efendim, msn'de o kadar konuşup ardından "git duyuru'ya yaz." dedikten sonra sizi cevaplayan ilk kişi olmam sizi derin ıstıraba gark edebilir, daha baştan özür dileyeyim ancak belki başka merak edenler de vardır, ben kısaca bulduğumu ettiğimi türkçeleştirmeye çalışayım:
sözlükte
berber kazığı diye geçen, ama kimsenin bu manasıyla tanımlamadığı şey olsa gerek sizin aradığınız. ingilizcesi "barber's pole".
bilirsiniz, bizde berberlerin saç tıraşından kelli
diş çekme,
hacemat gibi hizmetleri de mevcuttu. artık diş çekme işini, sanki ayrı bir uzmanlıkmış gibi "diş mütehassısı" denen şahıslar üstlendi. (bkz:
anti-dentist) ancak hacemat yapan berberlere rastlamak hâlâ mümkün.
aynı şekilde avrupa'da da berberler
bloodletting denilen,
kan aldırma hizmetini de sunarlarmış müşterilerine. tarihsel olarak hacemat gibi, bünyeye iyi geldiğine inanılan bir işlem bu.
berber kazığı da, bu hizmetin bir sembolü, müşterilerin kan akışına reaksiyon göstermemesi, metin olması için bir cesaretlendiri imiş. kırmızı ve beyaz bantlar kanlı ve temiz bandajların temsil edermiş. peki mavi niye diye sorarsanız, ben damar derdim ama wikipedia demiyor, sallamış olmayayım. anlatıya göre, bu döner de döner gel sana şeker vericem'lerin ortaya çıkışında, kuruması için dükkanın önüne asılan bandajların rüzgarda raksı vesile olmuş.
kendimi sunay akın gibi hissettim anasını satayım. jilet'in de aslında başarısız bir edebiyatçı olduğunu biliyoruz, evet. düldül?