Ekşi Duyuru

aynı yerden.
tıpkı kulağının, ayak parmaklarının yalandığını ve boşaldığını düşün. nerden boşalırsın erkek olarak?
edit: örnek mükemmel oldu yalnız

kadınlar hani boşalmıyordu yav!? yani orgazm tamam da, o sadece titreme kasılma falan değil mi? boşalıyor mu kadınlar? ne boşalıyor?

kadinlar bosalmaz. klitoral vajinal diye bir ayrim yok. sadece bazi kadinlarda vajina sivisi daha fazla oldugu icin, evrim geregi penisin daha kaygan olup iceriye daha kolay girmesi adina salgilanan sivi normalden fazla salgilanir.

bazilari buna bosalmak diyor.

kadında boşalma diye bişey yoktur, orgazm sorası şelale olan vajinal sıvının dışarı doğru akmasından ileri gelir. sadece erkekteki boşalmanın karşılığı olsun diye yakıştırılmış bişey

boşalmıyorlar.

bosalma oyle sperm gibi bir sivi cikmiyor bosalma orgazmi simgeliyor. sadece vajinal sivi salgilanmasi orgazma yakin daha da artabilir.

Onların vücudu atıyor bildiğim kadarıyla.

Bildiğim kadarıyla komple içindeki metali değiştiriyorlar. Artık kaynak mı tutmuyor nedir. Bi de sürekli takmayın içindeki gaz da biter. Bi de gaz basacaklar ona felan. Geçmiş olsun bi tamirciye sor hocam.

teknik servisini arayıp sor. parça değişimi yapalım derler ve muhtemelende parça neredeyse yeni bir buzdolabı fiyatıdır.

Buzdolabı tamir eden yerlere götüreceksin. Git bir tamirciye onlar gelip alıyor evinden zaten. Evde yapılabilir bir şeyse evde yapıyorlar.
Aynı şeyi ben de yaptım aylar önce (buzluktaki buzları kırarken deldim orayı) sonra dört ayak üstüne düştüm yeni bir dolap geçti elime.

dolap yeni değilse at gitsin. buz tutuyorsa yeni değil demek.

yeni dolap al.

Ben de delmistim zamaninda. Buzluk degistirilebiliyor.

bu durumda genellikle geçmiş olsun deniliyor sanırım..

benim de çok eski bir buzdolabım vardı. buzları kırarken aynısı benim de başıma gelmişti. tamirciyi zorlamadık bile çünkü yapsa da buzdolabı kadar para ister demişlerdi.

e o dandik buzdolabı tamir olsa gene içinde buz birikecek vs.

kısacası buzdolabı, ayakkabı dolabı oldu.

Takim elbise + palto/pardesu + fotr bence harika bir vintage kombinasyonu.

ikinci el mağazalarından alınır.

beyoğlu'nda, kadıköy'de filan var o tarz yerler.

cok para vermene gerek yok. alti usti sarj aleti.
www.hepsiburada.com bundsn kullaniyorum. tam bir kez sarj ediyor. aksamlari da doldurup ertesi hune hazirliyorum. benzerlerini daha da ucuza bulirsun. hatta a101 de gecen hafta daha buyuk kapasitelisi daha ucuza vardi..

resmen gazeteler de işin kolayını buldu, sosyal medyadan çal çırp haber yap. dunyaya bak ya:s

vay be bi de her foto 15 milyon kere görüntülenmiş. haksızlık bu! ama yapacak bir şey yok. bilimsel makale hırsızlığı bile yapıyolar memlekette. :(

fotograflar sozluk yazarina ait degil ki, ne yapsin adam?

evde ve işte logitech m705 kullanıyorum. baya iyi. iş icabı 10 saatten fazla pc başındayım.

sistem geri yükleme yapmayın! farenin driverini silin.

www.gezginler.net

bozulmuş o. bundan al bileğin bayram etsin. www.aliexpress.com

www.akakce.com

forum.donanimhaber.com burdan al duacım olursun.

gömlek ve fular için avva ya bak.%50 indirimde şuan.

Mudo 250 TL ye 100 TL indirim yapıyordu en son koyları belki ordan kapatirsin

Kaban siyah diz üstü ve hakim yaka bak derim. Sarar damat tween falan bakabilirsin.

Botu klasik harley davidson alabilirsin. Siyah deri olanından. 260 tl falan. Daha uyguna anca sezon sonunda bulabilirsin. Zaten bu fiyattan ucuz bot kaliteli markalar arasında olmayacaltır. Malum dolar yükselince...

Sweatshirtleri jack jonestan al diyeceğim ama pahalı satıyorlar. Lcw de iş görür

Fular hiç almadım kullanmadım ama atkıyı kotondan alabilirsin. Fena değiller bu alanda.

İndirimde yakalayabilirsen levis kotlar oluyor 100 tlye. En kötü zara alabilirsin. Ama ikisine 100 tl diyorsan lee cooper işini görür.

Klasik slim fit gömlekte tek bir markadan aldım (zaten nadir giydiğimden tek bir tane var) kip marka kalıbı güzel oturuyor. Teki 100 tl tabi bunların

4-5-6-1-2-3-7-8-9


Evet şaka :) bilmiyorum ama onun sırası yoktu sanki öyle değişik

Aradım buldum;

The Second Renaissance Part I
The Second Renaissance Part II
Program
Beyond
Kid's Story
World Record
Matriculated
A Detective Story
Final Flight of the Osiris

torrentten tek parça indirdiysen zaten nasıl gidiyorsa öyle izle.

Arada soda/su/kola vs ic ve ise.

kendini sartlandir sarhos olmayacagim diye. ben bu sekilde 3 saatte 7 gin tonikle geceyi kurtardigim biliyorum. ha disari cikinca suratima sogugu yiyince bi afallayip bisikleti nereye biraktigimi unuttum ama olsun, sarhos gibi sarhos olmadim.

