Giriş
(25)

Sevgilimden Bu Şekilde Ayrılmakta Haklı Mıyım?

lapetitemort
7-8 aylık bir ilişkimiz var. Vaktimizin çoğu onun evinde geçtiği için evin kirası ve faturaları hariç neredeyse tüm ihtiyaçları ben karşılıyordum. Market harcaması bende, temizlik malzemeleri bende, yeme ve içme bende. Gezip tozmak bende. Eve ufak tefek dekorasyon ürünü alınacaksa onları da alırdım.
7-8 aylık bir ilişkimiz var. Vaktimizin çoğu onun evinde geçtiği için evin kirası ve faturaları hariç neredeyse tüm ihtiyaçları ben karşılıyordum. Market harcaması bende, temizlik malzemeleri bende, yeme ve içme bende. Gezip tozmak bende. Eve ufak tefek dekorasyon ürünü alınacaksa onları da alırdım. Ara sıra arabasına benzin almışlığım dahi vardır. Yani evli ve karısı çalışmayan bir adam gibiydim. Sadece kendi başına takıldığında harcama yapardı. Yanımda olduğu her an para harcadığımız hemen her şeyi ben alıyordum. Maaş farkımız fazla olduğu için problem etmedim.

Fakat en son canıma tak etti.
Bugün yemeğe giderken, birden bire bir milyoncu diye tabir edilen ve her telden ürünün olduğu bir yere yanaştı. Dükkanı bildiğiniz taramaya başladı. Ne alsam diye detay detay bakıyor. Para kendisinden çıkmayacağı için rahat. Evde mevcut olmasına rağmen damacana pompası aldı. Sonra yine evde olmasına rağmen halı aldı. İplik lazım dedi, onu da aldı. En son baktım çelik yüzük ve kolye bakmaya başladı kendisine. Orada benim sinir tavan yaptı.

Bekledim. Kasaya geldi. 650 TL tuttu. Dedim ki "bende yok, ödemeyeceğim". Bozuldu ve arabadan çantasını getirmemi istedi. Ben de aldım getirdim. Ödedi. Çıktıktan sonra da "arabayı eve çek" dedim. Evine gittik. "Selametle" deyip aracıma bindim ve eve geldim.

Kendisi tüm maaşıyla altın alan birisi. "Ben senin sponsorun muyum?" diye çıkışınca "erkek arkadaşımsın, ne var alsan" diye savunmaya geçiyor.

Eve dönerken bana "650 TL için değer mi" dedi. Şimdi ben cimri bir adam olarak görünüyorum. O kadar fedakarlığa rağmen 650 TL için ayrılan adam olarak hatırlanacağım için üzülüyorum.

Sizce tepkim fazla mıydı?
+5
lapetitemort
(24.11.25)
fazla olan şimdiye kadar bu kadar suistimal edilmeye izin vermeniz bence.
+11
black holes in the sky
(24.11.25)
Tepkin fazlaydı çünkü tavır alınacak yer orası değildi, bunu evde bir gün çay içerken ona açabilirdin

Sevgilinin evine çökmek, bütün abur cubur, temizlik masrafına ortak olmadan yaşamak kadar her şeyi karşılamaya çalışmak da hatan olmuş, neden konuşarak hakkaniyetli bir denge bulmaya çalışmadınız
+4
grimavi
(24.11.25)
Evet, o da kasiyerin önünde tepki vermeme bozuldu. Belki burada hatalıydım. Ancak kendisine bu tarz bireysel harcamalarını yapmaktan hoşlanmadığımı yazılı ve sözlü olarak belirtmiştim daha önce.
0
🌸lapetitemort
(24.11.25)
Sessiz bir anlaşma yapmışsınız zaman içinde. Sonra sen paldır küldür bozmuşsun anlaşmayı.

O paraya daha iyisini bulurum diyorsan, bu davranışında haklısın.

Bulamam diyorsan git bir çiçek yaptır.
+2
Mirket
(24.11.25)
Takıldığım tek şey bir milyoncudan takı alan biriyle beraber olmanız:)
+10
suicides underground
(24.11.25)
Niye bu kadar sinir yaptığını anlamadım. Bu durumda böyle tepki vermen sanki biraz çiğ bir davranış gibi olmuş. Ben olsam, eve geçtiğimizde ciddi bir şekilde konuşurdum, konuştum demişsin ama bir kez daha konuşurdum ve eğer bir daha böyle bir durum olursa da yine sakin bir şekilde, daha önce konuştuğumuz gibi ben karşılayamam kusura bakma der ama tepkimi abartmazdım. Ne yaparsan yap oyunu kuralına göre oyna. Bak onlar öyle yapıyor, akilli olmak bu gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Kararlarından emin, sakin ve nezaketli ol o kadar.
+2
dedeminhirkasi
(24.11.25)
Tepkimin sebebi biraz da bu harcamayı haraç olarak kullanmasıydı. Kavga sonrası hatalı olduğumu anlayıp özür dilemiştim. Yemeğe de bundan dolayı çıktık. Yoldayken başladı zaten "bana yüzük alman lazım barışmak için" diye şakalaşmaya. Yok işte saat alacakmışım. Harçlığı kalmamış vs. Bunlar hep şakayla karışık beklentiler. En son bu bir milyoncuda patladı olay.
0
🌸lapetitemort
(24.11.25)
Hocam başta tüm red flaglere rağmen ilişkiye tamam demişsin şimdi de bu durumdan şikayet ediyorsun, bence sana davranış ve harcama olarak uygun olmayan birinden ayrılmaya cesaretin yok, bu kişi değişmez düzelmez bunu bekleme, devam ediyor musun etmiyor musun
+2
grimavi
(24.11.25)
Çantamı getir mi dedi?
+10
Kahvedesu
(25.11.25)
Vaktin çoğu onun evinde geçmeye başladığı an oturup bunları konuşup planlamanız gerekiyordu.
“ Yani evli ve karısı çalışmayan bir adam gibiydim.” buna katılmıyorum, sağolsun kirayı faturaları ödüyormuş :)
Kira ve fatura dediğin de öyle az bir miktar değil belki toplama vurduğumuzda yaptığın harcamadan çok bile olabilir.
İşte bunları oturup planlamadığınız için tam olarak eşitlik zor çıkar.

Burada çiğ olan mağazada alacağını alıp kasada birinin ödemesini beklemek, elini cebine atmaması, bu çok rahatsız edici.
Diğer çiğ hareket de kasada, insan içinde “ödemeyeceğim” demeniz.
İkinizin de karşılıklı davranış problemi var.
Konuşularak çözülebilecek bir sorunu fazla büyük yaşamışsınız, geçmiş olsun.

Ekleme;
“Erkek arkadaşımsın ne olur alsan” diye bir tavır da kabul edilemez, saçmalık.
+1
mutekebbir
(25.11.25)
kız çantasını yanına bile almıyor yani ha
iyiymiş.

evli olsam bile yanımda çantam olmadan çıkamam bir yere, bu başka bir kafa.
siz bu kafayı bi kere baştan almışsınız hayatınıza bunun konuşmakla düzelecek bir tarafı yok, konuşmak bir kafa yapısını (yetişkin yaşta baştan inşa edemiyor.
+4
subcomponent
(25.11.25)
Arabayı eve çek'ten sonrasını okumadım. Haksızsın.
-6
arbre
(25.11.25)
Sen sponspor olmuşsun. Başta böyle başladıysa böyle gider. Win win.
+1
mikahakkinen
(25.11.25)
Harçlığım kalmadı ne ya ahdjfjd. Onu yazmasaydınız belki biraz inandırıcı olurdu. Bu haliyle serin hikaye kardeş.
Ne kadın düşmanlığınız bitiyor ne kendi tercihlerinizin sorumluluğunu alamayıp mızmızlanmalarınız.
+1
auroraaurora
(25.11.25)
çantamı getir deyip son uşaklığı da yaptırmış. güzel sömürmüş seni. yol ver. kendine saygın olsun biraz.
+2
summerjam0306
(25.11.25)
kirayı faturayı ödüyormuş işte daha ne istiyorsun. bir de üstüne kızın arabasını kullanıyorsunuz. belki o da içten içe "ben enayi miyim hem benim evde yaşıyor hem arabamı kullanıyor bari diğer masraflara ortak olsun" diyordur.

kasiyerin önünde böyle davranmak da acayip çiğ bir davranış, hiç beğenmedim.
-2
kaptan maydanoz
(25.11.25)
Bunun için ayrılıyorsanız zaten sevmemişsiniz. Konuşarak anlaşamıyorsunuz demek ki.
" ben senin sponsorun muyum" ne kaba ifade ya. Kızı sevmiyorsun.
0
sevilen progressive türkücü
(25.11.25)
kira+faturalar hatunda
onun arabasiyla geziyorsunuz
getir goturunu de yapiyorsun
hatun sana agir gelmesin diye bir milyoncudan yuzuk bakiyor

burda bir tane icguveysi var, o da hatun degil coco.
+3
cooperr
(25.11.25)
önceki duyurularından da hatırlıyorum, bu kadın seni beta-provider olarak kullanıyor. ilişkide keyif aldığı şey, ilişkiden aldığı şey bu.

sen de açık ve net şekilde bundan rahatsız oluyorsun. bundan rahatsız olduğunu gösteriyorsun ve görüyor da. kadınlar mikron seviyesindeki mimik değişikliklerini bile okurlar, bunu fark etmemesi mümkün değil. şöyle düşün, biri sana "beni kullanıyorsun" imasında bulunsa ve bu dinamiği değiştirmeye çalışsa, hangi sebeple o ilişkiyi sürdürürdün?

ben cevabını vereyim, sevmediğin, ama kullandığın bir kişi ise bu kullanışlılık devam etsin diye sürdürürdün. bu ayarda başka bir sağlayıcı kaynağı kolayca bulamayacağın için sürdürürdün.karşındakini seviyor ve "kullanmıyor" olsaydın da bu ima karşısında önce sarsılır, çöker, sonra ya ayrılır yada bu imajı temize çekmek için hızla kendine çeki düzen verirdin.

kendin için doğru olanı yaptığını düşünüyorum. maddiyat beklentisi olan kişiyi hiçbir şekilde elinde tutamazsın. öyle veya böyle ya el yükselterek seni tüketir, yada başka bir konak bulur ve sistemini yükseltir.çalışarak kazandığı, kendine kendi emeği ile sağlayabildiği hayattan fazlasını hak ettiğini düşünebilen bir insan ile stabil ve huzurlu bir hayat kurabilmen mümkün değil.
0
loch ness
(25.11.25)
araba benim arkadaşlar, bazen o sürüyor.
0
🌸lapetitemort
(25.11.25)
onun evinde yaşamıyorsunuz değil mi? sadece genelde orada buluşuyorsunuz? Siz aile ile mi yaşıyorsunuz?

kavgadan sonra arabayı hala onun sürmesi tuhaf olmuş biraz :D
+1
bobinhoo
(25.11.25)
burada duruma göre haklı olduğun ve haksız olduğun noktalar var. her durumda haklı olduğun nokta bence 7-8 aylık bir ilişkide arabadan çanta olmadan inip kafasına eseni alması olmuş. çünkü olayı emrivakiye getirmiş, uzun süreli bir ilişki ya da nişanlılık/ evlilik söz konusu değil absürt kaçıyor.

ev konusunu anlamadım açıkçası ortak yaşıyorsanız ve kirayı faturayı o karşılıyorsa bence yemek gezme gibi harcamaların senin tarafından karşılanmasında absürt bir şey yok, bence basit görgü kuralı bence.

ama bence evler ortak değil, sadece kız arkadaşının evinde buluştuğunuz için o evde vakit geçilme söz konusuysa kızın her harcamayı sana yıkması bence absürt kaçıyor zira aslında kızın evinde buluşmanız takılmanız kızın konfor alanını ve rahatlığını gözeten bir şey. elbette gene birlikte yemek yeneceği zaman yemek alınır edilir ama eve sponsor olmak bana saçma geliyor zira birbirinize güvenip de o eve çıkmadı.

genel olarak haklı olduğunu ve kızın para emcükleyen bir tip olduğunu, yarın bugün ciddiye binerse tüm yükü senin sırtlanacağını kızın da sana zırnık koklatmadan birikim yapacağını düşünüyorum.
+2
denizgonen
(25.11.25)
sırf senin alacagını bildiği için yanına çantasını almadan seni 1 milyonucuya sokmuş. bu ayıp bi kere. sırf senin alacağını bildiği için sana bir şeyler aldırmak için dükkana sokuyor. sonra erkek arkadaşım degil misin deyip üste çıkıyor.

burada araba ev kira bilmem ne ödemeleri degil konu burada sana yapılan yüzsüzlük ve ayıp var. ayrılan taraf senin olman daha iyi. bırak o 650 lira için bana laf söyledi demekle kalsın. ucuz insanlar ancak böyle parayla ölçülür işte.
+3
koela
(25.11.25)
sen kendine saygi duymuyorsun ki o duysun. boyle iliski mi olur? hatalari soyleyeyim:

1- kizin evine yerlesiyorsan oncelikle bu konunun finansini konusmamak hata. gerekirse kiranin yarisini sen vereceksin.
2- butun yeme, icme, temizlik senin odemen hata. ikiniz de para kazaniyorsaniz boyle bir denge olmaz. seni kullaniyor, hem de bu durumdan gram utanmiyor.
3- canini sikan bir durum varsa, duzgun yolla soyleyeceksin. icinde biriktirip patlamayacaksin sonra hakli da olsan, yillarca odemelerin hepsini de yapsan, karsi taraf 650 tl odeme diyecek.
+2
monicapp
(25.11.25)
konu 650tl değil seni ne olarak gördüğü. bu soruyu cevapladığında konu netleşecek.
+2
orpheus
(25.11.25)
(11)

polis teşkilatı nasıl kötü şöhretinden kurtuldu?

plastic_angel
işkence, yolsuzluk, faili meçhul ve çete bağlantısı iddialarıyla anılan, halkın korktuğu bir kurumdu. bugün ise büyük oranda profesyonel ve güvenilir. kimse karakola gitmeye çekinmiyor artık. bu değişim nasıl gerçekleşti? akp döneminden sonra değişti bu. türkiye bunu nasıl başardı? mesela bu değişim
işkence, yolsuzluk, faili meçhul ve çete bağlantısı iddialarıyla anılan, halkın korktuğu bir kurumdu. bugün ise büyük oranda profesyonel ve güvenilir. kimse karakola gitmeye çekinmiyor artık. bu değişim nasıl gerçekleşti? akp döneminden sonra değişti bu.
türkiye bunu nasıl başardı? mesela bu değişim gümrük, tapu, nüfusta tam olamadı (kişisel fikrim)
-12
plastic_angel
(21.11.25)
Akp ile birlikte polis devleti olduk, ülke devasa bir yandaş, polis teşkilatı da öyle, haliyle korkacak bir şey kalmadı.
+2
kizil karga
(21.11.25)
z kuşağıyım. polisin kötü şöhretli olduğu bir dönem hatırlamıyorum. bugünkü polisin kötü yanı profesyonel olmamaları.
-10
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(21.11.25)
bahsettiğiniz işkence, kötü muamele işleri darbe zamanları işkenceleri, hortum süleymanlar, Mehmet Ağar polisliği, Metin Göztepenin gözaltında öldürülmesi gibi simgelerle ifade edeceğimiz şeylerse
1- polis her zaman devlet aparatıydı, hala öyle ama o eski kaba dayak tırmak sökme gözaltında kaybetme kadar olan olaylar zaten genel olarak kalmadı. devletin tarzı dğeişti.
cezaevlerinde de döve döve öldürmüyorlar. ilacını vermeyip tahliye etmeyip öldürüyorlar ama elektrik vermiyorlar mesela. (her yer kamera her yer kayıt her yer kanıt çünkü, darbe gibi gezi gibi çok büyük kargaşada gümbürtüye gitmediğin sürece illa ortaya çıkar)
80de 90da ortaya çıkartılamıyordu kolay kolay
devir değişti yani.

2) bir de AB uyum sürecimiz vardı bizim eskiden, açılan fasılların en dişe gelir maddeleri arasında karakolların cezaevlerinin bu eski yapılarının temizlenmesi idi. o zamanlarda hakikaten baya uğraşıldı bu konularla.

3) 95'lerde filan PKK mücadelesi kılıfıyla çok pis şeyi polislere yaptırdılar, şimdi öyle bir PKK mevzusu yok

4) çete bağlantısı kısmında ise bence konu polisin değil çetelerin yapısının değişmiş olması.
eskiden çeteler daha siyasi idi Alaattin Çakıcı filan idi mesela. onlar devletten adam kullanma kendilerinin devletin adamı görme vs vs gibi işlere eğilimli idi. Şimdiki çeteler ise daha az devletten adam kullanıyor (sanırım). Bu polis temizlendiğinden değil, şimdiki çeteler sosyal medyadan tas kafalı tetikçiyle işini yapıyor sonra o arkadaşları gürcistana filan atıyor, polis lazım olmuyor. yoksa polis lazımsa onu da bulur -bence.

5) kuruma mahsus olmayan diğer konularda (yolsuzluk, usulsüzlük) bir farkları yoktur muhtemelen
+2
subcomponent
(21.11.25)
Bunun üç nedeni var.

Birincisi Dünya bir bütün halinde medenileşiyor. Türkiye'de bundan nasibini alıyor. Bunun herhangi bir yönetimle ya da siyasi partiyle alakası yok.
Eskiden anne babalar çocuklarını terbiye etmek için dövermiş. Bir çocuk çırak olarak ustanın yanına verilirken 'eti senin kemiği benim' denirmiş. Eskiden okullarda dayak varmış. Öğretmen dövdü diye evde söylersen bir dayak da evde yermişsin. Eskiden dayak yemeden teskere alabilen mümkün değil olmazmış falan. Yani konu sadece karakol ve polis konusu değil.

İkincisi. İnternetin icadı herkesin ayağını denk almasına sebep oldu. Şimdi herhangi bir yerde olan herhangi bir aşırılık anında sosyal medyanın konusu oluyor. Videolar internete düşüyor. Bu durum muktedirde oto kontrole sebep oldu.

Üçüncüsü. AKP iktidara ilk geldiğinde sebebine burada girmeyeyim de, Avrupa Birliği uyum yasaları konusu üzerine eğildi. Eskinin devlet otoritesi epey yumuşatıldı.
0
Mirket
(21.11.25)
90'larda peki bahsettiğin bu olaylardan nasıl haberdar oluyorduk?

Medyada, haberlerde, gazetelerde bir şekilde gazeteciler haber yapabiliyordu değil mi?

Fıkra bu kadar.

(Bu arada mirket in yazdıklarina da katiliyorum ama esas meseleyi atlamayalim)
+2
makbur
(21.11.25)
akp sayesinde kurtuldu. bugün yolsuzluk var, enflasyon kontrolden çıkmış falan diyemiyorsak nedeni biraz da polis devletinden korkmak.

türkiye bir devlet ülkesi. yol yap, körü yap; bunları yaparken de biraz çukkala ülkesi yani. polis bu açıdan bir güvence oluyor.
-2
michael harddd
(22.11.25)
polis teskilati buyuk oranda profesyonel ve guvenilir mi? mhp genel merkezinden mi yaziyorsunuz yahu boyle seyleri, akpliler bile boyle dusunmuyordur lol
+1
ghilleinthemist
(22.11.25)
Dünya bütün halinde medenileşmiyor. Bizde değişim oldu. Yaşı yeten ve dünyanı gezen herkes fark eder.

2002'deki iktidar değişikliğini müteakip ilk yıllarda Türkiye'de agresif değişiklikler oldu. Sonra genetik kodlarımız ağır bastı ve yeni statüko oluştu.
0
yadigar
(22.11.25)
90'lara gore degisen sey arabalar, baska bir numara yok.

sene olmus 2025, bizim polisler hala bos beles dolasirken cakarlarin yakilmamasi gerektigini ogrenemedi, cakari "hos gorunuyor" diye yakiyorlar. yaw sizin devriye atarken gorunmemeniz gerekmiyor mu? 2 km oteden isiklari goren zaten bir is ustundeyse birakir kacar.
0
cooperr
(22.11.25)
eskiden kamera yoktu. cezaevlerinde neden dayak yok? her yer kamera, hükümlüye vurduğun an meslekten ihraca kadar gidiyor. polis teşkilatında düzelme falan yok. mobbing ve baskıdan geçen sene intihar eden en az 10 polis var.
0
mikahakkinen
(22.11.25)
Ben hatırlıyorum. AB uyum yasalarıyla ve internetin gelip kameranın yaygınlaşmasıyla çok şey değişti. Eskiden karakol mahkeme gibiydi. Hem yargı hem ceza infaz kurumu. AB sürecinde kısa zamanda değişim oldu

O zamanlar mahkeme kararıyla ehliyetimi geri almaya emniyet müdürlüğüne gitmiştim orada oturan memur ehliyeti teslim ederken "al buna da itiraz et" diye yeni bir ceza daha yazdı. AB yasalarından önce olsa belki döverdi.

