Ekşi Duyuru

senin post usa'dan bakarken kullandığın tracking number bence uluslararası kargo takip numarası. Onu ver ptt'ye.

verdim ama kabul etmediler, 12 haneli o numara, uluslararası kargo takip no 13 hane olur dedi adam.

sanirsam ya ptt yatmis paketin uzerine ya da gumrukde.
pttye giris yapan bi paketin pttde gorunmemesi sizce de supheli degil mi?

şüpheli yani ortada yok bildiğin paket. haliyle işkilleniyo insan ama laptop klavyesi, kim ne yapsınki? öyle ha deyince kullanılcak bi alet değil.

çok kötü isen acile git.
sık sık su iç.

Sıcak şeyler iç, boğazını sıcak tut. Geçmiş olsun çok bela birşeydir.

izle zaman geçer. amerikalı olsam götümle gülerim bu filme o ayrı.

ben izledim.

eh iste fena degil. anlatmak icin karsilastirma yapayim.

van helsing in biraz daha eli yuzu duzgun olani

blade den daha kotu

son donemlerde cikan en dandik filmlerden biri. vaktini bosa harcama.

bence de vaktini boşa harcamana gerek yok o filmle.

ptt'deymiş kargon.

nasip kısmet, ama araya bayram gireceği için bidahaki hafta gelir bence.

ayın 5'inde verilmiş kargo normal mi bu kadar geç gelmesi?

son hali burada dl.dropbox.com
6335 sayılı kanunla bir takım değişiklikler yapıldı. değişiklik yapan kanun burada www.resmigazete.gov.tr

fren tutusu bisikletci tarafindan test edilmis olabilir, ben yine de onu biraz daha asagi egip tekrar denemeni tavsiye ederim. benim boyum uzun oldugu icin bisikletciyle ayni ayari kullanmam mumkun degil mesela.

bisikleti neden eldivensiz kullaniyorsun ki? Bunu asla yapma. bir kaza aninda ilk elini yere koyacaksindir. O eldivenin seni oncelikle korumasi lazim.

Bileklerinde cok agri varsa fren kolunu asagiya dogru egebilirsin biraz daha. Bunun disinda gidon asagida kaldiysa bileklerinle kendi agirligini bir miktar daha fazla tasimak zorunda kalacagindan agri yapabilir ona da bir sekil bulmalisin.

yeni başladı isen hamlıktan dolayıdır muhtemelen. ben yeni başladığımda el bileklerim, kalçam ve bacaklarım çok fena ağrıyordu. iki aya kalmadı hepsi geçti. bazen bir tur da 80 km yaptığım oluyor hiç ağrı problemi yaşamıyorum.

bende dahi oluyor o sorun. spor yapıyorum. yüzerken, şınav çekerken bile oluyor bazen. sag bileğimde ufak bir tepecik oluşuyor ağrı oldugunda. hirudoid forte jel var. ondan al. gece yatmadan once onu sür, bandaj sar bileğine ve yat. sabah kalkınca da yıka. 2-3 gün sonra geçiyor o ağrı. ayrıca bileği saran eldiven kullan kesinlikle.

bundan kkulanmanı oneririm
www.parktool.com
veya bundan
s16.postimage.org

philips bodygroom kullanıyorum gayet memnunum. bu çok dandik görünüyor. o paraya o kadar çok işlevi adam gibi yerine getiremez bence.

Bende sorun yok.
Adblock gibi birsey var ise bir disable edin bakalim..

Bende de aynısı. Yeni şeyler deniyolar gibime geliyor.

bende var..

Aa bende de gitti..

duzelecek.

Sunucuda bir şey var sanırım. Bende de gelip gidiyor. Eklenti falan kullanmıyorum.

yazilimi yeniliyorum su anda. bir iki bug da olabilir.

aa'' bende duyuruyu sil çıktı..

aa!! bende duyuruyu sil çıktı..

bende de aynisi...

bug var mi lutfen screenshot ile bildirin.

www.youtube.com

i.imgur.com

ön izleme iyi olmuş.

bende dünyayı yok et butonu çıktı.

Resim önizlemesine tıklayınca açılan tam boyut yeni sekmede olsa daha güzelli olur sanki.

Cevap editleme de yok olmuş.
Hatta tam olarak bütün linkler yeni sekmede açılsa daha kullanışlı olur.

tamam yaptim.

meyvedir. şurada da iyi bir şekilde açıklamış:

tr.wikipedia.org

"Turunçgiller, turunç, portakal, mandalina, greyfurt ve limon gibi ekonomik değeri yüksek olan Citrus cinsi meyve ağacı türlerini de içine alan bir bitki topluluğudur.
bol miktarda c vitamini içerir. ekşi meyvelerdir. bunlar: -limon -portakal -mandalina -greyfurt'tur akdeniz bölgesinde yetişir. yani sıcak ve nemli havalarda yetişir.grip ve soğuk algınlığına bire bir iyi gelir.ayrıca kan yapar. kış meyveleridir.%3 yağ içerir."

