Ekşi Duyuru

Vermezler banka hesabında para olması ile alakalı da değil, sistemsel bir şey.

Çok acil değilse bir hafta sonra tekrar dene. Olmazsa bir daha. Tecrübe ile sabittir.

kendi banka hesaplarını kullanmadığın orada çok işlem yapıp çok para tutmadığın için vermezler. aynı durumdaydım bana da vermediler. Sözlüğe enpara başlığına yazdım, hemen mesaj attılar lütfen isminizi verin bi kontrol edelim yanlışlık olmuştur vs diye. siyeaaaa dedim. enpara nın hiç bi numarası kalmadı artık benim için yakında da kapatcam zaten. Tavsiyem yaşadığınızı enpara başlığına da yazın.

bankada yapılan işlem ile alakalı olsa ayda min 60bin lira para dönderdim kredime olumsuz yanıt aldım enparada. ing ve iş bankası direkt verdi.

Tekrar tekrar dene diyen arkadaşı dinleme. Her kredi başvurun Kredi Kayıt Bürosu (KKB)'ye düşer ve tüm bankalar da bu bilgiyi görür. Bu da hem KKB'de hem tüm bankaların gözünde krediye ihtiyacın olduğu izlenimi yaratır ve kredi skorunu düşürür.

Bankanın kredini onaylaması için işini, yaşını, maaşını biliyor olması lazım. Bankaya hiç aylık gelirini bildirmediysen reddedilmen normal. Onun dışında vadesiz hesabında da nakit para görüyor olmaları tabi büyük bir artı olur.

Önce diğer bankadaki paranı enpara'ya gönderip, maaş bilgilerinin tam olduğundan emin olup sonra tekrar kredi başvurusu yapabilirsin.

tekrar deneme +1

enpara zaten kredi verebilecek potansiyeli olan kişilere inceden kişiye özel meblalı ekpara diye bi zımbırtı sunuyor ve bu ekparayı kullanıp zamanında faiziyle güzel güzel ödeyince kredi verelim mi diye arıyor paso.

ekpara verene kadar enpara'ya ikinci bir başvuru yapmayın derim.

ekpara hesap hareketlerine göre sunulan kredi nakit sistemidir bu arada onu da açıklayım. bana 1.500 civarı bir şey çıkardılar hesap miktarıma göre, eşime 500 lira çıktı mesela.

Skype $6
Mozy $10
DigitalOcean $10
Vultr $10
fonts.com $10
Google Drive $2

amazon prime, hem stream müzik hem stream film dizi, bir de shipping bedava. miss gibi.

rapidshare

Spotify
Psn+
Zenmate
Lastpass
Malwarebytes
Netflix
FitStar

Spotify

@kurnaz, amazon prime türkiye'den de erişilebilir mi peki? servisler tr'ye de açık mı? free shipping mesela.

@little

hayır lokal o servisler. hatta alman amazonundaki prime'ı ingiltere bile kullanamıyorsun.

keza film ve diziyi de ülke dışında seyredemiyorsun.

ama güzel bir sistemleri var. tatile gideceksen yurtdışına açıyorsun bir özelliği film ve dizileri bir kere indirtip izlettiriyor. izlemezsende 1 ayda siliyor otomatik.

WinRAR

Neyse şakaydı. Skype 5$

@lim5, winrar gülümsetti :)

Lim5+1. WinRAR.
Benden önce davranmış :')

spotify'ı bi ben kullanmıyorum galiba :/

Spotify

Spotify
Netflix
Icloud
Arkadasla ortaklasa amazon prime

Apple Music ₺10/ay

ben winrara para verdim eve plaket yollayıp, şirkete ortak yaptılar :D

hornet

vpn ve seedbox

apple music = 10 tl (5tl sini enpara geri ödüyor)
apple cloud 50gb = yanlış hatırlamıyorsam 3tl de bu. (1.5 tl sini enpara geri ödüyor)

aylık toplam 6.5 tl ödüyormuşum.

spotify
netflix
aws
icloud
World of warcraft (sayilir mi bilemedim, aylik para oduyoruz sonucta)

netflix
spotify
pia vpn
dropbox pro
ea access
woorank

amazon prime

not: türkiye'de ikamet etmiyorum

Yalnızca Playstation Plus kullanıyorum.
Zalim Sony! Pralı yaptı online oyunculuğu.

bekle sene sonunu

Ben yeni polo almış biri olarak buzdolabı gibi şirket aracı gibi araçlar alır binerim diyorsan bekle. Beyaz boş araçlar anca elde kalır. 2 hafta önce aldığımda ekim ortasına kadar polo yoktu istediğim renkte. Ve gittikçe de zamların geleceği söyleniyor. Stok eritme derdi olan markalar dışında ben olsam beklemezdim.

Her hafta hoşunuza giden markaları tek tek kontrol ediniz. Hatta sıfır satıştaki arkadaşlara numaranızı bırakın onlar sizi arasın. Her an kampanyaya girebilir arabalar

Sifir hayatta almam. 2. El temiz passat alirim ugrasmam

Arabadan zerre anlamadigimi en basta belirterek cevap veriyorum, seksen bin liram olsa gider alfa romeo bayiisine desteleri birakir giulietta yi işaret ederekten bu oluyor mu diye sorardim.

Hiç uğraşmam; www.sahibinden.com

güzel araba al abi sen sıfır candır kokusu yeter.

edit: sıfır araba 4 senede nasıl 30000 değer kaybediyor helal olsun.

@sen nasıl bir insansın, sıfır tercih etmeme sebebinizi de paylaşır mısınız rica etsem?

Çunku 8o bin tl alti beni tatmin edecek sifir araba yok. En fazla 3 sene sonra 50bine satacaksin ve sifir aldigina pisman olacaksin.

@sen nasıl bir insansın, 3 sene sonra nasıl 50bine satıyorsun. öyle bir dünya yok. 2012'de 48bine sıfır jetta aldı bir tanıdık. şu an ikinci eline bir bakın bakalım ne kadarmış. araba pisayası her geçen gün artıyor. bu durumda da sıfır almak en mantıklısı oluyor.

@little big

Alim gucu. Suan al jettayi 80bine 4 sene sonra en fazla 60bine satacaksin.

Suan bile 75bine satilan jettayi 4sene sonra ikinci eli 60bine alan adam net maldir zaten boyle mal bulacaksan al kullan tepe tepe:D

şu an çok mu yüksek insanların alım gücü? ya da 4 sene sonra çok mu düşecek insanların alım güvü? söylediklerinizden bunu çıkartıyorum ben. kusura bakmayın ama 3 senede 30 bin tl değer kaybetmesi bir aracın mantıksız geldi bana.

sıfırının 100bin tl olduğu bir dünyada 4 sene sonra 60 bine 4 yaşında bir araç almak çok da mantıksız gelmiyor kulağa bence.

Leon nefis araba, kia ceed de bak bi full.

+ polaroid mercedes on numara beş yıldız

5-10 daha koyar yeni kasa tiguan alırım

open.spotify.com

open.spotify.com

open.spotify.com

enstrümantal listem var bir tane: open.spotify.com

open.spotify.com
Bu liste en çok dinlediğim şarkılardan oluşuyor, Türkçe ağırlıklı denebilir

playlist:1001FNfWy96mBpHTlplk

open.spotify.com

intouchables değil. 2012'den önce izlemiştim filmi diye hatırlıyorum.

buldum!

aşağıdaki liste yardımıyla buldum! filmin adı music within. türkçesi kalbimdeki sesler.

1,5 saatlik bir film. izlemek isteyenlere öneririm.

www.imdb.com

Hocam adam değil, çocuksa ve işin içinde yolculuk varsa film bu; The Fundamentals of Caring. Anlattığın çok benziyor buna. Ama 2014'ten önce izlemiş olman imkansız tabi.

büyük tecrübelerime dayanarak ayzıyorum. öyle bir marka yok.

tamamen o seriye bağlı.

lcw den alıp 5 senedir giyip hala süper olan tişörtüm de var, hatta pirmarkttan 80 cente rengine tav olduğum tişört bile 2 sene ardından aynı renk.

çok para verip aldığım bir çok üründe renk atması, büzüşme filan oldu. tam tersi süper olanda var.

şuna kanaat getirdim. o seride kullanılan kumaşa bağlı. bir de tek firma üretmiyor sallıyorum lcw belkide 100 farklı yerden alıyor tişörtleri diğerleri de öyledir.

Docker's (benim tarzım değil babam yıllarca giyer)
Lacoste (alıp yaptırmak lazım kesimleri geniş)
Basic ve gömlek için Zara (Kesimini seviyorum)

Colin's

Alıp memnun kaldığım;
Gömlekler
Beymen, Ramsey, Sabri Özel, Sarar, Network, Karaca, Vakko.
Pantolonlar (Kot, Kanvas, Kumaş)
Beymen, Ramsey, Levi's, Wrangler, Damat.
Tişört
Marka gözetmeksizin en sade, basic olan modelleri denk geldikçe alıyorum.

