evet doğrudur zorla evden çıkaramazlar. belirli bir ihbar süresi vardır bu iş için. ne kadar hatırlamıyorum ama.

benim hatırladığım 1 ay önceden haber verilmesi gerekiyor. sözleşmede de öyle yazıyor olmalı.

Yeni mal sahibi aralık 2012'de satın aldıysa , kasım 2013'ü bekleyecek. Çık diyemez. Kasım 2013'ten bir ay önce ihtar çekecek evi tahliye et diye. Çekmezse, kontrat kendiliğinden yine uzar.

Yeni ev sahibi, kasım 2013'ü beklemek istemiyorsa, mahkemeye gidip dava açacak, İHTİYAÇ NEDENİYLE tahliye davası. Kendisinin, eşinin ya da çocuklarının o evde oturmaya ihtiyacı olduğunu belirtip, bunu da mahkemede ancak gayet inandırıcı kanıtlarla ispat ederse, davayı kazanabilir. Ama biraz aklı varsa, o davanın da 1 sene süreceğini bilir.

Arkadaşınızın ailesi, yeni mal sahibine, taşınma, depozit, peşinat v.s.. yi öderse çıkacaklarını, yoksa kasım 2013'ü bekleyeceklerini gönül rahatlığıyla söyleyebilir. Eski ev sahibinin , kiracısı namına taahütte bulunma hakkı zaten yok, bulunmuşsa da hukuki geçerliliği yok.

baban gile bu bu deyip başka bi şey imzalatmışlar mı? hayır.

baban gile yanıltıcı bilgi vererek bi şey imzalatmışlar mı? hayır.

senin sözleşmeyi fesih dayanağın tamamen "bu adamlardan herkes şikayetçi" savına dayanıyor ki bu sözleşmeyi fesih için geçerli bi sebep değil.

örnek vermek gerekirse, ttnet ile kampanyalı modem aldım, sonra baktım ki herkes şikayetçi. herkes şikayetçi diyerek iptal ettirebilir miyim? hayır tabiki.

ha bide şöyle bi durum var (başta kötü haber verdim ki sonda sevin)
mcttravel.com
burdan baktığımda 7 günlük cayma hakkı söylenmekte. paket turlar için cayma hakkını araştırın. doğru yolu bulacaksın.

herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşme iptali yapabiliyorum 7 gün içerisinde. benim böyle bir hakkım olduğuyla ilgili bir yerlerde okumuştum.

ek olarak sözleşme de iptal hakkı diye bir madde yok. yani sözleşmelerde olması gerekn bir madde ama bunda yazmıyor.

Babama bu bu demişler ama dediklerinden bir kaçı bu sözleşmede yazmıyor.

Satın alınan şey devre mülk tatili mi ? Yoksa belli, elle tutulur gözle görülür teslim aldıkları bir mal mı ? Bir de sözleşme yapılan yer adamların işyeri mi, yoksa adamlar bir yer kiralayıp insanları oraya mı toplamışlar ? " Cayma hakkı" diye bir hak var, süresi ve kapsamı yukarıdaki cevaplara göre değişebiliyor. Zaman kaybetmeyin. Telefonda olmaz, siz hemen önce noterden bir ihtarname yollayın. İleride süre kaçırırsanız, "ama telefon etmiştim, gel demişlerdi" diye bir açıklama kabul değil. Cayma hakkı sözleşme tarihinden sonra ( sözleşmenizin cinsine göre belirlenen) süresi içinde YAZILI olarak kullanmanız gereken bir haktır. Sebep göstermek gerekmez. Bir daha söyleyeyim; süreyi kaçırmayın, kaçırtılmasına fırsat tanımayın.

sözleşmede yazmasına gerek yok bunlar kanunca belirlenmiş şeyler. @latchet'inde dediği gibi süreyi kaçırma yeter, süre şekil şartıdır, süreyi kaçırırsan her şey için çok geç olur.

