adaptöre değil de cihazin üstüne bakın bakalım. 110-230 yazıyorsa sadece ucu değiştirip kullanabilirsiniz ama cihazda 110v yazıyorsa sakın takmayın, yanar. transformatör almak lazım o zaman. emin değilseniz bir bilene sorun muhakkak.

images.app.goo.gl

Güç kablosu bunun girişine benziyor.

Cihazın üzerinde de 100v 3,55 amper 50/60 Hz yazıyor .

(git: 1554932)

playstation 5 cihazları dual voltage. yani 100 - 240 volt arasında çalışabiliyorlar.

benim cihazım da japonya'dan gelme. üzerinde 100V 3.45A yazıyor. ben de aynı endişeyi yaşayıp araştırdım, aynı endişeyi yaşayan bir arkadaş ile de burada rastlaşıp konuştuk, bu sonuca ulaştık. yukarıdaki linkte detaylar var. hatta bir görsel var, üzerinde 100v yazan cihazı açıp güç kaynağının fotoğrafını paylaşmışlar.

yatırım tavsiyesi değil ama ben üzerinde 100v yazan cfi-1200b cihazı 1 yıldır sorunsuz kullanıyorum. siz yine de doğrulayın, farklı versiyonda böyle değildir, sonra cihazım patladı diye bana gelmeyin.

fiş dönüştürücü yerine komple ucu bizim prizlere uygun kablodan alıp kullanabilirsiniz. teyp fişi diye arattığınızda çıkıyor. teknik olarak c7 deniyor sanırım bu kabloya.

Sadece vergi levhasına bakarak herhangi bir çıkarım yapmak güç. Örneğin bir şirket yıl sonunda 10 lira brüt kar yapmıştır fakat 12 lira da vergiden düşülebilen bir yatırım harcaması vb. yaptıysa matrahsız görünebilir ya da dediğiniz gibi kar etmemiş de olabilir, bunun da yüzlerce sebebi olabilir. Şirket halka açık değilse ne kadar vergi ödediğini göremezsiniz (vergi levhasını paylaşıyordur vesaire, o ayrı konu).

Halka açık şirketlerin mali verileri zaten kap’ta vardır, mali verileri okuyabiliyorsanız tüm detaylar orada mevcuttur.

it takes two.

Unravel Two da olabilir.

it takes two olmalı. değilse bile siz yine oynayın it takes two yu.

it takes two'dan bahsettiğinize neredeyse eminim.

It takes two degilse trine

Bı kişi de yardımcı olmamış; it takes two

hocam eğer oyun it takes two ise çocuğunuzla oynamayın derim, zira şirin görünse de gariban fili parçaladıkları bir bölüm var. çocuğun pisikolojisini bozabilir.

bir kişi de it takes two yazmamış
IT TAKES TWO.

Sackboy var PS özel

Rayman da güzeldir

Bitti gibi, evet. Ticari versiyonu da olanlarda olabilir, baz modellerde bir ihtimal olabilir. Egea serisinde de vardır. Hatta genel olarak şirket aracı olabilen modellerde olabilir.

fordlarda var.

Fiat'larda gırla düz vites var

halkın çoğu aşırı trafikli yerlerde yaşadığı için ve rahatlık istediği için öyle.

Şöyle bir örnek vereyim: İngiltere'de otomobillerin %80 küsuru manuelmiş. Otomatik almak da, sigortasını yaptırmak da çok daha pahalı.(özellikle sigorta) Sırf bu yüzden manuel ehliyet alıp manuel araç alıcam gibi mesela.

baz (en düşük) modellerde oluyor genelde. en azından baktığım araçlarda öyle.

istatistiklere göre en yüksek onay italya’da görünüyor. almanya da üst sıralarda idi.

o çok değişken, kolay bir ülke olduğunu zannetmiyorum, red başvurularının kategorilerine de bakmak lazım.
resmi bir rapora denk gelen varsa paylaşsın lütfen, saçma sapan haberler var.

daha önce schengen aldıysanız oradan tekrar başvurmanız daha iyi olabilir

Lüksemburg, net. Ama ilk girişi o ülkeye yapmalısınız tabii

5 black yeterli bu senaryoda.

teamviewer.

remotedesktop.google.com

Bizim ev de bahçe katında ve çılgınlar gibi tozlanıyor. Evin önünden yol falan da geçtiği yok, yola en az 30 metre uzaklıktayız ki yol dediğimden tek tük araba geçiyor. Eve ilk taşındığımızda yeni tadilattan çıkmıştı, ev yenilendiği için ve bizim de eşyalar sıfır olduğu için onun etkisidir heralde demiştik kendimizce. Ama 2 yıl oldu hala aynı. Sanırım bizimki de sizinki de zeminde olduğu için böyle. Orta katlardan oturan insanların evi de, en üst katta oturan annemin evi de bu kadar tozlanmıyor. Bizdeki tozları 1 hafta kenarda biriktirsem 2 kişilik yastık yaparım.

evet yolun tozu geliyor araba vs gectikce. etrafta insaat vs varsa da artar

air purifier

Ben de zaman zaman bu konuda hayıflanıyorum (temizliği geciktirip tozlar çoğaldığında). 12. Katta yaşıyorum, evde halı yok (bambu bir halı dışında), hav bırakacak örtüler/kumaşlar minimal seviyede ama gün aşırı da temizlesem yine de tozlanıyor.

Gözlemim yatağın kendisinden ve nevresimlerden çok toz çıktığı yönünde (hepsi pamuk). O tozların çoğu deri döküntüsü gibi sanki. Bir de elbette dışardan gelen şehir tozları var. Çünkü yazın camlar kapalı ve 7/24 klima çalışan dönemde tozlar azalıyor.

Yazlıkta, her yerin bağ bahçe olduğu müstakil evde sürekli camlar açık olsa da bu kadar toz olmuyor.

hava temizleyici +1 üstelik sürekli değiştirmen gerekebilir filtresini

8. katta ve trafik vs olmayan neredeyse şehrin kıyısında olan evi şimdi süpürsem beş dk sonra toz oluyordu. şu an oturduğum ev 1. kat ve yokuşta olduğu için bahsettiğiniz konumla benzer gibi ve böyle bir toz sorunu yaşamıyorum.

Herkes benzer sorunları yaşıyor anlaşılan. Kıyafetler ve örtülerden toz çıkması durumu kulağa mantıklı geliyor. Temizlik yapmayı artık anlamsız buluyorum bazen bu kadar toz olunca. Camları açmasan da olmuyor... Hava temizleyici konusunu da araştıracağım. Teşekkürler herkese

hava temizleyici ve camasır kurutucu. kurutucu kıyafetlerdekı tozu topluyor, bir de dikine olan el dyson ı eger alablioyrsanız hayat boyu kullanırsınız.

hayır. kılların kalınlığı, uzunluğu, rengi genlerinizle alakalı bir durum. örneğin tıraş edildikten sonra yeni uzamaya başlamış sakal köklerinin daha koyu ve gür görünmesinin sebebi kıl köklerinin uçlara göre daha kalın olmasının yarattığı bir optik illüzyon.

hayır.

jiletin kılları gürleştirdiği söylenir. ama bu da yalan diyor doktorlar.

orient blue +1

istediğiniz yöntemle yok edin kılları, gürleşmeyecektir.

jilet veya traş makinesinin kıl üzerinde böyle bir etkisi yok.

bu konuda akademik bir çalışma var mı bilmiyorum ama varsa da muhtemelen motosikletin tasarımından ziyade kullanıcı profiline göre bir çıkarım yapmıştır diye tahmin ediyorum.

neticede bu da 2 teker, bir asfalt motoruyla ya da enduro ile temel seviyede benzeşiyor fakat ağırlığı, ağırlık merkezi, manevra kabiliyeti, çevikliği, motorunun gücü diğer tiplere nazaran farklı aktarması (güç, tork, devir farklılıkları) gibi birçok faktör ve bu faktörler sebebiyle de kullanım tarzınızı zorunlu olarak etkilemesi sebebiyle “daha güvenli” denebilir bence.

