bangladeşteki müşteri eid vacation sebebiyle tatiliz demiş. ee biz bu eid vacation'ı ramazan bayramı için kullandık, bu hangi eid'den bahsediyor? acaba dini bayramların tamamına eid vacation mı diyorlar? değilse ne?

nestle kullanıyordum ama hayvan gibi pahalı olduğundan alternatif arıyorum. yuh arkadaş 1 damacana su 8buçuk tale olmamalı yani. kapıya asıp gitmişler geçen gün "lido" markalı bir su. üzerine de fiyat 5 tl yazmışlar. nasıldır ki bu su denesek? sertliği 1,4 diyor. nestleyi bilmiyorum değerlerini bulamadım. bir de florist isimli bir su markası vardı o da 4,5 tl idi. siz ne kullanıyorsunuz fiyatlar ne alemde? hangisinden almalı?

çamaşır makinesinin günlük yıkama programı var 15 dakikalık. gömlek atıcam 1 tane, o programda yıkasam başına bir iş gelir mi? sadece 1 kere giyilmiş, kirli olmayan ama bir daha da giyilemeyecek olan gömlekleri bu programda yıkayabilir miyim? sadece 1 gömleği 1 buçuk saat gömlek programında yıkamak takdir edersiniz ki akıl kârı değil. siz ne yapıyorsunuz?

ek: biriktirip birkaç gömlek birlikte atma şansım yok, çok gömleğim yok ve haftada bir kez ve sadece 1 gömleğin yıkanmasına ihtiyaç var.

yazı yazmayı seviyorum ama bir türlü blog tutmayı beceremiyorum. yani daha önceden birkaç denemem oldu ama hiçbiri düzenli gitmedi. böyle sayfalarca blog tutanlara, ne bileyim bloglarında bir şeyler anlatanlara, hatta bloglarında anlatmak için özel şeyler yapanlara filan çok özeniyorum ama yapamıyorum. hiç blogum olmıycak dimi?

liseden ve hatta daha gerisinden gelen bir alışkanlıkla şu yukardakinin kullanımı konusunda oldukça takıntılı oldum. sonra yavaş yavaş internet ortamına girdikçe yalnız olmadığımı da gördüm. ergenlik zamanlarımda yanlış kullanan pek çok kişiyi de ağır bir şekilde eleştirmiş ve hatta gücendirecek kadar laf soktuğum olmuştur. bu konuda da yalnız değildim üstelik. ama şimdi düşünüyorum da, normalde yazım kurallarına (mesela soru eki mi'nin ne bileyim bağlaç olan ki'nin filan) ayrı yazılması o kadar gözüme batmazken neden inatla bu de? şimdilerde gözüm alıştı artık kimseye onu ayrı yazacaksın diye laf sokmuyorum çünkü büyük bir çoğunluk yapıyor bu yanlışı. ama soracağım iki şey var;

1- neden insanlar dahi anlamındaki de konusunda bu kadar takıntılı (kendime sordum bilmiyorum)
2- ulan yine de o kadar zor değil bunu doğru düzgün yazmak insanlar neden ısrarla yanlış kullanıyorlar? valla çok kolay lan.

unrealitymag.com hangisini izliyim? not: yüksek tansiyon izlendi.

yine ben, yine bir film sorusu. şöyle güzellerinden romantik komedi filmi önerin izleyelim beya, ama büyük bir çoğunluğunu izlemişimdir, arada bir şeyler kaçmış olabilir düşüncesiyle soruyorum.

ya şimdi düşündüm de, romantik komedi olması pek şart değil gibi. yani ne bileyim be kind rewind ya da the fall gibi filmler de olabilir (örnekler fazla alakasız oldu farkındayım). hadi benim oscar jürilerim merakla beklemekteyim.

