Giriş
(5)

Içinde Lübnan, Ürdün, Suriye geçen kitaplar

orange coffee
Içinde Lübnan, Ürdün, Suriye geçen kitap arıyorum. Hepsinin aynı anda geçmesine gerek yok tabi ki. Doğunun limanlari gibi. Suriye ic savaş öncesi Suriye olursa daha iyi olur.Teşekkürler.
Içinde Lübnan, Ürdün, Suriye geçen kitap arıyorum. Hepsinin aynı anda geçmesine gerek yok tabi ki. Doğunun limanlari gibi. Suriye ic savaş öncesi Suriye olursa daha iyi olur.

Teşekkürler.
0
orange coffee
(17.06.21)
zeytindağı
0
heeresgruppe
(17.06.21)
khulud hamis, kitabın ismi haifa fragments türkçesi hayfa kırıkları ya da parçacıklarıydı tam hatırlayamadım

hoda barakat, akdeniz sürgünü kitabı var yeni çıktı sayılır
0
freebird5406_2
(17.06.21)
Doğudan uzakta
0
dre mithatoğlu
(17.06.21)
Ece Temelkuran- Muz Sesleri Beyrut’da geçiyor
0
suicides underground
(17.06.21)
yer altında dünya var.
0
rewlack
(17.06.21)
(5)

sinop yolu yokuşludur

roket adam
karadeniz turu kapsamında dönerken samsun'dan sinop'a geçtik sahil yolundan. hem yolunu, hem de şehri çok beğendik, ama sinop - bolu arası yol tam bir kabustu. turdaki en zor rota olabilir, hem bir geliş bir dönüş olarak bölünmemiş iki şerit, hem aşırı derecede dağ inip çıktık, hem deli gibi hız yap
karadeniz turu kapsamında dönerken samsun'dan sinop'a geçtik sahil yolundan. hem yolunu, hem de şehri çok beğendik, ama sinop - bolu arası yol tam bir kabustu. turdaki en zor rota olabilir, hem bir geliş bir dönüş olarak bölünmemiş iki şerit, hem aşırı derecede dağ inip çıktık, hem deli gibi hız yapan çok tır vardı, de acayip ıssızlardan geçtik.

acaba diyorum yandex bizi yanlış yoldan mı getirdi, yoksa gerçekten de kullanılan rota bu mu? e-80 otoyolu, sinop - boyabat - çankırı kastamonu arasıda bir yerlerden geldik.
0
roket adam
(17.06.21)
boyabat çankırı kısmı bir şeyler yanlış gitmiş ama anlamadım. boyabat kastamonu ılgaz yolu son derece düzgün. sonra da otobandan bam diye gidiliyor.
0
heeresgruppe
(17.06.21)
yandex bazen km'si kisa diye cok alakasiz yollari seciyor. bizi de bir seferinde orada 70 yildir oturanlarin bile kullanmayi gec varligini unuttuklari bir yoldan goturmustu köy yolu bile degil bildigin keci yolundan gittik yani :) vardigimizda geldigimiz yolu dedeme tarif edince orasi hala duruyor mu biz gencligimizde kullanirdik orayi siz nereden buldunuz da geldiniz demisti :).
0
in vino veritas
(17.06.21)
abi eskiden orda yol bile yoktu sonradan yapildi neyse ki, en mantiklisi sinop-boyabat-kargi; kargi'dan sonra samsun-istanbul yoluna cikiyorsun zaten.

www.kgm.gov.tr
0
bay b
(17.06.21)
Gerçekte Samsun, Amasya, Çorum şeklinde gidiyor otobüs. Sahili gördüyseniz zaten farklı yoldan gitmişsinizdir.
0
dissendium
(17.06.21)
Yanlış olmuş cidden,

Biz sinop boyabat kargı, sonra gerede ve istanbul rotasını takip ederiz.

Bir de sinop boyabat kastamonu ılgaz gerede istanbul rotası var. O da iyi
0
zimbirik
(17.06.21)
(8)

aşk meşk sohbet :)

batlegolas
selamlar :)soyleyin bakalim, ask konusunda sansli misiniz?kac kere reddedildiniz?kac kere reddettiniz?reddedilmenize ragmen askiniz ne kadar daha surdu? tekrar denediniz mi?platonik ask benim yasam bicimim oldu arkadaslar. rezalet derecede sanssizim. bakalim sizler ne durumdasiniz.ben k,24. yakinda
selamlar :)

soyleyin bakalim, ask konusunda sansli misiniz?

kac kere reddedildiniz?

kac kere reddettiniz?

reddedilmenize ragmen askiniz ne kadar daha surdu? tekrar denediniz mi?

platonik ask benim yasam bicimim oldu arkadaslar. rezalet derecede sanssizim. bakalim sizler ne durumdasiniz.

ben k,24. yakinda 25 olacagim.
0
batlegolas
(17.06.21)
Kurduğum iletişimlerin gidişatı ve şekli yüzünden "ret etmek ya da reddedilmek" gibi aksiyonlarım hiç olmadı. Ama hiçkimseyle de sevgili olayım, ilişkim olsun istemedim. Casual diyebiliriz buna daha çok. Platonik falan da yok hâliyle.

Hayatımda işi olan kişi zaten kalıyor bir şekilde, olmayan ise kendi kendini baştan eliyor, ben bir şey yapmıyorum.
0
Avoiding The Puddle
(17.06.21)
birine bir kere kaptırdım mı bir daha unutmuyorum. sonra gelene engel olmuyor bende, ancak önceki de gitmiyor. ilişki içinde sadakati bozmuyorum, asla bozmam.

o yüzden hep önceki ilişkilerimden ötürü, keşke bitmeseydi, diye düşünüyorum.

baya kötü durumdayım yani. e26
0
heeresgruppe
(17.06.21)
aşk merakım yok, 1-2 kere reddedildim çünkü max 1-2 kere birine yazmışımdır. bu da %100 şanssız biri olduğumu işaret ediyor sanırım :D
0
nahtoderfahrung
(17.06.21)
eskiden kimseleri beğenmezdim, sanki olan erkek arkadaşım en iyisiymiş gibi gelirdi hahah.

reddedilme noktasına getirmemeye çalışıyorum durumu. hiç yaşamadım o yüzden.

reddetme değil de arkadaş sohbetine döndürme veya çok az ilgilenme oluyor bende.

şanslı olduğumu söylerler , kısmet işi bu işler tabi.

K,24
0
bugun hava gunluk gureslik
(17.06.21)
15 kere çok rahat reddedilmişimdir bi 10 kere de reddetmişimdir herhalde çok takmaya gerek yok kişisel algılamamak lazım o kişinin istediği kişi o an sen olamayabiliyorsun kendi özelliklerini de kendin seçmiyorsun ben artık öyle bakıyorum ve uyuşabileceğim kişileri arıyorum
0
lata
(17.06.21)
Ben genelde platonikte kalamıyorum, beklemek veya uzaktan uzağa umut etmek hiç bana göre değil. Birinden hoşlandıysam kısa süre içinde gidip açık açık hislerimi söylüyorum, biraz arsız biriyimdir bu konularda. Söyleme dediğim ilanıaşk değil elbette, sadece açıkça onunla ilgilendiğimi belirtiyorum. Bu şekilde beş kişiye açıldım şu ana kadar, sadece biri reddetti beni. O reddeden de iyi ki reddetmiş, şu an düşününce oldukça saçma geliyor bana ondan hoşlanmam.

Birkaç seneyi bir hayli hızlı geçirdim ama açıkçası son yıllarda kimseye ilk adımı ben atmıyorum. Kadınların ilk adımı atmamasından şikayet eden erkeklerde bile cepte görme ve önem vermeme durumu oluşuyor ne yazık ki ilk adımı atınca, bunu bizzat deneyimledim ve artık gelenleri değerlendiriyorum sadece. Bu konularda şanslıyımdır biraz, hangi ortama girsem bir sürü talibim çıkar nedense. Artık şöyle yapıyorum: aralarında hoşlandığım varsa onunla arkadaş gibi görüşmeye başlıyoruz, iş yolda haliyle flörte dönüp en sonunda da sevgililik şeklinde sonuçlanıyor.