örneğin 100 beygirlik 650cc bir asfalt motoru ile uçup kaçabilirsiniz belki ama 60 beygir fakat 1000cc bir chopper ile aynı çabuklukta hareket edemezsiniz, üretim maksadı aynı değil çünkü. motor sizi amiyane tabirle “apaçilik” yapmaktan alıkoyacağı için daha güvenli sürüşler yapabilirsiniz. işin özü sürücüde bitiyor.

yalnız şu da var; chopper ile tabii ki a noktasından b noktasına gidersiniz fakat şehir içi ulaşım için bir scooter ya da çıplak motor rahatlığında gidemezsiniz. oturuş pozisyonu, hantal oluşu gibi bazı hususlar sebebiyle ben olsam araba alternatifi olarak düşünmezdim. kaliteli bir scooter, doğru ekipman ve eğitim ile chopper’dan daha ucuz, konforlu, çabuk ve muhtemelen güvenli gidersiniz.

motorcu bir arkadaşım chopper kullananların çok daha az kaza yaptığını söylemişti, amaçları hız vb olmadığından olsa gerek.

motor türünün güvenliğe bir artısı yok. güvenliği etkileyen faktör hız ve sürüş stili. yani bir super sport alıp bunu makul hızlarda sürer ve kontrollü gidersen bence chopperdan daha güvenlidir. çok daha atiktir ve daha kısa mesafede frenleyebilir. ama pratikte bunlara ihtiyaç olmayacak stratejide sürüş yapmak hedef.

yeni başlayacaklar için scooter-maxi scooter göreceli olarak daha güvenli. kafa karıştıracak vites-fren kombinasyonları olmadığı için sürüşe odaklanabilirsin. düşme anında bir chopper vs gibi bacağının altta kalma riski de yok.

Kullanan ile ilgili, cruiser(chopper) motorların çatalın öne açısı geniş olduğundan fren ve viraj kabiliyeti düşüktür. Çatal ne kadar dik inerse viraj, fren kabiliyeti artar spor motorlarda olduğu gibi.

yeni başlayacaksanız scooter ile başlamanızı tavsiye ederim. sürüşü kolay, otomatik vites, manevra kabiliyeti iyi. chopperlarda otomatik vites var mı bilmiyorum ama vitesli motor yeni başlayan birini zorlayabilir belki. ben scooterdan sonra vitesli racing motora geçtim, pişmanım. ilk fırsatta satıp dönüş yapacağım.

Kaza yapmaktan korkuyorsan ve İstanbul gibi büyük bir şehrin içinde motor kullanmayı düşünüyorsan, tipten bağımsız olarak hiçbir motora binme bence. Trafikte chopper da scooter da büyük risk altında. Yok bu işe baş koydum, her türlü emniyet ekipmanını kullanırım, bütün eğitimleri de alırım diyorsan, bence endurolar sürüş pozisyonu açısından daha güvenli olabilirler. Polislerin ve motorlu acil durum ekiplerinin çoğu da enduro kullanıyor zaten.

chopper motorlar ile aralardan girmek, ani hızlanmak, kayakçılar gibi slalom yapmak gibi şeyler biraz daha zor, manevra kabileyetleri diğer motorlardan daha düşük, boyutu daha uzun, dolayısı ile biraz daha araba gibi kullanılıyor. virajları araba gibi alıyorsunuz, (2.5 metre boy var, daha ufak arabalar var )

orien blue'nun dediği gibi yapısı gereği size o kadar izin vermiyor.

bende sizin gibi düşündüğüm için baya bir bakınmıştım, 35 yaşımda ilk aracımı chopper motorda karar kıldım (hiç araç kullanmamış biri olarak, reflekslerim 20 yaşındaki gibi değil sonuçta), zevkime de uygun oldu, 10 dakika geç gideyim ama manzaranın tadını çıkartayım bunu seviyorum.

araç alternatifi olarak da uygun bence. evet bir scooter gibi aralara giremiyorsunuz, sağın sağı, solun solu gibi yerlere girip gidemiyorsunuz ama çok da problem değil, araba ile 2.5 saatte gidilen yere 1.15 dakika gidiyorum, diğer arkadaşlar 10 dakika/15 dakika önce varıyorlar. onlar daha çok kaza yaparken bende bişi yok.

90 bin km yaptım çoğu şehir içi, (10/15 yıllık motorlarda bile o kadar km yapan pek yok) her gün işe gidip gel şeklinde günlük 68km. bir kazam var, o da karşı taraftan kaynaklı kurtarmaya çalıştım ama olmadı.

kazalar genellikle iki tarafında hatalı davranması nedeni ile oluyor. siz dikkatli (üstüruplu) olursanız karşı tarafın hatasını tolere edebilirsiniz.

ilk bir kaç ay bütün herkes hata yapıyor gibi geliyor herkes hatalı bir tek sen doğrusun gibi ama öyle değil, biraz acemilikten biraz heyecandan öyle geliyor zamanla alışılıyor.

güvenli sürüş teknikleri var, güvenlik balonu diye tabir edilen şeyler var, biraz paranızı bu tür şeylere de ayırırsanız kafanız daha rahat oluyor. ben eğitim almadım ama alan arkadaşlardan öğrendiğim şeyleri kullanıyorum.

o sıkıntılarda genelde araç kullanan apaçiler nedeni ile oluyor. size nerede ise dokunacak kadar yakından sollamak vs gibi.

bu arada yine güvenli bir chopper almak isterseniz iyi paralar. çin malı çok güzel görünen ama yolu tutmayan dur desen duramayan, bas desen basamayan, yokuşa 90 la girip ortasında 70'e düştüğünüz bir motor alırsanız riskiniz çok artıyor, hangi tür motor olursa olsun. zira arkadan gelen araç sizin motorun çekmediğini hesaplayamıyor bi bakıyorsun 150 metre gerideki araç dibinize kadar gelmiş, adamında bir suçu yok.

mealen iyi bir chopper alın alacaksınız.

genelde yüksek cc başlanmaz ama ben 150cc regal raptor'dan (1 sene sonrasında) 1300cc yamaha midnight star'a geçtim, hep şehir içi işe git gel için kullandığımdan dolayı da zorlanmadım sonuçta şehir içi trafiği belli gidebileceğin hız belli o kurallara uyulduğunda pek problem yok, emniyet şeridinden gidiyorsun diye 150 km ile gitmek zorunda değilsin, tabelada ne yazıyorsa o hızla git hatta daha yavaş git, tüm araçlar solda 2 km hızla giderken sen 15km hızla gittiğinde zaten herkesi sollamış oluyorsun, o araçlarda bekleyenlerden daha çabuk varacaksın.

birde şu var, şehir içinde çok hızlı kullanmak ile normal kullanmak arasında zamansal olarak elde edilen kar alınan riske göre çok düşük.

örn: 60 km limitli yerde 120 ile gidince zaman yarıya düşmüyor en fazla 15 dakika fark ediyor zira yol dümdüz değil, virajlar var, ışıklar var, tümsekler var var oğlu var. ancak alınan risk 2 katına çıkıyor, hiç mantıklı gelmiyor bana bu. o hıza çıkmak için daha fazla benzin yakıyorsun, durmak için daha fazla balata ve diskinden yiyorsun sonra yine ışıkta 30 saniye bekliyorsun ee iki ışık arasını 1 dakikada gitsen ne olur 35 saniyede gitsen ne olur yine bekliyorsun yine bekliyorsun.

Tüm 100hz tv’ler aynı zamanda 120hz’dir. Farkın sebebi Amerika ve Avrupa tv standartları. Avrupa’da (biz de dahiliz) pal kullanılıyor ve reklamını yaparken 100hz tanıtılıyor paneller. Amerika’da ise ntsc standardı olduğundan 120hz olarak tanıtılıyor.

Bir fark yok diyeyim yani pratikte.

