galaxy s3

"Galaxy S III, 8 megapiksellik bir kamerayla geliyor ve otomatik odaklanma, coğrafi etiketleme, dokunarak odaklanma, imaj stabilizasyonu ve 1080p video yakalama gibi özelliklere sahip"

8 MP kameralı bir çok telefon mevcut. ben de iphone 4s dicem şimdi ama fiyat aralığın vardır elbet. nedir?

4s tek geçerim türkiye garantisizleri 1400e satıyorlar. s3 ve aynı değerdeki diğer androidli cihazlar 2000 lira civarı.

400-700 civarı sayılabilir. yüksek piksel sayısı değil aslında kastım, videonun akıcılığı, renk canlılığı falan iyi sayılacak bir telefon. bir de fotograf değil video için istiyorum.
evet iphone gerçekten iyi video bakımından ama pahalı geliyor. bu aralar daha uygun ve ona yakın bir telefon bulursam daha iyi olur sanırım, belki daha sonra iphone.

1080p 30fps çekiyor. ışığın az olduğu ortamlarda bile gayet yeterli. ayrıca ios ile çok hızlı şekilde videoyu editleyebiliyorsun.

12 mp ile n8 en iyisi ama telefon beş kuruş etmez. evde yatıyor şu an .

kimse sony xperia s dememiş. 12mp full hd kamera var alette. ha kullanıcısı değilim ama Türkiye'de en çok satan 2.mağazadayım :) sony handcamlerde ve cybershotlarda kullanılan exmor lens kullanılıyor.

Valla tek derdin kamera ise ve gerisi önemsizse Nokia N8'e bakabilirsin; eski alettir ama kamera kalitesine ulasabilen daha cikmadi. Param var diyorsan Samsung Galaxy SIII akar tabi...

(bkz: go pro)

evet fiyatı dışında tam istediğim gibi birşeymiş :) farklı önerisi olan var mı?

vampir var. hırsız-polis gibi neredeyse belki de aynısı bilmiyorum tam :)
hiçbir materyale gerek yok, gözler kapanıp açılıyo. sonra hararetli tartışmalarla vampiri bulmaya çalışmaca.

verdim cevabımı tekrardan, düzeltebilirsin :) es'yi de düzenleden kapatabilirdin hattaa

saol, evet yeni gördüm ;)

ayrıca şöyle birşeyler buldum çeşit çeşit varmış
en.wikipedia.org

teşekkürler, bunlar yeterli şimdilik, linklerle beraber baya aktivite oluyor ;)

rmp round per minute demek. dakikadaki dönüş hızı yani. çok hızlı dönerse daha çabuk okunur.

500 gb alacaksanız bir yıldır kullandığım ve gayet memnun olduğum, duyuruda çok kez aynı cevabı verdiğim markayı tavsiye edebilirim. iomega 500gb.lık prestige modelini kullanıyorum. bu ürünü kaldığım öğrenci yurdunda bir arkadaşta görmüştüm. tüm yurdun ortak malı olmuştu neredeyse, gayet hor kullanılıyor ve yere düşse dahi çalışıyordu. hala da çalışıyor.

yav belirtmemişim de, sabit diski kastetmiştim esasında :) iomega'ya bakıyorum bu arada yine de.

nereye düşüyor fiyatları?! yok öyle birşey!

halen fiyatlar uçurum. geçen yıla göre 2 kat pahalı!

yav ahahaha ben "fiyatlar acaip uçmuş" yazacaktım ama ellerim ayrı yazmış yeni farkettim. kusura bakmayın ahahahahah

genelde masanın üzerinde sabit olarak duracaksa, yılda max birkaç gün taşınacaksa 7200 rpm (3.5 inç) alın bence. daha ucuz ve daha hızlı. ama yok ben sürekli taşırım derseniz 5400 rpm (2.5 inç) daha iyi olacaktır.
cache olayı da hard diski depolama amaçlı kullanacaksanız o kadar da önemli değil.
marka western digital ya da seagate.

sabit disk alıcam. bilgisayar için. taşınabilir disk değil. sabit disk.

he o zaman 7200 rpm 64 mb cache olanlara bakın. western digital caviar green olabilir.
üzerine biraz daha para koyabilirseniz ssd alın.

