Ekşi Duyuru

umrumda degil beter olsun

Boku çıktı bence.

kesinlikle fazla işten attıralım filan diyenler var. ekşisözlük gerçekten böyle degildi eskiden yazarlar gözümde farklıydı şimdi daha farklı yazar olma hevesim 0 şuan giderek inci,4chan gibi bişey oluyor.

donuna kadar ifşa edilmesi biraz komik oldu ama geçmişte yazdıklarına bakılırsa pek şaşırtmadı beni. atatürk'e, dine ona buna bok atıp başın sıkışınca duygu sömürüsü yapmak ilginç.

fbi'a şikayet edenler, adamı işinden ve evinden attırmak isteyenler var ve bunlar sayıca fazla, kesinlikle anormal, sözlükte ne kadar çok gaddar orospu çocuğu olduğu da ortaya çıktı.

hic normal degil...

normal.

Allah'ı "dayım" diyen, kendini müthiş sosyal, yakışıklı ve karizma sahibi gösteren bir ezik çıktı.
zaten bu tarz adamların işidir böyle şeyler.
varsa fotoğrafın koyardın sonra yapardın gene dalganı.
adamı böyle rezil ederler.
davşan seni.

linçten kasıt ne bilmiyorum ama ne yapsalar yeridir. sözlüğü çöple doldurup ona buna küfür etmekten başka bir işe yaramayan sözümona yazar bir arkadaşımızdı arkasından konuşmak gibi olmasın.

kısmen kabul edilebilir.

madem bi bok yiyeceksin tamamen anonim olman gerekir. kendi hatası

özellikle tipiyle dalga geçmeye çalışan andavallar benim de midemi bulandırıyor. adam nöbet beklemiş saat 00.00'da günün ilk entrysini girmek için. girdiği entry de bir sayfa dolusu ilkokul 3 muhabbeti içeriyor. aklınca tipiyle dalga geçmeye çalışmış.

adamın troll olduğu herkes tarafından biliniyor ve herkesin ilgisini çekiyordu. başka troller saçma sapan bi şey yapınca gyb'u örnek gösteriyorlardı, trolsen adam gibi yap, onun gibi ol gibisinden.
bi kısım insan da gyb'un yazdıklarını hiç okumuyordu bile.

anlamadığım konu;
bu adam niçin bu kadar populer oldu. amerikada yaşıyor veya yaşamıyor, dayısı var veya yok, zengin veya değil, türklere laf söylüyor veya kendince laf sokuyor falan. banane. trollerle neden uğraşıyorsunuz ki. kaale alma, besleme abicim trolleri.

beni de rahatsız ediyor böyle bi mevzunun ayyuka çıkması. düşük zekalı insanlar insanları tartışırmış ya. sözlüğün zeka seviyesi yine çıktı ortaya.

İtiraf ediyorum. Ben de dalga geçen tayfadaydım olayın çıktığı ilk gece. Fakat bu kadar büyüyünce sildim karşımdakini "incitebilecek" entry'lerimi. Adamlar FBI'a şikayet edecek kadar işin bokunu çıkarttılar.

çıkartıyorlar bu şekilde. ama biraz dil dökmen lazım.

Bi de yeri biliyosanız tarif eder misiniz o zaman

tarife gerek yok karaköy meydanda kime sorsanız gösterir. tünel'in hemen yanında.

tünelden içeri girme tünelin olduğu binanın etrafından dolaş girişi o binanın arka tarafında olması lazım.

satılmıyordu galiba.

satılmıyor.

satiliyor ya uydurmayin :)

satılıyordu yav ama 5 sene önce

duyuruda biri satmak istiyodu 1 saat once.

bilet.galatasaray.org'da rakip tribün tarafı seçilmiyordu, bilet bittiği için miydi yoksa o

adam yanlislikla gitmis rakip tribunden bilet almis, arayinca cikmiyo ama tek tek bakabilirsiniz.

The Speckerman Recurrence (8 Dec. 2011) - Season 5, Episode 11 imiş

Ben de o esprilerden birini arıyorum. @rague bu espriyi sormadım ya.

a perfect circle diyeceğim ama o da sarmamış galiba.

şimdi çok alakasız gruplar da söylerim bir tool sever olarak ama ben sana en yakınından söyleyeyim bari.

+ puscifer
+ porcupine tree .. eh porcupine'a girince ordan steven wilson'ın içinde bulunduğu herşeye geçilebilir. steven wilson (kendine ait albümleri), riverside, blackfield..
+ apc'den billy abimizin ashes divide'ı var.
+ the mars volta var ayar bir grup gene bana sorarsan.
+ karnivool ("simple boy" adlı parçalarını dinle.. bana deli gibi tool'u anımsatıyor)

riverside aga. adamların boş şarkıları yok. hem yakında konseri var. 31 mayısta

burhan çaçan

not:modun bazen kıllığı tutup siliyor. cevabım olsun diye yazdım. üstteki arkadaşın listesini bir ara deneyeceğim.

the mars volta
queens of the stone ages

pink floyd

Kyuss

Maybeshewill

prodüksiyon vs. amaçlı kullanılacaksa native instruments'ın battery diye bir şeyi var.