meyve

normalde sebze derdim ama düşününce biraz meyve gibi geldi. turunçgillerden biri sonuçta.

meyvedir zira çiçekten oluşur. çiçek gelişir meyve olur. botanikte sebze diye bir şey yok zaten. pişirilip yenen kök, gövde, meyve ve yapraklara halk sebze diyor.

bişeyler dışarı çıkmaya çalışıyor belli ki. sivilce de, basur de, çıban de. bi kaç gün daha bekleyebilirsin.

muhtemelen kıl dönmesi başlangıcı.Benzeri başıma gelmişti geçmiş olsun..

yok sordum acildeki doktora sordum kıl dönmesi fln yok dimi diye, dıştan hiçbir sorun gözükmüyo her şey normal dedi. bende kıl dönmesinden korkuyodum çünkü.

Elektriksel alan, sığa, manyetik alan vs. aracılığıyla oluyor. İngilizcen ve vaktin varsa okuyabilirsin; en.wikipedia.org

o olay Qi adı verilen bir standart sayesinde oluyor. WPC (Kablosuz Güç Konsorsiyumu) diye bir kuruma ait Qi. bugüne kadar endüstriyel anlamda verimli olamıyordu ama Nokia Lumia 920 ile birlikte verim olayını çözmüşler. şu saatten sonra da alır başını gider bu olay. önce "1 metrelik çap boyunca kablosuz" sonra 5 metre, 10 metre vs.

bu yeni bir teknoloji değil. elektriğin kablosuz iletimi yaklaşık 50 yıldır bilinen ve yapılabilen bir şeydi zaten. ama gereksizdi. bugün tüm evlerde onlarca elektrikli cihaz kullanımı ortaya çıkınca bu teknolojiyi yeniden hayata döndürmek ve geliştirmek gerekti. aynı üç boyut teknolojisi gibi

üç boyutlu foto 200 yıllık teknoloji. sinemanın tarihinden bile eski. ama bugüne kadar bu derece gerekli olmamıştı.

tüm balıkları yer bitirir, sonra açlıktan kendi ölür.

piranalar amazon nehirlerin belli bir biyolojik ve ekolojik denge içerisinde yaşayabilen balıklar. iklim, su kimyası, diğer balıklar ve bitkiler falan kendi ekosistemine uygun olmazsa direk cortlar büyük ihtimalle. türkiyede uygun doğal ortam bulmak da imkansız.

1 tane mi atıyoruz? o zaman 1 tane katili binlerce insanın arasına attığında herkesi öldüremeyeceğini düşünürsek bir süre sonra etkisiz hale gelir bence.

pirana öyle filmlerdeki gibi bir balık değil. farklı türleri var. parçalama işlemini de sürü halinde yapıyorlar genelde. yaşayamaz büyük ihtimalle.

adı çıkmış vahşi tür ise kırmızı karınlı pirana. ama medyada gördüğümüz kadar saldırgan değiller aslında.

kesinlikle balıkların sonu olacaktır sayıları orantısında. bittabi giren insanların da. bi ara haber vardı böyle bir haber. meriç nehri sanırım pirana bulmuşlardı da uzman biri konuşuyodu bik bik bik diye. ben sana özetini çıkarttım.

ama ha, nerden getireceksin o kadar piranayı? nasıl getireceksin? orası zor.

100 tane atsan bile ertesi gün ölebilirler. çoğalamazlar en azından uygun ortam olmadığı için. yani göle maya çalmak.

sapanca gölü'nde tutmuşlardı bundan bi ara. bi bok olmadı.

barajda balık tutanlar tarafından pişirilip yenir efendim.

www.saymer.org.tr

bunların hasını anlamak pek kolay değil. bizde şu an yüzde 10 ila yüzde 70 arasında değişen 5 çeşit defne sabunu var beyimin mardin ve hatay'dan getirdiği. yüzde 70'lik sabundan isteyen bir arkadaşıma verdim saçlarını yıkaması için ama memnun kalmadı. yıllar evvel hatay'dan bir bakkaldan almış oralı bir tanıdığı, o inanılmazdı dedi :s bildik, tanıdık bir yerden almak lazım bir de üzerinde oran yazmıyorsa uzak durun.

