çok ağır bir tempoyla uzun süre bu kaygılarla çalışırsanız psikolojiniz kesinlikle bozulur. kaygı tabii ki var ancak psikolojinin bozulması parasızlıktan çok daha kötü. bellir bir birikim belirleyin bence kötü günler için onu yakalyana kadar harcamaları azaltın. o zaman bu kadar kaygılanmazsınız. ama önce psikolojinizi koruyun.

çevrende maddi imkanları olan dostlar biriktir. gelecek ayı düşünerek yaşa. yıl olarak hesaplama hayatını. sadece para kazanmaya odaklanma. dostluklar arkadaşlıklar önemlidir. bulunduğun yaşa uygun olarak hayatını geçir. yoksa geriye dönüp keşke diyebilirsin. herkesin maddi kaygıları vardır. enerjini kendine harca biraz da. her şey para değildir. yarın ölmeyeceğinin garantisi var mı?

Finansal korkum yok. Belki şu mesajı yazdıktan bir kaç dakika sonra öleceğim. Neyin garantisi var ki ? Hayat zaten garantili bir şekilde yaşanırsa keyifli olmaz ki. Bende yakın zamanda iş değiştireceğim hatta şu an ki işimden daha az maaş alcağım ancak ruhen hafifleyeceğim. Zaten maksimum 80 e kadar yaşayacağız çeyreği gitti. Neyi neden düşüneyim ki

bende vardı bu. sonunda noldu? finansal olarak dibe vurdum. sonra anladım ki zaten dipteymişimakslşdkalşdka. noldu? evde oturuyorum ev erkeği oldum. :D benim tek avantajım kira ödememem ve temel ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar gelirimin olması. ama adam gibi otobüse bincek param yok. eğer sağlıkla ilgili bir sıkıntın yoksa ve sokakta da kalmayacaksan sonunda ölüm yok. gerçekten finansal olarak dibe vursan da psikolojin, mutluluğun maddi şeylere bağlı değilse korktuğun gibi olmuyor.

Daha iyi maas veren yerler var ama gitmiyorum neden cunku su an calistigim yer kadar buyuk degil. Zaten ulkenin durumu ortada. Bu yuzden sicrayamiyorum bende.

Yok , barbunya pilaki yarım ekmekle gayet doyuyorsun 3 tl ye.

Finansal korkum pek yok, tasarruf yapmaya calisiyorum ama ne kadar gelirim varsa o kadar gidiyor genelde
Yetismiyorsa yetismiyordur hocam fazla stres kaygı yapmadan durumu aciklayacaksin

finansal kaygıların varsa birikim yap. birikim daha cesur kararlar almanı sağlar ve genelde cesur kararlar daha verimli olur.

yetişmeyen geciken işlerde en doğru çözüm açık oynamaktır.

kendi açımdan finansal kaygıları çok düşük biriyim. biraz yapı meselesi biraz da yaptığım iş nedeniyle sıkıştığımda ortalamanın epey üstünde parayı hızlıca kazanabiliyor olmamdan kaynaklanıyor. ancak bunun dezavantajı düzenli çalışmaktan yoksun olmak.

abi aynı şeyi çok feci şekilde yaşıyorum ya. buna rağmen beş kuruş birikimim yok, yani tüm bu korkuma ve "bilincime" rağmen, "yarın başıma bir iş gelirse kenarda param bulunsun" deyip o 3-5 lirayı kenara ayıramıyorum. üniversiteye başladığım günden beri kendi paramı kazanıyorum ama kendimi o kadar huzursuz hissediyorum ki aklımı okula veya derse veremiyorum. bu yüzden daha ikinci sınıfı göremedim. tabii tek sebebi bu değil, bu biraz işin bahanesi ama kendimi asıl yapmam gereken şeye odaklayamadım işte. bugün oturacağım daire, altıma araba, maaş olarak da 4 bin lira ver ben yine huzursuz olurum "yarın işten çıkarırlarsa ne bok yiyeceğim?" diye. çocukken ne güzeldi amk işten çıksa bile baba anne bi şekilde besliyodu. gerçi masraf da azdı o zaman. heyt be.

www.milliyet.com.tr

Sahibinden de olabilir.
Ticaret gibi Yaparsanız vergisel sıkıntı olabilir. Evdeki üç beş parça eski eşyayı satmAkla sorun yaşayacağınızı sanmam

instagramda garage sale gibi bir hesap açıp fotolarını fiyatların ekleyin, duyurudan da alınık satılık ya da ekşimarket kısmına linkini verin en kolay öyle olur diye düşünüyorum. sahibindende hepsine ayrı ayrı detay girmek çok yorucu oluyor.

letgo'yu deneyin bence.

letgo +1

facebook'ta bir dolu ikinci el eşya grubu var, ben birkaç parça eşyayı oradan rahatlıkla satmıştım.

mezun olunca 1 yıl tecil hakkı doğuyor.

teyit etmek için askerlik şubesini de ara bence.

en doğrusu okula ya da askerlik şubesine sormak gibi.
ben de aynı durumdayım yarın bir okula soracağım sonuç alırsam yazarım buraya

sıradaki tatile dakika sayıyorum. Örn: haftasonuna az kaldı diye avunmaca

sıkıntı verecek olmasa zaten üstüne para vermezlerdi iş hayatında
nere gidersen git sıkıntı olacak en önemlisi fiyat/performans gibi
sıkıntı/fiyat doğrusu çizmek doğrunun alt bölgesinde bir iş bulmak
yani sıkıntısını çekebileceğin kadar para veren yer bulmak

şu an dediğin durumu yaşadığım için 2 gün rapor aldım yatıyorum acaip keyifli:D

@magoria: doğru söylüyorsun, fiyat yan haklar tatmin etmedigi icin is arıyorum.

Bulana kadar ofisin içinde beyblade sabri gibi Allaahhhh diye bağırıp yuvarlanmaya baslamaktan korkuyorum öylesine bıkkınlık ve sikinti mevcut.

Yetişkin olmanın guzellikleri...

mevlam sormayacak mı reis neden şükretmiyorsun diye?

@techni : sukretmeye çalışıyorum ama sıkıntıya faydası olmuyor. Biraz da bu kariyer konularında sukrun yerini idrak edemedigimden olabilir: sokakta değilim, amirim tam psikopat değil, asgariden yüksek alıyorum ok o zaman sukredip oturayım yeni is aramaya sikilmaya hakkim yok daha kotu durumda olanlar var cunku.

Allahım şu an aynı hisler içindeyim.
niye öyleyiz acaba?
ben akşam beni mutlu edecek bişey varsa onu düşünüyorum ya da haftasonu yakınsa sabret diyorum kendime ama hooop bitiyor haftasonu ve sil baştan.

benim fantezim "Aaaaaaaaaa!!!" diye bağırarak, şirket kapısına kadar koşup ordan da yardırarak gözden kaybolmak.

@technicalte : biz de mevlam a sormayacak mıyız hayırdır bu kapitalist düzen ne iş diye? Ne zaman müdahale edeceksin demeyecek miyiz? Eskiden her boka maydaozdun hayırdır şimdi sustun demeyecek miyiz?

ben engelleyemiyorum. oldum olasi hep sikicidir isim

dilekçe yazacaksınız neden gidiyorsunuz napıyorsunuz gibi, yani işte şu gün gidiyoruz şurayı gezicez turistik amaçlı şu gün de dönücez tarzı. destekleyici belgeleri ekleyeceksiniz uçak bileti otel rezv gibi.

hyr vfs globale bir sefer gidiyorsunuz parmak izi de orada alınıyor.

Bahsettginiz belgeleri tercume sunmaniza gerek yok. Zaten yazmiyor da oyle bir sey.
Calistiginiz icin kendi geliriniz var o yuzden parantez icinde yazan seyler lazim degil.

Oscar +1, dedikleri dogru.
Sadece o dilekce ing ya da alm olarak yazilmali diye biliyorum.

Tüm belgeler ing veya alm sunulmalıdır diye genel bir ibare var da gereken belgeler pdfinde, ondan sıkıntı yaptım - sağolun

Hmmh su ana kadsr dilekce haric hicbir belgeyi almanca sunana rastlamadim. Oyle diyim :)

simdiye kadar amerika hollanda ve almanyadan vize aldim hic birinde tercume edilmis belge sunmadim.

hollandayi vfs den almistim.evraklarimi verdim 3 gun sonra pasaportum geldi. tekrar gitmene gerek kalmiyor.

amerika fransa hollanda başvurusu yaptım hepsine türkçe belge dilekçe sundum.

içiniz rahat edecekse vfs global arayıp sorun yine de

O tüpü yarısına kadar doldur hocam, çeyreğinden fazla olmasına dikkat et, yetersiz geldi bir daha yap diyebilirler. Kolay gelsin

Bi pinçik yeter :)

olm şaka yapmayın lan :D
durum ciddi

pinçik mi çeyrekten fazla mı olmalı ?