bunlar da sözleşmede yazmaz ama dediğim gibi, tüketiciyi korumak için kanunla yada yönetmelikle bunların hepsi düzenlenmiştir.

satın alınan şey devremülk. inşaatı başlamamış, 24 ay içerisinde bitirileceği söylenen bir bina. mücbir(buna benzer bişe yzıyordu sözleşmede) sebeplerle uzatılabilirmiş. yıllardır yapmamışlar bu binayı.
sözleşme yapılan yer bir otel. yani kiralanmış. sözleşmede tahsilat makbuzu filan hep kadıköy istanbul'la biten bir adres var.
çarşamba gelin dediler ya biz çarşambayı beklesek, gidişata göre her şekilde ihtarname çeksek.
ek olarak tahsilat makbuzumuz da var. yine kaşeli imzalı. onu da direk çarşamba söyleyelim mi yoksa günü gelince notere gitmek mi gerek ?
şu bir hafta geçseydi hayırlısıyla.
sözleşmenin adı : hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi

@ baris daima, onlar süreyi geçirmeniz için ellerinden geleni yapacaklar. çarşambaya kadar beklemeyin.sözlerine güvenmeyin. kolay yoldan halledebiliyor olduğunuza dair bir hava oluşturmaya çalışıyorlar. çarşamba günü size muhtemelen gayet iyi davranarak, yine sözlü olarak, tamam hiç sorun yok ama bilmemnenin bilmemnereden onayını almamız lâzım vs diyecekler, yine süreye oynayacaklar. pazartesi derhal ihtarname yollayın. ekteki linke bakarsanız, noterde ne demeniz gerektiğini de görürsünüz, sözleşme de yanınızda olsun, noterler zaten ne yazacağını bilir. www.hukuki.net ( ama şunu da - gevşemenizden korkarak - söylüyorum, sizin büyükler satın aldıkları devremülkü yerinde görmedikleri için, iş hukuka kalırsa, sürenin devremülkü ne zaman görürlerse o zaman başlayacağına dair yargıtay kararı var. ama dava süreleri malum, siz cayma süresi denilen muhteşem rahatlıktan yararlanın, ileride mahkemelerde aylarca bir de cayma hakkı süresi ne zaman başladı kararı verilsin diye vakit/avukat parası harcamayın.)

daha fazla detay versen belki yararlı cevaplar alabilirsin.

o gün çok fazla sohbet şansımız oldu onunla. yakın şeyler okuduğumuzu farkettim -gerçi bunun ne önemi var.- ben bir şekilde onunla tekrar görüşmek sohbet etmek istiyorum fakat aramızdaki tek bağ o arkadaşım o da daha çok yeni girdiği için hayatıma bu tarzda bir şeyi ona anlatamam.

*Konuştuğunuz şeyleri hatırlamaya çalışın. Ortak ilgi alanlarınıza yönelik bir program yapın, arkadaşınız aracılığı ile kızı da davet edin. Örnek : Bilmemne sergisi varmış, gidelim, o gün X bana kendisinin de şunu şunu beğendiğini söylemişti, onu da davet edelim. Tiyatro da olur, rafting de, siz üretin işte kafanızda.
* Arkadaşınız aracılığı ile bir kitap gönderin " Şu yazarı beğendiğini söylemişti, ama bu kitabını okumamış henüz, bu kitabı X'e iletsene, bende vardı." Kız okumuştum dese bile, aa aklımda yanlış kalmış dersiniz. Ya da, şu yazara bayıldığını söylemişti, eminim bunu da sevecektir diye, alternatif kitap/yazar da olabilir.Arkadaşınız bir laf etmeye kalkarsa, kardeşim okuyan yazan kaç adam kaldık şurada, ne diyorsun sen ! deyin.