Bu arada polis, doktor, tamirci, politikacı hepsi de toplumun aynası. Kimse gökten gelmiyor toplumun içinden çıkıyor
+1
hebanon
(22.11.25)
(8)

doğalgaz faturanız ne kadar geldi?

biseysorcaktim
bana bin yüz lira gelmiş. yemek, duş için az kullanılıyor. bin yüz lirası ısınma için diyebiliriz.yetmiş metrekare, soğuk değil ev. bazen bazı odaları kapattım, çoğunlukla açık. alttan ısıtmalı.bin lira iyi mi, çok mu az mı bir karar veremedimilk ve son indeks arasında 86 birim fark var.yeni taşındı
bana bin yüz lira gelmiş.
yemek, duş için az kullanılıyor. bin yüz lirası ısınma için diyebiliriz.

yetmiş metrekare, soğuk değil ev.
bazen bazı odaları kapattım, çoğunlukla açık.
alttan ısıtmalı.

bin lira iyi mi, çok mu az mı bir karar veremedim
ilk ve son indeks arasında 86 birim fark var.
yeni taşındım sayılır bu eve. geçmiş faturalarla kıyaslayamam.
0
biseysorcaktim
(18.11.25)
yakıt + ocak için toplam 1500tl geldi. yakıt merkezi sistem. ev 4+1 çok ısınmıyoruz.
0
scudman1
(18.11.25)
yerden ısıtma var. henüz açmadım bu sene.
0
gabe h coud
(18.11.25)
sadece ocak 12 lira. merkezi ısıtma faturası daha gelmedi. edit: 775 lira merkezi ısıtma. 95 lira sıcak su.
0
inheritance
(18.11.25)
338 gelmiş. 2+1 İstanbul. Günde 3-4 saat 35 derecede çalıştırıyorum kombiyi. 1.000 küsurlar kara kışta ancak gelir. Depozito dahil olabilir mi sizin faturaya?
0
auroraaurora
(18.11.25)
sadece ocak ve duş için 200 tl gelmiş, apartman merkezi ama ortalaması 500 lerde 1000 tl ve üzeri yakan 4-5 daire var , geneli 800 900 bandında
0
eja
(18.11.25)
sizinle hemen hemen aynı metrekare, aynı fatura geldi

ama alttan ısıtmalı değil ve oda kapatmıyorum, düşük ayarda hep yanıyor, kapatırsam tümden kapalı mesela 10gün zaten evde yoktum, 2-3 gün de hava iyiydi yanmadı. + ocak sık kullanılıyor sürekli evde yemek pişer.

ben evden çalışıyorum, bir oda çalışma odam bir oda yatak odam vs.
yani evdeysem evin hepsi hep sıcak. etrafımdakilerin çoğu benim kadar ısıtmıyor evi, idare ediyor.
sabah gidip akşam gelen birileri 3-4 saat çalıştırıp kapabilir bence bu kış
ben 30 gün yaksam 2bini çok rahat geçer, soğuk olup dereceyi de artırırsam 3ü bile bulabilir.
0
subcomponent
(18.11.25)
bir ayda toplam 10 gün falan yaktık ekim sonu ve kasım ortası olmak üzere, 750 tl gelmiş. yakıt + ısıtma şeklinde. 32-35 derece arası yanıyordu. 2+1, mutfakla birlikte 4 petek yanıyor.
0
black holes in the sky
(18.11.25)
1500.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.11.25)
(18)

Makinede çamaşır kurutma olayını sevmedim. Siz?

santimantal
Çamaşırın tüyünü, havını, tiftiğini falan temizlemesi hoşuma gitmişti.Arçelik'ten bir model aldım.Fakat makine elbiseleri o kadar sürtündürüyor ki elbise makineden âdeta mıncıklanmış olarak çıkıyor.Oysa ki yıkanan çamaşır havada kuruyunca böyle bir tezelenir, yenilenir, onarılır... Giyince insan ken
Çamaşırın tüyünü, havını, tiftiğini falan temizlemesi hoşuma gitmişti.
Arçelik'ten bir model aldım.
Fakat makine elbiseleri o kadar sürtündürüyor ki elbise makineden âdeta mıncıklanmış olarak çıkıyor.
Oysa ki yıkanan çamaşır havada kuruyunca böyle bir tezelenir, yenilenir, onarılır... Giyince insan kendini iyi hisseder.
Fakat ben makinede kuruyan çamaşırları katlarken bile rahatsız oldum. Sanki hiç yıkanmamış gibi atletler, nevresimler, kotlar.
Bıraktım kurutmayı.
Evin içinde tele asıyorum, kışın bile bir günde kuruyor, mis gibi katlayıp kaldırıyorum, giyerken de yenilenmiş gibi.

Bu arada, eskiyen ama hâlen ömrü olan tüm giysilerimin belli yerleri yıprandı ve yırtıldı. Kıyafetlerin ömrünü de kısaltıyor.

Sizde durum nedir? Seviyor musunuz? Sizin kıyafetleriniz de mıncıklanmış gibi oluyor mu?
0
santimantal
(16.11.25)
Kumaş ömrü açısından zararlı olması bir yana, bana da gereksiz geliyor. Çamaşır kurutacak fiziksel yerin olmamasını da çok anlamıyorum mesela, 3 m2 yer olmaması için japonya misali küplerde yaşamak lazım.

Evcil hayvan tüyü konusundaki başarısını deneyimlemedim, belki ondan muzdarip olsam anlamlı gelebilirdi.
0
Bruce
(16.11.25)
Çok özür dileyerek kaynak yapmak istiyorum. Ben hala çamaşır makinesi alamadım. Kurutmasız ve otomatik deterjan ayarsız çamaşır makinesi arayışım sürmektedir. Üzerime marka ve model atın, lütfen.
0
gnosis
(16.11.25)
Kışın evde kurutunca koku oluyor bazı çamaşırlarda. İkinci olarak, havlular sertleşiyor. Sadece bu ikisi için bile kullanışlı bir alet.
Benimki kurutmalı çamaşır makinesi. Tüy konusunda pek yardımcı olmuyor, lastikte kalıyor tüyler. Birkaç kıyafetim de çekti. Bir daha atmadım kurutucuya.
Arçelik tabii ki. Tövbeliyim, bir daha almam; ki evdeki tüm beyaz eşyalar Arçelik.
+1
auroraaurora
(16.11.25)
Valla ben severek kullanıyorum. Kurutma benim için her zaman bir çileydi. Kurutma makinasıyla yurtta kalırken üniversitede tanıştım. Sabah bakıyorum kıyafetler kirli, öğleden sonra arkadaşlarla buluşacağız. Şak yıkama, şak kurutma, sonra giy çık. Rüya gibi gelmişti. Sonra kendi evime de aldım gerçi ev tipi makinalar daha uzun sürede kurutuyor ama yine de güzel. Özellikle şu kış aylarında nevresimler için çok iyi.

Çamaşırların daha hızlı eskiyor olması doğrudur, bir şey diyemiyorum ancak yıllar boyunca zaten hep kurutmaya uygun kıyafetler aldım. Artık çok da öyle gibi gelmiyor. Bir de ben aksine daha temiz hissediyorum kurutmada kuruyan çamaşırı ama konunun bu yönü tamamen kişisel zevk heralde. İki türlü de dramatik bir fark olmasa gerek.

İhtiyaç hissetmiyorsanız kullanmayın bence.
+2
akhenaten
(16.11.25)
ben çok memnunum. giysilerimin ömrünün de azaldığını düşünmüyorum. lg kullanıyrum ve kırış kırış değil, neredeyse yarı ütülü gibi geliyor tüm giysilerim. o yüzden baya memnunum bi sorunum yok.
0
tchuck
(16.11.25)
kışın nevresim ve çarşaf kurutmak çile. ayrıca evin içinde kurutunca rutubet yapıyor ev kokuyor. bir de neredeyse her gün kıyafet yıkanıyor, sürekli evin ortasında tel mi dursun? (kendi evim stüdyo olduğu için maalesef evin ortası oluyor)

yazın balkona asıyorum. kışın kurutma makinesi kullanıyorum.
0
nolmus yani
(16.11.25)
sana katılıyorum. çarşaf ve havlu dışındaki her şeyi tele asıyoruz. tişörtleri yaydırıyor, bunu fark edince artık iyi kıyafetleri atmıyoruz. bizde de arçelik var.
+1
mikahakkinen
(16.11.25)
Evimde herkes spor yaptigi icin hergun birkac kez camasir yikaniyor. Alternatif yok. Ben kurutucu olarak commercial speedqueen kullaniyorum. 45 dakikada her sey kuru sekilde hazir oluyor.

Hem kullanmadigimiz yatak odalarina, garajin bir bolumune kurutmak icin camasir astigimi hayal edemiyorum. Goruntuden rahatsiz olurum. Alani istedigim gibi kullanamam. Olmaz.

Kurutucu onemli.
0
thetruenorthstrongandfree1
(16.11.25)
Amerikadayken kullanmıştım kaldığım apartmanda vardı. En düşük ısıda tutunca kurutmuyordu doğru düzgün, ısıyı arrıtınca kıyafetlerim çekiyordu ve evet kesinlikle çok yıpratıyor. Yeni modeller nasıl bilemiyorum ama koku için tazelik veren mendiller var, onlar ekstra bi tazelik veriyordu.

Şu an 1+1 de kalıyorum ve balkonum yok. Şu an olsa acayip işime yarardı çünkü etrafta serili çamaşır görmek çok sinirimi bozuyor :D
0
truf
(16.11.25)
15+ senedir kurutucu kullaniyorum, kurutma makinesine attigim icin, aa yirtildi, dedigim herhangi bir kiyafetim olmadi.
kiyafetin üstündeki hav, toz, tüy, sac, kil her sey gidiyor.
mis gibi alet.
hem yikayan hem kurutan makineleri sevmiyorum ama kurutma makinesi bizim evin vazgecilmezi.
bu sabah nevresimleri yikadim, öglene kurumustu, hemen tekrar ayni nevresimleri serdim yataga.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
kurutma makinesi en sevdiğim ev aletleri listesinde 4. sırada
0
( . )( . )
(16.11.25)
15 yılı aşkındır kullanıyoruz hunharca. Bence direkt yaşam kalitesi arttıran bir cihaz.

Çırpma, serme, bekleme, toplama derdi yok. Çamaşır makinesinin önüne bir sepet koyuyoruz. Makineden çıkardığımızı direkt üstteki kurutmaya koyuyoruz, bitti. Dolaba kaldırmaya hazır.

Bir kıyafete acil ihtiyacımız olunca hemen yıkayıp kurutabilmek çok iyi. İstanbul'un havasında bazen üç günde kurumayıp kokmaya başladığı oluyordu çamaşırların. Büyğk rahatlık bence. Kedileri olan bir eviz. O açıdan da çok faydası oluyor.

Yıpratıyor evet. Ömrünü kısaltıyor çamaşırların. Bazen küçültüyor. Kıyafet ve beden seçimlerimizi ona göre yapıyoruz. Kurutmaya uygun olmayan hassas kıyafetleri atmıyoruz kurutmaya.

Bahsettiğiniz hissin tam tersi, bence yumuşacık ve kırışıklıkları açılmış olarak çıkıyor kıyafetler. Yün toplar ve kurutma mendili kullanmanızı tavsiye ederim.
+1
yadigar
(16.11.25)
Ben çok sevdim, toz ya da kumaş kalıntısı her neyse onları toz haznesinden almak çok tatmin ediyor beni, giysiler ekstra temizlenmiş gibi hissediyorum. Bozulan giysim olmadı hiç. Bebeğimin kıyafetlerini ütülemediğim için kendimi kötü hissetmedim bi de, zaten yüksek sıcaklığa maruz kaldılar diye. Pratiklik için de güzel tabi ama ben çamaşır sermeyi toplamayı da seven biriyim o yüzden son sırada
+1
mezzosprite
(16.11.25)
oo robot süpürgeden sonra ekşicilerin ikinci kutsalına laf söylemişsin. eleştirilere hazırlan:)
0
nothing in my way
(16.11.25)
Spor kıyafetleri, spor ayakkabıları, iç çamaşırları, çarşaflar ve havlular için çok yerinde bir alet.

Gömlek ve tişört atmıyorum.
0
gabe h coud
(16.11.25)
benim nevresimlerim filan çoğunlukla o eski %100 pamuklardan
şimdiki ranforce'lerden değil
tişörtlerim filan da öyle
kurutmada muhtemelen az da olsa yıpranır kırışır ve çekerler. bir de benim çok kıyafetim ve çok ev tekstilim var. yazık olur bu kadar eşyaya.

ben tekim, evlerin küçük olduğu bir yerdeyim çok yerim de yok ama 2 balkon var
çamaşır meselesi sabit olarak hep balkonun birinde benim, 1 günde kurumazsa 2 günde de kuruyabilir. bu kadar acele gerekecek bir çamaşırım yok. ne biliyim scrubs filan giymiyorum.
her çamaşırı da iyice çırpıp asarım, balkonda toplarken de çırparak alıp katlarım (ütü yapmıyorum), o yüzden bu toz kıl tüy meselesiyle bir sorunum yok, alerjik bir durumum da yok .evde pet yok. dahası evde erkek yok zaten ki öyle aman aman bi kıl tüy sorunu olsun. çamaşırın havını da makine almasın zaten, alırsa yıpratıyor.

bana da kurutmadan çıkan çamaşır bir tür "göpsümüş" (bizde öyle denir) gibi geliyor, o dediğiniz sanki fresh değil gibi, evet. güneş alan bir ülkeyiz, ben yazın öğlen güneşine bile çamaşır sermiyorum ki daha önemlisi kurutma bence gereksiz bir enerji kullanıyor. (bu konularda hassasım)
balkonda 1 fincan kahve içerken çamaşırı da hallediyorum. bu kadar vaktim var yani, bence sorun yok. çok kuzeye gitmedikçe alma herhalde.
0
subcomponent
(16.11.25)
eski konserlerliler ile ısı pompalılarda sıcaklık farkı var. yeni nesil ısı pompalılar daha düşük sıcaklıkta çalıştığı için kurutma süresi uzun (3-4 saat) ama çamaşır çekmiyor. ısı pompalı tavsiye ederim
0
sttc
(16.11.25)
bazen çok işe yarıyor gibi geliyor ama yine de çok bayılmıyorum ya. birçok parçayı atmıyorum kurutmaya, çekiyor ya da çeker diye korkuyorum. onu atma bunu atma derken her seferinde 5-6 parça kıyafeti askıya asıyorum zaten. ne anladım o zaman diyorum
0
dfn4
(17.11.25)
(15)

Türk dizilerinde neden yaşlı adam genç kız partner seçiliyor

darkwizard
40-45-50 yaşında adamların 20-25 yaşında sevgilisi oluyor bu gibi yozlaşmalar neden müdahale edilmiyor.
40-45-50 yaşında adamların 20-25 yaşında sevgilisi oluyor bu gibi yozlaşmalar neden müdahale edilmiyor.
-8
darkwizard
(14.11.25)
'Neden empoze ediliyor?' şeklinde bir soruya mutabık olurum ama 'yozlaşma' tanımlamasına katılmıyorum.

Ayrıca müdahale, reyting düşmesiyle olmalı. Sansür mekanizması mı olsun yani? Sansür komisyonları mı kurulsun 21. yüzyılda?
+1
Mirket
(14.11.25)
zengin güçlü erkekler de gerçek hayatta da genç olanı tercih ediyor zaten. tutarsızlık ve yozlaşma yok.
+1
hold the door
(14.11.25)
izlettirmek için,
guzel kadin, yakisikli erkek,
tüketen toplumun tüketen dizileri.
0
designer
(14.11.25)
tv kumandasının tuşuna basarak bu durumdan kolayca kurtulabilirsin. sansür hepsinden daha büyük bir yozlaşma ve ayıptır.
+4
yurtsuz john
(14.11.25)
Turk dizilerini bilmiyorum yalniz yasli adam genc kadin cok yaygin bir cift profili. Adam tarafi genellikle zengin oluyor. Hemen hemen dunyanin her yerinde gorebilirsiniz.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(15.11.25)
yasitiyla evlenmis, yakasik 15 senedir evli olan birisi olarak, zaten dogrusu bu diyorum. kadin erkek arasinda kilciksiz 10 yas olmali.

40 yasinda adam diyelim, yeni yeni paraya ulasmaya baslamis aile kurmak istiyor, coluk cocuk pesine verecek. ne yapsin gidip yasitiyla evlenip, biyolojik saat diye birsey var.
-5
cooperr
(15.11.25)
www.themarysue.com
Bu sadece Türkiye'ye özgü ya da yeni bir şey değil. Fakat bununla mücadele için sizi sansürcülüğe değil, feminizme bekleriz.
+3
kobuzchu kiz
(15.11.25)
Bu dünyadaki olağan bir gerçek. Monte Carlodaki zengin dedeler de 20 yaşındaki kızlarla geziyor. Empozeye gerek yok, insan birbirine benzer.
-1
mikahakkinen
(15.11.25)
çünkü çatışma lazım hikayede herkesin bi sosyal yargıç olup insanlar hakkında hüküm vermesi lazım ki haklı çıksınlar
0
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
Geçen bir haber gördüm. Zamanında James Bond'u oynayan aktörlerden biri kızı yaşında aktris ile sevgiliyi oynaması istenince kabul etmemiş. Daniel Craig'e de yaşlı bir kadınla oynamak nasıl gibi bir şey sormuşlar. Yaşlı kadın da Monica Belluci bu arada. Craig, Bond ile yaşıt ne var bunda demiş.

Bu yaş farkını yapımcılar talep ediyor sanırım. Yapımcı da parasına bakıyor. Sonuçta iş seyircide bitiyor. Sen izliyorsun ki o film veya dizide 50 yaşında adam kızı yaşında aktris ile aşk yaşıyor. Toplum böyle ilişkileri ayıplar ama bilinçaltı mı artık iki yüzlülük mü neyse ekranda görmeyi seviyor.
0
gnosis
(15.11.25)
toplumun böyle şeyleri ayıpladığını kim nasıl iddia ediyor bilemiyorum
toplumda ancak çok iyi eğitimli, kültürlü, kentli, kadınları 2-3 kuşaktır aile işi harici maaşlı çalıştığı vb. bir kesim için böyle yaş farkları abestir, yanlıştır.

kalan toplum için, yani toplumumuzun epeyce büyük bir bölümü için bu yaş farkları normal, her yer ekşi evreni gibi değil zira.

hatta şu anda daha da normal
zira 30-40 sene önce yani daha kitleler şehre taşınmadan ve adapte olmadan önce, erkekler askere gitmeden önce nişanlanıp gelir gelmez de evleniyorken 18-19 yaşındaki çocuğa ne kadar küçük kız "alabilir"din zaten? yaş farkları mecbur en fazla 2-3 olabiliyordu. istesen de olamıyordu yani yaş farkı. ancak 2. evlilikte.
ilk evlilikte ciddi bir yaş farkı olabilmesi için adamın askerden epey epey bir zaman sonra (mesela 10 yıl sonra, 30 yaşlarında iken evlenmiş olması lazım ki 18-20 yaşında biriyle evlenince yaş farkı oluşsun, mesela, bu da süpheli niye evlenmemiş o zamana kadar derlerdi anadoluda. çerkesler filan hariç o yaşlara kadar evlenmeyen insan yok ki o zamanlar. (okuyan, geç evlenen kesim küçük bir azınlık)

ama şimdi öyle değil evlenme yaşları ilerledi. üniversite biter bitmez işi bulup, aşık olup evlenmiyorsa (1. dalgayı kaçırdıysa yani) şayet erkek 33-38 gibi yaşlarda gayet de 20-22 yaşında kızlarla evlenebiliyor bu da son derece normal görülüyor. benim etrafımda muhafazakar anadolu illerinde sıradan düz memur, öğretmen, mühendis bi dolu adam var 35-40 yaşa yakınken 22-23 yaşta kızlarla evlendiler. dümdüz adamdı bunlar. kızlar genel olarak da çalışmıyor ,okumuş ama atanamamış ya da evlenince işi bıraktı filan.

hele hele dizilerdeki o zengin, okumuş, ultra kaslı ya da ağa mağa olan abilerimiz zaten alfa alfa karakterler, 15 yaş küçük de yazarlar harem de kurarlar onlara, çok öyle kimse de ayıp karşılamaz çünkü o erkeğe gayet hak görür.
-4
subcomponent
(15.11.25)
@subcomponent, köyünden çık.
+3
deartheodosia
(15.11.25)
Kimse 25 yaşındaki kızı yaşıtı yerine 40 yaşındaki adamla evlensin istemez. Parası, malı mülkü varsa onay verirler. Zaten 25 yaşındaki de 40 yaşındakine bakmaz. Yeterince para yaş, eğitim, kültür, kondisyon farkını ortadan kaldırır. Paranın miktarına bağlı olarak her olumsuzluk aşılır, her sorun çözülür.
Not: Abba'dan Money Money Money hepimize gelsin:
"I work all night, I work all day to pay the bills I have to pay
Ain't it sad?
And still there never seems to be a single penny left for me
That's too bad
In my dreams I have a plan
If I got me a wealthy man
I wouldn't have to work at all, I'd fool around and have a ball"
+2
gnosis
(15.11.25)
yozlaşma değil ki bu. tüm dünyada bu durum normal. yaşı geçmiş yalnız kadınlar dışında kimse dert etmiyor bunu. erkeklerin yüzü, duruşu, karakteri zaten 35ten sonra oturuyor. kadınlarda ise tam tersi.
-4
abelardo
(15.11.25)
@deartheodosia, evet Monaco'nun tümü de bizim köylü, sizi de bekleriz.
0
subcomponent
(15.11.25)
(14)

Evlilikte erkeğin belli durumlarda otorite, üst gibi olmak istemesi sizce normal ve sağlıklı mı?

psmstc
Yani normalde eşit ilişki var. Her iki tarafın kararlarına göre de hareket ediliyor. Ama erkek belli durumlarda otoritesi hissedilsin kendisine saygı gösterilsin istiyor bu normal sağlıklı bir beklenti mi?
Yani normalde eşit ilişki var. Her iki tarafın kararlarına göre de hareket ediliyor.

Ama erkek belli durumlarda otoritesi hissedilsin kendisine saygı gösterilsin istiyor bu normal sağlıklı bir beklenti mi?
-2
psmstc
(02.11.25)
kesinlikle erkek daha fazla dominant olmalıdır.
+1
HellKeePer
(02.11.25)
Saygı böyle erkeklik şovlarıyla kazanılmaz. Bir diğer sorun da erkekler açık büfe gibi bu sorumluluklarını canları istediği konuda gösterip canları istemediği konularda salağa yatıyor, görmezden gelmeyi seçiyor
+5
grimavi
(02.11.25)
Eşit olan evlilikler çok sürmez genelde, erkeğin bi şekilde baskın olması lazım. Bunu eşitlik adı altında değerlendirince çılgına dönüyor bazı femninistler. Bu işin doğası bu sakin…
-3
olaylar olaylar
(02.11.25)
Tanıdığım kadınlar içinde hatta baskın olanlar bile erkeğin daha baskın olması, birşeyleri başlatan kuran yöneten olmasını istiyorlar.

Kadınların doğası gereği sanıyorum koruyup kollanmak ve bir erkeğin bir şeylere karar verip ona uyması hoşlarına gidiyor.

