yazıyı yazdığın layer'ın opacity değerini azaltsan? blending options falan..

zaten vakt-i zamanında senin dediğin gibi yapmıştım ama asıl istediğim o değil işte. yazının şeffaf dışarısının beyaz vs herhangi bir renkte olmasını istiyorum. örnek bulabilirsem koyucam.

şeffaf yazma için opacity uygun evet. onu değiştirmek istemezsen layerın üst kısmında normal gibi birşey yazan yeri overlay yaparsan da işini görür. yine de onun da üstüne bir miktar opacity düşürmek faydalı olur.
iyi çalışmalar

edit: o zaman overlay yerine screen seçiceksin, daha sonra blending options üzerinden stroke yapıcaksın keyfine bakıcaksın :) screen seçmeden önce yazı rengini siyah yaparsan iyi sonuç vermesi lazım.

www.grafikerler.net

www.grafikerler.org

okocha'nın vardı tek calımla golü. topu ayagının altından suruyodu sol ayagı topun ustunden atıyodu. defans adamı bakkala gidiyodu okocha da karsı karsıya cakıyodu golu. 98 dunya kupası macı olabilir.

ronaldinhonun golü vardı böyle götünü başını sallayarak :D chealseaya atmıştı golü
www.youtube.com bu işine yarar herhal?

Öyle bir banka yoktur desem :) Sadece hesap açtırırken müşteri temsilcinden bunu rica edebilirsin. O şayet ikna olursa (normalde olmuyorlar veya olmuş görünüyorlar) seni bu masraftan muaf tutabilir. Ama genelde bankalar bu masrafı almaya çalışıyorlar. Böylece aldıkları her bir hesap işletim masrafından müşteri karlılık ve şube karlılıklarını ortaya çıkarıyorlar.
Hesap İşletim masrafı anlamsız, benden bunu almayın, ben zaten paramı bankanıza yatırarak değerlendireceğim, siz de o arada zaten benim paramdam para kazanacaksınız deseniz bile size söylenecek yorum şu olacaktır. "Tai bey; Bizim bankanın ürünleri kullanırken size sistem sürekliliği ve alternatif dağıtım kanallarımızdan (ATM-POS-Internet bankacılığı-Telefon Bankacılığı) hizmet garantisi veriyoruz. Sizden aldığımız bu masraflar karşılığında size istediğiniz an 7/24 kesintisiz hizmet veriyoruz" diyeceklerdir.

yatırım işlemlerinizde banka yerine aracı kurum kullanırsanız hem daha düşük komisyonlarla işlem yapar, hem de yıllık aidat vs. ödemezsiniz.

ya otomatik odeme talimati vericeksiniz ya da ozel bankacilik dedigi hizmete dahil olucaksiniz.

bankasya eğer kredi kartınız olursa almıyor, + kredi kartının yıllık ücreti de yok..

br-rip dediği bluray-rip'tir.
(bkz: #14546605)

mkv performans olarak divx'ten daha üstün bir format. yani aynı boyuttaki iki dosyadan mkv olan daha kaliteli görüntü içerir. tabii ki hd divx formatlı sunumlar da olabilir. hatta hd wmv'ler bile var. ancak performans(boyut/kalite) dolayısıyla mkv daha çok tercih ediliyor.

dvdrip, mkv yapılınca divxten daha iyi bir görüntü ortaya çıkıyor. o sevdanın sebebi o

bide mkv icine baya bisey alabiliyor, altyazi ses.. container format olayi

mkv lerde video bitrate audio bitrate cok daha yüksek seviyelerde olabiliyor. Onun dışında orjinal oluşturur gibi farklı sesleri, farklı altyazıları secenekler halinde içine koyabiliyorsunuz programlar sayesinde çıkartabiliyorsunuz. ekleme çıkarma işlemlerini bilgisayarda sadece msn kullanan kişiler bile yapabilir böyle güzellikleri var mkv nin neden herkes kullansın, kullanmayanlara kullandırtsın.

şurada var sanki;

liveonsat.com

(bkz: #15438769)

bir de windows vista live diye bir cd var, o da olur, ya da bartPE, ya da windows OPK

soğuk su mu diyorsun yani bu mudur?