Arkadaşınıza karşı da dik durun, bir şey belli etmeyin, Eskişehir'de yeni olmanızı avantaja çevirip, " Çevre edinmek istiyorum, eh, bunu da ilgi alanları, dünya görüşü bana benzeyen insanlarla yapmak istiyorum, ne var bunda" moduna girin. Siz doğal davranın ki, arkadaşınız kafasında "acaba mı" dese bile size soramasın.

gün geçtikçe görmüyorum onu bu da kötü bir etki yaratmaya başlıyor zihnimde..

Vekalette özel yetki lâzım. Yani vekalette " şu şirketteki hissemi devredebilir" şeklinde bir ibare olması gerekiyor. Bu sağlanmışsa İTO'nun kabul etmemesi söz konusu değil.
Aksi ispatlanana kadar noter evrağı resmi belge hükmündedir. O vekaletle devir yapılabileceğini noter kabul etmiş ise, İTO'nun kabul etmemesi gibi bir şey olamaz. Kabul etmiyorsa " gerekçesiyle birlikte reddinizi yazılı bildirin" diyerek dilekçeyle başvurun.
Eğer ortaklar kurulu kararında, devrin belirtilmesi dışında başkaca maddeler de var ise, bunu da bilmek lâzım tabii.

@latchet; verilen vekalette adıma, kurulmuş veya kurulacak olan şirketlerin hisselerinin alınması, kararlara iştirak etmesi, kendi arzusu ile değişiklik yapabilmesi gibi ibareler var.

yetmez mi ?

Satılması yok mu ? Bir malın ( hisse de maldır ) idare yetkisi ayrıdır, satma yetkisi ayrıdır.
Siz bu devri " almak" suretiyle mi gerçekleştirdiniz, "satmak" suretiyle mi ?

vekalet veren kişi hisseyi alacak olan adam yani şirketin yeni ortağı. vekalet sadece hisse alımına ilişkin ve ortaklar kurulu kararı da yeni ortağın hissedar olmasına ilişkin alınan bir karar.

Söylediğiniz koşullarda, cevabım şu : Gerekçesiyle yazılı cevap istiyorum, tüm kanuni haklarımı da saklı tutuyorum " diyerek yazılı dilekçeyle başvurun. Eğer, red cevabı alırsanız, dava açarsınız, ama söylediğiniz koşullarda, red cevabı almanız mümkün değil.
Sanırım, sersem bir memura denk geldiniz.
Noter'in onayladığı işlemi, aksini ispat etmedikçe, İTO'nun reddetme gibi bir lüksü yok. Rahat olun. Biraz da dişinizi gösterin.

hisse devri vekaletle yapılıyor, ama İTO ortaklar kurulu kararının vekaleten imza edilmesini kabul etmiyor. biraz baktım, çoğu ticaret odası da aynı eğilimde.

@ latchet, benim sorudan anladığım, hisse devrini kabul ediyorlar, ancak karar defterine vekaleten imza konulmasını reddediyorlar. yani noterin tasdik ettiği bir işlemi kabul etmeme durumu yok. devir sözleşmesini müteakip imzalanan karar metnine vekilin imza atmasına itiraz var.

dava süreci ile vakit kaybetmek istemiyorum açıkçası. ortakların ikisi de yurt dışında yaşayan yabancı gerçek kişiler ve işin bir an evvel bitmesi içim baya bir bastırıyorlar.

sicilde ki memurda gerekçe olarak ttk. md.536'yı göstteriyor.

@tedirginlik hucresi; aynı şirket öncesinde izmir sicil'den vekaleten kararı nasıl tescil ettirebilir peki ?

sabahtan beri bu konuyu araştırıyrum. danışmadığım üstad, avukat kalmadı.

