Giriş
(12)

Batı bu adamları nasıl çıkarıyor?

ya ben lan neyse
Elon Musk, Steve Wozniak, Bill Gates, Jeff Bezos...adını bilmediğim binlercesi...klasik olarak gelir yüksekliği, ailelerin eğitime verdiği önem, devlet politikaları, rol model bolluğu, kültür vs. denebilir ama özellikle bu ülkeleri tecrübe etmiş ya da uzman arkadaşların söyleyecekleri önemli. neyi k
Elon Musk, Steve Wozniak, Bill Gates, Jeff Bezos...

adını bilmediğim binlercesi...

klasik olarak gelir yüksekliği, ailelerin eğitime verdiği önem, devlet politikaları, rol model bolluğu, kültür vs. denebilir ama özellikle bu ülkeleri tecrübe etmiş ya da uzman arkadaşların söyleyecekleri önemli. neyi kaçırıyoruz? şöyle vurucu bir şeyler söyleyin bana.

eğitimin içindeyim. bizim eğitim sistemimizi çok iyi de bilsem başarılı örnekleri tanımam lazım. yoksa farkı anlayamam.

sağ olunuz.
0
ya ben lan neyse
(15.11.17)
Hepsinin temelinde özgür düşünce yatıyor. ABD, bunu düşünme ya da şunu yapma gibi baskıcı bir yönetim uygulamıyor. Böyle bir ortamda fikirlerin doğması ve gelişmesi anormal bir durum değil.
0
dissendium
(15.11.17)
Ben ABD'de egitim aldim. Orada cahillige ovgu de var ama calisanin onu de acik.

Bir de bilim uretiyorlar. Daha akilli bir cep telefonunun bilgisi 1 milyar cep telefonunun toplam maliyetinden daha pahali. ABD bilim uretiyor sonra Banglades Turkiye Pakistan bu bilgiye gore cep telefonu araba buzdolabi kopyaliyor. O cep telefonunu daha etkili hale nasil gelistiririz hic dusunmuyoruz. Ornegin kimya biyoloji bolumleri mezunlari burada issiz. ABD'de 4 yillik kimya bolumu mezunuysam kesin iyi bir is bulurum.
0
Traveller
(15.11.17)
Beni bir fikir verir

nordic.businessinsider.com
0
senolll
(15.11.17)
ek olarak. Senin klasik olarak adlandırdığın kriterler aslında gayet cevabın kendisi. Bakalım ;

www.oecdbetterlifeindex.org

Şimdi bu grafikte "batı" diye gruplandırabileceğimiz ülkelere baktığımızda kriterlerler dolayısıyla bu tarz durumların buralarda parlama olasılığının daha yüksek olduğu ortada.

Burda ayrıca dikkat edilmesi gereken durum eğer bu tarz nadir beyinler grafikte aşağıda kalan ülkelerden çıktığında da bu ülkere beyin göçü yapabilmesi için her türlü ortamın kuruluyor, sağlanıyor olması..Bu konuya ekonomik olarak oldukça yüklü bir yatırım yapılıyor olması.
0
AlsterWasser
(15.11.17)
bunun cevabını verebilmemiz için de batı'da eğitim görmüş olmamız gerek sanırım.
0
for day to break
(15.11.17)
Doguda projeyle "cikariliyor" birileri, batida kendiliginden yetişiyor.

"Cunku erkek erkege evlenebiliyorlar, ondan mi?" Demisti bir hocamiz. He amk ondan!

Adam baskanla sabah aksam dalga gecebildigi icin.
Dinimiz aaameeeen diye mışıl mışıl uyumadigi icin.
11 eylulun misal devlet komplosu oldugunu konusabiliyorsun orada...
Milletce birlik beraberlige en cok ihtiyac duydugumuz... gibi bir perde yok,
Yayin yasagi da yok.
Siyah baskan gelince su kadar yillik white sea'yi, ah pardon sarayi black house yapamıyor a me ka!
Kabile devleti degil cunku! Uc yuz yillik gecmisi var binlerce yillik degil ama alabildigine fikir, ifade, inanc, girisim ozgurlugu.