Hdmi 2.1 giriş veya çıktıysa üstüne sahip olması lazım. Kablosu da ayrı oluyor. Üretici sitesinden modele bakarsan bulursun.

Apple Watch android cihazlarla çalışmaz zaten.

Garmin, Fitbit ya da Huawei watch olabilir. Tüm Bluetooth’lu saatler iPhone ile çalışır (tüm özellikleri desteklemese de). Hemen tüm akıllı saatlerle istediklerinizi yapabilirsiniz yalnız temassız ödeme için saatte nfc olmalı ve bankanızın uygulaması saatte de çalışabiliyor olmalı (bundan çok emin değilim, Apple Watch ve Apple Pay gibi çalışmıyor olabilir). Google pay Türkiye’de olmadığı için banka uygulaması üstünden ödeme yapabiliyor olmanız lazım.

Samsung Watch 4 kullanıyorum ve sanırım pili en kötü seri bu, Android olmasından mütevellit uygulama çalıştırmada vb. sorunu yok; Spotify var, açıkçası Shazam denemedim ama vardır herhalde, olmaması için bir sebep gelmiyor aklıma. Keza NFC ile ödeme de var.
iPhone ile uyum konusu sıkıntılı ancak onun Samsung ile alakası yok, Apple kendi üretmediği cihazlara her halukarda kısıtlı erişim verdiği için hiçbir Android saat iPhone'da Apple kadar iyi deneyim yaşatamıyor.

Pil konusunda 6 iyimiş sanıyorum bir de yeni gelecek 7. neslin iyi olacağı söyleniyor. Ama mucize beklememek lazım. Aktif kullanılacaksa (Spor vb. gibi özellikle) muhtemelen taş çatlasın 36 saatte bir şarj etmek gerekecektir; iki günü çıkartması zor. Ben her gün şarj ediyorum mesela.

Kesin yanıtı bilmeden destekli sallıyorum.

Plastik injection molding olması lazım çok çok spesifik yüz ve saç durumlarında 3d printing/scanning benzeri bir işlem kullanmışlıkları vardı.

Boya ise bazen gözün göz çukurunu ıskalamasından, şaşı olmasından dolayı yürüttüğüm fikir makine boyuyor.

Yalan dolan yanıtım bitmiştir.

baya el emeği ile yapılıyor gibi görünüyor;

youtu.be

ruhsatta yazmaz ama aracın kullanım kılavuzunda yazar. kılavuz araçta yoksa pdf olarak bulursunuz. gerçi aküler öyle çok da değişmiyor, muhtemelen 12v 60 amper bir aküdür ama siz yine de kılavuza bakın.

Akünün üstünde yazar. Onu sökmek en doğru olanı. Start stop varsa vs. ona göre bir akü almak gerekir.

akü yeniyse sadece akım da bitmiş olabilir yani içinde sıvı varsa tekrar doldurunca düzelebilir. benim 7 aylık akü sonrası da açılmayınca takviyeyle çalıştırır hale getirttim.

akü yeni ise şarj edyorlar yeniden çalışıyor ellerinde bir alet ile akünün verimini ölçüyorlar bir akü ortalama 4 sene gidiyormuş ordan hesaplarsınız kaçmasın tadınız yeni değiştirdim 2500 tl verdim

Araç 4 yaşında ilk defa takıldı. Tetikler tetiklemez çalışınca daha idare eder dediler ama ben de yenisine bakacağım

Aklınızda bulunsun böyle durumda yavaş şarj edin, düşük amperde. 16- 24 saat arası gibi

En mantıklısı bence 13 bu tabloda çünkü 12’ye göre bariz daha iyi kamera var. Yani 12 serisi artık bence alınmaz. 13-14-15 arasında (hatta buna 12 de dahil edilebilir) kullanıcı deneyimi açısından anlamlı fark yok. Yazılım desteği açısından elbette 15 en doğrusu fakat onun da fiyatı malum. Yine 13-14-15’in kameraları da birbirine yakın, hepsi memnun eder.

O yüzden en mantıklısı fiyat/fayda açısından 13.

@orient ama 13'ün yıllık maliyeti 9250 TL. 15'in ise 8666 TL. Hem de 15 alınca yeni telefon almak sebebiyle gelen bir keyif de var.
Neden 13'ün sizin açınızdan öne çıktığını anlayamadım.

Ben fiyatlara yıllık maliyet olarak bakıyorum, bir kerelik yüksek-düşük fiyat olarak bakmıyorum.

yanıt vermek için giriş yaptım.

bende böyle bakarak android fancılığımı kenara bırakıp s20 fe den bu cihaza geçtim. kalite evet. ve yine evet ki bu mantıklıydı. son taksidi bu ay ödeyeceğim. yıllık maliyet yüksek görünse de 1 yıl sonra dahi bu fiyatın çok üstüne satabileceğimi düşünüyorum. öyle olmasa dahi yeni bir iphone kullanıcı oluyorsun. bence son seriden devam. yeni modelin çıkmasına yarım yıl var.

@dissendium
Anneme en üst iPhone alma sebebim yıllık maliyet olarak onun en ucuzu olması.
Annem telefonunu güzel kullanır, kırılmaz, çizilmez, bozulmaz. Ondaki telefon kullanım ömrü boyunca yaşar genelde. Yıllık maliyetinin daha ucuz olmasına ek olarak en yeni iPhone'u almanın keyfi de olacak. Kamerası annem için çok önemli değil, o kadar özenli fotoğraflar çekmez.

Daha savurgan olduğum için değil daha tutumlu olduğum için pahalı olanı tercih ettim.

@baldankaymak iPhone alma konusunda bir tereddüt yok. Anneme daha ucuz diye android aldık. 2 yıl olmadan saçmalamaya başladı. Sonunda hem daha kalitesiz hem de daha pahalıya geldi o iş. Youtube izlerken telefon çalamıyor vs.


Ek: Çok yanlış bir düşünme şeklim mi var ki orient ve dissendium'a 15 seçme sebebimi doğru aktaramadım?

ben s serisinden memnundum.

ama fiyatı iphone 11 ile aynıydı. sonrasında ne mi oldu iphone 11 2 katı fiyatına çıktı. s serisi cihazım yerinde kaldı. donma kasma yaşamadım.

s serisi bakabilirsin fp arıyorsan. ama yine de iphone değer kaybı az.

ben sizi anladım fakat 13 ile 15 arasında ne tasarım, ne performans, ne de kullanım deneyimi açısından anlamlı fark var. iki cihazı sadece ekranlarını görebileceğiniz şekilde önünüze koysalar farkı anlamazsınız (aynı anda test edip 15’in daha hızlı olduğunu görmezseniz). o yüzden pahalısını almanın bir anlamı yok. aradaki hız farkı da gündelik hayatta anlamı olmayacak kadar az.

yıllık maliyet hesabı da finansal açıdan yanlış. önemli olan toplam cebinizden çıkan para. gerçi enflasyonu dahil edip ona göre hesaplamak lazım ama çok büyük farklar yaratmaz bu miktarlarda. o yüzden cebinizden çıkan toplama bakın. birine 37 bin, diğerine 52 bin veriyorsunuz ve ikisi de pratikte aynı telefon. en yeni telefonu kullanma keyfi de pek anlamlı değil zira 5 ay sonra yenisi çıkacak.

siz bilirsiniz tabii.

yıllık maliyet hesabı finansal açıdan doğru.

size iki anlaşma önerseler:
1) 6 yıl sabit tutar
2) 3 yıl sabit tutar sonra değerleme

böyle bir ortamda hangisini tercih ederdiniz?

sadece yenisini alırım yanıtınız var ise 2.tercih edilir. siz uzun vadede üzmeyecek bir çözüm arıyorsunuz annenize. her halükarda mantıklı çözüm 1 yani iphone 15 olurdu.

ucuz olsun diye dandik android alıp 2 sene sonra bozuldu diyip, 7 sene kullansın diye iphone 15 düşünmek çok mantıklı değil. Geçen senenin samsung amiral gemileri gayet hesaplı şu an. Onları da minimum 5 sene kullanırsınız. Telefonu ikinci elde satma planınız da olmadığına göre sizin için daha kârlı olur.

