uyumadan 2 saat öncesine kadar bir şey yememek gerek sağlıklı uyku uyuyabilmek için. yiyip yatarsanız uykudan pek bir verim alamazsınız. ve kilo da yapar.

seks olabülü.

www.hepsiburada.com

gece 11 de yemeği yiyip hemen yatmıyorsan çok büyük sıkıntı yok, sindirim için maden suyu işe yarar.

(bkz: yat geber yemeği)

bu davadan sonra arkadaşım gitti telefon hattı olmadan internet bağlatmaya, siz de dava açın deyip bağlamadılar. ttnet'te böyle en azından.

yalın adsl olarak yapılacak bu da ne zaman nasıl falan bekliyor galiba.

uydunet bu şekilde hizmet vermekte söylenildiği gibi ve nispeten daha ucuz ttnet'e göre.

telekom telefon bağlamadan interneti sanırım 20112 in başında uygulamaya sokacak ancak fiyatlar şuankinden daha pahalı olacak yani telefon için aldığı parayı yine çıkaracaklar bir şekilde.. ben ttnet kullansamda kesinlikle uydunet derim size, hem görece daha uygun hem de telekom olmaması bile vicdanen bir rahatlama kaynağı..

uydunet için kablo tv aboneliği şart.
aylık uydunet'e + 7 lira ekleyin aylık.

gölcükte gezilecek yada vakit geçirilecek pek biyer olduğu söylenemez ancak sadece 10 dakika mesafedeki değirmendereye gidersiniz sahilde güzel güzel yürürsünüzde dondurmanızı yersinizde karnınızı doyurursunuzda. tabi bunlar gölcükte de yapılır ama hem gölcüğü hem de değirmendereyi gördükten sonraki farkı anlayacaksınız. gölcükte 3A market vardır, onun hemen yakınlarında mevlana pide salonu var gölcükte yiyebileceğiniz en iyi pideyi bu abilemiz yapıyor. onun dışında burger king mevcut her zaman bir alternatif yani. pek düzgün bir kafe filan yoktur ama yine de 3a markete yine gayet yakın olan bir ceviziçi kafe var orada çıtır salata yiyebilirsiniz yada ayvalık tostu da iyidir. onun dışında bölümünüz nedir bilmiyorum ama makine veya elektronik okuyorsanız stajınızı "kalıp tasarım ve prototip" bölümünde yapmanızı tavsiye ederim ben o kızımda yapmıştım ve gerçekten faydalı olmuştu, kesinlikle yapmamanız gereken kısım ise "kaynak"
başka sorunuz olursa çekinmeyin :)

canınız sıkılırsa atlayın izmite geçin outlet centera geçin zaman geçirilir bir şekilde kocaelide. ayrıca iki saat civarında da istanbula ve bursaya gidebilirsiniz illa gölcükte kalmak zorunda değilsiniz sonuçta değil mi?

biz İzmit'teyiz. Burda çok daha fazla yer var sanırım. Burda okuyoruz zaten ve ev arkadaşım da sen gibi Ford'da stajda. İrtibata geçelim istersen. Bize de değişiklik olur. Yeni insanlar tanımak, şu, bu....

Mesaj ararsın işte.

Walla ben mezun oldum ama sakarya universitesinde her yaz sabit acilirdi :) istanbuldan otobusle 1,5 saat suruyir sakarya uni kampusu. Kocaeliyi de arastir ord varsa daha yakindir.

4 kredi mi peki?


edit: şimdi baktım da oralar hep 3 kredi hocam..

@mordorlu ziya kocaeli de yaz okulu açılmıyor hocam..

doğru ya kocaelinden bizegelirlerdi :)

pull up veya pull down diye komut yok ama register'larına müdahale ederek dahili dirençlerin durumlarını değiştirebiliyorsunuz. OPTION register'ındaki bitlere bir bakın.

kullanımını kısa bir örnekle açıklamanız mümkün mü acaba??

baktım şimdi OPTION_REG registerının 7. biti pull up direncini aktif ediyor. Sadece PORT B'de var bu özellik. yani binary olarak 10000000 değerini atarsan bu register'a port B için pull up dirençleri aktif olur.