Ben soğuk havaya çıkınca ayılıyorum.

içmenin amacı kafayı bulmak değilse içmenin anlamı nedir ki?

Daha ne istiyon yaa:):) yudum yudum iç.
Al tuzlu fıstığı al 3 biranı otur arkadaşlarla 2den sonra duruma göre bak:)

yavaş iç

Yarım çay bardağı zeytinyağı iç.

içemiyorsan zorlama.
zaten kıyak olsun diye içmiyorsan amacın ne...

su canın istemeyebilir ama soda gidiyor. bol bol iç. ayrıca içmeye başlamadan karnını doyurmak da etkili.

2 birayla kafayı kurtarıyorsan bununla mutlu ol bence. süper bir şey.

düşen uçakta korkudan herkes imana gelir dualar etmeye başlar ya o mesele.

(bkz: düşen bir uçakta ateist olmaz)

dusen bir ucakta ateist bulamazsiniz geyigi yuzunden.

Feminizm kocayı buluncaya, kominizm parayı buluncaya, ateizm uçak sallanıncaya kadardır. ''Böyle bir söylenti vardır'' Feministlerde,koministlerde, ateistlerde alınmayalım.

yıkandıktan sonra başkasına mı verecen

benim bildiğim yok. ama 2 liralık bir şey, aynısını bulursun.

(bkz: zaman makinesi)

(bkz: de lorean)

2.sini bir gün homeless olursam belki giyerim. Onun dışında giyilebilir bir tanesini göremedim :(

Kesin ayağı da kokuyur bunlar.

3u de cok kotu uzgunum. Bence fakir birine hediye et.

bence burberry'nin cevabı iğrenç. utanıp silmesi gerekecek kadar iğrenç ama bu yaşta ben ne desem boş.

yuh be kardeşim, işte bir tanrı olsa da sizin gibilere layığını verse. homeless olsammış. sen kimsin ya, kimsin?

kardeş ayağın rahatsa nasıl göründüğü kimin umrunda. homeless olursa giyecek arkadaşın veya ailesinden birilerinin, sevdiği insanların başına inşallah bi felaket gelmez de gerçekten sokaklarda yatmak zorunda kalmazlar.

cevap vermeyi unuttum. arkadaşım amaç senin, estetik duygun senin, imkanlar senin. bunlar arasındaki en verimli kombinasyon 70 tl'ye bu belirli ayakkabıları almansa hayırlı olsun. ayrıyeten fikrimizi belirtmek için amacını bilmemiz gerekir.

yok lan güzel ayakkabılar. iyi almışın resimdeki gibiyse.

mantıklı bi hareket bence. ayakkabı işte. değiştir değiştir giy. sen tiplerini beğendiysen np

kiğılı amca markasıdır ama her beden guzel bir sekilde bulunur.

O butceye Suvari'den bak. Fiyatina gore cok da guzeldir takimlari. Biraz daha arttirabiliyorsan Fabrika'ya bak.

network-fabrika'ya bir bakın. geçen sene 2 takımı 400'e gümletmiştim.

@oxib

oha hangi zamanlardı acaba? denk getirsek de alsak biz de.

işte geçen sene. 15 tatil zamanları olması lazım. ama outlet bir mağazaydı aldığım.

Ayakkabiya uygulaniyormus fiyati ne olursa olsun. Sinir minir yok yani.

bildiğim kadarıyla ayakkabıda 74 tl vergi hep var. 1 dolarada 20 dolara da.

vergi işi kalkali 3-4 ay oldu,markasi nike degilse vergi yok.

siyahı pek seksi.

Bu fiyat bir saat icin cok cok dusuk. Alin, 1 ay sonra bozulsa bile yaniniza kar kalir.

Bu tarz saatler seviyorsaniz sunlara bakabilirsiniz.

1. Solstice: www.instagram.com
2. Miang Copenhagen: www.instagram.com

rusların apaçi dansı olsa gerek. gördüğüm en kötü dans eden ruslar bu arada

Tutturabildiklerine satıyorlar anladığım kadarıyla. Onlar da yine tutturabildiklerine 2000 tl'ye kiraya verebilirler. Ama dediğiniz gibi oldukça kısıtlıdır bunu alabilecek ve kiralayacak kişilerin sayısı.

rezidans ise çalışanlar falan belki tutar. ya da yakınında vakıf üniversitesi varsa o vatandaşlar tutabilir. onun dışında ankara şartlarında çok yüksek geldi.

çankaya'da gayet güzel muhitlerde (evet evler nispeten eski) 3+1 evler 1200-1500 falan. bana da saçma geldi.

Hayal ürünü. Orada 2000 kşra mümkün değil.

Her yetenek geliştirilebilir.

Ne kadar kelime bilirsen o kadar çok kelime akla getirebileceğine göre bol bol okumanın faydası olur.

Rapçileri araştırabilirsin belki, nasıl yaptıklarına dair röportajlarını filan...

Merhaba, ben bu konuda biraz kabiliyetli biraz da gayretliyim.
Dil ile, kelimeler ile olan ilişki çok önemli.
Sürekli uydurmaya çalışın.
Ama bir bağlamı olsun.
Mesela yağmur kelimesini alalım.

Sensiz yaşanmaz yağmur
Her yer olsa da çamur
Sen sakın bize gücenme
Her zaman yağ ne olur

Halk edebiyatı çok ilham vericidir.
Şiirleri okudukça, türküleri dinledikçe zihniniz uydurmaya yatkın hale gelir.

