Arkadaşlar, özellikle de doktor arkadaşlar şimdiden teşekkür ederim.
Babam 71 yaşında. Yaklaşık 15 yıl öncesinden bypass hikayesi var. Ve maalesef aort anevrizması oluştuğunu öğrendik. Tam 6 cm olmuş. Ve çok acil ameliyat olması gerekiyormuş. İlaçlı tomografi de yapıldı ve teşhis kesinleşti. Her an ölebilir, çok hızlı bir şekilde ameliyat olması gerekiyor dedi doktorlar. Fakat yaşı ve bypass geçmişi nedeniyle dokuların muhtemelen birbirine yapışmış olduğunu ve ameliyatın çok riskli olduğunu söylediler. Hem ölüm hem de felç ihtimali oldukça yüksek bir ameliyatmış. Diğer hastalardan 5-10 kat daha yüksek bir riskten söz ediliyor.
Anlayacağınız göz göre göre ölüme gitmek gibi bir şey. Babamı kaybetmek istemiyorum. Bu ameliyatı bypass geçmişi olduğu halde geçiren birileri var mı? Ne yapmalıyız veya alternatif bir tedavi yöntemi yok mudur? Hiç ameliyat olunmasa bu şekilde ne kadar daha yaşanabilir veya acaba ne kadar süredir babam bu şekilde yaşıyor olabilir.
Kısacası gerek doktor, gerek hasta ve hasta yakınları dostlarım lütfen bana tavsiyelerde bulunun. Çok çaresiz ve zor durumdayım.
Babam 71 yaşında. Yaklaşık 15 yıl öncesinden bypass hikayesi var. Ve maalesef aort anevrizması oluştuğunu öğrendik. Tam 6 cm olmuş. Ve çok acil ameliyat olması gerekiyormuş. İlaçlı tomografi de yapıldı ve teşhis kesinleşti. Her an ölebilir, çok hızlı bir şekilde ameliyat olması gerekiyor dedi doktorlar. Fakat yaşı ve bypass geçmişi nedeniyle dokuların muhtemelen birbirine yapışmış olduğunu ve ameliyatın çok riskli olduğunu söylediler. Hem ölüm hem de felç ihtimali oldukça yüksek bir ameliyatmış. Diğer hastalardan 5-10 kat daha yüksek bir riskten söz ediliyor.
Anlayacağınız göz göre göre ölüme gitmek gibi bir şey. Babamı kaybetmek istemiyorum. Bu ameliyatı bypass geçmişi olduğu halde geçiren birileri var mı? Ne yapmalıyız veya alternatif bir tedavi yöntemi yok mudur? Hiç ameliyat olunmasa bu şekilde ne kadar daha yaşanabilir veya acaba ne kadar süredir babam bu şekilde yaşıyor olabilir.
Kısacası gerek doktor, gerek hasta ve hasta yakınları dostlarım lütfen bana tavsiyelerde bulunun. Çok çaresiz ve zor durumdayım.
Arkadaşlar 1 litrelik savoy marka viski aldım 250 liraya. Bulgaristan viskisi. Şişe falan gayet orijinal görünüyor ama Bulgaristan 'da yaşayan bir arkadaşım savoy'un Bulgaristan 'da yaklaşık 250 liraya satıldığını ve İstanbul'da tekel bayinin bana 250 liraya satmasının imkansız olduğunu bana satılan viskinin sahte olma ihtimalinin yüksek söyledi. Aranızda mutlaka Bulgaristan fiyatlarını bilen veya şişe resmini görünce orijinal olup olmadığını anlayacak dostlar vardır. Durduk yere kör olmak istemiyorum.
Saygılarımla.
Saygılarımla.
Arkadaşlar bu gece 01:00 de Sabiha Gökçen'e inmiş olacağım. Bir şekilde metrobüs hattına ulaşmam gerekiyor ancak gece vakti bu nasıl olacak bilmiyorum. Bilgisi olan varsa ve yardımcı olursa çok sevinirim.
Arkadaşlar eşimin telefonunun hoparlörü arızalandı. Tamiri ne kadar tutuyor bilmiyorum. Bir de içinde bir dünya özel bilgimiz var tamirciye ne şekilde teslim etmek gerekir bir tavsiyeniz var mı? İstanbul Avrupa yakasında bakirkoye yakın tamirci önerilerinize de açığım.
Çok teşekkür ederim.
Çok teşekkür ederim.
Thylacine İstanbul konseri için 2 adet bilet
dergus #1506058
17 Aralık saat 18:00 Klein Phonix istanbul konserine 2 adet bilet super early bird bilet. Su anda 130 lira ben 100 liraya aldım. 100 liradan veririm. İyi eğlenceler!
Arkadaşlar Galatasaray Marsilya maçı için bilet aldım ama devredip başka bir tribünden almak istiyorum. Bunun bir sınırı limiti falan var mı? Varolan hakkımızı da yakmayalim.
Instagram sesli arama geçmişi nasıl silinir?
dergus #1501838
Arkadaşlar sohbetler ekranının hemen yanında aramalar ekranı var. Ben orada yakınlardakiler kısmında yer alan isimleri silemiyorum. Seçtirmiyor, sil veya temizle diye bir seçenek çıkmıyor.
Yok mu bir yolu?
Yok mu bir yolu?
Arkadaşlar green card başvurusuna yetişsin diye pasaport çıkarayım diyorum ama epey geç geliyormuş bu aralar. Yarın başvuru yapacağım. 9 Kasım'da green card deadline'ı.
Yetişir mi sizce?
Yetişir mi sizce?
Değerli dostlar iki günlük bir mini tatil yapalım dedik hanımla. Kaleiçi'nde bir pansiyon ayarladım. Araba var, Konya üzerinden geleceğim için Alanya vs de kapsam dahilinde.
-amacimiz deniz turizmi değil kültür, doğa, tarih gezisi. Olmazsa olmaz diyeceğiniz neler var? Tarihi Eser, şelale, manzaralı noktalar vs gibi.
-camel pansiyon hakkında fikriniz var mı? Bebek var 11 aylık pişman olur muyuz?
Şimdiden çok teşekkür ederim
-amacimiz deniz turizmi değil kültür, doğa, tarih gezisi. Olmazsa olmaz diyeceğiniz neler var? Tarihi Eser, şelale, manzaralı noktalar vs gibi.
-camel pansiyon hakkında fikriniz var mı? Bebek var 11 aylık pişman olur muyuz?
Şimdiden çok teşekkür ederim
Arkadaşlar çekilen dis sol alt yirmilik diş. Gömülü olduğu için çekim sonrası dikiş atıldı. Fakat üç gün sonra resimde gördüğünüz durumun olustugunu fark ettim. Şu an dişim çok ağrıyor. Bembeyaz bir şişkinlik var ve diş gibi hareket ediyor. Alveloit mi olmuş acaba. Ne önerirsiniz? Emziren anne olduğum için parol ve largopen verdiler. Yetersiz mi geldi acaba.
Resimdeki beyaz yer şişkinlik, siyah olan dikiş ipi.
Resimdeki beyaz yer şişkinlik, siyah olan dikiş ipi.
Arkadaşlar lisans tarih mezunu olarak yüksek lisans aşamasında Marmara Üniversitesi Ortadoğu Tarihi ve Siyasi İlişkileri mi seçerdiniz yoksa Yıldız Teknik Üniversitesi Tarih bölümünü mü?
Marmara'yi istiyorum çünkü Ortadoğu çalışmak istiyorum.
Yıldız a sıcak bakıyorum, çünkü hem evime hem iş yerime yakın ve ulaşım benim için çok önemli.
Marmara'yi istiyorum çünkü Ortadoğu çalışmak istiyorum.
Yıldız a sıcak bakıyorum, çünkü hem evime hem iş yerime yakın ve ulaşım benim için çok önemli.
Arkadaşlar Tarih bölümü mezunuyum. Halihazırda adliyede çalışıyorum ve bu işten sıkıldım. 91 ALES ve 60 Yökdil puanım var.Bu yılyuksek lisansa başvuracağım ve önümde 3 aday var.
-Marmara Üniversitesi Ortadoğu Tarihi ve Siyasi İlişkileri
-Yildiz Teknik Atatürk İlke ve İnkılapları
-İstanbul üniversitesi yakın çağ tarihi
Biliyorum ki üç bölümde yakın vadede beni adliyeden kurtarmayacak ancak uzun vadede gerek akademik kariyer gerekse istihdam anlamında bu bölümlerden hangisi mantıklı? Tavsiyeleriniz nelerdir?
Saygılarımla...
-Marmara Üniversitesi Ortadoğu Tarihi ve Siyasi İlişkileri
-Yildiz Teknik Atatürk İlke ve İnkılapları
-İstanbul üniversitesi yakın çağ tarihi
Biliyorum ki üç bölümde yakın vadede beni adliyeden kurtarmayacak ancak uzun vadede gerek akademik kariyer gerekse istihdam anlamında bu bölümlerden hangisi mantıklı? Tavsiyeleriniz nelerdir?
Saygılarımla...
Merhaba değerli arkadaşlar gözlüklerden kurtulmak için lens almaya karar verdin mi 1 lens reçetesi yazdırdım. Fakat gözümde astigmat olduğunu öğrendim ve aks değeri olarak 15 rakamını gösteriyor. Diğer gözümün aks değeri 30 dolayısıyla 30 aksi derecesine sahip lens bulabiliyorum. Fakat 15 derece aks değerine sahip 1 lens bulamıyorum. 10 veya 20 var. Araştırdığım kadarıyla da 10 ve katları şeklinde üretiliyormuş. Bu durumda ne yapmalıyım? 15 derece aks değerine sahip olan gözüme 10 veya 20 aks değerine sahip lens alsam problem olur mu? 10 mu almalıyım 20 mi almalıyım yoksa piyasada 15 dereceye sahip lens var mıdır?