çalışan cd işini görür evet.benim de başıma gelmişti aynısı.

Bana da oldu ben de format attım diyerek umutsuzluk aşılayan insan moduma devam ediyorum.

gavurcanız varsa burda anlatmışlar çözümü:
www.opentechsupport.net

bi de şu var tabi:

www.google.com

linux d sürücüsüne kurabilirsin yada dediğin gibi livee cd ile dosyalarını kurtarabilirsin.
ya bide şu windows cd xp kurtarma konsolu var onu denesen ben hiç denemedim ama yarar gibi geliyor.

hiren's boot cd ile yeni bir kullanıcı hesabı oluşturup dosyalarınızı falan kaybetmeden aynı windows kurulumunu saklamak mümkün. linux ya da benzeri daha zor işlerle uğraşmaya gerek yok bence.

yine olmazsa, aynı cd'nin içindeki değişik programlar ile dosya kurtarmak ve benzeri hareketleri yapmak mümkün.

Bi adet antivirüs (avg olabiler) ve bir adet antispyware (spybot search & destroy olabiler) programıyla bilgisayarınızı taratın. Bu taramaları windows'u güvenli modda açarak yapın.

(git: 30046)

belki yardımcı olabilir..

çooook alakasız olabilir ama, anakartın üzerindeki pil sapıtmış olabilir mi acaba?

yok ya pilden olsa bilgisayar elektrik almıyorken olması lazım bu olayın. oysa her restartta 2070 e gidiyorum ben. msile.exe sanırım can sıkıcı virüsüm. şimdi silmenin yollarını arıyorum. bulursam yazıcam buraya.

İstersen şifremi unuttum deyip tek tek mail adreslerine şifre göndert belki account açmışındır haberin yoktur.

ya öyle zaten büyük ihtimalle açtım ve unuttum. ama mail adresini yaz sana şifre yollayalım yok bu abilerde. birsürü soru soruyorlar. hangi tel numarası vermiş olabileceğimi bile bilmiyorum. kombinasyon 100 ü bile bulabilir.

Bu durumda iki alternatif var birincisi adamlara durumu anlatıp çözüm bulmalarını ummak (sonuç alınması uzak bir ihtimal) ikincisi ise başka kredi kartı kullanmak.

acaba sanal kart çıkartınca farklı numarayla mı geliyor kard diye düşündüm şimdi. olmadı o tarz bir şeyle bir seferlik para aktarsam?

edit: kard ne a.k

evet sanal kartın numarası kartın gerçek numarasından farklı oluyor. kuvvetle muhtemel sorunun en kestirme iki çözümünden biri bu. paypal ile iletişime geçmek demek 2 ay beklemek demek.

o paraya exper alma.
aynı fiyatlara hp var, asus var, acer var, var oğlu var. ilk önce onlara bak.

o paraya exper alma, acer hic alma.
asus ve hp'de o fiyata o konfigurasyonda bir notebook belki zor denk gelir ama bulunabilir de tabi. fiyati nispeten biraz daha dusuk olan lenovo(ibm)'lar var, onlara da bakabilirsin.

ornegin su cihaz: www.ereyon.com.tr
ayni notebook hepsiburada'da vista lisansi ile 1600kusur tl'ye satiliyor. bunu ereyon'dan ya da freedos ile satan bir yerden alip ram'ini de yukseltilirsen islerini rahatca yapabilecegin bir notebook'un olur.

casper iyi bir secim olabilir. ben hic kullanmadim ama kullananardan pek bir sikayet gormedim.

açıkçası casper ve acer korktuğum markalar arasında. ama gözümü karartıp alma aşamasına geldim gün itibariyle. lenovo da aklımdaydı zaten. olmadı ona ram ekletip alırım.

nero yapıyordu bu dediğini..

öyleyse süper. akşam deniycem. bir iki alternatif program da indirdim. sanirim hallolucak bir şekilde.

