azeroth
yanımda taşıyabileceğim çok ufak olmayan ama çok da büyük olmayan mp3 player tarzı birşeylerim olsa süper olur diye düşünüyorum. tavsiye edebileceğiniz aletler mevcut mu? mesela ekran görüntüsü ipod touch kadar büyük olsun ama apple olmasın uyuz oluyorum kendilerine. pili çok gitsin serviste otobüst
yanımda taşıyabileceğim çok ufak olmayan ama çok da büyük olmayan mp3 player tarzı birşeylerim olsa süper olur diye düşünüyorum. tavsiye edebileceğiniz aletler mevcut mu? mesela ekran görüntüsü ipod touch kadar büyük olsun ama apple olmasın uyuz oluyorum kendilerine. pili çok gitsin serviste otobüste her yerde beklerken bir iki bölüm bleach atayım, film izliyim, olmadı müzik dinliyim istiyorum. creative zen vision m var ama onun ekranı ufak ve eşşek yükü ile para gerektiriyor gerek yok. bu tip bir isteği karşılayan cihazlar var mı yoksa çok mu yüksekten atıyorum? iphone gelecekmiş türkiyeye ilerleyen yıllarda ve ucuz olacakmış diye duydum ama bilemiyorum, zaten dediğim gibi apple ı da steve jobs u da sevmiyorum ama işimi görecekse de düşüncelerimi bir kenara bırakıpcihazın işimi görmesi ile mutlu olabilirim.
ana fikir olarak istediğim gibi şeyler yapan cihazlar var mıdır, yoksa ilerde yapılacak mıdır? teşekkürler.
ana fikir olarak istediğim gibi şeyler yapan cihazlar var mıdır, yoksa ilerde yapılacak mıdır? teşekkürler.
0
apple sevmedigini soylemi$sin ama ben ipod touch ile yolculuklarimda gayet rahat film, dizi izliyorum hic olmadi mp3, oyun falan takiliyorum kafama gore ki wi-fi olmasi da avantajdir sonucta. ekstra ozelliklere ihtiyacin yok ise creative zen vision var bir arkada$imda, m'den daha ucuzdur herhalde. kullanma $ansim pek olmadi ama arkada$im memnun. ba$ka alternatif ne var pek bilmiyorum.
0
0
sourlemonade
ctrl alt w vardı basınca butun sekmeleri kapatırdı kaldırdılar mı bunu? bide yeni sekme acma zımbırtısı saga kacmıs bunu sola almanın yolu var mı? ulan illa eski surum kullandırtcaklar bana.
ctrl alt w vardı basınca butun sekmeleri kapatırdı kaldırdılar mı bunu? bide yeni sekme acma zımbırtısı saga kacmıs bunu sola almanın yolu var mı? ulan illa eski surum kullandırtcaklar bana.
0
tüm sekmeleri kapatmaktan kastın pencereyi komple kapatmaksa onu ayarlayabilirsin. ya da ctrl+shift+w ile yapabilirsin. ve yahut da alt+f4 tabii ki. ama tüm sekmeler kapansın, pencere kapanmasın diyorsan onu bilmiyorum. yok galiba öyle bir şey. ya da en azından ben bulamadım.
yeni sekme açma olayını ctrl+t ile yapablirsin. veya sekme çubuğunun boş yerine çift tıklayınca da yeni sekme açıyor. ben de genelde bunu kullanıyorum zaten. daha rahat oluyor. ya da araçlar-görünüm e girip düğmeler sekmesini seçip soldaki listeden tarayıcıyı seçersen ordaki yeni sekme simgesini istediğin bir yere sürükleyip bırakabilirsin. en sağdaki yeni sekme açma simgesine de sağ tıklayıp araç çubuğundan kaldır demen yeterli olacaktır.
yeni sekme açma olayını ctrl+t ile yapablirsin. veya sekme çubuğunun boş yerine çift tıklayınca da yeni sekme açıyor. ben de genelde bunu kullanıyorum zaten. daha rahat oluyor. ya da araçlar-görünüm e girip düğmeler sekmesini seçip soldaki listeden tarayıcıyı seçersen ordaki yeni sekme simgesini istediğin bir yere sürükleyip bırakabilirsin. en sağdaki yeni sekme açma simgesine de sağ tıklayıp araç çubuğundan kaldır demen yeterli olacaktır.