Ben erkeğim ama öyle baskın özelliklerim yok malesef.
Ama gördüğüm kadarıyla ilişkide erkek baskın değilse kadın bunu kullanıyor başka erkeklere gözü kayıyor.
Her durum için değil tabiki, tersi durumlarda var elbet
-3
kararsızataletfilozofu
(02.11.25)
tabi ki normal. bu çok temel bir istek. kadın sevgi ister, erkek saygı ister. bu bilginin ilkokulda verilmesi lazım
-6
abelardo
(02.11.25)
hold the door
(02.11.25)
madem video paylasiyoruz

m.youtube.com
0
WithWorth
(02.11.25)
otorite güç ve zor kullanmakla ilişkili bir terim. bence ilişkiler dahil hayatın hiçbir alanında olmamalı. sahiplenme olur, koruma olur, uzmanlık olur, iki taraf da okeyse bunda sorun yok ama otorite benim kafamda zor kullanmakla ilişkili çağrışımlar yapıyor.

olayın şu tarafı da var tabii. 5 kadın 1 erkek oturduğumuz masada "kadınların çoğu otoriter erkek sever" lafına tetiklenip aynı argümanı öne sürünce kadınlar tarafından beklediğimin çok çok üstünde bir yadırgamayla karşılaşmıştım. internetteki kadınlar gerçek hayatta nerede ben de çok merak ediyorum.
0
aloha snackbar 3
(02.11.25)
erkek ister de
erkeğin öyle bir kapasitesi, dominant olacak bir vasfı, yeteneği bişeyi var mı? yok ki.

sıkıntı burada bence
benim dediğim olacak
e olsun da
sebep?
daha zeki misin, neyi becermişsin mesela? daha kariyerli misin, hayatta daha tuttuğunu koparmış başarmış bi pırıltı göstermiş misin?

etrafımdaki erkekler kadınların tırnağı etmiyor %90 böyle...kadınlar daha baskın olmak filan istemiyor, istediğinden değil ortalamada erkekler vasıfsız.
+1
subcomponent
(02.11.25)
cinsiyet rolleri üzerinde eşitlik diye bir şey insan medeniyetinin kültürel kodlarında yok. daha medeni kanundan "ailenin reisi erkektir" hükmü ilga edileli 2 nesil bile geçmedi. tam eşitlik evlilik dışı ilişkide olabilir ancak. çünkü boşanırken kadının çok daha zayıf ve korunmaya muhtaç olduğu varsayımı ile karara çıkıyor dosyalar.

her anlamda eşit olacağız diye düşünen insanların evlilik dışı ilişki sürdürmeleri gerek diye düşünüyorum.
0
loch ness
(02.11.25)
subcomponent +1
anne babasının sözünden çıkamayan erkekler dominantlık yapmaya kalkışınca komik oluyorlar.
0
deartheodosia
(02.11.25)
Adil olmakla beraber evet olmalıdır.
Kadının hakların olması ve hakların korunması önemli.
Yoksa eşitlik adı altında diğer türlüsü anlamsız bir rekabet olur sadece.
0
diyecevaplandı
(02.11.25)
çok muallak sormuşsunuz.
"belli durumlar"dan bir örnek verir misiniz?
"otorite, üst gibi olmak", "otoritesi hissedilsin" ile ne kastediyorsunuz, açar mısınız?
"kendisine saygı gösterilsin" beklentisi neden sadece belirli durumlarla sınırlandırılıyor? bence karşılıklı saygı her zaman olmalı.
+1
tnz
(02.11.25)
Her erkek ve her kadın saygı bekler. Saygı iki şekilde hissettirilir, biri kişinin yapısına, hassasiyetlerine, ihtiyaçlarına ve tercihlerine olan saygı, bunları rencide etmemek, mümkün olduğunca yerine getirmek şeklinde gösterilir. İkincisi de saygı sözlerle, ses tonuyla, bazı jestlerle ifade edilir. Mesela saygıdeğer müdürüm, değerli yurttaşlar, sevgili eşim gibi. Hal dili yani içinde bulunulan psikolojinin yaydığı enerji çok etkileyici bir unsur bana göre, hisseden hisseder.

Erkeğin saygı beklemesi eğer (bkz: perestiş) beklemek şeklindeyse o erkeğe kibirli denir en hafifinden (kadın da olsa ona da öyle denir). Ama erkek kendisine gösterilen saygıda genel olarak problem görüyorsa bunun çözümü oturup konuşmaktır bence. Herkes saygı bekler, erkeğin fazladan saygı beklemesi bence normal değildir.

Erkeğin gazı da samimi teşekkür ve övgüdür, o da ayrı.
0
muhayyer divan
(02.11.25)
(5)

Doğu yakışıklısı denince akla gelen ilk isim

sekizdokuzon
Özcan Deniz bence. Perfecto magnificito.Kürt demek istemedim duyuruyu silerler diye.Sizin aklınıza ilk kim geldi?Teşekkürler.
Özcan Deniz bence. Perfecto magnificito.

Kürt demek istemedim duyuruyu silerler diye.

Sizin aklınıza ilk kim geldi?

Teşekkürler.
-8
sekizdokuzon
(01.11.25)
ibo
-1
hold the door
(01.11.25)
Fırat Çelik- gayet Tuncelili. Şakiro değilse de kesin bir ocak dedesi filan vardır onun da emmisi dayısı.

ama yok böyle esmer esmer olsun kaşlı gözlü döşü kıllı olsun erkeği ise "doğu yakışıklısı" o zaman Cihangir Ceyhan, genç de sayılır, Adana'nın yarısı gibi daha güneydoğudan bir yerlerden göçme ailesi diye biliyorum. Hiç bir işini izlemedim ama ekrana yakışıyor
0
subcomponent
(02.11.25)
Eşim:) %100 gold premium kürt kendisi
0
suicides underground
(02.11.25)
apocalipy
(02.11.25)
kenan pars
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.11.25)
(10)

Türkiye'de yasayan biri olarak, Yunanistan'a 2-3 aylık yazılımhizmeti vereceğim. lehime en karlı olacak sekilde nasıl fatura kesebilirim?Ya da en ucuz maliyetle nasıl kesebilirim?

Hifa
Yunanistana 2-3 aylık kısa süreli yazılım hizmeti vereceğim. Sahıs şirketim yok. Invoicing (faturalandırma ) ya da freelancer setup denmiş iş tanımında.Bunun için yunanistandaki yetkililere lehime olacak sekilde nasıl bir teklif etsem güzel olur.
Yunanistana 2-3 aylık kısa süreli yazılım hizmeti vereceğim.
Sahıs şirketim yok. Invoicing (faturalandırma ) ya da freelancer setup denmiş iş tanımında.
Bunun için yunanistandaki yetkililere lehime olacak sekilde nasıl bir teklif etsem güzel olur.
0
Hifa
(27.10.25)
Ben bunu çok anlattım bir kez daha anlatayım.
aşağıdaki şartlar geçerliyse fatura kesmene, firma kurmana gerek yok.

1-Yaptıgın iş yurt dışı firmasına mı? (evet)
2-Para yurt dışından döviz olarak mı gelecek? (evet)
3-Yurt dışındaki firmaya yaptıgın işin daha sonra Türkye'de faydalanmayacak.

Burada en karmaşık iş 3. adım.

Örnek vermek gerekirse siz bir yazılım yaptınız veya tsarım sonra bu yazılım veya tasarımı Türkiye'de bir firma kullanırsa sizin yaptıgınız iş biraz muvazaalı olarak görülüyor.

Yai Türkiye'deki firma bunu direkt sizden alıp kdv ve sizin de elde edilen kârınızdan vergi ödememek adına Yurt dışı firmasına faturasız iş yapmış gibi gözüküyorsunuz.

Burada asıl amaç ülkeye döviz girdisi saglamakken siz kulagı tersten göstermiş oluyorsunuz. Firma işi Türkiye ile alakasız olacaksa hiç fatura falan işlerine girmeyin.

Bu anlattıklarım vergi kanunlarında yer alan istisnadır.
0
liberal
(27.10.25)
firma yurtdışında,
gelirin döviz ise yaptığın şeyin adı yazılım ihracatı.

kurumlar vergisinden %80 istisnası var, kdv'si de yok.

limited şirketinizden faturanızı kesince 5000 usd kazanacaksanız, normalde bunun 1250 usd'sini kurumlar vergisi olarak ödemeniz gerekirken (hiç gider yapmadığınız düşünürsek), bunun %80'ini istisnaya sokuyorsunuz. ve 250usd kurumlar vergisi ödüyorsunuz.

tamamı bundan ibaret.
+1
tchuck
(27.10.25)
bu arada şirketim yok demişsin.
oradan bu parayı fatura kesmeden asla alamazsın.
ya maaşlı çalışanı olacaksın ya fatura keseceksin. 2-3 aylık iş olduğu için maaşlı olamazsın zaten.

o yüzden faturayı kesmek zorundasın. şirketi kurmak zorundasın.
+2
tchuck
(27.10.25)
@liberal'in yazdıklarına katılamıyorum. söylediği şartlar kdv kanununun 11.maddesindeki şartlar. bu şartları sağlıyorsan faturayı kdv'siz kesiyorsun. vergi ödemiyorsun diye bir şey yok. kurumlar vergisi her türlü ödüyorsun.

yazılım özelinde başka istisnalar var. @tchuck'ın söylediği şekilde kazancın %80'ini indiriyorsunuz. sonra da kurumlar vergisinden de %5 düşüp, %25 yerine %20 ödüyorsunuz. yani @tchuck'ın hesabından devam edersek, ödeyeceğiniz meblağ 200 oluyor.

5000 dolar para gelecek, 200 vergi ödeyeksiniz. bence çok iyi oran. ekstra bir şey ayarlamaya beklemeye gerek yok.
0
co2s2
(27.10.25)
liberal'in dedigi dogru.
burada daha önce konusulmustu, ben de o duyuru sayesinde ögrenmistim böyle bir sey oldugunu ve ufkum acilmisti.
o duyuruyu bulursam size linkini göndereyim.
oradaki kisi türkiye'de yasayan ama türkiye ile hicbir ilgisi olmayan bir firmaya uzaktan sözlesmeli olarak alinmis bir elemandi ve gelir vergisi ödemiyordu. belki o bilgiler de isinize yarayabilir. simdi ariyorum.

edit: soru da bu duyurudaki tchuck'un sorusuymus. www.eksiduyuru.com
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.10.25)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim : @liberal'in dedikleri ve @tchuck'ın yazdıkları maaş ile ilgili. duyuru sahibi @hifa, fatura kesmekten bahsediyor. ikisi farklı şeyler. türkiye'de bir şirket ile ya da şahıs olarak yurtdışındaki bir şirkete fatura keserseniz vergi verirsiniz.
0
co2s2
(27.10.25)
bunlar farklı statüler 1-maaşlı eleman olmak - sözleşmesini imzalar, maaşından doğan vergileri o ülkeye öder vs. 2-şirket olarak (isterse şahıs şirketi olsun) yazılım yani "hizmet ihracı" yapma- herkesin anlattığı şey bu zaten
3- duyuru sahibi ne maaşlı eleman ne şirket, (ne de kurmak istiyor) bu durumda kesebileceği tek şey var o da "gider makbuzu" ama onun için de serbet meslek mensubu olarak kaydolmak gerekiyor. yazılım özelinde olan istisnalar gider makbuzunda nasıl uygulanıyor, onu bilen varsa buyursun, yazılımcı olmayıp serbest meslek erbabı olanlar gider makbuzu kesiyor:

www.verginet.net
+1
subcomponent
(27.10.25)
Payoneer uzerinden ilerleyebilirsiniz, parayi oradaki bir hesabiniza atacaklar ve siz TR bankaya cekeceksiniz. Komisyon oranlarina bakmaniz iyi olabilir. Ben debit card istedim, TR bankaya cekmeden atmden cekiyorum gelen giden olursa. Is grafik tasarim.

Ille de is icin kayit olsun derseniz herhangi bir freelance platformundan (freelancer, upwork vs) ilan acsinlar, isi oradan versinler. Yurtdisindan TR'deki platformlarda ilan acilip acilamadigindan emin degilim.
0
klassno
(28.10.25)
Cevaplayanlarda muhasebeci varsa diye soruyorum, aklima geldi:

Yurtdisina bu adam faturayi excelden kesecek neticede. Sahis olarak hazirlayip altina banka bilgileri olarak kendi ibanini yazsa, Ad-Soyad Adres seklinde de kase yaptirip imza kase yapsa ne olacak?
Vergi Dairesi anlarsa oyma olasiligi var ama yurtdisindan para getirmis adam, sahsi hesabina gelmis, bunun pesine mi dusecekler?
0
kartonpiyer
(28.10.25)
@kartonpiyer : teorik olarak evet. kafana göre para getiremezsin

not : muhasebeci değilim. yıllardır yurtdışına hizmet ihracatı yapan firmalarda yöneticilik yapıyorum.
0
co2s2
(28.10.25)
(18)

Yabancı Arkadaşlar Hep Böyle mi?

the man with no name
Küçük bir yere taşındım. Burada Rus bir kızla taşındım. Uzun süre depresyondaymış ilişkileri sebebiyle, bu yüzden buraya gelmiş. Dört aydır bu ilçede ve çalışmıyor, az bir kira verdiği için kalmaya devam ediyor. Biz iki ay önce tanıştık. Benim ingilizcem çok iyi değil. Onunla da pratik etme şansım o
Küçük bir yere taşındım. Burada Rus bir kızla taşındım. Uzun süre depresyondaymış ilişkileri sebebiyle, bu yüzden buraya gelmiş. Dört aydır bu ilçede ve çalışmıyor, az bir kira verdiği için kalmaya devam ediyor. Biz iki ay önce tanıştık. Benim ingilizcem çok iyi değil. Onunla da pratik etme şansım oluyor. Başlangıçta isteğim daha duygusal bir ilişkiydi ama o kafaya yakın olmadığı ya da en azından benimle olmadığını hissettiğim için hiç o yönde yaklaşmadım. Sonra dışarıda görüşmeye hep devam ettik, birlikte çevreyi keşfettik. Dışarıda tüm masrafları ben karşıladım. Çünkü herhangi bir şekilde yönelmedi bile, çalışmadığına verdim. Dert etmedim gerçekten. Kendisine bir arkadaş olarak dahi oldukça ince davranıyorum, zaten karakterim de böyle. Örneğin bir arkadaşım gelmişti, üçümüz birlikte gezdik. Arkadaşımın arabası olduğu için onu da aldık, normalde gidemediğimiz yerlere götürdüm evde tıkılı kalıyor diye. Ama kendisinden bir arkadaş olarak hiç incelik almıyorum. Tamamen canı istediği gibi hareket ediyor. O öyle oldukça ben de öyle olmaya başladım. Çünkü birlikte olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyor bence. Bireyselliği ve canının istediği gibi davranması beni biraz sinirlendiriyor. Ama saygı duyuyorum kültür farkıdır diye.

Kendi ev sahibi ilçeye geldiği için dört gündür bende kalıyor. Ona kendi yatağımı verdim rahat etsin diye, ben koltukta yatıyorum. Sadece canı istediğinde oturup konuşuyor, psikolojiyle ilgilendiği için sürekli birilerini dinliyor telefondan. Ben ilk gün ona da kahvaltı hazırladım, ben onu öyle yemem, şimdi değil diye yemedi. Normaldir dedim. Sonra kendine hazırladı. İlk günden beri toksik ev arkadaşı gibi tavırları var. Ben kendi başıma ev almışım, ev kurmuşum. Evde sürekli bir yerleri eleştiriyor. Şunu neden böyle yapıyorsun, her gün çöp atılır mı, ayakkabıyı neden içeri alıyorsun? Herkes elektrikli şofbenle ısınıyor, neden gün ısı taktırdın falan gibi. Ama bunları kibirli bir tavırla soruyor. En ilginci de yemek pişirdiği tencereyi suya tutup tekrar kullanabileceğini söylemesi. Ben makineye atmayı tercih ediyorum, benim normalim bu dediğinde de kibirli bir tavır hissediyorum. Beni yetersiz gördüğünü hissettiriyor. Her şey ok ama odadan çıkmaması filan çok ilginç geliyor bana. Sonuçta burası bir hostel değil, ben de onun hosteldeki arkadaşı değilim. Biraz kuruldum ama bu kadar bireysel takılması normal mi? Örneğin ben bir şey göstermek istiyorum telefonda filan, şimdi değil diyor haha. Asla kendi ritminden taviz vermiyor.

Bilmiyorum, anlatmak istediğimi anlatabildim mi? Tüm yabancılar mı böyle, ilk kez yabancı biriyle arkadaşlığım oldu ve kültür şoku gibi bir şey yaşıyorum. Ya da ingilizcem süper olmadığı için ve burada kimseyi tanımadığı için sadece beni kullanıyor, bilemedim. Aslında burada çokça Rus da var ama onlarla asla iletişim kurmuyor.
0
the man with no name
(25.10.25)
Yabancı = Türk olmayan kastediyorsunuz sanırım. Niye milyar tane insan aynı olsun? Onlarca kültür var, kültürün içinden onlarca altkültür, normlar, toplumsal kurallar var. Birey düzeyinde binlerce farklılık var, kişilik özellikleri var, kişisel deneyimler var.

Sormak istediğiniz soru şu sanırım:

Bu kişinin bu davranışları geldiği kültürden mi kaynaklanıyor yoksa bu kişide mi bir tuhaflık var?

Anlattığınız şeyler bilinçi davranış seçimleri. Kadınların hesap ödememesi mesela Avrupa’da çok yaygın değil, Rusya’yı bilmiyorum. Ama anlattığınız çoğu şey kişiden kişiye değişebilecek örüntüler. Yani kısacası söyledikleriniz temelinde bence bu kişi biraz tuhaf.
+3
but that was just a dream
(25.10.25)
hem evet, hem hayır.

yabancılar çoğunlukla daha birey merkezli bir hayat yaşıyorlar. herkes kendini esas görüyor, kendine uymayan şeyle ilgilenmiyor. ama sizin arkadaştaki bir tık fazla sanki.
-1
co2s2
(25.10.25)
Sevişmediniz mi daha?
0
Cezcez
(25.10.25)
cezcez +1. sevişmiyorsan böylece win win durumu oluşmuyorsa def et gitsin. ne uğraşıyorsun. bunun yabancı yada türk olmakla alakası yok. karakteri bozuk karşıdakinin.
+1
gercekdunya
(25.10.25)
Hayır yabancılar hep böyle değil. Hiç bir şeyin hepsi öyle ya da böyle değildir zaten.

(bkz: The sexless innkeeper)
+2
anon1m
(25.10.25)
Neden sırf arkadaşlığı devam etmek adına her şeyi yapabilecek gibi davranıyorsun ki? Sana eziyet bu kadın resmen, okurken sinirlendim. Sevgililik ümidi, cinsel beklenti falan da yok.. ee neden arkadaşsın sen onunla? Zorunda mısın?
+1
antihero
(25.10.25)
Belki inanmayacaksınız ama onunla sevişmek istemiyorum. Sevişseydim de bu tavırlarının hissettirdikleri değişmeyecekti. Ben belki kültür farkıdır diye karakterine yormak istemedim ama anlaşılan kullanılıyorum anon1m’in işaret ettiği gibi. Ben sadece incelik görmemem normal mi diye sorgulamak istedim.

@antihero ben de yeni taşındım. Burada pek arkadaşım yok. Bazen oturup sohbet etmek güzel oluyor. Ama oturduğumda da bunları hissediyordum. Sanırım dediğin gibi mesafe koymalıyım artık.
-2
🌸the man with no name
(25.10.25)
hem ekonomik olarak masraflarini karsilatiyor, hem bedava evde kaliyor, hem kendisi bedava kaldigi yerde rahat yatakta yatiyor, hem yatagina kahvalti geliyor, hem sohbet etmiyor, hem de kibirle elestiriyor :) ahahaha
@anon1m'in bknz'i muazzam cuk diyip oturmus. duyuru tarihinin en iyi bakinizi.

bunu iyiliginiz icin diyorum, alinmayin: yaptiginiz enayilik. sözlük tanimi hatta.
kapinin önüne koyun. iyilik borcunuz yok buna, bir daha da görmezsiniz, utanmayin. coktan posta yemeyi haketmis.
18 senelik yurtdisi hayatimda böyle birini görmedim.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
kişinin yaşı kaç? evine geri döndükten sonra böyle böyle yapılırsa böyle böyle karşılık ver, şunu yap, şunu yapma diye nasihat vermeniz gerekebilir. insanlarla nasıl yaşanılacağını gerçekten bilmiyor olabilir.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(25.10.25)
tüm yabancılar böyle değil. çok aklı başında, duyarlı rus arkadaşlarım oldu. ruslar biraz odundur ve çıkarcıdır ama bu ne yabancılık ne de kültürle alakalı birşey.

tavsiyem etrafında tutma. ama mesafe koyduğunda da sana vicdan yaptırıp seni kötü hissettirecek oyunlara girecek. işte o aşamada duruşunu koruman lazım.

bu insan beni hak ediyor mu, ona harcadığım emeğin, ilginin karşılığını alıyor muyun ? cevabın hayır ise bir saniye bile durma.

şunu da düşün bu insanla vakit geçirdikçe kendi özdeğerini de kaybedeceksin ve bu bir sonraki ilişkine-iletişimine de yansıyacak. yani zehirli bir durum.
+1
orpheus
(25.10.25)
hocam sen kendi kendine modern köleye dönüşmüşsün. yakında bu arkadaş bu ev benim sen git dısarda kal der :)

kusura bakma da seninki sevgi veya iyilik değil. enayilik.
+4
koela
(25.10.25)
arkadaşlar tamam, daha vurmayın :) herkese teşekkür ederim yorumları için. sorulara yanıt vereyim.

burası çok küçük bir ilçe ve başka bir arkadaşım olmadığı için birlikte dışarıda epey vakit geçirdik. buradaki tek arkadaşımdı. kendisi 33 yaşında. ev sahibi olayını ben de sorguladım. ev sahibi evrak işleri için ilçeye geldi. ev sahibi de yabancı. ve bu kız da çok ucuza kaldığı için ev sahibine "bu ev benim" demek istememiş. aralarında resmi belge de yokmuş. zaten ülkesine dönmemek için zorluyor, çünkü çalışmak da istemiyor. ben hayır desem orada kalacaktı, ama evde fazla yatacak bir yer yok.

aslında ben işaretleri çoktan aldım, daha mesafeliydim. dışarıda görüşmek için hep o arıyordu genelde. ama böyle bir ricada bulununca da bir şans daha vermek istedim. evdeki tavrından sonra ve bunun kültür farkı olmadığından sizlerin sayesinde emin olduktan sonra zaten daha görüşmeyi düşünmüyorum.
-1
🌸the man with no name
(25.10.25)
Iki Rus arkadaşım var. Ikisi de kadın, 45-55 yaş aralığında. Ikisi de aşşşşırı cömert. Ikisi de benim bildiğim doğrucu ve bu konuda çok inatlar. Genç olan sürekli kız kardeşiyle, kuzeniyle saatlerce telefonda konuşur, daha bireysel takılır. Diğerini bir Türk ev hanımından ayıramazsın.