Kondom kullanayim ki recep gibi bir cocugum olmasin demis kendince.

google

YANLIŞ. ama uydudan izlenince bazen şifre girebiliyor o da star ile alakalı değil uefa kuralları gereği. yani antenden felan rahatça izlersin.

sevişmediği için isveç vatandaşlığından çıkarılmış işte. ama çok kötü bir espri anlayışı. gülemedim somurttum.

turk sevisme anlayisina giydirmis. isvecli hatunlari gozunuzun onune getirin. simdi sevismeden 26 yil durmayi. tablo tamamsa gozlerinizi acabilirsiniz.

ayrica komik lan. ben guldum.

adam ironi yapmış. sanki başka ülkelerde cinsel ilişki yaşamayan yokmuş da ilişki yaşamayanı ülkeden şutluyorlarmış gibi.

bence iyi

haliyle kitap çok daha ayrıntılı olduğu için kitap diyorum. kitapta filmde görmediğimiz dünya kadar bölüm var. ama film uyarlamasının da çok çok başarılı olduğunu düşünüyorum. sıkılınca açar izlerim bazı sahnelerini..

lotr kitaptan film uyarlamalarında bir ilk en az kitap kadar iyi olma konusunda. bence eğer kitap okurken kendi görüntülerinizi oluşturuyorsanız kitapları önce okuyun, o dünyayı kendin hayal etmek çok daha zevkli (ama tabii bunca zamandır kesin fim görüntüleri hayal gücüne sızmıştır bile).

kitap lan. filmde olmayan yerler var bu bir,

filmde değil de kafanda yaratılan karakterler her zaman daha güzeldir bu iki,

yüzüklerin efendisi sadece yüzüklerin efendisi değildir, bunun silmarillionu, kayıp öyküler kitabı, bitmemiş öyküleri, hurin'in çocukları falan takip eder. bitmez. filmde cevap alamadığın çoğu şey kitapta vardır.

spoilerli not: tom bombadil. nokta.

Kitap

öyle bir kural yok. gayet alınabilir.

dondursen de ses cikmamasi lazim. o giris yerinde veya kabloda bi yerde fazla temas/temassizlik hatasi vardir muhtemelen..

patlamaz da laptopu yakabilirsin. laptopcuya göstermek gerek.

ona jack denir,muhtemelen gevşeme var bi yerde.iş büyümeden el atılması lazım.

www.youtube.com

carmina burana : o fortuna

yüzlerce cover.ı yapılan bi eser. bu arada paylaştığınız şarkı da oldukça güzelmiş.

45'i geçer 1 saat olabilir

45. dk olmayacağı kesin.

birbirleriyle bağlantıları yok.

star wars bir film serisi, toplam 6 filmi var. ticari başarısından dolayı, birsürü yan ürünü var. çizgi filmler vs.

battlestar galactica bir tv dizisi. sanırım ilki yine 70lerin sonunda yayınlanmış. yeni çekimi de 2000'lerin ortası.

star trek, yine bir tv dizisi olarak başlıyor 60'ların ortasında. sonrasında filmler, yeniden çevrimler vs. çok fazla şeyi var.

Bunlar birbiriyle bağlantılı filmler diziler değil. Tek ortak yanları uzayda geçmeleri ve uzay gemileri.

--- Star Wars ---
Fantastik aksiyon'dur. 3 filmlik orijinal seri, 3 filmlik yeni seri şeklinde 6 tane film. Bunlar dışında, ünlü olmasından dolayı ortaya çıkmış binlerce kitap, animasyon filmler, oyunlar vs var.

İçeriğinde iyilik ve kötülük güçlerinin savaşları var. Burada güç dediğimiz, baya baya sihir gibi bir şey. Gücü alıp düşmana dalıyorsun. Gücü kötüye kullananlar var, iyiye kullananlar var. Han shot first, bunu unutma.

Star Wars'taki olaylar çok uzun zaman önce, çok uzak bir galakside yaşanmış hikayeler. insan yok yani.

--- Star Trek ---
Bilimkurgu'dur. 3 sezonluk orijinal seri, 7 sezonluk yeni jenerasyon, 7 sezonluk voyager, 7 sezonluk derin uzay, 4 sezonluk enterprise dizilerinden oluşur, 728 bölüm dizi ve ayrıca 11 tane de filmi var. Bunun da binlerce kitabı, oyunu, vs var.

Star Trek insanlarla ilgilidir. Bugünden birkaç yüzyıl sonrasını anlatır, insanlar uzaya çıkmış yeni ırklarla tanışmış falan. İnsanlar barışçıldır, federasyon falan kurarlar. Düşmanlar da vardır tabi. Sihir falan yoktur, bilimsellik vardır, teknoloji vardır. Herşeyin bir açıklaması vardır, yalan yanlış da olsa.

