önce çok ateşte aniden kızartın, bu, etleri mühürler, suyunun dışarı çıkmasını önler, sonra da kısık ateşte biraz daha pişirin. zaten tavuk çabuk pişer çok kalın ve iri parçalar değilse.

Tavugu kus basi dogra. Tencerenin veya tava daha iyi altina da sogan dogra diz bir cay bardagindan az su koy. Tuz karabiber bir yemek kasigi yag ekle yarim saat kapagini kapatip kisik ateste pisir. sonra kapagi ve ocagin altini ac karistir soganlar karamelize olunca pismis olarak yersin.

Fırında 20; tavada 10 dakika pişirmek kafi. Her gün kemiksiz derisiz tavuk göğsü yiyorum 200 gram.

Göğüs eti öyle veya böyle kuru oluyor.

@nereye bu gidişe katılmıyorum. tavuk eti mühürlenmez, biftek değil bu. kuş başı doğra. sonra zeytinyağıyla bi marine et. üzerine biraz tuz, pul biber ve karabiber koy iyicene yoğur hepsini. tavaya biraz sıvı yağ dök ama peçeteyle sil üstünü, yani yağlı olsun ama kızartacak kadar olmasın. tavayı biraz kızdır, sonra altını kıs tavukları at. kısık ateşte pişir bak sulu sulu olacak göreceksin. heh önemli nokta kısık ateşte pişirirken tavayı bi kapakla kapatman. yani buharında pişecek. hiç kuru olmayacak.

tavuk eti müdürlenmez, az pişmiş yenmez. eğer sulu olsun, lezzetli olsun istiyorsan fırın poşetinde pişir

ben böyle pişiriyorum, oluyor. ölçüler bardakla, kaşıkla.

ne bulursan koy tavaya ister küp küp ister jülyen doğra işte kafana göre doğra 7-8 dakika pişir afiyet olsun.

sınırsızdı en son

Sınırsızdı en son kullandığımda, tabi ne yapacakları da belli olmuyor.

Yalnız şu yazım hatası bomba olmuş lan slkdfjskjdg göte girmek he :D

Mobilden kotu olmus valla o hata ya insan icinde tek basima sesli guldum siz gosterince. Duzeltmicem kalsin utancim!

Sınırsız değil benim bildiğim, araştırın

Yusuf Atılgan
Murat uyurkulak
Murat Menteş

orhan pamuk
ali teoman
tezer özlü
oğuz atay

fantastik kurgu seviyorsan barış müstecaplıoğlu'nu fena halde tavsiye ederim.. perg efsaneleri var yazdığı, türkiye'nin ilk fantastik kurgu serisi olarak bilinir.. aşağıdak inceleyebilirsin:

www.barismustecaplioglu.com

ayrıca murat menteş'in yazdıklarına da göz gezdir, baya kafa açıyor.. benim önerebileceğim başka hakan bıçakcı var misal.. güzel yazıyor.. iki yazarı da ot dergisinden takip edebilirsin kitaplarına başlamadan önce..

kadın da okumak isterseniz, "beni yoksul ve kadın yazar olarak okuyun" diyen Latife Tekin'i öneririm.

modern türk edebiyatında, biçem açısından büyülü gerçekçiliğin temsilcisi kabul edilir.

konuları açısından köy romanının ardılı da diyorum ben. köylülük buharlaşır, masal uzaklığına çekilir, varoşlarla yer değiştirirken o geçişin, parçalanmanın anlatıcısıdır, romanı.

kendi kendinize sunu sorun ve cevabiniza gore hareket edin derim ben.

Soru: Ailesiyle diyaloga gecme isteginiz neden? Neye tesekkur edeceksiniz? yoksa aklinizda cesitli sorular mi var? Birsey mi duymayi umuyorsunuz?

Iliski bitmis. Uzun sureliymis keske bitmeseymis. Ama bitmis..

Dosya kapandiysa kapanmistir. Hala onunla ilgili dusunceleriniz varsa, diyalog cabaniz varsa o sizin kapandi dediginiz dosyanin, tam kapanmamis olmasindan dolayidir..

Kendinizi iyi dinleyin.. Dosyayi kapatip, daha guzel gunler icin kendinizi motive edip, hayatiniza bakin..

diyalog cabam kesinlikle yok, daha cok tek tarafli bir tesekkur olarak dusunmustum. sonucta evlerine gitmisligim, ayni masada oturmuslugum muhabbet etmisligim var.

artik iliski bu noktadan sonra benim icin de bitti, uzuldum ama tamamen kafamda bitirdim ben de.

ama evet, yanlis anlasilabilir onu istemem kesinlikle.

eger sizi haksiz yere pesin yargiliyorsam simdiden ozur dilerim.

bu soyleminiz, kizin, sizin hakkinizda ailesine soylemesi muhtemel olumsuz cumlelere karsi bir savunma yapmak istiyormussunuz hissi yaratti bende.

onunla ve ailesiyle de guzel anilar yasadiniz ve zaten o anilar yasanirken ve yasaniktan sonra mutlulugunuzu, tesekkurunuzu ettiniz. Kendinizi ifade ettiniz. Sizi tanidilarsa tanilar bugune kadar.. Yada sizi haksiz bulup sucluyorlar simdi.. Yada kizlarini sucluyorlar.. Hicbiri artik onemli degil ki..

