bolum atama kontenjanı senede 350-500 idi.. mezun olduğumuz yıl ise 0 (yazıyla: sıfır) sonraki 6 yıl boyunca da bölüm mezunlarından atama yapılmadı, binlerce mezun birikti. 7. sene alım yapıldı 32 kişi, ve bir sonraki sene ise 9 kişi.. sürekli ücretli öğretmenler (aslında ogretmen olmayan iki senelik myo mezunları filan bunlar) vekaleten calıstırılıyor. Ben ikinci turdaki 9 kişinin icinde idim, ayrıca cift anadal diplomam oldugundan ve de ailem buyuksehirde yasadıgı için, bu 7 yıllık surecte iş bulabildim ve calısma hayatında pek bir gucluk cekmedim. hatta atamam yapıldıgında kararsız kaldım, öğretmenlik yapayım mı, özel sektore devam edeyim mi diye.. cunku maasım ogretmenliğin iki katı kadardı o sıralar, ayrıca çalıstıgım şirkette de epey iyi konumdaydım (şirket de sektorde iyi konumdaydı).

biraz uzun oldu bu girizgah ama, şimdi bir düşünün benim büyüksehirde yasamadıgımı varsayalım, dolayısıyla iş bulamadıgımı, 350-500 atama yapılan bir bolum mezunu iken bunun sıfırlandıgını ve ortalama 10 sene beklediğimi atama yapılmadıgını buna karsılık ogretmen olmayan ama torpili olan kisilerin benim işimi yaptıgını.. biraz empati diyorum.

sizce neden "cıgırıyor" olabilirler?..
  • zan altı  (26.08.12 20:55:19 ~ 27.08.12 00:40:41) 
@kibritsuyu nasıl konuşmam gerektiğini size mi danışmam gerekiyordu ? Siz kimsiniz ki ?


  • secretcode  (27.08.12 01:50:58) 
soru soruyorsunuz ne zaman yasaklandı diye, aldığınız cevabı beğenmiyorsunuz. madem beğenmeyeceksiniz, niye soruyorsunuz?

bana danışmanız gerekmiyor, ama kuralları okumanız ve bilmeniz gerekiyor. nasıl konuşmanız gerektiği, tartışma başlatıcı şekilde yazılar yazmamanız gerektiği kurallarda yazıyor. ben ise bu kuralları uygulamakla ve yeri geldiğinde açıklamakla mükellef bir moderatörüm.
  • kibritsuyu  (27.08.12 08:56:29) 
[]

Alex ile Aykut Kocaman'ın arasındaki mesele ne?

Birisi kısaca özetleyebilir mi ? Aykut kocaman Alex'i neden oynatmıyor? ve Alex bu duruma nasıl yaklaşım gösteriyor?




 
Aykut Kocaman Alex'i kadro disi birakmis,sebebiyse gelecek sene Alex olmadigi icin Fenerbahce'de yeni bir duzen oturtmaya calismasiymis.Alex cesitli twitler atmis bu durum uzerine.Galiba portekizceden turkceye cevrilmede hatalar oldugu gibi Alex'in twitlerinde de Aykut Kocaman'a kirildigi anlasiliyormus.Aykut Kocaman ve Fenerbahce yonetimi de bu twitlere tepki gostermis.Pazartesi gunu Alex'le biraraya gelip konusulacakmis zaten..Benim anladigim bu :)


  • fraise  (26.08.12 05:47:22 ~ 05:48:09) 
digiturkde maç anlatan spikere göre aykut kocaman ne kadar sprint yapıyor, kaç km koşuyor bütün bu değerlerden sonra oyuncu seçiyormuş.. alex twitterında hocanın kararı her şey falan diyor. maçtada aziz başkan aykut hocanın yanında galiba. alex'i harcıyacaklar.


  • uykusuz her gece  (26.08.12 05:49:25) 
Ya bir de şöyle bir durum var. Aykut 140 gol ile fb tarihinin en çok gol atan oyuncusu. onu 4 gol geriden alex takip ediyor. şimdi alex zaman oluyor bir maçta atıveriyor 4 golü. Adam belki de birinci olarak kalmak istiyordur listede :)


  • borumu  (26.08.12 06:54:38) 
[]

Futbolcuya ödenen para hangi koşullarda geri istenir?

Şimdi sezon başlangıcında 3-4 milyon euro'ya futbolcular transfer ediliyor. Şimdi bu futbolcu parayı aldıktan sonra hiç oynamazsa, umursamazsa, hasta olursa, trafik kazası geçirir de bacağını kırarsa bu tip durumlarda kulüp verdiği parayı geri alma hakkı var mıdır? Yoksa yapacağı herhangi bir şey yok mudur? Nasıl bir yol izlenir?




 
tek seferde verilmiyor futbolculara paralar. ona göre sözleşmede de maddeler vardır. uzun vadeye yayılıyor.


  • feodal moruk  (24.08.12 19:02:35) 
Hafatalık veya aylık para alıyor olabilirler. Eğer böyleyse oynamasın bakalım. Davalarla uğraşır durur.

Edit : FM de (Futbol menecer )para cezası verebiliyordun mesela. Adam iyi oynamazsa, veriyordum 2 hafta para cezası. Gerçi sonrasında daha kötü oynuyordu ama en azından sinirim gidiyordu. Fm de varsa gerçekte de vardır diyorum hocu ben. Adamlar nokta atışı yapıyor, çoğu şey doğru.
  • ifıdieyoung  (24.08.12 19:03:16 ~ 19:21:14) 
sözleşmede iki tarafında yükümlülükleri belirtilir. eğer futbolcu kendi üzerine düşenleri yerine getirmiyorsa gerekli cezayı şartı öder ya da kulüp sözleşmesini fesheder. keza takım da aynı şekilde. ama söylediğiniz sebepler için ödenen paranın geri alınabileceğini zannetmiyorum. ancak daha değişik bir yöntem var. örneğin bazı takımlar kadrolarında düşünmedikleri futbolculara sabahın köründe antreman koyarlar. sözleşme gereği futbolcu bu antremanlara gelmek zorundadır. gelmezse noter çağırıp zabıt tuttururlar ve sözleşmeyi iptal etme hakkı elde etme yoluna giderler. yani bir nevi yıldırma politikası.


  • isiz ajun  (24.08.12 19:11:08) 
verilen parayı ancak cas'a dava açarak geri alabilir. cas'ın extreme durumlar dışında futbolcunun yanında olacağını düşünüyorum.


  • feodal moruk  (24.08.12 19:15:31 ~ 19:16:00) 
[]

Aşırı hayvan sevgisi samimiyetsizliği(!)

Az önce "sokakta çocuklar görmüş kediyi çok şirin benim çok var, Yalvarırım birisi sahiplensin. ben getiririm gerekirse annem izin vermiyooo :(" minvalinde bir duyuru da okuyunca artık yazmak farz oldu.