Bunun haricinde bana söylenen: erkek kazanır maaşını kadının eline sayar, kadın kraliçe arı gibi hem yönetici hem işçi. Çalışmıyorsa ev ve çocukların sorumluluğu tamamen kadının üzerinde. Benim gözlemlediğim: erkek şunu yapalım, bunu yiyelim der, kadın istemiyorum dediği zaman karar verilmiştir. Diretme, ikna çabası vs olmaz.
0
beetlejuice
(25.10.25)
Bir gün bile bekleme. Bu akşam yollarını ayır. Biraz burnunun sürtmesi ya da başkasına bulaşması gerekiyor.
0
gabe h coud
(25.10.25)
benim gördüğüm (uzun süre doğu blokuyla haşır neşir bir işte çalıştım)
benim neslim ve üstü Rus kadınlarda pek bir sorun yok, hatta baya baya benziyoruz (42 yaşındayım)

ama genç nesil ortalamada aşırı maddiyatçı derim ona şaşmadım hiç- ama yine de toplamda huyları ortalamya göre fazla kötü, evi beğenmemesi tencereyi yıkamaması ohoo yani size fazla kıl bir tip denk gelmiş bence.
yabancılar içinde de ben avrupadaki Çinli kızlar kadar benmerkezci, şımarık, aşırı toksik insan görmedim, Ruslar bu ortalamanın altında kalır normalde.
0
subcomponent
(26.10.25)
hayır bence çok tırt ve öküz birine denk gelmişsiniz. elbette bu bireysel bazda bile değişebilen bir şey, sonuçta her türk de aynı değil ama ruslar kültürel olarak bize aslında batı avrupalılardan filan çok daha yakındır. yani gelene bir şeyler ikram etme, samimi davranma vb. konularında daha iyi anlaşabileceğimiz insanlardır ki rus diyorsun mesela belki tatar asıllıdır, çeçen asıllıdır, orta asya taraflarındandır onlar daha bile yakın bize bu konularda.

kültürel farklılık muhakkak olabilir ama bu yaşadıklarınızın bence kültürle alakası yok, anlattıklarınızdan hareketle karşınızdakinin düşüncesiz ve görgüsüz bir insan olduğunu düşündüm. pek çok yabancı arkadaşım oldu. bir fransız arkadaşımla bir sene ev arkadaşlığı yaptım, hırvat sevgilimle altı ay beraber yaşadım. hiç bu tür şeyler görmedim hatta yabancı insanlarla muhatap oldukça ben daha ziyade "ulan birbirimize ne kadar benziyoz ha" diye düşünmeye başladım. misal fransızda yediğinden ikram etme ya da markete bakkala çıkarken "bi şey ister misin" diye sorma huyu yoktu. bana göre bu bir kültürel farktır ama zararı yok. nitekim adam bizimle birkaç ay geçirdikten sonra bunları da yapmaya başlamıştı. yapmasa yine yadırgamazdım ama benim gözümde kültürel fark dediğimiz şeyler bunlardır, bir nevi milletten beslenip üstüne onlara ders vermek kültürle ilgili bir şey değil düpedüz ayılık.
+1
der meister
(26.10.25)
yıllarca yurtdışında kaldım ve farklı memleketlerden dostlarım oldu, şu anda da türkiye'de couchsurfing üzerinden evimde düzenli olarak insan ağırlıyorum. anlattığın profil artık rus kadınlarını ağırlamama sebebim. her millette, her komünitede her tip insan vardır ve hiçbir insan grubu genellenemez, bunda hemfikiriz fakat bugüne kadar 11-12 rus kadın ağırladım (toplamda ağırladığım kadın-erkek insan sayısı 100'den fazla) ve bu 12 kişiden (biri kazak, sovyet zamanı doğmuş, kazakça bilmiyor, anadili rusça) 10 tanesi tam olarak anlattığın gibi davrandı. hiçbir bağımız olmamasına ve evimde konaklamasına rağmen sıfır minnet (lafta teşekkür, ilginin ve çıkarlarının devamı gelsin diye), onlar için yaptığım her şey bir zorunluluk, kendi yaptıkları her şey doğrusu ve benim yaptıklarım ”saçma” vs. vs.ydi. Ben aşırı ilgiye ve insan kullanmaya alıştıkları çıkarımını yapmış ve rus kadını ağırlamaktan vazgeçmiştim, hiçbir sıcaklık görmediğim için. Couchsurfing'de başka onlarca milletten çoook güzel iletişim kurduğum insanlar ağırladım, hala da dostluk ediyorum kendileriyle. Yani cevabım, yaşadığın durum yabancılarla ilgili değil ama böyle bir rus tipi var
+1
tejeve
(26.10.25)
(bkz: kiyakciligin sonu ayakciliktir)

atasozlerini cok seviyorum ya, herseyin cevabi var.
0
cooperr
(27.10.25)
(12)

sokaklara isim yerine numara vermek her şehirde yaygın mı?

messina123
mersinde saçma sapan şekilde sokakların isim yerine numaraları var. illa ismi olan sokaklar da vardır ama geneli numaralı. mesela 103658 sokak, 74985 sokak gibi. sokağımın numarasını hep unuttuğumdan telefon rehberime sokak diye kayıt açtım. sizin şehrinizde de bu numara verme işi yaygın mı?
mersinde saçma sapan şekilde sokakların isim yerine numaraları var. illa ismi olan sokaklar da vardır ama geneli numaralı. mesela 103658 sokak, 74985 sokak gibi. sokağımın numarasını hep unuttuğumdan telefon rehberime sokak diye kayıt açtım. sizin şehrinizde de bu numara verme işi yaygın mı?
+1
messina123
(23.10.25)
Hayır değil.
Mersin'de bu durum benim de dikkatimi çekmişti. Doğuya doğru gittikçe bu durum daha da artıyor diye biliyorum. Bitlis vs
0
artıküyeolmakistiyorum
(23.10.25)
var ama isim de çok var. hangisi daha fazla bilemedim yani.
0
jelly bear
(23.10.25)
İstanbul'un bazı yerlerinde de bu olay var, bu sokak 1000. sokaksa bir alttaki sokak 1010.sokak diye geçiyor, belli bir düzene göre gitmiyor. Eskiden problem olabilirdi ama şimdi GPS var, sokak ismi ne olursa olsun çok da problem değil bence.
0
lamborcini
(23.10.25)
benim oturduğum yerde de sokak isimleri böyle ama böyle 5-6 haneli değil 4 haneli bizdeki bence 4ten fazlası akılda zor tutulur gerçekten de.
0
matilda
(23.10.25)
Ankara'da 4 haneli sokaklar var ama 6 haneli neymiş öyle.
0
anatomik
(23.10.25)
Benim en çok yaygın gördügüm bu olayın izmirde daha çok olması belli başlı caddeler isimden oluşuyor fakat geri kalanın çogungu 4 haneli numaradan oluşuyor
0
limonlu eksi
(23.10.25)
İzmir'in belli semtleri hep numaralı sokaklardan oluşuyor. Ama izmirde benim yaşadığım ilçede sokakların isimleri normal kelimelerdi.

Denizli'de iki sene yaşadım, orada da numaralı sokaklar yaygın.
0
nundu
(23.10.25)
istanbul'da da böyle uygulama var ama ilçe bazlı alışkanlık filan herhalde. tabii bunlarda da sözcük bazlı sokak/caddeler de var, sadece numara/sayı yok.

esenyurt, sultangazi, esenler, bağcılar, arnavutköy filan aklıma gelenler.
0
m e b
(23.10.25)
Muğla, benim bulunduğum mahalle tamamen numaralı sokak ama merkezi ve eski mahalleler hep isim, çiçek adı ya da kişi adı filan.
Sanırım birden yerleşime geçip patır patır sokak açılan yerleri numaralamış geçmişler.
0
subcomponent
(23.10.25)
yurtdisinda yaygin olan ulkeler var.
benim nefret ettigim uygulamalardan biri.
0
cooperr
(23.10.25)
görece yeni yerleşim yerlerinde sokaklara numara verilir. bir yaşanmışlık yok, tarihi bir bağ yok. biri çıkıp şuradan isim söyle yazayım demiyor, sıradan numara veriyorlar. sonradan bu numaralı sokaklardan isim verilenleri oluyor.
0
late viper
(24.10.25)
izmirin tarihi sokaklar hariç nerdeyse tamamı numaralı sistem. hatta bazılarında 7854/45 gibi durumlar da var. sistemi zamanında iyi kurmuşlar. sıralı gidiyor ve amerkan sistemi gibi kendi içinde bir düzeni var.
-skati ! 17. caddeye gidiyoruz. yeni bir ceset bulunmuş:)))
0
ground
(24.10.25)
(11)

sevgili gobeksizler

lemmiwinks
1- ne kadar, nasil spor yapiyorsunuz? ya da yapmiyor musunuz? yapmiyorsaniz ne kadar hareket ediyorsunuz?2- nasil besleniyorsunuz? hic yemediginiz neler var? kendinize odul olarak yediginiz neler var? ya da ne olursa olsun yiyor musunuz?3- six packiniz var mi?4- yasiniz kac? cinsiyetiniz ne?
1- ne kadar, nasil spor yapiyorsunuz? ya da yapmiyor musunuz? yapmiyorsaniz ne kadar hareket ediyorsunuz?
2- nasil besleniyorsunuz? hic yemediginiz neler var? kendinize odul olarak yediginiz neler var? ya da ne olursa olsun yiyor musunuz?
3- six packiniz var mi?
4- yasiniz kac? cinsiyetiniz ne?
+1
lemmiwinks
(19.10.25)
1- hic yapmiyorum ama yapcam. günlük hareket miktarım 6-7 bin adım civarı o da ofiste sağa sola yürümekten ibaret.

2- valla sabahları genelde kahveyle gecistiriyorum. oglen yemeklerinde genelde mercimek corbasi sadece. aksam yemeginde de unsuz ekmeksiz herhangi bir sey, bowl falan genelde.

3- yok.

4- 30 yasinda er kisi.
+1
vedatchilipeppers
(19.10.25)
1. Haftada 3 gün salonda bir gün dışarda ortalama ikişer saat.
2. Kalori ve makro hesabı yaparım. Şeker ve fast food ve de paketli gıdalar tüketmem, sevmem de.
3. Var.
4. Epeyce ve Er kişiyim.
+2
Mirket
(19.10.25)
on bilgi: ben kantarin iki ucunda da bulundum, uc basamakli kilolarda da iki basamaklilarda da bulundum, bir ara hasta gibi zayiftim, simdi isteyerek biraz kilo aldim ama hala gobegim yok.

1- cok zayifken haftada 4-5 gun kosuyordum, su an kucuk cocugum var o nedenle belki haftada 1 kez kosabiliyorum, ama cogu zaman o da yok.
2- galiba ucundan intermittent fasting yapiyorum. kahvalti etmiyor kahve ile gecistiriyorum. ogle yemeginde cok agir ve fazla yemiyorum. ki malesef ust sinirim yok, otursam dur durak bilmeden yerim ama insan cok yememeye cabuk alisiyor.
3- six pack yok
4- 30'larin ortasi, erkek
+2
adrianapole
(19.10.25)
1. Düzenli yoga ve yürüyüş
2. Protein ağırlıklı beslenip her şeyden yerim.
3. Yok
4. 30 larin ortası. kadın
+2
pembediken
(19.10.25)
1- yapmıyorum. ancak stretching filan. arada gaza gelip pilatese gidiyorum. hayatımın en büyük eksiği düzenli spor. yazın bari yüzüyorum. kışın o da yok. home office çalışıyorum işte, o da ayrı sorun. evde her işi kendim yaparım, evin etrafındaki markete pazara yürüyorum, araç almak için son raddeye kadar bekledim, sırf hareket edeyim diye bunlar. bu konuda çok tembelim.

2- sabah acele teslimatım, acil işim yoksa erken kalkmam, varsa işi bitirip kahvaltı yaparım. Türk usulü zengin kahvaltı yapıyorum evde. öğlen öğünü yemiyorum zaten kahvaltı vaktim öğlene yaklaşıyor. akşamı da geç saate bırakmam. ekmek, fast food, abur cubur, meyve suyu, ketçap vs. böyle şeyler tüketmiyorum. ağırlıkla tencere/ev yemeği yapıyorum. kendime göre dengem var yemeğin yanında çorbası salatası gibi. dışarıda da balık ya da kebap mesela. yemek seçmem ama miktarı abartmıyorum. ödül benim için tatlı. kalori saymam.

3- six pack'li hiç kadın yok etrafımda , bende de yok. pilates/fitness hocası, PT vs. 25 yaşında kadınlarda da yok buralarda. bu kadar hareketsizlikle yine kas kitlem iyi, göbeğim olmadığına şükür.
4- 42 kadın.
+2
subcomponent
(19.10.25)
- aldigin enerjiden daha cok tuketirsen zayifliyorsun,
- tabi ekmegi birak,
- erken yat, erken kalk, uykunu iyi al.
-1
designer
(19.10.25)
1. spor yapmıyorum, sağlık için yapmak istiyorum
2. iştahım yok, fazla bir şey yemiyorum. ödül olarak görmüyorum ama tuzlu ayçekirdeği+soda ve hurma+ceviz hoşuma gidiyor bu aralar.
3. six pack yok
4. k, 30lar
0
deartheodosia
(19.10.25)
1- haftada 3-4 gün yogaya gidiyorum. 5-6 gün de ortalama 2 saatlik dans antrenmanı yapıyorum. haftaya spor salonuna döneceğim. 4 gün de ağırlık çalışacağım tekrar.

2- her gün evde yemek yapıyorum. ortalama 2.500 kalori alıyorum. daha çok protein ağırlıklı besleniyorum.

abur cubur yemem almam hiç öyle bir alışkanlığım olmadı, canım da istemez. yılda birkaç kere cips yediğim olur yılda maksimum 5-6 kola ne içerim. genelde maden suyu ve ayran içiyorum. mc donalds burger king vb. yerlerden yemem dışarıda yiyeceksem ev yemekçisine giderim ya da en kötü tavuk ızgara salata falan yerim.

3- six pack yok


4- 29 er kişiyim
0
i wanna go back
(19.10.25)
1- haftada 4 kere 10-20 km koşu + full body workout.
2- kahvaltı yapmıyorum. tatlı yemiyorum. geri kalanı dengeli. her şey yerim.
3- six pack var.
4- 41 - erkek
0
gabe h coud
(20.10.25)
göbek eritmek için spor falan hikaye, bu göbeksizlerin hepsi az yiyor.
+1
duyuruuser
(20.10.25)
1- spor salonunda haftada 5 gün, 1'er saat canım çıkana, donum kıçıma yapışana kadar terleyerek çalışıyorum.
2- yarım tencere pilav, 1 kilo kadar et, biraz salata. ara öğünlerde meyve ve kuruyemiş yiyom. abur cubur yemem. yaz aylarında dondurma alırım biraz.
3- 4 packs var şu an. karbonhidratı kısarsam 6'sı da çıkıyor.
4- 37, erkek

fotoğraf atıyorum buraya zaten. görmüşsünüzdür.
0
yurtsuz john
(20.10.25)
(41)

Eşimle yaşadığımız son büyük tartışmayı yorumlar mısınız? (Evli ve boşanmışlara soru)

mahmuttt
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk. Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırı
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk.

Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırıyor çocuğa zorla saçına tokat takıyor.

O esnada ben koridordayım çocuk baba diye ağlamaya gözlerinden yaşlar gelmeye başlıyor. Tabi bu yüzlerce kere tekrar eden bir sahne olduğu için, artık benim tepemin tasa atıyor.
Gidiyorum içeri ağzımdan bir küfür kaçıyor dayanamıyorum çünkü sonra çocuğu alıyorum kucağıma o odadan çıkıp koridor tarafına geçiyorum.

Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var bu arada.

Bu gibi sözlerinden dolayı dün akşam çok gitmek istediği şehir dışındaki arkadaşına aile ziyaretini yapmayacağız dedim. Çünkü bana bu şekilde saygısız, terbiyesiz konuşan bir insana “hadi gidelim” dediği bir yere gitmek ona “Aferin” deyip ödül vermek gibi geliyor. Katlanamıyorum.

Bunun hazımsızlığı sabah da üzerindeydi diye düşünüyorum bu arada…

Çocukla bu olay yaşanmadan öncesi de var. Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum. Çünkü dün cumartesi tüm günü kendi Çekirdek ailemizle beraber keyifli bir şekilde geçirmiştik. Ve tüm haftayı da.

O da bugün kendi ablasına gitmek istiyordu. Tamam diyorum sabah annemle kahvaltı yapalım; öğleden sonra da ablana gideriz.

Sonra dönüp bana diyor ki annen kahvaltı yapmıştır zaten. Ben de o esnada öğrenmek için annemi arıyorum. Sonra bana diyor ki bana sormadan niye arıyorsun. Sonra telefonu kapatıyorum. O esnada annem geri arıyor. Ben de emrivaki yaparak yarım saat sonra seni alacağız diyorum kahvaltı yapacağız. Bu emrivakiyi yapmamın sebebi ise şu. Annemle çekirdek ailemi bir haftada sadece yarım gün bir araya getirmek bana göre bir yaşlıyı sevindirmek iyi bir şey. Çocuk için de bu ortamı görmesi iyi birşey bana göre. Ve eşim maalesef bu konuda ikna edemediğim için buna mecbur kalıyorum.

Sonra biz çocukla beraber hazırız. Onun giyinmesini beklerken diyor ki ben gelmiyorum. Çocuğu da hiçbir yere çıkaramazsın. Sen git annenle ne yapıyorsan yap. “ Annen neden aramıza giriyor” diyor.

Fakat konik olan annem çok nezaketli gariban bir kadın. Asla eşime karşı karşı bir gün bile en ufak bir kaynanalık yaptığı olmamıştır. İşine karıştığı asla yok, aksine sürekli annelik yapıyor. Bu arada çalıştığımız için beş gün çocuğumuza da o bakıyor.

Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor.

Sonra ben de çok ağır ağırıma gittiği için bir tokat atarak karşılık veriyorum. “Sen bana nasıl vurabilirsin” diye.

Sonra izin verdi ben çocuğu aldım ve anneme geçtim. O esnada kendi annesini aradım. Çünkü kendisi benden önce arayıp yanlı bir şekilde olayları anlatacağına çok emindim.

Annesine bu durumları açtım, konuştum. Annem de kadınla gözlemlerini paylaştı. Dedim ki ben bu olaydan sonra o eve hiçbir şey olmamış gibi gidemem ya siz kendisini çağırın evinize, çocukla beraber gelsin konuşun.

Bu durumu kayınpederime de paylaşın. Ya da siz gelin bir hafta burada hem çocuğa bakın hem de bu konuyu konuşun. Terbiye saygı sınırlarını aşırı bir şekilde aşmış durumda çünkü dedim.

Muhtemelen kayınpeder de arka planda dinliyordu.

Sonra kayınvalidem kayınpedere olayı durumu sansürleyerek anlatır diye durumu bütün açıklığıyla mesaj olarak Kayınpedere de yazdım.

Allah rızası için şu olayı lütfen bir yorumlayın. tecrübe deneyimlerinizle bana bir yol haritası çizin lütfen.

Teşekkürler.

İhtiyaç üzerine Ekleme:

annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
0
mahmuttt
(19.10.25)
Kendisini yetiştirememiş sözde iki yetişkin görüyorum. Arada olan gariban cocuga acıdım.
Bu anlattıklarında da ikiniz haksızsınız. İkinizin de ciddi şekilde düşüncesini davranışını değiştirmesi gerekir ama bu saatten sonra ve fiziksel siddet olaylarından sonra bence bu iş öyle veya böyle bitecek gibi görünüyor.
+6
dedeminhirkasi
(19.10.25)
ikiniz de haksızsınız boşanın kurtulun çocuğa da yazık, ayrıca hikayenin seninle ilgili olan taraflarını yumuşatarak ballıyarak anlattığın belli, niye kadın sürekli annen aramıza giriyor muhabbeti yapıyor?
+7
nahtoderfahrung
(19.10.25)
Saygı ve tahammül kalmamış geçmiş olsun.
+2
anon1m
(19.10.25)
Çocuk varken ayrılmayı kesinlikle düşünmeyin. Son çaredir o ve o aşamaya daha çok zaman var.
Ya ikinizin de saydığı bir aile büyüğünün hakemliğine gidin. Ya da bir aile terapisti bulun. İncir çekirdeğini doldurmayacak büyüklükte devasa sorunlarınız var sizin.
Ayrılın diyenler için de bir atasözü geldi aklıma. Bekara karı boşamak kolay gelirmiş.
-10
Mirket
(19.10.25)
selamlar, yaşadığınız bu sorun için üzüldüm ama her ne olursa olsun eşinize tokat atmanız çok yanlış. bunu geçtikten sonra eşinizin geçinmeye niyeti olmadığını, sizin anneninizle kendisini yarıştırdığını düşündüm. bunu sadece sizin söylemlerinize dayanarak söylüyorum karşı taraf ne der ne anlatır bilemem. sonuçta hakim de değilim avukat da ama her ne olursa olsun üzüldüm.
+2
Fodera
(19.10.25)
öncelikle ikiniz de psikiyatriye gitmelisiniz. bunu kardeşim hastasınız vs. diye söylemiyorum, lütfen kötü algılamayın. öncelikle kendinizi ve neyi tetiklediğinizi çözmeniz lazım. bu süreçte de ilaç desteği yardımcınız olur.

anneniz, arkadaşlar şu bu çok gereksiz bir çok yük edinmişsiniz. siz birbirinizle evlisiniz. o şunu dedi bu bunu dedi, yok annemle kahvaltı falan bunlar sadece ikiniz arasındaki ilişkiyi devam ettirirken yük olan noktalar.

merak etmeyin kimseye bir şey olmaz.

ortada çocuk var iki insan olarak o çocuğun sağlıklı büyümesini sağlamanız gerekli.

tokat vs. zaten rezalet bir durumdasınız. bunu kibarca ifade etmenin yolu yok.

ilişki sürdürmek zaten aşırı zor bir durum daha da zorlaştırmayın kendinize. bi antidepresan alın.

başkalarını unutun ilişkinize bakın.

sürekli ben haklıyım o haklı, ondan bunu esirgerim düşüncelerinden sıyrılın. önemi yok.

bizim düşüncemizin de önemi yok.

sakin olun.
+5
gurur
(19.10.25)
kadin tarafi cocugu coktan silah olarak kullanmaya baslamis. cocugu alamazsin, götüremezsin, görüstüremezsin... üstelik cocugun gelisimini, özgüvenini yaralayacak cirkin laflar ediyor, bunu yapmasindaki amac da kocasini yaralamak. babasinin oglu gibi laflari cocugunu ve esini eziklemek icin sarfeden insanlar bence anne baba olmamali.
ayrica cocugun sacindan memnun degilse götürüp kestirsin sacini yani, erkek cocuguymus madem, her sabah toka takip toplamaya calismak, sonra cocugu bu sebeple aglatip huzursuzluk yaratmak nedir?

"ben kadinim, tokat atabilirim ama sen erkeksin, bana tokat atamazsin" diye bir sey yok. fiziksel temasta bulundugunuz an cinsiyetin önemi kalmiyor, her ikisi de aile ici siddet. üstelik küfür de bir siddet formu.

esine misilleme yapmak icin hödük babasina iki yasindaki cocugun odasinda sigara icirten biri bu kadin. diger yanda sizin emrivakiler, haftanin 5 günü gördügünüz annenize haftasonu bile anacim da anacim diye gitmeyi dayatmaniz, problemleri cözmek yerine ödül-ceza gibi cok primitif mekanizmalar kullanmaniz ciddi sorun. kisilik olarak gelisememis iki insan görüyorum. aranizda saygi, tahammül ve sevgi kalmamis. bu artik bir evlilik degil. ailelerin bu cirkinligin icine cekilmesi de bircok acidan sorun. evlendiyseniz ailenizin kicindan düseceksiniz ya da evlenmeyeceksiniz. haftada 6 gün anasiyla görüsen koca da sahiden cekilecek dert degil.
bazen bosanmalar evliliklerden daha cok huzur ve mutluluk getirir. siddetin oldugu bir evlilikte bir saniye bile durmazdim sahsen.

evli ve cocuk sahibi demissiniz, ben bu iki sartin 1.5'una uyuyorum (gebeyim).
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
Abicim, hani o bosanmalarda cok duydugumuz "Siddetli gecimsizlik" tam olarak budur.
+3
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
ikinci evliliğini yapmış er kişiyim. birlikteliğinizde çok temel sıkıntılar olduğu açık, siz de biliyorsunuz zaten belli bir durum bu. ama benim anlamadığım sıkıntı yaşayıp anne babayı aramak nedir? kusura bakmayın ama bu yetişkin ilişkisi değil, nezaketle söylemek istiyorum ama 20 yaşında köy yerinde evlenmiş insanların sahip olduğu gibi bir ilişki mevcut. burdan sağlıklı bir ömür boyu birliktelik, mental olarak sağlıklı bir çocuk çıkması gerçekten çok zor.
+10
awlmi
(19.10.25)
Ben bekarim, sizin gibi medeni cesaret gösteremedim daha,

o cesareti gösterdiginiz saf duygulara dönmeyi denemelisiniz,

kendini yipratan seyleri karsiya anlat, oda sana anlatsin ve ilk günku gibi olamayi istediginizi soyleyin,

Cocuk herseyi gorur,duyar ve sizin hayatiniz, onunda tercihlerini belirler,

eşin stresi kaldiramiyor ve cocugada bunu yansitiyor, akli selim hareket edemiyorsaniz destek almayi deneyin,
ama siz, ana-babasiniz,akli selim olmalisiniz,bencil olamassiniz artik,

Egonuzdan siyrilarak birbirinize dertlerinizi pozitif kelimeler ile anlatmayi deneyin.
0
designer
(19.10.25)
Herkes çok olumsuz şeyler yazmış. Ben de ikinizi de haksız gördüm.