şöyle düşün aktif edince port b'nin pinleri dahili dirençler sayesinde "high" oluyor. bir buton sayesinde istediğinde portun herhangi bir pinini 0'a çekebilirsin.

(bkz: pull up resistor)

Durumu anlayabilmek icin, kimlanbu'nun dedigi gibi, pull up resistor kavramini anlamak elzem.

teşekkürler "kimlanbu" makbule geçti..

sakalından.
saçından.
huylarından.(pozitif olsada)
zaaflarından.

sevgili bağlamında düşünürek söylüyorum ki, sevme derecenize bağlıdır bu. eğer karşınızdaki kişiyi deli gibi ama gerçekten deli gibi seviyorsanız vazgeçebileceğiniz şeyin sınırı sizin hayal gücünüze kalmıştır bence. tabi burada söylemeliyim ki hiçbir kadın yada erkek böyle sevilmeyi haketmez. onun için bazı sınırlarınız olmalı tabi ki..

Sevgili olmakla ilgili değil pek, o da olabilir elbette. Sevdiğiniz birisi için, kendi istediklerinizden neleri bırakabilirsiniz? Daha spesifik mi sorayım?

hayatımdan vazgeçemem de hayatımın içine edebilirim.. eğlendiğim şeylerden, çok isteyip uğruna çaba sarfettiğim şeylerden falan vazgeçebilirim gibi geldi.
ama böyle bir vazgeçim durumu kimsenin başına gelsin istemem.ben de dahil

(bkz: böbrek)

ben vazgeçmezdim ama din'inden vazgeçebilir.

bir tanıdığım askerdeyken sevgilisi ondan ayrılıp bir başkası ile nişanlanınca kendini vurup intihar etmişti.

insanlar sevdikleri için hayatlarından bile vazgeçebiliyorsa, hissedilen sevginin boyutuna paralel olarak vazgeçilebilecek şeylerin sınırı da yok bence.

Bence de Combofix. Ben öyle hissediyorum.

bu tamamen ne kadar sevdiğin ve o andaki ruh haline bağlı. bir an hiçbirşey yapasın gelmezken bir başka an bir saniye için bile düşünmeden hayatından vazgeçebilirsin.

o an neyi gerektiriyorsa ondan vazgeçerim.

@july14
ama belirttiğim gibi hiçbir kişi cana kıymaya değmez. zaten bunu hayata geçirmeyi düşünecek kadar akıl muvazenesini kaybettiyse insan, bir profesyonelden yardım almayı ciddi bir şekilde düşünmelidir.

Once can, sonra canan.

Saglik, ozgurluk, para, mal, mulk, bobrek, karaciger, akciger, dalak

Sakatat kismina kadar yaptim.

Bu sorunun cevabı bende anne olduktan sonra değişti ki çok fedakarlığın göz oyduğunu tecrübe etmiş birisi olarak söylüyorum bunu: Daha bugün böyle bir sevgiyi yaşayabildiğim için çok şanslıyım diye düşünüyordum. Hayatta böyle bir hissin varlığından uzak geçirdiğim yıllar kayıp gibi gelirken sonuç; hiçbir şey için oğlumdan vazgeçmem, oğlum için her şeyden vazgeçerim. Eskiden benim de inanmakta zorlandığım bir cümle bu; ama tamamen gerçekmiş.

sevdiğim için sevdiğimden vazgeçtim, en zoru bu olsa gerek...

yeşil erikten...

www.tureng.com

bu linkte kullanımları var. deyim olan veya "with the implicit approval of" uygun gibi görünüyor.

