büyük olasılıkla hard diskiniz dolu veya dolmaya yakın. ram fazla olmadığı için windows harddiskte oluşturduğu swap file'a yükleniyor. ama disk dolu ve yavaş olduğu için her şey yavaşlıyor.
diski biraz boşaltmanız, yapılmıyorsa disk birleştiriciyi çalıştırmanız biraz hızlandırabilir. bir ssd alıp, windows'u ona kurmanız, epey bir hızlandırabilir.

RAM'i 8, hatta 16 yap. Bir de SSD alırsan bu aleti üç dört yıl daha rahat kullanırsın.

2 adet hard diskim var.

İşletim sistemi kurulu olanın 241 GB'ı kullanılıyor, 689 GB'ı boş. Diğerini de oyun, program vs yüklemek için kullanıyorum. Onun da 592 GB'ı kullanılıyor, 1.25 TB'ı ise boş.

Sanırım hız için asıl önemli olan ilk söylediğim. 689 GB boş alan yeterli değil mi?

RAM yükseltirsem sorunumun büyük bir kısmı başka değişikliğe gerek kalmadan çözülür mü ki? RAM yükseltecektim ama sonra "sorun başka yerdeyse yanlış yeri yükseltiip boşuna masraf yapmayayım" demiştim.

yeterince yer var gibi görünüyor. windows'un swap file için ne kadar yer ayırdığını falan kontrol edin bir.
ram artışı iyi gelir. her halükarda hard diskten okumaya çalışmasından hızlı olacaktır.
yine de birincil diski bir kontrol edin, onda bir sıkıntı var mı bakın.
tabi para durumuna göre ram ve ssd eklemek kesinlikle hızlandıracaktır.

@yalnux: Dediğiniz (swap file için olan) "Virtual Memory" mi? Şimdi ona baktım, C (işletim sisteminin olduğu) diski için 4101 MB ayırmış, D için ayırmamış. Bunları otomatik yaptığımdan kendisi ayarlamış da. C için olanı elle arttırıp D için olanı da açayım mı?

yani onları arttırman biraz rahatlık sağlar.
toplamda 4 gb ram + windows'un ram gibi kullandığı 4 gb var şeklinde düşün.
ama her şekilde diskin hızına bağlısın, onda bir sorun olup olmadığını da kontrol et ama, ram eklemek ve mümkünse ssd almak hızı ciddi şekilde arttırır.

geçici bir çözüm olarak readyboost özellikli bir flaş belleği de ram gibi kullanabilirsiniz bu arada.

@yalnux: Dediklerinizi deneyeyim. Çok teşekkürler.

imei numaraniz yerinde duruyor mu?

imei numarası da seri numarası da yerinde.

orijinal rom'u yeniden yukleyip bunu tekrar yukleyin. odin'den yukleyebiliyor olmaniz gerek.
bir sekilde ril driverlarina bir sey olmustur. olmamasi gereken seyler flashlarken olabiliyor. yani kimse sikayetci degil siz sikayetciyseniz oyledir kesin.

edit: biraz arastirinca ayni oneriyi baskalarinin da yaptigini gordum:
forum.xda-developers.com

teşekkürler. şimdi deneyeyim, sorun olursa sorunu, olmazsa "işledi" diye tekrar yazarım.

orijinal rom'da da mobile network seçilmiyor. sorun yine aynı.

kötü haber veriyor olabilirim ama ..

samsung sIII'ün de bir kaç versiyonu var, işte 4G'si amerikanın bilmem ne network'ü için özel üretimi, international'ı vs.

odin ile kuracağınız rom mutlaka sizin donanımınıza uygun olduğundan emin olun. atıyorum LTE bir cihaza international radio (RIL) çakarsanız bu ve benzeri sıkıntıları yaşayabilirsiniz.

biraz araştırdığımda bunun pek rom'la da alakası olmadığını gördüm. birçok kişi bu problemi yaşıyormuş ama tam çözümü de bulamadım.

bu arada bir güncelleme yapayım: cihaz bilgileri içindeki "service state" kısmı, "out of service" olarak gözüküyor. sanırım bu da konuyla alakalı. cihaz orijinal türkiye romu ile sıkıntısız işliyordu. şu an cihazı eski haline getirsem yeterli aslında.