Bence iphone almanın androide göre tek mantıklı yanı ikinci el fiyatı. Ben hayatımda hiçbir telefonu ikinci el alıp satmadım, böyle bir niyetim olsa istemeye istemeye iphone alabilirdim belki. Onun dışında annenizi minimum 5 sene sorunsuz götürecek telefon olarak galaxy s23 serisine bakabilirsiniz.

İlla iphone olsun derseniz de anneniz iphone 13'ü niye 5 sene kullanamıyor onu da anlamadım. 4 sene dolunca telefon kendini imha mı edecek? Güncelleme almayı kesse bile minimum 2 sene daha kullanılıyor iphonelar gibi gözlemledim hep. Ama sizin 15 alasınız var gibi, o zaman onu alın içiniz rahat etsin

@nundu Android-iOS konusunda kararımızı verdik. Tüm dünyada tarafların tartıştığı, biraz da takım tutma haline gelmiş bir konu. O konuda sizin de benim de fikrimiz aynı kalacak.

13'ü belki 5 sene de kullanabilir ama ben hesaplama yapmak için toplam ömrü çıkışından itibaren 7 sene olarak hesapladım. Hesaplama yapabilmek için bir kullanım yılı tahmin etmem gerekiyordu, o şekilde tahmin ettim.

Bütün bu hesaplamayı yaptıktan sonra farkettim ki iPhone 12 ile iPhone 13'ün işlemcileri aynıymış. Tüm hesabım şaştı, kafam karıştı.

düzgün saklandı ise büyük bir problem yaratmaz ama 500 lira için ben olsam yenisini alırdım. hatta 2024 arardım çünkü ne kadar taze o kadar iyi.

Raf ömrü 10 yıl.
500 lira iyi para.
Alınır bence.

2024 Al. Lastik çok önemli

500 lira farka değmez (daha doğrusu total fiyattan kaç para fark oluyor ona bakmak lazım)
Lastiklerin 10 yıl yasal ömrü var. 5 yıl da üretimden sonra satılabilir yasal olarak.
Buna ek olarak ne kadar km yapacağınız önemli. Misal senede 5binse o zaman ben 2024 alırdım. Senede 20binse bir önemi yok çünkü yasal ömründen önce bitireceksiniz lastiği.

yapıştırıp geçmişliğim var :) 1 yıl için değmez

Adaptör ve kablo aynı ise yavaş şarj olan evde topraklama problemi olabilir.

App Store’da to do list ya da planner olarak arayınca milyon tane ücretli/ücretsiz uygulama çıkıyor. Sayılanları ücretsiz yapabileceğiniz Google/apple/microsoft uygulamaları da var (excel, docs, sheets, notes, reminders vb.).

Ben şahsen böyle bir uygulamaya para vermem ama siz bilirsiniz.

orient +1265421

uygulama işi bitti hacı saas popüler

Reklamcılıkta band wagon effect dedikleri bir şey var basitçe sürü psikolojisi. Bu ürün çok popüler şu kadar kişinin sepetinde vs bir çok örneğini görüyoruz.
Sizin bahsettiğiniz etkileşim özelliklerine bakınca todo uygulamasından etkileşimli bir etkinlik uygulamasına kadar geniş bir skalayı doğuruyor.
Yine trend belirleyen influencer kişiler olabilir şuraya gidilecek şu okunacak gibi farklı alanlarda. Çok fazla skandala ürün hizmet reklamı almak da mümkün olabilir ilgimi çekti açıkçası nasıl yapılır bilmem (:

ChatGPT birkaç hafta içinde bayatlar diyor ama toksik açıdan sormadım. Kuruyemişleri saklarken hava ile teması kesmek gerekiyor, yanlış yapmışsınız.

hayır. tc kimlik numarası ile eşleşmesi gerekiyor.

İkincisini ilgili kişinin tc'sini girerek almanız gerekiyordu.

Tüh, dekont olayı hiç aklıma gelmedi hemen yapıştırdım iki tane. Teşekkürler

www.walmart.com

Ürün bu ise ebatları yazıyor burada. Teyit için mail atabilirsiniz walmart’a.

gerekiyordu sanırım. dış işlerinin ve ilgili havalimanlarının web sitelerinde yazar.

şuradaki testi yapıp sonucuna bir bak:
www.gov.uk
("check if you need one" kısmından)

Ben denedim şöyle çıktı (eğer valizini alıp geri koymayacaksan, dışarı çıkman gerekmeyecekse)
You do not need a Direct Airside Transit visa if you have one of the following:

a visa for Canada, New Zealand, Australia or the USA (this can be used for travel to any country)

hayır gerekmiyor abd uçuşlarında aktarma serbest, kesin bilgi.

Gerekmiyor.
Bonus: bekleme süreniz uzun ve geceyi de kapsıyorsa, abd vizeniz olduğu için havaalanından çıkış yapıp londra’da konaklayıp hatta ufak bir gezi yapıp devam edebilirsiniz.

www.adsoftheworld.com

şurada olabilir, birkaç wording ile arama yapıp deneyebilirsiniz.
sene kaç, hangi ülkenin reklamı?

Avrupalı bir marka olması lazım, Ferrari, Porsche gibi. Muhtemelen 90’ların sonu. Gri bir renk teması hakimdi diye hatırlıyorum.

Ben hatırlıyorum ama reklamı bulamadım. Adam uyanıyor, yatak örtüsü porsche, traş oluyor kolonya vs herşey baştan aşağı porsche. Garajdan bir 911'e binip çıkıyor, yolda herkesi solluyor falan, sonra aynadan kırmızı bir nokta görüyor. Bi ferrari ışık hızında yanından geçip gidiyor diye hatırlıyorum. Reklam da ferrari reklamıydı sanırım.

@thracia

Evet olabilir, aklımda yarım yamalak kalmış, bazı yerleri uyduruyor olabilirim :) ama tema olarak anlattığınız gibiydi, belki de direkt oydu. Zamanında da internetten izlemiştim, YouTube’da olmaması çok ilginç.

Muhtemelen gerek yok yeniden yağlamaya ama motor üstü açık durmuş herhalde, o yüzden bence yıkayıp yeniden yağlasanız daha iyi olur. O-ringlerin arasına girmesin o tozlar.

Gerek yok hocam, olmasi gereken zincir yağı kullandiysan birsey olmaz.

ortalama sıcaklık erzurum’da 6-7 derece gibi görünüyor. yaz lastiği ile gidilir, limitlerde.

Riske getek var mı, yolda ne ile karşılaşacağınızı bilemezsiniz. Dönünce değiştirin.

çıkar bence havalar çok ısındı.

varsa aracın usb girişinden kaliteli kablo ile şarj edin. usb girişi yoksa kabloya ek olarak yine kaliteli bir adaptörle 12v soketinden şarj edin. iki senaryoda da hızlı değil yavaş şarj olsun (ona göre adaptör alın yani).

orijinal ya da mfi lisanslı bir kablo ile şarj edebilirsiniz.
çakmak ya da usb girişinden.

müşterinin işi biter çırak o masayı temizlerken yeni müşteri diğer koltuğa alınır.

Bayram gibi özel zamanlarda çok kalabalık olabiliyor berberler. Böyle günlerde geçici olarak başka berberler de gelip aynı dükkanda çalışabiliyor, muhtemelen o yüzdendir.

geleceğe yatırım aslında. ilerde dükkan büyütülürse diye.

benim gittiğim berberin de 2 koltuğu var. adam tek çalışıyor herkesi aynı koltukta alıyor.

