"biraz biliyorum" diyebilirsin
8-9 senedir çalışma hayatındayım, İngilizceyi aktif olarak iş hayatında kullanıyorum. C2 kuru bitirdim ama bence kesinlikle B2'yim. Yurtdışı şirket yönetimi ya da yabancı müşterilerle konuşmak konusunda sıkıntım yok. Özgeçmişimde; Language: Turkish(Native), English şeklinde yazıyor. Seviyem yazmıyor. Sordukları zaman; İngilizcem kötü değildir diyorum.
Bunun en büyük sebebi; aslında A1-A2 seviyesinde bile olmayıp orta seviye İngilizce biliyorum diyenler. Çok göreceli bu sebeple. Bence bu tarz durumlarda doğru bir kıyas yapılması için siz de benzer bir yol izleyebilirsiniz.
Biraz biliyorum falan de. Cunku su an gayet iyi biliyorum diyenler 50 kelimeden fazlasini koyamiyorlar cumlelerine
Kız arkadaşım ielts ten 75 puan aldı, yani c1 düzeyinde. Gramer hatalarını b1 seviyemle ben bile görüyorum. Akıcı ingilizce de konuşuyor ama ingilizce filmi ne kadar anlıyorsun dediğim zaman %70 diyor. Yani sizin dediğiniz seviye için advance olmalı bi insan. Eğer bunu gerektirecek bir iş değilse, basit testlerden yararlanıp “b1 seviyesindeyim” denilebilir. Ya da a2 isen onu de
-ihale metraj ve keşiflerini hazırlamak
-taahhüt
Ameliyat sonrası hastanede kalma süresi bir hafta mı olmuş, yoksa eskiye göre bir hafta kısalmış mı?
"to" dediği için süre 1 haftaya düşmüş. "to" olmasaydı 1 hafta kısalmış anlamına gelirdi.
ispettore +1
Online ya da istanbul(Beşiktaş- Kadıköy) da önerebileceğiniz bir özel İngilizce ders hocası var mı?
Teşekkürler
Merhaba, online olarak İngilizce özel ders veriyorum. Eğer ilgilenirseniz iletişime geçebiliriz :)
mesela firmanın ankaradaki kurumundan istanbuldaki kurumuna tayin isteme nasıl yazılır?
cümle içinde inter-company relocation geçecek ama corporate dile hakim değilim.
Transfer diye geçiyor çoğu zaman ama kurumsallık seviyesine göre değişir, bu gündelik dilde şube değiştirirken kullanılan kısmı.
İsveç Enstitüsü'nün resmi öğrenme sayfası.
learningswedish.se
Bunu duolingo ya da Rosetta Stone ile destekleyebilirsiniz. Kelime dağarcığı biraz biraz oluşmaya başlayınca da dizi-film-podcast/radyo takip edersiniz.
Edit:
Sveriges Radio sverigesradio.se
Turkiyede yaşayan isveçli bir kadın online ders veriyordu.
İstersen telini bulabilirim.
Hangi dili öğrenecek olursanız olun telaffuzunuzu doğru oturtmak için bir öneri yapmış olayım ben de, eğer mümkünse mutlaka, örneğin, ana dili İsveççe olan birinin bildiğiniz diğer dilleri kendi aksanında nasıl konuştuğunu dinleyin. Örneğin bir İsveçlinin Türkçe konuşmasını bir yerlerden bulup dinleyin, bu zorsa ve İngilizce biliyorsanız İngilizcesi iyi olmayan bir İsveçlinin İngilizcesini dinleyin.
Emin olun faydasını göreceksiniz.
Lisedeki hocamiz Ingilizce - Turkce sozluk kullanmamiza izin vermiyordu, sadece Ingilizce - Ingilizce sozluk kullanma sarti vardi. Bunun buyuk faydasi oldugunu dusunuyorum. Onun disinda tabi ki bol bol okuma ve dinleme pratigi yapinca zamanla beyin artik ingilizceyi ingilizce olarak anlamaya basliyor, turkceye cevirmeye ihtiyac duymuyor.
birinci sınıfta bize ilk essay ödevleri verdiklerinde ben de önce türkçe yazıp veya önce türkçe düşünüp öyle yazıyordum. sonra bıraktım. sadece ing düşünüp ing yazdım. bir süre sürekli bu şekilde essay yazınca ing yazım tarzım ve türkçe yazım tarzım da ayrıştı. yani pratik, pratik, pratik...
bence öncelikle bol bol ingilizce cümle analizi çalışın. aslında ingilizcede cümle kurmak hatta uzun uzun cümlelerle derdinizi anlatmak çok kolay. bunun için transitions-conjunctions vb yapıları, isim-sıfat-fiil cümlelerini ve bunları birbirine eklemeyi öğrenmelisiniz. ayrıca bir cümleyi farklı yapılarda nasıl kurabileceğiniz üzerine de alıştırmalar yapın. özellikle passive voice denilen edilgen çatıları vs çok iyi çalışın.