Bir de şarkıların sözlerini değiştirerek söylemeye çalışın. Mümkünse Yiğit Özgür karikatürlerindeki kelime oyunu tarzında filan.
Mesela M. Sandalın kazak şarkısını aşk tarifine çevirelim:

Bu kız beni gömmeli
Bana kefen örmeli
En çok beni üzmeli
Artık

Bazan aklınıza gelenler sakız falı tadında da olabilir; olsun.
İşte böyle böyle irticalen söylemeye kastıkça giderek daha iyi oluyorsunuz. Zaten Türkçe kafiye açısından çok zengin imkânları olan bir dil.

bu mu? www.instagram.com

urun.n11.com

www.hepsiburada.com

Düz adam olduğumdan sadece şu ikisini tavsiye edebileceğim;

www.fashiondieselwatch.com

www.britishwatchcompany.com

Zira diğerleri Karaköy'de tezgahta satılan, kronograf görünümlü takvimi olup 4kg gelen tepsilere benziyor.

Amazon'dakiler gerçek indirim. Özellikle son 1 haftadır ciddi indirimler yaptıklar bazı elektronik ürünlere. Türkiye'ye kıyasla komik rakamlara sattılar. Cuma gününü bekliyoruz.
Aliexpress'de öyle. Dünyanın cirosunu yaptı Bekarlar gününde.

Aliexpress'te siparişlerimin bir iki tanesini iptal edip 12'sinde daha ucuza istedim ben. Amazon gerçekten indirim ama tam değil, nasıl anlatacağımı bilemedim. Normalde de ilk çizdikleri en yüksek fiyattan aşağıda satıyorlar, düşük yüzdeli bir indirim hep sabit yani.

Walmart da oyle sayilir. Kahve makinasi bakiyodum, gecen sene 10$ civari almistim, bu sene hic 12$dan asagi dusmedi, su an 9.72$. Cok acayip dusmuyor ama yine de bilinenin alti satiyorlar.

yok.
www.uniqlo.com

yok

yok.

enerjiyle menerjiyle açıklamaya çalışıyor kimi ama komik oluyor.

psikolojik olduğunu söyleyebilirsin. bununla ilgili güzel bir entry vardı, bir deneyden bahsediyordu da deneyin ismini unuttum, burçlarla ilgiliydi, hatırlarsam atarım ya da bir hayırsever atsın.

zaten inanmakla inanmamakla olmaz öyle şeyler, "bilmek"le olur. biliyorsun bunların gerçek olmadığını, ortada kanıt da yok, hep "söylenceler" var, kanıt olarak da "kaynımın gelininin evinde büyü bulmuşlar allahu ekber vuhuuu" falan deyu deyu dedikodu ediyorlar. ama şu da var ki: bir insan eğer sabit bir şekilde bir şeye inanıyorsa, "evrenin sürekli değişmekte olduğunu bilmek yerine" onun inancını sittin sene değiştiremezsin, değşime açıksa bile "ben bilmek istemiyorum, bilirsem değişirim, inancım yiter." diyen teyze gördüm ben, o yüzden insanlara batıl bir konunun bilimsel olmadığını açıklamakla çok uğraşmıyorum artık, hayatım kısa o kadar kasamıcam.. ama sen psikolojik olduğunu söyleyebilirsin gene de :D beynin fizikokimyasal özelliklerinden bahsedebilirsin, çalışma mekanizmasından bahsedebilirsin, ne bileyim. ben baya uzun ve çağrışımlı konuşup karşımdakini mala bağlıyorum, o sayede insanlara öğretiyorsam bir şeyi öğretiyorum, yoksa ı-ıh! :( kolay gelsin sana da, zor iş seçmişsin.

büyü ve nazar pozitif (doğal ve gözlemlenebilir) olgular olmadığı için bugün anlaşılan anlamıyla bilimin konusu olmuyor.

bilimsel açıklamanın varlığı bilimin nasıl tanımlandığıyla alakalı. bugünkü ana akım bilimin konusu dışında metafizik bir olgu olarak kabul ediliyor.

bunun değişkenliği için çok değil bir 150 sene önce falan her sarayda müneccimbaşı diye bir kadro olduğunu hatırlatırım. orta çağ da değil hani mesela namık kemal'in babası 1. abdülhamid'in müneccimbaşıdır. yıldızlara bakıp gelecekle ilgili yorum yapan hani. mistik değil aksine o zamanın epey prestijli bir bilim adamlığı :))

arama yerine büyü nazar yaz kardeş 50 kere yazdık hep. sonuçları oku. baya biriken cevap var.

Kesinlikle bilimsel bir aciklamasi yok, kesin bilgi.

MAntiksizlihinin bir alternatif bilimsel aciklamasi vardi da bulamadim simdi.

bilim belki daha açıklayamıyor olabilir.

bilim yakın mesafeden telepatiyi ıspatladı sanıyorum bir tek. diğerleri yani burçlar, nazar, büyü vb. inanç.

burçlar değil ama; nazar, beddua, iyi dua ve büyü konusunda öyle şeyler duydum ve bizzat yaşadım ki ben var olabileceğini düşünüyorum ve enerjiyle açıklıyorum.

dün yorgundum inanç kısmını geçiştirivermişim, şimdi buradan devam ediyorum çünkü sorunun cevabı bana göre esas bu kısım.