Yukaridakilere ek olarak. Cirak da kessin, sende bende ustumuzde ogrensin isi diye

üsttekilere ek olarak, bazen de işler yogun olunca kalfa saçı kesip diğer müşteriye geçiyor, çırak saç yıkıyor. bu durumda kalfa sayısından fazla koltuk olması iyidir.
zaten ben de berber olsam fazladan koltuk koyardım ne olur ne olmaz diye

Malum bu tarz eski yapılarda şimdiki gibi betonarme bir zemin betonu yok, evler yer seviyesinin üstünde, altında bir hava boşluğu ile duruyor. Alttaki boşluk hava alsın, rutubet olmasın, yazın hava sirkülasyonu sağlayarak evin serin kalmasını sağlasın diye delikler açılmıştır diye düşünüyorum.

Bodrum kat, ki bu tip evlerde fazla eşya ambarı ve kömürlük olarak kullanılır, hava sirkülasyonu sağlamak, rutubeti önlemek için açılmış mazgal mı diyelim, delik ya da pencere desek de olur.

aküden olabilir, daha çok elektrik/elektronik arızası gibi duruyor. biraz sürdükten sonra akü şarj olduysa hatalar silinmiş olabilir.

akünüzü mutlaka kontrol ettirin, özellikle marş basma gücünü. Aracı kısa mesafe kullanıyorsanız akünüzü şarza bıraktırın.

Buz gibi olur. Yazın bile ortalamaya göre soğuk kalıyor. Size bağlı yani.

girilir

hava bu haftaki gibi seyrederse net girilir. su soğuk olacak mevsim sebepli tabi ancak yazın bile soğuk oluyor denmiş, hiç katılmıyorum.

Deniz suyu gec ısınır girilmez

haizran 15te bile girmek için zorluk çektik nisanda buz olur denizler geç ısınır +1
hoş hafta sonu büyükçekmecede denize girenler vardı onlar gibiyseniz neden olmasın

Alaçatı 16.1° deniz sıcaklıgı su an

yazın bile o bölgenin denizi soğuk oluyor. deliklikoyda bilmeden laps diye girmiştim suya ,resmen şoka sokmuştu soğukluğu.

bugün ayvalık civarı aşırı sıcaktı akşam üstü 6 gibi. buranın suyu da çivi gibi.
yarın sahilde inşaat olmazsa denize girmeyi düşünüyorum, ki şubat'ta girenler oldu.

özetle girilir.

22 derece, soğukta denize girme alışkanlığı olmayan normal yazlıkcilar için alt sinir diye biliyorum, 22 derece altı aliskanliginiz yoksa pek önerilmiyor diye aklımda kalmış.

Kendi tecrübem ise bodrum civarı Kasım'a kadar kaldığım dönemlerde -hazirandan itibaren nerdeyse her gün giriyorum-, kasımda 22 derecelere düşüyor ve 10-15 dakika max kalabiliyorum.

keyif için bineceksiniz diye düşünüyorum. motosikletle ayda 7-8bin km yaparsanız 1. ayda sağlam bir hastalığınız olur çünkü.

tavsiyem önce özel ders alıp sonra ehliyet almanız. özel dersler hep kapalı alanlarda veriliyor zaten okul bahçeleri pazar alanları gibi. hem ehliyeti almanıza da çok yardımcı oluyor.
ehliyet aldıktan sonra da kesinlikle ileri sürüş eğitimi tavsiye ederim.

eğer biraz da olsa psikomotor becerileriniz iyiyse ehliyet kursunda da ehliyet alabilecek kadar öğrenebilirsiniz bence. en azından şu aşamada fazla para harcamamış olursunuz. sonrasında tabii ki eğitim alın.

bazı kurslar sadece ehliyeti olup pratiği olmayanlara eğitim veriyor, o da ayrı mesele.

safetyturkiye.com
buradan başlangıç eğitimi alın, ehliyeti aldıktan sonra da ileri eğitimlere gidersiniz.

50cc scoter al kullanması kolay.

Önce ehliyetinizi alın. Ehliyeti mutlaka a sınıfı alın. A2 falan vakit kaybı olur.

Ehliyet kursunda sadece sınavı geçecek kadar öğrenirsiniz. Fazlası olmaz.

Sonrasında 250’lik naked bir motor alın. Motorlara ısınamadıysanız sukuterler sizi daha da soğutur.

250 lik idealdir. 125lik falan almaya kalkmayın. 2 ay sonra satmak istersiniz

250 lik naked motorunuzu en az 10 bin km aktif olarak kullanın.

Bol bol zafer akçay ve altın elbiseli adam izleyin. Bence ileri eğitim almak bu aşamada şart değil.

250 lik motorunuzdan sıkılıp büyük bir şeye geçecekseniz işte o zaman eğitim şart olacak. Eğitiminizi özel olarak alın.

(bkz: yamaha riding academy)

yra dan eğitim alıb ehliyet sonrası ve zafer akyol.

yok maalesef, mecburi. mantıksız değil aslında.

support.apple.com

Neden mantıksız değil?

işin teknik boyutuna çok hakim değilim ama apple’ın açıklaması “güvenlik ve gizlilik” bu konuda. belki olası bir arka kapıdan bir şekilde apple id’nize ya da id’ye bağlı diğer cihazlarınıza erişimi engellemek için kullanılan ekstra bir güvenlik katmanıdır. tahmin sadece.

golf haliyle biraz daha büyük ama 1-2 kişi kullanacaksa pratikte boyutları fark yaratmıyor. dolayısıyla ben olsam yeni olanı alırdım.

2020 b hb

yeni olan

Eldeki para ile en yeni model ve en yüksek donanım hangisi ise o alınır. 2016 golf dediğin 2 sene sonra 10 yıllık araç olacak tahminen de minumum 100.000 km civarıdır.

Güncel olan iyidir

2020 b hb polo ise polo, başka bir b hb ise 2016 golf seçerdim.

Yeni olan. Golf (yani vw) bizim ülkece hastalıklı saplantımız. Millet dsg şanzımandan illallah edip duruyor.

alerji testi oldum deri üzerine yapılan ve kanda bakılan doktorlar buna göre ilaç yazmadı ne kullanıyorsun diye sordu eski ilacımı yazdı, özel hastane doktoru hani sağlık ocağı olsa sallamadı diyeceğim.
siz yinede yaptırabilirseniz yaptırın testi, bende 30 parametrenin 28ine alerji çıktı mesela yaşamasam daha iyi, yaptırdım yine birşey değişmedi. sizde 1-2 parametre çıkarsa onlara dikkat edersiniz.

aynı dert bende de var. eğer son dönemde kilo aldıysan onun etkisi de olmuştur. biraz kilo vermek nefes alışverişini rahatlatıyor.

sigara içiyorsan bırak kesinlikle farkediyor. benim sigara bıraktıktan sonra öksürük aksırık 0 a indi arada hapşuruyorum onu da sallamıyorum.

onun haricinde ilaç olayı sürekli kullanmak yerine dönemsel polen dönemi kullanmayı düşün.

bi de bazen kendi kendine azalıp çoğalabiliyor. ilaçlar hiçbir şeyi çözmüyor, bulunduğun yerdeki etmenleri kaldır misal evinde toz olmasın, bitki falan evin içine koyma vesaire.

neyse ben de müzdariptim ilaç çözüm değil bence benim kanım bu oldu yıllar içinde.

Bir kitap almıştım. Adı galiba alerji icin çözüm. Kitaptaki bir teste göre iç mekan küfüne alerjim vardı. Uzak durmam gereken gıdaların en çok tükettiğim ikisinden uzak duruyorum bir süredir. Alerjim sıfırlanmadı ama artık baş edilebilir seviyede. Diyet dışında bir çözümü yok bu işin.

Fixdual i deneyebilirsin.

Ciddi alerjene maruz kalınca hiçbir antihistaminik etki etmiyor gerçi ama fixdual aralarında en etkilileri benim için.

@lüzumsuz adam bir aydır fixdual kullanıyorum. maalesef o da işe yaramadı:(

pek tavsiye edilmiyor ama kortizon iğnesi olabilirsiniz. tabii doktora danışın muhakkak. bende de hiçbir antihistaminik ise yaramıyor, senede bir kez diprospan iğnesi oluyorum, yeniden doğmuş gibi oluyorum.

Elektrikli Corsa için peşin alımda liste fiyatının (1.250) altında fiyat almak mümkün mü?

