Giriş
(2)

grup vitamin - entelim nereden esinlenmiş?

Apocalypse
bazı bilinen şarkıların parodilerini yaptıklarını biliyorum ama entelim şarkısı da böyle mi merak ediyorum. bilen beri gelsin. yoksa kendilerinin bestesi mi direkt.teşekkürler.şarkı: https://www.youtube.com/watch?v=kr4YWE0IPSg
bazı bilinen şarkıların parodilerini yaptıklarını biliyorum ama entelim şarkısı da böyle mi merak ediyorum. bilen beri gelsin. yoksa kendilerinin bestesi mi direkt.

teşekkürler.

şarkı: www.youtube.com
0
Apocalypse
(15.03.20)
Yok bu şarkı kendi besteleri.
0
etna
(15.03.20)
azucar moreno:ahora o nunca
0
tylolhot
(15.03.20)
(6)

bedelli askerlik

solomon
yine başladılar ateşin altına odun atmaya. bedelli çıkıyormuş. fakat 35 yaş üzerine. çıkar mı sizce bu bedelli? benim gibi bekleyen kimler var?
yine başladılar ateşin altına odun atmaya. bedelli çıkıyormuş. fakat 35 yaş üzerine. çıkar mı sizce bu bedelli? benim gibi bekleyen kimler var?
0
solomon
(08.09.11)
çıkmaz
0
try again fail again fail better
(08.09.11)
bekleyen çok hatta çıkar ama 35 ne lan?
0
manuginobili
(08.09.11)
bi de haberde demişler ki 35 üstü olacak 200 bin kişi faydalanacak. 35 ve üzeri bekleyen 200 bin kişi varsa o zaman 3-5 milyon kaçağımız vardır herhalde. bir saçmalık var bu işte.
0
🌸solomon
(08.09.11)
çıkmaz. çıkmayacak.
0
bitter cikolata
(08.09.11)
yıllardır böyle bir baskı var türkiye'de.bu bedelli askerlik bugün çıkmazsa bile yarın muhakkak çıkacaktır.çünkü bunu çeşitli nedenlerden dolayı bekleyenler var.bu taleplere kimsenin kulak tıkayacağını zannetmiyorum.öyle yada böyle türkiye'de gizli bir ekonomik kriz var.ve bu parasal anlamda bir ihtiyaç doğuracaktır.bedelli askerlik çıkacaktır mutlaka.fakat ne tür bir hukuki altyapısı olur bekleyip göreceğiz.herhalde 35 yaş ve üstü için mutlaka düzenleme yapılacaktır.
0
tylolhot
(08.09.11)
sözlükteki başlıkta da yazıyor aslında. son bedelli 99'da çıktı, 35'in üzerinde olan ve askerliğini yapmamış kaç kişi olabilir ki?
0
manuginobili
(08.09.11)
(12)

felsefe kitabı önerir misiniz?

bullet-toothh
selam, ilk defa felsefe okuyacak bir mühendis adayına kitap olarak ne önerirsiniz?
selam, ilk defa felsefe okuyacak bir mühendis adayına kitap olarak ne önerirsiniz?
0
bullet-toothh
(23.11.10)
yeni başlıyorsanız sofi'nin dünyası...
0
ruhibirbanyo
(23.11.10)
sofinin dünyası sonra bi de nietzsche ağladığında ohh mis...
0
alss
(23.11.10)
felsefeye giriş: hikmetin yapıtaşları
amerikada ve dünyanın çeşitli yerlerindeki başlıca felsefe ders kitaplarından
0
alidesidero
(23.11.10)
küçük prens
0
freebird5406
(23.11.10)
biraz daha felsefe tarihini anlatan kitap ne olabilir?
0
🌸bullet-toothh
(23.11.10)
Kant'la baslamani salik veririm
0
porcupinestrike
(23.11.10)
uğur felsefe öğreniyor diye bir kitap vardı. isim dandik, ama felsefeye yeni başlayan birine gayet de sempatik şekilde anlatmış yazar amca. çok hoştu. ilk adım için birebir. diğer kiştaplar ağır ve çok soyut kalır bence tanışma için.
0
lovemyself
(23.11.10)
Felsefenin Temel İlkeleri
0
anki06
(23.11.10)
Felsefeye sıfırdan giriş yapacaksanız felsefenin tarihini veya metodolojisini öğrenmeniz en sağlıklısı olur. Okuma kolaylığı ve genel bakış açısı olarak Server Tanilli'nin "Yaratıcı Aklın Sentezi"ni öneririm. Eğer Felsefe tarihini, akımlarını, hangi filozofun genel olarak ne dediğini öğrenmek istiyorsanız -ki felsefeye giriş için en doğru yol budur- Ahmet Cevizci'nin "Felsefe Tarihi" adlı eserini öneririm. Yalnız o kitap 1600 sayfa civarındadır. Oku oku bitmez. Yine de kanaatimce Türkçe'deki en en en en iyi kaynaktır.
Felsefe okumaya tek bir filozofla başlanmaz. Sokrates öncesi doğa felsefesinden tutun da, Antik Yunan felsefesine, patristik felsefeden, islam felsefesine, skolastiklerden modern çağın ilk temsilcilerine, aydınlanmadan idealizme kadar sayısız akım ve filozof vardır. Bunları okumadan, insanlığın kollektif bilincinin nasıl damla damla biriktiğini doğrusal bir zaman çizelgesinde gözlemlemeden, okumadan, ne Marx'ın materyalizmini ne de Nietzsche'nin varlık görüşünü hakkıyla anlamak mümkün olur. Madem heves ettiniz baştan sona konuyu genel hatlarıyla alan bir eser okuyup, daha sonra ilginizi çeken akım veya filozoflara yönelin derim naçizane. Size hitap etmeyen düşünürlerle boşuna vakit kaybetmeyin. Ben öyle yaptım. Çok da faydasını gördüm.
0
don toblerone
(23.11.10)
bertrand russell- a history of western philosophy.
0
migelo
(23.11.10)
(bkz: camus)
0
.aylin.
(23.11.10)
Wilhelm Weischede-felsefenin arka merdiveni
0
tylolhot
(23.11.10)
(3)

