olay şu:

bir 'ara sokak'tan caddeye çıkıyordum. bu dar cadde çift yönlü, kenarda sürekli araçlar park ettiği için trafik belli yerlerde yavaş ilerliyor. sokaktan çıkarken sol tarafta bi belediye otobüsü gördüm, önündeki araç hareket etmişti, o da beklemedeydi. madem öyle hızlıca geçeyim diye düşündüm. tam dönüyordum ki, vurdu. neyse az ileride sağa çektim. vurduğu nokta sol arka taraf, benzin deposunun orası, köşeye yakın kısım göçmüş. araçtan indim. iner inmez yayanın teki "sen hatalısın" dedi (aman tanrım).

ilk kez kaza yapıyorum, ne oldu ne bitti zaten anlamadım. otobüs şoförü de olduğu yerde aracı durdu (trafik kapandı bu esnada tabi, çok zekice). "nası araba sürüyosun" falan diye geliyor yanında bi yolcuyla. "bıraksaydın da geçseydim" dedim, "seni görmedim ki" dedi. onun otobüsünün köşesi hafif çatlamış, benim aracımın kenar kısmında orta boyutta bi göçük var. "napalım" dedi. araç muayenesiz olduğu için tırsıp "devam edelim" dedim.

zaten bu sabah muayene olmadığından dolayı 77 tl ceza yemiştim, muayene için 1 hafta izin vermişti polis amca. zorunlu trafik sigortam vardı.

bana bu durumu özetleyecek birisi var mı acaba?
ne yapmalıydım? baskı altında hissedip çok mu malca davranmışım?

ps: bugün ne kadar boktan bi gündü. her şey üst üste geldi be.

okuduğunuz, anladığınız ve cevap verdiğiniz için teşekkürler.

goo.gl
yahu acayip tanıdık bi eser ama bir türlü bulamadım ne olduğunu, bakıverin.

seni nasıl anlatmaya başlasam bilemedim ki. 2 hafta önce belediye tesislerinin bahçesindeki beton banklarda otururken gördüm seni (sen değil, ben oturuyordum). öylece çalıların gölgesinde uyuyordun simsiyah kardeşinle beraber. ben seni farkettiğim anda daha yakından görmeliydim kesinlikle. usulca yanınıza yaklaştım, kısa demir çitin üzerinden ayağımı atıp çimlerde parmak uçlarımda yürüyerek yanaştım. kardeşin beni farkeder farketmez gözlerini açıp bana baktı, sonra kaçtı. sen sakince araladın gözlerini, sonra öyle bir baktın ki. seni yakından görünce bi süre gerçekten inanamadım. allahım dedim, bu nasıl bi yaratık? bi canlının şu dünyadaki yeri sadece sevilmek olabilir mi? böyle bi amaçla, sevilsin diye yaratmış olabilir misin bi canlıyı? onlar nasıl gözler, o nasıl bir surat ya rabbim? o tüyler nasıl özenle yerleştirilmiş o narin vücuda. içimden kelime-i şehadet getirdim. ateistler bunu açıklasın o zaman dedim. evdeki biricik kızımın kıskanmayacağımı bilsem, alır götürürdüm seni ama onun üzerine gül koklayamam be güzelim. burda, yolu o taraftan geçen olursa saf güzellik nasıl oluyor gidip görsün, mahrum kalmasın diye senden bahsediyorum.

ps: kameralı telefonum olsaydı da fotoğrafını çekseydim ama yok işte.

80% naylon 20% spandex (ya da bu civarda bi oran) halinde bulunabilir mi?
istanbul'da nerede bulunur bilen var mı? yaklaşık yarım metre kare almak istiyorum, o yüzden perakende satan bir yer olsa daha makbule geçer.

*lütfen spesifik bi adres verin, ben de biliyorum imç'de gün boyu soruşturmayı.
**teşekkürler.

3-4 senedir ara ara dinliyorum bu albümü ama bu müziği kimin yaptığını bulamadım. albüm tamamen enstrümental. elimde en ufak bi ipucu yok. tunatic diye bi program indirdim, ona dinlettim o da bulamadı. ut çalan / dinleyen insanlar kesin bilir diye tahmin ediyorum.

kiwi6.com [5,54mb]
www.watzatsong.com [ilk 30 saniyesi]

bulan çıkarsa minnettar olcam. hatta istanbuldaysa bi şeyler ısmarlarım isterse. müzik paylaşımı yaparız, arkadaş oluruz.

2003'te falan meşhurdu bu parça (daha öncesi de olabilir). metro hits falan gibi compilation albümlerinden birinde dinlediğimi hatırlıyorum. bi kadın ve bi erkek söylüyordu sanırım. erkekten tam emin değilim. arabik tonlarda nakarata giriyordu başka bi kadın sesi, uzun hava gibi bi şeyler söylüyodu arap havalarında, ingilizce mi emin değilim tam. sonra nakarat başlıyodu;
nakaratta "you know, you go, you bilmem ne" sonra "but it's okay" sözleri aklımda kalanlar. çok hitti bu parça o dönemlerde.
nostalji yapayım dedim gece gece. bu arada şarkının klibi harem gibi bi yerde geçiyodu (doğu havaları işte).