0
@henry gale yok benim dedigim sadece ctrl alt w ile yapılıyordu. butun sekmeleri kapatıp pencereyi acık bırakıyordu simdi sadece sag tıklayıp yapabiliyorum. + nerdeki bende yok yeni sekme icin taa en saga gidip tıklıyorum sol daha kolay geliyordu. o butonu saga almam lazım.
0
tools>prefrences>advanced>shortcuts bölümünden klavye kısayolları düzeneği olarak opera 9.2 compatible'yi seçebilirsin. bu alıştığınm kısa yolları geri getirir.
tools>appearance>buttons>browser bölümünden de "new tab" buttonunu istediğin yere kopyalayabilirsin. sidebarı açan dümmenin oraya koymayı demedim. oldu.
tools>appearance>buttons>browser bölümünden de "new tab" buttonunu istediğin yere kopyalayabilirsin. sidebarı açan dümmenin oraya koymayı demedim. oldu.
0
babatema
Kaçıncı bölümdü hatırlayamadım ama dördüncü sezonun sonlarına doğru John Lock'ın annesinin gramafon başında dans ettiği bir şarkı vardı bölümün başında.
Kaçıncı bölümdü hatırlayamadım ama dördüncü sezonun sonlarına doğru John Lock'ın annesinin gramafon başında dans ettiği bir şarkı vardı bölümün başında.
0
glasscow rangers
teknosada 169tl ye trekstor hdd var.500gb kapasiteli.usb çıkışına baktım eski tiplere benziyordu.ama v2.0 yazmışlar kutusuna.bu alınır mı? yoksa western digital mi almalıyım?
teknosada 169tl ye trekstor hdd var.500gb kapasiteli.usb çıkışına baktım eski tiplere benziyordu.ama v2.0 yazmışlar kutusuna.bu alınır mı? yoksa western digital mi almalıyım?
0
trekstor ne ya? bence bilmediğin şeyleri alma. wd ya da seagate gibi markaları tercih et. bir problem çıkarsa servis bulmakla uğraşmazsın en azından. ayrıca bu günlerde weblebi de card finansa %20 indirim + 12 taksit var. ona da bir bak istersen. usb çıkışları olayına gelince hepsi aynıdır. sadece usb 2.0, 1.0 den daha hızlı.
0
WD alın mutlaka. 4 senedir external hddlerini kullandığım bu firma bir kez sıkıntıya sokmadı beni.
0
sirrikadem
genelde en çok gürültü yapan neyin fanıdır? power supply mıdır? ona göre değiştirecem de...
genelde en çok gürültü yapan neyin fanıdır? power supply mıdır? ona göre değiştirecem de...
0
power suppdly fanı, cpu fanı, az biraz ekran kartı fanı, en az da harddisk ve optik sürücülerdir ses çıkaran.
0
en güzel yöntem bilgisayar çalışırken fanları elle teker teker durdurmaktır. yalnız bunu yaparken fanın yapraklarından değil ortasından durdurmak gerekir fan yapraklarının kırılmaması için. sadece bir fan değil, bir kaç fan birleşip o sesi çıkarıyor da olabilir. yani sadece bir tanesini değiştirmek de çözüm olmayabilir.
0
kesinlikle henry gale in yöntemini uygulayın. powersupply fan gürültüsü testi içinse fanı plastik bir çubukla durdurabilrisiniz (ben ataç falan kullanıyorum ama sonra abuk bi yere sokup çarpılmayın)
bir de fanı yağlamak yetebilir bazen. bunun için neresin yağlıycam diye uğraşmayın. fanın ortasında genelde logonun olduğu yapışkanlı bir kapıt olur onu kaldırın fanın mili oradadır oraya bir damla makina yağu çok iş görür. (zeytin yağı bile olur ama çok dayanmaz öyle)
bir de fanı yağlamak yetebilir bazen. bunun için neresin yağlıycam diye uğraşmayın. fanın ortasında genelde logonun olduğu yapışkanlı bir kapıt olur onu kaldırın fanın mili oradadır oraya bir damla makina yağu çok iş görür. (zeytin yağı bile olur ama çok dayanmaz öyle)
0
pas sökücünün markası var mı? bir de nerelerden bulabilirim?