türkçeden ingilizceye çevirmemek için kendinizi zorlamayın nasılsa zamanla cümleleri otomatik olarak yazmaya başlayacaksınız. türkçe yazıp sonra ingilizceye çevirmek sadece çok vakit alır ama olsun cümle kurmayı öğrenmek aslında tamamen size kalmış bir şey.
ben aşağıda ekli kursu aldığımda onlarca yıldır kurslarda öğrenemediğim çoğu şeyi öğrendim. çok faydalı bence tavsiye ederim.
www.coursera.org
cok sikici bir cevap olacak ama ingilizce kitap okuyun.
herkesin yatkinligi farkli, bazisina ingilizce hazirlikta gordugu ingilizce bu tip seyleri asmasi icin yeterli gelebilirken bazilarinin daha cok ugrasmasi gerekiyor. bolca okuyup yazmaniz lazim. kitap okumaya ek olarak forumlar reddit falan da okuyup yazmaniza yardimci olabilir. Su an sadece sinavdan sinava ingilizce okuyup yazmaniz gerekiyorsa istedigini asamayi kaydetmeniz zor olabilir.
Aşağıdaki cümleyi almancaya çevirmenizi rica ederim.
Ahmet Nakliye
Avrupa'dan Türkiye'ye tüm nakliye işleriniz itinayla, güvenilir ve sigortalı olarak yapılır.
Alle Ihre Transportbedürfnisse von Europa in die Türkei werden mit Sorgfalt, Zuverlässigkeit und Versicherung erledigt.
@nahtoderfahrung:
Merhabalar. Öncelikle teşekkürler. Bir mesaj atmıştım ama görmediniz sanırım. İlanda küçük bir değişiklik gerekiyor. Aşağıdaki halini de çevirebilir misiniz size zahmet?
"Tüm ev eşyalarınız Avrupa'dan Türkiye'ye itinayla, güvenilir ve sigortalı olarak taşınır."
youtube videolari, kitap, duolingo falan hepsine ayni anda baliklama atlaman lazim derhal. hemen bugun indir duolingo'yu. turkiye'de cok ucuz fiyata suriyeli hoca da bulursun belli bir sure sonra. "en verimli yontem ne" arayisina girersen 1 sene sonra hala baslamamis olma ihtimalin %99.
youtube +1 bir de şehrinizde vakıflar falan varsa ücretsiz kursları oluyor. üniversitedeyken bi arkadaşım gitmişti.
öğrenmesi aşırı zevksiz bir dil. deli gibi kurallar bütün kurallara bir o kadar istisnalar. genel cümle yapısını öğrenseniz hatta günlük konuşma dili öğrenmeniz falan daha zevkli olur edebiyat no!!!!!
bir ara ben de sırf meraktan en azından harfleri öğreneyim diye şu videodan başlamıştım.
www.youtube.com
hocanın "bakın, ağzıma bakın" falan gibi garip bir enerjisi var, o da hoşuma gitmişti ne yalan söyliyim ehue.
Suriyeli den Arapça öğrenilmez, speaking amaçlı ise Ürdün vs tavsiye ediyorlar özel hoca
tavsiyeler için teşekkürler ama tam anlatamadım sanırım meramımı. duyuru başlığında yazdığım gibi giriş seviyesine kadar kendi kendime öğrenmek istiyorum, bu yüzden de youtube dan yada başka bir platformdan kanal tavsiyesi arıyorum.
bu iki dil karsilikli anlasamaz, ama genelde yakinliklarindan dolayi biraz meraklisi oteki dili kolayca ogrenebilir.
"buyuk olcude"yi nasil tanimliyorsunuz bilmiyorum ama aksan, kullanilan ifadeler falan farkli. birisinin portekizli oldugunu brezilyali birinin anlamasi 1 dakikadan kisa surer, vice versa da gecerli.
iki ulke iliskisini bilmiyorum.
guney amerika ulkeleriyle anlasmak ozellikle zor olur cunku orada varyasyon cok fazla. ben ispanyada ispanyolca ogrendim arjantinlilerle konusurken zorlaniyorum mesela. kolombiyalilarin cok ozgun bir aksani var, meksikaliarinkisi rahat anlasiliyor.
1. çat pat
2. evet
3. hayır
4. hayır
5. hayır
Azicik akli calisan, comar olmayan Portekizliler Ispanyolcayi anliyor. Karsilikli iletisimde konusma kisminda sorun yasayabilirler belki.
Ortalama bir Portekizli icin Brezilya aksani degisik/komik kabul ediliyor. Grammer buyuk olcude ayni, telafuz farkliliklari var/
Baskin/cekinik bir iliski yok iki ulke arasinda. Ikisi de bagimsiz, birbirlerinin siyasetine karismiyorlar.
Degil
Cevabi ilk soru ile ayni.
"I am someone who does a thorough job"
Garip şekilde internette yanıtını bulamadım, clickbait siteler var hep.
isi duzgun detaylara dikkat ederek, sonuna erdirene kadar yaparim demek.
thorough yu illa turkceye cevirsem tepeden tirnaga gibi bir ifade kullanirdim. thorough job bir isin her detayina ozen gostererek tamamladiginiz zaman kullanilabilecek bir ifade.