Çok uzattım cevabı ama şunu da diyeyim, açıkça reddettiğim bir kişi oldu sadece. Diğerleri soğuk tavrımdan durumu anlayıp hemen uzaklaştılar ama bu ruh hastası takıntı yapıp bir türlü ondan hoşlanmadığımı sindiremedi, beni uzun süre uğraştırdı.
0
kedimedi
(17.06.21)
ilişkiler üzerine bu kadar düşünme, platonik aşk diye bir şey yok özgüvensizlik ve obsesyon var. beğendiğin adama yürürsün, muhabbet ilerlemiyorsa salarsın gider. ben de 27 olacağım -kadınım-, eskiden aşırı kasardım öyle mi oldu böyle mi oldu diye, şimdilerde bu kadar kafa yormaya gerek olmadığını anlıyorum valla. Herkes birilerini reddediyor, birilerince reddediliyor, ghostluyor, ghostlanıyor. Beni beğeneni ben beğenmem, benim beğendiğim beni beğenmeyebilir ismail yk gibi yoksa ben zurna mıyım diye kederlenmenin manası yok :D şanssızım diye düşünüp üzülme bence, bir gün aynı frekansta olduğun biri ile karşılaşırsın illa ki.
0
Mossy
(17.06.21)
önceden reddettiğim sayı reddedildiğim sayıdan fazlaydı. sonra uzun ilişkiler yaşayıp piyasadan uzak kaldığım bir dönem oldu. o dönem bittikten sonra biraz daha atılgan olmak istedim çünkü eski seksapelim kalmamıştı alsjdk.
atılgan olduktan sonra çok ret yedim, hatta daha bu sabah yedim sonuncuyu. erkek arkadaşı varmış, vurucu bir ret sayılmaz ama red reddir tabii...
0
Jux
(17.06.21)
(7)

İdeal sağlık sistemi diye bir şey var mı?

vatanperver
Birkaç ana problem var konuyla ilgili: 1) ücretsiz olmalı mı? bedava olunca suistimal edilebilir.2) doktor risk alabilmeli mi? başım ağrıyor diyene 1000 tane test yapmalı mı? belki adamda beyin kanseri var, milyonda bir ihtimal.3) tedavisi milyonlarca dolar olan hastalıklar ne olmalı? devlet vergile
Birkaç ana problem var konuyla ilgili:

1) ücretsiz olmalı mı? bedava olunca suistimal edilebilir.

2) doktor risk alabilmeli mi? başım ağrıyor diyene 1000 tane test yapmalı mı? belki adamda beyin kanseri var, milyonda bir ihtimal.

3) tedavisi milyonlarca dolar olan hastalıklar ne olmalı? devlet vergilerin önemli bir kısmını buna mı ayırmalı?

4) kendine bakmayana devlet bakmalı mı? örneğin diş bakımı yapılmazsa, pahalı bir tedavi olan diş implantı gerekebilir.

Dünyada bunları dengeli biçimde çözebilmiş bir ülke var mı?
0
vatanperver
(06.06.21)
Eğer bu sorduğun soruların başında vatandaş vergi veriyor ise hepsine ücretsiz olmalı.
Vermiyor ise hayır.
0
paramolacak
(06.06.21)
1) Vergi veriyorsan çoğu şey onun karşılığında ücretsiz olmalı. Ama çoğu Avrupa ülkesi tam da bu yüzden "aylarca sıra bekliyorsun" diyor. Türkiyedeki gibi devlet + özel hibrit çözümler daha iyi bence.

3) O hastalıklara para ayırdığı için diğer şeyler şaşıyorsa sıkıntı. Denge bulunmalı bence.

4) Kendine bakmak ne demek? Mesela ülkede alım gücü çok düşük, herkes işlenmiş et almak durumunda, bunun sonucunda yaşlılığında kanser olacak belki de. Bunu insan kendine mi yaptı yoksa devletin etkisi de var mı? Fakir bırakıldığı için mi zorunda kaldı?

Dümdüz dişini fırçalamadığı için dişi çürüdü gibi mantık yürütsek o bile doğru değil. Kimi genetik olarak daha yatkın oluyor, kimi hiç bakım yapmasa da çürümüyor. Zaten genel sağlık sistemleri iki tarafı da koruyan orta yolcu sistemler oluyor işte.

Bildiğim kadarıyla artık hasta olduktan sonra değil, tam tersi hasta olmaması için yapılan şeyler öne çıkarılıyor. (bkz: önleyici sağlık hizmetleri)
Mesela devlet sağlık sistemini geliştirmek yerine, stresi azaltıp insanları spora ve daha sağlıklı beslenmeye yönlendirse daha iyi sonuçlar alınacak belki de.
0
nhk ni youkosu
(06.06.21)
Hollanda fena degil.

Aile hekimi isini iyi oturtmuslar doktor ustune titriyor, evine mektup atiyor yarin ac gel tahlil yapicam diye.
Devamli takip ediyor senin hastaligini. Bizdeki gibi aile hekimi pesinde kosmuyorsun.
Ben kendi doktorumu 1 kere denk getirip muayene olamadim. Ne zaman gitsem cikmis oluyor, oradaki doktorlar da trip atiyor.

Sana para veriyorlar spor salonuna git diye, ya da salon devletin tam bilmiyorum. Bi sekilde sporu zorluyor ev kadinlarina falan. Boylece hastaligi onluyor.

Dis olayi zaten rutin sanirim, emin degilim de duzenli gidiyorlar diye biliyorum.

Ayni doktor 3 nesil aileye baktigi icin her seylerini biliyor.

Ama orada da uzman doktor olayi cok zor, cat diye gidemiyorsun bu yuzden hastaneler bos.
Gitsen de cozemiyorlar.


Sigortan yoksa hayvani masraf cikartiyorlar. Mecburen sigorta yaptiriyor herkes.

Yaslaninca patliyor sistem.
Bu yuzden olene kadar calisman lazim, mezarda emekli oluyorsun.
0
divit
(06.06.21)
İnsan en başta tedavi olmayı değil hasta olmamayı bilmeli. Hasta olanın sağlığa ihtiyacı vardır ve belli bir düzeyde bu harcama gerektirir. Genel olarak Devletin her hastaya ücretsiz bakması şu zamanda zor görünüyor. Öncelikle sağlık giderleri, ilaçlar ve ekipmanları tamamen yerli olmalı.

Hasta ve devlet arasında işleyişi sağlayan doktorla diğer ara kurumlara kadar yeniden yapılandırılmalı. Tamamen her şey ücretsiz olmasa da maliyet/fiyat düşürülebilir.

Osmanlı ve Selçuklu zmaanında parası olmayan hastaya ücretsiz yardımda bulunulur ve dönüşü için yol parası dahi verilirmiş. Bu bakımdan eskilerden ama asla değerini yitirmeyen geçmişimizde öğreneceğimiz çok şey var.

Senen 90lara gelindiğinde ise hastane ölen masraflar karşılanmadığı için rehin kalabiliyordu. Hasta ziyareti mi ? O da "ücretliydi"
Trafik kazasından sonra acı içinde kıvranan, konuşamaz haldeki yerdeki yaralıya müdahale için ambulansla gelen sağlık görevlisinin ilk sorusu "sigortan var mı? " ydı
Doğum yapan anneye, çocuğun öldü diyerek evine gönderilmesi çocuğun başka ailelere verilmesi. neredeyse her ameliyattan sonra hastanın vücudu içinde unutulan gazlı bez ve makaslar, gizli kamera görüntülerinde ispatlı olarak doktorun hastasından ameliyat için bıçak parası istemesi, daha neler neler.. akşam haberlerinin değişmezleriydi.
Kısacası insan odaklı tedavi anlayışına sahip doktor ve böyle doktorların yetişmesini sağlayan bir sağlık sistemi anlayışı/müfredatı gerekiyor. Tabi o da temelde manevi değerlerle sağlanabilecek bir şey.

Geçen sene salgın başında aşıların geliştirilmesi bile 2-3 seneye varabilirken açıklamalarda.
Bu pazarda(!) farklı ülkelerden, farklı rakipler ortaya çıkınca 1 senede bir çok ülkeden aşı haberleri gelmeye başladı.
Sağlık anlayışının içinde kapitalizm olduğu sürece insanlar sağlığına kavuşmaz.

3. Soruya cevap tedavi yüksek tutarlı hastalıklar için geçmiş kaynaklar sıkı bir araştırılmalı.
Ve dışarıdan tedavi değil kendi kültürümüze, toprağa ve doğal kaynaklara bağlı bir tedavi anlayışı geliştirilmeli.
O zaman hastaneleri arttırmak yerine tedavi olan insanları arttırmanın önemi daha çok anlaşılır.
0
Erva
(06.06.21)
1) ücretsiz değil zaten. öyle ya da böyle birileri ödüyor. olay kimin ödeyeceği. sigorta herkese zorunlu olursa türkiye'deki gibi, olan ücretli çalışan ya da geliri çok aşırı uçlarda olmayan orta sınıfa oluyor. gibi gibi

2)sevk zinciri bundan ötürü var. uzman doktora aylar sonra görünebilmek anlamına gelse de, doğrusu daha çok bu.