Maalesef. Yasal düzenleme gereği elektrikli araçlarda yardımcı olamıyoruz

Ötv muafiyeti liste fiyatı 1.5 milyon tl ye kadar olan araçlar için geçerli. Peki liste fiyatı 1.5 milyon tl nin biraz üstü olan araçlarda farkı elden alıp fiyatı 1.5 dan gösterme şansı var mı?

hibrit araçlarda ötv muafiyeti var mı?

Var belli araçlarda kampanya oluyor örneğin ben astra mokka grandlandda destek olabilirim

Hibrit araçlarda var ancak nisan ayında muaf tan çıkacağı söylenmişti

C-SUV olduğu için Opel Grandland, Seat Ateca ve Peugeot 3008 arasında gidip geliyorum. Grandland'i Ateca'dan öne çıkaran bir şey arıyorum bulamıyorum :) -Ödemede Seat bir kolaylık sağlıyor-

Aşı tam olması veya "medical exemption from receiving a COVID-19 vaccine" demişler.

covid kısıtlaması yok diyor kendi sağlık bakanlığı sitesinde ama, emin misiniz?

www.health.gov.au

bu da bonus;
usa.embassy.gov.au

bunun cevabı için "facebook>seyahat fırsatları" grubu. Orada sorarsanız aradığınız cevabı bulabilirsiniz.
Grupta o kadar çok "her yere", ve "alakasız her yere" giden var ki, bazen çok şaşırıyorum

Kalmadı öyle bir zorunluluk diye hatırlıyorum. Yukarıda Orient Blue da paylaşmış zaten. Hatta copy paste yapayım

Avustralya'ya gelen uluslararası yolcular:

Avustralya'nın sınırları açıktır ve Australian Government'ı (Avustralya Hükümeti) aşağıdaki konularda herhangi bir zorunluluk getirmemiştir:

Avustralya'ya girişte negatif COVID-19 testi kanıtı sunma
COVID-19 aşısı olduğuna dair kanıt sunma
maske takma; ancak bu önlem teşvik edilmektedir.

bu arabayla 10 km yolda 250 lira yakarsın.

guzel arac, manuel olsa alinir bu, 5 silindir efsanedir.
ama o sanzumani biliyorum, o motorun zevkini cikartmana izin vermez.
o yuzden pas diyorum.

elinde kalacak arabaları bulan, hiç laf anlamayan bir arkadaşım vardı, aklıma o geldi...

hocam eski arabanın sanayi derdiyle uğraşacağına, yeni arabanın taksidiyle uğraş daha iyi. harbiden böyle

bir de harbiden nasıl buldunuz da bu kadar yükseldiniz?
daha mantıklı araçlara bakın.

en geçerli sebep fiyatı.

kasko değeri kur/enflasyon/talep açısından en gerçekçi fiyatı verir, istisnalar kaideyi bozmaz.

bu araç çok eski olduğu için kasko değerini göremiyorum, gerçi türkiye’ye gelmeyen bir model olduğu için zaten o listede olmazdı ama o ayrı mesele. değer listesindeki en yaşlı vw 2010 model, tabii o tarihte bora da olmadığı için emsal olması açısından otomatik jetta’ya baktım; 414.000 lira. biliyorum aynı güçte değiller, kasaları da bir değil ama 10 yaş genç aracın kasko değeri 414 bin lira iken ben olsam bu araca bu paraları vermezdim.

türkiye’ye gelen bir bora olsa (yani hem satın alma hem işletme giderleri düşük olsa) elde kalmaz, bir şekilde satılır derdim ama bunu satmak çok zor. gerçekçi bir fiyat koysaymış keşke.

Hayatımda gördüğüm en çirkin arabalardan biri. 482 bin lira nakit parayı çatıdan aşağı at daha iyi bir harcama olur yani en azından aşağıdan toplayanlar mutlu olur.

Ayrıca plakadaki mavi kısmı kırmızı olan arabalarla ilgili pek pozitif düşüncelerim yok

Aracın içindeyken 20 sene önce Almanya'dan emekli olarak Türkiye'ye gelen 60 yaşındaki amca görüntüsü vermek istemiyorsan alma.

Para verseler binmem o kadar kötü.

Aracın farları değişmiş ve motor kompartmaninda herhangi bir etiket bulunmuyor, orjinal farlarını sorun, elinde miymiş. Bu kadar orjinal diye yazılan araç için benim içime sinmedi.

Hem 2.3 motor hem sw hem otomatik hem de eski model. Muhtemelen son sahibi olursun.

yıllarca 1.8t golf gti (150hp) kullanmış birisi olarak keyif verebilecek bir araba derim.

Ama çok çirkin, abartmıyorum şehir içinde 12-13lt'den aşağı yakmazsınız, arkadaş bana özenip 1.8t passat aldı, 18lt tüketimi vardı.

Ayrıca tr'de tekse yedek parçası da ağlatır, özellikle motorda sıkıntı çıkarsa parça peşine çok koşarsınız

Benzer bir tecrübeden geçtim, ki bendeki öyle "TR'de tek" bir araba bile değildi ama sıradışıydı ve eskiydi.
En ufak bir probleminde yalnız kalırsın. Sanayiye gidersin, herkes başından kovmaya kalkar, "biz bunlara bakmıyoruz", "biz bundan anlamıyoruz", "bak bilmem nerede bilmem kim var o anlar" vs.
Parasını vermeye hazır olsan da yaptıracak adam bulma ihtimalin çok düşük. Yedek parça için de Avrupa'daki çıkmacılardan parça sipariş ettirecek bağlantılar lazım ama bu model orada bile çok yaygın değildir diye düşünüyorum.
Benim en zorlandığım konular bu ikisi oldu. Yani cebinde tamir ettirecek paran olduğunu düşünüyorsan bile, parayı alıp araba ile uğraşacak adam bulamayabilirsin.
Ben, sahibinden.com'da benzer araba satanlara mesaj atmaya başlamıştım "sen hangi ustaya götürüyordun" diye. Onların götürdüm dedikleri ustalar bile, biz artık bakmıyoruz demişti. En sonunda şehir dışına sattım, alan adamların sırf bu tip arabalarla ilgilenen ustası varmış, ama o da İstanbul'a çok uzaktı.

Satan adamla, onun gittiği servise git beraber konuş, abi sen bu arabaya 5 sene daha bakarım der misin diye.

aslında üç yaşında bir arabam var, bu arabaya ihtiyacım yok. klasik olmaya aday olması ve nadir motorlu bir wagon olması çok cezbetmişti. biraz pahalı bir şımarıklık olacaktı sayenizde vaz geçtim gibi sağ olun. :) okuduğunu anlayan herkese teşekkürler.

önemli olan stok aslında. en iyi/kaliteli markadan da alsanız 4 ay sonra teslim alamayıp çıldırmaktansa stoğu olan yerlere bakın. mesela Ikea.

@orient blue aslında zamanım var geç teslim sorun değil ama kaliteli bir şeyler almak istiyorum. İkea teşhirdeki koltuklar bile perişan halde görünüyor o fiyata iyi değil gibi geldi :/

sade, iskandinav modern falan seviyorsanız normoda bakabilirsiniz. izmirdeki piyasayı bilmiyorum ama ankara siteler benzeri bir mobilya sanayi sitesi vardır elbette. oralarda baya bi vakit geçirmeniz gerekiyor sevdiğiniz bir şey çıkması için.

Karabağlar yol üzerindeki mağazalar. Cumartesi pazar açık çoğu.

Karabağlar DM Mobilya

karabağlara gidicen. güvenilir olanlar sadece büyük firmalar.

elbette ipad. hele telefon da iphone ise. düz ipad bile yeterli bu senaryoda ama bütçe varsa direkt pro alınır sırf ekranı için bile. M işlemciye gelmedik daha.

Bütçe varsa, -iphone sevmem ama- tablette kesinlikle ipad daha başarılı.