ya bu fan temizliği konusu kafama yattı, amma velakin ben çok bereciksiz bir kişiliğim? şöyle şekilli anlatımlı bir site yok mudur :) ya da bana iyice burada açıklayabilir misiniz?
ya bu fan temizliği konusu kafama yattı, amma velakin ben çok bereciksiz bir kişiliğim? şöyle şekilli anlatımlı bir site yok mudur :) ya da bana iyice burada açıklayabilir misiniz?
0
pas sökücü diye alırken dikkat et yalnız. philipsin deodorant şişesi gibi olanları var ama çeşit çeşit. bazıları iletkendir onları kullanma. philips in mavi kutulu olanı iş görür temizlemek için (hemen uçuyor zaten) ama yağlama özelliği bildiğim kadarıyla onda yok. en iyisi makina yağı kullanmak.
valla nasıl anlatayım detaylı bilmiyorum.
1. kasa sökülür, yere yatırılır fana bakılır, görülebiliyorsa 2. adım.
2. fan önce elektrik süpürgesi ile sonra saç kurutma makinası ile temizlenir. (em-üfle kesin olsun) fanı sökebilecek gibiysen (bakınca anlarsın zaten, ben bunu sökerim klay diyorsan sök :) ulen iş almiim başıma diyorsan elleme)
sonra fanın ortasında o bahsettiğim stickerı görüyorsan bi kaldır içinde mil görüyorsan orayıda yağla yeter
:)
valla nasıl anlatayım detaylı bilmiyorum.
1. kasa sökülür, yere yatırılır fana bakılır, görülebiliyorsa 2. adım.
2. fan önce elektrik süpürgesi ile sonra saç kurutma makinası ile temizlenir. (em-üfle kesin olsun) fanı sökebilecek gibiysen (bakınca anlarsın zaten, ben bunu sökerim klay diyorsan sök :) ulen iş almiim başıma diyorsan elleme)
sonra fanın ortasında o bahsettiğim stickerı görüyorsan bi kaldır içinde mil görüyorsan orayıda yağla yeter
:)
0
safepassage
merhabalar,omuz geni$letmek icin yapilabilecek egzersizleri1- evde yapilabilen hareketler2- disarda yapilabilen hareketler [spor salonu vs gibi]seklinde siralayabilecek arkadaslar varsa ne kadar guzel olur hayat..bu arada 6 senelik tenis oyuncusuyum ama omuz genisletme hayrina birsey gormedim tenist
merhabalar,
omuz geni$letmek icin yapilabilecek egzersizleri
1- evde yapilabilen hareketler
2- disarda yapilabilen hareketler [spor salonu vs gibi]
seklinde siralayabilecek arkadaslar varsa ne kadar guzel olur hayat..
bu arada 6 senelik tenis oyuncusuyum ama omuz genisletme hayrina birsey gormedim tenisten. belki ek bilgi isinize yarar diye $eyettim bunu da.
omuz geni$letmek icin yapilabilecek egzersizleri
1- evde yapilabilen hareketler
2- disarda yapilabilen hareketler [spor salonu vs gibi]
seklinde siralayabilecek arkadaslar varsa ne kadar guzel olur hayat..
bu arada 6 senelik tenis oyuncusuyum ama omuz genisletme hayrina birsey gormedim tenisten. belki ek bilgi isinize yarar diye $eyettim bunu da.
0
omuz kemiklerini uzat = ) omuz genisletme diye birsey yok diye biliyorum ben. omuz hareketleri de zaten ust omzundaki kaslarinin sismesini saglarlar; yani omuzlarin yukseklikleri artabilir ama genislikleri I-IH.