japonya'da bir ara hdd fabrikalarini sel mi basti oyle bir olay oldu, o gun bugun fiyatlar halen kendine gelemedi.

bu harddisk fiyatları yazın sonuna dogru dususe gececek diye duymustum ama bilemiyorum.

laptop için alacaksanız 5400rpm tavsiye ederim, şarj ve ısı açısından. kaynağım yok ama bana öyle geliyor :)

google presentation var online olarak.

prezi

+1 prezi

evet asus veya acer'in i5/i7 işlemcili laptopları da var bu fiyata.
ama onları bi kenara bırakıp sadece bu laptop için konuşursak; yukarıda saydığım işlemleri bu makineyle rahatça yapmak mümkün müdür?

adobe after effects ve illustratorı rahat çalıştırır tabi dediğiniz ölçülerde de bi sıkıntı olmaz, ama photoshopta o boyda bir afiş sıkıntı olabilir her zaman.(piksel vs vektörel)
aynı paraya daha düşük hdd kapasitesi olan ama işlemcisi daha iyi olan bir bilgisayar bulabilirsiniz kolayca.
www.cpubenchmark.net bu siteden ekran kartlarını ve işlemcileri karşılaştırabilrsiniz.

@k4lem peki işlemcide bir sıkıntı var mı? yani i3 bana biraz düşük gibi geldi. i5 veya i7 işlemcilere mi bakmalıyız?

evet, daha iyi işlemciler daha iyi olur mesela i5 2430m'ler bu ara popüler, i3 2350m'e göre daha iyi bir işlemci.daha iyisini istiyorsanız i7lere bakın.

@want2die dell hiç bakmadım. ama bakacağım tavsiyenden sonra:)
neden acer'i salla dedin?

www.pcdepo.com

ben geçen ay aldım bundan, çok memnunum. hem de verdiğin linkten daha ucuz.

@barki verdiğin linkteki laptopun yorumlarında tüm adobe programlarını açıp (yaklaşık 20 civarı) tasarım yaptığını ve hiç kasma yaşamadığını söyleyen bir arkadaş var :) ne kadar gerçekçi acaba?
bir de bu freedos'muş. ubuntu mu kursak hehe.

@dierache şu an o laptoptan yazıyorum ve baya hızlı alet. adobe ürünleriyle alakam olmamasına rağmen şu ana kadar gta iv, crysis 2, metro 2033 dahil son dönemde çıkmış tüm oyunları kasmadan yeterli ayarda oynayabiliyorum.

dip not: aldığım gibi windows 7 ultimate 64 bit kurdum, yanında kalan driver cd sinden bütün driverlarını yüklüyor zaten.

evet fotmat atmış oluyosun.ben eski doyaları açmadan silmeni öneririm, eğer hangi dosyalardan virüs bulaştığını bilmiyorsan herhengi birilerinde olabilir çünkü. detaylı bilgiyi linklerden alabilirsin.

www.google.com.tr


windows.microsoft.com

teşekkürler k4l3m

ölçüler gerekli tabi, mimari teknik çizim olabilir elle metreyle falan ölçebilirsin vs.

yalnız söyleyeceğim şu kabaca verirsen sonuç da kabaca olur, ince işçilik istiyosan detay vermen gerekiyor, tabi fiyat da bunlara göre kabaca ucuz olur detaylı iş pahalı olur.

pire için yorgan yakmak bu senin istediğin...

yaptığım iş bir web sitesi, ve tüm görseller kaliteli iken binanın fotğorafı berbat olsun istemiyorum. binanın sadece ölçülerini ve 4 cephe fotoğrafını versem çizilebilir mi? yakın plan kullanılmayacak. yaklaşık olarak şu profilde ve büyüklükte kullanıalcak: home-remodeling-pic.com

ama tabi yapmışken ileride başka işlerde de kullanılmak istenebilir. o nedenle duvar dokuları, renkler, render falan gerçekçi olursa iyi tabi.

o paraya profesyonel bir fotoğrafçıya çektir.
O gerekirse paraşütle atlar. 4 Taraflı foto ile olmaz.
olur da olan şey seni tatmin etmez...

2 boyut çizimleri olsa ben çizerdim sana amma velakin işi profesyonelce istiyorsun, fotolarla olmaz direk ölçü alınması gerekir, binadaki girinti çıkıntıları hesaplamak gerekir.

