küçük ses kayıt cihazları var onlardan alıp kanepelerin için tv nin arkasına saksıların içine falan gizleyebilirsiniz. ama sonuç alacağınızı sanmam. elinizde 8-10 saatlik kayıt olacak. bi de bakıcılar çocukla hiç konuşmuyorlar genelde :((

uzaktan da cepten de izleyebileceginiz kamera kurun ama bunu kesinlikle bakiciniza da soyleyin. Gizlice ses cihazi koymak hic ama hic etik degil. Belki cok ozel bir telefon konusmasi yapacak ve bunu siz dinleyeceksiniz. Sonucta calisaniniz da olsa oda bir insan!!

oscar +1

cocugun davranislarini merak ettiginizi soyleyip bu yuzden kamera ya da dinleme aleti koydugunuzu soylemek kaydiyla yapabilirsiniz. onun disinda etik degil. ustelik suc.

@e haliyle
anladığım kadarıyla bakıcının evi değil, soruyu soranın kendi evi.

@cornellius, kahvem gelmis, affola...

Ewet bencede etik degil ama baska turlu anlasilmiyo cocukla nasil ilgilendigi.bana anlatirken guzel ama isin asli gercekten oyle mi bilemiyosunuz.gecen gun bi yalanini yakaladim ondan sonra bunu yapmayi dusunmeye basladim zaten.kaledekiyalnizlik bu cihazlari nerden temin edebilirim, yasadigim yer kucuk netten falan alabilir miyim ki?

neden kamera düşünmüyorsunuz? bir ip kamera kurmak bu devirde çok da zor olmasa gerek.

Gizlice ses cihazi koymak hic etik olmamakla birlikte 1,5 yasindaki cocugunuzun kesinlikle bu etikten daha onemli oldugunu dusunuyorum. Cin sitelerinde bu cihazlardan vardi, cin alisveris sitelerinden bakabilirsiniz, aliexpress.com, banggood.com gibi. Ama dandik cihazlar tabii ki bunlar.
Bakiciniza bilgi vererek kamera koymak da iyi fikir. Etik boyutunu da cozmus olursunuz.

Çamur gibi göstermek kaydıyla 1 veya 4 kameralı bundlelar satılıyor. 640x480 gibi çözünürlüklerde çeker, Youtube'dan bakabilirsiniz. Onlardan kurmanız daha mantıklı.

hiç kullanılmamış araba değil mi yanlış olmasın?
sana ayıplı mal satılmış, davayı kazanamazsan ayıp.

durum nasil olmus ? Fabrikada aracin kapisina bir sey carpmis onlarda boyamis mi kapiyi tekrar ? En saglam yolu su;

mobile.twitter.com

Ali haydar bey toyota ulke muduru ve cok iyi biridir, kendisine bu olayi kisaca anlatan bir tweet atin derim,

arkadaşlar aracı aldım ve 1 yıl kullandıktan sonra tesadüfen anlaşıldı değişmiş olduğu. ali haydar bey'e yazdım çok kibar bir şekilde durumu söyledim. zaten ondan sonra 0216'lı bir numaradan öznur isimli biri arayıp 1000TL ancak verebileceklerini ek olarak değişmiş değil boyalı olduğunu ve standartlara uygun olduğunu söylediler. ne olduğunu bilmiyorum. sonrasında ali haydar bey beni engelledi instagram hesabından. :) eksper incelemesi gözümün önünde yapıldı. diğer kapılar 80-90 ama sağ ön kapı 380-390 çıkıyor micron değerleri.

sozluge tasi. ali haydar midir nedir o da aklini basina toplasin, ogrensin bu isleri.

mobilemob kardeşim teşekkür ederim, eksiye yazacağım.

bence makul bir paraya anlaşmaya çalışın. mahkemeyi kazanırsınız muhtemelen ama zaman değerli uğraşmaya değer mi?

işin aslı yukarıda maddiyat falan dedim ama şu anki psikolojime göre benim için ne zamanın ne de paranın önemi yok. sadece davayı kazanıp küçük dağları ben yarattım havasındaki şamlıoğlu toyota müdürü onur şamlı denen "adam"ın karşısına çıkıp şöyle bir ohh çekmek beyfendi benimle görüşmüyor bile. @nuisance 1001 tl'ye bile yanaşmıyorlar.