--- Battlestar Galactica ---
Bunu izlemedim ben. Star trek ve star wars izlemeyi bitirene kadar yaşım geçti, 27 oldum artık ev geçindiriyorum.

O yüzden Family Guy. Yaşı gelmiş herkese tavsiye ederim.

battlestar galactica için söylüyorum, yaşım 27, kadınım ve seriyi yeni bitirdim. ben böyle bir dizi bilmiyorum, gerçekten mükemmel, bütün bölümleri ard arda nefes almadan izledim. uzayda geçiyor ama özellikle itusozluk'teki yorumları okursan alt metinde siyasetten, politikadan psikolojiye insana dair değinmediği konu kalmamış. kesinlikle tavsiye ederim. uzay deyip geçmemek lazım.

star wars da yine bir film serisi... 6 film olarak çekilmiş, ancak onun da şöyle bir olayı var, zamanında 3 film çekiliyor, sonra 2000'li yıllarda konusu o 3 filmin öncesinde geçen başka bir 3 film çekiliyor. olayın öncesini anlatıyor ve çekim kalitesi fln tabi ki daha iyi. ama o eski çekimler, o zamanın kafasıyla izlersen gerçekten etkiliyor, hayal gücü vs yönleriyle. zaten sonraki bir çok bilim kurgu filmi, illaki star wars'un bir yerinden etkilenmiştir. kült yani o açıdan.

star trek ise çok detaylı bilgi sahibi değilim ama filmini izledim elbette. bu zamanında bizde de olan uzay yoluyla bağlantılı, Mr. Spack fln var çünkü bunda da. Heroes'taki Sylor oynamıştı Mr. Spock'ın genç halini de. Star Trek filminde de bu bizdeki uzay yolunun öncesini anlatıyor işte. bu da güzeldir, izlenmesi gerekir bence ama battlestar galactica ve star wars'un yeri ayrıdır bende.

carbon fiber background diye aratırsanız googleda benzer şeyler bulablirsiniz.

s3e14

s3e1 değil miydi yav o?

-------------------SPOILER------------------

Hatta kuzey kutbundaki test sonuçlarında oynama yaptıkları için kızıp gitmişti...

------------------SPOILER------------------------

bilmemkacincinick in dediği gibi oluyor aynen 1.bölümde geri getirmek için teksas a gidiyorlar. 14. bölüme de baktım şimdi öyle bir şey göremedim. gayet evde gibi sanki.

(bkz: freshman)

sophomore senior junior du galiba ama son iksinin yerinden emin değilim.
edit:
answers.yahoo.com

freshman sophomore junior senior

haydi ben danza kaldır

dansaazaa mi pustikilo hatosiyem diye bi sarki vardi pauuahahaha

www.youtube.com

danza kuduro?
www.youtube.com

(git: www.youtube.com

bu olabilir www.dailymotion.com

iste benim soyledigim sarki bu lan! :d

Sayfada ctrl + F5 tuş kombinasyonuyla sayfayı yenilemeyi deneyin, belki düzelir.

deniz koyu - tung

www.youtube.com

felix da housecat - silver screen short skirts madame hollywood

uuu beybi çok yakışıklı tabii bu kadar parası olan insan çirkin olamaz ki...

edit: 10 üzerinden 10.

bence değil. 4/10

Bence yakışıklı değil; ama çirkin, yüzüne bakılmayacak biri de değil. Sempatik sayılabilecek, toy bir görüntüsü var.

10 üzerinden 4 veriyorum.

bence normal bir tip, birazcık çocuk gibi geliyor bana nedense. 25 yaşında değilmiş gibi sanki. 10 üstünden 5,5 veriyorum o da şirinliğine. yeteneği işin içine sokmuyoruz tabii hiç.

zorlasam 10 uzerınde 6 olur.

ortamda kız tavlayamaz.tüm kızlar kanka ders sırrını anlatır fln.o yetenek ün olmasa o kadınla evlenmesi çok zordu.kriter olarak şirinliği kullanamadım malum erkeğim karısını kullanmak daha mantıklı geldi

para değil de para kazanabilme yetisi de erkekliğin bi şeysidir yani niye öyle diyosunuz :P

şaka bi yana 10 üzeri 2

bence çirkin. sempatik de gelmedi. ama başarı insana karizma ekleyen bi şey, çok iyi oynadığı için insanlara karizmatik geliyor olabilir. maçlarını falan hiç izlemediğim için etkilemedi bu yönden beni. 3/10 diyorum.

gideri var. futbolcu olmasıda yakışıklı yapıyor.

