senin gibiyim. hatta sanırım daha kötü durumdayım. okula yeni başladım sayılır, işim falan yok yani 3-4 sene daha sığır gibi yaşayacağım, sonrasında da işim olur mu ondan bile emin değilim. sevgilim, ilişkim olmadı değil ama büyük bölümü internet üzerindendi ve açıkçası yüz yüze çok fazla vakit geçiremedim kimseyle. baktığın zaman evet ilişkim oldu, yüz yüze tanıştığım ve sevgili olmasak da biraz ilerlettiğim kişiler de oldu ama "sen internette düzgün duruyosun, normalde farklısın" hissiyatı her zaman mevcut. güvenmekte, sevildiğimi ya da takdir edildiğimi hissetmekte, daha doğrusu bunlara inanmakta zorlanıyorum.
önerim yok ama en azından kendi durumumu paylaşayım: ben genel olarak kendi hayatıma odaklanmaya çalışıyorum. onunla ilgili olarak düzeltip yoluna koymam gereken çok şey var. o açıdan "neden yalnızım" diyemiyorum pek, çünkü herhangi bir insanın uzun vadede bana katlanması ve benimle mutlu olması için hiçbir sebep görmüyorum kendi sorunlarımı çözüp hayatımı yoluna koyana kadar.
bi' de şu yaşıma kadar gördüğüm bir şey var: bu işler genelde hep beklemediğin bir anda oluyor. neblim 8 ay boyunca "niye kimse yok etrafımda?" diye düşünüp üzülüyorsun, kafanda kuruyorsun. sonra vazgeçiyorsun. "neyse ne yav bana ne" deyip işine bakıyorsun. biriyle tanışıyorsun. birlikte olma ihtimaliniz aklının ucundan bile geçmiyor, öyle önemsiz birisi. iki ay sonra bi' bakmışsn hoooop deli gibi aşıksınız. benim hemen hemen tüm tecrübelerim bu şekilde gerçekleşti. biraz ona güveniyorum. olur da kaderim "e şanslarının hepsini kullandın zaten, her 2-3 yılda bir yeni sevgili mi çıkarcaz önüne" derse de nabalım artık adapte olacağız bi' şekilde. her insan sevmek, sevilmek, sevişmek falan istiyor ama olmayan şeyler yüzünden enerjimi düşürmek de istemiyorum açıkçası. yiğit özgür karikatüründeki gibi, "yolunuz adapazarı'na düşerse elimizden geldiğince zkmeye çalışırız" deyip geçmek lazım.
0