İTO öyle "yorum" yapıp, vekaletnamenin yasal uygulanabilirliğini kısıtlayamaz. İTO'nun yorumu, yasanın önüne geçemez. Ayrıca, vekaletnameyle ortaklar kurulu kararı alınabileceği yönünde yargıtay kararları da var. Rahat olun, dişinizi gösterin :)

@latchet; çok teşekkürler yorumların için. bende zaten bu gün Eminönü sicile gidip baya bir tartıştım memurla. sonradan, ilk anlardaki vurdumduymaz tavrını bıraktı ve pazartesi konuyu müdürü ile görüşeceğini söyledi.

son olarak, bahsettiğin yargıtay kararlarından var mı elinde ? elimde bir içtihat kararı olsa da kendimi sağlama alsam.

Tek ihtimal var ; Ortaklar Kurulu Kararı'nı alırken , " esas sermayenin yarısından bir fazlasını temsil eden" çogunlukla karar alınmamış. İmza eksiğini tamamlarsanız, sıkıntı kalmaz. Yani sorun vekalet değil gibi görünüyor o zaman. Bu arada, başka bilgi de versa, söyleyin, böyle parça parça sağlıklı yorum yapılmıyor.

Siz demin TTK 536 diyince, işin rengi değişiyor. Sorun yeter sayınızda olabilir, o zaman sıkıntı vekalet değil, kararın "yeter sayısına ulaşmaması" olabilir. TTK 536 diyor da, ne diyor, itiraz cümlesi ne ?

o zaman tam olarak bütün detayları vereyim.

şirket 2 ortaklı ltd. ortaklar yabancı.

şirket sermayesi 12.000.000,00 TL. 4.800.000,00 TL lik hisseye sahip olan ortak hisselerinin tamamını şirket dışından başka bir kişiye devir ediyor.devralan da tc vatandaşı değil. ortaklar kurulu kararında hala hissedar olan ortak ve yeni ortağın imzaları bulunuyor. ortaklar kurulu kararında sadece yeni ortak için hisse devrine ilişkin vekalet verdiği kişi olan ben imza atıyorum. diğer ortak asaleten imza atıyor.

sicilde iade sebebi olarak ttk. md. 536'ya atıfta bulunarak, ortaklar kurulu kararlarında imzalar asaleten atılmalı diyor.

@ tedirginlik hücresi, "devir sözleşmesini müteakip imzalanan karar metnine vekilin imza atmasına itiraz var" olmaz. Çünkü yasada, çoğu kabul eden bir hüküm varsa, azı kabul etmiş sayılır, hisse devri en esaslı işlemlerden biridir, hak tasarrufunda bulunulmaktadır, yani tasarruf yetkisi verilmektedir, vekaletle bunun şahıs tarafından yapılabildiğini kabul edip, okk almaya yetkisi yoktur denmesi mümkün değildir.

sadece hisse devreden ve devralan ortakların mı imzası var?
esas sermayenin yarıdan fazlasını temsil etmez öyleyse.

(bizim yaptığımız bir hisse devrinde, sermayenin yarıdan fazlasını temsil eden oy mevcut olduğu halde İTO kabul etmemişti. diğer ortağın da TTK hükmüne uygun şekilde toplantıya davet edilmesini, davete uymazsa işlemi tescil edeceklerini söylemişlerdi.)

@latchet, tediginlik hucresi;

ben de latchet ile aynı fikirdeyim fakat sicil bir türlü buna inanmak istemiyor.

tamamen memurun bilgisizliği; asaleten diye bir şey yasa metninde yok, sadece "yazılı reyleriyle verilebilir" demekte yasa, sizin vekalet yazılı rey vermeye yeterli.

@tedirginlik hucresi;

zaten sadece 2 ortak var. nasıl esas sermayenin yarısından fazlası temsil edilemez ki ? 2 ortak var ve ikisi de imza atıyor.

@latchet, söyledikleriniz hukuk mantığı bakımından itiraz kabul etmez. fakat işlemi fiilen yürüttüremiyorsunuz. İTO'nun yaklaşımını (ve netten gördüğüm kadarıyla çoğu ticaret odasınınkini) belirtmeye çalıştım. bazan haklılığınızı ispat edene kadar çok fazla zaman harcamanız gerekiyor, ki bu da hemen ulaşmanız gereken sonucu erteletiyor.

