stockholm çok güzel bir şehir ama bayağı pahalı. şehir merkezinde tüm görülecek yerler yürüme mesafesinde. adalar arasında çalışan botlara binerseniz güzel bir gezinti olur.
göteborg da güzel bir şehir. burada göreceğiniz hatunları başka yerde kolay kolay göremezsiniz. malmö daha ucuz ve çok göçmen olan bir şehirmiş. ben sadece tren istasyonunda bulunmuştum.
iyi gezmeler.

stockholm'de olacaksanız aranızda yaptığınız türkçe konuşmalara dikkat edin. hatırı sayılır oranda türk var. öyle ki, otelden çıkar çıkmaz karşılaştığım ilk 2 kişi türktü ve gittiğim barda barmenle konuşurken "i'm from turkey" dedikten sonra bana "from kulu?" dedi. kulu'nun konya'nın bir ilçesi olduğunu isveç'te iranlı bir barmenden öğrenmem şaşırtmıştı beni. demem o ki kulu'dan aşırı bir nüfus yaşıyormuş orada.
gitmeden önce, eğer müze gezmek gibi bir niyetiniz varsa, tek tek kontrol edin müzelerin sitelerini. biri pazartesi açık olmuyor, diğeri öğleden sonra açılıyor falan. standart bir gün-saat yok yani. biz çoğuna gidip kapısından döndük önce araştırmadığımız için. boşuna vakit kaybı.
şimdilik aklıma gelenler bu kadar. iyi gezmeler.

edit: bakmışsınızdır dedim ama acil gezi falan dediğiniz için belki bakmaya fırsatınız olmamıştır diye eklemeye karar verdim. hep müzelerin olduğu bir ada var, djurgarden gibi bir şeydi ismi. orda vasa müzesi görmeye değer. nordic museum vardı, girmedik ama güzel olduğunu duyduk. sonra, haritaya baktığınızda gamla stan'ın alt tarafında kalan adanın hemen gamla stan tarafından girişinde bir kule var. şehir ayaklarınızın altında diyorlar. ama yine araştırmadığımız için onun da kapanış saatini kaçırmıştık. bir de metal müzik dinleyen varsa içinizde, gamla stan'ın yukarısında kalan kara parçasında hemen ana caddenin üzerinde pub anchor diye bir bar var (yukarıda bahsi geçen yer). opeth, in flames gibi grupların üyelerinin oralara takıldığını okumuştum. ama ben gittiğimde saçma bir karaoke night vardı. şimdilik aklıma gelenler bunlar.

Valencia için konuşuyorum, sahilde Paella Valenciana yiyin mutlaka, El Miguelete görülmesi gereken bir yer, bir de bir tatlı vardı ama adını unuttum :) sorun söylerler mutlaka :) San Juan De La Cruz'a gidin. Real Valencia bahçleriydi sanırım, öyle bir yer vardı oraya gidin :) benden bu kadar :)

Madrid için konuşuyorum, sözlükte Madrid başlığı altında good old fashioned lover boy'un çok detaylı bir entry'si var. Onu uygulayın yeter.

bitturk de hepsinin dvdrip i hatta bazılarının hdrip i bile var..

öncelikle tabi ki "la rambla" ya gidin. ve la rambla nın her sokağına mutlaka girin çok güzel dükkanlar çıkabiliyor karşınıza. aşağıya sahile inin, köprünün üzerinde banklara oturup denizde balıkları izlemek zevkli olabiliyor. Köprüyü geçtiğinizde l'aquarium var. dünyanın en büyük akvaryumu(tavsiye ederim). gaudi diye bi adam var , ömrü tamamlamaya yetmemiş ama ortaya şaheser çıkarmış, o yüzden sagra da familia yı da kesinlikle görün. Sonra teleferikle çıkılan bir tepe var adı sanırım montujuic olması lazım.oraya çıkın ve manzarayı seyre dalın. barselona ya gidip de nou camp'a gitmemek olmaz . barselona stadında gezebiliyorsunuz. metro ile ulaşabiliyorsunuz. ve gece la rambla üzerinde zencilerden mümkün mertebe uzak durun !!