to come under the cognizance of
yada
under the cognizance of
olabilir sankim..

içeriğe bağlı olarak "I/we informed somebody that we have done something" gibi de kullanılabilir.

to x's knowledge

selexin bi modelini görmüştüm geçen hafta,20 liraydı.nike 500 de 25 civarıdır büyük ihtimal.

nike 500 oynama sürenize bağlı olarak 3-6 ay işinizi görür. geçen gün tam yerini hatırlayamıyorum ama beşiktaş çarşıda bi yerlerde. 20 tl idi.

nike 1000 ya da nike 3000 falan satılıyor mu ya bu arada? bilen gören?

@baldur; nike 1000 çok yerde gördüm ama 3000e rastlamadım şimdiye kadar.

screen shot alin, paint ile kaydedin?
windows7 kullaniyorsaniz snipping tool var

tek bir sayfa için değil gayet uzun bir dökümanın tamamı için bunu yapmak istiyorum yani her sayfa resim olsun istiyorum.

programı varmıdır bilmiyorum ama photoshop sayfları tek tek yada hepsini bir açabiliyor. teker teker kaydetmeyi gözünüz yerse böyle yapabilrisiniz.
yada corel draw x4 ile import edin bütün sayfaları.
sonra istediğiniz formatta kaydedin

başka program var mı bilmiyorum lakin adobe acrobat pro yapiyor o işi. elbet indirmesi kurması biraz uzun. dosya özel değilse upload edin isterseniz bi yere.
edit: 30 gunluk trial adobe nin sitesinden de indirilebiliyor.

PDF to İmage converter'ın demosunu indirdim, bir arkadaşım bunun lisansına sahipmiş onun kullanıcı adıyla kayıt oldum. yardımlar için teşekkürler.

Bir sürü bedava image printer olması lazım. Yükleyin, PDF okuyucuyu açın, image printer'ı seçip print edin.

@wingless o birsürüden bir isim yada link.ti benim istediğim de. ilginize teşekkürler.

snagit gibi proramlar acık olan tum sayfaları jpeg, png gibi image formatlarında kaydedebiliyorlar.

onun dısında, converter lar var, aklıma gelen ve hemen hemen her foratı her formata cevirebilen format factory onerebilirim.

nadir de olsa yaşadığı şehre asker olarak çıkma durumu olabiliyor. evci iznine ise çıkmanızda muhtemelen hemen başlar başlamaz yada olursa denetleme zamanları sıcak bakmayabilirler, ancak onun dışında sıkıntı çıkmaz.

yedek subay olarak çıktı iseniz acemiği eğitimnden sonra hafta sonları evci çıkabilirsiniz.

ikamet edilen kentte veya doğum yerinde askerlik yapılamıyor. kayıtlarında da senin ikamet ettiğin il yazar, biri dikkat ederse seni baska sehre gonderebilirler. bu sekilde gonderilen 2-3 kisi gordum.

o sebeple dikkatli ol derim, kimseye orda ikamet ettigini de soyleme. evci izni zaten sikintili bir konudur genelde, vermeyi pek sevmezler, istisnalar vardir tabi.

yedek subay icin, ikametgah ile askerlik yeri arasinda iliski yoktur.

peki neden?
1- sizi sinav sonucu tankci yapti ise mecburen ankara zirhli birliklere verecektir. cunku tankcilar atgm.ler icin tek egitim okulu burasi.

2- sinif okulu bitince (3 ay) kura cektiginiz icin yine yasadiniz il cikma olasiligi var (benim 4 devrem icin boyle olmustu).

atgm de evci izni icin durum soyle;
yemin torenine kadar (15 gun) disari cikamazsiniz. ondan sonra her haftasonu evci cikabilirsiniz.

evet yedek subaylarda bu durum normal. öyleki bizim birlikte ilk günlerde "arkadaşlar evci durumu olanlar şuraya gelsin ,şu şu belgeleri doldursun" diye duyuru bile yapıyorlardı ki baya rutin bir işlem olsa gerek.