Doldur reis kutuyu doldur fazlası kalsın bir sonrakine

Yakın zamanda Acıbademe kardeşim gaita verdi, çeyrekten azdı, arkadaşların bir pinçik dediği durumdan hayli vardı, olmamış bir daha yapın dediler. Kafana göre takıl hocam. Bi daha yaparsın nolacak :)

götünü korkak alıştırma hacı doldur gitsin. inceleyen düşünsün sen düşünecen

o kaşığın ucuyla bi pinçik koymak yeter. ayıptır ağzına kadar doldurmayın. insna inceleyecek onu. alıp mikroskopta bakacak. lamelin üstüne sığacak kadarı yeter.

bir de boku tuvaletten değil, g.tünüzden alın. tuvaletin içindeki bakteriler de birlikte gelmesin.

bi de açıp açıp başka yere değdirmeyin, kontamine olur, dışarıdan tüpe bulaşan bakteri sizin testte çıkar. yok yere bakteri var derler.

Bir pinçik yetmediği durumlar genelde kaybedilen kakalar oluyor. Yani yetmeme gibi şansı yok. Acıbademde muhtemelen verilen gaita kaybolduğu için yetmedi demişlerdir. Gaitada parazit ve kültür testi için yazıyorum bunları

İş yavaşlat seni konsunlar tazminat al. sonra devlet de işssizlik maaşıo versin. Aynı hesaba geliyor. dinlenmen kar kalır.

Maddi imkanlarınızı bilmeden çok sağlıklı tavsiye veremeyiz sanırım.. Bu soruyu sorduğunuzda göre durumunuz 1 yıl kadar çalışmadan geçirebilecek haldeyse işi bırakın derim...

Ama altı ay sonra hemen iş bulamayabilirsiniz. Bu yüzden bir yılı gözden çıkarın derim ben.

Silver apple - Keşke "ihtiyaç kalmadı" diye kovsalar, hayalim o ama olmuyor - performansı kotulestirip kovulsam tazminat hayal...
Buffy - ev kirası bende-geri kalanı esimde, 4 aylık kira parasi biriktirebildim anca, haklısınız bir yıl meselesinde :(

kpss'ye güvenerek iş bırakmak çok büyük bir risk bu dönemde. onu belirteyim öncelikle. plan yapılacaksa, tekrar özel sektörde bir iş bulma üzerine yapılmalı.

olmaz oyle, ya daha cok kilo alirsaniz? bir de hem issiz kalip hem kilo veremeyince iyice uzulursunuz. calisiyorken is degistirmek daha kolay ama yaptiginiz isin ne olduugnu soylemezseniz bilemeyiz is bulmak kolay mi degil mi..
ama bence etkiler bir yil issiz kalmis olmak is bulma sansini.. eger su an bulamiyorsaniz baska is, bir yil sonra bulmayi cok fazla hayal etmeyin. uc yildir issiz biri olarak yazdim bunlari, herkes farklidir tabi ki.

Ne iş yapıyorsun hocam

Bostan : ofiste asistanlık

Gabon galiba

Mali reisicumhuru ibrahim boubacar keita

markete saldiran coulibaly, mali kokenliydi o yuzden

1- Zararlı değil.
2- Evet, radyatör suyu.
3- Antifreeze içerdiği için donmaz.
4- Donarsa motor soğutulamaz ve yanar. Çalıştırılamaz diye bir şey yok.

Kısaca, aracınızın periyodik bakımları yaptırılmışsa dert etmeniz gereken bir şey yok.

radyatör suyu donarsa, genleşme yüzünden motor bloğunuzu çatlatabilir. arabanız eskiyse, bi benzinlikte antifriz bomesine baktırın, eksikse tamamlasınlar.
not: bome-konsantrasyon. 50 50 olur genelde.

Radyatör suyunda eksilme var mı? Şu anda kullanılmakta olan antifrizin tipi nedir ve servisi tarafından ne zaman değiştirildi? Bu soruların cevabını verirsen ben de sana ilave yapıp yapmaman gerektiğini söyleyebilirim.

İşlem yetkili servis tarafından yapıldıysa kitapçığında tavsiye edilen antifriz tipini ve tavsiye edilen değiştirme periyodunu da söyleyebilirsin.

Bafti'nin dediği çatlama için motorun çalışmasına gerek yok, çalışmadan da olabilir zaten durduğu yerde :)

Bence İstanbul'da sorun çıkaracak bir soğuk yok. Radyatör suyunda antifreeze vardır. Olmaması için geçmişte suyun bir sebepten dolayı boşalmış olması ve eşek kafalı birinin antifreeze olmadan yalnızca suyla doldurmuş olması gerekli.

bol bol oyun sonu çalışmak lazım. gazetelerin eklerinde "4 hamlede mat" gibi kısımlar oluyor. boş vakitlerde onlar çalışılır.
bir de açılış kitapları bulabilirsin. açılışları çalışırsın.

www.idefix.com

iChess aplikasyonunu kur telefonuna (android'de var, ios bilmiyorum) icinde gazete eklerindeki satranc sorulari var.

şu adamı bi' araştırarak başla bence: Yasser Seirawan

iş bankası'ndan çıkmış gırla kitabı var.. göz gezdirdiğim kadarıyla şu gayet iyi bir başucu kitabı olur: alisveris.iskulturyayinlari.com.tr

bir de kasparov'un kendi yazdığı kitaplar var, gene iş bankası'ndan çıkma.. pek bulunmuyor orada burada ama yakalarsan şuna bakabilirsin: alisveris.iskulturyayinlari.com.tr
eski oyunları da çözmüş reyiz, gayet doyurucu..

bir de zamanında kendi okuduğum kitabı vereyim tavsiye olarak.. bulman biraz zor, şöyle bir yorumlarına göz at, eğer aş erersen kitaba ben de yollarım sana kargoyla, dert değil: www.kitapyurdu.com

ayrıca gazetelerin satranç köşelerine bakma tavsiyesi de çok yerinde, öpelim o arkadaşı da..

satranç 3 aşamada oynanır
açılış - oyun ortası - oyun sonu
bunlardan ilkini öğrenmeden satranç oynamaya çalışmak en büyük hatadır.
İlk öğreneceğin şey açılışlardır!. Oyun sonu önemli ama amaçsız (bodozlama) başladığın oyunda oyun sonuna kalmadan yenilmiş olursun.

Açılışları anlatan bir kitap sahibi olarak işe başlamalısın. Bir çok Grand Master (satanç uzmanı) bu konuda kitap yazmıştır. Oyun stilin kime benziosa Agrasif pasif vb. nasıl oynuyorsan o oyun tarzına sahip bir GM bulup onun oyunlarını incele.

Özellikle açılışların neden ve nasıl geliştiğini karşı hamlelerin hangi varyasyonlarla engellendiğini öğrenmelisin.
ilk15 hamle oyunu kuran ve oyun sonuna kadar eğer büyük bir hata yapılmazsa orta düzey oyunların sonucunu belirleyen hamledir.

Öğrendiğin açılış ve devam yollarını intte online oynayabileceğin sitelerde kullanıcılara karşı oynayarak dene. Hatalarını gör.
bununla beraber sihay olman sözkonusu tabiki açılış öğrendiğinden yapılacak beyaz açılışlarını nasıl yönlendirebileceğini öğrenmiş olursun.

yahoo.com games'de chesscube.com da hatta mynet.com da bile satranç için hesap açıp bol bol oyun oynamalısın.

Kitaplardan sıkılırsan internette de bu bilgileri bulabileceğin bir çok portal mevcut.
;En baştan öğrenmek için çabalayacaksan tavsiyem notasyon öğren çok rahat edersin. Yani satranç hamlelerinin yazımı.
kısa sürede öğrenirsin. en fazla 15dk nı alır gerisi pratikleşme süresi..
notasyonla daha hızlı ilerlersin.

internete bağlıyken sildiysen, webdekini de siler.

silerken google drive client ı çalışmıyordu ama

Maalesef yok öyle bir şey gündemde..

Seneye genel seçimler var, beklemek lazım.

hiç mi yok?

Şuan çıkarmaları hiç işlerine yaramaz ki :) zaten paraya ihtiyaçları yok, seçim bitmiş gitmiş..
ve msb sürekli asker açığımız var diyor..12 aya bile ite kaka düştü askerlik bedelli zor bu şartlarda, fısıltısı bile yok..

www.youtube.com

3G üzerinden alacak muhtemelen.

Haberi okuyamadim ama metrobuste wifi denk gelmisti bana catir catir da kullanmistim. Kapinin orada yaziyordu bu metrobuste ucretsiz wifi var diye.