Yahu ben bu altını çiziyorum "aşırı hayvan sevgisi"ni çok sağlıklı bulamıyorum. Bana hep bir samimiyetsiz duyguymuş gibi geliyor. Yani hayatımda evimde hiç hayvan beslemesem de dışarıda sokakta gördüğüm hayvanları seven oynayan bir adamım. Yani evimde beslemek gibi bir ihtiyaç içerisinde olamadım bugüne kadar. Yani sırf "bana ötsün de duyayım" diye bir kuşu kafese hapsetmedim. Bende de böyle bir garip düşünce var. Özellikle kafese konan hayvanlar noktasında hassasiyet barındırıyorum.

Ama hani böyle kedilerinin her hareketinin resmini çekip sosyal paylaşım sitelerini dolduran, böyle aşırı hayvan sevgisi fışkırtan insanlara ısınamıyorum arkadaş!

Yani dışarıdan bakıldığında belki problemli düşünen taraf ben olabilirim ama böyle cıvık cıvık sevgi pıtırcıklarını saçan insanlara karşı bir antipati besliyorum. Mevzu anladığınız üzere hayvan seven değil, bu duygusunu aşırı ölçülerde yaşayanlar ile alakalı...

Bir veteriner müşterim vardı. Onunla da bu konuyu konuştuğumuz da aslında kendisine hayvan getiren ve bazen abartarak evinde 5'ten fazla aynı hayvan türünü besleyen kişilerden bahsederken çoğunluğunun "yalnız" "problemli" insan olduğunu söylerdi.

Siz ne düşünüyorsunuz ?

 
ben de bunu dusunen yalnizca ben miydim diye soruyordum kendime biliyor musun? her canlinin kendi dogal ortaminda yasamasi fikrini savunurum hep. baligindan kedisine kopegine hamster'ina kadar.
bir arkadasim kedi sahibi. kedisine tapiyor. cok seviyor ama hic dusunmuyor kedinin ondan nefret edip etmedigini. belki de yalnizca kaniksadigi icin onunla beraber oldugunu. disari cikip ozgurce kosmak, avlanmak falan istiyor belki hayvan.
ama hayir. tek dusunulen "ben ona iyi bakiyorum zaten. gelsin iki seveyim, bana iki mirildasin beraber uyuyalim"
bu kadar bencil bir dusunce olamaz. bu hayvan sevgisi degil abi. kabul etmiyorum. bu yalnizca yapaylik. yapmaciklik.
  • bohr atom modeli  (24.08.12 00:49:22) 
hastalık.


  • japon askeri  (24.08.12 00:49:34) 
ben de goruyorum haysev'in facebook sayfasinda. ben evime alirdim ama evde 8 kopegim var, barinamaz diyor. 8 tane kopekle napiyor cidden anlamiyorum.

ben de zamaninda kedi besledim evimde ama hapsetme olarak dusunme bunu, sokakta yasayamayacak durumda olan hayvanlar var. tek bacagi, tek gozu olmadan yasayamaz cidden. yasayanlar nasi hayatta kaliyor dedigin kisim da kucuk bir bolumu onlarin. cogunu kopekler boguyor, araba eziyor.

bolumde yaklasik 10 tane kedi var, ofisimde mama veriyorum, acikinca gelip yiyorlar iste. sokakta orda burda gorursem de sevip oynuyorum bi sure.

bolumde butun parasini kedilere yatiran, devamli ameliyat icin para toplayan bir arkadas var, bu isi kendine gorev bellemis besbelli.

bana da fazlasi garip geliyor, ne bileyim.
  • osuruklu  (24.08.12 00:50:51) 
biz de seni sevmiyoruz, rahat ol birader.


  • robin crusoe  (24.08.12 00:51:31) 
5 hayvanı aynı evde barındıran insanların yalnız veya problemli olduklarını söyleyemem ama; kediler için ölüyoruuum ayyyy kediler canlarıım yaa beni sadece kediler anlayabiliyooor tribindeki kızlar hiç çekilmiyor.zaten neredeyse doğal alanına girmediğimiz hayvan kalmamış,yakında denizlerin altına da şehirler kuracak duruma gelmişiz.bir de alıp eve hapsediyoruz onları.oldu.öyle hayvan sevgisi olmaz olsun.


  • me gusta  (24.08.12 00:52:43) 
Açıkçası bana da sizin gibi insanlar samimiyetsiz ve itici geliyor. Hayvan beslemek bir ihtiyaç değil bir yönelimdir, bundan kaçılmaz. Sokakta görülen hayvanın başını okşamak hayvan sever olduğunuz anlamına gelmiyor. Esas hayvan sever olmayan sizin tavrınızdaki insanlar diye düşünüyorum, sokakta gördüğünde seven, önüne iki parça ekmek atan ve yoluna devam eden. Sonrasında bu hayvanlara ne olduğu umurunuzda değil ve düzenli bir yardım noktasında da açıkça söyleyelim üşeniyorsunuz.
Özellikle 4 tane küçücük kediyi kurtarmak için açılmış bir duyurunun üzerine bu duygulanıma girip şu yazdıklarınızı yazmanız daha da antipatik. Evet, bu noktada bence sorunlu taraf sizsiniz. Neyinize batıyor anlamıyorum insanların hayvanlara yardım etmeye çalışması?
Büyük bir güruh böylesi bir vurdumduymazlık içerisinde yaşayınca bir kısım insan da mecburen canhıraş yardımına koşmaya çalışıyor hayvanların. Sizler de buna bakarak "ıyy ne iğrenç, vıcık vıcık/samimiyetsiz hayvan sevgisi, sorunlu ayol bunlar" diyorsunuz.
Bu hayvanlar sokaklarda, yuvasız, aç, susuz, karda kışta bin bir zorluk içerisinde yaşıyorlar. Sokak hayvanlarının durumu bir sorun teşkil ediyor ve bazı duyarlı insanlar da onlara el uzatmaya çalışıyor. Lütfedip siz de azıcık kıçınızı kaldırın, bu işin bir ucundan da siz tutun da kimse "aşırı sevmek" zorunda kalmasın hiç bir hayvanı.
  • buff  (24.08.12 00:57:12) 
ha ayrıca bir sokak köpeği(gayet bildiğin çirkin kangal kırması kahverengi ayı yavrusu gibi birşey) sahiplenip 9 ay boyunca elit bir semtte bu haya seviciler sokaktaki şişko ve benden daha rahat bir hayat yaşayan kedilere pahalı mamalar verirken, yanlarında pekinezleriyle, çin aslanlarıyla, goldenlarıyla salak salak etrafa 'bir kap su' 'asfaltta qöpeqlerimizi qezdirmeyelim' broşürleri asıp bana ve köpeğime aşağılar gibi bakarken, ben öğrenci halimle köpeğime mama yetiştirmeye çalışıyordum.


