[]

Hayati önemde bir soru: Apache basic authentication

Arkadaşlar selam,

Konu şu, bir tane web sitesi var apache kullanan. Buraya girişte 80. porttan bir basic auth çıkartmak, sonra o kutuya yazılan username'leri (password değil, sadece username) loglamak istiyorum. Loglara herkes kolayca ulaşamayacak tabii ki ama dizinde bir yere kaydolabilir, güvenlik filan sıkıntı değil. Xml, log, txt... Hiç fark etmez uzantısı.

Bunun için bütün gün uğraştım ama bir türlü yapamadım, php bilgim yeterli değil.

Şunu buldum fakat uygulamada sorun çıkıyor:
www.askapache.com

Acil yardımınıza ihtiyacım var. Nasıl bir mantık kurmalıyım? Giriş sayfası boş bir index.php olsa da olur, önemli olan username loglamak.

Teşekkür ederim.

 
çıkan sorun ne ki? error.log'a bak çıkan sorun için bi yorumlayalım, birde access log ve error log için özel log formatı belirleyip remote_user'ı yazmasını deneyin

%u remote user'ı verir.
  • selam  (03.07.14 20:18:20) 
[]

Hepsiburada'ya hatalı ürün iadesi

Geçenlerde bir çift dambıl siparişi vermiştim Hepsiburada'dan, yanında aldığım bir ürün daha vardı. O ürün sağlam bir şekilde gelmiş, fakat dambılı ya yolda gelirken ya da hepsiburada stoklarında patlatmışlar. Kolinin her tarafından içindeki kumu akıyor. Paketini açmayı bırak dokunmadım bile, şöyle bir paketi oynattığınızda zaten haşır huşur kum sesi geliyor ve kumlar sağa sola dökülüyor. "Neden bu şekilde teslim aldın?" diyeceksiniz, ben evde değilken annem teslim almış, o da kargocu gittikten sonra fark etmiş durumu.

Şimdi ben bunu geri vermek istiyorum, bu iade olayı nasıl çalışıyor? Buradaki mağduriyetimi en iyi ne şekilde giderebilirim? Kargoya falan para ödeyecek miyim? Sağlam ürün nasıl tekrardan bana ulaşıyor?

Bilgilendirirseniz sevinirim. Teşekkürler.

 
direk al ve 7 gün geçmeden geri gönder. fişiyle beraber. hiçbir sorun çıkmaz. raad ol.


  • markasiz  (27.02.13 16:12:01) 
  • sanal uyku  (27.02.13 16:45:05) 
[]

Surface Pro yahut Silistre

Selam size teknoloji sevdalıları. Aylardan beri çıkmasını dört gözle beklediğim Surface Pro artık çıkmak üzere, ay sonunda satışına başlanacağı her yerde söylenmekte. Benim laptopım artık bana yetmemekte, onu upgrade etmek düşüncem var.

Önümde 2 seçenek var, ya Surface Pro alacağım, ya da dokunmatik ekranlı ultrabooklardan bir tanesini... Surface Pro'nun artısı tablet olması, her yere kolayca götürülebilmesi. Ultrabook da muhtemelen çok daha iyi özelliklere sahip olacak. Aralarında tercih yapmak durumundayım. Siz olsanız hangisini seçerdiniz?


 
Dokunmatik ekranlı ultrabook al bence


  • zgn  (21.01.13 15:24:40) 
samsungun i5 işlemcili tabletleri var bir bak derim... ben asusunkini uygun fiyatli oldugu için aldim gözüm hala onda...


  • mehmet lutfi  (21.01.13 15:32:35) 
ultrabook
surface bana çok kullanışlı gelmedi tip olarak

  • Ramiegovic  (21.01.13 15:40:43) 
[]

Pulp Fiction'daki kahve

Selam medieval halkları.

Konumum gereği çok sabahlayan bir insanım. Bu sabahlamalarda da bol bol kahve içiyorum takdir edersiniz ki. İçtiğim kahveler de hep Nescafe 3'ü bir arada ya da Nescafe gold tarzı uyduruk market kahveleri. Geçen Pulp Fiction'ı tekrar izledim, hani herifin beynini dağıtınca apar topar birinin evine giriyorlardı ve orada evin sahibiyle 2 saat kahve muhabbeti dönüyordu ya... Yahu, bu mis kokulu kahvelerden nerede bulunur? Zamanında Kenya kahvesi, Kolombiya kahvesi falan da satın almıştım, lezzetliydi evet ama çok fark edilir bir farkı yoktu. (Demek ki ben doğru yerden alamadım) Kısaca soruma geliyorum, bu kokusundan hemen fark edilen lezzetli kahveler nereden alınır? Istanbul'dayım, bir buldurun be.


 
kahveyi bulmak kadar nasıl yaptığın da farkeder. Belki de sorun oradadır.
Eğer hayatını buna adamış, ben evde içtiğim1 bardak kahveye 50-60 kuruş veririm diyorsan nespresso.

  • dampire  (17.01.13 00:23:53) 
50-60 kuruş değil 5-6 lira veririm.


  • barut  (17.01.13 00:46:58) 
taksim, galata, camekan sokak'ta, cherry beans kafe'de bulabilirsin. burada yurtdışından gelen kahveler satılıyor.


  • tebelles  (17.01.13 01:27:27) 
öyle mis kokulu kahve tüketmek istiyorsanız kahveyi çekirdek haliyle satın alıp, içmeden hemen önce öğütmeniz lazım. çekirdeğin kaliteli, taze, doğru kavrulmuş olması, hava ile temas etmeden saklanmış olması gerekiyor. elbette hangi yöntemi kullanacaksanız (espresso, filtre, french press) kurallarına uymanız da önemli. (suyun sıcaklığı, öğütme kalınlığı vs.)

özetle nescafe gibi, granül kahveyi sıcak suya karıştırıp hemen içme kolaylığında o kokuyu duyamazsınız. en yakını french press yöntemi. ya da iyi bir filtre kahve makinesi alabilirsiniz.

şu forumdaki yazılara göz gezdirin:

kivahan.com.tr

ben kahveyi baristasepeti'nden alıyordum. müşteri ilişkilerinde iyidirler.

www.baristasepeti.com
  • zihuatanejo  (17.01.13 09:16:53 ~ 09:17:29) 
filtre kahve içeceksin. french press veya kahve makinasıyla yapman gerekiyor. sumatra denemeni öneriyorum. ama güzel kahveler genelde hep harmandır. kahveye süt falan ekleyerek de tadını bozarsınız. şekersiz ve sade içmeye alışın. afiyet olsun


  • argent dawn  (17.01.13 15:24:21) 
eğer kahve damağın oluşmamışsa -ki nescafe'yle oluşmaz- dünyanın en güzel kahvesini içsen bile, çok da "aman allahım, bu ne böyle" demezsin.

viski ve şarap gibi kahve kalitesini farkedebilmek de biraz damak işi ve büyük oranda tecrübeyle gelişiyor. ama yeteneğin payı da az değil. baze insanlar yedikleri/içtikleri şeylerin tadlarını çok iyi ayırt edebiliyorlar ve bu tamamen yetenek işi bana göre.
  • david lynch  (17.01.13 16:48:16) 
[]

Şimdi bana kitap tavsiye ediyoruz

Sevdiğim ve bütün kitaplarını okuduğum yazarlar: Henry Miller, Charles Bukowski, John Fante, Boris Vian, Emre Yılmaz.

Çoğu kitabını okuduğum ve yukarıdaki listeye almak üzere olduğum yazarlar: Palahniuk, Dostoyevski, Knut Hamsun.

En az bir kitabını okuduğum ve iyi bulduğum bazı yazarlar: Salinger, Kerouac, Albert Camus, Ingvar Ambjörnsen, L. Ferdinand Celine, Eric Frank Russell.

Şu isimlere bakarak bana yeni bir yazar önerebilecek var mı? Teşekkürler.

 
hermann hesse - bozkırkudu.


  • nickimin hakkini veremedim  (14.01.13 12:13:51) 
salinger'dan devam, ne buluyorsan oku, franny ve zooey okunmadıysa önce onu oku.

yeni yazar: D. H. Lawrence
  • hewit  (14.01.13 12:17:10 ~ 12:19:14) 
paul auster-yanılsamalar kitabı


  • zihuatanejo  (14.01.13 12:20:28) 
standart entel kütüphanesinden devam et işte, yola girmişsin.


  • yalnux  (14.01.13 12:21:58) 
senin listende yer alan yazarlardan birinin veya güvendiğin herhangi bir yazarın okuduğu, tavsiye ettiği yazarlara bak.
genel olarak listenin çok değişmediğini göreceksin.
standart entel kütüphanesi o işte:)
  • yalnux  (14.01.13 12:38:54) 
herkesin okumasını istediğim kitap
ahmet hamdi tanpınar saatleri ayarlama enstitüsü
ha birde otostopçunun galaksi rehberi demezsek marvin bizle 1 dakika geçiriyormuş
  • hitsumo  (14.01.13 13:03:19 ~ 13:03:32) 
Ursula K. LeGuin oku. Bu listeyi taçlandırmak gerek, ooo ooo.


  • Hallerlale  (14.01.13 13:19:59) 
Saatleri Ayarlama Enstitüsü Türkiye'de yazılmış en iyi romanlardan biri bence. Le Guin'den Mülksüzler'i okumuştum :). Çok benim tarzım değil. Önerdiğin kitabı varsa söyleyiver ama.


  • barut  (14.01.13 13:22:20) 
sartre, borges, calvino, kafka


  • zihuatanejo  (14.01.13 13:45:46) 
A şu an fark ettim. Brautigan yok bu listede. Bütün Brutigan kitaplarını listeye dahil edebilirsin.


  • Hallerlale  (14.01.13 13:53:48) 
[]

Manyak mı bunlar?

Kadınlar ter kokuma bayılıyor. Bir değil iki değil manyak mı bunlar?




 
nasıl bir yokluk çekiyorlarsa artık. başka açıklaması olamaz.


  • dokunmakalbime  (14.01.13 11:57:51) 
ter çalışmanın, gücün, emeğin temsilcisidir.
kadınların bilinçaltına gider o koku direk. ev babası hissi yaratır. babalarını hatırlarlar. ter kokusunu baba aşkıyla bağdaştırıp mutluluk psikolojisine girerler.

eşşek ölüsü gibi kokanlar ayrı.
  • alikavazinmahmut  (14.01.13 12:25:18) 
İlginç ama kadınların ter kokusu erkeklere çok çekici gelmiyo sanırım. En azından benim için öyle. Ama kadınlar seviyo erkeğin terini.


  • Cimo  (14.01.13 12:38:11) 
o kadınların hepsi manyak bence...


  • aliyoni  (14.01.13 12:51:03) 
ter kokunu beğenmeyen seninle birlikte olmayacağı için sana hepsi beğeniyor gibi geliyordur.
kısmen doğru, büyük oranda yanılsama yani.

  • yalnux  (14.01.13 13:01:11) 
Yahu yanılsama değil, baya burnunu dayayıp hımmmmhhh diye çeken oldu yahu. Peygamberliğimi mi ilan etsem?


  • barut  (14.01.13 13:15:37) 
ayşe armanın bi yazısı vardı çook eskiden, kadınların sevdikleri erkekte en beğendiği kokunun koltuk altı kokusu (ya da ter, vs buna benzer bişey işte)olduğuyla ilgili. aranıp bulunup okunabilir.


  • halanne  (14.01.13 13:54:15) 
[]

Bütünleme Olayı

Bu Yök bütünleme olayı getirmiş ya... Daha önce bizim okulda büt yoktu. Finale hiçbir mazeretim olmadan girmeyip büte girebiliyor muyum şimdi? (Okula sor demeyin, haftasonu kapalıydı öğrenci işleri. Final Pazartesi sabahı)




 
devamsızlıktan kalmadıysan girersin.


  • zgrydn  (13.01.13 01:45:22) 
Finale girmeyen büte giremez.


  • wampex  (13.01.13 01:48:36) 
okuluna göre değişiyor mu bilmiyorum ama bizim okulda bütünlemeye girmek için finale girmek şart değil. finale girme hakkına sahip olmak yeterli.


  • zgrydn  (13.01.13 01:51:23) 
Finale girme hakkım var. Mazeret isterler mi benden girmediğim için? (devamsızlık problemim yok. yök'ün bildirisi çok kafa karıştırıcı. finale "giremeyen" diyor. ulan "herhangi bir sebepten dolayı giremeyen, mazeret bildirmek zorunda olmaksızın" diye yazsana. sığır. ilgili karar: www.yok.gov.tr)


  • barut  (13.01.13 01:52:32 ~ 01:53:41) 
gerçekten dediğin doğru. girmeyen ile giremeyen arasında çok fark var. girmeyen yazsa bütün sorun çözülcek ama ne yazık ki giremeyen yazıyo.

duyurudan takip ettiğim kadarıyla, her okulun farklı uygulaması var. bizde finale girmeyen büte girebiliyo ama burdan -duyurudan- finale girmeyenlerin büte giremediğini yazdığını da görmüşlüğüm var.
  • trajikomix  (13.01.13 02:02:14) 
finale girmezsen büte de giremiyorsun, tabii final için rapor almadıysan. en azından bizim okulda öyle.


  • püsür  (13.01.13 02:51:09) 
bizim okulda finale girmedin büte giremezsin diye bir olay yok. devamsızlık ya da stajı tamamlamama gibi bi sorun yoksa girebiliyorsun.


  • assassino5  (13.01.13 03:05:02) 
ankara üniversitende finale girme hakkı olan herkes herhangi bir bildirimde bulunmaksızın bütünleme sınavlarına girebiliyor.


  • leenathrw  (13.01.13 03:58:45) 
[]

iPhone jailbreak sorusu

Günaydın dostlar. Şimdi ben Jailbreak'li iPhone 3GS kullanıyorum. iOS versiyonum 5.1.1 fakat bu versiyonun bu telefonda ağır çalıştığı ve çok şarj yediği malum.

Sorularım;

1) Cydia'da anasayfanın en üstünde 4.1'e SHSH kaydım olduğu yazıyor. Bu downgrade yapabileceğim anlamına mı geliyor? ("Shsh: 4.1, 5.1.1, 6.0.1" gibi bir ibare var.)

2) Şu an bir çok tweak kullanıyorum, bunları 4.1'de de kullanabilir miyim? Geriye dönük uyumlu olup olmadıklarını nereden öğrenebilirim?

3) Altın soru: 5.1.1'den 4.1'e düşersem ne kazanırım ve ne kaybederim? Eğer mümkün olacaksa sizce geçmeli miyim?

Sağolun şimdiden.

 
1hayır 2hayır.hiçbiryerde 3hiçbirşey.mümkündeğil.


  • mehmettt  (09.01.13 07:04:29) 
ben 5.0.1 kullanıyorum gayet stabil.


  • rentts  (09.01.13 07:37:57) 
1) evet. mumkun. redsn0w'da shsh blob'larin duruyorsa restore secenegi var. 4.1'in ipsw dosyasini indirip restore edebilirsin.
2) tweak'lerin sayfasinda yazmasi lazim. (OS ver. >= 5 gibi ornegin)
3) ne kazanirsin? daha performansli calisir tabi ister istemez, ios 5'teki uygulamalari kullanamazsin tabi dogal olarak. ki bence en onemlisi iCloud, Messages filan.
tabi bir de cogu uygulamanin min. iOS 5 isteme olayi da var, onu da dusun.

kullandigim zamanlardan hatirladigim kadariyla 3GS'te 5.1.1 o kadar da kasmiyordu, gayet akiciydi. istersen sifirla, 5.1.1 yukle yani tekrar?
  • fader  (09.01.13 08:14:01) 
5.1.1 i kullanıyoruz ailecek(ip4,ip4,itouch4,ipad2) ve böyle bir sorun yok ama 3gs de bilemedim.


  • ozdek  (09.01.13 08:18:13) 
iCloud ve iMessage'ı zaten aktif kullanmıyorum. Uygulamalardan tırstım sen öyle deyince çünkü çok uygulama var kullandığım... Daha sıfırlayalı çok olmadı :) Sadece tweaklerim kurulu fakat çok fazla var. Ama ağırlatan bu değil çünkü sıfırlayıp sadece sbsettings kurduğumda 110mb civarı (90-120 değişen) free ram görüyordum, şimdi de aşağı yukarı bu değerleri alıyorum. Şarj olayı sıkıntı, çok gidiyor şarjı. Akşamı çıkarabildiğim yok hiç.