Doğduğu yer farklı olsa da ikameti Ankara'da olan kardeşim eni konu Ankara'da yaptı askerliğini. Hem de Mamak'ta acemiliğini bitirdikten sonra eve yürüyerek 15 dakika (valla abartı değil) mesafede askerliğini tamamladı. Evinin burada olduğunu herkes de biliyordu. Arada mı kaynadı bilmiyorum ama askeriyeyi her kuralın her yerde ve her zaman geçerli olduğu bir yer olarak görmemek gerek sanırım.

Moralinizi bozmak istemem ama 15 dakika yürüme mesafesinde olan evine beş ay boyunca 4 kere filan birkaç saatliğine gelebildi. Annem ve babam burada olmadığı ve ben evli olmadığım için (illa evli bir çift olması lazımmış evci çıkmak için, bu kural da oraya özgü sanırım) evci izni alamadı, çarşı izinlerinde gelebildi. Bir kere yemin töreni ertesinde, bir kere de annem ve babam şehirdışından o evci çıkabilsin diye evlilik cüzdanlarıyla filan geldiklerinde gece evinde yattı. Aynı dönemde başka şehirlerde askerlik yapan arkadaşlarım çok daha rahat evci çıkmışlardı. Sizin askerliğiniz umarım daha rahat geçer ama ev yakın filan diye baştan umutlanıp da sonra isyanlara başvurmayın, aman diyeyim.

www.google.com.tr

benim bahsettiğim bir eklentiden çok hani çalıştırtan regeditleyip elle silmek gibi birşeydi, sanırım iyi açıklayamamışım..

kaspersky'den ben de çok memnunum ama süresi bitiyor maalesef. your uninstaller adlı bir program var onunla registry vs. komple temizlemeyi düşünüyorum. işe yarar mı ben de merak ediyorum. deneyip sonucunu yazarsan sevinirim.

kaspersky internet security 2010 öncesi sürümlerde reg'den elle silebiliyorduk o kalıntı dosyaları, sonra kaspersky onu engellemenin bi yolunu buldu. kis 2010 için bu tip küçük eklentiler var o yüzden.

eklenti degil de ufak silme araci zaten, isi o, bilgisayardaki kaspersky sirketiyle alakali herseyi silmek. en temiz yol. bütün dosyalari bütün registry entry'lerini ekendin bulman mümkün degil.

@hardal; işte benim de öğrenmeye çalıştığımda bu elle silmenin nasıl olduğuydu,benim o zaman kullandığım sürüm 2008'di bu arada.

@samfisher; bilgisayardaki kaspersky ile alakalı herşeyi silmek için yine kaspersky eklentisini kullanmak biraz enteresan geliyor bana.

your uninstaller

öncelikle ayarlar>kurulum menüsünden yeni yazılım aratın. düzelmez ise muhtemelen receiver arızalıdır.

direk ara böyle böyle oldu de, cidden dayılan horozlan, gelip düzeltsinler, belki bi ay daha hediye falan ederler, çıkmakla tehdit et hatta. çok ciddiyim acayip işe yarıyor.

not: 8 yıldır aynı digiturk kutusunu kullanıyoruz işin garibi, epey de taşınma geçirdi pek bir şey olmadı, neye göre dandik acaba...

teknik servisi aradım az önce 24 saat içinde gelip kontrol edecekler, ben zaten henüz 10 günlük aboneyken çıkma işini söylemeyi pek düşünmedim de eğer tekrar ederse o zaman bir cıngar çıkarabilirim.

sanırım bugünlerde sık yaşadıkları bir problemmiş ki hiç birşey sormadan etmeden gelip anında receiverı değiştirdiler.

moneygram

paypal

internet bankaciligiyla swift. subeden geciriyorlar.

