appdata
selam arkadaşlar..ben 8 sene kadar saç kestirmedim... yani 2003'ün başında başlatmıştım uzatmaya, 2010'un temmuzunda kestim... popomu geçmişti saçlarım, dize doğru gidiyordu... 2010 temmuzda kısacık asker tıraşı gibi kestirdim (bir kriz anında), temmuzdan sonra da kestirmedim, yani 10 aydır makas de
selam arkadaşlar..
ben 8 sene kadar saç kestirmedim... yani 2003'ün başında başlatmıştım uzatmaya, 2010'un temmuzunda kestim... popomu geçmişti saçlarım, dize doğru gidiyordu...
2010 temmuzda kısacık asker tıraşı gibi kestirdim (bir kriz anında),
temmuzdan sonra da kestirmedim, yani 10 aydır makas değmedi saçlara... çünkü berbere gitmeye korkuyorum!!! saçlar gene uzadı işte, 1 yıllık saç civarı..
8 yıldır piyasadaki "genel, tarzsız, ortalama erkek saç modeli" nasıl olur bilmiyorum çünkü... yıllardır long live rock'n'roll \m/ \m/ takılan adamım...
ankara'da yaşıyorum... 1 aydır berberlerin kapısına kadar gidip dönüyorum, 5-6 defa olmuştur bu..
şimdi girecem içeri, amele-apaçi modeli yapacak gönderecek, veya gidip nişantaşı-bağdat caddesi çocuğu ciks behlül saçı yapacak gönderecek diye korkuyorum... veya varoş mahalle delikanlısı (sivri burun ayakkabılı - tesbihli takımı reis, başggaaan modeli) modeli saç yapacak diye korkuyorum... ki bu üç model de en gıcık kaptığım tipler...
ben böyle cool bir model istiyorum, salaş veya pastel renk tişört üzeri kareli gömlek, altına kot, altına da pastel bir rahat spor ayakkabı takılan insanım...
saçlar "kumral, (kestane rengi diye geçiyormuş saç renkleri kategorisinde, hatunlar öle diyo), kıvırcığa yakın dalgalı (iri dalga mı neymiş), oldukça gür" şeklinde tanımlayabileceğim saçlarım var..
i. ankara'da bir erkek kuaförü tavsiyesi,
ii. anlatığım hayat tarzı-anlayışı insana uyan bir orta uzunlukta model önerisi.
iii. bu saç modelini günlük kullanımda sabah evden çıkarken nasıl bir şekil vererek çıkarsam iyi olur
şeklinde fikir, tavsiye verirseniz sevinirim...
teşekkürler.
ben 8 sene kadar saç kestirmedim... yani 2003'ün başında başlatmıştım uzatmaya, 2010'un temmuzunda kestim... popomu geçmişti saçlarım, dize doğru gidiyordu...
2010 temmuzda kısacık asker tıraşı gibi kestirdim (bir kriz anında),
temmuzdan sonra da kestirmedim, yani 10 aydır makas değmedi saçlara... çünkü berbere gitmeye korkuyorum!!! saçlar gene uzadı işte, 1 yıllık saç civarı..
8 yıldır piyasadaki "genel, tarzsız, ortalama erkek saç modeli" nasıl olur bilmiyorum çünkü... yıllardır long live rock'n'roll \m/ \m/ takılan adamım...
ankara'da yaşıyorum... 1 aydır berberlerin kapısına kadar gidip dönüyorum, 5-6 defa olmuştur bu..
şimdi girecem içeri, amele-apaçi modeli yapacak gönderecek, veya gidip nişantaşı-bağdat caddesi çocuğu ciks behlül saçı yapacak gönderecek diye korkuyorum... veya varoş mahalle delikanlısı (sivri burun ayakkabılı - tesbihli takımı reis, başggaaan modeli) modeli saç yapacak diye korkuyorum... ki bu üç model de en gıcık kaptığım tipler...
ben böyle cool bir model istiyorum, salaş veya pastel renk tişört üzeri kareli gömlek, altına kot, altına da pastel bir rahat spor ayakkabı takılan insanım...
saçlar "kumral, (kestane rengi diye geçiyormuş saç renkleri kategorisinde, hatunlar öle diyo), kıvırcığa yakın dalgalı (iri dalga mı neymiş), oldukça gür" şeklinde tanımlayabileceğim saçlarım var..
i. ankara'da bir erkek kuaförü tavsiyesi,
ii. anlatığım hayat tarzı-anlayışı insana uyan bir orta uzunlukta model önerisi.
iii. bu saç modelini günlük kullanımda sabah evden çıkarken nasıl bir şekil vererek çıkarsam iyi olur
şeklinde fikir, tavsiye verirseniz sevinirim...
teşekkürler.
0
leverage'da nate'in saçları gibi olabilir. kafamda bahsettiğin tarza en çok o gider diye düşünüyorum. kesinlikle 1. sınıf bölgedeki berberlere git. sabah evden çıkarken ellerini ıslatıp geriye doğru yapıştırdıktan sonra kafayı 10 15 kez sertçe sallayarak çok hoş natürel bi görünüme de sahip olabilirsin bahsettiğim saç modelinde.
not: umarım leverage ın her bölümünde nate in saç kesimi aynıdır.
not: umarım leverage ın her bölümünde nate in saç kesimi aynıdır.
0
appdata
http://www.ntvmsnbc.com/id/25181464/evetr ilgili haberimizi okudum..sevindirik oldum..lakin "üniversiteden atılma kalktı" diye bir şey demiyor..zira 1 bucuk yildir universiteden atılmanın kaldırıldığı haberini bekliyoruz bilen biliryusuf ziya emmi tv'lerden mujdeyi verip duruyordu habire..bu haberde
www.ntvmsnbc.com
evetr ilgili haberimizi okudum..
sevindirik oldum..
lakin "üniversiteden atılma kalktı" diye bir şey demiyor..
zira 1 bucuk yildir universiteden atılmanın kaldırıldığı haberini bekliyoruz bilen bilir
yusuf ziya emmi tv'lerden mujdeyi verip duruyordu habire..
bu haberde sadece "daha önce aılanlara af geldi.. hadi gelin okulunuza hadi" olayı var..
yani af..
eee atılma durumunda olanlar nolacak..
şimdi atılma kalktı mı kalkmadı mı? kalktıysa kime kalktı? bana mı kalktı? kalkmadıysa niye kalkmadı? ne zaman kalkacak? universiteden atılma kalktı da biz mi indirdik?
universiteden atılma kalkmasın da vatandaş bize mi kaldırsın?
evet demirel ve ben cevap bekliyoruz burda..
guniz sokak, tunali hilmi caddesi, çankaya / ankara
ayrıca kanunun tam metni şöyledir; www.universitedenatilma.com
evetr ilgili haberimizi okudum..
sevindirik oldum..
lakin "üniversiteden atılma kalktı" diye bir şey demiyor..
zira 1 bucuk yildir universiteden atılmanın kaldırıldığı haberini bekliyoruz bilen bilir
yusuf ziya emmi tv'lerden mujdeyi verip duruyordu habire..
bu haberde sadece "daha önce aılanlara af geldi.. hadi gelin okulunuza hadi" olayı var..
yani af..
eee atılma durumunda olanlar nolacak..
şimdi atılma kalktı mı kalkmadı mı? kalktıysa kime kalktı? bana mı kalktı? kalkmadıysa niye kalkmadı? ne zaman kalkacak? universiteden atılma kalktı da biz mi indirdik?
universiteden atılma kalkmasın da vatandaş bize mi kaldırsın?
evet demirel ve ben cevap bekliyoruz burda..
guniz sokak, tunali hilmi caddesi, çankaya / ankara
ayrıca kanunun tam metni şöyledir; www.universitedenatilma.com
0
aha, tam ben de aynı mahiyette bir duyuru açacaktım.
af yasası ile okulda atılma yasası faklı yasalar gibime geldi benim. yök'ün hazırladığı kanun tasarısı varmış. af yasasından ayrı galiba.
af yasası ile okulda atılma yasası faklı yasalar gibime geldi benim. yök'ün hazırladığı kanun tasarısı varmış. af yasasından ayrı galiba.
0
yok abi aylardir (hatta bir bucuk yildir)
bu af yasasi son af yasasi olacak, bundan sonra af çıkmayacak, çünkü okuldan atılma olmayacak
diyordu yusuf ziya emmi...
sabah sabah çok sevindim bu habere.. ama maddeyi dikkatlice okuynca kursagimda kaldi sevinç..
bu af yasasi son af yasasi olacak, bundan sonra af çıkmayacak, çünkü okuldan atılma olmayacak
diyordu yusuf ziya emmi...
sabah sabah çok sevindim bu habere.. ama maddeyi dikkatlice okuynca kursagimda kaldi sevinç..
0
www.gelsinler.org
burda diyor ki: "25 Haziran 2010 Yök Yeni Hazırladığı Kanun Taslağıyla Üniversite Öğrencilerin Artık Okuldan Atılmayacağını Belirti.
YÖK, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik öngören kanun tasarısı taslağı hazırladı"
burda diyor ki: "25 Haziran 2010 Yök Yeni Hazırladığı Kanun Taslağıyla Üniversite Öğrencilerin Artık Okuldan Atılmayacağını Belirti.
YÖK, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik öngören kanun tasarısı taslağı hazırladı"
0
abi, bu haziran ayindaki olay.. hatırlıyorum bunu.. yani yök'ün önerdiği kanun "taslağı"...
çıkmış bir kanun değil... taslağı daha..
bu arada verdiğin linkteki fotografin ismi "geylezbiyengenc4.jpg" de çok fenaymış...
"kalkanın" ne olduğunu anladık sanırım :))
çıkmış bir kanun değil... taslağı daha..
bu arada verdiğin linkteki fotografin ismi "geylezbiyengenc4.jpg" de çok fenaymış...
"kalkanın" ne olduğunu anladık sanırım :))
0
haberlerden takip ettiğim kadarıyla süresinde okulu bitiremeyen, vs. nedenlerle bırakanlar için geçerli. ama disiplin cezası nedeniyle atılmalar devam edecekmiş.
0
disiplin cezası alanlar da geri dönebilir. sadece terör yüzünden hüküm giyenler geri dönemiyor anladığım kadarıyla.
"22/10/2008 tarihinden itibaren bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar terör
suçundan hüküm giyenler hariç her ne sebeple olursa olsun kurumları ile ilişiği kesilenler"
"22/10/2008 tarihinden itibaren bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar terör
suçundan hüküm giyenler hariç her ne sebeple olursa olsun kurumları ile ilişiği kesilenler"
0
bu çıkan kanun şu anda okuyan ve seneye atılacak olanları kapsıyor mu kapsamıyor mu bilmiyorum... şu anda bunun araştırmasını yapıyorum resmi sitelerde..
ama üniversiteden atılma kalktığı zaman disiplin suçu olanlar da devam edebilecek...
terör suçu olanlar devam edemeyecek (mhp önerdi bunu, abdullah öcalan'a okuluna devam etme hakkı veriyor çünkü)
disiplin suçu sorun değil... gider prof'un, rektörün, dekanın yüzüne "la yarraamm" dersin, atamaz seni... ama sonra neler olur bilemem tabi... bitmez o okul :)))
(bkz: bastım tekmeyi daldım rektörün odasına)
ama üniversiteden atılma kalktığı zaman disiplin suçu olanlar da devam edebilecek...
terör suçu olanlar devam edemeyecek (mhp önerdi bunu, abdullah öcalan'a okuluna devam etme hakkı veriyor çünkü)
disiplin suçu sorun değil... gider prof'un, rektörün, dekanın yüzüne "la yarraamm" dersin, atamaz seni... ama sonra neler olur bilemem tabi... bitmez o okul :)))
(bkz: bastım tekmeyi daldım rektörün odasına)
0
şu anda okuyanlar kanun resmi gazetede yayınlanana kadar okulla ilişik kesip sonra başvurabilirler.
0
sanırımolayı çözdüm...
kanunun ilk cümlesinde geçen "her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler" cümlesinde gizli benim sorumun cevabı..
yani normal öğretim süremizi bitirdiğimizde (7 yıl) okuldan atılacağız teorik olarak, ama pratik olarak atılmayacağız.. uzatmalı öğrenci olarak devam edeceğiz, fazla para vereceğiz, fakulteye, derslere ve sınavlara girme hakkı hariccinde başka bir öğrencilik hakkımız da olmayacak..
kanunun ilk cümlesinde geçen "her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler" cümlesinde gizli benim sorumun cevabı..
yani normal öğretim süremizi bitirdiğimizde (7 yıl) okuldan atılacağız teorik olarak, ama pratik olarak atılmayacağız.. uzatmalı öğrenci olarak devam edeceğiz, fazla para vereceğiz, fakulteye, derslere ve sınavlara girme hakkı hariccinde başka bir öğrencilik hakkımız da olmayacak..
0
af için disiplin cezası alanları da kapsıyor ama bundan sonra atılma sadece disiplin cezası olarak mümkünmüş, gibi bir şey anlamış ve söylemiştim.
0
@appdata nasıl anladın o işi? bu kanunda öyle bir şey yok.
ikinci bir kanun lazım bunun için.
ikinci bir kanun lazım bunun için.
0
appdata
Bir İngiliz devlet adamının şöyle bir sözü vardı "Mısırlıları Türk olmadıklarına ikna için bir asır uğraştık." Fakat kaynağı unuttum.Kimdi bu sözü söyleyen? Bilen var mı?
Bir İngiliz devlet adamının şöyle bir sözü vardı "Mısırlıları Türk olmadıklarına ikna için bir asır uğraştık." Fakat kaynağı unuttum.
Kimdi bu sözü söyleyen? Bilen var mı?
Kimdi bu sözü söyleyen? Bilen var mı?
0
emin misiniz..
türkiye'nin en büyük gazetelerinden birisinde köşe yazısında kullanacak tanıdığım..
prof. dr bir adam... rezil olmasın..
kaynaği var mı acaba.. ben araştırıyorum, bulamadım bir saattir..
türkiye'nin en büyük gazetelerinden birisinde köşe yazısında kullanacak tanıdığım..
prof. dr bir adam... rezil olmasın..
kaynaği var mı acaba.. ben araştırıyorum, bulamadım bir saattir..
0
ben söyledim az once, lawrence'in sözü olabilirmiş diye..
evet olabilir, çok eskilerden bir şey, unutmuşum ismini dedi..
gene de araştırmadan, emin olmadan koymaz o...
köşe yazısında en ufak bir hata yaparsan bütün basın feci alay ediyor, linç ediyor çünkü...
riskli iş, fikirlerini söyleyeceğin 15 satırı yazmak için verdiğin örneklerin saatlerce araştırmak gerekiyor kesinliğini..
palyaço olmak var çünkü
evet olabilir, çok eskilerden bir şey, unutmuşum ismini dedi..
gene de araştırmadan, emin olmadan koymaz o...
köşe yazısında en ufak bir hata yaparsan bütün basın feci alay ediyor, linç ediyor çünkü...
riskli iş, fikirlerini söyleyeceğin 15 satırı yazmak için verdiğin örneklerin saatlerce araştırmak gerekiyor kesinliğini..
palyaço olmak var çünkü
0
Biraz google'da baktım. Türkçe kaynaklarda geçiyor Lawrence'a ait olduğu birkaç sitede. Ama yabancı kaynaklarda bulamadım bir şey.