ek: sinema bu gün bu saatte çok zor iş, ama izlerim yakın zamanda
ek2: büyük çoğunluğunu izlemiş olmakla beraber izlemediklerim var ayırıp izlerim ama hepsinin arasından birini seçsen hangisi olurdu merak ettim. ayrıca freaks and geeks candır.
ek3: before sunrise - sunset ikilisi en'lerimdendir. kaçyüzbin kez izlediğim konusunda fikir sahibi değilim ama şu an yeni bir film izlemek istedim (hem bana yeni hem de tarih olarak yeni).

nasıl yıkasam? tişörtleri filan atıcam şimdi, 40 derecede pamuklu programında yıkasam başına bir iş gelir mi? rengi filan solar mı?

bot giydiğim zaman yürürken gıcırt gıcırt ses çıkarıyor, o da beni rahatsız ediyor. botun tipi cat markasına benzemekle birlikte markası jump, altı lastik gibi (bildiğin cat model bot işte). ne yapsam düzelir ya da düzelir mi? bıktım yahu yürürken gacırt gucurt ses çıkarmaktan. parmak ucumda yürümeye başlıycam yakında..

yeni bölüm var mı bu akşam? ben düne kadar yok biliyordum, dün trt1de yeni bölüm diye alt reklamını gördüm, acaba serap mıydı o gördüğüm?

nesi var ki bunun, çok normal değil mi? sözlükte bu kadar baştacı edilip bu kadar anormalmiş gibi davranılmasının amacı ne? o kadar da zor değil yahu.

büdü: benim aşmam değil olay yahu, sözlükte neden bu kadar meşhur onu merak ettim. yoksa konu benim aşmam aşamamam ya da zor bulunduğunu düşünmem filan değil.

1. yıl bitiminde uzman yardımcısı maaşı % kaç artar? bir de bu % artış brüt maaş üzerinden midir?

sigara içmem, öyle arada bir bir tane keyif sigarası bazen, belki. sadece bu. ama ağzımda garip bir sigara tadı var geçmiyor. sigara içilen bir ortamda da bulunmadım. dişlerimi fırçalıycam muhtemelen gider de, nerden çıktı bu sigara tadı?

sofra hazırlıycam. özel bir gün gibi düşünün. yemekler benden. ne pişirmeli?

bu ne ya haberleri izliyorum sinirim tepeme çıktı. bütün komşularla sağdan soldan birbirimize mi giriyoruz bu işin sonu iyi görünmüyor, ne israili kaldı ne suriyesi ne bulgaristanı.. ne biçim iş ulan, noluyor?!

digiturkten başka yerde izleme imkanımız yok dimi :(

kek börek ve fırın kullanılarak pişirilebilen bilimum yiyeceği iyi pişirebilecek, börekleri pişirmek için alt üst yapmaya gerek bırakmayacak, kekin içini hamur bırakıp üstünü yakmayacak, yemekleri pişiriyorum derken kurutmayacak, tercihen içi aydınlatmalı 100-150 lira aralığında mini fırın aranıyor. tavsiyesi olan, bunu kullandım memnunum diyen? sağolun varolun..

bir yerde kalite güvence sistem dokümanı lafı geçiyorsa bu tanımla ne kast ediliyor olabilir?

una bulayıp yağda kızartıcaz evet, başka püf noktası?

evde iki adet laptop bulunuyor, biri kişisel kullandığım diğeri iş için kullandığım.. ikisi de dell ve denediğimde evdekinin şarj aleti iş bilgisayarına uyuyor, şarj edebiliyorum onunla. ama cesaret edemiyorum yine de onu kullanmaya, kullanmalı mıyım ve uzun vadede sorun çıkar mı? hem iş bilgisayarı ve hem de evdekinin şarj aleti açısından bir sakıncası var mı yoksa gönül rahatlığıyla kullanabilir miyim? şarj aleti çok ağır geliyor da taşımayayım eve her allahın günü dediydim.

soysam doğrasam kızartma yapılmaya hazır şekilde buzluğa atsam, başlarına bir iş gelir mi ki bu patateslerin? kendimi kaybedip bir sürü doğramışım yapacak bir şeyim de yok bunca patatesle, olur mu ki?