Yok yanmaz. Hafta içinde kullanmanız yeterli.
cermen dili çünkü.
ingiltere ile isveç ile kontak tarihi olarak ve kültürel olarak var. direk sınır olmasa da.
ayrıca almanca ile de çok kelime benziyor. isveççe ingilizce ve almancanın karışımı gibi bir şey.
2500 yıl önce muhtemelen aynı dildi bu ikisi
Bir de bunlara ek olarak İsveç'te Amerika'ya karşı bir pozitif yaklaşım var kültürel olarak. Bu da araya İngilizce kelime tıkıştırmalarına sebep oluyor.
Mesela "Fan" ve "Helvete" şeytan ve cehennem demek ve tahmin edeceğiniz gibi kötü durumlarda kullanılıyor. Ama insanlar mesela "fuck" diyorlar. Fuck İsveççe'de yok, ama kullanılıyor.
linkteki videoda (link tam yerinden başlıyor, başlamazsa video zamanı 27:42) easy dedikten sonra, alright lets take it over diyene kadar, arada ne diyor?
even for natarsha i know it's easy diyip christine'e dönüp she has bişey bişey diyor. arada bi spinal lafı geçiyor ama tamamını anlayamıyorum.
allaaam çıldıriciim ne olmuş tarsh'a???
Ben de üniversitede akıcı Türkçe konuşan siyahi öğrenciler görmüştüm. Meğer liseyi Türkiye'de okumuşlar. Ondan öyle konuşabiliyorlarmış. Bir şekilde Türkiye'de eğitim görmüşse telaffuzu iyi olabilir ama üç ayda native düzeyine gelmek imkânsız bana göre. Türkçe 3, 5 kelimeden oluşan bir dil değil.
Oyle bir sey olsaydi o kiz ders kitaplarimiza girerdi. Bir dilbilim profesoru ile gorusturun, deneylere girip para kazanabilir. Dunyada boyle 3 - 5 ornek var.
Bu arada daha yuksek olasilik kisinin B1 olmamasi. Onune gelene C1 sertifikalari, C2 sertifikalari veriyorlar zaten. Ayni seviye Ingilizce konusuyor diyelim ve Kanada'da bir okuluna gitti, A2 derlerdi ona yuksek olasilikla. 3 ayda A2 olmak normal.
kiz cezayirliyse dogustan iki dilli oldugu icin yeni dile yatkinligi olabilir diyecegim yine de sure cook kisa. demek ki oturup ezberlemis ama aksan icin arap olup da turk sandigim olmustu ama suriyelilerdi
Polyglot bir insansa normalden hızlı öğrenmesi vs normal.
Ab'de çalışan 34 dili akici konusan adam var.
@howfar
Konuşmasında ve yazısında hiçbir ek hatası yoktu. Gerçekten b1 olabilir. Benim takıldığım native’e yakın bir aksanı söylediği sürede yapması. Süre için hala yalan söylüyor diye düşünüyorum bilmiyorum. Kız “derken?” Şeklinde nitelemeler kullandı. Türk de benimle dalga mı geçiyor dedim başta. Ama ufak aksan bozukluğu ele veriyor tabi
cezayirliyse fransizca da biliyordur. o yuzden 5 bin kelimenin telaffuzu otomatik olarak geliyor zaten. arapcadan dolayi da bir 6 bin kadar gelse kelime dagarcigi ister istemez artiyor. muzik kulagi da iyiyse konusulan dilin ahengini taklit ederek aksanlarini kisa surede native seviyesine cekebilirler diye dusunuyorum.
boyle bir arastirma var mi bilmiyorum ama guzel sarki soyleyenlerin yeni ogrendikleri dilleri aksansiz konusmasi daha olasi gibime geliyor.
turk dizilerini takip eden iki berberi kizla tanismistim, onlarin da telaffuzu mukemmele yakindi mesela.
185 dolar
Facebook'da Çeviri Blog diye bir grup var. Orada kesin bulursunuz.
5. saniyeden itibaren "teknik olarak bu bizi üvey kardeş yapar değil mi?" minvalinde bir cümle kuruyor ya hani. orada step .... ne diyor? step sister veya step brother kullanamaz da cinsiyetsiz olarak kardeş gibisinden bir şey söylüyor ama bir türlü anlayamadım?
çok kafamı kurcalar böyle anlayamadığım kelimeler kusuruma bakmayın.
step sibling diyor. sibling kardeşin cinsiyetsiz hali.
işte premier lig bu! ilk kez duyuyorum bu kelimeyi gençler. beni aydınlattınız. çok çok teşekkürler !
By providing a complex image that has been generated through recurrent listening to what our informants have to say about themselves and their everyday life, we may be able to help them become recognised as individuals in their own right (Fraser 2000). Marlowe (2010: 188), also referring to Fraser, writes that ‘… when society views refugees more as ordinary people beyond the category of passive victim, there is a greater potential to see “them” as more like “us” and consequently as members of the community’.