sorunuzun kısmen cevabı için (bkz: yeni başlayanlar için ispanya)

kısa ve öz oldu cok teşekkürler...
peki zencilerden neden uzak durmak gerek? bir de acaba nerede ne yemeli ne içmeli makul fiyatlarda? yeni yıl akşamı nerede olmalı?

mimariye önem veriyorsanız gaudi eserleri (casa battlo, casa mila, sagrada familia vs.). vermiyorsanız gothic quartier'deki (barri gothic) barlar vs. la rambla'da sangria içmeyin, gerçekten kötü. alışveriş için el corte ingles (placa catalunya'da). onun dışında la rambla'nın paralelinde bir yürüyüş yolu var (geniş, araba girmiyor, adını hatırlamıyorum) sağlı sollu bir sürü dükkan var.

placa espana ve çevresi (pueblo, arena, orada tepedeki saray, montjuic).

sahil kısmı.

la rambla'nın barri gothic ile yakın olduğu tarafta bir meydan daha var. denize yakın aşağı doğru inerken solda. orası güzeldir, ayrıca orada girişte biraz sağdaki yerde akşamları ucuza flamenko izleyebilirsiniz. o meydan ayrıca pek çok bara giden yolların başlangıcıdır. la rambla girişinden girdikten sonra sol uzak köşedeki yoldan ilerleyin :)

gece la rambla'da teni azıcık kavruk herhangi bir insanın size tek yaklaşma sebebi marijuhana ve fahişe ayarlamak. şöyle bir 11 civarı yürüdüğünüzde yarısına gelene kadar 10 tane teklif alıyorsunuz :) ha öyle beyazlar da yok mu var, ama sanırım zenciler onları bu sektörden döve döve çıkarmış.

:)

yardımlarınız için çok çok teşekkürler...

Zenciler konusuna tamamen katılıyorum..
Hatta mümkünse zenci grubu görürseniz yolunuz değiştirin..
Daha 1 hafta evvel, la rambladan sahile doğru giderken, 10-12 kişilik zenci grubu tarafından tartaklandık sevgilimle..
Şansa uğraşmadılar fazla kahkaha atarak bıraktılar bizi..

Size denk gelmişler sanırım. Yoksa yıllardır Yurtiçi kullanırım ve hiç bir pürüz hatırlamam.

benim bi ups hoşuma gitmişti oda internetten gps sayesinde an ve an kargo aracinin nerde oldugunu görmek iyi oluyodu yoksa genelde senin dediğin gibiler.

of ya ne biliyim bıktım usandım ben arıyorum sürekli cevap veren bile yok...
ups bu bahsettiğim...
:(

yurtiçi denemeliyim ozaman!

mng yi tavsiye ederim ve aras dan kesinlikle uzak durmalısın...

önceden aras kullanıyordum. genelde alıcı konumundayım bunu da belirteyim. adamlar ankara-izmir arası bir günde getiriyorlar bu çok güzel ama kargoyu şubede bekletip duruyorlar. sabah 10'da şubeye gitseniz kargonuz orada oluyor ama abimler ertesi gün dağıtım yapıyorlar. ben de o yüzden önce arıyordum geldi onayını alıp şubeden alıyordum adresime 10 dakikalık mesafede diye. bir kere hasta olduğum için evden çıkamadım 2 gün oldu kargom gelmedi aradım. dediler geldik yoktunuz. yalan ki en yalan. ben evdeyim ailem evde kapı çalınsa haberimiz olur evde. sonra bıraktım kullanmayı.

şimdi yurtiçi kullanıyorum. onlar da aynı şubede bekletiyorlar. dağıtıma geç çıkıyorlar ama ankara-izmir arası gönderilen paket ertesi gün akşam üstü 6-7 gibi elimde oluyor. hem daha ucuz.

evet.

ihsan oktay anar'in butun kitaplarini al oku, adam fawer halt etmis yaninda.

"aşk romanlarından nefret ederim" gibi bir cümleyle başlandığına ve adam fawer tarzı roman önerisi istendiğine göre adam fawer okuduğun ilk roman sanırım.