Aynı hızda inersiniz.

hocam maçlar ve oranlar sikko

maçlar bok gibi,
iddadan oynanmaz,
internetten chelsea turu geçer, real 1,5 üst, dordmund kaybetmez, manu kaybetmez oynayıp paranı yaklaşık 2 ye katlayabilirsin.

free shipping belli bir yeredir, (Amerika, Kanada vs), onu gözden kaçırıyorsunuzdur. Link verirseniz bakalım.

www.amazon.com

www.amazon.com

Hiçbir zaman en yukarda yazan free shipping'e bakmayın, aşağıdaki product details'ten View shipping rates and policies bölümüne bakın. Dediğim gibi, sadece ABD için ücretsiz.

teşekkürler,

peki türkiyeye ücretsiz ya da daha insanı fiyatta kargolayan orjinal zippo satan bi yer var mı, iki tane hediye alıcam da

(bkz: dealextreme)

iddaa'da 1 orandan sayılacak olması lazım.

ilk yarı bitmiş olsaydı, iddaa'da "2" bitmiş kabul edilecekti. ilk yarı bitmeden tatil edildiği için, 24 saat sonra oran 1.00 olarak tescillenir. Yani gidip yatırdığın parayı alırsın

10 milyar azaltırsa:
yatay kalır veya biraz düşebilir

20+ milyar azaltırsa:
düşmesi büyük ihtimal

azaltım yapmazsa:
artması büyük ihtimal

(altın/dolar fiyatı üzerinden beklentilerdir)

Fed tahvil alımlarını azaltırsa bu amerikan ekonomisinin iyiye gittiğine işarettir. Zor zamanların yatırım aracı olan altın iyiye giden ekonomik koşullarda genelde düşüş eğilimi içindedir. Kısaca, altın düşer.

kardeşim tüm ısrarlarıma rağmen arabasını satıp dolar aldı bugün. sokağa kadar düştü, dikkat edin!

kısa vadede biraz daha yükselir. ama ben olsam yatırım yapmam.

bak mesela ben cuma gününde aldığım kağıttan yüzde 10 kazandım şu anda.

eksisozluk.com
eksisozluk.com

öğleden sonra da yükselecek.

borsaya gelin, su çok güzel.

abicim almayın dolar 2 3 kuruş kazanacaksınız diye kriz çıkıyor.

Merkez Bankası Faizleri

1. Bir ay vadeli repo işlemlerine uygulanan faiz: Bu uygulama kaldırılmış bulunuyor.

2. Bir hafta vadeli repo işlemlerine uygulanan faiz: TCMB, 1 hafta vade ile repo ihalesi açıyor, bankalar ellerindeki tahvil ve bonoları TCMB’ye verip karşılığında para alıyorlar ve vade sonunda parayı iade edip kağıtlarını geri alıyorlar. TCMB bu araçla banka ve finans kurumlarının piyasada uyguladığı faiz oranlarını, bankalardan alınan kredilerin miktarını, hisse senedi ve döviz gibi varlıkların fiyatlarını etkileyebiliyor. Bu işlemde faiz oranı bugün itibariyle yıllık % 4,50 olarak uygulanıyor.

3. Gecelik işlemlerde uygulanan faiz: TCMB’nin, gecelik olarak borç almak ya da gecelik olarak borç vermek isteyen bankalara uyguladığı faize bu ad veriliyor. TCMB, bu yolla ikincil piyasada oluşan kısa vadeli faiz oranlarını, döviz kurlarını ve kredilerin büyüme hızını etkileyebiliyor. TCMB’nin gecelik borç almada uyguladığı faiz oranı bugün için yıllık % 3,5, gecelik borç vermede uyguladığı faiz oranı yıllık yüzde 7,75 (piyasa yapıcısı bankalara repo karşılığı % 6,75) düzeyinde bulunuyor.

4. Geç likidite penceresi faizi: Hesaplarını kapatmak ya da ellerinde bulunan parayı borç vermek için son ana kadar bekleyen bankalara uygulanan faiz oranlarına verilen addır. Bu uygulamada saat 16.00 ile 17.00 arasında TCMB’ye gecelik borç vermek isteyenlere yıllık % 0, gecelik olarak TCMB’den borç almak isteyenlere yıllık % 10,25 faiz uygulanıyor.

5. Reeskont kredisi ve avans faizi: Vadesi henüz gelmemiş olan alacak senetlerinin kabulü karşılığında verilen kredilere reeskont kredisi deniyor. Bankalar kredi açarken şirketlerden bu krediye karşılık alacak senetleri alıyorlarsa bunları genellikle iskonto ederek alırlar. Daha sonra likidite ihtiyacı duyan banka bu senedi TCMB’ye yeniden iskonto edilerek krediye dönüştürülmek üzere verir. TCMB uygulamada vadesine en çok üç ay kalmış olan senetleri reeskonta kabul ediyor ve bu yolla açacağı kredilere yüzde 9,50 faiz uyguluyor. Avans uygulamasında bankalar Devlet Tahviline dayalı borç senedi düzenleyerek TCMB’ye veriyor ve karşılığında kredi alıyorlar. TCMB, bu şekilde avans olarak açtığı krediler için de yüzde 11 faiz uyguluyor.

6. İhracat reeskont kredisi faizi: İhracatçılara uygun maliyetli kredi sağlamak amacıyla TCMB’nin Türk Eximbank’a ve diğer bankalara tanıdığı limit dahilinde kullandırılan kredilere ihracat reeskont kredisi bu krediye uygulanan faize de reeskont faizi deniyor. Merkez Bankası bu kredileri açtığı Türk Eximbank ve bankalardan tahsil etmekte, kredi kullanan şirketler ise ödeme açısından Türk Eximbank ve bankalara muhatap olmaktadır.

Buraya kadar anlattığım faizler içinde bir haftalık repo uygulamasının faizi olan yüzde 4,5’luk faiz iki ay öncesine kadar “politika faizi” olarak adlandırılıyordu. İki ay önceki Para Politikası Kurulu tutanağından politika faizi deyimi kaldırıldı. Merkez Bankası Başkanı da geçenlerde yaptığı bir konuşmada TCMB’nin haftalık repoda ve gecelik fonlama işlemlerinde uyguladığı faizlerin tümünün artık politika faizi olduğunu belirterek birden fazla politika faizi olduğu açıklamasında bulundu.

Gecelik fonlama faizleri gecelik repo faizi ya da alt ve üst limitler arasında yani bir koridor içinde hareket ettiği için koridor faizi gibi adlarla da anılıyor.

Faiz Politikası
Faiz politikası, merkez bankalarının bankalara uyguladıkları faizlerde yaptıkları düzenlemeler yoluyla piyasa faizlerini, dolayısıyla parasal işlemleri ve oradan hareketle piyasaları ve ekonomiyi etkilemeyi sağlayan bir politikadır. Para politikasının en etkin aracıdır.

Yukarıda sayılanlardan (istisnai hallerde uygulanan geç likidite penceresi faizini bir yana bırakırsak) hepsinin derece derece ekonomi ve piyasalar üzerinde etkilerinin olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin Merkez Bankası’nın haftalık repo faizini yüzde 4,5’dan 5,5’a yükseltmesi ya da gecelik fonlama faizini (borç verme) yüzde 7,75’den 8,50’ye yükseltmesi halinde bu fonlardan yararlanan bankaların ortalama maliyetleri yükseleceği için ister istemez kredi faizleri de yükselecek ve bu gelişme kredi kullanımında bir daralmaya yol açacaktır. Tam tersine eğer Merkez Bankası ekonomide genişlemeye yol açmak istiyorsa o zaman piyasaya daha fazla likidite sunmak amacıyla bu faizleri düşürme yoluna gidecektir. Benzer bir durum reeskont kredisi ve avans faizlerinde de geçerlidir. Merkez Bankası, bu faizleri düşürerek ekonomide genişlemeye, artırarak ekonomide daralmaya yol açabilir. İhracat reeskont kredisi faizi ise ihracatı artırma ve teşvik etmek amacını güttüğü için daha çok dış dengeyle ilgili sonuçlar verir. Merkez Bankası’nın bu faizi düşürmesi ihracatın daha fazla desteklenmesine yol açar.

TCMB’nin İzlediği Faiz Politikası
Bugüne kadarki uygulamalarına baktığımızda, TCMB’nin, faizleri düşürmek konusunda konvansiyonel politikaya yani faizi doğrudan düşürmeye yönelik uygulama yaptığını görüyoruz. Eğer ekonomide bir daralma ortaya çıkmış ve enflasyonda da yukarı yönlü bir baskı yoksa o zaman TCMB, faiz politikasını, doğrudan faizlerini düşürerek uyguluyor. Buna karşılık sıra faiz artırmaya geldiğinde TCMB faiz politikasını bazen doğrudan çoğunlukla da dolaylı şekilde kullanmayı tercih ediyor.

17.05.2013 tarihindeki son faiz indirimine kadar TCMB, gecelik fonlama faizlerindeki indirimi tereddütsüz ve doğrudan yaptı. Dolaylı yollara başvurmadı. 24 Temmuz ve 21 Ağustos tarihlerindeki faiz artırımlarını da aynı şekilde doğrudan yaptı ama piyasada tereddüt ettiği ve gecikmeli karar aldığı izleniminin doğmasına engel olamadı.