  • barut  (09.01.13 08:19:55) 
iMessages vs gibi şeyleri notificaiton center'dan kaldır, pilin şahlanıcak. Weather'ın da location erişimini kapa.

Şarjı götüren şeyler 7/24 bağlantı gerektiren programlar, ios5'in kendisi değil.
  • skatheist  (09.01.13 09:25:38) 
[]

Saç spreyi önerir misiniz?

Erkeğim. Hafif, sert olmayan bir wax kullanıyorum, şekil verdikten sonra üzerine de şekli bozulmasın diye sprey sıkmak istiyorum ama bir türlü aradığım spreyi bulamadım. Ya taş gibi yapıyor, ya da tutmuyor. Önerisi olan var mı?




 
osis + kesinlikle


  • mtsyh  (07.01.13 16:22:49) 
wella 3 veya 4 numero.


  • jimjim  (07.01.13 16:23:57) 
Ben bunu kullanıyorum, gayet memnun.mcdn01.gittigidiyor.net Taft 5 numero.

Bu arada, saçına hiçbir şey sürmeden sadece sprey sıkarsan hareket ettikçe etkisini kaybedebilir. Waxtan hemen sonra sıktığın da, sıktığın miktara göre sertlik derecesi değişir. Waxla birlikte daha iyi tutar yalnız, aklında olsun.
  • laptop  (07.01.13 16:28:32) 
Zaten waxtan sonra kullanıyorum.

Osis'in kalitesini biliyorum aslında çünkü roll-ona benzeyen bir wax'ı vardı, alttan çevirerek Pritt gibi çıkanlardan hani, uzun zaman onu kullandım. Şimdi baktım bütün ürünleri değiştirmişler. Osis'in kaç numaralısını kullanmalıyım?
  • barut  (07.01.13 16:59:39) 
ben de shwarzkorf kullanıyorum doğru yazabildiysem. şekli soğuk rüzgara rağmen bozulmuyor (saçın yapısına göre zor bir şekil olmasına rağmen) sert oluyor biraz saç ama dışarıdan doğal görünüyor parlama vs yok elini saçına sokup gezdirebiliyorsun rahatlıkla. numarası 3. ama 4 şu rüzgarlı nemli havalarda daha iyi gibi.


  • taqster  (07.01.13 17:22:08) 
[]

Şu iki ürünün ikinci elde fiyat durumları ne acaba?

Şimdi benim halihazırda kullandığım Sony Vaio VGN-NS21M model bir laptopım var. Özellikleri aşağıda;

» İŞLEMCİ :Intel Dual Core 667 MHz. 2.16 GHz. 1 MB Cache Bellek T3400 İşlemci
» RAM :3 GB DDR2 667 Mhz. (Max.4 GB) Ram
» SABİT DİSK :250 GB SATA (5400 Rpm) HDD
» EKRAN KARTI :Yeni Nesil Intel 4500MHD Max. 1320 MB Ekran Kartı
» 1.3 Mega Pixel Webcam, vesaire.

Bir de Apple iPhone 3GS'ım var. 32GB, siyah. Vatan Bilgisayar'dan 2010 Mart'ında almıştım. Kutusu belgesi filan duruyor.

Yenilemeyi düşünüyorum ikisini de ama... Bunların fiyatları nedir ki? Satmaya değer mi?

 
iphone 450-600 arasi eder


  • rentts  (06.01.13 22:39:44) 
[]

MacBook Air mi, Surface Pro mu?

Soru başlıkta. Teşekkürler. Edit: ve neden? :)

Edit 2: Sadece 1 yorum yani öyle mi :( Duyuru bitmiş.


 
yazılım kalite kullanılabilirlik = macbook air


  • mukon  (24.12.12 22:30:50) 
[]

Steve Jobs'ı özlediğimi fark ettim...

Az önce Hürriyet'te yeni iPad'in 90 gün sonra geleceğine dair bir haber okudum. Foto galeride gezerken ilk iPad'in fotoğrafını gördüm. Bir flashback yaşadım o an. Gözümün önüne heyecanla bilgisayarın başına çöküp canlı canlı o sunumları takip ettiğim günler aklıma geldi :( Tam bir Apple fanboy gibi "Hadi Steve abi söyle, bize bu yıl hangi ürünü sunacaksın :(" diye klik klik diye fareye tıkladığım günler...

Steve abimiz yılda bir defa çıkardı karşımıza, giyerdi Levis kotunu, çekerdi üstüne kazağını, anlatırdı, şöyle devrim, böyle über teknoloji, gelecek bunda vesaire. Yaptığı her şey de olay olurdu. Şimdi iPhone 5'e bakıyorum, ekranın büyümesi ve kablonun değişmesi gibi basit oynamalar falan var, hiç de öyle devrimsel bir olayı yok. iPad'in zaten artık sürekli yenisi çıkıyor, hangisini alacağını şaşırdı insanlar. iPod nano'da süper bir olay yakalanmıştı, kol saati yapılabilme olayı, şimdi yine cihazı büyüttüler ve rezil bir hale soktular. Onun dışında, "ulan Google ne yapmış?" diye girip bir Nexus 4'ü inceleyeyim dedim. Sitelerine girdim, zannedersin Java.com dökümanı okuyorum... Bir ciddiyet, bir nerd'lük havası. "Özelliklerimiz bunlardır" tribi. Sayfayı yapan adamın 1 haftadır yıkanmamış kıvırcık saçları, kitaplığındaki ASP.NET kitapları ve gözündeki Harry Potter gözlüğü gözümün önüne geldi. Samsung ona keza.

Bütün bunlar gözümün önünden geçince Steve Jobs'ı özlediğimi fark ettim.
Adam teknoloji dünyasına cool'luğu, tasarımı, inovasyonu getirdi; tuş takımlarını, Symbian gibi takoz yazılımları kaldırıp teknoloji aleminde devrimini yaptı, gitti. Bakışındaki fark inanılmaz. Hala Apple'ın sitesine girince dizaynındaki sadelik ve muhteşemlik beni benden alıyor... "Ah be koca reyis, sen de yitip gittin. Bi 10 sene daha yaşasaydın olmaz mıydı?" diye düşünmemek elde değil.

Böyle işte.. Adamı özlediğimi fark ettim bugün.

Benim gibi düşünen kaç kişi var bakalım :)

 
ben düşünmüyorum. ama şunu izledikten sonra kendisini gülerek andım:

www.southparkstudios.com
  • zgrydn  (24.12.12 14:17:43) 
bunu, bunu alın bunu burdan.


  • henrychinaski  (24.12.12 14:21:05) 
bana steve abi tam zamanında gitmiş gibi geliyor. kablosuz şarj dışında (öyle pede koyarak falan değil. harbi kablosuz şarj) dışında ne kaldı ki bulunabilecek ? adam piyasayı süpürdü gitti.

edit: barut'un yorumu üzerine editliyorum, aslında doğru steve reyizin de dediği gibi onlar bize elindekileri göstermeden biz ne istediğimizi bilmiyoruz. mutlaka bulurdu reyiz yeni bir şeyler. saygılar efenim.
  • zazazaraeta  (24.12.12 14:26:55 ~ 14:40:52) 
iPhone 5 ile 4S arasında ki farkın ekran boyutu ve şarj kablosu/soketi olduğunu düşünüyorsan ne söylense boş.

Ayrıca Apple'ın estetik/kozmetik anlamda sade ve klasik bir tutumu var, kurulduğu günden beri bu böyledir, ne olmasını bekliyordun sanki.
  • grimer  (24.12.12 14:31:24) 
@zazazaraeta, muhtelemen Nokia 6630 çıktığı zaman da aynı görüşteydin. Her zaman işimizi daha çok kolaylaştıracak bir teknoloji vardır. Daha televizyon yapacaktı bize.

Tüketim manyaklığı ile ne alakası var çözemedim darknum. Bende sadece iPhone var. Adamdan önce dokunmatik doğru düzgün telefon yok. Size kalsa sırtımızda klavyeyle gezecektik.
  • barut  (24.12.12 14:39:20) 
aynı fikirdeyim, keynote'ları çok sıkı takip ederdim, şimdi arada bir oturup eskilerini izliyorum. ilk iphone'un keynote'unu 6-7 kere izlemiş olabilirim.


  • roket adam  (24.12.12 14:43:45) 
adamın öncülük ettigi teknolojik cihazları begenmeni ve adamın ileri görüşünü begenmeni anlıyorum DA
adam babanın oglu gibi "özlüyor" olman acaip.

kendi karısı, çocukları falan özlüyordur herhalde de, sana noluyo
adamı tv harici, 1500 metre yakından da olsa gördün mü :)
  • cruseo  (24.12.12 15:13:38) 
  • barut  (24.12.12 15:18:44) 
iphone 3gs le 4 arasındaki farklar 4(s) ve 5 arasında da var bence. tamam 3 ten 4 e tip baya baya değişti de uzaması da baya cesur bir hareket, ki güzel de oldu diye düşünüyorum.


  • acan99670  (24.12.12 15:49:51) 
[]

Gastrit şüphem var, ne yapmalıyım?

"Doktora git" önerisi dışında neler önerirsiniz? Özellikle beslenme şekline dair tavsiyeleri bekliyorum.




 
Yağlı, asitli, turşu benzeri gıda ve içeceklerden uzak dur. Ayrıca o doktora gitmek zo-run-da-sın!! Ben 10 gün ilaç kullandım ve çok şükür hiçbir şeyim kalmadı.


  • bilmemkacincinick  (22.12.12 18:13:14) 
merhaba.
salçalı şeyleri az ye. ya da az salçalı şeyler ye. baharat fazla tüketme. kat-i suretle tatlı ile ekşinin midende karışmasına izin verme. asitli şeyler(portakal mandalina) fazla yeme. başka ne vardı. turşu. turşu tabi turşu da yeme fazla. boğazına boğazına yürür hep bunlar. doktora da gerek yok zaten ilaç kullandığına değmez. kendiliğinden geçiyor hem.

  • duydukduymadıkdemeyin  (22.12.12 18:17:30) 
doktora git


  • isminivermekistemeyensuser  (22.12.12 18:47:42) 
nexium 40 mg sabah ac karna


  • mrwaquras  (23.12.12 13:44:51) 
[]

Türkiye'de evrime "inanılmamasının" sebebi ne?

Selam yenilmez galyalılar. Soru başlıkta...

"İzafiyet'e inanmıyorum", "Big bang önce kanun olsun, sonra gelsin", "Atom teorisi karşıtı bir bilimsel çalışma yapılsa o profesörü hemmen okuldan atarlar :(" gibi cümleleri insanlardan hiç duymadığımız halde, aynı şeyi evrim için rahatça söyleyebilen, onu yanlışlayan bir tane bile hipotez ya da ufacık bir çalışmaya dahi rastlamadığımız halde bu evrime Türk halkı neden "inanmaz"?

Teşekkürler.

 
akp ;-)


  • Tony Montana  (19.12.12 22:08:07) 
evrim = allahsızlık. zihniyet bu çünkü düşünmeye gerek yok bile:)


  • crimsonlady  (19.12.12 22:10:16) 
tövbe de kardeş biz allaha inanırız bir tek maymundan mı geldik yani haşa

işte budur.
  • isildur  (19.12.12 22:11:57) 
maymun-o-fobi


  • opunce kurbaa olan prens  (19.12.12 22:12:17) 
evrimi ilk savunanlar insanlar maymundan geldi dediği için. islam alimlerinin hepsinin cevaplarına bakın. evrim sorusuna maymun cevabı vermiştir.


  • inanmazsan inanma  (19.12.12 22:12:35) 
sadece Türkiye'de değil, yaratılış teorisinin güçlü olduğu toplumlarda durum aynı (mormonlar, katolikler vs...).
evrim teorisi doğrudan yaratılış teorisinin karşıtı olarak görülüyor. iki teoriyi birleştirenler de var tabi, tanrı yarattı ama sonra evrimleştik gibi vs..
ama mesela izafiyet, doğrudan bir inanışın karşısında yer almıyor, ya da atom teorisi.
  • medievalman  (19.12.12 22:13:56 ~ 22:14:26) 
ne maymunu? "ortak ata" diye bir şey duymadın mı?


  • barut  (19.12.12 22:14:30) 
bilimsel olduğunu anlaşılmıyor herhalde. kendi inançlarına karşı duran farklı bi inanış gerektirdiğini düşünüyorlar. "ya islama inanıyorsun ya evrime. ikisi bi arada olmaz" kafası.


  • uepuey  (19.12.12 22:16:08 ~ 22:16:58) 
barut ben de senin dediğini diyorum işte:)


  • inanmazsan inanma  (19.12.12 22:18:29) 
Evrimin yanlis anlasilmasi/anlatilmasindan dolayi inanmayanlar da var fakat allahci kesim de inanmiyor haliyle , ademe havvaya inaniyorlar. Ha evrim yalan de, adem ilen havva ne len.


  • Godless  (19.12.12 22:22:34) 
evrim bana mantikli gelse de henuz kesinlikle kanitlanmis tartismsiz bir prensip degil buyuk olcude kabul gordugu icin cogu kisi kesin saniyor ama degil bu yuzden insanlari suclamamk gerek cogu kisi evrimin ne oldugunu tam bilmiyor hop diye cikan acaip mutasyonlar saniyorlar


  • mazungu  (19.12.12 22:41:33) 
sen bu millet neden allaha inanıyor gibi bir soru sormuş oldun.


  • Ramiegovic  (19.12.12 22:46:19) 
nasıl yani?


  • barut  (19.12.12 22:53:21) 
evrim yaradılışı reddetmektir.
dinimize göre yaradılış gerçeği vardır.

allaha inanan evrimci var mıdır ?
  • Ramiegovic  (19.12.12 22:59:43) 
arkadaş kusura bakmayın ama 'kainat ne kadar güzel kesin allah var' ile 'canlılar ne kadar benzer kesin evrim var' aynı saçmalıkta. koyu evrim taraftarı bir ilkokul öğretmenim, fen lisesi ve tıp fakültesi geçmişim oldu, bilimle ilgili evrimin herhangi bir savı, abaza yaratılışçı adnan oktar'ın 'milyonlarca yıl önceki fosiller bugünküyle aynı' iddiasının karşısında duramadı. ayrıca insanlara 'evrimleşerek bugüne geldik' demenin ve bunu kabullendirmenin medeniyetle bir bağlantısı yok. ister evrimleş, ister gökten zembille in. insana 'en son' halini tanıtacak, mevcut tabiatı olduğu haliyle anlatacak bilim işe yarar.


  • vizdilva  (19.12.12 23:02:46) 
@vizdilva

sen de kusura bakma ama, koyu evrim taraftarı olup, evrim teorisi profesörlerinin adnan oktar'a cevap veremediğini/veremeyeceğini düşünmen de çok fantastikmiş. Fen lisesi ve tıp fakültesi geçmişinin ne alakası olduğunu anlamadım ama, kırk dakikanı verip şunu ve devamını izleyebilirsin; www.youtube.com

Ayrıca bir ilkokul öğretmeni olarak ne tarz bir bilimin işe yarayacağını aydınlatman gerçekten beni çok etkiledi. Bütün boş işlerle uğraşan bilim dünyası adına senden özür dilerim. Stuart Kauffman, Margie Profet, Nancy Moran falan alayına mesaj attım bundan sonra sadece patates vb. üzerinde araştırmalar yapacaklarmış söz verdiler.

Hiçbir şekilde mesleğini küçümsemiyorum ama, bütün bilim dünyasının tartıştığı, çok büyük bir çoğunluğunun destek verdiği bir teoriyi sanki herkes aptalmış gibi davranarak bir kenara atman çok ilginçmiş. Mevcut tabiatı olduğu haliyle anlatan bilim işe yararmış. peh.
  • cepeuc  (19.12.12 23:15:38 ~ 23:23:50) 
evrim teorisinin ne kadar saçma bir teori olduğunu ilgili entry'mde anlatmıştım. dilerseniz okuyabilirsiniz.
(bkz: adnan oktar/#30840156)

  • subseven  (19.12.12 23:31:50) 
bir kaç sebebi var:
* bilim kavramının bize yanlış öğretilmesi. sanki sınanıp kesinliğe kavuşturulan bilgi doğruymuş gibi öğretiliyor, o yüzden "o sadece bir teori, kesin olsaydı evrim kanunu olurdu" yanılgısına düşüyor insanlar. halbuki bilimsel bilginin "defalarca sınanıp, defalarca doğruluğunun kanıtlanıp yine de bir gün yalanlanma ihtimalinin kabul edildiği bilgi" olduğunu bilmek lazım. bir gün yalanlanabilmesi ihtimali zaten onu bilimsel bilgi yapan şey...