Yok mu hic yamugu, yalanci cennet mi? Ooo cok ama kopekler serbestse taslar da bagli degil yani.
0
runagain
(15.11.17)
bu arada steve jobs un biografisini ve amazon'nu anlatan everything store kitaplarını tavsiye ederim.

smile.amazon.com

smile.amazon.com
0
n62
(15.11.17)
bence egitim tabi ki, artı genetik miras olarak da ortalama iq yüksek olabilir. artı gelişmeleri için fırsat buluyorlar, wozniak türkiyede bu kadar başarılı olabilir miydi. Mesela internette teknik bir foruma bakıyorum çogunluk amerikalıların tartıştıgı konularda yazdıklarını okuyunca bu insanlar niye bu kadar akıllı diye inanın komplekse giriyorum.
0
joepiscopo
(15.11.17)
bilim müzesine gitmiştim yurtdışında dudağım uçukladı. kaç yıl öncesinde adamların o şartlarda sahip olduğu deneysel aletler, imkanlar bugün bizim üniversitelerimizde olanlardan daha çoktu.
ve torpil yok, ben görmedim, dolayısıyla çalışan insanlardaki umutsuzlukta yok.
0
durgunfoton
(16.11.17)
Why nations fail? Daron acemoğlu
0
smeagal
(16.11.17)
1) Teknoloji uretimini yapacak adamlar zeki adamlardir. Bugun zeki adamlari Turkiye'de gorenler ilk olarak niye yurt disinda degilsin de buradasin diye sorar. Bu sorunun nedenleri senin sorunun dogrudan cevaplari.
2) Ulkendeki zeki adamlari diger herkes gibi yeteri kadar iyi yetistiremiyorsun. Onlar yetistiriyor.
3) Meyve vereni taslayan, ortak hicbir konuda bir araya gelemeyen, yalanci, cikarci, yagmaci, ahlaksiz bir insan cogunlugu var. Bu bir bataklik. Orada yok.
4) Ayni sekilde vasatligi kutsayan bir resmi sistemin var. Ulkende kalan zeki/egitimli adamlarin inisiyatif almasini kostekliyorsun. Kendi basina bir sey uretmeye calissan onunde sacma sapan engeller cikar. Hatta sonucta bir sekilde suclu cikarsin. Yani bu isi yapabilecekler icin yapmamak en iyi secenek. Orada yeter ki sen yap.
5) Is yapma ortami Turkiye'de yok. Is yapmak icin guven ortamin yok. Burada yarin sebepsiz yere tepene binebilirler, birak hukuki bir konunun cozumlenme suresini. Servetin yok ve ic pazarin kucuk. Dolayisiyla dunya capinda buyuyecek bir sirketin yeri Turkiye degil; kanunlari belli, bugun a dedigine yarin b demeyecek yerler.
6) Yolsuz bir sistemin var. Bu isler icin ayirdigin ayirmadigin tum maddi kaynaklarin yanlis yerlere akiyor. Orada hem kaynak var hem kaynaklar cok daha iyi kullaniliyor.
7) Bilim ve teknoloji uretmek her seyden once bir kultur birikimi isidir. Kosulsuz ifade ozgurlugu bunun temelidir. Cunku gelisme, populer olmayan fikrin ortaya atilmasiyla tartisma uzerinden saglanir ve ifade ozgurlugu bunun yapilabilmesini garanti altina alir. Bu, yasal oldugu kadar kulturel bir sorun. Turkiyede annesi babasiyla dahi olgun bir fikir alisverisine giremez insanlar. Orada farkli fikirler tesvik edilir, ifade ozgurlugu one cikarilir.
0
dunal
(16.11.17)
Yukarıdaki hemen hemen her şeye katılmakla ve en önemlilerin onlar olduğunu bildirmekle birlikte, iki ek yapmak isterim.