Faiz artırımı açısından son uygulama bu ay yapılan Para Politikası Kurulu toplantısında yaşandı. TCMB, faizlerde görünürde bir değişikliğe gitmese de parasal sıkılaştırma adı altında bazı düzenlemeler yaptı. Bunlara değinelim. TCMB, faizleri değiştirmedi ancak bir haftalık repo ihalesiyle sağladığı fonlamayı 10 milyar TL’den 6 milyar TL’ye düşürdü. Bu yolla haftalık repo ihalesiyle fon sağlayan bankaları gecelik fonlamayla likidite bulmaya yöneltti. Gecelik fonlamada ise piyasa yapıcısı bankalara sağlanan fonlama tutarını 23 milyar TL’den 6,5 milyar TL’ye düşürdü. Bu yolla da bu miktarın ötesinde ihtiyacı olan piyasa yapıcısı bankaları 7,75’lik limitle borçlanmaya yöneltmiş oldu. Bu karar öncesinde Merkez Bankası’ndan fonlama sağlayan bankaların ortalama fonlama maliyeti yüzde 7’nin altındayken bu düzenlemeler sonucu bu maliyet yüzde 7’nin üzerine çıkmış oldu. Böylece Merkez Bankası faizleri doğrudan artırmasa da dolaylı olarak artırmış oldu. Buna piyasada “örtülü faiz artışı” deniyor.

www.mahfiegilmez.com

veriler aralık 2013 için.

takımların gruplarındaki durumlarını bilmeden önceki maçlarını dikkate alarak söylüyorum:
yatarsın.
şöyle ki, ajax barçayı yenmiş bir takım tamam barça kötüydü, messi sakattı vs. ama bu demek değildir milan ajaxı rahat geçsin. keza bükreş de yenemez ancak atabilir de.
daha iyi bir kupon yapabilirsin bugünkü bültenden. ama top yuvarlaktır herşey olur. kolay gelsin

madrid garantiledi zaten. hafta arası da kral kupası maçı yaptılar. hani 1 elbette olabilir ama bana kg var daha garanti gibi geliyor.

chelsea bu sezon defansında baya gevşek oynuyor. steau da kontraya iyi çıkan bir takım

milan bence de alır.

napoli-arsenal maçına diyebileceğim tek şey: kg var.


not: sen yine de beni dinleme. kelin ilacı olsa kendi kafasına sürerdi.

beyler ben de pek emin değilim ama tavsiyelere hazırım
kuponu değiştircem
bana da saçma geldi şimdi

chelsea ve milan iyi. milan baya motive durumda. berlusconi açıklamalar yapıyor filan.

a.madrid belli olmaz. ligde de averajla liderin arkasındalar, durumları garanti. hem porto da bu sene çok ön görülemez..

napoli arsenal maçı da şüpheli. napoli arsenal'i ve dortmund marsilya'yı yense bile napoli muhtemelen çıkamıyor gruptan. baya farklı yenmesi gerekecek. arsenal kasmayabilir..

bence gitmeyin. Paraya kıyacağınız yerler kanlı (ortası güzel bir pembelikte, ya da sevene güzel tabii) yapacaktır, hoşunuza gitmez büyük ihtimalle. Etlerle ilgili değil, pişirmeyle ilgili. Çoğu yer (steakhouse) bifteği iyi pişmiş yapmaz, en fazla orta-iyi yaparlar.
Ya da menüde varsa ince dilimlenmiş etler oluyor. Onları deneyebilirsiniz. Onlar iyi pişmiş oluyor genelde. Ya da köfte tabii.

edit: mesela şu adreste www.beevesteak.com dry aged meats menüsünü açın, orada etlerin hangi pişimlerde servis edildiği yazıyor. İnce dilimlenmiş et dediğim de mesela burada lokum olarak geçiyor, o hoşunuza gidecektir. Burada iyi pişmiş olarak geçenlerin bile içinde pembelik olur genelde.

belki sorunuza cevap olmayacak ama ben ansiklopedik bilgi vereceğim.

biftek ve steak (aslında beef steak) aynı şey. biri türkçe biri ingilizce.

biftek, hayvanın bir bölümü, bir parçası değildir. bir et işleme şeklidir. makineden çekilmiş ete kıyma, küp küp doğranmış ete kuşbaşı dendiği gibi dilim dilim hazırlanmış ete de biftek denir. yani düz tabakta gelen ve bıçakla kesip lokma lokma yenilen etlerin hepsi biftektir.

bonfile ise hayvanın bir parçasıdır. sırtın iç tarafından elde edilir ve dananın en güzel, en yumuşak yeridir. new york steak denen bifteği hayvanın neresinden yapıyorlar bilmiyorum, hiç öyle lokantaya gitmedim ama bonfile o kadar sert olmaz.

ayrıca iyi pişmiş, içi pembe kalmamış et seviyorsanız steak house denen lokantalara gitmeyin. iyi pişmiş bile deseniz içi hafif pembe gelecektir. anam babam usulü et lokantasına gidin. steakhouse'larda etler özel olarak dinlendirilip isteğe göre az, orta, iyi pişiriliyor. raconu öyle.

"Ben kömür gibi olmayacak şartıyla iyi pişmiş, kanlı olmasın ama yumuşak olsun istiyorum" demişsiniz. Bunu size nasıl pişsin diye soran garsona iletebilirsiniz.
Bence paraya kıyıp gittiğiniz yere sorun bu soruyu, steak i böyle yapamıyorsanız ne önerirsiniz diye de sorun. İyi bir yerse zaten sizi yönlendirebileceklerdir.
Bir de daha önce gittiğiniz yerde dışı lastik gibi içi kanlı pişmişti dediğiniz kulağa güzel gelmiyor, sanırım düzgün pişirilememiş bu. Gitmeden önce gidilecke yerin yorumlarına foursquare üzerinden bakmakta iyi fikir olabilir.

NY Steak'in içi zaten az pişmiş, dolayısıyla hafif kanlı olur. Bunun usulü böyle yani. Amerikalıların biftek anlayışı ile bizimki çok farklı.

Sipariş etmeden önce 'hacı bunu iyicene pişirin, içini dışını az pişmiş kanlı falan bırakmayın' demen lazım.

upload.wikimedia.org

tendor loin denen kısım: bonfile
short loin denen kısım: new york steak denen nanenin yapıldığı yer.
kırmızı ile boyalı kısım: lokum diye geçendir, fileminyon
rib: antrikot veya pirzola buradan yapılır.
sirloinden de bonfile çıkarılır ama pek tavsiye edilmez. short loine göre yağsız bir bölgedir.

biftek ve antrikot daha sert ve ince etlerdir. bonfile daha top gibi ve dolu dolu bir ettir. etin her şekilde makbulü içi az pişmiş ve kanlı olandır, iyi pişmiş ya da çok pişmiş dediğiniz ette su kalmaz ve odun gibi olur. bu damak gelişimiyle alakalı birşey, bu yolda ilerlediğiniz sürece varacağınız kaçınılmaz nokta bu olacak, bence hazır yol yakınken şimdiden güzel olanın tadını çıkarmaya bakın. eğer olmuyorsa da hiç bu tip et yemeyin boşuna sindiriminize yüklenirsiniz. çünkü et en uzun sindirilen gıdadır yanında şarap içilmesinin asıl amacı da sindirim sebeplidir.

ha yine de kanlı olmasın yumuşak olsun derseniz tavsiyem: orta pişmiş bonfile. bonfile en pahalı ettir, onu da baştan belirteyim de...

ya hazır biftek konusu açılmışken ben de bir şey sorayım, bu www.beevesteak.com iyiymiş de, bu kadar orantısız pahalı olmayan bir yer var mı anadolu yakasında kadıköy civarlarında. 90 lira verirsem tuvalete çelenkle gitmekten korkuyorum.

Afiyet diye bi yer var basaksehirde.

Tavsiye ederim.

Steakhouselarda etler kalın dilimlendiği için NY steak gibi etleri iyi pişmiş isterseniz yiyeceğiniz şey kayış gibi olacaktır adamlar içini pişirene kadar dışını mundar ederler. az pişmiş ete alışın orta pişmişten başlayıp orta-az'a kadar inin etin keyfi orada. veya et mühürlendikten sonra fırına verilip orada pişirilebilinir o da kurtarır ama ızgarada çok zor yumuşak iyi pişmiş. ete hakaret zaten

video kesin gerçek. bu şekilde atan birini görmüştüm ve o kartlar normal iskambilden biraz sert oluyor.

bir ara ev arkadaşımla bunun üzerinde çalışıyorduk. en son duvara yapıştırdığımız köpük(strafor falan olur ya yumuşak köpük) üzerine bildiğimiz(kahvelerde falan olan mavi-kırmızı) iskambil kartlarını saplamayı başarmıştı. daha sert kartla mümkün yani.

ha bir de bizim kartlar bile acayip can yakıyordu birbirimize atınca. az kavga etmemişizdir o yüzden.

bizim stil biraz daha farklıydı. yüzük ve orta parmak arasına alıyoruz kartın bi kısa kenarlarından birisini. ama tamamını almıyoruz böyle kısa kenarın da bir köşesi dışarda kalmalı.

sonra baş parmak dışında diğer 4 parmağımızı, baş parmak yukarı bakarken kapıyoruz avuç içine doğru. facebook like işareti gibi olacak elimiz. tam kapatmıyoruz ama. aralık kalsın azcık.

sonra bilekten kuvvet alarak elimizi açacak şekilde kartı fırlatıyoruz. elimizin fırlattıktan sonraki pozisyonu 4 parmak birleşik baş parmak ayrı şekilde avuç içi tam açık olarak kalacak.

