olabilir. olmayabilir.

tamamen şans. bir seferinde bir bavul dolusu içki getirmiştim.

başka bir seferinde yine gaza gelip bavulu doldurdum. gümrükten geçerken "gel bakalım" dediler. bavulu açtırdılar. bıraktık bütün içkileri.

duty free de 2 litre sınır var.
kıbrıs gemi seferinde ise 3 litre sınır var.

bagaja vereceğiniz valiz e 2 litre daha alıp şans denenebilir.

bunun yanı sıra birinden çıkışta rica edebilirsiniz. 2 litre fazlam var sizin yoksa benim içkileri geçirebilir misiniz diyebilirsiniz.

Toplam kişi başı 1 litre hakkınız var.

Bugüne kadar sadece Gürcistan sınırında 1 kere arandım. O gün herkesi aramışlar. Bırakılmış içkilerden oluşmuş bir içki dağı vardı orta yerde :)

teyzem sadece 100lük tek bir rakı getirebildi almanya'dan dün. şimdi ezmekteyim :) daha da almamışlar.

EDİT : 2 litreden 1 litreye düşmüş. Şarap gibi %22 nin latında olanlarda 3 litreden 2 litreye inmiş . vayyy arkadaş yaaaaa.

yüksek alkol 1 litre düşük alkol 2 litre toplamda 3 litre. duty free sınırı aşınca zaten satmıyor

5-6 sene önceki bilgi üzerinden gidersek:

gelirken girdiğiniz diğer ülkedeki duty free sizin ülke sınırlarınızı bilmez veya karışmaz ve almanıza izin verir. oradan alıyorsunuz sonra geldiğiniz ülkeden yani türkiyeden de alıyorsunuz ve poşeti açık bırakırlarsa poşetleri birleştiriyorsunuz böylece gümrük memuru sınırları nasılsa geçmediğinizi düşünüyor tr duty free poşetlerinde olduğundan. onu da x-ray e koydurtmuyor diğer çantalarınızı koyun diyor.

kibris ucaklari geldiginde ekstra bakma durumu oluyor bilginiz olsun. en temizi sirt cantasiyla gidip sirt cantasina doldurmak, isin icerisine bavul girdimi random oluyor gumruk kontrolu

bavula hic koymadim ama duty free'den ayni anda 1'er litre Metaxa, Ouzo ve Masticha almisligim var. satarken sorun yapmadilar. ki (normalde siniri soyluyorlar veya az aldiginda bak bi karton sigara daha hakkiniz var vb diyorlar)
gumruk kapisindan da gecmedim. onlar da gec demedi. acikcasi o kadar gider gelirim simdiye kadar sadece bir kere xray'den gecirdiler (onda da bi sey yoktu).

xray'den gecme tehlikesine karsi su yapilabilir, sirt cantasina koyun tam oradan once. sirt cantani da koy bla bla yapmiyorlar.

edit: Ekim 2022
edit2: simdi hatirladim yanimda erkek arkadasim vardi yani birini ona islemislerdi. yanlis bilgilendirme olmasin. ayrica sunu da unutmayin ki duty free'nin sattigi her zaman gumrugun kabul ettigi anlamina gelmiyor.

paintov+1

duty free 1 pasaporta 1 lt yuksek alkollu icki gecirtiyor. 2023 nisan

Camlara pet için yapılan korkuluklardan takabilirsiniz kendiniz sağlam tel gerseniz bile yeter biz camlara kümes teli gerdik mesela full camlar açık

klima yoksa da vantilator alsaniz is gorur

ilkinde vantilatör aldım. 2hafta sonra izin aldım serin yere gittim. bu yaz almayacağım dedim. maalesef aldım o klimayı. bende sizin gibiyim. sabah 8den akşam 8e kadar güneş altında ev. tüm pencere ve kapılar açık, dediğiniz gibi dışarısı daha serin. maalesef son çare klima. klimayı da 1odaya kuruyorsunuz o oda güzel, bu sefer diğer odalar çok sıcak geliyor. böyle de bir gerçeklik var.

antalya değilse, bu yaz böyle geçsin. seneye güzel plan marka model ile klimayı alın.

hem guney cephe hem en ust kat - vantilator kurtarmaz acikcasi.
belli ki tavan/cati yalitimi zayif, klima sart gibi.