İkisine birden yanıt veriyorum: Zeytinyağlı defne sabunu alın.İçinde ikisi de var yani.Migros'ta satılan bir tane var.Hatay'dan gelmiş olsun.

ikisi için de yanıt veriyorum. saçına asla sabun sürme. kurutur.

ntv spor

(benim bildiğim güreş, boks var belki başka sporlar da vardır) bu branşlarda bronzu 2 kişi alıyor. Mesela güreşte bronz alan Rıza Kayaalp'in yanında İsveçli bir sporcu daha vardı kürsüde madalya alırken, o da bronz aldı. Repesaj mücadelesi falan duymuşsundur muhakkak, ilk turlarda elensen bile rakibin finale çıkarsa bronz almak için maçlar yapıyorsun.

bir arama yapsan bulurmuşsun, bence hiç aramamışsın panpa.

www.youtube.com

aradım panpa çok aradım ama hep bu tür
www.youtube.com
videolar çıktı hiçbirinde bu soru soran abla yoktu. sağolun varolun.

holivud alladı pulladı yeniden çekti işte. örnekleri çok.

hollywood yapıyor abi öyle. daha önce bir çok uzak doğu filmini de yeniden çektiler (remake) aklıma gelen bir örnek de låt den rätte komma in mesela bir kuzey avrupa filmiydi sonra yeniden çekti amerikalılar.

amerikalıların altyazı okuyamaması diye durum var. dili ingilizce olmayan filmleri, sırf altyazısız olsun diye birebir yeniden çekiyorlar. hatta ingiliz ingilizcesi olsa bile amerika'da yemiyor. o yüzden bazı dizilerin, hem ingiliz hem de amerikan versiyonları var.

(bkz: macera dolu amerika)

para bok adamlarda. dünyayı sömürüyorlar. bunlar da işin cilvesi.

hacı parfüm desen olmaz, çanta desen olmaz. ayakkabı belki, ya da elektronik cihaz. 100 liraya anca bu. olmadı saat de olabilir.

zippo, burada ikiye katlanıyor fiyatı. gerçi dolar arttı ama.

iphone, ipod, ipad kılıfları, mac yapistirmalari. belki bunlari bile zor alırım.

camel wides
camel wides
camel wides
camel wides
camel wides

zippo olayına girmek en mantıklısı.

calvin klein'dan 2-3 parça giysi alınabilir mesela. türkiye'de ateş pahası, abd'de macy'slerde 20-30 dolara çok güzel şeyler var.

parfüm gayet olur, amazon.com üzerinde son derece uygun fiyatlı parfümler var. türkiye'dekinin yarı fiyatının da altına..

zipponun icinde gaz oldugu surece getiremezsiniz. gemiyle geliyorsaniz belki.

giyim-kusam gercekten guzel, macys'e gidip pasaportu gosterip %10 indirim kartini almayi da unutmayin. bazi ozel gunlerde daha buyuk indirimler oluyor, o zaman indirim kartinizi degil o indirimi kullaniyorlar indirimler birlestirilemedigi icin, kasada soylerler zaten.

önce ikisinin de içinden geçir sonra ters yönde birincinin üstünden, ikincinin içinden geçir.

bende aynısından var, @tombombadil'i dinle..

bu arada nick harikaymış, akşama bi yüzüklerin efendisi patlatayım :)

yok abiler yapamadım yok mu caps vercek olan?

@hosein eyvallah :)
(git: img29.imageshack.us )

resim.donanimhaber.com

Konu aslında reklam amacıyla açılmış ama sonrasında rehber niteliği kazanmış. Ben de dün okudum baştan sona, ilk sayfadan itibaren okumanı tavsiye ederim.

Denize uzaklığı dert etmezsen Türkmen pansiyonu bence en iyisi.Zaten genelde pansiyonların fiyatları üç aşağı beş yukarı aynı.Yemek olayı da epey iyi,denize de diğerlerine göre 150-200 metre daha uzak.

divasa pansiyon.

tüm pansiyonlar denize uzak. :)

orange pansiyon.
hep orda kalırım yemekleri harika. denize de yakın.

Türkmen +1 :) Deniz için biraz yürürsünüz o kadar..kahvaltısı, yemekleri güzel, odalar temiz, hemen yanında bar var..sevdiydim ben..

siz o olayı yanlış anlamışsınız, o şekilde öne geçirdiği yok. sadece uzun zamandır login olmamış çaylakların entry'leri hemen kontrol edilmek yerine sonraya bırakılıyor. günde bir defa login olmanız (dolaşmanız falan da gerekmiyor sitede) sonraya bırakılmamak için yeterli. o kadar.

belli bir süre hareketsiz kalınca otomatik olarak log-out ediyor sistem sizi.

almanya fiyatlarına bakınca trek fx 7.1 türkiye'de 40 euro daha pahalı ama trek 3500 almanya'da 10 euro daha pahalı mesela.

belçika için www.ebay.be ye bakabilirsin

başlık altı cevap derken? ilk cümle bile yeterli bu entry'nin legal olması için.

başkalarına cevap niteliğinde entry, yada adı neyse işte. bi üstteki entry'e direk cevap niteliğinde gibi geldi bana.

üstteki entaride yazdığı gibi falan yazarsa fiziksel referans içeren entariden şikayet edilebilir

sorun yok entryide. üstteki entrye bakmadım ama.

not: aramaya inandım sonuna kadar. lakin daha da çaresiz kaldım.

atv diye birşeyler çıkmış, dört tekerli motosiklet gibi bir şey. neyin nesidir bilenler belki anlatır size uyar mı uymaz mı diye...