* bilim diyince sadece teknik bilgiyi anlayan insanların çoğunlukta olması. yani formülünü ezberle, işin mekaniğini bil ama arkasındaki felsefi ve bilimsel birikimi umursama... bu faydacı kafa sayesinde evrime "inanmayan" biyoloji öğretmenlerimiz olabiliyor.

* fazla muhafazakar olmamız ve onyıllardır bu durumun pompalanması. eski ders kitaplarında evrim gerçeğinden bahsedilirken yavaş yavaş sağcı hükümetlerle bu bilgiler çıkarılmaya, yerine din derslerinde yaradılıştan bahsedilmeye başlandı. şu anki durumu tam bilmiyorum ama biyoloji derslerinde yaradılış anlatılıyor bile olabilir.

* şu yüzyıllardır olan saçma "din - bilim" karşıtlığında, din'in elinde kalan son kalenin evrim olması. dünyanın yuvarlaklığı, yerçekimi, güneş merkezli evren vs artık sorgulanmıyor. din pes etti orada. tek kalan evrim; herkesin tam anlayamadığı bir konsept olduğu için sanırım.
  • muk  (19.12.12 23:41:03) 
tamamiyle dine asiri bagliliktan. evrim teorisi bir de yanlis algilaniyor. kimse subseven kadar derinlemesine arastirmiyor bu konuyu. belki arastirsa mantikli veya mantiksiz bulacak.
boyle bir arastirma konusunun (ki NSF bu konuya taxpayerlarin bir suru parasini akitir. muhtemelen amerikadaki en akli basindaki kurumlardan biridir) safsata diye bir koseye atilmasina karsiyim.

  • yirtik foto  (19.12.12 23:45:46) 
@subseven'a da çok kısa bir cevap vereceğim. Çünkü evrimi anlamadan çürütmeye çalışmak gerçekten çok ilginç. Evrim teorisi insan en mükemmel canlıdır demez, dememiştir hiçbir zaman. Şu anda şartlara en iyi uyum sağlayan özelliklere sahip olduğumuz için buradayız. Bundan 5-5000-5000000 sene sonra şartlar değişebilir, o şartlara "hamsi" hariç hiçbir canlı uyum sağlayamayabilir. Dolayısıyla geçmişte birtakım özellikleri bizden gelişmiş canlılar bulunması evrime ters bir olgu değildir.

Sözlükteki evrim teorisi konusunda binlerce kez açıklanmış olan şeyleri okumayıp 4800 entry'den sonra hala "ehehe şimdiki maymunlar niye insan olmuyor ehehe" yazan adamlar yüzünden uzun uzun açıklama yazıp söylediklerinin tersini savunmanın hiçbir kıymetinin olmadığını farkettim aslında ama, sizin gibi insanları gördükçe o kadar garipsiyorum ki, her seferinde tekrar tekrar yazasım geliyor.
  • cepeuc  (19.12.12 23:53:29) 
@cepeuc
benim demek istediğim, bilimsel konularla yakından ilgilenmiş olmama rağmen evrimi fikren desteklemiyor oluşum. çevremdeki bir çok okumuş etmiş ama evrimi kabul etmeyen insan da böyle düşünüyor. ayrıca ben ilkokul-lise-tıp örneği verirken 'evrim doğru mudur değil midir' üzerinde tahsil yaptığımdan değil, ama biyolojiyle tanışıklığım yüzeysel bilgilerden oluşmuyor demek istedim.
bir de bilime ve bilim adamlarına çamur attığım anlaşıldıysa afedersin, ne diyeyim? sadece eleştiriyorum; evet canlılığın kökenini incelemenin faydasız olduğunu düşünüyorum. ama bunu kendi dini değerlerimle çeliştiği için söylemiyorum. benim inancımda peygamber de dahil hiç bir otorite 'allah'ın varlığı'nı tartışma zahmetine girmemiş, "allah var" davasını gütmemiştir.
  • vizdilva  (19.12.12 23:57:06) 
"yaradılış teorisine inanlar, ineklerin dinozorlarla aynı dönemde yaşayıp da hayatta kalabildiğine inanan insanlardır" diye bir şey okumuştum :) t-reks ile sarıkızı çayırlarda koşarken bir hayal edin...


  • muk  (19.12.12 23:57:24 ~ 20.12.12 00:18:21) 
"evrim teorisi"...adı üzerinde teori,doğruluğu henüz ispatlanmamış daha..gerisi hikaye..


  • izole  (20.12.12 00:06:45) 
@izole: "bilim kavramının bize yanlış öğretilmesi. sanki sınanıp kesinliğe kavuşturulan bilgi doğruymuş gibi öğretiliyor, o yüzden "o sadece bir teori, kesin olsaydı evrim kanunu olurdu" yanılgısına düşüyor insanlar. halbuki bilimsel bilginin "defalarca sınanıp, defalarca doğruluğunun kanıtlanıp yine de bir gün yalanlanma ihtimalinin kabul edildiği bilgi" olduğunu bilmek lazım. bir gün yalanlanabilmesi ihtimali zaten onu bilimsel bilgi yapan şey..."

evrim, laboratuvarlarda hergün ispatlanan birşey. bakteriler, sinekler vs gibi kısa ömürlü canlıların özellikle, kuşaktan kuşağa evrildiği gözle görülebiliyor. biraz google ltf.
  • muk  (20.12.12 00:13:14) 
@izole

yahu yemin ederim soruyu soran adam gitti ben hala burada ne yapıyorum bilmiyorum ama küçücük bir google aramasına bakar şu söylediğin. ya da sözlükteki evrim teorisi sayfasından 3 sayfa okumana... ama okumayı sevmeyen bir insan olabilirsin, ben sana bir güzellik yapayım. üç yerine yalnızca bir sayfa oku;
www.notjustatheory.com
  • cepeuc  (20.12.12 00:13:20 ~ 00:13:57) 
görülüyor ki beynini bilime karşı izole etmiş insanlar hala var aramızda... izole kardeş, size göre yaratılış da bir teori değil miydi? mavi, pardon, yeşil ekran vermeyesin şimdi sen?


  • barut  (20.12.12 00:16:30) 
İnanma ne ki? Bilimsel bilgiye inanma/inanmama diye birşey olmaz. Topluma ne ki bundan? Bilimsel bir konunun bu kadar toplumsal bir olaya dönüşmesi evrim teorisinin Allahsızlarca ideolojik sosyal alanda kullanılmaya çalışılmasındandır.


  • labanon  (20.12.12 01:03:26) 
islama ters değil evrim islam tam anlatmıyor orayı biz sizi alaktan yarattık diyor


  • mazungu  (20.12.12 02:00:25) 
yaradılış evrimin rakibi olamaz zira ilk canlıyı evrim tanımlamıyor ister uzaydan gelsin tanrı yapsın evrim başka şey karışıyor


  • mazungu  (20.12.12 02:02:44) 
konudan ayrı olarak evrim bildiğim kadarıyla islam'a ters; çünkü evrim ve bilim hz. adem diye bir şey yani "ilk insan" diye bir şey olmadığını söyler; tıpkı insanın bebeklikten çocukluğa geçerkenki sürecinde "ilk çocukluk" diye bir an olamayacağı gibi... ama evrim teorisinin islamla çelişiyor olması evrimin yanlış ya da doğru olduğunu da göstermez çünkü birisi bir dini inanışken diğeri bilimsel bir teoridir. dini inanışlar yanlışlanamaz ve ispatlanamaz, yalnızca inanılır. bilimsel veriler ise deneyle, gözlemle ortaya çıkarılır ve bulguya dayanır. soruyu retorik olarak sormuştum, cevabını elbette biliyordum... burada "evrime inanmama" hadisesinin "bilime önem vermeme" ve "bilmeme, araştırmama" kökenli problemler kaynaklı olduğu zaten ortada. umarım farkındalık yaratabilmişimdir.


  • barut  (20.12.12 02:23:50) 
evrim, islam'a ters olmak zorunda değil. çünkü açık ayet- kapalı ayet(muhkem vs müteşabih) diye bir şey var. yani bazı ayetler mot-a-mot okunacak, kelime anlamıyla değerlendirilecek ayetler iken, bazıları yorumlanacak, gizli anlamlar içeren ayetler.

yani "biz insanı çamurdan yarattık" dediğinde, su ve toprak karışımını da anlayabilirsin kelime anlamına bakınca, ya da evrim teorisindeki molekül havuzunu da. ayrıca "biz insanı merhalelerle yarattık" diye de bir şey var ki evrimin dini bilgilerle çelişmediğini söyleyenlerin en büyük dayanaklarından.

adem ve havva meselesine gelince, mitokondrideki mutasyonlara bakarak "dişi ata", y kromozomundaki mutasyonlara bakarak da "erkek ata" bulma çalışmaları yapılıyor. bayağı ilginç...
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
  • muk  (20.12.12 09:37:42) 
@cepeuc sana 10 puanlık bir soru soracağım. modifikasyon, adaptasyon, evrim kavramları arasındaki farklar nelerdir? öncelikle bunları bir araştırmanı neririm., bilgisizce yorumlar yapmadan önce.

evrim teorisinin dinle alakası yoktur diyenlerin yalanlarına artık kimse inanmıyor. konuyla ilgili şu entry'e bakmanızı isterim. (bkz: 3. evrim bilim ve eğitim sempozyumu/#26620054) burada bahsedilen konuşmanın videosu youtube'da bulunmakta. bir ara bulup szlüğe ekleyeceğim.

ayrıca şu video da evrimcilerin din hakkındaki görüşlerini açıkça ortaya koymakta. son cümlelere özellikle dikkat!
www.youtube.com

son olarak evrimcilerin karşıt düşünceye ne kadar saygılı olduklarını aşağıdaki video'da görebilirsiniz. duyuruda bile yaratılışı savunan kişilere tick koyulmaması evrimcilerin ne kadar tahammülsüz insanlar olduklarını açıkça ortaya koyuyor.

oktar babuna'nın douglas futuyma ve tebaasını roma'da rezil edişini izlemek için:
www.youtube.com
  • subseven  (20.12.12 16:13:30) 
ilgili entry'den utanarak alıntı yapıyorum:

"dawkins'e sordular: "evrime inanan biri allah'a da inanamaz mı?"
dawkins cevap verdi: "evrim allah'ın varlığına olan ihtiyacı ortadan kaldırır"
işte evrimin özeti budur.
amacı allah inancını ortadan kaldırmaktır."

evrimin özetini bu olarak alan bir insana ne denilebilir ki? bilimsel bir gelişmeyi, belki de çağımızın en büyük keşfini; yüzyıllar içerisinde bilimin vardığı noktayı ve onun getirdiği gelişmeleri izleyen ve güçlendiren felsefi düşünce devrimlerini minicik penceresinden insanlar bu gözle izliyor demek ki...

hayır. evrimin "amacı" bir allaha ihtiyacı ortadan kaldırmak değildir.

evrim, "biz nasıl olduk" sorusundan yola çıkarak "canlılık nasıl oldu" sorusuna ilerlemiş bir arayışın bulduğu cevaptır.

evrim bir allaha ihtiyacı ortadan kaldırmıştır. fakat bu, gelinen noktanın bir sonucudur. "allah yoksa biz nasıl olduk?" sorusuna mantık penceresinden cevap verebilmemizi sağlamıştır ve açıklamaların tamamı takip edilebilir niteliktedir. evreni mantığıyla anlamak isteyenler ve böyle huzur bulanlar, doğru cevabı arayanlar buna inanır. bunun üzerine isterse hala bir tanrıya inanabilir. isterse bir dine de inanabilir. bu onun tercihidir. fakat evrim sayesinde bu bir zorunluluk değildir.

aynı zamanda bu dininiz için iyi bir şeydir çünkü yerinde saymasını, kendini tekrar etmesini engeller. işte bakın, adamlar -bana göre eyyam olsa da- adem'i havva'yı biyolojik olarak evrim teorisi içerisinde bulma arayışına çıkmış; kuran'da da evrim arıyorlar. öyle ya da böyle bir çaba, değil mi? hiç olmazsa "dünya dönmüyor" diye kestirip atmayıp inançları ile bağdaştırma arayışındalar, bu da onların tercihi. tik atmama sebebim dindar olmaları değil, verdikleri cevapların tatmin edici olmamasıydı.

izole şöyle dedi mesela:

"evrim teorisi"...adı üzerinde teori,doğruluğu henüz ispatlanmamış daha..gerisi hikaye..

bu mudur yani? şimdi bu neresinden tutsan elinde kalacak "şey"in neresine tik atayım ben?

dindar insanların yaşantılarına ve yaşama özgürlüklerine saygı duyuyorum. olması gereken de bu. konuyu din noktasına çekmek yanlış zaten. ama televizyonunun bütün kanallarını A9 yapmış bazı insanlar var ki evrim kelimesini duydukları anda başlıklara, sayfalara, video altlarına üşüşüyorlar. maşallah, very big cat you.
  • barut  (20.12.12 23:52:16) 
@subseven

Bu kadar insan bu kadar şey anlattıktan sonra hala "bakın Richard Dawkins din hakkında ne demiş" diyerek nasıl bir bilimsel bakış açısına sahip olduğunuzu özetlemişsiniz.. Richard Dawkins'in ya da herhangi bir başka evrim bilimcinin biyolojiyle alakalı olmayan hiçbir görüşü, beni ya da başka bir evrimciyi bağlamaz. Dünya üzerinde bilimsel bir kimliğe sahip ya da aktif olarak bilimle ilgilenen aklıselim hiçbir insan bu şekilde birilerini suçlamaz. Bir toplulukta her zaman sapkın tipler çıkacaktır. Bu o topluluğu kategorize etmek için yeterli midir?
(Ki hiçbir şekilde Richard Dawkins'in sapkın olduğunu falan düşünmüyorum, anlatmaya çalıştığım şey tamamen farklı.)

Ben diyemez miydim dindarlar böyle böyle yaptı o yüzden din yanlıştır diye? Pek tabii diyebilirdim, ama ne alakası var? Bir kaç dindarın söyledikleri/yaptıkları koskoca bir topluluğu nasıl tanımlayabilir? Aynı şekilde bir evrim bilimcinin söylediği sözler nasıl bütün evrim dünyasının fikriymiş gibi lanse edilebilir? Bilimsel bir tartışma esnasında "evrimcilerin -bilimsel olarak alakası olmayan- başka bir konu(din, sosyal yaşam vs. vs.) hakkındaki görüşleri de işte budur alın görün" demek nasıl bir kafa yapısına sahip olmayı gerektirir? Evrim teorisi hakkında bir konferansa katılan bir kaç insanla koskoca evrim teorisi nasıl çürütülmüş sayılabilir? Her şey bu kadar basit mi? Bir dindarın yaptığı bir hata, ya da din hakkında sorulan bir soruya cevap verememesi, bütün dini alemleri bağlar mı? Cevabınız hayırdır eminim. O zaman Richard Dawkins'in söylediği şey diğer bilim adamlarını bağlar mı sizce?