Türkiye de erkek giyim sanş işi. Kurnaz'ın dediği gibi markaların sezona göre kumaşları da kalıpları da değişkenlik gösteriyor.

H&M ve C&A. Mis.

beymenden lcw ye ani değişim..

neyse massimo dutti diyorum ben. ucuz değildir ama gayet kaliteli.

little big
wrangler
columbia
pull and bear
gap

Kurnaz'la aynı fikirdeyim. Ancak özel olarak şunları söyleyebilirim; Colins ve Koton'dan memnun kaldığım ürünler oldu. Pull & Bear çok defa üzdü. Kesimler çok iyi ama kumaşlar, ham maddeler sıkıntılı gibi.

spor konusunda dechatlon.

gap ve pull and bear gayet iyi.
abercrombie, tommy, hollister falan da 5-6 senedir giydiğim şeyler var, en ufak bir sıkıntı yok.

yorumlarda yer alan Ramsey, Columbia gibi markaların kaliteli olduğuna katılıyorum fakat ucuz-kaliteli sınıfına girmiyorlar bence.

Beymen gömleklerimden memnunum. Tavsiye olarak Beymen Business tavsiye ediliyor genelde.Benimkilerde renk atma/solma olmadı
Sararın CCS sarar marka gömleklerinden hiç memnun değilim.
Dockers pantalonlardan memnunum. Son olarak outlette 4 tanesini 200 liraya almıştım.Yeni sezon ürünlerini alırsanız ya da indirimsiz alırsanız 150-250 arası ama

oranın anadilini bilmezsen %99 oranında reddedilirsin.

Nereye gittiğine bağlı. Tek kelime Felemenkçe bilmeden 2009'dan beri Hollanda'da çalışan arkadaşım var. Hollanda, Belçika, Danimarka, belki Finlandiya, vb. bu işler için uygun ama İspanya'ya gitmeye kalksan onuncu saniye kapı dışarı ederler. Macaristan ve yeni adıyla Çekya sadece İngilizce ile yaşanacak yerler olmayabilir.

sektöre bagli. ama cogunlukla red yersin, cünkü en basitinden oturma izni islemlerini bile tek basina halletmek, yer bulmak vs konusunda sikinti yasayacaksin. seni ise alarak zaten kendisine bir sürü is cikariyor, yabanci oldugun icin, bir de seninle böyle ugrasmak istemez. yani vazgecilmez olmadigin sürece, senin yerine baska bir basvuruya öncelik verecektir. cat pat yerel dili bilen gördüm ingilizce haricinde, bilisim sektörü, ama hic yerel dili konusamayana denk gelmedim henüz. cok tecrübeli de sayilmam tabi. bu dediklerim almanya özellikle.

almanyada 3 yıl yaşayıp avrupa genelinde ağırlıklı olarak ingiltere almanya almanca konuşulan ülkeler fransa gibi ülkelerde iş aramış biri olarak kurnazın da cevabını destekleyerek eğer ülkenin diline ana dil seviyesinde hakim değilsen iş alma şansın %1. şu aralar islamofobiden ötürü gizli bir ırkçılık da var bunu uzun uzadıya anlatmayacağım ancak merak eden olursa özelden detaylandırırım. sana zamanını kaybetmemek adına söyleyebileceğim tek şey çok istekliysen ingiltereden başka yere bakma. amerikada iş bulsan bile vizesinden %99 yatıyorsun çok net. kaldı ki amerika açıkladı bu sene daha fazla türkiyeden turist bile almıcaz diye. ha gider polonyada çalışırsın çek cumhuriyetinde falan ancak benim lisans mezunu arkadaşım polonyada şu an 1200 euroya çalışıyor ki tecrübesi de vardı. 1200 euroya da anca polonyada yaşarsın sınırı geçtin mi almanyaya, cebindeki parayla fakirsin.

Zor oluyor big man.bir suredir italya da calisiyorum ingilizce ile oldukca zor.yeni yilda orada kalmaya karar verirsem tam zamanli bir kursa baslayacagim mecburen aksi halde sosyallesmek,hayata katilmak ugrastirici olacak.

dogu avrupa'da ilginc bir sekilde calisman mumkun, jti filan polonya icin vize vb hallediyor. Polonya icin bile super kazanilmiyor ama.
Boyle calisan bi arkadasim vardi, sosyallesme olaylarinda diger turklerle ya da nadir de olsa sirketin getirdigi diger yabancilarla takiliyodu. (Onlar da kendi aralarindaydilar)

Ona 1-2 senelik guzel bi macera oldu ama pek birikim vb yapamadi. Sonucta @kidlazer in dedigi gibi, siniri gecince fakirsin.

bu arada polonyadaki arkadaşım sırf türk diye 3 kişi tarafından yol ortasında darp edildi. bildiğin dayak yedi. döven kişilerle herhangi bir münakaşası ya da tanışıklığı olmamasına rağmen.

meslek bilgisayar, elektronik gibi mühendislik alanlari gibi isci aciginin cok oldugu bölümler ise almanyada sadece ingilizce bilgisi ile is bulmak mümkün. ayrica sadece ingilizce bilgisi ile özellikle berlinde startup sirketlerde is bulmak mümkün cünkü genelde bu sirketler daha cok uluslararasi calisip sirket icinde cok milliyetli bir yapi oluyor. Ama tüm basvrular bir rekabet ortami yaratiyor, bir sirket almanyada almanca bilmeyen birini ise alirken öncelikle hindistan, cin, kore, italya, ispanya, fransa gibi ülkelerden basvurulari kabul ediyor, maalesef türkler tercih siradinda en sonlarda.

bazi sirketler var mesela turkiye'deki bir markanin butun muhasebesini tutuyor. o tarz sirketlere girersen sadece turkce ile bile is bulabilirsin.

sirketine, is alanina, pazarina bagli yani. oradaki halka hitap edeceksen oranin anadilini konusman onemli tabi.

Son yorum yanlis. Anadili turkce olan makineci arayan pek cok firmaya basvurdum hepsi red verdi ki yeni mezun da degiilim. Onlar alman olup da anadili almanca olani ariyor. Emrahin dedigi gibi yabanci tercih sirasinda hindistanin bile gerisindeyiz. Bosa umitlendirmemek icin aci soyluyorum cunku 3 yil bununla mucadele ettim

turkiye'den bir arkadasim polonya'da ve lehce bilmiyor. bir muhasebe sirketinde turkiye'de subeleri olan yabanci bir firmanin muhasebelerini tutuyor ve firma yabanci olmasina ragmen turkiye'deki muhasebeyi tuttugu icin ozellikle turkce bilmesi onemli. lehce bilmeyi gectim, bu arkadasin turkiye'de hicbir muhasebe gecmisi bile yoktu,

bu lazercocugun lafina bakarsaniz is bulamazsiniz. ama bulan buluyor. baska arkadaslarim da var, almanya'da calisan birinci elden orneklerini de taniyorum.

ozetle "yetenek sizsiniz"

edit: ayrica eklemek istedim bu polonya'daki arkadasin avrupada oturmak, calismak gibi izinleri yoktu. bu ilanina basvurdugu sirket cocugu o kadar begenmis ki buna oturma ve calisma izinleri cikarmasi icin sponsor oldu. sartlari da turkiye'den daha iyi. spor salonu gibi bazi masraflarini da benefit olarak sirketi karsiliyor.

sevgili idexo

uzmanlık alanına sahip makine mühendisi olarak 3 teklif aldım kendi reddediklerim hariç. üçü de 42-44k brüt senelik maaş bandında sırasıyla "gel hamburg, frankurt ve münihte yaşa ve çalış" dediler. aç karnınızı doyuracaksanız vereyim 1200 euronu git polonyada çalış, sorana da avrupada yaşıyorum dersin. ha cebine yabancısın diye koyacakları 2200 euro ile münihte hayatta kalmayı başarırsan gel takdir belgeni ben vereceğim. bilgisi sahibi olmadan fikir sahibi olmasa keşke insanlar.

@kidlazer

münihte 2200 kötü maaş değil. genelde 2200-3000 arası yeni mezun maaşları zaten master sonrası.

münihte yaşadım bir süre bende, ev fiyatı ucuz olursa 1 kişinin giderleri aylık 500 civarı. ev 800 civarı bulsan 1300, haydi ekstra 500 daha harcadın 1800.

çok birikmez ama birikir.