inanç mantık yoluyla değiştirilmiyor pek.
önce inananın da inanmayanın da "olabilir de olmayabilir de, henüz bilmiyoruz ama bu ileride bilmeyeceğimiz anlamına gelmiyor" düşüncesini edinmesi gerekiyor bana göre. yani kapıyı aralamak lazım, bilim bu şekilde ilerliyor.
mesela sen de "ben inanmıyorum ikisine de" diyorsun, var olup olmadığının bilimsel kanıtıyla gelmiyorsun.
gözlemler var, yaşanmışlıklar var, bunları nasıl inkar edebiliriz. bilimsel değil, çünkü bilimsel olabilmesi için cosmigstring'in de belirttiği gibi aynı koşulları yaratmak gerekiyor.
bana göre -en azından şimdilik- aynı koşulları yaratmak olanaksız gibi bir şey, çünkü işin içinde insan faktörü var. büyü ve naza iki tarafa bağlı olan bir olgu. alıcısı ve vericisi var. alıcı ve vericinin aynı hatta olması lazım, radyo frekansı gibi. alıcı ve vericinin frekansları tutuyor diyelim bu kez de göndericinin iletisine verdiği kuvvet mi desem güc mü desem bilemedim, içten istemek dediğimiz şeyin olması ve alıcının da aynı anda iletiyi almaya açık olması lazım.

yaşadığım dikkat çekici birkaç örneği anlatmak istiyorum. (bu konularda bilimsel araştırma yapmaya karar veren olursa çorbada tuzum bulunsun + arama motorunda çıkmaya katkı)

anlatacaklarım hoş anılar değil, utandığım ve beni üzen deneyimler.

5-6 yıl önce evde büyük bir tadilata kararverdik. mahalle esnafından, temiz yüzlü , efendi birine işi verdk. sözleşmenin yarısını da peşin verdik. meğer bu adam kumara başlamış, bizim paraları aldığı gibi kumara yatırmış.
işe başlar gibi yaptı, aleti edevatı getirip yığdı, bir iki kırdı döktü gerisi yok. işi yapacak adamlarının sülalesi hastaneye yattı, malzemeciler malzemeyi getirmedi... binbir yalan dolan.
baktım bunun işi bitireceği yok başka biriyle anlaşayım diyorum, yarım işe kimse bulaşmak istemiyor. biri açık açık "bir ustanın malzemelerinin durduğu işe biz gelmeyiz abla" dedi. mecbur kaldım mı bu adama. kış geliyor, tepemdeki çatı açık, çoluk çocuk... eziyetin bini bi para.
ben her gün telefon etmece, adamı kovalamaca yapıyorum. işi bitirsin diye uğraşıp duruyorum. 3 ay olmuş tık yok evde.
bir gün bu boyacı yolladı eve. çatı yok, doğramalar takılmamış bana boyacı yolluyor. o sinirle evde söylenmeye başladım ben. öncesinde "karım hamile doktora götürdüm" filan demişti. nerden çıktıysa ağzımdan "karın doğuramasın inşallah" çıktı. ertesi gün karısının düşük tehlikesiyle hastaneye yattığını öğrendim. o an "o sabiden ne istedim" diye kendime çok kızdım. karısı doğurana kadar da adamı bir kez bile aramadım. yaz başında başlayan tadilat kış başında ite kaka, biraz akılla , biraz elime malayı çekici alarak bitti. bu arada yağmura yakalandık eşyalar battı. evde yapılacak şeyler var, tadilat lafı bile tüylerimi diken diken etmeye yetiyor, hala etkisinden kurtulamadım.
yine aynı olayın içinde adamın biri için "kör olasıca" dedim, adam gözünü kaybediyormuş, kaynak mı kaçmış ne olmuştu tam hatırlamıyorum. bu da doğramaları yapacak olan, malzemeyi gidip beraber aldığımız sonrasında da "ara da bul" oluveren kişi. hastanede yattı haftalarca. sonra işi de bırakmış filan. iyi oldu, başkalarına zarar veremez hiç olmazsa.

başka bir olay:
fi tarihinde adamın biri benden etik olarak yanlış bi işe onay vermemi istemişti. ben de hayır olmaz demiştim. aradan az bir zaman geçti biz bunlarla yaz tatilinde aynı tesiste denk geldik. onun da ailesi var benim de. o zaman kızım 5-6 yaşlarında. bir gün kumsaldayız kızım koşturarak yanıma geldi bir yandan da ağlıyor, çocuk gözüme çamur attı diyor.
kızımın oynadığı yere baktım, bu adamın o zaman 10-11 yaşlarındaki oğlu suyun içinden sırıtarak bize bakıyor. ifadesinden bile isteye yaptığını anlamak zor değil. resmen olan biteni gülerek izliyor, bir yandan da benim tepkimi kontrol ediyor. ailesiyle beraberken izleyince adamın böyle şeyler yaptırabilecek tiniyette olduğunu da anlamıştım. sonuçta o olay olduğunla kaldı. tabi çocuğa kızdım konuştum ama bile isteye yapılan bir kötülük için o konuşmanın bir anlamı olmadığını bilerek konuştum. azmettirici babaydı, babaya gidip "oğlun böyle böyle yaptı" desem bir faydası olmayacağı gibi bana zarar verecek, konuşma kendimi hiç bulmak istemeyeceğim yöne akacaktı. hani derler ya "aptallarla tartışma, dinyen aradaki farkı anlayamaz" diye. onun gibi işte. bu aptal da değil bildiğin insanlıktan zerre haberi olmayan biri.
bu olayın üzerinden 2 tam yıl ve birkaç ay geçtikten sonra bir gün evde süpürge yaparken bu olayı hatırladım. her saniyesini tekrar yaşadım, çocuğun o sırıtık ifadesi, kızımın canının acıması, benim bunu engelleyememiş olmam...
hafta geçmedi çocuğun kalp krizi geçirip hastaneye yattığını öğrendim. benim onu düşündüğüm zamanla aynı zamana denk geliyordu hastaneye yattığı tarih.
aradan o kadar zaman geçmiş. olay sürekli hafızamda olup ısıtıp ısıtıp düşündüğüm bişey değil. gündemimde hiç değil. o an olayı çağrıştıracak bir şey olmadı, başka konudan onu düşünmeye geçmedim. küt diye hatırladım ve sonra yine arkaya ittim taa ki hastane haberini duyana kadar.
ekşide kılıç çiçeğiyle olan durumu yazmıştım. 55 yıldır ilk kez bir kılıcın çiçek açtığını gördüm, o da benim onu çiçek açmasını isteyerek sularken gerçekleşti. hadi öncesinde ev almayı düşünerek suluyordum, düşüncem o yönde olduğu için evimi aldım. onda kılıçla ilgili bişey yok, düşünceme yön veren bir malzemeydi benim için. ya ikincisi, çiçek açması bitkinin benim düşünceme uyan tepkisi değilse nedir?