backup almıştım ancak onu da geri koyamadım. internette orijinal rom buldum, onda da sorun devam etti. belki de doğru orijinal romu bulamadım.

türkiye için orijinal rom veya radio ya da sorunu çözebilecek her ne ise onun düzgün linkini nasıl bulurum? custom rom olsa daha iyiydi tabii ama öncelikler değişti; şu an tek amacım tekrar çalıştırabilmek :)

samfirmware diye bir site var oradan bulabilirsin hocam.

telefon kutusunda ya da telefonun bataryasını çıkardığınızda kasa üzerinde yazan model numarasına uygun firmware indirip odin ile kuracaksınız.

out of service muhabbeti de muhtemelen radyonun burada çalışmamasından olabilir. ha tabii bir de kernel farkından da kaynaklanabilir. ne alaka diyecek olan olabilir, yanıt vereyim bildiğimce, kernel içerisinde driverlar var (ya da driverlara referanslar/hard linkler vs) atıyorum sizin cihazınızın radyo sürücüsü (aslında tam olarak sürücü değil ama neyse) a1 model ancak sizin yüklediğiniz romda a2 model ya da a1b model radyo için sürücü var. bu durumda radyo cihazı TR'da desteklenmeyen frekanslarda operator arıyor olabilir. eh doğal olarak da "servis dışı" yazar.

(ha bu bilgiler belki de tamamen yanlıştır, zira daha önce karşılaşmadım böyle bir problemle. ancak GNU/Linux mantığı ile yaklaştığımda akla yatkın geliyor.)

(aslında edit yapıp bir önceki yanıta eklemiştim ama ona tik gelince görmeyebilirsiniz diye düşünüp bir daha yazayım dedim)

www.sammobile.com

şimdi girdim de 5 farklı sIII ayıkladım sitede LTE'si var 9300'ü var 9305'i var, var oğlu var.

verdiğim linkdekiler 9300 için Türkiye romları.

sammobile adresindeki orijinal romlardan denedim ve bu da sorunu çözmedi.

radyo cipi yanmis olabilir.

su asamada sanki servislik olmus gibi gorunuyorsunuz bana. umarim garanti disi vs demezler.

natro kullanıyorum tavsiye ederim.

paket özellikleri güzel ancak mysql veritabanı 50 mb diyor. 1&1'de 1 gb diyordu. ama yine de diğerleri hakkında olumsuz görüş gelirse en iyisi bu gibi duruyor. teşekkürler.

natro şukeladır. uzun süredir kullanıyorum ve destekleri çok iyi.

ipage hakkında bilgisi olan var mı peki? kampanya yapmışlar; aylık 2,95'e sınırsız her şey.

iPage kullanmadım ama hep kötü şeyler duydum. 1 dolar fazla ver hostpapa kullan, ben ona geçtim sorunsuz kullanıyorum 1 aydır.

edit : duymadım, okudum.

Millet aya araç gönderiyor biz hala 1mb 2mb internet ile uğraşıyoruz.

Netlimiter tarzı bir program kur pc'ye, hangi program ne kadar internet harcıyor bak. Ama varsa imkan git adsl filan bağlat, uğraşılmaz mb hesabı ile.

şu an bulunduğum yerde kalıcı değilim ondan adsl bağlatamıyorum. normalde sınırsız kullanıyordum ve ne kadar haklı olduğumu bu mobil internet olayları ile anladım. kota falan zor işlermiş. indirip deneyeyim netlimiter'ı. umarım faydası olur. teşekkürler.

bildiğim kadarıyla sadece indirdiğin değil gonderdiğin data da kotadan düşüyor bu yüzden olabilir.

www.bbc.co.uk

şu var ama dediğiniz gibi bi tip durumu yok, en altta yazıyo kelimeler. yine de bu da işe yarayabilir.