Ben daha geçen hafta Nero ile sorunsuzca yaptım. Kendisi çevirip VCD olarak yazıyor CD'ye, siz sadece avi dosyasını gösteriyorsunuz Nero'ya o kadar...

peki 700mb lik dosya icin 2 cd mi gerekiyor? onu belirleme durumumuz var mi?

yalnız bazı ses codelerini bozabiliyor nero. artık tanımadığı için mi yoksa formatı bozulduğu için mi bilemem. ama vcd ye çevirdikten sonra travesti gibi çıkıyor bütün insanların sesi rööh rööhh! diye

700 mb için 2 cd istemesi lazım, garanti olsun bulunsun yanında da. nero yapıyor diye biliyorum ben de.

kendinizi kovdurmak için yapacağınız herhangi ters bir şeyin (kibar feyzo modeli, patrona pandik atmak mesela) istifadan farkı olmaz. kovulursunuz, tazminat da alamazsınız. işi yavaşlatıp kaytarsanız da öyle. tazminat alarak yasal yollarla ayrılmak için sebepsiz kovulmanız, göreviniz ollmayan işler yaptırılması (muhasebeci diye girdiğiniz işyerinde temizlikçilik görevi yaptırıyorlarsa mesela), patron taciz ediyorsa vs, tazminat alıp ayrılabilirsiniz. bir de askere giderseniz tabi tazminat alırsınız.

işler kötü gidiyor diye çıkarılırsanız da tazminatı hak edersiniz. şurada 4 ay kalmış 4 ay daha sabredin. geç meç maaşınızı alın, askere gidiyorum diye ayrılınca da tazminatı alın.

böyle bir durumda çıksanız zaten kıdem tazminatına hakkınız olması lazım.

edit: iş müfettişi dayım var, bugün ona sorayım. kendiniz feshederseniz haklarınız var mı diye.

o zaman kafamdakini biraz daha net dökeyim ortaya. zaten iş yavaşlatmada çığır açtım şu ara. patron da farkında bunun. o yüzden sürekli antin kuntin işlerle geliyor karşıma. yüzsüz bir şekilde çıksam karşısına zam istesem, damarına basmak gibi olacağı için beğenmiyorsan git muhasebeye demesi kuvvetle muhtemel. bu durumda o beni çıkartmış olur ve tazminatı alırım değil mi?

işçi çıkış bildiriminde ne yazdığı önemli. adam sana istifa etti der ama ortada istifaya dair bir belge yoktur, o zaman alırsınız.

devamsızlık yaptı der, aha bu da işyerinde tutulan tutanaklar der, ama sana devamsızlık nedenlerini sormaz, bildirim yapmaz ise alırsınız.

işverenlerin geneli adi olur, çalışanı asgari ücret üzerinden gösterir, işe giriş tarihlerin geç gözükür, tazminat vermemek için elinden geleni yapar. 2000 lira ücret alıyorsun diyelim aa seni asgari ücretten göstermişler kayıtlarda... hepsi değil tabii ama çok oluyor böyle şeyler.

ben tazminatınızı alabileceğinizi düşünüyorum ama emin olmak için soracağım ne yapmanız gerektiğini

zaten asgari ücretten sigortalandığımı biliyorum. şirkette herkes bu şekilde. ama yine de 2.5 sene az değil. yanlarına bırakmak istemiyorum.

ben o işverenin yerinde olsam kapatırım dükkanı gene de vermem o tazminatı haksız şekilde. yapmayın etmeyin kardeşim. işverenin sırtına binen binene, bir de siz binmeyin.

@hevipeyra, adam haksız falan değil. ücretlerin geç ödenmesi her zaman haklı fesih sebebidir kaldı ki adamı asgari ücretten gösteriyorlarmış. size tavsiyem işverenlerin yanında bu kadar olmayın.

tazminatı vermem diye bir şey yok, vermezse cezayı hacizi yer.