Zihniniz kabullenme asamasinda sizi zorluyor.. Ki bayagi da yol almissiniz ne guzel..

Kendinizi on plana almaniz gereken bir devreye girdiniz.. Baska seylere kafa yormayin.. Kimse sizden degerli olmasin su siralar..

sanmiyorum kotu bir sey soyleyecegini en fazla "anlasamadik soyleydi boyleydi" diyecektir ki ben de fazla takilmiyorum onlara.

kendime yeni bir hayat kurma noktasinda oldugum icin kafami dagitma sansim oldu, elbette uzuldum, kabullenmekte zorluk cektim ama en azindan turlu bahanelere "haklisin, kendine iyi bak" tarzi 0 suclama/0 tartisma ile cevap vererek bitirdim. icim cok rahat.

yine de haklisiniz, ne tesekkur edecek bir sey var ortada ne de anlasilmayacak nokta.

iyi ki sormusum burda, cok tesekkurler hepinize.

bilinç altınızda hala bitmeyen şeyler var bence aileyle görüşmek istemeyi buna yoruyorum bitmişse gitmeyiniz.

gerek yok ama yolda falan veya herhangi bir vesileyle ailesinden biriyle karşılaşırsanız selam verirsiniz. efendice, güler yüzlü davranırsınız, mesaj alınır.

ben de kuzenlerine birlikte geçirdiğimiz tüm vakitler için teşekkür etmiştim. cevap da yazmamışlardı gerçi. iyi ki de yazmamışlar çok gereksiz olmuş. insan sanki kendini aklamak için onlarla iletişimde kalabilme ihtimali için yapıyor bunu. sonra anlıyor ki çok gereksiz.

ne tesekkuru ya ne alaka? etme. gereksiz.

galatasaray golleri sıra sıra yiyeceği için gs taraftarlarına neticeleriyle gülmekle yetinirler, olay falan çıkmaz.

şafak sezer'in ekürisi, bi tane daha var hep o ikisini oynatıyor filmlerinde.

corsair iyidir.

corsair

lig tv varsa lig tvde yoksa idman azerbaycanda izleyebilirsin.

ligtv2 ve ligtv3 kanalında bildiğim kadarıyla

premier league tv canli vermiyor degil mi? spor ekstra paketi alip lig tv'yi sallamayi dusunuyordum.

digiturkplay'de aylık 5 lira. ayrıca penthouse hd de hediyesi.

paulo coelho dan şeytan ve genç kadın olabilir eğer okumadıysan

bu soru duyuru'da sürekli soruluyor ve sürekli aynı yanıtlar veriliyor ama yine yazayım.
Yusuf Atılgan - Aylak Adam
Vedat Türkali - Birgün Tek Başına
Ahmet Hamdi Tanpınar - Huzur
Oğuz Atay - Tutunamayanlar

Stefan Zweig - Meçhul Bir Kadından Mektup

Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali

kesinlikle aradigin bunlar. oku sonra bi daha konusalim.

(bkz: betty blue)
(bkz: katya'nin yazi)

patti smith - çoluk çocuk.

aradığın budur.

(bkz: varolmanın dayanılmaz hafifliği)

demezler.

orada öğrenci değilim ama eski öğrencisi olduğunuza dair bir belge varsa çok büyük ihtimalle bir şey demezler (edit: belge olmasa da demezler bence). zaten özel üniversite olduğu için doluluk oranı azdır diye tahmin ediyorum.

zaten kütüphane ayrı bir bina değil de kampüsün içindeyse öğrenci misin değil misin diye kimlik bile sorulmuyor. sadece kampüs girişinde soruluyor benim bildiğim.

kampüse misafir olarak girdikten sonra kütüphaneye de girebilirsiniz. ama kitap vs. alamazsınız.

kaç kişiye çay yapıyorsunuz? bu arada kaşık ne kaşığı ?

sadece kendime hocam ama 3-4 bardak içerim en az. kaşık desen...tahta bir kaşık çay koymalık kap ile birlikte gelen. ölçu olarak sanırım 2 çay kaşığına eşit tek bir kaşığı.

2 çorba kaşığı çay koy. 4-5 bardak garanti çıkar.
senin ölçünü anlayamadım:)

çayı demlerken süzgeçine dek su koy; en az 10 dakika önce harlı ateş sonra da mum gibi yanan ateşte demlenmeye bırak:)))))

afiyet olsun.