(bkz: frankfurt)

little big anlamistir umarim bu lazerci olaylardan pek haberdar degil, kendisine kral dairesi ayarlayip sampanya patlatmaya cagiracaklar bellemis herhal.

little big sana tavsiyem: eger varsa orada tanidiklarin, hem onlara soyle durumunu hem de kendin calismak isteyebilecegin pozisyonlari arastir basvurularini yap. Ciddi firmalarla mutlaka belli bir asamada yuzyuze gorusmen gerek. Bunu da nasil yaparsin? mesela tatilini oraya gidecek sekilde ayarlarsin, basvurudan sonra gorusmek isteyecekleri zaman diliminde turist olarak gidersin is gorusmeni yaparsin, Gorusmekle kalmazsin kurabiliyorsan baska baglantilar da kurup geri donersin.

bazi firmalar skype'tan da on gorusmeler yapabiliyorlar. son asamada gidip yuzyuze gorusebilirsin. ise alinirsan geri donup calisma izni icin karsi tarafin islemleri baslatmasini beklersin.

bu surecte de basvuru yaptiktan sonra calisma izni islemlerinin bitmesine kadar takriben 3-6 ay arasi bir zaman zarfini goze alman gerek.

ingilizceni gelistirecek tek sey pratik yapmak. oturup ders gibi calisirsan sinav gecersin ama gundelik hayatta kullanmadigin bilgiyi geri cagirman zor olur.

avrupa'da herhangi bir sehirde kariyerinle ilgili bir alanda 1-2 senelik deneyimin kotusu olmaz. deneyim kazanirsin, burayla farklarini gorursun, her seyden once yeni bir bakis acisi kazanirsin ve yeni imkanlar yakalama firsatin olur. 1-2 sene sonra baska is bulmak ya da yukselmek senin elinde. her zaman icin geri donmek de senin elinde.

ne ingilizcen oturdugun yerde gelisir, ne pozisyonun yukselir ne de oturdugun yerden sana is verirler. bunlar icin harekete gecmen lazim. dinamik ve aklibasinda birisi oldugunu dusunurlerse ise girmen soyledikleri kadar imkansiz degil.

muhasebe bilmeyen, lehce bilmeyen, avrupada oturma ve calisma izni olmayan birinin turkce is buldugundan bahsediyorum. bu adam aradi, taradi, basvurdu, gorustu, kendi kabul ettirdi, gitti. cunku niyeti gitmekti. sen de dusun tasin, kararini ver, kimsenin "olmaz" demesine aldirma. "nasil yapsam olur?" diye bak. ancak oyle problem cozersin. "42k maas verdiler tekmeyi vurdum ciktim"cilara ise hic bakma.

Bana guvenmiyorsan da atomu parcalayan zekaya guven. ne demis: "Problems cannot be solved by the level of awareness that created them" (problemler, onlari yaratan farkindalik duzeyiyle cozulemezler.) ya problemi cozersin ya da problem yaratirsin.

sana kolay gelsin.

fatura istersen + kdv der daha fazla odersin. genelde sozlu yapilir suradi burasi soyle olacak die, mimar ya da kurumsal bir yer degil ise sozlesme fln yapmaz

fiş/fatura olayını baştan konuş. çünkü bu tip işlerde belge dönmez, dönmediği için de adam vereceği vergiyi hesap etmeden sana fiyat verir. sonra fatura dersen muhtemelen gerilirsiniz. o zaman veririm farkını keser faturayı dersen de şöyle bir sıkıntı olabilir. adamın kurulu düzgün bir şirketi olmayabilir, bu nedenle veremeyebilir.

yalnız sen faturayı kullanmak için mi istiyorsun yoksa garantisi olsun diye mi anlamadım. garantisi olsun diye istiyorsan mahalle arası yere yaptırdığında o garantiyi işletmek biraz zor olur.

Eğer fatura, sözleşme istemekten maksat güvenceyse ödemenin bir bölümünü iş bittikten sonra yapmak en temizi.

evet maasini soylemen sana dezavantajdir. kibarca reddedecektin. bu ayni zamanda seni kolayca ve istedikleri gibi daha dusuk maasa, daha az benefitle ikna edebileceklerini de gosterir.

amerika'da sanirim maaslar bireysel pazarliklarla belirleniyor. o yuzden ayni pozisyonda olan insanlar ayni maaslari almak zorunda degil. yuksek performansli ve deneyimli kisilerin pazarlik gucu daha yuksek.

biraz da ozguvenli ol. yeniyim diye cekinme. oranin ortalamasi olan miktari iste. isine saygi duyarsan, isini iyi yaparsin. kendine guvenmiyorsan buna guven.

maas konusu acilirsa/acilinca turkiye sartlarindan baska sartlarda calisacagini goz onunde bulundurmak gerektiginden dem vurursun. internetten de pozisyonunun ortalama maaslarini arastirirsin. ortalama maasi talep edip almaya calisirsin.

Maasi sormalari enteresan olmus, genelde ne kadar maas beklentiniz var derler ama soylemende bir sey yok, bu yuzden seni almayacak degiller. Maas beklentisi sorabilirler buna hazirlikli ol, esnek oldugunu da belirt. Bir sonraki adimda ik senin karakterini, yaptigin isleri ve beklentilerini (sirketten, gorevinden ve kariyer anlaminda ilediye donuk planlarini) soracaktir. Sirket hakkinda bilgi edin, gerci zaten calismissin ama abd operasyonlarina bak, sirketle ilgili aklina takilan seyler varsa onlari sor, pozisyonun ile ilgili seyleri sor, kime raporlayacaksin, sorumluluklarin ne olacak, nasil bir kariyer bekliyor seni bu gorevde, bunlari yumusakca sor. Sirket hakkinda bilgi sahibi oldugunu belli et, suralarda su isleriniz var gibisinden konu acildikca soyle. Bence maasi direk sorma, ben en son asamada mudurumle konustum, 4 asama boyunca lafini bile acmadim. Ama sen bilirsin tabii ki.

@idexo, çok teşekkür ederim yorumunuz için. tam aklıma takılan şeyleri yazmışsınız. tr'de bir sürü iş mülakatına girdim ve şimdiye kadar hiçbirine sorduklarında maaşımı söylemedim. burada pozisyon yurt dışı olduğu, şartlar da tamamen değişik olduğu için sorunca söyledim. hani reddedsem ne değişecek diye düşündüm. kafadan 3'te biri zaten para birimimiz. internetten ortalama maaşlara baktığımda glassdor'da falan 60k-70k arası gibi bir şey maaşlar. aynı pozisyonun tr'deki aralığıda 60k TL-70K tl arasında brüt. açıkcası hem kendime hem de işime güveniyorum. eğer maaşdan dolayı 60K'dan aşağıda ya da ne bileyim en kötü 50k'dan aşağıda bir şey önerirlerse eğer kabul etmeyebilirim. her ne kadar çok istesem de. ben maaş olarak ortalama maaş talebinde bulunacağım. 60-70k arası. bu parayla new jersey'de tek kişi rahat geçinir diye tahmin ediyorum. varsa başka yorumlarını duymaktan çok memnun olur.

www.google.com.tr

yukaridaki linkte zam isterken nasil pazarlik edilir rehberleri var. yabanci rehberleri arastirirsan ozellikle amerikali kimselerin tavsiyelerini dikkate alirsan senin icin iyi olur. ne bekleyecegin, nasil davranman gerektigi konusunda tavsiyeler var. her bir taktigi uygulama, oku arastir. fikrin olsun. duruma uygun buldugun zaman da uygularsin.

edit: bir zaman once bir kadinin nasil is degistirirken iyi pazarlik edip kazancli basladigi hakkinda bir yazi okumustum. bulabilirsem onu da veririm buradan.

Bir de bunlari zaten adamla konustuk diye dusunme, ik nin haberi olmayabilir ne konustugunuzdan. Takiminizdan/mudurunuzden beklentiniz nedir, neden tr den ayrilmayi dusunuyorsunuz, kendinizi ilerde nerde gormek istiyorsunuz gibi sorulara hazirlikli ol. Karsi tarafin lafini bolme vs.
Ayrica evet ise alinman mumkun! Boyle boyle aliniyor ise insanlar ve bir bakmissin gercek oluyor :)

@kassiopeia, çok teşekkürler yorumun için. bunları kesinlikle bir kağıda yazıp soracağım ikinci görüşme olursa eğer. tr'deki görüşmelerimde hep sordum. ingilizce olunca ve yurt dışı olunca heyecandan soramadım bir şey. allah'dan bildiğimiz firmaydı da arada 3-5 şey diyip kurtardık. adam job description'a hakim olduğumu anladı. hatta tam aradığımız profilde birisin dedi. yeni başlayan, bu işleri bilen ve bizim firmayı bilen. bakalım hiring manager ile neler konuşacağız. sonrası da olumlu olursa eğer skype yapılacakmış. dediklerinizi not alıp soracağım. teşekkürler tekrardan.

Rica ederim eger cevaplarinin ustunden gecmek istersen ozelden yaz, ingilteren bir head hunter ile birebir calisarak girdim bu isime.

@idexo, teşekkürler link için. bunların hepsine göz atıyorum. dediğim gibi pozisyonu bir bakıma çok istediğim ve abd'de olduğu için maaşı sorar sormaz söyledim. söylemeseydim nasıl olurdu bilmiyorum. bu saatten sonra da yapacak bir şey yok gerçi. istediğim maaşa odaklanacağım.