Yani, 5.2 ile yeni 4.8 imza atıyorsunuz di mi ?

"şirket sermayesi 12.000.000,00 TL. 4.800.000,00 TL lik hisseye sahip olan ortak hisselerinin tamamını şirket dışından başka bir kişiye devir ediyor." dediğiniz için, sermayenin 4.800.000'lik kısmına sahip olan hissedarın hissesini devrettiğini, bu devreden hissedar ile devralan yeni ortağın imzaladıklarını düşündüm.

@latchet;

sermaye 12 milyon tl

1. ortak 7.8 milyon tl (kararda asaleten imzası var.)
2.ortak 4.2 milyon tl.(bu ortak devir alan kişi ve vekaleten imza var.)

@ tedirginlik hücresi, o durumda son derece kendinizden emin ve net bir şekilde yazılı müraccat edip, gerekçeyle birlikte yazılı cevap talep ederseniz, onlar da kendi hukuk müşavirlerine danışır, başlarına açabilecekleri sıkıntıyı görür, işlemi yapmak zorunda kalırlar. bu yola gidilmezse, memurların keyfi davranışlarına muhatap kalmak hayli mümkün, haklısınız. ama mühim olan, mevzuyu sözlü sohbet, sözlü itiraz v.s... noktasında bırakmamak. yazılı dilekçe ile istenen gerekçeli red, ayağını denk al hükmündedir, hemen alıverirler, inanın etkilidir :)

@televizyon sehpası, bu koşullarda, hemen bir dilekçe verin, gerekçeli olarak red sebeplerini "yazılı" bildirmelerini isteyin, söylediğiniz şartlarda, o işlemi yapmamaları mümkün değil. rahat olun. " şirket yönetimini bu hukuksuz red engellediği için oluşacak ekonomik zararlarımızın tazminini talep etme hakkımızı saklı tutuyoruz" da deyin.
rahat olun :)

benim tam olarak istediğim, varsa böyle bir durumda verilen yargı kararı yada bu şekilde alınan bir kararın İTO tarafından tescilini gösterir belge ki önlerine koyup işi hemen çözeyim.

televizyon sehpası, siz bir dilekçe vermeyi uzun iş sanmaya, gerekecekse dava için vakit bulamamaya devam ettikçe, böyle aradığınız gibi bir yargı kararını oluşturmanın yolları da kapanıyor gittikçe değil mi ? o yabancılara benden selam söyleyin, onların aklı kabul etmez böyle şeyleri, bilirim, bekleyecekler, daha iyisini daha kısa yolunu biliyorlarsa, kendileri yaptırsınlar, en kısa yol şu aşamada, dilekçe. izmir yapmışsa yapmış, istanbul yapmıyor, welcome to turkey dersiniz.

@ latchet, evet; yazdıklarınızı okurken, avukat ağabeyimin evvelce söylediklerini duyar gibi oldum :) kesinlikle haklısınız, öte yandan gayet yıpratıcı bir süreç haklıyken uğraş vermek, ikna etmek zorunda kalmak.

@latchet,

bana kalsa yargı yoluna başvurayım. haklı olduğumu kanıtlayayım ama öyle olmuyor malesef. adamlara welcome to turkey lafını çok söyledik. vergi dairesi arıza çıkarır welcome to turkey, sicil çitiler, welcome to turkey, sgk tribe girer welcome to turkey.

valla adamlardan geçtim, patron fena patlıycak :S

işinizi görmeyecek ama,

www.bilgedenetim.com adresinde de vekaleten oy kullanılamayacağına ilişkin notta da TTK 536'ya atıfta bulunmuş:

"Önemli: TTK.536/l-2:Limited şirketlerde vekaleten oy kullanılmaz."

ilgili bent bildiğiniz gibi: "Ortak sayısı yirmi ve daha az olan şirketlerde kararlar, ortakların yazılı reyleriyle verilebilir." diyor.