0
appdata
elektro bağlama denilen enstrümandan nefret ederim... gerizekalı ankara türküleri, varoş ankara sokak düğünleri sebebiyle... sesi komikten de ziyade sinir bozucu bu enstrümanın..arabesk fantezi müzikten de arabesk kültürden de nefret ederim..ama arasıra nadire de olsa güzel şarkılar çıkıyor..mesala
elektro bağlama denilen enstrümandan nefret ederim... gerizekalı ankara türküleri, varoş ankara sokak düğünleri sebebiyle... sesi komikten de ziyade sinir bozucu bu enstrümanın..
arabesk fantezi müzikten de arabesk kültürden de nefret ederim..
ama arasıra nadire de olsa güzel şarkılar çıkıyor..
mesala neşe karaböcek - günün birinde (göksel de söylemişti sanırım)
www.youtube.com
bu şarkı gibi, elektro bağlamanın adam akıllı kullanıldığı başka şarkılar var mı?
elektro bağlamanın istenilirse adam akıllı kullanılabildiğine dair bildiğim tek şarkı bu.
arabesk fantezi müzikten de arabesk kültürden de nefret ederim..
ama arasıra nadire de olsa güzel şarkılar çıkıyor..
mesala neşe karaböcek - günün birinde (göksel de söylemişti sanırım)
www.youtube.com
bu şarkı gibi, elektro bağlamanın adam akıllı kullanıldığı başka şarkılar var mı?
elektro bağlamanın istenilirse adam akıllı kullanılabildiğine dair bildiğim tek şarkı bu.
0
bunu biliyorum yaa..
harika bir şey..
bir ara montaj sanmıştım.. yani bağlama çalan bir adamın görüntüleri üzerine o hareketlere uygun olacak şekilde elemanın birisi elektro gitar çalmış sanmıştım..
meğerse gerçekmiş.. :))
harika bir şey..
bir ara montaj sanmıştım.. yani bağlama çalan bir adamın görüntüleri üzerine o hareketlere uygun olacak şekilde elemanın birisi elektro gitar çalmış sanmıştım..
meğerse gerçekmiş.. :))
0
abi herif harika yaa.. tipine baksan keko sanırsın..
demek ki evde metal dinliyor..
distortion'a bağlamış elektro bağlamayı aq :))
demek ki evde metal dinliyor..
distortion'a bağlamış elektro bağlamayı aq :))
0
(bkz: abbas ağa parkı)
ve diğer baba zula şarkılarına da bakabilirsin. özellikle kökler albümü.
www.youtube.com
ve diğer baba zula şarkılarına da bakabilirsin. özellikle kökler albümü.
www.youtube.com
0
appdata
arkadaşlar ben 10-11 yıl kadar her gece içtim.. hem de sarhoş olana kadar, öyle 2 kadeh içip çakırkeyf olmak değil... yani içerdim baya...1 aydan fazladır bırakmaya çalışıyorum... bu bir ay içinde bir gece 2 tane bira içtim sadece.. yani gayet iyi gidiyorum..ama bu saatlerde (mesala şu anda!!) içmed
arkadaşlar ben 10-11 yıl kadar her gece içtim.. hem de sarhoş olana kadar, öyle 2 kadeh içip çakırkeyf olmak değil... yani içerdim baya...
1 aydan fazladır bırakmaya çalışıyorum... bu bir ay içinde bir gece 2 tane bira içtim sadece.. yani gayet iyi gidiyorum..
ama bu saatlerde (mesala şu anda!!) içmediğim halde sarhoş oluyorum.. böyle sarhoşluk gibi değil de, garip bir şey işte.. etraf garip görünmeye başlıyor, sarhoş gibi değil gibi..
hani içkili bir gecenin ardından sabah kalktığınızda akşamki sarhoş halinizi hatırlarsınız ya, hah işte, sabah kalktığımda da şu anlarımı sanki sarhoşken yatmışım da uyuyakalmışım gibi hatırlıyorum
nedir bu???
geçecek heralde.. korkutuyor.. önümüzdeki ay yoğun işlerim var, bu saatlerde çalışıyor olacağım dikkat, zeka, konsantrasyon gerektiren işlerde...
1 aydan fazladır bırakmaya çalışıyorum... bu bir ay içinde bir gece 2 tane bira içtim sadece.. yani gayet iyi gidiyorum..
ama bu saatlerde (mesala şu anda!!) içmediğim halde sarhoş oluyorum.. böyle sarhoşluk gibi değil de, garip bir şey işte.. etraf garip görünmeye başlıyor, sarhoş gibi değil gibi..
hani içkili bir gecenin ardından sabah kalktığınızda akşamki sarhoş halinizi hatırlarsınız ya, hah işte, sabah kalktığımda da şu anlarımı sanki sarhoşken yatmışım da uyuyakalmışım gibi hatırlıyorum
nedir bu???
geçecek heralde.. korkutuyor.. önümüzdeki ay yoğun işlerim var, bu saatlerde çalışıyor olacağım dikkat, zeka, konsantrasyon gerektiren işlerde...
0
11 yıl boyunca her gece içtikten sonra pat diye içkiyi bırakıp kafanı duvarlara vurmuyorsan iyidir. ilaç kullanıyor musun? anti-depresan veya başka bir ilaç ile bırakmaya çalışıyorsan ilaçlar yapabilir. anti deprasanırın kafası alkolden daha iyidir söyleyeyim (ilk bir kaç hafta).
0
appdata
Arkadaşlar merhaba..Ben bir şeyi merak ediyorum uzun zamandir..Bu tip şeyleri "gavat" damgası yememek için arkadaşlarıma soramadiğimdan (keşke rahatlıkla sorabilecek seviyede bir toplumda yaşasak) burada sorayim..Özellikle erkeklerin cevabını merak ediyorum.. Uzun uzun okumak istemeyenler için altta
Arkadaşlar merhaba..
Ben bir şeyi merak ediyorum uzun zamandir..
Bu tip şeyleri "gavat" damgası yememek için arkadaşlarıma soramadiğimdan (keşke rahatlıkla sorabilecek seviyede bir toplumda yaşasak) burada sorayim..
Özellikle erkeklerin cevabını merak ediyorum.. Uzun uzun okumak istemeyenler için altta 3 satırlık "özet geç lan piç edition" u var..
Şimdi bir sevgiliniz var.. Deliler ama deliler gibi aşıksınız.. uzun bir ilişkiniz oluyor.. (benimki 3 sene kadardi)..
Aldatma vs. gibi şeyler yok, başka sebeplerden dolayı, hafiften de olaylı biçimde ayrılıyorsunuz... Telefonlarınıza çıkmıyor, mesajınıza cevap vermiyor... Hattını değiştiriyor... Sanal alemde her yerde sizi engelliyor.. Yanına gidip onu bekleyip, sokakta karşısına çıkıp "15 dakika konuşalım mı, bir kaç şey söyleyip gideceğim, bu şekilde hatırlamayayim ilerde, sen de bir zamanlar bir appdata vardi, şöyle şöyle biriydi diye hatirlama, her şeyi zor da olsa kabullenirim de, bu kadar büyük bir aşktan sonra beni bu şekilde hatırlayacak olmanı kabullenemiyorum.. 15 dakika bir yerde nescafe içelim, bazı şeylerin sana sebeplerini anlatacağım, bye bye deyip gideceğim" diyorsunuz.. Kaçıyor.. 2-3 defa ısrar edince sizi köşedeki polise şikayet ediyor...
Ancak, sizi sevdiğinden ve "zamanla geçer, kaçmalıyım, seviyorum ve kalmak istiyorum ama geleceğimiz yok, olmayacak bu ilişki." gibi düşünceler ile sizden ayrılıyor, kaçıyor.. Buna eminsiniz..
Ayrılığın sebebi aldatma, aldatılma vs. gibi bir durum değil yani..
Bir kaç ay sonra sonra öğreniyorsunuz ki yeni bir sevgilisi var..
Aradan 3-4 yıl geçiyor.. Onun ilişkileri olmuş.. Sizin de ilişkileriniz olmuş olabilir veya olmayabilir.. Karşılaşıyorsunuz bir gün... Veya sizi arıyor.. 3-4 sene sonra tekrar görüyorsunuz işte... Siz de hala onu unutamadınız.. Ve deli gibi istiyorsunuz hala..
Tekrar kabul eder misiniz?
----
özet geç lan piç edition: Bir sevgiliniz var.. Uzun süreli ve büyük bir aşk yaşıyorsunuz, hafiften olaylı şekilde ayrılıyorsunuz.. Onun ilişkileri oluyor... Sonra karşınıza çıkıyor, 3-4 sene sonra.. Siz de onu çok istiyorsunuz hala, unutamamışsınız.. Kabul eder misiniz tekrar..
----
Ancak şunu da belirteyim.. Bu soru bana bu yaşadığım ilişkideen ve şu anda içinde bulunduğum duygulardan önce sorulsa "hayatta etmem abi, defolsun, bir gururum var benim.. Hayatta olmaz." derdim.. Ancak şu anda "Bilemiyorum..." diyorum. Bu faktörü de düşünüp öyle cevap veriniz lütfen..
Teşekkürler.
Ben bir şeyi merak ediyorum uzun zamandir..
Bu tip şeyleri "gavat" damgası yememek için arkadaşlarıma soramadiğimdan (keşke rahatlıkla sorabilecek seviyede bir toplumda yaşasak) burada sorayim..
Özellikle erkeklerin cevabını merak ediyorum.. Uzun uzun okumak istemeyenler için altta 3 satırlık "özet geç lan piç edition" u var..
Şimdi bir sevgiliniz var.. Deliler ama deliler gibi aşıksınız.. uzun bir ilişkiniz oluyor.. (benimki 3 sene kadardi)..
Aldatma vs. gibi şeyler yok, başka sebeplerden dolayı, hafiften de olaylı biçimde ayrılıyorsunuz... Telefonlarınıza çıkmıyor, mesajınıza cevap vermiyor... Hattını değiştiriyor... Sanal alemde her yerde sizi engelliyor.. Yanına gidip onu bekleyip, sokakta karşısına çıkıp "15 dakika konuşalım mı, bir kaç şey söyleyip gideceğim, bu şekilde hatırlamayayim ilerde, sen de bir zamanlar bir appdata vardi, şöyle şöyle biriydi diye hatirlama, her şeyi zor da olsa kabullenirim de, bu kadar büyük bir aşktan sonra beni bu şekilde hatırlayacak olmanı kabullenemiyorum.. 15 dakika bir yerde nescafe içelim, bazı şeylerin sana sebeplerini anlatacağım, bye bye deyip gideceğim" diyorsunuz.. Kaçıyor.. 2-3 defa ısrar edince sizi köşedeki polise şikayet ediyor...
Ancak, sizi sevdiğinden ve "zamanla geçer, kaçmalıyım, seviyorum ve kalmak istiyorum ama geleceğimiz yok, olmayacak bu ilişki." gibi düşünceler ile sizden ayrılıyor, kaçıyor.. Buna eminsiniz..
Ayrılığın sebebi aldatma, aldatılma vs. gibi bir durum değil yani..
Bir kaç ay sonra sonra öğreniyorsunuz ki yeni bir sevgilisi var..
Aradan 3-4 yıl geçiyor.. Onun ilişkileri olmuş.. Sizin de ilişkileriniz olmuş olabilir veya olmayabilir.. Karşılaşıyorsunuz bir gün... Veya sizi arıyor.. 3-4 sene sonra tekrar görüyorsunuz işte... Siz de hala onu unutamadınız.. Ve deli gibi istiyorsunuz hala..
Tekrar kabul eder misiniz?
----
özet geç lan piç edition: Bir sevgiliniz var.. Uzun süreli ve büyük bir aşk yaşıyorsunuz, hafiften olaylı şekilde ayrılıyorsunuz.. Onun ilişkileri oluyor... Sonra karşınıza çıkıyor, 3-4 sene sonra.. Siz de onu çok istiyorsunuz hala, unutamamışsınız.. Kabul eder misiniz tekrar..
----
Ancak şunu da belirteyim.. Bu soru bana bu yaşadığım ilişkideen ve şu anda içinde bulunduğum duygulardan önce sorulsa "hayatta etmem abi, defolsun, bir gururum var benim.. Hayatta olmaz." derdim.. Ancak şu anda "Bilemiyorum..." diyorum. Bu faktörü de düşünüp öyle cevap veriniz lütfen..
Teşekkürler.
0
kim kimi kabul ediyor? kız polise şikayet etmiş. şimdi yaptıklarından pişman mı?
0
Pişmanlık gibi bir şey değil..
Zaten polise şikayet etmesi de sevdiği ama kaçmaya karar verdiği ve "zamanla geçer, kesin kararlıyım artık" diye düşündüğü için oluyor.. Çok istese de kararını uygulamak için yapıyor bunu..
Ve 3-4 sene sonra görüyorsun işte..
Zaten polise şikayet etmesi de sevdiği ama kaçmaya karar verdiği ve "zamanla geçer, kesin kararlıyım artık" diye düşündüğü için oluyor.. Çok istese de kararını uygulamak için yapıyor bunu..
Ve 3-4 sene sonra görüyorsun işte..
0
Bilemeyeceğimiz çok şey var ve bu işlerde bence detaylar birleşerek en büyük rolü oynar. Üzülmemenizi dilerim.
0
Pişman olacağının garantisini verebilirim.
Tam detay yok ama, karşındaki kişi epey sorunlu gibi geldi bana. Neden dersen, şu 5-6 satırlık yazıdan bile kızın başkası için seni sorgusuz sualsiz salladığı ve olayı polise şikayet edecek boyuta getirdiği belli oluyor. Özellikle şu durum garip, sen 3 sene birisiyle çık, ayrıldıktan sonra (ayrılık döneminde anormallikleri saymıyorum bile) hemen başkasını bul. Epey sinir bozucu benim açımdan. Tabi ki yalnız kalması gerekmiyor ömrü boyunca ama çat diye başkası bulunmaz. Hatta yazıdan anladığım kadarıyla "başkaları" olmuş. Daha kötü. Şimdi bu kişi size dönecek ve mutlu olacaksınız. Mümkün değil, ister köpek gibi aşık olun ister o kişiyi sallamayın bile. Bu işin sonu mutsuzluk olur. Göz göre göre yapmayın etmeyin derim.
Umarım mutlu olursunuz.
----
Ben açıkçası benden sonra başkalarıyla birlikte olan birisiyle telefonda bile görüşmem (eski sevgilim için konuşuyorum herhangi bir kız için değil). Bu benim öküzlüğüm tabi, yukarıdaki mesaj daha modern insanlar için.
Tam detay yok ama, karşındaki kişi epey sorunlu gibi geldi bana. Neden dersen, şu 5-6 satırlık yazıdan bile kızın başkası için seni sorgusuz sualsiz salladığı ve olayı polise şikayet edecek boyuta getirdiği belli oluyor. Özellikle şu durum garip, sen 3 sene birisiyle çık, ayrıldıktan sonra (ayrılık döneminde anormallikleri saymıyorum bile) hemen başkasını bul. Epey sinir bozucu benim açımdan. Tabi ki yalnız kalması gerekmiyor ömrü boyunca ama çat diye başkası bulunmaz. Hatta yazıdan anladığım kadarıyla "başkaları" olmuş. Daha kötü. Şimdi bu kişi size dönecek ve mutlu olacaksınız. Mümkün değil, ister köpek gibi aşık olun ister o kişiyi sallamayın bile. Bu işin sonu mutsuzluk olur. Göz göre göre yapmayın etmeyin derim.