acik ara en masrafsizi citibank uzerinden. eger para gonderilecek kisi bir tanidik filansa turkiye'de ortak hesap acilir, oraya yatan para ABD'den aynen hic komisyonsuz cekilir.

annie lennox, sinead o'connor- just like u said it would be, edie brickell - ghost of a dog şarkılarını özellikle severim ben.
www.youtube.com
tori amos, suzanne vega- blood makes noise.
portishead oho daha çok :) bilmem senin aradıklarına uygun mu...
lisa loeb
sonra belki beady belle de seversin. ilk albümleri çok iyiydi.
:)

sandy denny ve gruplarına bakabilirsin fotheringay, fairport convention.
vashti bunyan da olabilir. pentangle isimli gruba da bakabilirsin. bunlar hep 60'lardan işte.

janis joplin de var tabi ama onu sayma gereği duymadım aslında nasıl olsa biliniyordur diye.

amy macdonald fazlasıyla andırır dolares' i, dinlenesidir. özellikle this is the life ve wish for something more çok iyidir.

picasa-kolaj

fotoşopta yüksek dpi lı resimlere çevirerek

fotoşop hep bir seçenek zaten de ben az daha zahmetsiz birşey aradım, şimdi phothop cd.si kim bilir hangi cd çantasında hangi dvd nin içinde, yine de teşekkür ederim..

www.ieee.org sitesinde var sanırım birşeyler.

kırmızı bir iç çamaşırı al:D yok yok şöle siteler var bunlardanistiyorum.com buldumbuldum.com ya da markafoni.com oralarda takıl bul..

yatakta leptopa bakmayı seviyosa, paran da bolsa comfydesk al. dnrlarda bulunuyor.

böyle zartingen diye hediye söylenmez ki? nedir ne değildir? ne sever bilmek lazım. örneğin animasyon filmleri seviyorsa ordaki karakterlerden birinin peluşunu alabilirsiniz, veya şu twigy terlikler var, onlar da güzel, el emeği bir hediye her zaman makbuldur (örneğin bitmiş puzzle) eski türk filmlerini seviyorsa orijinal bir türkan şoray filmi olabilir. veya küçük bir paket yapın, güzel bi kart yazın, kahve dünyasında satılan çikolatalardan alın koyun, süs eşyası düşünürseniz petruşka (boyle mı yazılıyodu bu) olabilir. hiç olmadı kitap alın, kitap en güzel hediyedir.

sotw' ye fazlasıyla katılıyorum, nelerden hoşlanır neleri sever, evcimen midir yoksa gözü biraz daha dşarılarda mıdır?
örneğin evde vakit geçirmeyi seviyorsa güzel büyük bir minder yaptırabilirsin yada hazır alabilirsin. film izlerken gerçekten hem güzel oluyor hem de çok masraflı bir hediye olmaz. ;)

www.hediyeyarat.com u inceleyebilirsin. kisiye ozel hediyeler var..

anti-virus programınız var ise ve indirdiğiniz dosyayı bir tehdit olarak algılayıp siliyorsa?

mozilla neden böyle birşey yapsın onu anlamadım.

peki belki temp'e ya da downloads gibi bi yere gidiyor. dosyayı aratınca bulabiliyor musunuz?

ctrl+J ile önce indirme yardımcısını açıp sağ tıklayıp indirme klasörüne gide miyormusunuz?(open containing folder) seçeneği yani. eğer hemen silinmiyorsa (ki o nasıl olur bilemiyorum) dosyanın kayıtlı olduğu yere yönlendirir sizi.

devlet hastanesinde calisan doktorlar butun gun yemek haric ara vermeden 5dkda bir yeni hastaya bakiyor. onlarin yerinde ben olsam bende de nese kalmaz herhalde. ayrica ona giden hastalarin yuzde kaci guler yuzle merhaba diyor acaba?

yani ben doktorlar hakli demiyorum. empati diyorum sadece. gunde 96 tane 20 yil calisip 40 yil kendi ve esi hastane koridorlarinda gezen surati asik adama baksam hayatimdan bezerim, olmadi istifa ederim.