çalışınca yapabilir, çok canlar yakabilirsiniz :)

devletin borçlanırken uyguladığı faiz demek.

devlet belli oran ile borçlanınca haliyle piyasadaki diğer kurumlar da faiz oranlarını arttırıyor.

yatırımcılar faiz ile gelir elde edecekleri için diğwe yatırım enstrümanlarından çıkıp nakitlerini faize yönlendiriyorlar ve haliyle diğer ürünler düşüşe geçiyor.

ps:amatör yorumcu.

ben basit manada anlatmaya çalışayım size.faiz paranın fiyatıdır(burdaki 'fiyat' kelimesi aklınıza yatmazsa paranın getirisidir gibi de düşünebilirsiniz).faiz artınca paranın fiyatı artmış olur.yani paranın değeri artmış olur.eğer paranın değeri artarsa dövizin karşısında bi süre daha değerini korumuş olacak.döviz karşısında değerini koruyunca ithalat ve ihracattaki sıkıntılar giderilmiş olacak.bu da doğrudan firmaları etkileyecek.

bu geçici bir merkez bankası önlemidir.bi süre idare eder.farklı araçlarla desteklenerek piyasanın ateşi alınabilir.belki.

ps: kpss p49 = 91

balonumuza iğneyi batırdılar, artık hava kaçırıyor, balonun sönüşü yavaş olacak ama sönecek yani söndü şu zaman sonra sönecek diyemeyiz. yamalar sadece geçici olur.

sıkıntı yok bence. fazla abartmamak lazım bu parametreleri...
tabi sözlük yazarları çok büyük bir hasret ile bekliyor ekonomik kriz çıkmasını ama ufukta gözükmüyor...
savaşı bilemem.

bildiğin kriz bunun adı. abartılan bir şey yok. 2001'deki gibi değil belki ama kriz sonuçta ve daha yeni başlıyor maalesef.

sicak paranin sahibi yabanci fonlar tl ye donup borsaya gomdukleri paralarini dolara cevirip gidiyorlar.

savaş çıkma "ihtimali" diye bir şey yok. akdeniz'de amerikan savaş gemileri cirit atmaya başladı. 2 günlük bir operasyonun planları yayınlandı bir çok sitede ve gazetede. ırak gibi girecekler ama yıllar yılı çıkamayacaklar. bu sefer bulunduğumuz bölgenin karışacağından eminim ve suriye'ye bir müdahale gelirse türkiye'de delik deşik olacak. dolar olmuş 2 tl, euro 3 tl'ye gidiyor. büyütmemek lazım deniyor. süreci hayretler içinde izliyorum...

para kurulunun almis oldugu kararla, gosterge faizin yukselmesi sonucu, borsadaki sicak paranin bir kismi faize kaydi. o nedenle dustu. ayrica, rte'in beyanlari, usd ve euro'nun yukselisi de buna etkendir.

abd'den gelen veriler de bu dususu destekledi.

abd'den veri geldi mi ki
fed in açıklaması akşam 9 da diyolar ama?

çok anladığım söylenemez ama borsa ülke ekonomisinin ve huzur durumuyla korele şekildedir diye düşünüyorum ki TR son zamanlarda huzur açısından iyice aşağı seviyelere geldi. ekonomi içerisindeki sıcak paranında azaldığını varsayarsak ve TR borsasındaki paranın büyük çoğunluğu dış ülke yatırımcılarının parası olduğuna göre bu şartlarda parayı TR de değerlendirmek istememelerinden dolayı düşüş göstermiş olabilir.

not:tamamen sallıyorum

Borsamiz degil ulkemiz gelismekte olan ulkedir ve gelismekte olan ulkelerin borsalari uretimle degil tuketimle ayakta dururlar.

Ulkemizde huzur ortaminin bozulmasi sonucu yabanci yatirimcilarin borsamiz uzerinde yaratmis oldugu kopuk ucmaya basladi. Bu dusus para babalarinin sell in may and go away donemiyle de cakisinda aslinda gercekten daha fazla bir dusus yasadik.

Bu dusus ekim sonrasina kadar surup borsanin tekrar cazip hale gelecegini ve en fazla dusecegi 65bin seviyesinden tirmanacagini dusunuyorum. Bununla birlikte su donem biriktirmek icin de uygun olabilir. Ayrica eldekini de kesinlikle tutmak gerekir.

Yatirim tavsiyesi degildir.

Geçici olduğunu sanmıyorum. Batı da rüzgar siyasi olarak erdogan ın tersine döndü. Ekonomik olarakta toparlanmakta olan abd ekonomisi likiditeyi çekiyor. artan petrol fiyatları vs de cabası. Bunun üstüne ülkesindeki en büyük holdingi ve bankaları azarlayan açıkca tehdit eden politik aklı eklersen tr nin yabancılar için pek cazip olmsması normal.

endeks kaçta duru arkadaşlar?

şirkete bir etkisi olmaz. ancak şirket ortakları da borsa alım satım yapabilir (gün sonunda bildirmek kaydıyla) bu şekilde kazanç söz konusu olabilir.

Şirket hisse değeri arttığında ikincil arz ile nakit girişi sağlayabilir.

böyle bir proje görmüştüm bu fikir öncedende vardı(istanbul için).
görselini bulursam paylaşırım.

böyle bir sistem yapıldığında deniz de yaşamın biteceğini söyleyen insanlar var.

Satin almak yerine neden kendi elektrigimizi uretelim ki sacmalama .s .s .s

Bu yıllardan beri bilinen bir sistem. Hatta 5,6 yıl önce greenpeace bir rapor yayınlamıştı. Tüm dünyada bu senin dediğin gibi yapılsa ve yoğun bir şekilde yapılsa hiç elektrik için para ödemeyiz. Sebil sömür. Bazı ülkelerde de senin dediğin gibi kullanılan birşey. Tabiki kolay birşey değil sokakta kaç tane elektrikle çalışan araç gördün? Bizim ülkemizde bu tarz teknolojilerin başarılması zor.

bunları söyleyen arkadaşlar bazı ücretli programlar kullanıyorlar. bigpara.com gibi yerlerde bunları göremezsiniz. ayrıca bir hisse bedelsiz açıklarsa elinizdeki kağıt lotu artar. bu hem psikolojik bir rahatlama verir, alıcıları kağıda çeker hem de kağıdın lot değeri düştüğünden alım ve satım durumunda size kolaylık sağlar. ama genellikle bu bedelsiz gerçekleştikten sonra beklenti kalmadığından bir düşüş de yaşanır.

derinlikli ekran dedikleri dalgayla görüyorlar sanırım.

şöyle oluyor.
derinlikli ekran kullanırsan kademeleri görürsün, eskiden bedavaydı bu, 2011'den beri IMKB (BIS) bu ekranların paralı olmasını zorunlu tuttu. bedelsiz sermaye artışı, temettü dağıtmanın aynısıdır, sana nakit vereceğine hisse veriyor. bedelsiz açıklanmasının ardından teoride bedelsiz artış oranı kadar hisse değeri artar. bedelsiz sonrası fiyat düşmesi beklentinin gerçekleşmesi değildir. bedelsiz hisse dağıtıldığında o an hisseye sahip olanlara artış oranında hisse dağıtılır. zaten hisse değerinin artmasının sebebi bu bedelsiz hisseleri satın almaktı. bedelsiz hisse dağıtıldıktan hemen sonra eski fiyatına geri döner, asıl fiyatı budur çünkü.

örneğin Tüpraş %10 bedelsiz dağıttı diyelim. fiyatı 50 TL. haber geldiği zaman kısa sürede 55 TL olur hisse değeri. çünkü haber çıktığında 50 TL olarak hisseyi elinde tutan kişi 5 TL almaya hak kazanmıştır. başkasına satacağı fiyat tabii ki 55 TL olacaktır. hisse dağıtıldığında hisseyi elinde bulunduran kişi 5 TL değerinde hisse alır. önceden 55 TL'lik hissesi vardı, şimdi 5 TL hisse kazandı toplamda 60 TL'si var. 5 TL'lik hisseyi alır almaz hisse değeri 50 TL'ye düşer, ilk baştaki hisse bedeli 50 TL + 5 TL kazandığı hisse = 55 TL olur elinde. sonuçta başlangıçtaki 55 TL'lik durumuna döner.

şirkette %50 bedelli artımı kararı çıktı diyelim
bedelsiz öncesi bir kişi elindeki 100 hisseyi satmadı, fiyat 10 liraydı hisse başı

bedelsiz sonrası 100 hissesi 150 tane oldu, hisse fiyatı ise 5 liraya düştü

neticede , eğer o hisse tekrar 10 liraya çıkarsa hissesini satmayan adam muazzam para kazanacak

o halde bedelsiz iyi bişeydir diyebiliriz ?

bedelsiz sonrasında düşüş yaşamayan bir kağıt pek görmedim. ki bu düşüş eski fiyatına tekabül etmiyor kesinlikle. eski fiyatından en az yüzde 3-5 arası kayıp yaşar bu kağıtlar. çünkü bu kağıtlara bedelsiz söylentisiyle girmiş birçok kişi, kağıttan kısa sürede kar edip çıkmak isteyecektir. kimse bedelsiz gerçekleştikten sonra bu kağıtta daha fazla durmak istemez, diğer beklentili kağıtlara zıplar. bu arkadaşlar hep beraber bu kağıttan çıktıklarında oluşan panikle uzun vadeli kağıt sahiplerinin bir kısmı da kağıttan çıkabilir ki bu eski fiyatından daha aşağıda bir yere gelmesine neden olur. çok büyük bir şirket değilse kısa veya uzun bir süre o kağıttan pek bir hareket de beklenemez.

