hani annelerimiz zamanında böyle acaip bi makineye girip koyun kıvamında cıkıyolardı falan.
simdilerde ilacla yapıyorlar malum.
önce sıvı bisiyle saçı ıslatıp sora bigudilerle sarıyolar.
öyle kuzu gibi cıkmıyosun kesinlikle.hatta bazıları beceremiyor hiç kıvırcık olmuyor bile..
bu işte önemli olan ;
iyi bi kuaför,iyi ilaç.
ama her ne olursa olsun zararlı.
ben 3 kez yaptırdım:)
inceldi gül gibi saclarım:)
ama bi kereden bisi olmaz,yaptır :)
ps :ilk 3 ay rahat kullanırsın sora uzamaya baslayıp diplerden düz saçlar gelince, kötü bi görüntü olur hep toplamak yada fön cektirmek zorunda kalırsn

bayan değilim ama ilk sorduğun sorudaki daha açık dalga olanı bi kız arkadaşım yaptırmıştı su damlası modeli deniyormuş galiba ancak saçları yanmış? bi kaç hafta saçına bişey yaptıramadı kırıldı bütün saçları bu kadar anlattı ordan biliyorum asdf

su damlası değil, su dalgası ;)
bir de evet merinos koyunu gibi olmadan da kıvırcık yapabiliyorlar ama kuşkucuokurun dediği gibi iyi kuaför, iyi ilaç. ortalama bir yerde, ucuza yaptırmamak lazım, bir de bir sonraki soruda saçlarım dökülüyor demişsin; saç dökülmesini fazlalaştırır perma.
düzleştirme ise, permalı saça yapıldığında permadan çok daha zararlı, çünkü aynı tellere ikinci kez kimyasal işlem yapılmış oluyor.

zamanında su dalgası yaptırdım, permadan farkı daha geniş bigudilere sarıyorlar. orta karar bir yerde yaptırdım, saçım yanmadı veya zayıflamadı. aksine hacimli gözüküyor. iyi kalite bir yere yaptırırsan ilaç kokusu falan çekmezsin. benimki korkunç kokuyordu. yaklaşık 7-8 ay düzgün bir şekilde dayandı üstelik. sıkılırsan sık sık kestirip kurtulabilirsin. ancak bakımı zor, düzenli olarak yıkamak ( her gün )ve jöle veya köpükle şekil vermek zorundasın.

daha acigi da daha az surelisi de yapiliyor. maymun istahli ben her seyi denemis olmak adina yaptirmistim bir ara. saclarin yipraniyor. ilac felaket kokuyor, ilk hafta banyo yaptikca koku daha da artiyor. yapilisini anlatayim; ilaci sacina sikiyorlar ve saclarini bigudiyle sariyorlar. ilacin 2 cesidi var yerli ve avrupa. avrupa olani tercih etmeni oneririm. saclar bigudide bir sure kaliyor, sonra yikiyorlar ve saclarin sarilmis gibi kaliyor iste. bu durumda bigudinin kalinligini soylersen istedigin boyutta dalgalarin olabiliyor. bir de eger ki yaptirirsan ilk hali gibi kalmiyor, zamanla aciliyor. ben kuaforde oturup aglamistim da merinos gibi oldum bu ne boyle diye :)

tabii bir diger ve kalici olmayan yontem ise masa yaptirmak ya da geceden saclarini sarmak. bana kalirsa perma ya da duzlestirici yaptirma, yipranan saci adam edene kadar cok cok ugrasirsin.

duzlestirme olayini ben de dusunuyordum ama nerden bakarsan bak sacin kimyasal islem gordugu icin yipranacak-gerci fonde de yipraniyor-. bir de tabii ki sonuclari fon kadar iyi olmuyor.

bende iriver 6 gb lıgı var muhtesem bi alet..sonuna kadar tavsiye ederim..ben 3 sene önce 400 e almıstım hala da sorunsuz kullanıyorum..para vermeye deger bi alet..

o paraya kesinlikle değer, fakat söz konusu iriver olduğunda yön düğmesi (jog dial mi oluyor bunun ingilizcesi) şunun gibi -> www.itreviews.co.uk dışarı çıkık joystick şeklinde değil, şunun gibi -> www.zamazing.org sabit olan bir model almak daha akıllıca olur, çünkü bahsettiğim o düğme dışarı çıkık joystick şeklindeyse çok çabuk arızalanıyor. (ilk resimdeki model bende vardı, 1 sene geçmeden arızalanmıştı)

garantisi senin için önemliyse(bu aletlerde önemli olması gerekir) aynı fiyata vreative zen tavsiye ederim