3)sma en güncel örnek. evlilikte eşlere test yapılabilecek bir hastalık. hepatit falan gibi zorunlu tutulabilir. diğerleri de vergiler arasında önemli kısım değildir, virgülden sonraki basamak falan olur anca.

4)kendine bakmayı kolaylaştırmak gerek.

dengeli çözebilen ülke... yok heralde.
0
heeresgruppe
(06.06.21)
Bunu tam çözebilen bir ülke yok bence. Ki zaten çok zor bir denklem. Ben kendi deneyimimden soyleyecegim;
1) ucretsiz saglik diye bir olay yok. Biri her sekilde ödüyor. Türkiye'de sağlık ücretsiz değil. Ek olarak sürekli devlet hastanesi kullanıp ilerlemeye kalkarsaniz Türkiye'de de deli bir sıra var. Isteyen denesin uzman doktor randevusu. Fransa'da da bu var, isleyis; aile hekimi kontrol edip sevk ediyor. Uzmanlarda sıra var. Suistimal edilebildigini sanmıyorum.

2-sevk zinciri. Onun dışında bu risk olayi cok kolay cozulebilecek bir şey degil. Gecen bir yerde gördüm, doktor parmağında birşey yok demis. Bu da inanmıyorum, eğer kirik cikarsa dava edebilir miyim diyordu. Maalesef zor yani bunlarla ugrasmak.

3- sma'dan bahsediyorsaniz test ile anlasilabilecek birşey ama test en son baktigimda ciddi pahaliydi (10bin lira diyordu özel). Bunu devlet karsilamaz ya da ucuzlatmazsa ödemeli. Ki Avrupa'da bazi ulkelerde ödüyorlar milyon euroluk tedaviyi (Fransa'da gene doktorlar onay verirse zolgensma ödeniyor.)

4-ucu acik. Türkiye gibi siyasal islam ülkelerine alkol sigara icen kendine bakmaz odemiyoruz derler. Kendine bakmak tabiki önemli ama onun için de sağlıklı ürünleri daha ucuz yapmalisin, insanlari spora teşvik etmelisin vs. Türkiye'de saglikli besin cok pahali, çoğu ekmek ve karbonhidrat ile besleniyor. Spor salonu pahali ama spor hobisi daha da pahalı. Yasadigim yerde herkes haftasonu doga yürüyüşü, daga tırmanış, göle gitmede falan. Etrafimda kilolu insan yok resmen.

Ama bunu tam çözebilen ülke yok.
0
logisticsmanager
(06.06.21)
Olay eğitimle de alakalı. Eğitimli insan daha az hasta oluyor. Öncelikle bilinçli oluyor. Çocuğu ağlamasın diye önüne cips, meyve suyu dayanıyor. Bu durum maddi gelirden alakasız, eğitimle ilgili. Ikinci olarak eğitimli kişi insan vücudunu tanıyor. Akcigerle karaciğeri çok yakın sanan çok insan var. Örneğin geçen hepatit aşısının covid'e iyi gelecegini sanan insanlar duydum. Çünkü hepatit karacigerdeymis, covid akciğere gidiyormuş, ikisi de ciğer olduğundan hepatit aşısı akciğere iyi gelirmiş. Durum eğitimsiz insanlarda bu şekilde. Sonra antibiyotik kullanımı gelişmiş ülkelerde çok az. Diğer ülkelerde aspirin gibi alıyorlar..
0
howfaristhesky
(06.06.21)
(6)

istanbul'dan kalkan/kaş'a araba ile

lemmiwinks
nereden gidilir?osmangazi koprusu ve otoyol uzerinden ilerlemeyi dusunuyorum. sonrasinda izmir, aydin, mugla yolu uzerinden mi yoksa google maps'in gosterdigi gibi denizli uzerinden mi gitmeli? sure olarak cok fark gibi ama izmir uzerinden gitsem yol daha guzel midir?denizli uzerinden: https://bit.l
nereden gidilir?

osmangazi koprusu ve otoyol uzerinden ilerlemeyi dusunuyorum. sonrasinda izmir, aydin, mugla yolu uzerinden mi yoksa google maps'in gosterdigi gibi denizli uzerinden mi gitmeli? sure olarak cok fark gibi ama izmir uzerinden gitsem yol daha guzel midir?

denizli uzerinden: bit.ly
izmir uzerinden: bit.ly
0
lemmiwinks
(04.06.21)
bayağı uzun bir yol. ben olsam manzaralı değil, kısa yolu tercih ederdim ama kişiden kişiye değişir tabii
0
awkward aardvark
(04.06.21)
arada sadece 20-30 dakika var gibi duruyor.
0
🌸lemmiwinks
(04.06.21)
iki yoldan da gittim. çok büyük bir fark göremedim. muğladan gidince sakar geçidiyle muhatap olunuyor sanırım orası biraz sıkıcı
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(04.06.21)
bursaya ya da yalovaya feribot daha iyi olabilir
0
heeresgruppe
(04.06.21)
uzun süre gezeceksen arabayı taşıma firmasına ver götürsün kaşa
0
cosmicgadin
(04.06.21)
@cosmicgadin: amac toplu tasimaya binmemek pandemi doneminde.

izmir uzerinden geldik, gayet de guzel oldu, cok da surmedi.
0
🌸lemmiwinks
(07.06.21)
(2)

Dipnotta Tekrar Eden Kaynak

leontocephaline
normalde apa stili yazdığım için dipnotta kaynak verirken (chicago sanırım) kafam karıştı. şimdi bir kaynağın aynı sayfasını birden çok kez alıntılamam gerektiğinde sürekli "age. s.25" olarak mı yazmam gerekiyor? mesela apa'da numerik olarak referans verdiğimizde metinde ilk hangi sayıya karşılık ge
normalde apa stili yazdığım için dipnotta kaynak verirken (chicago sanırım) kafam karıştı. şimdi bir kaynağın aynı sayfasını birden çok kez alıntılamam gerektiğinde sürekli "age. s.25" olarak mı yazmam gerekiyor? mesela apa'da numerik olarak referans verdiğimizde metinde ilk hangi sayıya karşılık geliyorsa sürekli onu kullanıyoruz cümle sonunda. ama burda anladığım kadarıyla sürekli olarak dipnotta "age s.25", "age s.25" olarak gitmesi gerekiyor. zaten bir sayfalık bi ödev böyle yazınca da dipnot sayfanın yarısını kaplıyor, metinde dipnottaki sayıyı tekrar edemiyorum yani. ben mi yanlış anlıyorum yoksa doğru olan stil bu mu?
0
leontocephaline
(01.06.21)
zotero word eklentisi kullanın, boşverin.
0
heeresgruppe
(02.06.21)
zotero değil de normalde sciwheel kullanıyorum ama kısa bi yazı olduğu için direkt kopyala yapıştır yapayım dedim, olmadı :d
0
🌸leontocephaline
(02.06.21)
(9)

Acil! Airbnb ev sahibi problemli evde ilk gecemiz

zannedersem tek eksiginiz bendim
Sıcak su akmıyor ve peşisıra bir sürü problem. Çok sinirliyim tartıştık kadınla. Şu an ne yapabilirim?
Sıcak su akmıyor ve peşisıra bir sürü problem. Çok sinirliyim tartıştık kadınla. Şu an ne yapabilirim?
0
zannedersem tek eksiginiz bendim
(01.06.21)
Kime şikayetimi iletsem? Ne yapsam bombok oldu gecemiz kadına ödediğimi de almak istiyorum
0
🌸zannedersem tek eksiginiz bendim
(01.06.21)
airbnb ile irtibata geçtiniz mi?
0
sanal uyku
(01.06.21)
Amerika numarasını aradım açan yok bunların direkt ulaşım nasıl oluyor bilen yok mu
0
🌸zannedersem tek eksiginiz bendim
(01.06.21)
mobil uygulama ya da sitede normal türkiyeye dair bi numara olması lazım.
0
heeresgruppe
(01.06.21)
valla işe yaramıyor. ben de çok kötü bir deneyim yaşamıştım. airbnb'de yorum yazdım ama hiç bir etkisi olmadı. ev sahibi yalan söyleyerek üste çıktı benim yorumuma yazdığı cevapla ve bana cevap hakkı da vermediler. hala çok yüksek puan gözüken ama rezil bir yer.