@hevipeyra, işvereni düşüne düşüne bu hale geldi zaten durumlar. 1 2 gün gecikmeye kimse kalkıp bir şey demez. ama 10 gün 15 gün gecikmeler hiçbir şey yokmuş gibi yansıtılmaya başlandığında artık burada düzeltilecek bir şey kalmamıştır. kaldı ki patronumu da tanıyorum. gecede 2 3 bin yemeğe harcayan bir insan. bana yok demesin inanmam. bu yüzden de haksız olmadığıma eminim.

uzun süre çalışan durumunda ve işveren durumunda bulundum. şu an halen işveren durumundayım. bu sebeple işverenleri genelleyerek "adi olur bunlar" demenizi hiç hoş karşılamadım. üstte yazdıklarımda haksız kelimesine dikkat ederseniz ne dediğimi daha iyi anlarsınız. hak etmeden, illegal yollarla tazminat almaya çabalanıyor ise sözüm halen geçerlidir, ancak tai' nin söylediğine göre işveren gerekli sorumlulukları yerine getirmemekte gibi. bu durumda legal şekilde tazminat hakkınızı aramak tabiidir.

lütfen toplumun gelişmiş kesimi olduğunu düşünen bizler en azından işvereni hala ağzında purosu olan, şişman kodaman olarak kafamızda tasvir etmeyi bırakalım. 2 yıl süreyle bir ortakla beraber fabrika işlettim ve zarar ederek devretmek zorunda kaldım. emin olun yanımda çalışan kişilerin hiçbirinin aldığı para kadar toplamda para kalmamıştır elimde. ayrıca hiçbiri benim yaşadığım baskı ve stresin onda birini dahi yaşamamıştır. bunu gönül rahatlığıyla söylüyorum çünkü madalyonun her iki yüzünüde çok iyi biliyorum.

beyefendi işverenliğinizi yerinde ve tam olarak yapsa idiniz, iş kanunlarından haberdar olsa idiniz ortada işçi için haklı bir neden olduğunu görürdünüz. daha söze gerek var mı?

edit: ayda yaklaşık 15 tane işveren ve onun beyanatlarını dinleyen biri olarak bunu yazıyorum. aklımda canlanan şeyleri yazmıyorum. evet hala işverenlerin pek çoğunun böyle olduğunu düşünüyorum, çünkü görüyorum. hak yemekte üstlerine yoklar, devletin bildirimlerini ciddiye almıyorlar, sürekli yalan söylüyorlar.

iş kanunlarından gayet haberdarım. burada bahsedilen gerekçe maaşların geç alınmasıdır. bu gerekçe ile çalışan işverenini dava edip tazminat almaya çalışabilir hatta sendikalı ise ve toplu bir gecikme söz konusu ise greve dahi gidilebilir. kusura bakmayın ama sadece maaşı geç alma sebebi ortadayken, geçerli olmayan başka sebeplerle hatta belki sahte sebeplerle kendini kovdurmaya çalışmak ve tazminat almaya çalışmak ahlaklı ve onurlu bir davranış mıdır? benim kastettiğim haksız durum tam olarak budur. bu şekilde işverenine yaklaşan bir çalışana işverenin aynı şekilde karşılık vermesi doğaldır ve gereklidir nazarımda.

işvereni çok rahat genelleyebiliyorsunuz, görevlerini yerine getirmediğini ve adi olduğunu söylüyorsunuz. peki rüşvet alan satın almacıları, avanta yiyen şantiye şeflerini, akşama kadar facebook ta ya da msn de takılmaktan iş yapmayan çalışanı, umursamazlık sebebiyle yaptığı hatalardan dolayı işvereni zarar ettiren hatta batıran personeli aynı rahatlıkta sınıflandırabiliyor musunuz? eğer sınıflandıramıyorsanız ben bir ara sınıflandırır ve size bilgi veririm o zaman.

soru sahibinden sorusunun altında bu konuyu uzattığım için özür dilerim ve konunun kendisiyle alakalı olmadığını belirtmek isterim. laf açıldı, konu burada vuku buldu yoksa sözüm meclisten dışarıdır.

