1. Levent Çarşı girişindeki Stüdyo A pazar günleri açıktı diye hatırlıyorum. Telefonları filan varsa internetten bir kontrol et istersen.

profilo ya da cevahir avm

özel bir konuda (sinema, teknoloji, müzik gibi) yazmayıp kişisel blog olarak ilerliyorsan, twitter'da-instagram'da falan bir fenomen değilsen bahsettiğin günlük 50-60 kötü değil. bir de minik düzeltme, rating değil ziyaretçi sayısı terimi kullanılıyor.

Benim günlük ziyaretçi sayısı ortalama 300-350'lerde.

Ziyaretçi sayısı aslında yazdığın konuların popülaritesiyle ilgili. En özensiz yemek bloglarının bile günlük binlerce hitleri olabiliyor. Kendimden örnek vereyim, 3-4 sene önce bir blog açmıştım, tamamen kar amaçlı açmıştım blogu hatta sadece 1 yazı bana aitti, insanlar bana fantastik hikayelerini yolluyordu ben de yayınlıyordum (aslında hiç etik değil insanların yazdıkların para kazanmak zaten hiç reklam alamamıştım o ayrı :) ) Zombiler falan baya meşhurdu o sıralar, kısa sürede günlük 250-300 hite ulaştım. 2 senedir bir şey eklemiyorum bloga ama hala aylık 1500 civarı hiti var. Kaliteli bir blog muydu dersen yazılarının çoğunu 14-15 yaşındaki çocuklar yolluyordu ama zaten o yaş kitlesine hitap ettiği için sorun olmuyordu.

Hitap ettiğin kitleyi bilmiyorum ama yukarıda yazdıklarımdan da anlayabileceğin gibi hit sayısını senin hitap ettiğin kitlenin büyüklüğü belirliyor, dünyanın en iyi yazısını yazsan bile kitle 100 kişiyse 1000 kişinin okumasını beklememek lazım.

ekonomik durumuna bağlı seni sıkıntıya sokmayacaksa al derim yok sallantıya sokacaksa bir kısmını ayır bekle derim.

nasılsa onu da okumayacaksın.okuyacaksan diğerlerini de aynı sebeple almadın mı?

at kenara bekle, indirimli bulursan alırsın. çok para.

ebookunu indir. madem okumadığın bir sürü kitap var alman gereksiz şu anda.

Kendinize bir hedef koyun. İlk önce okumadıklarınızı bitirin, daha sonra ödül olarak da bu kitabı alın.

Önce eldekiler bitmeli. Sonra yenilerini alırsınız.

Okumadığın kitapların varsa alma. İngilizcen varsa e-book al ucuza gelecekse.

pike+1.
ödül olarak kendine kitap belirlersen hem elindekini hızlı bitirirsin, hem de alacağın kitaptan daha fazla keyif alırsın.

bence al. nedir o ya merak ettim?

üsküdar beşiktaş kurtuluş harbiye. paran varsa çevrede otur nişantaşı teşvikiye falan

maçka'da çalışan bir insan maçka'da oturmalıdır.


ama gel gör ki hayat bu kadar basit değildir, öyle değil mi? o zaman ne yapmalıdır? maçka'ya yakın bir yerde oturmalıdır. peki ama nasıl?

açmalıdır haritayı,
bulmalıdır maçka'yı.
bakıp da sormalıdır,
nerede yaptım hatayı?

para kriterini söylemezsen: maçka'da, teşvikiye'de otur, süper evler var, yürüyerek işe gidersin derim:)

Macka'da calisan bir insan olarak Beylikduzu'nde oturuyorum ama cogunluk Uskudar ve Mecidiyekoy'de. Uskudar Merkez'den cok rahat

beşiktaş. işe giderken yokuş çıkarsınız biraz ama beşiktaş çarşı'dan avea'nın olduğu yere maksimum 10 dakikada çıkılıyor.

Ben osmanbey'de otururdum

Gitar Cafe Bar - rexx karşısı biraz aşağı tarafta.
Kadıköy Shaft (bazen blues rock olan akşamlar var).

Canlı müzik mi yapıyorlar? ://

Arka oda?

Dunia?

oturmalık mekan istediğin için arka oda'yı es geçmiştim. dunia'nın müzik tam istediğin tarzda değil, ama keyiflidir. funk-elektronik-world.

Biralı atıştırmalıklı ve indie müzikli oturmalar için Rexx'in sokağındaki Biberr'i tavsiye ederim.

Noasis diye bir yer de açıldı. Aklında bulunsun.

ben olsam Güğüm'e gidip Ahmet Kaya eşliğinde rakı içerdim arkadaşlarla. Misal.

hayyam

selimiye birtat olabilir, daha lüks bir akşam için sıdıka da olabilir.

hayyam +1

moda meyhanesi ve sarnıç hariç neredeyse her yere gidilir bu akşam. bu iki meyhaneye hiçbir zaman gidilmemelidir. benusen iyidir, koço ve piraye de olur.

piraye'yi sevdimdi ben.

kadıköy-alkol sorusu, uzmanlık alanım.
osmancık sokak-mey hane iyidir, sakin olur.
moda burun-koço, yağmurlu akşam için iyidir.