0
dambılı ellerin aşağı bakar konumdayken eli-kolu eğip bükmeden yanlara doğru kaldırcan kollar yere paralel olasıyaya kadar. bu omzun kolla birleştiği yer için özellikle, üstü de geliştiriyor ama. boyuna yakın yer için ise shoulder press türevleri, onun şekilli linkini veren çıkar nasılsa, ben bilmiyom linkini. şınav da bayağı farkettiriyor omuzları.
0
yüzebilirsiniz (çıp çıp yaparak değil. haftada 3-4 gün, birerbuçuk saat olmak üzere falan). hem eğlenceli, hem kardiyo egzersizi, hem omuzları ve kolları iyi geliştirir.
0
0
henry gale
şimdi bayramdan beri benim bağlantı kesilip duruyor efenim. bazen gidip hemen geliyor. bazen 15 dakka sonra geliyor. bazen de hiç gelmiyor. ilk kesildiği zamanlar ben sevgili adsl destek hattını aramıştım. dedim böyle böyle acaba genel bir sorun mu var? adam hizmet numarasını falan istemişti. sonra
şimdi bayramdan beri benim bağlantı kesilip duruyor efenim. bazen gidip hemen geliyor. bazen 15 dakka sonra geliyor. bazen de hiç gelmiyor. ilk kesildiği zamanlar ben sevgili adsl destek hattını aramıştım. dedim böyle böyle acaba genel bir sorun mu var? adam hizmet numarasını falan istemişti. sonra "yaklaşık bir dakikadır bağlantınız var" demişti. iyi dedim ben de kapattım. ama sonraları devam etti.
benim de aklıma şu geldi. geçen gün kesildiğinde adsl destek hattını aramıştım ve bağlantı gelmişti. tekrar kesildiğinde gidip telefonun ahizeyi kaldırıp kapattım. iki dakka sonra geldi bağlantı. bunu her kesildiğinde denedim ve işe de yaradı. evet çok ilginç. acaba sorun nedir? bir fikri olan var mıdır? splitter'dan modemden ya da benzer donanımsal bir araçtan mı kaynaklanıyor? bir yardım edin ağabeyler.
benim de aklıma şu geldi. geçen gün kesildiğinde adsl destek hattını aramıştım ve bağlantı gelmişti. tekrar kesildiğinde gidip telefonun ahizeyi kaldırıp kapattım. iki dakka sonra geldi bağlantı. bunu her kesildiğinde denedim ve işe de yaradı. evet çok ilginç. acaba sorun nedir? bir fikri olan var mıdır? splitter'dan modemden ya da benzer donanımsal bir araçtan mı kaynaklanıyor? bir yardım edin ağabeyler.
0
(daha once ya$ayan arkada$im oldu ordan biliyorum)
bir ihtimal splitter'in ciki$larini yanli$ $ey yapmi$sindir. yani telefon ciki$indan modeme, modem ciki$indan telefona. bir onlari kontrol et derim.
bir ihtimal splitter'in ciki$larini yanli$ $ey yapmi$sindir. yani telefon ciki$indan modeme, modem ciki$indan telefona. bir onlari kontrol et derim.
0
henry gale
son zamanlardaki bir çok divx filmde karşıma çıkan bir durum bu. sesleri berbat. filmin görüntü kalitesinin iyi olmasına rağmen sesleri çok kısık ve boğuk geliyor. böyle olunca da insanın filmi izleyesi gelmiyor. acaba filmi dvdden divxe çevirenler görüntü kalitesi iyi olsun diye sesten mi feragat e
son zamanlardaki bir çok divx filmde karşıma çıkan bir durum bu. sesleri berbat. filmin görüntü kalitesinin iyi olmasına rağmen sesleri çok kısık ve boğuk geliyor. böyle olunca da insanın filmi izleyesi gelmiyor. acaba filmi dvdden divxe çevirenler görüntü kalitesi iyi olsun diye sesten mi feragat ediyorlar nedir? bunun bir çaresi var mıdır? biraz saçma olacak ama filmin sadece ses dosyasını bulup video dosyasıyla birleştirmek mümkün müdür? (oo baya saçma oldu bu)
0
codeclerden olduğunu sanmıyorum. belli filmlerde var bu sorun sadece. ve başka bilgisayarlarda da aynısı oluyor. ayrıca k-lite da dahil tüm son sürüm codecler yüklü.