++kazanma şansın var, yüzde kaç diye sorma çünkü hiçbir dava kesin kazanılacak dava değildir. uygulamada senin durumundaki insanlar mahkemece haklı görülüyor.

++ankarada 2 seneden aşağı kesinleşmez, çorumda süre daha kısa olabilir ama bununla da ilgili süre veremem. karşı taraf toyotanın mutlaka avukatı olacak ve bu avukat kural olarak temyiz edecek. yargıtay işin içine gireceği içinde sürenin ne olacağı belirsiz oluyor.

++kaybetme durumunda 1000-1500 lira gibi bir kaybın olur. kazanacağın durumda da -ki muhtemelen kazanacaksın- araçtaki kayıp ne kadarsa o kadar kazanacaksın. bu durum bilirkişilerce tespit ediliyor. g.tü boklu 25bin liralık arabalarda bile 3-4 bin lira kayıp oluyorsa kapı değiştiği için, senin arabada durum çok daha fazla olacaktır haliyle.

++çorumda tanıdığım avukat var, yönlendirebilirim.

seninle aynı duruma düşüp zevkine hakem heyetine götürdüğüm dosyalar var, togodan aldığım ayakkabı pert olunca mağazadaki müdürün 30 liraya yaparız demesinden sonra sinirlendim ve hakem heyetine götürdüm. mutlaka lehime sonuçlancak. icradan parayı yatırmadıkları an hacze gitcem güle oynaya.

bu isi basin cozer. gazetecilere yazin durumu, toyotanin instagram facebook sayfalarina yazin. mutlaka bir cozum alirsiniz. ancak acaba otomotivc dunyasinda araba fabrikada bu tur islem gorurse kusursuz olarak mi sayiliyor ona da bakmak lazim. Bir de toyota japonya ya fln yazin, burda satis pazarlama alj gruba bagli. gazetelerin otomotiv yazarlarina da yazin. Ntv de saffet ucuncu var sektorde duayendir.

@trajikomix kardeşim; özelden numarasını atabilirseniz çok menmun kalırım. sağolun.

hurriyetten cengiz semerciogluna da yazin

@oscar valla kardeşim toyota türkiye'nin tüm hesaplarına yazdım. sonuç sıfır. toyota japonya geri dönmedi bile. toyota amerika'ya dahi yazdım, yerel disribütör ile görüşün dedi. :) ali haydar bey otomotiv sektöründe dergilerde, sosyal yardımlarda falan görüldüğü kadar kadar iyi niyetli, sempatik değil. sakarya fabrikasının ceo'su varmış murat akdağ mı ne? bi onla görüşmedim. bilen varsa iletişim adresini bir de onunla görüşeyim ama umutsuzum. :)

@oscar kardeşim; saffet ucuncu ve cengiz semercioglu'na da yazacağım. önemli olan yanlarına kar kalmaması.

Bu ulkede mahkemeyle ugrasmaktansa ,anlasma yapmak her zaman daha karli.toyotayi arayip tekliflerini arttirmalarini istesen sanirim isi yokusa surmeyeceklerdir.verecekleri raporda deger dusumunu bir nebze engeller ama aracta boyanin ruh hastaligi yarattigi bir ulkede deger dusumu olacagida bir gercek.

Toyota kalkip boyle bir sey yapar mi bilmiyorum ama karsina gelen avukat tuketici hakki falan dusunmeden kalkip bunu senin yaptigini one surebilir.bunun disinda mahkemeyle,universiteden,makina muhendisleri odasindan ekspertizler istenecek,oldugun sehirde bu hizmet yoksa araci gotureceksin falan dunya is olacak.

Benim. Tahminim bayinin bu durumu bilerek arac satisi yaptigi yonunde,fabrikadan bu araca bir sey olmussa bile bunun bir raporu vs mutlaka vardir.buna benzer iki olay yasadim.birisi siparis verdigim,fazladan aksesuar yapilan araca fabrika yukleme esnasinda zarar verdi.asla farkedebilecegim bir durum degildi ama distributor bunu bana bilgi verip,fabrikanin araci istersem aksesuarsiz fiyatina bana teslim edebilecegini ya da yeni arac yapilacagini beklemem gerektigini soylediler.aracin hasar olusumunun cd sini bile gonderdiler.fabrikada aracin kapisi degismis yeniden boyanmis durumunun gozden kacmasi mumkun degil.