@ latchet, @ telewizyon sehpasi, sadece fikir almak için sormak istedim:

bu maddede "ortakların veya vekillerinin" diye belirtilmesi gerektiği mi ima ediliyor ticaret odalarının veya denetçilerin yorumlarında?

yoksa sizce, "ortaklara vekaleten rey verilemez." denilmediği sürece hususi vekaletle işlem yapılabileceği mi anlaşılmalı?


ek: karar alınırken oy kullanma sözkonusu olduğu için, vekaleten imza diyil de, vekaleten oyu kullanma mı reddediliyor acaba? dayanak konusunda ipucu bulmaya çalışıyorum kendimce, hep aynı maddeyle karşılaşıyorum ve nisaptan ziyade vekalet konusunda bu maddeye atıfta bulunuluyor.

@tedirginlik hücresi, "çok"un içinde az da vardır" ; 1)vekalet sınırları ve yetkileri belirli bir belgedir, kanunla korunur. 2)hisse devrinde, a)noterden devir yaparsan b)okk'da devirle ilgili kararı alırsan, pay defterine işlersen, devir geçerlidir.
Kanun "yazılı reyleri" diyor, bu da telewizyon sehpası'nın vekaletinin yetki ve sınırları içinde var. Kaldı ki, hukukta, uygulamada v.s.. birlik esastır, ellerinde İzmir T.O.'nun yaptığı işlem de var. "Vekaleten oy kullanılmaz" derken neyi kastediyorlar bilemem, hiç kafa bile yormam, telewizyon sehpasının vekaleti

"İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun .............. sicil numarasında kayıtlı ........................ Şirketindeki şu şu şahsın şu kadar hissesini , namıma şu bedel ve şartlarda tüm hak ve hukuki yükümlülükleriyle, tüm aktif ve pasifi ile birlikte devralmaya, Noterliklerdeki sözleşmeleri adıma akdetmeye ve imzaya, tescil ve ilan ettirmeye, bu hususlarla ilgili tüm işlemleri ilgili Vergi dairesinde, Ticaret Sicil Memurluğunda, Ticaret Odasında ve tüm resmi ve özel dairelerde takibe, elden evrak alıp vermeye, üçüncü şahıslara tescil hususunda ihtarnameler keşide etmeye, düzenlenecek bilcümle evrak ve belgeleri tanzim ve imzaya, bu hususlarla ilgili tüm işlemleri, tüm resmi ve özel dairelerde takibe, elden evrak alıp vermeye, kayıt ve suretler çıkartmaya, düzenlenecek bilcümle evrak ve belgelerin tanzim ve imzaya....... "

diye bir metindir muhtemelen, bu standarttır, ama telewizyon sehpası'nın metninde bu kadar detay olmasa bile, başa dönelim "çok un içinde az da vardır"; devir alma yetkisi veren, noterde işlem yaptıran- mülkiyeti değiştiren- vekalet, bu devri karar defterine de işletir.


@telewizyon sehpası, yukarıdaki metin ile, sizin vekalet metnini bir karşılaştırın isterseniz.