@kassiopeia, ikinci yorumunuzda da çok haklısınız. genelde daha önceden konuştuğum şeyleri bir sonraki görüşmelerde konuşmama gibi bir eğilimim var. eee bunlar zaten konuşuldu aynı şeyleri konuşursam ne derler diye. ama dediğiniz gibi bunlar bir sonraki kişiye akmıyor olabilir. o sebepten her şeyi en başından konuşacağım ikincide de yeri gelirse. neden değiştirmek istediğime dair cevabım çok net. bu firma benim ilk firmamdı stajerlikten geçtim. tam işi bırakacaktım biri ayrıldı onun yerine bana kal dediler. neyse benim amacım üniversite bitince biraz yurt dışı gezip seyahat etmekti. bu işten dolayı kalamadım. şimdi yine bu işten dolayı bu hayalimi gerçekleştirmek istiyorum :) 2 sene önce sizin yüzünüzden burada kamıştım, şiimdi sizin sayenizde gidiyorum gibisinden :)

" tam aradığımız profilde birisin dedi. yeni başlayan, bu işleri bilen ve bizim firmayı bilen. "

cunku bu iste deneyimli yerel isciler muhtemelen senin razi olacagindan daha yuksek maaslar istiyordur. maasini da o yuzden sormustur. bakalim nasil bir alim gucunden geliyor diye test etmistir. maas, ozel hayat vs... soylemek zorunda hissetme, tabi yalan da soyleme asla.

turkiye'de takside ozel hayatinin butun detaylarini soruyorlar ama yurt disinda yan yana calisan kisiler bile birbirlerinin maaslarini bilmeyebilirler/bilmezler.

edit: maasini soylemek istemiyorsan(ki karsi tarafi bilgilendirmesen senin icin daha iyi) kusura bakmayin, bu benim icin biraz ozel bir konu, sakincasi yoksa bu soruya cevap vermek istemiyorum diyebilirsin. bu durumda adamlar hayir soyleyeceksin gibi bir baski yapamazlar. eger baska konuda da bir puruz cikmazsa, tekliflerini yaparken bu sefer kendi psikolojik sinirlarina gore hareket ederler.

edit2: diyelim ki amerikadaki sirket su anda 50k-70k arasi isci calistiriyorsa sen turkiye'de yillik 20k alip hayatta kaldigindan bahsedersen bunlar sana atiyorum 40k'dan kapi acmayi uygun gorebilirler. ama maasinin bu kadar dusuk oldugunu acik etmezsen, psikolojik olarak daha once amerikada en dusuk 50k'yi teklif etmistik simdi de 50k'dan kapi acalim diyebilirler.

senin icin de onlar icin de 1k, 1k'dir. o yuzden bunu bir cesit poker gibi dusun. elini acmadan, gerektiginde blof yaparak oynamayi bilirsen kazanirsin. blof derken yalan soylemekle karistirma! diyelim 50 teklifi alinca aslinda razi olsan da 55 isterim diyebilmek gibi. bunu takdir etmek icin piyasadan haberinin olmasi gerek. su anda en kolay kaynagin internet.

edit3: ote yandan madem hayalin oralarda calismak. ortalamadan biraz dusuk fakat seni rahat gecindirecek maaslara razi olup gidersin, belli bir sure calisip ortami anlayip, deneyimleyip is degistirirsin, firma degistirirsin ve tabi maasina da artis alarak is degistirirsin. zaten rehberlerde okursan goreceksin ki insanlar birkac yilda bir is degistirerek iyi artislar aldigindan bahsediyor.

kolay gelsin, basarilar.

@idexo, anladım. kesinlikle çok haklısınız. benim söylediğim maaşı tr ortalaması ile karşılaştırırsa eğer tecrübeme göre iyi kazandığımı görecektir. ama bunu nasıl yapacak hiçbir fikrim yok. ortalama maaşın artında yani 60K'nın altında bir teklif sunarlarsa ne yapayım sizce? işi çok istiyorum. abd'de bir süre kaldım ama hiç kira mira bir şey vermedim. bu para ile ortalama bir hayat yaşanır mı sizce? sağlık işlerine çok para gidiyormuş orda. bir hastalıkla bütün maaşı yakmayalım :)

@idexo, şu an eli açtık adama ve 25k dedik. bu saatten sonra 60k'yı nasıl alırım ben? çok mu zor? dediğim gibi her ne kadar çok istesem de işi oraya gidip sefil bir hayat süreceksem eğer 40K ile reddederim. neyse, ikinci görüşmede odaklandığım maaşı söylerim artık bir şekilde.

yasam masraflari ortalama karsilastirilmasi icin bir bak: www.numbeo.com

yalniz ortalama oldugu icin diyelim sen 40 kurusluk su icersin, ama bunlar 40 kurusla 5 liranin ortalamasini alir ona gore fikrin olsun.

60k'yi belki de onlar teklif eder. siz hemen telas yapmayin. zaten butun gorusmeler olumlu gecerse hemen vazgecmezler sizden. su anda ihtimalleri degerlendiriyoruz ama elimizde somut veri yok. ben cikarimlarda bulunarak soyluyorum bunlari.

@idexo, anladım hayırlısı artık. belki teklif aşamasına hiç gelemeyeceğim kim bilir. teşekkürler bütün yorumlarınız için. çok faydalı oldu yazdığınız her şey benim için.

amerikanin guzel bir yani varsa o da marketidir.

turkiye'de bulamayacaginiz kampanyalar vardir.

mesela "extreme couponing" diye bir akim var, eger her sey olumlu olursa gitmeden bir arastirin. asiri tutumlu insanlar kupon biriktirip alisverislerinin bir kismini sadece kuponlarla yapiyorlar.

ayrica yilin belli zamanlari butun magazalarda buyuk indirimler olur, promosyonlar olur. sonucta kendini "firsatlar ulkesi" olarak satan bir ulke amerika. kismen de dogru. kisiye gore degisiyor.

firsat ancak kisi gorup degerlendirirse anlamli. amerika'ya giderseniz goreceksiniz ki "firsat"lari degerlendiremeyen insan sayisi degerlendirebilenden cok. cunku ister istemez paylasim problemi daha derin oralarda. zenginlerin maksimal yasami, luks tuketimi turkiye'de goremeyeceginiz duzeyde.

neyse. tutumlu bir hayat surerseniz ortalamadan az maas alarak da yasarsiniz. sonra diyelim 1 sene sonra baska bir ise gecerken maasiniz da ortalamaya gelir veya daha cok artar.

iyi tarafindan bakin: benzin ucuz, teknoloji ucuz, et ucuz. menuler daha buyuk/doyurucu : )

Sakallı ve sakalsız ifşa yapın karar verelim :)

tipe bağlı ama %99 kesin derim.

sakalsızken sorun olmaz ama sakal varken sorun çıkma ihtimali %50
göze almaya değmez bence

ya şöyle, sakalın çok yakıştığını söyleyemem açıkcası. hatta bakımsız biraz :/ millet yakışmış demişti ama kesecem galiba görüşme için. (hiç içimden gelmese de) alıp almayacakları belli değil çünkü. vize mize işlemlerinden cayabilirler hatta.

kahrolsun bağzı şeyler.

kesin kesin o zaman, zyoksa klasik ortadoğulu adam olursunuz.

aradaki fark
www.hotflick.net

www.imdb.com
www.imdb.com

skype'da gorusunce de illa goruntu acilacak diye bir kural yok. o yuzden kesersin ve goruntu de acilmazsa bo$a gitmis olur ^^

riske atma bence abd diyorsun i$ gorusmesi diyorsun her turlu negatif etki yaratabilecek seyi ortadan kaldirmaya bakmali

abi sakal yakışıyo desen bi düşünürdüm de, yakışmıyo diyosun zaten kes gitsin. yüzün gözün açılır :D

Kes kes

üniversiteden sonra 3 hafta süreli hiç bırakmamıştım. 2 sene falan oldu işte. neyse, adam bir haber etsin telefonla mı arayacak skype mı yapacağız o zaman bakarız. skype derse de görüntülü mü diye sorayım mı? ona göre sakalları kesecem falan :D

p.s: lanet olsun prezantabl kavramını buluna.

baktığında 3 haftadır kesilmemiş gibi görünüyorsa kötü. trim yap, düzelt. temiz dursun. hipsterlar gibi.

İş görüşmesini yaptınız ve olmadı diyelim. Hep kafanızda ulan sakalı kesmedim diye mi oldu diye soru işareti kalacak gibi cevaplarınızdan anladığım kadarıyla. Sırf bu sebepten kesin içiniz rahat olsun.

dün gece saat 11'de kestim sakalı. adam gece 1'de mail atmış telefon görüşmesi yapacağız diye :/ neyse iyi oldu sakalları kestiğim yine bayram geliyordu gerçi :)

bu arada adam ile bugün 18:30'da görüşmeyi yaptık. yarım saat kadar konuşmuşuz hiç farketmedim. nasıl geçtiği hakkında da bir fikrim yok. bir sonraki mülakat hiring manager ile olacak dedi olacaksa eğer.

konuşurken biraz heyecan yaptım. adam sorun var mı diyince çok soru soramadım. hadi hayırlısı.