hayatını, mutluluğunu tek bir kişiye bağlamak, kendini adamak çok büyük bir hata kabul. ama yaptım. şimdi çıkamıyorum işin içinden, kendi içimden. büyük bir bunalımda mıyım, otsu bir hayata mı giriyorum bilemiyorum. bugüne kadar kimilerine göre çok da kısa sayılmayan hayatıma öyle çok şeyi doldurdum ki.. mutlu olduğum günler hep çok oldu. şimdi düşünüyorum ki o günler tekrar gelmeyecek.

hele işe güce başlayınca hepten bombok oldu hayat. eski çok da paramın olmadığı ama sıkılmadığım hayatımı özlüyorum. saçma sapan işlerle saatler geçirebilme lüksümün olduğu zamanlar şimdi öyle uzak ki.

sıkıldım. kendimden, hayattan, bir şeyler için sürekli çabalamak zorunda olmaktan, kendini bir bok sanan ve empati yoksunu gerizekalılardan. bugün bana herhangi bir şeyin eskisi gibi zevk vermediğini hissettim ilk defa. şu da olsaydı iyiydi diyebilceğim nerdeyse hiçbir şey kalmamış gibi. iş yerinde aptal gibi olmamak için uyuyor, ölmemkek için yemek yiyor, konuşmak için konuşuyor ve alışkanlıklarım olduğu için bir şeyler yapmaya devam ediyorum hepsi bu.

hangi evresindeyim hayatımın bilemiyorum. çok da isteyerek ve gerçekten çabalayarak geldiğim bir noktadayım iş konusunda. şimdi düşününce, sırada ne var, cevab veremiyorum. hayatım şu an şu noktada bitse gözüm açık gitmem gibi geliyor. yapmayı istediğim tek bir şey var, çocuk sahibi olmak. ama şu anki hayatımı göz önünde bulundurduğumda bunun mümkün olamayacağını görüyorum.

sonra zaten çocuğum olsa ne olacak ki, neye yarayacak. hem benim bile var olmaktan memnun olmadığım bir dünyaya kendi parçamı bırakmanın, belki onun da aynı mutsuzlukları, sıkıntıları yaşamasına sebep olmanın gerekliliği neden? buna da cevap yok. insanları sevmiyorum, sevdiğim biri var ama bu durumu kendim bile anlayamayacağım kadar karışık.

hayatın amaçsızlığını düşünüyorum sıkça. niye yaşadık, niye çabaladık bunca yıl? ben şuncacık ömrüme yeterden fazla güzel şey sığdırdım şimdi bakıyorum devamı gelecek gibi değil. intihar desen, o da lüzum değil. bazen şu an bir şey olsa ölsem kurtulsam diyorum (açıkçası götüm yemiyor intihar etmeye, sanırım ailemi düşünüyorum sadece, kendimi onların yerine koyunca elim kolum bağlanıyor)

ne yazdım niye yazdım bilmiyorum. yazdığımı tekrar okumıycam, okursam silip göndermem çünkü. yoruldum ve sıkıldım. hiçbir hobim kalmamış ve hobi bile amaçsız şu an. film izlemek için delirirdim, içimde ona bile istek yok. başkalarına -bazı şanslı başkaları- bakıyorum, mutlu gibiler, içten içe değillerdir belki bilemiyorum.