Kanuni durumunu bilmiyorum ancak mumkunse mahkemeden evvel tuketici heyetine vs gitmek daha mantikli gibi.

@oscar benim de o konuda şüphem var. teknik olarak bu aracın kapısı fabrikada boyanmış olması yine de bir kusur mudur? bayi boyasa kesin gizli ayıplı mal satmış oluyor ama fabrika'da boyanmış olması bu ayıplı mal olayına bir bahane olabilir mi?

@cizgilipijama aynen sizin gibi düşünüyorum. o süreç de ürkütüyor aslında beni sürekli git gel falan ama göze aldım çünkü iğne ucu kadar iyi niyet göstermiyor ne toyota türkiye ne de bayi. çok ukalaca yaklaşıyorlar hele de çorum şamlıoğlu toyota.

Gecenin fasik esprisini yapmak gerekli o zaman.bunlara mesaj at sizin yaptiginiz corumlu yapmaz de.

(Igrenc oldu kabul ediyorum)

bunların yaptığını hakkaten çorumlu yapmaz :) çorum şamlıoğlu için osmanlı zamanında suriye'den göç etmiş diyorlar. onlardan beklerdim de japonlardan beklemezdim insan bir cevap verir. :)

Amcamlar da peugeot 206 sıfır diye aldı, boyalı çıktı ve davaları yıllardır sürüyor. Amcam avukat teyzem hakim bunu da belirteyim.

www.hurriyet.com.tr

geçmiş olsun. benzer haberler okumuştum. bence iyi bir paraya anlaşmaya çalışın.

bu araçlar gemiler ile geldiği için taşıma esnasında boya gerektirecek bazı çizikler olabiliyor. böyle durumlarda kendi standartlarına göre boyama yapıyorlar. hiç rastlanmayacak bir durum değil sizin başınıza gelen.

rework bütün fabrikalarda uygulanan bir işlem. henüz fabrikadan çıkmamış aracın başına bir şey gelmesi durumunda, araç boyanıp tekrar satılıyor. tabi ki bu ikinci yapılan boya sebebiyle aracın lokal olarak fazla boyalı yerleri çıkıyor. adaletli değil, ama bu bütün üreticilerin yaptığı bir olay.

arkadaşlar mahkemeye vereceğim. yukarıda trajikomix'in önerdiği avukatla görüştüm. mahkeme için 1500TL çok bir rakam değil. şansımı deneyeceğim. bize olan oldu da, şamlıoğlu toyota en azından başkalarına yapmaya cesaret edemeyecek, öyle umuyorum diyelim. bayide boya incelemesi 1-2 dk sürdü yanımda yaptılar. bana satmadan önce bu 1-2 dk'lık incelemeyi yapamayacak kadar mı meşgullerdi? tutmuşlar bir de bizim haberimiz yok diyorlar. neyse nasip, hepinize de ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

parfüm almış mıydın?

nişanlının ilgi alanlarına yönelik bir şey alabilirsin.

farklı olarak bana nişanlım sanda spa'dan masaj ve cilt bakımı hediye etmişti mesela, ne sevinmiştim. çok iyi gelmişti. öyle bir şey de olabilir belki.

çift masajı ya da tek kişilik masaj hediye et. sonra akşam da yemeğe götür.

biraz nişanlını tanısak fena olmaz ama neyse

- eğer bilimsel makale okumaya meraklı ve ingilizcesi varsa newscientist dergisi üyeliği al

- spor yapıyorsa nabız ölçer saat al

- spor yapmıyorsa spor salonu üyeliği al seneye nabız ölçer alırsın :D

tabiki büyüğünden peluş oyuncak :)

kullandığı parfümü ya da güzel kaliteli bir parfüm hem şık hem işine yarar.

Teşekkürler arkadaşlar. Parfüm seti araştırması yapıyorum şimdi ancak başka fikirlere de son derece açığım.

Bilen yokmu.boyle bi hakkim varsa nereye sikayet edebilirim.hakkimi nerde arayabilirim

yarım gün mü çalışıyorsunuz?
çocuğunuz kaç aylık?
ilgili yönetmeliği okudunuz mu?

bunları yazarsanız, daha kolay cevaplanır sanırım.