1. evet

1. kesin evet diyemeyiz. gönderdiğiniz kişinin nasıl bir filtreleme seçtiğine bağlı. ortak arkadaşlarınız varsa ve basic filtering seçtiyse, inbox'a düşer.

1 evet, ama 60 kuruş ödeyerek mesajının inbox'ına gitmesini facebooktan satın alabilirsin

1. çok alakasız biri değilse bence büyük ihtimalle inbox'a düşer.

Hic bi ortak baglantimiz olmayan biri. 21.46 msj attim gormedi henuz :/

Çiğnendiğini hiç duymadım. :l

o vakit yutuyoruz?

çiğnersen kanı birden sulandırırsın. yapma.

Yani başka yollar da olabilir de sahneyi dokturlara bırakıyorum. aşlsksşlk

Çiğnenirse hiçbir anlamı kalmıyor, onun olayı bağırsaklarda çözünmesi zaten. diren yutun gitsin.

Yutulması gerekiyor.

dışında kaplama olan ilaçlar çiğnenmez, diye gördük biz. bunun da dışında enterik kaplama var, ki bunun amacı mideyi sapasağlam geçsin, sonra çözünsün. çiğnemeden yutmalı (doktor değilim).

eczacıyım çignemeden yutunuz

www.haritamap.com
deniz müzesinden dümdüz yukarı
oraları bilmiyorum gidince sorarsın

deniz müzesi'nden karşıya geç, garanti-alkım kitabevi arasındaki yoldan gir, kabalcı kitabevi'ni geçince, sağda küçük bir sokağın içinde taburelerin olduğu çaycı göreceksin, o sokağa dön. orası minik bir sokak zaten. şair leyla bistro var hatta.

O kadar yakın ki 10dk sürmez.

bence ITU (left) olur.

çünkü: www.google.com.tr

www.tureng.com

No degree obtained yazabilirsin.

drop-out deniyordu sanırım. gerçi lise için olabilir o.

drop out deniyor benim bildiğim.

not completed desen direkt?

sanırım drop out en uygunu tabii demek istediğim terk derken, okuldan atıldı anlamında değil bıraktı anlamını vermesi lazım

kesin bilgi veriyorum: drop out

drop out diyorlar ona

Mesela google kariyer sayfasındaki formda "graduated/now attending/incomplete" şeklinde 3 seçenek çıkmıştı karşıma.
"left" demek biraz informal kalabilir, bence de "incomplete" en uygunu.
edit: evet "drop out" da uygun.

drop out olabilir mi? asdasd

drop out çok informal.

dizilerden İngilizce öğrenip, gelip burada

"yo yo, my man, college drop out!"

bsg.

Withdraw'dır resmi adı.

page - settings - general (en üstteki sekme). orayı seçince en üstte page visibility (sayfa görünürlüğü) oradayı değiştirmek yeterli.

hayır kullanılmadı.

öyle bir slogan hatırlamıyorum, en fazla kullanılanı "Emek bizim, istanbul bizim" idi.

bambu oluyor genelde.

www.evidea.com

www.evidea.com

tchibo'da da satılıyo olsa gerek.

ben meşe olur diye biliyorum o kebapçılardaki ama gurmeleri bilemedim. Benim dediğim kebapçılarda olan o hani ortası soğan doğramaktan çukurlaşmış olanları.

turkmaxgurme'deki nedir, tv izlemiyorum, ama tahmin hakkımı kullanıyorum: bu özel kesme tahtalarının bazıları zeytin ağacından oluyor. çok hoş görünümleri var. cihangir'de bir dükkanda (ismini hatırlayamadım şimdi), çok güzel çeşitler var.

bu yekpare tahta olayına ben de takıntılıyom çünkü bambular ne kadar yekpare gözüksede hepsi yapıştırma ve bulaşık makinesinde dağılıyor. yekpare ahşap üretimi artık çok az sanırım karlı olmadığı için üretmiyor kimse bulabildiklerin de çok pahalı oluyor genelde.
Öyle mahalle arası marangoza gidip olacak şey değil pek bu işi bilen adam lazım çünkü su emdiğinde kolay kuruyabilen ve yamulmayan bir tahta kesip vermesi gerekecek sana.