turkce muzik

calaquendi
duyuru ahalisi, sizce turkiye de ne tarz muzikler dinleniyor merak eden yabanci insanlara ne dinletmek vaciptir?tarkan kiss kiss ve sertab erener everyway that i can disinda bisey gelmedi aklima simdi birden dusununce?
duyuru ahalisi, sizce turkiye de ne tarz muzikler dinleniyor merak eden yabanci insanlara ne dinletmek vaciptir?
tarkan kiss kiss ve sertab erener everyway that i can disinda bisey gelmedi aklima simdi birden dusununce?
0
calaquendi
(19.11.10)
İlla İngilizce dinletme gibi bir zorunluluk yoksa, Türkçe dinletebilirsin. Hem bu çoğu yabancının da hoşuna gider. Mesela bizim İspanyol bir arkadaş Hande Yener bağımlısı olup gece gündüz Romeo falan dinliyordu. :)
0
tolgabeen
(19.11.10)
erkin koray'ın yaptığı çalışmaları dinletirsen daha bir güzel olur.
0
tylolhot
(19.11.10)
Merak eden yabancı insanın müzik kültürü ne düzeyde, neler dinliyor?
0
sourlemonade
(19.11.10)
(2)

yılmaz güney'i anlatan en iyi kitap hangis?

hickork
yılmaz güney'i ve hayatını anlatan kitap hangisi sizce?
yılmaz güney'i ve hayatını anlatan kitap hangisi sizce?
0
hickork
(19.11.10)
en iyisi mi bilmiyorum ama epey emek harcanarak yazıldığı belli olan, (ailesi yakınları, arkadaşlarının ağzından yılmaz güney anlatılıyordu) yasan kıyafet'in mahpus yılmaz güney kitabını okuyup, beğenmiştim.
0
baldur
(19.11.10)
nihat behram'ın ''Yılmaz Güney'le Yasaklı Yıllar''kitabı çok iyidir.Yılmaz Güney'le alakalı bilinmeyen şeyleri öğrenebilirsiniz.ayrıca turhan feyizoğlu'nun bir çirkin kral yılmaz güney kitabı'da fena değildir.
0
tylolhot
(19.11.10)
(1)

genel sağlık sigortası

migelo
nedir bu işin aslı? herkes sigortalı olacak deniyor ama her ay da belli bir para yatırmak gerekiyormuş falan. ne zamana kadar süresi? peki yaptırmazsak ne oluyor?bu arada üni. den yeni mezun oldum. çalışmıyorum.
nedir bu işin aslı? herkes sigortalı olacak deniyor ama her ay da belli bir para yatırmak gerekiyormuş falan. ne zamana kadar süresi? peki yaptırmazsak ne oluyor?

bu arada üni. den yeni mezun oldum. çalışmıyorum.
0
migelo
(28.10.10)
aşağıda söyledğiniz yasa tasarısı 2012 yılına ertelendi.tabii bence böyle bir yasayı imkan yapmalarının imkanı yok gibi.çünkü bu kadar çok yoğun işsizlğin yaşandığı bu ülke'de herkesin ''özellikle de işsiz kesimin'' her ay para yatırması zor.zaten akp'de seçimde oy kaybetmekten korktuğu için bu tasarıyı geri çekmiş bulunuyor.
0
tylolhot
(29.10.10)
(11)

göçebe hayatı

biseyler
bunları buraya bi yerde kendimle yüzleşmek adına yazıyorum. yaşım 22, iki üni bitirip master yapmış, türkiye'nin en iyi bankalarından birinde yönetici pozisyonunda çalışan bir anne ile meslek yüksek okulu bitirdikten sonra ticarete atılmış, tekstil ile uğraşan esnaf bir babanın oğluyum.ailem ben 1 y
bunları buraya bi yerde kendimle yüzleşmek adına yazıyorum. yaşım 22, iki üni bitirip master yapmış, türkiye'nin en iyi bankalarından birinde yönetici pozisyonunda çalışan bir anne ile meslek yüksek okulu bitirdikten sonra ticarete atılmış, tekstil ile uğraşan esnaf bir babanın oğluyum.

ailem ben 1 yaşına bile girmeden boşanmışlar. ikisini neredeyse bir arada hiç görmedim, o yüzden bunun özlemini çektiğimi sanmıyorum, onu da belirteyim. zaten aralarında uçurum derecesinde bir yaş farkı var.

hayatımın büyük bölümünü babamın yanında geçirdim. benden 35 yaş büyük. ticari zekası felaket yüksektir. girişkendir, cesurdur, girdiği ortamda lider olur. eli açıktır. ama felaket sinirli birisidir. denenmemişi denemeyi, risk almayı sever. temizlik konusunda neredeyse hastadır. hani kadına evi temizletir, sonra beyaz çorap giyip evde dolanıp çorabın altına bakar, o derece. olmadık şeylere beklenmedik reaksiyonlar verebilir. çocukluğumun bir kısmında ara ara babamdan dayak yediğim de olmuştur bu temizlik konusunda ama babam her daim üzerime titremiş, ilgisini hiç esirgememiştir. ha, kaç kere oturup karşılıklı konuştuk ya da ne kadar beni dinler? babamla ilişkimizin büyük bölümünde hep fikir ayrılıkları oldu ve genelde kavga ile geçti.

6 yaşına kadar anneannemle kaldım, annem 17 yaşında evlenip 18'inde boşanınca sınava girip uludağ üniversitesi bilgisayar mühendisliğini kazandı ve okumaya gitti. babam o ara neredeydi, bilemiyorum. ancak 6-7 yaşına kadar bi gün babamda, bi gün anneannemde, bi gün babaannemde kaldığımı hatırlıyorum sadece. sonra bir gün babam geldi ve "gidiyoruz" dedi. başka biri ile evlenmişti. evlendiği kişiyi ilk orada gördüm.

babamla birlikte yaşamaya başlayınca benim için o dönem neler değişti açıkçası tam olarak bilmiyorum. bu arada okula başladım ve babam geç saatlere kadar çalıştığı için günümün büyük bölümünü evlendiği kişi ile geçirmeye başladım. kadınla iletişim neredeyse olanaksızdı. evlenene kadar evinden çıkmamış, ilkokul terk, ev işini asli görevi olarak bilmiş ve yalan rüzgarı dizisi dışında sosyal hayatı olmayan bir kadındı. ilkokul terk derken kesinlikle onu küçümsemiyorum ama daha 2. sınıfa giderken günümün büyük kısmını geçirdiğim insanla aramızda neredeyse hiçbir ilişki kalmamışsa, ondan sorup öğrenebileceğim birşey kalmamışsa ona ne kadar saygı gösterebilirim ki? çocuk aklıyla hemde?