bedelsiz kısa vadeli giriş çıkış yapacaklar için iyidir genellikle.

matriks veya eurolline satin alarak derinlik gorebilirsiniz

önce bir otur soluklan yiğenim :)
1. Evet, ilk satışta hisseleri şirketten alıyorsun, paralar şirketin banka hesabına gidiyor ve bu paradan devlet vergi almıyor.
2. %40'ını 40 bin tl'ye açmışsın, şirketin değeri 100 bin tl eder bu durumda.
2. 20 bin kişi hisse sayısını 2'ye çıkarmak istiyor ama diğer 20 bin kişi 1 tl'den verme niyetinde değil, 1,5 tl'de anlaşıyorlar, 20 bin kişi 1,5 tl'den hisseleri diğer 20 bin kişiye satıyor. şimdi 20 bin kişide 40 bin pay hisse var ama bu hisselerin tanesi 1,5 tl artık. toplam 100 bin pay olduğu için şirketin değeri 150 bin tl oldu.
3. şirketin hisse değerinin artması şirketin başka bir şirkete satılacağı zaman borsada işlem gören hisse değerine yakın bir değerden satılması demek. 1 hisse 5 tl olursa, şirket halka arz etmediği 60 bin pay hisse için de pay başına 5 tl'ye yakın bir değer ister. bunun haricinde şirket ortakları da borsadan kendi şirketlerinin hisselerini satın alabilir ve alım satım kazancı elde edebilir.

bir başka kazanç durumu da, şirketin kalan hisselerinin bir kısmını halka arz etmesi, diyelim ki hisse değeri 5 tl oldu, şirket kalan 60.000 hissenin 10.000 payını halka arz eder ve 5 tl belki de daha yüksek bir fiyattan satarak kazanç elde edebilir. ayrıca şirket geri çağırma yöntemiyle borsadaki hisseleri (%10 oranına kadar) şirkete geri kazandırabilir.

@douchebag:

bişeyleri netleştirmek istiyorum


1)yani halka açık bir şirketin değerini (toplam hisse sayısı)X(hisse adedi)
mi belirler
yani bir şirket %40 ını halka açtıysa kalan %60'da şirketin elinde midir denir

o halde ben bist 100'den rasgele bi şirket seçip bunun güncel hisse fiyatını da biliyorum, bu seçtiğim şirketin değerini nasıl hesaplarım
yani şirketin halka açık hisse sayısını X hisse fiyatı bana halkataki miktarı verir

%40 şu kadarsa
%100 bu kadardır diyip şirketin değerini bulabilir miym


2)
eğer böyleyse
ikinci olarak

şirket elindeki 60.000 payının 10.000 tanesini de halka satıyorum ben deme hakkı var mı, böyle bişeyi kafasına göre yapamıyor olması lazım

ya da yapıyorsa bu bedelli mi bedelsiz sermaye artışı mıdır
ya da bu halka hisse satmanın özel bi adı var mı

bir de son olarak
20 bin kişi 1.5 den sattı
kalan 20 bin kişide kişi başı 2 hisse var
1 adam başta 1 tl vermişti
sonra 1.5 tl verip bi hisse daha alıyor
totalde 2 hisseye 2.5 lira vermiş
bu durumda hissenin değeri 1.25 lira olmaz mı yoksa
hissenin değeri son işlem fiyatı 1.5 lira olarak mı değerlendirmemiz gerekir

1. evet
2. var tabii ki, SPK'dan izin alarak 2. hakla arzı gerçekleştirebilir.
3. hayır bedelli veya bedelsiz sermaye artışı değildir.
bedelsiz sermaye artışı aynı temettü dağıttığı durum gibi, hisse sahiplerine yeni hisse veriyor, bu hisseler de şirketin sermayesini artırıyor.
bedelli sermaye artışı ise, şirket sermaye artış kararı alır. diyelim ki şirkette %50 sermaye kalmış olsun. 100 bin tl'den 200 bin tl'ye sermaye artırılırsa herkes elindeki hisse değeri kadar parayı şirkete vermek durumundadır.

1.25 adamın maliyeti, hissenin değeri 1,5 tl olur. aradaki fark da adamın karı.

neden olsun öyle yerler? keriz mi insanlar? adam sana diyecek şunu al diye sen de alacaksın kar edeceksin, mis gibi ne güzel.

zannettiğiniz gibi toz pembe değil borsa dünyası aksine çok karanlık. küçük yatırımcının %90'ı parasını kaybeder. bilinçli girip bilinçli kaybedersiniz. bırakın bence girmeden hiç.

@douchbag: adam neden keriz olsun ki onu anlamadım
neticede bi kağıtın yükselmesi o kağıda olan talep sayesinde değil midir
ne kadar talep gelirse kağıt artıcak, tavsiye veren adam da daha kısa sürede hedeflediği tutara ulaşacak , buradaki yanlışım nedir


ikinci sormak istediğim küçük yatırımcı imkb30 imkb100 hisselerine dengeli bi portföy yaptığında neden kaybetsin anormal birşey olmadığı sürece

internette bi tutturulmuş gidiyor küçük yatırımcı kaybeder diye ama açıkla diyince kimse açıklayamıyor sebebini
nedir olay

Bizim enişte thy aldı 50 bin tl lik bundan 10 yıl evvel hiç de satmadı

senelik kar payını alıyor 10 senede thy nerden nereye geldi tabi :D
buda borsa küçük hiç kaybetmedi :D

emeklilik ikramiyesinin 50 bin tl lik kısmını almadı thy ye bıraktı hisse aldı onun yerine

riskli fonlara yatırma, uzun vadeli düşün, böyle bir riske gireceksen borsaya kendin gir daha iyi.

en az 3 yıl demişsin, onun için yazıyorum..
4. yılın sonunda toplam 7200 TL yatırmış olacaksın ve sistemden paranı çekmeye kalktığında 7000 lira bile alamayacaksın.

onun dışında riskliyi seçerek iyi yapmışsın.

@de jure
neden ki , fon getirisi sıfır olsa bile devlet katkısının 15'ini alabileceğim

emeklilik şirketi senden para kesiyor. hem sisteme ilk girişinde hem de her sene düzenli olarak para kesiyor, ve kestikleri para senin faiz faiz getirileriyle nerdeyse aynı miktarda oluyor.

48 ay * 150 TL = 7.200 TL cebinden çıkan

7200 * 0,25 = 1800 TL devlet katkısı

erken çıktığın bu devlet katkısının %15'ini alabileceksin. Yani 270 TL.

5 yıldan önce çıkarsanız asgari ücret tutarında giriş aidatı borcu kesilir.(bugünün parasıya 700 Küsur lira) Artı başka kesilecek bir sürü masraf oluyor. Kısacası büyük zarar edersiniz.

Bireysel emeklilik insanın emeklilik zamanı için yaptığı bir yatırımdır. 3-4 senede çıkmayı unutun. Kazanmak için en az 10 sene kalmalısınız.

NOT: 6 yıldır bireysel emeklilik ödemekteyim.

bireysel emeklikliğe bankacı bi arkadaşın tavsiyesi üzerine girdim, bana attığı en büyük kazıktır. 3 yılda çıkınca karlı olmuyor cezasını hesaba kattığında üstüne para bile veriyorsun. fonmarket.com'dan çalıştığın bankanın fonlarını analiz edip her ay ayıracağın parayı o fona yatırman en mantıklı çözüm olacaktır..

hiç hiç bulaşma.

lan bankayla yapılan anlaşmadan kazançlı çıkan bireysel yatırımcı nerede görülmüş? bir bankacıyla, bir bilgisayarcıyla, bunlarla yapılan anlaşmalarda kazanan hep baştan bellidir. siz ancak kaybınızı minimize edebilirsiniz.

bireysel emeklilik aracısıyım. bana bunlarla gelin.

şimdi şöyle, bireysel emeklilik eskisine göre daha az kazançlı, eskiden devlet katkısını (vergi dilimine göre (%15-%35) her ay alırken, artık bu katkının tamamını alabilmek için emekli olmanız gerekiyor. şu anda yaptığınız mantıklı değil. eğer emekli olana kadar yatırırım derseniz mantıklı olur. 3. senede kazanacağınız; yatırdığınız paranın yüzde 25'inin yüzde 15'i ki, yüzde 4 (yıllık değil, üç yıllık) gibi bir oran yapar. bu arada bu fonların hiç bir kazancı olmayacağını söylemek isterim, kazandırdığını fon ve yönetim kesintisi olarak alacak. siz de 3 yılda yüzde 4 kazanmış olacaksınız. yıllık vadeli mevduat oranlarının bile yüzde 7-10 arasında değiştiğini göz önüne alırsak:

bi boka yaramaz diyorum :)

Burada yazdıktan sonra derleyip topladım ek$i'ye aktardım:

eksisozluk.com

dolayısıyla sildim buradan.

girme aman diyim. insanlar ozet gecmislerdir ama bireysel aci tecrubelerim ardindan girmeyin diyorum.

yapma Samuel
bu sistem çöktü çökecek, o yüzde 25 destege falan da inanma

ben yerinde olsam her ay b tipi likit fon alirdim
her bankanin b tipi likit fonu var.
kaybetme riski yok getirisi de cok buyuk degil ama enflasyona karsi biraz koruyor seni.