Umarım mutlu olursunuz.
----
Ben açıkçası benden sonra başkalarıyla birlikte olan birisiyle telefonda bile görüşmem (eski sevgilim için konuşuyorum herhangi bir kız için değil). Bu benim öküzlüğüm tabi, yukarıdaki mesaj daha modern insanlar için.
0
bence bunu özellikle erkeklere değil, kadınlara sorman gerek.
o dönemde seninle kesinlikle konuşmak istememesinin tek nedeni vardır, senden tamamen soğumuş veya başkasından hoşlanıyor olması ya da her ikiside. diğer türlü olsaydı eğer, senin onu unutmanı asla istemeyeceğinden dolayı kesinlikle oturur konuşurdu ve kendini hiç bir şekilde unutturmayacağı şekilde davranıp, iyice sevdirerek bırakırdı. kadınlar böyledir çünkü.
senden sonra hayatına giren insanlar muhtemelen senin kadar onu mutlu edemedi. o da seni özlediğini farketti vs.
bir kadın olarak görüşüm:
-kendiliğinden aradıysa yani bi yerde karşılaşmak gibi bir durum olmadıysa bence kabul et, hiç birşey kaybetmezsin. bir gün biterse bile emin ol bu kadar içinde kalmayacaktır ya da bu kadar kafanı karıştıran bir insan olmayacaktır artık senin için.
-ama birebir görüştükten sonra bu şekilde geliştiyse olaylar kabul etme, aynı sebeplerden dolayı tekrar ayrılacaksınızdır çünkü.
umarım her şekilde mutlu olursun.
o dönemde seninle kesinlikle konuşmak istememesinin tek nedeni vardır, senden tamamen soğumuş veya başkasından hoşlanıyor olması ya da her ikiside. diğer türlü olsaydı eğer, senin onu unutmanı asla istemeyeceğinden dolayı kesinlikle oturur konuşurdu ve kendini hiç bir şekilde unutturmayacağı şekilde davranıp, iyice sevdirerek bırakırdı. kadınlar böyledir çünkü.
senden sonra hayatına giren insanlar muhtemelen senin kadar onu mutlu edemedi. o da seni özlediğini farketti vs.
bir kadın olarak görüşüm:
-kendiliğinden aradıysa yani bi yerde karşılaşmak gibi bir durum olmadıysa bence kabul et, hiç birşey kaybetmezsin. bir gün biterse bile emin ol bu kadar içinde kalmayacaktır ya da bu kadar kafanı karıştıran bir insan olmayacaktır artık senin için.
-ama birebir görüştükten sonra bu şekilde geliştiyse olaylar kabul etme, aynı sebeplerden dolayı tekrar ayrılacaksınızdır çünkü.
umarım her şekilde mutlu olursun.
0
bu anketlik birşey değil kişisel bi durum.
bence senin duymak istediğin çoğunluğun "evet kabul ederim" cevabı. böylece toplumsal onay alıp kendi içindeki kuşkuyu yok edeceksin.
bence senin duymak istediğin çoğunluğun "evet kabul ederim" cevabı. böylece toplumsal onay alıp kendi içindeki kuşkuyu yok edeceksin.
0
appdata
arakdaşlar ben 2004'te okb ve okb disinda baska sorunlara da yol açan yuksek anksiyete sebebiyle psikiyatrik tedaviye başladım.. kaygı sebebiyle bazı şeylere gereğinden fazla takılıyorum malesef..2004'ten bu yana ilaç kullanıyorum... piyasada kullanmadiğim antidepresan sanirim kalmadi.. "antidepresa
arakdaşlar ben 2004'te okb ve okb disinda baska sorunlara da yol açan yuksek anksiyete sebebiyle psikiyatrik tedaviye başladım.. kaygı sebebiyle bazı şeylere gereğinden fazla takılıyorum malesef..
2004'ten bu yana ilaç kullanıyorum... piyasada kullanmadiğim antidepresan sanirim kalmadi.. "antidepresan ve antipsikotik" sürekli kullandım, düzenli..
anksiyolitik, beta blocker, central sinir sistemi stimulanti vs. gibi ilaçları da ihtiyaç olduğunda kullandım..
2004'te basladi tedavi.. 2005 yilinda okb'den alakasiz baska fiziksel bir rahatsızlık sebebiyle kan testim alındı.. kan testim alınırken laboratuvar elemanları kan ile ilgili ne var ne yok her şeyi ölçmüşler.. aids'i bile... ve tesadüfen öğrendik ki yüksek kolestrol'üm varmış..
kolesterol değerinden anlayanlar için söyleyeyim, 360 çikti kolesterolüm...
ki babam 58 yaşında, onun kolesterolü 310... anneannemin kolesterolü 345...
ve ailemdeki herkesin kolesterolü 50-55 yaşindan sonra yukseldi, yaşlılığa bağlı..
ben 2005 yılında 20 yaşındaydım... ve kilolu değil, tam aksine normalden de zayıftım... body mass index formulune göre 5-6 kilo almam gerekiyordu normal kilolu olmak için..
yani yuksek kolesterol çikacak en son kişiydim.. zayıf, genç...
genetik faktörlere bağlı desem, ailemde herkeste kolesterol 60'a yaklaşırken çıkıyor...
ayrica okb sebebiyle ilaç tedavisine başlamadan önce de bir çok kez kan testim yapılmıştı, eğer o zamanlar kolesterolüm olsaydı o testlerde de çıkardı diye düşünüyorum..
işte bütün bu faktörleri toplayıp durumu analiz ettiğimde yüksek kolesterolü antidepresanlar ile ilişkilendiriyorum... tabi tıp doktoru değilim ben..
google'da da aradım bir çok defa, sonuç alamadım.. doktora da sordum, o da şaşırdı, prospektüs'te, antidepresanlarda kolesterol ile bir ilişki hiç duymadım.. bir bakayım gene de ben, size söylerim dedi.. ki bu adam türkiyece ünlü bi psikiyatr.. habire tv'lere falan çıkıyor, programlara..
yıllardır kafamı kurcalıyor bu durum..
en son rıdvan dilmen kalp krizi geçirdi ve beni gene aldı bir korku...
adamın bütün hayatı spor yaparak geçti.. halen her hafta halı saha maçı yapıyor..
o kalp krizi geçiriyorsa eğer.........
var mı böyle bir ilişki, bilginiz var mı?
2004'ten bu yana ilaç kullanıyorum... piyasada kullanmadiğim antidepresan sanirim kalmadi.. "antidepresan ve antipsikotik" sürekli kullandım, düzenli..
anksiyolitik, beta blocker, central sinir sistemi stimulanti vs. gibi ilaçları da ihtiyaç olduğunda kullandım..
2004'te basladi tedavi.. 2005 yilinda okb'den alakasiz baska fiziksel bir rahatsızlık sebebiyle kan testim alındı.. kan testim alınırken laboratuvar elemanları kan ile ilgili ne var ne yok her şeyi ölçmüşler.. aids'i bile... ve tesadüfen öğrendik ki yüksek kolestrol'üm varmış..
kolesterol değerinden anlayanlar için söyleyeyim, 360 çikti kolesterolüm...
ki babam 58 yaşında, onun kolesterolü 310... anneannemin kolesterolü 345...
ve ailemdeki herkesin kolesterolü 50-55 yaşindan sonra yukseldi, yaşlılığa bağlı..
ben 2005 yılında 20 yaşındaydım... ve kilolu değil, tam aksine normalden de zayıftım... body mass index formulune göre 5-6 kilo almam gerekiyordu normal kilolu olmak için..
yani yuksek kolesterol çikacak en son kişiydim.. zayıf, genç...
genetik faktörlere bağlı desem, ailemde herkeste kolesterol 60'a yaklaşırken çıkıyor...
ayrica okb sebebiyle ilaç tedavisine başlamadan önce de bir çok kez kan testim yapılmıştı, eğer o zamanlar kolesterolüm olsaydı o testlerde de çıkardı diye düşünüyorum..
işte bütün bu faktörleri toplayıp durumu analiz ettiğimde yüksek kolesterolü antidepresanlar ile ilişkilendiriyorum... tabi tıp doktoru değilim ben..
google'da da aradım bir çok defa, sonuç alamadım.. doktora da sordum, o da şaşırdı, prospektüs'te, antidepresanlarda kolesterol ile bir ilişki hiç duymadım.. bir bakayım gene de ben, size söylerim dedi.. ki bu adam türkiyece ünlü bi psikiyatr.. habire tv'lere falan çıkıyor, programlara..
yıllardır kafamı kurcalıyor bu durum..
en son rıdvan dilmen kalp krizi geçirdi ve beni gene aldı bir korku...
adamın bütün hayatı spor yaparak geçti.. halen her hafta halı saha maçı yapıyor..
o kalp krizi geçiriyorsa eğer.........
var mı böyle bir ilişki, bilginiz var mı?
0
tek basina antidepresanlar kolesterol regulasyonunu etkileyecek bir degisiklik yapmiyor vucutta (burada SSRI'lerden bahsettigimizi varsayiyorum). antidepresanlarin degil de beta blockerlarin hiperkolesterolemi sebebi olmasi daha yuksek ihtimal. ridvan ile ilgili yaptiginiz karsilastirma da mantiksiz. spor kalp krizini kesinlikle engelleyecek diye bir sey yok. genetik faktorler de kalp krizi olusumunda onemli bir faktor. ve de kolesterol yuksekligi kalp krizinin tek sebebi degil.
0
yıllardır kafanızı kurcalıyor da önlem alıyor musunuz siz buna? kolesterol dediğiniz düşürülebilen bir şey sonuçta?
0
bir süre aldım önlem..
etken maddesi "atorvastatin" olan bir ilaç kullandım..
ancak halihazırda bir çok ilaç kullandığım için ekstra bir ilaca tahammulum kalmadı..
bıraktım kolesterol ilacını..
geri başlayabilirim..
ancak merak ediyorum, bir ilişki var mı antidepresanlar ile kolesterol arasında..
etken maddesi "atorvastatin" olan bir ilaç kullandım..
ancak halihazırda bir çok ilaç kullandığım için ekstra bir ilaca tahammulum kalmadı..
bıraktım kolesterol ilacını..
geri başlayabilirim..
ancak merak ediyorum, bir ilişki var mı antidepresanlar ile kolesterol arasında..
0
bir de şu soruyu ekleyeyim;
eğer antidepresan (veya beta reseptor blocker'ları) sebebiyleyese kolesterol,
ilaçları bırakırsam, zamanla geçer mi acaba?
eğer antidepresan (veya beta reseptor blocker'ları) sebebiyleyese kolesterol,
ilaçları bırakırsam, zamanla geçer mi acaba?
0
hiç böyle bir korelasyon duymadım. ama ailende varsa sende de olması normal. sayrıca senin babanların gençliğinde kolestrol üst değeri 300 civarıydı, benim gençliğimde 250 oldu, atorseverler yüzünden 200'e geldi. kolestrol diyeti yapıp ölçtürmeyi denedin mi?
0
genç yaşta kolesterol günümüzde oldukça sık görülüyor. dengesiz beslenmeden, fastfoodlardan, poğaça vb. gibi besinleri sürekli yemekten dolayı 25 yaş altında yüksek kolesterole sahip bir sürü tanıdıklarım var. iyi bir diyetle ve doktor yönlendirmesiyle değerler düşüyor. antidepresanlarla ilişkilendirmeden önce bir dahiliye uzmanına görünüp, kolesterolünü düşürmeyi denemeni tavsiye ederim.
0
bahsettiğiniz ilaç gruplarını inceledim. kolesterol ile ilgili yan etkisi veya etkileşmesi yok hiçbirinin. endişelenmenize gerek yok. kolesterolün de kalp krizi üzerine etkisi biraz tartışmalı zaten. diyetinize biraz daha özen gösterip aktivitenizi artırmayı deneyin ilk önce. bunların üzerine düşerseniz mutlaka faydası olur.
0
appdata
http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/fotomontaj-degil-gercek-2.html?position=13bu nedir, ntv "fotomontaj-photoshop degil, tamamen gercek fotolar" diye haberini yapip bu fotografi da ornek gostermis..ne bu?
fotogaleri.ntvmsnbc.com
bu nedir,
ntv "fotomontaj-photoshop degil, tamamen gercek fotolar" diye haberini yapip bu fotografi da ornek gostermis..
ne bu?
bu nedir,
ntv "fotomontaj-photoshop degil, tamamen gercek fotolar" diye haberini yapip bu fotografi da ornek gostermis..
ne bu?
0
bence photoshop olmayabilir. arkaya büyük bir branda asılmış olabilir. böyle bi açıdan çekince de ilginç bir görüntü olmuştur.
0
0
muhtemelen kırık izinin olduğu yerde ayna bitiyor. tam onun arkasında da başka bir kadın duruyor. yani şöyle düşünün, sol tarafta makineyi tutan kadın kendini aynadan çekiyor ama kırıktan sonrasında ayna yok. aynanın arkasında başka bir kadın duruyor. bir kısmını ayna kapadığı için göremiyoruz. görünen kısmı da öbürüyle örtüşecek şekilde birleştirmişler.
0
appdata
mesala başlık "aq galatasaray" olsa...altına girdiğim entry'de "aq" nun açılımının "amına koyyim" olduguna dair hiç bir yazı, belirtici bir şey olmasa...bu entry göte girer mi?ayrıca "götümüze girebilir" şeklinde bir entry silme isimlendirmesi de "homofobik buuu, pis sürüngen homofobik sözlük seniii
mesala başlık "aq galatasaray" olsa...
altına girdiğim entry'de "aq" nun açılımının "amına koyyim" olduguna dair hiç bir yazı, belirtici bir şey olmasa...
bu entry göte girer mi?
ayrıca "götümüze girebilir" şeklinde bir entry silme isimlendirmesi de "homofobik buuu, pis sürüngen homofobik sözlük seniiii!!!!!!11"
diye bazı sözlükçü arkadaşları, özellikle muhattaplarını neden kızdırmıyor anlamış değilim..
altına girdiğim entry'de "aq" nun açılımının "amına koyyim" olduguna dair hiç bir yazı, belirtici bir şey olmasa...
bu entry göte girer mi?
ayrıca "götümüze girebilir" şeklinde bir entry silme isimlendirmesi de "homofobik buuu, pis sürüngen homofobik sözlük seniiii!!!!!!11"
diye bazı sözlükçü arkadaşları, özellikle muhattaplarını neden kızdırmıyor anlamış değilim..
0
göte göt diyince bile giriyor göte. örneğin bir insan hakkında ''ayağıyla bağlama çalan canlı'' yazarsan gg oluyor. oldu. biliyorum.
0
@karamelsiz
çok güzel bir esprili bir durum var da... baya yaratıcı bir şey..
ancak yazmak tehlikeli olabilir..
yani öyle liseli çocuk gibi "aq feneeeerrr, aq galatasaraaayayyy" tarzı bir şey değil..