Fiyatını bilemicem ama gerekenler bunlar.

ne tarz birşeyler istediğinizi açıklamadığınızdan mağaza markaönermemiz çok zor.

o yüzden mesela sıhhiye tarafında ifaiye meydanında spotçularda ikinci el ve spot ürünler bakabilirsiniz ucuzyollu. çayyolu tarafında da anse mobilya avm var ora mobilya için fazlaca mağaza var gidip istediğinizden beğenebilirsiniz.kolay gelsin.

evet hiç bilgi vermemişim :) 2. el falan olmayacak. kampanya falan olan bildiğiniz yerler vardır belki diye sormuştum.

halılar çok kaliteli veya pahalı (royal falan) olamasa da olur. 2 tane 6 m2, 2 tane 3 m2 alacağız. toplam 1200-1300 tl verebilirim. açık kahve veya krem tonlarında shaggy olmayan sadece bir şey arıyoruz.

yemek masası 6 veya 8 kişilik yine sade bir model. sağlam olsun yeterli.

yatak yaysız orta sertlikte olacak :) 500 tl civarı verebilirim.

fiyat aralığını yazmamışsın

param var diyosan www.elmasepeti.com

param az diyosan www.elmasepeti.com

sennheiserin kulaklıkları her seviyede tatminkar sonuc veriyor. ayrıca arkdasın verdiği linkteki cx 150 70 kusur lira gorunmus ankrada mediamarktlarda 20 30 lira falandı araştırabi,lirsin onu.

adobe after effets.

fotografları import ederken "jpeg sequence" checkbox'unu işaretlersen seçili resimleri movie gibi import edecektir, onun üstünden oynama yapabilirsin.

monkeyjam

monkeyjam iyidir.

blue mountain state
entourage

(bkz: The extras)

coupling

it crowd

hung

hung, coupling, entourage ve friends'i izleyip sevmemiştim ondan yazmadım.

(bkz: spaced)

how to make it in america da iyidir. yalnız hali hazırda 2 sezon ve her sezon 8 bölüm. bir bölüm de 20 dakika. üzüküyoruz.

Community. Çok seveceksin harbi.

süresini hatırlamıyorum ama friends çok güzel dizidir

death note (anime) şiddetle tavsiye edilir

the it crowd çok iyi. otobüste durakte kütüphanede falan dikkat et sesli güldürür :)

yazilmayan komediler/kisa diziler:
parks & recreation (baslari bayabilir)
30 rock
an idiot abroad (biraz gezi programi gibi, ama komik)
him & her (herkese uygun degil)
misfits (heroes'un adam gibi olani, genclik menclik ama)
sugar rush (lezzo tandansli genclik dizisi)

bunlar disinda yukarida yazilanlardan mutlaka:
community
entourage (californication havasi var)
spaced
coupling
it crowd
friends (eski gelebilir artik)

edit: modern family ve new girl silindi, spaced eklendi.

kullanmadım ama bir zamanlar wake-on-lan diye bir mevzu vardı. onu bir araştırabilirsin.

bazı anakartların bios ayarlarında da var o istediğin saatte açılma olayı. kurcala biraz belki seninkinde de vardır.

oibs3.metu.edu.tr

burdan bölüm seçerek açılacak dersleri görebilirsiniz. herkese açık. ders seçip course infoya basarsanız da hangi hocanın verdiğini görüyorsunuz.

/server irc.cinematik.net

/s irc.... de kafidir
/j #xx yaparak da kanala girebilililibilbilrsin.

dyson o :)

ben de 2 yıldır buradaki teknoloji mağazasında zaman zaman inceliyorum bunu.

pervanesi yok, şekli var. bak vantilatörüm var ama pervanesiz diye sağa sola hava atıyorsun, bu. başka bir olayı da yok.

sessiz, tehlikesiz, temiz, estetik ve fontsiyonel. ufonun iyonlu hava üfleyen garabetlerindenden iyi. yurtdışında 300$ imiş.

hiçbir özelliği yok, parası çok aklı yok olanlara hitap eden mal mal ürünler katagorisinin bir ürünü..

al 400 liraya bi beko, arçelik klima illa serinlik istersen

havayı çoğaltma teknolojisi nedir bu arada? özelliklerinde söylüyor. nasıl çalışıyor bu meret?

hah buldum böyle çalışıyormuş:
electronics.howstuffworks.com

dyaon' ın elektrik süpürgelerine bakmıştım, 1500 teleye kadar çıkıyodu. sora aldım bi' hoover aslannar gibi dörttüz kiyaaat. bu da öle bi' şey olsa gerek.

pahalı vantilatörler 2 yıl ucuzlar 1 yıl dayanıyor. migrostan falan alın bir tane 20 tlye.