ne yapabilirsin? kötü yorum vermekle tehdit et. başka bir yer varsa seni oraya alsın bugünlüğüne.
0
stewie
(01.06.21)
Numara yok resmen ulaşılmamak için elinden geleni yapmışlar ben mi bulamıyorum destek hattını vs elimden hiçbir şey gelmiyor
0
🌸zannedersem tek eksiginiz bendim
(01.06.21)
airbnb sonuçta, bu gece için yapabileceğin pek şey yok. kötü yorum verirsin, onu da gider sildirirler benimle kavga etti diye. bu geceyi idare et sonra başka yere geçersin.
0
roket adam
(02.06.21)
airbnb ile mutlaka iletişime geçin, mağduriyetlerle alakalı çok ciddi çalışıyorlar.
0
anyelios
(02.06.21)
yurtdışında bir sorun yaşadım. parayı ödememe rağmen arayınca hemen ödediğim kadar hediye çeki verdiler yeni yere geçtim.

eğer kaldıysanız sanırım yapabilecek bir şey yok.
0
duyurukullanıcısı
(02.06.21)
(12)

İstifa ettim işten çıkamıyorum

nickimin hakkini veremedim
Merhaba, bugün itibariyle başka bir şirketle anlaşıp istifamı verdim. Yasal olarak altı hafta ihbar sürem var. Yeni anlaştığım yer idare edecek gibi ama burda altı hafta kalmamın bir mantığı yok. Yarından itibaren gelmeyelim gibi bir terbiyesizlik de yapmıyorum üç dört hafta sonra ayrılmam gerekiyor
Merhaba, bugün itibariyle başka bir şirketle anlaşıp istifamı verdim. Yasal olarak altı hafta ihbar sürem var. Yeni anlaştığım yer idare edecek gibi ama burda altı hafta kalmamın bir mantığı yok. Yarından itibaren gelmeyelim gibi bir terbiyesizlik de yapmıyorum üç dört hafta sonra ayrılmam gerekiyor dedim şimdiki şirketim kesinlikle kabul etmiyor. Nasıl ki ben ihbar süresince para alıp çalışıyorsam tam tersi şekilde son iki haftayı ödeyip çıkmak istiyorum dedim ik öyle yapamıyoruz diyor. Nasıl yapamıyor bunu ben burda esir mi kaldım şimdi? Üç hafta sonra bugünü baz alarak ettiğim istifayı noterden tekrar yollasam kalan sürede çalışmasam davalık olup ne kadar ücret öderim nasıl sıyrılırım bu işten, kabul etmiyorlar. Yol gösteren, tecrübesini paylaşan olursa çok sevinirim. Teşekkürler
0
nickimin hakkini veremedim
(01.06.21)
iş kanununa göre tek taraflı fesih ile tazminatını verip işe gitmeyebilirsin, neden esir olasın. sen yazılı dilekçe ile ik ya tek taraflı fesihini bildir ve yazılı cevap almaya çalış. gerekirse bir avukatla konuşun, böyle bir hakları yok.
0
vampir akrep
(01.06.21)
iş arama iznin var istifadan sonra günlük 2 saat sanırım.
Yıllık iznin var mı içeride birikmiş

Bunları konuş, IK emir kuludur genelde.
Bölüm yöneticin "tamam çıkabilir" derse IK ses etmez.

En kötü üstteki arkadaşın dediği gibi
IK'ya "erken çıkış tazminatını ödeyerek şu tarih itibariyle gelmiyorum" diye dilekçe yazarsın, ödersin biter gider.
Mahkemelik olmaz, kanuna göre önce sana tazminat (maaşınla aynı) çıkarır, onu ödersen zaten mahkemeye gidecek birşey kalmaz.
Onu ödemez de, "orası benim çalışma yapamayacağım bir yerdi, mobbing vardı, cinsel taciz vardı" gibi bir argümanla gelirsen mahkemeye gider iş.
0
Corc
(01.06.21)
Tabii ki esir kalmadın. İş sözleşmesini tek taraflı fesheden taraf ihbar süresini tazminat ödeyerek ortadan kaldırabilir.
0
himmet dayi
(01.06.21)
Tazminatını ödeyip çıkabilirsin, bunu kabul etmeme gibi bir durum yok. Ben de ihbar süresini beklemeden parayı verip ayrılmıştım.

ayrıca günlük 2 saat iş arama iznin var, bunu toplu ya da günde iki saat kullanmak tamamen sana kalmış. iş veren nasıl kullanmak istersen o şekilde kabul etmek zorunda. Toplu kullanmak istiyorsan iş verene yazılı olarak belirtmen gerekiyor.
0
dimanche
(01.06.21)
İş arama iznini bir sor. İş arama izni opsiyonel bir durum değildir, her şekilde istifa gerekçen (iş bulmuş bile olsan) ne olursa olsun kullanabileceğin bir haktır. Onun peşine düş.

Onun ötesinde kullanmadığın izinlerin varsa onları kullanmak istediğini söyle. İzin kullandırtma yetkisi işverende, o yüzden belki parasını verelim kal derler. Ama iş arama izni öyle değil. Onu kullan kafadan 1 hafta düşmesi lazım.

O günlük 2 saatleri toptan da kullanabiliyorsun. O da senin ihbar sürende 1 hafta falan işte
0
anten
(01.06.21)
böyle durumlarda bir avukattan yardım almakta fayda var. eğer mevcut şirketiniz söylediklerinizi kabul etmiyorsa ve söylediklerinizde haklı olduğunuza inanıyorsanız, yazılı gönderin. en azından sonradan problem olduğunda işinize yarar. bir de bu işler ik ile çözülmüyor her zaman. sizin amiriniz ile ya da şirket yöneticisi ile konuşmakta fayda var.
0
co2s2
(01.06.21)
zaten iş arama izinlerini toplu kullandığınızda çalışmanız gereken süre 4-4.5 haftaya iniyor diye biliyorum ben ayrılırken öyle yapmıştım. bu zorunlu bir durum mu bilmiyorum ama parasını ödeyip çıktığınız sürece yarın da ayrılabilirsiniz ik size ayak sürümüş.
0
golgi aygıtı
(01.06.21)
İk aslında yapacak da yönetici gider ayak maraz çıkarıyor. İş arama iznini en son düşüyorlar, toplamda beş gün. Bu beş gün de izinli gözüküp yeni işe giriş yapamıyorum söylediklerine göre.
0
🌸nickimin hakkini veremedim
(01.06.21)
nasıl yapamıyorlarmış yahu? işlerine gelmiyor. yarından itibaren işe gitmesen bile en fazla yapabilecekleri sana dava açıp 6 haftalık maaşı alırlar senden. Ki çoğu zaman iş mahkemeleri işçi lehine çalışır, sen "daha iyi bir iş buldum, yeni işi kaçırmamak için hemen bıraktım" dersen onu bile alamayabilirler, bu şekilde işçi lehine sonuçlanmış davalar var.

İstifayı yollamak için 3 haftayı bekleme, noterden hangi tarihten gönderdiysen o tarih baz alınır, geriye yönelik günleri saymazlar.

Yöneticinle güzelce konuşup arayı bulmaya bak, boşver ik yı. Ha gene olmadı ondan sonrası sana bağlı, ne kadar çirkinleşebilirsin o sınır sende. Baktın yollamıyorlar gel ofise otur sabahtan akşama çay kahve iç çık hiçbirşeye dokunma, laf ederlerse de napçan işten mi kovacan diye laf sok :) Tabii bu son seçenek olsun, ne olursa olsun gemileri yakmamak, dostça ayrılmak en güzeli.

O arada sana 3 hafta tamam deseler bile bir sürü laf edecekler bu arada, hiç kulak asma moralini bozma duymazlıktan gel. Süreyi tamamla çık gt.
0
zikardo
(01.06.21)
yönetici sorun çıkarıyor yazdığını sonradan gördüm, o zaman sert oynayıp diş göstereceksin, "ben 3 hafta sonra çıkıyorum işinize gelirse, razı değilseniz yarından itibaren gelmiyorum" deyip blöf yapacaksın. bu arada dava falan dedim yukarıda benze durumda ertesi gün çıkıp giden 4-5 kişiyi tanıyorum, ne dava açıldı ne de başka bişi oldu, firma çok kinci lanet bir yer değilse uğraşmaz zaten seninle.
0
zikardo
(01.06.21)
Ben en iyisi 1 haziranda istifa ettiğimi yarın noterden de göndereyim 29 hazirandan itibaren çalışmayı bırakacağımı da belirterek üstünü de veririm parası neyse artık yoksa yeni işten olacağız.
0
🌸nickimin hakkini veremedim
(01.06.21)
hiçbir şey yapmayın, gitmeyin.
0
heeresgruppe
(01.06.21)
(22)

yurt disinda mutlu olamadigim icin vicdan azabi cekiyorum

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
evet dostlar, üzgün veya mutsuz degilim ama mutlu da degilim. konuyu biraz acayim.disaridan bakinca herkesin cok yasamak isteyecegi bir sehirde ve muhitte yasayip, cogu insanin yapmayi dileyecegi bir isi yapiyorum ama hayata karsi inanilmaz nötrüm. sosyal medyada turk timeline'ina bakip insanlarin y
evet dostlar, üzgün veya mutsuz degilim ama mutlu da degilim. konuyu biraz acayim.