0
crimson king
evet ben fotoğraf çekmeyi öğrenmek istiyorum ama profesyonel olarak öğrenmek istiyorum. aslında tam profesyonel değil yani bu işi yapmayı düşünmüyorum ama her istediğimde, istediğim gibi fotoğraflar çekebilmeyi istiyorum. yani herkes şans eseri muhteşem pozlar yakalayabiliyor ama ben işin teknik yan
evet ben fotoğraf çekmeyi öğrenmek istiyorum ama profesyonel olarak öğrenmek istiyorum. aslında tam profesyonel değil yani bu işi yapmayı düşünmüyorum ama her istediğimde, istediğim gibi fotoğraflar çekebilmeyi istiyorum. yani herkes şans eseri muhteşem pozlar yakalayabiliyor ama ben işin teknik yanını vesairesini öğrenmek istiyorum. başlangıç için 2 tane dijital fotoğraf makinası var, iyice öğrendikten sonra da ihtiyaçlarımı belirleyip profesyonel bir makina, objektif vs alabilmek istiyorum. evet istiyorum. lütfen yardımcı olunuz.
0
Şöyle ki, ben de yaklaşık beş sene önce öylesine başladığım fotoğraf çekme şeysini, fotokritik.com ile tanıştıktan sonra ciddiye almaya başladım ve epey bir şey öğrendim. Hatta tevazuyu bir kenara bırakarak iyi sayılabilecek bir fotoğrafçı olduğumu dahi söyleyebilirim. (Ama söylemiyorum tabi :)
Kanaatimce işin teknik yönü kolay öğreniliyor. Taş çatlasa bir sene sürüyor insanın diyaframdı, enstantaneydi, ISOydu, bunları öğrenip anlaması. Ama gözün fotoğrafı görmesi, kompozisyon kurmaya başlaması, fotoğraf için iyi olan şeylerle fotoğrafa zarar verecek şeyleri ayırabilir hale gelmesi daha uzun bir süreç tabi. Bunun için de bol bol (iyi) fotoğraf görmek gerekiyor.
Bence öncelikle fotokritik.com'a üye olun. Ama orada yazılacak "oo, süper fotoğraf" vs. yorumları pek de ciddiye almayın. Pek çok site gibi, fotokritikte de işten anlamadığı halde ahkam kesen adamlar mevcut. Sonra beğendiğiniz fotoğrafçıları favorilerinize ekleyin ve onların fotoğraf serüvenini takip edin. İyi fotoğrafçıların yorumlarını/eleştirilerini okuyun. Sonuçta sizin fotoğraflarınıza yazılacak yorumlardan ziyade, sitede gezerken rastladığınız güzel yorumlardan faydalanacaksınız. Eğer aceleniz yoksa ve kendinizi fotokritik'le sınırlamaz, fotoğrafla ilgili bulduğunuzu okur, gördüğünüzü incelerseniz, kısa bir zaman sonra fotoğrafçılığınızda gözle görülür bir gelişme olduğunu farkedersiniz.
Ayrıca internette fotoğrafla alakalı bir dolu kaynak var. Kompozisyon nasıl oluşturulur'undan tut, Diyafram nedir, ne işe yarar'ına kadar her mevzuda yazılmış, çizilmiş şeyler var. Aklına estikçe, kafana takıldıkça googla amcaya danışırsın. Bir gün bir de bakmışsın ki bir sürü şey biliyorsun fotoğrafa dair.
Kursa gitmek falan da düşünülebilir tabi, ama ben pek taraftar değilim. Zaten fotoğraf çekme serüveni içerisinde yavaş yavaş ve keyifle öğrenilecek teknik bilgiler için para verip, kursa gitme fikri bana iyi bir fikir gibi gelmiyor.
Daha yazılabilecek milyon tane şey vardır belki ama şimdilik benim aklıma gelenler bunlar.