bu arada babamın işleri felaket iyiye gitti, oturduğumuz semtten yaşayış şeklimize kadar herşey bi anda değişti. ilk ve orta okulu kolejlerde okudum ancak bu 8 senelik süre zarfında 7 okul değiştirdim. nedeni ya taşınmamız ya babama birilerinin daha iyi okul tavsiye etmesi ya da ne bileyim benim öğretmenlerimin haylaz olduğum konusundaki şikayetleriydi. aslında hep iyi öğrenciydim ama babam hakkımda küçücük bişey duysa yeni bi okulda yeni bir başlangıç yapmam gerektiğine inanıyordu sanırım.

krizin patlak verdiği günlerde babamın işlerinde de aynı oranda düşüş oldu. ancak buna karşın babamın hareketlerinde de değişiklikler baş gösterdi. eve olmadık saatlerde gelmeye, bazen hiç gelmemeye başladı. geldiğinde de eşi ile kavga ediyorlardı zaten. o eve gelmediğinde kadınla birlikte kalmak zorunda kalıyorduk ki bu benim için gerçekten azap gibi birşeydi.

eve gelmediği günlerden bigün beni aradı ve benimle erkek-erkeğe konuşmak istediğini söyledi, orta sondayım o sıralar. çıktık, geziyoruz. "seni biri ile tanıştıracağım" dedi ve görüşlerimi öğrenmek istediğini söyledi. tanıştırdığı kişi tahmininiz üzere bir bayandı ama yabancı uyruklu birisi. evlendiği kadının aksine ultra sosyal, her konuda bir görüş belirtebilen, girişken falan biri. ne kadar iyi niyetli açıkçası hala bilemiyorum.

bu arada eski sovyet ülkelerine ticarete başladık ve babam evli olduğu kadınla boşanmaya karar verdi. kadını da ortada bırakmadı tabi, ona iki ev bıraktı ne bileyim emekli olana kadar bütün primlerini ödedi vs vs. yeni bir ev tuttuk ve bu sefer ben-kadın-babam yaşamaya başladık. farklı kültürler tabi, pek hoşuma gitmedi bu yeni yaşam açıkçası.

o sıralar liseye başladım ve hayatımda ilk kez bir devlet okulunda bulundum. ortama daha ayak uydurmaya çalışırken babamın eski sovyet ülkelerindeki ticareti hızla gelişti ve herşeyi bırakıp orada yaşamaya karar verdi. ben buna şiddetle karşı çıktım, türkiye'den ayrılmak istemediğimi belirttim. babam pek iplemedi tabi. felaket kavgalar etmeye başladık bu konuda ama babam karar vermişti bi kere. 1-2 kere evden kaçıp anneanneme gitme girişimlerim dahi oldu bu süreçte. liseyi bıraktım, bastık gittik rusya'ya.

orada 7 ay kaldım ve hiç okula gitmedim. açıkçası çokta sevmedim. tek arkadaşım internet cafenin güvenliği ve mağaza çalışanlarıydı. bütün gün ya internet kafede ya da boş boş gezerek takılıyordum. babama böyle yaşamayı sevmediğimi defalarca belirttim ama pek iplemedi. sonra bigün mağaza çalışanlarından bir kız ile bir yakınlaşmamız oldu. ben kızın benden hoşlandığını sandım, gerçi aramızda 10 yaş falan vardı ama umut işte. meğer hatun babamla yakınmış, bana da o yüzden ilgi gösteriyormuş... tabi babam kızın telefonunda benim iyi geceler mesajlarını ya da onun mesajlarına attığım cevapları falan görünce kudurmuş. bana pek bişey belli etmedi ama "sen tr'ye git, orada yaşa istersen" dedi. "peki" diyebildim.

türkiye'ye döner dönmez anneannemle yaşamaya başladık. anneannem akademi mezunu, bir devlet kurumunda yıllarca müdürlük yapmış, iki yabancı dil bilen son derece sosyal ve modern bir kadındır. 30 yıldır aynı yerde oturur. açıkçası göçebe hayatından düzenli hayata dönünce yine bi afalladım. bi süre sonra anneannemle anlaşamamaya başladık. ben daha 15-16 yaşındaydım, gezmek tozmak falan istiyordum. o ise okuldan eve gelip ders çalışmamı, sonra yemek yiyip 8 olmadan yatmamı uygun görüyordu. bu arada annem kendi başına yaşadığı için onunla da haftasonları anneannemi ziyaretleri sırasında görüşüyorduk. uzatmıyayım anneannem benimle yaşamak istemedi, uymuyorduk birbirimize. hayatının büyük bölümünü yalnız geçirmiş, yaşlı ve kendine göre düzeni olan bi kadındı.

annemle yaşamaya başladık. o zamana kadar annemle hiç yaşamamıştım açıkçası. annem babamın aksine bana karşı çok ilgili olmayan, sevgisini pek göstermeyen ve babamdan ayrıldıktan sonra yıllarca yalnız yaşamış; hep idealleri uğruna gitmiş bi kadın. soğuk biri olduğunu bile söyleyebilirim. eğitimin önemine inanır her daim. yıllarca babamla kurallar zinciri içerisinde yaşamışken, eve 10 dakika geç gelsem hesap verme zorunluluğu içindeyken annemle felaket bir serbetiye geçtim. hani eve günlerce gelmesem "neredesin" diye bir arar ya da aramaz.