her ay 200 liralik fon al unut. 3 yil sonra bir bakmissin 8 bin lira gibi bir paran olmus olur

"çöktü çökecek"? neye göre, kime göre? bu iddiayı açıklar mısınız biraz? merak ettim.

acı tecrübelerin çoğunluğu yukarıda verdiğim ek$i linkinde yaptığım açıklamlarda görülüyor. bu sisteme oradaki koşullar haricinde girmeniz anlamlı değil.

bir sigortacı olarak yazıyım emeklilik aracısı olarak değil ..
eğer yaptırdığın bu sözleşmeyi kredi kartı ile yapacaksan yapma yediğin faizden daha fazla kazanamazsın .. ( 10 yıl veya 3 yıl ) ayrıca buna bir yatırım olarak bakma sadece tasarruf olarak bak .. bu durumda riskli fonlar değil de devlet kağıtlarının olduğu karma fonlardan alman mantıklı olur. gerçekten samimiysen bireysel emekliliğe gireceğine 200 tl lik altın al ..
hiç bir kesinti ,hiç bir vergi .. cart curt komisyonu yok ..
sonuçta aklternatifini yapmayacaksan bireysel emekliliğe gir ..
karışık ama mantıklı bir cevap olmuş..

ayni degil ama benzer sorun yasamistim. turkiyede tl hesabin da varsa para tl ye gider gibi otomatik olarak. benim euro hesabim yokken euro olarak yollamistim tr ye. para aciga alinmisti. telefonla bankaya bozdurun tl ye gecirin dedigimde hangi para birimiyse o hesaba geciririz deyip bana eksta euro hesabi acmislardi. sonra bozdurup gecirebilmistim. ama sene 2006 banka yapi krediydi :) belki su an degismistir sistemler.

@eick
Mazotlu araç benzinliyle çalışmaz. para hep açığa gider. zira o döviz çevrim işlemi bir "talimatla" olmak zorundadır. kimse bir kişinin TL'sini bir başkasına izinsiz çeviremez. sistemlerin yetersizliği değil yani, yasal zorunluluk.

@ihan
sıkıntı çıkar. tıpış tıpış bankaya gidip sterlin transfer etseniz olma mı, garantili yol.

gönderemezsin. döviz transferi ülke bankaları arasında bile swift denen sistemle yapılır, bu sistemde de fena komisyonlar döner yani 20 pound göndericem derken 20 tl komisyon ödeyebilirsin. ayrıca "tüm masraflar bana ait" diye belirtmezsen bu paranın bir kısmı karşı taraftan da kesilebilir, yani 15 pound gidebilir karşıya. düşük meblağ madem western union falan deneyin bence. (onun da komisyonları o düzeyde gerçi ama daha hızlı en azından.)

@507 anladim ama parayi sterlin olarak yollayamamis olmasi, benim de yabanci bankadan tl olarak yollayamamam bir yerde sistem eksikligi degil mi? ne bileyim ugrasiyorsun sonucta

@eick
hayır değil. siz ailenize askerden fransızca bir mektup yazsanız, sonra da mektubu türkçe teslim etmediği için PTT'yi suçlayabilir misiniz? aynı şey. 2 para birimi arasındaki çevrim, paranın sahibinin emriyle olur.

arkadaşlar, maaş hesabımdan normalde eft kesintisi olmuyor
fakat doviz eft göremedim banka internet şubesinde.

swift bölümü vardı, orada da paranın 3-5 günde tr'deki döviz hesabına gidecek olması , masrafların net yazılmamış olması nedeniyle vazgeçtim göndermekten :s

EFT, türk lirasını gönderen TCMB sistemin adıdır. döviz gönderilemez, onu yapan "bank wire" denen swift sistemidir. swift de her zaman komisyonla olur. 3-5 gün abartı olmuş. kongo'dan yollamıyorsanız; batı ülkeleri arası transferlerin hesaba geçmesi 48 saati geçmez.

%100 emin olmamakla beraber, kazanç elde ettiğin her durumda devlet vergi kesiyor yanılmıyorsam.

Hisse senedi alım satımında (gayrimenkul yatırım ortaklıkları hariç) vergi sıfırdır, gyo'larda %10. Bankanın aldığı binde iki komisyondur ve banka hem alış hem de satışta bu komisyonu alır. Ayrıca bu komisyon üzerinden yüzde beş bsmv alınır.

douchebag +1

diğer arkadaşlar: yavaş sallayın yav. her şeye cevap vermek zorunda değilsiniz.

1) bundan çok emin değilim bildiğim beklediğin yaş 56
10 sene bitince 56'ya kadar bekleniyor diye biliyorum ben ama istersen ödemeye de devam edebilirsin tabi
2) şirketlerin farklı uygulamaları varmış (daha parasını alan olmadığı için --sistemden çıkanlar hariç-- ödeme vakti gelince bunları daha netleştirirler diye düşünüyorum. Her durumda ölene kadar maaş diye birşey yok. ister tek seferde ister vadeli ana para+fon katkısı+%25'lik devlet katkısı=X lira yapıyorsa o X lirayı ödüyorşar.
3) BES'im yok ama etrafımdaki herkeste var 150-200 gibi yatırıyorlar.

10 sene ödeyip çıkarsan devlet katkısının yüzde 60ını alırsın. tamamını alman için emeklilik yaşına kadar devam etmen gerekiyor.

buradan genel bilgi alabilirsin.
www.egm.org.tr

devlet katkısından en fazla yararlanmak için aylık 978tl yatırmalısınız (brüt asgari ücret) 978 tl'den fazla yatırdığınızda fazla yatırdığınız tutar için devlet katkısı alamazsınız.

alacağın para biriken paranın tamamıdır. isterseniz yine bu tutarı belli taksitlerde alabilirsiniz ama sistemde biriken tutar bittiğinde emekliliğiniz biter, ölene kadar maaş alma durumu yok.

ben ayda 978 tl yatırıyorum.

1 - maksimum fayda için 10 yıl 56 yaş
2 - paranı her zaman alabilirsin ancak getirisinden stopaj ödersin. En avantajlısı yine 10 yıl 56 yaş. maaş alman için 10 yıl 56 yaşı doldurmuş olman gerekli. Devlet katkısının tamamına da bu şartla hak kazanırsın.
3 - ben 300 ödüyorum ama mümkünse aylık asgari ücrete kadar yatırman senin için faydalı, 978 e takılmayın asgari ücret 6 ayda bir değişir

bende bese girmiştim zararın neresinden dönülse kardır diyerek kısa zamandada ayrıldım, bir kere 56 yaşında alacağını göz önünde bulundur, çok istiyorsan 46 yaşında başla 10 yıl öde diyeceğim ama özel sektör hiç tavsiye etmiyorum.. cüzi bir miktar ödesende sen herzaman kendin biriktir paranı, hem faizini yersin hem kesinti olmaz ilerdede istediğine harcarsın, 56 yaşına kadar ohohohoo... birde yok şu bu parası derken biraz fazla daha kesinti yapabilir kurum,iyice herşeyini öğrenmeden başlamayın.

uzatma yalnız aynı skorda olur. madrid çıkacaktı.

real çıkacaktı

real madridi 3-0 yenseydi ?

@bakgene,
dortmund çıkardı.

Deplasmanda gol attığından Real Madrid çıkacaktı; çıkamadı, ahahahahahah...

www.youtube.com

benim çevremde alan var. hatta 1 değil bir kaç projeden birden ev alan var. erkek arkadaşım da aldı mesela. bi kısmını krediyle ödüyorlar ama hazırda da oluyor zaten.
genelde ticaret yapanlar alıyor. bu da böyle bir gözlemim.

var projeye topraktan giriyorlar. bittiginde evin ederi 1,5 katina cikiyor minimum. onu satip yeni projeye giriyorlar. boyle boyle iyi para yapiliyor. yada normal 10 senelik evini satip yeniliyorsun gayrimenkulunu. ev eskidikce yer guzel degilse deger kaybediyor cunku.

o evleri kiralayan bir emlakçıyla muhabbetimiz sırasında meraktan sordum hacı nasıl alıyorlar diye, açıklamasını aynen yazıyorum.
proje başlarken yer sahibine %40-%60 arasında veriyorlarmış binalardan daire. yer sahipleri de çogunlukla 300bin olan evi inşaat daha başlarken 200bine falan satıyormuş. bir kısım oradan alıyormuş bir kısım plaza insanı diye tabir ettiğimiz kişiler dayanıyormuş krediye ömürleri boyunca ödüyorlarmış, bazıları da yatırım amacıyla alıyrlarmış kredi çekip kirayla krediyi ödüyorlarmış.
ben emlakçının dediğini söyledim

emek hırsızı kapitalistler alıyor tabii ki.. kim alacak başka? adamı sosyaliste bağlatmayın.

bazı arkadaşlara göre emek hırsızı kapitalist, bazılarına göre de zengin çocuğu olarak ben de birkaç ay önce 1 ev almış durumdayım.

alma şeklimi de anlatayım, ailem çok zengin olmamakla birlikte türkiye ortalamasının üzerinde bir mal varlığına sahip. büyük kısmını onlar verdi. benim de biriktirdiğim biraz para vardı. üzerine de kredi çekerek aldım. kirada oturmak yerine evimin borcunu ödemek daha mantıklı geldi.

ticaret yapmıyorum, tr'deki büyük şirktelerden birinde aylık maaşla çalışıyorum. buraya gelirken şüphesiz ki ailemin bana sağladığı eğitim ortamı inanılmaz etkili olmuştur ama şahsi olarak da gösterdiğim emeklerin etkisini de hesaba katarsak, durumun ne kadar emek hırsızlığı kapsamında ele alınabileceğini tekrar değerlendirmenizi öneririm.

soru: Bu kadar pahalı evleri kim alıyor?
cevap: kitapsizlar!

bu sekilde yazdim ki, hollowlife gorup silmesin, malum isi gucu yok sabahtan aksama kadar kafasina gore cevap siliyor. asdf

öncelikle kapitalizmi ticaret yapmaktan ibaret sanan küçük burjuvaların tahayyülünü genişletsin diye şunu bi ekleyeyim:
eksisozluk.com

daha sonra bir başka açıdan yaklaşayım:

sekiz-on ailenin yaşayacağı kapasitede bir yapının masrafını tek bir daireye verip kalan dokuz ailelik geliri kodomanlara yedirmekte çelişki görmeyenler alıyor o evleri. pencereden baktığında betonarme garabetler görmekten rahatsızlık duymayan estetik yoksunları alıyor.