Klima, vantilatör, bilimum benzeri soğutucu cihaz önerilerine ek olarak en zorlu saatlerde bir kovaya su doldurup, içine de bir miktar buz atıp ayakların içinde otur gündelik masa başı işlerini hallederken en azından. Lise, ortaokulda sıcaktan yazdan tiksinen biri olarak bu şekilde baş edebiliyordum :m

Ne kadar fena şeydir bilirim. Benim ailem öyle bir evde yaşıyor. Yaz tatillerinde hep fenalık geçiriyorum. Odamın camına koyu renk kullanılmayan bir çarşaf gerdim. Böylece biraz daha az ısınıyor. Kötü bir görüntü ama bir de cam açarsanız eserse rahatlatıyor.

4. nesil ryzen işlemcili thinkpad de bakabilirsiniz. O rakamlara T14 filan bulunabilir.
Ayrıca, Huawei'nin güzel laptopları varmış. Dün teknoseyir'de incelemesini izledim, huawei'nin laptoplarının da olduğunu yeni öğrendim. Gayet güzeldi.

Büyük oranda solunum yolu ile bulaşıyor. Temaslı olmak çok genel bir kavram. Yani biriyle hiç temas etmeden aynı masada oturup yemek yemek de temas. Ayak üstü karşılaşıp dirsek tokuşturmak da temas.

Yüzde maske varsa her iki kişide bulaşma ihtimali epey düşüyor.

Özetle çok net kriterler yok "şu kişiye bulaşır, şuna bulaşmaz" ya da "şöyle yaparsan bulaşır, böyle bulaşmaz" gibi...

Genetik farklarin da etkisi var. Ayni oranda temas eden iki kisinin biri alirken biri almiyor. Sadece bagusiklikla degil sanirim açıklaması.

Buna kesin bir cevap verebilen yok sanırım, var mı?
Pozitif insanla 3 gün aynı evde kaldım. Aynı masada yemek yedim, aynı odada televizyon izledim. Ama bulaşmadı. Nasıl oldu hiç bilmiyorum.

Bu çok katmanlı bişey, virüs yükü denen bir şey var, karşıdaki kişinin o anki bağışıklık durumu var, genetik faktörler var.

yüzeylerden bulaşma ihtimalinin ilk tahmin edilen kadar olmadığı biliniyor artık. çünkü "hasta" etmesi için vücuda girmesi gereken virüs miktarı/yoğunluğu çok az değil. birinin aksırıp tıksırıp ıslatıp virüs yuvası yaptığı yer haricinde çok sorun olmadığı, asıl sorunun virüsün havada asılı kalma süresi olduğunu söyleniyor. yani virüslü biriyle aynı kapalı ortamda bulunuyorsan, o kişiyle aranda sürekli 10 metre mesafe olsa bile düzgün hava akışı olmadığı zaman süre geçtikçe virüsü kapma ihtimalinin arttığından bahsediliyor. benzer mantıkla, eğer virüslü biriyle aynı kapalı odadaysan ama havalandırma düzgünse, sen de o kişinin ağzına girmiyorsan virüs kapmama ihtimalin hiç düşük değil.

tabii yukarıda dendiği gibi genetik, bağışıklık gibi etkenler de var ama onlar kişiye göre değişiyor ve sabit alınamayacak detaylar. yukarıdakiler ise bu detayları dikkate almadan, herkes için geçerli olan tespitler.

direkt kaynak veremiyorum çünkü son 1-2 aydır okuduğum makaleler ve yazılardan anladıklarım bunlar. yine de bakınacağım, buldukça ekleme yaparım.

english.elpais.com
evrimagaci.org
evrimagaci.org

Gece gündüz aynı evde yaşayan, aynı yatağa giren bir çifti örnek vereyim. kardeşimin eşi, grip semptomları verdi, hastaneye gitti, pozitif bulundu, verilen ilaçları aldı. Hep birlikte aynı evinde içinde yaşamaya devam ederek kendilerini izole ettiler. Bu süreç boyunca kardeşim ve sürekli her ikisinin de kucaklarında gezen çocukları negatifti. Karantina sonunda her üçü de tekrar test oldular. Bu kez üçü de negatifti. Daha yakın olması imkansız, vücut sıvılarının her gün değiş tokuş edildiği temaslardan bulaşamıyor yani.

Yukarıdaki örnekle neredeyse birebir aynıyız. Eşimin pozitif olduğunu öğrendiğimiz gece, aynı kaşıktan yemek yemiştik. Çocuğumuz da dahil buna. Eşim orta ağırlıkta geçirmişti. Biz negatif. Çocuğu da şapur şupur öpüyoruz yani.