(bkz: liseli detected)

Açlık Oyunları - Suzanne Collins
Ejderha Dövmeli Kız - Stieg Larsson

@yasakani ve microfiction

burada sorulanlara kasıtlı olarak adam gibi cevap vermemeye veya duyuruyu açan kişiyi rencide etmeye gerek yok. ha bazen çok saçma sapan sorular soruluyor, açan kişi de zaten muhtemelen eğlenmek için açıyor o duyuruyu, gidin dalganızı orada geçin.

kitap önerisi olarak;

deniz, sualtı falan bu konulara da az çok ilgi duyuyorsan clive cussler ismine bir bak.
dean r koontz'un hız da son derece sürükleyici bir kitap
Scott B. Smith'in basit bir plan diye bir kitabı vardı çok eskiden, o da güzeldir.

Öyleyse bunu siz istediniz @oldtimer, benden günah gitti,

Jean-Christophe Grangé'nin bütün kitaplarını önerebilirim. Sürükleyicidir. Ayrıca İthaki'nin Karanlıkta 33 Yazar seçkisi güzeldir.

P.S. Kimseyi rencide etmek gibi bir niyetim yoktu. Daha yeni yeni okumayı keşfeden kuzenlerim var, ben de herkes gibi bir zamanlar taze okurdum. Bütün bunlara dayanarak duyuruyu yazanın yaşına, kitaplarla ilişkisine değgin bir tahminde bulundum. İnsanları rencide etmek en son isteyeceğim şeydir. Burayı da zaten dalga geçmek değil insanlara iki kelam yardımım dokunabilir mi veya birileri bana iki kelam yardımcı olabilir mi idye kullanıyorum. Kusura bakma @waroom.

Sartre, Bertrand Russell filan oku bence.


adam fewer tarzı kitap = seda sayan show.

paulo coelho forever

le clezio oku: printemps et autres saisons, le desert

amelie nothomb oku: cosmetique de l'ennemi

kafka oku, rus edebiyatının önde gelenlerinden kitaplar oku, böyle best seller olup da aslında varoş tiplere hitap eden saçma sapan şeyleri boşver. ileride yararını göreceksin, cidden.

microfiction: çok kitap okuma denemem oldu fakat adam fewer kadarını sevmedim, belkide hayata daniel steel ile başlamaya çalıştığım içindir. Adam fewer benim bir numaram, onun tarzında bir yazar varsa seve seve her kitabını okurum.
Jean Christophe Grangein ise 2 kitabını okudum ne yazık ki beğenmedim. (sanırım seninle zevklerimiz benzemiyor :) )

Paulo Coello şeytan ve genç kadını okudum, hoş bir kitap. evet tarzı azıcık benziyor, hatta ona devam edebilirim de!

bunun dışında bazen gerçekten birşey yazmaya korkuyor insan... bu sebepten bu konuyu dile getiren 'oldtimer'a teşekkürler. ama gücenen yok, kırılan yok... herkese teşekkürler...

oldtimer
clive cussler'ın dirk pitt'inden tut son kitabı yılan'a kadar bir çok serüven var. sence nerden başlamalı?

clive cussler kitap yazmaya dirk pitt ile başladı. bana sorarsan en iyi kitapları dirk pitt kitaplarıdır. romanlar arasında birbirlerine küçük referanslar olsa da bu konuyu bütünüyle bozmayacak şekilde oluyor. sırayla takip edersen yakalarsın.
yazıldıkları sırayla;

Pacific Vortex - Girdap
Mediterranean Caper - Mavi Vurgun
Iceberg - Buzdağı
Raise the Titanic - Titanik
Vixen 03 - Enkaz
Night Probe - Kör Dalış
Deep Six - Batık
Cyclops - Şeytan Denizi
Treasure - Hazine
Dragon - Kıskaç
Sahara - Sahra'da Ayak Sesleri
Inca Gold - İnka Altını
Shockwave - Şok Dalgası
Sea Hunters - Deniz Avcıları (Bu Cussler'ın kendi araştırmalarıyla ilgili kurgu olmayan bir kitap, ayrıca National Geographic'te belgesel serisi olarak yayınlandı)
Flood Tide - Kükreyen Deniz
Serpent - Yılan(Dirk Pitt yerine Kurt Austin isimli bir karakter çıkıyor burda da karşımıza)
Atlantis Found - Atlantis Bulundu
Blue Gold - Mavi Altın (Bu da 2. Kurt Austin Macerası)
Valhalla Rising - Valhalla'nın Yükselişi

www.numa.net
burada da kitaplarını yazıldığı sırayla bulabilirsin.