Yok sizden niye gitsin onlar ariyor disardan. Surekli farkli ulkelerle gorusme yapmisimdir hic birinde benden dakika vs gitmedi.

türkiye sınırları içindeysen senden bir ücret alınmaz.

En çok Almanya.

İkinci de fransa imiş.
tr.m.wikipedia.org

Vasıflı bir insan için mi sorduğuna göre değişir herhalde.

iş bulması kolay avrupa ülkesi yok. iş bulabilecek kalitede adam var.

kimse sana "vayyy little big abim gelmiş, çekin abime bi oturum vizesi" demez. önce iş bulman gerek.

o işi alabilmen için, o ülkedeki insanları geçebilecek kalitede ve aranılan durumda adam olman gerek. o şirket seni oradaki bir adam yerine tercih edebiliyor mu? o zaman alırsın, yoksa alamazsın.

Ben.

Hatırladığım kadarıyla hayatımda bir defa bile dinlemek isteyip açmışlığım yok. Bir keresinde üniversite şenliklerinde konseri vardı, denk geldi katıldım, beğenmiştim bayağı. Sonra yine dinlemedim hiç özel olarak.

Şimdi baktım, spotify listemde Nilüfer varmış sadece Müslüm Gürses'ten, denk geldiğinde beğenip eklemişim herhalde.

Adamı kişilik olarak pek sevmezdim, önyargı mıdır bilmiyorum. Ama bir İbrahim Tatlıses'e gıcık olduğum kadar nefret falan da yok yani, özel bir tavır yok, beğenmedim dinlemedim.

dinlemmiyorum.. dinlemek zorunda kaldiğim ortamlardan yapabileceğim yorum ses rengi hoşuma gitmiyor

özellike açıp dinlemedim hiç.

Hic dinlememis olanlar sununla baslayabilir.
youtu.be

müslüm gürses'i tabii ki biliyom, sesini tanırım falan ama kendim açıp hiç şarkısını dinlemedim. ahmet kaya dinlemişimdir mesela ama müslüm gürses dinlemedim.

çoğu şarkısını bir şekilde duymuşumdur, özellikle teoman'la yaptıkları falan filan. ama özellikle açıp dinlemeyi soruyorsan sadece "hangimiz sevmedik"i merak edip dinlemiştim bir diziye jenerik müzik olunca.

Açıp dinlenmese bile elbet bir yerde denk gelinmiştir

ben yazdığım gibi hayatımda hiç açıp dinlemedim, bulunduğum ortamda varsa da kalktım. arabesk konusunda bu kadar netim.

en başta bence bir değeri yok yapılan eserlerin. güzel değil, kulağa hoş gelmiyor, sesler kötü, seslendiren ağzını burnunu eğip müzik yaptım sanıyor, müzik aletlerinin kullanışı kötü, içerik bana hitap etmiyor(töre, kan davası, dam üzerindeki memeler, liselimler etc.).

kısaca kalite düşük. mesela benim hiç müslüm dinleyen arkadaşım olmadı abi. ya da bu adama benzer kişilerin müziklerini dineleyen arkadaşlarım olmadı.

çevrenize bakın, aklı başında, dünyayı görmüş, tanımış, akıllıca konuşabilen kaç arkadaşınız arabesk dinliyor? çoksa bir sorun var demektir.

3-4 yıl önce sorsan ben derdim. Çok dip çok avam ortamlar görsem de hiç bulaşmadım bu tür yorumculara. Sonra bir süre yalnız bir hayat düzenine mecbur kaldım. Gergedan tablet satan kaçak frekans radyoları dinlediğim karanlık bir dönemdi. 30 yaş sviçi gibi bir şey var sanırım, o yaşı geçince, bir değişim oldu. Şu an ali tekintüre güfteleri, selami şahin besteleri ve coşkun Sabah yorumları ile duygulanan bir ortayaşlıyım. Nasıl oldu bilmiyorum. Ferdi özbeğenin öldüğü gün gerçekten bir ölüme üzüldüğüm ilk gün galiba. Dedemin ninemin ölümünü gördüm daha önce hatta..
Elbow dinleyen adamdım lan ben.

özel olarak dinlemedim+1

2000 ler öncesinde önyargım vardı evet. çünkü jiletçiler baliciler dinlerdi müslüm'ü.

hangi yıl tam hatırlamıyorum bi yıl izmir fuarına gelmiş. biz de o gün çoluk çocuk fuardayız. tübitak standına girmiştik biz, o zaman tübitak güzel kitaplar yayımlıyordu. bi çıktık oralık mahşer yeri, tipler balici gibi. o zamanlar baliciler vardı topluma epeyce sıkıntı yaratıyorlardı. yolda yürürken gündüz vakti bıçak çekiyor para istiyorlardı.
müslüm konseri olduğunu öğrenince koşar adım uzaklamıştık.

şimdi jiletçi balici tayfa kalmadı bereket. ama o dönemde jiletçilerin artışında müslüm konserlerin payı olabilir diye düşünüyorum. sanatçıların böyle bir gücü var. kitlesini iyi veya kötü yöne itebilir. hele de kitlesinin yaş ortalaması -eğitim seviyesi düşükse.

şimdi müslüm'ün konumu biraz daha farklı. arabeske kayan bir trend de var. dizilerle de pekişiyor ya da diziler yönlendiriyor olabilir. benim adım gültepe dizisinde dolmuş sahnesi hayattan bir kareydi mesela. arabesk dolmuş müziğiydi, gecekondu müziğiydi, sanayi çalışanlarının takıldığı tavernamsı , pupımsı mekanların müziğiydi. hatta 70'lerin ikinci yarısında yeni yeni gelişen yazlık toplaşkaların diskomsu mekanlarında da dinlenirdi arabesk. orhan gencebay'ı ilk öyle bir mekanda tanımıştım ben mesela. batsın bu dünya parçasıydı galiba.

müslüm teoman'ın parçasını güzel yorumlamış, onun dışında denk gelip dinlediğim hiçbir parçasını sevmedim. paramparça'yı dinlemek istersem müslüm'den tercih etmem yine de.

henüz yaramadı da, "bir şirkette 5 yıldan fazla çalışma" tavsiyesini aldım en son. optimumu da 3'müş, bi 15 sene sonra editlerim yaradı mı yaramadı mı.

arkadaş dediydi küçük şehirde iş arama diye. haklı çıktı gibi. 2 aydır iş yok.

Yalaka olmak, haklilarmis.

mutsuz oldugun yerde kalmamalisindi.

kalmadim, iyi ki oyle yaptim. simdi biraz daha mutluyum.

işyerindeki kişiler hakkında işyerindeki kişilerle konuşma ! dedikodu yapma yani.

"kim daha çok para veriyorsa ona git"
"kendine insan işi bul, bu iş yapılmaz"

"mesleki bilgin işin en fazla %30u olabilir. tüm mesele iletişim becerilerin ve bildiklerini nasıl sattığın."

bkz: yalakalık, politika, taht oyunları, doğru ilişkiler kurmak, işe yarar çevreler oluşturmak.

8-10 yıllık sürede kulağıma küpe edilenlerden bi kuple

"Ufkunu geniş tut"
Kendini çalıştığın şirketle, şehirle, ülkeyle, sektörle sınırlama. Seviyorsan git çalış bence.

"İnsana insan lazım"
Öyle kariyer yapıcam, para kazanıcam, mevki sahibi olucam diye kasarken insanları bozuk para gibi harcayınca baya bir g.t gibi ortada kalırsın.

"Sevdiğin işi yap, olmadı yaptığın işi sev, ikisi de olmuyorsa bir şeyleri değiştir"

"Para önemli ama calistigin ortam da en az onun kadar önemli."

İlk patronum is teklifi yaparken söylemişti, hala aynı isteyim. İnanılmaz eğlenceli bir ekibimiz var. Ofise zorla gitmiyorum sabahları.

"Büyük denizde boğul"

maaşlı çalışarak bi bok olunmayacağı,

kendi işini kurarsan maaşlı çalışmaktan daha fazla çalışacağını,

kariyerin bir tür aldatmaca ve modern kölelik olduğu tavsiyesi (bu benim tavsiyem)

köşede büfe aç.

iki kişinin bildiğinin sır olmadığı
iş arkadaşı ile reel hayatta arkadaş olunamayacağı
reel hayattaki arkadaşını iş hayatına sokarsan arkadaşlığının bozulacağını
yükseldikçe üstlerinden daha çok fırça yediğini
belirli bir rütbeden mevkiiden sonra anca yalarsan yükselebileceğini
iyi yalayanların ve nereyi yalayacağını bilenlerin çok daha iyi yükseldiğini
üst yönetimin ve patronun sadece ve sadece kendi cebine girecek olan parayla ilgilendiğini ve vaadlerin hepsinin uydurma olduğunu
öğreniyorsun zamanla.

ilk 5 sene iş hayatında çok eğlenceli olacaktır. sonra gerçekleri yavaşcanan görmeye başlarsın. tabi at gözlüğü ile bakmıyorsan.

en önemlisini sona sakladım.
karıyer dediğin modern kölelikten ibarettir. patronlar daha fazla kazansın diye senin daha fazla hayatını harcamana karıyer denir arkadaşım.

edit: bir şey daha var. "haklısın ama alacağın yok"tur her zaman. vaad edilen para, prim vs... senin değildir. anca cebine girince veya banka hesabında gördüğün zaman senindir.