vekalet metni tam olarak aşağıdaki gibidir:
"...kurulmuş veya kurulacak olan bilumum şirketlerin hisselerinin satın alınmasına ilişkin olarak vekil nasp ve tayin ederim, altta imzası bulunan kişi isimleri yukarıda belirtilen bireylere Türkiye Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı Yabancı Yatırımlar Genel Müdürlüğü, Bölge Yatırım Müdürlükleri, Bölge Ticaret Müdürlükleri, Ticaret Sicil Memurlukları, Ticaret Odaları, Bankalar, Belediyeler, Belediye Şubeleri, Vergi Daireleri ve Gelir İdareleri nezdinde Ana Sözleşmenin ve diğer belgelerin onaya sunulması için yönetmelik veya diğer şekilde gereken veya zorunlu olan tüm işlemleri yapması, bunların değişikliklerini yapması, tescil için sunması, kendi imzası ile tashih ve iyileştirme yapması, onay ve tescil için sunması, bildirim düzenlemesi, Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanacak olan hususlara izin vermesi, ticari statüdeki belgeleri talep etmesi ve tesellüm etmesi ve tadil etmesi, her türlü vergi, harç ve rüsumu ödemesi ve bunlar için makbuz alması, para tahsil etmesi, hisselerin devralınması ve tescile sunulması için tüm anlaşmaları imzalaması, devredilen hisselerin değerini tahsil etmesi, hisse devrine ilişkin olarak yapılacak olan genel kurullara altta imzası bulunan kurumu temsilen iştirak etmesi, kararları kabul veya reddetmesi, haklarımızı, menfaatlerimizi ve avantajlarımızı garantiye alması, temin etmesi, kısaca (ek yetkilendirme olmadan) gerekli olan her türlü işlemi yapması, yukarıdaki işlemlerin herhangi birisi veya tamamının ifa edilmesi amacıyla başkalarını tevkil ve azletmesi için yetki verir."

kitap için schritte oldukça başarılıdır

1
a )
Listesinden ezberlenir.Verb'in dativ ile kullanılacağını anlayabiliriz ama size "nasıl"ını henüz anlatamayabiliriz. Aşağıdaki liste sizi epeyce idare eder, tabii ki fiiller aşağıdakilerle sınırlı değil.

ab|sagen Ich muss Ihnen morgen leider absagen.
ähneln Das Kind ähnelt seinem Vater sehr.
antworten Warum antwortest du mir nicht?
begegnen Gestern bin ich einer sehr hübschen Frau begegnet.
bei|stehen Lieber Gott. Steh mir bei!
beitreten Holger ist einer Umweltschutzorganisation beigetreten.
danken Ich danke Ihnen.
dienen Womit kann ich Ihnen dienen?
drohen Willst du mir etwa drohen?
ein|fallen Zu deinem Problem fällt mir leider auch nichts ein.
entgegen|kommen Warum kommst du mir nicht ein bisschen entgegen?
fehlen Seine verstorbene Frau fehlt ihm so sehr.
folgen Bitte folgen Sie mir unauffällig.
gefallen Gefällt dir die Blonde dort an der Theke?
gehorchen Alle Kinder müssen ihren Eltern gehorchen.
gehören Gehört das Schiff dir?
gelingen Der Kuchen ist dir sehr gut gelungen.
genügen Das genügt mir. Ich höre auf.
glauben Seine Frau glaubt ihm nicht.
gratulieren Die Kollegen gratulieren Herrn Kleiber zum Geburtstag.
gut tun Eine Seereise wird dir gut tun.
helfen Entschuldigung. Könnten Sie mir einen Augenblick helfen?
missfallen Der neue Freund von Astrid missfällt ihren Freundinnen.
sich nähern Der Hurrikan nähert sich sehr schnell der kleinen Insel.
nach|laufen Der arrogante Typ läuft jedem Rock hinterher.
nützen Das nützt mir gar nichts.
passen Das neue Kleid passt deiner Schwester sehr gut.
passieren Das ist mir vorher noch nie passiert.
platzen Mir platzt gleich der Kragen!
raten Ich rate dir schnellstens zum Arzt zu gehen.
sich schaden Du schadest dir nur selbst, wenn du lügst.
schmecken Das bayrische Bier schmeckt meinem Vater besonders gut.
vertrauen Liselotte vertraut ihrem Mann nicht mehr.
verzeihen Verzeih mir nur noch das eine Mal!
weh tun Mein Zahn tut mir höllisch weh.
widersprechen Du sollst mir nicht andauernd widersprechen!
zu|hören Kannst du mir nicht einmal zuhören?
zu|stimmen Ich kann deiner Argumentation nicht zustimmen.