kişisel favorilerim; kör dalış, hazine, şeytan denizi, şok dalgası, atlantis bulundu

durum şu,
kendime bir 'bucket list' yaptım
burada bir satırda (senede 3 kitap okuyan biri olarak) 6 kitap okumak var. ama bu kitapların gerçekten beni etkilemesi de gerekiyor.
şimdiye kadar yorum yapan arkadaşlar, bir çoğunu almak için bugun gidiyorum.

peki sizi etkileyen kitaplar gerçekten nelerdi? 'bunu okumayan çok şey kaybeder' cinsinden olanlar??? tarzları bıraktım.... yorumları bekliyorum...

suskunlar - ihsan oktay anar
puslu kitalar atlasi - ihsan oktay anar

bir de biraz farkli olarak, senin istedigin turden degil ama herkesin defalarca okumasi gerektigini dusundugum;
bu ulke - cemil meric

dire straits'in bir şarkısıydı sanki, ama hangisiydi unuttum.

evet ya bu adamlar işte, çıplak ayakla gezerlerdi sahnede!!!
züpersin!!!

peki şarkı neydi???

arıyorum ama hala bulamadım da

WALK OF LİFE!!!!
:)))))))))))))))))))))))


çok tesekkurleeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeer :)))

maden isleri genel mudurlugu veriyor o izinleri. tabii rezerv bittikten sonra tekrar dogaya kazandirilmasi sartiyla. is bitince cekip gidemiyor kimse yani. zaten sizin hakkiniz da muhtemelen yoktur o dagda bayirda. birinin arsasidir, once ondan satin alinir. daha sonra basvuru yaparsiniz. nasil sizin bir arsaniz olunca, ben "olur mu kardesim bu arsada benim de hakkim var" diyemiyorsam, bir isletme o sahayi aldiginda da siz hakkim var diyemiyorsunuz. bir de artik madenciligi karalamasak olmaz mi?

ha unutmadan, bunun ced'i var, orman genel mudurlugunden, belediyeden izin almasi var. var da var. tam mevzuata hakim degilim ama oyle "oo burada ne mermer, ne cevher vardir" deyince de acilamiyor ocak.

madencilikte su var, dagları oyuyorlar icine badem koyuyorlar tamam fakat, acılan her alan sanırım m2 olarak ifade ediliyor[ya da acılan madenın m3 olarak hacmi gecerliydi net hatırlamıyorum], maden işi bitince tekrar doldurulup ağaçlandırılıyor maden işleten tarafından. şile tarafında örtüye uygun olmayacak sekilde orman bakanlıgı tarafından çam agacı zorunlu miş, dalyarak bir goruntu olusmus o sebeple.

bu alanları da kamu adına devlet babamız kamu yararına olacak sekilde işletir, mermercilik vs gibi işlerde atık cıkmaz zaten. kimyasal birşey yok. en falza dinamıtle fln patlatılıyor.

bu tip ocaklar maden tükendiği zaman döküm sahasına dönüştürülür. hatta işin asıl karlı kısmı budur.

istanbul habibler'de bu tip döküm sahaları vardı mesela. eski mıcır ocağı dönüştürülüp döküm sahası olmuş. kamyon başı 90 lira alıyorlardı en son hatırladığım kadarıyla ve her gün binlerce kamyon moloz dökmek için kuyruğa girerdi. emin olun yıllarca çalışan ve maden/taş çıkarılan ocaklar çalışma süresinden çok daha kısa sürelerde doluyor ve rekreasyon uygulanarak yeşil alana dönüştürülüyor.

bizim ülkemizdekiler seni üzüyorsa bir de dünyadaki dev delikleri bir görmelisin. cüceler gibi delik deşik ettik her yeri.
bir dağ ağaçlı değilse bile oyulması benim içimi buruyor, tuhaf bir his veriyor. mesela şu eğirdir gölünün yanında dağı tıraşlamışlar dev apartmanlar yapmışlar. bir tek bana mı sakil görünüyor bilemiyorum.
izmir'e girişte sağda kalan o dev merdiven gibi ocaklar mesela. o kadar tuhaf bir görüntü ki.