Arçelik'in bir vantilatörünü almıştım, 2 sene sonra motoru yandı, bobinajcıya gidip sardırdım yaklaşık 10 senedir bana mısın demiyor. Yavşak üreticiler bilerek dayanıksız yapıyorlar.

dyson'un çok güzel bi pervanesiz fanı var bulursan onu alabilirsib.çok iyidir.

raks da iyidir

bizde blue house var, kaç senedir tık demedi.
ama şimdi olsa ionizer mi ne öyle bi aletler var değişik, onlar güzel galiba da tuzlu tabi.

www.google.com.tr

şu aramayla bişeyler bulabilirsin belki.

(bkz: circle dock)

imageshack.us

ne için olduğunu söylersen daha iyi olabilir.

düğün hediyesi sabittir. durumuna göre, çekrek yarımi, tam, 5i bi...

Altın iyidir, havalıdır. çeyrekten başlar bileziğe kadar yolu var. Maddi imkanlarınız ve yakınlık derecenize göre karar verebilirsiniz.
Düğün hediyesi amerikan filmlerinde oluyor, bize gitmez. çok net bir ev eşyası ihtiyacını biliyorsanız o ayrı.

kırmızı hap.

üzgünüm ama gerçek hayata hoş geldiniz. her çalışanın sıkıntısı o sıradanlık.
yine de yaratabildiğin tüm boş zamanlarında zevk aldığın şeyleri yap!
kaçış yok yani zevk almanın yollarini bul!

O zaman müzik yap arkadaş. Hayat bu yani.

Ya da çok sağlam bi yere gireceksin, kafana göre takılacaksın. Şu an staj yaptığım yerde işe saat 11'den geç olmamak kaydıyla istediğin an gelebiliyorsun, istediin zaman çıkabiliyorsun, işler bitmiş olsun yeter. Firma da bayaa taşaklı yani ona rağmen düşün.

Niye tersliyosunuz yeaa :( insan azıcık şefkatle yaklaşır.

aga birebir aynı dertten muzdaribim. arada iş çıkışı bira içmek biraz faydalı geliyor. biraz ayıltıyor insanı. onun dışında bi bok yapamıyorum.

o kadar da kötü değil bence. 3 yıldır sabah 9 akşam 6 bir işte çalışıyorum. ilk sene bende ot gibi yaşamaya başlamıştım. ama zamanla bu tempoya ayak uyduruyorsun. Tabi her gece bir etkinlik olamaz. bitersin. cuma mübarek gündür benim için. hem ben akşam işten çıkıp eve gidip tekrar hazırlanıp dışarı çıktığım çok hafta içi bilirim. şunu da unutmamak lazım ki paran olmazsa vakit ayırmana gerek kalacak aktivitelerde bulunamazsın zaten. Kısıtlı zaman+para>bol zaman+ kısıtlı para. budur denklem hocam! önemli olan neyle tatmin olduğun. ben para dolayısıyla kariyerle tatmin olanlardanım. sen hayalinin peşinden giderek bu hayatı daha çekilir kılacağına inanıyorsan öyle yap.

benzer durumdayım, devrim gerek :))

bağların yoksa araya yurtdışı falan sokmayı deneyebilirsin, staj falan deyip kaçmakta fayda var bence. arada bir nefes almış olursun belki.

Şu 8 5'i ne kadar abartıyorlar yahu. Ben ilk defa geçen yaz çalışmıştım 3.5 aylığına. Sabah 10 da başlayıp gece 1 bazen 2 de biten ve çalışırken değil oturamadığın arkana yaslanamadığın bir işti. O günlerde ileride yapacağım daimi işleri düşündüm de abi 8-5 nedir ya. Ofiste çalışyosan gün boyu oturuyosun zaten.
Bir ben mi böyle iyimserim bilmiyorum tabi.