Çok bütçe ayırmak istenmiyorsa eşim 2 yıldır huawei matepad kullanıyor.

Ipad e vereceğimiz paranın daha azına klavyeli kılıf + kalem de kutudan çıkmış oluyor.

Sadece google servislerini kullanabilmek için biraz uğraşmak gerekiyor.

Biraz çözdükten sonra gayet youtube, gmail falan kullanılabiliyor. Ekranı falan da çok kaliteli bence.

Ben modlu/crackli uygulamaları da çok kullandığım için androidden şaşmıyorum.

Ama bütçe sorunu yoksa ipadden yürünebilir.

Huawei papermatte. Matepad başlığına da yazmıştım.

Dün bende kendi çapımda bir araştırma yapmıştım. Bir sitede 2024 yılının en iyi ipadleri listesi vardı birinci sırada ipad pro 12 inç modeli vardı ama fiyatı gerçekten yüksek. Bence ipad dışında diğer tabletlere bulaşmayın

Türkiye mi Almanya mı? Satışın az olmasının sizin dışınızda da sebepleri var çünkü ülkelere göre.

Edit: Türkiye’de şu an faizler malum. Şu ortamda gerçekten ihtiyacı olanlar dışındaki insanların paralarını tutmayı tercih etmesi anlaşılabilir, yani sadece siz satamıyor değilsiniz, insanlar da almıyor demek istiyorum.

Bunun dışında bireysel olarak ne yapabilirsiniz; sattığınız marka modelin tüm teknik detaylarına hakim olun, aynı şekilde rakip modellere de hakim olun ki diğer markayı kötülemeden kıyas yapabilin. Ben hayatımda benden daha bilgili bir satış temsilcisine denk gelmedim henüz. Bence en önemli husus bu. Sonuçta müşteri o aracın fiyatını bilerek mağazaya geliyor ama teknik detaylara hakim olmayabiliyor. Örneğin diğer markada olmayan basit bir donanım bile tercih sebebi olabiliyor. Sizin hedefiniz kafası karışık, ikna edilmeyi bekleyen müşteriyi bilginizle ikna etmek olmalı.

Aracın güçlü yönlerini öne çıkarmaya çalışın, örneğin bizimki şu kadar pahalı ama şu kadar daha ekonomik, şu kadar zamanda yakıt tasarrufuyla aradaki farkı amorti edersiniz diye müşteri yerine önceden hesaplamaları hazır edin.

Yedek parça bulunabilirliği, servis ağı ve maliyetleri önemli konular. Bu tarafta ekonomik bir markaysanız bu yönleri öne çıkarın. Ortalama servis süreleri nedir, bunları bilin, müşteriye aktarın.

Türkiye

1 haftada 3 satış az mı? Gerçekten soruyorum.

Giysi satıcılarına tavsiye olarak,
deneme amaçlı müşterinin giysiyi giymesi satışın yarısı derler.
Siz de müşteriyi sürücü koltuğuna oturtun, biraz gezdirin.

Müşterinin sorularına göre hassas olduğu veya bilmediği hususları anlayabilirsiniz.
O hususlarla ilgili bilgi edinek öncelikler arasında olmalı.

Bazı erkek müşterilerin üstünde yanındaki kadının etkisi büyük olur.
Siz kadını ikna edici cevaplar verin, o da eşini ikna edebilir.

Her müşteri çoğunlukla yakın çevresinden, arkadaşından gördüğü bir aracı düşünerek geliyor diyerek, ilgili aracın artıları yanında diğer markalardaki benzerlerine göre öne çıkan farklılıklarına da değinmek gerek diye düşünüyorum.

Alış verişte insan psikolojisi, ürüne karşı duyulan his önemlidir.

Zararın def'i, faydanın celbinden önce gelir..
diye hayatın bir kuralı vardır.
Akıldaki olumsuz görüş ve sorular mantıklı şekilde giderilirse fayda (satış) zaten zuhur edecektir.

(satış temsilcisi değilim)

Hocam son faiz artışları sonrası piyasanın durgun olması normal. İhtiyacı olmayan biri araba almak yerine aynı parayı faize koysa 1 aylık taksi parası çıkar hemen hemen.

Tabii ki sorunu tamamen dışsallaştırmayın. Kendinizi de geliştirmeye devam edin yukarıda verilen önerilerdeki gibi.

Satış pazarlama teknikleri eğitimi almanızı tavsiye ederim. Bazı dönemler satış yüksek olur bazı dönemler durgun olur ticarette olur böyle şeyler

youtube'a nisan 2024 x marka-model bayi fiyat listesi diye videolar çekebilirsiniz. insanlar çok aratıyor bunları. video çekmem derseniz, forum donanım haberde üyelik açıp haftada bir yazıyla fiyat listesini atabilirsin, arada da sizin marka modelleri soran olursa yardımcı olursunuz. o şekilde çok müşteri toplayan var şu an.

ilk arabamı aldığım satış temsilcisi sürekli olarak whatsappta durum paylaşımı yapıyor şu araba var fiyatı şu diye arabaların fotoğrafları ile birlikte. bunun gibi bir şey yapabilirsiniz.

Insanlar araba bakmaya gelirken akillarinda bazi negatif yorumlarla gelirler. Sattiginiz marka modelin forumlarinda en cok konusulan, en cok can sikan problemleriyle ilgili saglam karsi argumanlar bulup satir aralarinda bunlari musteriye izah edin.

Misal cherry almaya giden birinin aklinda mutlaka "bunlar 2 3 sene sonra cekip gider mi?", "yedek parca olayi nasil olacak?" Sorulari vardir. Evet araba fiyatina gore albenili ama yukaridaki sorular da almamaya itecek kadar guclu.

Arabayi anlatirken "cherry x firmasiyla 10 yillik sozlesme imzaladi" gibi bir bilgi de gecerseniz o soru isaretini bertaraf etmis olursunuz.

Tabi bunun icin forumlara, facebook gruplarina hakim olmaniz, iyi arastirma yapmaniz gerekmekte. Adamin aklinda olmayan bir soru isaretiyle ilgili konusup kafasini da bulandirmamak gerek.

Reddit’te foto ve video için çokça tartışılmış bir konu bu. Ben paylaşım yapmadığım için denemedim ama instagram’ın sıkıştırma algoritmasından kaçınmak için birçok mantıklı tavsiye var. Bence oraları bir karıştırın. Bir örnek;

www.reddit.com

İnstagram ayarlarda, gerçek kalitede yükle seçeneği var. Onu aktif etmeniz gerekli

@janavarorion öyle bir ayar göremedim yüksek kalitede yükle seçeneği var bi o da aktif

Basel Uluslararası Havaalanına uygun fiyatlı uçak buldum.
100-150 Km çapında bir alanda airbnb den rezervasyon yaptırdım. 4 ayrı lokasyonda. Şehrin büyüklüğüne, önemine göre, bazen 1 gün bazen 3 gün. Tren ve toplu taşıma araçlarını kullandım.
Freiburg, Strazburg, Colmar, Mulhouse gezdim. Sonra tekrar Basel den binip geldim. 7 gün.
sabah kahvaltılarını ucuz marketlerden aldığım malzemelerle hallettim. Bazen öğlen için sandviç de yaptım. Akşamları hep dışarıda yedim içtim.
Uçak dahil 2 kişi 1.200-Euro ya hallettim.
belki fikir verir diye yazdım.

@ankarakesi çok makul ve verimli bir gezi olmuş. İlk gezin miydi.Biz de biraz da dil problemi var yani airbnbde kiralarken, tren toplu taşımada filan sıkıntısız nasıl hallediyorsunuz o süreçleri ?

dil bilmek elbette avantaj ama herhangi bir sorun olmadığı taktirde kimseyle diyalog kurmanıza gerek kalmayabilir. internet paketiniz olduğu sürece her zaman translator kullanabilirsiniz, yaygın kullanılıyor.

Gitmeden evvel tüm uçak, tren, otobüs, müze vs biletlerini online alın. Airbnb’de de önceden ödeme yapıldığı için girişte ve evi kullanırken teknik bir sorun olmaması halinde ev sahibiyle irtibata gerek kalmıyor.