bunlar tesadüf denilebilir. daha çok var yaşadığım bu tür şeyler. hepsi tesadüf olabilir. ancak olmayabilir de.
ben konuyu bilim ele alana dek bu konuda agnostikim. var da demem yok da demem.

kılıç çiçeği hikayesi: eksisozluk.com

ayrıca; madem öyle hadi piyangodan büyük ikramyeyi iste, çıksın da görelim diyeceklere: valla istemek istiyorum, beceremiyorum bi türlü. bi kolon da oynuyorum denk geldikçe amorti bile çıkmıyor. olmuyor anacım niye olmuyor ben de bilmiyorum. içten isteyebilsem bi, olacak gibi... :)
der maister, spor salonunu açarız belki çıkarsa, ne güzel olur demi.

Twitter ı varsa ve fotoğrafı orada da paylaşmışsa ancak oradan o fotoğrafı görebilirsin.

Selam. Beyoğlu taksim dans yazarsanız aramada bir şeyler çıkacak. Şahane liste olan bir duyuru var.

en.wikipedia.org

en özeti iki halkı birbirine düşman edip bir diğerine döner bıçağı sattı.

cezayir kırımına bile girmiyorum

libya'daki olay o kadar goz onunde, bagira cagira olmadi.
ruanda, yahut cezayir gibi degildi yani. (buralarda fransa goz gore gore katliamlara, soykirimlara ortak olmus, ve bu curumleri isleyen yoneticileri kahraman gibi el ustunde tutulmustu)

libya'da kaddafi kanli bir diktatordu, ve halkina zulmediyordu.
halk ayaklandi, ancak kaddafi'nin silahlari daha gucluydu. dogu'daki isyancilari sivil halkla birlikte eziyordu ki, fransiz ucaklari bingazi'nin bati mahallelerinde ilerleyen tanklari bombalayip savasin seyrini degistirdi.

ancak goz onunde bu gelismeler yasanirken, libya halkinin elinden ayaklanma calindi.
ayaklanmanin kumandani cephe gerisine cekilip infaz edildi, daha pek cok onemli ve guclu isim ezildi. libya'ya korku ve teror egemen oldu. ayaklanma halk cocuklarinin elinden calindi, libya alt ust oldu. asiretler, dini orgutler filan tanindi, muhatap alindi. beslendi.
ve bunlari perde onunde degil, ama perde gerisinde gerceklestiren aktorler britanyali, fransiz, a.b.d.'li filandi.

bunun icin.

Dermatolog onerisi son 3 haftadir kullaniyorum ve sonuc :mukemmel

Cene bolgemde sivilce cikiyordu tek tuk hemen gecirdi

Darphin- intral cleansing milk with chamomile

Tonigini de aldim ama bu temizleme sutu daha etkili bence.

normalde problemsiz bir cildim var fakat kirk yilda bir sivilce cikarda, hani akne tarzinda buyk kirmizi olanlardan cikarsa, ustune pomat niyetine dis macunu suruyorum, bu taktigi de kime onerdiysem memnun kaldi. cok yillar once okudum ama nerde okudugumu hatirlayamiyorum. sivilceyi direkt kurutuyor.

haşlama :/ bence hoş olmaz. fırının varsa 30 dk 180 derecede süper pişiyorlar. (son 5 dk kala bi çevirirsin). şöyle salça, ketçap, yağ, tuz, kara biber karıştırıp sos yaparsan çok güzel olur.

Sonrasinda kizartmayacaksan haslama.

Biraz acele gelmis cevabim. Tavada kizartma yapacaksan bile aslinda gerek yok cunku tavugun en kolay pisen yeridir kanati. Ben yine de haslarim diyorsan kaynamis suda bi 7 8 dk durmasi yeterli. Icine tuz karabiber ve aci sos varsa atabilirsin.

n11, modagram, boyner... tarzı sitelerden uzucdan pahalıya doğru sıralat ya da miktar aralığı gir. bir de netten indirim kuponu ara. gayet güzel indirim kuponları oluyor.

h&m, zara gibi kıyafet mağazalarında ayakkabılar ucuz oluyor. 70 liraya oralara bakabilirsiniz.

ben 34-32 giyyorum 34 bel 32 boy

34-34 alırsın paçayı yaptırırsın olur biter.

trt nin youtube kanalinds cokca var. oradan mp3 formatinda indirip geceleri yatarken dinliyorum


m.youtube.com kanalin cinde radyo diye aratirsin

Radyooyunlari.net
Mbirgin.com

İkisi de sağlam arşivler.

Radyooyunlari.com muş bu arada net değil.

sites.google.com

Tgrt'nin radyo tiyatroları güzeldir ama suç ve ceza'nın sonu süprizli raskolnikov'un bir müslüman olmadığı kalıyor.

tabiki hayır. karşılaşmayı bekleyin.

plan tezgah pusu

kardeş hiç görmüyorsan ne ara hoşlandın?