şu video da var arkadaşlar
www.turkmaxgurme.com

tabii bu kadar büyük istemiyorum, benim mutfak o kadar.

ben buradan almıştım kesme tahtasını. çok kaliteli ürünleri.

www.bambum.com.tr

burdaki tam benlik

www.turkmaxgurme.com

valla biraz dandik gibi olsa da
cama benzer malzemesi olanı kullanıyorum ben.
bu tahtalar kiri, yağı emiyor. temizlemesi çok zor.

ben de zeytin ağacı olanlardan buradan aldım, baya tatlı duruyor, kullanışlı da.
(git: www.kekliktepe.com.tr)

eminönü'nde bu fiyatların neredeyse yarısına alırsın.

laminasyon yapıyor. yani ortalarda gördüğümüz kimlik, ehliyet, öğrenci pasosu pvc kaplanır diye söyleyenler bunu kaplıyor.

Kimlik kartı, ehliyet, vb. lamine kaplatırsın ya, bu da A4'lere onu yapıyor sanırsam.

online dinleme şansın varsa, aycaevhali.com tavsiye ederim.

nihatla muhabbet. 07-09 89.8 show radyo.
nihatla sivrisinek 18-20 89.8 show radyo.

Nihat +1 hem eğlenceli hem gündemden haber veriyor.

istanbul kent fm dinliyorum. Ali diye bi çocuk var, çok kafa ütülemeden eski güzel şarkılar çalıyor, twitter'dan da etkileşim içinde oluyonuz daha hoş oluyo bence.

bence radyo eksen açın, yardırın gitsin.

nihat sırdar-2002 den beri dinliyorum.

oi va voi

marmara üniversitesi kütüphanesi, ama okuduğunuz bi üniversite ve öğrenci kartınız varsa girersiniz :)

sanatkarlar sokağında küçük kafeler var genellikle boş oluyor gerçi tam karşısında dershane vardı ama aa dershaneler kapatılmadı mıydı zaten :P

hacker space'e bak açıksa git takıl

bu saatlerde, cherrybean'de çok güzel çalışabilirsin. moda caddesi üzerinde, moda'ya giderken sağda. moda polikliniği'ne yakın.

kuklasureyya.com

sanatkarlar sokağındaki tosbağa cafe

410 - Gone
Oops, we can't find the file you're looking for...

sonata for flute solo. in a minor, wq. 132. I. Poco Adagio / Bach Flute Sonatas
(kehanet, soundhound'dan bildirdi).

Hayır. Belki evde bıraktığın telefonu üzerinde taşıdığın telefona yönlendirebilirsin sanki...bilemedim şimdi.

@nickimi yermisin sanırım dediğin olay için 2 hat olmalı.ben tek hattan yapmak istiyorum.

evet, mümkün. bu olayın ismi "eşkart".

forum.vodafone.com.tr

@masa penisi ben de tam onu yapıştırcaktım. Evet varmış. Demiştim sana :d

ben de yapıştıracaktım aynı linki :)
kendi kendimi cevaplayacaktım.güzel oldu bu ya baskete falan giderken kaybolacak korkusu olmaz artıkın :)
çok teşekkürler arkadaşlar :)

ben de ikiz kart diye hatirliyorum.

yillar once araba kitlerinin cuval dolusu para oldugu zamanlarda , yeni telefona kit almamak icin eski telefonu arabada digerini cepte kullanmak icin boyle bir cozum bulmustum.

İkisi de. Neden biriyle yetinelim ki.

seksapalite

Aslında anahtar özellik "çekicilik". Ne güzel kadınlar gördüm, fiziksel olarak kusursuz ama ilgini çekmiyor çünkü bişeyi eksik. O enerji yok. Ne ortalama kadınlar gördüm, kusurlarına rağmen güzelliğine destan yazdıran. Çünkü bu ikinci grup çekiciydi. O nasıl olunuyor bilmiyorum. Bu versusta güzellik derdim tabi ama aslolan enerji, özgüven, vbdir. Ha bi de dolgun meme :D

www.reactiongifs.com

güzellik...sevişmek yarım saat sürüyor,kızın yüzüne bakmak 23,5 saat bilmem anlatabildin mi...

komiklik :)

sevgili olarak soruyorsan yarı yarıya yakın olmalı.iki tarafa da yaklaştıkça çok beğenmiyorum

kesinlikle güzellik. benim güzel olduğunu hissettiğim kadının tavrı, bakışı ve sözleri de güzel oluyor, combo. / ve kişisel dipnotum: (only) intelligence is the new sexy.

Senialanaglasınsikiniçalıyabaglasın_yine 'ninni dediğine Katılıyorum,tam olarak o. Ruhu kırmızı olmak..

Ne için lazım olduğuna bağlı.