Bence çocuksuz bir kafa dinlemeye ihtiyacınız var. Ayrıca oturup konuşmaya. Gerçek düzgün bir konuşmaya. Hatta ben olsam baya ciddi ve yer yer kötü xor örneklerle konuşurdum. Kavgalarda boşanma lafının geçmesini hiç doğru bulmam ama bazen en kötüsünü de görmek göstermek lazım. Atıyorum adi Özlem. Derdim ki bak Özlem önümüzde iki seçenek var ya bu şiddetli kavgaya devam edeceğiz giderek dozu artacak ve bir şekilde boşanacağız ya da toparlamak için elimizden geleni kalbimizle yapacağız. Ben sana ve çocuğumuza iyi bir eş ve baba olarak elimden geleni yapmak istiyorum. Hayatın yükünü iki kişi omuzlamak istiyorum. belki şuan boşanmak sana iyi bir seçenek gibi görünebilir ilk başta ama işler senin için benim için olacağından daha zor olacak. Bütün evin yükünü market temizlik araba mevzuları herşeyı ama herşeyı tek yapman gerekecek. Ben sadece çocuğumuzla alakalı olan konularda yardımcı olabilirim. Sevgililer gününde ya da doğumgününde romantik bir hediye isteyeceksin ama benden sonra bu sefer cocukla herseyı dengeye oturtman cok daha zor olacak. Bak beni hala seviyorsun ya da sevmiyorsun bilmiyorum. Bazen saygılı cümlelerinden artık benı sevmedıgını hatta nefret DAHİ ettıgınj dusunmeye başladım. Ama ben seni hala seviyorum. Ve ilişkimiz için çabalamak istiyorum. Her zaman ailemizin direği olarak huzurlu yuvamıza seninle ve çocuğumuzla olmak istiyorum. Ama bunun için sadece benim çaba göstermem yetmez. Öncelikle cocugu bir silah olarak kullanmayı bırakman lazım vs vs vs.

Tabi bundan önce bence tokat için öncelikle özür dile. Cidden özür dile ve birkaç gnü daha dişini sık. Alttan al. Ortalık bir durulsun. 1 hafta fln. O şekilde konuş. Şuan eşinde haklı olarak tokatın siniri olduğu için herşey birbirine girecek. Ve ben olsam cidden bu boşanma seçeneğini de önüne koyar başına gelecekleri söylerdim. Ben boşanmış kadınların da aşırı mutlu olduğunu düşünmüyorum. Kadının toplumdaki rolleri çok fazla. İşte çalışıp kariyer inşa ederken bir yandan ev işleri bir yandan çocuktan kaynaklanan iş yükü. O yüzden hayatın yüküne dair bazı şeyleri hatırlatmak iyidir.

Ve bence eşin çok yıpranmış. Hiç bir insan boşanacağım mutsuz olacağım sinir krizleri geçireceğim sinir krizleri geçirteceğim diye evlenmiyor. Herkes sevdiği ve mutlu olmak istediği için evleniyor. Eşin bir şekilde çok yıpranmış. Ev iş çocuk ev iş çocuk bitmeyen bir iş yükü döngüsü. Hayatın yükü çok fazla omuzlarına binmiş. Ve bu yük altında okdr çok ezilmiş ki neyi görse duysa laf sokuyor geçiriyor bağırıyor sinirleniyor.

Bence eşin ciddi bir konuşma süreci sonrası toparlayabilir. Belki kendisine biraz zaman ayıracak birşeyler yapmak iyi gelebilir. Kendisine zaman ayırması derken evde tek kaldığında evi düzenlemesi temizlik yapması fln değil. Direk kendisi için birşeyler yapması.

Ve de tokatın karşılıklı olması birşeyi değiştirmez. Biz türk toplumunda kadın olarak şiddetin ortasında bir cinsiyet olduğumuz için, ben olsam ben de attığım tokada bakmaz sen nasıl bana vurursun bana vurdu fln derdim. Takıldığım tek şey olabilirdi. Ne yazık ki bu kültürel birşey. Yaşarken burda yazabildiğimiz kadar medeni ve olgun olamıyoruz ne yazık ki. O yüzden ilişkini toparlamak istiyorsan sen sana düşenleri yap da, öncelikle tokadın özüründen başlayarak ve uygun bir zamanda konuşup ona da kendisinin düzeltmesi için zaman tanıyarak. Zaten düzelirse düzelecek yoksa bu şekilde gitmez. Sizin de bir yerde kafanız atıp ayrılmak istemeniz muhtemel.
-2
mobydick
(19.10.25)
"Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum."

2 yaşındaki çocuğunuza haftada 5 gün bu kadının baktığını da yazmışsınız. Çok merak ediyorum çocuk yaparken böyle mi planladiniz mesela "Ee çocuğa da annem bakar bakıcı parası cepte kalır oh mis" ya da bakıcı tutmaya gücünüz yoksa o zaman neden çocuk yaptınız?

2 yaşındaki çocuğun enerjisine Eşinizin dahi yetemedigini zaten kendiniz de belirtmişsiniz. Peki yaşlı anneniz?

Anlattiklariniz 2 kişinin gecimsizliginin vs dışında çok daha temel problemler barındırıyor aslinda.

Çözüm odaklı bakarsak; eşinizle baş başa sakin kafayla her şeyi konusacaksiniz. Hatta bu görüşmeden önce bir kağıda birbiriniz hakkında hoslanmadiginiz her şeyi yazın, görüşmede de tek tek konuşun.

Bunların hepsini de çocuk için yapacaksanız. Yapamiyorsaniz bir an önce boşanın ki çocuğun da hayatı bir düzene girsin.

Umarım çocuğunuz için her şeyin en iyisi olur.
+2
makbur
(19.10.25)
birkaç haftadır neredeyse her haftasonu benzer duyurular ekliyorsunuz, çoğunda da amacınız size "haklı" olduğunuzun söylenmesi gibi geliyor. bunu duymak için de (@nahtoderfahrung +1) anlatımlarınız fazlaca yanlı geliyor. kendinizi pirüpak göstermeye çalışıyorsunuz.

eğer yanılıyorsam da ciddi bir iletişim probleminiz var demektir ki eşinize ve hatta eşinizin ailesine bir türlü bu iyi niyetinizi anlatamıyorsunuz. zira eşinizle yaşadığınız olayı sıcağı sıcağına kaynana ve kaynataya ayrı ayrı aktarmak istemeniz bence aşırı. onların yerinde olsam sabah sabah damat niye beni arıyor, mesaj atıyor der keyfimi kaçırdığı için de sinirlenirdim.

bir de çocuğun her şeyi reddedip, bağırması ve o durumda işine gelen ebeveyn hangisiyse ona yönelmek istemesi bence doğal. sizin buna gösterdiğiniz tepki ise abartı (hatta anlamsız gibi geliyor). zaten bu davranışınız da gününüzün geri kalanını şekillendirmiş.
+4
tnz
(19.10.25)
Uzun uzun yazamayacağım ama ikinizde haksızsınız+1 aranızı düzeltmenin yokuna bakın yoksa işin sonu avukat
İki tarafında fiziksel şiddeti doğru değil sırf bu bile yardımla çözülmesi gereken bir durum
0
basond
(19.10.25)
Çocuk iyi evliliği bozar, kötü evliliği boşar. Bunu bilerek anlaşmanın yolunu bulun. Yoksa çok da uzatmayın. Sonu boşanma olacaksa, ucunda bunu görüyorsan, ya şimdi ya 15 sene sonra.
+1
gabe h coud
(19.10.25)
İkiniz de haksızsınız, +1.

Karşı tarafın iyi kötü neyi yanlış yaptığını görüyorsunuz ama öz eleştiri için; "bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı" sorusuna eşiniz "annen kahvaltı yapmıştır zaten" diyor, kibarca hayır diyor. Ve siz bu cevabı kabul etmek istemiyorsunuz. Üzerine anneniz zaten haftada 5 gün çocuklarınıza bakıyor. Ortada gerçekten karşı tarafı bayan ve sizin farketmediğiniz bir durum var.

"Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var." Bu başlı başına başka bir duyuru konusu. Buna verdiğiniz misilleme ayrıca yanlış. Haklıyken haksız duruma düşüyorsunuz.

"Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor."
İlk olarak sinir krizine giren birinin üzerine gitmek çok yardımcı olmaz. İkinci olarak siz kimsiniz de kime nereye gitmesini ne yapmasını emrediyorsunuz. Çok istiyorsanız en başından tamam ben annemle kahvaltı yapmak istiyorum çocuk kimde kalsın diyin, planınızı yapın.

İki tarafın da sıkıntıları var ama amacınız çözüm bulmak, sorun çözmek değil.

my 2 cents:
-İki tarafta aklında olanları içinde biriktirmeden, sakin sakin paylaşmalı.
-Her konuda anlaşmak ve orta yolu bulmak zorunda değilsiniz. İnsanların sizin annenizle iletişiminizi kısıtlayamacağı gibi, kendi hayatına eşinin ailesini, eşi her istediğinde sokmama, görmeme, kahvaltı yapmak istememe hakkı olduğuna da inanıyourm.
-“yanıma hiç yakışmıyorsun" laf değil, altında yatan ne ise konuşmak lazım.
- tokat kısmına hiç girmiyorum, oturun siz kendi adınıza samimi olarak özür dileyin.
+2
archmage mahmut
(19.10.25)
evli değilim ama
hem haftada 5 gün annem bebeme baksın ---hal böyleyken nasıl kadınla haftaboyu görüşmemiş oluyorsunuz hiç anlamadım? ışınlayarak mı gönderiyorsunuz çocuğu?--
hem de h.sonu annemle birlikte kahvaltı yapalım, diye bir dünya yok...koca olarak bu beklentiniz aşırı saçma.

o dünyanın olması için mesela oldukça ataerkil yetişmiş bir aileden bir eşiniz olması (yani cidden "kız almış" olmanız) lazımdı. mesela benim dışardan gayet modern, çalışan kadın vs olan kardeşim esasen böyledir, "gelin ettik" gitti babasının evine sadece senede 2 kere yarım saat geliyor. ailem fazlaca ataerkil o yüzden kimse için tuhaf değil durumlar -ben hariç, benim kafam ayrı çünkü. neyse, gidip böyle birini "alaydınız" madem böyle bir evlilik istiyorduysanız...

ya da mesela annenizle eşiniz kanka gibi filan olmalı onu sizin "gariban" anneniz olarak değil kendi kankası olarak görmeli.

her türlü, bunu sorun etmeden yapacak (şehirli, modern, çalışan vs.) kadın sayısı oldukça azdır. cidden etrafımda 1 elin parmağını geçmez yani.

5 gün k.valiyeye çocuk bırakmış gelin bir de h.sonu onunla kahvaltı yapacak...bunu "olağan" görüyorsanız o da "anasının oğluşu" der size..işler çirkinleşir. bunu nasıl normal görüyorsunuz? siz hangi gezegende yaşıyorsunuz? kaynana yahu sonuçta, isterse melek olsun. hayret bişeysiniz.

ha eşiniz de çok normal bir insan olsa, zaten annen 5 gün bakıyor, biz birlikte azıcık zamana sahibiz, gel şöyle bir program yapalım der normal makul konuşulurdu. o sizin aileyle kendi ailesini yarıştırıyor, çocuğu götüremezsin diye pazarlıklar filan ,korkunç. burada da onun tuhaf kafasını görüyoruz bence.

eşiniz işine kafası rahat devam etmek, bakıcı parası vermemek, istediği gibi çocuğu geç almak filan türü konforlar için k.valideye çocuk baktırıyor evet, (e aynı rahatlıklar sizin için de var ama sizin anneniz, onun değil, ona minnet borcu çıkıyor, gıcık bir durum...). yüksek ihtimalle siz 2niz anneniz olmasa zaten çocuk filan da büyütemezsiniz de ortalama Türk gibi siz de ailelere güvenip yapmışsınız işte. sonra neden 20 yaşında evlenen köylü gibi aileler herşeyin içinde deniyor, kuzum aileler olmasa hayatta kalamıyorlar çünkü, ondan olabilir mi?

neyse, eş bu duruma karşı zaten öfkeli (kendi çocuğunu kendisi büyütemiyor) olduğu için pasif agresif şeyler yapıyor. bu model türk kadını genellikle olmasını istediği ama olduramadığı şeylere karşı böyledir. intibam bu yönde... çünkü olmasını istediği o şeylere layıktır aslında.

misal sizin mesleğiniz değil de x meslek birini istemiştir, k.valideye baktırmak değil yabancı dadı isterdi, ama oluyor mu bunlar. olmuyor. e öyle bir imkan yok.
enteresan şekilde yine aynı türk kadını bu imkanları sunmasını da eşten beklediğine göre (çünkü neden evlendik o zaman?) öfkeleneceği kişi sizsiniz...."yanına yakışmıyor"sunuz. (ya da kendi fikrince layığını bulamadığı için aslında kendinedir öfkesi artık bu kadarı psikiyatrist işi benim işim değil)

kısacası ne o sizin beklentilerinizi karşılıyor ne de siz onun beklentilerini karşılıyorsunuz...böyle anladım.

boşanınca aşırı iyi bir nafaka ev araba herşeyi vermeyecekseniz öfkelenir öfkelenir geçer, şu anda boşanmaz. tümden deli değilse, onu tek bir konudan bilemedim açıkçası.
kadının şimdi yükü 80se boşansa 180 olacak çünkü. küçük çocukla boşanmak kolay değil. çocuk tamamen kadına kalıyor. kadın daha toka takarken deliriyorsa yemez yani boşanmak. çocuk büyüdükten sonra bu durum değişir.

ha 1-kadının aileden filan durumu iyiyse 2-cinsel hayatınız kötüyse 3-size olan öfkesinin arkasında başka birisinin ilgisi de varsa, o zaman o boşar zaten.

sevgi nerede burada...
valla bilemedim. ortada seven biri var gibi geçmedi konu. birbirine tokat atabiliyorsan sevmiyorsundur , bencesi böyle.
+2
subcomponent
(19.10.25)
boşan diyenlere bakma sen kardeşim.
sorumluluk sahibi, çözüm arayan bir baba için çıkış yolu her zaman vardır.

Annenle olan bağını korumak istiyorsan, bunu eşinle çatışmadan değil, uzlaşarak yapmanın yollarını ara
-2
jamswety
(19.10.25)
Resmen sen haklısın diyelim diye acayip taraflı şekilde anlatmışsın ama evli bir birey olarak haksızlığın buram buram kokuyor.

Karının tek hatası çocuğa bağırmak ve sert davranmak. Bu büyük bir hata. Geri kalan her şeyde sen haksızsın. Böyle bir kocam olsa zevkle boşardım. Öyle bir boşardım ki boşadığım için aklıma geldikçe sevinç duyardım.

“Yaşlı zavallı anneciğin” ile zaten haftanın 5 günü görüşüyorsunuz sanki aylarca görüşmemiş gibi bir haftasonucuk kahvaltıcık diye küçültmeye gerek yok. O kadar yaşlıysa çocuk baktırmayın zaten orda çelişki var.
Tüm hafta içi çalışıp yorgun argın bir tek haftasonunu bekliyorsun ve o da ne? Haftasonu yine KAYNANA. Oldu mu yani kim kabul eder bunu? Bir de emrivaki yapmaklar geleceksin diye bağırıp çağırmalar.

Üf yazamayacağım daha fazla sinirlerim bozuldu. Evli çocuklu bir insan olarak bunları okuyunca cinnet geliyor bana. Gidip kocamı öpüp şükür edeceğim. millette ne adamlar var ya.
+2
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
haklı olduğun taraflar çok ama taraflı anlatıyorsan bilemiyorum. tokat işi çok yanlış. uç bir nokta. çocuğu bir yetişkine bırakıp 1-2 saat baş başa konuşmayı deneyin. iki tarafın da adım attığı bir konuşma olursa sürüyor öbür türlüsü zaten mahkeme.
0
summerjam0306
(19.10.25)
kanka boşa gitsin. sana tokat atma gibi bir şeye cürret ediyorsa ahlaksızın önde gidenidir. yanıma yakışmıyorsun falan ne demek. ben olsam dünyanın kaç bucak olduğunu çok fena gösterirdim ona. erkek ol ve boşa. hiç ılımlı olayım anlayış göstereyim deme. bu tipler öyle şeyleri prenseslik olarak adlandırır. acıma.
-1
archmeister8
(19.10.25)
Çocuğunuz çok muhtemelen normalde annesinin sözünü dinleyecekken, sizin vereceğiniz tepkiyi bildiği için huysuzluğu artmış.

Kadın gayet kibarca kahvaltıyı annenizle yapmak istememiş, üstelik başka arkadaşlarıyla olan planı “cezalandırmak için” iptal etmenize rağmen kibar davranmış yine, siz emrivaki yapmışsınız. Üstüne de odaya çekip “had bildirmişsiniz”, üstüne de kadını kendi anasına babasına şikayet etmişsiniz hem de annenizle bir olup.
Ya allah eşinize sabır versin. Bir kadını ne kadar bunaltabilirseniz o kadar bunaltmışsınız. Şiddet kötü bir tepki ikiniz için de, hele de evde çocuk varken haklı görmüyorum ama bir kediyi bile bu kadar köşeye sıkıştırırsanız, tırmalar.
+6
physcos physcos
(19.10.25)
Bitmiş okeye dönüyorsunuz. Boşa zaman kaybetmeden boşanın. Ben böyle evliliklerin devam etmesini ve devam etmesini tavsiye edenleri anlamıyorum. Mesela siz bu saatten sonra nasıl seks yapabileceksiniz ki?
Sizinki evlilik değil ev arkadaşlığı olacak.
İşte birbirinizi tam anlamıyla tanımadan 5 yıl evli kalmadan çocuk yapmamak bu yüzden önemli.
+1
dawsonscreek
(19.10.25)
ikiniz de anormalsiniz. sakın boşanmayın, başka insanlarla evlenip onların da başını yakmayın
0
benarrivo
(19.10.25)
karın haklı.

annenle her hafta sonu görüşmek zorunda mı? zaten annen haftanın beş günü evinizde görünüşe göre. zorla kahvaltı yaptırtmaya çalışıyorsun, kadın istemiyorken. sonra tartışıyorsunuz ve anne babasına ispiyonluyorsun. pardon sen nasıl bir yetişkinsin? onun kendi annesiyle dertleşmesi ile senin aileleri karıştırman ve onu anne babasına şikayet edip durman aynı şey mi? kadından fiziksel olarak da uzaklaşmışsın ki çoğu aldatmalar ve boşanmaların kaynağı yatak odası. tabii senin duygularını da anlıyorum bu noktada ama yanlış bir davranış. bunun dışında söz verdiğin geziyi sırf ceza olması için iptal ediyorsun, halbuki belki gitseniz eşin sana minnet duyacak ve aranızdaki buzlar eriyecek.

kadın yorgunluğunu ve bıkkınlığını çocuğuna yansıtıyor olabilir ama ne korkunç bir anne!!!! demeden önce kanını canını çocuğu için verebileceğini düşünüyorum ben, burada eşinin yanlışı aranızdaki olumsuzlukları çocuğa yansıtmak.

haksızsın.

edit: sondan başlayarak yorumları okumaya başladım, physcos physcos +1 çocuğun annesinin sözünü dinlememesi de babasının nasıl davranacağını bilmesi. üstelik gidip kadına küfrediyorsun yok yere.

edit2: hızımı alamadım, Gradient_tabanlı_mor +1
+3
deartheodosia
(19.10.25)
düzenleyemedim, eşinin “yanıma yakışmıyorsun” demesi de muhtemelen onu yatak odasında reddedip durmandan kaynaklı bir yorum.
+1
deartheodosia
(19.10.25)
Eşin senin her hareketini abartmış. Sen anne sevgisini biraz abartmışsın çünkü eşin sen değil, ona göre bu hafta nasıl geçti bilmiyoruz, sen de bilmiyorsun, belki farklı şekilde rahatlamaya ihtiyacı var. Evli çiftlerin her hafta sonu anne baba ziyaretine gitmesi bana çocukluktan çıkılamadığını düşündürüyor.

Burada sorun senin eşini görmüyor, ihtiyaçlarını (özellikle duygusal ihtiyaçlarını) fark etmiyor olman, ben öyle anladım. Çünkü bir kadın çocuğuna bu kadar basit bir şeyden öfkelenmez. Belli ki deli gibi dolu, ağzından burnundan taşıyor.

Her hafta sonu anneni görmeyin. Onun annesini de görmeyin. Yaşlı sevindirmek tamam ama önce siz önemlisiniz. Eşin bunalmışsa önce onu ferahlatmak zorundasın, annen ikinci planda artık bu hayatta. Çünkü sen bir kadınla evlisin. Anneni yok say demiyorum, annenle bu kadar sık görüşme, hele ki eşin iyi değilse eşini rahatlatmadan hiç görüşme.