(evet hesapladim ettim 8 saat calisiyorlar ve bir muayene ortalama 5dk suruyor -> 8*60/5 = 96 hastaya bakiyorlar)

doktorlardan beklentimiz çok yüksek ya, ondan böyle oluyo hep. süpersonik varlıklar gözüyle bakıyoruz, ama hepsi süper varlıklar değil, dediğin gibi her meslek grubunda var iyisi kötüsü şusu busu.

doktorlara özgü bi mesleki deformasyon var, "o kadar sene okudum saygı duyun lan bana" artistliği, bize an sıkıcı gelse de gayet normal. bahsettiğin bunla alakalı olabilir. gün içinde bakılan hasta, çalışma saatleri fln da etkili tabi.

bi de tıp seçenlerin bazıları, 6-10 sene zorluk çekerim ama ondan sonra deli para kazanırım mantığıyla seçiyorlar. oysa ilgiyle zevkle insan sevgisiyle alakalı bir şey doktor olmak. çok mu sevgi pıtırcığı bakıyorum bilemedim.

ama yani ömrü hastalıklarla geçen biri olarak harika doktorlarım oldu benim. sana biraz kötüleri denk gelmiş olabilir.

Malesef ki çok üzülerek söylediklerinize katılıyorum, şimdi açık söylemek gerekirse her mesleğin zorlukları vardır kimine göre ağır kimine göre daha hafif ama şundan eminim ki doktorluk bunlardan en ağırı fiziksel yanını geçtim ruhsal olarak da en yorucu en yıpratıcısı hele birde ülkemizde ki durumları daha da zorlu.. Ama çok net bir şekilde ifade etmek gerekirse bunların hiçbiri muayeneye gittiğinizde mahkeme duavarından farksız bir şekilde sizi karşılamalarının, kendinizi tren gibi hissetmenizin bahanesi olamaz, olmamalı ben sırf bu sebepten yaklaşık 6-7 aydır süren şikayetlerime rağmen doktora gitmedim ve bu şekilde davranan en azından 4-5 kişi daha biliyorum.

Bu konuyu şu sıralar tıp fakültesini bitiren veya bitirmek üzere olan arkadaşlarımla konuştuğumda biraz daha endişeleniyorum çünkü onlar hastayı her hangi bir obje olarak ve hastalığı da objede meydana gelen sorunun çözülmesi olarak görüyolar, yani bilmiyorum eğitim bu şekilde mi veriliyor belki de belli şikayetler yanlızca belli hastalıkları gösterecek kadar basit ve açık ama yine de bunu bize bu şekilde yansıtmaları hiç ama hiç hoş değil.

Bunlardan sonra ise içimi umutla dolduran şeyi henüz bu sabah yaşadım, çok basit sıradan şikayetlerle doktorun yanına gittiğim halde ayakta durmam yerine beni oturtması, biraz güler yüz ve şikayetlerimi dikkatini vererek dinlemesi; olma ihtimali olan durumları ve kendi fikrini belirtmesi sadece 3-4 dakika sürdü ancak inanın ki neredeyse doktordan aldığım o pozitif enerjiyle güne daha bir güzel, daha moralli başladım.
Yani eminim ki okuyacak doktor hanımlar beyler ve doktor adayları olacaktır bunları onlardan beklediğimiz bütün zorluklara rağemn hastalarını önemsediklerini biraz olsun onlara hissettirmeleri kaldı ki bu konuda fazlasıyla kanaatkar olduğumuzu göreceksiniz.

asus eee netbooku kastetmiştim, her halikarda netbook alacagim da hangisi karar veremiorum. müzik programlarini yani beste yapma programlarini çaliştirir mi rahat rahat?