Yarim gun ewet
Cocuk 10 aylik
Yonetmelige gore yarim gunde sut izni yok ancak bunun istisnası
Olmasi gerekmezmi hastalik soz konusu

şöyle bir haber var bununla ilgili olarak:
www.mebpersonel.com

sağlık bakanlığındayım ben, bizim süt izinlerimiz de 3 saat olarak başlıyor 8 saatlik mesaide. 4 saat çalışıyorsan zaten nasıl süt izni kullanacaksın bilmiyorum.

ayrıca sütünü sağabilirsin izin işini halledemezsen

Meb de calisan fikir verecek yokmu arkaaslar

5saat calisiom gidis gelis vs.derken uzuyo bu sure.inek sutu alerjisi bela bise bebis bicok seyi yiyemiyo.neredeyse ben gelene kadar ac bekliyo gibi bise bu yuzden kullanmak istiyom

niye sağarak verilmiyor süt onu anlamadım? ne demek bebek aç bekliyor?

yıllık izin al, rapor al. bebekten daha mı önemli?

Benim ogrenmek istedigim devlet boyle bir hak vermis bende bu kapsama girdigimi dusunuyorum.bu yonetmeligin bi istisnasi olmali cunku zaruret var.

Calisma ve sosyal guvenlik bakanligi ilgilenir mi yada bimere falan bi yazsam mi.daha dogrusu nerde aramaliyim nerden ogrenmeli

İnek sütü alerjisi çok yaygın. Sen çok şanslısın Zaten yarım gün çalışıyorsun. Bu şartlarda çalışan anne sayısı o kadar az ki.

Sütünü sağman lazım , bugün sağdığın sütnü ertesi gün verirler bebeğe sorun kalmaz

Iste hergun sagacak kadar bol sut malesf yok malum 10.aydayiz.yine de şansliyim tabi yarim gun old.icin ancak benim merak ettigim konu bi yarim saatte olsa boyle hastalik durumlarinda izin olmali.yanlismiyim

yasal düzenlemelerden bahsederken bir şey olmalı demek başka o şeyin olması başkadır. benim bir bilgim yok ama zannediyorum ki siz ilgili yönetmeliği okumuşsunuzdur, bir istisna varsa orada yazıyordur zaten. yoksa da yoktur. isteğinizde haklısınız belki fakat daha neler neler olması gerekiyor düzenlemelerde ama maalesef yok. okul idaresi kendi inisiyatifiyle halledebilirdi ama onlar da kurallardan yana olmayı seçmiş. annem yıllar önce daha bu süt izni olayları yokken okul müdürünün bilgisinde gelip kardeşimi emzirip dönerdi. öğrenilse belki okul müdürünün bile başına iş açılırdı ama adam idare etmişti. önlerine yönetmelikten bir madde koyamazsanız kimseden bir şey talep etme hakkınız yok.

ayrıca rapor almak, yıllık izin, ücretsiz izin gibi seçenekleriniz varken sağlığı bahane gösterip ısrarla bunu kovalamanız bana pek iyi niyetli gelmedi açıkçası. inşallah halledersiniz..

a kişisinin adına alıp a kişisi gibi davranarak gidebilirsiniz.yani a kişisinin kimliğiyle kayıt yapılır. a ya randevu alıp b kişisi o randevuyu kullanamaz.

umarım karışık olmamıştır benim anlatımım da.

başkası derken aklımdaki kişi annemdi, madem girişte kendi adıma kayıt yaptıramıyorsam onun adına alsam sıkıntı olur mu ki acaba?
ya sağlıkçı varsa az çok bişey diyebilir bana

hamilelerin bu tür durumlarda önceliği var diye biliyorum. hastaneyi arayıp durumu anlatsanız yardımcı olabilirler belki. hasta önceliği diye bişey söz konusu.

benim gittiğim kadın doğum polikliniğinde hamilelere her anlamda öncelik tanınıyor.

ama zaten gidilen polik. kadın-doğum olduğu için büyük çoğunluk hamile oluyor :(

başkasının kimliği ile işlem yapamazsınız. annenizin kimliği ile muayene olsanız hem anneniz hem siz hamile gözükeceksiniz. galiba fazlaca takip ediliyor. o nedenle ortaya çıkar kötü olabilir.