Bir de elindeki iki fotoğraf makinasından hiç olmazsa birinde tam manuel fotoğraf çekebilme seçeneği vardır inşallah. (M modu) Çünkü tam otomatik makinayla ancak kompozisyonunu düzeltebilirsin. Neyse, yoksa da kafana takma. Bir müddet otomatik çek, sonra ister giriş seviyesi bir amatör tam manuel makina, ister daha gelişmiş bir şey alırsın. (Ben Mustek MDC4000 gibi iğrenç bir makinayla başladığım fotoğraf serüvenine, Canon A75'le devam etmiştim ki, birincisi ne kadar iğrençse, ikincisi o kadar güzeldi. Başlarda hayali bile zorken, şu anda bir Canon EOS 350D sahibiyim hamdolsun :)
(Bu arada bütün bunlar kendi kanaatimdir. Kursa gitmeden, bir vakfa/gruba üye olmadan fotoğraf çekilemez diyenler de olabilir. Benim kurslarla, derneklerle hiç ilişkim olmadı. O yüzden bilemeyeceğim, nasıl yerlerdir, size ne faydaları dokunur. Ama onlarsız da oluyor kanaatini edindim ben)
Bitirirken bir de şu linktekileri okumanızı tavsiye edeyim madem. İster başlangıç niyetine hemen okuyun, ister bookmark yapıp saklayın, ama bir gün okuyun mutlaka.
cekirdek.uludag.org.tr
Kolay gelsin :)
Kanaatimce işin teknik yönü kolay öğreniliyor. Taş çatlasa bir sene sürüyor insanın diyaframdı, enstantaneydi, ISOydu, bunları öğrenip anlaması. Ama gözün fotoğrafı görmesi, kompozisyon kurmaya başlaması, fotoğraf için iyi olan şeylerle fotoğrafa zarar verecek şeyleri ayırabilir hale gelmesi daha uzun bir süreç tabi. Bunun için de bol bol (iyi) fotoğraf görmek gerekiyor.
Bence öncelikle fotokritik.com'a üye olun. Ama orada yazılacak "oo, süper fotoğraf" vs. yorumları pek de ciddiye almayın. Pek çok site gibi, fotokritikte de işten anlamadığı halde ahkam kesen adamlar mevcut. Sonra beğendiğiniz fotoğrafçıları favorilerinize ekleyin ve onların fotoğraf serüvenini takip edin. İyi fotoğrafçıların yorumlarını/eleştirilerini okuyun. Sonuçta sizin fotoğraflarınıza yazılacak yorumlardan ziyade, sitede gezerken rastladığınız güzel yorumlardan faydalanacaksınız. Eğer aceleniz yoksa ve kendinizi fotokritik'le sınırlamaz, fotoğrafla ilgili bulduğunuzu okur, gördüğünüzü incelerseniz, kısa bir zaman sonra fotoğrafçılığınızda gözle görülür bir gelişme olduğunu farkedersiniz.
Ayrıca internette fotoğrafla alakalı bir dolu kaynak var. Kompozisyon nasıl oluşturulur'undan tut, Diyafram nedir, ne işe yarar'ına kadar her mevzuda yazılmış, çizilmiş şeyler var. Aklına estikçe, kafana takıldıkça googla amcaya danışırsın. Bir gün bir de bakmışsın ki bir sürü şey biliyorsun fotoğrafa dair.
Kursa gitmek falan da düşünülebilir tabi, ama ben pek taraftar değilim. Zaten fotoğraf çekme serüveni içerisinde yavaş yavaş ve keyifle öğrenilecek teknik bilgiler için para verip, kursa gitme fikri bana iyi bir fikir gibi gelmiyor.
Daha yazılabilecek milyon tane şey vardır belki ama şimdilik benim aklıma gelenler bunlar.