  • naw man fuck that  (24.08.12 00:59:09 ~ 01:15:39) 
secretcode, sana kesinlikle katılıyorum.
samimiyetsizlikten de ziyade duyuruda; arka bahçe, yan sokak, üst mahallede görülen yavru kedileri sahiplendirmeye çalışanlardan gına geldi.

  • kenar  (24.08.12 00:59:28) 
ben de senin gibi düşünüyorum. bir de türkiye'de kimse ben hayvanseverim demesin. (istisnalar olabilir, o da kaideyi bozmaz) sokak hayvanları barınakta aç, susuz, sağlıksız koşullarda yaşarken, evlerinde muhakkak cinsi "asil" kedi, köpek vs. var. samimi bulmuyorum hiç.

zamanınızı ayırıp izleyin şu videoyu; alkislarlayasiyorum.com

şu yorum da her şey özetlenmiş.

"Abimiz çok doğru söylüyor. Canımsın, gözümsün, ciğerimsin. Öyle hayvanseveriz ayağına yatanların ben de ta... Cins köpeğe, kediye gelince "Ayy çok tatlı!" sokak kedisi köpeği görünce "Iyyy pis şey." Bizim Konya Barınağı'nda da aynı bok. "Cins köpek var mı, asil olsun." Ulan sanki kendi padişah soyundan geliyor pezevenk de köpeği beğenmiyor. Öyle karıya kıza yanaşmak için köpekle gezen yavşaklar da şu sıcakta kenara bir kap su koysa yanına imkanı varsa az bir yiyecek koysa hiç fena olmayacak ama tabi öyle yapınca kimse yüz vermez. "
  • dead and broken  (24.08.12 01:00:15) 
yukarıdaki ilandan bağımsız olarak söylüyorum. bana biraz anlamsız geliyor. doğru mu düşünüyorum bilmiyorum ama.. doğada var olan şey şu: bir canlı kendisinin yiyeceği olmayan başka canlılara ve kendisine zarar vermeyenlere zarar vermez. ama başka türler arasında bir yardımlaşma da söz konusu değildir. bütün türler kendi başının çaresine bakar. bazıları bakamaz yok olur ya da ona göre evrimleşir vs.

insan da aynı şekilde tavuk etini yediğimiz için onu kesiyoruz. sivrisinek ısırdığı için öldürüyoruz. gelgelelim kedilerin hayatımızda hiçbir fonksiyonu yok. yani onlara zarar vermemiz için bir sebep yok. ama onları koruma altına almamıza da bence gerek yok.yani neden kediyi koruyalım da ineği korumayalım dimi.

kedi gelip kapımda mırlayınca-ki bu açık açık yardım istemek oluyor- veriyorum yemek. ama tutup milleti de darlamak saçma geliyor. bakın ben yemek veriyorum siz de verin. yahu ne vicdansızsınız gibi tavırlar hoş değil. hatta kaba ve anlamsız. açıkçası antipati falan beslemiyorum ama sallamıyorum da.
  • mlky lvn  (24.08.12 01:00:56) 
komiksiniz gerçekten.

köpek, insanla var olmuş bir hayvandır.
ve köpeğin doğası insan yanıdır.
bir köpeğin doğal ortamı nedir biri bana bunun cevabını versin.
millet kaplan alıp besliyor, o hayvan doğasından ayrılıyor.
köpeğin evrimi zaten insan yüzünden ve insanla olmuştur.
doğal hayatın neresinde köpek var?

+

sanki hem bizler, hem de hayvanlarımız isviçre şartlarında yaşıyoruz da, millet sıkıntısından hayvan besliyor.
birkaç duyuru aşağıda bağırsakları dışarı çıkmış hayvan için dönenip duruyoruz 2 saattir, veteriner hizmeti bulamıyoruz.
doğal hayatmış.
sokak kedilerinin kaderi zaten ya araba altında kalmak ya köpek tarafından parçalanmaktır.
hiç böyle 17 yaşına gelmiş, yaşlanmış bir sokak kedisi falan gören var mı aranızda?
hani doğaları ya sokaklar? belki mutlu mesut yaşamışlardır.

bu bahsi geçen hayvanlar "kurtarılmış" hayvanlardır.
ve bütün o manyak hayvan severler de ülkenin ve insanların tavırlarından dolayı böyle manyak oluyorlar.
ya da ben buna katlanamam diye geri çekiliyorlar, çünkü ciddi bir can savaşı söz konusu.

yok doğasından ayrılıyor, aman eve hapsoluyor falan diyenler maalesef gözleri kapalı yaşıyor demektir.

bunun dışında o facebook kızlarının durumu zaten vahim, söylenecek bi rşey yok.
  • blatta hiberna  (24.08.12 01:02:57) 
@buff

Öncelikler önemli, sizin için hayvanın önceliği baş köşede olabilir, bir başkası için de "insan" daha öncelikli bir kavram olabilir. Yani sokak köpekleri için verilen uğraş mı daha samimi yoksa sokak çocukları için mi?

Sana bir şey söyleyeyim mi? Hani bu sokaktaki hayvanlar için senin bahsettiğin kalıpta "canhıraş" uğraşan, koşturan didinen bir insan "sokak çocukları" için bunu yapmaz. Neden biliyor musun ? Sokaktaki hayvanın aç, susuz kalması bir insanın aç susuz kalmasından daha acı verici onun beyninde...

İşte bu öncelikler samimiyetsiz kılıyor seni, sizleri. Aşırı hayvan sevgisinin franksiyonları eğilimlerinizinde ne kadar siz ve sizin gibi düşünenler ile sınırlı kaldığını gösteriyor.

Hayvanın duyduğu acıyı, insanın duyduğu acıdan daha üstün gören bu zihniyet ve düşünce bir bitmişliğin resmi de oluyor aynı zamanda...
  • secretcode  (24.08.12 01:04:27) 
1 günlük kediye süt anne aranan bir duyuru sizi rahatsız ediyorsa kusura bakmayın ama bu sizin problemli olduğunuzu gösterir. Evde hayvan beslemiyorum ama sokaktakileri besliyorum barınaklara yardım ediyorum küçük de olsa, evinde kaç tane beslerse beslesin insanları samimiyetsiz problemli yalnız diye adlandırmıyorum. Kimi beş tane kedi besler kimi 50 tane puzzle yapar kimi 7/24 oyun oynar normal mi hayır ama asıl normal olmayan aşırı olan şeylerin normal olmayışı gerçeğini böyle uzun uzun bu saatte oturup yazmış duyuru diye paylaşmış olman.