1 sene böyle boşa harcadıktan sonra tekrar liseye başlama zamanım geldi, ancak babam rusya'ya giderken gidip tasdiknamemi almış; bir daha türkiye'ye dönmeyeceğimi belirtmiş. ya açıköğretim ya da akşam lisesi okuyacaktım, başka alternatif kalmamıştı. akşam lisesine kayıt oldum. 70 yaşında adamlarla-40 yaşında kadınlarla liseyi bitirdim. devam zorunluluğu dahi yoktu ama ben gittim.

liseyi bitirdikten sonra öss'ye girdim. öss sürecinde ne dershaneye gittim, ne sınava hazırlandım. hatta sınava bile 30 dakika geç girdim. gözetmen kadının "oğlum, 30 dakika gecikmişsin" derken gözlerindeki telaşın milyonda biri bile yoktu bende. böyle bir hayat yaşadıktan sonra fena sayılmayacak bir puan aldım. açıkçası barajı bile geçeceğimi sanmıyordum sınava girerken. puan fena değildi ama tercihler sonunda salak saçma, son tercihim bi yere düştüm. niğde'ydi sanırım. gitmedim tabi haliyle. açıkçası ne olmak istediğimi bile bilmiyordum, pek bi idealim olmamıştı yaşam boyu. "tercihi neye göre yaptın?" derseniz onu bile ben yapmadım, annem oturdu kendince yazdı.

tr'de üni yolu kapanınca yurtdışında okuma olayını araştırdım. babam zaten uzak olduğu için her konuda kolay kafalanıyordu. zaten ayda bi kere telefonla konuşuyorduk, hepsi o. ihtiyaçlarımı soruyor, elinden geldiğince anında gideriyordu. annem ise "hayat senin, ne istersen onu yap" yapısındadır. konuşma gereği bile duymadık. "ben şuraya gideceğim" dedim, "peki" dedi. hepsi bu.

atladım, buraya geldim. annemin tavsiyesi ile bilgisayar mühendisliği okumaya başladım. ilk sene sorunsuz geçti, zaten burada kimseyi sıkmıyorlar. 5. sınıf tıp okuyup ingilizce bilmeyen adamlar var, rahat bir ortam. yine de bişeyler öğrenmeye çalıştım ve ortalama bi öğrenci olarak geçip gittim. şimdi ikinci sınıftayım ve okul nokta kadar sikimde değil açıkçası. 4 işlem matematik bilgimle mühendis olacam ya, ona gülüyorum.

ailemle idealim olmaması üzerine konuşmaya çalıştım. babam daha sonunu bile dinlemeden "okulu bırak, gel burada sana mağaza açalım" dedi; annem ise "oku, yakında orada şube açacağız seni şube müdürü yaparız, hayatın kurtulur" nasihatında bulundu. ulan iyide benim zaten geleceğe dair bi kaygım yok ki? hani neden bilmiyorum, "neye güveniyorsun?" deseniz onu da bilmiyorum.

velhasıl çok uzattım ve çok klişe olacak ama kendimi rüzgarda oraya-buraya giden bi yaprak gibi hissediyorum. çok sosyal biriydim bi zamanlar, şimdi insanlarla göz teması kurmaya bile korkuyorum. dikkat ettiyseniz bu kadar yazdım ama bi kere bile "arkadaş" demedim çünkü düzenli bi arkadaşım hiç olmadı belkide. arkadaşı bırak anneanne dışında doğru dürüst akraba ilişkim bile yok, babamın kendi tarafı ile arası pek iyi değildir çünkü. "senin sorunun ne dostum, herşeyin var işte" diyecekler olabilir.

kendimi bildim bileli mutsuzum, hiçbir şeyden zevk almıyorum ve bunun nedenini de bilmiyorum. hayatta umursadığım hiçbir şey yok. bir hobim bile yok, belki arada fenerbahçe maçlarını izlemek. gerçi aragones-daum-aykut kocaman üçlüsünden sonra o da ızdırap haline geldi. :) durduk yere salak saçma şeylere sinirlenip salak saçma şeylere ağlıyorum. hatta olabildiğince yalnız kalmaya çalışıyorum, herkesden kaçıyorum. kimseye karşı bişey hissetmiyorum, duygusuzluk gibi.

sizce benim sorunum ne? rahat batıyor demeyin, sokayım böyle rahata.
0
biseyler
(23.09.10)
kendi sorunlarının farkında olan biri olduğun belli..bu yüzden bir psikoloğa danışmanda fayda olduğunun farkındasındır..bir iki hobi edinmeye çalışırsan kurslara katılarak falan arkadaş edinirsin ve sosyalleşirsin..yalnız başına olduğunda herhangi bir sorun bile daha ağır, olduğundan daha büyük gözükebilir.aile bakımından şansızsın tamam ama bunun tüm yaşamına yayılmasına izin verip vermemek senin elinde ve görünen o ki sen buna pek izin vermemişsin..sosyalleşmeye çalış arkadaş edin konuşabileceğin dostların olsun aşık ol..hayatı daha katlanılır kılan şeyler bunlar bence..
0
birbilsem
(23.09.10)
akıcı yazıyorsun tebrik ederim. edebiyat dergilerinde şansını deneyebilirsin.
0
peki
(23.09.10)
anne babasız büyüyen birisi olarak diyeceğim belki birçok şey var ama cümlelere dökülmez :)
tebrik edilesi yazmışsın... duygulandırdın bizi
0
.aylin.
(23.09.10)
o kadar iş güç arasında oturdum okudum valla. bence de akıcı yazıyorsun, okutabiliyorsun yazdıklarını. sorunun, 'anlam' üzerine olabilir.
oruç aruoba'nın 'hani' adlı kitabını okumanı önerebilirim.
0
kuytu
(23.09.10)
yuh ilk defa çok uzun bir metni biri bana okuttu. bu kadar mı iyi anlatılır ve betimleme yapılır.
0
istanbull
(23.09.10)
bu hikayeden muhteşem bir dizi-film çıkabilir.ayrıca harika bir küçük burjuva hikayesi.bunları yazarken dalga geçmiyorum.tıpkı kafka'nın 21.yüzyılda'ki uyarlaması olabilir.dostum bu hikayeni kesinlikle edebi bir biçimde yaz.ayrıca kafandakileri dağıtmış olursun.ve bunları yayınlat muhakkak.bu hikayenle binlerce insanın hislerine tercüman olabilirsin.çünkü türkiye'de 500.000'e yakın insan senin durumında.tıpkı evlenip boşanmış sonrada çocuğunu iplemeyen kişiler.kesinlikle bunları yaz ve yayınlat....
0
tylolhot
(23.09.10)
Çok büyük adam olacaksınız. Cidden, çok samimi söylüyorum bunu.
0
johan sebastian
(23.09.10)
bence sorunun sevgisizlik. hiç arkadaş demedim demişsin ya senin kim olduğunu önemsemeyecek muhabbet etmekten zevk alacağın buraya nick altında yazdığın şeyleri doldu dolu anlatabileceğin bir kaç dost edinmeye çalış. sonrasında yolunu çizersin zaten..
0
ryu
(23.09.10)
sevgisizlik, ilgisizlik. aslında "aile" olarak nitelendirilen kavramın senin hayatında hiç olmayışı. sen ebeveynlerin olmaya çalışıpta aslında gerçek anlamda olamamış kişilerin sinirlendiğin kızdığın huylarını taklit etmeden aslında olması gerektiği gibi davranarak bir aile kurup tatmadığın mutluluğu sevgiyi onlara gösterip onlarda aldığında pek bir sorunun kalmayacaktır.

o zamana kadar istiyorsan güvendiğin biri ile yada bir psikolog ile düşüncelerini paylaşabilirsin, dertleşebilirsin.