özet: hayat boktan, ne yapmak lazım?

iş telefonum haricinde 2 tane daha telefon taşıyorum ve artık sıkıntı olmaya başladı 3 telefonla gezmek. özel hatlarımın ikisi de avea fakat birini mesajlaşmak için (kontörlü) birini de ailemle-arkadaşlarımla konuşmak ve gerektiğinde birilerini arayabilmek için (faturalı) kullanıyorum. iş cebim şu qwerty filan olanlardan, diğer ikisi eski model baya. şöyle güzelinden 2 simkartla kullanabileceğim güzel bir telefon var mı ki? ne yapsam? bilekberilerde yokmuş sanırım çift simkart özelliği, ona benzer güzel bir telefon önerisi olan var mı?

not: samsung sevmiyorum.

nasıl bir şey bu? kimisi aşırı memnun onsuz olmaz diyor kimisi de 5 para etmez dandik bir şey diyor. evet sevgili mutfak kurtları, emine bederler, sorum size. kullanıp memnun olan, olmayan, bu da benim böyle bir anımdır diyen? gün bugün, söz sizin.

küçük ev aletleri almaya karar verdim. sanırım kettle, rondo ve tost makinesi dışında ütü dahil hepsine ihtiyacım var. nerden almalı, kampanyası olan, kullanışı iyi olan, fiyat/performans uyumu yüksek neler var tavsiye edebileceğiniz? teşekkürler lütfen (mahallenin muhtarlarındaki lütfen teyze geldi aklıma geçen gün, onu anayım dedim)

koop tarzında şarkılar ve bu tarzda müzik yapan müzisyenler/gruplar arıyorum. güzel olsun, benzer olsun benzer hissettirsin. ne güzel şarkıları var sadece 2 albümleri var, e dinle dinle bir yere kadar. öneri?

iş bilgisayarının wallpaperını değiştiricem ama şöyle göze hitap eden her baktığımda içimi açacak usturuplu bir şey bulamıyorum. güzel manzara filan olur, ne bileyim soyut huzurlu bir şeyler olur, önerilerinize açığım. çıplak kadın/erkek resimlerini hepimiz beğeniyoruz fekat adı üstünde iş bilgisayarı, öyle işte.

olay benim değil de bir arkadaşımın başına geldi, gerçekten. merak ediyorum çok aklıma takıldı size de sorayım dedim.

arkadaşım bir benzincide banka kartını düşürüyor. kredi kartı değil, sadece bankamatik kartını. bir hafta o karta hiç ihtiyacı olmuyor. bir hafta sonra aradığında kartı bulamıyor, bankayı aradığında hesabını teyit etmek için soruyor ve hesabında hiç para kalmadığını öğreniyor. birileri iki seferde hem afyondan hem antalyadan (ki arkadaşım da bu tarihlerde antalyada) para çekerek hesaptaki tüm parayı bitiriyor. bankamatikten şifre olmadan nasıl para çekebilir diyor arkadaşım müşteri hizmetlerine, bankamatikten değil şubeden birebir çekilmiş diyorlar. şubeden parayı veren eleman nasıl öyle aha bu kartım bana şu kadar para verin diyen insana kimlik imza bir şey sormadan parayı trink diye verebiliyor diyorlar, bankanın cevabı "elemanımız sizin parayı çektiğinizi teyit ediyor" oluyor.

daha sonra telefon bankacılığı ile şifre değiştirme talimatının da verildiğini tespit ediyorlar, bunu yapan da kartın asıl sahibi değil. banka paranın sorumluluğunu şu an kesinlikle üstlenmiş değil ve arkadaşımın elindeki tüm para o hesaptaki para -hem kendisinin hem eşinin maaşı o hesaptaki koca bir ay ellerine para geçmeyecek ve o bankadan aldıkları kredinin taksidi için beklettikleri para o hesaptaki para da- yani gerçekten zor durumdalar şu anda. merak ediyorum bu iş çözülebilir mi, çözülebilirse ne kadar sürer? kredi taksidinin ödeme günü gelene kadar tamamlanır mı mesela bu araştırma ve arkadaşıma parası geri ödenir mi? bilgisi olan var mı bu konuda?

edit: bir de arkadaşım daha kredinin ilk taksidini ödeyecek, böyle bir durum çıkınca ortaya şimdi bir de üstüne üstlük bankaya karşı mimlenmiş olduk filan diyor, olur mu ki öyle bir şey?