çay tiryakisi isen kesinlikle çaya ilişkin kültürün olmalı. kendimden bahsedeyim sen ona göre hazırla.
1- kesinlikle çay suyu olarak damacana suyu kullan.
2-su çok iyi kaynasın yani kaynamaya başladıktan sonra 2-3 dakika kaynasın.
3-çaydanlığa önce çayı kat. daha sonra suyu kat ve taşmayacak şekilte hafif kabart. (4-8 bardak arası için 2 çorba kaşığı iyidir)
4-çayın demlenmesini bekle yani tam olarak tabana çökmüş olsun.
5-kesinlikle ince belli altı kalın(çabuk soğumasını engeller) olan cam bardak kullan.
6-çay markası olarak da ben çaykur tiryaki(kırmızı paket)+çaykur tomurcuk harmanlayıp kullanıyorum tavsiye ederim.

bergamut aromalı oba çay.
kişi sayısına göre 3 ila 5 çorba kaşığı.
üzerine bir de kesme şeker.
kaynar su ile demleyip, 12 dakika bekletin.
mis.

eşim günde 3 demlik içiyor, çok tecrübeli bir "çaycı" olarak görüyorum kendimi. ne harmanlar denedik, ne twining'ler, ahmad'lara bulaştık, obaçay gibisini görmedik. kullandığım yegane ülker ürünü.

açılın ben doktorum. şu anda memlekette f/p oranı en yüksek çay lipton doğu karadeniz. çayın püf noktaları ise şunlar. suyu çaydanlık altlığında kaynatıyorsan o esnada demlikte çay olmasın yanar. suyu fazla koyma. sulu bir demin geri dönüşü olmaz. dem ne kadar çay aroması içerirse o kadar nitelikli olur. suyu sonradan bardağa dökmekle başta demliğe dökmek arasında çok fark var. yani bardağa dökerken mümkün mertebe az dem çok su olacak. dem yoğun olacak. 1 kişi için 1 yemek kaşığı çay yeter. bu şekilde en az 4 bardak ince belli de çay çıkar. ve çayı en fazla 1 saat içinde hüpletmeye bak.

Istanbulkart

en konforlusu fatih ekspresi'dir. yht ile aktarma falan çabuk olur ama fatih ekspresi ile gece yolculuğunun konforunu vermez, sadece biraz daha çabuk olur.

önce istanbul'dan eskişehire cumhuriyet-fatih gibi bir trenle geleceksin sonra yht ile ankara'ya geçeceksin.

ayağa yarabandı
bota hijyenik ped

sen kesinlikle ve kesinlikle dişisin! demi?

Offf o acıyı iyi bilirim, felaket bişidir. Botum topuğumun arkasına tecavüz ediyordu resmen sonra dayanamadım topuğun değdiği astarı bir güzel söktüm, yerine woly den aldığım ince silikon zımbırtıyı yapıştırdım bir daha da olmadı.

bir ayakkabıcıda dövdürülür.

not: "bayağı da içime sindi" gibi bir detayı pek az erekten duyabilirsin :)

yok la erkeğim ben. kız arkadaşım sormuştu aldığımda "içine sindi mi bari" diye oradan aklımda kaldı haha. yoksa bot bottur sakatlamasın yeter :)

çok yardımcı oldu cevaplar öyle görünüyor ki ilk etapta bir tampon koyucam oraya sonra olmazsa dövdürücem sonrası allah kerim dövdürmenin ciddi bir sorunu var mıdır peki?

denyo olmayan bir ayakkabı tamircisi sorun çıkartmaz. kimi yerler kendi sattığı ayakkabıyı kendi dövdürtür. bi öğrenmekte fayda var sisinki öyle bir yer mi?

massimo dutti'den aldım. sanmıyorum tiplere bakınca yufka bile dövemez adamlar. iyi bir ayakkabı tamircisi biliyorsanız yazarsanız sevinirim :)

levent lostra diyeceğim ama biraz pahalıdır.

Yaşar Kurt – Güneş Kokusu (albüm)

(bkz: Banker lamba)

çözdüm ben sizi, massimo dutti paklar.

cok spor şeyler aramıyosan kiğılı yı severim ben.

lcw de var en normallerinden

dans kursu?

Yeni bir yabancı dil öğren olmadı dans kursları da olabilir hem spor yapmış olursun hem de sosyal bi aktivite.

halısaha ve dil kursu en eğlencelileri bana kalırsa. tabii ki herkesin zevkleri falan farklıdır ama dans için kursa gitmek ne bileyim gereksiz geliyor bana. insanlarla tanışayım, iki üç hareket öğreneyim, ufkumu açayım dersen güzel bir fikir.

ama dil en güzeli bence. otomatiğe alıp 3-5 yılda birden fazla dil bile öğrenebilirsin. ne bileyim oralara tatile gidersin, oradan insanlarla tanışırsın, kültürlerini öğrenirsin. ben bile istedim şimdi.

heykel

resim

yoga

Akşam işten çıkmışsın, kafa zaten 1 milyon olmuş :) harbiden yabancı dil için kasabilecek misin? Resim, aşçılık kursu gibi alternatifler iyidir

uzakdoğu sporları, sinir stres kalmaz..

benim işten vaktim kalsa kesinlikle bağlama kursuna giderdim.

baykuş

Leb-i Derya kesinlikle cok begenirsiniz.

asmali girisinde kafepi.

kafepi +1

kemancı. masaların kaldırıldığını düşünürsek, arkadaki bahçesi güzel. şu sıralar sakin.