1- (bkz: travma)

2- evet.

bence kafası havada olsa belki o kadar yumruğa rağmen ölmez ama genelde kafası duvara ya da yere vs. sert bir yere çarptığı için beyinde iç kanama oluyor.

dayağı bırak kafayı sert bir yere çarptığında bile ödem mödem oluyor, hassas davranmak lazım felç bile olur insan

1) Beyin sarsıntısı - beyin kanamasından.

kafa yer ya da duvar bir engele yakın değilse, vuranına çok bağlı olarak, boyundaki esnemeden dolayı ölecek kadar sarsıntı geçirmeyebilir, ama geçirebilir de.
10-20 yumruk filmlerde olur, gerçekte bir iki yumruk ayakta birini dümdüz etmeye, hatta öldürmeye bile yetebilir.

bunun haricinde eğer darbe yeme tecrübesi varsa kişinin, ölümcül bir sarsıntı geçirmesi daha zor ama darbe yeme alışkanlığı yoksa ölebilir.
Bu sayede boksörler o darbelere dayanabiliyor, yoksa sadece eldiven olayı değil. Hatırlarsanız, geçen senelerde ağır sıklet pro (kask, göğüs, bacak korumaları olmadan) kick box karşılaşmasına çıkarılan maç deneyimi az (en azından ben öyle duydum) bir genç maalesef yediği yumrukla vefat etmişti, tv.lerde de çıkmıştı.

Eğer kafası yere duvara dayalıysa, darbenin yükü gidecek yer bulamaz, yerden kafaya geri gelir, etki tepki prensibindeki şekilde. bu durumdaki biri zaten bitmiştir.

2) genetik , mesela bir çok kardeş birbirine benzer, mesela baldwin kardeşler.
Hepsi birbirine beniyor. Ailenin baskın genetik özellikleri yüzünden bunlar, mesela 3 nesil sheen ler (charlie sheen, martin sheen ve dede sheen[ismini unuttum]) de birbirine aşırı benziyor; öyle ki martin sheen in gençlik resimleri charlie sheen in şu anki haliyle neredeyse aynı, o da kendi babasıyla aynı zaten.
bu gibi baskın yüz özellikleri varsa aileden gelen, iki kardeşte birden çıkabilir, o zaman neredeyse ikiz gibi olabilirler pek tabi.

--- spoiler ---

bazı olayları tam hatırlamıyorum da asıl skyler walter'a atarlanıyor, evden kovuyor, hatta son sezonun başları olması lazım, skyler walter'ı bayağı öldürmek istiyor falan ama en son barıştılar gibi bakalım, walter tekrar eve geldi.

--- spoiler ---

izle. daha bitmedi ne olacağı belli değil. limoniler ama.

buradan sonrasını izlememek olur mu ya, kesinlikle devam et.

5. sezon harika. devam et.

nasıl izlemeyeceksin ya? ben neredeyse tekrar tekrar izleyeceğim.

(bkz: mastermind)

Çünkü bu işi seviyor. Yemek kültürünü yaşatmaya çalışıyor. Köy demeden, lokanta demeden, restoran demeden her yere gidiyor ve güzel olduğunu düşündüğü yemekler hakkında bilgilendiriyor. Zevk için yapıyor yani. Bunun da en güzel ispatı, o müthiş kariyerine rağmen hayatının her döneminde bu işe devam etmesi ve bunun uğrunda birçok şeyden feragat etmiş olması.

su katılmamış bir sefa pezevengi (şair burda imrenmiş , takdir etmiş) oldugu için yapıyor iyi de yapıyor :) cv sine bir bak yada vedat milor başlığını bir oku sözlükte ne demek istediğimi anlayacaksın :)

adam kırk defa dedi "ben gurme falan değilim" diye, hep ntv'nin bok yemesi. kendisi bir gurmandır, yemeğin şekli ile biçimiyle ilgilenmez.

yapmasının sebebi tamamıyla kişisel ilgi. ayrıntılı bilgi ve kendi ağzından öyküsü için (bkz: #17577669).

bir insan nasıl gurme oluyor bilmiyorum ancak öncelik yiyip içmekten zevk alıp ne yiyip içtiğini öğrenme merakıyla başlıyor herhalde her şey. titizlikle tüm izleri takip etmeye başlayınca da iyi bir gurme olmak için ilk adımları atmaya başlıyorsunuz ancak yol uzun.

lezzetli bir yemeğe ulaşmak için şehirler arası ya da ülkeler arası seyahat edebilen insanları gurme olarak tanımlamıştır vedat amcamız.

kendisi aslında şarap uzmanıdır. italyan şarapları ve yemekleri üzerine kitap yazmışlığı vardır. yemek onun bu alandaki ikinci uzmanlığıdır. aynı zamanda avukat, sosyolog ve ekonomi uzmanıdır.

In spite of the fact that kicking is a primary means of advancing ball or scoring in many football games, it is not used.

In spite of the fact that kicking is a primary means of advancing ball or scoring in many football games, it is not used....