1b) "ab aus bei mit nach seit von zu " dativ ile kullanılan praeposition'lardır.

2) Ezberleyeceksiniz, mantık aramayın.

3) Okullarda ve dershanelerde kullanılan kitaplar, bir öğreticinin eşliğinde kullanılmak üzere hazırlanmışlardır. Kendi kendinize öğrenecekseniz, buna yönelik bir seriyle öğrenmeye başlamanızı tavsiye ederim.

2 yıl diye biliyordum ben de

Kesin değil sanırım cevabınız dimi ?
Tam olarak 3 yıl mı yani, emin misiniz ? (;

2 biliorum ben

üds nin geçerlilik süre kısıtlaması yok. kpdsnin var 5 sene.

2 yıl geçerli. ancak bu 2 yıl sonra senin girdiğin dönemin sonuçları açıklanana kadar anlamına geliyor. mart 2010'da girdiysen mart 2012'nin sonuçları açıklanana kadar işine yarar demek.

ÜDS puanınız, eğer TUS veya DUS için kullanacaksanız, 5 yıl geçerlidir. O da bu kurumların sınav yönetmeliğinden kaynaklanır. Yüksek Lisans için kullanacaksanız, ilgili okulun yüksek lisans yönetmeliği, dil belgesine süre sınırı getirebilir. Bunun dışında süre kısıtlaması yoktur.
Bu bilgi sadece ÜDS puanı içindir, mesela dil tazminatı için girilen KPDS v.s...yi kapsamaz.

vardır,
the making of dark side of the moon (albumun kayıt aşamalarını anlatır.)

internetten indireceğin 4gb üstü herhangi bir pink floyd diskografisinin içerisinde audio documentary bulunur.

which one's pink ? the pink floyd story (BBC, 2007 )
www.youtube.com

Eskiden 2 şahitle hemen oluyormuş ama artık kemik testi yapıp ona göre yapılıyormuş diye duymuştum.

şimdi atıyorum 1980 doğumlu görünüyorsunuz fakat 84 yapmak istiyorsunuz. bir hukuk forumunda, siz doğmadan sizi nüfusa kaydettiremeyecekleri için olmaz demişti bir avukat. tabi sizden önce doğup ölen bir kardeşinizin nüfus cüzdanı size verilmediyse.
tamamen okuduğum şeyi söylüyorum bu arada fikir vermesi açısından... hukuki.net diye bir site. orada da sorunuza yanıt bulabilirsiniz belki.

Zordur;

Eğer kişi hastanede doğmuşsa, resmi kayıt varsa, dava kabul bile edilmez.
Bir kişinin, doğmuş olmadan nüfusa kaydının yapılamayacağından yola çıkılarak da (nüfusa tescilden söz ediyorum ) genellikle dava kabul görmez.
İstisnası şu iddiadır : "Benden önce doğmuş ablamın/abimin kimliğini bana kullandırmışlar, bana yeni kimlik çıkartmamışlar, beni kaydettirmemişler, ben de evde doğmuşum.

Ama burada bile, hayli sıkıntılar oluşur, hakim ilkokula başlama yaşı v.s. kayıtları ister. Örneğin olduğunuzdan 3 yaş küçük olduğunuza dair bir iddianız var ise ve aslında normal yaşınızda okula başlamışsanız - şu anda okula başlama yaşını bilmiyorum, diyelim ki 6- 3 yaşında başlamış olduğunuz gibi bir durum çıkacaktır ortaya, hakim bunu kabul etmez. Ayrıca annenizin daha önce doğum yaptığının ve bebeğin öldüğünün ispatı gerekir. Hele bir de sizden büyük/küçük yaşayan kardeşleriniz var ise, yaşların çakışmaması gerekir v.s...

Detay bilmediğimden, ilk aklıma gelenler bunlar. Kemik testi noktasına gelebiliyorsanız zaten, yukarıda değindiğim diğer pek çok bariyeri atlatmışsınız demektir :)