2 gb spot alana kadar o fiyata, creative zen stone plus alın distribütör garantili. mis gibi kullanın. creative in seste ne kadar iyi olduğu ortada zaten. ben 3 yıldır eşekler gibi kullanıyorum bi creative. o kadar hor kullanmama rağmen teklemedi bile. tüm röportajlarımı da onunla yapıorum ayrıca.

iriver candır... creative ile mukayese edilmez...

iriver'in hiçbir ürününü kullanmadım fakat creative ürünleriyle ilgili cok sorun yaşadım. Distribütör falan da deseler de çoğu insanın başına boktan işler açıyo, servisi dahi yok. (Burada creative boktan demek başıma iş açabilir diye diyemedim, demiyorum)

iriver gözü kapalı alınır. dört farklı iriver kullandım, dördünden de çok memnundum.

bende gittigidiyordan iriver T50 modeli var,1 gb 170 ytl'ye almıstım kesinlikle tasvsiye edebilirim sana iriveri.hatta ipod yalan.iriver şahanee..
ps: iriver>ipod

tuzlu su ev içi bir çözümdür (tuzlu suyu burna çekmek şeklinde). onun haricinde yapabilecekleriniz:

- antihistaminik kullanın (önerim: setirizin veya levosetirizin gibi kuvvetli bir türev [3. jenerasyon])
- inanılmaz boyutta rahatsızsanız steroid kullanabilirsiniz. eğer daha önce kullanmadıysanız nazal sprey formu yetecektir. ancak daha önce kullandım ama şimdi kar etmiyor diyorsanız tablet formuna geçin (fazla uzun süre kullanmayın, şahsen 4 haftadan uzun süre kullanmam ben bile)
- sigara içiyorsanız, sigara kuvvetli bir uyarandır ve hapşırığı tetikler. bırakın veya en azından azaltın.

pratik çözümlerden ise;
- burnunuzu sildikten hemen sonra burnunuzu çekmemeye çalışın. bayağı faydasını görürsünüz.
- yüzünüzü soğuk suyla yıkamanız anında ferahlık getirecektir, bunu deneyebilirsiniz.

not: ilaç önerileri konusunda kesinlikle etik davranmadığımı, öncelikle bir doktora görünmeniz gerektiğini söylemediğimin farkındayım. ancak bu önerileri bir tıpçı olarak değil rahatsızlıktan çeken biri olarak yazdım. eğer yarına kadar sabredebilirim diyorsanız bir doktora görünün. yok sabredemem diyorsanız bu geceliğine antihistaminik ile sınırlı kalın..

@gxix: önerdiğin ilaçlar -özellikle antihistaminikleri kastediyorum- ağır böbrek yetmezliği olmadığı sürece gayet işe yarar ilaçlar. ;-) bu nedenle çekinmene gerek yok :)

aman abi, ben yine etiğin dışına çıkmayayım da, olur belki aynı zamanda bakteriyel bir hastalığı falan da vardır, steroid yamultabilir adamı :)

xyzal

bende de 5-6 senedir var bu hastalık. bir kaç sprey kullandım internetten bulduğum isimlerde ama pek işe yaramadı. En sonunda randevu alıp gittim doktora, doktor bir aşı yaptı 2 tanede sprey yazdı. Neyse spreyi daha ilk kullandığımdaki etkisi bile çok etkiliydi. Yaza doğru tekrar o aşıdan olup aynı spreyleri alıcam. Spreylerin adlarını da yazıyorum alta, geçmiş olsun
Rinoclenil Nasal Sprey
Allergodil Nazal Sprey

cowboy bebop: knockin on heaven's door.

valla samurai champloo hoşuna gitmediyse cowboy bebop' da gitmez sanki. ama samurai champloo da ilk bölümler biraz bayık olabilir ama devam etseydin keşke. Muazzam ötesi ya.

neon genesis evangelion izlemek lazim..