yaklaşık 1 ay önce netbook almayı planlayıp bende bu iki marka arasında kaldım ki işlemcileri filan zaten aynı hepsinin 3 aşağı 5 yukarı, ama bu netbook işinin piri asus'tur onun için asus al bence. haa ama acer alıpta pişman olan da hiç duymadım desem yeridir. yanlız bir şey var ki, baktığım modellerde mi yanlızca öyleydi bilmiyorum ama acerlarda ekranla klavyenin olduğu kısımda arasında boşluk var yani estetik olarak asus daha güzel bence.bahsettiğim boşluk şu linkte mevcut.
www.gold.com.tr

marka olarak bakarsak asus acere çakar. havada karada çakar hemde. acer ucudur kasasıda ucuzdur. b.çok yerde okudum çabuk gittiğini o bilgisayarların. hatta oda arkadaşımın vardı bitane aceri. ilk fan gitti sonra ekran kartı. çocuk yeni bilgisayar aldı. aldığıda asusdu. netbook olayını bilmiyorum acerda. bu arada asus için böyle olaylar görmedim duymadım okumaadım. denk gelmemiş olabilirim ama acer için çok duydum. asusun netbookunu kullanıyorum. yazın almıştım. çok memnunum. bide asus netbook olarak çok daha fazla satılıyor acere göre. türlü fan siteleri var, forumları var assusa özel. bunuda düşünmekde fayda var. bi sorun çıkınca forumlarda arayıp çözebiliyosun. bu arada şöyle bi olayda var. şuana kadar çıkan netbooklarda genel olarak ekran kartı intel gma950 kullanılıyor. çok tırt bi ekran kartı. alcaksan nvidia lı seriler çıkıyor şimdi.

o dedigin nvidiali serilerin fiyati 580 den fazlamidir acep?

asus eee pc almanı tavsiye ederim. ben onlardan çok sattım . hiç daha geri dönüş olmadı. hem daha sağlam hem daha şık.

izmitte doğmuş biri olarak varlığından bile haberim yok

bravo :)ya başka yok mu fikri olan çok lazım.otogarın orda otel güzel gösterişli bişey:)

www.hotelbalturk.com adresindeki iletişim bilgilerine bakarak bir telefon açmanızın en iyi fikri verecektir eminim size fiyat konusunda siteden de görebiildiğim kadarıyla çok ucuz olmadığı aşikar..

rome. bunu izle.

sopranos mevcutsa kesinlikle ondan başlayın.

- skins ( ingiliz draması 3 sezon ama 3.sezonun türkçe altyazısı yok sadece ingilizce var)
- californication
- the office( iyi oyunculuk kelimesinin karşılığı steve carell )
- curb your enthusiasm
- seinfeld
- futurama

the big bang theory

İzlediğini söylediğin diziler çok yeni yapımlar. Daha eski yapımları izlemeye de sıcak bakar mısın? Bir de çok sezonlu diziler gözünde büyüyor sanırım. İlk olarak baktığın özellikler konunun yavaş işlenmesi, iyi oyunculukla desteklenen sağlam karakter derinliği ve normalden farklı bir konuya sahip olması. Komedileri bir kenara bırakıyorum o yüzden.

Rome: oldboy'un dediği gibi Rome iyi bir tercih olur. (2 sezon 22 bölüm)

Six Feet Under: Hali hazırda Dexter da izlediysen, bence Michael C. Hall sayesinde cuk oturur bu diziyi izlemen. (5 sezon 63 bölüm)

Twin Peaks: Kesinlikle çok farklı bir dizi. David Lynch faktörü de ön plana çıkarıyor bence. İstediğin özelliklere de uyuyor. (2 sezon 30 bölüm)

Carnivàle: Zihnen biraz daha yorucu olabilir, ama kesinlikle değer. (2 sezon 24 bölüm)