çok güzel bir esprili bir durum var da... baya yaratıcı bir şey..
ancak yazmak tehlikeli olabilir..
yani öyle liseli çocuk gibi "aq feneeeerrr, aq galatasaraaayayyy" tarzı bir şey değil..
0
girer girer. ben o anlamda demedim desen bile genel olarak okuyanlar ne anlıyorsa o dur. dışarıdan 100 kişiye okutsan 99 u amına koyyim anlamında anlayacak. girer.
0
aq'nin açılımının ne olduğuna dair bir bilgi vermezseniz açılımın amına koyim olduğu düşünülür ve göte girer.
aq'nin açılımının amına koyim OLMADIĞINA dair bir açıklama girerseniz, mesela onun aslında anthony quinn anlamına geldiğini falan yazarsanız bir şey olmaz.
(bkz: bir tayyip penisi) son kelimenin ne anlama geldiğini açıklamazsanız cinsel organ olarak düşünülür, direk göte girer. ama onun peni, yani para birimi olduğunu açıklarsanız girmez.
aq'nin açılımının amına koyim OLMADIĞINA dair bir açıklama girerseniz, mesela onun aslında anthony quinn anlamına geldiğini falan yazarsanız bir şey olmaz.
(bkz: bir tayyip penisi) son kelimenin ne anlama geldiğini açıklamazsanız cinsel organ olarak düşünülür, direk göte girer. ama onun peni, yani para birimi olduğunu açıklarsanız girmez.
0
appdata
Merhabalar,şimdi kısaca sorayim..Çaylakken 10 entry girdiniz...Entry'lerinizin bir-ikisinde format hatası var.. Lanetli oldunuz..Çaylak iken girdiğiniz 10 entry'den birisini sildiniz, entry sayınız sildiğiniz için 9'a düştü.Başka bir başlığa, başka bir tanım yaptınız..Ancak yeni girdiğiniz entry'nin
Merhabalar,
şimdi kısaca sorayim..
Çaylakken 10 entry girdiniz...
Entry'lerinizin bir-ikisinde format hatası var.. Lanetli oldunuz..
Çaylak iken girdiğiniz 10 entry'den birisini sildiniz, entry sayınız sildiğiniz için 9'a düştü.
Başka bir başlığa, başka bir tanım yaptınız..
Ancak yeni girdiğiniz entry'nin başlığı kimdir nedir'de gorunmuyor.. ve entry sayınız hala 9 gorunuyor..
Neden?
iyi gunler.
şimdi kısaca sorayim..
Çaylakken 10 entry girdiniz...
Entry'lerinizin bir-ikisinde format hatası var.. Lanetli oldunuz..
Çaylak iken girdiğiniz 10 entry'den birisini sildiniz, entry sayınız sildiğiniz için 9'a düştü.
Başka bir başlığa, başka bir tanım yaptınız..
Ancak yeni girdiğiniz entry'nin başlığı kimdir nedir'de gorunmuyor.. ve entry sayınız hala 9 gorunuyor..
Neden?
iyi gunler.
0
appdata
bişiyi çok merak ediyorum..atv'yi ne zaman açsam yahşi cazibe çikiyor karşima... ki komple "cin kelime oyunlu" esprisi temeli üzerinden yürüse de oldukça komik bir dizi (örnek: ezo gelin çorbasına uzo rakısı koyup "uzo gelin çorbası" yapmak gibi)kanal d'yi de ne zaman açsam şu "akasya duraği" denile
bişiyi çok merak ediyorum..
atv'yi ne zaman açsam yahşi cazibe çikiyor karşima... ki komple "cin kelime oyunlu" esprisi temeli üzerinden yürüse de oldukça komik bir dizi (örnek: ezo gelin çorbasına uzo rakısı koyup "uzo gelin çorbası" yapmak gibi)
kanal d'yi de ne zaman açsam şu "akasya duraği" denilen dizi çıkıyor karşıma.. laptop başında oturduğum ve kanal değiştirmeye de üşendiğim için mecburen dinliyorum bu diziyi...
beni güldürmek, neşelendirmekten çok sinirlerimi bozuyor.. sinir bozucu neşeli saçmasapan çocuk programları olur ya, onlar gibi espri(!!)ler yapmaya çalışıyorlar, karakterlerin hareketleri falan "gel beni zevk için, toplum yararına döv" diye bağırıyor adeta.. (bi de 11880 reklamındaki taksici böyle bağiriyor)
sonra öğrendim ki bu dizi oglen vakti saçmasapan saatlerde yayınlanan zaman doldurgacı bir dizi değilmiş... bildiğin prime-time saat olan 20:00 da yayınlanan haftalık diziymiş...
ben espri anlayışı oldukça düşük biriyim.. saçmasapan ve herkesin kolay beğenmeyeceği bir espriye bile gülebilirim...
harbi merak ediyorum ve soruyorum; "benim gibi espri algısı oldukça düşük olan bir insanı bile güldüremeyen, aksine sinirlendiren bu diziyi zevk alarak izleyen, gülen birisi var mı???????"
atv'yi ne zaman açsam yahşi cazibe çikiyor karşima... ki komple "cin kelime oyunlu" esprisi temeli üzerinden yürüse de oldukça komik bir dizi (örnek: ezo gelin çorbasına uzo rakısı koyup "uzo gelin çorbası" yapmak gibi)
kanal d'yi de ne zaman açsam şu "akasya duraği" denilen dizi çıkıyor karşıma.. laptop başında oturduğum ve kanal değiştirmeye de üşendiğim için mecburen dinliyorum bu diziyi...
beni güldürmek, neşelendirmekten çok sinirlerimi bozuyor.. sinir bozucu neşeli saçmasapan çocuk programları olur ya, onlar gibi espri(!!)ler yapmaya çalışıyorlar, karakterlerin hareketleri falan "gel beni zevk için, toplum yararına döv" diye bağırıyor adeta.. (bi de 11880 reklamındaki taksici böyle bağiriyor)
sonra öğrendim ki bu dizi oglen vakti saçmasapan saatlerde yayınlanan zaman doldurgacı bir dizi değilmiş... bildiğin prime-time saat olan 20:00 da yayınlanan haftalık diziymiş...
ben espri anlayışı oldukça düşük biriyim.. saçmasapan ve herkesin kolay beğenmeyeceği bir espriye bile gülebilirim...
harbi merak ediyorum ve soruyorum; "benim gibi espri algısı oldukça düşük olan bir insanı bile güldüremeyen, aksine sinirlendiren bu diziyi zevk alarak izleyen, gülen birisi var mı???????"
0
iki ihtimal var:)
1.hiç kimse izlemiyor sevmiyor ama "başkaları izlediği için yayınlanıyor" diye düşünüyorlar. 2. talep var ki arz var.
1.hiç kimse izlemiyor sevmiyor ama "başkaları izlediği için yayınlanıyor" diye düşünüyorlar. 2. talep var ki arz var.
0
sözlükteki reyting oranlarına bakarak kaç kişinin takip ettiğini öğrenebilirsin.
0
aman tanrım... raiting'lere baktım da...
ilk 100 televizyon programı içinde 2. sırada..
olamaz bu, şaka desin birisi..
ben bu diziyi 2. sıraya kadar çıkartan insanlarla, bu diziden zevk alanlara beraber mi yaşıyorum bu toplumda..
www.medyasozluk.com
(ellerini gökyüzüne açan ve "nooooooooo" diye bağirirken hizlica zoom-out yapan kamera ile çekilmiş amerikan filmi sahnesi düşünün burda)
ilk 100 televizyon programı içinde 2. sırada..
olamaz bu, şaka desin birisi..
ben bu diziyi 2. sıraya kadar çıkartan insanlarla, bu diziden zevk alanlara beraber mi yaşıyorum bu toplumda..
www.medyasozluk.com
(ellerini gökyüzüne açan ve "nooooooooo" diye bağirirken hizlica zoom-out yapan kamera ile çekilmiş amerikan filmi sahnesi düşünün burda)
0
appdata
bu dizinin sali gunuyayinlanan bolumunun haftasonlari tekrari olurdu..bu hafta yok mu?
bu dizinin sali gunuyayinlanan bolumunun haftasonlari tekrari olurdu..
bu hafta yok mu?
bu hafta yok mu?
0
eee ordan baktım işte ben de... orda yazmıyor yayın akışında...
ama yayınlanırdı her haftasonu tekrarı.. bilgisi olan var mı?
ama yayınlanırdı her haftasonu tekrarı.. bilgisi olan var mı?
0
appdata
tam bir buçuk yıl oldu ayrılalı...bazen kendi kendimi kandırmaya çalişiyorum.. "yaa siktiret, şimdiki sevgilisiyle sikişiyor çatir çatir, sen burda mal gibi onun üzüntüsünü çekiyorsun.. baksana sen de etrafindaki hatunlara, allahın malı" diyorum...ama kendimi pozitif telkin ile kandırmaktan öteye gi
tam bir buçuk yıl oldu ayrılalı...
bazen kendi kendimi kandırmaya çalişiyorum.. "yaa siktiret, şimdiki sevgilisiyle sikişiyor çatir çatir, sen burda mal gibi onun üzüntüsünü çekiyorsun.. baksana sen de etrafindaki hatunlara, allahın malı" diyorum...
ama kendimi pozitif telkin ile kandırmaktan öteye gidemediğim farkındalığına varınca başlıyorum gene ağlamaya..
ulan 1,5 yıl geçmiş ayrılalı...
millet birbirinin aşk acısı sorusuna cevap verirken "hacı 2 ay olmuş ayrılalı, daha ne düşünüyorsun, saçmalama" falan diyor..
yani norm-al olan, norma uyan en fazla 2-3 ay...
ben oldukça ağır bir okb hastasiyim.. bunun da etkisi var diye dusunuyorum...
ulan bir buçuk sene geçmiş.. hala bir başka kiza bakamıyorum.. hala başka bir kıza yakınlaşıp çivi çiviyi söker denemesini yapmaya çalışsam, o'nu aldatiyormuşum hissi geliyor içime... o his beni çürütüyor hızlıca.. ve kaçıyorum...
eve gelip facebook'una fake bir profil hesabından girip profil fotosuna bakiyorum...
"in a relationship with eseginzikinincocugu orospucocugu" yazisi o kadar acitiyor ki icimi...
niye bakiyorsam... salagim o yuzden bakiyorum...
n'olacak benim halim?... n'apacam?..
hiç benzer bir durum yaşayan var mı?
zira alemin tek salağinin ben oldugunu düsünüyorum...
insan bir bucuk yil sonra bile agliyor olur mu ya... her gece hem de..
yoksa "tam dört sene olmuş dün.. az once farkettim" gibi sözler sadece popüler kültür şarkılarında olan şeyler değil mi?!!
bazen kendi kendimi kandırmaya çalişiyorum.. "yaa siktiret, şimdiki sevgilisiyle sikişiyor çatir çatir, sen burda mal gibi onun üzüntüsünü çekiyorsun.. baksana sen de etrafindaki hatunlara, allahın malı" diyorum...
ama kendimi pozitif telkin ile kandırmaktan öteye gidemediğim farkındalığına varınca başlıyorum gene ağlamaya..
ulan 1,5 yıl geçmiş ayrılalı...
millet birbirinin aşk acısı sorusuna cevap verirken "hacı 2 ay olmuş ayrılalı, daha ne düşünüyorsun, saçmalama" falan diyor..
yani norm-al olan, norma uyan en fazla 2-3 ay...
ben oldukça ağır bir okb hastasiyim.. bunun da etkisi var diye dusunuyorum...
ulan bir buçuk sene geçmiş.. hala bir başka kiza bakamıyorum.. hala başka bir kıza yakınlaşıp çivi çiviyi söker denemesini yapmaya çalışsam, o'nu aldatiyormuşum hissi geliyor içime... o his beni çürütüyor hızlıca.. ve kaçıyorum...
eve gelip facebook'una fake bir profil hesabından girip profil fotosuna bakiyorum...
"in a relationship with eseginzikinincocugu orospucocugu" yazisi o kadar acitiyor ki icimi...
niye bakiyorsam... salagim o yuzden bakiyorum...
n'olacak benim halim?... n'apacam?..
hiç benzer bir durum yaşayan var mı?
zira alemin tek salağinin ben oldugunu düsünüyorum...
insan bir bucuk yil sonra bile agliyor olur mu ya... her gece hem de..
yoksa "tam dört sene olmuş dün.. az once farkettim" gibi sözler sadece popüler kültür şarkılarında olan şeyler değil mi?!!
0
senin durumunda olan milyonlara insan var. milyon derken ciddiyim.
dert etme.
nasıl dert etmem böhüüeee de deme. kim ne derse desin nasıl dert etmeyeceğini sen bileceksin.
dert etme.
nasıl dert etmem böhüüeee de deme. kim ne derse desin nasıl dert etmeyeceğini sen bileceksin.
0
normalsin bi süre sonra o süre senin icin 1 yıl daha olabilir her şey normale döner veya o süre 1 haftada olabilir.
0
yaşını maşını ilişkini bilemeyiz bu kadarıyla, ne yaşamışsın ne yaşamamışsın.
ama süre önemli değil, bak ben de acı çekiyorum. ama daha olgun daha içten daha kendi başına olmalı eğer yaş biraz kemale ermişse.
diğer kızlara bak, illaki aklını çeleceklerdir. ha dediğin gibi iş başka kızın çivi olma kısmına geldiğinde senin bütün istekliliğin bir anda sönüyorsa sen asıl kızı kafanda fazla kurmuşsun kendini fazla adapte etmişsin demektir bu, biraz yalama olmuşsun zorladığın kilitten başkasına anahtarın sökmez işte. ama o kilit de bir şekilde yalama olduğu için alabildiğini alacak, sen de çıldıracaksın. ben bile düşününce tüylerim ürperiyor, çok korkuyorum bir gün birisini sevip gidecek diye. e bu süre içerisinde olmadı mı ilişkim, oldu ama hep işte hormon dengeleyici türden şeylerdi filan.
zaman her şeyin ilacı değil, eğer gerçekten seviyorsan git peşiini bırakma. ya da sike sike unutacaksın.
ama süre önemli değil, bak ben de acı çekiyorum. ama daha olgun daha içten daha kendi başına olmalı eğer yaş biraz kemale ermişse.
diğer kızlara bak, illaki aklını çeleceklerdir. ha dediğin gibi iş başka kızın çivi olma kısmına geldiğinde senin bütün istekliliğin bir anda sönüyorsa sen asıl kızı kafanda fazla kurmuşsun kendini fazla adapte etmişsin demektir bu, biraz yalama olmuşsun zorladığın kilitten başkasına anahtarın sökmez işte. ama o kilit de bir şekilde yalama olduğu için alabildiğini alacak, sen de çıldıracaksın. ben bile düşününce tüylerim ürperiyor, çok korkuyorum bir gün birisini sevip gidecek diye. e bu süre içerisinde olmadı mı ilişkim, oldu ama hep işte hormon dengeleyici türden şeylerdi filan.
zaman her şeyin ilacı değil, eğer gerçekten seviyorsan git peşiini bırakma. ya da sike sike unutacaksın.