(dışarıya kapalı yazdığın için rahatça yanıtlıyorum)
abi sen değil miydin, daha bi'kaç ay önce gece vakti tanımadığın birine yardım etmek için saatlerce uğraşan. yol boyunca, bize ve kaç kişiye sürekli bilgi vermek için saatlerini harcayan, tanımadığımız birine önemli bir destekte bulunan. şu an seni iyi hissettirmek için yazmıyorum, tamamen öyle düşündüğüm için belirtiyorum: kesinlikle kendini önemsiz-amaçsız hissedemezsin.

bence hayatımızdaki amaçlar böyle çok sayıda detaydan oluşuyor. bu detaylarda iyi kalabilmek hayattaki güzel kısımlar. ama bahsettiğin belirsizliği hissetmek, bence şu an epey kişinin başına geliyor. bu aralar hem kendim, hem de yakın arkadaşlarımın benzer hallerde olması bir kısırdöngüye bizleri itiyor.

küçük güzel şeylerin olması, nefes alma boşlukları yaratıyor bize ki bence şu kadar kötü durum arasında bunların olduğunu, böyle insanların varlığını bilmek bile güzel. sözlük'ü yıllar önce bırakmıştım, sırf o gün iletişim kurabilmek için tekrar login oldum ve bi'kaç aydır sözlük ve duyuru'da aktif olmaya başladım tekrardan. evet, hayatın içinde olduğu gibi burada da her şeyin anlamsızlaştığı çok konu, entry var ama iletişimi yüksek tutmak, oran olarak düşük olsa da iyi şeylerle olan bağlantımızı daha kolaylaştırıyor. en azından iyi olan şeyler bir şekilde etrafımızda toplanıyor. evet, aynı şeyi tekrarlarsam: hayat böyle böyle nice detay ile anlam kazanıyor. (hafif dağınık bir entry olduysa, şimdiden affola).

durum oradan farklı. hayata devam etmemenin mantıklı olmadığını her zaman düşünürüm. o gün benim tek dayanağım bu olabilirdi, çünkü o arkadaştan çok daha fazla nedenim var aslında.

küçük detaylar haricinde beni mutlu eden bir şey yok, zaten mutlu olmak için bunlardan başka şeylere ihtiyacım da yok. ama gücümü tüketen hayatın genel çerçevesi. amacım ney ki? çok amaçsızmışım gibi geliyor, sevdiğim her şeyi yaparken bile amaçsız hissediyorsam sıkıntı büyükmüş gibi geliyor.

ayrıca o gece o kadar uğraşmamın bir nedeni de, belki de çocukluğumdan beri direğinden sürekli döndüğüm aşamaya gelmiş arkadaşla empati yapmamdı. her dakika o durumda kendimin olduğunu düşündüm. bugüne kadar hiç o son aşamaya gelmedim, geleceğimi de sanmam. her seferinde mantık mukayesesi aynı sonucu veriyor.
ayrıca fiziksel acı çekme ihtimali beni her şeyden caydırır. :)

hangimiz bu durumda değiliz ki hashus, çoğımuz ailemizin ceza olarak ders çalışmaya itmesi ile başlayan süreç, dayatmalı okuma yılları ve hiç de istemediğin bir meslekte, uğraşta ya da hayatta gözünü açıyorsun sonucu ise tatminden epey uzak, boşa çabaladığımızı gösteren sanki loop'a alınmış bir hayat. ama ne var biliyor musun yaşamak, yaşamın içinde olmak ufak detaylarda güzel. çişin geldiğinde işemek gibi, işten dönünce soğuk birayı lıkır lıkır içmek gibi, milli takım maçını bağıra bağıra izlemek gibi..

@thevalentinp
İşin kötü yanı da burada. Asker olmak istedim, denedim. Ayrılmak istedim, ayrıldım. Tazminatımı da kendim ödedim. İnşaat mühendisliğini, sırf deprem mühendisliğinde yüksek lisans yapmak için istedim, her ikisi de oldu.
Bu nereye kadar gidecek peki ben bunu anlamıyorum. Buraya kadar hep istediğim doğrultuda giderek ulaştım, neredeyse hiç destek de görmedim. Çok arkadaşım oldu ama hiçbirini çok yakınıma da sokmadım.

Karşıma çıkan şeyler yıldırmıypr beni, hep istediğim şeyleri, tamamen kendi çabamla yaparken bu kadar boşlukta hissetmek çok acayip yıldırıcı.

dm. @hashus link paylaştım.

survivor gibi yaşıyorsun resmen, kendi isteğiyle askerlik- olmadı ayrıl tazminatı kendin öde, inşaat mühendisliği üzerine deprem yükseği şu zamana kadar çok fazla uğraş vermişsin ve tükenmişlik daha nereye kadar varacak bu diyosun ama cevabını zaten vermişsin
"Bu nereye kadar gidecek peki ben bunu anlamıyorum. Buraya kadar hep istediğim doğrultuda giderek ulaştım, neredeyse hiç destek de görmedim. Çok arkadaşım oldu ama hiçbirini çok yakınıma da sokmadım."

ah be kardeşim keşke soksaydın da ekstra bir dayanağın olsaydı yanında, insanı çevresi geliştirir yetiştirir artık tek başına yaşadığın "wild life 'ı" bırakıp insan içine karışmayı düşünmelisin, düştüğünde seni silkeyelecek, kolundan tutup kaldıracak eş, dost, akraba kim varsa çevrende yanına almalısın. yeterince yormuşsun kendini. ha demiyorum ki herkesle ahbap ol ölç, biç tart işine gelenle beraber ol işine gelmeyene kapıyı göster. yalnızlık allah'a mahsustur be kardeşim.