(en yüzeysel en geniş şekilde bunlar senin sorunun)
0
pposeidon_1
(23.09.10)
Tek sorunun arkadaşın olmaması sanırım. Arkadaş edin işte. Bir de şanslı olduğun tarafları daha iyi değerlendir. Hiçbirşey yapmasan bile sana çok iyi bir iş vaadedecek bir annen ve baban var mesela...
0
ermanen
(23.09.10)
vakit ayırıp okuyan, cevap yazan, mesaj atan ve bir nebze de olsa yalnız olmadığımı hissettiren herkese teşekkür ederim. :)

sanatçı-edebiyatçı olayı bambaşka bişey bence. hani sosyoloji ve felsefe gibi konulara hakim olmak gerek. öteki türlü hıncal uluç'un spor yorumlamasından ne farkım kalır? hem sadece yaşam tarzı ile olsaydı üniversiteyi bırakan herkes bill gates ya da steve jobs olurdu. :) şaka tabi. velhasıl uzak geliyor bana, yıllarca bu alanda emek harcayan insanlara da ayıp olur gibi. (ahah, sanki başarımın garantisi var.) ama fikirleriniz karşısında bişeylere yeteneğim olduğunu düşündüm bi an için. belki bi blog açar, yıllar sonra yazdıklarıma bakar ve "nereden nereye" diye iç geçiririm, kim bilir. :)

@wishes: ilk sana söylüyorum, bu kıyağımı unutma. :) çinli ile ayrılmaya karar verdim ama daha kendisine söylemedim.

yarın ilişkimizin üçüncü ayı olacak ve buranın iyi yerlerinden birinde rezervasyon yaptırmıştık. bir-iki gündür pek konuşmuyoruz. bugün yemekten sonra yeni hobim olan bulaşık yıkama ile uğraşırken yanıma geldi ve yavşak yavşak(bu laf pek moda) "hayatımmm, bi sorun mu var? yoksa artık beni sevmiyor musun?" dedi, bişey demedim hatta kafamı bile kaldırmadım. "tatlım, uzun süredir konuşmuyoruz ve bişeyler varsa benimle paylaşmak istemez misin?" dedi kulağıma eğilip. "yarın akşam konuşuruz" dedim, "hem hava değişikliği ikimize de iyi gelecektir." :) yalaşap bi öpücük kondurdu ve gitti.

ben yemek ve bulaşıkla uğraşırken kendisi internetteydi. zaten eve 1'de geldi ve o saatten beri telefonla konuşmak, aynaya bakmak ve internette takılmak dışında bişey yapmadı. bilerek dünkü bulaşıkları mutfakta, çöpü kapının önünde bırakmıştım ama pek oralı olmadı. şimdi yemekten sonra ben geçince ikide bir gelip bakıyor falan, mesaj veriyor yani. "kalk ben oturacağım" demek istiyor, o yüzden şimdi kalkacağım ama yarından sonra olayların devamını mutlaka yazacağım. ahaha, kitle falan oluştu yav. harbiden götüm kalkacak. :)
0
🌸biseyler
(23.09.10)
(6)

Trip-Hop

portlek bocuk
Türkçe Trip-Hop yapılabilir mi? Daha önce yapıldı mı? Yapıldıysa örnekleyiniz. Soru 100 puan olup sınav süresi limitsizdir. Sınava istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.
Türkçe Trip-Hop yapılabilir mi? Daha önce yapıldı mı? Yapıldıysa örnekleyiniz. Soru 100 puan olup sınav süresi limitsizdir. Sınava istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.
0
portlek bocuk
(10.07.10)
aylin aslım'ın ilk albümü, umay umay'ın bir kısım şarkısı, mira, hayko cepkin'in ilk albümünü sayabiliriz.
0
merry shelly
(10.07.10)
tam olarak trip hop sayılmasa da ben yine de kim ki o demek istiyorum.
0
tepedeki psychedelic adam
(10.07.10)
ben dinlemedim ama sözlükte gökhan kırdar'ın bu tarzda "trip" adında bir albümü olduğunu okumuştum, türkçe sözlü müdür onu da bilemicem...
0
cisegu
(10.07.10)
n closer'dan dinliyoruz ''ben gibi''
0
kafadanbacakli
(11.07.10)
umay umay'ın ağzı boşuk aşk mektubu'ndaki bi çok şarkı olabilir mesela. özellikle ihanet, kalbi camdan, aşk mektubu pek benzeşir trip-hop'la.
0
the patient
(11.07.10)
gökhan kırdar'ın 1997 yılından sonraki çalışmalarının çoğu trip-hop'tur zaten.özellikle ethnotronix albümünü dinleyebilirsin(gerçi o enstrümental bir çalışma ama dinlemenizi tavsiye ederim.)bir de trip adlı albümü türkiye'de yapılmış en iyi trip hop çalışmasıdır.
0
tylolhot
(11.07.10)
(4)

euro 2016

sotw
şu euro 2016 kime verilecek sabahtan beri izliyorum. acayip heyecan yaptım, size de oldu mu? allam işallah biz alırız sübaneke dinimiz amin diye dua ediyorum manyak gibi.
şu euro 2016 kime verilecek sabahtan beri izliyorum. acayip heyecan yaptım, size de oldu mu? allam işallah biz alırız sübaneke dinimiz amin diye dua ediyorum manyak gibi.
0
sotw
(28.05.10)
umarım türkiye kazanır.ama sanki işi biraz zor gibi.fransa son aylarda turnuva ramazan'da olacak diye aklı sıra işi karıştırmaya çalışıp olayı kendi lehlerine çevirmek istiyorlar.bir de juriler umarım fransa'nın propagandalarına kanmaz.italya'nın pek şansı yok gibi ama belli de olmaz.
0
tylolhot
(28.05.10)
italya ve fransa'nın daha önce ev sahipliği yapmış olmasından dolayı şansımız yüksek gibi.
bi kaç köşe yazarı da böyle demiş bugün. olsun olsun bizim olsun.