İlki, insanların posasını çıkararak çıkarıyor bu insanları. Girişimcilere de geçeyim, öncelikle akademiden bahsedeyim. Gelenlerin hepsi dünyanın en seçmeceleri. İyi yerdekiler çok daha seçmece, kaymak tabaka, lordlar kamarası. Onlar da 'Haftasonu olursa, şöyle tatile giderim. Böyle eğlenirim' demiyor. Örneğin, bir arkadaşıma hocası 16 haftasonunu okulda geçirmesini ve deneyler yapmasını istedi; o da hafta içleri ve ehafta sonları okulda. Geceleri 3-4'te çıktığım oluyor ve tek değilim; çıkıp binaya dönüp baktığımda sabahlayan en az 5-10 kişi oluyor. 3-4 saatlik uykularla dayanıyoruz. Haftasonu tek istenebilen tek şey uyku haline geliyor. Çinliler ve Hintlilerle yarışıyorsun ki, ülkelerinde bir sınavda 100 üstünden bir puan düşseler önlerine yüzbinlerce kişi geçiyor ve hayallerine elveda diyorsun. O yüzden, acımasız ve yarışmacı oluyorlar. Haliyle, onların olduğu ortam da acımasız ve yarışmacı oluyor. Haliyle doğuştan dahi olup her teoremi şıp diye ispatlayamıyorsan veya o zorluğa gelemiyorsan, sistem seni eliyor zaten. Hiçbir şey olmadan geldiğin yere dönüyorsun. Bundan geçsen bile ne işin garanti, ne yerin, ne yurdun. Dolayısıyla, çok çalışan başarılıdır diyemem ama başarılı olan mutlaka eşşekler gibi çalışmıştır, sen ben dizi izlerken, 'Stranger Things'in ikinci sezonu çıktı' derken, o arkandan 'Haa, izle, izle de ben seni geçeyim' diye bakar. İş hayatı buna göre rahat ama çok farklı değil. Zalimdir; ona dayandığın veya bu bakış açısına sahip olduğun sürece seni göklere çıkarır, dayanamazsan veya reddedersen seni yerin dibine gömer.

Hobiler için çok çelişkili bir durum var mesela. Öğrencilik boyunca 'extra-curricula' adına çok yönlü bir insan olduğunu hobilerle göstermen gerekiyor, iş hayatına geçince de 'benim zaten en büyük hobim işim' modunda olman bekleniyor. Ki başarılı olanlarda hobisi işi oluyor gerçekten. İş vaktinde de, hobi vaktinde de gerçekten severek çalışıyorlar. Yani, durum %100 şu:
scontent-sea1-1.cdninstagram.com

İkincisi de, girişimcilik ve risk endeksi. Amerika'nın 'Belirsizlikten kaçınma' endeksi %46 iken, Türkiye'de %85.
uzumc.files.wordpress.com
Neredeyse iki katı. Türk birinin yazdığı bir kitap vardı ama adını da yazarını da unuttum şimdi. Yukarıdaki veriye bağlı olarak iki şey çıkıyor. Bizim ülke 'Memur ol, maaşını ve emekliliğini garanti altına al. Geleceğin garanti olsun' ya da 'Yapma demiyorum, hobi olarak yine yap' ülkesi. Amerika ise 'Haydi, ben bir daldım, dalıyorum. Rasgele' ülkesi. İkinci olarak da Türk kültüründe, bir kere battın mı; milletin ağzına, diline sakız oluyorsun. 'Öyle açmıştı ama beceremedi'ler gırla gidiyor. Amerika'da ise batmak zaten çıkmanın bir parçası olarak çoğunluk tarafından kabul ediliyor. 'E batmadan, nasıl çıkacaksın ki' anlayışı hakim. O yüzden, bizdeki gibi bir kere battın mı, seni daha da tutup çeken olmuyor.