  • i-pek  (24.08.12 01:09:30) 
@secretcode, son yazdığın mesaja harfi harfine katılıyorum.

ayrıca, sokak hayvanlarını sahiplendirmeye çalışıyorlar vs. evlerinizdeki hayvanların cinsi ne? eminimki asil bir soydan geliyorlardır?
  • dead and broken  (24.08.12 01:10:38) 
bu saçma tartışmaların sonu gelmez de, sormak istediğim bi rşey var.

sokak çocuğu ve sokak hayvanı muhabbetini yapacak olan insanın zaten aktif olarak sokak çocuklarıyla ilgili çalışıyor falan olması lazım.
herkes kendi yönelimine uygun şekilde sosyal bir meselenin ucundan tutar.
ben köpek besliyorsam, sen de çocuk besle?
bunun sırası mı olur?

ne diyeceğim mesela; şimdi araba çarpmış bir köpek görünce, "Hmm. şimdi ben bunu veterinere götürmeyeyim, bir sokak çocuğu görürsem onu besleyeyim." mi diyeceğim?
böyle saçma bir şey olabilir mi ya?

ha ben de leopar ayşegül, tilki emine ya da buna benzer kendini kaybetmiş hayvan severlerden rahatsız oluyorum.

ona bakarsanız daha geçen sene tinerci "çocuklar" hamile bir köpeği terk edilmiş kırık dökük bir binaya hapsedip 4 gün tecavüz etmişlerdi. hayvanın karnında yavruları öldü ve çok ciddi sağlık sorunları yaşadı.

bunlar maalesef bir köşede oturup kendince atıp tutan adamların yaptığı muhabbetlerdir.
hayvan ya da insan için fark etmez. bu ülkede hiçbir şey adil değil.
ama bu, sokakta çocuk var diye hayvanları boş vermeyi gerektirmez.
bütün dünyada homeless diye tabir edilen insanlar var.
bütün dünyada açlık var.
afrika'daki sefillik yüzünden sen de bütün ülkeni boş ver, git orayı kurtar o zaman.
böyle saçma şey mi olur ya?
  • blatta hiberna  (24.08.12 01:11:29 ~ 01:13:49) 
@secretcode lütfen kendi argümanınızı daha destekli bir şekilde savununuz. Hayvan severlere karşı bulunan tek ve tırt argüman olan "bunu insanlar için yapmazsınız" argümanı artık çok demode. Ben esas samimiyetsizliğin konuyu her daim "hayvan vs insan"a getiriyor olmanız olduğunu düşünüyorum, çünkü başka çıkış yolunuz yok.
Ayrıca benim cevabımın(ya da hayvanlara yardım eden herhangi bir kişinin herhangi bir hareketinden) hiçbir yerinden de insanlar konusunda duyarsız olduğumuz çıkmıyor. Yanlış akıl yürütmüşsünüz.

Esas bitmişliğin resmi insanı hayvandan ayıran zihniyetin resmidir.
  • buff  (24.08.12 01:15:30) 
+

tekrar belirtiyorum. facebook'unda pati muhabbeti yapıp, kedisiyle sohbet eden şirinciklerden bahsetmiyorum.

ama sosyal konularda, sağlık ve hukuk alanında ve akla gelebilecek her şeyde bir pürüzü, sorunu ve eksikliği olan bir ülkede, bir şeyler yapmaya çalışan insana neden engel olunmak istenir?

yaz sıcağında dışarıya bir kap su koymak insanlığınızı mı eksiltiyor?

koyarsın sabah işe giderken. sonra gider bir evsize öğle yemeği ısmarlarsın.
bırakın da insanlar bir şeyleri düzeltmeye çalışsın.
hanginiz ne yapıyorsunuz ki?
ha şimdi sorsak dökülürler tabii, herkes mükemmel vatandaş, o ayrı.
e bu ülkenin hali ne o zaman?

aşağıya yazmış adam. hayvanın bağırsakları dışarıda. sizin için sakıncası yoksa tedavi ettirmek istiyoruz.
ama sabahı bekleyeceğiz. neden? çünkü özel vetler para istiyor.
devletin barınak dediği pislik yuvalarında da nöbetçi veteriner yok.

normalde hayvan seven/sevmeyen herkesin bu konuya destek olması gerekir ki, ne "bizim" gibiler yıpransın, ne "sizin" gibiler rahatsız olsun. ortadan kalksın bu sokak hayvanı muhabbeti.
sahipli sahipli, sağlıklı şekilde yaşasınlar evlerinde, bahçelerinde.

bu sosyal bir sorun resmen, adam hâlâ sokak çocuğu, sokak köpeği lafı yapıyor.

bu arada o gözbebekleri içinde boşluk gören arkadaş da sabah çiftlikten satın almak için malamut arıyordu.
hepiniz çok samimisiniz gerçekten.

dünya sadece sizin.
  • blatta hiberna  (24.08.12 01:20:43) 
hayvan sevgisini samimiyetsizlik olarak görenlerin ve buna karşı olarak "sokak kedileri kadar sokak çocuklarına yardım etmezsiniz" argümanını sunanların; ne sokak çocukları ne de sokak hayvanları için bir bok yapmaması ve bunu bir şekilde aklamaları için bu savunma mekanizmasına başvurduklarını düşünüyorum. zira gavurlar buna "displacement" diyor, ben daha ziyade eziklik diyorum. kimse kimseye hangi konuda ne kadar duyarlı olduğunu kanıtlamak zorunda değil, rahat olun, allah başka dert vermesin.

not: cins kedi-köpeklere peluş hayvan muamelesi yapan ergen ruhlu insanlar konumun dışındadır.
  • robin crusoe  (24.08.12 01:22:26) 
arkadaşlar yanlış anlamışlar galiba. burada hayvansever-hayvansevmeyen tartışması yaşanmıyor. burada hayvanları sevmeyen kimse olduğunu sanmıyorum.

olay, samimiyetsizlik. "kapımda kedi var, yuva lazım ona, ayy cicim, ay canım" , "üst sokakta kedi var, yuva lazım, sıcak yemek lazım, ay ay ay", "x ilçesinde bi kedi var -hep de kedi nedense artık, hayvan kategorisinin için köpek de girer, unutulmuş galiba- yuva lazım, iş lazım ssk lazım ay ay ay" söylemleri gerçekten çok samimiyetsiz.

evinizde x ırkı kediler fink atar, dışarıda sokak kedilerini görürsünüz, onlara yuva edindirerek vicdanınızı rahatlatırsınız. olay döngüsünü böyle anlıyorum ben.
  • dead and broken  (24.08.12 01:23:03) 
@dead and broken olay döngüsünü bu şekilde anlıyor iseniz ithamda bulunduğunuz bu insanların evlerini tek tek ziyaret etmenizi tavsiye ederim.