soru sahibiyle alakalı değil demişsin ama ben de kendi konumla ilgili bir iki kelam etmek isterim. bugüne kadar sadece 1 şirkette çalıştım o da bu. stajyer olarak başladığım şirket işçi statüsünde kalmamı istedi vakt-i zamanında. karşılıklı bir memnuniyet sözkonusu idi. sigortalı işçi sıfatına geçişim 6 ay uzatıldı. sigortasız çalıştım yani. ispatlayabileceğim evrak sayısı azımsanmayacak kadar fazla. ben kendi adıma şirkete verebileceğimi hep en üst düzeyde vermeye çalıştım. yetişmesi gereken evraklar için, bakkal dükkanı gibi çıkan 100 kalem konteynerler için sabahlara kadar evrak düzenlediğim oldu. pekala bir hafta erteleyebilirdim o yüklemeleri. ertelemedim. ama insan bu tarz özveri gerektiren durumlarda bulununca hakkı olan maaşı almak için de dilenmek istemiyor. dolayısıyla ben burada patrondan hakkımı gerekirse başka yollardan alabilirmiyim diye sordum. çünkü kendisi eminim su kurnazlığında bulunucak günü gelince. diğer insanlara bu şekilde davrandı. ben de karşısına daha sağlam şekilde çıkmak istiyorum.

şimdi benim paramı geç aldığımı bir şekilde ispatlamam mı gerekir? yoksa onların bana imzalattığı, parayı x günde aldığıma dair belgeyi imzalamasam bu yeterli olur mu? nasıl bir şekil şartı bulunuyor maaşımı alamadığımı belirtmek için?

sorunuzla ilgili olarak şöyle bir şeyler buldum. belki faydası olur.

www.hukuki.net

ben işveren olmama rağmen işverenin ya da çalışanın yanında veya karşısında değilim. sadece ve sadece hak hukukun yanındayım. emin olun yaşadığınız sorunların benzerini hatta daha ağırlarını çalışanken yaşadım, kimilerini ise işverenken yaşatmış olabilirim. bilerek hata yapmamaya her iki durumda da oldukça gayret ettim. yöneticilik yaparken çalışanlarımın haklarını sonuna kadar savundum, maaşları geciktiğinde patronun karşısına bizzat ben dikildim. bu sebeplerden ötürü her iki durum içinde bulunmuş birisi olarak genelleme yapılması biraz ağırıma gitti.

neyse, umarım hak ettiğinizi işvereninizle sorun yaşamadan alırsınız. eğer hakkınız olanı vermemeye direnen bir işverene sahipseniz de umarım o ikibin liralık yemekler zıkkım olur kendisine. kolay gele...

edit: bir de bu var:

www.turkhukuksitesi.com

hevipeyra, sizin ne düşündüğünüz önemli değil. İş Kanunu bu durumun işçi tarafından haklı fesih olduğunu ve kıdem tazminatı hakkının olduğunu söylüyor. Bahsi geçen madde 4857/24-II,e dir. Okuyun.

Tai, size de haberlerim olacak. Özel mesaj atacağım.

@trista:

kanun önünde siz de dahil olmak üzere hiç birimizin düşünceleri önem arz etmez. sizin nazarınızda önem arz etmemesi de zerre umurumda değildir. anladığım kadarıyla kanunu çok çok çok iyi biliyorsunuz. sizin yanınızda haddim değil ama bir iki yorum yapmak isterim bende.

tai nin imzaladığı maaş bordrolarının üzerinde sürekli olarak normal maaş alması gereken günün 20 gün sonrasındaki, yani gerçek maaş aldığı gün yazılı ise bu şirket teamülü haline geldiği için haklı olarak iş akdini fesh edemeyebilir ve tazminat alamayabilir. çünkü maaş ayda 1 kere ödenir diyor kanun, her ayın 1 inde ödenir demiyor. ayrıca önceki mesajımda verdiğim ilk linkteki avukatın yorumuna şöööyle bir bakarsak:

"İş Yasası, md.24/II-e maddesine göre de ücretlere kanuna ve sözleşmeye uygun şeklinde hesaplanıp ödenmez ise işçi haklı sebeple istifa edip kıdem tazminatı alabilir (ihbar tazminatı alamaz). Ancak, yasada kaç günlük gecikme olması halinde işçinin haklı sebeple istifa edebileceği belirtilmemiştir. Yargıtay kararları çok kısa süreleri makul kabul etmnektedir. Kanımca 34. maddedeki 20 günlük süreyi aşmalı ve belki de daha fazlası (1 ay, 2 ay gibi) gerekmektedir"