Saygılarımla.
Saygılarımla.
Arkadaşlar annem 70 yaşında. Yaklaşık 15 gündür geçmeyen bir boğaz ağrısı var. Bazen de soğuk terliyor. Ama ateşini ölçüyoruz, ateşi normal. Annem genel olarak yaşında verdiği etkiyle çok sağlıklı bir birey değildi. Biraz da evhamlı bir kadındır. Dolayısıyla haberlerde göre göre Corona olabilir miyim gibisinden bir korkuya kapıldı.
Hem gerçekten Corona olma ihtimalinden ötürü hem de ısrarlarına daha fazla dayanamadığım için(zira normal durumu iyi değil, başka bir şey olur diye de korkuyorum) hastaneye götüreyim diyorum ama ne yapacağımızı bilmiyorum.
-Şahsi aracımla götürsem ne olur? Ne şekilde götürmeli? Tulum falan mı giymemiz lazım, aracın arka koltuğuna mı oturmalı, yaşı 65 üstü olduğu için kanuni bir düzenleme var mı?
-Ambulans mı çağırmalıyım? Bu durumda ambulanstan ya da sedye vs, gibi şeylerden virüs kapma durumu olmaz mı?
-Hastaneye götürerek kadında virüs yoksa bile virüs kapma ihtimalini artırmış olmuyor muyuz?
Saygılarımla...
Hem gerçekten Corona olma ihtimalinden ötürü hem de ısrarlarına daha fazla dayanamadığım için(zira normal durumu iyi değil, başka bir şey olur diye de korkuyorum) hastaneye götüreyim diyorum ama ne yapacağımızı bilmiyorum.
-Şahsi aracımla götürsem ne olur? Ne şekilde götürmeli? Tulum falan mı giymemiz lazım, aracın arka koltuğuna mı oturmalı, yaşı 65 üstü olduğu için kanuni bir düzenleme var mı?
-Ambulans mı çağırmalıyım? Bu durumda ambulanstan ya da sedye vs, gibi şeylerden virüs kapma durumu olmaz mı?
-Hastaneye götürerek kadında virüs yoksa bile virüs kapma ihtimalini artırmış olmuyor muyuz?
Saygılarımla...
Merhaba değerli arkadaşlar, hepinize selam ederim.
Uno marka aracımıni ön aksın yerinden çıkması gibi berbat bir problem yaşıyorum. Bundan 2 hafta önce aracımı tam sağ ve tam sol yaptığımda kütürtü geldiği için ön takımlarını değiştirmek için bir ustaya gittim. Önce rotçu'da bakıldı. Sağ ve Sol Aks başı, Sağ ve Sol Salıncaklar ve Sağ Rotil başının değişeceği söylendi. Parçaları aldım. Değiştirdik. Değişme esnasında usta aracın sağ ön şasesinde 1,5 cm'lik bir eğiklik olduğunu ve daha önce ön takım yapanların akslarda pul kullandığını ve bunun çok sağlıklı olmadığını söyledi. Peki bu şekilde gider mi dedim, gider ama çekme yapabilir dedi. Tamam dedim. Aracı liftten indirdik, geri vitese attım dükkandan çıkacağım. Şangırr diye bir ses geldi, bütün direksiyonu ve vites kolunu titreten bir ses. Aracı tekrar lifte aldılar, şanzıman alt kulakçığını da değiştirdiler. Bir şeyler daha yaptılar, araç düzeldi. Sanırım o esnada taktıkları akslardan biri yerinden çıkmış. Neyse aracı 2 hafta falan kullandım. Aracın direksiyon sanki hep sola dönmek ister gibi gidiyordu. Bu arada ön takımı değiştirmeden önce aracın böyle bir huyu yoktu. Gayet düz gidiyordu yani önceden. Bu sola doğru olan mukavemete pek takmadım kafamı. Neyse geçen çalıştığım yerin otoparkından çıkarken bir araç önümüzü kapatmış, çıkmaz için tam sağ ve tam sol kullanarak epey bir manevrayla çıktım park yerinden. Direksiyondan bir takırtı gelmeye başladı bu seferde. Durduğum yerde direksiyonu oynatınca "tuk tuk" diye hissedilen bir ses geliyor. Aynı ustaya götürdüm. Direksiyon kutusu arızalanmış, değişecek ya da revize edilecek dedi. Değişecekse Sismak ya da orijinal bul yoksa randıman vermez dedi. Eyvallah dedik moralimiz bozulsa da, hem dedim belki çekme işi de düzelir. Neyse o şekilde bir süre kullanmaktan zarar gelmez dedi, ben de bugün Belgrad Ormanına gittim Unocan ile. Bir yola girdim, u yapmam gerekti. Geri vitese attım, tam sağ yaptım. O liftten indiğimdeki aks çıkması sesi yine geldi. Bir gümbürtü, bir ses inanılmaz bir patırdı. Sanki teker yerinden çıkmış gibi. Eyvah dedim kaldık ormanın ortasında. Sakince 1.vitese attım, Allah'ım dedim gitsin şu araba, burada kalmayalım. Patırtı, kütürtü falan yapmadı Bahçelievler'e kadar sağ salim geldik. Ustaya telefon açtım. Tam sağ veya tam sol yapınca fazla zorlama arabayı yerinden çıkabilir dedi. Acilen şaseciye git dedi. İyi dedik. Fakat kafada bir sürü soru:
1-Tamam şaseciye gidelim ama bu araç ön takım değişmeden önce böyle aks çıkma zart zurt yapmıyordu. Şase yamuksa yine yamuktu ama aks çıkma, patırtı, kütürtü ben hayatımda ilk defa bu ön takım değiştikten sonra yaşadım. 12 yıllık şoförüm.
2-Bugün yaşadığım bu patırtı da aks yerinden çıktıysa, ne oldu da tekrar yerine oturdu ve ben eve sağ salim geldim? Yoksa çok büyük bir risk mi aldım? Ve bu patırtı takılalı henüz 2 hafta olan ön takım düzeneğimi ne kadar yıprattı?
3-Bu 1,5 cm'limk sağ ön şase düzeltme yapılınca bana maliyeti ne olacak? Aracımı çok seviyorum ama alalı daha 6 ay olmasına rağmen Lpg beyni, ön takım, motor takozu derken 1500 TL paramı yedi. Nihayetinde bu bir UNO, böyle giderse ocağımıza incir ağacı dikilecek...
4-Ben bu şekilde yola devam edebilir miyim? Tam sağ, tam sol yapmazsam bu problemi yaşamadan gidebilir miyim?
Cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.
Uno marka aracımıni ön aksın yerinden çıkması gibi berbat bir problem yaşıyorum. Bundan 2 hafta önce aracımı tam sağ ve tam sol yaptığımda kütürtü geldiği için ön takımlarını değiştirmek için bir ustaya gittim. Önce rotçu'da bakıldı. Sağ ve Sol Aks başı, Sağ ve Sol Salıncaklar ve Sağ Rotil başının değişeceği söylendi. Parçaları aldım. Değiştirdik. Değişme esnasında usta aracın sağ ön şasesinde 1,5 cm'lik bir eğiklik olduğunu ve daha önce ön takım yapanların akslarda pul kullandığını ve bunun çok sağlıklı olmadığını söyledi. Peki bu şekilde gider mi dedim, gider ama çekme yapabilir dedi. Tamam dedim. Aracı liftten indirdik, geri vitese attım dükkandan çıkacağım. Şangırr diye bir ses geldi, bütün direksiyonu ve vites kolunu titreten bir ses. Aracı tekrar lifte aldılar, şanzıman alt kulakçığını da değiştirdiler. Bir şeyler daha yaptılar, araç düzeldi. Sanırım o esnada taktıkları akslardan biri yerinden çıkmış. Neyse aracı 2 hafta falan kullandım. Aracın direksiyon sanki hep sola dönmek ister gibi gidiyordu. Bu arada ön takımı değiştirmeden önce aracın böyle bir huyu yoktu. Gayet düz gidiyordu yani önceden. Bu sola doğru olan mukavemete pek takmadım kafamı. Neyse geçen çalıştığım yerin otoparkından çıkarken bir araç önümüzü kapatmış, çıkmaz için tam sağ ve tam sol kullanarak epey bir manevrayla çıktım park yerinden. Direksiyondan bir takırtı gelmeye başladı bu seferde. Durduğum yerde direksiyonu oynatınca "tuk tuk" diye hissedilen bir ses geliyor. Aynı ustaya götürdüm. Direksiyon kutusu arızalanmış, değişecek ya da revize edilecek dedi. Değişecekse Sismak ya da orijinal bul yoksa randıman vermez dedi. Eyvallah dedik moralimiz bozulsa da, hem dedim belki çekme işi de düzelir. Neyse o şekilde bir süre kullanmaktan zarar gelmez dedi, ben de bugün Belgrad Ormanına gittim Unocan ile. Bir yola girdim, u yapmam gerekti. Geri vitese attım, tam sağ yaptım. O liftten indiğimdeki aks çıkması sesi yine geldi. Bir gümbürtü, bir ses inanılmaz bir patırdı. Sanki teker yerinden çıkmış gibi. Eyvah dedim kaldık ormanın ortasında. Sakince 1.vitese attım, Allah'ım dedim gitsin şu araba, burada kalmayalım. Patırtı, kütürtü falan yapmadı Bahçelievler'e kadar sağ salim geldik. Ustaya telefon açtım. Tam sağ veya tam sol yapınca fazla zorlama arabayı yerinden çıkabilir dedi. Acilen şaseciye git dedi. İyi dedik. Fakat kafada bir sürü soru:
1-Tamam şaseciye gidelim ama bu araç ön takım değişmeden önce böyle aks çıkma zart zurt yapmıyordu. Şase yamuksa yine yamuktu ama aks çıkma, patırtı, kütürtü ben hayatımda ilk defa bu ön takım değiştikten sonra yaşadım. 12 yıllık şoförüm.