"kariyer dediğin modern kölelikten ibarettir. patronlar daha fazla kazansın diye senin daha fazla hayatını harcamana kariyer denir arkadaşım."

"iş arkadaşı ile reel hayatta arkadaş olunamayacağı"

+1

Is ortamindan birisiyle duygusal bir iliski yasanmamasi gerektigi.

abi ben okurken bile anladım ki sen oradaki işi değil kendi keyfini/durumunu geliştirmek istiyorsun.

alacak adam isterki alacağı adam işi geliştirsin.

bunu geçtim yaptığınız işte lokal alımlar yapılır genelde. sistem, dil bilmiyorsunuz zira.

1-isin ne kadar rare oldugunu bilmiyorum. local adam yetistirmek, hazir adami getirmekten daha kolay olabilir cogu zaman. cogu hizmet sektörü icin ayni, diyorsan ki benim gibi welding yapan adam yok, seni uzaya bile cikartirlar, ama her bransta her sektörde ayni sey yok. yorum yapamayacagim.
2-maliyet sadece onunla bitmiyor da ugrastiriyor. direkt olarak burada, bir firma, almansan öncelik verelim dedi, nedeni de cok fazla belge isi ve sorun cikmasi. benden önce pozisyonda bir türk varmis, adam direkt bunu söyleyebiliyor.
3-oha. bu kadar genelleme yapmamak lazim, avrupa icinde ayni ülkede iki farkli sektör bile cok farkli yorum dönüyor. ama genel olarak daha profesyonel, daha az laubaliler. cok cok genellersem, kendi bransim üzerinden böyle derdim.
4-bir sekilde anlasabilmek sana bagli. ortamina göre uyum saglayamiyorsan, zor. tamamen kaniksanman, gene zor.
5-yorum yok. pozisyona yabanciyim, tüm sehirleri de bilmiyorum.
6-deneyimim yok, gene yorum yapamam.

ilgili şehirleri bilmiyorum da bu sene litvanyaya taşındım vilnius için söyleyebilirim.

1- Dendiği gibi bireyin özellikli olması çok mühim. Örneğin litvanya'da bir firma yabancı bir personel almadan ilan verip litvan birini aramak zorunda x sürede litvan birini bulamamış olmak ve bunu ispatlamak work permit şartlarından. X aklımda 2 ay diye kalmış bakmak zor geliyo şu an
2- Mesele maliyet değil. Üstte söylediğim uğraş sana çalışma vizesi çıkarmak 2 aydan fazla sürüyor, ben bu sürede ülke vatandaşını 2 ay çalıştırabiliyorum seni niye alayım? Ya burayı sevmezsen ya yabancılık çekip 1 ay sonra gitmek istersen vs.vs. Risk faktörü çok. Bir de şunu ben de bilmiyorum bizdeki gibi 1 e 5 tarzı durumlar olabilir yani 1 yabancı çalıştırabilmek için 5 türk çalıştırmanız gerek türkiyede.
3- Farklı. Avrupa verim daha yüksek ama çalışma algıları daha farklı, dünya yansa umursamaz hakkı 6 da çıkmaksa 6.00 da çıkar arkasına bakmaz vs. Kimse de vefasız falan demez.6 ya kadar da maksimumunu verir. Tabii istisnalar kaideyi bozmaz.
4- İnsanlar, insanlar. Tabii avrupa için konuşuyorum amerikalılar niyeyse gözümde herkese pislik gibi davranıyormuş gibi geliyor bana.
5- işinle ilgili en ufak fikrim yok.
6- Hayatta aldığım en doğru kararlardan biri. Nihayetinde gelmediğin sürece gelmemiş olacaksın hiç gelmeyip pişman olmak mı? gelip pişman olmak mı? bence gelip pişman olmak ki pişman olacağını çok sanmıyorum iş bulabildikten sonra.

ekşi duyuru, 4chan, reddit, twitre, youtüb.

onedio

duyuru

Duyuru,sözlük,9gag,reddit,boredpanda, pinterest, diy blogları,youtube,facede bikac sayfa ve bazen de instela

Artful living, izmirmag, listelist, ekşi duyuru, t24.

turna,flypgs,thy,booking
değişik tarihlere uçak bileti bakmayı almayı otel seçmeyi severim

bu saatte yemek sepetinden birşey söyleme, bizim de canımız çeker.

Ben de dota oynadım işte, ilginç bir şekilde rakip kötüydü malesef. Genelde hep bizim takım kötü gelirdi ama işte, dedim ya ilginç diye. Şimdi de biraz ingilizce 1 bölümde behzat izleyip uyumayı düşünüyorum.

Benimde karnim ac.yemeksepetinden siparis vercekken son anda vazgectim.bu saate yenmez diye :)

yemeksepetinden çiğ köfte söylücem galiba. başka önerisi olan var mı?

içtim sonra da yağmura yakalandım. 2 gündür hasta olacak gibiydim bugün son darbeyi vurdum galiba kendime. zihnim dolu ama dolduranin s..inde değil. ff..

senin kadar küfreden bir kadın tanısam benim de s..imde olmazdı.

Ayrıca oğlum gece gece bana yemek yaptırdınız, yatacak yeriniz yok.

filmimi izledim, oturdum şoktayım şu an.

hangi film ?

benim de karnım açtı, yasmin pirinci haşladım yedim şimdi. inanılmaz lezzetli geldi. tavsiye ederim. yapması da o kadar kolay ki anlatamam. bir de duyuru çok güzel, kıymetli bir yer. kıymetini bilelim ve arada reklamlara falan tıklayalım. hep sömürüyoruz hep sömürüyoruz. faydamız dokunsun.

Ya birinin köpeği alerji olmuş yazmış facebook'a 3 yere götürmüşler 3'ü de hayvana kortizonu dayayıp göndermiş. Dedimki alerjinin tipini tespit etmeden öyle kortizon falan verdirtme bi daha dedim.

Normalde bu hayvana tam teşhis konulduktan sonra tam tedavi etkisini gösterene dek yapılan hayvanın refahına yönelik bişey.

Hemen altına "veteriner tıp" okumuş bir kardeşimiz "Bazı ilaçlar tedaviye yönelik bazı ilaçlar hastanın tedavi sürecinde refahını artırmaya yöneliktir. Tedavi protokolünün tamamını bilmeden yorum yapmayı etik bulmuyorum." yazmış. Adamın yorumunda öneri yok, bişey yok. Tamamen beni muhattap alarak yazmış. Tabi benim profilimde falan hiçbir şekilde veterinerlik okudu falan yazmıyo (teknisyenim zaten).

Dedimki bak BİLAADER 3 yere götürmüşler 3'ünde de durum tekrar etmiş sen hala bık bık etik metik konusuyosun, hayvan kaşınmaktan kendini kanatıyo. Refah falan kalmamış yani ortada.

Geçen de buna benzer bi olay oldu 4-5 yaşlarında bi pitbull geldi, hayvan nasıl nefes alıp veriyo ama. Önce doğal olarak astım mastım demedik alerjik reaksiyon dedik ama bi röntgen de çekelim nolur nolmaz dedik. Röntgende bişey çıkmadı önce astıma yönelik dolayısıyla alerjiyi iyice değerlendirdik. Bizim büyük veteriner abi tam kortizon iğnesini yapacakken vazgeçti ya dedi bi dur bakalım dursun bi yarım saat bi saat dedi. Hayvan tabi bu süre içinde biraz daha fenalaştı. Bi röntgen daha çektik bi baktık hayvanın ciğerler su doluyo tamam aga dedik plevral efüzyon bu dedik şiddetli olanından. Sıvıyı boşalttık hayvandan. Bikaç saat daha tuttuk baktık tekrarlıcak gibi durmuyo gönderdik gitti öyle kortizona falan girmedik hiç yani. İnsanda bile dünya kadar zararı oldugu bilinen şeyi hemen her veteriner hiç gözünün yaşına bakmadan pat diye çakıyo hayvana maksat hasta sahibi iğne yaparken görsün aq

www.youtube.com

joe morello take five davul solosu

Grant ateş Naima

@freebird5406_2 şu an spotify'da bunun farklı bir versiyonunu dinliyordum ilk defa :)

edit: dave brubeck orijinali miş galiba.

Offf mobildeyim yanlış çıktı. Giant steps naima

wes montgomery'nin the incredible jazz guitar albümü falan olabilir.

@little big man, orjinalinde saksafonda paul desmond davulda yine joe morello var, iki versiyonu da güzel

www.youtube.com

www.youtube.com

Pembe Panter.