Ee sey, the fact that kalibi olmadan :D

Tamam ben yaptim sanirim :)

in spite of kicking, a primary means of advancing ball or scoring in many football games, it is not used...

İn spite of kicking being a primary means of...

www.seslisozluk.net

us'ye tıkla

translate.google.com.tr yaklaşık olarak böyle bir şeydir heralde konuşma farklılıkları katmazsak

telefondan giriyorum da. direk yazsaniz. bi de ben dogru olani degil yaygin olani ariyorum.

www.youtube.com
www.youtube.com

klip değil tamamı bile oluyor bir çok konserin

www.youtube.com

konser değil ama bu take away showlar hoş sayfadan diğerlerine bakabilirsiniz

www.youtube.com

(bkz: into the wild) alexander supertramp
(bkz: leon) Leon
(bkz: warrior) Tommy
(bkz: american history) Derek

(bkz: the big lebowski ) the dude

(bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=notes+on+a+scandal)
judi dench as barbara covett -hayranıyım çok fazla-

brave heart william wallace

sherlock holmes

en olmasa da sorter eyidir.
zaten öyle çok favorim var ki "en" diyebileceğim bir tanesi yok.

Tony Montana
Gandalf

The Dark Knight, taparım... taparım

walter sobchak
marty mcfly
bane
abel

mathilda

isabelle(the dreamers)

matrix - ajan smith

Zelig-Zelig

(bkz: il buono il brutto il cattivo) sarhoş yüzbaşı

(bkz: betty blue) Betty

mark renton
tyler durden

jason bourne

işlemci hızlı olsun diyorsan
3. nesil i5 intel işlemcili bilgisayarlara bak
birde ayrıca ekran kartı olmayan pc alma yanı sadece intel ekran kartlı olanları düşünme bile

Ödemeyi nasıl yapacaksın?

forum.donanimhaber.com

packard bell al.

sahibinden.com veya gittigidiyor'da ucuz oluyor cidden ama garanti konusunda çok sıkıntı yaşarsın. darty, vatan gibi yerlerden almanı tavsiye ederim. lenovo markası da fena değil, acer da öyle.

Ya onun için öğrenci kimlik kartına gerek yok ki? Sınava kayıt yaptırdıysanız size sınav giriş belgesi vermiş olmaları lazım? Yok zaten öğrencisiyim, diyorsanız da, o zaman kartınızı kaybettiyseniz zaten çıkarttırmanız lazım? Yabancı diller yüksekokulunu arayın olmadı.

sek pardon diyorum.

pardon geçebilir miyim derim ben.

pardon diyorum, bacım, kardeş, abla, hocam diyenlere de kıl oluyor, inadına yavaşlıyorum.

özür dilerim geçebilir miyim.

umarsizca taciz edip bi saniye der ve gecerim. yas cinsiyet dil din farketmeksizin.

nabza göre şerbet veriyorum. bazen "pardon" bazen "afedersiniz" dediğim gibi, "teyzeciğim bi sn." veya "dayı bi dakka" da diyebiliyorum.

"afedersiniz" derim genelde.

müsaade eder misin?

ergenlik zamanı gelmemişlere samimiyetsizce "canım" "tatlım" diyorum

ergenlikten yaşıtım olanlara kadar "kardeş" diyorum.

büyüklere de "dayı" ya da "teyze" diyorum.

tanıdıklarıma da, çok samimi olmadıklarıma yine tatsız bi şekilde "canım" diyorum. samimi olduklarıma "abi" "kuşum" hatta "aşko" falan diyorum. çok samimi olduklarıma "y.rraaam" bile diyorum affedersin.

pardon gecebilir miyim?
Olay anlatirken de arada hocam derim ama bisey dememek en guzeli bence.

hitap kullanmıyorum direk fiile giriyorum.

ben genelde yol istemiyorum, aciliyor otomatik, icgudusel..

orada durana gore degisir;
- ayni yas ve egitim gurubuysa pardon.
- bayagi buyuklerse pardon, müsadenizle..
- kucuklerse; erkekler; aslanlar ben bir geçeyim müsadenizle. bayanlar; hanimlar ben bir geceyim musadenizle.
- cok kucuklerse; erkekler; abiler ben bir geceyim mi? bayanlar; ablalar ben bir geceyim mi?

hacı, moruk, müdür, kanka, kanki, panpa, hafız, patron, hocam.

en onemli erdem bence netlik. eger bir ulke net olan, ne istedigini bilen ve bunu uygulamada sikinti yasamayan insanlarla dolu ise. o ulkede refah duzeyi yuksek olur + net olan insan cahil ve yalanci olamaz diye dusunuyorum.

1. en önemlisi özsaygıdır. sonradan kazanılabilir.
2. kötü bişey evet, ama ben de vazgeçebildiğimi sanmıyorum bundan bazı konularda.
3. en başta haklı olan %90 benim, derim. özür dilediğim çok sınırlıdır.