Bir ailenin annesi mutluysa o aile her türlü mutlu olur. Bu anne senin annen değil eşin. Bir kadını mutlu edecek tek kişi ise eşidir arkadaşım, başka kimse değildir.
0
muhayyer divan
(20.10.25)
öncelikle boşanmayın bence. en en son çözüm bu olmalı.

biri demiş eşin çok yıpranmış çocuktan çıkarıyor diye yüzde yüz katılıyorum bu yoruma. siz el bebek gül bebek büyütülmüş olabilirsiniz gariban ananız tarafından ama çağ değişti şartlar değişti bi kez olsun karınıza sordunuz mu neyin var seni bu hale getiren nedir diye?

haftada beş gün anneniz bakmıyor mu çocuğunuza? bir de haftasonu neden annenizle vakit geçirme ihtiyacı duyuyorsunuz? benim kocam peş peşe iki gün kendi annesi babasıyla vakit geçirince üçüncü gün fazla geliyor istemiyor kaçıyor normal değil sizin anne bağımlılığınız.

biri daha demiş sizden yüz buluyor, çocuk annesini dinlemiyor. ikilik yaratmayın çocuğun hayatında. böyle böyle anne kötü oluyor.

eşinizle ciddi konuşun belli ki bir sorunu var. evden bunalmış olabilir işten bunalmış olabilir. hiçbir şey yapmamaktan bunalmış olabilir. mutlu bir kadın ne bunları size yaşatır ne de çocuğunuza. kendi ister annenizle hep buluşmak.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Boşanmak çözüm değil ben boşandım bu anne düşkünlüğünü çözemedim. Evliyken annesinden çıkmazdı şimdi de velayeti bende olan çocuk her dakika annesinde olsun istiyor eski eşim. Çocuğun okulu ödevi hak getire, kafaların değişmesi lazım. Haftanın altı gününü bir çocuğun babaanne ile geçirmesi normal değil. Çalışan anne çocuğu ile sadece haftasonu etkinlik planlayabiliyor onu da kayınvalide ile neden geçirsin?

Aranızda saygı kalmamış tokat, kötü söz vs. çok çirkin ama çözüm eşinizin kök ailesi olmamalı. Aile olan siz eşiniz ve çocuğunuz sorunun çözüleceği yer de sizin eviniz. Aranızda uzun uzun konuşun ve kesinlikle destek alın derim.
+1
cilekli pasta
(20.10.25)
annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
-6
🌸mahmuttt
(20.10.25)
Alışkın olduğum bir sahne gözümün önüne geldi.

Bana göre sen haklısın ama senin de bazı olumsuz davranışların var belli ki.

"yanıma yakışmıyorsun" lafı çok kritik, boşa söylenmez. Barışsanız bile buranın üzerine git.
Böyle bir kadına karşı yapılacak şeyler çok sınırlı. Ailelere haber salmakta da iyi yapmışsın, neyin ne olduğunu bilsinler, herkes kendine çeki düzen versin. Arada çocuk olduğu için alttan alan kişi sen olman lazım. Biliyorum içinden gelmeyecek ama yalandan da olsa git özür dile, çiçek al, hediye al. hevesle story atacağı mekanlara götür.

2-3 gün geçtikten sonra psikoloğa gidelim iyi gelir de (ilk başta genelde ret ediyorlar uzatma, ara ara lafı geçirerek ikna etmeye çalış).

ilişki sıklığını arttırın bunun çok faydası oluyor.
0
duyuruuser
(20.10.25)
geçmiş olsun.

anlattığınız ortamda en olgun kişinin 2 yaşındaki çocuk olması çok acı.

sizin iki eş arasında olan rekabet ve üstünlük kurma hevesini kırmanız lazım.
+2
galahad reloaded
(20.10.25)
Bir eşiktesiniz, sevginin vb durumların bittiği, olgunluğun ve birbirinizin kararlarına saygı duyma evresinin başlayacağı, aynı zamanda çocuğun durumunu da dikkate alarak normal insanlar gibi yaşayacağınız bir geçiş bu.
Bu durum biraz sürebilir, neredeyse her evlilikte oluyor, bir tarafın sakin kalarak kendini geri çekmesi lazım.
Zor bir durum değerlendirmek tabi size kalmış ancak bu eşiği aşsanız bile ben bu evliliği çok sürdürülebilir bulmuyorum mutluluk açısından, mutlu olduğunuzu düşünmüyorum.

İkinizin de haklı ya da haksız olduğunuzu da düşünmüyorum, sadece bir uyumsuzluk gözlemliyorum. bu tür durumlar bir kök sebebin tetikleyicisi, dediğim gibi bekleyerek ve olgunlaşarak, ya da bir bilene giderek bu sorunları çözebilirsiniz. Ama ne olur çocuğu bunlarla etkilemeyin.
0
va
(20.10.25)
Eşinizin çocuğa zorla toka takmasına sinir oldum çocuk ne istiyorsa onu yapmak çok zor değil herhalde. Tokası olsa ne olur olmasa ne olur.

Haftanın beş günü gördüğü kaynanasını herrr hafta sonu da kadın görmek istemiyor bundan daha doğal ne olabilir? Siz gidin görün, kadını niye peşinizden sürüklüyorsunuz?

Arayıp velisine şikayet ettiğiniz yeri okurken patladım kusura bakmayın :d evlisiniz ve çocuğunuz var ya aileleriniz niye bu kadar her şeyin içinde? Bir yuva kurduğunuzun farkında değilsiniz, üzücü.
+3
sadakatsiz
(20.10.25)
reyiz halen daha anne bağımlılığını göremiyorsun bir de anlayış bekliyorsun.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Acilen boşan.

çocuğu yapmış nafakayı garanti altına almış kadın sendorumu yaşatıyor sana.

''yanıma yakışmıyorsun'' kasıtlı bilerek düşünerek söylenmiş bir söz.
0
xu
(20.10.25)
yanıma yakışmıyorsun lafı neyin lafıymış onu bir aç.
seni mi beğenmiyor artık.
çok mu güzel kadın.
işin sonu aldatmaya varmasın sonra?
eğer böyle bir durum yoksa boşanma.
oturup güzelce konuşun. kadın biraz sıkıntılı sen daha mantıklısın.
en azından bu aralar biraz daha idare et.
sen bayağı darlanmışsın.
0
OgutucuRecep
(20.10.25)
ben ailelerin araya sokulmasini anlattiginiz sekilde yanlis buluyorum, kendi iliskimde kesinlikle yapmayacagim bir sey. bence evlilik iki kisi arasindadir. ama elbette tercih ve yetistirilme meselesi. siz nasil uygun goruyorsaniz.
cocugunuzu neden krese vermeyi, belki en azindan haftada bir kac gun dusunmuyorsunuz? 2-3 yasindan itibaren cocuklarin yasitlari ile oyun oynamaya ve ebeveynlerine ihtiyaclari var aslinda daha cok, anneanne/babaanne'den ziyade. ben bunun ayrica evliliginizi de degistirecegini dusunuyorum, zira eslerin de birlikte kaliteli zaman gecirmeye ihtiyaci var, simdi sanki anlattiklarinizdan daha cok ailelerle birlikte toplu bir evlilik gibi geldi kulaga. zira mesela cocugunuz haftada 2-3 gun krese gitse, haftada bir aksam annenizden cocuga bakmasini isteyip esinizle birlikte sinemaya gidebilirsiniz belki, bir yemege cikarsiniz? bu hali ile, evden ise isten eve, e anne zaten her gun cocuga bakiyor, bir de bir aksam da baksin istenmez. ben anlattiginiz yasamda bogulurdum diye dusunuyorum.
ayrica unutmayin, bu kadinla evlenmenizin bir nedeni var. bir noktada begenmissiniz, o donemde yaptiginiz her ne idiyse o donemde keyif almissiniz, onlari hatirlamaniz onemli, her ikinizin de. birbirinizi sevdiginiz donemi, birbirinizde ve birlikte sevdiginiz seyleri hatirlamak onemli. bu anlattiginiz programda bunlari unutup kaybolmak cok normal.
ancak elbette, dedigim gibi hem herkesin hayati, aliskanliklari bambaska hem de disardan konusmak daha kolay.
0
kassiopeia
(20.10.25)
Oncelikle cocugun yaninda esine kufur etmen muthis yanlis. Bu gibi hareketleri yapiyorsan esinin psikolojik durumunu sen bozmus olabilirsin.

Bunun disinda anlattiklarinda haksiz oldugun bir konu gormedim. Anlattigin davranislari hic uygun degil. Ailesine durumu anlatmakla iyi yapmissin. Esine saygisizlik yapan kadinla aile olmaz. Ayrica buradan tavsiye almani onermem, anne bagimliligiyla konunun alakasi bile yok.

Cocugu boyle bir ortama daha fazla maruz birakmadan bir sekilde cozersiniz umarim. Tam psikolojisinin oturacagi yaslar ve hep sandigindan fazla seyi gorur, hisseder ve anlarlar.
0
osssy
(20.10.25)
neredeyse aynı şeyleri yaşadığım için sizi çok iyi anlıyorum. anne bağımlılığı vesaire kimseyi dinlemeyin. eşiniz yokken anneniz vardı. anneye gidilecek. anneye gidilmiyorsa kimseye gidilmeyecek. bu kadar basit.

ancak ne olursa olsun sizi tek taraflı okuduk, sizin de kabahatleriniz olmuştur. karşılıklı tokatlar falan ne oluyoruz? iki tarafın da kabahati olmadan işler bu raddeye gelmez. bu noktada suç ile kabahati ayırmak lazım. suçunuz yoktur ancak mesele buraya gelmeden bazı şeylerin önlemini almanız gerekiyordu. örnek vereyim. ben boşanmış biriyim. boşanma sebebim eşimi gereğinden fazla serbest bırakmak. çocuktan sonra işini bıraktı, bir süre çocuğa baktı ancak çocuk okula başlayınca sürekli gezmeye başladı. okul tatillerinde de sürekli memleketine ailesinin yanına gitti çocukla. halbuki şimdi anlıyorum, bağırıp çağırıp evde oturtacakmışım. karşı tarafa müsamaha göstermeyi, bazen iyilik ya da saygı zannediyoruz ancak karşı tarafı kendi hatalarından da korumamız gerekiyor. gerektiğinde sesinizi yükselterek.

bu anlattıklarınız çerçevesinde sizin tek hatanız, şiddete şiddetle karşılık vermek olmuş. yanlış. yanlışa yanlışla cevap verilmez ve ne olursa olsun siz erkeksiniz, onun tokadı ile sizin tokadınız bir olmaz.
-4
co2s2
(20.10.25)
Eşin hafta içi çalışıyormuş, o halde hafta sonunda aile ile ecirmek istemeyebilir. Sizin zorlamanın saçma. Sizinle kahvaltı yapmak isteyebilir ama her hafta zorlaman saçma. Ayda bir normal. Ve bunu eşinle paylaşırsan kabul edecektir,kabul etmiyorsa o zaman haksız duruma geçer. Ayda bir de onun ailesine gidersiniz.
Bu arada sen anneni daha sil görmek istiyorsan kimse sana karışamaz. Git görüş ancak bebeğini götürme. Çünkü kadın zaten 5 gün yorulmuştur. Extra zorluk çıkarıyorsun..bal olsa yenmez her gün.

Eşine neden sürekli had bildirme derdindesin? İletişim kuramıyorum bu da ilk hatalının sen oluğunu gösteriyor. Saçını acımıyorsa al coxugu kalır,annesi yakala akala diyip oyuna cevir,coxugu yatakta ye,üzerine esini de at,onu da ..o anı geçir. Ama sen ne yapıyorsun küfür ediyorsun. Bence olayları idare etme sürecinde sorunlu birisin.
Kusura bakma ama eşinin haksız olduğu her noktanın öncesinde senin haklı davranışın olduğu için havanın büyüğü sende
0
hacirotti
(06.11.25)
(8)

Hangi şampuanı kullanıyorsunuz

arbre
Uzun süredir Pantene Güç Ve Parlaklık kullanıyorum. Değiştirmek istiyorum.Öncelikle bir cilt rahatsızlığım var. Hafif sedef. Ve cildim çok kuru. Hangi şampuanı önerirsiniz? Nemlendirici olması gerekiyor sanırım. Bir de benim için saç kreminin bir faydası olur mu? Sağ olun.
Uzun süredir Pantene Güç Ve Parlaklık kullanıyorum. Değiştirmek istiyorum.

Öncelikle bir cilt rahatsızlığım var. Hafif sedef. Ve cildim çok kuru. Hangi şampuanı önerirsiniz? Nemlendirici olması gerekiyor sanırım. Bir de benim için saç kreminin bir faydası olur mu? Sağ olun.
-1
arbre
(04.10.25)
grimavi
(04.10.25)
seboreik dermatit sebebiyle vichy dercos ama genelde kullanmıyorum. su tutup geçiyorum
0
glamdr1ng
(04.10.25)
markette satılan hiçbir şampuanı kullanmanı önermem öncelikle.
0
jelly bear
(04.10.25)
yves rocher'nin yıpranmış saçlar için/nemlendirici etkili filan yazan ürünlerinden kullanıyorum şu sıra

ama
ben çok şampuan değiştiririm her markanın onarıcı (bazıları yatıştırıcı) /nemlendirici/kuru saça yönelik (sülfatsız) ürününde illa bişey yağı var zaten yok jojoba yok kukui var bişey.

belime kadar saçım var, hacimli, kalın telli (her ne kadar 20 yaşındaki gibi olmasa da hala ortalamaya göre sık)
gel gelelim eskiden asla kırılmayan asla karışmayan saç artık giderek kalitesini kaybediyor, (yaşlanmak böyle bişeyse demek). saçım da cildim de kuru.

eskiden "kuru saç"a özel, nemlendirmeye vs. yönelik hiç bişey kullanmazdım sıradan market ürünü hatta düz sabunlar geçerdim fakirken filan :D saçın zamanla ya da yere suya göre huyu karakteri değişiyor. benim çok elektrikleniyor da kıvırcık olmamasına rağmen krem daha çok bu konuda işe yarıyor.

hem bu tür ürünler hem krem (krem kullanmayınca daha fazla çitişiyor, krem yumuşatıyor, yatıştırıyor) hem arada sırada destek bişeyler kullanıyorum. krem kullanmasam benim saçım 15 gün filan yağlanmaz sanırım, krem biraz ağırlaştırıyor saçı bu da var.

bana iyi gelen bir şampuan da shea butter'lı ürünler belki ilk bunlardan birini denemelisiniz. ya da kendi başına shea butter deneyebilirsiniz.

şampuan ve saç kreminden hariç hindistan cevizi yağını da kendi başına kullanıyorum uygulayıp 1-2 saat bekletip duruluyorum o çok güzel yumuşatıyor hem de deriye temas etmiyor sizin hastalığınıza bir zararı olmaz.
0
subcomponent
(04.10.25)
Alpecin
0
mikahakkinen
(04.10.25)
Alpecin +1
0
Bruce
(04.10.25)
Kerastase - Bain de Force Quotidien
Kerastase - Bain Densité Homme
0
gabe h coud
(04.10.25)
İpek
0
Hallegadola
(04.10.25)
(2)

Akyaka'dan Kas'a ulasim

14
Merhaba. Ufak bir sezon sonu tatil planliyoruz da arabasiz olacak. Akyaka'dan Kas'a nasil gideriz? Dalaman havalimani uzerinden geliyor aklima ama daha Ppratik bir rota var mi? Agir valizimiz vs olmayacak.
Merhaba. Ufak bir sezon sonu tatil planliyoruz da arabasiz olacak. Akyaka'dan Kas'a nasil gideriz? Dalaman havalimani uzerinden geliyor aklima ama daha P
pratik bir rota var mi? Agir valizimiz vs olmayacak.
0
14
(01.10.25)
Akyakadan muğlaya otogara gidip yarım saatte bir kalkıyor. Muğla kaş otobüsüne binip gidiceksiniz.
0
mikahakkinen
(01.10.25)
Kaş arabalarının bir kısmı Gökova kavşağında duruyour diye biliyorum direkt akyaka-kaş olarak bulabilirsiniz
0
subcomponent
(03.10.25)
(6)

Kadınlar donla gezer mi ev almak geçmişte kalır mı ve başka spekülasyonlar

Batuhanolabilir
Bu soru tamaamen boş yapma maksadıyla sorulmuştur. Vay yobaz bilmem ne demeyin. Şimdi bugün giyilen şortlar çok değil 150 sene öncenin paçalı donuydu hatta ondan da kısa. Peki bugünün donları yarının şortuna veya adına ne diyecekseniz osuna dönüşür mü? Dönüşecekse bu öngörüyü nasıl paraya dönüştüreb
Bu soru tamaamen boş yapma maksadıyla sorulmuştur.


Vay yobaz bilmem ne demeyin. Şimdi bugün giyilen şortlar çok değil 150 sene öncenin paçalı donuydu hatta ondan da kısa. Peki bugünün donları yarının şortuna veya adına ne diyecekseniz osuna dönüşür mü? Dönüşecekse bu öngörüyü nasıl paraya dönüştürebiliriz?

Ayrıca eskiden arazi almak diye bir şey vardı. En fakir garibanın bile 100 dönüm arazisi vardı çünkü insan azdı ve başka nedenler vardı (bilmiyorum o nedenleri) ama eskiden insanların arazisi vardı. Yani onlara ait değildi belki ama tahsis edilmişti al sen buranın pezanısın tımarlısısın serfisin diye. Ayrıca iskan imar sorunu da yoktu yapabildiğin binayı yap. Şimdi o da yok.

Şimdi bugün ev alıyor insanlar acaba yarın öbür gün bu alanda da bir küçülme gerçekleşir mi? Ev sahibi insan sayısı azalır mı? Azalırsa bir evi iki üç ailenin hisseli satın alması gibi çözümler başlar mı? Bu gerçekleşirse bunu nasıl paraya dönüştürebiliriz?


Dünya nüfusu çoğalmaya devam edecek mi? Bu beraberinde çevre kirlenmesini önü alınamaz bir hale getirebilir mi? Mesela nasıl ki dünün serf yiyeceği elma bugün organik (zehirsiz) elma adıyla bir lüks yarın bugünün serf yiyeceği lükse dönüşür mü? Bu gerçekleşecekse bunu nasıl paraya dönüştürebiliriz?

Hep azalanlara baktık. İnsan ömrünün uzaması, ailelerin dağılması gibi konular vsr bence huzurevleri güzel para kazanacak orta vadede

Başka spekülasyonlarınız varsa paylaşabilirsiniz
0
Batuhanolabilir
(16.09.25)
"En fakir garibanın bile 100 dönüm arazisi vardı çünkü insan azdı ve başka nedenler vardı (bilmiyorum o nedenleri) ama eskiden insanların arazisi vardı. Yani onlara ait değildi belki ama tahsis edilmişti al sen buranın pezanısın tımarlısısın serfisin diye. Ayrıca iskan imar sorunu da yoktu yapabildiğin binayı yap. Şimdi o da yok."

Hocam kafanda alternatif bir tarih oluşturmuşsun, biraz gerçek tarih oku
0
grimavi
(16.09.25)
Ben oyunlardan gördüğüme inanırım
0
🌸Batuhanolabilir
(16.09.25)
dunyadaki demografik ve teknolojik degisimler yuzunden bircok spekulasyon veya firsat var:

- insanların daha uzun yasiyor dedigin gibi ve dogum oranlari dusuyor. ortalama yasam suresi 100'e dogru gidiyor. yaslı nüfus için sağlık hizmetleri, bakım merkezleri ve özel konut cozumlerine olan talep artar

- genç nüfusun azalması işgücü piyasasında boşluklar yaratiyor. yapay zeka da gelisiyor. bu da otomasyon, yapay zeka ve robotik çözümler için bir fırsat doguruyor. yapay zeka her alana yayilir ve bircok meslek/insan gucu yok olur

- sehirlesme yogunlasiyor, verimli yaşam alanları, paylasimli konut vs. deger kazanir
0
ermanen
(16.09.25)
Kültür çok güçlü bir şey, insan kendi kültürel çerçevesini çoğu zaman doğa yasası sayıyor.

Çıplaklık konusunda geçmişten geleceğe düz bir çizgi çizmişsiniz. Bu doğru değil. Dünyanın birçok yerinde lokal şehir ve kabile kültürlerde bize göre "resmen çıplak" denebilecek giyim tarzları da var. Geçmişte de böyleydi, antik yunan'da özellikle erkeklerin çıplaklığı kahramanlıkla iç içe bir olguydu. Buna karşın aynı dönem pers kültüründe oldukça kapalı bir giyim vardı. Bu doğrusal bir çizgi değil.

Toprak işleri tarım toplumu olmanın zorunlu bir uğraşı. Tarımsal verimlilik gelişmeye devam ederse tarıma ayrılacak iş gücünde düşme beklenebilir. Ancak bir noktada verimlilik sağlayan teknolojik ilerleme doyuma ulaşır ve nüfus ve dolayısıyla talep artmaya devam ederse bu sefer yine tarım alanlarının genişlemesi gerekir. Bu bir döngü.

Gelecek öngörüleriniz bana çok uzun vadeli geldi. Kıyaslarınızı asırlık ilerlemeye göre yapmışsınız. Bu kadar uzun vadeli şeyleri paraya çevirmek çok olası değil gibi. 5-10 yıllık perspektifler düşünmek daha mantıklı değil mi? Mezardan iş kurabileceğinizi sanmıyorum :D Tüm tahminleriniz tutsa bile günümüzden oraya varana kadar ne olacak?
0
akhenaten
(16.09.25)
Haklısınız ama en azından zihin jimnastiği ama ben huzurevleri konusunu kısa vadede gerçekleşeceğini düşünüyorum. Ha buna belki siyasetçiler oy devşirmek için şahane ve hızlı iyileştirmeler yapar kaynak akıtır Türkiye bir bedava huzurevi cennetine döner orasını bilemiyorum
0
🌸Batuhanolabilir
(16.09.25)
Türkiye bir bedava huzurevi cennetine dönmez zira bizim emeklilik sistemimiz zaten gümledi. 30 see toparlamayamayız en az sonra bilmiyorum ne olur.

ama mesela ABDde ve başka ülkelerde muhtelif "yaşlı konutu" (senior house) sistemleri var, (belki) olan normal evini satıyorsun gidip devremülk gibi bu sitelerde yaşıyorsun 65-70 yaştan sonrasını mesela

şu anda da misal ekimde barcelonaya filan gitsen her taraf hollandalı dolu, hep de yaşlı kesim. bunlar sürekli kalmaya değil tatile gidiyorlar ama sürekli kalmak için de daha uzak asya ülkelerinde hizmet veren sistemler varmış, reklamlarını görmüştüm.

belki biri böyle kapsamlı bir proje gerçekleştirir, turların emekli paketi gibi değil, de ömür uzadıkça 70 80 yaştan sonra gelip 2-3-5 hadi olsun 10 sene sürekli kalacak ve bakımları yapılacak şekilde mersinde ya da balikesirde yaşarlar mesela... cenaze defin vs. işlemleri de dahil olur.
0
subcomponent
(18.09.25)
(3)

Karadag is ilanlari

Kittie
Linkedinde gozume carpiyor.Neden karadagdaki isletmeler turk ariyor cok basit isler icin.Mesela bir bar ilani var.Barmen gibi bi sey ariyor. Bir suru de alakali, alakasiz is tanimi siralamis.Menuyu duzenleme, kokteyl hazirlama, barin temizligini yapmak...Ingilizce bilsin denmis.Neden karadagda kimse
Linkedinde gozume carpiyor.
Neden karadagdaki isletmeler turk ariyor cok basit isler icin.
Mesela bir bar ilani var.
Barmen gibi bi sey ariyor. Bir suru de alakali, alakasiz is tanimi siralamis.
Menuyu duzenleme, kokteyl hazirlama, barin temizligini yapmak...
Ingilizce bilsin denmis.
Neden karadagda kimse yok mu da turkiyeden ariyorlar?