Bir de aslında, yukarıdaki tablodaki çok kötü bir şeyin iyi olan bir sonucu bu: bireysellik endeksi. Türkiye'nin bireysellik endeksi 37, Amerika'nın 91. İki ülke için de iyi değil bu sonuçlar. Bunun anlamı şu, Türkiye'de millet senin iç işlerinde, yukarıda anlattığım durumda olduğu gibi ama düşersen tutacak birileri de belki olabiliyor. Akrabalık ilişkileri güçlü. Atıyorum, senin borcu kardeşin, annen, baban, vb. ödeyebiliyor. Türkiye bu konuda bazı istisnalar dışında el bebek, gül bebek resmen. Amerika ekstra bireysel; kişisel alanın varlığı güzel ama yalnız ve korunaksız. Düştüğünde seni tutacak ailen yok ve her koyun kendi bacağından asılıyor. Dolayısıyla, risk çok yüksek. Battın battın, çıktın çıktın. Dolayısıyla, Steve Wozniak'tır, Bill Gates'tir; bir yandan bunları görürken; bir yandan da yüzbinlerce evsizi, otobüs durağında otururken ölüp 2 gün fark edilmeyeni de görmek gerekiyor. Bunlar birbirinden ayrı değil. Yani, başardın mı tam başarıyorsun ama çakıldın mı da iyi çakılıyorsun ve daha fenası, yalnız çakılıyorsun. Dolayısıyla, başarısız olma şansın yok, asılıyorsun. Başarı özgürlük, eğitim, para, vb. gibi güzel kaynaklardan da geliyor; iş güvensizliği, yalnızlık, korku gibi negatif kaynaklardan da geliyor. Madalyonun 'Bizim ülkemiz çok kötü, onlar bilimi destekliyor' dışında, aslında diğer yüzü olan, kimse seni desteklemediği için başarmaktan başka çarenin olmadığı bir sistemden de geliyor. Bir yandan bilime, sektöre destek tamken, bir o kadar da acımasızlığı var. Akademisyenin değeri bölümüne aldığı proje kadar, iş hayatındakinin kazandırdığı para kadar; ötesindekiler genelde tırı vırı. Bu sistemi içselleştirip kucaklarsan, başarıya daha yakın oluyorsun haliyle. Özetle de, vahşi kapitalizm sadece şekil değiştirmiş olarak devam ediyor. Değerli olmak, değerli kabul edilmek istiyorsan para kazanacak ve kazandıracaksın; bu kadar net. O yüzden de 'Başarılı olmanın 10 yolu', 'Aşmış insanların 5 alışkanlığı', '3 saatte 6 saatlik iş yapın' gibi kitaplar en çok satan oluyor; üniversite öğrencileri kaçak Adderall alarak çalışıyor. Gerçi son yıllarda Ferrari'sini Satan Bİlge tarzı bir iki isyankar bakış açısı popülerlik kazandı ama o da anlık rahatlatıcı olarak iş görüyor.

Bir de eğitim sistemi için şunu eklemek isterim. Daha dün ya da önceki gün PISA direektörü Türk öğrenciler için 'Ancak ezberciler, hiç yaratıcı değiller' dedi ve sistemi yerin dibine soktu.
t24.com.tr
Yaratıcılık bu tür girişimlerin en büyük parçalarından biri ve öğretilmiyor, aşılanmıyor. Dolayısıyla, öyle ete böyle yahni. Bu da öğretmenin veya öğrencinin suçu değil; müfredatın ve yaklaşık 50 küsur yıldır Milli Eğitimi tutkuyla değil de, ezberden yönetenlerin suçu.
0
aychovsky
(16.11.17)
(18)

Mutlaka görülmesi gereken 3 avrupa şehri

apolitikherif
Sizin top3'ünüz hangileri?
Sizin top3'ünüz hangileri?
0
apolitikherif
(15.10.17)
paris, viyana ve roma.
0
kurnaz
(15.10.17)
roma, barcelona, berlin
0
kismisolungac
(15.10.17)
Barselona mutlaka olmalı ilk üçte.
0
crimson king
(15.10.17)
Paris, roma, barselona.
0
diffarentiationation
(15.10.17)
londra, barselona, roma
0
sta
(15.10.17)
Berlin, Krakow, Saraybosna diyorum ben de

büdüt: burada yazılan şehirlerin çoğuna gitmemiş olmamın da etkisi var ama bence saraybosna görülmesi gerekeken bir şehir, gerçekten çok etkilemişti beni, cevabımın arkasında duruyorum yani hahaha
0
peki madem
(15.10.17)
roma, budapeşte, barselona <3
0
olabilir ya da olmayabilir
(15.10.17)
Paris-Napoli-Bologna.
0
noluyo yaa
(15.10.17)
Napoli, Prag (kimse prag yazmamış la), Porto
0
denizaya
(15.10.17)
1) londra

- londra'nin olmadigi hic bir listeyi kaale alma, yanina yaklasabilecek hic bir sehir yok avrupa'da, bambaska bir dunya, tipki nyc gibi.