hee temiz memlekettir de işe yaramaz 6 dan sonra hayat duruyo akşam akşam bakkal bulamıyosun? gidip canın cips istese mala bağlıcaksın. ben olsam gitmem. he brüksel güzel midir dersen ben sevdim güzel yer de yaşanmaz orada. yaşadığım yer chausse de mons falan iyidir. yahu boşver orayı kal güzel türkiyede.

işimizi orada kurmayı planlıyoruz. daha önce hollandada yaşamışlığım var dolayısı ile saat 5ten sonra hayatın durgunluğuna alışkınım. yalnız hangi şehirde,(brüksel düşünüyoruz ama emin değiliz) şehrin neresinde home office yapabileceğimiz bir yer buluruz? nereye, neye yakın/uzak olmalı? insanları nasıldır? türklerin olduğu yerler neresidir? bana her şey hakkında anlatabildiğin kadar anlatır mısın? :)

brüksel/anderlecht i düşünebilirsin. türk sokağı adında bi yer var oraya yakındır. insanları gerçi insan değil türk de olsa bi bok olmaz onlardan. alayı emirdağlı sığır. ölsen dönüp bakmıcak tipler hepside. tr de ki gibi komşuluk olayları vs. yok. bence iş kurmak için yanlış yer seçiyorsunuz. he dersin ki Kfc kurucam oraya kur kur anasını da ağlat derim. ama öyle ufak bi şey olcaksa hiç uğraşma. charlorie de olabilir. hehe egeliler çoktur buradada onlar daha insancıl oluyor hiç değilse. ama allaha yakın emirdağlılardan uzak dur.

bizim işimiz sanatla ilgili, bize sadece home ofis lazım. dolayısı ile çok kalabalık bir yer olmasa da olur, merkeze yakın olabilir... ucuz olsun güzel olsun. türklerin yasadıkları yeri özellikle sordum çünkü etrafta türk olsun istemiyorum. yabancı dil öğrenmeyi düşünüyorum bu vesileyle. etrafta türk olunca bir şey öğrenilmiyor çünkü...mons uygun mu peki bunlara?

mons uygun değil hocam. chausse de mons, charlorie buralarda türk çok türk sokakları vs. var işte bi boka yaramaz afedersin de. uzak duracağın yerlerden 2si burası olsun.

enlarge your penis'in dişisi gibi duruyor :/

ya böyle şeylere inanmayın. kilo almak veya hamile kalmak dışında göğüs büyüten bir aktiviye yok. sütyen takmayın evdeyken. o belki kan dolaşımı kısıtlanmadığı için faydalı olabilir.

bu urunlerin hap seklinde olanların aman uzak durun. krem formundakiler hem daha hızlı etki ediyor hem de hormon dengeni bozma ihtimali daha az. yalnız cok buyuk bir faydaları yok diye biliyorum, sınırlı bir etki yani. ama ihtiyac varsa bence kullanılabilir. star bust fena değil diye duymustum bi araştır istersen..

Bi allbress gibi bir sey vardi ona da bakabilirsiniz, ebru salli bunu kullanip sonradan silikonunu cikartmisti nerden biliyorsam, galiba bir arkadas soylemis olacak

(git: 127502)

çok tşk!

vazgeçtim... :(

acuutane tedavisi aldım 6 ay kadar yaraların ilaçla birlikte impetex ve bepanthen krem kullandım ara ara doktor bepanthenin merhemini de sür diyordu. işin önemli kısmı da şu; doktor hanım yapma ilaçlarla nemlendirme takviyesi uygulatıyordu, yazdığı reçetelerden pek anlamam da, yaptırdığı ilaçlar daha güzel sonuç verdi. gayet iyi bir doktordu tedavi sürecinde 2 haftada bir gidip görünüyor ayda bir kan değerlerimi falan istiyordu. eğer Samsundaysan Gül Fındık diyebilirim. il belirtmemişsin ondan (:

çok pardon yazmayı unutmuşum,
izmir veya istanbulda bir doktor arıyorum..

rubiks cube'e katılıyorum. dermatologların belirli miktarlarda karışımlarla verdikleri ilaçlar oldukça işe yarıyor. Ben de yara izim için kullanmıştım.