Ben bu durumdan sonra marketten aldıklarımı çamaşır suyuyla yıkamayı da bıraktım. Maske ve el temizliği dışında ekstra bir şey de yapmadım. Parka, avm’ye de gittik ihtiyaç oldukça. Biz de yine bir şey yok. Ama aşırı dikkat eden birkaç yakınımda pozitif vakalar oldu.

Ben hala çok çok titizlenmiyorum. Çocukla yine sokağa çıkıyoruz. Maskeye o da epey alıştı, çıkarmıyor. Ama yani maskeyi de sık sık değiştirmiyoruz. Elleri mutlaka dezenfekte ediyoruz.

Bağışıklık desem sanmıyorum ki kuvvetli bir bağışıklığım var. O kadar düzensiz ve sağlıksız besleniyorum ki. Su içmeyi bile unutuyorum. Vitamin içmem. Gerçi hayatım boyunca çok az ilaç içtim. Bazen bunun çok etkili olduğunu düşünüyorum. Toplasanız 34 yıllık hayatımda hepi topu 2 şişe antibiyotik içmişimdir.

Değişik bir virüs işte. Aşı çıksa ben ve çocuğuma yaptırmayı düşünmüyorum. En azından ilk etapta. Uzun vadede getirisi, götürüsü nedir belli değil. Kobay olarak eşimi kullanırım muhtemelen :)

Belki de en önemlisi maskedir. Hiçbir zaman bahçe dışında maskesiz dışarı adım atmadım.

Şarj sırasında ki güç modunu değiştir.

izmitliyim şu anda istanbulda yaşıyorum(13 senedir)
1 ay sonra izmite taşınıcaz

ankaralıyım.

üniversite için adana'ya geldim (2-3 ay oldu)

adana merkez...

gaziantep

kastamonu'da doğdum ve hala üni dönemine öykünürsek en sevdiğim şehir orası. ha şimdi sorasan orası orada yaşamak şuan mümkün mü diye mümkün değil!

hali hazırda istanbul'da bir düzen kurdum.

bana sorsan hangi şehirde yaşamak istersin diye vereceğim cevap izmir! insanını ve bulunduğu coğrafyayı çok sevdiğimden mütevellit!

İstanbulluyum, aydın'da yaşıyorum.

"nerelisin?" kısmı karışık. 3 yıldır istanbul'da yaşıyorum okul sebebiyle, biter bitmez (hatta belki yarıda bırakıp) ilk fırsatta gitmek istiyorum.

"doğup büyüdüğün yer neresiyse oralısın" dersen > çorluluyum, trakyalıyım, kapçık aazlıyım. 18'ime kadar çorlu dışında 2 aydan fazla kalmadım.

"baban nereliyse oralısın" dersen > adanalıyım. sempatim var adana'ya, cidden kan mı çekiyor artık ne oluyor bilmiyorum ama yıllardır gitmedim o tarafa hiç. yani lafta memleketim ama sorsan ne bir tane mekanını, ne yolunu yordamını bilirim. orayla bağlantım sıfır sayılır.

"yaşamadığın ama tatillerde, bayramlarda seyranlarda gittiğin yer memleketindir" dersen > gölcüklüyüm. anne tarafım oralı. anneannem olsun, dayım olsun, teyzem olsun doğduğumdan beri hep yakın olmuşuzdur. benim için memleket her zaman gölcük oldu. 200 kiloluk yorgan, soba... bunlar gölcük'teydi :)

Anne tarafi Mersinli baba tarafi aslen Macar sonradan Musluman olmuslar sanirim. Hatay'da dogdum Istanbul'da yasiyorum.

Ne babam ne ben tek kelime Macarca konusabiliyoruz. Annem Mersin'e bile gitmemis. Hatay'da dogup buyumusler. Esmer degilim herkese bunu anlatmak zorunda kaliyorum Hatayliyim deyince.

Ortaasyalıyım ama İstanbul'da doğdum büyüdüm yaşıyorum.

istanbul'da doğdum, istanbul'da yaşıyorum. ailemin kökeni çok karışık, balkanlardan göçmenler. pomak da var makedon da bulgar da tatar da....

nüfusuna kayıtlı olduğum, soy bağlarımın olduğu il Kırşehir, doğduğum, büyüdüğüm şehir ankara. atandığım, 1 seneden biraz fazladır yaşadığım şehir Tekirdağ.

Boşnak . İstanbul da yasıyorum

Köken Abhazya, kütük Düzce, doğum yeri Sakarya, ikamet İstanbul. Doğal olarak hiçbiyerliyim, ya da hepsiliyim. Ya da yok lan, Düzce'li hiç değilim, allah korusun yareppim, evet...