şimdi sevgili tai sizin aklınıza uyup işverenine postasını koysa, "ver ulan tazminatımı" dese, o işverende dönüp "aç oğlum şu kanunu iyi bir oku bakalım ne yazıyormuş" dese, sonrada tai nin ifadesine göre "zaten iş yavaşlatmada çığır açtım şu ara. patron da farkında bunun. o yüzden sürekli antin kuntin işlerle geliyor karşıma" durumuna göre komple sepetlese ne hissederdiniz acaba?

okumayı severim ben. siz de okuyun, iyidir okumak.

@hevipeyra, şirket bordroda bana verdiği günü değil ayın 5'ini yazıyor. ayrıca ayda bir kere maaş vermek adın ayın ilerleyen tarihine günü kaydırması için önce bana aradaki 20 günü ödeyip ondan sonra "arkadaşım maaşlar bundan sonra 20'sinde" demelidir.

yanılıyorsam düzeltiniz.

@tai:

bordroda öyle yazıyorsa çalışanın yararına olduğu verdiğim linkte söylenmiş zaten bir avukat tarafından. bu durumda tazminat alman mümkün görünüyor sanki. yalnız benim çalıştığım zamanlarda kimi firmalar bir miktar paramızı içeride tutarlardı bu şekilde gün atlatarak. yani şirketten sürekli 20 gün alacaklı olurdun mesela. bunu da bir nevi habersiz işten ayrılmaların önüne geçmek için teminat olarak tuttuklarını söylerlerdi. bunun kanunda yeri var mı bilmiyorum ama. sonuçta ben hukukçu değilim. bu konuyu verdiğim linklerdeki forumlarda ya da bir avukatla tartışarak daha sağlıklı bilgi alabileceğin kanaatindeyim. boşu boşuna yakma sakın 2.5 yılını uzman olmayanların aklına uyup *

mail atin support'a, yardimci oluyorlar. son kullandigi $ifreyi, ne zaman uye oldugunu falan soran bir mail atarlar size. sorulari cevaplarsaniz geri alabilirsiniz maili.

evet doğru.benimde hotmail şifren locklanmıştı gelen maile doğru cvp vermen halinde açılıyor

ucuzbilet.com mudur nedir öyle siteler vardı, dolduruyorsun formları seni arıyorlardı, öyle şeylere de bakabilirsin.

edit: he ok pardon, dip not olarak yazdım zaten :)

ama işte onlar hep yarının işi. şu an daha çok birilerinin tecrübesinden faydalanmak niyetindeyim.

yarın öbürgün bilemem ama www.expedia.com her zaman olabilecek bütün alternatifleri gösterir sana, eğer orada 323 euro yazıyosa doğrudur yoksa altında bişi vardır.

THY'nin her ay kampanyaları oluyordu belirli tarihlerde belirli yerlere. 111 €, 333 € gibiydi fiyatlar. En çok da Bangkok görüyordum ben o kampanyalarda. Takip edin, arayın sorun belki bu ay da olur Bangkok için.

Edit: Siz Şubat sonu demişsiniz, ben belki bu ay olur demişim, ay sonu gelmiş burda. Bu kafayla bu kadar olmuş. Siz yine bir arayın sorun, hevesimi kırmayın. eheh.

bu arada sirketi aradiginda sana baska fiyat verirler. internet fiyati diye ayri bi kategori vardir ve tabii daha ucuzdur. expedia diyorsa dogrudur, alinir ve uculur mesela.

expedia pahalı kalıyor ama ekobilet.com ve anlaşmalı acentesini aradım izmir için. gayet güzel fiyat verdiler. geçen sene bir arkadaşım o şirketle almış biletini ve sorun yaşamamış. ama 481 den ucuza da bulamadım. bilgi olarak kalsın burda.

bahariyedeki lufthansa yazanesine git biz ordan parise gidiş -dönüş 200 yavro ya aldık.

belirtmemişim tabi
şehir: izmir

digital yayın almak için setup box mıdır nedir öyle bir kutu alman gerekiyor diye biliyorum.

digital karasal yayındır o çıkanlar belki, trt falan yapıyordu kendi başına eskiden.

da işte ntv spormuş ne bileyim ntv falan var bir ton kanal. acaba bir şeyleri mi eksik bunun diye düşündüm. o box'ı da öğrendim 35 lira kurulum ücreti 210 lira da aletin kendisiymiş. 24 e de bölüp faturanın üzerine ekliyorlar. en kötü onu alıcaz.