not:
aha, hakaten ramazana denk geliyo lan hakaten. iftar çadırında bira içer bu gavurlar, yer yerinden oynar.
0
thefalloftekin
(28.05.10)
aldı da.
0
thefalloftekin
(28.05.10)
italya'ya 1 oy dahi çıkmaması seçim usulüyle ilgili de olabilir gibime geliyor. sanki ilk turda 1 ülke elenmiş de bu italya olmuş da olabilir. ayrıca turnuva için fransa favoriydi her yerde.
0
bykush
(29.05.10)
(8)

Trt deki gözlüklü sunucu

janbeckh
Bizimkiler görevimiz,tehlike,pazar 95,96 vs zamanında trt 1 de ana haber bültenini sunan gözlüklü hafif düz kafalı bi adam vardı ismini hatırlayan varmı.
Bizimkiler görevimiz,tehlike,pazar 95,96 vs zamanında trt 1 de ana haber bültenini sunan gözlüklü hafif düz kafalı bi adam vardı ismini hatırlayan varmı.
0
janbeckh
(18.01.10)
Mesut Mertcan?
0
sourlemonade
(18.01.10)
mesut ertugay
0
tylolhot
(18.01.10)
0
tcyx
(18.01.10)
evet, mustafa yolaşan ben de hatırlıyorum
0
meoww
(18.01.10)
Çetin Çeki.
0
oziwan
(18.01.10)
Hayır baktım hiçbiri değil. Mustafa yolaşan zaten değil o pazar95 adlı programı sunuyordu benim dediğim ana haber sunucusu
0
🌸janbeckh
(18.01.10)
mehmet alkas?
zafer kirazli?
0
fuchsite
(19.01.10)
yok baktım bunlarda değil ya ana haber olmayabilir bu arada ama kesinlikle haber sunucusuydu trt de o yıllarda :S
0
🌸janbeckh
(19.01.10)
(11)

ürpertici müzikler

jirki
böyle dinlerken insanın içini bi tuhaf eden, tüylerini diken diken eden müzikler arıyorum.. the x files theme song benzeri birşeyler olsun..
böyle dinlerken insanın içini bi tuhaf eden, tüylerini diken diken eden müzikler arıyorum.. the x files theme song benzeri birşeyler olsun..
0
jirki
(09.01.10)
orochimaru theme (iki farklı versiyonu var)
0
can see
(09.01.10)
ukde
(09.01.10)
diablo2'nin soundtracklerine bir bak istersen. matt uelmen besteci. içlerinden yarısı gerilimli.
0
eldrun
(09.01.10)
can atilla - 3. gece: şeytanla dans (mevlana için yaptığı albümünden)
0
yons
(09.01.10)
mike oldfield:tubular bells-sentinel
0
tylolhot
(09.01.10)
painkiller oyununun müziklerini bul derim.
0
baldur
(09.01.10)
twin peaks'in müziklerine de bakabilirsin. hatta (bkz: angelo badalamenti)
0
tepedeki psychedelic adam
(09.01.10)
Carlo Gesualdo - Aestimatus Sum (adını yanlış yazmış olabilirim, buna benzer bişeyler)
0
johan sebastian
(09.01.10)
chaud
(10.01.10)
Bir de schinider's listteki kemanlı parça
0
chaud
(10.01.10)
exorcist soundtrack - tubular bells diye geçiyo süperdir
0
metalon
(10.01.10)
(3)

çocuklara ingilizce öğreten seriler ?

black sabahat
2000'li yılların başında İngilizce eğitim furyası başlamıştı hatırlarsanız. Her gazete çocuklar için İngilizce eğitim kitapları verir, her kanal İngilizce eğitim dizileri gösterirdi çocuklar için.İşte, o furyayı başlatan kitap/dizi/animasyonu ve daha sonra kanal d'nin boş durmayıp yayına koyduğu çoc
2000'li yılların başında İngilizce eğitim furyası başlamıştı hatırlarsanız. Her gazete çocuklar için İngilizce eğitim kitapları verir, her kanal İngilizce eğitim dizileri gösterirdi çocuklar için.
İşte, o furyayı başlatan kitap/dizi/animasyonu ve daha sonra kanal d'nin boş durmayıp yayına koyduğu çocuk dizisinin adını arıyorum.

Ancak bir tek kanal d'ninkini hatırlıyorum. 3-5 kukla çocuk müstakil bi evde yaşıyodu. Birinin kıvırcık, kızıl saçları vardı, plastik çizmeler giyiyolardı. Bi gazete bunun kitabını da veriyodu hatta...

Neydi bunlar?
0
black sabahat
(11.12.09)
tots tv
0
tylolhot
(11.12.09)
sanırım ilk başlatan ozmo'ydu. atv-sabah tarafından.
www.aktifingilizce.com

kanal d'ninki ise: tots tv

sanırım böyle
0
22
(11.12.09)
yalnız çocuklara ingilizce öğreten serilerin başlangıcı türkiye gazetesinin verdiği "nasrettin hoca keloğlana ingilizce öğretiyor" setiydi. bu 2000'den de önceydi. hatta bu kitaplar sayesinde o zamanlar hatırı sayılır sayıda ingilizce kelime öğrenmiştim.
0
etna
(11.12.09)
(1)

uydu receiver problemi

tylolhot
merhabalar! sabah kalktığımdan beri uydu alıcısının problemiyle uğraşıyorum.uydu alıcısının ışıkları yanıyor ama 00:00 gibi bir rakam gösteriyor.tabii sonra bu 1,2,3 diye ilerliyor.tv ana merkezi uhf ayarlarından'dan da ayarlamaya çalışmamama rağmen yine'de ekrana alıcıyla ilgili herhengi bir görünt
merhabalar! sabah kalktığımdan beri uydu alıcısının problemiyle uğraşıyorum.uydu alıcısının ışıkları yanıyor ama 00:00 gibi bir rakam gösteriyor.tabii sonra bu 1,2,3 diye ilerliyor.tv ana merkezi uhf ayarlarından'dan da ayarlamaya çalışmamama rağmen yine'de ekrana alıcıyla ilgili herhengi bir görüntü ne geliyor ne gidiyor.acaba bunun arızası nedir?.ne yapabiliriz.yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim.
0
tylolhot
(24.11.09)
-tv'ye giden kablolar'ın hepsi takılı.
-on/off tuşlarına basmamıza karşın yine bir şey yok.
-zaten televizyon çok eski tip olduğu için scart çıkışı yok.başka bir kablo'yla görüntüyü sağlıyordu.
-av tuşuna'da bastım tık yok.
-resetleme seçeneği yok(bu arada cihazın ismi next-next-star 12500 fta plus
0
🌸tylolhot
(24.11.09)
(3)