2 tane bisiklet al

hibrit bisiklet ya da dağ bisikleti alacaksın
çok uzun yol yapmam ben diyorsan dağ bisikleti
uzun yola da çıkacam dersen hibrit

3ünün karışımı bi alet yok mu? araba mı alıyım bu durumda napıyım?

hibrit bisiklet istiyorsun galiba. tabi sepet camurluk vs modifiye yapman lazim.

bu tarz bir şehir bisikleti işinize yarar bence.

www.beautifullife.info

@lemmiwinks işte bu görünüm olarak istediğim bir şey ama bunla ne kadar hızlanabilirim? yada tak tuk kaldırım inip çıkarken sıkıntı yaratır mı?

@trajikomix: bence bir dağ bisikletinden daha iyi hızlanırsınız bunla. tabi hız yapmak için düz gidonlu bir model daha uygun olacaktır sanırım. bir de bagajı çıkarırsanız fazla ağırlıktan da kurtulmuş olursunuz. bunun amortisör kilitli mi bilmiyorum ama hız yapmak için kilitli amortisörlü bir model almak daha iyi olur. tabi yine de bir yol bisikleti olmaz ama dağ bisikleti gibi hantal da olmaz. kaldırım inip çıkma konusunda pek bir şey diyemeyeceğim ama yine de bence inip çıkılır.

yorum kısmına basarsan gözükebilir belki dene

olmuyor hiçbir türlü ben de çok çektim bunun sıkıntısını. ama bulamadım o kadar kurcaladım. yok gibi. :/

yok yorumlara basınca direk dönüyor sayfa ve yorumları gösteriyor.

ben de cok denedim bulamadim, maalesef cozumu yok gibi duruyor.

bunu mu?

[link cümle]

şeklinde, zaten yukarıda http butonu var, onunla da yapabilirsin.

entarinin öyle yapmak istediğimiz kısmını tarıyoruz, sonra http tuşuna basıp çıkan penceredeki boşluğa link yapıştırıyoruz.

şimdi büyükşehirlerde de nerede oturduğun önemli. ben mesela istanbul beylikdüzündeyim, büyük şehirde yaşamanın avantajlarını ve merkezde olmamanın getirdiği sakinliği de yaşıyorum.

çık dışarı.

valla ben istanbul disinda bi sehirde hayatı çok boş görüyorum :) dinamik yapıyor büyük şehir adamı

bir gün gitme umudu ile devam ediliyor genellikle sanırım. sen de nasılsa döneceğim diye atlatabilirsin. dengele, 2 ay inzivaya çekilmene gerek yok ama şehirde yapılacak güzel şeyler de bulabilirsin, saatlerini iyi ayarlarsan, en azından öyle umuyorum.

saat 4 olmuş hava hala sıcak, araba fln.da yokki gece çıkayım dışarı. gerçekten ayak uydurmam lazım tekrardan ama biraz zaman alcak sanki bu. o zamana kadarda en iyisi film dizi kasmak.

ankaranin durumu gecici normalde huzurlu ama bu aralar hem sicak hem i melih zor oldu tabi.
fakat ben sana hem merkezde hem huzurlu bir yer tavsiye edeyim, kurtulus parki. kizilayin dibinde minik cennet. gunduz sicaginda panora olabilir, golbasi taraflari, cayyolu falan olabilir. ama tabi araba gerekecek bu secenekler icin. sen en iyisi al yanina birini gel kurtulus parkina ye dondurmani, otur golun kenarina, spor yapan insanlari seyret. gecenin kor vaktine kadar kalabalik olur ama rahatsiz edici insan olmaz, yaninda kiz arkadasinla gelebilirsin rahatlikla.

tahammül edemiyorum, işim benimle gelebilse 1 dakika durmam, büyük şehir insanı dinamik falan yapmıyor, yaşlandırıyor, bezdiriyor, hırpalıyor, hele bu sıralar trafik çilesi tavan yapmışken.

yeni ama (bkz: sıradışı )

en azından şunu sevmem bunu sevmem deseydiniz.

amin malouf - semerkant

okumadıysan oku bu kitabı mesela. hem sürükleyici hem de bir sürü şey öğreniyorsun falan.

albert camus-yabancı.hem incedir de.

kitap dedin ve birazdan biri gelip "kürk mantolu madonna" yazacak.

otostopçunun galaksi rehberi

patrick süskind-güvercin, koku
murat menteş- korkma ben varım, dublörün dilemması
truman capote- tiffany'de kahvaltı, soğukkanlılıkla
jean christophe grange- tüm eserleri, benim favorim kızıl nehirler.
tess gerritsen- rizzoli serisi.