disaridan bakinca herkesin cok yasamak isteyecegi bir sehirde ve muhitte yasayip, cogu insanin yapmayi dileyecegi bir isi yapiyorum ama hayata karsi inanilmaz nötrüm. sosyal medyada turk timeline'ina bakip insanlarin yurt disi hayallerini, isteklerini görünce veya yurt disina cikmis insanlarin mutlulugunu gorunce kendime kendime "ulan sen neden mutlu degilsin, ne buyuk sorunun var hayatta" diyorum ve kendime kiziyorum.

zamaninda okuyup calistigim yere birkac yillik turkiye arasindan sonra sirketin istegiyle geri geldim. dilini biliyorum, egitimim bu ulkeden, ortami biliyorum, tanidiklarim var ama icimde hicbir ekstra sevinc yok. turkiyede nasil yasiyorduysam ayni duygularla yasiyorum. diger insanlar gibi ne guzel iyi bir ulkede yasiyoruz diyemiyorum.

insanlarin avrupada cekilmis herhangi bir sokagin fotografina verdikleri tepkileri gorunce sasirip, insanlar senin bu hayatina ne kadar ozlem duyuyor ama sen sifir neşe ile oturuyorsun diyorum kendi kendime ve yasadigim hayata karsi nankörlük yapiyormusum gibi hissediyorum.

es dostun bir kismini turkiyeden taniyorum, bir kismi da bu ulkenin insani ama hicbir türk'e bu konuyu acamadim. nedense biraz cekindim bu konuyu konusmayi. belki onlar da benle ayni duygulari paylasiyor ama emin olamiyorum.

birkac haftadir dikkat ediyorum. is sonrasi veya hafta sonlari yaptigim aktiviteler ve bulusmalar bir gorevmis gibi gelmeye basladi. inzivaya cekilip kendi kendime evde kafa dinlemeyi istemem sanki yasadigim hayata nankorluk gibi geliyor.

evet, kazanc olarak daha iyi durumda oluyorsun. her ne kadar turkiyeden gorundugu kadar olmasa da maddi olarak rahatliyorsun. evet, sehirler guzel ve planli. evet, insanlarin hepsi olmasa da cogu daha duzgun. evet, daha huzurlu vs. fakat bunlarin hicbiri beni daha neşeli kilmadi.

gecenlerde turkiyeden yeni gelmis (sanirim okumak icin) ve bana bir konuyu danismak isteyen iki gencle tanistirdilar. nasil mutlular, nasil yuzleri guluyor anlatamam. ben de onlaro oyle gorunce mutlu oldum ama modumun onlar kadar yuksek olamamasina kizip durdum sonrasinda.

bu soruyu acma nedenim de aslinda yurt disinda en azindan bir 5 yili devirmis arkadaslarin ne hissettigini ogrenmek. ben calisan sinifa mensup bi insan olarak yine calisan kesimden, orta sinif arkadaslarin duygularini merak ediyorum.
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(27.05.21)
10 seneye yakın okul+iş milano. şu an geri istanbul.
Şehir ülke insanı mutlu etmeye yeten şeyler olmadığı gibi mutsuzluk sebebi de değil aslında.

dünyanın en klasik sorusu bu, "sen hayatta ne yapmak istiyorsun? istediğin, sana iyi gelecek şey nedir?" cevabını ucundan yakala ve peşinden koş. her gün 7/24 mutlu olunamayacağını kabullen, kabullenmeyi kabullen ve içinde bulunduğun anda dur ve sana iyi geleni fark etmeye çalış.
her akşam yastığa kafayı koyduğumda kurduğum hayali milano'da gerçekleştiremeyeceğimi görüp istanbul'a döndüm. döndüğümün 3. senesi hayalin yarısı gerçekleşti. acelenin, telaşın, kendini yiyip bitirmenin gram faydası yok, akısına bırakıp sana iyi gelen şeyleri hatırla, hayal kur. kıstasın ayda ne kazandığın değil ayda kaliteli geçirebildiğin zaman olsun.

sıkma canını, yaşadığı yerden bağımsız insan aynı insan, senin de mutsuz olma memnun olmama hakkın var.
atalet-erteleme gelmeden sana ilham verecek beynini besleyecek bir şeyler bulmaya bak.

sevgiler
0
nwnd
(27.05.21)
kendini neden seninle benzer şartlarda olmayan insanlarla karşılaştırıyorsun ki...
0
heeresgruppe
(27.05.21)
Yurtdisina hic cikmadim ancak izin verirseniz cevaplamak istiyorum.

Bilgisayar muhendisiyim ve iyi bir devlet okulundan mezunum, su anda da yuksek lisansima devam ediyorum.

Etrafimdaki hemen hemen herkes yurtdisina tasindi ya da tasinma hayali kuruyor. Yurtdisi sihirli degnekmis gibi davraniyor insanlar. Giden insanlar da sanki orda en ufak bir zorluk cekmiyormus her sey muhtesemmis gibi anlatiyor ve davraniyor.

Yurtdisina gitmek bir nevi hayatin instagram versiyonu gibi. Nasil orda kimse kotu anini paylasmiyorsa gidenler de onu yapmiyor. Cok asiri minnettar olmaniz gereken dunya nimetiymis gibi davraniliyor disardan.


Ben her seyde oldugu gibi bunu da abartili buluyorum. Siz herhangi bir sahip oldugunuz sey yuzunden, millet buna gipta ediyor diye cok sukretmeliyim, %200 mutlu olmaliyim hissi yasamak zorunda degilsiniz.

Size ozenen insanlara da ozenen milyonlar var ona bakilirsa.

Olayin sehirden ziyade kendinizle ilgili oldugunu dusunmeniz gerekiyor. Kendinizi mutlu ve tatmin olmus hissedebileceginiz yollar arayin. Bu da illa spor ya da hobi ile ilgili olmak zorunda da degil. Belki bir ogrenciye burs verirsiniz belki alaninizdaki birilerine mentorluk saglarsiniz. Bambaska seyler de olabilir ama kendiniz aramali ve bulmalisiniz. Basakasinin onerdigi sizi tam anlamiyla tatmin etmez.
0
tessera
(27.05.21)
Yurtdisina geldigim icin mutluyum da bir yerden sonra geciyor yani ne yapacagim her gün Fransa'da yasadigima dua ederek kalkacak değilim. Belli yerden sonra rutin, normal hayat olmasi kadar normal birşey yok.

Yani ben de ilk geldiğimde oha ne güzel falan oldum ama artik alistim yani. Tamam maas guzel, yeme icme kaliteli, insanlar iyi ama polyanna gibi de dolasamayiz :) 5. Seneye giriyorum bir kac aya. Her Türkiye'ye gidince geri dönesim geliyor hemen o kadar daralıyorum.
0
logisticsmanager
(27.05.21)
Gecen bir yerde okumustum, "yurtidisina gidince arka fon degisiyor sadece, sen yine ayni sensin"

Not: 3 sene yurtdisinda yasadim.
0
brkylmz
(27.05.21)
4 yildir almanyadayim. bende hemen hemen benzer duygular icersindeyim. vicdan azabi cekmiyorum da buraya hicbizaman ait olamayacagimdan sanki bosuna burda zamanimi harciyormusum gibi geliyor. daha yeni izinden geldim türkiyeden. sanki hep orda rahat yasabilmek icin bu zamanimi feda ediyormusum gibi geliyor.

türkiyede az paraya calistigim üzüldügüm seyler olmamis gibi sebepsiz bir özlem duygusu oluyor.
galiba tipik bir almanci olma yolunda ilerliyorum.
0
vhs kaseti
(27.05.21)
Devlet okulundan koleje gecmis gibi oluyorsun, okul yine okul hergun derse giriyorsun.
Mutlu olmak zor bence.
0
divit
(27.05.21)
olay biraz nerde olduğun değil kimle/kimlerle olduğunda bence. ben de iki sene atinada çok mutsuz yaşadım, sonra ankaraya taşındım çok mutlu bir sene yaşadım.
0
sipsiyah
(27.05.21)
sikinti yasadigin hayatta veya kisiliginde degil, sikinti kendini baskasiyla karsilastirmanda. kendini degistirmene veya kafandan bir seyi silmene gerek yok. baglarini koparmana da gerek yok. kafana gore takil iste. evde durmak istiyorsan da evde dur, 'ben olsam hep gezerdim' diyen de ciksin gelsin kendisi gezsin. hem sanane baskasinin ne yaptigindan/yapacagindan, onlara ne senin ne yaptigindan?

ben de hic hazzetmiyorum turkiye'de yasayan cogu kisiyle konusmayi. resmen insani yurtdisinda yasadigi icin suclu hissettiriyolar. sanki hayat bi orda zor amk. biz burda yattigimiz yerden para kazaniyoruz sanki. evet refah duzeyi yuksek, zaten o yuzden geldik ama napayim yani benim sucum mu? kimle konussam 'oh lan kurtuldun valla, oh lan ne guzel istesen ferrari alirsin orada araba ucuz, oh valla ne guzel is hayati cok kolay' diye diye insani konusmaktan sogutuyolar. hic takmican.
0
icim urperiyor
(27.05.21)
20 seneyi devirdim.