  • buff  (24.08.12 01:27:16) 
bazı köpeklerin evrimi insanla oluşmuştur ama kedinin durumu için biraz farklı. tek çeşit kediden söz edemeyiz. bazı kedi vardır dediğim gibi kapında mırlar, yanına yanaşır evine girmek ister. bazıları da sokak kedisidir, insana güvenmez vs. insanla beraber evrimleşmiş/evcilleşmiş bir sürü hayvan var ama onları yiyebildiğimiz için onları "katletmemiz" sorun yaratmıyor ama söz konusu kedi köpek olunca iş değişiyor. samimiyetsizlik varsa burda bence.

insanın kediye köpeğe yardım etmesi tamamen kendi vicdanıyla alakalı bir durum. tutup başkaları yardım etmedi diye o başkalarını suçlamak anlamsız bence.

yukarıdaki duyuru daha önce de dedim antipatik gelmedi. yardım istiyor eden eder, istemeyen etmez bir sorun yok. ama tutup yardım etmeyen insanları suçlamak sığ bir bakış açısı bence.
  • mlky lvn  (24.08.12 01:28:56) 
Ne kadar çok "sevgi"den rahatsız olan insan varmış hayret ettim gerçekten. Bırakın sevsin aşırı sevsin siz başka şeylerden, sevgiden değil sevgisizlikten rahatsız olun.


  • i-pek  (24.08.12 01:35:44) 
@mlky lvn:
kimse hiçbir şey yapmak zorunda değil.
ama birileri bir şey "yapıyor" diye onun hakkında konuşmak ve yargılamak da saçmalık.
bırakın yapan yapsın.
bazı şeylere saygı duyulsun göstermelik bile olsa.
biri bir şey yapıyorsa engel olunmasın ya da dışlanmasın.
mesele bu.
yani yapılanı-bir şeyler yapanı eleştirmek yerine belki eksik olanı eleştirseydik, şimdi çok daha ilerdeydik. anlatabiliyor muyum?
tekrar ediyorum; kimse hiçbir şey yapmak zorunda değil.
  • blatta hiberna  (24.08.12 01:43:59) 
@blatta hiberna yazdıklarımı okuyorum ama neden yanlış anlaşıldığımı anlamıyorum. ben de onu diyorum. adam yardım ediyorsa etsin, duyuru yapıyorsa yapsın. bu bana antipatik gelmiyor dedim. ama diyememişim


  • mlky lvn  (24.08.12 12:54:54) 
[]

Ekşi Duyuru İlaç kullanımı ile ilgili soruları yasaklasın!

Tıp ile ilgili sorular konusunda herkesin bir fikri bir deneyimi olabilir bunu da paylaşmak isteyebilirler. Buna bir şey diyemem. Ama arkadaşım ilaç kullanım konusunda kesinlikle hiç bir sorunun paylaşılmaması gerekiyor.

İlaç ciddi bir durum. "X ilacı aldım uyuyamadım. 2 tane daha içsem sorun olur mu?" "X ilacı içtim. Alkol alsam sorun olur mu?" gibi soruların derhal yasaklanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu tip sorulara cevap vermek çok tehlikeli. Sende bir şey olmayabilir. Ama o kişi alkolu aldığı anda acil servise zor yetiştirilir belki? bunu ön görebilir misin?

Bir başka örnek;

Soru soran kişi "Uyuyamıyorum" diyor.bakıyorum altta bir yorum "Lustral al mışıl mışıl uyursun" Lan denyo sen kimsin? Karşındaki kim? tanıyor musun? fizyolojisini biliyor musun? Alerjisi var mı yok mu biliyor musun? Antidepresanı elma şekeri mi zannediyorsun? Neye göre ilaç tavsiyesinde bulunuyorsun ?


Ekşi duyuru bu ilaç meselesini çözmeli ve yasaklamalı. Oyuncak değil bu iş.

 
iyi de medikal soru sorarken zaten güvenmeyin diye uyarıyor?
güvenmeyeceksem niye sorucam diyceksin,
haklısın.
  • hope ender  (18.07.12 01:44:05) 
öncelikle kafan güzelmiş güle güle kullan

ve o lustral vs bakkaldan alınmıyor zaten temin sürecinde yeterince koruma var. ayrıca günümüz ticarethane mantığındaki doktorların rastgele yazdığı ilaçları daha önce deneyenlere sormak mantıklı ve sağlıklı bir yaklaşım bana göre.

elbetteki alkol aldım tarzı sorulara yanlış cevaplar gelebilir ama burada eczacı ve doktorlar da var duyuru sahibi doğru onlarca cevap içinden işine geleni yapıp ölüyorsa doğal seleksiyonun hikmetinden sual olunmaz demeli bazen de.
  • lunedor  (18.07.12 01:45:27) 
birnevi mantıklı ama zannediyor musun ki doktorlar ilaç vermeden önce tahliller yaptırıyor yüzüne bile bakmadan ilaç veriyorlar yani türk halkı için pek bir değişim olmaz zaten doktorlar ilaç vermeye bayılıyor


  • stayout  (18.07.12 01:46:17 ~ 01:46:52) 
yardım/hakkında kısmında şu yazıyor zaten:

"Sağlık sorunları ile ilgili sorulara biz hassasiyet gösteriyoruz, burada yazılan her şeye inanmayın: (git: 25523)"

ama bilinçli yardım ve cevaba bilinçli yaklaşım da iyi birşey sonuçta...

edit: link uçmuş ama uyarayim yetkilileri..
  • ermanen  (18.07.12 01:47:57 ~ 01:49:01) 
kimse kimseye zorla ilaç içirmiyor ya da sahte doktor diploması göstermiyor. herkes kendi fikirlerini, tecrübelerini paylaşmakta özgürdür. soruyu soran kişinin ağzına ilaçları sokmuyor kimse. evet, aynı ilaç farklı kişiler üzerinde farklı etkiler gösterebilir. ama bunu en başta ilaç şirketleri göze alarak o ilacı piyasaya sürüyorlar. misal, ben alerji olsam ve rahatsızlığımı açıkça yazsam, aynı şeyleri yaşamış birisi bana pekala güzel bir cevap verebilir. buna engel olmamalıyız...


  • bilmemkacincinick  (18.07.12 01:48:12) 
mantıklı bir öneri gibi geldi ama bence "Lustral al mışıl mışıl uyursun" diyen kişi ne kadar denyo ise "aa Lustral diye bir ilaç varmış hemen alayım da uyuyayım" diyen de denyodur.

ilacın reçeteyle veriliyor olması da pek önemli değil kanımca, zira her evde eskiden kalma ilaçlar depolanır, gidip ordan Lustral bulup içebilir.
  • ocanal  (18.07.12 01:51:24) 
[]

Araba üretiminde neden hız sınırı getirilmiyor?