asmalımescit'te ottonun en üst katı mekanın adı "balkon". terası ve haliç manzarası var. leb-i derya da olur ama sadace içki için bazen kıl oluyorlar.

cısto bar

asmalıda otto.

kafepi değildir. ben sevgiliyle beyoğlu konseptine soğuk baktığım için içime sinen bir mekan yok ama kafepi için yapma etme diyorum

limonlu bahçe

galatasaray'da pano.

doğramacılar değil de doğancılar yokuşu ise işaretli yerde üsküdar kızılay tıp merkezi var.

i.imgur.com

çokyaşa haklı, doğramacılar değil, doğancılardır o. Halk Caddesindeymiş zaten. Meydanda Toplum Sağlığı Merkezi nerede diye sorduğunuzda tarif edemezlerse, Doğancılar yokuşu ne tarafta diye sorun, gösterirler.

yok dilim değil. biraz yabancımsı ismi olabilir diye hatırlıyorum.

migrosun karşısında olan mı? hani vitrininde şık beyaz bir pasta maketi vardı dantelli gibi. yanında da gümüşçü?

sanırım migros yoktu o zamanlar (2005?) ama kapanmadan önce açılmış olabilir karşısında. hemen migrosun 50 metre aşağısında, göksudan yukarı çıkarken. çıldıracam hatırlayamıyorum ismini. meşhur da bir pastaneydi ama bulamıyorum.

Benim bildiğim yerin adı "happy caking" hatta web sitesine giderseniz, iletişim kısmında, hisardaki dükkanın dışarıdan fotoğrafı da var.

neredeyse tüm zone'ler yenilendi. mesela orc oynadıysan ve desolace'yi hatırlıyorsan orada bir kanyonun içinde thunder lizardlar vardı. su taşkını yüzünden hepsi boğuldu, bi questte onları sudan çekiyosun vinçle. barrens ortadan ikiye bölündü hatta.

questlerinde bir kısmı yenilendi.

ayrıca 2 tane yesyeni ırk var.

eklemece: hesabını battle.net'e merge et etmediysen. ettiysen de aç, cata trial'ini kullan ilk önce. 10 günlük trial, daha nolsun? beğenirsen basarsın 30 gün daa.

cevaplardan çıkardığım sırf yenilenen zone'lar için dahi oynanabilir olduğu. teşekkürler :)

gel bizim realm'e (Ravenholdt) beraber oynayalım. cataclsym süper oldu. ama uzun süre oynamayı düşünmüyosan hacı niye alıyosun oyunu. boşver hiç oynama.

yok bi şey olmaz.

birisine mi satacaksın?

hayır pek önemli olmayanları burada satıcam, gerisini ilerde ihtiyacım olacak diye tutucam.

dosya1'i acin. yeni worksheet olusturun def diye. dosya 2de def sekmesine gidin. ctrl+a, ctrl+c yapin, dosya1'deki def sekmesine gelip yapistirin derim.

Yeni bir workbook aç.
Eski iki excel dosyasının istediğin sheetlerinin sol alttaki sheet tabine(sheet isminin üzerinde yazılı olduğu küçük alan) sağ tık yap, menüde copy sheet çıkacak, copy to another workbook falan gibi bir seçenek olması lazım, oradan yeni workbooku göster, aynen sheet oraya kopyalanır.

thunder thunder...'ın önerisi de doğru ama sheetlerde merge cells falan gibi atraksiyonlar varsa paste ederken kıllık çıkaracaktır.

illa telefon kartı diyosan anlamsız olacak ama her türlü skype demek istiyorum ben.. evet..

eviara.com'a bi bak

nonoh.net
voipwise.com gibi çözümler var. nonoh ile kendi telefonunuzu da aratabiliyorsunuz. Unlimited incoming olduğundan emin olun tabi telefon hattınızın :-)

(bkz: voipraider)
ev telefonlari bedavaya, cep telefonlari da baya dusuk bir ucrete aranabiliyor.

Skype

metropcs al. aylık 40 dolar ücret ödüyorsun uluslararası sabit telefonları aramak sınırsız.

360 örneğini verdiğiniz için aşağı yukarı o fiyat aralığında birkaç yer önereyim. hepsi de farklı konseptlerde.

leb-i derya (taksim): cuma akşamı kalabalık olur ama manzarası da, yemekleri de, servisi de güzeldir. ama hemen rezervasyon yaptırın buraya gideceksiniz.

abracadabra (arnavutköy): arnavutköy iskelenin hemen karşısında, müthiş bir manzarası var. hiç yemediğiniz yemekler tadabilirsiniz. fiyatları da çok uçuk değil. yepyeni tatlar arıyorsanız tavsiye ederim.

ranchero (suadiye): bağdat caddesi'nde çok güzel bir meksika restoranı. yemekler her şeyi fast-food'a uyarlayan amerikan usülü meksika yemeği değil; hakiki meksika yemeği. çok ama çok başarılı. ayrıca margaritası da, sangriası da çok güzel.

villa bosphorus (beylerbeyi): rakı-balık severseniz kralı burasıdır.

hepsiyle ilgili hem google'da, hem de ekşi sözlükte bol bol bilgi bulabilirsiniz.