@bollocks44 ben bunu dinlerim artık 1.5 saat.

gece gece dinlemelik dediğin için şu geldi aklıma,
www.youtube.com

sene olmuş 2016 hala linksiz cevap verenler var, üşenmeyin arkadaş.


www.youtube.com
www.youtube.com

gregory porter
www.youtube.com

karsu
www.youtube.com

miles davis
www.youtube.com

www.youtube.com

Miles Davis hayranı olarak In a silent way:

shhh peaceful www.youtube.com

in a silent way www.youtube.com

Yok hayır ders seçimi haftasında gsis'ten derslerin kodlarını girerek seçiyorsun. Danışman onayı yok zaten danışman ataması yok henüz

Yaptıklarınızla hedefleriniz çok uyumsuz. Boğaziçi fizik bitirmiş birinin biyomühendislik yüksek lisansı yaptıktan sonra Amerika'ya, Japonya'ya falan gitmesi lazım. Yani bilime bu kadar kafa patlatıp sonra ben yönetici olmak istiyorum demek kusura bakmayın ama pek akıllı insan işi değil. Bilim insanı olma yolunda ilerliyorsanız sonuna kadar gitmelisiniz. Hem yönetici olayım hem de bilimle uğraşayım olayı hiç gerçekçi değil. Bizim bölümdeki bazı hocalar bilimi daha çok sevdiklerinden bölüm başkanlıklarını bile kabul etmiyorlar. Eden de bir süre sonra istifa ediyor. Bu konuda tavrınız net olmalı. Yönetici olacağım diyorsanız MBA daha iyi bir fikir.

dissendium hakli. Siz saniyorum Biyomuhendislik adina aldanmissiniz ama ders iceriklerine bir bakin isterseniz.
www.bologna.yildiz.edu.tr

Yogun bir temel bilim egitimi var. Fizikci olarak elbette isin bilim yonunu gayet iyi yaparsiniz ama yoneticilik acisindan bir sey katmaz.

Ilac sirketlerinde satis danismanligi yapabilirsiniz, bunu bizim genetik mezunlari da yapiyor, bildigim kadariyla fizik mezunlari da. Yani yuksek lisansin bu anlamda getirisi olmaz.

Kafaniz karisik gorunuyor, netlestirmekte fayda var.

toshiba satalite aldım vatan bilgisayardan 1299 lira. cd room var. tam ofislik. findovss 10. pili gayet iyi.

"ben hiç bir şey yapmıyorum. o heykeller taşın içinde var, ben sadece fazlalıkları atıyorum."

auguste rodin

@kaptan memo, bu değil hocam.

Papa Michelangelo'ya sordu: ''Dehanızın sırrını söyleyin bana. Davut heykelini nasıl yarattınız -bu bütün şaheserlerin şaheserini?'' Michelangelo'nun cevabı: ''Çok basit. Davut olmayan her şeyi çıkardım

Albert Einstein'in benzer bir sözu var:
"Everything should be made as simple as possible, but not simpler."

@fakyoras, bu muydu acaba dicem ama bu da değil sanırım ya :/

çok güzel cevaplar geliyor bu arada çok teşekkürler :)

edit: sanırım fakyoras'ın yazdığı söz. biraz baktım internette ve şöyle bir şeye denk geldim. bir kitaptan alıntı olarak gösterilmiş. ben okudum bu kitabı. buradan aklımda kaldı demek ki.

prntscr.com

edit 2: bu değil sanırım ya. bir an okuduğum bir kitapta bulunması beni yanıltıyor mu acaba diye düşünmeye başaldım. şu sözü net hatırlıyor gibiyim. .."taki daha fazla çıkarılmayacak şey kalana kadar."

arkadaşlar buldurun be şu sözü.

"Mükemmelliğe, yazıya eklenecek hiçbir şey kalmadığında değil, yazıdan çıkarılacak hiçbir şey kalmadığında ulaşılır." Saint-Exupéry

@glamdr1ng, söz bu idi hocam. teşekkürler!

(bkz: agh) yapsanız?

İş hayatı için bu işi kökten çözemezsiniz. Her iş alanının terminolojisi farklıdır. Bir yerde iki üç yıl çalışarak sadece o şirketin faaliyet alanında yaygın olarak konuşulan kavramları öğrenirsiniz. O işi bırakıp başka bir işe başladığınızda o işin kavramlarını sıfırdan öğrenmeniz gerekir. Örneğin bir makine mühendisi cıvatanın mesleki karşılıklarını bilebilir, ama inşaat mühendisi bunların birini bile bilmeyebilir.

Ben olsam insanlarla kaynaşabileceğim bir işte çalışırdım.

@dissendium, mesliki iş terimlerini bu öğrenmenin dışında tutuyorum. benim amacım daha akıcı konuşabileceğim, telefonla falan konuşurken rahat edebileceğim, karşımdaki ile beklemeden iletişim kurabileceğim bir konuşma şeysi aslında. bazen takılıyorum.

www.youtube.com

Canlı performans bir cover var: www.youtube.com

Bence bu kategoride dünyanın en iyisi bile olabilir.

canlı cover www.youtube.com rufus,moby,sean lennon - across the universe

cover www.youtube.com metallica - mercyful fate

canlı www.youtube.com alter bridge - watch over you
www.youtube.com queen - love of my life
www.youtube.com iron maiden - rime of the ancient mariner

daha çok var tadını kaçırıcam bu gidişle. duruyorum hadi yeter

www.youtube.com

www.youtube.com ozellikle 3:47'den giren kismi cok seviyorum.

Alice in chains'in unplugged albümü çok güzeldir.

Postmodern Juke Box efsanedir benim icin. Sarkilarinin tamami cover ve ben hepsini orjinallerinden daha cok seviyorum. Gruptan ziyade bir topluluk aslinda, 20 civarinda vokalleri var ve her sarkiyi baskasi seslendiriyor. Siddetle tavsiye ederim.

En sevdiklerimden 2 örnek:

www.youtube.com

www.youtube.com

Bir de Puddles Pity Party ile beraber yaptiklari var. Onlardan bir örnek;

www.youtube.com

youtu.be

müzik konusunda insanlar zamana ve psikolojisine göre farklı şeylere ilgi duyabiliyor, şu an sevdiğimi başka zaman güzel de bu daha iyi bak deyip ikinci plana atabilirim.
şu an için:

canlı kayıt: www.youtube.com

cover: www.youtube.com

canlı: www.youtube.com
www.youtube.com

cover: www.youtube.com

Akademik takvimde tüm tarihler yazıyor

Filips güzel tavsiye ederim

Philips QG3380/16 yı uzun zamandır kullanıyorum, kesinlikle tavsiyemdir.

Axesse belirli bir miktar harcama sözü verirsen 50 tl puan veriyor. Belki ordan bir şeyler olabilir.

vw golf

Golf iyidir de istedigin golf 96,200 lira su an.

benim de gönlümden golf geçiyor ama diğerlerinden bir 10.000 kadar fazla o :/ listede adı geçsin diye yazdım. diğer üçü arasında değerlendirelim biz :)

leon

alcaksan fr

golf, ama olmuyorsa 2. tercih leon

leon tabiki

test sürüşü yap mutlaka. opel otomatikte vites geçişleri hissediliyordu bi ara.

i30 diyim ben de. 1-2 sene binip satacaksan maalesef golf

Şubatta leon fr 150hp dsg almış biri olarak söyleyeyim ki tip olarak leon hepsine basar. Tek sıkıntısı trim sesleridir, bende henüz çıkmadı ama er geç çıkıyor sanırım.

Kesinlikle golf!