2-Bugün yaşadığım bu patırtı da aks yerinden çıktıysa, ne oldu da tekrar yerine oturdu ve ben eve sağ salim geldim? Yoksa çok büyük bir risk mi aldım? Ve bu patırtı takılalı henüz 2 hafta olan ön takım düzeneğimi ne kadar yıprattı?
3-Bu 1,5 cm'limk sağ ön şase düzeltme yapılınca bana maliyeti ne olacak? Aracımı çok seviyorum ama alalı daha 6 ay olmasına rağmen Lpg beyni, ön takım, motor takozu derken 1500 TL paramı yedi. Nihayetinde bu bir UNO, böyle giderse ocağımıza incir ağacı dikilecek...
4-Ben bu şekilde yola devam edebilir miyim? Tam sağ, tam sol yapmazsam bu problemi yaşamadan gidebilir miyim?
Cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.
Ekşi de Setrak Yelegen ile alakalı bir yardım başlığı açtım ama pek sallayan olmadı şimdilik. Şu başlığı GS Sözlükte açabilir misiniz? Veya konuyu orada gündem haline getirebilir misiniz? 80 yaşındaki adamı sokağa atacaklar kimsenin haberi yok...
Eskiden vardı. Interrail'in ülke için versiyonu gibi düşünün. 1 ay boyunca trenle memleketi geziyordunuz. Bitti mi o olay? İnternette bir şey bulamıyorum.
Arkadaşlar bu sabah minibüste, iki vatandaş kendi aralarında itişme yüzünden tartıştılar. Bu kişilerden biri daha ev babası tipinde daha halim selim bir tipken, öbürü biraz daha psikopat tipli kel sakallı bir kişiydi. İkisi de 40'ların başında bu adamların. Olay hatırladığım kadarıyla şu şekilde gelişti, önce psikopat tipli adam minibüs karmaşasında itti galiba bu adamı. Sonra ikisi itişmeye kakışmaya başladılar iki tarafta alttan almadı. Sonra birbirlerine girecek gibi oldular biz de araya girdik.
Girmez olaydık, sakin tipli olan bizim araya girmemizin verdiği cesaretle iyice coştu. Psikopat tipli kendi köşesine çekildi, sakin tipli olan yüksek sesle bir hakaret etti; sanırım yavşak herif gibisinden bir şeyler söyledi.
Psikopat tipli geri dönünce, sakin tipli olan fırsattan istifade bir tokat bir de tekme attı psikopat tipli adama. Bu durum psipokat tipli adamın zoruna gitti, ama bir şey de yapamadı başıyla görüşeceğiz seninle dercesine indi gitti minibüsten.
Ama sakin tipli görünen şerefsiz, öbür adama karşı bütün minibüsü arkasına alarak yaptığı bu aşırılıkla yetinmedi adamın arkasından konuşmaya hakaretler etmeye devam etti. Ulan adam susmuş kendi tarafına dönmüş, son bir laf daha çakıp herif daha döner dönmez tokat atıp tekme savuruyorsun.
Öbür adam ne yaptı da sakin tipli olan bu kadar sinirlendi onu da anlamadım ama gerek o esnada kulaklıkla müzik dinliyor olmak, genel olaraksa ani gelişen olaylara karşı donakalmak adında psikolojik olarak beni çok rahatsız eden bir durumum var.
O tokat yiyen adamın surat ifadesi aklımdan çıkmıyor. O tokadı atar atmaz adama "ulan şerefsiz adam sustu niye hala tokat atıyorsun" diyemediğime, hatta ulan adama niye vuruyorsun diye bir tokat patlatmadığıma öyle pişmanım ki...
Sanki tokadı kendim yemiş ve hiçbir şey yapamamış gibi hissediyorum. Genel olarak bu tarz olaylarda dona kalıyorum, ani karar veremiyorum.
Girmez olaydık, sakin tipli olan bizim araya girmemizin verdiği cesaretle iyice coştu. Psikopat tipli kendi köşesine çekildi, sakin tipli olan yüksek sesle bir hakaret etti; sanırım yavşak herif gibisinden bir şeyler söyledi.
Psikopat tipli geri dönünce, sakin tipli olan fırsattan istifade bir tokat bir de tekme attı psikopat tipli adama. Bu durum psipokat tipli adamın zoruna gitti, ama bir şey de yapamadı başıyla görüşeceğiz seninle dercesine indi gitti minibüsten.
Ama sakin tipli görünen şerefsiz, öbür adama karşı bütün minibüsü arkasına alarak yaptığı bu aşırılıkla yetinmedi adamın arkasından konuşmaya hakaretler etmeye devam etti. Ulan adam susmuş kendi tarafına dönmüş, son bir laf daha çakıp herif daha döner dönmez tokat atıp tekme savuruyorsun.
Öbür adam ne yaptı da sakin tipli olan bu kadar sinirlendi onu da anlamadım ama gerek o esnada kulaklıkla müzik dinliyor olmak, genel olaraksa ani gelişen olaylara karşı donakalmak adında psikolojik olarak beni çok rahatsız eden bir durumum var.
O tokat yiyen adamın surat ifadesi aklımdan çıkmıyor. O tokadı atar atmaz adama "ulan şerefsiz adam sustu niye hala tokat atıyorsun" diyemediğime, hatta ulan adama niye vuruyorsun diye bir tokat patlatmadığıma öyle pişmanım ki...
Sanki tokadı kendim yemiş ve hiçbir şey yapamamış gibi hissediyorum. Genel olarak bu tarz olaylarda dona kalıyorum, ani karar veremiyorum.
Arkadaşlar, Vakıfbank Tercih Kart kullanıyorum. İşe girerken zorla vermişlerdi. Aidat yok falan diye sorun yapmadık. Ama kullanmaya başlayalı 3 yıl oldu ve şunu fark ettim; neredeyse her şeyi kredi kartıyla almama rağmen çok az puan birikiyor. Ya da bana öyle geliyor; şöyle söyleyeyim ayda en az 1800-2000 TL harcamam var ve bu 3 senede 70.000 TL civarı para yapıyor. Gelen puan ne diyeceksiniz? 10 TL falan. Ha bazen diyor ki şu tarihler arasında şu kadar akaryakıt alırsanız 25 TL, şu kadar şunu yaparsanız 10 TL; insana garip taklalar attıracak bir sürü kampanya yapıyor yapmasına ama hem o kampanyaları takip edemiyorum, hem de ücretsiz kart olduğu için kampanya katılımı için de sms ve ücret istiyor. Kart Vakıfbank'ın; Tercih kartı, worldcard özellikli bu arada. Şimdi;
1-Bu kadar az para puan normal mi?
2-Alışverişlerim genelde market ve restaurant alışverişi oluyor, şart koşmadan daha çok puan veren kartlar var mı?
3-Mil verse seyahat etsem ona da okeyim, Vakıfbank'ın milplus kartı var mesela, tavsiye eder misiniz?
4-Sizde puan durumları nasıl?
Şimdiden teşekkürler...
1-Bu kadar az para puan normal mi?
2-Alışverişlerim genelde market ve restaurant alışverişi oluyor, şart koşmadan daha çok puan veren kartlar var mı?
3-Mil verse seyahat etsem ona da okeyim, Vakıfbank'ın milplus kartı var mesela, tavsiye eder misiniz?
4-Sizde puan durumları nasıl?
Şimdiden teşekkürler...
Arkadaşlar amacım günde 4 km gidiş, 4 km dönüş olmak üzere bir mesafem var. Yolum genel olarak parke taşı gibi engebelere sahip. Asfaltta var ama sokakları tercih edeceğim.
Bisiklet arayışıma 150-200 TL ile başladım. Sonra aklıma alüminyum kadro işini soktular. Bisan Calves buldum alüminyum kadro yol bisikleti, Salcano Astro'lara baktım bunlar 500-700 arası bisikletlerdi.
Sonra aklıma hidrolik disk freni soktular. Kron TX 500 pazarlığı yapıyorum, 1000 TL civarına. Ama bir şey diyeyim mi kafayı yemek üzereyim çünkü beynim yandı. Ben;
-Hafif ve ince tekerli bir bisiklet istiyorum ama ön amortisörsüz ince tekerler bizim bahçelievler'in yollarında beni üzer gibi geliyor
-HD freni bir arkadaş aklıma soktu konfor anlamında çok önemli madem işe gidip geleceksin diye ama gerçekten çok önemli mi? İşin hem güvenlik hem de rahatlığı bakımından
-Marka model ne önerirsiniz? Sıfır km'si 2500 TL olan bir bisiklet 2.el piyasasında ortalama kaç TL'ye satın alınmalı? Ölçü ne olmalı?
Tavsiyelerinize açığım, hatta satmak isteyen varsa ona da talibim çünkü ekşici adama güvenirim.
Saygılar...