Teşekkürler.
bazen böyle çeviri sorulduğunda, google translate'e koyup bakıyorum. ne kadar tutuyor diye, bunu fena çevirmedi. en sonda 1-2 kelimenin yerini değiştirdim o kadar. anlam doğru.
Bilgi verenlerimizin kendileri ve günlük yaşamları hakkında söylediklerini tekrar tekrar dinleme yoluyla oluşturulan karmaşık bir imaj sağlayarak, onların kendi başlarına birer birey olarak tanınmalarına yardımcı olabiliriz (Fraser 2000). Marlowe (2010: 188), yine Fraser'a atıfta bulunarak, '… toplum mültecileri pasif kurban kategorisinin ötesinde sıradan insanlar olarak gördüğünde, “onları” daha çok “biz” olarak, en sonunda toplumun üyeleri olarak görme potansiyeli daha yüksektir.
İspanyolca çalışırken kafam biraz karıştı bu konuda. Biri aralarındaki farkı açıklayabilir mi?
Şöyle bir duyuru açılmış geçmişte bu konuyla ilgili (www.eksiduyuru.com) ama duyuruya gelen cevapla benim çalıştığım uygulamadaki anlatım (ekran görüntüsü olarak ekledim) tamamen farklı birbirinden. Hangisi doğru?
öncelikle sonunda "a" harfi olanlar dişil için ("la" artikeli), "e" harfi olanlar eril için ("el" artikeli), "o" harfi olan ise cinsiyetsizler için ("el" artikeli). bu cepte.
sonra, üzerinde o aksan işareti olmayanlar, tek başına isim gibi kullanılabilen (zamir demek bu), ingilizce "this". ama ingilizceden farklı olarak ispanyolcada bu this değişiyor artikele göre. örnek:
this is a book. ==> este es un libro. (neden? çünkü "el" libro)
this is a fish. ==> esto es un pez. (neden? çünkü "el" pez)
this is a girl. ==> esta es una chica. (neden? çünkü "la" chica)
yukarıdaki "this" kelimeleri ismin yerine geçiyor, bunu unutmayalım, "bu kitap", "bu kız" (sıfat) gibi değil yani.
üzerinde o aksan işareti olanlar ise işte bu sıfat görevine sahip olanlar, tek başına isim gibi kullanılamayanlar. örnek:
this book is mine = éste libro es mio.
this fish is big. = éste pez es grande. (yani neymiş? cinsiyetsiz olan fish, "el pez" sadece zamirken "esto" oluyor. "bu balık" derken yine "éste pez" diyoruz.
this girl is my friend= ésta chica es mi amiga.
bu kadar anlattıktan sonra yazılı dilde çok gerekli olmayan bir fark olduğunu da söyleyeyim. yani o işareti kullanmadan da yazabilirsin, bir şey değişmez. sadece konuşurken sıfat olan "éste"de "es" hecesine vurgu yapacaksın o kadar.
uzun haliyle jack of all trades diyebilirz ama tek kelimeydi.
bununla ilgili bir ted konuşmasına da denk gelmiştim. kadın anlatıyordu işte çok hızlı öğrenirler, yetenek trasnferleri kolaydır falan.
bir haftadır düşünüyorum yok bulamıyorum.
dilettante?
multipotentialite?
Have you got the refund?
Aradaki fark nedir?
İlkinde refund mevzusundan daha önce bahsedilmiş, refund'ın yapılacağı tarihi geçmişte kalmış.
"senin refund işi noldu alabildin mi"
İkincisi ise refund mevzusundan ilk kez bahsedilmiş ya da refund tarihi henüz geçmediği için alabilme ihtimali hala var olarak görünüyor.
İlkinde bu ihtimal artık yok anlamı çıkabilir ama çıkmayabilir de.
bir sohbet ortamında birini karşınıza almışsınız. bir iki sene önce başınıza gelen hepsiburada rezaletini anlatıyorsunuz hararetli hararetli. şöyleydi böyleydi derken karşınızdaki de soruyor "e peki ne oldu, paranı geri alabildin mi?" bu ilkidir.
biriyle düzenli olarak ilişkide ve iletişimdesiniz. bu kişi başınıza bir iki sene önce değil, şu sıralarda bir hepsiburada rezaleti geldiğinden ve mücadele sürecinizin devam etmekte olduğundan haberdar olup konu sonuca bağlandı mı, ne oldu diye geçmişten değil, günümüzden güncel bilgi almak istiyor. bu ikincisidir.
put nose out of joint veya cook someone’s goose
özellikle "perhaps"e kadarki kısımda... "around by the nose" ne oluyor?
Okunuşla yazılış arasında uçurum olduğundan kitaptan ziyade software daha iyi olur sanırım
Bi de yaşım 25
fransizcaogretimi.blogspot.com
www.youtube.com
www.newsinslowfrench.com
vk.com
fluentlistener.com
frenglish.ru
"dil en iyi yatakta ogrenilir" - fransiz bir sevgili bul iki ayda "derdini anlatacak kadar" ogrenirsin. ciddiyim. :D
ac duolingo.com bir bitir fransizcasini sonra istedigin gibi ilerletirsin zaten.