2) paris

- gezecek gorecek cok cok sey var

3) roma

- gezecek gorecek cok cok sey var.


saraybosna diyen var resmen, hasbelkader erasmus yapmis bir fakir parasinin yetebildigi ucuz yerlere gitmis de saraybosnayi gorebilmis, hemen yazayim diye atlamis gibi duruyor bir bakista. digeri de krakow zaten. olm her seye cevap vermek zorunda degilsiniz, komik cidden.
0
no christ requires
(15.10.17)
Budapeşte, Porto ve amsterdam
0
smeagal
(16.10.17)
Viyana, Amsterdam ve Brugge.
0
sytemofadownmanyagi
(16.10.17)
budapeşte'ye gitme de nereye gidersen git. gerçi budapeşte diyen de olmuş ama saçma sapan bir şehir, yürüyerek de gezdim otobüsle de gezdim tuna'da tekneyle de gezdim bir nanesi yok.

barcelona ve roma'yı çok duydum ama gitmedim şimdi yalan olmasın.
0
pasp
(16.10.17)
@pasp tabiki bunlar göreceli kavramlar ama
Budapeşte Tuna kıyıları UNESCO Dünya mirası listesindeki yerlerden biri.
0
kismisolungac
(16.10.17)
@kismi: eğer dünya mirası listesinde olan buysa, bizim memleket niye değil cidden merak ettim. oradaki macar arkadaşların dediğine göre: tuna nehrine bol miktarda atık gidiyor, dahası dibi doğasından çamurlu zaten, bir de bu nehrin suyunu kullanmaya çalışıyorlar, nerede o boğazın suyu? ki boğaz da baktığında çok pis, anadolu'da ve trakya'da pek çok su kaynağı gezdim, ufacık deresinden tut çağıl çağıl şelalesine kadar, mis gibi! ha tabi bizim halkımız mahvetmeye bayılıyor böyle şeyleri, birkaç tane türkiye'yi ziyaret etmiş macarla konuştum, öve öve bitiremediler (ha gerçi onlara da "seve seve bizim oraları mı sevdiniz lan, istanbul'da bir metrobüse binin de görün ebenizinkini.." dedim mi? dedim XD ) eğer dünya mirası listesine tarihi dokusundan dolayı girdiyse birşey diyemem, ama insanları sevmediğim için insan yapımı eserler de çoğu zaman ilgimi çekmiyor, ciddiyim. bir tane devlet binası haricinde geri kalan binalar birşeye benzemiyordu tuna kıyısındaki. ha köprüleri ünlüdür, güzeldir, bak nadir güzel bulduğum insan yapımı şeylerden biri... bir de halkı insan eliyle üretilmiş tarihi dokuya önem veriyor, dediğim gibi insan ve eserlerini sevmesem de, bu saygıyı görebilmek çok güzel. bizdeki muhteşem yalılar ki onlar da sevdiğim nadir yapay şeylerdendir, budapeşte'deki çoğu yerden çok daha güzel, ama restore ediliyor mu, nasıl restore ediliyor, kim restore ediyor ya da kim satın almış da insanlar ziyaret edebiliyor? demem o ki, bizde çok daha güzeli var, ister türk (osmanlı, selçuklu vs vs) yapımı olsun, ister anadolu halklarının olsun, dünya mirası listesine girebilecek çok daha güzel yerler var. kaldı ki unesco dünya mirası listesine alsa bile tuna'yı, avrupa'da çok daha güzel şehirler vardır eminim doğa olarak da insan yapımı eser içeriği olarak da, mesela ben lozan'a gitmek istiyorum çünkü orada göl kıyısında bir evde öğrenci haliyle yaşayan arkadaşım var, her gün birbirinden güzel manzara fotoları çekiyor, adamlar o doğayı korumuşlar. ne bileyim kuzey ışıklarını görmeyi tercih ederim mesela vs. vs. ama illa insan yapımı eser göreceksem, roma'ya gitmek varken, budapeşte'yi niye tercih edeyim ki? ha bir de budapeşte'de de maşallah doğanın içine ettikleri çok yer var, havaalanından bir halk otobüsüne binip şehir merkezine gidiyorsun, sultangazi'den bağcılara gitmişsin gibi oluyor yeminlen. ilk defa yurtdışına çıkacak biri için hiç de mantıklı bir şehir değil. tüm avrupa'yı gezersin, sonra anca belki o da budapeşte'ye gidersin. saçma sapan bir yer. ben çok hayal kırıklığına uğradım ondan da olabilir bu serzenişim.
0
pasp
(16.10.17)
barselona
prag
roma
derim ama viyana berlin amsterdam bunları da es geçmek ayıp olur