Mail atip öğle yemeğine davet bile fb dan daha mantıklı. Fb özel hayattır.

kullanma hacı bankada çalışmıyorum ama çalışan bi hatuna karşı denedim sonuç karavana. Ne yapıyorsan gerçek hayatta yapmaya çalış.

Çıkışta yakala. Aynı şirkette iki insan bir birinden bu kadar da izole olamaz. Bir şekilde denk getirirsin.

Facebook ilk adım için değil, stalk için var.

domates çorbası üstüne kaşar rendele işte yea.

Brokoli haşla. Sos olarak da zeytinyağı, kırmızı biber, dövülmüş sarımsak ve limon suyu dök üzerine. Biraz da tuz. Parmaklarınızı yersiniz.

www.turkmaxgurme.com

abi bu nasıl köylü bir ülke ya.
farklı yemek olarak brokoli haşlamak, köri soslu tavuk diyor insanlar.

hocam vallahi foodporn vb. facebook sayfalarında baya değişik tarifler oluyor. türkiyede bulabildğin malzemeli bir yemeği yapabilirsin.

yardımcı olması açısından:

www.facebook.com
www.facebook.com
www.facebook.com

bence en mükemmel sonuncuya benziyor.
izlerken bile karnım doydu.

tavuğu alüminyum folyoda pişirebilirsin, güzelce hava aldırmadan koyup. 5-6 dk kızmış tavada (folyo iyice şişer) ardından 2 dk'da tavadan alınca beklet canavar gibi oluyor. benimkisi pek seviyor bunu.

sos vs. ayarlarsın artık.

hayır sanki foodporn sayfasında üstüne sos dökülmüş, haşlanmış brokolili bir fotoğraf/video görmese kendisi yapmayacak veya canı çekmeyecek. köylü tarifler vermeyin arkadaşlar :/

bence kuru fasulye yap. eğer arkadaşınız mırın kırın ederse "chili bunun adı" dersiniz.

arda'nın mutfağında çok güzel tarifler oluyor bakıver.

Saat olcmez zamani. Biz olcmusuz zamaninda insanlik olarak ve farazi bir zaman tanimi yapmisiz 1 saniye adi altinda. Saatler sadece buna uyarak calisiyorlar. Mekanizmasi buna uygun olarak hareket eder yani.

Bence.

kolundaki saat bir nesnedir ve zaman bilinci yoktur. saatin icindeki zemberekler carklar belli araliklarla hareketi belirleyecek sekilde ayarlanir. saatin yaptigi, bu mekanik parcalarin hareketi ile kollari cevirmek sadece. zaman soyut bir kavramdir, saatin yaptigi bu soyut kavrami algilanaiblir ufak birimlere bölmektir.

Quartz elementinin belli bir salınım sayısının bir saniyeye tekabül ettiği var sayılır. Referans olarak bu alınır.

1000'li yıllarda el biruni diye bir adam çıkıyor ve bir güneş gününü (solar day) 24x60x60'a, yani 86400'e bölüyor, çıkan süre de saniye oluyor. yani ilk referans noktası, güneş günü periyodunun bölümü oluyor. bu belirlenen süre geçimini saatler esas alıyor ve her bir kol saati, masa saati, duvar saati bu ilk zaman tanımını esas alarak yapılıyor.

Uluslararası Birimler Sistemine göre saniye, en düşük enerji seviyesindeki (ground state) Sezyum-133 atomunun (133 Cs atom çekirdeği) iki hyperfine seviye arasındaki geçiş radyasyonunun 9.192.631.770 periyoduna karşılık gelen süredir

saniye kavramı insan yapımı. aynı şekilde 1 metre, 1 gram gibi.

örneğin elinizdeki her metre başka bir metreyi referans alarak üretilmiştir. şu uzunluğa 1 metre diyelim dedikleri "en referans" metre de isviçre'de mi öyle bir yerde durmaktadır.

peki insanın "1 saniye" olarak tanımladığı zaman birimi mekanik saatte nasıl ifade edilir, şurası fikir verecektir
www.youtube.com

www.imdb.com

çok iyi diyemem ama memnun kalırsın bence
(bkz: triangle)

Tam beyin yakici degil ama the man from earth tavsiye ederim.

seç beğen izle.

letterboxd.com

The man from earth +1

(bkz: high intensity interval training) diyorum. bana aşırı faydası oldu.

yediğin şeylerin glisemik indekslerine dikkat et, glisemik indeksi yüksek olan gıdaları asla tüketme. yatmadan önce 3-4 saat kadar bir şey yeme. mümkünse ara öğün yapma. bol su iç.

dans etmek. ama arada sırada değil, her gün biraz. asansör yerine merdiven kullanmak.

İçinde şeker, glikoz şurubu olan tüm içecekleri hayatından çıkarırsan da çok iyi etmiş olursun. Kola, ambalajlı meyve suyu, ice tea, meyveli soda, gazoz gibi.

şu maddeleri uygulasan kafi: i.hizliresim.com

karatay mutfağı kitabından fotoğrafını çekmiştim.

Kahveyi antrenmandan yarım saat önce içiyorsun. Sade ve şekersiz kahve. Onun dışında, sporun kilo vermeye çok büyük bir etkisi yok. Kilo vermek büyük oranda beslenme ve hormonların kontrolünde olan bir olay. Dikkat etmen gereken ana nokta bu. 30 dakikalık kardiyonun sendeki kaybı 200 kalorilik bir enerjidir, bu enerjinin yüzde kaçı yağdan yüzde kaçı şekerden onu da bilemiyoruz. Gün içerisinde mümkün olduğunca kan şekerini yükseltmezsen, öğün sayısını iki, maksimum üçle sınırlandırırsan leptin gibi glukagon gibi yağ yakımını gerçekleştiren hormonların, ki bunlar açlık halinde salgılanan hormonlardır, salınımı gerçekleştirir gün içerisinde sürekli yağ yakan bir metabolizman olur.

kahveden çaydan şekeri at. şekeri hatta hayatından at. kola vb içme.

ekmeği tamamen kes. hamurişi yeme.

pilav makarna vb azalt.

kilo egzersizle verilmez, kilo mutfakta verilir şeklinde bir klişeyle de bitireyim entariyi :)

i'm with you olabilir mi?

complicated ?

calvin clein, benetton, lacoste, mudo.