Daha türk sevgili bulamıyorum fransız sevgili nasıl bulayım
Kendisi bizzat bazı kurslara gidip görüşmüş ancak buradan da kişilerin tecrübelerini öğrenmek istiyor.
Özetle; Ankara'da İngilizce kursu arıyoruz, tavsiyelerinizi verirken aklınıza gelen pozitif yönlerini de yazarsanız çok iyi olur.
Şimdiden teşekkürler.
Ben gitmedim ama gitseydim ODTÜ'nun kurslarına yazılırdım. Memnun olmayanı görmedim.
~2 yildir almanca kursuna giden ve c1'i neredeyse (son hafta) bitirmek üzere olan biri olarak kisisel tavsiyem, bir kursa git ve a1.1'den basla. dersen ki istemiyorum. hobileriniz nedir? sorusuna almanca olarak duraksamadan cevap verebiliyorsan. grammer kitabi alip b1'den basla. ama bence almanca bu sekilde tek basina ögrenmek icin zor bir dil.
not: tabi ki ögrenme kisiden kisiye degisken bir durum. ben kendi tecrube paylastim.
Ayrica ingilizce listening icin ozellikle onereceginiz podcastler varsa duymak isterim. Konuşmak metinlerinin yazilari olursa super olur.
VOA takip ediyordum. Anlattiklari guncel ve tarihi konulari ilgimi cekiyor ama konusanlarin ses tonlari ve cok fazla yavaslatilmis olmasi beni rahatsiz ediyor. Luke's English Podcast seviyorum, tavsiye ederim.
Ben Luke ile başladım. Serial diye bir podcast dizisi var onu bitirdim. Sonra haber kanallarına geçtim. Şu an BBC be TRT World dinliyorum. Tavsiye ederim.
@adwokat hangi uygulamadan takip ediyorsun?
Ben apple podcastten dinliyorum.
podcasts.apple.com
podcasts.apple.com
podcasts.apple.com
podcasts.apple.com
ilk ogrendigim zamanlarda yuruyus yaparken dinliyordum, hepsi cok iyi.
Yuruyus yaparken dinlemek cok iyi fikir gercekten. Ilk basladigimda boyle baslamistim. Yuruyus cok daha zevkli oluyor. Gene baslayacagim. Madem hatirlattin iyisi mi gene baslayayim.
uygulama sadece bir aracidir. ornegin luke'u hem apple podcasts'ta hem google'da hem de spotify'da bulabilirsin.
Luke iyidir, sikilmazsin ve de soyledikleri genelde yeni baslayanlar tarafindan bile kolayca anlasilir.
Hi X,
I hope you are doing well. I was wondering if any progress about my process.
Best Regards
sizce yeterli mi?
"if there is any progress" olacak onun disinda yeterli bence.
Hi X,
Hope you are doing well.
I am writing to follow up on our discussion a few weeks ago about the position in ....
Would you please share with me the status of my candidacy?
Best wishes,
Apartman numarasi/Daire numarasi Cadde adi
Posta Kodu Ulke
111/4 Abc (Street)
34000 Turkey
Aslinda bu Turkiye'nin de formati, Turkiye adresimi de bu sekilde veriyorum, postacilar anliyor. Hic sorun yasamadim. Ne apartman adi yazarim, ne de mahalle adi.
Asil "su mahalle, su caminin arkadasi, bakkaldan sonra 2.apartman..."diye adres yazanlar aslinda tarif veriyor adres yazmiyor.
Posta kodun zaten mahalleni veriyor, ilk iki numara da sehri gosteriyor, apartman numarasi onemli cunku sirasi var 1 3 5 7 diye gidiyor.
Dediğin formatın ingilizce halini mi soruyorsun yoksa türkiye’de ki adresinin ingilizceye uyarlanmışını mı soruyorsun? Adres türkiye’deyse direkt olarak yazılıyor diye biliyorum (en azından ben hep öyle yazdım)
Her şey ingilizce yazılır, adress : x mahallesi y sokak z apartman no: 128 bu şekil. Sadece türkçe karakter kullanmaktan vazgeçebilirsin gerisi full aynı
The hell out of kalıbı çok demek. You scared the hell out of me.
www.merriam-webster.com
Burada da hem "çok fena kaynatmak" hem de "içinden cehennemi kaynatarak çıkarmak" (hell out of) anlamı oluşuyor.
99% ihtimalle evet.
contexti bilmiyorum ama sister derler rahibelere.
Yehova'nın şahitlerinde dindaşlarına sister brother diyorlar.
rahibe olmalı, doğru.
www.oxfordlearnersdictionaries.com
www.oxfordlearnersdictionaries.com
Merak ettiğim, fiil olanı farklı, isim olanı farklı okunan kelimeler var mı İngilizcede? Yoksa kelimenin telaffuzu sözcük türünden bağımsız mı? Fiil de olsa isim de olsa telaffuz aynı mı?
fiil ve ismin farkli telaffuz edildigi cok ornek var. record ve present geldi aklima ilk. kimisi ayni oluyor ama kimisinde degisiyor telaffuz.