Bir de elindeki iki fotoğraf makinasından hiç olmazsa birinde tam manuel fotoğraf çekebilme seçeneği vardır inşallah. (M modu) Çünkü tam otomatik makinayla ancak kompozisyonunu düzeltebilirsin. Neyse, yoksa da kafana takma. Bir müddet otomatik çek, sonra ister giriş seviyesi bir amatör tam manuel makina, ister daha gelişmiş bir şey alırsın. (Ben Mustek MDC4000 gibi iğrenç bir makinayla başladığım fotoğraf serüvenine, Canon A75'le devam etmiştim ki, birincisi ne kadar iğrençse, ikincisi o kadar güzeldi. Başlarda hayali bile zorken, şu anda bir Canon EOS 350D sahibiyim hamdolsun :)
(Bu arada bütün bunlar kendi kanaatimdir. Kursa gitmeden, bir vakfa/gruba üye olmadan fotoğraf çekilemez diyenler de olabilir. Benim kurslarla, derneklerle hiç ilişkim olmadı. O yüzden bilemeyeceğim, nasıl yerlerdir, size ne faydaları dokunur. Ama onlarsız da oluyor kanaatini edindim ben)
Bitirirken bir de şu linktekileri okumanızı tavsiye edeyim madem. İster başlangıç niyetine hemen okuyun, ister bookmark yapıp saklayın, ama bir gün okuyun mutlaka.
cekirdek.uludag.org.tr
Kolay gelsin :)
0
national geographic interaktif fotoğraf okulu 4 cd den oluşan setiyle bu konuda sana fazlasıyla yardımcı olacaktır.yanılmıyorsam bu seti "yalçınlar" mağazalarında satıyorlar. ordan edinebilirsin.
0
kibritsuyu
bu kitapların sırt kısmında yazan yazıların yönü bir standarda bağlanamamış mıdır? hadi tamam bu kural olarak belirlenemez ama baskı-dizgi dünyasında gelenek haline getirilip standart halde basılsa olmuyor mu? yani bir kitap veya dergi ön kapağı yukarı bakacak şekilde masanın üstüne konduğu zaman sı
bu kitapların sırt kısmında yazan yazıların yönü bir standarda bağlanamamış mıdır? hadi tamam bu kural olarak belirlenemez ama baskı-dizgi dünyasında gelenek haline getirilip standart halde basılsa olmuyor mu? yani bir kitap veya dergi ön kapağı yukarı bakacak şekilde masanın üstüne konduğu zaman sırt kısmında yazan yazı da düz gözükse olmaz mı? niye kimileri düz kimileri ters gözükür? bu yüzden bu kitapları kütüphaneye dik vaziyet dizdiğimizde, kiminin sırt yazısı aşağıdan yukarıya, kimininki yukarıdan aşağıya kalıyor. çok çirkin oluyor. niye biri çıkıp da "ulan şunların hepsini aynı şekil basalım" demiyor? farklı olma çabası mıdır, denyoluk mudur nedir?
0
Standardı yukarıdan aşağıyadır, aşağıdan yukarı yazanın yaptığı denyoluktur, iş bilmezliktir.
0
normalde yukarıdan aşağıya doğru yazılması gerekir. yatay bir şekilde üstüste dizdiğimizde de soldan sağa okunsun diye. ama bu tür denyoluklar sadece onlara mahsus değil. zira dvdlerde de aynı sorun oluyor.
0
yukarıdan aşağı oluyorlar genellikle ama bazen sola bazen de sağa doğru oluyor. birazcık simetri takıntınız varsa iyice sıkıntı oluyor: aynı yayınevindeki bazı kitaplar sağa bazıları sola oluyor. hatta ve hatta aynı yayınevi aynı yazara ait kitaplara bile değişik şekilde muamelede bulunuyor. yani genel standart olmadığı gibi yayınevlerinin kendi içinde bile istikrar olmuyor.
0
(havamı da atayım) şu ana kadar 70'in üzerinde kapak tasarımı yapmış biri olarak söyleyebilirim ki; maalesef böyle bir şey yok.. tamamen grafikerin, belki yayınevinin isteği doğrultusunda yapılır.. istekle de değil aslında keyfiyete göre.. ancak gerçekten yapılması gereken ise yukarıdan aşağıya yazmaktır.. ama genel olarak hemen herkes uymaktadır buna..
0