5 sene önce turkcell kontörlü hattım bi süre kullanmadığım (kullanmayınca kontör de yüklemedim) için kapandı. şimdi arayınca "bu numara kullanılmamaktadır" anonsu yapılıyor. bu numarayı geri almanın bi yolu var mıdır?

3 adet usb portum vardı laptopımda, birisi mefta olunca fena oldu. birinde zaten mouse receiverı var, kalan bir port da yetmiyor. ben de geçenlerde s-link diye sikko bir markanın adaptöre sahip 7'li usb hubını satın aldım. adaptör dedikleri şey tırt nokia şarj aleti gibi, çalışıp çalışmadığı bile belli değil. neyse 2 tane 3,5" external hdd bağladıktan sonra mp3 playerı bağladım alete, alet saçmaladı. ben de bunun üzerine götürüp iade ettim. yine ortalarda kaldım. sizin önereceğiniz güçlü bir usb hub var mıdır acaba? alternatif başka bi çözüm de olabilir. teşekkürler.

annem ve babam emekli sandığına bağlı çalışan, ben üniversitede okuyan bir miyopum. göz muayenesi olucam, gözlük alıcam.

1) muayene için nereye gitmemi önerirsiniz?
2) muayene takribi kaça patlar, ne kadarını ben öderim?
3) takılacak gözlük camının, seçtiğim çerçevenin ne kadarını kurumlar öder?
4) ekstradan bi tipiniz bi trickiniz varsa da paylaşırsanız ne mutlu size.

teşekkürler.

edit: gereksiz betimlemeler yapmışım.

merabalar.
okula 650m. uzaklıkta oturuyorum. ev cadde üzerinde, okul da caddenin sonunda. kısmen açık alan sayılır ama bir iki apartman giriyor arada.

türk telekomdan bezmiş bir insanım. bedavaya şahane internetim olsun istiyorum. biraz araştırma yaptım, kallavi bir anten buldum ebay'de.
getir.net (google translate link)

şimdi bu aleti bir kere alayım diyorum. sonuçta ayda 50 tl veriyorum normalde internete, bi de üstüne telefon sabiti falan, 60 tl ediyor. sağlam bi şey alayım ki şimdi ve başka bir yere taşındığımda garanti kullanabileyim.

1) buraya kadar iyi de o dediğin olmaz ki, şunu hiç hesaba katmamışsın diyeceğiniz bir yer var mı?

2) bununla beraber kullanabileceğim pci cardların listesi var sayfada. pci cardın kalitesi de bu range olayını etkiler mi? tavsiye edeceğiniz kart var mı bak şu çok iyidir, bi kere al bi daha işin olmaz diyebileceğiniz? bir de aynı katta oturan 3 arkadaş daha var, onları olaya dahil etmek kolay mı (benim pc'yi access point olarak kullanmak)? ekstra bir şey almam gerekir mi onun için yoksa pci cardın yazılımıyla mı halledilir o olay?

şimdilik bu kadar, bayağı uzun oldu kusura bakmayın.
teşekkür ediyorum zaman ayırıp cevap verenlere.

edit not: bu arada okuldaki bağlantı şifresiz.

Bir ödevim için metal müziğin başlangıcından itibaren dallanıp budaklanan janraları (kıl kelime), türevleri vesaire içeren, klavuz niteliğinde bir listeye ya da grafiklere ihtiyacım var. Kronolojik olarak sıralanmış olursa daha bir makbule geçer.
Bahsettiğim türde bir grafik silsilesi Metal: A Headbanger's Journey'de bulunuyordu fakat ihtiyacım olan şey tarihleri vs. ile birlikte biraz daha ayrıntılı bilgi veren bir şey.
Teşekkürler.

geçenlerde üzerinde smartmedia logosu bulunan, tv'ye falan bağlanabilen 3.5" 300gb'lık harici hdd (getir.net bunun 300 gb'ı) çalışırken tepesine mouse düştü. yıllardır başıma gelmez dediğim şey başıma geldi ve hdd bozuldu. power düğmesine basınca windows aygıtı algılıyor, hatta her zaman yaptığı gibi önce dosyaları tarıyor; ama dostoyevski adlı klasöre geldiğinde hdd kafa atmaya (clicking, ticking, kafa atma sesi...) başlıyor. bir süre sonra da windows aygıtı tanımaktan vazgeçiyor. bunun üzerine ben de hdd'yi dışındaki aparattan söküp ide kablosuna dahili hdd gibi bağlıyorum, bu sefer de klik sesleri eşliğinde bios'ta ne yapsam aleti tanıtamıyorum. hadi 150 gb'lık müzik arşivimden geçtim ama benim tüm portfoliom (tasarımlarım vs.) bu hdd'de ve murphy kurallarına uyması gerektiği üzere yedekleri yok. öyle veri kurtarma merkezlerine verecek dolarlarım da yok. yok mudur bi çözüm bulabilecek.