Live on tv /layv/
I live in ... /Liv/
İkisi de fiil olup farklı okunanı bile var. Read/read. Present olanı riid, past olanı red.
@kobuzchu kiz, onu biliyorum. Hatta yazılan örnekleri de biliyordum ama hiç aklıma gelmedi niyeyse. Enteresan bir olay.
ingilizcede katı bir kural olmamakla birlikte şöyle bir eğilim var. bir kelime, fricative (f,v,θ,ð,s,z,ʃ,ʒ,h) bir ses ile bitiyorsa ve isim ile fiil ayrımına gidiliyorsa (yani o kelimenin hem isim hem de fiil versiyonu varsa) isim olan voiceless fricative (f,θ,s,ʃ,h), fiil olan ise voiced fricative (v,ð,z,ʒ) bir ses ile seslendirilir.
excuse
fiil /ıkskju:z/
isim /ıkskju:s/
use
fiil /ju:z/
isim /ju:s/
close
fiil /kloʊz/
sıfat /kloʊs/
breathe
fiil /bri:ð/
isim /breθ/ gibi.
bazı durumlarda bu fenomen yazıya da yansımıştır.
believe (fiil) /bıli:v/
belief (isim) /bıli:f/
relieve (fiil) /rıli:v/
relief (isim) /rıli:f/ gibi.
- basit cümleleri konuşabiliyor ve karşımdaki kişiyle çok rahat olmasa da anlaşabiliyorum
- 1. problemim yabancı kişinin ingilizce konuşurken çok hızlı gelmesi. Kısa cümlelerde sorun yok ama uzun cümleleri kelime yardımıyla ancak yazılı olarak anlayabiliyorum.
- 2. Problemim ise kelime bilgim çok az ama bana bir kelimeyi 50 kere yaz gibi sıkıcı işlerden çok eğlenceli ya da interaktif şeyler lazım.
- 3. Problemim ise ingilizce öğe dizilişinin türkçeye göre ters olması nedeniyle uzun cümlelerde (özellikle clauselarda) cümlenin başı neydi ya demem oluyor. Bu da cümleyi anlama hızımı düşürüyor, ya da karşımdaki kişiye tekrarlatmak (belki 3 kez) zorunda kalıyorum.
- 4. Problemim listening kısmında bayağı kötüyüm. Tabi bu direkt karşıdaki kişinin konuşma hızıyla alakalı oluyor. Normal hızda konuşan birinin ancak 0.75x bi hızda konuşmasını anlayabiliyorum. Bunun için audibook ve eserin yazısını (blinkist gibi applerle) açıp ya da youtubedan theresa may videoları açıp ingilizce altyazıyla takip ediyorum. Fakat bu bana bir şey katıyor mu etkisi nedir henüz hissedemedim. Sebebi yine kelime bilgisi azlığı nedeniyle bütün cümleleri olmasa da yarısını anlamadan takip etmek sıkıcı ve işlevsiz gelmeye başlıyor.
Soru: bu bilgiler ışığında benim öncelik vermem gereken şeyi ve hangi metotla olması gerektiğini ve bunu takip eden çalışma şeklini söyler misiniz?
Not: şu an için altyazısız bir ingilizce dizi izlemek romence izlemekten farksız geliyor. Aradan kelimeler yakalamak dışında telaffuzlar üzerimden kelimeleri ve özellikle bağlaçları duymak işkence gibi.
- listening, writing, reading, speaking bunların hepsi farklı beceriler ve hepsine ayrı çalışman gerekecek.
- hızlı gelmesi çok normal. uzun cümlelerde kafanın karışması da çok normal. zaten kolay gelse boşa çalışıyor olurdun. önce basitten başla. günlük dilin kullanıldığı, kısa cümleler kurulan dizilere bak. friends kolaydı diye hatırlıyorum. benim dil bilgim vardı liseden, dizi izleyerek dinlemeyi öğrendim (türkçe altyazıyla hem de). ve bu bence çok etkili. çünkü yazının aksine, mimikler, bağlam ve ton bilgilerini de alabiliyorsun dizi film izlerken. anlamak kolaylaşıyor. ve sevdiğin eğlenceli bir şeyi takip etmek daha kolay. bu tonlamalar sayesinde okurken cümlenin parçalarını anlamak da kolaylaşıyor bence.
- kelime öğrenmek için anki'ye bakabilirsin. bu programda kendi karşına çıkan kelimeleri kart olarak ekleyebilirsin, sana tam unutmadan önce soracak. aralıklı tekrar (spaced repetition) deniyor buna.
alt yazısız izleme zaten. zorluğu doğru ayarlamak lazım. ne çok kolay olup sıkıcı ve yararsız olacak ne de bezdirecek kadar zor. ilgini çeken bir şey olursa baktığın kaynak, yarısını bile anlamak güzel gelecek.
effortles english setine bakabilirsin. ben de b1 seviyesindeyim çözüm yolları arıyorum kısa sürede ilerleme kat ettirecek.