Ben de samurai champloo'ya bir şans daha ver derim, 14. bölümden sonra başlıyor asıl olaylar:)

one piece benim bir numaramdır, yalnız 360 bölümden fazla sürüyor. başlamadan önce belirteyim =)

ben cowboy bebop a bayılmama rağmen samurai champloo yu sevmemiştim. cowboy bebop ın filmini izleyin bence.

rizelmine :)
asla düşündürtmez sadece izlettirir

selam merope. tam anime sayilmaz ama benim icin izledigim butun animelerden[ ve butun dizilerden] daha kaliteli olan cizgifilm/anime arasi olan avatar the last airbender i tavsiye ederim. simdiye kadar onerdigim kisilerden bunu begenmeyen olmadi. zaten sozlukte de hakkinda girilen entrylerden sadece 1 si olumsuz[ o zat da sadece 3 bolumunu izlemis]. diyecegim o ki, bu basyapiti izleyiniz ve izlettiriniz.

(bkz: monster)

74 bölümü üç parça torrent halinde aşağıdaki adresten ücretsiz indirilebilir.
a.scarywater.net

avatar ı izliyorum cnbc-e de. gercekten de süper bişey babam bile seyrediyor :) 50 yasında adam :)
cowboy bebop ve samurai champloo ve monster izliyim madem..:)
bide darker than black ve serial experiments lain diye iki anime gördüm onları da indiricem

GRAVE OF THE FİREFLİES -ATEŞ BÖCEKLERİNİN MEZARI -
bundan iyisini izlemedim

trigun
serial experiments: lain (bombadır)
darker than black
great teacher onizuka
last exile (mtv'de veriyodu bunu. fikir edinmek için bakınabilirsin)
rozen maiden (biraz daha feminen bi anime sanki, ama hastasıyım :D)

diyecektim ki lain ile darker than black'i indiricem demişsin, isabet olur :)

kiyida bekleyen kokaku kidotai ile (izlemediyseniz) animatrix'i art arda izleyin, hangisinin once oldugu cok da onemli degil ama once animatrix olursa daha $ahane olur.

tengen toppa gurren lagann
gantz
heroic age

mecha seviyorsan gundam 00...

Cowboy Bebop tavsiye edenler niye konuyu direkt olarak Knocking on Heavens Door'dan açmışlar anlamadım. Ben öncelikle, 26 bölümlük dizisinin izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

hmm. hastahanedeki konumu açısından yahut mezuniyet sonrası imkanlar açısından hangisi daha iyi peki? "siz yüksek okul mezunusunuz x yapamazsınız, şuraya giremezsiniz" diye bir durum olur mu ileride diye korkuyoruz. bilen bir hemşire gelse keşke.

fakulte daha iyidir herhalde. belki de ismi yaniltiyordur. hlahguth(?) nickli kullanici doktor saniyorum. belki o biliyordur. hani bu sektorde ya, o bakimdan

dedikleriniz ne kadar mantıklı olsa da fikir sahibi olmak açısından değil hayati bir tercih söz konusu olduğu için yine de daha iyi bilen bir yorumu bekliyoruz. teşekkürler.

meslek yüksek okuluna girerken kardeşinizin aobp si 0,8 yerine 0,5 le çarpılabilinir, sağlık meslek lisesi mezunu değilse eğer. onu düşünmek lazım.

kara kadife bundan emin misiniz? olabilir derken? düz lise mezunu kardeşim.

bi arkadaşım hemşirelik yanında açıköğretimde de okuyodu.. nedenini sorduğumda açıköğretimde okumazsam yükselemem başhamşire olmama falan demişti.. o aarkadaş şimdi amerikada work and travel olayına girdi.. msnde görünce ona ayrıntılarını sorarım sana da cevap yazarım 1 hafta içinde..
not:arkadaş marmarada okuyodu..haydarpaşa kampusunde.. yuksek okul mu yosa fakulte mi bilmiyorum öğrenince onu da soylerim

daha onceden hemsirelik bölümlerinin bir kismi 2 senelik bir kısmı dört senelikti. bir kac sene once hepsi 4 senelik oldu. ikisi arasinda bir fark yok. florance nightengale en prestijli olanlarindan bir tanesidir. puanı tutuyorsa girsin ama özel sektörde de olsa is imkanlarinin ve gelirinin iyi olacagi beklentisi icine girmesin zira cok mezun var. ekstra bir özelligi yoksa (özel dal hemsireligi sertifikalari-icu, diyaliz ve yabanci dil gibi) sıkıntı ceker diger bölüm mezunlari gibi.

zubundy arkadaşınız 2 yıllık okuyor olmasın? çünkü 2 yıllıklar baş hemşire olamıyor diye biliyoruz biz de. ancak yine de sorup öğrenirseniz sevinirim.

o 0.5 puanla çarpılma olayı varsa(ne oldugunu da bilmiyorum) mesela iş zor duruma düşebilir. ösym kitapcıgında bir acıklama yokmus o konuda ama.