şu şarkıya benziyor biraz bu mu acaba www.lastfm.com.tr't+Get+You+Out+Of+My+Head

budur, büyüksün.

bulamadıysan gerçi yasak diyorlar ama verenlerde var ,sırf bu şarkı için albüm indirdim verebilirim buraya istersen.

işte o çok klas olur. rapide falan atıver sana zahmet. dinledikten sonra emin olunca gidip albümü alıcam zaten. sorun olmaz.

process explorer
download.sysinternals.com
buradan hangi işlemin ne kadar işlemci kullandığını görebilirsin.

javaymış operaymış bilgisayardaki zırzop programlarmış ne varsa sildim. startupı da iyice boşalttım. yeniden başlattım şimdilik sorun yok gibi. tekrar çıkarsa piyasaya format gelicek ensesine. yapacak bir şey kalmadı artık.

msconfig hakkında minik bir hatırlatma!

en sağdaki başlangıç sekmesindekilerde gereken bulunamazsa, bir yanda servisler sekmesi vardır. oraya da bakmak lazım ancak daha kritik uygulamalar yer alır, en ufak bir hatada windows'u çökertmek mümkündür.

ne icin kullanacaksin bilmiyorum ama ustun bir performans beklemiyorsan gunluk kullanim icin yeterli bir cihaz. fiyati da iyi gibi.
ama yine de eee pc 1000h gibi bir cihaz tavsiye ederim ben gunluk kullanim icin.

eger bir daha notebook alacak olursam o da ibm lenovo olucak diyip duruyorum aylardir. adamlar nasil bir kasa yapmislar anlamadim. nasa tarafindan lisans alan ve uzayda kullanilir diye onay alan tek marka bu sanirim.

fiyati neden bu kadar ucuz onu da anlayamadim.

yani bunu aile kullanıcak daha çok. film izlenir internete girilir en fazla ben biryerlere giderken yanıma alır fm oynarım.

@trimpot: bana da öyle geldi. fiyatı bu özelliklere uygun gibi. kıllandım normal olarak sormadan edemedim.

Lenovo'lar güzel. Ancak touchpad'ine alışmak biraz zaman alıyor. Fazla hassas.

3000 V200 öneririm.

eger sadece ev bilgisayari olarak kullanacaksiniz alinir abi, kacmaz bence.

xp driverlarını aratıcam netten. onlar da varsa 1 değil 2 tane alıcam.

tam modeli nedir bilmiyorum ama iyidir ya.. hele bi de lenovo imis, alinir ki bu.. ideapad degil de thinkpad ise bi de, zaten dusunme bile, kucakla gotur..

www.kipa.com.tr

benim önerim 14inç alman. bunlar taşınmıyor, büyük ve ağır.

daha ziyade ev içerisinde gezdirileceği için büyüklüğü çok sorun yaratmaz benim için.

düşünmeden al.

beni kazıkladın diye geri gelmezse iyi:)

muhasebecime sattım. msn ve internet ihtiyacı imiş onların derdi. tek korkum, şimdi ben bunlara sıfır sistem kurup vericem ama kaspersky key'i bitip başımın etini yeme ihtimalleri var. 300 lira aldık diye teknik servise çevirmezler umarım işi.

antivirüs olarak eset smart security kur, kampüs lisanslı, uzun süre sorun çıkarmaz.
edit:kalktı link iş çıkmasın başımıza.

@abtash benim bildiğim kampüs lisanslı antivirüs yazılımları sadece kampüs ağı üzerinde çalışabiliyor.en azından bizde öyle.