çok teşekkür ettim, iyi geceler.


istek üzerine: banka garanti, arkadaşım üstüne üstlük maaş müşterisi

savaş mı çıkıyor noluyor? savaş çıkarsa ne olur? ecelimizle ölebilecek miyiz?

elimizdeki filmler:

crash
supersize me
dead poets society
flipped
music and lyrics
les triplettes de belleville
life of brian
get him to greek
13 tzameti
repulsion
dont look now
sauna

birbirleriyle çok da ilgileri yok farkındayım ama izlemek lazım birini. hangisini izlemeli? mod: biraz duygusal, biraz sinirli, yorgun. daha da yoracak film istemiyorum.söyle rahatlatsın yormasın. korku filmi de olabilir. nedir?

çok geniş kapsamlı bilgim yok, özellikler hakkında da açıkçası çok bir fikrim yok. şöyle bir site buldum amerikaya free shipping (işimi görüyor). hangisi iyi bu ayfonların? hangisini alsam türkiyeye göre kâra geçebilirim? fiyatları nasıl, ne dersiniz?

www.newegg.com

ee sessizce geçti gitti, noldu bu internetteki değişiklik geyiği ve 22 ağustos?

mantarın şapka gibi olan kısmı yemeğe konuyor evet de sap gibi olan kısmını atmalı mıyız? orası yenmez mi? niye ki?

hayır xxx dedik diye yanlış anlaşılma olmasın. mesela kendimizi çok yakışıklı, zeki, sempatik, vb. sanıyoruz ama objektif bir gözle öyle olmadığımızı görüyoruz ya bazen, acaba kendimize çok mu yükleniyoruz ya da gerçekten öyleyiz de çevremizdekiler bizi kırmamak adına mı değilmişiz gibi davranıyor? ulen yaş kaç oldu hala ergen tripleri. kendini gerçekleştirememek iğrenç bişey lan!

başka dizi mi yok nedir bunun olayı? ne kadar dalga geçildiğini show tv biliyordur diye tahmin ediyorum. e bile bile lades? saçma dizi bir de (şimdi saçma dizi dedim diye biton ayar alacağımı da biliyorum ama saçma işte).

giremiyorum ben bu oyuna, %65e gelip kilitleniyor, bazen sayfayı yenileyin uyarısı çıkıyor bazen hiçbir şey çıkmadan %65te takılı kalıyor. arkadaşlarımın hesaplarından bakınca benim karakterim oyunda da görünmüyormuş. uygulamayı kaldırıp tekrar açmaya çalıştım olmadı, başka browserda denedim olmadı, başka bilgisayarda denedim yine olmadı. dün sorunsuzca girdim oynadım, bugün niye giremiyorum :( bi eğlencem vardı onu da elimden aldılar :(

noldu bu olay? haber maber bakamadım ayrıntılı, herkes fenerden kupadan şampiyonlar ligine gidemeyeceğinden bahsediyor. noldu şike kesin ispatlandı mı şimdi? fener küme mi düştü noldu?

o ne ki? ben ilk defa duydum, sinbo halojen fırın için kampanya şeysi gelmiş, %50 kampanyadaymış, fırın da lazım bana alınır mı ki bu? kullanan, bilen, duyan var mı?

yok yok bu işi bugün halletmeliyim. lens alıcam ben ama sol gözüm için şöyle bir sonuç çıkmış; sol - shp -1,75 cyl -0,50 axis 180 derece

ne bu? lensi 1,75 alıcam herhalde ama diğerleri ne ola ki? onların değerini seçebilmem için bir özellik yok te burda:

www.lensmarket.com

bir de bu lens iyi midir? hd diyor.. paraya kıyıp alayım mı ne yapayım ey halk?

bir sütuna geçen yıldan beri birtakım tarihler yazdım, yan sütununa formülle o tarihin hangi güne geldiğini belirtmek istiyorum. formülü ne bunun çok çok acil!

düşündüm düşündüm bir türlü bulamadım, kesin duyuru bulur.