@redd

anlatmak istediğimi bir kalıba uydurmak amacıyla öyle dedim. temsili olarak... yoksa sekizi çıkar onu koy, beşi çıkar gece on ikiyi koy.

öğrencilik güzel sorası boktan, alıştır buna kendini.. işte kazandığın parayla da bayramlarda filan tatile gidersin, o kadar, bu arada biz 8-6 çalışıyoz :)

aynı durumdayım seninle. zaten biliyordum iş hayatının böyle bişey olduğunu ama stajda bir aylığına da olsa yaşamak apayrıydı, hayattan soğudum yeminle. ya buna katlanacaksın, ya proje bazlı/freelance falan bişeyler bulacaksın ya da roket adamın dediği gibi bir yer olacak ama türkiyede öyle bi yer bulma ihtimalin bence çok düşük. sana böyle seçenekleri yazdım ama ben ne bok yiyeceğim hiç bilmiyorum:)

eskiden günde 10-11 saat calisirdim eve gelirdim dus alirdim sonra disari cikardim gezer tozar icer yerdim az biraz uyurdum sonra sabah cap canli ise giderdim. tabi o zamanlar spor da yapiyordum, spor yapiyorum dedigim haftada bir iki kez hali sahada top oynardim.

neyse zaman gecti su bu derken hem baska ise basladim hem de günde 8 saat calismaya basladim ama hayvan gibi yorgun geliyorum eve. doktor bir arkadasa sordum bu ne lan dedim, dedi ki abi hep ayni kaslarini kullaniyorsun, vücudun dinc degil, 8 saat sadece otursan bile oturmaktan yorulursun dedi, az biraz spor yap yavas yavas düzelirsin dedi, ben de kendimi kastim hayvan gibi yorgun olmama ragmen eve geldigimde biraz agirlik calistim 5-10 dakika en fazla. ama farkli kaslarimi kullaniyordum (belkide sadece psikolojiktir bu).

aradan yine zaman gecti geldik simdiye; günde 8 saat calisiyorum bazen 8 saat ayakta geciyor bazen 1-2 saati otururarak geciyor ama en az 6 saat kosturuyorum mutfagin icinde (asciyim).

eve geliyorum aksam 6 da ve daha önümde kocaman gün var diyorum.

özet; spor yap.

kendi hayatını başka biri gibi yaşamak isterken zaman tükenip gidecek ve işin ironik tarafı, geriye dönüp baktığında, yaşadığın hayatın zaten sana ait olmadığını görmek olacak. hep kendinden eksik, hep tam olarak kendin gibi olamadığın bir hayat yaşayıp sonuçta aslında herkes gibi yaşadığını gördüğünde amınakoyayımbenböyleişin deyip balığa çıkacaksın. rastgele.

Yurtdışında staj yap diyen arkadaşa, ben de yurtdışında staj yapıyorum ama rahatlama diye bir olay yok. Evet saat 10'da işe gidebiliyorum ama akşam 9.30'da işten çıktığım da çok oldu :)

Rahatlamak istiyorsan erasmus yap derim :)

bu daha başlangıçç

özelde az zamanın ama çok paran, kamuda az paran ama çok zamanın olur. bende bu konuyu zamanında çok düşünmüş olup, hele ki özel sektörde çalışan bazı arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla akşam kasayı kapatıp işten çıkmamız 10'u buluyor. özel hayat diye bir şey kalmadı. işten eve evden işe bir pazarımız kaldı onda da evde dinlenerek geçiriyoruz derlerdi ve bende iyice hezeyana kapılırdım. maslow'unda dediği gibi insanı güdülemek için bazı nedenler olması lazım ki bu sabah 9 akşam 6 hayatı çekilir kılınsın. bu ofis ortamıysa ofisteki güzel bayanlar olur, ne bileyim her ay sonu hesabına yatan yeşil yeşil tllerin çokluğu ve çekiciliği olur bunun gibi şeyler. işini sevmek önemlidir bu noktada. günün yarısından fazlasını işinde geçiriyorsun, veya geçireceksin. en iyi ihtimalle özel sektörde mesai bitimi 6 olan bir iş bulsan bile saat 6'dan sonra kendine 4-5 saat kalıyor. eğer yaptığın işini sevmezsen ve ayakların her gün geri geri gidiyorsa sokakta şarapçı ol daha hayırlı olur senin için çünkü mutlu olursun.