Bir de casinolar canli yayin krupiyeri ariyor.
Neden turkiyeden istiyorlar?
Hatta bunu arayan hem karadagdan bir yer var hem de sirbistandan var.
Su casino isi de bana cok tekinsiz geldi ayrica.
Isten dolayi degil, relokasyon yardimi, calisma izni ayarlama, ev ayarlama bir suru destek var.
0
Kittie
(31.08.25)
casino işlerine gördükçe başvuruyorum hatta bugün bir tanesiyle mülakatım var. tekinsiz bir durum yok hepsi legal ve uluslararası firmalar.

barı bilemem ama türkiye'de online kumar inanılmaz yaygınlaştı maalesef. yurtdışında faaliyet gösteren firmalar için müthiş büyük bir pazar oluştu. rulettir blackjack'tir bunları türklere oynatacak kişinin de türk olması lazım çünkü bir nevi host oluyorsun hoşgeldiniz beşgittiniz vs. hem oyunu yönetmen hem oyuncularla iletişim kurman gerekiyor
0
der meister
(01.09.25)
karadağ özelinde
o adamlar tembellikleriyle biliniyor, bizimkiler de genelde fazla çalıştırıp personel lojmanında filan yatırma peşinde
o koşullarda oranın adamıyla çalışamıyorlardır muhtemelen

karadağı görmedim hiç ama ben muğlada yaşıyorum hep kızılıyor ya x bölgeden geldiler buraları talan ettiler filan diye
mafya vs. olanlar vardır ama öyle olmayanı da buranın yerlisi ile çalışamıyor mesela
çünkü buranın yerlisi tembel. çalışmıyor. kalanı da toprak zengini.turizm eğlence işlerinde emir altında uzun mesailerle vb. çalışamıyor. istisnalar hariç

herhalde benzer bir hikaye dönüyordur.
0
subcomponent
(02.09.25)
bizde sanayi bölgelerinde neden suriyeli alıyorlarsa işe o yüzden. suriyeli ülkesinden ayrılmak istiyor burada tutunabilmek için ne iş olsa yaparım modunda oluyor 3 kuruşa 10 kuruşluk iş yapıyor. karadağ'da da aynı şekilde buradan avrupa'ya kapağı atmak isteyenlerden yararlanmak istemişlerdir. neden sanayi işleri değil de bu işler dersen bizde sonuçta savaş falan yok gidip de orada 3 kuruşa taş taşımayı isteyecek seviyede değiliz o yüzden. o adam da kendi ülkesinden veya avrupa'dan personel alsa daha fazla para vermesi ve daha az çalıştırması gerekecek muhtemelen.

canlı krupiyer işi de der meister'ın dediği gibi. kumarın -yetki verilen birkaç şirketin oynattığı bahisler haricinde- illegal olduğu bir ülkedeyiz ve gelir seviyemiz düşük. o yüzden millet irili ufaklı illegal online kumar oynuyor paso. ama illegallık bize illegal sadece şirket kendi ülkesinde legal olabilir gayet. bu durumdan ötürü türk daha çok işlerine yarıyordur.
0
semaforo de medianoche
(02.09.25)
(4)

yerli honeyjubu

kisa
Merhaba duyurucum,honeyjubu diye bir fenomen varmış, tesadüfen öğrendim. siz biliyor muydunuz merak ettim. sizce bunun yerli versiyonu var mı?
Merhaba duyurucum,

honeyjubu diye bir fenomen varmış, tesadüfen öğrendim. siz biliyor muydunuz merak ettim. sizce bunun yerli versiyonu var mı?
0
kisa
(27.08.25)
Bilmiyorum
0
anon1m
(27.08.25)
o kadın sürekli yemek yapıp ev temizliyor bildiğim kadarıyla, ama geleneksel tradwife videoları gibi de değil
daha sakin dingin pek yüzü görülmüyor. ana fikri huzur filan herhalde.
neyse adını bilmiyorum ama bi tane sanırım tesettürlü (başını hiç görmüyoruz ama kollar tam kapalı) bi kadın var yemek yapıyor onun da mutfağı, ortamı, kullandığı eşyalar renkler, sakinlik vs. benziyor.
tüm ev ahayatı çekip de benzer olan bilmiyorum.
0
subcomponent
(27.08.25)
Sessiz vlog diye arat çok var
0
grimavi
(27.08.25)
honeyjubu isim olarak bilmiyordum ama konsept olarak öyle cok video var.
japonlarin evler bi de kic kadar cok güzel duruyor o tarz videolar. cozy <3

kadiköy'de yasayan dövmeli cool bir kiz vardi ama bulamiyorum.

bu videolar sessiz oldugu icin target grouplari cok genis. güzel bir konsept.
0
sonsuz
(27.08.25)
(26)

Dugun oncesi kulturel cakismalar

aguen
Merhaba duyuru,Guya evlenecegim ama gercekten bu gelenek denilen lanet seyden nefret ediyorum. Geleneksel herkes olse zerre uzulmem. Nisanda zaten aileler arasinda olay cikti yeni yeni toparladik, simdi de kina bombasini patlattilar.Benim ailem gitmek istemiyor (nisan sonrasi cok hakli sebepleri var
Merhaba duyuru,

Guya evlenecegim ama gercekten bu gelenek denilen lanet seyden nefret ediyorum. Geleneksel herkes olse zerre uzulmem.

Nisanda zaten aileler arasinda olay cikti yeni yeni toparladik, simdi de kina bombasini patlattilar.

Benim ailem gitmek istemiyor (nisan sonrasi cok hakli sebepleri var), sehir disindan cok fazla misafirimiz gelecek; onlari birakip gelemeyiz gibi cok saglam bir bahaneleri de var. (gelinin ailesi ve kina 6 saat uzakta)

Gelin kisisi kinadan vazgecmisti, aile ve akraba baskisini cok fazla yemis, yapalim falan diye geldi tekrardan.


Ben asla asla asla asla gitmek istemiyorum. Bugune kadar gordugum duydugum gelenekler icinde en sacmasi kina zaten. Kacisim yok gibi ama bilemedim. Gidersem tek basima gidecegim.

Orada basima neler gelecek bilenlerden duymak istedim. Ek olarak taktik vs de duymak isterim.

not olarak akrabalarindan soyutlaninca harika bir insan. gunluk yasamda sinirlarini cizebilmeye basladi, yavas yavas toxic insanlari atiyor ama kina konusunda itiraz edecek kadar bir direnci yok henuz maalesef
0
aguen
(27.08.25)
Arkanızdan konuşacaklar bu kesin.
Yüzsüz tipler varsa gelip laf sokmaya çalışan olabilir, açıklamaci yaklaşmayın haa öyle oldu işte vs deyin geçin.

Müstakbel eşinizin iki yıl sonra bir tartışmada bu konuyu cat diye kucağınıza birakmayacaginin garantisi yok, her ne kadar ailenizin sebepleri şu an makul ve kabul görmüş gibi olsa da bunun tamamen ihtimal dışı olduğunu göstermiyor.
0
encokbenisevinnolur
(27.08.25)
yol yakınken vazgeçin bu evlilikten. zararın neresinden dönsen kardır. eşin olacak kişi seninle aynı fikirde değilse ve şu anda ailesine tepki gösteremiyorsa, aynı şekilde sen de ailene tepki koyamıyorsan ilerde hep aynı sorunları daha da büyüyerek yaşayacaksınız. bu yüzden evlenip 2 sene sonra boşanacağınıza şu anda vazgeçmek daha iyi.
0
gercekdunya
(27.08.25)
dugun aileler icin yapilan bisey.

o yuzden fazla tatava yapmadan iki tarafta ne istiyorsa yapacaksin, kavga cikmadan bitecek. yoksa senelerce dirdirini cekersin.
0
cooperr
(27.08.25)
evlendikten sonra çok yormaz sadece bu törenler çok olur düğün kına bilmem ne onlara gitmek ister. bu buyutulecek bi şey değil rahatlarsın merak etme demek istedim
"sehir disindan cok fazla misafirimiz gelecek; onlari birakip gelemeyiz gibi cok saglam bir bahaneleri de var." bana pek iyi bi bahane gibi gelmedi bu sizin akrabanız eşiniz dostunuz çok önemli, gelince birkaç gün ağırlanması gereken, ama gelinin akrabaları kına istedi diye "nası olur" diyorsunuz gibi. e sizin yakınlarınız da kendi başlarının çaresine bakabilirdi pekala, ya da kına gecemiz var oraya gideceğizden daha geçerli bi sebep yok herhalde düğün sahibisiniz ya. eğer bebek bakmıyorsanız. tek mesele gitmemeniz durumunda karşı tarafın tavrı. damat yalnız bırakmamalı bence, ailen için ise bilemiyorum mesafe de varmış. özel gün stresli olur, kına gecesi denen şey yine farklılık gösteriyor bazen damat bir tur girip çıkıyo salondan onun dışında kapıda sigara içiyor. he öncesinde de kuaföre götürüp ordan alıp mekana götürmek görevlerden biri olabilir.ne denirse yapsan kolaylaşır gibi sonucta senin bi beklentin yok birkaç saat sabredersen geleceğiniz için daha iyi olur
0
ala09
(27.08.25)
simdi de kina bombasini patlattilar.
mı?

pardon da ülkemize yeni mi ışınlandınız? kına diye bir adetimiz olduğunu 30 yaşında şimdi başına gelince mi öğrendiniz?

ya da hiç mi haritada bu şehirler arasında mesafe nedir diye bakmadınız şu anda mı idrak ettiniz arada 6 saat mesafe olduğunu? insanlar niye bir taraftaki kına/düğün ile diğer şehirdeki arasına 3-5 gün 1 hafta süre koyuyor sizce? siz de öyle bir süre koyacaktınız aileniz gidip gelecekti,bunun normali bu.

sizin aileniz gelen misafiri ağırlamak zorundaysa (neden? misafirleriniz 0-12 yaş arasında mı? ya da otelde filan kalamıyor mu? illa siz mi ağırlamak zorundasınız?)
o zaman kız tarafının misafiri de kız tarafının yapacağı şeyler zaten nişan ve kına olduğu için bunları bekler. sizin misafiriniz insan onlarınki değil mi?

baştan nikahı kıyıp geçerdiniz, eğlence istiyorsanız da kokteyl mi after mı ne yapıyorsanız yapardınız. gayet mis gibi de olurdu. bunlara karşıysanız.

sizinki muz yiyim ama çilek tadı gelsin...
0
subcomponent
(27.08.25)
@sub Sadece nikah yaparız çıkarız ile başlayan süreç şu an bekarlığa veda partilerinden afterpartilerine 150 kişilik nişanlara dönmüş durumda. Sinirim biraz ondan. Ve akrabalarının, ailesinin nişanlımı nasıl manipüle ettiklerini de canlı canlı görüyorum. Sınırlarını çizmeyi yeni yeni öğreniyor.

Dediğim gibi kına olmayacaktı bugüne kadar öyle konuşmuştuk, o yüzden bomba patladı dedim.
0
🌸aguen
(27.08.25)
ala09 +1

Ya abi erkek değil misin? Baştan konuşacaktın. Konuştun mu? Yine mi istiyorlar? Yap geç. Evlilik sürecinde kimseyle kötü olmaya değmez. Aileleri mutlu et, mutlu olun. Karşına al, huzurunuz kaçsın. Evlenince kayınşeylerin yok olmuyor. Paran mı gidiyor? Gitsin, huzurun kalsın. SAĞLAM bahanen de pek sağlam gelmedi.
0
Shepard
(27.08.25)
bu durumda maalesef nişanlınızı çok da iyi tanıyamamışsınız

bundan daha kötüsü var:
muhtelemen o da kendini/ailesini vs. çok da iyi tanımıyor, cidden önceliklerini bütçesini mutlu olacağı şeyi bil(e)miyor. çok bi iradesi, güçlü bir kişiliği yok.(üzgünüm) sizin eski konuşmalarınız tatava yani esasen.

işte sizinle konuşunca "ay kına mı ne yapcam ya after yaparız bizimkilerle takılırız" demiştir ama tırıvırı yani. asıl anası teyzesi "ne demek kına olmayacak" deyince, "tamam ya yaparız, kınasız düğün mü olur" diyordur. başta sizinle konuşurken gerçekçi değildir. ölçüp biçememiştir. yani ben kötü niyetli vs. bulmuyorum sadece cidden ne kendini biliyor ne ailesini, bizim kızlarımız böyle.

fakat yani siz de biraz daha gerçekçi mi olsanız?...şu ülkede kına vs. olmayacak, istemiyorum diyip o kınayı gerçekten yapmaycak kız % kaç? niye o nadir bulunan kızı ben buldum sanıyor herkes acaba ya?

genelde de böyle oluyor bu arada. çoğunlukla kızlar bazen de erkekler asıl bu süreçte kendini belli ediyor.

çözüm odaklı bakın illa evlenecekseniz düğün sizin şehirde olacaksa, sizi-ailenizi götürüp getirecek sizinle gelecek, getir götür işlerini yapacak, sağdıçlık edecek kimse de yoksa, kız evinde düğünden 1-2 gün önce kına olmaz. h.içi olsun, 3-4 gün olsun arada yoksa çok yorulursunuz.
0
subcomponent
(27.08.25)
Muhtemelen sehir disindaki dugune herkes gelemeyecegi icin kina yapmak istiyorlar ki hem kiz tarafi da bu surecin bir parcasi olsun, hem de takilarini takabilsinler. Insanlar bu sebepten oturu iki ayri dugun bile yapiyorlar.

Davetiyenize kina gununu belirtirseniz misafirleriniz sizin baska sehirde olacaginizi bilerek o gunden gelmezler herhalde.
0
pike
(27.08.25)
asıl manipülasyonu evlendikten sonra göreceksin.

"düğün aileler için yapılıyor" bu kafa yapısı yüzünden bütün olaylar çıkıyor.
siz evleniyorsunuz her şey ikinizin istediği şekilde olmalı. asıl sınır bunun üstüne çizilmeli.
0
my fault
(27.08.25)
@my fault

bu bir kafa yapisi degil, gelenek gorenek mevzusu. biraz zeka piriltisi olan insan etrafina gore pozisyon alir, "bu benim gunum kafama gore takilacam" da bir tavir tabiiki, ama bir de onun sonrasi var. en kotu ihtimal 35-40 sene evli kalacaksin, karsi taraf ile muhabbetin olacak. 1 gun rahat edecem diye 40 sene eziyet cekmek isteyen varsa istedigi kadar sinir cizsin, sonra da kolay gelsin.

ben erkek tarafiyim, kiz tarafi al sana buzlu badem, kicina sokacaksin bunu evlenmeden once deseydi, fitil niyetine cakardim artik yapacak bisey yok, kizi almaya niyet etmisiz :D
0
cooperr
(27.08.25)
Düğün nasıl kültürümüzün bir parçası ise kına da öyle. Aileniz kınaya gideceğiz diyerek akrabaların erken gelmesini engelleyebilir gayet. Kimse kaynana neden kınaya gidiyor demez aksine kaynanasız kınaya şaşırır.

Gelin kaynana veya başka bir problem çıkmış olabilir ama ele güne karşı düğünde kınaya prosedür gereği diyip biraraya gelemiyorlarsa sizin evlilikte çok büyük kavgalarınız olur.

Kızın arkadaşları akrabaları var yığınla düğün başka şehirde ise kına yapılmazsa bu insanlar nerede tebrik edecek gelini. Kınanın iptal olmasını beklemeyin bence.

Taktik olarak acele etmeyin diyebilirim. Bir bakın oluru var mı sizin evliliğin iyice ölçün tartın. Herkes iyidir, herkes haklıdır ama anlaşamayınca olmuyor bu müessese.
0
cilekli pasta
(28.08.25)
Geleneksel denen kına ne erkek tarafının ne de erkeklerin geldiği bir etkinlik.
Günümüzde kına diye 1 saatte 5 farklı payetli elbise değiştiren yelpazeli dansçı kızların etrafında döndüğü kendini iyi hisset etkinliği yapılıyor, gelenekle falan alakası yok.

Kendi kendilerine yapsınlar işte.
0
Bruce
(28.08.25)
Tek başına kına olmaz, kınaya iki taraf da katılır, erkek tarafı gelmez diye bir şey hiç duymadım. Eğer gitmezseniz evlenme işi yatar, ben sana söyleyeyim. Kız tarafı tek başına kına yaparsa oluşacak dedikodunun önünü alamazlar ve sonunda size patlarlar, hatta iş bozulmasa bile aradan yıllar geçse bu olay yüzünüze çarpılır. Yapılacak en doğru şey, her şeyi sineye çekip bu görevi yerine getirmek, gelen akrabalarınız da kınaya katılsın.

En baştan müstakbel eşinizle anlaşıp direkt nikah kıyarız diye anlaşsaydınız, iki taraflı bir anlaşma da aileler pek ses çıkaramazdı.

Tek başına gitme, seni dövmekten beter ederler.
0
lamborcini
(28.08.25)
Uzun uzun yazmaya hiç gerek yok. Eşin ve ailesinin gönlü olsun diye katlanacaksınız. Evlendikten sonra gidip el öpeceksin vs. Evlilik boyunca yılda birkaç defa bu tür istemeyerek yapman gereken aktiviteler olacak. Bunlar evliliğin bir parçası. Aynı şekilde eşin de senin ailen için yapacak. Ha "ben marjinalim, soyutlarım kendimi" diyorsan başka ama yazdıklarından öyle olmadığınız ve o aşamaya geçmeniz mümkün görünmüyor.
0
merhum
(28.08.25)
siz kendi şehrinizde kendi aileniz ve akrabalarınız için kutlama yapıyorsunuz. gelinin ailesi de aynı şeyi istiyor. anormal bir durum göremedim. tek başınıza gitmeniz olmaz. anne baba, bi aile büyüğü gelmeli illaki. şimdiden işi sidik yarışına çevirirseniz daha çok uğraşırsınız.
0
elorelia
(28.08.25)
öncelikle tek gidilmez, şehir dışından misafirlerinizin gelmesi bir bahane olamaz. en azından çekirdek ailenizin orada olması lazım.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(28.08.25)
Geleneksel olmasaydın, sen de manipülasyona açık olmasaydın zaten bunların hiç biri olmazdı, emin ol bu ülkede kan döken aşiret vesaire değilsen evlenecek insanların karşısında kimse duramaz.

o yüzden ya söylenmeyi keseceksin, kınaya gideceksin ya da olduğunu iddia ettiğin kişi olup ben kınayı vesaire anlamsız buluyorum, böyle anlaşmamıştık bana bu dayatmana saygı duymuyorum o yüzden de kınaya gelmeyeceğim diyeceksin olacak bitecek.

ha bilenler demişsin, benim eşimin annesi de kına diye tutturdu, eşim de tamam teyzelerim halalarımla 10-15 kişilik bir şey senin gönlün için yapalım dedi o ufak kına olayı da birden yemekli bir etkinliğe dönünce net bir şekilde kına yapılmasını istemiyorum, zorla yaparsan da ben o kınaya gelmiyorum dedi bu tavrını da sürdürdü ve kına vesaire de olmadı.

benim ailem de düğün diye bastırınca ben de biraz daha uzatırsanız nikaha da gelemeyeceksiniz dedim ve susmak zorunda kaldılar.

elaleme kapılıyorsanız sizin sorununuz.
0
denizgonen
(28.08.25)
Çok bencil düşündüğünü daha önce yazmışlar zaten. Sizin akrabalar önemli de kız tarafınıkiler önemsiz mi?

Ben de kına düğün istemiyordum ama kınayı benim annem düğünü kayınvalidem çok istedi biz de uyum sağladık niye ergen gibi istemem diye inatlaşalım ki? Toplam 3 saat bir şey zaten az durup geliyorsun. Oynamadık bile düğünde oturduk geldik bir yerimiz incinmedi :)

Bizim de şehirlerarası 9 saat vardı ama kayınvalidem 9 saat yol kınaya gelemem dese oğlunu da al götür derdim. Daha evliliğin başında onu yapamam bunu edemem derseniz sizin iş çok zor. Erkek tarafı kınaya gelir yani isterse ülkeler arası olsun. Maksat sevdiklerinizin gönlü olsun.
0
Gradient_tabanlı_mor
(28.08.25)
Sağlam bahane dediğin şey hayatımda gördüğüm en skko bahanelerden biri olabilir. Bu özel günler sürekli olmuyor. Kayınvalide ve akrabalar olarak kına olmanız şarttır bahane kabul edilmez.