Yerel Yönetimler Nedir?

guybrush threepwood
n.ş.a'da inşaat mühendisi olan bir çarşafçıyım. açıköğretimde öss'ye girmeden bir kaç bölüm okuma şansım varmış sanırım ve ben bu şansı değerlendirmek istiyorum. işletme, kamu yönetimi gibi 4 yıllık bölümler de mevcut ama ben öğrenci iken de düzenli ders çalışamazdım, şimdi hiç yapamam o işi. yerel
n.ş.a'da inşaat mühendisi olan bir çarşafçıyım. açıköğretimde öss'ye girmeden bir kaç bölüm okuma şansım varmış sanırım ve ben bu şansı değerlendirmek istiyorum. işletme, kamu yönetimi gibi 4 yıllık bölümler de mevcut ama ben öğrenci iken de düzenli ders çalışamazdım, şimdi hiç yapamam o işi. yerel yönetimler diye bir bölüm var, nedir ne değildir, ismi çok artist, 2 yıllıkmış, kasmadan okuyabilir miyim?

aldık diplomayı diyelim, ne olur bizden zabıta mı? belediye başkanı mı? muhtar mı?

okuyan eden bilen varsa?
0
guybrush threepwood
(09.10.09)
aöf yerel yönetimlerde 1.sınıfta matematik,iktisat türü dersler okutulur.2.sınıf'ta ise bütçe,yerel yönetimlerin sorunları gibi pratik hayatta pek karşılığı olmayan kuru ve oldukça teorik bilgiler okutulur.1.sınıfta belki biraz kasarsınız ama 2.sınıf'ı rahat bitirirsiniz.diplomayı aldığınız'da yerel yönetimlerde çalışmayı aklınıza pek getirmeyin derim(çünkü örgün öğrenimi bitiren yerel yönetim öğrencileri belediyelerde çalışamıyorlar.tabii arkanız önünüz varsa korkmayın!).tavsiyem odur ki illa aöf 2 yıllık okumak istiyorum diyorsanız yeni açılan bölümlere bir bakın derim.
0
tylolhot
(09.10.09)
yok hayır belediyelerde çalışmayı düşünmüyorum. her ne kadar süper memnun olmasam da kendi işim var, bir şekilde gidiyor. buna kişisel merak diyelim. yalnız işte maymun iştahlı bir yapım olduğundan eğer zor gelirse bırakırım.

zorlanırsam, mecbur olmadığım için de salla gitsin derim. öyle bir bölüm müdür onu merak ettim sadece. sanırım değil. kolayca okunabilecek gibi duruyor.
0
🌸guybrush threepwood
(09.10.09)
halkla ilişkiler oku çok basit :)
0
menon
(09.10.09)
(1)

Kelepir Cd Satan Mekanlar

hüdaverdi
İstanbul'da ucuza ikinci el cd satan mekanlar arıyorum. Özellikle rock/metal çatısı altında arşivi bulunan yerler olursa şahane olur. Bir de sıfır ama yine ucuza satan(en azından piyasaya oranla) mekanlar. Aradım,bulamadım,sizlere sorayım dedim.Mekanları hafif tarif ederseniz enfes olur,şimdiden sağ
İstanbul'da ucuza ikinci el cd satan mekanlar arıyorum. Özellikle rock/metal çatısı altında arşivi bulunan yerler olursa şahane olur. Bir de sıfır ama yine ucuza satan(en azından piyasaya oranla) mekanlar. Aradım,bulamadım,sizlere sorayım dedim.

Mekanları hafif tarif ederseniz enfes olur,şimdiden sağolun,varolun.
0
hüdaverdi
(03.09.09)
kadıköy akmar pasajı alt katta rock metal albümü satan mekanlar var oraya uğrayabilirsin.bir de beyoğlu aslıhan pasajın'da bulunan müzik mekanların bir ziyaret et.piyasa'nın altında geniş rock arşivlerini bulabilirsin.
0
tylolhot
(03.09.09)
(4)

rami

atmosphere
rami'de çalışan bir kişinin nerede ev tutması mantıklı olur. mecidiyeköyde otursa uzak mı olur?@light beamhep inanıyordum ki:)
rami'de çalışan bir kişinin nerede ev tutması mantıklı olur. mecidiyeköyde otursa uzak mı olur?

@light beam

hep inanıyordum ki:)
0
atmosphere
(21.08.09)
rami'de çalışıyorsan gaziosmanpaşa ve eyüp civarında evlere bir bak derim!.mecidiyeköy'e gidip gelmen aşağı yukarı 1-2 saatini alır.ve otobüs vb taşıtlarla gitmeye çalışırsan hayatın çekilmez olur.kendi araban varsa'da durum böyledir.
0
tylolhot
(21.08.09)
bence eyüp'te haliç manzaralı bir ev. araban varsa sütlüce de olabilir... sitede yaşamak istiyorsan kağıthane olabilir. nasıl bir ev ve çevre baktığına bağlı yani.
0
merhum
(21.08.09)
bayrampaşa, sultançiftliği, edirnekapı, fatih bunların hepsi şukela olur.
0
hayur
(21.08.09)
fatih olur ama fatih'de kiralar biraz yüksek. eyüp'te falan nispeten daha uygun ama oralar nasıldır pek bi fikrim yok.

p.s.ankara'nın sıkıcı olduğuna sonunda inandın demek :)
0
light beam
(21.08.09)
(1)

bu kitapları nasıl bilirsiniz? (ve yazarları...)