Aslında herkesi üzmedi, bencil oldukları için böyle yazıyorlar.

fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net

çoğu kişiyi üzdü.

söz konusu başlığı açan benim.
bana özelden sorduğun aynı soruya verdiğim aynı cevabı daha da basit düzeyde açarak anlatayım:
100 alan bir insanın üzüleceğini düşünmek ya da 81.25 gibi bir puan kendisi için yeterli bir kişinin üzüleceğini düşünmek de saçma olur.
Fakat hedefine ulaşamayan kişilerin çoğunlukta olduğunu gördüm.Benim aldığım puan bana az geldi.Beni üzdü.Ekşi sözlüğü açıp okuyun 100 girdinin 85'i (hadi 75'i olsun) puanından memnun değil.Arkadaşlarımın puanı düşük geldi.Dolayısıyla da büyük çoğunluğun mutsuz olduğunu söylememek için bir nedenim yok.Sonuçta bu bir gözlem.
Koyu çayın içine bir tane şeker tanesi atarsanız çaya şekersiz demezsiniz değil mi?Şekeriniz yetersiz gelmiştir içmek için (şekersiz içemeyenler için)

@3 benden önce yazmış.
söylenenin ispatı.

Örneğin yüksek lisans başvurusu için 65 gibi bir puan üds ve kpds'den görece rahat bir şekilde alınırken bu sınavda çoğunluk alamadı. zaten ingilizcesi iyi olan insan her türlü sınavdan iyi bir puan alabilir. Ancak vasat olanlar patladı, ki yüksek lisans için vasat olmak yeterli...

sınav ÜDS ve KPDS'ye göre zordu ve şıklar daha çok çeldirici doluydu. ÖSYM bu sınavı sanki daha çok eleme maksadıyla hazırlamış. ben 57 aldım ancak 70 almak istiyordum :( nasıl üzülmeyim ki?

yurtdisinda meb destekli turk okullari var,ogrenciler hem kendi okullarina devam ederken hem de bu okullara haftada birkac saat gelip ilkokul diplomasi alabiliyorlar,oralarda Türkiye'den gelen ogretmenler gorev aliyor ama basvurular nasil oluyor bilmiyorum.

edit:fetullah gulen'in okullarindan soz etmiyorum yalniz,karisiklik olmasin turk okulu deyince.

teşekkür ederim, hangi ülkeler var acaba? ya da hangi ülkede yaşam daha rahat ve kolaydır ki?

Genelde avrupa ulkelerinin cogunda var diye biliyorum ben.Isvicre,Almanya,Fransa,Hollanda ve Belcika'da olduguna eminim.Onu biraz arastirmak gerekiyor tabii.

kısa süreli gidişler var mı ki...

tüm masrafları meb tarafından karşılanmak suretiyle comenius projesi var. sağlam bir proje ile avrupa ülkelerine rahatlıkla yaklaşık bir hafta süre ile gidebilirsin. bir arkadaşım ekolü olacak ama ilk etapta romanya'ya gitmişlerdi. italya'dan da proje kapsamında bir heyet okullarını ziyarete gelmişti.

özetle eğer projen kabul edilirse dertsiz tasasız yurt dışı gezisi, kağıt üzer,nde eğitim amaçlı, yapabilirsin. ua.gov.tr olamalı internet adresi de.

Bakteri uretir,dogrudur

yani yenmez mi :(

Ben yenmez diye biliyorum ama deneyin isterseniz, zehirlenmezseniz yenilir demektir :)

Ben çok yedim, ölmedim. :)

oha nasıl yenmez? şimdi yenir demiyim ama bırak 1 gün sonra yemeyi 2 gün sonra bile yediğim oldu henüz sıçarken bile problem yaşamadım bu sebeple. çok sık yaptığım bir şey çiğköfteyi 1 gün sonra yemek.

Ben bakteri urettigini biliyorum sadece,icindeki cig et cunku.Olursunuz filan demedim zaten saglikli degil o kadar.

'Etli çiğ köfte bir kaç saat içerisinde tüketilmeli' işin uzmanlarının ortak fikri.

annem öz urfalı, babam da doğma büyüme urfalı, onlar yiyor. babamın 4 sene önce 50 yaşında 4 damarı değişti, annemin maşallahı var :)

ye kısacası.

Yenmez kesinlikle. Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın yenmez.

Eğer Urfalı birini bulursanız sorun, çiğ köfte bir şekilde artarsa kocaman yassı köfteler haline getirip pişirir ve öyle saklarlar. Aksini söyleyene itibar etme

durum vahim

walla bana da öyle geliyor bence anormal bişey yok. sayısal zekası olan insanları tercih et.beni ancak onlar kesiyor.

aferin çok zekisin, böyle devam et.