Bisiklet arayışıma 150-200 TL ile başladım. Sonra aklıma alüminyum kadro işini soktular. Bisan Calves buldum alüminyum kadro yol bisikleti, Salcano Astro'lara baktım bunlar 500-700 arası bisikletlerdi.
Sonra aklıma hidrolik disk freni soktular. Kron TX 500 pazarlığı yapıyorum, 1000 TL civarına. Ama bir şey diyeyim mi kafayı yemek üzereyim çünkü beynim yandı. Ben;
-Hafif ve ince tekerli bir bisiklet istiyorum ama ön amortisörsüz ince tekerler bizim bahçelievler'in yollarında beni üzer gibi geliyor
-HD freni bir arkadaş aklıma soktu konfor anlamında çok önemli madem işe gidip geleceksin diye ama gerçekten çok önemli mi? İşin hem güvenlik hem de rahatlığı bakımından
-Marka model ne önerirsiniz? Sıfır km'si 2500 TL olan bir bisiklet 2.el piyasasında ortalama kaç TL'ye satın alınmalı? Ölçü ne olmalı?
Tavsiyelerinize açığım, hatta satmak isteyen varsa ona da talibim çünkü ekşici adama güvenirim.
Saygılar...
Arkadaşlar İstanbul Bahçelievler'de oturuyorum, Bakırköy Adliyesi'nde çalışıyorum. Yol tam olarak 4 km. adliyeden yukarı çıkan rampa dışında çok dik bir rampa olmamakla birlikte yol genel olarak düz sayılmaz. Vakt-i zamanında bu yolu motosikletle gidiyordum. Motoru satıp servise başlayınca bir cinnet hali başladı bende. Serviste her sabah aynı tipleri görmek, kısacık yolun 50 dakika sürmesi ve çocuk bağırtısı beni bezdirdi. Tekrar motosiklet olayına da girmek istemiyorum, o yüzden bisikleti deneyeyim diyorum. Gelelim sorulara:
1-Yorgunluk, terleme gibi durumlar aşağı yukarı ne boyutta yaşanır? Adliyeye vardığımda çalışamayacak kadar leş gibi terlemiş olur muyum? Cevabı evet ise, Bunu nasıl aşabilirim? Dönüşte terlemek önemli değil, evde alırım duşumu.
2-Kilo verme durumuna etkisi olur mu? 183 boy, 98 kiloyum. İşin açığı kilo vermek istiyorum. Fitness'a başlamak istiyorum. Bisiklet işin içine girince salona gitmeden de istediğim kiloya inebilir miyim? Farz-ı misal, 85 kilo civarı iyidir benim için. Yaş 31.
3-Bütçem maksimum 1000 TL. Bu paraya diyorum ki Bianchi'nin çok güzel bir retro modeli var. Tek vites, çok basit bir alet ki bu tarz vitessiz bisikletlerin çok daha dayanıklı olduğunu memleketten biliyorum. Görünüşü de hoşuma gitti:
bianchi.com.tr
Sizce bu işimi görür mü? Ya da ikinci el daha farklı bir şey mi baksam? Ya da sizin başka tavsiyeleriniz var mı?
Şimdiden teşekkürler.
1-Yorgunluk, terleme gibi durumlar aşağı yukarı ne boyutta yaşanır? Adliyeye vardığımda çalışamayacak kadar leş gibi terlemiş olur muyum? Cevabı evet ise, Bunu nasıl aşabilirim? Dönüşte terlemek önemli değil, evde alırım duşumu.
2-Kilo verme durumuna etkisi olur mu? 183 boy, 98 kiloyum. İşin açığı kilo vermek istiyorum. Fitness'a başlamak istiyorum. Bisiklet işin içine girince salona gitmeden de istediğim kiloya inebilir miyim? Farz-ı misal, 85 kilo civarı iyidir benim için. Yaş 31.
3-Bütçem maksimum 1000 TL. Bu paraya diyorum ki Bianchi'nin çok güzel bir retro modeli var. Tek vites, çok basit bir alet ki bu tarz vitessiz bisikletlerin çok daha dayanıklı olduğunu memleketten biliyorum. Görünüşü de hoşuma gitti:
bianchi.com.tr
Sizce bu işimi görür mü? Ya da ikinci el daha farklı bir şey mi baksam? Ya da sizin başka tavsiyeleriniz var mı?
Şimdiden teşekkürler.
Arkadaşlar eşim kitap yazdı. Fakat yayıneviyle kitabın kaç sattığı konusunda ve satılan kitapların telifi konusunda sıkıntı yaşıyoruz.
Öncelikle, kitabımızı basarken bizden belli bir ücret aldılar. Fakat satılacak olan kitaplardan gelecek olan miktar konusunda hep şifahi açıklamalar yaptılar.
1-Kitap sadece kitapyurdu.com sitesinde 40 civarı satmış olmasına rağmen, 1 yılın sonunda bize sadece 98 adet satıldı diyorlar. Bu 98 kitabın ücretinin ne olacağı konusunda ve ne zaman ödeneceği konusunda şifahi konuşuyorlar. Aksi gibi herhangi bir sözleşme de imzalamadık adamlarla kitap basılmadan önce.
2-D&R, İdefix gibi kurumsal firmaların hepsinde kitap satıldı. Bu firmalarla yazar olarak iletişime geçerek kitabımızın kaç sattığını öğrenme imkanımız var mı?
3-Ne onların ne de bizim elimizde herhangi bir telif sözleşmesi yok, 25 TL'ye satılan bir kitabın kaç TL'sini telif ücreti olarak bize vermeleri gerekiyor, bu konuda ne yapılabilir?
4-Bu işle alakalı olarak mahkemelik olacak olsak, kimin lehine sonuçlanma olasılığı daha yüksektir?
Saygılarımızla...
Öncelikle, kitabımızı basarken bizden belli bir ücret aldılar. Fakat satılacak olan kitaplardan gelecek olan miktar konusunda hep şifahi açıklamalar yaptılar.
1-Kitap sadece kitapyurdu.com sitesinde 40 civarı satmış olmasına rağmen, 1 yılın sonunda bize sadece 98 adet satıldı diyorlar. Bu 98 kitabın ücretinin ne olacağı konusunda ve ne zaman ödeneceği konusunda şifahi konuşuyorlar. Aksi gibi herhangi bir sözleşme de imzalamadık adamlarla kitap basılmadan önce.
2-D&R, İdefix gibi kurumsal firmaların hepsinde kitap satıldı. Bu firmalarla yazar olarak iletişime geçerek kitabımızın kaç sattığını öğrenme imkanımız var mı?
3-Ne onların ne de bizim elimizde herhangi bir telif sözleşmesi yok, 25 TL'ye satılan bir kitabın kaç TL'sini telif ücreti olarak bize vermeleri gerekiyor, bu konuda ne yapılabilir?
4-Bu işle alakalı olarak mahkemelik olacak olsak, kimin lehine sonuçlanma olasılığı daha yüksektir?
Saygılarımızla...
Arkadaşlar hastamız 65 yaşında, rahim ağzı kanseri ameliyatı oldu. Ameliyattan sonra aşağı yukarı 20 gün kadar idrar sondası ile birlikte yaşadı ve bu süreçte çok zorlandı. Zira hem sonda sık sık tıkanıyordu, hem de acı veriyordu. 20 günün sonunda sondayı çıkardılar. Biz de çok sevindik fakat bu sefer de idrarı kontrol edememe problemi baş gösterdi. Kendi idrarını yapamıyor, idrar sondaya gider gibi sürekli olarak akıyor. Altında mecburen yetişkin bezi bulunduruyoruz. 5 gündür vaziyet bu.
Tıp doktoru olan veya daha önce buna benzer tecrübeler yaşamış arkadaşlara soruyorum, bu durum normal mi? Aşağı yukarı ne kadar sürecektir? Yardımcı olabilecek olanlara en içten dileklerimle teşekkür ediyorum.
Tıp doktoru olan veya daha önce buna benzer tecrübeler yaşamış arkadaşlara soruyorum, bu durum normal mi? Aşağı yukarı ne kadar sürecektir? Yardımcı olabilecek olanlara en içten dileklerimle teşekkür ediyorum.
arkadaşlar cihangir halk eğitim merkezi tarafından düzenlenen ücretsiz kültür mantarı yetiştiriciliği kursu kayıtları başlamıştır. kayıtlar cihangir halk eğitim merkezi beyoğlu'nda yapılıyor. kurs istiklal caddesi üzerinde bulunan beyoğlu akademi'de verilecek. kurşun öğretmeni istiridye mantarı yetiştiriciliği kitabınında yazarı olan duru keşan. kurs sonunda sertifika verilecektir. sorularınız varsa sorabilirsiniz.
kayıt: cihangirhem.meb.k12.tr
kayıt: cihangirhem.meb.k12.tr
Arkadaşlar hep kedi köpek sahiplendirecek değiliz değil mi? Duyuru ailesi şüphesiz bu konuda da bir çözüm bulacaktır. Mevzubahis arkadaşımız bir güvercin.
Bundan 5 ay önce yavru olarak Bakırköy'de bulunmuş. Tarafımca götürülen ilk veterinerde "abi bu kuş annesiz babasız ölür, hiç uğraşma" denilmiş. Yoğun çaba, enjektörle verilen mamalar, el bebek gül bebek muameleler ve şık bir sohbetle bugünlere getirilmiş bir güvercin. Tüylerinin an be an dökülüp bugünki yetişkin haline gelişi dün gibi aklımda.