Gerçekten bunları aklınız alıyor mu? Özel mesaj olarak da yazdığım gibi, bu söylediklerinize gerçekten inanıyor musunuz? Google'dan yardım almadan Richard Dawkins hariç beş tane evrim bilimci sayabilir misiniz?

edit : Ayrıca paylaştığınız videonun mantığı nedir? Richard Dawkins bir tasarımcı olabilir demiş. Ee? Dawkins aniden müslüman olsa, bu, evrim teorisinin çürütüldüğü anlamına mı gelir? Hayır, sadece Richard Dawkins'in müslüman olduğu anlamına gelir.

edit.2 : Yaptığım yorumu, adaptasyon, modifikasyon ve evrim kavramını bilmeden yapmış olduğumu neden düşündünüz açıklamayı düşünüyor musunuz? Dünya üzerinde şimdiye kadar hiçbir bilimsel tartışmada sorulan soruya/yapılan yoruma(ne kadar aptalca ya da bilgisizce olursa olsun) kısacık bile olsa bir cevap vermeden, "bilgisiz bilgisiz yorumlar yapma" tarzında cevap veren bir bilim insanı gördünüz mü? Adnan Oktar ve benzeri "alim"lerden bahsetmiyorum. "Gerçek" bir bilim insanı?
  • cepeuc  (21.12.12 02:33:22 ~ 03:21:50) 
@barut "biz din yoktur demiyoruz; ama öyle de bir sonuç çıkıyor yani" diyorsun. sence bu halk bu laflara inanacak kadar aptal mı? @cepeuc dine daha ılımlı bakarken, sen bu konuda katı düşünüyorsun. evrimciler niye bu kadar kendi aralarında tutarsız? sürekli hangi yalanınız ortaya çıksa, yolu değiştirip başka yoldan gidiyorsunuz. insanlar maymundan gelmiştir demedik diyorsunuz. peki emin misiniz? buna inanmış evrimcileri ben burada sıralarsam ne cevap vereceksiniz? ben cevap vereyim @cepeuc'un dediği gibi, bir kişinin yaptığı herkesi bağlamaz :))


@cepeuc
bahsettiğim kişi sanki sıradan birisiymiş gibi konuşuyorsun. biliyorsun richard dawkins şu anda dünyadaki bir numaralı evrimci olarak kabul görüyor. birçok evrimcinin din ile ilgili görüşlerini buraya koyabilirdim; ama kasıtlı olarak sizin taptığınız adamdan örnek verdim. gerçi ben burda evrimcilerin hangi rezilliğini paylaşsam sen bir kişinin yaptığı herkesi bağlar mı diye cevap vereceksin. o yüzden başka video döküman paylaşmayı düşünmüyorum.
ben hala bu sorularıma bilimsel bir cevap alamadım? sen cevaplayabilir misin?
www.eksisozluk.com
www.eksisozluk.com
+
ilk canlı nasıl oluştu?


bazı sorularınıza cevap vermiyorum kasıtlı olarak. tartışma çok uzayacak çünkü. buna o kadar vaktim yok. bu tartışma ekşisözlük'te yapılsaydı belki yazabilridim; ancak burada kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. bir amacı yok benim için.
  • subseven  (21.12.12 12:36:27) 
sana tek cevap veriyorum: eppur si mueve.


  • barut  (21.12.12 13:47:52) 
@subseven

Bir kez daha evrim bilimcileri kategorize ediyorsunuz. Son kez söylüyorum ve bir daha açıklamayacağım, bir evrim bilimcinin evrim hakkında olmayan görüşleri hiçbir şekilde diğerlerini bağlamaz. Yahu evrim teorisini kabullenen bütün insanların her konuda aynı olduğunu mu zannediyordunuz ki? Ben dine daha ılımlı bakarken, barut daha katıymış. Bu evrimcilerin tutarsızlığıymış. Böyle saçma bir argüman olabilir mi? "Bazı müslüman kadınlar baş örtüsü takarken, bazıları takmıyor, bu müslümanların tutarsızlığıdır."la aynı şey değil mi sizce bu? İkisi de manasız ve gereksiz değil mi?

Ki sürekli dinle ilgili örnek vermemin tek sebebi sizin bu doğrultuda dini kullanmanızdır. Siz ve sizin gibilerin düşündüğü gibi evrim bilimciler oturup din hakkında konuşmuyor, laboratuarda bütün gün din tartışmıyor. Şaşıracaksınız ama, konusu bile geçmiyor. Muhtemelen yine şok olacaksınız ama, evrim bilimciler dini çürütmek için araştırma yapmıyor.

+ Bunu ben dahil(ki tabi ki bu konuyu yalamış yutmuş deneyimli bilim insanlarından kendimi ayrı tutuyorum, onlar için çok daha can sıkıcı bir olay bu) bütün evrim bilimcilerin açıklamaktan dilinde tüy biten bir şey var. Evrim hiçbir zaman ilk canlının, ilk protein molekülünün nasıl oluştuğuyla bir an olsun ilgilenmemiştir. Evrim teorisi(ki konu hakkında herhangi bir kitabın giriş paragrafını okumuş olsanız şu anda bunu bilirdiniz), canlıların türemesine yönelik bir teoridir. Evrimin yönelim alanı türeyiştir. Evrim teorisi karşıtlarının bir çoğunda bu bir dogma olduğu için yıkmak gerçekten çok zor ama, nasıl ki paleontolojistler antik tarihle alakalı çalışmalar yapıyor, bilgisayar yazılımı geliştirmeye uğraşmıyorlarsa, evrim bilimciler için de konu aldıkları olay(canlıların birbirleriyle olan akrabalık ilişkileri vs.) dışında bir olguyla uğraşmak gereksizdir. Evrim bilimciler şu anda ilk canlının nasıl oluştuğunu falan bulmaya çalışmıyor.

"Bunu evrimin bir eksiği, bir kaçış yolu olarak algılayanlar, neden yerçekimi teorisinde aynı şeyi düşünmüyorlar? Neden yerçekimi teorisi yerçekim gücünün ortaya çıkışı konusunda bir bilgi veremediği için yanlış kabul edilmiyor" hiç düşündünüz mü?

Bilimsel bakış açısıyla olaya bakmak konusunda eksik olanlar burada takılıyorlar işte. İki olay birbiriyle alakalı görünüyor, ama gerçekten değil. Bulunmasını ister miyiz? Tabii ki isteriz. Bilim insanları meraklı insanlardır. Açığa kavuşmamış konular onlar için eksikliktir. Ama atıyorum bundan üç yıl sonra dünyayı bir tanrının yarattığı kanıtlansa(!) bu evrim teorisini yalanlayan bir olay olmayacaktır. Bizim anlatmaya çalıştığımız ve araştırmalarla KANITLADIĞIMIZ olgu, bütün canlıların birbirlerine bir ortak atayla bağlandıklarıdır. Onu tanrı oluşturmuştur ya da uzaylılar gelip bir ortak ata bırakmıştır, bunlar bizi yalanlayan şeyler değil, inceleme alanımız değil çünkü.

Son olarak insan maymundan gelmiştir diyen bilim adamlarını sıralarsanız sevinirim.
  • cepeuc  (21.12.12 19:44:25 ~ 19:46:29) 
konuyu başlatan "barut" nickli arkadaş önyargılarıyla yargılamış beni..kendisine bir link vereyim de okusun aklı başına gelsin..
www.agnostik.org
not:konu ile ilgili pm atmayın,gereksiz oluyor zira..
  • izole  (23.12.12 02:19:25) 
Türk halkı yapı olarak bir şeyi benimsediğinde tam bir fanatik oluyor.tıpkı islamiyeti zor da olsa kabul ettikten sonra fanatik oldukları gibi.bana kalırsa ileride (çok ileride diyebiliriz) evrimin fanatik savunucusu olabiliriz.


  • insomni4c  (23.12.12 04:21:24) 
bunu şimdi neden attın izole?


  • barut  (24.12.12 04:11:25) 
arkadaşım sen maymundan geliyor olabilirsin, hadi ben de geliyor olabilir ama resimdeki yaratık maymundan gelemez, mimkin değil.
xtremewalls.com

  • madik atak  (24.12.12 08:18:38) 
"insanın maymundan geldiğini kimler düşünüyor?" diye sorulmuş özel mesajla. yazılarımı okusanız aslında bu sorularınıza çok kolay cevap bulacaksınız.

nabraska adamı= www.evrimteorisi.info
(bkz: pitdown adamı) =40 yıl British Museum'da sergilendi
(bkz: ota benga) = 7 ay hayvanat bahçesinde sergilendi, sonunda intihar edip öldü. bunlara hangi bilimadamları inanmış, isim ver arkadaşım bana isim istiyorum derseniz, gülerim kusura bakmayın.

tartışma yer yer, ekşi sözlük'teki "evrim teorisi" başlığından yürütülmekte. ciddiye alınmak istiyorsanız oradan yazın lütfen. dediğim gibi burada size cevap vermek için harcadığım süreyi sadece zaman kaybı olarak görüyorum. kendinizi tamamen kapatmışsınız. başka kimse de okumuyor bunları. son olarak benim sorularıma hala "bilimsel" bir cevap veremediniz, dikkatimden kaçmadı bilginize.
  • subseven  (24.12.12 17:35:30) 
[]

Bu Rap Müzikle ilgili birkaç sorum var

Selam yenilmez galyalılar

1- Bu müziğin çok dinleyicisi var mı?
2- Siz dinliyor musunuz? Dinliyorsanız / dinlemiyorsanız neden?
3- Dinlemeyenlerin dinleme ihtimali nedir? Nasıl biri çıksa dinlersiniz?
4- Hakkında bilgi sahibi misiniz? Sizdeki imajı nedir?

Birer birer cevaplar alabilirsem sevinirim.

 
1- artık çok yok, elektronik müzik, apaçi style takılanlar daha fazla
2- genelde dinlemiyorum ama zamanında nefret, cartel gibi grupları dinlediğim olmuştur
3- yaşla da alakalı . bu yaştan sonra ihtimal vermiyorum
4- bendeki imajı: ergen müziği
  • cahit tomruk  (17.12.12 16:05:16) 
1. genelde çoluk çocuk dinliyor.
2. sadece gangsta rap dinlerim. oz, the wire gibi diziler yüzünden
3. no comment
5. eğlence işte. kalkıp müzik türü için kendini paralamaya değmez.
  • dokunmakalbime  (17.12.12 16:07:07) 
1- Azımsanmayacak derecede çok dinleyicisi var fakat bu dinleyici kitlesi bile rap yapan insaların kendilerini dinlemesini istediği kitle değil. Yaş ortalaması çok düşük.
2- 98'den 2008'e kadar diğer anti-popülerler tarzlarla birlikle ağırlıklı olarak dinliyordum. çünkü,amacına uygun yapılanları dinlenmeyi hak ediyor. 2008'den sonraki dinleyici kitlesi mafetti her şeyi. dinleyen herkes icra edebileceğini sandı. Artık sadece tanıdık eş-dost şarkı yaptıgında bakınıyorum.
3- Dinlemeyenlerin, bu saatten sonra dinleme ihtimali yok.
4- Fazlasıyla bilgi sahibiyim. Bir imajı yok, bir şey ifade etmiyor artık.
  • irrasyonel kedi  (17.12.12 16:17:33 ~ 16:17:53) 
1- var, benim gibi çok alakasız adamlar da dinliyor, çoluk çocukta. ama dinlenilenler/anlama seviyeleri çok farklı elbette.

2- evet, bağımlılık. progressive british rock (kasabian, porcupine tree) da aynı şekilde, ona da bağımlıyım mesela. fort minor: cigarettes'de shinoda bu bağımlılığı çok iyi bir şekilde anlatır: www.youtube.com

3- bu müziği dinlemek farklı bir mindset gerektirir. çoğu insanın yaptığı hata sadece arkaplanda çalan müziği dinleyip sözlerle müziği bağdaştırmamalarıdır. oysa rap/hiphop her şeyiyle bir bütündür ve öyle değerlendirilmelidir. dolayısıyla bu mindset'e sahip olmayan birisi ne gelirse gelsin bu müzikten hiç bir şey anlamayacaktır (suçlamıyorum, müzik diyince insan "arkadaki müziği dinleyeceğim herhalde" diye düşünüyor, doğal, oysa bu çok farklı, çok farklı bir düşünce türü gerektiren bir müzik türü). bu arada türk rap falan dinlemiyorum, sadece tech n9ne, eminem, jedi mind tricks vs. müzik kısmı kaliteli ve çeşitli olmalı dinlediğim bir şarkının, yoksa çekmiyor beni.

4- bilgi sahibiyim, çok kötüsü de var çok iyisi de. kötüler ön planda daha çok ama bu rap'i/hiphop'ı kötü bir müzik/dinlence/her neyse o yapmıyor (ancak kesinlikle imajın düzeltilmesi gerekiyor, kaliko'nun şu şarkısı bunu çok iyi anlatıyor: www.youtube.com hayatımda hiç kavramlara takılmadım ama müzik mi değil mi tartışmasına girmicem çünkü genelde insanlar bu konuyu sokaktaki taksici gibi değerlendiriyor, hiç bir şey bilmedikleri bir konuda bıdı bıdı yorum yapıyorlar.

bu arada, uzun süre rap dinledikten sonra başka bir müzik türü harika geliyor ama sonra yine dönmek istiyorsun. bağımlılık işte. ayrıca sevmeyen kimseyi benimle dinlemeye zorlamıyorum, bu benim kişisel zevkim tamamen, kimse benimle paylaşmak zorunda değil. zaten bu ikisinden sonra özellikle jazz olmak üzere neredeyse her tür (elbette en açık olan müzik türleri hariç) müziği dinleyip haz alan bir adamım.

son olarak, bu kadar konuştuk, kaliko'dan hello walls gelsin de sizi de bunalıma sokayım: www.youtube.com

hiphop, hiperaktif, kaotik ve linguist bir şekilde kendini ifade eden zihnin ilacıdır.
  • sharksmile  (17.12.12 16:24:30 ~ 16:29:47) 
1- 13-18 yaş arasındakiler dinler genellikle.
2- ben dinlemiyorum rock dinliyorum çünkü rockta emek vardır enstrüman çalıyorlar sonuçta ama rapde böyle bir şey yok
3- benim hayattımda beğendim tek rap şarkısı dj. khaledin bir şarkısı vardı I'm on one diye onu çok beğendim.
4- 12 yaşlarında ludacris falan dinlerdim 1-2 sene dinledim sonra bıraktım.
  • lathspell  (17.12.12 16:56:15) 
1. ülkemizde, yaş ortalaması düşük, doğru insanları dinlememiş ve dinlemeyen bir topluluk var. türkçe rap ise, bana sorarsan şu an yerlerde, öyle bir kültürün oluştuğunu bile düşünmüyorum açıkçası. müzikten bihaber insanların tekelinde olan birşey yani şu an.

2. ben eskiden daha fazla olmak üzere, şu anda da ara ara dinlerim. genelde old school dediğimiz eskilerin hiphop kültürünü severim, dinlerim. tabi biraz olsun yeni diyebileceğimiz wu-tang topluluğundan belli bir takım adamları dinlerim, sayarım, severim. tabi company flow'a da bayılırım, mf doom'u unutmam mümkün değil, yani dinleyin dinletin.
neden dinliyorum sorusunun cevabı olarak pek manevi bir değer katamayacağım duruma. tamam başkaldırı, özgürlük, şu bu apayrı olaylar. ama apayrı bir türden müzikle uğraşmama rağmen, sample kullanımı olsun, ritm kurguları olsun, bana teknik açıdan da birşeyler katan isimlere sahip bir kültür/tür. dolayısıyla dinliyorum ama doğru insanları.

3. dinleyen kesimden olduğum için bana gelmemiş soru tabi ama dinlemeyenlerin dinleme ihtimali hep vardır. yeter ki adam gibisine denk gelsin.

4. mütevazi olamayacağım bu konuda. hem tarihi hem teknik bilgi açısından birçok insanın bildiğinden fazlasını biliyorumdur. ancak öğrenecek şeyler tükenmez tabii ki. imaj dersen, bir imajı yok bende. herhangi bir müzik türünün de bir imajı olması gerektiğini düşünmüyorum, geçiniz.
  • philus  (17.12.12 16:57:09) 
turkce rap coluk coluk isi degil artikin taammi ?!
soundcloud.com
soundcloud.com
www.youtube.com
ozellikle 'sansar salvo - ne' dinlenesi parcalardir
sansar salvoda bi snoop dogg havasi var amk
  • alipali  (18.12.12 16:46:42) 
[]

Bilkent'teki karma yurt tartışması hakkında

alkislarlayasiyorum.com

Şu konudaki görüşlerinizi merak ettim. Üniversitelerde karma yurt olmalı mı? Olmasın diyorsanız neden?


 
tabi ki olmamalı.
hele ki bizim ülkemizde hiç olmamalı.