amin malouf - semerkant +1

John Perkins - Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları

Etgar Keret- Nimrod Çıldırışları, saçma ve komik
Mathias Enard- Savaşları, Kralları Ve Filleri Anlat Onlara, sürükleyici
Sevgi Soysal- Tante Rosa, biraz komik ve içli ve çarpıcı
Alessandro Baricco- Öfke Şatoları, okuması zor ama en iyisi
Milan Kundera- Ayrılık Valsi, biraz romantik ve akıcı
Pavese- Güzel Yaz, hafif bir yaz kitabı
Tomris Uyar- Yaza Yolculuk, hafif olmayan bir yaz kitabı

sevmediğim şeyleri okumaktan sevdiklerimide ihmal eder oldum haliyle sevip sevmeme kriterimi ortadan kaldırdım artık. deneme hariç her şeyi okuyabilirim. öneriler için teşekkürler tekrar. başka öneriler gelirse onlarada tavım.

git bi kitapçı gez. ama öyle 3-5 dakika değil. bi gir bi saat gez. nerdesin bilmiyorum ama ankara dost bunun için var. :) bolca fikrin olur.

Cemil Meriç hocamızın kitaplarından tavsiye edebilirim

olurda zımpara yapmadan puruz gidermeden boyarsanız dalga dalga ve çirkin bir goruntu olusur mat bir boya belki darbeleri dolduracak dolgu macun ve zımpara ısınızı gorur on numara olur hatta

benim bildiğim mezheplerden birine göre hareket ediyorsun. hepsinden ortaya karışık yapılmıyor ama sonuçta allahla sen arasında olan birşey olduğundan önemli olan senin samimiyetin. yine de daha bilgili birisi cevap versin benden bu kadar.

işte bende onu soruyorum karışık olmuyor mu ortaya. ama dalgasına değil ciddi ciddi oluyorsa bu konuda adımlar atıp uygulamaya geçcem.

Bağlı bulunduğun mezhebe göre amel etmek doğru kabul edilir. Ama zor durumlarda veya istisnalarda daha kolay olana uyma izni/ruhsatı da vardır.

sünni mehzepler; hanefi, hanbeli, şafi, maliki... bunlar tamamen bir hukuksal sorundan doğmuştur. türk hukuk tarihi derslerinden anladığım buydu benim. çünkü islam hukukunda yorum yapmak çok mümkün olmuyor, kur'ana bağlı kalmak üzere kıyas, hadisler ve diğer olaylarla toplumsal sorunlar çözülüyor. bu nedenle bu mezheplerin de ortaya çıktıkları yerlerde, kurucuları tarafından farklı sonuçlara varılmış. mesela bir mezhepte köpek sevilmezken, diğerinde sevilmektedir.

türk hukuk tarihi derslerinden dediğim gibi çıkardığım sonuç bunların arasındaki farkın hukuki yorum olduğudur.

şii mezhep ayrımı ise malum...

esas doğru olan bir mezhebe bağlı olmadan, kur'an önderliğinde dini yaşamaktır. mezhepler, Hz. Muhammed'in ölümünden kaç sene sonra ortaya çıkmıştır? Önce bu soruya cevap verilmeli, daha sonra bu konuda kurallar konulmalıdır.

İslam dininde kuralları Kur'an'dan öğreniriz,daha sonra peygamberin uygulamalarına bakarız. Kur'an, ne diyor? diğerleri gibi hiziplere bölünmeyin diyor. mezheplerin, hukuksal ve siyasi meselelerden dolayı ortaya çıktığını da hesaba katarsak..

çok uzatmak istemiyorum, diyeceğim şudur ki dini yaşamak isteyen bir insan, öncelikle kur'an'ı okumalı. daha sonra sünneti araştırmalı. sünnet araştırması sıkıntılı bir mesele, zira hadislerin güvenilirliğinden ne kadar emin olunabilir, o da tartışılıyor. ama diyelim ki kur'an'ı okudunuz ve sünneti araştırmak istiyorsunuz.. araştırmak istediğiniz konuda ayetleri önünüze koyun, mezheplerin görüşlerini de bunların yanına koyun. hangisi, kur'an'a daha yakın gözüküyorsa onu yapın.

yok efendim hanefisiniz diye hanbeli mezhebinin bişeyini yapamazsınız, yok bilmemne.. tarzında bir şey söz konusu değil ve olamaz da. bu mezhepleri kuran insanlar peygamber miydi? yeni bir din mi getirdiler de onların kurallarına uyup diğerlerini reddetmek gerekiyor? islam, birleştirici bir güç değil mi? ayrımcı bir güç mü?

kur'an'da yazan, dinin hiziplere bölünmemesi gerektiğidir. bundan sonra da gelip "yok efenim, zor durumlarda istisnai olarak diğer mezhebe uyulabilir" gibi bir şey söylemek islam'a tamamen aykırıdır.

zaten mezheplerin sağladığı kolaylıklar (bilgilerin paket halinde sunulması) yüzünden insanlar kur'an'ı okumuyor ve anlamıyor. okusalar ve anlasalar zaten mezhep denen şey ortadan kalkacak.