Fakat şöyle bir problem var. Bu kuş doğal olarak yabani bir kuş. Ve anne baba eğitimi görmediği için uçma konusunda vs, yaşıtları kadar iyi değil. Zaten hala genç sayılır. Evde yaşayamayacağı için ben bu arkadaşı İstanbul Üniversitesi'nin önüne götürdüm bir ay önce. Uçurayım, doğaya salayım dedim...
Demez olaydım. Kuş uçtu, yere indi. İner inmez bir kedi arkadaş kuşu kaptı. E kedinin de doğası bu ne yaparsın. Fakat koşmamla kedi korktu ve güvercini bıraktı. Hafif yaralı olarak kurtuldu yani kedi saldırısından. Hal böyle olunca yine veterinere götürdüm. Hiç yaralanmamış. Ufak bir çizik var dedi. Kuşumuz yaşamaya devam ediyor. Fakat evde. Ve artık doğaya da salamıyorum, kış geldi çekiniyorum. Ama evde de her yere pisliyor :(
Şimdi, duyurudan beklentim şu. Bu kuşa ben tek başıma evde bakamayacağım. Artık yetişkin bir kuş olarak ev ona dar geliyor. Doğaya da salamıyorum, çünkü bir kere denedik onda da ölüyordu. Zaten aşırı derecede insan yanlısı bir kuş. Omuza falan konuyor. Kediden de korkmuyor. Beklentim: Bu kuşu sahiplenecek bir kuşçu arkadaş.
Veya bu kuşa kafes ortamında bakabilecek bir arkadaş.
Veya bu kuşu doğaya salma konusunda bana yardımcı olabilecek bir arkadaş.
Veya İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinin Amfi kuşları gibi bir amfiye salsak nasıl olur? Haydi bir el atalım ve bu arkadaşı yaşatalım.
Şimdiden teşekkür ediyorum.
Kuşumuz:
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
Bundan 5 ay önce yavru olarak Bakırköy'de bulunmuş. Tarafımca götürülen ilk veterinerde "abi bu kuş annesiz babasız ölür, hiç uğraşma" denilmiş. Yoğun çaba, enjektörle verilen mamalar, el bebek gül bebek muameleler ve şık bir sohbetle bugünlere getirilmiş bir güvercin. Tüylerinin an be an dökülüp bugünki yetişkin haline gelişi dün gibi aklımda.
Fakat şöyle bir problem var. Bu kuş doğal olarak yabani bir kuş. Ve anne baba eğitimi görmediği için uçma konusunda vs, yaşıtları kadar iyi değil. Zaten hala genç sayılır. Evde yaşayamayacağı için ben bu arkadaşı İstanbul Üniversitesi'nin önüne götürdüm bir ay önce. Uçurayım, doğaya salayım dedim...
Demez olaydım. Kuş uçtu, yere indi. İner inmez bir kedi arkadaş kuşu kaptı. E kedinin de doğası bu ne yaparsın. Fakat koşmamla kedi korktu ve güvercini bıraktı. Hafif yaralı olarak kurtuldu yani kedi saldırısından. Hal böyle olunca yine veterinere götürdüm. Hiç yaralanmamış. Ufak bir çizik var dedi. Kuşumuz yaşamaya devam ediyor. Fakat evde. Ve artık doğaya da salamıyorum, kış geldi çekiniyorum. Ama evde de her yere pisliyor :(
Şimdi, duyurudan beklentim şu. Bu kuşa ben tek başıma evde bakamayacağım. Artık yetişkin bir kuş olarak ev ona dar geliyor. Doğaya da salamıyorum, çünkü bir kere denedik onda da ölüyordu. Zaten aşırı derecede insan yanlısı bir kuş. Omuza falan konuyor. Kediden de korkmuyor. Beklentim: Bu kuşu sahiplenecek bir kuşçu arkadaş.
Veya bu kuşa kafes ortamında bakabilecek bir arkadaş.
Veya bu kuşu doğaya salma konusunda bana yardımcı olabilecek bir arkadaş.
Veya İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinin Amfi kuşları gibi bir amfiye salsak nasıl olur? Haydi bir el atalım ve bu arkadaşı yaşatalım.
Şimdiden teşekkür ediyorum.
Kuşumuz:
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
Arkadaşlar 2.kez üniversiteye başlıyorum. Ve eski bölümümle bir çok ortak ders var. Bu dersleri saydırmak için transkript götürmek yeterli midir? Yeni bölümüm özel eğitim öğretmenliği bölümü ve halihazırda zaten Pedagojik Formasyonum var. Yani bütün eğitim derslerini zaten daha önce almış durumdayım. Bununla alakalı tranksript'de var. Fakat madde şunu diyor:
B) Ders Muafiyetleri:
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Önlisans ve Lisans Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin 11 inci maddesi uyarınca muafiyet talebinin, öğrenci tarafından ilk kaydını takip eden on iş günü içinde yapılması gerekmekte olup, bir defaya mahsus yapılmaktadır.
Daha önce devam edilen aynı düzeydeki herhangi bir diploma programında başarılı olunan eşdeğer derslere talep edilecek muafiyet için, öğrencilerin önceki üniversitelerinden alacakları ders içeriği ve transkript (not dökümü) belgesini eksiksiz olarak, süresi içerisinde ilgili fakülte/yüksekokul/meslek yüksekokulu öğrenci işleri bürosuna teslim etmesi gerekmektedir.
İlk kaydını takip eden on iş günü içinde ders muafiyeti için gerekli olan belgelerini tam olarak teslim etmeyenlerin talepleri işleme alınmayacaktır.
E bu durumda benim Bartın'a gidip, Bartın üniversitesinden ders içerik belgesi mi almam gerekecek?
Saygılar...
B) Ders Muafiyetleri:
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Önlisans ve Lisans Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin 11 inci maddesi uyarınca muafiyet talebinin, öğrenci tarafından ilk kaydını takip eden on iş günü içinde yapılması gerekmekte olup, bir defaya mahsus yapılmaktadır.
Daha önce devam edilen aynı düzeydeki herhangi bir diploma programında başarılı olunan eşdeğer derslere talep edilecek muafiyet için, öğrencilerin önceki üniversitelerinden alacakları ders içeriği ve transkript (not dökümü) belgesini eksiksiz olarak, süresi içerisinde ilgili fakülte/yüksekokul/meslek yüksekokulu öğrenci işleri bürosuna teslim etmesi gerekmektedir.
İlk kaydını takip eden on iş günü içinde ders muafiyeti için gerekli olan belgelerini tam olarak teslim etmeyenlerin talepleri işleme alınmayacaktır.
E bu durumda benim Bartın'a gidip, Bartın üniversitesinden ders içerik belgesi mi almam gerekecek?
Saygılar...
Arkadaşlar merhabalar. 2.Kez üniversite okuyayım dedim. Başıma gelmeyen kalmadı. Bu sefer problem şu; Üniversite kaydı için gerekli olan diplomam eski üniversitem olan Bilgi Üniversite'sinde. Ve hemen vermiyorlar. Online olarak talep edeceksin, gelmesi bir kaç gün sürecek diyorlar.
Ama mezun olduğum liseye gitsem, bana bir mezuniyet belgesi verseler aynı işi görmez mi? İstanbul Üniversitesi Liseden alınan belgeyi kabul etmez mi?
İlgili madde şu:
2) -Lise Diplomasının aslı ya da “aslı gibidir” onaylı örneği (noter onaylı ya da kayıtlı
olduğu üniversite tarafından diplomanın arka yüzüne şerh düşülerek verilen aslı gibidir
onaylı örneği.
Yani illa gidip Bilgi'den mi almam lazım?
Ama mezun olduğum liseye gitsem, bana bir mezuniyet belgesi verseler aynı işi görmez mi? İstanbul Üniversitesi Liseden alınan belgeyi kabul etmez mi?
İlgili madde şu:
2) -Lise Diplomasının aslı ya da “aslı gibidir” onaylı örneği (noter onaylı ya da kayıtlı
olduğu üniversite tarafından diplomanın arka yüzüne şerh düşülerek verilen aslı gibidir
onaylı örneği.
Yani illa gidip Bilgi'den mi almam lazım?
Arkadaşlar ben 2.üniversiteyi kazandım. Çarşamba kayıt yaptıracağım. Fakat halihazırda açıköğretim ilahiyat ve yüksek lisans tarih öğrencisiyim. İstanbul Üniversitesi kayıt yönetmeliğinde şu madde var:
"Birinci öğretim programlarına kesin kayıt yaptıracak olanlar katkı payı ücreti
ödemeyecektir. Ancak bir yükseköğretim kurumunda kayıtlı iken ikinci bir
yükseköğretim programına da kayıt yaptıran (1.öğretim ve açık öğretim v.b.)öğrenciler ikinci yükseköğretim programına katkı payını kendi öder."
Bu durumda açıköğretimden kaydımı sildirirsem, buraya harçsız olarak devam edebiliyor muyum? Yoksa yüksek lisans kaydım devam ettiği için harç ödemek zorunda mıyım?
Saygılar..
"Birinci öğretim programlarına kesin kayıt yaptıracak olanlar katkı payı ücreti
ödemeyecektir. Ancak bir yükseköğretim kurumunda kayıtlı iken ikinci bir
yükseköğretim programına da kayıt yaptıran (1.öğretim ve açık öğretim v.b.)öğrenciler ikinci yükseköğretim programına katkı payını kendi öder."
Bu durumda açıköğretimden kaydımı sildirirsem, buraya harçsız olarak devam edebiliyor muyum? Yoksa yüksek lisans kaydım devam ettiği için harç ödemek zorunda mıyım?