  • enkolaykullaniciadi  (10.12.12 18:55:30) 
Zorunlu bir biçimde olmalı hem de. Türk insanının karşı cinsle iletişiminin sağlıksız olmasının en büyük sebeplerinden biri bu, kadınlarla bir arada yaşayamıyor türk erkekleri, ve tam tersi de tabii ki.

Bak daha burada görüyorsun, karşı odanda üç kız kalıyor diye illa sevişmen mi lazım? Hemen sikişmek, seks, pompa odaklı espriler, garip yorumlar falan. Herkes sevişmek zorunda değil yani orada, öyle normal yaşayabiliyorsun da.

Bu sorunu liseden çözsek, eminim ülke kalkınır, gazeteler 2. sayfadan direkt 4. sayfaya geçer 3. sayfa haberi kalmadı diye.
  • roket adam  (10.12.12 18:56:26 ~ 18:57:17) 
roket adam +1


  • kayranin kedisi  (10.12.12 18:59:26) 
En yetkili ağızdan konuşuyorum;

Öhöm öhöm. Şincik ben hacettepede kalıyorum. Bulunduğum yurdun zemin ve birinci katı erkek , 2,3,4 kadın. Hiç bir problem görmedim şimdiye kadar. hepimiz gül gibi geçinip gidiyoruz. Arada diğer odalara geçersin o kadar.

Olmalı net.
  • yatagants  (10.12.12 19:13:52) 
Kız-erkek-karma şeklinde 3 seçenek olmalı bence, tabi benim karmadan kastım kız ve erkeğin aynı odada kalabilmesi.


  • bakariz bakalim  (10.12.12 19:17:38) 
var olum başka üniversiteler de duydum ben. illa sevişmek mi lazım, rahat rahat arkadaşlarla ders çalışamıyoruz. bilkent'im yine karalama kampanyalarına gidiyor ya neyse, bilkent güzel lan gelin yine de


  • jedilance  (10.12.12 19:21:22) 
abd de karma yurtta kaldım ne kıza tecavuz oldu ne bişi bizim abazanlığımız aklımız sikimizde


  • mazungu  (10.12.12 20:34:05) 
[]

İzleyecek belgesel arıyorum.

Akşamları yatış modundayken belgesel izlemeyi seviyorum. Youtube'ta video kalmadı artık izlenecek... Evrim konusu, uzay, fizik yasaları vesaire gibi konularda yani genelde bilimsel konularda belgeseller izlemeyi severim. İngilizce, Türkçe önemli değil ama ana dilimde olsa daha iyi anlarım çünkü zaten laptopın ekranını kapatıp uyuklar modda dinliyorum :). Var mı böyle bir site? Bilmediğimiz bir kaynak? Bir bulduruverin be.




 
büyük dünya tarihi'ni izle derim. tv arşivinde 1. ve 2. bölümleri türkçe olarak mevcut.


  • fenerbasket  (30.11.12 23:45:38) 
bro yatış modunda kafa yormalı belgesel yerine aslanlı yılanlı belgesel izle derim çook güzel oluyor. www.youtube.com


  • zombie0  (30.11.12 23:55:28) 
www.imdb.com

altyazıları da mevcut. güzel.
  • ufukcel  (30.11.12 23:56:10) 
  • heritage  (30.11.12 23:58:08) 
o tip aslanlı yılanlıları pek sevmiyorum ya.. genel olarak doğayı da pek sevmem zaten ya :) cCc ağaoğlu maslak 1453 cCc. şaka bi yana, daha entelektüel, bana bişeyler katıcak şeyler arıyorum diyebilirim. bakın az bilinen bir youtube kanalı da olur, playlist'leri kurcalarım yani.


  • barut  (30.11.12 23:59:46) 
Bir şeyler katabilecek felsefi/bilimsel bir tartışma programı arıyorsan ; Ne Diyoruz Ne anlıyoruz: beta.eksisozluk.com

Bahsettiğin tipte bir belgesel serisi; Carl Sagan- Cosmos www.youtube.com ilk bölümü

How Art Made The World diye bir belgesel de var, sanat tarihine ilgi duyarsan.
  • dave87  (01.12.12 00:20:17 ~ 00:21:17) 
dün gece bi arkadaş paylaşmış sözlükte sağolsun:
(bkz: hackers wizards of the electronic age) bende sırada bu var bi ara bakacağım

  • reverse engineer  (01.12.12 00:47:42) 
band of brothers


  • jpsartre  (01.12.12 05:54:03) 
[]

Work and travel için en iyi eyalet neresi sizce?

Günaydın aziz romalılar. Şimdi konu özetle şu: WAT yapma düşüncem var ve maddi durumum da iyi; yani macera olsun diye gitmek istiyorum, para kazanmak için değil. Cali san diego'da çok arkadaşım var, NYC de en azından hayatımda bir dönem yaşamak istediğim kent. Dolayısıyla bu ikisinin eyaletleri de şu anda kafamda birer seçenek olarak duruyor... Gitmişlerin ve onlardan dinlemiş kişilerin tecrübelerine ise müthiş ihtiyacım var. Aynı şekilde amerika tecrubesi olanlar da cevap verebilirse iyi olur.

Sizce nereye gitmeli ve nasıl bir iş bakmalı?


 
wyoming


  • gareven  (29.11.12 07:42:33) 
doyduğun eyalet....


  • der meister  (29.11.12 08:10:10) 
florida iyidir. orlando'ya git, universal'de, sea world'de veya wet'n wild'da çalışırsan, diğer parklara ücretsiz bilet falan da hak kazanıyorsun. yazlık yer, millet tatile gelmiş zaten. herkes keyfine bakıyor. işler zor değil. masraf fazla yok. bir-iki ay çalışırsın sonra NY'a LA'ye gezmeye gidersin birer hafta. paranı harcar eve dönersin...


  • buttercup  (29.11.12 08:20:04) 
madem fikir sordun,

balık temizleyeceğin yerlere (bilmiyorum işte nereyse ama var öyle bişe şuralara gidersen balık temizleyeceksin diye) gitme. tr de pis iş mi kalmadı allasen.
  • cecilia  (29.11.12 08:23:35) 
Dilim gayet iyi seviyede ayrıca ispanyolcam da var, ikisini de kullanabileceğim bir yer bakıyordum aslında. (California bu yüzden iyi.) Nyc neden yasaklanmış ki? Mobilim şu an ama bakarım linke. 2014 yılında yüksek için gelmek istiyorum abd'ye zaten, yani orada yaşamak gibi bir fikrim de var, kısmetse tabii.

Buttercup önerin için teşekkür ederim, ciddi olarak bakayım oraya da. Diğer arkadaşlardan da öneri bekliyorum, teşekkürler.
  • barut  (29.11.12 08:35:55) 
outlet'lerden çok uygun fiyatlara inanılmaz alış veriş yapabilirsin demiş miydim? 10-20-30 dolara tommy'ler, gap'ler, timber'lar... california'da meksikalılar varsa florida'da kolombiyalılar ve porto rikalılar var. eyaletin yarısının ana dili ispanyolca zaten. sen floridaya git floridaya :))


  • buttercup  (29.11.12 08:45:16) 
San Diego uzun sure kalmak icin muhtesem bir yer. Havasi ortami herseyi harika, amerikaya yerlesme imkanim olursa ilk tercihim kesinlikle san diego yada l.a olurdu. New York yorucu bir sehir uzun sure kalinca Istanbul etkisi yapiyor.

Bence isini California'da ayarla new York a gezmeye git. San diego olmasi sart degil Los Angeles da San Fransisco da candir ama SF biraz soguk. Ben doguda kalip batiya gezmeye gittim, sen tam tersini yap.
  • giderbey  (29.11.12 12:07:04) 
:) ben iki kez gittim çok memnun kaldım


  • gareven  (29.11.12 12:58:01) 
maddi durumun iyi, iki yabancı dilin var, niye gidip fakir gibi işçilik yapıyorsun? Git güzel bi eyalette dil kursudur, meslek kursudur, yaz okuludur o tarz bi olaya katıl.

bi iki haftaya sikerim deyip bırakırsın muhtemelen, parası olan adam neden mevsimlik işçi muamelesi gördürsün kendine, aşağılatsın? saçma.
  • roket adam  (29.11.12 13:33:25) 
Fakirlikle alakası yok ki bunun... İş tecrübesinden ziyade hayat tecrübesi gibi düşünüyorum. Bugün milyarder Ünal Aysal bile kendini gençken yaptığı basit işleri anlatarak pazarlıyor. İnsana bir şeyler katıyor bence WAT bu açıdan. En basiti, egonu törpülemeyi öğrensen yine kârdır Kİ üstüne para ödüyorlar. Samimi bir arkadaşımla gidersem yabancılık da çekmem.

Her neyse. O başka bir konu da, şundan kesinlikle eminim artık: tatil yeri kıvamındaki denize yakın bir şehirde, mümkün olduğunca ispanyolca'nın yoğun konuşulduğu bir yerde ve nispeten rahat bir işte (McDonalds vs. zor olur yoğunluk yüzünden.) yapacağım bu işi. San Diego'da arkadaşlarım var dediğim gibi, Florida da mantıklıymış. Başka önerisi olan varsa bekliyorum.
  • barut  (29.11.12 13:45:15) 
Bu yazdığın paragrafı sakla. Bitince tekrar bi oku derim :) İyi şanslar öyleyse.


  • roket adam  (29.11.12 14:22:00) 
[]

Work and Travel ile ilgili bilgi verebilecek olan?

İstanbul'dayım... Nasıl başvuruyorum, doğru düzgün bir eyalette düzgün bir iş nasıl bulunabilir? Doğru başvuru zamanı ne zamandır? Bilgi verebilecek arkadşların yardımlarını bekliyorum.




 
Bu isi yapan sirketler var. Onlara gidip bilgi alabilirsin. mesela www.elt.com.tr


  • she was my baby  (28.11.12 17:53:42) 
work and travel geniş bir şey. nasıl mı? ilk olarak gideceğiniz,çalışacağınız yeri belirleyin. mesela: alaska, kanada, a.b.d'den herhangi bir eyalet... daha sonra work and tavel kapsamında bulunan şirketler vardır. her şehirde kalıplaşmış şirketler var. buradan kalıplaşmış şirket derken, işini güzel yapan sorunsuz bir şekilde work and travel'ı tamamlattıran şirket. istanbul'da nere vardır -araştırın ve bulun- bilemem.
şirket bulunduktan sonra, tercih edilen gitme zamanı elbette yaz dönemidir. bu bulduğunuz şirket vizenizi ve pasaport işlemlerinizi hallediyor veyahut yönlendiriyor. seçtiğiniz eyalette size iş sunuyor ve kalma yeri ayarlıyor. bir miktar para bayılıyorsunuz ve işleminiz tamam oluyor. size elimde bulunan bir kağıtta yazılanları aktarıyorum:
1986'dan bugüne ICEPWORLD yurtdışı eğitim ve kariyer merkezi::
kimler başvurabilir?
-devam zorunluluğu olan tüm üniversite öğrencileri
-üniversite, hazırlık sınıfı öğrencileri
-yüksek lisans, açık öretim fakültesi, ingilizce öğretmenliği bölümü öğrencileri
başvuru şartları nelerdir?
- genel ve son dönem ortalaması geçer not ve üzerinde olmak (4'lü sisteme göre en az 2.00, 100'lü sisteme göre en az 60 puan)
-en az günlük konuşmaları yürütebilecek düzeyde ingilizce bilmek
-18 ila 26 yaş aralığı
çalışma alanları nelerdir?
eğlence parkları, tatil köyleri, motel, otel ve resort işletmeleri, fastfood zincirleri ve kafeteryalar, su parkları ve plajlar, süpermarket, mağaza zincirleri, casino işletmeleri, alaska'da balık işleme fabrikası...
ne kadar kazanırsınız?
haftada ortalama 30-40 saat çalışabilir, saatte 7$ ila 12$ arası kazanabilirsiniz. bu ayın sonunda 3000 ila 6000$ anlamına gelir. tabi;
extra çalışma(overtime) uygulamaları
bahşiş(tip) gelirleri
extra primler
ikinci bir iş gelirleri de olabilir
PROGRAM ÜCRETİ HARİCİNDEKİ diğer masraflar
ön kayıt ücreti 250tl (kayıt anında ödenir)
-vize ile ilgili masraflar
SEVIS ücreti 35$ (program ücreti ile birlikte ödenir)
vize randevu ücreti 20$ (program ücreti ile birlikte ödenir)
vize başvuru ücreti 140$ (vize başvurusuna gitmeden önce TEB bankasına ödenir)
-diğer kişisel masraflar
pasaport ücreti 54tl (pasaport çıkartacağınız gün ödenir)
uçak bileti (gidiş dönüş ortalama) 600-900euro (mart, nisan, mayıs)
cep harçlığı (en az) 500$ (amerika'ya giderken yanınızda götürmeniz gerekir)
bu bilgiler ıcepworld şirketine ait genel bilgileridir. tabii hatırlamıyorum ne zaman gidildiğini ayrıca bilginiz olsun.
ek bilgi: arkadaşım alaska'da balık fabrikasına gitti. tam da balık mevsimine denk gelmişti. tamı tamına 15.000$ ile geri geldi. fakat eğlence ve gezme açısından -work kısmı- pek bir şey yapmadı diyebilirim. başka arkadaşım amerikanın göbeğine giderek gezdi, eğlendi, para harcadı -şaka yapmıyorum- 1$ + laptop ile geri -bu da travel kısmı- döndü. seçim sizindir.
  • erenbey  (28.11.12 18:59:46 ~ 19:04:44) 
[]

Bana Araba Tavsiye Eder Misiniz?

Selamlar. 15,000 TL kadar bütçem var. Bu yaz mezun oluyorum kısmetse ve mezuniyetime kadar beni okula götürüp getirecek şöyle eli yüzü düzgün, LPG'li bir araba almak istiyorum. Yaza kadar beni idare etsin. Önerileriniz nelerdir? Yalnız mümkünse nedenleriyle yazarsanız sevinirim, örneğin, "206 1.4 HDI al, şu şu sebepten dolayı." gibi.

Ayrıca çevresinin, yakınının sattığı söylediğim kriterlerde aracı olanlar da özel mesajla ulaşabilir.

Teşekkürler.

 
ikinci el dizelleri geçiniz, yoksa bütçenizi zorla 18-19 bin tl'ye çıkarmak zorunda kalırsınız (sanayide)

en temizi lpg'li araçlar. onun için de citroen c3'ten başlayıp, toyota yaris'e, renault clio'ya kadar çeşitli seçenekler mevcut. bende c3 var, lpg'siz kullanmama rağmen yakıtından oldukça memnunum mesela.
  • gonion  (27.11.12 08:14:33) 
Belki o fiyata degil ama 1-2 bin lira daha koyup ford focus almani oneririm. O fiyat araliginda ondan iyi araba bulamazsin, imkani yok.


  • nurigagarin  (27.11.12 10:15:44) 
clio hb otomatik al aga 2002-2005


  • para var huzur yok  (27.11.12 10:30:37) 
[]

Facebook arkadaşlarımın güncellemelerini bildirim olarak gösteriyor?

Ornek: Mehmet added a new photo.

Benle alakası bile yok. Bildirimin kenarında bir yıldız var.

Aynstayn'lık yapmayın; o arkadaşların hiçbirisi close friends grubuna dahil değil ve close friends'in notifications on/off'u da off durumda.

Neden böyle oldu? Bi yardımcı oluverin de kurtulayım. Bıktım Hector'un eklediği köpekli fotodan, Mert'in yazdığı zaytung haberinden haber almaktan.

Tesekkurler.

 
iste bende yildizli gorunuyor notification'da ama sayfasina girdigimde tik isareti ve friends yaziyor, close friends icerisinde degil.

facebook'umu kapaticam, o derece gicik ediyor beni.
  • barut  (25.07.12 08:25:10) 
[]

Laptop tuşları basmıyor.