Çok subjektif bir konu ama çok kabaca avrupa’da yiyip içmekle türkiye’de yiyip içmek arasında büyük bir maddi fark yok (özel restoranlardan, michelin’den bahsetmiyorum tabii). hatta kalite ve porsiyon konusuna girersek ucuz bile denebilir bazı spesifik örnekler. Asıl gider ulaşım (şehir içi ulaşım dahil) ve konaklama.

Bunları görece ucuza getirmenin yolu da düşük sezonda seyahat etmek, erken rezervasyon (ama çok da erken değil, daha pahalı olabiliyor), şehir merkezinde değil ama toplu taşımayla gidilebilecek mesafede kalmak, gitmeden önce o şehirle ilgili araştırma yapıp nokta atışı gidilecek yerleri işaretlemek ve bu yerler arasında geçecek zamanı hesap ederek yemek planlarını yapmak gibi yöntemler. biraz alışkanlık istiyor, geze geze tecrübe kazanacaksınız.

Ülke, şehir ve mevsimi seçtikten sonra youtube’dan bol bol o şehirle ilgili o mevsime ait vlog izleyin, çok faydasını görürsünüz turist tuzaklarından kaçınmak, daha keyifli gezmek için.

bence ilk gezinizde tura yazılın. o sırada hem yurtdışını iyi şekilde tecrübe eder, detaylara da hakim olursunuz.

Uygun fiyatlı bir Balkan turu ile başlayabilirsiniz devamı gelir.

Her şey dahil turlara bakılabilir. Ben olsam İtalya ya da Orta Avrupa ile başlardım.

www.prontotour.com

İlki iptal oldu yenisine başvurduğunuz an, sadece fiziken sizde duruyor, geçersiz o.

yeni cikacak olanla, yani daha uzun süreli olanla vizeye basvurun. Zaten cogu ülke giris yaparken minimum 6 aylik pasaport gecerlilik süresi istiyor.

Yaptıkları işleme bağlı olarak ilk pasaportun hala geçerli de olabilir, iptal olmuş da olabilir. Aynı anda iki pasaport kullanabiliyorsun. Bunu anlamanın tek yolu da e-devletten kontrol etmek.
www.turkiye.gov.tr
Bu linkte görünen pasaportların aktiftir.
Bu arada ilki ile başvurmak hiç mantıklı değil. Yenisi ile başvur bundan sonrası giriş çıkışında da görünsün.

air 4-5 yeterli olur aslında, ikisi de pro'lardaki gibi tam lamine ekrana sahip (dokunmatik panel ile kalemin temas ettiği alan arasında boşluk yok yani, kalem havada yazıyor gibi bir his yok).

Fakat pro'ların 120hz ekranı ve 12 inç alırsanız ekran boyutu büyük avantaj. Profesyonel çizim yapıyorsanız bence pro alın. 120hz özellikle çok fark yaratıyor.

Gif maker’larla yapıyorlardır, daha doğrusu bir kez birileri yapmıştır, aynı görsel sağda solda paylaşılmıştır.

Flower, glitter, sparkle, gif maker gibi anahtar kelimelerle aratın.

Vaillant green iq kullanıyorum, ben alırken en üst model buydu. Dahili wi-fi olayını vaillant kombilerde hiç duymadım. Yanında verdikleri veya kendin ekstra satın aldığın oda termostatlarında wi-fi oluyor.

Benim sistem hem modülasyonlu, hem peteklerde akıllı termostat vana olduğu için şema bu şekilde.
Kombi -> Oda termostatı -> Oda termostatı/akıllı termostat vanalar ile modem arasında iletişimi sağlayan bir cihaz -> Modem - > Cep telefonu

Modüllasyona ve akıllı termostat vanalara gerek yoksa; Oda termostatını direk wi-fiye bağlayabilirsiniz.

Dip no vereyim. Vaillant'ta akıllı termostat vana yok. Başka marka almalısınız.

Dahiliden kastım markanın kendine ait harici de olsa Wi-Fi destekli modülü olmasıydı aslında, ille kombinin fiziken içinde olmasına gerek yok, eksik ifade etmişim. Farklı markalarla çalışanları da vardır kesin ama uyumluluk, uzun vadede sorun çıkarma açısından özellikle markaya ait diye belirteyim. Ha tabii farklı marka olur, sorunsuz çalışır, o da kabulüm. Teşekkür ederim.

direksiyon vidasını gevşetip 2mm çevirip sıksanız :)

İş bilmeyen ustaya denk gelmişsiniz. Zaten olayın balans ile alakası yok, rot kollarından ayarlanacak, direksiyondan da yapılabilir ama doğru olmaz. Söktürmeyin direksiyonu.

Tabii ön takımda herhangi bir vuruk kırık ezik yamuk olmadığını varsayıyorum.

Aracın şasisi eğri olabilir. Farklı bir rot balansçıya gidin.

direksiyon sokulmez, isi bilen birine gidin +1

O 35 (otuz beş) daire yıllardır bu olanlara razıysa şikâyet etmeye gerek yok sanırım.

Adam çin hükümeti gibi interneti de kontrol edebiliyor.Tuhaf.

Kiraladığınız ev sizindir, internet aboneliği almanıza karışamaz, bu bir. Ortak alanlara kafasına göre kamera da takamaz, kvkk kapsamında suçtur, bu iki. Elden kira almak da suç, bu da üç.

Hukukçu değilim ama, bence siz ya o evden çıkın ya da bir avukata danışın.

Girer

modem kime aitse o düşünsün. riski o almış oluyor hat sahibi olarak. bu arada kafam rahat etsin diyosanız vpn.

roma'ya girişi tren ile yapacağımızdan istasyona trastevere kadar uzak bi yer olsun istemiyoruz hocam. 1 gece kalıp sabahına havalimanına geçeceğiz.

trastevere çok da uzak değil aslında eğer çok valiziniz yoksa. onun yerine biraz daha yakın ve güvenli navona meydanı çevresi airbnb bakılabilir. her yer elinizin altında ve yürüme mesafesinde olur. geçen ay biz termini’den yürüyerek navona’nın dibindeki evimize rahatça gitmiştik. malum roma’da
yürümek çok keyifli. yani eve/otele yürürken geçen zaman kayıp zaman değil, tam tersi.

roma için sadece 1 günümüz olduğu için böyle bir düşünce içerisindeyiz. yoksa tabii ki roma'da yürümek kadar güzel bi şey yoktur. biz de hemen bavulu atıp bütün gün zaman kaybetmeden yürüyelim istiyoruz olduğu kadar. bilgilendirmeniz için teşekkür ederim!

Hocam hotel virgillio veya hotel corona.

Barberini etrafına bakabilirsiniz.

Al Manthia Hotel - Gruppo Trevi Hotels

biz balayında burda kalmıştık, çok ucuz değil ama bütçenizi bilmiyorum, bi' göz atın.

bütün öneriler için teşekkür ederim, ayarlamaları yapacağım

Piyasasını bilmem ama ben olsam anında satardım, M işlemciler geldikten sonra elde intel tutmak finansal açıdan yanlış olur. Teknik üstünlüğüne değinmedim bile.

20 bin lira veren varsa satin aninda

m1 işlemcili macbook air 27.500 şu an. yerinizde olsam satıp en azından bi m1 işlemciye geçerdim.

m1 işlemci sonrası bir milat oldu macbook'lar için. ciddi bir performans farkı var. yeni bir level açıldı. 1-2 seneye bile kalmadan intel işlemcili bilgisayarların elde kalacağını düşünüyorum.

kaça gittiğini ilan vererek anlayacaksın. Sen de 18-20'ye ilana koyunca "10 olur mu, 14 okey mi" diye mesajlar gelecek. Bir süre bekle ortalama kaç verenler var bir gör.

Eğer macbook'a windows kurmak gibi özel bir ihtiyacın yoksa M1-2-3'e geçilmeli.