(bkz: bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim)

tahammülsüzlük seninki. veya sosyal sorunların olduğu için de olabilir.

diğer bi ihtimal, bu insanların çoğu kültürel açıdan filan seninle aynı kafada değildir. bu yüzden sinir oluyorsundur... o zaman onlar salak değil, sen kibirli herifin teki oluyosun. hatta aptal durumuna düşüyosun. fazıl say gibi mesela.

eğer tahammülsüzüm, gergin olduğumdan böyleyim diyorsan bu değişebilir biraz kendini zorlarsan.

Akademisyen olmayın. "Lisansta üniversitem iyiydi" diye akademisyen olunmaz. Bilimle uğraşacaksanız olun. Üniversite bilim için vardır, başka bir amacı da yoktur.

"üniversite de" devam etme bence sen.

tabiki üniversiteyi seçersem bilimle uğraşmam gerektiğinin farkındayım.zaten lisansı bitirmeden önce yazdığımız tez epeyce yüksek lisans tezi gibiydi. seviyorum araştırma yapmayı..
artık kendime bir rota çizip o yöne yoğunlaşmalıyım.yardım istiyorum

meb, para derdin olmaz.

akademik kariyer.

sizce "neden" olduğunu da sorsam, karar için daha faydalı olurdu.

meb bence..akademık kariyerde onun bunun şeyini öpersin sürekli...mebte al paranı keyfine bak..doktorasıyla yüksek lisansı ile uğraşma.

sen öğretmen ol.

neden;

akademik kariyer şuursuzların işidir. gelecekle ilgili planların olmaz çoğu zaman. evet sürekli sınavların kitapların vs vs işlerin olur ama asla paran olmaz. çekirdek aile için aranan bileşen olmazsın çünkü toplum seni "sarsak bu be" diye tanımlar. sabah akşam ders çalışıp dirhemle ilerlediğin için ve bu ilerleyişin o çevre açısından bir ehemmiyeti olmadığı için.

kilo alıp verirsin sürekli, sürekli sivilce çıkarırsın gözler çoğu zaman mordur, genelde depresif olursun. hele hele hocaların işlerini bak yazmadım bile. "şu masanın bi tozunu al" diyen hocaya hem gülümseyerek hemde hemen bir toz bezi yaratıp toz almaya başlaman gerekir.

ha paran yoktur söylemiş miydim? otobüs bileti bile çoğu zaman sıkıntıdır. babadan para isteye isteye ülser olursun.

bak daha ne tez dedim ne makale dedim ne sınav kağıdı okuma angaryası dedim. daha hiç bişe demedim.

buralara yazıp sorlacak soru değil. akademik kariyeri şuursuz bi şekilde istersin. ve yaparsın. bütün bu olumsuzluğa rağmen hiç kimse seni taktir etmezken kendi kendine mutlu olursun bi gün profesör olup bilim ürettiğin günleri hayal ederek.

paran asla olmaz. ve bir ailende.

ya işte meb rahat ancak hayat çok durağan, olduğun gibi kalıyorsun hatta köreliyorsun.aslında meb'de çalışırken aynı zamanda da kariyer yapmak mümkün olabilir ancak başka illere git gel sürekli çok yorucu olabilir.

meb. sporuna gidersin, kendine vakit ayırırsın, daha stressiz hayatın olur, daha geç yaşlanırsın, maddi olarak daha rahat olursun, vücudun daha şekilli olur.
ha mebde kafana göre çok arkadaşın olmayabilir ama işte spordan falan arkadaş bulursun. daha farklı şeyler istiyorsan triatlonlara ver kendini.
edit: akademik kariyer daha prestijli ama yok yere hürmet görüyorsun

çok güzel ve kendine bakan akademisyenlerde var ama:)
çoğunluk MEB diyo...

akademık kariyerde doktorayı yapana kadar çok zorluk çekersin..32-33 yaşına kadar rahat edemezsin.