gitmek istediklerimden de bi londrayı eklerim sanırsam
0
basond
(16.10.17)
avrupa şehirlerini sınıflandırırsak:

1- roma-paris-barselona-londra
bunlar 4 büyükler, ilk torbayı oluşturuyorlar. bunların arasında en sonuncu "büyük" barselona, trabzonspor gibi ama bu klasmanda kesinlikle. diğer 3'ü dünya medeniyet tarihini ve günümüz global insanlığı en derinden etkileyen kültürlerin başkentleri. aynı sebepten yaşaya tüm insanların görmesi gereken şehirlerden 3'ü. genel bir top 3 çıkaracaksak roma-paris-londra olur.

2-amsterdam, berlin, viyana, madrid, floransa
floransa tam bir açıkhava müzesi, şehir olarak diğerlerinden hayli küçük ama dünya sanat tarihine en çok etki etmiş şehir diyeceğim ben, biraz iddialı konuşup. günümüzde yaşayan bir insanın görmesi çok faydalı olur, estetik duygular geliştiriyor insanda; ufuk açıyor. diğerleri yine önemli başkentler, berlin aralarında en dünya'ya mal olmuşu diyebiliriz, bu açıdan görülmeli. amsterdam tam bir "avrupa", eğlencesini bıraksan bile bir "şehir" olarak görülmesi lazım. madrid'i çok kişi sevmez ama ben tam bir metropol hissi alıyorum buradan, akdeniz havalı bir metropol. viyana bunlar arasında en sevmediğim, bana kalsa 3. torbaya indiririm ama obcektif olmaya çalışıyorum.

3-budapeşte, prag, milano, zürih, oslo, brüksel, münih, moskova
bunlar da güzel şehirler ama rakipleri çok güçlü, bir de bunlardan çok var. aklıma şıp diye gelenler bunlar, yoksa bunlarla yarışacak 5-6 tane daha güzel şehir vardır üzerine biraz daha düşünsen.
0
Bruce
(16.10.17)
Londra, Berlin, Barselona (bu 3. değişebilir ama ilk 2 net)
0
nıç
(17.10.17)
(11)

fransa'dan schengen vizesi alıp ilk girişi avusturya'ya yapabilir miyim

fog weaver
merhaba. bilirsiniz sürekli dönen muhabbet, yeni vize alınca ilk olarak o schengen ülkesinden giriş yapma zorunluluğudur. almanya daha çok önemsiyormuş diye biliyorum. fakat bunun artık eskisi kadar sıkı uygulanmadığını duyuyorum. avusturya'ya gideceğim bir kaç günlüğüne. vizeyi fransa'dan alırsam i
merhaba. bilirsiniz sürekli dönen muhabbet, yeni vize alınca ilk olarak o schengen ülkesinden giriş yapma zorunluluğudur. almanya daha çok önemsiyormuş diye biliyorum. fakat bunun artık eskisi kadar sıkı uygulanmadığını duyuyorum.
avusturya'ya gideceğim bir kaç günlüğüne. vizeyi fransa'dan alırsam ilk girişi avusturya'ya yaparken gümrükte sıkıntı çıkar mı?
teşekkürler!
0
fog weaver
(11.10.17)
boyle bir zorunluluk yok. sorun olmaz.
0
baldur2
(11.10.17)
Valla 8 kişi gittiğimiz tatilde Hollanda sınırında arkadaşımı beklettiler. Diğer 7 kişi 1 saat sonunda ikna edebildik. Türklerin yoğun olduğu ülkelerde Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda gibi.. bu mevzuyu takıyorlar. Riske ederim diyorsan sen bilirsin. Bence değmez.
0
lcha
(11.10.17)
yapabilirler.