son olarak: abdestin bozulması, kur'an'da kesin hükümlere bağlanmıştır. o yüzden mezheplerin söz hakkı yoktur. bu kurallar ise: kadına dokunmak, önden veya arkadan bir şey çıkması. bunu daha da karıştırmanın luzmu yok. din bu kadar karmaşık bir şey değil. net veriler var ve bunlara bir şey eklemek saçma.

mezhep diye bir şey yok (imho)
daha doğrusu olmaması gerekir
4 mezhep de, diğer tarikatlar da, peygamberimizin ölümünden sonra ortaya çıkmıştır.
şu anda ben çıkıp bir mezhep kursam nasıl bir etki olacaksa, 4 büyük imamın kurdukları mezheplerde aynı şekilde düşünülmesi gerekir.
islam inancına sahip bir insanın 2 mutlak yol göstericisi vardır, biri kur'an diğeri sünnet. bu ikisi dışındaki bilgileri pek sallamasanda olur yani.
dolayısıyla illa bir mezhepin dediklerini yapman, veya hepsinin toplamının en kolay taraflarını uygulaman çok önemli değil.
kur'an ve sünnet'in yap dediklerini yapacaksın yapma dediklerini yapmayacaksın. diğer küçük şeyler sadece birer teferruat olarak kalır.

the dictator.
www.youtube.com
yeterli değil mi :)

kardeşimle gitcem, borat tarzı çok belaltı bir film çıkar diye korkmaktayım.

edit:fragmanını izleyince bir kez daha güldüm :)

daha once men in black izleyip sevdiyseniz gidebilirsiniz ama cok beklentide olmayin. ozellikle ikinci yarisi ic gecirtiyor.

prometheus alien serisini seviyorsaniz gideceginiz bir film.

the dictator daha once sasha cohen'in bir filmini izleyip sevdiyseniz gidebilirsiniz.

edit: kardesinle gideceksen, o vakit oynuyorsa madagascar 3'e gidin. ben yegenimi goturdum pisman degilim.

:) o kadar da küçük değil kardeşim ama kız yani sonuçta. o zaman dikdatöre gidiyoruz bakalım. sağolun yorumlar için.

hiçbirşey olmaz merak etmeyin. eğer birşey yapmayı deneseler bile dava açarak o belgenin geçersizliğini ispat edebilirsiniz. dolandırıcılık sayıldığı için olayın farkına vardığınız andan itibaren 1 yıl ila 5 yıl arasında dava açabilme hakkınız var. kaldı ki sizin başınıza iş açacak o baba sözleşmeler de sadece isim ve imzaya kalmaz başka bir sürü şeye ihtiyaç var.

mesela tapuda arazileri var demişsiniz. o tapudan bir mülkü devretmek ciddi bir iştir, noteri, memuru falan hazırda bulunur. bir sürü kagıt işi olur. yani demem o ki pek birşey yapmazlar. ama siz yine tetikte olun o adamıın peşini bırakmayın.

tabi bu arada millete imzalı boş kağıt vermek de pek iyi değil.

adi senet düzenleyebilir en fazla. ki yazı ve imza uyuşmadığından iptal edilir mahkemede. şöyle de sonuçları olur www.eksisozluk.com

ayrıca taşınmazları katiyyen satıp edemez çünkü onların satımı için iki tarafında tapuda hazır olması gerekiyor o anda.

sahte vekalet oluşturabilir işin içine ayartılmış noterde girerse ki noterden kan alırlar kaan. yani çok dert olmaz aslında.

bende böyle söyledim ama acaba? dedim içimden. tapu içinde ayrıca herhangi birinde vekaleti olup olmadığını sordum, o da yokmuş, rahat ol o zaman bir şey yapamazlar dedim, teşekkürler cevaplar için.

haram oluyormuş o para.

Boşandıktan sonra karı kocalık yapamazsınız zaten. islamda mantık boşanması diye bir şey yok diye biliyorum.

@yakuza islamda resmi nikah diye bir şey olmadığı için, imam nikahıyla devam ediyoruz diyorlar ama yanlış bir olay, nihat hatipoğlu haram demiş.

dini hükmünü siksinler o işin. böyle bariz bir sahtekarlık, dolandırıcılık, haysiyetsizlik için soru sormak bile ayıptır. o şekilde elde edilecek yetim maaşı, milyonlarca emekçinin her ay yatırdığı primlerden haksız şekilde karşılanacak.

bunu akıl edemeyecek kadar vahim durumda olanlara engelli maaşı bağlanabilir ama.