@infernal, bunu buldum bende. ama kelimeler altta değildi böyle. acaba bbc önceden benim dediğim gibiydi de sonradan olayı mı değiştirdi böyle yaptı.

bbc hep böyleydi bence ama şöyle yapılabilir, bi tane sözlük eklentisi kurun tarayıcınıza, üzerine geldiğiniz kelimeleri göstersin size dediğiniz gibi. böylelikle her kelimeyi görebilirsiniz. hatta direk gidip daily mail falan okursunuz yani, bbc türkçe ile uğraşmazsınız. tarayıcınızı söylerseniz sözlük eklentisi önerilebilir.

yandex bar yüklerseniz onda @infernal majesty'nin söylediği olay var. kelimenin üzerine gelince o kelimenin türkçe anlamlarını söylüyor.

hep merak etmişimdir, neden?

oyunu beceremedim bari türkçe'ye çevireyim :P şaka bir yana hem vaktim var ve bu oyunu sevenlere ufak da olsa bir katkım olsun istiyorum (çoğu oyunun yaması varken bunun yeterli düzeyde değil) hem kendi yaptığım çevirileri oyunun içinde görmek hoşuma gidiyor hem de oyunun bazı kısımlarındaki ağır sayılabilecek ingilizce'leri türkçe'ye çevirirken ben de pratik yapmış (bildiklerimi hatırlamak, bilmediklerimi öğrenmek) olacağım. yani eğlenirken pratik. kimisi ingilizce kitap okur, ben de buna sarıyorum.

umarım yardımcı olabilmişimdir.

edit: yardımı da "madem uğraşacağım bari daha kullanılabilir bir şey çıksın ortaya" diye düşünerek istiyorum.

yardımseverlik iyi birşey tabi.

merak etmemin sebebi benim kafa yapıma çok ters olması. sonuçta kolay değil koca bir oyunu/programı/filmi filan çevirmek, zaman ve çaba sarfediyorsun ve karşılığında birşey almıyorsun. ingilizcemi geliştirmek için senin dediğin gibi gider kitap okurum. çok daha yararlı ve hızlı olur. günün sadece 24 saat olmasından son derece şikayetçi bir adam olarak "boş" vaktim de yok açıkçası. okumadığım binlerce kitap, dinlemediğim bir sürü albüm/podcast/, seyretmediğim bir dünya film, konuşmadığım bir dünya dil, ihmal ettiğim bir sürü insan var. birileri bir oyunu türkçe oynasın diye kendi zamanımı harcamak benim için absürd bir düşünce.

sonuç olarak renkler, zevkler filan.

bonne chance!

ilk önce dediğin gibi; zevkler ve renkler tartışılmaz evet. benim kafa yapım da tam tersi. yapılmamış ya da yapılmış ama yeterli olmayan şeyleri yapmayı seviyorum. basit de olsa, birilerine faydalı olsa da olmasa da bir şeylerin ortaya çıkması. mesela keşke teknik donanımım yeterli olsaydı da bu oyunun yapımında görev alsaydım. anlatması zor aslında. şu an ortaya çıkarabileceğim (çeviri bile olsa) ve bana dolaylı da olsa faydası olan ayrıca bir de üstüne eğleneceğim bir şey bu. yani oyunu oynamak yerine çevirmek daha fazla hoşuma gidecek. yarın öbür gün 10 kişi bu çeviriyle şu oyunu oynasa ben 10 tane film seyretmiş, albüm dinlemiş gibi mutlu olurum. "karşılığında bir şey almadan" demişsin. ben karşılığını bu şekilde aldığımı düşünüyorum.

disk ntsf mi?

evet öyle. onu mu değiştirmek lazım acaba? fat32 olarak formatlasam sorunu çözer mi ki?

10 yıldır hiç bir şey kullanmıyorum. sadece 2 kez o da neredeyse bile bile cracklerden virüs bulaştırdım. boşa kurmayın böyle şeyler. işyeri değilse tabi.

ev kullanıcısıyım fakat bilgisayardaki tüm programların kontrolümde olmasını istiyorum. sorun sadece bilgisayarı çökertecek virüsler değil; benim hakkımda en ufak bir bilgiyi bile internete sızdırabilecek dosya, yazılım vs.

mesela genelde bilgisayarımda, internete bağlanmaya çalışan programların hemen hemen yarısına internete bağlanma izni vermiyorum. ancak bunu yapmaya devam edebilmek için iyi bir firewall'a ihtiyacım var.