Bütün dünyada araç kullanırken yapabileceğiniz maksimum hız limitleri var. Bu araç üreten firmalara neden en fazla 120 km/s hızla gidebilecek araç üretebilirsin zorunluluğu getirilmiyor?




 
öyle bir sınır var zaten de 120 km/s değil tabii. hatta bmw'lerin kadrandan çok daha hızlı gidebilecek motorlarının olduğu ama bu yasak sebebiyle sınırlandığı efsanesi dolaşır hep.


  • lunedor  (18.07.12 01:07:01) 
Hız limiti olmayan yollar da var, ayrıca arabalarınızı alıp herhangi bir pisti kiralayıp çılgın atma özgürlüğü anayasal bir hak :)


  • okumayi sevmeyen okur  (18.07.12 01:10:10) 
yarış motorlarında bu hız limiti 300km ile sınırlandırılmış, ama yurtdışından gelen araçlara bakıyorumda ferrariler mesela 350 km yapıyor.

ayrıca düşünürmüsün, kim 120 km ile giden bir araç almak ister?ben istemem şahsen.
  • killerbee  (18.07.12 01:14:30) 
aracın yapabildiği maksimum hız 120 olsa da hız limitinin 30 olduğu yerde 100'le gider insanlar. ona nasıl limit koyacaksın?


  • blackdog  (18.07.12 01:15:41 ~ 01:16:04) 
bmw de calismis biri olarak cevapliyorum sinir var araclarda, fakat bir yasak yok, sadece teknik anlamda aracta problem cikma ihtimalini cokca arttirir hiz.

yani bi aracta olabilecek teknik ariza sayisi 280 de 100 e nazaran coktur cünkü extrem seviyelerde zorlanir arac.

ayrica teknik olarak bir aracin hizi gücüyle alakalidir ve siz bi araci hareket ettirmek icin güclü motorlara ihtiyac duyarsiniz ayrica yokus etc seklindeki durumlar icinde güclü olmali arac bu durumdada hiy bir ek sonuc aslinda.

sinirin düsük hizlara konmama sebebi ise satislar, neredeyse herkes aracinin sadece katettigi km larak 1-2& sini 170 km üstünde yapar.ama herkes daha hizli ve güclü araba sahibi olmak ister.
  • serabetan  (18.07.12 01:21:30) 
şimdi sollarkenki hız farkına ek olarak, rpm gerçeği ve şanzıman olayımız var, elbette elektronik ya da mekanik düzenle hıza sınır getirilebilir lakin 8000 rpm ve yeterli güç üreten bir motorun 5. fitesde 250 görmesi normaldir, kadrana da bu işlenir.

8000 rpm ihtiyaçtır çünkim bunun 1. fitesi 2. fitesi falan var. dolaylı olarak araçları tasarlarken hızı mekanik olarak limitlemek, aracın gücünü azaltacağından, işlev o bu zırt pırt derken mantıklı bir sebep uydurulabilir diyorum.

tabi bunları derken para ve insan doğası faktörlerini göz ardı ediyorum.
  • Dr. Kissingher  (18.07.12 02:03:51) 
capon polis arabalarinda varmis galeba filmde gormustum


  • iplikci  (18.07.12 02:09:06) 
ben direkt araba üretimine sınır getirilmesi taraftarıyım.

etrafta çok fazla araba var. göt kadar mahallemde sağlı sollu park etmiş araçlar var. istanbul trafiğinin hali malum. dünyadada sürekli yeni modeller çıkıyor. ya önce bi elinizdekiler eskisin iyice amına koyyun arabanın tepe tepe kullanın ondan sonra yeni modeller çıksın. araba şirketlerine de yeni model araba yapmasınlar demiyorum yapsınlar ama üretmesinler talep olursa versinler 3-5 tane de bokunu çıkartmadan.
  • raskolnikov2  (18.07.12 02:59:40) 
Almanya'daki bazı otobanlarda hız limiti olmadığını biliyoruz. Ayrıca bir çok arabada hız 240 km/h'e ulaşınca elektronik bir devre yakıt iletimini keser.


  • dursunkaptan  (18.07.12 14:50:20) 
[]

İçinde "Türkiye"ye dair detaylar geçen filmler/diziler

Arkadaşlar merhaba,

Sorumun detayı şu; dizi veya filmin içeriğinde sadece türkiye'ye dair tek bir kelime geçen değil, içeriğinde

- Türkiye'nin iç durumuna yönelik diyaloglar

- Türk şarkıları/Türküleri

- Türkiye'nin şehirlerine yönelik diyaloglar

- Türkiye'nin siyasi durumuna yönelik diyaloglar

- Türkiye'nin ekonomisine dair diyaloglar


veya buna benzer durumların geçtiği dizi veya filmler nedir? Bu filmlerin hangi bölümünde nasıl bir diyalog geçiyor?

Örnek;

Spartacus 2. sezonun finalinde bir türküyü fon müziği yaptı.

www.youtube.com


Teşekkürler.

 
  • raskolnikov2  (18.07.12 00:35:11) 
SNL'in bir bölümünde haber skeçinde türkiye'nin batman iline, batman'ın vali olarak atandığı haberi vardı

SNL, Katy Perry'nin veya Neil Patrick Harris'in konuk olduğu bölüm.
  • utkucbkc  (18.07.12 00:36:50) 
yunan bir kızla amerikalı bir gencin aşk ve düğününü anlatan bir film vardı. Kızın anne/baba annesine artık türklerle savaşmıyoruz filan diyorlardı


  • niye ama  (18.07.12 00:40:44) 
yenilerden "Tinker Tailor Soldier Spy"


  • olkol  (18.07.12 00:59:51) 
Türkiye değil ama osmanlı, belki ilginizi çekebilir yine de;

youtu.be
  • utkucbkc  (18.07.12 01:42:39) 
Sherlock Holmes 1'in sonları. Deli bal'dan ve Türkiye'ye has olmasından bahsediyor


  • rapon  (18.07.12 02:50:55) 
[]

Google resim aramada bir resmin çıkmasını engellemek ?

Şimdi kısaca şu; elimde jpeg formatında resim var. google'dan resim arama bölümüne yükletilip aratıldığında aynı resmi yayınlayan kaynaklara ulaşılabiliyor. Ben bu resme öyle bir şey yapmalıyım ki google da aransada bulunamasın ? Ama nasıl?




 
google botlarının siteye girmesini engellemek tek sonuç gibi duruyor.