"haram oluyormuş" diye mişli muşlu cevap veren var hala ya. "haram olur." diyemiyor musunuz? kendi aklınız yetmiyor mu? illa hacı hoca bildiklerinizin söylediklerine mi dayandırmak zorundasınız görüşlerinizi. adam "helal" dese hiç çekinmeden gidip alacak mısınız o parayı.

dellendirdiniz beni yine ya.

yanlış anlaşılmışım sanırım, ben imam nikahımız duruyor işte evliyiz olayının da haram olduğunu nihat hatipoğlu dedi dedim, insanlar düşüncenin yanlışlığının bile farkında değiller işte yoksa diğerinin haram olduğu zaten aşikardır.

autocad kullanmayı biliyorsan orda da yapabilirsin. ben böyle şeyleri autocad'de yapıyorum çok daha kolay ve pratik.

pixlr.com

orya uygun tornavida bulmanız zor, ancak ürünü aldığınız firmaya sorun derim aparatı olma ihitmali yüksek, yok uğraşamam derseniz kargaburnu çözüm olabilir

adını bilmiyorum ama her telefon tamiri yapan tamircide bulunur.bi ara bizde de vardı ama şimdi nerdedir hangi ucundadir evin bilemem.

şuna benzettim ben.
en.wikipedia.org

ne bu?

alyan anahtarla açılır gibi duruyor ama

CIMBIZIN BİRAZ DAHA UZUNU VE UCLARI DAHA İNCE OLAN BİR ALET VAR. SAAT VE TELEFON TAMİRCİLERİ KULLANIYO O İŞİNİ GÖREBİLİR.

1. konya gayet uygun, dümdüz şehir arkadaş. ereğli ilçesinde her ailede 3-4 tane vardır mesela, ulaşım aracıdır. dedem rahmetli de 80 yaşında kullanırdı camiye, çarşıya giderken. ah lan özledim.

3. ben de kullanmak istiyorum, haftasonları gezmek için düşünüyorum genelde. 4-5 yıl oldu sürmeyeli yahu. kısfmet.

dipnot diye aratırsan google'da...

www.amazon.com ölçü birimi 5lbs ne bu?

www.perpetualkid.com

bonbonos.com

www2.haribo.com (bundan bimde var)

www.albaneseconfectionery.com ölçü birimlerini pek çözemedim 1lb neki?

www.vat19.com

:)

edit: lb librenin simgesiymiş. 1lb=0.45kg miş.

metro marketlerde var öyle dev paketler. bi dev nutella var ki mesela oyoyoy

geniz etleri alındıktan bir süre sonra yeniden büyüyebiliyormuş. ondan oluyor olabilir bence. hatta büyük ihtimalle ondandır veya allerji oluşmuştur bir şeylere karşı ondandır.

şizofreni yarışmasında 1. gelen videodan bahsediyorsun sanırım www.youtube.com

1. ve 3. soru:
Önce cihazı itunes'a bağlayıp, sağ tıklayıp back-up de. Yedeklensin içeriği. Sonra (bu 3. sorunun cevabı) internette ipod touch 5.0.1 ipsw diye arat. cihazın için uygun olan dosya olduğuna emin olup indir. Sonra itunesda ipod bağlıyken ana ipo ekranında ki "restore" tuşuna klavyeden "shift" tuşuna basılı tutarak tıkla. Böylece sana ipsw dosyası soracak. indirdiğin dosyayı gösterip restore işlemini tammala. Daha sonra daha önce nasıl JB yaptıysan tekrar JB yap. bilmiyorsan şuraya bak: birhelkedolusubilgi.blogspot.com

2. soru:
shsh kaydının esprisi şu; demişsin ki 5.1 değil, 5.0.1 kurmak istiyorum. Eğer bu kaydı yaprsan ilerde birgün yanlışlıkla 5.1'e yükseltirsen FW'yi, bu shsh kaydı yardımıyla tekrar 5.0.1'e düşürebilirsin. buna FW downgrade denir. Ama eğer almamışsan shsh kaydı, downgrade mümkün değil.

4. soru;

eğer herşey yolunda giderse hiçbir veri kaybolmaz.

kar kıyafetleri ve kayakları otellerin altındaki dükkanlardan kiralıyorsunuz. kar yağarsa ve gözlük almazsanız üzülürsünüz, eldiven her türlü şart zaten. parkur da beceren pisti meşhur 1. bölgenin. oteller bölgesi yani. teleferik olayı da, şehir merkezinden teleferik otobüslerine biniyorsunuz, teleferik semtinde iniyorsunuz, zaten teleferiğin önünde indirecek, girip gidiş dönüş biletlerinizi alıyorsunuz ve çıkıyorsunuz. indikten sonra -en son 2.5 tl idi- minibüslere biniyorsunuz ve oteller bölgesindesiniz. ama bana sorarsanız, şayet 4 kişi veya üzeri iseniz; kızılay'ın üstünden, tophane'nin ordan, kime sorsanız gösterirler, taksi dolmuşlara biniyorsunuz -o da en son kişi başı 15 tl'ye geliyordu- sizi oteller bölgesinde indiriyor. teleferik+minibüs git gel fiyatının 2 katına mâl olur git gel olarak, yok ben doğayı seyrederim derseniz teleferik en güzeli tabii ki. ben de onu tavsiye ederim, özellikle ilk defa gidiyorsanız. iyi eğlenceler.