@theval
Ben aksine eskisi kadar yalnız kalamadığımdan şikayetçiyim. Durum böyle olunca, aldığın kararların hesabını soran kimse olmuyor çevrende.
Şu an 26 yıllık hayatımda, bir insanı hıyarca kırmak dışında keşke dediğim hiçbir kararım yok. Hayatıma insanları sokup keşke diyeceğime, böyle devam etmek daha mantıklı geliyor. Başkaları da keşkeler konusunda böyle midir bilmiyorum ama bence hiç yoktan iyidir bu durum.

Nereye gideceğim bundan sonra, aha insanlara açılıyorum şu anda. :(

gecenin bir vakti tanımadığımız bir kişiye yardım etmek için debelendiğimiz o günü saymazsak, bir iletişimimiz olmadı seninle @hashus.
ama bu konuda ben de senin gibi düşünüyorum. ve hatta yıllar geçtikçe, etrafının kalabalığının artması çok fazla açıdan sorun olabiliyor. yine de keşke'siz yaşamak güzel bir keyif. sırf bu bile yeri geliyor, insanı mutlu edebiliyor.

biliyor musun bara gittiğimde hep o bar taburesinde oturan ve sadece barmenle konuşan yalnız ve cool adam olmak istedim ama beceremedim hiç bir zaman. tek bir girişimim oldu onda da bir arkadaşım gördü beni ve aaa olmaz öyle şey gel şuraya bizimkilerle kaynaş dedi aldı beni her ne kadar ben yalnız kalmak istiyorum birşey deniyorum dememe rağmen, gerçi çok fazla oturamazdım en fazla 1 saat dayanabilirdim sanırım yalnızlığa. demem o ki bunu becerebiliyorsan imrendiğim kısma giriyorsun ve maalesef teknoloji bizi bu yönde ilerletiyor 5 dakika telefona bakılmadan sohbet edilemez hale geldik, ister istemez bağımlıyız bu illete. sen teknolojinin 5 sene sonra yapacağı şeyi yapıp zaten kendin ayrılmışsın kalabalıklarda ki yalnızlık değil senin ki istemli bir geri çekilme. tamam hayatı kendi kararlarınla çek,çevir ama bir ağız dolusu kahkaha için arkadaşlarınla bir araya gel ve beraber olmanın tadını çıkar.

şimdi aklıma geldi geçenlerde okuduğum bir haberde, insanın ne kadar yalnızlaşacağından ve çin'de ki bir örnekten bahsediyordu. çin'de artık insanlar o kadar yanızlaşmış ki, parayla saatlik arkadaş kiralıyorlarmış, cinsel ihtiyaç için değil; bizzat derdini anlatmak, kafa şişirmek, sinemaya gitmek, sarılmak bilimum insana özgü ihtiyaçlar için, bu kadar soyutlamaya gerek yok kendini hayattan.

Malesef arkadaşlarla hiç ayrılamıyoruz ki. Sormadan planlar yapılyor, uygun olmayınca tripler atılıyor. Kimse de sormuyor bir ilin var mı diye. Olay şu, "ya cumartesi geleyim diyorum", e ben evi ayarladım, ödevi tezi programın ötesine attım, bir dr yorgun değilim, bir gelmen kalmış sanki. Sinir oluyorum.

Ve malesef her an neşeli gözüktüğüm, her şeyden mizah çıkardığım için, bir süre gülmeyince hemen neye moralimin bozulduğunu soruyorlar. Yahu 7/24 gülmek zorunda mıyım?
Sorunum bu değil, arkadaşlık değil hayatın gidişatı. İstediklerimi yaparken bile, yaptığım şeylerden emin olamıyorum.

Keşke hep yalnız olabilsem. Yalnız bara gidebilecek biri değilim, sosyal ortamlara yalnız giremem.

@kehanet
Sen alıyorsun beni. En kısa sürede şehir değiştirip tek başıma yaşamaya dönmem gerek.

bara yalnız gitmek/gidebilmek, tercih edilmiş yalnızlığın en keyifli noktalarından biri bence. biraz aşina olduğun bir bara haftaiçi (kısmen daha az insan varken) ve işçıkış saati (pub modu-bir bira içmelik) gitmek bence güzel bir ilk adım olur.

böylece, keşke yalnız olabilsem isteğini bir şekilde yerine getirebilirsin. hem kendinleyken daha rahat hissedersin, hem de başka bir gün arkadaşlarınla bara gittiğin zaman, mecburiyetten onlarla olmadığını bilip cidden onlarla vakit geçirmek istediğini düşünüp daha içten iletişim kurarsın.