Gömlek ve mont olarak beymen de iyidir.

pantolon, dockers gayet güzel.

spor ayakkabı new balance

kravat vakko

tshirt lacoste (ama bu gerçekten pahalı)

- Massimo Dutti, Tommy Hilfiger, Lacoste
- GAP, Tommy Hilfiger, Network
- Camper

tommy, ve hatta benetton falan diyen olmuş. bunların da diğerlerinden çok farkı yok, ben diyeyim de.

gerçekten kaliteli diyorsanız özel dikim yaptırmanız lazım ve kim neyi üretiyorsa ondan almanız lazım. armani saat, dockers ayakkabı falan olmaz yani. bu şekilde katkı sağlayayım :)

Tommy Hilfiger bildigin çöp oncelikle.

Network ilk kategori için oneririm.

Dockers gayet guzel mal uretiyor, derdin daha fazla para vermekse bilmiyorum.

Malin kalitesinden de biraz anlaman lazim, o begenmedigin markalardan gayet saglam urunler bulabilirsin yeri gelir de.

Gunluk ayakkabi icin colombia oneriyorum sneaker bilmem.

Yukarida onerilenlere bakiyorum da fiyatlari yuksek olup f/p orani yerlerde olan öneriler var. Derdin pahali giydigini belli etmekse bunlardan onerilebilir bol bol. Kaliteli giyeyim, aldigimi uzun sure kullanayim da kac parq olursa olsun diyorsan yukaridakilerin cogu isine yaramayacak, gezmen lazim magaza magaza

ara sıra beymen sezon sonu mağzalarına bak. bazen çok ucuza çok sağlam markaların ürünlerini bulabiliyosun.

Çipura, Hamsi, Palamut.

somon olabilir

tekir de güzel

cdn.yemek.com

hamsi, çinekop, tekir.

Bebek bezi.

Kiyafet. Sonsuz sayida kiyafeti olsa yine yetmez o yastaki cocuga. Illa tam boyuna gore almana da gerek yok biraz buyuk al uygun oldugunda giydirirler.

Kizilotesi termometre.

2 aylık kız babası olarak konuşuyorum,

dr bilmemne biberonlardan (gaz yapmayan)
ayakkabı, patik vs.
tepede dönmeli oyuncak (dönence sanırım adı)
bir kaç kişi birleşip kaliteli bir ana kucağı (örn. nuna leaf. muazzam rahat ettik bunla).
termometre
mama/süt ısıtıcı
bebeğin eşyaları için güzel bir çanta
şık bir emzik kabı ve emzik.

aslında en mantıklısı angeulus'un dediği gibi bebek bezi ama ondan hediye olma işte :))

ufak sepet, ya da paket gibi bir şey hazırlayacaksan kıyafet, başka bişiler vs+bebek bezi olur. bebek bezi en lazım olan sey aslında. ilaç gibi gelir. ama tek başına hediye de olmaz :(

Bebek bezi

e-bebek gibi sitelerden hediye kartı alabilirsiniz, böylece aile neye ihtiyacı varsa onu alır. direkt bez götürmekten daha şık, rastgele seçilmiş herhangi hediyeden daha işlevsel olur?

4.5 aylık oğlan annesi olarak:
büyük hediyelerden kaçının. benim gibi bir,yse koca koca hediyeler gerebilir (ha direkt bi talebi olduysa onu alın).
aslında en güzeli hediye çeki ama onun dşında bikaç parça giysi de olabilir. mutlaka biraz büyük olsun 1 haftalık bebeği olan aile değiştirmeye falan götüremez.
termometredir telsizdir vs onlar zaten almış olabilir. değiştirme olyı nedeniyle bunları da önermem

bebek bezi de orijinal bi fikir gibi durabilir ama biz oğlan doğmadan kampanyadan bikaç paket almıştık 1 ve 2 numara. yeni bez gelseydi ilk maddeden dolayı gerilirdim. hem nereye koyucan koca paketi hem de yeteri kadar almışım zaten...

www.hepsiburada.com

eksisozluk.com

Normalde biri sana iyilik yaptığında onu daha çok seversin ya, bu teoriye gore son o kisiye iyilik yaptığında senin ona olan bakış açın onun sana iyilik yapmasından daha çok etkileniyor. Yani onun sana iyilik yapması senın ona olan bakış açına 5 puan ekliyorsa, senin ona iyilik yapman 10 puan ekliyor.

A kisisi ve B kisisi olsun.

A, B'ye iyilik yapmis olsun yani A iyiligi yapmis olan taraf, B de kendisine iyilik yapilmis olan taraf.

Takip eden surecte, A'nin B'ye iyilik yapmaya olan egilimi, B'nin A'ya iyilik yapma egiliminden yuksektir.

Iyilik yapmak soz konusu oldugunda, iyiligi goren tarafin kendisini odesmek amacli zorunlu hissetmesinden daha baskinmis, iyiligi daha once yapmis olan taraf olmak.

Eğer aracınız o listedeyse sizi servis telefonla arayarak randevu için gün kararlaştırması gerekir.

Abi öncelikle kızın beğendiği sevdiği şairleri öğreniyorsun. Sonra googlelayıp o şairin şiirlerini sörç ediyosun. Ordan yürü.