kayak vs kiralamak için bol bol yer var. giysi de kiralamanız gerekir, tabi tercihe bağlı ama normal bir pantolonla sucuk gibi ıslanırsınız, hasta falan olursunuz. zaten amatörseniz kıçınız yerden kalkmayacak, kar pantolonu kiralamak 10 lira civarı. kayaklar da 20 lira falan günlük. gözlük bence gerekli. kar gözlüğü şart değil. normal güneş gözlüğü de olur, bir gün için sonuçta. yanınıza eldiven almazsanız bir süre sonra parmaklarınızı kullanmakta zorlanırsınız.

epeydir gitmedim ancak teleferikten inince genelde minibüs bekliyor ya da aşağıda heykelin oradan bir yerden dolmuşta kalkıyor olması lazım

gözlükle kaymanız daha iyi, eldivensiz olmaz. çok acemiyseniz teleski zor gelebilir (tecrübeniz yoksa) yanılmıyorsam osman yüce pisinin orada telesiyej vardı hem de pisti çok daha az eğimliydi (becerene sırtınızı verince az yukarıda ve solda, o piste göre dik olarak sola çıkan telesiyej)

bir kaç kayak odasıyla görüşün ve pazarlık yapın mutlaka.

önceki cevaplar için teşekkürler.

araçla gitmek için ne yapmak lazım? zincir şart mıdır? aracı park etmek için yer var mıdır? yemek yemek için otelleri ve kafeleri kullanmak yerine araca gidip bir şeyler yemeyi düşünüyoruz. bunun için ne yapmak lazımdır?

araç için zincir şarttır muhtemelen, hele bu mevsimde. jandarma mili park kısmında kontrol eder genelde ve zincirsiz aracı sokmaz. yolda zincir kiralayıp takan yerler var ancak zaten 50 tl birşey zincir marketlerde kendiniz alın derim.
park yeri sıkıntısı yok, gidince görürsünüz zaten dert etmeyin. yapoacağınız şey mantıklı, sandviçleri hazırlayın, çantaya dldurun içecekleride öyle yemek zamanı güzel güzel yiyin için.
milli parka giriş kısmında bir ücret ödeyeceksiniz ama hatırlamıyorum ne kadar olduğunu.

mantığım sezonun daha mart başında kapanmayacağını söylüyor.

android telefonların hepsinde var artık bu özellik. ekstra uygulamaya gerek yok.

android 2.x-3.x'lerde fln da geçerli mi bu?

YÖK'e şikayet ediceksin.www.yok.gov.tr ben de edicem yakında çünkü harçla ilgili.okul ödemek zorunda olmadığım harcı bana yatır dedi.sonra öğrendim ki ödemek zorunda değilmişim.okul parayı iade etmem diyo.YÖK'e bildircem bende.

hayır tabii ki de,dahili hotspot wifi özelliği olan bir çok telefon mevcut piyasada.

samsunglarda var mı peki?

evet samsungun bazı modellerinde mevcut.

hoca bordo biraz daha küçük hissettirir odayı, ancak tavsiyede bulunamayacağım

açılın içmimarım. bej toparlayacaktır. gençlik hevesleriyle kötü kafe rengine boyamamanı tavsiye ederim. artı koyu renk hatayı belli eder, duvarın bu haliyle koyu renk kötü durur.

bence koyu gri tercih edebilirsin.bi arkadaşım kullanıyor odasında çok şık bayılıyorum sarı lambaderle falan güzel oluyor.

acik turkuaz (cok tatli, su rengi gibi bir mavi yani) veya tiffany rengi denen yesil-mavi arasi bir renk oneririm. duvarlara baktikca icin acilir; bu sene acaip revacta ic mekanlarda ve hatta mobilyalarda. bir de pinterest.com u incele, bir suru fikir bulacaksin.

bej - açık gri gibi bir renk boyayın. yatağın başının olduğu/mantar pano'nun olduğu duvar tek başına bordo olup diğerleri açık bir renk olabilirse pencereden gelen ışıkla öyle karanlık filan olmaz.

hangi renk olursa olursa olsun çok açık tonlardan seç özellikle de oda küçükse

bir ilave yapayım, öğrenci evimde yapmıştım hoşuma gitmişti
kapıyıda aynı renge boya ama kapının kasasının pervazını kontrast oluşturacak başka bir renge boya. güzel görünüyor

linkten ulaşılmıyor print screen yapmalısın

ekledim gömleğin resminide.

diğer gömleğin tarzıyla aynı değil ama bu gömlek güzel al bence üstüne de kazak veya hırka ile mükemmel olabilir. bence m al.

m beden uygundur. emin değilsen farklı 1 beden daha al. 1 si olursa diğerini beğenmedim diyerek geri yollar para iadeni alırsın. sıkıntı olmuyor

sanmıyorum bu olduğunu felsefe sevmez çünkü. aşk romanı tarzında bir şeydir. kafile miydi neydi yaa dedi kitap adını hatırlamaya çalışırken.(belki bi faydası olur bu bilginin.)

the host büyük ihtimalle.