iş yazışmalarında müşteriye yazılacak bir mailde "sizi mağdur etmemek adına" demek istiyorum, ne kadar uğraştıysam da güzel ve formal bir kullanım yaratamadım, ya chicken translate gibi oldu ya da yeterince resmi gelmedi. nasıl denir? onun yerine in order to support you'yu kullandım ama aklım mağdurda kaldı. ne demeli?

sleepyti.me

böyle bir site buldum. hem paylaşmak istedim sizlerle de malum birçoğunuz burda fazla mesai yapıp sabah erken kalıp işe gidiyor. bir de merak ettim bu gerçekten işe yarar mı ki?

internetten yüklediğim uygulamaların hiçbiri -feysbuk uygulaması dahil- açılmıyor. uygulamaların altında simgesi görünüyor ama tıkladığımda açılmıyor. biraz araştırdım başkaları da yaşıyormuş bunu, çözümü var mıdır?

bağış yapmak da aynı hesaba gelir mi? mesela ne bileyim tev'e lösev'e filan bağış yaptım diyelim, fitre vermiş olur muyum?

kablosuz superonline fiberoptik 20 megabit bağlantıyla resimdeki dl normal mi? nerdeyse 2 buçuk saat geçti, bunun yaklaşık 1 saatinde bu dl beklemedeydi gerçi ama 28-45 arası gidip geliyor hız. neden böyle ya! o kadar parayı 20 megabit bağlantı için boşuna mı veriyorum ben yani!!1!! :/

yaklaşık 2 ay kadar önce acıbademde göz muayenesi olmuştum ve doktor gözlük numaramın yazdığı bir kağıt vermişti bana. evi aradım taradım bulamıyorum o kağıdı bir türlü. şimdi lenslerim bitiyor, yeni lens almam lazım ama kağıdı bulamıyorum. numaramı tekrar nasıl öğrenebilirim?

not: muayeneye beni çalıştığım şirket göndermişti. bundan mütevellit randevuyu ben aldım ama onlar benimle bağlantı kurdular falan filan. demem o ki sonuçlar şirkete gitmişti, bana sadece gözlük numaramın yazılı olduğu kağıt verilmişti. arasam bizde sonucunuz yok derler mi ki? işle ilgili bir durum da olduğundan çok bilmeden etmeden iş yapmak istemiyorum. yardım rica. tenks.

indian hintli demek ama kızılderililere de deniyor. ayrım nedir? hintlilerle kızılderililer aynı millet değil bildiğim kadarıyla. o zaman olayı nedir? indian deyince ben hintli anlıyorum mesela ama öyleyse kızılderili ne demek?

elimde hollandadan aldığım kutu kola kutusu gibi bir teneke içinde kapalı olarak toprağıyla konserve gibi satılan ve açtığında su filan vererek yetiştirmeye başladığın birtakım lale tohumları var. ama emin değilim bunu şimdi açsam su filan vermeye başlasam işe yarar mı? belki belli bir mevsimi vardır dedim. şimdi açsam sulasam filan büyür mü? ya da belirli bir zamana kadar beklemelimiyim?

bir de çok nazlı mıdır? kolayca büyüyebilir mi? suyu, güneşi, toprağı filan nasıl olmalı?

tenkü.

bausch and lomb night&day lens almak istiyorum, iki kutu alıcam. solüsyon hediyeli filan olsa tadından yenmez. hangi siteden alayım, en iyisi hangisidir? ya da bu lensten daha iyi aylık yumuşak lens öneriniz var mıdır?

bonus soru: menicare soft diye bir solüsyon varmış eczacıbaşının. iyi mi bu alsak? ben hiç duymadım hiçbir yerde de görmedim ama siz belki biliyorsunuzdur. cevaplar?

elimde somon aromalı halis muhlis italyan makarnası var. ziyan etmek istemiyorum, şööööyle güzelinden bir sosla güzelce pişirmek istiyorum. önerileriniz?