0
yaş 25... 26 da diyebiliriz...
bir buçuk yıl olmuş... ne peşini bırakmaması...
başka sevgilisi var hemşu anda..
ancak şuna eminim ki;
beni severken, sevdiği halde terk etti.. "1-2 ay ağlarım, sonra geçer, ancak appdata ile olmayacaği belli, bitireyim" gibi bir güvensizlik içine girdi.. ve bitirdi...
(çok severken ne olursa olsun terk etmez insan biliyorum... sevgisi azaldı ama seviyordu gene de... anlayın işte... takilmayin anlatim bozukluguna... formal ve apacik, net cumle kurma yetisini, becerisini toplayamıyorumsu anda..)
ama üzerinden 1 bucuk yil gecti..
iliskiyi bitirmek istiyordu... bye bye deyip, 2 gun sonra yanima kendi ayaklariyla geliyordu... bir kac defa oldu bu.. sonra sevgilim, eşim gibi değil de sanki kanki gibi, arkadasimmis gibi davran bana dedi.. konusma adabımı, tavrımı bir süre o yönde değiştirmemi istedi... beni çok boğdun, biraz izin ver, fazla muhattap olma, seni özleyeyim... seni çok seviyorum dedi... ancak ben kontrolümü kaybetmisim.. sevgilim, bir tanecik kadinim, askim gidiyor elimden... 15 gunde tan 13 kilo verdim!! ölmüşten beter haldeyim.. o psikolojik çöküntüyle saçmaladım, durumu kotaramadım...
hani benim sucum yok muydu iliskinin bitmesinde, elbette vardi, cok sucum vardi hem de.. kontrolümü kaybetmistim onu kaybediyor oldugum icin... o kadar asiktim ki... o kadar asiktim kiii.. o kontrol kaybi ile saçma saçma şeyler soyledim... bir gun siyah deyip, bir gun beyaz dedim.. ve tamamen birakti gitti...
aldatmak falan gibi bir durum yok kesinlikle... monogamik ("tek eşli" mi nedir türkçesi) bir erkeğim ben... okb'liyim işte, dedim ya... aldatmam değil, "aldatamam"... bambaşka bir olay.. büyük ve derinden bağlanıyorum ve aşk hissediyorum kadınıma... kaç defa yazılan hatunları tersleyip evime kaçtığımı bilirim ilişkimiz boyunca, yani 2 buçuk yıl boyunca.. kimseye dokunmak istemem ondan başka... lanet olsun bu hisse yaa...
sonra zamanla kontrolüm yerine geldi... ancak ne çare... giden gitmiş...
oysa bütün saçmalıklarım ona çok ama çok derinden aşık olduğum içindi, bunu anlayamadığı ve profesyonelce erkeğini idare eden güçlü bir kadın olmadığı için de o'na kızıyorum tabi.. her ne kadar oto-kontrolünü kaybeden -ahmak- bir erkek modeli oldugum için kendime kızıyorsam, arkamda duran ve sakinlestiren bir kadın anlayışı göstermedigi icin o'na da kızıyorum...
ancak bitti işte.. bir buçuk yıl da oldu... daha ne peşinden koşması...
var mı böyle örnekler... 1 buçuk yıl sonra geri kazanmalar... eğer varsa koşacam valla :((((
sadece ne yapmam gerektiğini bilmiyorum...
bir buçuk yıl olmuş... ne peşini bırakmaması...
başka sevgilisi var hemşu anda..
ancak şuna eminim ki;
beni severken, sevdiği halde terk etti.. "1-2 ay ağlarım, sonra geçer, ancak appdata ile olmayacaği belli, bitireyim" gibi bir güvensizlik içine girdi.. ve bitirdi...
(çok severken ne olursa olsun terk etmez insan biliyorum... sevgisi azaldı ama seviyordu gene de... anlayın işte... takilmayin anlatim bozukluguna... formal ve apacik, net cumle kurma yetisini, becerisini toplayamıyorumsu anda..)
ama üzerinden 1 bucuk yil gecti..
iliskiyi bitirmek istiyordu... bye bye deyip, 2 gun sonra yanima kendi ayaklariyla geliyordu... bir kac defa oldu bu.. sonra sevgilim, eşim gibi değil de sanki kanki gibi, arkadasimmis gibi davran bana dedi.. konusma adabımı, tavrımı bir süre o yönde değiştirmemi istedi... beni çok boğdun, biraz izin ver, fazla muhattap olma, seni özleyeyim... seni çok seviyorum dedi... ancak ben kontrolümü kaybetmisim.. sevgilim, bir tanecik kadinim, askim gidiyor elimden... 15 gunde tan 13 kilo verdim!! ölmüşten beter haldeyim.. o psikolojik çöküntüyle saçmaladım, durumu kotaramadım...
hani benim sucum yok muydu iliskinin bitmesinde, elbette vardi, cok sucum vardi hem de.. kontrolümü kaybetmistim onu kaybediyor oldugum icin... o kadar asiktim ki... o kadar asiktim kiii.. o kontrol kaybi ile saçma saçma şeyler soyledim... bir gun siyah deyip, bir gun beyaz dedim.. ve tamamen birakti gitti...
aldatmak falan gibi bir durum yok kesinlikle... monogamik ("tek eşli" mi nedir türkçesi) bir erkeğim ben... okb'liyim işte, dedim ya... aldatmam değil, "aldatamam"... bambaşka bir olay.. büyük ve derinden bağlanıyorum ve aşk hissediyorum kadınıma... kaç defa yazılan hatunları tersleyip evime kaçtığımı bilirim ilişkimiz boyunca, yani 2 buçuk yıl boyunca.. kimseye dokunmak istemem ondan başka... lanet olsun bu hisse yaa...
sonra zamanla kontrolüm yerine geldi... ancak ne çare... giden gitmiş...
oysa bütün saçmalıklarım ona çok ama çok derinden aşık olduğum içindi, bunu anlayamadığı ve profesyonelce erkeğini idare eden güçlü bir kadın olmadığı için de o'na kızıyorum tabi.. her ne kadar oto-kontrolünü kaybeden -ahmak- bir erkek modeli oldugum için kendime kızıyorsam, arkamda duran ve sakinlestiren bir kadın anlayışı göstermedigi icin o'na da kızıyorum...
ancak bitti işte.. bir buçuk yıl da oldu... daha ne peşinden koşması...
var mı böyle örnekler... 1 buçuk yıl sonra geri kazanmalar... eğer varsa koşacam valla :((((
sadece ne yapmam gerektiğini bilmiyorum...
0
ne denir bilmem senin yollarından ben de geçtim herkesin hikayesi yaşadıkları farklıdır benimki de böyleydi (git: 161292) , 4 haziranda düğünümüz var.
0
ummadığın anda başkası çıkar muhtemelen, sonra da buna mı ağladım lan ben dersin.
0
appdata
en tehlikeli insan hiç bilmeyen de değildir, oldukça sağlam profesyonelce bilen de değildir.. en tehlikeli adam yarım bilen adamdır" demişler ya, doğru demişler..şimdi kafama bir kaç şey takıldı.. evrimle ilgili...1) dogal seleksiyon geregi ortama uyum saglayabilen neslini devam ettirir.. ortama uy
en tehlikeli insan hiç bilmeyen de değildir, oldukça sağlam profesyonelce bilen de değildir.. en tehlikeli adam yarım bilen adamdır" demişler ya, doğru demişler..
şimdi kafama bir kaç şey takıldı.. evrimle ilgili...
1) dogal seleksiyon geregi ortama uyum saglayabilen neslini devam ettirir.. ortama uyumsaglayamayan yapılar veya türler elenir.. çevre/ortam değişince bu ortama uyum sağlayacak özellikler de otomatikman gelişir ya..
şimdi evrim dediğimiz olay da öyle 50-100 yılda olan bir şey değil... 500.000, hatta 1.000.000 senede oluyor.. oysa biz insanlık olarak cro magnon, erectus, sapiens, sapiens sapiens falan şeklinde 60-70.000 senedir variz bu dünyada (yanlissa duzeltin lutfen)
ve son 100-200 yildir da modern tip var.. ve biz bir tarafimiz bozulunca, bir terslik olunca ölüp gitmemiz gerekirken, düzeltiyoruz kendimizi.. dediğim gibi bu olay 100-200 yildir yapiliyor.. bu evrimsel ilerlemeye karşi kötü bir direnç oluşturmuyor mu?
2) evrimimizi bilinçli bir şekilde, kontrollü şekilde kendimize yapay seçilim uygulayarak harika özellikler kazanacak şekilde yönlendiremez miyiz?
mesala ortamı öyle hale getirelim ki, veya bir şeyler yapalım ki, 500.000 sene sonraki insanlarin uçma yeteneği olsun mesala.
tamamen evrim konusunda "yari-bilgili" bir insan oldugum için soruyorum..
kafa bulan cro magnon insanıdır.
şimdi kafama bir kaç şey takıldı.. evrimle ilgili...
1) dogal seleksiyon geregi ortama uyum saglayabilen neslini devam ettirir.. ortama uyumsaglayamayan yapılar veya türler elenir.. çevre/ortam değişince bu ortama uyum sağlayacak özellikler de otomatikman gelişir ya..
şimdi evrim dediğimiz olay da öyle 50-100 yılda olan bir şey değil... 500.000, hatta 1.000.000 senede oluyor.. oysa biz insanlık olarak cro magnon, erectus, sapiens, sapiens sapiens falan şeklinde 60-70.000 senedir variz bu dünyada (yanlissa duzeltin lutfen)
ve son 100-200 yildir da modern tip var.. ve biz bir tarafimiz bozulunca, bir terslik olunca ölüp gitmemiz gerekirken, düzeltiyoruz kendimizi.. dediğim gibi bu olay 100-200 yildir yapiliyor.. bu evrimsel ilerlemeye karşi kötü bir direnç oluşturmuyor mu?
2) evrimimizi bilinçli bir şekilde, kontrollü şekilde kendimize yapay seçilim uygulayarak harika özellikler kazanacak şekilde yönlendiremez miyiz?
mesala ortamı öyle hale getirelim ki, veya bir şeyler yapalım ki, 500.000 sene sonraki insanlarin uçma yeteneği olsun mesala.
tamamen evrim konusunda "yari-bilgili" bir insan oldugum için soruyorum..
kafa bulan cro magnon insanıdır.
0
1)evrim o kadar uzun sürede olmaz, ortalama ne kadar sürede olur bilmiyorum ama. evrime karşı direnç meselesinde haklısın mesela benim gözler feci bozuktur, gözlük falan olmasaydı ben ve gelecek nesillere aktaracağım göz bozukluğum tarihe karışırdı, vahşi bir ortamda olsaydık gözü bozuk insan kalmayabilirdi bile diyebilirim hatta.
2)bunu ben de düşünmüştüm mesela şöyle olabilir; doğan her insanı çocuk doğurmadan önce(kesin olsun ergenliğe girmeden 10 yaşında diyelim) yüksek bir yerden atarız. bir şekilde hayatta kalanlar çoğalır ve her nesilde bunu yaparız. bir süre sonra insanlar kuş gibi uçmaz belki ama en azından az biraz süzülebilir diye düşünüyorum veya o olmaz düşmeye karşı direnç kazanırlar.
edit: şu evrim süresine kafam takıldı biraz araştırayım dedim mesela şöyle bir şey varmış "Günümüz modern fillerin bilinen en eski atası 60 milyon yıl önce evrim geçirmiştir. 37 milyon yıl önce fillerin atası bir su aygırı ile benzer bir yaşam tarzı vardı." ama benim kafamda evrim böyle bir şey değil pokemon evrimi gibi zort diye dönüşmüyor ki, 60 milyon yılda ortam şartları hiç mi değişmemiş?
edit2: bir şeyler daha buldum "Örneğin Danua ve Çivava köpek cinslerinin arasındaki cüsse farkı yapay seçilimin bir sonucudur. Çok farklı görünmelerine rağmen, her iki köpek cinsi de -diğer tüm evcil köpek cinsleri gibi- günümüzden yaklaşık 15.000 yıl önce Çin'e denk gelen bölgede evcilleştirilmiş olan birkaç kurdun soyundan gelir" demek ki evrimin ne kadar değişiklik yarattığına bağlı olarak süresi de değişiyor, yeni bir cins 15.000 yıl yeni bir tür 60 milyon yıl gibi gibi.
2)bunu ben de düşünmüştüm mesela şöyle olabilir; doğan her insanı çocuk doğurmadan önce(kesin olsun ergenliğe girmeden 10 yaşında diyelim) yüksek bir yerden atarız. bir şekilde hayatta kalanlar çoğalır ve her nesilde bunu yaparız. bir süre sonra insanlar kuş gibi uçmaz belki ama en azından az biraz süzülebilir diye düşünüyorum veya o olmaz düşmeye karşı direnç kazanırlar.
edit: şu evrim süresine kafam takıldı biraz araştırayım dedim mesela şöyle bir şey varmış "Günümüz modern fillerin bilinen en eski atası 60 milyon yıl önce evrim geçirmiştir. 37 milyon yıl önce fillerin atası bir su aygırı ile benzer bir yaşam tarzı vardı." ama benim kafamda evrim böyle bir şey değil pokemon evrimi gibi zort diye dönüşmüyor ki, 60 milyon yılda ortam şartları hiç mi değişmemiş?
edit2: bir şeyler daha buldum "Örneğin Danua ve Çivava köpek cinslerinin arasındaki cüsse farkı yapay seçilimin bir sonucudur. Çok farklı görünmelerine rağmen, her iki köpek cinsi de -diğer tüm evcil köpek cinsleri gibi- günümüzden yaklaşık 15.000 yıl önce Çin'e denk gelen bölgede evcilleştirilmiş olan birkaç kurdun soyundan gelir" demek ki evrimin ne kadar değişiklik yarattığına bağlı olarak süresi de değişiyor, yeni bir cins 15.000 yıl yeni bir tür 60 milyon yıl gibi gibi.
0
1- bu mantıktan yola çıkarsak, insan aklı seçilimi önlediği kadar hızlandırıyor da. ara ara büyük savaşlar çıkıyor, dünya kirleniyor, küresel ısınma yüzünden buzullar eriyor falan filan. bunlar da insan aklının ölümü hızlandıran etkileri.
verdiğiniz örnek olsa olsa matrix'te birer dalgalanmadır. uzun vadede evrim konusunda ineklerden daha önde ya da geride olduğumuzu söyleyemeyiz.
verdiğiniz örnek olsa olsa matrix'te birer dalgalanmadır. uzun vadede evrim konusunda ineklerden daha önde ya da geride olduğumuzu söyleyemeyiz.
0
3. soru)
şu sürekli "ara form, missing link gösterin bir tane" diyip duran "kedi canli yaratilişçiya" birisi neden "ee insan da bir ara form işte... insandan önceki tür ile, sonra gelecek olan türün arasindaki tür" demiyor? adam ara form gösterin, gösteremezsiniz diye milyon tane konferans verdi, milyon kitap yazdi..
sinirden kendimi sikiyorum burda youtube'da izlerken..
şu sürekli "ara form, missing link gösterin bir tane" diyip duran "kedi canli yaratilişçiya" birisi neden "ee insan da bir ara form işte... insandan önceki tür ile, sonra gelecek olan türün arasindaki tür" demiyor? adam ara form gösterin, gösteremezsiniz diye milyon tane konferans verdi, milyon kitap yazdi..
sinirden kendimi sikiyorum burda youtube'da izlerken..