afiyet olsun.

ponte.

litera: lebi deryanın kalabalık ve gürültüsü burda o kadar olmuyor. yemekler lezzetli. sevis şık. gs lisesinin sokagında.

ponte, beyoğlu pasajında, uygun ve muhteşem bir yer, manzaralı da. odakule'nin karşısı. teşekkür edersiniz bana.

hem aşırıya kaçmadan hem romantik ve seviyeli müşterile sahip olan en güzel yer beyoğlundaki litera cafedir arkadaşım .. istanbul ayaklarının altındayken mum ışıgında arkadasınla basbasa bır yemek yıyebılrsın hemde mekana gore cok hafıf bır ucretle.. ıcerı ılk gırısınde senı karsılayan cam taban , aşşa baktıgında 30 metrelik bir boşlukta yurumekle baslıyor cezbedılıs ... ayrıca pazar gecesı gıdersende tango gecesıdır haberın olsun :)

www.literarestaurant.com

evde kahvaltı - klişe
adalar gezisi - klişe
piyerloti, sultanahmet, vb. - klişe
nezih mekanda akşam yemeği - klişe
meyhane/bar/bilmemne - klişe
sinema dışındaki kültür sanat aktiviteleri - galiba o da kısmen klişe

çoook düşünmek lazım yani, ben de merak ettim gelecek cevapları. benimki de cevap olmadı da, tersinden bi cevap sayılabilir.

ay sinemadan romantiği mi var yaaa :) karanlık ortam filan. heyecan bombardımanı. bence sen klişelere güven.
olmadı sahil varsa gidin martıları filan besleyin. böyle orman, bahçe yürüyüşü yapın seviyosanız. ya da hayvanat bahçesine gidin :)
just a perfect day şarkısındaki tüm aktiviteleri öneriyorum. :)

ilk buluşmada seks. bütün klişelerden uzak.

birinin bunu yazması gerekiyordu özür dilerim.

tiyatroya gidin.. en önden bilet ayarlayabiliyorsan mükemmel olur. ibb nin sitesine kolayca üye olur online yerini görerek bilet alabilirsin... bence unutulmaz olur.. ama klişelerde iyi gelebilir.. onlar boşuna klişe olmamış yani deneylerle sabit :)

bence adrealin aktiviteleri olabilir.

festival olabilir

dans workshopı olabilir.

klişeler genele hitap eder bro, cok emın olmadıkca klişenın dısına cıkman senın aleyhıne olacaktır.

müzeye gidin. istanbul modern'e mesela.

galata kulesinin karşısındaydı sanırım, bir oda tiyatrosu var. bence oraya gidebilirsiniz. hem çok samimi bir ortam olur, hem mekan olarak da muhteşem bir yerde vakit geçirmiş olursunuz.

bence ilk buluşmada konuşabileceğiniz bir ortam olmasına özen gösterin lan. tiyatro sinema olmasın.

Dışarda güzel bi' kahvaltı yapın. Hem muhabbet de bol olur. İlk buluşmada muhabbet lazım.

507'ye kadar çıktılar ama eski numaraları da tekrar verebiliyorlar. eğer bayii bayii dolaşırsan 505 veya 555 bulabilirsin.

hmm peki vodafone hatlar kac ile basliyor?

hepsi aynı şekilde. eskiden 3 yıl idi şuan kaç yıl bilmiyorum ama uzun bir süre kullanılmayan yani "boşa çıkan" numaralar tekrardan satılıyor. dolayısıyla 0542'li numara da bulman mümkün.

hatta geçenlerde bi turkcell bayiisinde yazı görmüştüm "532'li numaralar bulunur" ayarında bişeydi.

tabi bazıları çakallık yapıp bunları normalden fazla fiyata satmaya çalışabilirler. itiraz edin bu tür durumlarda. sırf numarası güzel diye ekstra ücret istemeye hakları yok. "sizi şikayet edicem" falan derseniz tırsarlar. zira işin ucunda para cezası var.

(bkz: geveze)

ama artık power fm'de değil virgin radio'da çalıyor

bi de onlari kitap yapip satiyor.

ben eğer gözgöze gelebilirsem çok sevinçli ve heyecanlı bir şekilde bakıp avuçlarım patlarcasına alkışlıyorum ve karşıdaki kişinin "la noliy" şeklindeki yüz ifadesini izliyorum.