Saygılar..
Arkadaşlar İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel eğitim fakültesinde devam durumları nasıl? Devlet memuruyum, derslere pek gidebileceğimi zannetmiyorum. Hocalar devamsızlık olayına kafayı fazla takıyorlar mı? Yoksa bir şekilde bitiyor mu okul?
Gideceğim bölüm özel eğitim öğretmenliği.
Gideceğim bölüm özel eğitim öğretmenliği.
Arkadaşlar İstanbul Üniversitesi Özel Eğitim ile Boğaziçi Okul Öncesi arasında kararsız kalmış durumdayım. Bu noktada Özel eğitimin İStanbul üniversitesi'nde verilen branşı üstün zekalılar eğitimiymiş.
Üstün zekalılar öğretmeni kpss ile sınıf öğretmeni olarak atanabiliyor diye biliyorum. Bu konuda bir bilginiz var mı?
Bir de İstanbul Üniversite'sinde devam zorunluluğu ne durumda bir bilginiz var mı?
Saygılarımla...
Üstün zekalılar öğretmeni kpss ile sınıf öğretmeni olarak atanabiliyor diye biliyorum. Bu konuda bir bilginiz var mı?
Bir de İstanbul Üniversite'sinde devam zorunluluğu ne durumda bir bilginiz var mı?
Saygılarımla...
Arkadaşlar halihazırda yüksek lisans öğrencisiyim. Bir yandan açıköğretim öğrencisiyim. 2021 yılına kadar tecilim var yüksek lisans dolayısıyla. Ve bedelli askerlik yapacağım.
Şimdi üniversite sınavına girdim. İkinci üniversiteyi okumak istiyorum. Askerlik nedeniyle problem çıkarabilirler mi?
Saygılar.
Şimdi üniversite sınavına girdim. İkinci üniversiteyi okumak istiyorum. Askerlik nedeniyle problem çıkarabilirler mi?
Saygılar.
Arkadaşlar merhabalar, size kısaca kendimden bahsedeyim. Bendeniz eğitim hayatına akademisyen olmak üzere yola çıkmış, bu yoldan öğrenciyken vazgeçip öğretmen olmaya karar vermiş; ve sonunda bölümünün ataması olmadığı için bunu da başaramayıp Zabıt Katibi olmuş bir bireyim. İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih bölümünü Burslu olarak bitirmiştim, 2006 öss sınavında 3794.olmuştum. Bugün Ales'ten 91'i olan, iyi kötü Yds 60 puan getiren fakat istediğim üniversitelerin yüksek lisans programlarının da mülaktlarında elenen bir kişiyim. İyisi mi dedim şu üniversite sınavına gireyim, bakarsın güzel bir şey olur. Tekrar öğretmen olurum, ya da başka bir şey.
Velhasılı çalışmadık ama kpss illeti yüzünden bilgileri kanıksamış olacağız ki eskisinden de daha iyi bir sonuç geldi. Bu sefer 3500.civarı bir şey olmuşum sözelde.
Gelin görün ki sözel ortamı perişan, doğru düzgün okunacak bölüm az. Yani hayatım kurtuldu diyemiyorsun Ea veya Sayısalda olduğu gibi. Bu şartlar altında da çok ciddi kararsız kalarak büyük bir kaosun içinde buldum kendimi. Bu yüzden siz değerli arkadaşlara ne okumam gerektiği konusunda danışacağım:
1-Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı
Devam zorunluluğu var mı bilmiyorum. Adliyede memur olduğum için her derse gidemem. Bitince ne olacak bilmiyorum. Edebiyatı çok seviyorum. Sonunda yazın dünyasında bir editör vs, olabilsem veya akademide devam edebilsem; o da olmadı bir edebiyat, tarih dergisinde çalışabilsem yine olumlu. Ama meb öğretmenliği açısından etkisiz eleman. Boğaziçi etiketi özel sektörde başarı getirebilir. Ama bittiğinde Yaş 36 olacak.
2-Boğaziçi Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği
Memuriyet açısından geleceği olan bir bölüm. Fakat ben geleceği olan bir kişi değilim. Çocuklarla pek anlaşabildiğim söylenemez. Ama şefkatliyimdir. Bu bölümü öğretmenlik yapmak için değil, bitirince bir sermayedar ortak bulup beraber bir kreş, anaokulu açabilir miyim diye düşünüyorum. Veya yine akademi olabilir. Ama yine adliye, yine devam zorunluğu büyük mesele.
3-İkinci öğretim İlahiyat, İstanbul veya Marmara Üniversitesi
Aslında ilahiyatın zirvesi olan Marmara ingilizce'de tutuyor ama bu bölümde amacım bu değil. Tek amacım Lise öğretmeni olmak. Ataması iyidir. Tayyip devam dediği müddetçe de iyi olacaktır. Ek olarak, deizme yakın olsam da teoloji kültürünü severim. İlginç ve ilgi çekicidir benim için.
4-Kazakistan Ahmet Yesevi İngiliz Dili Edebiyatı
Burada da amaç atanmak. Ama aynı zamanda ingilizceyi geliştirip daha donanımlı olmak var. Ve burada merak ettiğim olay şu; bu okul için Kazakistan'a gitmek mi gerekiyor, yoksa uzaktan eğitim mi oluyor. Uzaktan eğitimse eğer direk Ahmet Yesevi diyorum.
Biraz uzun oldu ama tavsiyeleriniz benim için değerli. Umarım güzel bir fikir verir takip edenler için...
Velhasılı çalışmadık ama kpss illeti yüzünden bilgileri kanıksamış olacağız ki eskisinden de daha iyi bir sonuç geldi. Bu sefer 3500.civarı bir şey olmuşum sözelde.
Gelin görün ki sözel ortamı perişan, doğru düzgün okunacak bölüm az. Yani hayatım kurtuldu diyemiyorsun Ea veya Sayısalda olduğu gibi. Bu şartlar altında da çok ciddi kararsız kalarak büyük bir kaosun içinde buldum kendimi. Bu yüzden siz değerli arkadaşlara ne okumam gerektiği konusunda danışacağım:
1-Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı
Devam zorunluluğu var mı bilmiyorum. Adliyede memur olduğum için her derse gidemem. Bitince ne olacak bilmiyorum. Edebiyatı çok seviyorum. Sonunda yazın dünyasında bir editör vs, olabilsem veya akademide devam edebilsem; o da olmadı bir edebiyat, tarih dergisinde çalışabilsem yine olumlu. Ama meb öğretmenliği açısından etkisiz eleman. Boğaziçi etiketi özel sektörde başarı getirebilir. Ama bittiğinde Yaş 36 olacak.
2-Boğaziçi Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği
Memuriyet açısından geleceği olan bir bölüm. Fakat ben geleceği olan bir kişi değilim. Çocuklarla pek anlaşabildiğim söylenemez. Ama şefkatliyimdir. Bu bölümü öğretmenlik yapmak için değil, bitirince bir sermayedar ortak bulup beraber bir kreş, anaokulu açabilir miyim diye düşünüyorum. Veya yine akademi olabilir. Ama yine adliye, yine devam zorunluğu büyük mesele.
3-İkinci öğretim İlahiyat, İstanbul veya Marmara Üniversitesi
Aslında ilahiyatın zirvesi olan Marmara ingilizce'de tutuyor ama bu bölümde amacım bu değil. Tek amacım Lise öğretmeni olmak. Ataması iyidir. Tayyip devam dediği müddetçe de iyi olacaktır. Ek olarak, deizme yakın olsam da teoloji kültürünü severim. İlginç ve ilgi çekicidir benim için.
4-Kazakistan Ahmet Yesevi İngiliz Dili Edebiyatı
Burada da amaç atanmak. Ama aynı zamanda ingilizceyi geliştirip daha donanımlı olmak var. Ve burada merak ettiğim olay şu; bu okul için Kazakistan'a gitmek mi gerekiyor, yoksa uzaktan eğitim mi oluyor. Uzaktan eğitimse eğer direk Ahmet Yesevi diyorum.
Biraz uzun oldu ama tavsiyeleriniz benim için değerli. Umarım güzel bir fikir verir takip edenler için...
Arkadaşlar bu şekilde bir kuş. Kursağı çok fena şişmiş. Sanırım güvercin. Ne yapabiliriz? Bir veterinere götürdüm, herif kestirip attı. Viral olabilir dedi, muhtemelen ölür yapacak bir şey yok dedi. Youtube'a baktım, veteriner bir ilaçla kursağına kulak çöpü falan sokup şişkinliğin içindeki iltihabı falan temizliyordu ama ben beceremem bunu. Orman ve su işlerini aradım gelip alacaklarını söylediler ama saat 23:00 oldu gelen yok. Kuşa bir şey olacak diye çok korkuyorum. Bu işi hep beraber çözebiliriz. Hatta gönüllü veteriner bir arkadaş varsa kendisine kuşu ulaştırabiliriz.
Saygılar.
eksiup.com
eksiup.com
Saygılar.
eksiup.com
eksiup.com
Arkadaşlar bir tanıdığımız kitap yazdı fakat tanıtım konusunda güçlük çekiyoruz. Kitap, Türkiye'de bir ilk olduğu için haber değeri taşıyor. Üstelik yazarının da çok enteresan bir kardelen hikayesi var.
Kitap, istiridye mantarı yetiştiriciliği üzerine. Şimdiden teşekkürler.
Kitap, istiridye mantarı yetiştiriciliği üzerine. Şimdiden teşekkürler.