şimdi hepsi karıştı. birisi toparlasa şunu şunu yap dese ne güzel olacak ama :)

şimdi arkadaşlar toparlıyorum, 1- hemşirelik fakültesi diye bir fakülte yoktur, olsa olsa sağlık bilimleri vb. fakültenin hemşirelik bölümüdür. 2- meslek yüksek okulları uzun bir süredir hemşire yetiştirmiyor yani 4 yıllık hemşirelik veya sağlık yüksekokullarıdır bu da 3- fakülteyle yüksekokul arasında hiçbir fark yoktur önemli olan hangi bölümü bitirdiği olacaktır. nokta.

öss kitapçığında ilgili bölüme bakın, ancak genel kural o şekildedir. düz lise mezunuysa iki kere dikkat etmek lazım böyle şeylere.

sevgili nihilanth,
fakülte ve sağlık yüksek okulu arasındaki fark mezun olunduğunda( eğer devlet memuru olunursa);
memuriyete başlayınca memura verilen dereceler(4ün 2 si,7nin 8si falan malan)arasında fark yaratır.yani fakülte mezunu kisi daha üst derece ile baslar memuriyete.dolayısıyla az da olsa daha fazla maas alır.
hemsirelerin aldıkları eğitim cok da farklı diildir yani..(hacettepe burda en iyisidir)
hemsirelerin mezun olunduğunda kolay iş bulabildikleri evet doğrudur.ancak devlet isine girebilmeleri gün gectikce dahada zorlaşıyor .ki 2yılda bir atamaları olur..

ortalama kaç kişi için, nasıl bi' şey düşünülmekte hiç fikrim yok ama böyle odalı odacıklı iki yer var benim aklıma gelen. daha büyükçe bir yer istiyo'sanız bu ihtiyacını karşılamaz gerçi ama söyleyeyim yine de;

1 - sanat sokağı: karanfil 2'ye kocatepe kuruyemiş'ten girince sağdaki 2. apartmanın en üst katı (altında telefon borsası ve bi ps mekanı var, ilhanilhan kitabevi var 1. katında). tiyatro/dans toplulukları gibi grupların veya ufak çaplı toplantı yapası gelen insanların falan rahat edebildiği bi' mekan. tam olarak kendimden biliyorum, on numara insanlar.. tek sorun biraz fazla gürültü olabilitesi, onu da konuşursunuz. kucuk odalardan nispeten buyuk olanda 10-15 kisi kucak kucaga film izleyebilir, digerinde 10 kisinin kucaklasmasi gerekebilir, bilemiyorum. ama olur da salonu (yaz vakti kimse kullanmiyo' malum) verecek olurlarsa, orada hayat cok daha rahat, cok daha ferah olabilir.

2 - cafe aylak: bu da planet music'in en üst katı. yuksel'deki ilkogretim okulu'na yuzunuzu donunce sol tarafindan cikarken ikinci ya da ucuncu apartman olsa gerek bu da. benzer sekilde, 2-3 odacikli bi' yer burasi da ve en son gideli epey oldu. ozel durumlar icin veriyo'lar odalari sanirsam (zirve gibi mesela) ama ayrica bi' para istiyo'lar (oda kirasi gibi bir nevi) ve/veya bidi bidi da edebiliteleri var gibi kalmis aklimda. bonus olarak bi' tane televizyon hatirliyorum burada. 5-10 kisilik bi' zirve, tas catlasa 15, tas atomize olsa 20 kisi kaldirir saniyorum.

ilgili teknik ekipman namina cok bi' fikrim yok her ikisinde de, yok dvd player gotururuz biz, ses sistemi falan ayarlariz, yeter ki bize mekan verilsin diyo'saniz ise yarar. obur turlu sanmayabilirim. niye en bastan soylemedim bunu, onu da bilmiyorum..

bypass.
sakarya caddesi.