Yurtdisi luks bir restaurant gibi. Dekor super, servis harika, tabak canak masa duzeni inanilmaz. Bir yemek soyluyorsun geliyor tabak harika hazirlanmis. Sonra bir catal aliyorsun tadi bombok.

Turkiye'de esnaf lokantasi, iceri korkarak girersin bazen saga sola dokunmak istemezsin. Onune bir yemek koyarlar goruntu olarak birseye benzemez, catallar bardaklar kirlidir vs. Sonra bir tadina bakarsin soka girersin.

Uzun sure disarida yasamayanin anlayabilecegi mevzular degil bunlar. Obur taraftan ne olursa olsun cikmak isteyenleri de anliyorum. Ama ciktikdan sonra iluzyon 3-5 sene icinde dagiliyor, bu da bir gercek.
0
cooperr
(27.05.21)
Maddi olarak rahatlamak, düzenli şehir evet güzel şeyler ve ilk akla gelenler de Türkiye’den kaçış furyası o kadar basit değil. Siz ne kadardır yurtdışındasınız bilmiyorum Göz göre göre her gün daha kötüye uyanmak çok yıpratıcı, gelecek kaygısı sadece maddi yönlü değil. Sorunların her zaman üstünün örtülmesi, hukuksuzluk, eskiden eğitimin, görgünün, yeteneğin getirdiği bütün avantajların yerini kaotik bir düzene bırakması... Boğulmak üzere hissediyor gençler o yüzden bu kadar büyük bir olay. Siz kendi düzeninizde bu hissiyata elbette uzaksınız o yüzden aşırı gelmesi çok doğal ama işte normal koşullarda değiliz. Aslında dediğiniz gibi sıradan bir Avrupa şehri fotoğrafına delirmek saçma.
Ha sizin haftasonu aktivitenizle bunun ne alakası olabilir? Orada durum kişisel bence. Evinizde oturun, dışarı çıkın kime ne? Bence bu mutsuzluk meselesini kendi şartlarınızda değerlendirin, cevabı yurtdışındaki çevreniz, yaşadıklarınız çerçevesinde arayın. Türkiye’nin olağanüstü şartları, bunalımı sizi yanlış yönlendirir.
0
not dark yet
(27.05.21)
8-9 aydir yurtdisindayim, oncesinde istanbul'da rahatim yerindeydi. Burda da rahatim yerinde. Farkettim ki icinde olmasam bile turkiye gundemi beni etkiliyor. Artik dolar arttiginda "napicaz yau" demiyorum belki ama yine uzuluyorum. Yasama kalitesi/gelir acisindan filan belki yurtdisi daha rahat ama kopamadim ben henuz turkiyeden. Kopabilecegimi de sanmiyorum. 5 haftalik tatilimin en az 2 haftasini turkiyede geciririm herhalde bundan sonra da.
0
fakyoras
(27.05.21)
ben olayin mantigini anlamadim.

yurtdisinda oldugun icin mi mutsuzsun? turkiye'de daha mi mutlu olacagini dusunuyorsun? yazdiklarindan anladigim kadariyla cevabin "hayir" - ayni hissediyorsun.

o zaman mutsuzlugunla yurtdisinda olmanin alakasi nedir onu cozemedim. hayattan tad alamiyorsun, belli ki bir cesit depresyondasin. nerede olursan ol bu problem cozulmedikce boyle hissedeceksin sonucta. butun meselenin yurtdisiyla alakasini anlamadim ozetle.

acaba "turkiye'de mutsuzum, yurtdisina gidersem mutlu olurum" diye dusunup gittin de hayal kirikligina mi ugradin? o zaman biraz daha anlasilir, ama problemin kaynagini degistirmiyor: bir cesit depresyon icindesin demek ki. bir profesyonelle gorusursen yardimci olur bence.
0
robokot
(27.05.21)
Bulundunuz yerde kök salamamissiniz.

Derdiniz, anlattiginiz kadariyla bu.

Insan iliskileri ictenlikli, samimi olacak. Oylesine kurulan arkadasliklarin tabii ki sosyallesmek adina bir onemi var. Ancak samimi olacaginiz, icerisindeyken cok rahat hissedeceginiz bir sosyal cevreye ihtiyaciniz var.

Avrupa´dayim, 5 yili da devirdim.

Surekli ilerlemek, kendimi gelistirmek amaciyla gelmistim, bir dakika bile "durmaktan" inanilmaz rahatsiz oluyordum. Sonunda istedigim ulkeye gelmistim, hicbir seyi geciktiremezdim. En kucuk sorunda da demoralize oluyordum. Kendimi bu yaris psikolojisinden cikartmam zamanimi aldi.

Burada her anim mutlu mesut gecmek zorunda degil. Karsilastirma yapmiyorum, surekli karsilastirma yapmaktan yoruldum. Benimle yakin tarihlerde baska sehirlere gocen arkadaslarimda da durum bu. Biz burada bir hayat kurduk. "Türkiye´de olsam simdi nasil olurdum?" sorusu sadece ve sadece yipratici.

Yasadigim ulkenin vatandasi da oldum. Burada bir hayat kurdum. Ve bu hayattaki sorunlar sadece benimle ilgili. Yasadigim yerin firsatlarindan, islerin ve hayatin kolayligindan memnunum. Bunlar minumum, bunlar standart. Insanca yasamanin minumum gereklilikleri saglaniyor diye ben niye neseleneyim?

Türkiye ormanindan cikinca, evet, ilk sene ben de cok neseli ve enerjiktim. Survivor modundan ciktiktan sonra normale dondum. Avrupa´dan anlasilacak sey cennet degil, sadece insani standartlari saglamis yer olmali.
0
buf-e kür
(27.05.21)
biraz beklentiyle alakalı bir problem var burada. ben 1 sene yaşadım daha önceden, giden, kalan ve dönen de çok arkadaşım var. yurtdışında yaşamak kendi evinde yaşamaya göre çok daha büyük ve sürprizlere açık bir challenge. zaten bu kadar çok göz önünde olmasının sebebi de bu, gidenlerin çoğu "acımadı ki" modunda "biz aşırı memnunuz, 1 liraya 10 kilo et alıyoruz" diyor ancak işin duygusal yönünde hissettikleri sakatlıkları anlatmıyorlar. dolayısıyla bir kere kesinlikle yalnız değilsin, sadece işin bu noktası konuşulmuyor. özellikle psikolojik açıdan gurbet gerçekten zor, bunun vizyonla falan da alakası yok. bunu amerikaya giden alman da yaşıyor, japonyadan avrupaya taşınan japon da. 40 milletten sadece biz bunu ayıplıyoruz, halbuki gavur homesickness diye terim bile üretmiş.

ikincisi, o uzak ülkede bir yabancı olarak kendi evini özlemen çok ama çok normal. kendine haksızlık etme kesinlikle. farklı çıkış yolları ararsın, denemeler yaparsın, ama işin sonunda ben trde 3 kuruş daha az kazanırım ama kendi çöplüğümde yaşarım dersen bu ayıplanacak bir şey değil, aksine çok normal bir şey. ben şahsen böyle düşünüyorum 1 senelik tecrübemin sonunda, ve o zamanlar kalma imkanım olduğu halde kalmadığım için de genel olarak çok memnunum, iyi ki de öyle yapmışım. her ne olursa olsun yabancılar şubesiyle uğraşmamak, kendimi anlatmak zorunda kalmamak, önyargılarla uğraşmamak, arkadaşlarına ve aileme yakın olmak, ailemden biri hasta olduğunda koşabilmek, kendi anadilimi konuşabilmek (ki 2 dili çok iyi seviyede biliyorum) bunların hepsi benim için paradan çok ama çok daha önemliydi, o yüzden mutluyum. zorlukları var evet, cool bir şey de değil, ama belki de bu iş sana göre değildir? yani öyle bi zaman gelir ki lan keşke istanbulda olsaydım da gidip çöplükte bira içseydim ama yanımda şu arkadaşım olsaydı dersin, işte o önemli bi detay. biraz makina olmak, duygusuz olmak lazım yani, fazla düşünmemek lazım.
0
roket adam
(27.05.21)
herkes farklı. Kimi insan arkadaş ilişkilerini veya ailesini özlüyor dönüyor mesela. Mutsuzsan dönmeyi de değerlendir tabii FAKAT tek söylemek istediğim bir şey var, lütfen mümkünse oranın vatandaşlığını almaya çalış (zaten 5+ yıldır oradasın sanırım), B planın ve garantin olarak dön Türkiye'ye. Çünkü burada işler iyi gitmiyor, belediyenin verdiği Gri pasaportlarla insan kaçakçılığı falan yapılıyor öyle düşün. Ben Türk pasaportunun hiçbir değeri kalmadığını ve ileride en ufak vize için bile çok zorlanacağımızı düşünüyorum. Gitmişken elin boş dönme.