Yani yeni mi göçtünüz bu ülkeye
0
Hallegadola
(28.08.25)
kınada erkek tarafının katılması illa şart değil. denk geldiğim bir kaç kına da kız tarafı kendi arasında yaptı. hatta damadın bile gitmediği kınalar varmış.
0
ground
(28.08.25)
eğer o kınaya ailecek gitmezseniz:

1) düğün yatar
2) evlenirsiniz ama 1 yıl sonra boşanırsınız

sizin kafa yapınıza uymayan, aileniz uymayan kişilerle ne diye evlenmekte ısrar edersiniz hiç anlamam.

olur da evlenirseniz tavsiyem 2 yıl çocuk yapmayın.
0
art cat chocolate
(28.08.25)
afedersiniz de, gelin ortada olmadan aileniz ne kutlaması yapıyor gelin evinden 6 saat uzakta?
burada gelin tarafının isteklerinde garip bir şey yok. türkiye'de birçok ailenin örfünde geline kına gecesi yapılması vardır. millet mesafeden ötürü iki düğün yapıyor bu ülkede, herkes katılsın, herkes takı taksın diye. sadece bu ülkede değil, iki farklı milletten evlenen çiftler bile çoğu zaman iki ülkede düğün yapıyor. herkes ailesinin bir parçası olmasını istiyor düğününe.
kız tarafı da kına gecesi yaparak bu işi çözüyor. gelin tarafının biz kına gecesi yapacağız dediği yerde sizin aileniz "biz gelmezük" diyorsa direkt geline ve gelin ailesine tavır koyuyorlar ve bu evliliği istemiyorlar diye anlarım ben. herkes de böyle anlar.
o gelin ben olsam ne bayramda ne seyranda evine gidip elini öperim ailenin.

kına ile düğün aynı şehirde olamıyorsa araya üç gün koyulur. akrabalardan isteyen kınaya, isteyen düğüne, isteyen ikisine katılır ama yakın aile elbette her ikisine katılır. düğün sahiplerinin de arada bir gün dinlenmeye, şehirlerarası yol gitmeye, başka hazırlıkları yetiştirmeye vakti olur.
gelin kınasına damat tarafından kimse gitmeyecekmiş, yok daha neler yani.

sorun burada gelin ya da gelinin akrabaları değil, sizin aileniz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.08.25)
ne yaptı gelinin ailesi de kınaya gitmeyecek kadar olay büyüdü? ne yapmış olabilirler yani. bence gelinin çekeceği var. kına yani bu, 1 gece için gidersin uzatmadan.
0
deartheodosia
(28.08.25)
İki anne de problemli, nişanda bize gereksiz toksiklikler yapıldı nişanlımın annesi tarafından; annem de alttan almak yerine ikiye katladı problemleri kavgalar ettiler; bir araya kendileri de gelmek istemiyor biz de gelsinler istemiyoruz
0
🌸aguen
(28.08.25)
bu anlattıklarını aynen biz de yaşadık. ben de kına mına düğün vs hiç istemiyodum sade bir nikah yaparız diyordum ama olaylar baya çığrından çıkmıştı. çünkü benim yurtdışında yaşaıp sırf bu düğün için gelecek olan akrabalarım vardı. en başta eşime düğün vs istemiyorum desem de ailemin tavrı beni baya etkiledi. resmen pskolojik bunalıma girecektim. normalde belediyenin basit ucuz bi nkah yeri vardı orda nikah yapılacaktı. sonra eşime dedim ki en azından otelin bahçesinde yapalım, ovrdör tabağı vs olsun, sonra eşim de otelin bahçesine sığmayız benim bissürü arkadaşım gelecek dedi ve kabul etmedi, hiçbir arkadaşı gelmedi sonra :) neyse biz şık açık alan bi düğün salonunu tutmak zorunda kaldık sonuç olarak. kına da istemiyodum ama ailem altın toplayacaz dedi. dedim tamam o zaman salonu vs siz kendniz tutun beni karıştırmayın parasını da vermem dedim. neyse bunlar gidip bi yer tutmuş parasını da ödemişler. ben de 1200- 1300 tl gibi bi fiyata kırmızı bi elbise aldım. kuaförü vs hep ailem ayarlamış ben hiç karışmadım, 500 tl'ye gelin başı yaptırdık :) kına salonuna gttk, öylesine yaptık bi şeyler. eşimin ailesinden 1 ablası 1 abisi 1 yengesi 1 de küçük 7-8 yaşındaki yeğeni geldi. başka kimse gelmedi. ailenize istediğiniz kadar direnin en son yine onların dediği oluyor. ben aşırı dik başlı biriyim benim ettiğim kavgaları kimse edemez normalde ama benim bile elim kolum bağlandı. bi tek ağlamalı gelin çıkması yaptırmadım onu yaptırmadığım için ailemdeki herkes bana küstü kimse konuşmuyo :) ha benim de umrumda değil ama bu bile büyük olay oldu yani.
0
Sadece soruyorum
(28.08.25)
(13)

Solaklarin kalem tutusu

Kittie
Simdi bir film izliyorum. Aktor solak ve orada gorunce sormak istedim. Aslinda yillardir merak ederim.Kalemi neden bi garip tutuyorsunuz. Veya tutuyorlar.Obamanin kalem tutusu gibi bi seyden bahsediyorum.Googledan bakabilirsiniz. Obama writing yazabilirsiniz. Anlatamadim cunku buyuk ihtimalle.
Simdi bir film izliyorum. Aktor solak ve orada gorunce sormak istedim. Aslinda yillardir merak ederim.
Kalemi neden bi garip tutuyorsunuz. Veya tutuyorlar.
Obamanin kalem tutusu gibi bi seyden bahsediyorum.
Googledan bakabilirsiniz. Obama writing yazabilirsiniz. Anlatamadim cunku buyuk ihtimalle.
0
Kittie
(25.08.25)
ben solağım normal tutuyorum istesem anormal de tutabilirim ama benim seçimim normal tutmak. bir anormallik varsa o da bazen yazı yazarken defteri 90derece çevirip yukarıdan aşağı yazıyorum.
0
Batuhanolabilir
(25.08.25)
Solaklarin hepsi oyle tutmuyor da, tutanlarin sebebi elleri yazdiklari yerin ustunden gecip yaziyi/murekkebi dagitmasin, kursun kalemle yaziyosa eli kirlenmesine vs.
0
ghilleinthemist
(25.08.25)
Solaklara kalem tutmayı öğretmiyorlar bir de. Zorla sağa alıştırmaya çalışırlardır evvelinde hey gidi günler...
0
Bruce
(25.08.25)
Solağım gayet sağlaklar gibi tutuyorum kalemi.
0
cilekli pasta
(26.08.25)
Solağım, sağ elini kullanan insanlarla aynı şekilde kalem tutuyorum.
0
hain kostokk
(26.08.25)
solağım
ama çoğu şeyi sağ ve solla yapabiliyorum
sağ elle neyi nasıl tutuyorsam sol elle de aynı tutuyorum, bi farkı yok karşıdan bakınca elimi değil kalemi görürsün parmaklar içte kalır.
0
subcomponent
(26.08.25)
solağım ve bence kalemi normal tutuyorum. asıl sağlaklar bir garip tutuyor. obama'nın tutuşu bi garip evet.
0
scudman1
(26.08.25)
Solağım, sağ ile yazıyorum, dediğinizi anladım.

Solaklar çekerek, sağlaklar iterek yazar.
0
kumandanim
(26.08.25)
yazımız soldan sağa olduğu için biz sağlaklar yazdığımız yazıları da anlık görüyoruz. ancak solaklar yazdıkça yeni yazdıkları yeri kapatıyorlar. bu da cümlenin konu bütünlüğünü takip etmede sorun yaratıyor bence. yani ya hızlı ve sağlam bir kısa hafıza metodu ile yazacaklar ya da yeni yazdıklarını da görerek yazmak isteyecekler. sanırım bundan kaynaklı olabilir. böyle bir sorunu yoksa da normaal yazıyorlar. grafolojiye meraklıyım ama yazdıklarım kendi fikirlerim.
0
ground
(26.08.25)
soldan saga dogru yazi. elini solak gibi koyunca gölge yapiyor. sagdan sola olsa saglaklarinki garip olurdu.
0
sonsuz
(26.08.25)
Bence solaklıkla ilgili değil o tutuş biçimi. Ben de o tip ya da daha garip tutuşu olan sağlaklar gördüm. Nasıl yazmaya başladığıyla ilgili insanların. O şekilde alışınca öyle gidiyor. Ben de solağım normalde ama zorlama sağlağım aynı zamanda. Yani güç gerektiren işlerde sol elimi/ayağımı kullanıyorum. Ama yazı yazarken, yemek yerken, gitar çalarken vs. sağ elimi kullanıyorum. Öyle alıştırıldım zamanında ve şu an sol elle yazı yazmak istesem yazamam.
0
himmet dayi
(26.08.25)
şimdi baktım, obama'nın tutuşunda bir gariplik var.
solağım ve ben sağ elle tutsam herhangi birinin simetriği şeklinde tutuyorum.
0
tabudeviren
(26.08.25)
Solagim. Normal tutuyorum.
0
matilda
(26.08.25)
(11)

geri dönüşüm yapıyor musunuz?

yetkili birine benzeyen abi
plastik, metal gibi atıklarımı belediyenin geri dönüşüm kutusuna atıyordum ama evimin yakınından kaldırdılar. belediyeye yazdım ama elimizde kutu yok dediler.yine de uzak bir noktaya kadar atıklarımı ayırıp plastik-metal bir kutuya, camlar başka yere olacak şekilde atıyordum.geri dönüşüm kutuları sü
plastik, metal gibi atıklarımı belediyenin geri dönüşüm kutusuna atıyordum ama evimin yakınından kaldırdılar. belediyeye yazdım ama elimizde kutu yok dediler.
yine de uzak bir noktaya kadar atıklarımı ayırıp plastik-metal bir kutuya, camlar başka yere olacak şekilde atıyordum.

geri dönüşüm kutuları sürekli tahrip ediliyor ve içinde gördüğüm manzara insanların sürekli kıyafet kutusu olmayan bu kutulara kıyafet attığı.
ben de artık plastik-metal atıklarımı çöpe atmaya başladım. sadece cam şişeleri cam kutusuna atıyorum.

siz geri dönüşüme göre atıklarınızı ayırıyor musunuz istanbul'da ya da başka şehirdeyseniz orada nasıl?
0
yetkili birine benzeyen abi
(21.08.25)
İstanbul'da bulunduğum sitede her katta plastik, kağıt ve metal için dönüşüm kutuları var. Mutfakta çöpün yanında geri dönüşüm kutumuz var. Dönüştürülebilen tüm paketleri, kâğıtları falan oraya atıyoruz.

Atık yağları site yönetimine götürüyorum. Onlar hallediyor.

Camları maalesef çöpe atıyoruz. Sitenin bilmem neresinde bir cam kumbarası var aslında. Şimdi düşündüm de, onları da biriktirelim balkon vb. bir yerde. Ara ara dolunca poşet, götüreyim kumbaraya.

Atık pil, elektronik atığı vs. biriktirip; bim, teknosa vs. yerlerin önündeki kendine has toplama kumbaralarına atıyoruz.

Giysi atığımız hiç olmuyor. Yani olmalı aslında. Bu sonuncuyu bir eşime sorayım.
0
yadigar
(21.08.25)
istanbul'da yaşarken yüzde yüz başarılı değilse de cam, kağıt, plastik-ambalaj ve diğerleri (ev atığı, sebze çöpü vs) ayırıyordum.
kısaca kokanlar kokmayanlar olarak ayırıyordum. ayrı poşetlere koysam da her zaman atık kutusuna atmıyordum, bu durumda çöpleri karıştıranlara faydası oluyordu yani.

şimdi yaşadığım yerde bir tane çöp kutusu var.
organikleri toprağa dökmeyi düşünüyorum.
ama kutu/plastik/cam ayrımı yapmam mümkün değil.
0
biseysorcaktim
(21.08.25)
Trde yasarken yapiyordum.
Plastik ve kagitlari ayirip temiz bir sekilde geri dönüşüm maltemesi toplayan insanlara veriyordum.
Piller markette vardi zaten.
Eskici de gelip metal şeyleri aliyordu.
Cam zorluyordu cünkü yakinda geri dönüsüm kutusu yoktu.
0
sonsuz
(21.08.25)
valla sitede ayıracak yer olsa yapardım. kendi evimde yapıyorum ve ortak çöpe ayrı atıyorum. ondan sonrası ne oluyor bilmiyorum.

yurtdışında yaşadığım yerlerde mükemmel geri dönüşüm yapıyordum. her şeyin ayrı çöp kutusu oluyordu çünkü.
0
ermanen
(21.08.25)
Yıllardır atık kağıt ve plastiği ayrı poşete koyarım. Biriktirip kartonculara veririm. Cem Tokerden duyarak edinmiştim bu alışkanlığı.
0
yurtsuz john
(21.08.25)
Ayırıp çöp konteynirina atıyorum, maksat belediye para kazanmasın halkımız kazansın.
0
encokbenisevinnolur
(21.08.25)
Apartmana ayrıştırma şeyleri getirilmedi, 62 dairelik bir oluşumda yaşıyorum, yanımda aynısından bir tane daha var. Az ileride 3-4 tane büyük çöp konteyneri var, hiçbir çöp ayrıştırılmadan atılıyor.

Ben evdekileri kırana koydum, plastik ve naylonlae bir yere, camlar bir yere, tenekeler bir yere, piller ayrı camlar ayrı şeklinde ayırtıyorum, inat ettim yıllarca uğraştım ve bunu yaptım, hâlâ uğraşıyorum.

Amacım ıslak çöpleri olabildiğince toprağa karışabilecekleri, toprak olabilecekleri şekilde göndermek. Çöp toplayıcılar çöpleri karıştırırken en azından benim attığım çöplerden rahat etsinler, plastiklere camlara ulaşırken hastalanmasınlar, çöp karıştıran hayvanların ağızları yaralanmasın vs.

Her çöpün naylon plastik poşetlerle atılmasından çok rahatsızım. Çabam yok oluyor aslında. Ama elimden gelen bu, kilometrelerce çöp taşıyamayacağım yanımda.

Belediyelere baskı yapmamız lazım diye düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(21.08.25)
plastik ve ambalaj için evet. sarıyer belediyesi haftada bir siteden alıyor. site olmasının avantajı.
0
merhum
(22.08.25)
uzun süre yurtdışında yaşadım ayırmaya öteden beri alışkınım.

ama
şimdi muğlada yaşıyorum
burada geri dönüşüm işçisi yok
kimse çekçeklerle kağıt plastik cam vs toplamıyor, hurdacı bile bin senede bir geçiyor. (ankarada yaşadığım mahalleye haftada 3 kere gelirdi). hoş benim metal bir atığım da yok da.

birkaç bireysel toplayıcı var (yani çöp karıştırıyorlar), çok akıl sağlıkları yerinde kişilere benzemiyorlar (birinden kesin eminim, diğerlerinden emin değilim) tam olarak ne topladıklarını bilemiyorum. bilsem bende varsa ayırıp onlara iletirim.

mutfak çöpünü uzun bir süre bahçeye gömdüm, kompost yaptım. ama yazın zor geliyor bu. sıcaktan bekletemiyorum.her gün de uğraşamıyorum. apartmandakiler de deli olduğumu düşünmüştür muhtemelen.

etrafımda kutu zaten yok
ana caddede sadece kağıt/ambalaj için var onu arada ayrı bir araç topluyor, benim çok bir kağıt/ambalaj atığım zaten yok (çıktı almam evde çocuk yok vs.) çok uzun sürelerde anca birikiyor oraya taşıyorum.

ama cam mesela yazın çok çıkıyor bkz. soda şişeleri. bunları ayırıp çöp kutusunun yanına ayrı şekilde koyuyorum. hiç sanmıyorum kimsenin aldığını.

plastikleri zaten yıkayıp saklama kabı gibi kullanıyorum çok fazla ambalajlı gıda, hazır yemek vs. almıyorum aşırı bişey çıkmıyor. ben gelen kargo poşetlerini çöp poşeti olarak kullanırım, patpatları bile atmam 1-2 tur daha kullanırım yola giderken eşya sararım. böyle böyle pertini çıkarıyorum zaten.

pilleri markette veya üniversite içinde yerleri var, çoook uzun sürelerde oralara atıyorum (bir evden diğerine taşınırken filan) :D

kıyafetleri giymiyorsam birilerine veriyorum. değilse pert olana kadar kullanıyoum zaten sonra temizlik bezi yapıyorum. ya da balkona minderlere yüz filan yapıyorum.
0
subcomponent
(25.08.25)
ayırıp site dışındaki çöpün yanına çıkartıyordum. sonradan site görevlilerinin hurdacılara sattıklarını öğrendim (yine dışarı çıkartırken abi onu atacaksan bırak biz satıyoruz dediler). kat balkonundaki çöp kutusuna (veya yanına) normal çöpten ayrı koyuyorum artık.
0
inheritance
(25.08.25)
Cam şişeleri biriktirip kumbarasına atıyorum, eski giysileri de kıyafet kumbarasına atıyorum. Piller ve plastik şişe kapakları da geldi aklıma şimdi.
0
kumandanim
(25.08.25)
(10)

Eşcinsel erkeklerin kadın bedenine yönelik algıları

çok ayıp
ve duygusal tepkileri nasıldır? Bu algılar, tiksinme gibi olumsuz duyguları içerebilir mi, yoksa daha nötr ya da olumlu yaklaşımlar da söz konusu mudur?
ve duygusal tepkileri nasıldır? Bu algılar, tiksinme gibi olumsuz duyguları içerebilir mi, yoksa daha nötr ya da olumlu yaklaşımlar da söz konusu mudur?
0
çok ayıp
(30.07.25)
Yaşadığımız toplumda çok zorlandıkları için kadınlarla daha fazla empati kurabiliyorlar bir hetero erkeğe göre. Kadınlar için de çünkü bu toplum zor. Tabii bu genellenemez yine de. Benim Instagram'da takip ettiğim birisi toplumsal konulara çok duyarlı ve hep özellikle kadınlara yönelik olan rahatsız edici şeyleri mutlaka gündeme getiriyor ve çok isabetli yorumları var. Gerçekten hep haklı. Onunla arkadaş olmayı çok isterdim.
0
rock n roll
(30.07.25)
tiksinme, korku ve vajinayi karadelik gibi gördüklerini söyleyeni duydum.
0
sonsuz
(30.07.25)
Dürüst olmak gerekirse hiçbir fikrim yok. Hemcinsinden hoşlanmayan bir hetero hemcinslerinin vücutları hakkında ne düşünüyorsa gayler de karşı cins için aynını düşünüyordur diye tahmin ediyorum. Hiçbir gay erkekten "Kadın vücudu berbat" gibi bir şey duymadım ya da bunu hissettirecek herhangi bir şey yapmadı hiçbiri. Kombin önerisi verip güzel göründüğünde övüyorlar aksine. Bilemedim.
0
sekizdokuzon
(30.07.25)
kıskananlar gördüm
0
ya ben lan neyse
(30.07.25)
çevremdekiler nötr bakıyor.
0
aloha snackbar 3
(30.07.25)
İlgi duydukları, saygı besledikleri şeklinde fikir yürütebilirim.

Tüm engellere rağmen toplumda tutunabilmiş olanların seçtikleri mesleklerden öyle bir çıkarım yaptım. Kuaförlük, Güzellik uzmanlığı, Modelist, stilistlik vs.

Diğer mesleklerde yolları kapatılmış oldukları için sadece bu alanlarda ilerleyebiliyorlar derseniz ona da ikna olurum tabi.
0
Mirket
(30.07.25)
Benim gay arkadaşım yok, haliyle pek bilgim de yok. Yakın arkadaşımın arkadaşı gay, benim için çok sağlam bir iltifatta bulunmuş. Ortak arkadaşımız, kadınları pek beğenmez, bu dediğini ayrı bir yere koy diye gülerek anlatmıştı. Bir tiksinti duyduklarını sanmıyorum, sadece çekim hissetmiyorlardır.
0
asteriks
(30.07.25)
tüm beden için beğendikleri beğenmedikleri olabilir de
kadın cinsel organından tiksinen iğrenç bulan vs. çok duydum
0
subcomponent
(30.07.25)
duyuru bitmiş. siz ne kadar aşağılık ne kadar iğrenç insanlarsınız ya.
edit: saydırdığım homofobik mesajlar silinmiş, soru sahibi size değildi laflarım yanlış anlaşılmasın.


biz diğer erkeklerin bedenini nasıl görüyorsak onlar da cinsel çekim olarak öyle bakıyorlar. iğrendiklerini zannetmiyorum. kadın vücudunu estetik olarak beğendiğini söyleyen eşcinseller duydum.

ek olarak tüm cinsel yönelimler aslında scale üzerinde bir şeyler. düz hetero ya da düz homo diye değil de, bir cetvel üzerinde iki uç arasında yerlerde diye düşünün herkesi.
0
aguen
(30.07.25)
ustteki feminazi arkadasin histerik tavrina bakmayin. boyle bisey var. yurtdisinda gayet medeni ulkelerde tanidigim dogustan gay bir suru insanda bu var. direkt tiksinme duyuyorlar. hatta masaja falan gittiklerinde kadin istemiyorlar. olursa iptal ediyorlar.
0
buenosdias
(31.07.25)
(4)

Ai tayfa, piyasada neden hiç türkçe llm (modeli) yok?

aguen
Merhaba duyuru,Birden aklıma geldi aradım; internette cidden hiç türkçe llm model veya finetune yok. İki senedir güncellenmeyen birkaç milyon parametreli şeyler var onları ciddiye almıyorum. Trendyol-lm 7b diye duyurmuşlar mesela llama2 7b finetune'u çıktı. Gemma 3 27b'yi kendim fine tune etmeyi düş
Merhaba duyuru,

Birden aklıma geldi aradım; internette cidden hiç türkçe llm model veya finetune yok. İki senedir güncellenmeyen birkaç milyon parametreli şeyler var onları ciddiye almıyorum. Trendyol-lm 7b diye duyurmuşlar mesela llama2 7b finetune'u çıktı.


Gemma 3 27b'yi kendim fine tune etmeyi düşünüyorum. 7 8 bin lirayı geçmez masrafı o da hobi projesi olarak harcayacağım bir tutar.


Tek sorum, bu ülkede o kadar akademik, mühendis vs. varken cidden kimse uğraşmamış mı? Yoksa ben mi bulamıyorum. Tübitakla bakanlıklarla her toplantıda yerli ve milli model üretiyoruz diye mastürbasyonel konuşmalar dinliyoruz ortada bir şey yok
0
aguen
(10.07.25)
Boşuna arama yok öyle bir şey. Adamlar gelişime yeniliğie teknolojiye o kadar karşı ki herkesi hayattan soğutup öyle yaptılar. Bu ülkede kimsenin bir şey üretmesini bekleme o yüzden. Zaten bütçe de vermezlerdi
0
respect
(10.07.25)
soruyu tam anlamadım, ancak anlayabildiğim kadarı ile cevap verebileceğim.

türkçe diğer pek dile göre daha dinamik bir dil, bundan çok değil 70/80 yıl önce basılmış dergi ve gazetelere bakarsan eğer şu an kullanılmayan pek çok kelimenin olduğunu göreceksin. elbette ingilizce içinde geçerli ancak bu oran çok daha az. 150 yıl önce yazılanların yarısını bu gün anlamakta zorlanıyoruz. buna en büyük örnek kanunlar. çok eski kanunlarda geçen tanım/kelimeleri bilmiyoruz.

birde bilginin kendisi var, günümüz türkçesi ile üretilmiş bilgi miktarı az. örneğin; uçak mühendisliği, gemi mühendisliği, tıp, dna, vb. alanlarda üretilen (tr'de araştırılmış, yazılmış, çizilmiş bilgilerden bahsediyorum.) bilgi miktarı az.

kimi tarihi yerlerin, yapıların araştırmalarını yapanlar ingilizce ile yayınlamışlar o bilgileri, türkçe olan kısmı ise ingilizceden çeviri.

adamlarda 1000 kitap yazılmışsa bizde 2, 3 kitap özgün, geri kalanı çeviri.

e az olan bilgi ile ne kadar eğitilebilir bir model, düz konuşma dili ile eğitebilirsin elbet ama X, Y, Z sorularına kafana takma böyle şeyleri yiğenim diyen bir model alabilirsin eline :)
0
selam
(10.07.25)
eğitim setinin büyüklüğü ve eğitim maliyetleri yüzünden olsa gerek.
fine-tuning neyse de, sıfırdan bir eğitim epey tutar sanırım.

bir de haber sitelerimiz leş, eksi'nin hali inciden beter, forum'lar emeğe saygı + rap'ten geçilmiyor, wikipedia'yı zaten 20 önce "burası detay bulunacak yer değil, sadece yüzeysel bilgiler olmalı" diyerek katlettiler. ben de merak ettim sadece türkçe ile eğitsek ortaya ne çıkardı.

---
chatgpt'de tahmini olarak binde 1 - 3 arasında türkçe kaynak varmış.
0
biseysorcaktim
(10.07.25)
Türkiye çıkışlı bir proje bilmiyorum
ama daha yenilerde yabancı bir firmadan LLM için prompt-response training diye bir iş teklifi geldi
işin bu kısmında hiç yer almadığım için ben de bilmiyorum açıkçası ama bunu yapan varmış diyeyim diye yazdım
0
subcomponent
(10.07.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.