Selamlar. dün banyoya götürmüştüm laptopı müzik dinlemek için. Saçımı kurularken biraz su damladı touchpad ve klavyeye ve şimdi 'ctrl', 'd', esc, home, vs gibi bir çok tuş çalışmıyor. Fare filan da çalışmıyordu onlar düzeldi ama mesela d harfini hala copy paste ile kullanıyorum ve onun için de sağdaki ctrl e basmak durumundayım. Canım çıktı. Bu d de öyle pis bir harfmiş ki her kelimede var anasını satayım... Bilgisayarı gece açık bırakmıştım, ısınırsa belki geçer filan diye ama hiçbir şeye yaramamış. Pirinç dışında önerisi olan var mı yardımlarınızı ve önerilerinizi bekliyorum. Teşekkürler.




 
bilemiyorum ama ekran klavyesini kullanabilirsiniz. daha az canınız çıkar enazından. ya da www.vatanbilgisayar.com


  • k4l3m  (25.06.12 11:17:26) 
klavyesi kolay sökülür, söküp kurumasını bekleyin, olmazsa mecbur yenisini alacaksınız. kurur ama bence.


  • sotw  (25.06.12 12:53:41) 
[]

Yurtdışında Okumak ve Yurtdışında Yaşamaya Karar Vermek Üzerine...

Selamlar. Aklıma takılmış bir şey var ve günlerdir kararsızlık içerisindeyim. İçim içimi yiyor, ne karar vereceğimi bir türlü bilemiyorum.

Kısaca özetlemek gerekirse, Buraya (Madrid) erasmus ile geldim ve iki dönemdir buradayım. Okulda bölüm başkanı ile de aram iyi ve bana geçtiğimiz ay "neden burada kalmıyorsun" diye sordu. Araştırdığımda bunun mümkün olabileceğini gördüm. Zaten benim okuduğum bölüm (Bilişim Sistemleri Mühendisliği) aynı içerik ile ve hemen hemen aynı dersler ile burada da var. Derslerimi burada saydırıp kaldığım ve almam gereken dersleri vererek burada mezun olabilme şansım var kısacası... Hesabıma göre buraya geçiş yaparsam 1 yıl içerisinde (belki 1,5) mezun olabiliyorum, Türkiye'ye dönersem zaten yine 1 yıl uzayacak okul...

Sorularıma gelirsek;

1- Burada eğlence hayatı mükemmel, evet ve çoğunlukla çok iyi zaman geçiriyorum. Ama sorun şu ki, bazen kendi arkadaşlarımı çok özlüyorum. Aileme bazen çok ihtiyaç duyuyorum. İstanbul'dayken neredeyse umrumda bile olmayan aileme inanın burada bazen korkunç bir özlem duyuyorum. Bu sene sahip olduğum ve kalırsam muhtemelen sahip olacağım bütün arkadaşlar yabancı; dolayısıyla dönem başında herkes iyi vakit geçirmeye gelmişti ve ileride sahip olacağım arkadaşlar da yine aynı sebeple gelmiş olacak... Hayat her zaman eğlence değil; insan bazen derdini paylaşacak gerçek bir dost arıyor, bunu bulamayınca da kendini kötü hissediyor. Sonuçta buraya partiden partiye koşmak için gelmiş adamla oturup dertleşemezsiniz. Çocukluk arkadaşlarınızla 3 ay önce tanıştığınız adam da asla bir olmaz... İşte bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum ve kalabalık içinde yalnız kalmaktan, her şeyi içime atıp kimseye paylaşamamaktan çok korkuyorum. Yurtdışında eğitim gören ve görmüş arkadaşlardan bu konuda fikir almak isterim.

2- Türkiye'ye dönmek fikri beni çok korkutuyor. Daha şimdiden Türkiye'den inanılmaz soyutlanmış durumdayım. Kendimi bazen arkadaşlarıma "bizim burada böyle değil" derken filan buluyorum, İspanya'yı kast ederek. Bu konuda tepki çektiğim de çok oldu; ama işin tuhaf tarafı kendimi İspanyol gibi de hissetmiyorum. Yani hani Almancıların yıllardır söylediği şey vardır ya "Vatanımda Almancı, burada yabancı" diye... Aynen o his. Eğer şimdi geri dönersem acı çeke çeke Türkiye'de yaşamaya alışabilme şansım var belki; ama geri dönmezsem eğer bir daha gidip Türkiye'de yaşamam... Ve bu da benim bir daha hiçbir yere ait olamamam demek belki de. Ben aitlik duygusunu önemsiyorum ve bununla da nasıl başa çıkacağıma dair bir fikrim yok. Uzun yıllardır yurtdışında yaşayan arkadaşlardan bu konuda yardım bekliyorum.

Okuduğunuz için teşekkürler.

 
kusura bakma tamamını okumadım, madrid'den sonraki birkaç cümleyi de okudum

erkek arkadaşım ispanyol. bu yaz buraya taşınacak. bana diyorlar ki neden sen gitmiyorsun. cevabı basit: ekonomik halleri gerçekten çok kötü. öğretmenlerine maaş veremeyen bir ülkeden bahsediyoruz. erkek arkadaşımın üni'si erasmusunu iptal etti gelecek sene için. ciddi maddi sıkıntılar içindeler

yani türkiye'ye dön demiyorum, ama ispanya için ciddi ciddi düşün sadece ekonomik sebeplerden ötürü. işsizlik de cabası orada. her gün ayrı bir protestodalar
  • la noix  (16.05.12 17:56:37) 
bi tanıdığım 7 yıl londrada yaşadıktan sonra istanbula geri döndü. giderken "böyle ülkeye sokarım" diyerek gitti, aile bağı da yok gibiydi zaten, çok iyi de işi vardı orda. ama bi noktadan sonra demek ki insan çocukluğunda konuştuğu dili konuşmak, çocukluğundan beri bildiği mekanda yaşamak istiyor.


  • pruslav  (16.05.12 17:57:28) 
@la noix, İspanya'daki ekonomik sıkıntıların ben de farkındayım; gündemi takip ediyorum, burada sık sık grev ve mitingler oluyor bu aralar. Fakat okulda bir yandan çalışıp bir yandan okuyan kişilerle ve hocalarla konuştuğumda bilgisayar sektöründe durumun o kadar kötü olmadığını duyuyorum. Ayrıca şu da var, bir şekilde buranın vatandaşlığını alabilirsem avrupa'nın farklı yerlerinde de iş bulabilirim diye düşünüyorum. Örneğin bir süre burada çalışıp bir şekilde Almanya ya da İngiltere'ye gitmek gibi.

Hiç olmadı Türkiye'ye dönersem yurtdışı tecrübesi olmasının artısını kullanırım diye düşünüyorum. Yani ekonomik anlamda değil de, huzur anlamında, manevi anlamında yaşayacağım sıkıntılardan korkuyorum diyelim.
  • barut  (16.05.12 18:06:47) 
Uzun yıllardır değil, bir senedir İngiltere'de okuyorum ben. Bu sene bitecek yüksek lisans, burada iş bulup çalışmayı düşünüyorum.

1- Hayat olarak daha mutluysan kal tabii. Öte yandan dost olayı konusunda haklısın, yıllardır tanıdığın ile birkaç aydır tanıdığın bir olmuyor. Ama yine de olabildiğince birkaç yakın kanka edinmeye çalış kendine, bir yere kadar aşmış olursun o bariyeri. Ne zaman ortam değiştirecek olsan aynı aslında; İstanbul'da mezun olup işe başlasan da, iş yerinden kendine kanka edinmen senin için iyi olur, hayatının 3'te 1'ini geçirdiğin yerde 'yabancı' hissetmek hoş değil.

2- Abi daha yaşın kaç başın kaç... Bir sene daha kalırsam daha da dönmem diye düşünme. Kalır okulunu bitirirsin, belki bir iş bulup tecrübe kazanırsın biraz. Sonra dönmeye karar verirsin. Bence senin şu an hayatını nerede yaşayacağının kararını vermene gerek yok. Ben yıllarca kalıp geri dönenleri de biliyorum. İnsan neticede ne zaman olsa o kararı verebilir. Ama şimdi dönersen, bu birkaç yıl içinde edinebileceğin tecrübeleri kaçırmış olursun. Avrupa'da çalışan arkadaşlar da bana şiddetle tavsiye ediyor birkaç yıl Avrupa'da çalışmayı, Türkiye'de olmayacak tecrübeler edinmek adına.

Özetle; bence şu an yaşadığın hayattan mutsuz değilsen Madrid'de kalmaya çalış. Kolay gelsin.
  • long live rock n roll  (16.05.12 18:07:25) 
kal bence. böyle bir ülkede yaşamayı istemez kimse. yaşa yıllarca, sonra zaten olmadı başka ülkeye gidersin, pek zor olmaz. bok mu var türkiye'de? yürüdüğün için hapse atılırsın, biber gazı yersin falan, hiç gerek yok. burada millet para kazanıyor sanki.


  • der meister  (16.05.12 18:07:47) 
Korkma kal. Gurbetin kahrini, sila hasretinin feristahini; internet, Google, Skype, iPhone, YouTube oncesi nesiller cekti. Simdiki gurbetcilikte ne var?

Kalmadan geri donersen, on sene sonra, "ahh lan kafama sicayim" deme ihtimalin var.

Ama kalirsan, geri donme ihtimalin her zaman var.
  • compadrito  (16.05.12 18:43:20) 
Bence orada okulu bitirmeye bak. Okul bittikten sonra da buraya dönebilmek senin elinde. İstemezsen İspanya'da hatta dünyanın herhangi bir yerinde yeni kapılar açılabilir. Ortam değiştirmek aynı şehir içindeyken bile bazılarını korkutmaya yetecekken, hele ki ülkeni dolayısıyla bütün hayatını değiştirmek kimse için o kadar kolay değil. Yaşadım biliyorum. Şu an o günlere geri dönsem bir saniye düşünmezdim geri dönsem mi diye, direk yoluma bakardım. İnan bana Türkiye'ye döndüğünde hiçbir şeye bakışın aynı olmuyor. Buna o kadar zamandır özlediğin dostların da dahil. Değişiyorsun, burada kalmış olsaydın değişeceğinden çok daha hızlı ve farklı bir değişim bu. Hem döndüğünde bulmayı umduğun insanlar ve ortamlar da değişiyor.

Aitlik duygusunu araman çok doğal. Aynı konumdaki herkes bunu hissediyor olmalı. Bence bakış açın çok önemli: bu hiçbir yere ait olamamak mı yoksa her yere ait olabilirim mi. Eğer 2. seçenekteki gibi bakabileceğini düşünmüyorsan belki de böyle bir hayata o kadar da uygun birisi değilsindir. Ya da psikolojik olarak hazır değilsindir. Bunu ne kadar erken farkedersen o kadar iyi olur.

Amaaa şu an karar vermemelisin bunun için. Çok çoook erken. Belki de duygusal bir anında sonrasında pişman olacağın bir karar vereceksin. Bence panik yapmadan okulunu orada bitir ve bu soruların cevabını ararken zaman kazanmış, daha sağlıklı karar vermiş olursun.
  • patiska  (16.05.12 18:48:53) 
ehehe ispanya can ya. ben de valencia'dayım 2 senedir burda okuyorum, erasmus idim, kaldım. okul bittikten sonra 1 yıl ara verip, yüksek lisans için dönmeyi düşünüyorum. yaş 25. yalnızlık benim için değerli birşey. uzaklarda kendi kendine yetebilmen lazım.


  • Dr. Kissingher  (16.05.12 19:20:17 ~ 19:22:28) 
türkiye deki okuduğunuz okulun türkiyedeki sıralaması nedir? ispanyadaki okulun ispanyadaki sıralaması nedir? eğer madridde gerçekten iyi bir okuldaysanız orada kalmanız daha yararlı olabilir.

vatandaşlık almanız için okulun bitmesi + üzerine yaklaşık 4-5 sene çalışmanız lazım. ayrıca vatandaşlık aldıktan sonra teorik olarak tabi ki almanyada çalışabilirsiniz fakat almanyadan size iş veren bir şirket olacak mı, bu belli degil. avrupanın durumu gerçekten kötü, iş arama işine girerseniz bu gerçeği siz de farkedeceksiniz, ayrıyetten ispanyanın durumu daha da kötü.
  • meteonur  (16.05.12 22:25:07) 
Söylemeyi unutmuşum kanka; manita yaparsan 1 numaralı problemi büyük ölçüde çözmüş olursun.


  • long live rock n roll  (17.05.12 00:17:29) 
@long live rock n roll, manita yapiyoruz da ciddi olmuyor ki bilader. sen istesen de olmuyor. kizlar cok bencil, kimsenin derdini sorununu cekmiyor. iliskiler cinsellik uzerine kurulu.. ha problemin var mi dersen hic dusunmeden "hehe yok la" derim. derim demesine ama oyle manita yap cozulsun problem gibi bir olay buralarda zor biraz. karisik isler.

@meteonur, madrid'in onemli bir universitesi; ayrica turkiye'dekinden daha prestijli bir okul oldugu kesin. turkiye'nin durumu da mukemmel degil be haci, 1000 lirayla muhendisleri ise baslatiyorlar.
  • barut  (17.05.12 00:39:45) 
oncelikle benim tavsiyem kalman uzerine olur.

3 senedir holllandadayim, en az 5 sene daha buralarda olucam gibi duruyo. yurtdisinda okumaya karar vermem ve bunu gerceklestirebilmem, hayatimda yaptigim en buyuk akilliliklardan biriydi.

erasmus ogrencisi olmakla lisans egitimini yurtdisinda yapiyo olmak cok farkli. iki ornekten de bol arkadaslarim var.
senin durumunu bilmiyorum ama bi cok genc turkiyede orta halli bir ogrencilik gecirirken, kendini bir anda avrupada multikulturel ve eglenceli bi hayatin icinde buluyo. hayatinda ilk defa tek basina yasamaya basliyo, hayatinda ilk defa kimseye hesap vermeden gundelik yasamini surduruyo. tabi, ondan sonra aile yanina tasinmak zor geliyo. turkiyeye yabancilasma sandigin sey cok buyuk ihtimalle bireysel yasamaya alismis olmanin verdigi duygudur.

dostluk vakit alir, avrupada iki kati uzun surer. ama zamanla olacaktir elbette.

akademik ve kisilik bazinda ispanyada kalmak sana cok sey katicaktir.
  • lamartin  (17.05.12 01:09:45) 
@lamartin tesekkur ederim cevap icin. ben yaklasik 6 senedir yalniz yasiyordum istanbul'da. universite ve oncesinde hep ailemden ayri ve kimseye hesap vermeden yasadim. ailem zaten pek fazla bana karismaz, yaptigim seyleri destekler, guvenir filan. o acidan bir baski ile buraya bir tutunmuslugum yok ozetle. ama istanbul'daki hayat sartlari cok yavan geliyor, burasi dogru. istanbul'dan bir iki arkadasimi buraya getirebilsem, bir tane de adam gibi turk bakkali acilsa buraya sucuk mucuk satan :) burasi benim icin cennet olurdu..


  • barut  (17.05.12 02:07:17) 
@compadrito kardesim bu mekanlari biliyorum da ben turk bakkali demistim, donerciler restoranlar var evet. ama urunlerini toptanci bir arkadas var onun vasitasiyla ya da es dosta rica ederek almanya'dan, fransa'dan getiriyorlar. gecenlerde erasmuscularla bir organizasyon yaptim turkish dinner diye, raki bulamadik koskoca sehirde... bir tane turk bakkali var bildigim (alaturca) ona da bakkal demeye bin sahit ister. gecen gittim, bir iki tane lokka vodka (raki yok), bikac eti tutku, eti cin filan, 8-10 konserve dolma, 5-10 paket caykur cay, biraz da siyah zeytin vardi. tamtakirdi market. insanin morali bozuluyor gidince.

belcika, fransa, almanya, italya hatta malta'ya gittim; hepsinde dolu dolu turk bakkallari vardi. madrid'te boyle bir sey yok. galatasaray sampiyon oldu, kutlama yok. o saydigim ulkelerin hepsinde arkadaslarim var, mesaleli kalabaliklarin fotograflarini hepsi facebook'ta paylasti. madrid'te turk olmak iste bu yuzden zor. bu boyle olmasa dayanmak daha kolay olurdu. ama tesekkurler arastirman ve cevabin icin.
  • barut  (17.05.12 14:43:31) 
[]

Behzat Ç yavanlaştı mı?

İlk bölümlerinden bu yana -sıkılmadan- Behzat Ç'yi izliyorum. Keyif almadığımı söyleyemem, ama bu sezon önceki sezondan daha iyi diyebilecek bir babayiğit de çıkmaz heralde?