Bir de şehir belirtseymişsiniz keşke.

ben de daha önce roaccutane tedavisi gördüm, bu ilaç ciltte acayip soyulma yapar zaten. sivilce izlerim tedavi sırasında ve sonrasında %70 kadar azaldı. yüzümde suçiçeği izleri kalmıştı 4 sene öncesinden ama şu an kayboldu diyebilirim. bir de tedavi sonrası cildin toparlanması için 6 ay - 1 senelik bir bekleme lazım. bunun haricinde TCA peeling, ya da lazerle cilt soydurmayı düşünebilirsin. bunun için bulunduğun bölgedeki hastanelerde bulunan doktorlara danışman yeterli, gerekli bilgileri alabilirsin.

istanbul cevre hastanesi memduh altaç, yapma krem verir, istiklal caddesi rebul eczanesine yaptırırdım ben. doktordan memnundum. gerekmedikce ilac yazmaz.

roaccutane dahil olmak üzere her türlü ilacı kullandım, uygulamadığım da pek bir şey kalmadı, hacılara hocalara bile zamanında gitmişliğim var.. ama hiç biri kesin çözüm olmadı bir de izler kaldı.
mail box'ıma hergün salyangoz özlü krem gibi şeyler düşüyor... inanasım yok ama bir yanım acaba diyor... acaba bu mucize ilaç olabilir mi?

"100 Masterpieces of Classical Music" diye cd'ler var.

comicstring'in de dediği gibi, best mozart 100 vs şeklinde bütün büyük ustaların derleme cd'leri var. ayrıca d&r vb yerlerdeki raflara da bakarsanız değişik derleme albümler de var.

getir.net

fiyatlari hakkinda kesin bilgim yok, ama 100tl civari diye biliyodum ben kisirlastirmayi. cok fazla istemisler sizden.

besiktastan ortakoy'e giderken yildiz parkinin girisinde sokak hayvanlarini koruma dernegi gibi bisey var, imkanlari olsa ucretsiz bile yapabilirler ya da en azindan ticari mantikla yaklasip hayvani fiyatlar cekmezler, bir arayip sorun;

www.sokakhayvanlari.com

70tl dediler!
çok teşekkür ederim!
:)

www.dask.org.tr
dask'ın her sene düzenlediği doğada görüntü avcılığı yarışmasının ödül ve mansiyon alan karelerini buradan görebilirsin.

google da prize winning photos diye aratarsan çıkıyo bazı siteler.

www.tfsf.org

yarışmalar kısmından bakabilirsiniz.

bari 1 gün gelsin... ok'dir...

bu işler ne kadara oluyor piyasası nedir? bir bilen onu da yazsa bari?
mesela sen ne kadar vermeyi düsünüyorsun waroom?

evlen bence yoksa çok pahalıya mal olacak sana :))

istanbul'da semtine ve evin büyüklüğüne göre değişiyor fiyatlar..

sosyetik muhitlerde büyük evlerin günlüğü 100 lira olmuş öyle diyeyim.

ama ortalama fiyat günlüğü 3 odalı evlerde 70-80 gibi.

şaka gibi ama böyle.

++ ha ama şunu yazmayı unutmuşum. bir eve düzenli giden bayanlar mutlaka daha makul fiyatlar veriyorlar, yani siz haftanın 6 günü istiyorsanız aylık fiyata anlaşıp nispeten daha uyguna bağlarsınız.

hepi topu 6 kez yardımcı geldi evime, gelenlerin hepsi birbirinden tuhaf, birbirinden lakayıt, birbirinden sorunlu ve sakar tiplerdi. siz içinize sinen birini bulursanız, boşta kalan 1 gününde de ablaya ben talip olabilirim :)

mail adresi yazar misiniz?