o zaman free firewalllar var. çok popüler bir tane var. zonealarm diye. o da iyidir ama bir çok program ile çakışır. bi de daha az bilinen sygate vardır ki bence en iyisidir. nortona falan bulaşmayın. makinenin içine eder. bu arada makineden bir bilgi de kolay kolay çıkmaz. her işinizi internet ile yaparken yeterince özel bilgi paylaşıyorsunuz :) bakın mesela siz iphone kullanıyorsunuz di mi? :) nasıl bildim ama? :)

(hastir, sygate'i symantec almış. onun eski sürümlerinden birini kullanmıştım bi ara. o zaman sonuç: zonealarm)

goo.gl
oldversion.com'dan çıktı yine.bence buna devam (sygate)

Euro ncap testi,

www.youtube.com

Yalnız dandik bir durum var, test 56 km/s ile yapılmış, diğer markalar 64 km / s ile yapıyorlar. 8km neki deme, aracın sahip olduğu kinetik enerji 8kmcik fazla hızda, %30 daha fazla olur. Bu da araçta muhtemelen %30 daha fazla hasar meydana gelmesi demektir.

Şahsi kanaatim, standart hızda test yapılmış olsaydı, 1 2 yıldızda kalırdı puan.

Güvensiz araç.

Teşekkürler. Euro değil de Çinliler'in kendi yaptıkları ncap testi bu, ondan hız biraz daha az. Adı da c-ncap. Bunu görmüştüm aslında ama aynı testte Geely FC pek çok nissan, toyota modelinden vs. daha yüksek puan almış o yüzden kafam karıştı. e-ncap'te ise sadece Geely Emgrand var.

grafik kartının sürücüsü,xorg veya x11'de problem olması muhtemel.

xorg ve x11'i gözden geçir.

terminale git

bash$ sudo su (hata gelirse sadece su yaz bash# su şeklinde enter)
password:gir root şifreni
bash# apt-get install xorg-server (xorg-x11'i de bir dene)

eğer ekran kartın ati ise:
(ati değilse aşağıdakileri yapma git nvidia için bir tutorial bul)
bash# wget a248.e.akamai.net
bash# zypper in kernel-source gcc make patch
bash# sh ati-driver-installer-9-1-x86.x86_64.run
bash# aticonfig --initial -f
bash# sax2 -r -m 0=fglrx (bu önemli zira vesa driver fqlrx'e göre çok zayıftır)
bash# reboot

bilgisayar yeniden başladıktan sonra terminale git yine driver kurulumu doğru olmuş mu diye bir denetle. şöyle yapabilirsin:

bash$ fglrxinfo

yardımcı olamadıysam kusura bakma. zira opensuse bilgim çok az.

mesajını şimdi gördüm. deneyeyim hemen çok teşekkürler.

html
css
php

öncelikle web tasarımcısı değilim. ancak grafik tasarımla ilgili olduğum için web hakkında da temel seviyede bilgim var.

şimdi tabiki html ile işe başlayacaksın. herhangi bir internet sitesinden html dilini kolayca öğrenebilirsin, ben bile öğrendim yani. ama tavsiye ilk etapta html kodları yazarken notepad kullanman. elle yazman yani. bu feci derecede hakimiyetini geliştiriyor. dreamweaver'a sonra geçersin. ben bu sayede bugün çok iyi bir site yapamasam bile, yapılmış sitelerin kodlarını rahatlıkla okuyabiliyor ve bana lazım olanı alabiliyorum.

html'i iyice kavradıktan sonra css'e geçmelisin. bu senin tasarımlarını güzelleştirecek, siteye olan hakimiyetini güçlendirecek, işlevsellik katacak bir dildir. aynı aşamada dreamweaver'a da başlangıç yapabilirsin.

bu da bittikten sonra artık sen bir web tasarımcısın demektir. ancak tabi ki daha bitmedi. hatta asıl şimdi başlıyor. artık interaktif sayfalar yapmak için kullanacağın programlama dilini seçeceksin. bu php olur, asp olur bilemiyorum. senin tercihine kalmış. mysql'i de öğreneceksin yine bu aşamada. hatta mysql'ü öğrenip belki flash'a yöneleceksin, hatta diyeceksin ki geleceğin teknolojisi silverlight diyeceksin veya html 5 diyeceksin, bunlara yöneleceksin. orası senin tercihine kalmış.

sabır gerektiren bu yolda sana başarılar dilerim.