ben avusturyada yasiyorum, kuzen 5 yillik finlandiya schengen vizesini yeni alip ilk girisi avusturyadan yapmaya kalkinca thy izin vermemisti, neden olarak cok fazla kisinin sinirdan cevrildigini ve thy nin bu sikintidan dolayi ceza ödedigini söylemisler, yasal olarak haklari varmis bu yolcularin ucaga binmesini reddetmeye. oradaki amir thy genel merkezden izin almisti ucaga girisleri icin. ben bunu ilk defa duydum ama oluyormus.

teoride sikinti yasayabilirsiniz, pratikte cok cok sikinti olmaz ama bir risk var.
0
kurnaz
(11.10.17)
ucuz bir bilet bulup avusturya'dan fransa'ya gün içinde ya da sonraki gün geçeceğini gösterirsen bir problem olmaz. sonraki gün geçeceksen bir de otel rezervasyonu ibraz etmen gerekebilir ama. en garanti böyle olur.
0
nickimin hakkini veremedim
(11.10.17)
Zorunluluk yok ama sikinti cikarabilirler ozellikle de Turk pasaportun oldugu icin.
0
Traveller
(11.10.17)
THY'nin sitesinden Avusturya - Fransa arası bir uçuş için rezervasyon yaptırıp çıktısını al.

Booking'den Fransada kalacağın bir otel rezervasyonu yap. Dikkat etmen gereken iptal etme ücretsiz olacak. Rezervasyonun çıktısını alıp iptal et.

Sorarlarsa bu iki belgeyi ibraz edip "Fransa'da daha uzun süre kalacağım için oradan aldım vizeyi" dersin.

Ama bence sormazlar. Ben Almanya'dan alıp Yunanistan'a gittiğimde suratıma bile bakmadan mühürü vurdu.
0
himmet dayi
(11.10.17)
birkaç ay önce bizim şirkettekiler iş nedeniyle almanya'ya gittiler.
içlerinden birinin 2 senelik fransa vizesi varmış ama fransa'ya hiç giriş yapmamış.
diğerinin de 6 aylık italya vizesi varmış ve o da italya'ya giriş yapmamış.

6 aylık italya vizesi olanı türkiye'ye geri göndermişler havaalanından. 2 yıllık fransız vizesi olanı kabul etmişler. sorduklarında polis demiş ki, "uzun süreli vizeniz olduğunda başka ülke vizesi de olsa sorun değil, istediğiniz schengen ülkesine giriş yapabilirsiniz. ancak kısa süreli vizeniz varsa vizeyi aldığınız ülkeye giriş yapmış olmanız gerekiyor"

ki bu bahsettiğim adamlar iş seyahatinde yani düşün belgeleri falan var. biri tıpış tıpış geri döndü.

bir başka arkadaşım da gene bu sebepten amsterdam'dan döndü.

yukarıda yazanları da göz önünde bulundurursak bu işin belli kuralı falan yok. kafasına göre alıyor ya da almıyor her polis. işini riske atma. özellikle siyasi olarak her şey çalkantıdayken hiç değmez.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(11.10.17)
fransa bana uçak biletini rezervasyon yaptığım için vize vermedi 3 hafta önce, başka ülkeye gideceğim için bu yolu denedim. biletiniz başka ülkeye alınmış ise ne derler bilemem.
0
kaset
(11.10.17)
Bir risk, göze alıp almamak size kalmış; ancak geri gönderildiği olayı bir şehir efsanesi değil. Bilginiz olsun, gayet de yaygın bir olay.
0
nickfury
(11.10.17)
avusturya'da kalacağın yerin konaklama bilgilerini (fatura vs.) ve avusturya'ya gideceğin otobüs/trenin biletini önceden alıp yanında çıktı olarak bulundurursan sıkıntı çıkması ihtimalini minimuma indirirsin.
0
yuto
(11.10.17)
Bu yaz sizin gibi Fransa vizesiyle viyanaya giriş yaptım. Sorunsuz olmuştu.
0
smeagal
(12.10.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.