0
1)evrimsel ilerleme adı altında bilinçli bir ilerleyiş söz konusu değildir. sonuçta zekamız da evrimsel süreç sonucunda oluştuğu için zekamız ile çevre koşullarına direnç geliştirmemiz gayet doğal. bu insan türünün başarısını gösterir ve yanlış birşey değildir. insansı maymun ve ilkel insan türlerinin varlığı 60-70 bin seneden daha fazla bu arada. ayrıca farklı türlerden söz ettiğimiz için hepsine birden insan diyemeyiz. homo sapiens türüne koyduğumuz bir isim insan.
2)yapay seçilim, daha doğrusu seçilimde insan faktörü zaten etkin. ama verdiğin örnek mümkün ve mantıklı değil. genlerle oynama sonucunda mümkün olabilir, ama buna doğal seçilim diyemeyeceğimiz için evrimin doğal işleyişi de diyemeyiz.
2)yapay seçilim, daha doğrusu seçilimde insan faktörü zaten etkin. ama verdiğin örnek mümkün ve mantıklı değil. genlerle oynama sonucunda mümkün olabilir, ama buna doğal seçilim diyemeyeceğimiz için evrimin doğal işleyişi de diyemeyiz.
0
3) yani nasıl söylesem, adamın bir inancı var buna karşı olan her şeye de gözlerini kapatıyor. sen önüne çıkıp "al ulan yarı kuş-yarı kedi iskeleti all alll!!" desen de evrimi kabul etmeyecek.
0
3)ara form biraz karmaşık bir konu. aslında teknik olarak hiçbir canlı türü ara form olmak için varolmaz. ama günümüzde yaşayan iki farklı canlı türü arasında, bu iki tür arasındaki farklılaşım sürecinde ortaya çıkmış ve yok olmuş türlere ara form diyebiliriz. ama dediğim gibi, teknik açıdan doğru bir yaklaşım değil.
ara form niye yok diye bir soru olamaz. götünden anlamıştır olayı. şu soru olabilir: şempanze bugün insana en yakın akraba olan tür, ama şempanze birden bire insana evrimleşmediğine göre, aradaki türler nerede? bunun cevabı türler arası rekabete, yani basitçe yaşamkalıma dayanır. habitat ortaklığı ve beslenme şekillerindeki benzerlik homo sapiens türünü diğer bir türle, örneğin cro magnon türüyle rekabete sokar. sonucu bu.
bugün şempanze türü hala mevcutsa habibatımızdaki ve beslenme şekillerimizdeki farklılıktan kaynaklanır. yani birbirimize rakip değiliz. ha, insan hepsinin yaşam alanını sikip atmakta, o ayrı bir konu.
ara form niye yok diye bir soru olamaz. götünden anlamıştır olayı. şu soru olabilir: şempanze bugün insana en yakın akraba olan tür, ama şempanze birden bire insana evrimleşmediğine göre, aradaki türler nerede? bunun cevabı türler arası rekabete, yani basitçe yaşamkalıma dayanır. habitat ortaklığı ve beslenme şekillerindeki benzerlik homo sapiens türünü diğer bir türle, örneğin cro magnon türüyle rekabete sokar. sonucu bu.
bugün şempanze türü hala mevcutsa habibatımızdaki ve beslenme şekillerimizdeki farklılıktan kaynaklanır. yani birbirimize rakip değiliz. ha, insan hepsinin yaşam alanını sikip atmakta, o ayrı bir konu.
0
hayır bir hayvan neden yarı kuş ve yarı kedi olsun ki... kedi baştan itibaren ağaca tırmanma, memeli ailesi kapsamında takılmakta, pençelerini kuvvetlendirme, dislerini guclendirme vs. vs. yolunda gidiyor.. butun organlari ve yetenekleri bu dogrultuda gelisiyor..
kus da uçma, minik tohumlari yeme, agac dalina tuneyebilme, yumurta ile cogalma vs. vs. ozelliklerini gelistirecek yolda gidiyor ve bütün organları bu dogrultuda birbirine uyumlu, koordine olarak gelisiyor..
bir hayvanın yarısı kedi yarısı kus nasıl olsun ki.. gittikleri yollar cok farkli.. gel de anlat bu yobazlara...
cogunluk olmalari sinir bozucu...
kus da uçma, minik tohumlari yeme, agac dalina tuneyebilme, yumurta ile cogalma vs. vs. ozelliklerini gelistirecek yolda gidiyor ve bütün organları bu dogrultuda birbirine uyumlu, koordine olarak gelisiyor..
bir hayvanın yarısı kedi yarısı kus nasıl olsun ki.. gittikleri yollar cok farkli.. gel de anlat bu yobazlara...
cogunluk olmalari sinir bozucu...
0
ara formdan öyle bir anlam çıkaramazsın. sen niye onları takıyorsun ki. bilim bilimdir. bırak ne diyorlarsa desinler. doğru bilgidir aslolan, kimin ne dediği değil. iq'su iki haneli adamlarla sidik yarıştırmak haybeye.
0
@ziplayan meksika bamyası: ortam şartları değişti diye illa o tür ortadan kalkacak diye birşey yok. ortam şartları değişince farklı türler evrimleşmiş işte, ama fil türü de yaşamını devam ettirebilmiş ve tükenmeden üreyebilmiş. evrim filde tıkanmış gibi birşey söz konusu değil ki. eğer tür ortam şartları değişmesine rağmen yaşamını devam ettirebiliyor ve üreyebiliyorsa bugün hala yaşar tabii ki.
0
@cro magnon yok benim takıldığım yer o değildi, neden hala maymunlar var gibi bir şey oluyor o :) takıldığım yer evrimin böyle tık diye olan bir şey gibi söylenmesi oysa evrim canlıların doğumu ve ölümüyle her an devam eden bir süreç değil mi? ama o başka bir şey kastetmiş, o canlının zaman içinde çok değişip farklı bir tür oluşturduğunu söylemiş anladım şimdi.
0
2. soru hakkında bilgim yok, ama antropologlar tıbbi gelişimin, ilaçların, tedavilerin evrimi olumsuz etkilediği düşüncesindeler.
0
o dediğin konuya hitler zamanında baya bi kafa yormuş ama eline yüzüne bulaştırmış, iyiki bulaştırmış yani... bundan sonraki evrim laboratuvar ortamında olacak, superhuman dedikleri kavram tartışılıyor şu an. doğal/yapay seçilimle öyle bir olayı hızlandırmak için 10 milyon baş, kontrol edebildiğin bir insan çiftliği kurman lazım.
0
hitlerin arkasındayım bu konuda. biraz malca yapmış ama mantığın arkasındayım.
0
hitler (ayni sekilde lavey'de) nietzsche'nin evrime felsefik yaklasimini (nietzsche'nin kız kardesi olacak orospunun da katkisi ile) kicindan anlayip, sahip oldugu kisilik ozelliklerinin, karakter ozelliklerinin de zemin olusturmasiyla sicip sivamis bir adam.
bu arada ben çevre degisince türler de kesinlikle degisir demedim ki, ayni turler kalir eger kalabiliyorlarsa, adapte olur yeni cevreye.. cok radikal bir degisim olursa bu süreçte tür degisir...
mesala bocekler taa en basindan beri pek degismemis.. ama diger canlilar degistikce degismis..
bu arada ben çevre degisince türler de kesinlikle degisir demedim ki, ayni turler kalir eger kalabiliyorlarsa, adapte olur yeni cevreye.. cok radikal bir degisim olursa bu süreçte tür degisir...
mesala bocekler taa en basindan beri pek degismemis.. ama diger canlilar degistikce degismis..
0
konu sosyal darwinizm e gitmesin, yapmayın etmeyin... sosyal darwinizmin darwin ve evrim teorisi ile alakası yoktur, liderlerin insan gütmek için kıçlarından icad ettikleri bir şey ve ucundan tutulur yanı yok. böyle bir fikre kapıldıysanız iyi okuyun, araştırın, bilin,hatta düstur vermek haddime değil ama bu hevesten vazgeçin, insanları sahip oldukları bütün değerlerden soyutlayan, basitleştiren bir kavram... geyiğe alınacak bir tarafı yok.
0
sosyal darwinizm ne yahu? geyik mevzuu bu nihayetinde, ben kendi bakış açımı söylüyorum, liderlerin yaptığından bana ne. hitler'i savunduğum falan yok. benim elimde güç olsa genetik olarak daha kapasitif(fiziksel ve zihinsel) insanları seçer çiftleştiririm. bu da benim fantezim, liderler sikime kadar yoksa.
0
bu arada belirteyim, böcekler fena şekilde evrimleşmiş canlılar, karaya ilk çıkanlar oldukları için evrim süreçlerini tüm canlılardan bir adım önden gerçekleştirmişler, dünyadaki en hakim türler onlar şu an.
Bu konuda birkaç tavsiye verebilirim.
Journey of Life (2005) imdb: tt0455259
Life in the Undergrowth (2005) imdb: tt0760222
Bu konuda birkaç tavsiye verebilirim.
Journey of Life (2005) imdb: tt0455259
Life in the Undergrowth (2005) imdb: tt0760222
0
appdata
beyler/leydiler,biliyorsunuz gundemde alkol üzerine ilaç kullanımı ve yaşanan bir ölüm konuşuluyor..(seven herkesin basi sagolsun, "bir kadinin aldatirken ölmesi" olayinda "ölmesi" kısmından çok "aldatmasi" kismina takilan "recm" kafali kisilerin de zeus belasini versin..)ben her gun 100 mg'lık lust
beyler/leydiler,
biliyorsunuz gundemde alkol üzerine ilaç kullanımı ve yaşanan bir ölüm konuşuluyor..
(seven herkesin basi sagolsun, "bir kadinin aldatirken ölmesi" olayinda "ölmesi" kısmından çok "aldatmasi" kismina takilan "recm" kafali kisilerin de zeus belasini versin..)
ben her gun 100 mg'lık lustral kullaniyorum.. eskiden (yıllarca, 6 yıl kadar) çok ağır ilaçlar kullanırdım, antidepresan, antipsikotik, anksiyolitik, beta bloker dörtlüsünü aynı anda, ve türlerinin en ağır olanlarından.. bir tedavi süreciydi..
ancak cok fazla yan etkileri olması ve kaş yaparken göz çıkarması sebebiyle biraktim bunlari, doktoru da biraktim..
lustral gibi hafif bir ilaci, yillarin verdigi tecrubeyle feedback'ler alaraktan doz ayarlamasi yaptim, doktor kontrolü olmadan..
100 mg'da karar kildim..
ancak ben her gece 5 tane efes extra içen bir insanim.. ve yaklaşık 10 yıldır da hemen hemen her gece (bir yıl 365 gün.. 320 günü içiyorumdur) içiyorum..
ancak yaşanan bu son ilaç etkileşimi ve ölüm olayından sonra feci tırstım.. 3 gündür içmiyorum.. ve şu anda çıldıracak gibiyim.. hipomani ""gibi"" bir etki gözlemliyorum kendimde.. ancak farkında olduğum için oto-kontrolü kaybetmiyorum.. (şu anda hipomani gibi bir etki var,.. şu anda hipomani gibi bir etki var, sakin ol.. normal hareketler yap... saçma şeyler yapma.. pişman olacaksin sonra vs. vs. vs şeklinde self-telkin, self-terapi)
düzenli antidepresanlar ve her gece alkol beraber kullanımı ciddi bir tehlike midir?
10 yıldır bir şey olmadı..
biliyorsunuz gundemde alkol üzerine ilaç kullanımı ve yaşanan bir ölüm konuşuluyor..
(seven herkesin basi sagolsun, "bir kadinin aldatirken ölmesi" olayinda "ölmesi" kısmından çok "aldatmasi" kismina takilan "recm" kafali kisilerin de zeus belasini versin..)
ben her gun 100 mg'lık lustral kullaniyorum.. eskiden (yıllarca, 6 yıl kadar) çok ağır ilaçlar kullanırdım, antidepresan, antipsikotik, anksiyolitik, beta bloker dörtlüsünü aynı anda, ve türlerinin en ağır olanlarından.. bir tedavi süreciydi..
ancak cok fazla yan etkileri olması ve kaş yaparken göz çıkarması sebebiyle biraktim bunlari, doktoru da biraktim..
lustral gibi hafif bir ilaci, yillarin verdigi tecrubeyle feedback'ler alaraktan doz ayarlamasi yaptim, doktor kontrolü olmadan..
100 mg'da karar kildim..
ancak ben her gece 5 tane efes extra içen bir insanim.. ve yaklaşık 10 yıldır da hemen hemen her gece (bir yıl 365 gün.. 320 günü içiyorumdur) içiyorum..
ancak yaşanan bu son ilaç etkileşimi ve ölüm olayından sonra feci tırstım.. 3 gündür içmiyorum.. ve şu anda çıldıracak gibiyim.. hipomani ""gibi"" bir etki gözlemliyorum kendimde.. ancak farkında olduğum için oto-kontrolü kaybetmiyorum.. (şu anda hipomani gibi bir etki var,.. şu anda hipomani gibi bir etki var, sakin ol.. normal hareketler yap... saçma şeyler yapma.. pişman olacaksin sonra vs. vs. vs şeklinde self-telkin, self-terapi)
düzenli antidepresanlar ve her gece alkol beraber kullanımı ciddi bir tehlike midir?
10 yıldır bir şey olmadı..
0
sonuçta ikisi de central sinir sistemini etkileyen, oranın kimyasini degistiren maddeler..
birlesip ters teperlerse diye korkuyorum..
karaciger kaygi siramda ikinci sırada.. esas korkumcentral sinir sistemi, yani beyin ve omurilik..
birlesip ters teperlerse diye korkuyorum..
karaciger kaygi siramda ikinci sırada.. esas korkumcentral sinir sistemi, yani beyin ve omurilik..
0
hocam 10 yildir olmadi demek guzel ama beden bu, neyi ne zaman kusacagi belli olmaz. ilk asamada bi kan tahlili ve karaciger testi yaptir bence. bira iciyorsan belki sigara da iciyorsundur, aklara da baktir hastaneye gitmisken.
sikinti karacigerde, dayanir dayanir sonra fark ettirmez,birden kotu oluverir kuzenimde cigerinin iflas etmesi gibi. her gece alkol sigara redbull agri kesici derken gitti karaciger. arada gdiyor toparlatmak icin. ki sikintilari hic bitmeyecekmis kuzenimin.
aldigin ilaci bilmem ama gencsin galiba, baska seylerle ayarlamaya calis, ben olsam ilk ilaci birakirdim:)
sikinti karacigerde, dayanir dayanir sonra fark ettirmez,birden kotu oluverir kuzenimde cigerinin iflas etmesi gibi. her gece alkol sigara redbull agri kesici derken gitti karaciger. arada gdiyor toparlatmak icin. ki sikintilari hic bitmeyecekmis kuzenimin.
aldigin ilaci bilmem ama gencsin galiba, baska seylerle ayarlamaya calis, ben olsam ilk ilaci birakirdim:)
0
appdata, sorduğun soru değil de başka bir şeye değineceğim. bugün hangi biralarda glikoz şurubu kullanılmadığını sormuştum. bilindiği üzere efes'in ürünlerinde glikoz şurubu kullanılmakta. bu madde de diyabeti tetiklemekte. aman diyeyim, her gece efes extra içmenin sağlıkla ilgili başka kötü sonuçları olmasın.