Bu söyledigin malesef herşeyin güzel geliştigi durumlar için mecburiyet.
bana 2 sene önce sorsan en büyük erdem dürüstlük derdim.

Birisi ile tanıştım, benim ekibimde çalıştı kendisi
Çocuk alkolik bir baba ile, şizofren bir annenin oglu
Kimse çocukla ilgilenmemiş, çocuk ilgi ve şevkate aç
Şimdi gelmiş 27 yaşına, Yalan söyleyerek insanların onunla ilgilenmesini istiyor.
Askerlik anıları anlatıyor, birinde 30 kişi diyarbakırda pusuya düşüyorlar, birinde kardak'a çıkan sas komandolarından biri oluyor.
İşle ilgili yalanlar söylüyor, insanların ona olan sevgisi ile yalanlar söylüyor.
Şirketteki bazı kızlar hakkında benim sevgilim diyor, kız herifin adını bile bilmiyor.

Hoş karşılayıp, aferim demiyoruz tabii, ama bu çocugu da yalancı oldugu için ahlaksızlıkla suçlayamıyoruz, hepimiz huyunu ögrendik, dinliyoruz, ilgilenmiş gibi yapıyoruz geliyor geçiyor.

Bunu da unutmamak lazım, hayat her insana eşit koşullar sunmuyor, sunsa bile, herkes aynı şekilde kendisini geliştiremiyor. Bu çocuktan çok daha kötü durumda olup, pırlanta gibi olan insan da vardır mutlaka.

Dedigim gibi, en önemli erdem "insanları oldugu gibi kabul etmek" ve "insanları yargılamamaktır"

1. bence en önemlisi dürüstlüktür. beyaz yalan da olsa, şaka da olsa sürekli yalan söyleyen insanlarla arkadaşlık etmem.
2. önyargı bence de kötü bir şey evet. ama önyargıların gerçeklerle örtüşüyorsa o kadar da dert edilecek birşey değil.
3. ben haklı olsam da sevdiğim biriyle kavga ettiysem yaptıklarım için özür dilerim. ama karşı taraf da haksız olduğunu bilecek.

1. "En önemli"yi söylemek güç. Ama 'tutarlılık' en önemlilerden.

2. Kötü bir şey. Üzerinde düşünüp kendine hatırlatırsan azalıyor. Ama şöyle de bir şey var; önyargı bazen öngörü ile karıştırılıyor. Yani önyargılı davranıp haklı çıkıyorsan sürekli, bu aslında öngörüdür belki, ki kötü bir şey olmak zorunda değil. Önyargısız olmak güzel ama insanın hayatta her şeye zamanı ve tahammülü olmayabiliyor. O yüzden bazı konularda öngörülü/önyargılı olmak işe yarar bir şey.

3. Olabildiğince objektif olmaya çalışırım. Haksız olduğumu fark ettiğimde ise kabul ederim, özür dilerim bazen. Ancak "haksız olduğumu fark etmek", karşımdakinin haksız olduğunu fark etmekten 'biraz' daha zor olabiliyor. Ama biraz...

en önemli erdem adil olmaktır. biraz vicdanla alakalı ama okumakla, tecrübeyle vs. gelişiyor.

2 ve 3'le birlikte bir çok problemin nedenidir bence.

1) İnsana ve hayvana saygı, sonradan kazanılabilir.
2) Önyargıyı bir savunma mekanizması olarak görüyorum. Bazı istenmeyen durumları önceden engelliyor sanki. Tabi dozaj önemli. Çok kötü birşey değil bence.
3) Özür dilemem, özür dilenecek bir şey yaptıysam arka planı vardır, hiçkimse ve hiçbirşeyin yüzde yüz olmadığına inanıyorum. O olaydan yüzden yüz haksız da olsam ("kıskançlık-kız arkadaş-sonra öğreniyorum birşey yok) o çevresindeki meriçe kıl kapmışım demekki, yani buzdağının görünmeyen kısmından ben sorumlu değilim. Haa öküzlükte yapmam tabi,karşı tarafı üzdüysem ekstra sevecenlik vs durumları tabiki olur ama ben bunu özür dilemek değilde telafi etmek olarak görüyorum. Eyyorlamam bu kadar

nargileye malzeme olarak ne koyduğuna bağlı, o aromalı nargile tütünlerinin zararlı olacağını sanmam da niyetin bonk falan yapmaksa orası başka :)

valla hocam ben yaklaşık 2 senedir hergün, bilemeden iki günde bir içerim. zararlıdır illa ki ama bu abartılanlar kadar da bir etkisini görmedim. arkadaşım var, hergün beraber nargile içtiğim, o test bile yaptırmış sorun çıkmamış bir tarafında. etrafta da kesin bir bilgi yok, her tarafta farklı şey okursun. örnek vermek için dedim. ama illa ki zararlıdır onu savunmuyorum.

tömbeki zararlidir. Saf tutundur cunku.
Meyve olanlar kiz isidir. Yok sigaranin 70 kati zararli, bi ceken gote gelir.. İnanmayinz

100 katı filan değil canım. rutine bağlamadan ayda 1-2 içmeyi filan soruyorsan hiç sorun olmaz bence. içtiğin yer biraz açık mekan olsun ama..