denizin kulleri
kürt dosyası (uğur mumcu)kürtler, pkk ve abdullah öcalan (bkz: ahmet cem ersever)kürt sorununu yeniden düşünmek (bkz: mustafa akyol)kürt dosyasını nasıl bilirsiniz diye soruşum içeriği hangi dönemi, ne kadar kapsıyor diye. yoksa u. mumcu'nun yaklaşımından kesinlikle bir şüphem yok.diğer kitaplar ve
kürt dosyası (uğur mumcu)
kürtler, pkk ve abdullah öcalan (bkz: ahmet cem ersever)
kürt sorununu yeniden düşünmek (bkz: mustafa akyol)

kürt dosyasını nasıl bilirsiniz diye soruşum içeriği hangi dönemi, ne kadar kapsıyor diye. yoksa u. mumcu'nun yaklaşımından kesinlikle bir şüphem yok.

diğer kitaplar ve yazarlar. nasıl bilirsiniz? konuyla ilgili olarak başka önerilebilecek kitap var mı?
0
denizin kulleri
(11.08.09)
uğur mumcu'nun kürt dosyası adlı eseri tamamlanamamış fakat bir o kadar'da değerli bir çalışmadır.kitap'ta apo'nun bilinmeyenleri ve atatürk döneminde doğuda-özellikle dersim'de- yapılmış devlet çalışmaları ayrıntılarına kadar anlatılmıştır.fakat mumcu bu değerli eseri tamamlayamadan-bence eserden rahatsız olanlarca-öldürülmüştür.kitabı genel olarak tavsiye edebilirim.kürt çalışmalarıyla ilgili kaynak eserdir.cem ersever'in kitabı ise genel hatlarıyla birazcık hamasi bir dille yazıldığı için soner yalçın varidir.yalçın küçük ve soner yalçın'ın dilini seviyorsan sıkmaz.mustafa akyol'un eserleri ise birazcık akademik olduğu için okuması lezzetli fakat bir o kadar kılçıklı balığı yemeye benzer.akyol bu kitabında kürt sorununda farklı perspektiflerle bakmış.olayların detaylarına çok fazla sirayet etmeden çözüm yolları sunmaya çalışmıştır.eser liberal bakış açısıyla yazılmıştır.bir 4.eser'de okumak istiyorsan hasan cemal'in kürtler kitabı'da ve ayrıca saygı öztürk'ün ismet paşa'nın kürt raporu'da adeta ''tadında yenmez''eserlerdir.
0
tylolhot
(12.08.09)
(1)

star spor

synche
star ana haber'den sonra spor haberleri veriliyor ardından reklama girmeden takımınızın haberlerini ilk siz duyun gibi bir sms reklamı var.. reklamda gs,bjk,fb geçiyor.. orada çalan müziği arıyorum.. şimdiden teşekkürler..
star ana haber'den sonra spor haberleri veriliyor ardından reklama girmeden takımınızın haberlerini ilk siz duyun gibi bir sms reklamı var.. reklamda gs,bjk,fb geçiyor.. orada çalan müziği arıyorum.. şimdiden teşekkürler..
0
synche
(05.08.09)
prodigy :mindfields
0
tylolhot
(06.08.09)
(1)

tarkan'ın eski şarkılarına dair...

simultane eksi oy veren ibne
tarkan'ın ölürüm sana, biz nereye dışında rock ağırlıklı şarkıları var mı, varsa neler?
tarkan'ın ölürüm sana, biz nereye dışında rock ağırlıklı şarkıları var mı, varsa neler?
0
simultane eksi oy veren ibne
(01.08.09)
Gecemin Ürkek Kanatlarında'yı bir dinle derim.
0
tylolhot
(02.08.09)
(1)

yabancı şarkı

gökhankaratur
arkadaşlar şarkıyı en son gecenlerde bi radyoda dinledim ve ondan önce 7 sene oluyo şarkının nakaratı "yalal yala yala yala" şarkıyı siyahi olan bir ablamız soluyor yanı en azından bunu hatırlıyorum lutfen yardımcı olun bulursanız benı 7 senelık bı ızdırptan kurtaracaksınız. Sanki 7 senedir hapisane
arkadaşlar şarkıyı en son gecenlerde bi radyoda dinledim ve ondan önce 7 sene oluyo şarkının nakaratı "yalal yala yala yala" şarkıyı siyahi olan bir ablamız soluyor yanı en azından bunu hatırlıyorum lutfen yardımcı olun bulursanız benı 7 senelık bı ızdırptan kurtaracaksınız. Sanki 7 senedir hapisanedeyim ve "af" bekliyormuş gibiyim.
0
gökhankaratur
(24.07.09)
Tourment D'amour :africanism
0
tylolhot
(24.07.09)
(2)

Michael'ın ölümüyle bir devir kapandımı sizce?

Rivendel
Michael jackson2la büyüdük..Onu dinledik, onla eğlendik coştuk,taklit ettik. Bizim gibiler için sanırım bir devir kapandı gibi geliyor..ya sizce?
Michael jackson2la büyüdük..Onu dinledik, onla eğlendik coştuk,taklit ettik. Bizim gibiler için sanırım bir devir kapandı gibi geliyor..ya sizce?
0
Rivendel
(03.07.09)
mıchael jackson'un ölümüyle bence ''dinlenilebilir pop''ölmüştür.pop müziğini sevmememe rağmen yaptığı çalışmalarla hafızalara kazınmış.hatta bazı şarkılarını bile (gıve ın to me,dirty diana)severek dinlemişimdir.diyebilirm ki onunla bir devir artık kapanmıştır.fakat şarkıları dinlenmeye devam edecektir.
0
tylolhot
(03.07.09)
Herkesi bilmem ama benim için bir devir kapandı onunla. Bence MJ'in ölümü ile birlikte artık "dünya starlığı" denen şey çok küçüldü, tam olarak Mj gibi olmasa da birtek Madonna kaldı. O da göçünce artık starlık tümden sezonluk, dönemlik, albümlük, hatta bir şarkılık birşey olacak bence. Zaten şu anki durumdan bu çok iyi anlaşılıyor.

80ler ve 90larda dünya iletişimde devrim yaşadı; renkli tvler, walkmanler, en önemlisi internetle tanışan insanlar bu gibi şeylerde ilk olarak MJ'i gördü ve tanıdı. Dünyaya bir daha onun kadar tanınacak biri gelmez, gelemez...
0
johan sebastian
(03.07.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.