@UP ONU GEÇECEN USTA SEN
yokestetik yoksunu fln bende diyorum bu amk lar nerden buluyo bukadar parayı o ayrı konu ama işim gereği 1 yıl boyunca her gün sitelere gittim dairelerin içi hiç bizim yaşadığımız dairelere benzemiyor usta adam bir tel açıyo kapıcısına ekmek peynir şubu gazete kapıya geliyo bir tel açıyo güvenliğe güvenlik beni daireye kadar götürüyo kapıda kimlik soruyor aracımı içeri almıyor içerideki para aslında sadece daireye verilmiyor bence sonuç içeride ya da dışarıda olmakta bitiyor.
Adam 500.000 tl vermiş daireyi almış yetmemiş dekorasyonunu bozdurup tekrar kendisi yaptırmış :D usta tavanlar komple cami kubbesi gibi yaptırmış camlarda perde tül yok dışarıdan içerisi görünmüyo içeriden dışarısı net senin evinde internet kablosu koridorun ortasından sallanır gider adamın evinde network sistemi var altı üstü ev adam kablosuz bağlantı kesinlikle kullnmıyor zararlıymış alıyor laptop unu hangi odaya giderse orada hat var aynı elektrik prizi gibi kısaca bir şekilde insan gibi yaşıyor :D ben adama wc dede kubbe varmı diye sormuştum mesela :D

Dahada anlatıyım bu bişi değil .
Sen ben çok matah bişiymiş gibi evin tabanına erlere laminat parke yaptırırız adam masif ahşap çaktırır sonra bu italyadan geldi der :D sen mahallenin marleycisinden dersin :D ıslak zeminler mermer ama ben böle mermer görmedim daha evvel sanki yumuşak üzerine basıyosun anlatılmaz basmak lazım cam gibi öylede bir parlak altın sarısı rengi mermerin rengi ile masif ithal ahşabın rengi aynı mesela senın (derken benımde) evinde ki kapı oda kapısı 200 tl onunkinde 000 lar fazla çelik kapı bizde şirinevlerden usta çelik kapı 250 tl reklamı varya hani onların kapıda anahtar yok şifreli :D daha detayına girsen neler neler
ama olay bunların hepsi ya da hiç biri değil olay içeride olmak ya da olmamak.

@upp

esenyurt devlet hastanesine inen yoldan karşıya bakınca bomboz bir iğrençlik görürsün. pahalı denebilecek daireler, pahalı daireler, epey pahalı daireler vardır karşı yakada. karşıdan esenyurta bakınca da benzer boz manzarayı görürsün. aradaki 3-5 km bi boku değiştirmez. çevrendeki insanlar aynı kültürün farklı gelir grubudur. aynı trafikte sürünürler. çocukları aynı okul yollarında serserilerden dayak yer. kapından alıp kapılara bırakacak servis yoksa veledini, şöyle sağlamından bir jipin yoksa karını muhafaza edemezsin (allah muhafaza). hepsi güvensizdir, hiçbirinin hayatında kayda değer bir tek rafine zevk yoktur. ama çok güzel italyan ahşap çaktırırlar.

bana kalırsa ev budur:
blog.coldwellbanker.com
dahasına özenmiyorum karşısında ağaçlık bi tepe varsa tamamdır

agustostan sonra 104lere gelecek cok zor durumda degilsen bozdurma hatta üzerine eklemeye devam et.. bu sene maalesef böyle.. rumlarin elinde ki altini bozdurmalari, piyasaya sürmeleri sebebiyle bu düsme olustu.

altın alanlar 2-3 yıl için değil 5-10 yıl için alıyor. o nedenle ihtiyacın varsa sat. düştüğünde tekrar alırsın.

acil ihtiyacınız yoksa, yani mecburiyetten satmayacaksanız bekleyin. temmuz- ağustos gibi biraz yükselecek bence. ama belli olmaz tabii, yükselişteyken de ne kadar yükseleceği belli değildi.

o patlamam bendede var. düşükten alıyorum şu an en azından birazını telafi ederim diye düşünüyorum. uzun vadede tekrar 100'ün üstüne çıkacağını ümit ediyorum

bence satmayın. zaten altın uzun vadede elde tutulması gereken bir yatırım aracıdır. aldığınız fiyata geldiğinde veya biraz aştığında yüzde 5'lik veya 10'luk kısımlarla satarsınız. sonuçta altın 50-60 liraya düşmeyecek bunu biliyoruz. ama şu dönemlerde altının dalgalı seyir izleyebileceği gerçeğini gördük.bu yüzden altınınızı elinizde tutun. bozdurmaya başladığınızda da dolara geçin doların bundan sonraki yönü hep yukarı olacak bunun başka yolu yok. özellikle bu yıl ve önümüzdeki yılda.

mobese kayitlarindan cok emin degilim ama tutanak tutulduysa zaten orda yazar adamin sucu oldugu ileride size karsi bir sey olma durumunda.

bunun yaninda görgü taniklari filan da varsa onlarinda yazili polile beraber tanikliklarini alin derim.

eger dediginiz gibi bir durum ise cok büyümez, gecmis olsun.

zaten acile gideceği için hastane masrafı olmaz. isterse özele gitsin ssk karşılar. adam da kendisi kusurluysa ve bunu kabul ediyorsa bi sorun olacağını sanmam.

yayaya çarpan her zaman suçludur.(edit: her zaman fazla iddalı olmuş) Yayanın olabileceği yerlerde yavaşlamak durumundasınız.

Endişe ettiğiniz konularda kendinizi garanti altına alın bence. Kişiden imza fln...

taksirle yaralama şikayete bağlı, bu yüzden karşı taraf şikayetçi olmazsa kamu davası açılmaz.

www.typingme.com
www.indir.com

yok geç degil zaten 3 ay içinde ögreniyorsun. ben typingmaster pro kullanmştım tavsiye ederim.

teacherluke.wordpress.com

onların kesmesi zor. onun yerine kulak tıkaçlarından alsanız?

dediğiniz gibi kulakiçi kulaklıklar sesi keser ama her çene hareketinizi duyarsınız , alışılmadık sesler duyduğunuz için rahatsız edicidir.

www.naturel.gen.tr

var öyle kulaklıklar, otomotiv sektöründe presshane işçileri kullanıyor. bütün gün güm güm tonlarca demir vuruyor pres kalıpları. özel bir kulaklık görmüştüm böyle sarı gibi. stanton kulaklıklara benziyor.

var yani öyle bir şey de nereden nasıl bulursun onu bilemedim. benden bu kadar.

@piston ben de filmlerde gördüm ama herhalde piyasası yok bunların

active noise cancelling headphones diye aratınız
www.amazon.com

Hiçbir sıkıntı çıkmaz, tek hesapta topla, hangisi daha az kesinti yapıyor bak, bir de tek elden talimat vermek her zaman kolaylık olur al-sat işlemlerinde,

sıkıntı çıkarmaz. diğer yandan şöyle bir durum var: iki aracıdan biri çok büuyük ihtimalle daha yüksek ücretler kesiyordur, bu durumda portföyü en ekonomik olanı tespit edip onda birleştirmekte yarar var.

www.uzmantv.com

demiş bir başmemur. Fiyat bilgilendirmesi yok ama randevu alırken öğrenebilirsiniz sanırım.

ifunbox indir. onunla yapabilirsin.

www.i-funbox.com

itools indir onunla herşeyi atarsın

i-funbox ve itools iyi araclar. i-funbox zaten sirf bunun icin var.

ayirca bunun icin i-funbox harici ilk secenek dropbox veya benzeri bir sey kullanmak. dosyalari oraya atip, favori olarak eklemek. bu sayede her istediginizde erisebilirsiniz.

couchsurfing hesabı aç. haftalık buluşmalara git. hem sosyalleşirsin, hem ingilizceni geliştirirsin.

başka önerisi olan var mı ?
yahu bi tek ben mi varım speakingini geliştirmek isteyen