+ javascript

www.w3schools.com

ilk önce ne tarz siteler ile uğraşacağına karar vermen lazım. yani tasarım ağırlıklı mı, belli bir konu üzerine mi gibi. örneğin alışveriş portalı dersen flash gibi programlar çok gerekli olmaz ya da tasarım ön planda dersen php biraz arka plana düşer.

herhangi bir konuya önem verip o konu üzerinde daha fazla durmak, diğerlerini de destekleyici program veya diller olarak çalışmak daha iyi olur. bu ayrıca motivasyonunu da arttırır. mesela ben ilk olarak flash ile başlamıştım ve hoşuma gittiği için de uzun uzun sıkılmadan çalışıp internetten dahi bakmadan -ki o zaman evlerde internet bile yoktu doğru düzgün- flash programını orta düzeyde (ileri düzeye yakın orta düzey) kendi kendime çözmüştüm. bunun için programın kurcalamak da önemli. kurcalayarak öğrenilenler okuyarak öğrenilenlerden daha fazla akılda kalıcı oluyor. şimdi internet de olunca daha güzel tabii.

html, php gibi konularda benim tavsiyem; oturup sıfırdan kod yazmaya başlamak yerine internetten ya da kitaplardan temel bir bilgi edinip(yine motivasyon esasını ön planda tutarsak) internette bulabileceğin (çeşitli forumlarda yardım isteyenler vs) bozuk dosyalara bakarak, onlardaki sorunları mantık yürüterek çözmeye çalışarak ilerletebilirsin. bu konuda bir başka seçenek de hazır kodlara eklentiler koymaya çalışmak (bunun için blogger çok faydalı) ya da aklında proje belirleyip bunu hazır şablonları inceleyerek onları kendi projene entegre etmeye çalışmak ve internetten de yardım alarak ilerletmek olabilir.

ben sadece bir üstteki paragrafta yazdıklarımı yaparak html ve php bilgimi baya ilerletmiştim. hatta son cümlemdeki yöntemle daha önce hayatımda görmediğim visual basic ile 3-4 ay sonra oldukça karmaşık işler yapabilir hale geldim. mesela biraz sonra da bir sorunumu ekşi duyuruya yazacağım ve yardım isteyeceğim (gerçi visual basic'i access için kullanacağım).

kısacası; bence sıfırdan başlamak yerine zaten olan şeyler üzerinde oynamalar, kişiselleştirmeler ve düzeltmelerle web tasarım bilgini sıkılmadan geliştirebilirsin. zaten daha ileri seviyelerde sıfırdan kendi işini zorlanmadan yaparsın. notepad ise pek önermiyorum. bu daha ileri aşamalarda olabilir ama ilk aşamalarda hata yaptığında bunları bildirecek bir program kendini geliştirmen açısından daha iyi olur.

bunlar sadece benim uyguladığım yöntemlerdir. bana faydası oldu diye yazayım dedim.

bu konuda photoshop en çok başvuracağın alet olacak diyebilirim. normalde tasarım, html-css ve programlama farklı uzmanlık alanları ama çoğu zaman hepsini yapabilmen bekleniyor.

oyun çalışır. oyunlarda bölge farketmeksizin her makine her oyunu açar, bölge sorunu filmlerde oluyour.ancak oyunda korece den başka dil olmayabilir.

Korece olması dışında mı diyorsunuz? Bir de pal ise ntsc açmıyordu sanırım.

Korece olup olmadığını bilmiyorum. Eğer ambalajını açarsam iade etme şansım hiç kalmaz. aslında en güzeli iade etmek de tekrar aynı yere gitmek gerekecek. Biraz da uzak olduğundan sorayım dedim. Bir de adam çok ısrar etti işler işler diye ondan.

ps3'te oyunlar için bölge farkı yok. sadece filmler için var. ayrıca oyunda korece dışında illa ki ingilizce de vardır.

Peki o zaman fark ne tam olarak? yani bölgelere göre oyunlarda farklılıklar oluyormuş. Mesela kimi bölgelerde sansür oluyor, kimi bölgelerde oyunun bazı kısımları kesiliyor vs. ama ilk defa kore versiyonu gördüm.

update leri cekemeyebilirsin.

benim fifada yasadigim sorunu yasayabilirsin bir ihtimal.

usa accountumla misal ne download yapabiliyorum ne de ultimate team e girebiliyorum.
ama tr accountumla hepsini yapabiliyorum.

