okocha, birinci maddede söylediklerimin gerceklesmesinde de bir mani yok. simdi bu genc arkadas seni okurken görmüs, heveslenmis ve seni ve kitap okuma azmini idealize etmis ve o heyecani sürdürmek istemis. ama bu heyecanin hakikiligini ve samimiyetini sınamak icin, arkadasa dogrudan yardimci olmak yerine, kitap bulabilecegi yerler hakkinda bilgilendirmek daha gercekci bana göre. hakikaten kitap okumak istiyor ve bu konuda vazgecilmez bir dürtü duyuyorsa, gider arar bulur okur.
okumanın bir heves degil, bir lüks degil, bir "aydınlanma aracı" degil (karikatür benim icin birsey ifade etmiyor, ya da daha dogrusu bilgiye ulasmada kitabin ve formal bilginin araciliginin son derece modern bir yanilsama oldugunu düsünüyorum, her kitap okuyan duvarin öte tarafini görseydi, süleyman demirel en keskin bakişli insan olurdu) ama nefes almak gibi, rüya görmek gibi, sevgiliyi sabah uyurken dayanamayip öpmek gibi bir refleks oldugunu düsündügüm icin bunca yaygarayi koparisim. kimse kimseyi aydinlatamiyor, hele evdeki eskileri komsu cocuguna vererek, eski kitaplari köy ilkokullarina bagislayarak, kimseyi kurtaramiyoruz. umarim derdimi anlatabilmisimdir.
0