Podcast dinlemenin buyuk faydasini gordum ben. Ilk etapta dinledigimin yuzde 30unu ancak anliyorken bir sure sonra bu yuzde 80e cikti. Kulak asinaligi icin surekli maruz kalmak gerekiyor.
istanbulda mümkünse yüzyüze önerilerinizi alayım.
danke.
goethe biraz para tuzağı haberiniz olsun, anadolu yakasındaysanız marmara üniversitesinin kursları oluyor onlar yüzyüze kurslara başlarsa tavsiye ederim orayı
ya goethe'yi biraz da son kurlara doğru gidip, belge alabilmek için (düz sertifikadan bahsediyorum, ekstra sınav değil) tercih ederim kafasındayım. sonuçta daha geçerli uluslararası açıdan. ancak dediğiniz gibi özellikle ilk kurlarda ben de mantıklı bulmuyorum ancak saçma sapan halk eğitim stili hobi olarak dil öğreten yerlere de uğramak istemiyorum. acelem var :D
Para tuzağı +1
Pandemiden önce Goetheye başlamıştım yüzyüze.B1 e kadar yüzyüze geldim, memnundum(iyi 1-2 hocaya denk geldim) ,pandemide B1 i online aldım.Onlinedan hiç memnun kalmadım,bıraktım.Özel ders ile devam ettim.Bence belli bir seviyeden sonra iyi bir hoca ile özel ders ile max 2-3 kişilik grup dersleri daha faydalı olur.Sertifika için zaten Goethe sınavına girilecek her türlü.
"I am due to reply the week following July 5". 5 temmuz pazartesi ya, bu kadın şimdi 5 temmuzun olduğu haftayı mı kastetti yoksa bu haftadan sonraki haftayı mı yani 12 temmuz pazartesi gunku haftayi mi?
Ne dersiniz?
5 Temmuz ile başlayan hafta diyor. Bu hafta yani.
Bolumum Computer Science.IT Project Management Master'im var; polonya'da ingilizce olarak bitirdim ama ingilizcem konusunda pekte ozguvenli degilim bunu asip baska bir ulkeye gitmeyi istiyorum. Yasim 30 treni kacirmadan gitmek istiyorum.
Ingilizcem kotu degil ama pratik yapamadigim icin pek akicida degil. Bu yuzden kursa gitmek istiyorum.Sizce hangi ulke ve hangi programa katilmaliyim.
Ulke olarak hangisi Irlanda/Ingiltere/Kanada/ABD/Malta?
Tecrubeli biri yardimci olursa cok sevinirim <3
Maddi sıkıntı yoksa abd seçerdim.
@ but that was just a dream +1.
İmkanın varsa net ABD. İrlanda'nın dil okulları nasıldir bilmiyorum ama İrlandalıların konuştuğu ingilizce değil adeta, Dublinese. Kanada ABD gibi olur. İngiltere de çok iyi bir seçim. Malta hakkında bilgim yok ama görece ekonomik çok fazla dil okulu var orada diye biliyorum.
Malta, irlanda kafadan elenir. Sempatimden dolayı ingiltere seçerdim ben. Güneyi olsun. Zevkli olur. Hem de güney’de nativeler fazla.
Abd de olur pektabii.
kanada/amerika icin universitelerin "continuing education" bunyesindeki kurslar olmali, oyle aciktan ozel kursa kaydolursan dil ogrenmeye degil gezmeye gelmis zipirlarla muhattap olursun birsey ogrenemezsin.
Valla polemik değil de, gezmeye gelmiş batı avrupa zıpırları ve güney amerikalı okumuş kesimden bir arkadaş grubu yaparsan baya baya ingilizce de öğrenirsin, hayvani bi eğlencen de olur. 11 ay brighton’da böyle yaptım. Hayatımın en efsane ayları sayılır. İngilizce’de de ders verebilecek seviyeye ulaşmıştım bu macera sonunda.
slum, slang gibi bisi olmasin yahut sealer, sailor bilemedim.
Slur? Ses kaydını atarsanız daha iyi anlaşılır.
Ses kaydi olmadan zor valla
Çok teşekkürler. Bir çalışmadaki görüşme kaydı olduğundan etik sebepleri göz önünde bulundurarak kaydı paylaşamıyorum.
Tekil olarak ele alınıyor böyle şeyler.
benim ailem Bursa'da yaşıyor. gördüğün gibi özne, "aile" kelimesi ve tekil. "aileler" değil. o nedenle fiil de tekil olacak.
ek yapıyorum Eltern için de mi aynısı geçerli?
eltern çoğul. Meine Eltern leben... olacak.
Eltern için çoğul alıyoruz. İngilizce'de de parents deriz.