Oz: Çok kaliteli bir yapım. The Sopranos ile beraber hayatının bir evresinde mutlaka izlemen gereken dizilerden biri. Prison Break sevdiysen buna bayılırsın bence. (6 sezon 56 bölüm)

Monk: Kişisel favorilerimden. Ana karakterimiz bir detektif. Olayları çözmesini ağzın açık izliyorsun, ama dizideki komedi unsurları da çok üst seviyede. Zira Emmy ve Altın Küre'ye Komedi dalından aday oluyor. Birçok ödülü de var. Diğerlerine göre daha uzun. (8 sezon 115 bölüm)

Chuck, (Tudors ve Merlin İngiliz ama gideri var)

(bkz: Chuck )

coupling, ingiliz dizisi bu gerçi, bir de çok seçenek için (kota sorununuz yoksa tabii) diziport'u tavsiye ederim, 1er bölüm izleyin sonra siz karar verin hangisine devam edeceğinize.

damages

CSI : Las Vegas

the mentalist' i tavsiye edebilirim bende.

Carnivàle iyidir hakikaten.. hem sadece 2 sezonluk (yazık ettiler gerçi ya neyse güzelim diziye).. bir de Six Feet Under'ı şiddetle tavsiye ederim.. ayrıca mini-dizilerden Lost Room ve The Prisoner iyi gidebilir.. eğlencelik bir şeyler için ise Futurama ve The IT Crowd..

(bkz: riget) farklı tarz ve bir efsane

battlestar galactica.

uzunluğunu çok problem ediyorsan sana sadece ilk 9 sezonunu tavsiye ederim(tamamı 15sezon) ER 'nin kesinlikle gerçek bir drama ve iyi performanslara sahiptir öte yandan ağlatır, sorgulatır vs. vs. bence 10 üzerinden 9 dur.

ama daha hafif eğlencelik gündelik sıradan ve de sıcak birşeyler izlemek istiyorsan gilmore girls olabilir ki o da 7 sezondur hızlı konuşmalardan ve eğer alt yazı ile izliyorsan takipten çok bunalmayacaksan gayet güzel gider.

yukarıda da söylenen big bang theory'de gerçekten iyi bir fikirdir ama diziye saracağını düşünürsek şu anda 3. sezondaki dizinin gerçek zamanlı bölümüne gelmen en fazla 4 gün sürer.

hustle izle.

internette gecmiş yılların sorularını bulabileceğin siteler var.oradan testleri indirip çöz, kendini eksik hissettiğin konulara da herhangi bir öss kitabından calısırsın

Evvela geçmiş yıllardan birkaç tane sınav çözüp eksik konuları ya da yavaş olunan kısımları belirleyip onlar üzerine farklı sorular çözebilirsin. Ardından da tüm çıkmış sınavları çözerek hız kazanabilirsin.
Şimdiden başarılar;)

Mühendislik öğrencisinin Alese hazırlanacak bir durumu yoktur, bir tek soru tiplerine bakın ve sınavda elinizden geldiğince hızlı olmaya çalışın.

yukarıda arkadaşların yaptıklarından farklı birşey söylemeyeceğim aslında ama eğer türkçe paragraflarıyla problemli bir öğrenci ola gelmişsen mutlaka çıkmış son 2-3 alesi çöz, yoksa ortalama bir mühendislik öğrencisi anormal bir durum olmazsa min. 80-85 alır alesten..

Mümkündür, normal devlet memurları gibi ders saatlerinde çıkıp dersine gidiyorsun, dersin bitince de işe geri dönüyorsun. Maaşın da part-time değil normal maaş oluyor. Ama her üniversite başka bir üniversitede master yapmanı hoş karşılamaz, bunun için dekandan filan önce izin alman gerekebilir...

mümkün.

mümkün. bir arkadaşım itüde yüksek lisansını yaparken, yıldız teknik te de asistanlık yapıyor. ayrıntıları bilmiyorum ama mümkün.