arkadaşları tarafından çok sevilen bir tipsin ve her programlarında başrolde yer alıyorsun çoğu insanın isteyipte elde edemediği kıskandığı türden. ama arkadaşlarının senin bir işinin olduğunu düşünemediklerini, kendine ayırdığın ait bir zaman dilimine ortak olmalarından şikayetçisin. genel de bu durumlar kız-erkek ilişkilerinde meydana geliyor, bireyler sürekli beraber vakit geçirme, plan yapma eğilimine girdikleri ve kendi hobilerini, isteklerini gerçekleştiremedikçe de, beraber vakit geçirdikleri onca zaman değersizleşmeye, sıradanlaşmaya başlıyor. daha az zaman harcayıp bunu kaliteli planlı programlı hale sokmak gerekiyor bunu da arkadaşlarının bir kaç buluşma isteğini başka bir programım var diye reddedip, bir tık mesafeyi açmak onları özlemene ve artık programın var mı diye sormalarına sebep olacaktır diye düşünüyorum.

@kehanet, mantıklı ilk fırsatta deneyeceğim.

@thevalentino
Öyle vazgeçilmezlik gibi bir durum yok, yanlış yönlendirmeyeyim. Sıkıntım arkadaşlarda değil, hayattan bıktım, çok sevdiğim okuldan da bıktım.
Açıkçası severek yapacağım bir iş bile gelmiyor aklıma.

bu durum sürekli tartışılan, ama sonuçlanamayan bir konu. natgeo'daki bir belgeselde, bu konudaki en ciddi karşı çıkışın pilotlardan geldiği belirtilmişti.
malezya uçağı kaybolunca da güvenlik-mahremiyet konusu gündeme gelmişti.
genel hatlarıyla fikir vermesi için: www.wired.com

genel olarak pilotlar karşı çıkıyor. özel hayat, vs. bir de çekim yapılması baskı yaratır diye düşünülüyor.

özel hayat sebebi ile konulmuyorsa gerçekten saçma, kokpitte özel hayat mı olurmuş. yapacağı en fazla hostesle sevişmek olur o sesleri de zaten karakutu kaydediyor, ondan rahatsız olmuyorsa kameradan mı oluyor terbiyesiz herif.

@kehanet'in verdiği linkte pilotların kokpit ses kaydedicilere de ilk başlarda karşı çıktığı yazıyor. bence ileride kameralar standart olur.

mevcut sistlele tespit edilemeyip görüntü kaydına ihtiyaç duyulacak bir durum olmuyor da ondan.

uçuş tarihi boyunca düşünün, mevcut karakutu sistemiyle çözülemeyip de "ah keşke pilotların ne yaptığını görebilseydik" denen kaç tane kaza olmuştur ki?

bu fotoğraftaki görsel mi gerekiyor?
yanıt evetse: www.bbc.co.uk adresinde kaydedilebilir görsel mevcut.

Yok onu sadece örnek olarak koydum, başka bir fotoğraf gerekiyor maalesef. Kaydedilebilir olarak bulunmuyor BBC'deki gibi.

sorulan şeyin bu kadar kolay olmayacağını tahmin etmiştim:) yine de belki mobilde falansın ve erişemiyorsan, işine yarayabilir diye gönderdim. kodlardan mutlaka çözülür, biraz daha detay vermen mümkün olursa. yoksa da screenshot is always an option.

Kod buydu da hallettim şimdi : ) malum kişinin fotoğrafı olduğundan çok detay vermek istemedim : )

fbexternal-a.akamaihd.net

yok ben tek sayfa sayıları sağ üstte, çift sayfa sayıları sol üstte nasıl olacak diye sormuştum. açıkladığınız yerleri halletim zaten.

insert > page numbers > alignment > outside.
bu işe yarar mı?

sonunda buldum. bir gün birisine lazım olursa diye yaptığım aşamaları yazayım:

1) tek numara olan sayfanın üst bilgisine tıkla > tek ve çift sayfalarda farklı kutucuğunu işaretle > ekle > sayfa numarası > sağ üst köşe

2) çift numara olan sayfanın üst bilgisine tıkla > tek ve çift sayfalarda farklı kutucuğunu işaretli olması lazım öncekinden > ekle > sayfa numarası > sol üst köşe

youtube videosu da bu www.youtube.com

StayFocusd

muhtemelen yoktur, time machine olan bir makinadan backup'i restore etmek gerekir diye düşünmekteyim

kurtarabilirsin. ama mac ve pc konusunda çok iyi değilsen, risk alma ve bilen birine harici hard diski götür, derim.
yaparım diyorsan, ihtiyacın "HFS explorer" tarzı bir programı PC'ye kurmak. aslında kolay bir işlem, dosyalarını göreceksin, kopyalayacaksın. ama hard disk üzerinde dosyaların konumlarını değiştirirsen, mac os üzerinden de restore etme imkanını kaybedersin.

www.kitapyurdu.com&manufacturer_id=23704

çehov hikayeleri, ingilizceden.
huckleberry finn, ingilizce orjinalinden.