:S
yurtdışındasınız mı? amaç ingilizceyi geliştirmek mi? öyle ise ingilizce altyazılı daha mantıklı.

ing. altyazı ile

Hocam soyle orneklendirelim sen karar ver. uc duruma da katsayi verelim.

ing dublaj ve tr altyazi katsyi puani 1,2
ing dublaj ing altyazi katsayi puani 6
ing dublaj hic altyazi katsayi puani 9

en iyisi hic altyazi ama kasar, haliyle sikar. o sebeple cizgi film falan tercih edebilirsin.

film izleyeceksen ing altyazi daha makul.

bu arada amac dil ogrenmekse bosuna film izleyerek zaman harcama. podcast dinle. 2 saatlik filmde ogrenecegin seyi 20 dk.lik podcastte ogrenirsin. nihayetinde podcastler egitim amaciyla yapiliyor. bbc.nin sitesinden yardir müdür.

valla ben de altyazı ile izliyodum hep. anlamıyodum altyazısız. ancak altyazılı izlemek ancak okuma ve anlama kısmında bana yardım etti. alt yazıyı kaldır ı ıh. son bir iki aydır has bir britishle çalışıyorum. ve günde 6 saat kulağımda şakıyor hatun. ve şimdi farkettim ki, artık altyazısız daha net anlıyorum film izlerken. anlamayı geliştirebilmek için kulağa agırlık vermek gerek. altyazıya kapılıp gitmekle, ing kitap yada dergi okumak aynı şey. adamlar senin okudugunu konusunca anlamıyo alık alık kalıyosun sonra. kendimden biliyorum.

Catch Me if You Can. Bir de Ocean's Eleven serisi.

catch me if you can

edit: sikerler ama aynı saniye ben niye alttayım (=

(bkz: the sting)

www.imdb.com

(bkz: lock stock and two smoking barrels)

Middleman. Kredikartının internette ilk kullanımı ve porno sektörü üzerine. Dolaylı yoldan dolandırıcılıkla ilgili. Üstelik yaşanmış bir hikayeden alındığ söyleniyor. Filmi acil bir işim çıktığı için yarıda bıraktığımdan net bir şey söyleyememekle birlikte...

matchstick men

dolandiricili film:
Matchstick Men (izlemediysen kesin izle).

eskilerden farkli tatta bir dolandiricinin hikayesi. yalniz dolandiriclik merkezde degil, sadece karakterin bir ozelligi:
Midnight Cowboy

holivud isi dolandiricilar, hirsizlar: ocean's serisi.

dolandiricilik ve zekilikler olan filmlerden favorilerimden:
the prestige ve the usual suspects

(bkz: inside man)

www.imdb.com neuve reinas
www.imdb.com matchstick men

dolandırıcılık yok ama kandırmaca var. eski film olduğuna bakma. ve taş gibi film: www.imdb.com

ayrıca @oldtimer'ın dediği film de oldukça iyidir.

guy ritchie filmlerini izle

evet, sorun yok...

hee.
firefox+google dns

Bir koleksiyoner olarak T.C kağıt parası dışında diğer paraların Türkiye'de bir değeri yoktur. Tavsiyem Ebay'e bakman ve oradaki paralarla bunu karşılaştırıp ona göre bir fiyat biçmen olacaktır.

hiperenflasyon döneminde balya balya basildigi icin, herkeste olan bir banknot türü imis ve bundan degerleri baya düsükmüs.

ama sen gene de sor

bu para almanyada insanların el arabası ile para taşıdığı bir dönemden kalma.

okuluna göre değişir. ben itü için hiç çalışmadım ama %100 ingilizce eğitim veren bir üniversitenin daha zordur muhtemelen.

odtü'de 2. senemde geçebildim. ama benim kazmalığımdan, azıcık baksam geçebilirmişim şimdi görüyorum.

0. temelin sağlamsa çalışmadan da oluyor. sağlam değilse çalışınca da olmuyor.

Yeditepe için konuşuyorum. İngilizcem zaten oldukça iyiydi liseden, bütün Ağustos ayımı İngilizceye gömdüm, anca ucundan geçtim.

izmir ekonomi'de 1 yıl hazırlık okuyup bıraktım. 1yıl aradan sonra bahçeşehir'in hazırlığı atladım. aradaki 1-1.5yıl ingilizceyle hiç alakam olmadı.
ama bunu kendine kriter almamanı da tavsiye ederim, nasıl oldu ben de bilmiyorum.

boun un profunu çalışmadan geçtim , ama hazırlıkta devamsızlıktan kaldım , yarım dönem uzattım , derslere giremedim, sınavlara girme hakkını kaçırdım öle şeyler işte

yeditepe üniv, hiç çalışmadan verip hazırlık okumadan bölüme başladım.

bilkent. hiç çalışmadım. anadolu lisesinden öğrendiklerimle geçtim. çalışsam puanım daha yüksek olurdu ayrı konu.

vay ameka bu hazırlık çok zor mu? hiç ingilizce bilmeyen geçemez mi yani? hiç ingilizce bilmeyen ne yapsın o zaman? çok mu çalışması lazım o zaman geçmek için?