Cevap veren herkese teşekkürler. Yüklense de çok sorun çıkaracağını anladığımdan yarın değiştirmeye gideceğim oyunu.

Öyle bir komiklik yapmayın. Ne bot alması? Zaten botunuzu veriyorlar.

(bkz: askere götürülmesi gereken malzemeler) başlığında bile böyle bir tavsiye bulamazsınız.

kimseyi görmedim, duymadım.
ayrıca askerde verilen bot ile birebir olmazsa sıkıntı çekersin. giyemezsin. hiç gerek yok bence. ordan verdikleri yeterince kaliteli. sadece derisi çok kalın olduğu için uygun numarada almazsan vurma yapar. ama alışınca çok rahattır.

bota vereceğin parayı silikon tabana vermek daha mantıklı sanki.

ta.ak geçmeye gerek yok, gittiğinde getirenler olduğunu göreceksin. Ama faydasından çok zararı olur. Kaç numara giydiğini sorduklarında bir numara büyük söyle, rahat edersin. Alınca da topuğunu karyola altında ezeceksin ki yumuşasın.

Ben çok az ayakkabıda rahat edebilirim, yine de kendim götürmemiştim. Asker postalını iki numara büyük istemiştim bölük astsubayından, silikon tabanlığa, vatkaya filan gerek kalmadan neredeyse bir yıl, her tür hava koşulunda çok rahat giydim o botları. Bence para vermeyin.

acemi birliğinde botlar çoğunlukla çalınır. başkaları gelir ve sizin botunuzu giyer.
buna '' yer değiştirme '' denir askeriyede...
sanırım botunun çalınmasına karşı bot satın almanı onermıs olabılır.
sorun değil sende gider baskasının botunu giyersin.
uyurken botlarını yastık altı yapmanı tavsiye ederim acemi birliğinde...

kardeşim elazığ'da askerlik yapıyor. verdikleri botlar ayakları hiç ısıtmadığı için gore-tex bot yolladık. şimdi tek kat çorapla bile hiç üşümüyor. yani burada yazan kendini bilmiş yorumları kafana takma. gittiğin yer soğuksa ve verdikleri bot seni kesmezse söylersin ailene sağlamından bir çift yollarlar.

askerde ayağıma göre bot olmadığı için yollatmıştım aileme. botum gelene kadar da önce birliğe giderken ayağımda olan sivil botla dolaştım bir süre, sonra da yazlık bot verdiler ayağıma anca o oldu diye o soğukta bir süre de onu giymiştim. eğer ayağın çok büyük ya da küçük değilse götürmeye gerek yok ama. en iyisi orada bakıp ihtiyaç duyarsan yollatmak. bir de giymeden önce botu buzlukta dondurup çözdürmekten bahsediyorlardı. yumuşayıp rahat oluyor gibi bir şeyler demişlerdi ama denemedim hiç mesuliyet kabul etmem.

@bira şişesi kapağı
normal botun kesmediği yerlerde askeriye,gore tex bot veriyor zaten.

askeri malzeme dükkanına gitmiştim askere giderken. adama "askere gidicem neler lazım" diyorsun. sana 30 kalem mal çıkarıyor. "300 tele abi" diyor. sen eliyorsun tek tek. 10 kalem ya kalıyor ya kalmıyor. mesela traş kutusu. jandarmanın farklı oluyor karacıların farklı. bana tıraş bıçağını bile derby'nin 3 bıçaklısıın verdiler. "askerde çalarlar" diye. yani bu adamlar saçmasapan tipler. canları ne isterse onu satıyorlar. hem de inanılmaz kazık.

bot filan götürmezdim. o kadar ihtiyatlı olmaya gerek yok. tıraş bıçağı, köpük, silikon taban, tuvalet kağıdı yeter. gerisini çarşı izninde alırsın.

askere küçük sırt çantasıyla, kapri pantolon-flipflopla tatilden gelen bir tip vardı. saçları bile uzundu. süper bir hareketti:)