Yormadan kısmı tartışılır ama tanpınar'ın (bkz: huzur )ve (bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)nü öneririm yada ihsan oktay anar'ın (bkz: puslu kıtalar atlası)'nı. Tanpınar'ın başlarda dili ağır gibi gelebilir ama hemen alışılıyor zaten. Cümlenin gidişatı da yardımcı oluyor zaten.

Böyle dönemler için kesinlikle Yalıda Sabah. Nick on numaraymış bu arada :)

ayrıca, puslu kıtalar atlası, bu hafta çizgi roman olarak yayınlanacak. henüz puslu kıtalar'a adım atmadıysan, çizgi romanla başlaman güzel olacaktır.
bir de not: kısa bir süre önce, benzer bir ruh halindeyken, saatleri ayarlama enstitüsü ile huzur'u ardışık okudum. saatleri ayarlama enstitüsü etkisi doğaüstü.

richard adams'dan watership down'ı okuyabilirsin. kendilerine yeni bir yuva kurmaya çalışan bir grup tavşanın başından geçenleri anlatan (bundan biraz daha derin tabii) bir roman. ruh haline uygun, yormaz.

Bozukluklarınız sizde kalsın, bütün para istiyorum bence ama tam bilemedim.

bu ünlü sözü, görseliyle birlikte düşününce anlamlı oluyor. sokakta dilenen bir kişinin elinde tuttuğu kağıtta bu laf yazıyor. kelime oyunu var. bana bozukluklarını (coin, change) verme, değişim (devrim) istiyorum.

konuyu görmeden çok doğru bi şekilde cevap verielemez sanırım bu soruya.bi kısmını yazsan makale mi neyse artık daha iyi olur gibi
edit:enerji iyileştirmesi derim ben de bi düz adam olarak :)

enerji aydınlanması diye düşünüyorum

makale değil, kurgu bir metin. anlatıcı bahsediyor. masadaki insanlar bundan bahsediyormuş. ama yalnızca bu kadar, sonra muhabbet değişiyor zaten. ama burayı uyduramadım, tıkandım :/

orijinali şöyle:
The people at my table begin talking about energy healing.

"şifa enerjisi" diye bir kavram var, buradaki kullanımı o karşılayabilir.

teşekkürler herkese!

başına www de ekleyip deneyin

nayır olmadı hala. bağlantı bozukmuş.

aciliyor gayet. (opendns kullaniyorum)
dns server degistirip deneyin.

ben giriyorum. dns ayarlarınızda falan bir problem olmasın?

8.8.8.8
8.8.4.4

bunları deneyin.

aa niye oldu ama böyle birden.sık sık değiştirmek mi gerekiyor dns'yi. mahk. kararı temizleyicisi (makat) bi işe yaramıyor mu dns de?
ayrıca teşekekkürler..

2-3 gün önce Serdar Kuzuloğlu, kendi twitter'ında bu konuda açıklama yapmıştı. server taşımışlar, DNS güncellemesi ile ilgili bir sorundur sende açılmıyor olması.

xing ve linkedin kullanmayı denedin mi?
IK'cı insanlar genelde o ağlara üye oluyorlar.
kolay gelsin.

malesef o sitelerde bulamadım. :(

milli kütüphane'nin geniş bir arşivi var. bakabilirsiniz.

aslında en basit çözüm gazetenin kendi arşivleridir, ama gazete seninle ilgilenmediyse; medya takip ajanslarından faydalanabilirsin. bu ajanslar genellikle istanbul'da olsalar da, ankara'da medya takip merkezi'nin (MTM) şubesi var.
oraya bir sor bakalım; ne diyecekler, kaç para isteyecekler...

@brkylmz, arsive girmemistir diye dusunuyorum ama yine de bakıcam.
@delirttiniz lan beni,internet sitesi paralı üyelik istiyor tüm haberlere, yazılara erişim için ki zaten basılı sayıya ihtiyacım var benim.
@kehanet, son çare ankara temsilciliği'ni arıycam artık. ancak MTM çözüm olabilir sağolun.

Çoğunluğu açıktır. En kötü ihtimalle Kapalıçarşı. Cumartesileri de akşam 5-6 ya kadar açık.

Alışveriş merkezlerindeki kuyumcular cumartesi ve pazar günleri de açıktır.

pzar günü kapalı olur sadece. döviz bozdurmak için iyi oluyo.

@boilteau;
kapalıçarşıda çoğu yer cumartesileri de 5-6ya kadar açıktır.