  • jedilance  (18.07.12 00:23:42) 
emin değilim ama gimp ile kesip biçin birkaç afif filtre eklersen google tanımayabilir


  • k4l3m  (18.07.12 00:35:19) 
hmm.. aslında resim elinizdeyken birçok şey deneyebilirsiniz. arama yanlış sonuç verene kadar deneme yanılma gitmenizi öneririm. google image search'un çalışma mekaniklerini bilmediğim için ilk aklıma gelen resmin varolan exif bilgilerini silip sahte exif verileri yüklemek oldu. benzer renk dağılımına sahip bi resim bulun, onun exif bilgilerini kendi resminizinkiyle değiştirin.

www.google.com.tr

olduysa güzel oldu, olmadıysa iyi salladım.
  • fersiz hayvan  (18.07.12 00:48:09) 
exif ile ne alaka yahu. en saçma cevabı tiklemişsin. exif'e falan bakmıyo google. bildiğin resmin kendisini karşılaştırıyor işte. ne kadar oynarsan oyna resmi komple değiştirmedikten sonra en azından "benzer resimler" kısmında çıkacaktır.

yapılabilecek en mantıklı şey botların o resme ulaşmasını engellemek. hamsinin verdiği linkte gerekli bilgiler var.
  • leadri  (18.07.12 01:36:27) 
[]

Sözlükteki "kezban"ların özellikleri başlığı neydi?

Ya bu kezban ve türk kızı geyiklerinin döndüğü o başlık neydi? Aradım bulamadım..




 
www.eksisozluk.com

geyik diyorsan, unutulmayan kezban sözleridir herhalde.
  • ocanal  (17.07.12 22:17:26 ~ 22:18:23) 
çok var abi onlardan.
(bkz: kezban tipi türk kızı)
(bkz: kezbanat bahçesi)
(bkz: unutulmayan kezban sözleri)
  • lunedor  (17.07.12 22:18:08) 
[]

Sonunda "hasss sktirrrr!!" dedirten filmler..

Sonunda "oooooohaaa!" "hasss sktrrrr" dedirten, türkçe veya yabancı filmler?




 
saw 1


  • fatihkkk  (16.07.12 00:25:20) 
(bkz: oldboy) tam sonunda değil gerçi ama, daha da ne oha dedirtebilir ki bu filmden başka?


  • terelelli  (16.07.12 00:26:23) 
nicole kidman'ın this house is ours, diye kafayı yediği film (the others'mış adı). çok orjinal değil ama şaşırtıcı.


  • african rain  (16.07.12 00:27:04 ~ 00:34:17) 
  • devilred  (16.07.12 00:27:05) 
  • lunedor  (16.07.12 00:27:47 ~ 00:28:41) 
farklı bir şey izle.

(bkz: spoorloos)
  • godfrey  (16.07.12 00:30:54) 
pek kimsenin bilmediği the awakening'i öneririm.


  • invicta  (16.07.12 00:31:16) 
klasiktir ama olağan şüpheliler.


  • yvandal  (16.07.12 00:35:34) 
(bkz: buried)
(bkz: ben x)

  • sizofren hayaller  (16.07.12 00:53:44) 
shawshank redemption


  • barky  (16.07.12 01:02:28) 
l.a. confidental


  • estruda  (16.07.12 01:28:09) 
hem sonunda hem başında hem ortasında:

(bkz: memento)
  • mattiadestro  (16.07.12 19:47:11) 
shutter island


  • ein lied  (16.07.12 21:12:45) 
[]

FourSquare'da check in yapanları nasıl görebiliyorum?

Bu FourSquare'de yeniyim bizim siteyi check in ettim. Benden başka 81 kişi de check in etmiş ama o kişileri göremiyorum. Nasıl görebilirim?




 
en başından anlatıyorum mevzuyu (iphone için tabi): sağ üstteki check-in yap'a bas, yapmak istediğin yeri seç (sizin siteyi yani), açılan yerde "ne yapıyorsun?" ve fotoğraf şeysi olacaktır, yukarıda yine sizin sitenin adına bas, orada detayları çıkacak mekanın, adresi filan, aşağıya in "x kişi burada" yazıyor, ona bastın mıydı oldu işte.


  • i was me but now he s gone  (14.07.12 22:48:49) 
Son güncellemeden sonra mekanlarda check in yapmış kişileri göremiyoruz artık.


  • marty turco  (18.07.12 17:52:19) 
foursquare bozdu


  • kreider  (18.07.12 17:59:42) 
[]

Sensation White? Bilenler duyanlar beri gelin hele...

Bu organizasyon türkiye'ye de geliyormuş. Daha önceki ülkelerdeki durumları bilenler var mı ?Ortam nasıl? mevzu trailer'daki gibi mi? anlatın hele..




 
mevzu öyle de türkiye'de öyle olmaz.


  • mocha  (13.07.12 18:07:37) 
ataköyde ki kapalı atletizm salonunda yapılacak göt kadar alanda ne kadar ortam olusa işte...


  • skywalkeremre  (13.07.12 18:36:29) 
hollanda daki amsterdam arena da yapılıyo, burda ki ataköy de kapalı salonda olucakmıs gerisini sen hesap et. yoksa hastasıyız.


  • rurouni  (13.07.12 19:03:35 ~ 19:03:48) 
[]

Sigara ihtiyacını ne giderir?

Sigara ve nikotin ihtiyacını bastıracak meyve sebze veya başka şeyler nedir?




 
patlıcanda nikotin var diye biliyorum


  • Teyyar  (11.07.12 22:51:36) 
patlıcanda nikotin var derler. ne kadar doğru bilmiyorum.

edit: 9 kilo patlıcanda 1 sigara kadar nikotin olurmuş.
  • sutlu nescafe  (11.07.12 22:51:41 ~ 22:54:03) 
patlıcan diye duyduydum.

edit: ohooo
  • cacik  (11.07.12 22:52:00 ~ 22:52:31) 
patlıcan yiyerek nikotin ihtiyacı giderilir mi hiç yahu, akıl var mantık var. eğer bir şeyin içinde nikotin varsa zaten sağlığına zararlıdır, onun için sigaraya elternatif araman pek mantıklı değil. ama şöyle bir şey var;

(bkz: maraş otu)
  • ruhibirbanyo  (11.07.12 22:53:34) 
9 kilo patlıcanda, bir çöp sigaradaki nikotin var. Dolayısıyla nikotin ihtiyacını patlıcandan karşılamak mümkün değil. Sigarayı önce beyinde bırakmak gerekir

not: profesörüm. :)
  • plastic_angel  (11.07.12 22:53:39 ~ 22:54:13) 
su iç dostum.


  • abartakus  (11.07.12 22:58:46) 
(bkz: elektronik sigara)

not: elektrik pokemonuyum
  • ermanen  (11.07.12 23:07:04 ~ 23:22:17) 
boğazını sürekli ıslak tutmak.
Not: eczacı kalfasıyım

  • 123qwerty  (11.07.12 23:20:42) 
nikotin bantları var


  • kullanicadi  (11.07.12 23:21:45) 
patlicanı farklı şekillerde kullanarak değişik alışkanlıklar edinilebilir .