Arkadaşlar yıllar önce babamı dolandırmışlar. Bir müteahhit babamı ev vaadiyle kandırıp parasını almış. Karşılığında boş bir senet imzalamış. Sonra da ortadan kaybolmuş. Ev mev yalan olmuş haliyle.
Ben evde bu senedi buldum. 1994 yılının senedi ve boş. İmzalayan şerefsizi haliyle o yıllar TC'si falan olmadığı için bulmak biraz zaman aldı. Ama biraz da çalıştığım kurumun imkanlarını kullanarak kaldığı eve kadar buldum elemanı.
Bu senetle başımı belaya sokmadan ne yapabilirim?
Saygılarımla...
Ben evde bu senedi buldum. 1994 yılının senedi ve boş. İmzalayan şerefsizi haliyle o yıllar TC'si falan olmadığı için bulmak biraz zaman aldı. Ama biraz da çalıştığım kurumun imkanlarını kullanarak kaldığı eve kadar buldum elemanı.
Bu senetle başımı belaya sokmadan ne yapabilirim?
Saygılarımla...
Arkadaşlar toplam 6 dairelik bir apartmanda yaşıyorum. Bu dairelerden biri boş, diğer 5'i dolu. Ben giriş kattayım.
Ayda 50 TL aidat toplanıyor. Kara düzen. Resmi bir yönetim yok ama Fatma teyze var. Fatma teyze gayr-ı resmi yöneticimiz ve binanın eski toprak sahibi. Şimdi de 3 akrabasıyla beraber birer daire sahibi.
Bu yüzden ben de 10 aydır bu binada ev sahibi olmama rağmen biraz da aramız bozulmasın diye apartmanla alakalı konulara pek karışmış değilim. Ne derlerse "he" diyordum.
Şimdi bu vatandaşlar daire başı 50 tl ücret topluyorlar ayda. Bu paranın da önemli bir kısmı asansöre gidiyor. Yok bakımı, yok elektriği derken ıvır zıvır işte. Binada kapıcı vs, yok. Sadece yer silme için 50 Tl ödemiş gibi oluyorum anlayacağınız.
Bu noktada asansörü kullanmadığım için ödemem gibi bir durumu her ne kadar dile getirsem de kanuni olarak apartmanda her şeye ortak olduğumu bildiğim için sorun yapmadım, ödedim. Canımı sıkan tek şey, müteahhit henüz bodrum katı satamadığı için ondan para istenmemesi oldu. Benim mantığıma göre onun da bir dairesi olduğuna göre o da ödemeli.
Fakat geçen asansör bozuldu için 50 TL aidat dışında bir 50 Tl daha istendi. Canım acıya acıya verdim. Neyse dedim, ama bir hafta daha geçmeden bu sefer de asansörün senelik belediye bilmemne ruhsatı için 60 TL istenince yeter dedim ve bu konularla alakalı kanuni vaziyetleri araştırdım.
Ve gördüm ki apartmanda kimsenin ben asansör kullanmıyorum diye asansör masrafına katılmamak gibi bir hakkı yokmuş. Herkes ödemek zorundaymış, ama çok önemli bir farkla. Herkes "KENDİ ARSA PAYI ORANINCA" katılmakla yükümlüymüş bu ücretlere. Ve benim arsa payım 6 kişilik apartmanda 10/1. üstümdeki 4 dairenin 10/2. Bodrum kat ve satılmayan dairenin de 10/1. Zaten evim de daha küçük bir ev.
Bu bağlamda benim bundan sonra aidatın ve asansör masraflarının, hatta ileride binada yapılacak herhangi bir tadilatın yarısını ödemem gerekmiyor mu? Kat mülkiyeti kanunun 20.maddesinde açık açık yazıyor bu. Ama bu insanlar kanundan hukuktan anlayan insanlar değiller pek. Daha çok eski usül ve baskın yöntemlerle yaşamaya alışmışlar.
Eğer bu hakkımsa bunu nasıl izah etmeli, komşuluk ilişkilerime zarar vermeden nasıl izah etmeli? Asansör işi abartılmasaydı ver 50 TL'yi kimseyle kötü olma diyordum ama artık dayanacak gücüm kalmadı. Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Ayda 50 TL aidat toplanıyor. Kara düzen. Resmi bir yönetim yok ama Fatma teyze var. Fatma teyze gayr-ı resmi yöneticimiz ve binanın eski toprak sahibi. Şimdi de 3 akrabasıyla beraber birer daire sahibi.
Bu yüzden ben de 10 aydır bu binada ev sahibi olmama rağmen biraz da aramız bozulmasın diye apartmanla alakalı konulara pek karışmış değilim. Ne derlerse "he" diyordum.
Şimdi bu vatandaşlar daire başı 50 tl ücret topluyorlar ayda. Bu paranın da önemli bir kısmı asansöre gidiyor. Yok bakımı, yok elektriği derken ıvır zıvır işte. Binada kapıcı vs, yok. Sadece yer silme için 50 Tl ödemiş gibi oluyorum anlayacağınız.
Bu noktada asansörü kullanmadığım için ödemem gibi bir durumu her ne kadar dile getirsem de kanuni olarak apartmanda her şeye ortak olduğumu bildiğim için sorun yapmadım, ödedim. Canımı sıkan tek şey, müteahhit henüz bodrum katı satamadığı için ondan para istenmemesi oldu. Benim mantığıma göre onun da bir dairesi olduğuna göre o da ödemeli.
Fakat geçen asansör bozuldu için 50 TL aidat dışında bir 50 Tl daha istendi. Canım acıya acıya verdim. Neyse dedim, ama bir hafta daha geçmeden bu sefer de asansörün senelik belediye bilmemne ruhsatı için 60 TL istenince yeter dedim ve bu konularla alakalı kanuni vaziyetleri araştırdım.
Ve gördüm ki apartmanda kimsenin ben asansör kullanmıyorum diye asansör masrafına katılmamak gibi bir hakkı yokmuş. Herkes ödemek zorundaymış, ama çok önemli bir farkla. Herkes "KENDİ ARSA PAYI ORANINCA" katılmakla yükümlüymüş bu ücretlere. Ve benim arsa payım 6 kişilik apartmanda 10/1. üstümdeki 4 dairenin 10/2. Bodrum kat ve satılmayan dairenin de 10/1. Zaten evim de daha küçük bir ev.
Bu bağlamda benim bundan sonra aidatın ve asansör masraflarının, hatta ileride binada yapılacak herhangi bir tadilatın yarısını ödemem gerekmiyor mu? Kat mülkiyeti kanunun 20.maddesinde açık açık yazıyor bu. Ama bu insanlar kanundan hukuktan anlayan insanlar değiller pek. Daha çok eski usül ve baskın yöntemlerle yaşamaya alışmışlar.
Eğer bu hakkımsa bunu nasıl izah etmeli, komşuluk ilişkilerime zarar vermeden nasıl izah etmeli? Asansör işi abartılmasaydı ver 50 TL'yi kimseyle kötü olma diyordum ama artık dayanacak gücüm kalmadı. Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Arkadaşlar kovboy konseptli bir klip vardı. Alternatif rock yapan bir türk rock grubunun parçasıydı. Hafiften pyschedelic tınılar da vardı şarkıda.
Aynı grubun gemi kaptanı motifli klibi de vardı.
Neydi adı bu grubun? Ve bu şarkının?
Aynı grubun gemi kaptanı motifli klibi de vardı.
Neydi adı bu grubun? Ve bu şarkının?
Arkadaşlar bir inşaat şirketinde makine mühendisi olarak çalışıyorum. Ekskavatör, loader, kamyon gibi iş makinelerinin ve araçların çalışma sistemlerini, parçalarını ve oluşabilecek arızalar hakkında detaylı bilgilere erişebileceğim bir kaynak var mıdır? (İster bir kitap olsun ister bir web sitesi. Tercihen Türkçe, olmadı İngilizce de kabulumdur.)
Arkadaşlar vallahi ben değilim, bir arkadaşım var ciddi bir paranoya yaptı. Değilsin diyorum ama inanmıyor. Bu sonuçlara göre hiv negatif bence ama, eleman 0,1 rakamından kıllanmış. Yorumlayabilirseniz sevinirim.
Arkadaşlar formaliteden yaptığım bir yüksek lisansım var. Alakasız bir şehirde, alakasız bir yerde; bu benim 2.yüksek lisansım. Tam tecil konusunda master seviyesine ulaştım derken bugün kritik bir hata yaptım.
11 Şubat'a kadar ders kaydı yapılabilir demişlerdi Sms ile. Rahat rahat takılıyordum, dur 2 dk halledeyim dedim. Siteye girdim ve harç ödemem gerektiğini gösteren bir uyarı aldım. Aynı anda aöf öğrencisi olduğum için ödeyecekmişim.
Tamam dedim ödeyelim. Nereye nasıl ödenecek diye bakarken gördüm ki ücret yatırmanın son günü 9 şubatmış.
Yani benim ders kaydı gitti. Bahar dönemi boş geçecek.
Bu durumda tecilim iptal olur mu? Tecile bir zararı olur mu?
Saygılarımla...
11 Şubat'a kadar ders kaydı yapılabilir demişlerdi Sms ile. Rahat rahat takılıyordum, dur 2 dk halledeyim dedim. Siteye girdim ve harç ödemem gerektiğini gösteren bir uyarı aldım. Aynı anda aöf öğrencisi olduğum için ödeyecekmişim.