@karabasmayan
hayır bizde öyle değil her gittiğim yerde kuruyorum, geniş bir lisans yani. (sakarya üniversitesi)
bilgi işlemde hocaların normal bilgisayarlarına(evde orada burada kullandıkları notebook) da kuruyoruz sorun yok.
kendim de kullanıyorum ayrıca.

İçim acıyor bu fiyatları görünce..
Benim bilgisayar ne kadar eder peki efem?
p3 866
512 mb 100hz sdram
160 gb hdd
17 inch crt ekran..
fx5200 ekran kartı

Hadi üzün beni, böğrüme böğrüme vurun..

alkışlarlayaşıyorum da var o video. videonun adı "uzun değil eşşekmişiz" işte linki (üyelik isterdi sanırım)

www.alkislarlayasiyorum.com

budur

tripod (büyük bişey al kendi boyunda falan), taşıma çantası, uv filtre, parasoley(eğer yoksa), lcd koruma kapağı(eğer takılabiliyorsa), hafıza kartı(4gb falan), bide external hdd.
güle güle kullan.

makina ile verilen 4 gb'lık tek hafıza kartı yerine, iki tane 2 gb'lık kart isteme şansınız varsa daha iyi olur. olur da kartlardan birine bir şey olursa kurtaramayacağınız fotoğraf sayısının az olması bakımından.

660 gr yazıyor ağırlığı için. objektif hariç ağırlıktır diye tahmin ediyorum ama öyle olmasa bile öyle 100 liralık tripodlar risklidir. işinizi görebilecek tripodlar 250 liradan başlıyordu krizden önce yanlış hatırlamıyorsam. kit lens'in f/3.5 olduğunu düşünürsek ışık problemi yaşayacaksınız. tripod almak yerine 50 mm f/1.8 bir objektif almayı da düşünebilirsiniz. asa'yı biraz daha yükseltip (maksimum 400), raw formatında çekip, photoshop'ta camera raw ile açıp exposure'u artırdığınızda düşük ışıkta tripodsuz da iyi sonuç alabilirsiniz.

özetle ben tripod yerine 50mm f/1.8 alın derim. zaten üç ay kullandıktan sonra ağzınızın suyu aka aka yeni objektif araştıracaksınız =) bari diyaframı açık, keskin bir lensi baştan almış olun.

bence filtre almayin ne de olsa gelismis teknolojide fotograf programları filtreleri bir butonla hallediyor. zaphod'un dedigi gibi lcd koruma kapagi alirdim ben olsaydim bir de fazladan hafiza karti bulunsun yaninizda. güle güle kullanin.

uv filtre alın mutlaka. hem odjektifi çizilmeye karşı korumuş olursunuz.

orda bi meyva tabağı var :) ona vurunca oyun bitiyo ne biçim iş ya daha ben 1.bölümü geçemedim ama uğraşacam :)

ps:meyva tabağı değil bomba düzeneğiymiş paardon :)

iceride calisan arkadasim olacakti, bi iletisime gecermisiniz benimle, hangi modeli alacaginizi falan soralim ona gore alirsiniz ;)

olur ya da olmaz demiyorum(size kalmış) ama yaparsanız; city of angels olmasın, mutlu aşk hikayesi olan bir film daha uygun olacaktır...

bence lake house veya sweet november afişleride harika filmlerde super

pek büyük aşklar olmasa da idare eder herhalde:)

corpse bride: getir.net
no reservations: getir.net
music and lyrics: getir.net
titanic: getir.net
newyork ta bir sonbahar: getir.net
50 ilk öpücük: getir.net

bence harika bir fikir.

nacizane iki öneri:
before sunrise:
images.google.com.tr
before sunset:
images.google.com.tr

before sunset veya lake house olur gibi. herkese teşekkür.

#11178191

bs player'da p'ye basmak işe yarıyor.

media player classic kullanın divxleri oynatmak için. File menüsünde "save image" seçeneği var, istediğiniz sahnede durdurup kaydedebilirsiniz.

mutluluğu uzaklarda aramışım =)
teşekkür ettim

her zaman kullanabileceğiniz gom player'da da var ss alma özelliği.