  • ground  (12.07.12 00:13:46) 
@ground sandalyeden düşürdün


  • plastic_angel  (12.07.12 00:39:21) 
bişeyin içinde nikotin varsa zaten sağlığa zararlıdır ve sigaraya alternatif yapmak doğru değildir lafı tamamen yanlış. sigaranın içindeki zehirli maddelerden dolayı bırakıyoruz, nikotinden dolayı değil. zira sigara bırakmaya yardımcı tüm takviye maddelerinde nikotin vardır.
nikotin sakızı, nikotin bandı vs. sadece nikotin içerdikleri, zehirli madde içermedikleri için doktorlar tavsiye ediyor bunları.

  • cereal killer  (12.07.12 00:45:05) 
@cereal killer güzel kardeşim çok yanlış düşünüyorsun. Burdaki mesele sigara bağımlılığı değil, nikotin bağımlılığı. Nikotin bağımlılığını nikotin alarak aşamazsın.
Sigarayı bırakmak konusunda en yetkin dalga için şöyle buyrun (bkz: zyban)

  • Saat1  (12.07.12 01:13:34) 
Ben bağımlılığı yenmekten filan bahsetmiyorum. Sigaranın içindeki zararlı ana maddenin nikotin olduğu mantığından bahsediyorum.


  • cereal killer  (12.07.12 02:16:16 ~ 02:17:42) 
digarayı bırakığımda ilk günler sürekli uykum geliyordu esniyordum, elma iyi geliyor o kafa mallaşmasına. koca bir kase kabak çekirdeği filan iyi oluyor emekli stayla, elin boş durmuyor. çık dolaş hava al bir de. oturdukça canın sıkılıyor, canın sıkıldıkça bi tane yakasın geliyor.


  • vortex  (12.07.12 11:04:38) 
[]

Anlaşılamayan reklam vol.10

Yine her zamanki gibi yanda bir resim var. bu resim hangi ürünün reklamını yapıyor? verilmek istenilen mesaj nedir? Hadi bakalım..

ipucu: kızlara dikkat!

Bu arada geçmişteki çözülmüş anlaşılamayan reklam serisine buradan( www.eksiduyuru.com ) ulaşabilirsiniz.

 
Fotoğraf makinası olabilir. Hani karıya kıza bile bakmazsınız, manzarayı o kadar iyi fotoğraflarsınız kii falan.


  • Saat1  (11.07.12 00:29:18) 
"uzakları ayağınıza getirir" temalı bir kamera ya da fotoğraf makinesi reklamı bence.


  • devilred  (11.07.12 00:30:11) 
fotoğraf makinesinin geniş açısı falan vurgulanmaya çalışılıyor olmasın?
yani adam denize bakıyormuş gibi yaparken, kızlar da görüş alanına giriyor, ama kızın haberi yok, rahat rahat takılıyor falan gibi.

  • blatta hiberna  (11.07.12 00:30:43) 
geniş açı lens reklamı. (yahut çok geniş açıysa sahip bir makinenin reklamı, vs, geniş açılı bir muhabbet var yani.)

geniş açı lens kullanırken, (örn FF cihazda 14mm, 17mm gibi bir açıda) fotoğraftaki gibi bir pozisyonda sol taraftaki kadınları da kadraja alırsınız. sanki karşıda bir yeri çekiyormuş gibi gözükürken, oysa ufak da bir geyikle, asıl peşinde olduğu görüntü kadınlar. çaktırmadan kadınları çekiyorum ben, muhabbeti. falan filan.

not: teknik olarak kadınların gözükmesi için fish-eye olması gerekmiyor. örneğin Canon 14mm 2.8'le kadınları geç, ebelerinin nikahı dahi gözükür bu, hanımcağızların. yerim onları.
  • helios  (11.07.12 00:33:30 ~ 00:40:03) 
Omax wide-angle lens

arayınca bulunuyor hemen.

ama teknik olarak o kadınların gözükebilmesi için fish-eye lens olması gerekiyormuş.
  • ermanen  (11.07.12 00:34:33 ~ 00:35:35) 
[]

Anlaşılamayan reklam vol.9: Harley Davidson

Yandaki Harley Davidson reklam afişinde verilmek istenilen mesajı bulana 100.000 lira veriyorum..




 
"sürekli değişiyoruz, ilerliyoruz kanka biz" demek istemişler.


  • devilred  (10.07.12 23:57:31) 
bizim botları giyen motorculuğa merak salıyor gibi bişey algıladım ben


  • jedilance  (11.07.12 00:01:52) 
o kadar kıskanacaksınız ki bizden olamazsanız bile bizdenmişsiniz gibi görünmek isteyeceksiniz.


  • hypathia  (11.07.12 00:07:50) 
hypathia +1

orada eleman gördüğün gibi çakma dövme tarzı bir şey yapıyor bunlara özendiği için :)
anneye anlatır gibi anlattım şerefsizim :)
  • free bird  (11.07.12 00:11:52) 
harley davidson rentals için yapılmış bu reklam. kiralık motorları var. kiralamak da geçici olduğu için, reklam olarak bu geçici dövmeyi uygun görmüşler. dövme yapmak aynı zamanda harley davidson sürücülerinin yaşam biçiminde var.

bunun gibi birçok konu için reklam yapmışlar. harley davidson yaşam tarzı ve kadın sürücülerle ilgili vs. reklamlar da var.

www.coloribus.com
thisisnotadvertising.wordpress.com
  • ermanen  (11.07.12 00:14:23 ~ 00:15:09) 
[]

Anlaşılamayan reklam vol.8

Yine bir anlaşılamayan reklam ile karşınızdayız. :) Yanda yine bir reklam var. Bir kız denizde yüzüyor köpek balıkları altında dolanıyor. Neyin reklamı bu?




 
tampon? kanın kokusunu bile alamazlar? çok mu uçtum:)


  • hypathia  (10.07.12 23:11:23) 
Tampax tamponlari o kadar sizdirmazmis ki kopek baliklari kan kokusunu alamiyormus kadini es geciyormus imaji olustu bende.


  • karaüzümhabbesi  (10.07.12 23:12:14) 
tampon, kanı sızdırmıyor demek istiyor.


  • amele spor  (10.07.12 23:12:24) 
var ya senin bu duyurları gördükten sonra tyürkiyedeki dandik reklamları yapan reklamcıları anlamaya ve kızmamaya başladım. sonra iç geçiriyoruz yabancı reklamlara. braun'un travestilerin oynadığı bir epilasyon cihazı reklamı vardı. şimdi düşünüyorum da... neyse düşünmeyeyim.


  • ben smyrna  (10.07.12 23:37:02) 
1234   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.