Tamam dedim ödeyelim. Nereye nasıl ödenecek diye bakarken gördüm ki ücret yatırmanın son günü 9 şubatmış.
Yani benim ders kaydı gitti. Bahar dönemi boş geçecek.
Bu durumda tecilim iptal olur mu? Tecile bir zararı olur mu?
Saygılarımla...
Arkadaşlar ekseriyetle Mohsen Namjoo, Shahram Nazeri, Kardeş Türküler gibi etnik modern folk müziği, Cem Karaca, Barış Manço tarzı 70'li yıllar Türk müziği, yerine göre Neşet Ertaş, Mahzuni Şerif vs.. dinliyorum..
Bunları Youtube veya Spotify üzerinden dinlediğim gibi zamanla bir pikapta almak istiyorum.
Şimdi benim istediğim bu müziği, temiz berrak bir biçimde daha hisli, daha saran bir duyguyla dinleyebilmek. Yüksek seslere fazla ihtiyacım yok, tabii bir noktaya kadar çıksa güzel olur. Bütçe olarak 700-800 Tl'ye kadar nasıl bir şey yapabilirim?
(Pikap ayrı, o daha sonla ayarlanacak halihazırda idare edecek bir dahili amfili pikabım var zaten)
Bunları Youtube veya Spotify üzerinden dinlediğim gibi zamanla bir pikapta almak istiyorum.
Şimdi benim istediğim bu müziği, temiz berrak bir biçimde daha hisli, daha saran bir duyguyla dinleyebilmek. Yüksek seslere fazla ihtiyacım yok, tabii bir noktaya kadar çıksa güzel olur. Bütçe olarak 700-800 Tl'ye kadar nasıl bir şey yapabilirim?
(Pikap ayrı, o daha sonla ayarlanacak halihazırda idare edecek bir dahili amfili pikabım var zaten)
Arkadaşlar eşim bir proje hazırladı. Bitmek üzere. Türkiye'de alanında ilkler arasında olacak bir eser. Kültür mantarı yetiştirmeyle alakalı kullanıcıya dönük pratik bir el kitabı ve bilimsel yönleriyle mevzuyu araştıran bir kitap olacak. Bu alanda da bildiğimiz kadarıyla pek bir çalışma yok.
Amma velakin biz kitap nasıl bastırılır bilmiyoruz. Parasıyla bastıran yerler varmış, ama kitap renkli olunca çok pahalı çıkıyor. Tek renk olursa da kitap için iyi olmuyor çünkü içinde dünya kadar fotoğraf var.
Sonra isbn ve bandrol işleri vs, varmış. Yayınevleri onu da hallediyormuş ama kendimiz bastırtırsak kendimiz yapmak zorundaymışız.
Bir de kitap çok iyiyse kendileri basıp bize telif ödeyenler var ki bu sanırım en en zoru, ki olur gözüyle pek bakmıyoruz.
Biz istiyoruz ki kitabımızın bir kısmı online kitapçılarda satılsın, bir kısmını da bizzat biz satalım. Ama kitabı daha ucuza bastırabilmemiz lazım.
Tavsiyeleriniz veya önereceğiniz yerler var mı? Saygılar...
Amma velakin biz kitap nasıl bastırılır bilmiyoruz. Parasıyla bastıran yerler varmış, ama kitap renkli olunca çok pahalı çıkıyor. Tek renk olursa da kitap için iyi olmuyor çünkü içinde dünya kadar fotoğraf var.
Sonra isbn ve bandrol işleri vs, varmış. Yayınevleri onu da hallediyormuş ama kendimiz bastırtırsak kendimiz yapmak zorundaymışız.
Bir de kitap çok iyiyse kendileri basıp bize telif ödeyenler var ki bu sanırım en en zoru, ki olur gözüyle pek bakmıyoruz.
Biz istiyoruz ki kitabımızın bir kısmı online kitapçılarda satılsın, bir kısmını da bizzat biz satalım. Ama kitabı daha ucuza bastırabilmemiz lazım.
Tavsiyeleriniz veya önereceğiniz yerler var mı? Saygılar...
Aşağıdaki linktede görebileceğiniz ve bütün videolarında kullandığı bıçağı nerden temin edebilirim? markasını bilen var mı?
www.instagram.com
www.instagram.com
Arkadaşlar tam şurada fotoğraf çekip flaş patlatıyorlar gibi geldi. Ses duyuluyor, flaş gibi bir şey parıldıyor. Yoksa o alakasız başka bir efekt mi? Bana fotoğraf çekmişler ve montajda çıkarmayı unutmuşlar gibi geldi:
youtu.be
tam 38 ve 40. saniyelerde iki kere flaş patlıyor ve fotoğraf çekiliyor sanki.
yanılıyor muyum?
youtu.be
tam 38 ve 40. saniyelerde iki kere flaş patlıyor ve fotoğraf çekiliyor sanki.
yanılıyor muyum?
Arkadaşlar kaynak transfermarkt.
Oyuncu Chengdong Zeng. Aktif değeri 475k euro görünüyor. Fakat son transferi 20,44 milyon euro:
www.transfermarkt.com.tr
Oyuncu Chengdong Zeng. Aktif değeri 475k euro görünüyor. Fakat son transferi 20,44 milyon euro:
www.transfermarkt.com.tr
Arkadaşlar Xiaomi 700'e , GM 5 640'a geliyor.
Xiaomi ithalatçı, GM5 Telpa garantili.
Xiaomi'de Miui, Gm 5'te Android one var.
Ram, kamera, ekran aynı.
İşlemci, ekran kartı ve pilde Xiaomi dövüyor.
İkisi de 16 gb, fakat Gm artırılabilirken Xiaomi sd desteklemiyor.
Alacak kişi oyun oynamayacak fazla. Biz Gm'ye yakınız. Siz ne dersiniz?
Xiaomi ithalatçı, GM5 Telpa garantili.
Xiaomi'de Miui, Gm 5'te Android one var.
Ram, kamera, ekran aynı.
İşlemci, ekran kartı ve pilde Xiaomi dövüyor.
İkisi de 16 gb, fakat Gm artırılabilirken Xiaomi sd desteklemiyor.
Alacak kişi oyun oynamayacak fazla. Biz Gm'ye yakınız. Siz ne dersiniz?
Arkadaşlar kargoyla falan değil bizzat gidip dükkandan almayı düşünüyorum. Hatta 2 senedir g3 kullanan arkadaşımla gitmeyi düşünüyorum.
Ama malum sahte piyasası çok güçlendi. Bizi g3 süslü dandik bir telefonla göndermesinler? Veya kırpılmış bir g3 ile?
Ya da aldıktan sonra bir problem olabilir mi? 2 yıl garantili diyor ama? Muhtemelen distrübitör değil ithalatçı garantilidir:
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Ama malum sahte piyasası çok güçlendi. Bizi g3 süslü dandik bir telefonla göndermesinler? Veya kırpılmış bir g3 ile?
Ya da aldıktan sonra bir problem olabilir mi? 2 yıl garantili diyor ama? Muhtemelen distrübitör değil ithalatçı garantilidir:
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Arkadaşlar bazı üniversiteler Araştırma görevlisi alırken sadece lisans mezuniyeti+ales+yds istiyor.
Bu durumda Araştırma Görevlisi olarak sınavı kazanıp üniversiteye girsek, kariyerimiz nasıl ilerliyor? Daha lisans mezunuyken a.g olduk. E nasıl yüksek bitirip, doktora yapacağız?
Yapmazsak ömür boyu sadece araştırma görevlisi olarak mı kalıyoruz?
Bu durumda Araştırma Görevlisi olarak sınavı kazanıp üniversiteye girsek, kariyerimiz nasıl ilerliyor? Daha lisans mezunuyken a.g olduk. E nasıl yüksek bitirip, doktora yapacağız?
Yapmazsak ömür boyu sadece araştırma görevlisi olarak mı kalıyoruz?
Arkadaşlar Fifa 99'da Beşiktaş'ta rövaşota adında oyuncu vardı, bunun sebebi neydi? En çok aklıma takılan budur.
Fifa 2001'de sadece Türkiye milli takımının sırtında Haç işareti vardı. Bunun sebebi neydi?
Euro 2000'de türk milli takımının yarısı zenciydi. Bu Ea Sports bunu gerçekten yanlışlıkla mı yapıyordu? O yıllarda Winning Eleven serisinde Türk milli takımında hiç zenci yoktu mesela... Japonlar biliyor da Amerikanlar mı bilmiyor? Yunan Bulgar Romen milli takımlarında zenci yoktu mesela... Ama Türkiye'nin yarısı zenciydi.
Hasan Şaş'ın Fifa 99'da zenci oluşuna hiç girmiyorum, o hata olabilir :)
Fifa 2001'de sadece Türkiye milli takımının sırtında Haç işareti vardı. Bunun sebebi neydi?
Euro 2000'de türk milli takımının yarısı zenciydi. Bu Ea Sports bunu gerçekten yanlışlıkla mı yapıyordu? O yıllarda Winning Eleven serisinde Türk milli takımında hiç zenci yoktu mesela... Japonlar biliyor da Amerikanlar mı bilmiyor? Yunan Bulgar Romen milli takımlarında zenci yoktu mesela... Ama Türkiye'nin yarısı zenciydi.
Hasan Şaş'ın Fifa 99'da zenci oluşuna hiç girmiyorum, o hata olabilir :)
Ne zaman başlar arkadaşlar? Özellikle İstanbul, Marmara, Mimar Sinan ve Boğaziçi bazında soruyorum...
Saygılarımla...
Saygılarımla...