kendi şeridimde benimle yanyana giderken birden üstüme kıran, ben korna çalıp elimle napıyosun sen yaa manasında hareket yapınca camını açıp "la gosgoca arabayı görmüyon mu ceğilsee genarı.. garı işjte.." diyen herifin göz bebeğinin içine bakıp küfretmekten başka yapacak birşey bulamıyorum ben şahsen. gönül ister ki ayağımın hemen kenarında bi levye olsun kafasına kafasına vurayım kanlar içinde bırakayım. vallahi istiyorum bunu bazen. "katil ederler" denir ya. hergün karşılaşıyorum bu tip olaylarla. ya minibüs şoförü ben kendi yolumda giderken ters yola girer bana hareket yapar napıyosun la sen diye, ya taksici 4 yol ağzından frene basma zahmetinde bile bulunmadan geçer gider, ya bi kadın yolun ortasında stop ettirir arabayı, ya apaçinin teki kırmızı ışıkta geçer ben karşıdan gelirken.. ve bu yaptıkları şeyleri o kadar normalmiş gibi yapıyorlar ki. sanki anormal olan benim. çekilecek gibi değil cidden. ehliyetimi aldığım 2. günden beri - ki kamyonun teki 3. şeritten sağdaki yanyola girmeye çalışırken kaportama çarptı ve kendini haklı çıkarmaya çalıştı, durup yol vermem gerekirmiş beyfendiye- ölümümün istanbul trafiğinde olacağına inanıyorum. neyse. fazla doluyum bu konuda ben de. yalnız değilsiniz.

atesle oynadiginin farkinda misin? Bana "defensive driving" kursunda ogrettikleri ilk sey su oldu: SORU: Yol hakki tamamen sana ait, bi baska arac senin hakkini goz gore gore gasp ediyo, Naaparsin? Benim cevabim: Ettirmem, cunku ben hakliyim. Tokussak bile, suc onda. DOGRU CEVAP: Asla ve kat'a dalasmam, hemen yol veririm ve benden uzaklasmasini saglarim.

Bu noktada Demir Bukey'in ileri suruculuk teknikleri kapsaminda yaptirmis oldugu bir deneyi anlatmak isterim. Bundan 15 sene kadar onceydi yanilmiyosam. Bir surucuye, Istanbul'da, bir hafta sureyle, senin o yazdigin maddelerdeki suruculer gibi arac kullandirtmislar. Diger bir surucu de tamamen uysal, medeni, efendi ve kurallara riayetkar, isiklara, yayalara ve aracta yolculuk eden diger insanlara saygili bicimde, adeta bir Rolls Royce kullanan bir makam soforu gibi kullanmis aracini. Cok cesitli ve zorlu guzergahlarda ikisi de seyahat etmis bir hafta ve gozlemciler vakit tutmuslar. Bu bir haftada cakal surucunun, efendi surucuye ustunlugu ne olmus biliyo musun? Toplamda yarim saat. Yani gunde 5 dakika bile degil.

Atalar sozu: Ite dalasmaktansa, caliyi dolasmak yegdir.

Dursun Temel'e gokyuzunu gostermis ve

-Aaa Temel bak ucak geciyo, demis

Temel de Dursun'a sakince, "Elleme gecsin" demis.

Bizimki de o hesap abicim, "Elleme gecsin"

Bizden atlasin da nerde patlarsa patlasin

Sen belli ki, rafine ve medeni bir insansin, kertenkele zekalilarla isin yok ve olmamali. Ozellikle de kaybedecek bi seyi olmayanlarla. Bu isi bir "hakkini gasp ettirmeme" davasi haline getirme, sadece olaya "Survival in the jungle" olarak bak. Engin Ardic'in bi arkadasi, Avrupa donusu ucak Tekirdag uzerlerinde alcalmaya baslayinca, bunu kastederek "Welcome to the jungle" dermis. Sen su anda jungle'da yasiyosun. Dolayisiyla, "mind set"ini degistir ve survive etmeye bak. Benim bi arkadasim bi Mercedes SUV ile dalasti. Indiler asagiya, herif buna vurmadi bile. Sadece bi sarildi ve yere yikti. Arkadasimin bacagi kirildi o yere yikilma esnasinda. Aylarca isinden gucunden oldu. Belki hala yagmurlu havalarda sizliyodur o kirik.

Bu da bonus:

www.youtube.com

www.youtube.com

en rahat yolculuk en kısa surendir diye bakarsak, ucak... onur airden uygun fiyatlı biletler bulabilirsin.. sawdan gidersen pegasus ta uygundur...
izmir alsancakta balca otelde kalınabilir...

yenikapidan bandirmaya deniz otobusu, ordanda trenle izmire kombine hat vardi. hala var mi bilmiyorum.

basmanede otele gitme sakın. öğretmen evi vardı bornovada, orayı tavsiye ederim

uçak derim atlas olur onur air olur 60 a vardır bilet 45 dk sonra izmirdesin

uçak derim atlas olur onur air olur 60 a vardır bilet 45 dk sonra izmirdesin

www.istanbulkitapcisi.com

1- sirkeci, ptt binası karşısındaki sokakta keskin color
2- tünel'den çıkınca hemen karşıda köşede 2 tane falan dükkan var, el çizimi falan şeyler satıyorlar, onların önünde güzel kartpostallar var.
3- sultanahmet civarında tramvay yolu üstündeki turistik eşyacılar

(bkz: istanbul modern)

bildiğim kadarıyla son 2 yılda türkiyede herhangi bir telefon kayıt altına aldırmadıysanız faturaya ihtiyacınız olmaksızın girdiğiniz zaman kaydedebiliyorsunuz. ancak girdikten sonra belli bir süre içinde kayıt edilmesi gerekiyor sanırım. en kötü proforma fatura gibi birşey düzenlersiniz telefon için kullanırsınız problem olacağını zannetmiyorum sonuçta doğrulayacak halleri yok tek önemli olan son 2 yılda başka kayıt yaptırmamış olmanız.