Şöyle de bir şey var ki: Cemal Süreya sevmeyen kadına rastlamadım. Onun birkaç şiirine bakabilirsin. Yine eğer ağzın laf yapıyorsa Nazım Hikmet'in sevdiği kadınlar için yazdığı şiirleri pazarlayabilirsin kadına.

Emperyal oteli.

Halil Cibran da severler.

benim gibi bir kız ise;
furuğ ferruhzad.ahmed arif.turgut uyar.edip cansever.işini görebilir.

Şiir seven biri değilsen boşuna şiirsever olmaya çalışma.

idiller gazeli de olabilir.

twitter ünlüsü. eski kullanıcılardan sanırım, kadın-erkek ilişkileri üzerinde yazıyormuş sanırım. sonra buna kitap çıkrattılar vs...

Once blog acti hayatini yazdi acik secik, sosyal medyada patladi. Yayinevleri dogal olarak tutar diye kitaplarini basti. Sanirim 5 ya da 6 kitabi var. E gazetelerde populer diye kose verdiler iste. Bikac dergide de yaziyor galiba. Cogu turk kizinin yasadigi seyleri biraz kezbanvari bi dille anlatti iste.

(git: 193214)
(git: 933927)

Twitterin yeni patladığı günlerde türk insanının ihtiyaç duyduğu 'vıcık özlü sözler s*çıp duran ilişki uzmanı' boşluğunu doldurup oradan yürüyen bir kızcağız işte. Bazen bir alandaki bütün klişeleri üzerinde toplayıp hiçbir yeni açılım getirmeden bunları toptan satan insanlar çok popüler oluyor. Sana seni anlatıyor. Bizi yöneten insanlar gibi...

twitterdan başlayıp kezbanusların hayatını +18 bi şekilde anlattığı için meşhur oldu sonra yazdıklarını kitap yaptı şimdi de adam yerine konuyor işte.

Ben de pucca nedir, bir kitap ismi mi kitabi yazan kisi mi diye soracaktim, daha gecen gun ogrendim, gereksiz kitaplari yazan kisinin adiymis pucca:)
Kezbanin teki iste, bunun gibi gereksiz cok kitap yazari var, liseli kizlara gore kitaplar cikarip gecinip gidiyorlar iste.

Teknikekip'in verdigi duyuru linkinde bir arkadas nasil biri oldugunu anlatmis zaten.

Nasil unlu oldugu cok basit, sex sells. Bos sohbet de satar.


"Bazen bir alandaki bütün klişeleri üzerinde toplayıp hiçbir yeni açılım getirmeden bunları toptan satan insanlar çok popüler oluyor. Sana seni anlatıyor"
I ve been mistreated'a aynen katiliyorum bu konuda. Daha cok komedyenlerde goruyorum ben bunu.

Gereksiz balon ünlüsü. Diz üstü edebiyatı diye geçiyo o ve onun gibilerin yazdıkları kitaplar için. Benim içinse boş vakit kaybı. Onun Tweet ı kitabı ya da köşe yazısı okumak yerine boş boş tavana bakarım daha iyi. Bence çok boş bi kadın. Bazı gençler o boş lari çok severek popüler yaptı ama asla öyle uzun uzun ismi anılacak biri değil mesela bugünkü köşe yazısı. Tamamiyle dikkat çekme üzerine olduğunu düşünüyorum. Gündem den düştü ise demekki.
Bosver arkadaş bilme daha iyi valla vakit kaybı

kinaesthetics

haha bence bu Mystery (aka Erik von Markovik) adlı pua (pickup artist- kız tavlama ustası mı diyelim ne diyelim) abimizin deyiminden bahsediyor.

Kino escelation dediği şey karşındakine dokunmak, dokunarak iletişim kurmak. 2 dakikadan kısa sürede dokunmak elleşmek için yollar bul demiş.

Eğer okuduğun araştırdığın şey buysa:
(bkz: the game)
(bkz: neil strauss)
(bkz: venusian arts)
(bkz: pickup artist)
(bkz: erik von markovik)

Sıfır traş olmak yerine makineyle kısaltıyorum. Benimkiler ters dönüp sivilce yapıyor. Böyle geçtim önüne.

her bunyeye jilet veya makine iyi gelmiyor. bunu deneyip, bulman lazim.

traş olma gerekliliğin var mı bahsetmemişsin ama ben traş olmayarak önüne geçtim, bu kesin çözüm. birde olmam eğer traşı berberde oluyorum. evde kendim yaptığım zaman her türlü tahriş oluyor cildim.

edit: traş olurken kullanılan köpükler/ jellerde çok farkettiriyor. onları araştırıp, cildine uygun olanını kullanabilirsin. birde traş sonrası krem sürmeyi atlama.

after shave'ler genelde yakar ve cildin ph derecesi icin iyi gelmedigi arastirilmisti. nivea'nin balsam urunleri var, tavsiye ederim.

traş olma mecburiyetin varsa:

sıcak suyla yüzünü güzelce yıkıyorsun
hassas ciltlere özel köpükle güzelce köpürtüyor ve 2-3 dk öyle bekliyorsun
gilette mach 3 ile sakin sakin, ters hareket yapmadan alıyorsun
ılık suyla duruluyorsun
kaliteli bir traş sonrası krem sürüyorsun
gün içinde de yine krem kullanıyorsun
bir dene ve sonucu yaz bakalım

not: kesin çözüm, makine ile, birkaç milimlik tarakla traş olmak ya da hiç olmamak.

banyodan sonra traş olmak da iyi gelecektir.

pudra kullanarak kızarıklıgın önüne geçenler vardı. hatta bunla ilgili yazılar vardı eksiduyuruda sanırım. bi onları araştır

Metrobüs Hadımköy Durağında ineceksiniz.