En çok satış yaptıkları gün zaten Cumartesi. Alışveriş merkezlerindeki kuyumcuların çoğu pazar günü de açık.

iki hafta önce aynı sorunu biz de yaşadık, bir düğüne gitmeden önce.
alışveriş merkezlerinde genelde atasay gibi markalı yerler oluyor ve onlarda da klasik küçük altın, küçüğün bi' büyüğü gibi altınlar satılmıyor.

capitol (altunizade) alışveriş merkezi'nde otopark katında döviz bürosu var. onlar klasik tarzda yuvarlak altın satıyorlardı. ayrıca, daha modern :p olmak istersen ki biz öyle yaptık, altın sertifikası gibi şeyler satılıyor atasay'da.

düğüne gideceklere yardımcı olması dileğiyle :)

Düşündüm ama suan elimde o uzunlukta bi hoporlor yok ve yarina kadar telefonun sarzi bitmiş olucak az bi şarzi vardi

odadaki veya masadaki kitap, dergi yığınlarının arasına saklanıyorlar, bazen de mutfakta falan unutulmuş oluyorlar. bir öneri...

Askerdeyken çok başıma geliyodu ufak radyo fln varsa çalışır haldeyken çaldır işte o ara elinde radyoyla dolaş olduğunu zannettiğin yerlere fln yakınlaştır ztn radyo ötmeye başlar.

laptop kontrolü dedikleri şeyde bilgisayardaki dosyalara bakmıyorlar, için rahat olsun.
bilgisayar yoğun bir metal yığını olduğu için, x-ray cihazından geçerken içini göremiyorlar. o yüzden merak ediyorlar, bu şahıs laptop kılığında başka bi'şey mi taşıyor diye... sadece bilgisayarı çalıştırsan ve ekranda windows logosunu görseler, yeterli.

ben hızlı olması için, bilgisayarı uyku (sleep) modunda kapatıyorum, böylece hemen açıp gösterebiliyorum.

çoğu zaman açtırmıyolar bile. son iki aydır havaalanları ikinci evim oldu ama bi kere bile bilgisayarı açmamı istemediler, sadece x-rayden geçiriyolar.

kullanabilirsiniz gayet ya rapid. sonuçta rapid'de sadece korsan bazlı şeyler yok. onların da görebileceği tek şey download miktarınız..

korsan her yerde=)

ya bakan insanlar lise mezunu bile değil bazen, elifi görse mertek sanır, ne görecek de ne anlayacak--bilgisayar mı yoksa başka şey mi diye bakıyorlar.

geçen sene bu konuda uluslararası bir sempozyum düzenlenmişti. deniz fenerinin bir organizasyonuydu. konuyla ilgili başka stk'ların da katkısı vardı oraya. o sempozyumun çıktılarını edinmeye çalışın.

Bu ayın birikim dergisini alın, "yoksulluk ve mücadele stratejileri" konulu birçok yazı var.

kablosuz ağ parolasını kırmak zor bir şey değil. Arkadaşım linux işletim sistemi kullanıyor ve internete para vermiyor.

mac filtre koyduktan sonra parola olmasa da olur. sen de öyle yapmalısın, hem daha pratik hem daha kolay hem daa güvenli.

Sadece internette dolaşmak bile günde 100 mb kota götürüyormuş. Ben de bağlantılarımdan farkettim. Ama bu gerçekten abartı olmuş. Veri alışverişi yapan bir virüs olabilir mesela? Ya da şifre basitse gerçekten kırılmış olması muhtemel.

@Kazmapolitan wpa veyahut wpa2 şifreyi kıran arkadaşına selam ediyor ve çevremdeki bir pc'nin şifresini kırması halinde ufak çaplı bir hediye almayı vaadediyorum.

@desdinova mac adresini değiştirip kablosuz ağa müdahil olmak mümkün.

mac adresini değiştirmek şifre kırmakla kıyaslanamayacak kadar kolay..

soyle bir sey yapabilirsin. ttnet su anda sinirsiz 1mb baglanti 45 lira. kotani her gun kontrol et baktin ayin daha ortasi ve 4 gb i gecmek uzeresin. hemen ttnet git veya ara sinirsiza gec. o gun itibariyle faturan kesilir ve 1 saat icinde de sinirsiza gecmis olursun. gene zararin var ama 15 lira. simdi faturan 170 milyon gelecek...

faturan 170 TL gelmeyecek, bastan onu soyleyip seni biraz rahatlatayim.
tuketiciyi kismen koruyan soyle bir madde var: ** Limitli paketlere abone olan müşterilerimize faturalanacak aylık toplam ücret (aylık ücret + kota aşım ücreti), aynı hızdaki limitsiz paketin aylık ücretinin % 25 fazlasını aşamaz.

cesitli defalar da aciklandigi uzere: wpa veya wpa2 sifre koy, ag adini gizle, mac filtre koy (ki bunlari yapmak en fazla 10 dk alir), sonra bir derdin kalmaz. yok halen internet patir patir gidiyorsa, virus vardir bir yerlerde.

öncelikle derdimi yanlış anlattım sanırım. kotam sınırsız o konuda bir sorunum yok. bir apartmanda oturmuyorum ve komşularımız yaşlı başlı emekli insanlardan oluşuyor. sanırım bir virüs olabilir. peki bu virüsü bulup yok etmem için hangi programı önerirsiniz?

(bkz: combofix)