[email protected]

bu arada ben çalışan bir bayanım ve yetişemediğimden bir bayan arıyorum. beni erkek sanıp 'evlen' diyenlere duyurulur...
:P
buradan çıkarılacak sonuç:
1) temizlik için evlenilmez zira evlenilecek kişi temizlik yapamayacak şekilde çalışıyor olabilir...
2) burda da bayanlar vaaaaaaaaaaaaaaar!
:P

kaptan ehliyetim yok ama tahmin cevap vereyim kabul ederseniz.

uzun yol kaptanı, uzun yolda iken evlendirebilir diye düşünoyurm. nikah memuru falan bulmanın imkansız olduğu yerlerde. yani istanbul şehir hatları vapuru kaptanı gelip yine istanbul içinde ben kaptanım diyip nikah kıyamaz.

valla ben de öyle düşünüyorum, boy verebileceğin derinlikte bir yerlerde evlendiremez herhalde... ama nerede evlendirir???

(bkz: gemi kaptanının nikah kıyması)

bildiğim kadarıyla "master kaptan" yani geminin seyir esnasında sorumluluğunun üzerinde olduğu kaptan kıyabilir.o da en üst düzey kaptandır.

not : terminolojide hata varsa profesyonellerden özür dilerim.

meteoroloji gov tr ?

ama geçmiş yılları göstermiyor...

o zmn ucretli veriyorlardır.

mail attım bakalım ne diyecekler..

(git: www.poseidon.hcmr.gr)

wunderground

çok teşekkürler..

İlgilenebilirim, nasıl özel mesaj atsam?

Teşekkürler,

urun.gittigidiyor.com

img708.imageshack.us

buysa eger, ikea'da 289 tl ye satilmaktaymis : ))

ama taksimde, akm nin karsisinda yolda poster satan adam 5 milyona aynisini satiyodu 5 ay once ben askere gitmeden once. simdi nedir ne degildir bilmem.


(bkz: behlül eyfeli)

poster olarak alip siz cerceve yaptirabilirsiniz,
veya direk poster olarak yapistirabilirsiniz,
ya da biraz pahaliya daha guzel gorunumlu kalin halini alabilirsiniz.

www.posteradam.com

heangi poster satan bi dayıya gitsen alırsın enteresan bisi degil ki baya bildigin klişe.

bi de nevresimi varmış bu dizinin. belki gerekir.

bit.ly

mecidiyeköyde profiloya giderken yayınan seyyar bi postercide gördüm aynını geçen gün.

evet seyyarcılarda da moda oldu haliyle.

taksim meydandaki vakıfbankın köşesindeki postercide.

ahahah fiyatlara cok guldum ya. 120'ye falan vardi gg'de.

kiz arkadasim 8 ay once aldi geldi bunu 7 milyona. bahceli'de bi muzik marketten almis.

en ucuzu posteradam, sipariş verdim bile!!!!!
tşk!

e ozman bi zahmet cevaba tıklayıver;)

www.posteral.com.tr adresinde de bulabilirsin..

kendi kedimden yola çıkarak şöyle diyeyim, bir ay kadar sürüyordu ama 3-4 ay sonra yeniden başlıyordu, o yüzden kısırlaştırmaktan başka çare kalmamıştı.

aşılar için belediyelerin veteriner işleri sayfalarını bi karıştırın, kadıköy belediyesininki epey iyiydi mesela, karşıda da vardır kesin.

hangi semt?

taksim, şişli, m.köy gerekirse ortaköy... bu civarlarda heryere götürebilirim...

sokaktaki erkek kedileri sakin kisirlastirmayin, ne bulursa yiyen kedilerde bobrek tasi olur. eger evdeki kedinizse kisirlastirin tabii ama vet'e sorun, ozel mama yemesi gerek. kuru mamalarin bir turu sonucta ozel dedigim de...

fulya'da fulya veteriner klinigi vardir. arayip fiyat sorun, pahali degildir, sokak kedilerine indirim isteyebilirsiniz.
0212-266 46 50 veteriner umut bey.

sisli belediyesini de bi arastirin, onlarin da olabilir. bir de ciragan'daki sokak hayvanlarini koruma dernegi var. bagis karsiligi yapiyorlar diye biliyorum. ama ameliyat vs icin tavsiye etmem. asi icin goturebilirsiniz.

çooooooooooook teşekkür ederim!!!
:)