Geçtiğimiz sezon Ekşi Sözlük yıkılıyordu Behzat diye. Bir günde 30-40 sayfa entry girilirdi, insanlar ağladık öldük bittik diye yorumlar atardı. Şimdi bakıyorum da, Salı günü Behzat başlığına girip 3 sayfa geri gidince pazar gününün entry'lerine varılıyor. Zaten en büyük kitlesi Ekşi Sözlük olan bu diziyi Ekşi'ciler de mi beğenmiyor artık, nedir? Bir ilgi düşüşü mü var, Behzat Ç mi giderek yavanlaşıyor, yoksa bir şeyin kalitesini ve reytingini entry sayısıyla ölçmek ve yorumlamak yanlış mı olur?

Fikirlerinizi duymak isterim.




(Demem o ki; ulan yazsanıza bir şeyler her hafta, gelecek sezon yayınlatıcak kanal bulamıcaz!)

 
evet yavanlaştı, bayağılaştı. geçen sezonla alakası kalmadı. ben geçen sezon iki elim kanda olsa izlerdim. bu sezon da sabırla, toparlarlar belki diye bekledim ama artık 3-4 bölümdür izlemiyorum. bence gelecek sezon olmasın da zaten. eline yüzüne daha fazla bulaştırmadan bitirsinler.


  • Demet  (15.05.12 17:41:26) 
valla geçen ilkbahar erasmusla olmama rağmen pazartesi gelir gelmez açardım izlerdim gülerdim.

şimdi tv'de oynuyor ama ne biliyim o arada başka işler de yapıyorum

he güzel kısımlar var, yok değil, bazı hikayeler ilginç ama tüm bölümü nefessiz izletecek kadar değil
  • la noix  (15.05.12 17:42:23) 
Hem romanını hem dizisini severek okumuş, izlemiştim. Ama artık behzat her kelimeleyi ikilemesi beni çok geriyor. "Getir oğlum şu dosyayı getir la getir getir", "bul la şu adamı, bul bul", "ara kızım şu adamı, ara la ara ara". Sanki dizinin %95i böyle geçiyor gibi geliyor artık.


  • bitter cikolata  (15.05.12 18:05:30) 
[]

Diablo III ve Oyun Manyaklığı

İlk Diablo'yu abilerimiz oynar, biz izlerdik. Diablo II'nin çıkmaya yakın olduğu ve çıktığı günleri ise çok iyi hatırlıyorum. O zamanlar ben de 10-11 yaşlarında falandım sanırım. GameShow dergisi, GamePro, CD Oyun... artık harçlığımız neye yeterse oyunları takip etmeye ve bulursak oynamaya çalışırdık. Evet, çocukluğumda gerçekten çok oyun oynadım. Yani 90'ların ortalarından 2003'e kadarki süreçte çıkmış bütün kült oyunları oynayıp bitirmişimdir belki de. (Hemen aklıma gelenler, Deus Ex, Monkey Island serisi, Unreal, Sanitarium, Morrowind, BG2, Thief, System Shock 2, Fallout.. falan.) Yani oyun kültürüne aşina bir insanım.

Fakat yıllar geçtikçe, ben çocukluk dönemini aşmaya başlayıp dış dünyayı, hayatı keşfetmeye başladıkça oyunlara olan ilgim de aynı oranda azaldı. Bu süreçte artık tek yaptığım bir iki bölüm Max Payne 2 oynamak veya Football Manager'da iki üç maç ilerlemekten ibaret olmaya başladı. Son yıllarda ise hiç oyun oynamaya vakit bulamıyorum. Boş vaktim olsa da bir oyuna harcayacak kadar boş görmüyorum vaktimi diyebiliriz.

Bunda oyunların tadını zamanında yeterince almışlığımın etkisi de vardır illa ki. Bilgisayarla sonradan tanışan bazı arkadaşlarımın Wow'dur, çeşitli multi oyunlardır, kaptırmışlığını yıllardır görüp anlayışla karşılamam da bu yüzden... Kimisi 26-27 yaşına gelmiş, kocaman adam olmuş bu arkadaşlarımın her sohbetlerinde falanca item'dan bahsedişlerinde, her "nasıl kestik onu 6 kişi" muhabbeti açışlarında, "bırak oynasın ya garibim" gibisinden bir düşünceyle gülümsedim ve geçtim.

Ama şu son Diablo 3 ve yaratılan izdihamı bana cidden komik geldi... Haber sitelerinde sırada bekleyen kişilerin fotoğrafları var. Biliyorum; bir insanın tipine bakarak hakkında yorum ya da çevresi hakkında genelleme yapmak yanlış olabilir belki ama suratlarında tam bir umutsuzluk, bir 'boş insan' ifadesi görüyorum bu adamların. Yüzlerce geek tipli, desperate ruhlu adam, böyle sıra kavgası ede ede, 30-40 saat bekleye bekleye Taksim'de dizilmiş ve hepsi bu oyunu oynama hayallerinde. Hem de böyle kapısını kapatıp, günlerce dışarı çıkmadan...

Biliyorum, içimizde de illa ki böyle insanlar vardır. Zaten bu soruyu da o yüzden soruyorum: Niye oynuyorsunuz abi bu yaşta oyun? Hayattan gerçekten keyif almıyor musunuz da kendinizi online dünyaya hapsediyorsunuz? Haydi Single oyun oynasanız, 10-12 saatte bitirip gülümseyerek uninstall eder geçersiniz. Ama bir de multi oynuyorsunuz, bir sınırı da yok. Günleriniz, aylarınız heba oluyor hayatınızda; gerçekten bu fedakarlığa değiyor mu? Bu yaşta gerçekten keyif alabiliyor musunuz oyun oynamaktan?

Sorum budur. Teşekkürler.

 
Aynı ben,
Bende aynı soruyu soruyorum yazık vakite, emeğe...

  • basond  (15.05.12 13:17:57) 
sosyal çevrede yalnızlaşıyor bazen insanlar. oyunda ego tatmin ediyor. leveller kasılıyor item toplanıyor fln. bi insana bağlanmaktansa, oyuna bağlanmayı tercih ediyorlar.


  • female demon  (15.05.12 13:24:15) 
hobim lan hobim!

kombine bilete 3 milyar verene
her gece mekanlarda bi şişe viski içene
fatmagülün suçu ne izleyene
facebookta arkadaşlarının profil fotosuna bakarak saatler geçirene
haber sitelerine yorum yazmaktan başka aktivitesi olmayana

laf etmiyorsunda

ben oyun oynayıncamı suç.

seviglimle oynuyorum hatta tüm sosyal çevremde oynuyor. hafa sonları çıkıyoruz geziyoruz eğleniyoruz hafta içleri oyun oynuyoruz.

nası bi saçmalık bu oyun oynayan insanları asosyal diye nitelendirmek anlamıyorum gerçekten. Şu Diablo dediğin oyunu ben 12 senedir bekliyorum. Sen hayatında tutkuyla 12 sene bişeyi bekledinmi hiç peki öyle sorayım?

edit: öhm.. biraz sinrilenmişim ağır tepki vermişim, olabilir. düşüncesizce yazılan şeylere bu aralar biraz fazla hassasım.

eklemek istediğim şöyle bir husus varki bence bilgisayar oyunları yeni yüzyılın sanat akımıdır. İnteraktivitenin kaliteli görsel ile birleştirilip bunun binlerce insanın aynı anda kullanabildiği bir sanal ortama koyulması bence herkesin bir oturup düşünmesi gereken bir husustur.

ayrıca burda asosyallik diye nitelendirdiğiniz "odasından çıkmama" durunumunun 10 senedir kalmadığını, insanların online olarakta çok rahat bir şekilde sosyalleşebileceğini. Bu şekilde evlenen vs. bir sürü insan olduğunu hatırlatmak isterim. Ben şahsen tercih etmesemde bütün gün evinde oturup hayal bile edemeyeceğiniz paralar kazanıp boş zamanlarında da sadece oyun oynayan bir süür insan var.

özet geçmiş yukarda mr rosebud, "sanane" demiş ama tekrarlamakta yarar var diye düşünüyorum.
  • thewishcaster  (15.05.12 13:24:36 ~ 13:57:54) 
sizin gecirdiginiz zamanin daha kaliteli ve dogru oldugunu kim soyledi. Oyun oynayarak vakit gecirmenin, eglenmenin heba oldugunu dusunuyorsunuz da, arkadaslarla bardan bara kosup muhabbet edince cok mu ufkunuz aciliyor? veya kari kiz pesinde kosup, aptal saptal protokolleri uyup sonunda yataga bir kiz atip yarim saat eglenceli bir aktivite(seks) yapinca kendinizi dunyanin en kaliteli adami mi saniyorsunuz?

bunun yasla ilgisi yok. her insan birbirinden farkli, ve birbirinden farkli seylerden keyif aliyor. Bu geek dediginiz adamlar da emin olun gecirdigi vakitten cok keyif aliyorlar, cok egleniyorlar. Ayni zamanda cok iyi arkadasliklar da doguyor online oyunlardan. Onemli olan da eglenmek, guzel vakit gecirmek degil mi?

Not: Cok bagimlilik yaratici oldugundan online oyunlara kendim de dalmiyorum. Sosyal hayat ile vidyo oyunlarini ayarinda tutmaya calisan biriyim. Ama oynayanlari da bu sekilde asagilarcasina yargilamiyorum. Zaman zaman kiskaniyorum da, keske bu kadar bos zamanim olsa da eve kapansam diye.
  • natnan  (15.05.12 13:28:27) 
zamanında sözlüğe karalamışım bir şeyler, cevabım burada:

(bkz: #27300563)
  • mr rosebud  (15.05.12 13:33:10) 
şu bekleme muhabbeti için söyleyeyim, normalde haberler olur ya "yeni ipad için bir haftadır sıra bekliyor!!" falan diye. işte türkiye'de de böyle bir gaz verilmek istenmiş bir yığın boş beleş adam da yığılmış oraya iyi hoş haber olmuş oldu.

dünyanın en zeki adamı da olsa bu tip işlerle uğraşan boş insandır benim gözümde. başkaları için böyle olmayabilir. burada şeyi de demiyorum eğer iş hayatındaysa "aylık 7000 lira mmaşı var" ya da üniversitedeyse "ama not ortalaması 4.00" gibi açıklamalar beni çok ilgilendirmiyor, kendini adadığı tek alan bu olup dünyadan zerre haberi olmayan, zerre kültürel birikimi olmayan bir yığın insan biliyorum, bunlar da böyle yapacak bir şey yok. ama boş geliyor bana bu insanlar, şimdiye kadar oturup konuştuklarımın hiçbiri vasat bir sohbeti sürdürmeye yetecek doğru düzgün bir birikime bile sahip değildi. ya oyunda geçen gün nasıl adam kestiğinden bahsediyorlar genelde, ya da facebook'taki komikli videolardan, 9gag'den falan.

bir de yalan atmayayım ama internet kafelerle ilgili başlıkta mı ne birinin bir yazısı vardı adam anlatıyor işte hayatının tam 3 yılını oraya harcamış, yani bunu oyun saatinden hesaplayarak anlatıyor. kimse o 3 yılda oku da bizi fezaya gönder diye beklemiyor tabii de, işte ondan sonra da anlatıyor ben boğaziçini kazandım bizim gruptan harvard'a giden vardı vesaire diye. aga vallahi şu şekilde durumu kanıtlamayı anlamıyorum zaten, bir yeri kazanabilme bir yere gidebilme yetisinin yaptığın boş işe nasıl bir katkısı olduğunu açıklayabildiğine inanma durumunu. benim hayatımda tanıdığım en düz adamlardan biri hem columbia hem yale'den kabul almıştı bunda çok şaşırılacak bir şey yok, sonuçta ikisinin gereklilikleri çok ayır şeyler. bu senin eğitim hayatına etki etmemiş aferin iyi olmuş. ama benim için sen her zaman bomboş bir insan kalırsın arkadaşım.

edit: burada lafım gecede 2-3 saatini oyuna verenlere değil, mal gibi oynayanlara bu arada. yoksa adamın hobisidir oynar banane. ama ben hayatımda 16 saat kalkmamacasına yapılan hobi bilmiyorum. savanada fotoğrafçılık falan yapılmıyorsa. ayrıca zaten yazmışım o 3 yılda bizi fezaya gönder demiyorum diye, klasik şeyden bahsedilmiş "sen kaç tane makale yazdın" diye. oğlum sadece bu mu ölçütü bilimsel dergide makale yazmak mı yani oyun oynamanın boş beleş adamlığını kompanse eden olay? kaldı ki gidin kitap okuyun :( bile denmemiş, o boş zamanda bilimsel makale yazmak yerine okuyan adam, gidip sikik bir müzik dergisinden yeni çıkan albümleri sonra dinlemek için not eden adamla 2-3 saat oyun oynayan adamın benim nazarımda farkı yok sonuçta. ama 10 saat boyunca bilgisayar başında kalıyorsan, boş zaman geyiğiyle, bilimsel makale mevzusuyla karşı gelemeyeceğin kadar bir sorun var sende.
  • sanal hayvan  (15.05.12 13:34:22 ~ 13:53:52) 
siz nasıl giyimle, modayla ilgilenmeyi, onun hakkında bloglar okuyup yazmayı seviyorsanız başkaları da oyun oynamayı seviyor. siz bugün ne giysem diye düşünürken onlar da eline ilk geçen kot ve tişörtü giyip çoktan dışarı çıkmış oluyorlar mesela. herkes ne kadar da meraklı başkasının yaşam tarzını eleştirmeye.


  • claeryn  (15.05.12 13:40:28) 
karşılıklı atışmaya dönmüş olay. biri bara gitmeyi saçma buluyor biri oyun için 40 saat sıra beklemeyi.

açıkcası sabah 10 da gittim istinye park d&r den hiç sıra beklemeden collector editionı hemen satın aldım. şimdi işteyim. akşam oyunumu oynayacağım. zamanın da ultima online starcraft wow vs.. çokca oyun oynadım. yaş 25 son 5 senedir neredeyse doğru düzgün oyun oynamadım. en son wow oynadım her ay para mı vericem enayimiyim diye bıraktım.

ama diablo farklıdır. 12 sene boru değil hakkaten. patronumla beraber aldık oyunu. hepimiz işinde gücünde evinde barkında insanlarız. elbet de işyerinde şunu nasıl kestik diye geyik yapmayacağız. oyunun oyun olduğunu fark edince çok daha zevk aldığımı düşünüyorum. daha genç arkadaşların daha yoğun yaşadıklarını biliyorum o yüzden anlayışla karşılamak lazım. çünkü ben de böyleydim.

edit: ayrıca eğitimli kültürlü iyi bir işe sahip politikadan sanattan edebiyattan anlıyorum.
  • gotu patlak circir bocegi  (15.05.12 13:41:26 ~ 13:43:34) 
oyun oynamıyorsun da vaktini değerli geçirecek ne yapıyorsun çok merak ettim. boş zamanlarında everest'e tırmanıyorsun, antartika'ya gidip geliyorsan tamam bir sözüm yok haklısın :)


  • bilan  (15.05.12 13:46:44) 
oh oyun oynayanlar boş insan ve zamanını boşa harcıyor. bana önemli bilimsel dergilerde yayınlanmış binlerce kez citation almış makalelerinden bahset.

yaşla alakası yok. tv izlemek, internetten dizi izlemek, sinemayı takip etmek, roman okumak, müzik dinlemekten farkı yok oyun oynamanın. hele multiplayer oyun oynamanın hiç bir farkı yok, başkasının hikayesini izleyeceğine kendin oluşturuyorsun multi oyunlarda genelde.

boş vaktin yok ve oynayamıyorsan anlarım, ki bi insanın hiç boş vakti olmaması da sağlık değil, ama oyun oynamak yerine ne yapmalıyız onu da yazsaydın daha iyi olurdu.