Ben Bilkent'in sınavını 1 yıl popmundo oynayarak geçtim. Hazırlık okumadan.

@ geberix: hazırlık hiç ingilizce bilmeyen için var zaten. eğer orada öğrenmediyse tekrarlar.

bilkent-hiç çalışmamıştım (ama kallavi bir anadolu lisesinden mezunum)

kasten bıraktım. bu kadar korkunç değil hazırlık okumak, özellikle de 20 yaşın altındaysan şehre ve ortama alışacak şahane bi sene olabiliyor.

ne ne bağlacı olumsuz bi bağlaç ya, bu kadın olumsuzluk ekini de kullanmıştı cümlenin içinde. şöyle : ne beni dinlemiyor, ne dediğimi yapmıyor

(git: )www.youtube.com olabilir mi ?

basitçe, bildiğim kadarıyla özetleyeyim

pasaport: yurtdışına çıkış belgesidir. gittiğin yerde ülkendeki kimliğinle ilgilenmez adamlar, pasaporta bakar. bir anlamda, uluslararası kimliktir.

vize: bazı ülkeler, bizim için çoğu ülke, vizesiz ülkesine almaz. ülkeye giriş belgesi olarak özetleyebiliriz bunu da. elinde kolombiya vizesi yoksa, kolombiya'ya giremezsin. vizenin kaldırılması, kolombiya'ya girmek için vize almak zorunda olmadığın anlamına gelir ki vize almak baya uğraştırır adamı, dolayısıyla güzeldir vizenin kalkması.

pasaport ücretini(cüzdan + harç bedeli) epasaport.gov.tr'de görebilirsin. süresine göre değişir ücreti.

vize ücretleri için de basit bir google araması yeterli olur. "hede vizesi ücreti" falan diye aratırsan rahatlıkla bulursun. süre olayı da şöyle,

pasaportunu, süresi dahilince kullanabilirsin. yani 1 ocakta aldığın 6 aylık pasaportla temmuzda iş yapamazsın. vize de aynı şekilde, geçerli olduğu sürece ülkede kalabilirsin.

guney amerikaya direk ucus yok o yuzden abd transit vizesi alman gerekebilir genelde abd aktarmali olur ucuslar yane vize hikaye

hesap ayarları > güvenlik > aktif oturumlar.

son 5 oturum gözüküyor gerçi.

www.facebook.com

(ara: lise* rap)

barbaros hayrettin lisesi rap

wikipedia benzeri olanlar:
www.about.com
www.wikihow.com
www.wikia.com
www.answers.com
www.reference.com
www.howstuffworks.com
www.ehow.com

ekşi sözlük benzeri siteler:
www.urbandictionary.com

aslında yazacağım şey hiç yardımcı olmayacak ama...

ankara'da bir yer vardı kızılay'da. atatürk bulvarı'ının arkasındaki sokak izmir caddesi miydi, orada. adını unuttum meşhur spor çarşısı. onun girişinde satılıyordu.

bir de tunalı'da bir yer var diye hatırlıyorum yine bir pasajın girişinde.

her iki dükkanın da ismini hatırlayamıyorum ne yazık ki.

@marido Ülkealan Pasajından bahsediyo bence.

forma için adidas outletler aklında olsun. bildiğim kadarıyla istanbulda zeytinburnu , kartal ve pendikte var. piyasadaki bilindik formalar oluyo genelde ama fiyatları çok ucuz oluyo.

@Skey295 bin yaşa, evet ülkealan dediğim.

projeksiyon cihazlarında ses çıkışı olmuyor genelde bazılarında 1-2 watt hoparlör var sadece ama olsa bile mantıksız, kaynaktan ses çıkışı alsanız daha iyi değil mi?

Yıllar evvel bir cihaz görmüştüm içinde dahili dvd sürücüsü ve hoparlörler vardı, ama markası neydi hiç hatırlamıyorum. Genel olarak lunedor +1
Velevki buldun istediğin gibi bir cihaz ordan alacağın ses zaten seni tatmin etmeyecektir.

temmuz için yok da bildiğim akdarıyla eylülde yeni gelenlerin de gireceği sınavdan öne 3 haftalık falan bir kurs var diye biliyorum. ama bir önceki seneden kalanlar katılabiliyor mu bilmem.
para olarak 300 mü desem 400 mü desem yok 600 mü desem. emin değilim ama böyle bir şeyler olması lazım