0
yasim 26.. ilaci birakamam.. o olmadan hayat boka sariyor, anksiyete icinde boguluyorum..
alkolu birakabilirim ama kademeli sekilde.. azalta azalta..
ilginç gelecek belki ama hayatimda hic sigara kullanmadim.. tabi yesilayci oldugumdan veya sagligimi dusundugumden degil.. cocukken cok sigara icildi yanimda, bir tiksinmislik var.. bir de sigara, puro gibi nefes çekerek (bkz: nefes çekmişler) içilen şeyleri sevmiyorum..
en iyisi alkolu azaltarak bırakayim ben... şu son olaydan sonra feci tırstım, ders aldım...
alkolu birakabilirim ama kademeli sekilde.. azalta azalta..
ilginç gelecek belki ama hayatimda hic sigara kullanmadim.. tabi yesilayci oldugumdan veya sagligimi dusundugumden degil.. cocukken cok sigara icildi yanimda, bir tiksinmislik var.. bir de sigara, puro gibi nefes çekerek (bkz: nefes çekmişler) içilen şeyleri sevmiyorum..
en iyisi alkolu azaltarak bırakayim ben... şu son olaydan sonra feci tırstım, ders aldım...
0
hacı cidden bi kan testi yaptır karaciğere bi baksınlar, doktora git bir de doktora anlat böle ben şu kadar içiom diye en fazla hoşlanmayacağın şeyler söyler, görüş almak iyidir.
efes içme be hacı çok boktan glikoz şurubu falan,
efes içme be hacı çok boktan glikoz şurubu falan,
0
efes'te eski bir mühendisim ben (3-4 ay kadar çaliştim, fazla değil)
efes candir, harikadir..
glikoz şurubu olayi uzun hikaye şimdi..
doktora gideceğim, yapsınlar bir kan testi..
zaten 2 buçuk yıldır bir "aids miyim acaba" şüphesi yaşıyorum.. feci kaçıyorum kan testi yaptırmaktan.. bu da çıkmış olur açikliğa..
ne pis bir korku bilseniz. (belki de biliyorsunuzdur)
efes candir, harikadir..
glikoz şurubu olayi uzun hikaye şimdi..
doktora gideceğim, yapsınlar bir kan testi..
zaten 2 buçuk yıldır bir "aids miyim acaba" şüphesi yaşıyorum.. feci kaçıyorum kan testi yaptırmaktan.. bu da çıkmış olur açikliğa..
ne pis bir korku bilseniz. (belki de biliyorsunuzdur)
0
doktoruna da danışarak 'cipralex'e geç derim. alkolle birlikte çok rahat kullanılabiliyor. alkolü de her akşamdan hafta 1-2 ye çekersin giderek.
kolay gelsin
kolay gelsin
0
aynı deneyimden geçmiş biri olarak cevaplıyorum.
lustral ve alkol kullanımı karaciğeri yorduğu gerçek. çünkü yan etkisi zaten ishal olan bir ilaç, e alkolde zaten mideyi sulandırıyor pek sağlıklı değil.
bence şu sisteme geç, hem psikolojik hem fizyolojin için.
3 günde bir iç. çok abartmadan, zaten lustral etkisiyle 5 extrada ulaşabilecek kafaya 3 extrada ulaşabiliyor insan. hem de alkolün bir anlamı oluyor insanın içinde.
yardımcı olabildiysem ne mutlu.
lustral ve alkol kullanımı karaciğeri yorduğu gerçek. çünkü yan etkisi zaten ishal olan bir ilaç, e alkolde zaten mideyi sulandırıyor pek sağlıklı değil.
bence şu sisteme geç, hem psikolojik hem fizyolojin için.
3 günde bir iç. çok abartmadan, zaten lustral etkisiyle 5 extrada ulaşabilecek kafaya 3 extrada ulaşabiliyor insan. hem de alkolün bir anlamı oluyor insanın içinde.
yardımcı olabildiysem ne mutlu.
0
yazılanların hepsini okudum. bir kişi de işgüzarlık edip, içki içme dememiş. en fazla diyen, az iç diyor, o da "3 günde 1" diyor:)
0
herkes bir şey söylemiş ama atladıkları bir olay var:
alkol bağımlısı olabilirsin.
alkol yoksunluk sendromuna giriyor olabilirsin. hepsi deliriumla sonuçlanmaz. ama kendin de fark ediyorsun bir şeylerin ters gittiğini. alkole fiziksel bir bağımlılık da söz konusu, ve aniden bırakınca beyindeki reseptör etkileşimleri bozuluyor. bir de yine beyne etki eden ilaç kullanıyorsun.
kendinin bu kadar farkındaysan, vücudunu bu kadar iyi tanıyorsan niye kendini riske atıyorsun? abartmadan iç diyenler karaciğer falan demişler ama karaciğerden çok daha akut etkiler görülebilir. riske atmaya hiç gerek yok.
alkol bağımlılığın ya da kötüye kullanım için yardım almanı öneririm. alkolü tek başına bırakmak da büyük bir risk
sen ve senin vücudun değerli. bunu unutma
alkol bağımlısı olabilirsin.
alkol yoksunluk sendromuna giriyor olabilirsin. hepsi deliriumla sonuçlanmaz. ama kendin de fark ediyorsun bir şeylerin ters gittiğini. alkole fiziksel bir bağımlılık da söz konusu, ve aniden bırakınca beyindeki reseptör etkileşimleri bozuluyor. bir de yine beyne etki eden ilaç kullanıyorsun.
kendinin bu kadar farkındaysan, vücudunu bu kadar iyi tanıyorsan niye kendini riske atıyorsun? abartmadan iç diyenler karaciğer falan demişler ama karaciğerden çok daha akut etkiler görülebilir. riske atmaya hiç gerek yok.
alkol bağımlılığın ya da kötüye kullanım için yardım almanı öneririm. alkolü tek başına bırakmak da büyük bir risk
sen ve senin vücudun değerli. bunu unutma
0
appdata
arkadaslar bana 3 adet extension lazim..birincisi ki en cok ihtiyac duydugum sey, firefox'da "download-manager" denilen add-on'u bilen bilir..o anda baktigimiz sayfadaki stream olan ama download'a izin vermeyen sitelerin ".mp3, .flv, .avi, .mpg, vs. vs. vs." gibi media dosyalarini algiliyor ve o dos
arkadaslar bana 3 adet extension lazim..
birincisi ki en cok ihtiyac duydugum sey, firefox'da "download-manager" denilen add-on'u bilen bilir..
o anda baktigimiz sayfadaki stream olan ama download'a izin vermeyen sitelerin ".mp3, .flv, .avi, .mpg, vs. vs. vs." gibi media dosyalarini algiliyor ve o dosyayi indirmeniz için buton olusturuyor... yarim saat page source dosyasinda arastirma yapmiyorsunuz..
google chrome'da bu görevi gören bir extension ariyorum... 2 saattir extension sayfasini dolasiyorum, bulamadim..
ikincisi; ayni ms word'deki gibi, cümle baslarinda ilk harfi, noktadan sonraki ilk harfi direk buyuk harfe ceviren, paragraf baslarinda direk bir parmak bosluk birakan (tab'a basmis gibi) bir otomatik duzenleyici ariyorum...
üçüncüsü; clipboard'a 5-10 tane text'i ayrı ayrı copy edebilen ve istendiginde istedigimi paste edebilmeme iimkan saglayan bir extension.. yani bir text'i copy edince overwrite yapmasin.. yanina kaydetsin bu text'i..
tesekkurler..
birincisi ki en cok ihtiyac duydugum sey, firefox'da "download-manager" denilen add-on'u bilen bilir..
o anda baktigimiz sayfadaki stream olan ama download'a izin vermeyen sitelerin ".mp3, .flv, .avi, .mpg, vs. vs. vs." gibi media dosyalarini algiliyor ve o dosyayi indirmeniz için buton olusturuyor... yarim saat page source dosyasinda arastirma yapmiyorsunuz..
google chrome'da bu görevi gören bir extension ariyorum... 2 saattir extension sayfasini dolasiyorum, bulamadim..
ikincisi; ayni ms word'deki gibi, cümle baslarinda ilk harfi, noktadan sonraki ilk harfi direk buyuk harfe ceviren, paragraf baslarinda direk bir parmak bosluk birakan (tab'a basmis gibi) bir otomatik duzenleyici ariyorum...
üçüncüsü; clipboard'a 5-10 tane text'i ayrı ayrı copy edebilen ve istendiginde istedigimi paste edebilmeme iimkan saglayan bir extension.. yani bir text'i copy edince overwrite yapmasin.. yanina kaydetsin bu text'i..
tesekkurler..
0
1. icin: oyle bir eklenti yok, firefox'da flashgot da yapiyordu ayni isi, ama chrome'da yok. ama chrome'da da calisan userscriptler var, mesela youtube icin su var: userscripts.org
cok da guzel calisiyor.
baska usercriptlere de bakip baska siteler icin de bulabilirsin belki bu tarz bir sey.
cok da guzel calisiyor.
baska usercriptlere de bakip baska siteler icin de bulabilirsin belki bu tarz bir sey.
0
appdata
ya hu bu denizin mavisine nolmus boyle eli yüzü mavi, töbenemuzillah garip bir sey olmus..oldu bitti google-earth ve google-maps'de merak ederim bunu.. ne bu?kıyıya yakin yerlerde deniz süt liman, tam yüzmelik..biraz aciklarda denizde tsunami var sanki.. ne bu ha! ne bu, ne bu (fatmagül'ün yarim aki
ya hu bu denizin mavisine nolmus boyle eli yüzü mavi, töbenemuzillah garip bir sey olmus..
oldu bitti google-earth ve google-maps'de merak ederim bunu.. ne bu?
kıyıya yakin yerlerde deniz süt liman, tam yüzmelik..
biraz aciklarda denizde tsunami var sanki..
ne bu ha! ne bu, ne bu (fatmagül'ün yarim akilli abisi modu) (evet izliyorum)
i55.tinypic.com
oldu bitti google-earth ve google-maps'de merak ederim bunu.. ne bu?
kıyıya yakin yerlerde deniz süt liman, tam yüzmelik..
biraz aciklarda denizde tsunami var sanki..
ne bu ha! ne bu, ne bu (fatmagül'ün yarim akilli abisi modu) (evet izliyorum)
i55.tinypic.com
0
denizin altindaki daglari bayirlari yuksekligi de gosteriyor heralde?
0
appdata
"dalga geçmeyin, kafa bulan cevaplar vermeyin lütfen" diyeyim öncelikle, gayet farkındayım sorumun ne kadar saçma/komik/dalga geçilmelik görünüyor oldugundan.. ancak ciddidir..hani "evlenmek icin illa bakire kız arıyorum" gibi ilkel bir görüşe sahip değilim.. evleneceğim kişinin daha önce sevgililer
"dalga geçmeyin, kafa bulan cevaplar vermeyin lütfen" diyeyim öncelikle, gayet farkındayım sorumun ne kadar saçma/komik/dalga geçilmelik görünüyor oldugundan.. ancak ciddidir..
hani "evlenmek icin illa bakire kız arıyorum" gibi ilkel bir görüşe sahip değilim.. evleneceğim kişinin daha önce sevgilileri olmuş olabilir, aşık olmuş olabilir, o aşık olduğu kişiyle bir şeyler yaşamış olabilir, sonra olmamıştır-yürümemiştir, ayrılmışlardır... geçmişinde böyle bir şey olmasında hiç bir sorun yok benim için, sonuçta ben de bakir değilim, eski sevgililerim de ilerde evlenecekler nasolsa birileriyle...
ancak gene de evleneceğim kızın çevremde gördüğüm hemen hemen bütün kızlar gibi iki biraya veren, one night stand takilan, istiklal'in yarisinin uzerinden gectigi bir gecmise (bkz: seni tanimayan yok bu sehirde) sahip olmasini istemem.. amiyane tabirle eskinin motoru olamaz abicim!!
ben oyle bir erkek olmadim, boyle seyleri her zaman asagilik buldum, uzak durdum.. sevgililik, aşk, his olmadan bir kadınla beraber olmadım.. evlenecegim kadinin da boyle olmasini isterim, kişisel görüşüm böyledir..
ancak son 2-3 yildir umudum feci kirildi, cunku cevremde gordugum hemen hemen butun kizlar motorullah!!! "ulan ilerde evlenecegimiz kizlar bunlar mi amına koyim" diye sorguluyorum içten içe ve evlenmekten tiksiniyorum, ilerde evlenmeyecegimi dikte ediyorum beynime.. ancak bu hastalikli, nevrotik bir dusunce, anksiyete; yani "yanlis bir dusunce" bunun da farkindayim.. iste bu farkindalik da ikileme dusuruyor beni, kendimi "yobaz-bagnaz" görmeye baslayacagim, kendimi degersiz hissedecegim, az kaldi..
örnek vereyim; cevremde goruyorum, kizin aile evi tuzla'da, ancak okudugu universite avcilar'da.. tabi kiz her gun sabah taaaa tuzla'dan avcilar'a gelip gidemeyecegi icin avcilar'da bir ev tutmus.. butun okul taniyor(!) kizi.. istiklal'in yarisiyla macerasi vardir. barlarda masalarin uzerinde geziyor, sarhos olup geceyi geciriyor bir yerlerde.. aile evine gidince de bir masum, bir utangac, yere bakarak oturuyor falan.. mezun olunca ve evlenme yasi gelince de muhtemelen diktirecek bir kizlik zari ve evlenecek bir adamla ve alttan alttan, utangac utangac bakarken ilk sözü; "sen ilksin biliyor musun?" (bkz: meshur kız yalanlari)
bu sadece yakinen tanidigim bir kizdan ornek.. cevremdeki herkes bu modelde, lanet ediyorum artik..
kezban kiz denilen, liseden sonra ev kizi olmus hayirli bir kismet bekleyen kizlarda elbette vardir motor olmamis, hatta bakire olani bile.. ancak ne yapim ben oyle bir kizla evlenip de.. öeehhh!! yanimda guclu, yuksek bir is sahibi, iş kadini istiyorum
sonucta sadece öpmek-koklamak için evlenmiyorum kadinla, oturup sanat da konuşacağim, derin konularda tartişmalara da gireceğim, disarida üst düzey bir ortamda yemege de katilacagim.. ancak oyle bir kadinla yapabilirim.
sorum şu; "25 yasinda olup da, istanbul'da okuyan (veya ankara, izmir, baska sehir olmaz!! ugrasamam anadolu kültürünü istanbul ortamina adapte etmek icin sarfedilecek efora ve tahammülüm yok geçecek zamana) 25 yaslarinda olan ve bakire olan, bakire olmasa da tarif ettigim gibi motorullah olmamis kiz orani ne kadar? hani bunun istatistigi tutulmamistir elbette.. istatistiki bir oran degil, "dusunceniz nedir, sizin gozlemleriniz nedir" şeklinde soruyorum.. benim su andaki dusuncem; 1000 kizdan 2 tanesi ancak bu vasiflara sahiptir!!.. yani cok umutsuz..