Tecil işlemlerini okul yaptırıyor,sen kesin kayıt belgesi ile askerlik şubesine gitsen birşey değişmez.

kurum tavsiyesi vermek yasak mı bilmediğim için kurum adı veremiyorum.

bankalar genellikle binde 1 - binde 1.5 civarı komisyon alıyor (hem alırken hem satarken geçerli bu komisyon). bankalar büyük müşteri değilsen (hem toplam miktara hem günlük hacme göre değerlendiriyorlar) genellikle pazarlık yapmazlar. 20-30 milyon getirdiğin zaman aşağı yukarı herkesten aynı komisyonu alırsın, o başka.

ben pazarlık yaptım, on binde beş ödüyorum. (binde 1.5'un üçte biri yani) benim portföyüm görece küçük, büyük rakamlardan söz edecek olursak daha da aşağıya inebiliyorsun, tabi bu kuruma ve senin portföy miktarına göre değişebiliyor.

bazı kurumlarda borsa payı ve bsmv dahil değildir komisyonlara. bunlar zaten çok küçük rakamlar toplama vurunca ama yine de haberin olsun.

bu arada sen "kendim araştırıp öyle alacağım" demişsin, yeni başlayan biri için tehlikeli olabilecek bir durum ama yine de başkasının söylediğini almaktan iyidir. ben de böyle başladım, başta baya kaybettim (denemek için az parayla başlamıştım, yüzdesel olarak büyük olsa da rakam olarak çok küçük) ama artık kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum, bir süredir kazanıyorum.

olur da hesap açmaya, hisse alıp satmaya başlarsan sağda solda (Twitter, forum siteleri, Facebook vb) "bu hisse çıkacak, beşe katlanacak, ona katlanacak" yazanlara sakın inanma, kararlarını kendin ver. Kimseden etkilenme. Buna "mal pazarlamak" deniyor, bu kişiler genelde yavaş yavaş ama kademeli olarak yüklü miktarda hisse alıp sonra bu hisseleri çeşitli yerlerde pazarlayarak hisselerin yükselmesini sağlayarak yeni gelenlerin eline veriyorlar. Heyecanla "aha tüyo aldım, çok akıllıyım, zengin olacağım" diye düşünen yatırımcı aslında hisseleri bu adamların elinden almış oluyor yani, pazarlama işi bitip alımlar kesilince de hisseden zararla ayrılıyor. borsada alınan tüm önlemlere rağmen bunlar malesef oluyor.

bu arada yukarıda "kimseyi dinleme" dedim ama bir seferlik istisna yapabilirsin. eğer aktif alım satım yapacaksan mutlaka bigpara ya da mynet finanstan canlı verilere bak (ücretsiz üye olabiliyorsun), çoğu yerde fiyatlar ve hacim verisi 15dk gecikmeli. bigpara ve mynette fiyatlar anlık ama hacim 15dk gecikmeli.

eğer bunu yarı zamanlı - tam zamanlı bir iş olarak yapacak ve ciddi zaman ayıracaksan İdeal (directfn) ya da Matriks (matriksdata) gibi bir yazılım almayı düşünebilirsin, birçok kişi bu yazılımları kullanıyor. Fiyatları biraz pahalı ama borsa ile anlaşmaları olduğu için verilere anlık ulaşabilir ve hisse derinliğini (hangi fiyattan ne kadar bekleyen alım-satım var gibi) görebilirsin. Aynı zamanda eğer kurumun anlaşması varsa -çoğu kurumun var- direkt program üzerinden emir gönderebiliyorsun, ben öyle yapıyorum. Genelde günlük al sat yaptığım için çok işime yarıyor.

veri dağıtıcı şirketlerin tam listesi burada var : www.borsaistanbul.com

hsbc yatırım

düşük çekmiş ama niye öyle olmuş anlamadım.

olabiliyor öyle küçük farklar çok takılmayın.

eger skype cevirdiyse kuru guncellememis olabilir.

enpara, alışveriş yaptığınız günün bir önceki iş gününe ait tcmb döviz satış kuruna göre çekim yapar. yani normal.

20 temmuz 2016 tcmb usd satış kuru 3.0336

Borsaya girilmez. Simdilik dususte. Kendine bir hedef belirle, sonrasinda kademeli alim yap. Aynisi doviz icin de gecerli. Kademeli alim hayat kurtarir.

Ruhi mucerret ne zaman alayım demeli? Sizin hedef hisse öneriniz var mı?

Ben almak icin fitch ve moodys'i bekliyorum. Su hafta bir gecsin oyle bakacagim duruma su anda cok fazla degisken var, onunu gormek pek mumkun degil.

10 lira kazansam oyle cok sevinmem ama 10 lira kaybetsem uzulurum. Bu sebeple acele etmeyi dusunmuyorum.

pegasus su anda fazla dusuk(daha da dusebilir-dusemez bir sey demiyorum. fazla dusuk derken havacilikla ilgili diger hisselere bakarak soyluyorum.), 1-2yil gibi bir surede toparlayacagini dusunuyorum. yatirim tavsiyesi degildir. hisseye, ne zaman alacaginiza, ne zaman satacaginiza sizin karar vermeniz lazim.

Geçen paris için 2.000 yeter diyorlardı. Paris e 2000 yeterse oraya 4000 taşar. Kaynak götüm.

sorma sebebim iş mülakatında ne kdar maaş bekliyon diyecekler. bende bi rakam söyleyip kaynak götüm demek istemiyorum. en uygunu nedir diyim o zaman? verigisi, sağlık işleri vs bilmiyorum hiç. senelik 40bin euro yeter mi?

brüt mü net mi 40 bin? ikisi arasında çok fark var çünkü

paris'le kıyas ne alaka? danimarka bildiğim kadarıyla inanılmaz vergi alıyor ve dünyanın en pahalı ülkelerinden biri. numbeo'da aylık ortalama kılçıksız maaş 2,560€ olarak görünüyor, şu tablo az buçuk fikir verecektir,

www.numbeo.com

iş ne, şartlar ne, onları bilmeden "şu kadar maaş iste" demek bizim için uygunsuz, senin için yanıltıcı olur diye düşünüyorum ama bence ortalama üstü bir hayat için 4 bin euro gerekir orada.

rakam büyük ihtimal brüt olacak. senelik 48 bin brüt yeter mi o zaman?

@der meister, teşekkürler. bi inceleyim burayı.

Danimarka'nin para birimi kron yalniz?

bu arada pln haklı hocam, para birimleri kron. ben senin yazdığını "primler euro cinsinden olacak" gibi anladım, o yüzden numbeo'da da euro'ya çevirdim.

salaryconverter.nigelb.me

üstteki site ülkelerin alım gücüne göre parayı karşılaştırıyor. avrupada mühendis için net 2500 euro kötü olmayan bir başlangıç maaşı.ör: belçikada net 2500 euro, danimarkada net 3000 euro gibi bir paraya denk geliyor.
fb gruplarından kopenhag için kiralık ev ilanları olanlara abone olup stüdyo daire veya apartman içinde oda paylaşımı için istenen fiyatlara göz at. bunlara göre 3000 in biraz altı veya üstü gibi bir talepte bulunabilrisin.

Yeter mi sorusu senin standardini bagli. Mesela Istanbul'da ne kadar aliyorsun net? Ev kirasi oduyor musun?

4 bin euro brütün neti evli vs değilsen, yaklaşık 2400(+/-100) euroya denk gelir. Kopenhagda yaşamak için yeterl bir para. Ev/oda ya 500 euro versen, aylık giderlerin 1000/1200 euro olsa, 700 900 euro arasını tasarruf edebilirsin aylık.

leon ile golf arasında performans arasından çok fark var mı? ya da bu iki araba arasındaki en belirgin farklar nedir? marka algısı dışında.

ben biraz rahatına zevkine düşkün bir insanım. hem konforlu hem de biraz performans aracı arıyorum aslında. golf daha uygun sanırım bu dediklerinizden sonra.

leon çok çok daha performanslı. internette, youtube'da detaylı incelemeleri ve karşılaştırmaları var ikisinin de.
benim ufak araştırmalarıma göre
golf'ün artıları:
- malzeme kalitesi, trim seslerinin olmayışı
- iç mekandaki premium algısı
- konfor ve süspansiyon.

leon:
- hız
- tasarım
- fiyat
- donanımının daha dolu olması ( sanırsam )

bence ikinci el bakın ama siz bilirsiniz. sıfırda fiyat farkını bilmiyorum ama 5-6 bin liraya kadar golf alınabilir bence. 10 bin üzeri leon derim.

Merhaba borcunuza ne kadar faiz gelmiş ne kadar aldiniz ne kadar ödeyeceksiniz, cok merak ediyorum da aradaki farkı. Teşekkürler

Yapılandırma işlemi borcunu ödeyemeyenler için. Borcun ertelenmesi, gecikme faizlerinin silinmesi, yeniden taksit tablosu oluşturulması gibi şeyler yapıyorlar. KYK sitesinden ödeme tablonu incele, ödemeler aylık. Sen Ziraat sitesinden ödemelerine başla, "ödeme birşey olmaz" diyenlere de bakma, e-haciz geliyor çatır çatır..

maaşın 3 katına kadar veriliyor normalde ma mesela benim bi arkadaşa maaşın 10 katı verdiler

su siralar bankalar kredi satmak icin birbirleriyle yarisiyorlar. bazi bankalar da kredi karti limitine gore para satmaya calisiyor. o yuzden limiti yuksek tutmuslar. bi de kredi limitini maasin belli bir katina kadar veriyorlar. diger bankalardaki kartlarinin limitlerinin toplamiyla beraber hesaplaniyor. biraz da baska bankalardan kredi karti almayin diye limiti yuksek tutmuslar sanirim.

bu arada atm'leri kullanmaya basladikca akbank'in kredi tekliflerini gormeye baslayacaksin. masrafsiz, hazir, subeye gelmeden diye gazlarlar... fazla acilma derim.

bana da vakıf 13.000 limit vermişti. arayıp 3.000'e düşürdüm. sakata gelmeyelim dedim :D

ilk kredi kartın olacağı için tüm limiti bir banka vermiş oluyor. başka bir bankadan şu an için çıkaramazsın.
(yani gelirine göre yine çıkartırsın da)brütün 5000 diye düşündüm