tesekkur ederim. hayir daha once hic kaydettirmedim.

fatura'da cihaz 449 dolar olarak geciyor...euro karsiligi 309'a geliyor. bir vergi odemem gerekir mi?

telefon zati esyadir, fiyati ne olursa olsun eger son 2 sene icinde herhangi bir cihaz almadiysaniz gumruk vergisi yoktur, ama turkcell herhangi bir ucret aliyor mu onu bilmiyorum.

anladim, sanirim faturaya da gerek yok?

ben yine de faturayi getirecegim fakat burada yazilanlar ve ilgili kanuna bakildiginda son 2 senede telefon getirmemis olanlar giriste kaydettirebiliyor.

simlock da olabiblir cihazda

annemle abim 2 hafta önce gittiler girdiler rezervasyonsuz

gerekmiyor rezervasyon. yarım saatte bir başlayan, ve rehber eşliğinde grup olarak geziliyor.

3'e kadar bilet veriyorlar gişede. Sırada olanlar olsa bile... Aklınızda bulundurun. Rezervasyon daha çok turla gezen gruplar için acente tarafından yapılıyor. Bireysel geziler için değil.

hiçbiri şehir hatlarından daha iyi gezdiremez sizi emin olun.

slik 340dx aldım dün, yuvam foto 180 diyor axess 3 taksit'e... nakitte 165-170 falan yaparlar herhalde.

sanırım daha düşükleri dslr taşıyamayacaktır. almasaydım keşke, alırdınız sonra bana satardınız... :)

önemli olan hangi objektifle kullanacağınız. ağır teleler ile çalışacaksanız 50 liralık slikler iş görmez fakat geniş açı veya sabit odaklı objektiflerle (normal sabit 300 2.8 değil tabii) sıkıntısız kullanırsınız dandik bir slik tripodu. istanbul'da iseniz sirkeci'ye bakın.

(bkz: anadolu medeniyetleri müzesi)

atakule: tüm ankara'yı tepeden çok güzel bir şekilde görebilirsiniz. özellikle çankayayı gözetliyormuş hissi uyandırması hoş. :)
leman cafe: bir izmirli karikatür hastası olarak mabet gibi gelmişti bana orası.
etnografya müzesi: gidin görün.

#99442 duyuru'da bakınız nasıl veriyoruz hiçbir fikrim yok (belki direk tıklayınca gidiyodur o ayrı) ama buna da bi göz at derim.

50. yıl parkı var cebecide. yeni açıldı. tüm ankara görünüyor. fotoğraf çekmeyi seviyorsanız ve geniş açınız da varsa tüm günü orda geçirir başka yere gidemezsiniz.

bebekte waffle ye ab'basta ama ağır oldu sanırım :D

bebekte cafe nero var hemen mcdonaldsın yanında. sandviç falan da var

"bir adım geriye uzlaştık, çünkü ortalama bir aşktık" olabilir mi?

evet kesinlikle o, tesekkurler.

ievan polka diyesim var :)

böyle arapça olmaz olamaz :) az daha detay olsa, mesela eskiden ama ne kadar eskiden? sene kaç ya da kaçlı yıllar?

olsa olsa budur:)
(bkz: bumbum vampirin gulu gulu)

ya o fransızca bir şarkı quadral... gibi bir ismi vardı. onu da hatırlayan olur herhalde.

min el garaib'in dediği oualalaradime herhalde ama o da değil gibi. hiçbi tepki de gelmiyo zaten cevaplara. anlamadım.

(bkz: rachid taha)
(bkz: ya rayah)

tamally maak olabilir mi?

valla valla dayanamadım valla diye uygur kardeşlerin kolpasını yaptığı bir şarkıya benziyor. o kanaldan araştırın, türkçeden arapçasına ulaşırsınız.

tamam ya rayah doğru şarkı! :), teşekkürler habibiler.

tamamen atıyorum; pussycat dolls - don't cha olabilir mi?

www.youtube.com

hatirladim. "keep this fire burning". hot mot yokmuş içinde ateş, yangın vb.'den çağrışım yapmış olsa gerek.

Bant yapıştırın temas eden yere veya en eski ve sağlam bir yöntem olarak pamuk falan koyun?

Ayrıca ıslanırsa sanırım ayakkabılar biraz esniyor fakat kurumaya zamanınız yoksa yapacak bir şey yok tabiî.

pamuk koyun ustune, bantla da yapistirin

bu ayağı vuran sert bölge var ya? heh orayı çekikle iyice dövün. yumuşasın orası.

başka ve rahat bir ayakkabı giyin.

teramisin sürün bol bol.ayrıca enteresan bi biçimde biberiye yağı da iyi geliyor.benim de ayaklarım hep yara beredir de.akşamdan sabaha acısının dinip toparlandığını bilirim.

ayakkabının arka iç tarafına yapıştırılabilen, küçük yastıkçık gibi tarif edebileceğim bir ürün var, yanlış hatırlamıyorsam scholl'un. capitol'ün otopark katlarından birindeki ayak sağlığı mağazasında bir çifti 12 tl'ye satılıyordu.