Kaç ailen var?
ingilizce biliyorsan ayni aslinda. my family lives in bursa - burada family yine tekil. they olsaydi "they live in bursa" olurdu.
if cümleleri 0-3 arasında 4 mantıkla yer alır. tersten bakacak olursa
tip 3- de artık gerçekleşmesi imkansız bir olay vardır. buna da uygun tensle yapılır. iki tarafta gecmis zaman. örn. kaza gecirmeseydi, vaktinde gelecekti.
tip 2- de yapılmamıs bir olay ve bunun bir sonucu vardır. ve yapilmasi artik yüksek ihtimalle olası degildir. cok para kazansam , audi alırdım. burada past ve would/could iliskisi var.
tip 1- buradaki mevzu muhtemelen senin kafani karistiran yer. bunun bir tarafa simdiki zaman veya perfekt iken, diger tarafi gelecek zamandır. türkce cevirisinde bazen genis zamanda kullanilir ama ingilizcesinde if olmayan cümle gelecekte zamanda yazılır. If I have money, I will travel. tip-1 de anlatılan olayların yüksek olasılıkla gerceklesegi varsayilir.
tip 0- bu arkadasın problemi tip-1 benzemesidir ama bu genel-gecer kabul görmüs seyler icin kullanilir. herkesin tahmin ettigi bir seyden bahsederken bu tip faydalidir. genel-gecer seyler anlattigi icin present simple'ların kankasıdır. iki tarafta present simple olur. örn. yagmur yagarsa, yollar kayganlasır. if it rain, the road get slipery.
senin ornege gelecek olursak. burada genel gecer bir durum anlamak istiyorsan tip-0 ile yazabilrisin. daha dogru tip-0 ile yazarsan genel gecer bir dogru gibi okur karsi taraf.
tip-1 gibi yazarsan burada gerceklesme ihtimali yüksek diye okur. yani öğretmen cok verecek, cocuklarda yorulacak yorumu olur.
tip-2 de öğretmenin cok ödev verme ihtimali zayıftır, dogal olarak cocukların da yorulma ihtimali zayiftir.
burada önemli olan iki tarafin tenselerini uygun kullanman ve de ona göre bir anlam olusmasi. en sıkıntı olan tip 1 dir. dedigim gibi türkçede geniş zamani ile yazdıgın bir cümleyi burada gelecek zamanla yazmak zorundasın.
bir de baglactan sonra will (gelecek zaman) kullanılamaz. o nedenle cümlenin if'li tarafi will olamaz.
Benim gittiğim okul (ve gördüğüm çoğu diğer yer) mesela overall 6.5 diyorsa her bant en az 6 olabilir diyordu. Atıyorum 7 istiyorsa da en az 6.5 diyor vs. benim gördüklerim böyleydi.
Benim basvurmak istedigim okulda boyle bir sey yok, overall 6.5 deyip birakmislar herhangi bir detay yok.
belirtmedilerse sorun olmaz. bir sekilde sorun olursa itiraz edersiniz, haber vermediniz vs dersiniz.
Yani sorun olmaz falan derken, neticede talep goren bir programsa minimum sartlari saglayan herkesi kabul edecekler diye bir sey yok. Dolayisiyla dusuk ingilizce skoru sartlari saglasa dahi riskli. Red sebebi de belirtmedikleri durumda itiraz pek ise yaramaz.
ingilizce hocası değilim. ingilizce öğreneli de çok oldu o yüzden seviyelerdeki farkı hatırlamıyorum.
ama seviyeleri yeni öğrendiğim başka dillerden kıyas yaparsam A2.1 derim.
edit:
gerçi hiç zaman farkı göremedim. bir modal verb var A1.2 falan en fazla ya da.
A2
Bir tane infinitive gördüm. Bu üniversite hazırlıkta B1 bile olabilir. A2 ile B1 arası denebilir. İngilizce öğretmeni değilim.
A2
İngilizce öğretmeniyim A1 sonu A2 başı
A2 degil, B1.
Örneklere bakıp okuyun. Kullanılan cümleleri sindirim. Kullanılan although, as soon as ve benzeri kelimelerin doğru kullanımına dikkat ediyorlar. Dümdüz yazmak yerine cümlelerin birbirine bağlantısı, karmaşık cümle yapısı ve passive kullanımları da önemli. Ben bunlara dikkat ederek 6 7 arası puan aldım. 3-5 konuda kendi çapınızda biseyler yazmaya çalışıp örneklerle karşılaştırın.
writingden 6 ve üzeri almak kolay değil. en az puan verilen kısım orası. 4.5 puana bakmayın siz zaten hiç bilmemek lazım o puan için.
6-6.5 alan örneklere bakınca zaten gayet düzgün yazılmış örnekler oluyor. bu puanın üstünü almak içinse farklı kalıplar, farklı tenseler, aktif passive formlarının birarada kullanılması lazım. kolay iş değil.
youtube de "IELTS-up Online lessons" kanalına göz atabilirsiniz
egokalp + 1 4,5 a kadar olay kolay fakat 5'ten sonra olay değişiyor.ben mesela reading den 7,5 aldım fakat speaking ve writing den 5,5 u geçemedim.
Ben turkce bile bisey yazamam, 6 almistim. Örneklere gore bir metin yazip ezberledim, sinavda da soruya gore degistirdim. zamanim ancak yetti.
Ama cok rapor yazdigimiz icin 1. Kisin benim icin kolay.
Valla Lenin'i bilmiyorum da kelimenin ingilizcesi spontaneity.
Şurada da başlıkta geçiyor, sanırım bahsettiğiniz metin: www.marxists.org