Bu arada gördüğüm çoğu arkadaşım ilk 2-3 yıl içinde çok alışıp(başta zorlanıp) sonra "ya Türkiye'de bunu nasıl yapmışız çılgınlık" moduna giriyorlar. Good for them.
0
nhk ni youkosu
(27.05.21)
Merhaba,

Çok uzun süre sayılmaz ama bir yıl yurt dışında yaşayıp yaklaşık 4 ay önce geri döndüm. Kalıcı olmasam da bir yıl daha kalma imkanım vardı ama dönmeyi tercih ettim.

Benim gördüğüm kadarıyla sizin durumunuz o yurt dışına imrenip "kaçarcasına" Türkiye'den gidenler gibi değil. Yani sizin gitme motivasyonunuz muhtemelen o "Süper bir ülkeye geldik. Türkiye'den kurtulduk" diyenler kadar yüksek değilmiş. O nedenle böyle düşünmeniz oldukça normal geliyor bana. Sizinkisi iş için ülke değiştirmek gibi olmuş.

Ben de görece güzel bir ülke ve şehirde yaşadım. İşim buradakine göre oldukça hafifti. Büyük bir şehirdi ama doğası güzel, sessiz sakin bir yerdi. Ama inanın kendimi bu kadar güvensiz hissettiğim bir yer daha olmamıştı. Silahlı soygun ve ölümler çok yüksekti. Akşam hava kararmadan eve girmeye özen gösteriyordum. Markete giderken sürekli etrafı kolluyordum. Her şey mükemmel olmuyor maalesef. Bununla birlikte pandemi sebebiyle sosyal ortamım da olmadı. Ben de döndüm. Dönünce de "Biz, sen orada kalırsın artık diye düşünüyorduk." dediler hep. Öyle bir imaj var hep. Bu anlattıklarımı duysalar inanmazlar. :)
0
shatskikh
(27.05.21)
Bence genel olarak hissettiklerinizin yaşadığınız ülkeyle bir alakası yok. Biraz orta yaş bunalımına girip hayatı anlamlandırma noktasında zorluk çekiyorsunuz gibi gördüm yazınızdan.

Gelişmiş ülkeler sihirli bir şekilde sizin psikolojinizi düzeltecek, size hayat sevinci verecek diye bir şey yok bana göre. Size rahat ve mutlu bir hayat yaşamanıza yardımcı olacak şeyler veriyor sadece.

Türkiye'de zaten hayatın default zorluklarına ek olarak her geçen gün oldukça kötüye giden şeyler var. Insanlar önünü göremiyorlar. Düşünün orta sınıf görülen iyi eğitimli bir kişi, kıçı kırık ikinci el bir araba alabilmek için yıllarca çalışmak zorunda kalıyor. Fazla uzatmaya gerek yok ama buna benzer bir sürü olumsuzluk var siz de biliyorsunuz zaten. O yüzden insanların size imrenmeleri, daha mutlu olduğunuzu düşünmeleri normal.
0
synthetic a priori
(28.05.21)
Buna aslında kişilik ya da karakter diyoruz. Depresyonda olduğunu düşünmüyorum. Bir şeye nankörlük ettiğin de yok Neyden keyif alıyorsan ona devam.
0
velvetmorning
(28.05.21)
1 ay kadar falan once bir instagram reels izledim ve jeton tam manasiyla dustu: mutluluk depresyon gibi bir uc noktadir. her zaman mutlu olamazsin, aranan duygu tatmin olmaktir (being content)..

Bunun ustune epey bir dusundum cunku hayatindan genel olarak tatmin olan bir insan olarak bu deliler gibi mutlu olma kismi beni hep zorluyordu. Boyle bir baski var uzerimizde cunku ve bu bizi oldugumuzdan farkli olmak icin zorluyor. Yani evden ise isten eve rutiniyle gayet iyi gecinen bir insanim, kalabaliklarda olmak, arka planda istemedigim muziklere maruz kalmak (ki mutlulugun tanimini yapamam ama gercek bir mutsuzluk sebebidir benim icin), small talk dedikleri nane mutlu etmiyor beni ama cizilen portre o. bunun bir gereklilik olmadigini anladim o videoyla.
0
2oda1salon
(28.05.21)
Mutlu ya da mutsuz olmanın fonla değil insanın kendisi ile alakası var. Ama mutlu/mutsuz bir insanın tr'de mi mutlu/mutuz olması daha güzeldir yoksa insan hayatına değer verilen bir yerde mi diye sorarsan 2ncisini seçerim. Tr'nin kötü yanlarını kimi kesin her gün tadıyor, kimisi her gün tv'den izliyor, kimisi ise hayatında 1-2 defa yaşıyor. Fakat herkes etkileniyor. Bu gerçekliği denklemden çıkarırsan sen senle başbaşa kalıyorsun. Mutlu olmak oradan sonra sana kalmış durumda.
0
twelfth
(28.05.21)
Twelfth +1000

Soyledigi sey cok dogru. Kucuk cocuguyla yasayan bekar bir anne olarak, kendi can ve mal guvenligim icin ekstradan endiselenmek durumunda degilim. Turkiye'ye gelmemek icin en buyuk sebeplerimden birisidir bu. Erkeksiniz anlamayabilirsiniz bu durumu ama boyle bir rahatlik var.

Ekonomik olarak enflasyondu oynak fiyatlardi gecim icin endiselenmek durumunda degilim. 8. seneye giriyorum burada, tupgaz fiyatlari artmadi aksine geldigim zamankinden daha dusuk (buyuk bir rezerv bulunmustu geldigim sene onun etkisi oldu deniyor), bakliyat, sebze ve meyve yetisebilme bolluguna gore fiyati artar ve azalir. bu da 8 senedir hemen hemen ayni fiyatlarla olur. Bol zamaninda ne kadara dusecek, kit doneminde ne kadara yukselecek kafamda belli ve 8 senedir degismedi. 8 senedir degisen yeni sivi yag fiyati oldu. Oradaki artista tek yon sehir ici toplu tasima ucretine tekabul ediyor (2 lolipop parasi). Fiyatlarin artmamasina o kadar alismisim ki cok geldi bana.

bu tip artilar var

u
0
2oda1salon
(28.05.21)
(14)

Evde tek başına yaşayanlar

heathen
Gece eve hırsız girmesi ve geceleyin doğalgaz kaçağıyla zehirlenip ölme korkunuz olsa / varsa nasıl atlatırsınız / atlattınız?
Gece eve hırsız girmesi ve geceleyin doğalgaz kaçağıyla zehirlenip ölme korkunuz olsa / varsa nasıl atlatırsınız / atlattınız?
0
heathen
(26.05.21)
pencereleri her zaman küçük aralık bırakırım
kapıyı altlı üstlü kitlerim. hırsızlar kilitsiz kapı arar..
0
heeresgruppe
(26.05.21)
evde doğalgaz yok ama olsa sensör alırdım.
zemin katta yaşamadığım için tek risk ana kapı. o da kilitli olunca güvende hissetmem için yeterli. yetmiyorsa alarm taktırırdım (ses alarmı)
0
sttc
(26.05.21)
güvenlikli site, merkezi sistem yerden ısıtma çözüm.

Korkum, ölürsem komşulara koku bile gitmez, ev sahibi kira yatmayınca cesedi bulur herhalde :) bunun için de evlenip çoluk çocuk yapayım diyorum, nasıl fikir? Gömecek biri olur en azından.
0
stewie
(26.05.21)
Valla ben zamanında üst katta tıkırtı duymuştum, kedi herhalde dedim. Meğer hırsız girmiş çatıdan, laptopu falan götürmüş sdfjgh korkum falan yok ama yine de hareket sensoru koydum.