istiklal caddesi, haydarpaşa garı, pierre lotiden haliç, ortaköyden klasik cami & köprü fotoğrafı, eminönü, kız kulesi, vapurdan avrupa yakasındaki cami siluetleri, saraylar (yazmışsınız zaten), köprüyü boydan boya alan bi yere gidip gece ışıklı hali hmm bunlar geldi aklıma ilk yine gelirse yazarım daha

-üsküdardan kız kulesi ve boaz.
-bu baltalimanı falan oralar oradaki güzel evler vs.
-caddebostandaki köşk olabilir
-büyük adaya gidip aya yorgi, eski manastır falan...

modadan bu topkapı sarayını gece çekebilirsin, ışıklandırması iyi falan her halde.

topkapı sarayı nın arka bahesinde balkon gibi bir yer var manzarası muhteşem.

günbatımına yakın kadıköy sahilden-tiyatronun oralardan- karşı tarafı çekin, tam bir istanbul silüeti oluşuyor. şunun gibi; www.flickr.com

saydıklarından anladığım kadarıyla daha çok genel görüntü alabileceğin biraz da markalaşmış yerler arıyorsun? bunu yanlış anladığımı varsayarak sana fener balat civarını önereceğim. balat'ın tarihi evleri biraz döküntü gibidir ama fener'e doğru özellikle fener rum lisesi'nin etrafı şahane sokak perspektifleri verir. ben genel manzaradansa daha dar çaplı, sokak ya da bina bazında fotoğrafları daha çok sevdiğim için önerim böyle olacak.

galata kulesi'ne çıkarsanız epey görsel malzeme çıkartırsınız bence.

Hem Beyoğlu hem de Boğaz fotoları için süper bir yerdir. 360 derece fotoğraf çekme açınız vardır.

gökdelenleri ve iş merkezlerini de çekebilirsin.

Beykoz'a da gidebilirsiniz. Hem kendisi güzeldir hem de yüksekten manzarası. Anadolukavağı örneğin, Kanlıca, Beykoz merkez. Ve de Anadoluhisarı'nın tepesinde Tema'nin bir parki vardir, iki köprüyü birden görebileceğiniz bir noktadir.
Ayrıca her iki yakadaki hisarı da çekebilirsiniz başka bir fikir olarak.
Gülhane Parkı, Emirgan, Yıldız Parkı bilmem ilginizi çeker mi?
Boğaz hattı için de dilenci vapuru denen hemen he riskeleye uğrayan vapurlar var. Onlar işinizi görebilir.
Bir de birkaç üniversite çekin derim ben. Boğaziçidir, Yıldızdır...
Düzeltme: Asıl İstanbul Üniversitesi'nin meşhur kapısıdır, atlamışım.

çok klasik ama salacak sahilden şöyle bişey çekebilirsin. tabii ışığı beklemen lazım..

www.facebook.com

hammer'in osmanlı tarihi olmaz mı?
(bkz: joseph von hammer-purgstall)

(bkz: ismail hakkı uzunçarşılı)

"Bir bilen" tanıdıklarım Hammer'i pek fazla önemsemiyorlar. Kitap değil kütüphane okumak gerektiği görüşündeler, bir türlü külliyatı söyletemedim. Ben de kendi çapımda önermek istedim. Aklıma hepsi gelmediğimden, Pandora'dan baktım Suraiya Faroqhi'nin muhtelif eserlerine. Türkçe de, İngilizce de mevcut:

Economic and Social History of the Ottoman Empire 1600-1914
Ottoman Empire and the World Around It
OSMANLI'DA KENTLER VE KENTLİLER
Osmanlı Şehirleri ve Kırsal Hayatı
STORIES OF OTTOMAN MEN AND WOMEN
Osmanlı Tarihi Nasıl İncelenir
Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam : Ortaçağdan Yirminci Yüzyıla

İnalcık'tan:
ECONOMIC AND SOCIAL HISTORY OF THE OTTOMAN EMPIRE 1300-1914

bende de aynı. ekşiye yönlendiren herhangi bir linki açtığımda 2 saniye duruyo sonra kafasına göre başka bir başlığa giriyor.

duch sizinki farklı. bu sanırım: www.eksiduyuru.com
kuja'nın problemi çok çılgın, çok garip. bi yorum getiremiyorum.

@emraah evet anlaşıldı buymuş, tik attım say

bilginiz olsun, o problemi ssg ile uzun mesajlaşmalar sonucu deneye deneye çözdük. sağolsun ilgilendi düzeltti. artık öyle bir problem yok.

ne kadar süredir online olduğunuz=)

"çok zaman geçirdin sözlükte.. git biraz ders çalış, sevgilinle ilgilen, kitap oku, çık dışarı bi hava al, asosyale bağlican bak"

anlamına geliyor..

vakti zamanında "kimdir nedir" diye bir buton vardı. orada o an sistemde olan online yazarların ne kadar online olduğunu da listelerdi. kısa bir süre hizmet verdi sonradan kaldırıldı.