(amma da uzun oldu, neyse..)
hani "evlenmek icin illa bakire kız arıyorum" gibi ilkel bir görüşe sahip değilim.. evleneceğim kişinin daha önce sevgilileri olmuş olabilir, aşık olmuş olabilir, o aşık olduğu kişiyle bir şeyler yaşamış olabilir, sonra olmamıştır-yürümemiştir, ayrılmışlardır... geçmişinde böyle bir şey olmasında hiç bir sorun yok benim için, sonuçta ben de bakir değilim, eski sevgililerim de ilerde evlenecekler nasolsa birileriyle...
ancak gene de evleneceğim kızın çevremde gördüğüm hemen hemen bütün kızlar gibi iki biraya veren, one night stand takilan, istiklal'in yarisinin uzerinden gectigi bir gecmise (bkz: seni tanimayan yok bu sehirde) sahip olmasini istemem.. amiyane tabirle eskinin motoru olamaz abicim!!
ben oyle bir erkek olmadim, boyle seyleri her zaman asagilik buldum, uzak durdum.. sevgililik, aşk, his olmadan bir kadınla beraber olmadım.. evlenecegim kadinin da boyle olmasini isterim, kişisel görüşüm böyledir..
ancak son 2-3 yildir umudum feci kirildi, cunku cevremde gordugum hemen hemen butun kizlar motorullah!!! "ulan ilerde evlenecegimiz kizlar bunlar mi amına koyim" diye sorguluyorum içten içe ve evlenmekten tiksiniyorum, ilerde evlenmeyecegimi dikte ediyorum beynime.. ancak bu hastalikli, nevrotik bir dusunce, anksiyete; yani "yanlis bir dusunce" bunun da farkindayim.. iste bu farkindalik da ikileme dusuruyor beni, kendimi "yobaz-bagnaz" görmeye baslayacagim, kendimi degersiz hissedecegim, az kaldi..
örnek vereyim; cevremde goruyorum, kizin aile evi tuzla'da, ancak okudugu universite avcilar'da.. tabi kiz her gun sabah taaaa tuzla'dan avcilar'a gelip gidemeyecegi icin avcilar'da bir ev tutmus.. butun okul taniyor(!) kizi.. istiklal'in yarisiyla macerasi vardir. barlarda masalarin uzerinde geziyor, sarhos olup geceyi geciriyor bir yerlerde.. aile evine gidince de bir masum, bir utangac, yere bakarak oturuyor falan.. mezun olunca ve evlenme yasi gelince de muhtemelen diktirecek bir kizlik zari ve evlenecek bir adamla ve alttan alttan, utangac utangac bakarken ilk sözü; "sen ilksin biliyor musun?" (bkz: meshur kız yalanlari)
bu sadece yakinen tanidigim bir kizdan ornek.. cevremdeki herkes bu modelde, lanet ediyorum artik..
kezban kiz denilen, liseden sonra ev kizi olmus hayirli bir kismet bekleyen kizlarda elbette vardir motor olmamis, hatta bakire olani bile.. ancak ne yapim ben oyle bir kizla evlenip de.. öeehhh!! yanimda guclu, yuksek bir is sahibi, iş kadini istiyorum
sonucta sadece öpmek-koklamak için evlenmiyorum kadinla, oturup sanat da konuşacağim, derin konularda tartişmalara da gireceğim, disarida üst düzey bir ortamda yemege de katilacagim.. ancak oyle bir kadinla yapabilirim.
sorum şu; "25 yasinda olup da, istanbul'da okuyan (veya ankara, izmir, baska sehir olmaz!! ugrasamam anadolu kültürünü istanbul ortamina adapte etmek icin sarfedilecek efora ve tahammülüm yok geçecek zamana) 25 yaslarinda olan ve bakire olan, bakire olmasa da tarif ettigim gibi motorullah olmamis kiz orani ne kadar? hani bunun istatistigi tutulmamistir elbette.. istatistiki bir oran degil, "dusunceniz nedir, sizin gozlemleriniz nedir" şeklinde soruyorum.. benim su andaki dusuncem; 1000 kizdan 2 tanesi ancak bu vasiflara sahiptir!!.. yani cok umutsuz..
(amma da uzun oldu, neyse..)
0
valla önüne gelenle yatanlardan çok daha fazlalar? (motor derken duygusallık filan beklemeden canı istediğiyle sevişen kızlardan bahsediyosun sanırım)
prensip olarak sadece sevgilisiyle yatıyor çoğu kız
bakire de çok var
var yani.
prensip olarak sadece sevgilisiyle yatıyor çoğu kız
bakire de çok var
var yani.
0
benim bildiğim bahsettiğin motor tarzda kız öyle çok yok. bizim toplumumuzda genellikle yatağa çıplak girip "sıvı değiş tokuşunun" olması konusunda tabusu olan kızlarla dolu. zaten onlar da önüne gelenle değil en azından 1 aylık bir beraberliği olanlarla bu şekilde takılıyor. senin açından oranların sevindirici olduğu kanaatindeyim yani.
0
böyle yazınca lise zamanında bir arkadaş aklıma geldi. kız benden bir dönem büyüktü aynı rotada gidip geldiğimiz için tanışıyorduk falan. sivilceli yüzüne bakmayacağın vasat bir hatun modeliydi. gözlükleri de unutmayalım. bir gün bunu gördük üniversiteli olmuş beni ve arkadaşımı görür görmez geçmişteki ezikliğinden olsa gerek 4 tane erkeği nasıl parmağında oynatmaya başladığını anlattı. tabi gözlükler lensle değişmiş, sivilceler de artık sevişmiş olmaktan dolayı kalmamıştı. yani 10 üzerinden 6 hale gelmişti bir anda ve bunu da sonuna kadar kullanıyordu.
Gülmüştüm tabi o parmağında oynattığı erkekler sırf bir kere versin diye yapıyorlardı muhtemelen. Alacaklarını aldıktan sonra da başka maceralara kucak açacaklardı.
Ama ülkemde verici hatunun gideri yok mu? Her zaman. Başka ülkelerde farklı mı? Değil. Motor kızları çapkın erkeklere benzetiyorum. İki cinsten de tiksiniyorum. Ama sevgilisiyle beraber olmak isteyen ve bunu insan gibi yaşayan kızlara/erkeklere bir şey diyemem. 25 yaşında bir kızın 18'den itibaren 7 senesi var. Biraz da kısmetsizse uzun süreli en az 7 ilişkisi olabilir bu kızın. 1 sene civarında da birisi onu paketi açmaya ikna etse düşün artık. Bir kere olduktan sonra zaten diğerlerinin bir önemi yok 1 aydan sonra da başlayacaktır. Hastalık falan kapmadıktan sonra orospu olmadıktan sonra varsın sevişsin bunun sayacı yok sonuçta.
Sanırım bekaretin bozulmasıyla ilgili bu parametreyi de düşünmek lazım. Böyle bir kızla genelde evleniyoruz. 2010'dan sonra evlenecek insanlar muhtemelen böyle bir kızla evlenecektir. Bunda yanlış bir şey yok ama kızın zarı diktirmesi ve erkeğin bilmemesi herhalde daha hayırlı.
Gülmüştüm tabi o parmağında oynattığı erkekler sırf bir kere versin diye yapıyorlardı muhtemelen. Alacaklarını aldıktan sonra da başka maceralara kucak açacaklardı.
Ama ülkemde verici hatunun gideri yok mu? Her zaman. Başka ülkelerde farklı mı? Değil. Motor kızları çapkın erkeklere benzetiyorum. İki cinsten de tiksiniyorum. Ama sevgilisiyle beraber olmak isteyen ve bunu insan gibi yaşayan kızlara/erkeklere bir şey diyemem. 25 yaşında bir kızın 18'den itibaren 7 senesi var. Biraz da kısmetsizse uzun süreli en az 7 ilişkisi olabilir bu kızın. 1 sene civarında da birisi onu paketi açmaya ikna etse düşün artık. Bir kere olduktan sonra zaten diğerlerinin bir önemi yok 1 aydan sonra da başlayacaktır. Hastalık falan kapmadıktan sonra orospu olmadıktan sonra varsın sevişsin bunun sayacı yok sonuçta.
Sanırım bekaretin bozulmasıyla ilgili bu parametreyi de düşünmek lazım. Böyle bir kızla genelde evleniyoruz. 2010'dan sonra evlenecek insanlar muhtemelen böyle bir kızla evlenecektir. Bunda yanlış bir şey yok ama kızın zarı diktirmesi ve erkeğin bilmemesi herhalde daha hayırlı.
0
istanbulda yaşayan bir kadın olarak;
"daha önce sevgilileri olmuş olabilir, aşık olmuş olabilir, o aşık olduğu kişiyle bir şeyler yaşamış olabilir, sonra olmamıştır-yürümemiştir, ayrılmışlardır..."
"oturup sanat da konuşacağim, derin konularda tartişmalara da gireceğim, disarida üst düzey bir ortamda yemege de katilacagim (...) guclu, yuksek bir is sahibi, iş kadini"
yüzlerce kadın tanıyorum. geçmişte belki 1 ya da 2 ciddi ilişkisi olmuş, cinsel birlikteliği onlarla yaşamış olan.
ama sizin o motorullahlardan hiç tanımıyorum. sizin çevrenizde bir sorun var. ortamınız yanlış. mekanlarınız yanlış. arkadaşlarınız yanlış. sanmışsınız ki tüm kadınlar öle. büyük yanılgı büyük hata.
çevreyi değiştirin.
"daha önce sevgilileri olmuş olabilir, aşık olmuş olabilir, o aşık olduğu kişiyle bir şeyler yaşamış olabilir, sonra olmamıştır-yürümemiştir, ayrılmışlardır..."
"oturup sanat da konuşacağim, derin konularda tartişmalara da gireceğim, disarida üst düzey bir ortamda yemege de katilacagim (...) guclu, yuksek bir is sahibi, iş kadini"
yüzlerce kadın tanıyorum. geçmişte belki 1 ya da 2 ciddi ilişkisi olmuş, cinsel birlikteliği onlarla yaşamış olan.
ama sizin o motorullahlardan hiç tanımıyorum. sizin çevrenizde bir sorun var. ortamınız yanlış. mekanlarınız yanlış. arkadaşlarınız yanlış. sanmışsınız ki tüm kadınlar öle. büyük yanılgı büyük hata.
çevreyi değiştirin.
0
Eline erkek eli değmemiş % 1
Oral & Anal yapmış bakire % 35
Her türlü muamele-motor % 25
Bakire değil ama motor da olmamış % 24
Bakire ama emişme sonsuz % 15
Oral & Anal yapmış bakire % 35
Her türlü muamele-motor % 25
Bakire değil ama motor da olmamış % 24
Bakire ama emişme sonsuz % 15
0
okuyunca cidden hak verdim(adam soru sormuş gerçi neye) bence kibarca şunu sormuşsun kafası kafama uygun kız var mıdır çünkü onla bunla yatıp kalkan kızların kafasından bence şüphe edilir. benim çevremde de bu çeşit kızlar var hatta arkadaşlarımdan duyduklarım daha da fena şeyler.
ayrıca 1 senelik ilişki çok zor bence kızlar daha çok 1-2 çıkıp istediğini alıp gerisini sepet havası yapmakla meşgul ilginçtir ki bunu yaparken bile ben ona aşığım diyen var, eski sevgilisi aklındayken aklından çıkmamışken başka biriyle paşa paşa ilişki yaşayan var sonra o eski sevgilisi bi selektör yaptığı anda o adamı sepetleyen kızlar var.
bence arkadaş bunları bunun gibi şeyleri göre göre tiksinmiş bu çeşit kızlardan. haklı olduğunu düşünüyorum.
ayrıca 1 senelik ilişki çok zor bence kızlar daha çok 1-2 çıkıp istediğini alıp gerisini sepet havası yapmakla meşgul ilginçtir ki bunu yaparken bile ben ona aşığım diyen var, eski sevgilisi aklındayken aklından çıkmamışken başka biriyle paşa paşa ilişki yaşayan var sonra o eski sevgilisi bi selektör yaptığı anda o adamı sepetleyen kızlar var.
bence arkadaş bunları bunun gibi şeyleri göre göre tiksinmiş bu çeşit kızlardan. haklı olduğunu düşünüyorum.
0
appdata
selamlar, sozlukteki nick'im de "appdata"...ben caylaktim ve sirami bekliyordum, yaklasik 60.000'lerden 2 yil icinde yavas yavas geldi siram...son 15 gundur finallerdeydim ve internetim kapaliydi, odamda kitaplarin icine gomulmus haldeydim..internete simdi girdim ve sozluge baktim... log-in olamiyor
selamlar, sozlukteki nick'im de "appdata"...
ben caylaktim ve sirami bekliyordum, yaklasik 60.000'lerden 2 yil icinde yavas yavas geldi siram...
son 15 gundur finallerdeydim ve internetim kapaliydi, odamda kitaplarin icine gomulmus haldeydim..
internete simdi girdim ve sozluge baktim... log-in olamiyorum.. abimin hesabindan kimdir nedir'ime baktik.. "çaylak - leyla" gorunuyorum..
sanirim yazarlik için onay siram geldi 2 yilda taaa 60.000'lerden, 10 entry'm içinde legal olmayan entry'ler vardi, lanetli oldum bir hafta, sonra entry'ler edit'lenmeyince leyla yapildim...
tabi final doneminde oldugum icin de lanetli yapilip entry'lerimi duzenlemem istendiginden haberim olmadi...
(bunlar benim tahminim, sebep baska olabilir tabii ki)
simdi yazik degil mi 2 yildir bekledigim sureye!!
reva mi simdi bu? :(
ne yapilmasi gerekiyor bu durum icin?
ben caylaktim ve sirami bekliyordum, yaklasik 60.000'lerden 2 yil icinde yavas yavas geldi siram...
son 15 gundur finallerdeydim ve internetim kapaliydi, odamda kitaplarin icine gomulmus haldeydim..
internete simdi girdim ve sozluge baktim... log-in olamiyorum.. abimin hesabindan kimdir nedir'ime baktik.. "çaylak - leyla" gorunuyorum..
sanirim yazarlik için onay siram geldi 2 yilda taaa 60.000'lerden, 10 entry'm içinde legal olmayan entry'ler vardi, lanetli oldum bir hafta, sonra entry'ler edit'lenmeyince leyla yapildim...
tabi final doneminde oldugum icin de lanetli yapilip entry'lerimi duzenlemem istendiginden haberim olmadi...
(bunlar benim tahminim, sebep baska olabilir tabii ki)
simdi yazik degil mi 2 yildir bekledigim sureye!!
reva mi simdi bu? :(
ne yapilmasi gerekiyor bu durum icin?
0
2 yil sira beklemissin ama entrylerini duzeltmemissin ve niye leylayim diyorsun :)
yapilacak bir sey yok abicim cunku kendi kendine parmak atmissin sen, gecmis olsun.
yapilacak bir sey yok abicim cunku kendi kendine parmak atmissin sen, gecmis olsun.
0
giriş yapamıyor musun yoksa girince işte bunu düşünmemiştik 0 empty mi yazıyor? öyleyse uçurulmuşsun, öyle değilse başka bi durum olabilir.
0