bir gün 2001 yılından sonra ilk defa amerikadan kuzenim geldi ve onunla muhabbet ettikten sonra bir parça rahatladım. sordum bir günü amerikalılar nasıl geçiriyor diye? burada hafta içi hiç aktivite olmaz. harfta içi herkes işinde gücündedir. adamın altında ferrariyle işine gider ama sadece işine gitmek için arabayı kullanır. bizim türkiye'de apaçi kültüründekiler gibi kıytırık bir doblo veya hafif süslenmiş tipo ile aynı caddede 10 defa tur atmaz ki adamın altında ferrari olmasına rağmen dedi. herkes hafta sonu eğlenir onda da amerikalıların pazar eğlencesi şöyledir. sabah kiliseye gidiş ondan sonrada ya beyzbol, ya amerikan futbolu izleyim çimlerde barbekü yapmaktır dedi. benim için burada sihirli kelime ''hafta içi full business, hafta sonu eğlence'' kısmı oldu.

işte seni bilmem ama benim için bu güdülenme olayı şunlar olmalıdır ki bünyemi artık gerçek hayata alıştırıp matrixten çıkayım.

1-paranın cazibeliği olur. ilk iş hayatımda aldığım ilk maaşın hazzı ap ayrıydı. hakikaten harcamaya kıyamayıp o parayı ay sonu elimde gördüğümde bütün ayın o yorgunluğu, sniri, stresi uçup gitmişti. işte bu noktada da 650 tl maaş insanda pek güdüleme yapamayabilir. ha alırsan 3.5oo tl roket etkisi yapar ama onun da maliyetleri olur. bütün yaz çalışırsın yazın 15 günlük tatilinde her sene ya 1 hafta alanyaya giderim, ya da bazı tanıdıklarımın yaptığı üzere her yaz ispanya, ingiltere, fransa, hırvatistan, rusya gibi çeşitli ülkelere giderek yılın stresini tatille ve o parayla atmaya çalışırım.
2-ölümü görüp sıtmaya razı olarak güdülenme. ölümü görüp sıtmaya razı olmayı istememk sıtmadan pansumanla kurtulmak pek olası değil. bu yüzden bizzat abimin çalıştığı tv ve dizi sektöründe gece 2-3'te gelip 4 saat uyuyup tekrar 7'de sete giderk bir çalışma temposuna şahit olup cumartesi yarım günlü 8.30-18.30'lu işe razı olmak.
3-insanın hayatını devam ettirmesi için gereken 1. hiyerarşik ihtiyaçlardan olan barınma, yemek içmek, ve cinsellikle aşk ihtiyaçlarını doyurmak. barınma ve yemek içme kolay ve geriye kalan sosyalleşme ile cilveleşme işini de şöyle halletmek. evlenip bir yuva kurarak akşam işten çıktığında barlarda cafelerde aşk peşinde koşacağına evde eşinle yemekten sonra oynaşır, cilveleşir ve cinsellik ihtiyacını da doyurduğunda yaşam daha zevkli hale gelebilir.
4- son olarakta pollyanna güdülenmesi. öyle enerjik ve atom karınca misali insanlar tanıyorum ki adamın akşam mesaiden kaçta çıktığına hiç takmıyor. full sosyal hayatına ve sosyalleşmeye devam ediyor. hafta içi işten çıkıp her akşam ayrı bir aktiviteye katılıp danslara gitmek, eğlencelere cafelere barlara gidip gecelere kadar takılmak. akşamda 12-1de eve gelip uyuyup sabah 7de kalkıp tekrar işe giden ama genede mutlu olan insanlara nominal çapa atmak.

son olarak benim bünyeme de iş ve çalışmak ters olduğu için büyük konuşmam ama aylık 2.5oo tl maaşa karşılık kendime daha az sosyal hayat ayırarak bir yaşam mı yoksa memur kafası yaşayarak sabah 8- akşam 5 de çıkıp kendime daha çok sosyal zaman ayırıp daha az parayla ama daha mutlu bir yaşam mı tercih ederim? sanırım ben büyük denizde küçük balık olmaktansa küçük denizde büyük balık olmayı yeğlerim. az param ama daha çok sosyal hayatım olsun...