Harekete duyarlı kamera, gaz algılayıcı, deprem algılayıcı, su ve nem algılayıcı vs vs bir ton sensor var koyabilirsiniz. Sizin yerinize ses çıkartır ve önceden bilmiş olursunuz. Bence bu sizi biraz rahatlatır.
0
ananiyimioguz
(26.05.21)
ev kaçıncı katta? eğer dışarıdan pencere veya balkondan girmek mümkünse evi değiştirirdim kesinlikle. eğer tek yol kapıysa, kapının ve kilidin güçlü olduğundan emin olurdum. ayrıca kapıya bir alarm, mümkünse hareket sensörlü bir kamera.

doğalgaz içinse yine bir alarm ve kombinin olduğu yerdeki havalandırmanın açık olduğundan emin olmak gerek. ayrıca yeni nesil ocaklarda açık kaldığında eğer yanmıyorsa otomatik kapanıyor. böyle bir güvenlik özelliği yoksa ocağı da değiştirirdim.
0
reanarchy
(26.05.21)
Geceleyin eve hırsız girmesi korkusu sebebiyle yatak başucumda babamın üniversiteye ilk başladığım ve başka bir şehre gittiğim zaman verdiği küçük çanta boy biber gazı + rahmetli dedemden yadigar küçük bir çakı ile yatıyorum 2-3 senedir :) Bana tuhaf bir koruma ve güven hissi veriyor, inşallah kullanmama hiç gerek kalmaz...

Doğalgaz konusu ya nasip :)
0
silverleaf
(26.05.21)
Normalde bu tür endişeleri çok düşünmüyorum çünkü düşündükçe artıyor bence. Cahillik rahatlık mantığı diyeyim :)
Ama bir ara 4.kat balkon kapısını gece açık bırakınca acaba biri girer mi diye endişelenmiştim. Hatta gece daha yatmadan açık kaldığında, yatarken değil. Psikolojik muhtemelen. Çünkü daha öncesinde ikinci kat pencere için hiç aklıma bile gelmemişti güvensizlik duygusu. Üstelik yabancı şehir kırsal denebilecek bölgeydi.
Benim korumam ayetül kürsi, felak, nas. Gece yatmadan okurum, evden çıkarken de ayetül kürsi okurum.
0
epitaf
(26.05.21)
zamanında tek yaşadım, o yüzden güvenlikli bir yer tutmuştum. doğalgaz eve kadar zaten gelmiyor, yangın duman için sitenin kendi sensörü var. artı olarak yangın tüpü de tutuyorum evde. bir arkadaşımın evine girdiler sonra baya bi stres yaşadı, alarm falan taktırdı kendince. bence ciddi ve haklı bir kaygı bu, o yüzden gerekli önlemleri almak lazım. özellikle hırsızlık istanbulda büyük sıkıntı.
0
roket adam
(26.05.21)
Doğalgaza gelene kadar...
O türlü şeyler için kaderci bir yapım var. Çok seyahat ettiğim dönemlerden birinde uçakta tirbülans vs yaşamıştım. O arada bir rahatlık geldi. Ölüm bir gerçek. Olacaksa da olur gibi. Ama hırsız girmesi korkusunu bir süre yaşadım. Eskiden 3. katta otururduk, bir ara 1. katta oturdum. Hakikaten bana göre değil. Uykusuz geçti gecelerim. En ufak bir seste bütün evi gezerdim ne var diye. Şimdi yüksek katta oturuyoruz. Bu arada sadece bu evde hırsızlık olayını yaşadık, ondan sonra da kapıları güçlendirip alarm taktık. Şimdi rahatım.
Diğer her türlü şey için ayetel kürsi, felak nas +1
0
SiyamkedisiZorro
(26.05.21)
hırsız için eve ufak da olsa bir köpek edinilebilir.
0
silver apple
(26.05.21)
Güvenlikli bir siteye geçebilirsin. Doğalgaz sensörü kullanabilirsin. Bu tür korkularım hiç olmadı ama korkana da kafaya takma demek anlamsız olur.
0
arnold schwarzeneger
(26.05.21)
doğalgaz alarmı ve kablosuz bir hırsız alarmı. ancak sorun bence sizin kaygı bozukluğunuz hırsızı, doğalgazı çözsen ya deprem olursa korkusu başlayacak. bunu da ancak psikolog/psikiyatr çözebilir.
0
orpheus
(26.05.21)
Gece uyumadan önce odaları son bir kez dolanıyorum, aldığım başka bir önlem yok.
0
ruhen hastayim ben
(26.05.21)
Yalnız yaşıyorum.

Bir gece uyandığımda hırsızla göz göze geldim. Ben ne olduğunu algılayana kadar kaçıp gitti. Salondaki laptop ve telefonumu götürmüştü.

O günden sonra huzurlu uyuyamaz oldum.

Sonra şu sistemi alıp kurdum. Huzurlu uyumaya başladım.

www.hepsiburada.com

O zamanlar bu kadar pahalı değildi :)
0
Mirket
(26.05.21)
(4)

İş davası - Şahit

senbensennedenbenlen
Davacı tarafa şahit yazılan şahıs şahit olduğu siciline işlenir diye korkuyor. Dava dosyası dışında e-devlet vs. gibi mecralarda şahit sıfatı gibi bir ibare yer alacak mı?
Davacı tarafa şahit yazılan şahıs şahit olduğu siciline işlenir diye korkuyor. Dava dosyası dışında e-devlet vs. gibi mecralarda şahit sıfatı gibi bir ibare yer alacak mı?
0
senbensennedenbenlen
(26.05.21)
hayır.
0
heeresgruppe
(26.05.21)
Ennn fazla kendi e-devletinde dosyalar kisminda 3. kisi olarak eklenebilir, ama o da sadece dosyada adi gecmis oldugu icin olur. -ki bunu da sanmiyorum, taniklari dosyalara taraf olarak eklemiyor mahkemeler.

Yani bir sicil durumu soz konusu degil, ama tanik olacak kisi hala isverenin iscisiyse anlatimlarini kesinlikle ozluk dosyasina eklerler ve hatta isten dahi cikarabilir bir yolunu buldurup. Bunun disinda da adi tanik oldugu dosyada bulunur sadece. Herhangi bir sicil islenmesi gibi bir durum soz konusu olmaz.

Ha yine belirtmis olayim, gercege aykiri taniklik yaparsa/durusma esnasinda cikintilik yaparsa, karsi taraf avukati da / hakim de bunu fark edip suc duyurusunda bulunursa (yine cok cok dusuk ihtimal bunlar) orasi ayri. Normal bir sekilde usulune uygun taniklik yapildigi muddetce kendisi aleyhine bir durum olmaz.
0
okuyamıyom ben ya
(26.05.21)
İşe iade davasında şahitlik ettim hiçbir şey olmadı. Olan tek şey bu holdinge bağlı hiçbir yerde işe girememem ki umrumda değil.

Eşim İK yazılımı işi yaptığı için defalarca iş mahkemelerinde şahitlik etti şu ana kadar hiçbir şey olmadı.
0
suicides underground
(26.05.21)
Ben de defalarca şahitlik yaptım işe iade davalarında, sicilime işlenmedi.
0
SiyamkedisiZorro
(26.05.21)
(3)

Bekarlık soyadı kullanımı hk.

makarnacanavari
MerhabaEvlenirken evlendirme dairesine dilekçe vermeyi unutunca, bekarlık soyadımı alamadım. İşim dolayısıyla almak istiyorum. Sanırım nüfus müdürlüğüne dilekçe vermek gerekiyor.Bunu yapan eden var mı?Dilekçeyi indir, yaz, git, yeni nüfus cüzdanını al gibi bir durum mu söz konusu? Bu kadar çabuk mu
Merhaba

Evlenirken evlendirme dairesine dilekçe vermeyi unutunca, bekarlık soyadımı alamadım. İşim dolayısıyla almak istiyorum. Sanırım nüfus müdürlüğüne dilekçe vermek gerekiyor.

Bunu yapan eden var mı?
Dilekçeyi indir, yaz, git, yeni nüfus cüzdanını al gibi bir durum mu söz konusu? Bu kadar çabuk mu oluyor yani? İnternette yazılanlar bu yönde yanlış anlamadıysam.
0
makarnacanavari
(26.05.21)
çok çok resmi evraklarda aynı soyadı kalsın, onun dışında eskisiyle devam edin, üşeniyorsanız...
0
heeresgruppe
(26.05.21)
evlendikten sonra yeni nüfus cüzdanını alırken nüfus dairesinde görevliye söylüyorsun oluyor. ama eğer aldıysan ve yeniden değiştirmek istersen o zaman karışır işler.
0
alicandan
(26.05.21)
Arayıp sormak lazım o zaman. Ben istediğimiz her süre için bu dilekçe geçerli sanıyorum öyle anladım yani. Kimse uyarmadı çünkü.
0
🌸makarnacanavari
(26.05.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.