*
kaç makale yazdın demiycez de ne diyecez abi? oyun oynayanlara boş insan deniliyorsa, diyen kişi nasıl kendini dolu olarak tanımlıyor bilmek hakkımız. ekmek parasını bir şekilde kazanıyoruz o bizi dolu yapmaz. sonra nasıl doldurucaz kendimizi? ya da kafamızı nasıl boşaltıcaz? ya müzik dinleyecez, ya dizi izleyecez, ya kitap okuyacaz, ya oyun oynayacaz, ya da bunların hepsinden azar azar yapıcaz. multiplayer oyun oynayan kişiler genelde oyun oynamayı merkeze alıyor, geri kalanı bununla birlikte ya da daha az yapıyor. o kadar. haftasonu param yoktu, cumartesi çıktım 2 saat yürüdüm güneş gördüm sonra da evde oturdum oyun oynadım. şimdi boş muyum?
  • repins  (15.05.12 13:48:21 ~ 14:47:40) 
bu tarz oyunlar kötü düşünmemi engelliyor benim. işten eve yorgun - stresli bir şekilde gelmişim. ne aileyle yenilen bir yemek ne de televizyon başında geçirilen saatler gün içinde yaşadıklarımı unutturmuyor. ancak diablo türü oyunlar 1-2 saat oynarsam hafızam siliniyor adeta. yaş olmuş 30 ama yapacak birşey yok ancak böye mutlu olabiliyorum.


  • saruwatari  (15.05.12 13:52:07) 
"Büyüdün ve köreldi Dünyan." diye ödünçalayım bir yerlerden.


  • uyku inadim inat  (15.05.12 14:05:49) 
"geek tipli, desperate ruhlu adam" demeseydin tüm yazına katılacaktım.


  • ben alper kamu  (15.05.12 14:10:28) 
fedakarlığa değiyor mu ? evet değiyor aga , deli gibi keyif alıyorum oyunlardan , oynamaktan.. yaş 28 benim için oyunun ne olduğu farketmez , rekabet ve gelişim olduğu sürece herşeyi hırs ve istekle yaparım. paylaşımcı biriyim. poker de de böyle , gercek hayatta oynadığım king , ihale , risk , hepsinde böyleydi , isim şehir hayvan , saklambaç , birdirbirde bile böyleydi lan küçükken.. birisi koşalım dese ben yardırırım , yenilsem bile keyif alırım. 40 km dağ bayır yürünecek densin en önde giderim. gebersem de bunu yaparım zira ben bunu yapmaktan ve bu rekabetin içinde olmaktan keyif alıyorum. bunun oyunla ilgisi yok ki. oyun sadece bunu ortaya koyabildiğin bir platform. kurgusu çok güzel ve keyif veriyorsa daha ne olsun.. oyun dünyası bi nebze olsun zeka ister iyi değilsen ilerleyemezsin.. bi kere bu genelleyip yargılama kafasından çıkın , senin izlediğin tv yada neyle zaman geçiriyorsan artık çok mu efektif , çok mu faydalı ? oyun oynayan kişilere bi bak muhtemelen onlardan sosyal hayatta geridesin. birçokları öyle , bu yüzden de bir antipati var. e diyorsunya adam 30 yasına gelmiş oyun oynuyor. ee bunun nesi yanlış adam 30 yaşında hala bir şeylerden deli keyif alıyorsa bunu yargılamak sana mı düştü ? günler aylar heba oluyor da sanki heba olmasa atomu mu parçalayacaz , sen yaptın mı ? neyi kimi hangi hakla yargılıyorsun ? futbol muhabbeti mi yapalım ? geçin bu ayakları , dönüp bi aynaya bak , ilk taşı en günahsız olanınız atsın ki onunda bir günahı oluşssun ve herkesle aynı duruma gelsin ..

bu arada dünkü sırada değildim , ertesi gün işe gitmem gerekiyor haliyle çalışma hayatı.. ama işim olmasa gider girerdim sıraya alırdım saat 12 de oyunumu eve gider oynardım. muhtemelen bir hafta sonra alıp oynarım boş zamanlarımda. en azından 10 yıllık bi hevesi dindirmiş olurum.
  • kennym  (15.05.12 14:12:44 ~ 14:16:39) 
@gotu patlak circir bocegi
bara gitmeyi sacma bulmuyorum. O da keyifli bir aktivite, ama oyun oynamaktan daha ustun ne yani var? Ulan keyif aldigin aktiviteleri nasil objektif olarak karsilastirabilirsin ki zaten?

Bu arada orada saatlerce sirada bekleyenlerin oraya muhabbete gittiklerini soyluyorlardi. He yok, hakikaten sirf kutulu dvd almaya gittiyse, adam önceliklerini böyle belirlemistir. Bu karari tum "oyun oynayan mal"lar vermemis, sadece belli bir kesim vermistir.
  • natnan  (15.05.12 14:51:11) 
Oncelikle fikriniz her ne olursa olsun hepinize cevaplarınız için tik atıyorum.

Şundan bahsediyorum: ben online hayatın offline hayata baskın geldiği, kişiye daha keyifli geldiği bütün durumları üzücü buluyorum... dışarıda bir hayat akarken ve siz onu kaçırıyorken, bunun farkına varamayıp hala oyun oynuyor olmak -eğer benim fikrimi soracak olursanız- eroinden farksız; belki zevk veriyor ama hayatını alıyor. "bir sürü insan online da sosyalleşebiliyor" demeniz de, şırıngaları keyifle birbirinize takmanızdan başka bir şey değil bence.

tutup bara gitmek, kız tavlamak ile kıyaslayanlar olmuş... hatta benim giyim blog'umla kıyaslayan bile olmuş...

bence 'kız peşinde koşmak' dediğiniz aktivite insanın en değerli içgüdüsünü (çoğalma) korumasıdır. yine bara gitmek, hatta para yoksa bile parkta oturup bira içmek bile bence diablo'da, wow'da "aga party pls? lvl?" muhabbeti yapmaktan iyidir. tabii bu benim görüşüm...

buna cevap verdikten sonra konuyu yeniden soruma getireyim: ben, "nasıl keyif alıyorsunuz? gerçekten alabiliyor musunuz?" diye sordum, cevabı olan buna cevap versin de ben de aydınlanayım sevgili barbarian'lar... (sizin oyunda bir karakterdi bu, değil mi?)
  • barut  (15.05.12 16:40:05) 
niye online/offline diye ayırıyorsun hala anlamadım. film izliyorsun, bi baba film 3 saat sürüyor. götünü kıpırdatamıyon. evde film izleyerek ne daha sosyal olursun ne de hayatı yakalarsın. aynı şeyler hemen hemen bütün hobilerde var. hobilerin amacı kendi kendine eğlenebildiğin bir şeyleri yapabilmek, zamanını değerlendirmek ve geçirmek ve dışarda aynı hobiyle uğraşan insanlarla sosyalleşebilmek. online oyunlar bu sosyalleşme ihtiyacını eve kadar getiriyor hatta.

niye keyif almayalım? 10 kişi giriyoruz, 10'umuzun da görevi var ve o görevi yerine getirerek gerekirse 25 kişiyle başa çıkıyoruz. mücadele ediyoruz, küfrediyoruz, gülüyoruz, bazen oyunu bırakıp geyik çeviriyoruz. okuldan/işten geldikten sonra 2-3 saat kafayı boşaltıyoruz.

bira içmekse, açar birayı oyun oynarken de içersin, muhabbetse kendi kafanda bir sürü insanla muhabbet edebiliyorsun, müzikse en kralını açıyorsun dinliyorsun, cebinden 5 kuruş para gitmiyor ya da gidiyorsa da az bir şey gidiyor. niye sevmeyelim? wow'da, diablo'da aga party pls, lvl ? muhabbeti dönmüyor zaten, onlar 12 yaşında çocukların oyunlarında, knight'ta dönüyor. wow'da genelde 10-25 belirli kişi, bi amaç için toplanıyor. 10-12 senelik ultima online guildleri var, bu guildlerde uo oynayanlar lisedeyken, ilkokuldayken tanıştı şimdi hemen hepsi çalışıyor. beraber oyun oynadığım insanlar iyi kötü güzel işlere sahip, güzel gelirlere sahip ya da güzel bölümlerde okuyorlar. ne diyeyim daha.
  • repins  (15.05.12 20:46:33) 
Keyif almak icin guzel de... Filme basliyorsun, izliyorsun, bitiyor. Bu oyle degil ki... Dur Lvl 60 olayim, dur su item'i da cikartayim derken gunlerini buna adiyorsun. Bir nevi eglenmek icin degil de karakteri gelistirmek icin oynuyorsun. Kendinden cok karaktere emek harcar duruma geliyorsun ki bence bu sakat bir davranis.


  • barut  (16.05.12 01:15:28) 
öyle diyosun da, bi friends'i izlemek yaklaşık 80 saat yapıyor. imdb'nin top 10 listesindeki filmleri izlemek 28 saat yapıyor.

wow'da son levele gelmek, yaklaşık 20 saat sürüyor. ondan sonra haftada 10 saat girerek ortalama bir oyuncu olarak rahatça oynanabilir. bu tür oyunlar en fazla haftada 1 sigara parasına, ki çoğu oyun aylık ücret politikalarını terk etmekte ya da zaten öyle bir şey yoktu , 10 saatlik eğlenceli vakit sunuyor.

bir türk dizisi reklamıyla meklamıyla yaklaşık 2.30 saat sürüyor. her gece televizyon karşısında oturacağıma oyun oynarım daha iyi bu hesaba göre.
  • repins  (16.05.12 03:49:05) 
5-6 saatte biten oyun da var.


  • bilan  (16.05.12 10:44:59) 
[]

Avrupa Birliği ve Vize Problemimiz

Arkadaşlar bu sorunun çözüleceğine dair içinde bir umut taşıyan hala var mı? Ben her hafta google'a "ab vize" diye yazıp son haftadaki sonuçları aratmaktan ve boş umut yapmaktan bıktım artık. Bu konuda bilgisi olanlar, umudu olanlar, hatta umutsuz olanlar bu soruda bi toplansın da beni bi aydınlatsın; ne olacak bu Türkiye'nin hali? Ne zaman bitecek bu hapishane çilesi? Rahatça Ryanair biletimizi alıp vizesiz sağa sola gidebileceğimiz günler gelecek mi bir gün sizce?




 
muhtemelen çocuklarımız görür. ben kestim umudu.


  • schopenowski  (09.05.12 17:25:56) 
En azından okumuş kesim için vize probleminin yakında kalkacağına inanıyorum ben. Önümüzdeki 5-10 senede falan hatta.


  • roket adam  (09.05.12 17:34:08) 
@roket adam, 5-10 seneyi ne kadar rahat, "aman canim, 5-10 iste" modunda soylemissin :)


  • barut  (09.05.12 18:44:17) 
Valla 80 senedir fakir muamelesi gören insanlar olduğumuzu göz önüne alırsak, son birkaç yıldaki ilerleme kayda değer bence. ya da ben son birkaç senedir bu mevzuları kurcalamaya başladım, o da olabilir :)


  • roket adam  (09.05.12 19:19:45) 
  • kurumuhalif  (10.05.12 01:17:35) 
[]

Nargile üzerine bir soru

selam tiryaki arkadaşlar:)

problem şu ki, evimde bi nargile var. kömür olarak kolay yandığı için şu çabuk yanan meşe tozu közünü kullanıyorum. direk meşe kömürü değil. dolayısıyla iyi bir içimi olmuyor. ilk gün harika bir içimi vardı. közü piknik tüpünün üstüne direk koyarak yakıyorum ama ilk günkü içimi bir türlü yakalayamadım. ne yaparsam yapayım, kömür simsiyah oluyor hep. dolayısıyla baş ağrıtıyor, yeterli ısıyı da yakalayamıyorum.

ne yapmalıyım?

meşe kömürü alsam yakmakta sıkıntı çekmez miyim?

 
çabuk yanan kömürlerden hiç kullanmadım, dolayısı ile bu konuda bir şey öneremeyeceğim.

meşe kömürü için ise normalden biraz büyükçe bir cezveyi bu işe adarsanız hiç te zorlanmazsınız.
10 dk civarı bir zaman içinde kömürler köz oluyor.
  • the piano has been drinking  (11.10.10 18:16:53) 
[]

Spotçular Çarşısı, Spot Beyaz Eşya ...

Bostancı'da oturuyorum. Arabasız Sultanbeyli'ndeki Spotçular Çarşısı'na nasıl gidebilirim? Bana yakın beyaz eşya bulabilecğeim başka spot çarşısı var mıdır?

Uygun fiyata no-frostsuz bir buzdolabı, bir çamaşır makinesi ve bir set üstü ocak lazım. Başka nasıl bunu uygun fiyata bulabilriim?

Teşekkürler.

 
küçükyalı kadir has lisesinin arka sokaklarında bir sürü spotçu gördüm . e5 te inip yürüyerek lisenin yanından düz devam edip görebilirsiniz.


  • lilidance  (08.10.10 06:55:58) 
Sultanbeyli'den ziyade Gebze'deki Spotcular Carsisina daha rahat ulasırsın...
Bostanci koprusunden Gebze-Harem minibusleri onunden geciyor.....

  • catamenia  (08.10.10 08:31:51) 
[]

Istanbul'da en iyi ne, nerede yenir?

Arkadaşlar şöyle izah ediim durumu,

doğma büyüme istanbullu ve midesine düşkün birisi olarak :), çeşitli memleketlerden gelen arkadaşlarıma oranın yöresel yemeği istanbul'da en iyi nerede yenir diye sorup gidip orada yiyen birisiyim. :)) örneğin herif samsunluysa "aa valla mı söle bakalım o zaman samsun pide en iyi nerde yenir " ya da atıyorum mersin'liyse "bana öle bi yer söle ki tantuni yerken mersine ışınlasın beni" fln böyle soruyorum ve bunları not alıp yolum düştüğünde gidiyorum. böyle bir aç herifin tekiyim işte.

şimdi sizlere de aynı soruyu sorucam. herkes memleketini yazsın cevaplarda, mesela urfalıyam ezelden, şurda dürüm yerim çakma giyerim diesel'den şeklinde bizi aydınlatsın bizler de karnımızı doyuralım di mi.. hadi bakalım :)

 
  • istanbull  (23.09.10 10:06:22) 
bu ne aga yaw böle listeleri geç duygu yok içinde. sahibi bilmemne beydir, süper yapar, bizim oralıdır diye yorum istiyorum :) (bu arada istanbull her başlıkta karşıma çıkma amk .))


  • barut  (23.09.10 10:09:09) 
antep usulü kaymaklı katmer: gürpınar sahilinde camlı köşk var. adamlar aşmış çok fena yapıyorlar.

sahibi nuri dayı olur. dayım diye söylemiyorum gerçekten çok tatlı adamdır.
  • zenc  (23.09.10 10:31:23) 
bizim oralı değil bunlar ama buket lahmacun var mecidiyeköyde. ben diyarbakırdakinde yedim enfesti, git lahmacun ye oradan.

bir de taksimde medi var, mc donald's'ın sokağında. orada da kanat ye.
  • naraso  (23.09.10 10:34:40) 
yeşilköy'de şefo mantı var, hakikaten cok iyi manticidir.


  • desdinova  (23.09.10 11:08:20) 
gece yarısı paça çorbası. kadıköy itfaiyesinin (eski salı pazarı) tam karşısında köşede. gündüzleri kebapçı geceleri çorbacı gibi :)
hayatımda böyle paça içmedim adaç.

  • muppet  (23.09.10 11:11:12) 
@muppet, o dediğin yerde, söğütlüçeşme camiine doğru çıkarken boktan bi dürümcü var ama orası değil sanırım. bilemedim dedğin yeri ama yolum illaki düşer


  • barut  (23.09.10 11:43:15) 
@barut cami önündeki durağın tam karşı sokağında en sonda sağ köşede. geceleri önü ardı ful çekiyor :)


  • muppet  (23.09.10 11:54:57) 
Bir hataylı olarak tabikii aksaray Ciğeristanı tavsiye edecem. Hataylılar ve çevresi için salata önemlidir...Şöyle nar ekşili ve soğanlı bol domatesli...öyle geçeceksin ben soğan yemem ayaklarını. Soğan salatası ayrı gelir orada sumaklı hemde. Ciğeri lavaşa dürerken arasına bu salatadan koymazsan olmaz...Anlatırken ağzım sulandı...Tabiki Hataylı bi yerden künefe yemeden ayrılmak ayıp olur herhalde...Afiyet olsun.......


  • mcerdem19  (26.09.10 00:18:22) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.