bu memlekette bir yerde akademik birşeyler yapacaksan özellikle özel ünilerde (belki odtü itü gibi kaliteli yerlerde girebilir.Yurt dışıda olabilir) mutlaka bu tarz yerler olsun.(NOT:kaideler istisnayı bozmaz).Yoksa bilmem hangi ilin köyünde ben akademik kariyer yapacam hoca olacam üstünede doktora yapacam prof olacam dersen seni yaşatmazlar.Zira bizim buralarda hoca olmanın öncelikli seçeneği babanın akrabanın prof yada hiç değilse üni çalışanı olması gerekir.Zira senin yaptığın tezi 3-5 matematik öğrendikten sonra herkes yazabilir.Yazamasada babasına yazdırır.(Fen bilimleri tarzı bir öğretmenlik okuduğunu ve mühendisliğe yakın olduğunu zannedip , mühendislik için söylüyorum nede olsa matematik temelli olmasından,)ki çok absürt yerlerde yüksek lisans yapıp akrabasının eşinin dostunun yanına hatta boşalttığı koltuğunada geçenlerde var.Eğer biraz tez okumuşsan göreceksin ki memlekette akademik kariyer bitmiştir, bitmeye yakındır(yine mühendislik için konuşuyorum).Zira her doktora (doktora sayılmayabilir hala doktora ÖĞRENCİSİ diyebildiğimizden)doç , yrd.doç tarzi bir çok adam hala aynı tezleri yenileyip yenileyip yazmakta.(herkes üstüne alınmasın)Yeni birşey gibi ortaya koymakta yada daha önce yazılmış 1940 dan kalma dili türkçe olan bir kitabın sadece 2-3 harfini yeniden değiştirip yeni cümleler kurup kitaptaki matematik formülünün 2 satır daha açıp integrali türevini alıp yazmış kitaplar fazlasıyla piyasada bulunmakta.ee tabi böyle hocalık olmaz.Bu nedenle bu memlekette "hoca" olmak için ya üstteki saydığım üniversitelere gideceksin yada baban akraban hoca ise gayet rahatlıkla dünya umrunda olmayıp maaşını alıp yaşayacaksın..

MEB hakkında bir şey diyemem ama gayet rahat çalışma şartları olduğunu ZANNEDİYORUM.

Diğer bir düşünce ise çok kaliteli bir özel yerlerde çalışman sana gerçek huzuru getirebilir.Evet eğer KPPS A ya girip müfettiş yardımcılığından başlamanda sana huzur getirebilir (kurum prestijli ise).Tabiiki böyle bir yerde başlayıp (özellikle devlette) yüksek lisans,doktora yapmana izin vermemezlikte etmezler diye düşünüyorum yada bunlara izin verecek bir yere geçmende mantıklı olabilir.Zira doktora yapana kadar problem olmaz diye düşünüyorum.Daha sonra zaten ne yapacağına karar verirsin.Hem akademik kariyere devam edersin hemde devlette yada özeldeki işine.Birde bu açıdan bakabilirsin.

çok teşekkür ederim. aslında çok haklısın ve mantıklı olanda doktoraya kadar meb'de çalışmaya devam etmek. akademik hayatın içinde gibisin, yaşadığım ile yakın olan herhangi bir üniversiteyi kullansam, doktoradan sonra işe yaramaz mı acaba devamı için. yoksa doktoraya kadar gelebildikten sonra farketmezmi, şansım olur mu ki kabul görmek için.yani illa da iyi üni.lerde mi yapmak lazım yükseği falan...

Okul öncesi öğretmenlikle ilgili bir bilgim yok ama bence sözel\sayısal hangi alanda rahatsanız, o derslerin yoğun olduğu bölümü seçin. Zorlanmadan geçip gitmek için öncelik vermeniz gereken konulardan biri diye düşünüyorum.

bence sana avantaj sağlayacak bir bölüm yok. ha kurduğun kreşin muhasebesini filan denetlemek istersen muhasebecilik falan oku, en fazla faydası bu olur açıköğretimin. hiç gerek yok, yüksek lisans yap daha iyi.

kafam karışık demiştim ya, devam edeyim en iyisi.
peki meb'de ilerleyip öğretmenliğe göre daha iyi olabilecek yerlere gelebilmek mi (bakanlıkta bir görev ve ya bir anaokuluna müdür olmak, müfeddişlik düşünmek vs.) yoksa üniversite de devam etmek mi?
ya lisansta üniversitem iyiydi de boşa gitmesin diye uğraşıyorum. hayat boyu öğretmen olarak kalmak istemiyorum.