kedifelix
simdi elimde iki tane seri var, biri 2008 sabit fiyatla hesaplanmis, digeri 2000 sabit fiyatla, birim US $. ben ilkinin ikincisindeki payina bakicam da, bunlari karsilastiramam di mi, ayni sabit yila gore hesaplanmis olmalari gerek... bi yandan da sonucta ikisi de gercek degerleri yansitir, acaba co
simdi elimde iki tane seri var, biri 2008 sabit fiyatla hesaplanmis, digeri 2000 sabit fiyatla, birim US $. ben ilkinin ikincisindeki payina bakicam da, bunlari karsilastiramam di mi, ayni sabit yila gore hesaplanmis olmalari gerek... bi yandan da sonucta ikisi de gercek degerleri yansitir, acaba cok buyuk bi fark olmaz mi diye dusunuyorum da, yorgunum, kendi aklima guvenemiyorum su an, ek akillar gerek.
kendimce hesap yaptim da, mantiksizmis:
A=100,200,300,400
B=1000,2000,3000,4000
2000 delatoru 10 olsun
2008 deflatoru 100 olsun
A(2008 sabit fiyatla)= 1,2,3,4
b(2000 Sabit fiyatla)=100,200,300,400
A/B=0.01
A(2000 sabit fiyatla)=10,20,30,40
a/B=0.1
gerci trend ayni cikiyor bunda ama bilemedim ayrintisini...
:emegi takdir ettim
kendimce hesap yaptim da, mantiksizmis:
A=100,200,300,400
B=1000,2000,3000,4000
2000 delatoru 10 olsun
2008 deflatoru 100 olsun
A(2008 sabit fiyatla)= 1,2,3,4
b(2000 Sabit fiyatla)=100,200,300,400
A/B=0.01
A(2000 sabit fiyatla)=10,20,30,40
a/B=0.1
gerci trend ayni cikiyor bunda ama bilemedim ayrintisini...
:emegi takdir ettim
0
ikisi de reel değeri yansıtır ama 2000'le 2008 arasında epey enflasyon farkı falan vardır. bunları birbiriyle karşılaştıramazsın gibi geliyo bana.
0
Biraz bakkal işi tavsiye olacak ama 2008 rakamları varsa (2000 baz da) kendin de 2008-2009-2010 oranını çıkarabilirsin gibi geldi bana.
yani
2000 - 100
.
.
.
2008 - 50
2009 - 60
2010 - 70 olsun 2008'e 100 diyip
2008 - 100
2009 - 120
2010 - 140 olabilir gibi?
Bilemedim, en azından fikir verir diye şeyettim. :)))
yani
2000 - 100
.
.
.
2008 - 50
2009 - 60
2010 - 70 olsun 2008'e 100 diyip
2008 - 100
2009 - 120
2010 - 140 olabilir gibi?
Bilemedim, en azından fikir verir diye şeyettim. :)))
0
gofs
Tanıdığım birinden telefonla ölüm tehdidi aldım, bununla ilgili karakola şikayette bulundum. Muhtemelen inkar edecek. Bunu kanıtlamak için savcılığa falan başvurulup 1 gün öncesinin telefon kayıtları istenebiliyor mu? Yoksa bu olay geriye dönük işleyemiyor mu? Sadece bundan sonrası için telefonumu m
Tanıdığım birinden telefonla ölüm tehdidi aldım, bununla ilgili karakola şikayette bulundum. Muhtemelen inkar edecek. Bunu kanıtlamak için savcılığa falan başvurulup 1 gün öncesinin telefon kayıtları istenebiliyor mu? Yoksa bu olay geriye dönük işleyemiyor mu? Sadece bundan sonrası için telefonumu mu dinletebilirim?
Kısaca telefonla tehdit olayını nasıl kanıtlayabilirim?
Ayrıca yolda falan karşılaştığımızda ona bi zarar verirsem bu tehdid olayı bana verilebilecek cezayı ne kadar hafifletir?
Kısaca telefonla tehdit olayını nasıl kanıtlayabilirim?
Ayrıca yolda falan karşılaştığımızda ona bi zarar verirsem bu tehdid olayı bana verilebilecek cezayı ne kadar hafifletir?
0
sen savcılığa başvur o kaydı da bulur teli de dinler illa ki bişeyler yapar ama doğru savcıya git.
0
Geriye dönük kayıtlar savcı tarafından istenebiliyor. Bir an önce savcılığa başvurun.
0
peki eğer telefon dinlenmiyorsa, yine de konuşma kayıtları tutuluyor mu ? merak ettim şimdi
0
yarın sabah savcılığa gideceğim zaten de bunu çıkarttırmaya hakkım var mı, ona göre ısrar edicem falan. gsm operatörlerinin son 15 günü saklama yükümlülükleri var diye aklımda kalmış. ondan sormuştum. neler yapabilirim, talep edebilirim bileyim ki orada ona göre konuşurum diorum.
0
Aynı durum bana oldu savcılığa şikeyet ettim, 5-10 gün sonra takipsizlik kararı geldi.
0
yildirimba
Ne ayak bunlar? Yabancı savaş gemileri duruyor bir haftadır.
Ne ayak bunlar? Yabancı savaş gemileri duruyor bir haftadır.
0
fransa bayrağı gördüm bir tanesinin kıçında, o nedenle yabancı gemi diye düşündüm tamamını. yanlış bilmiyorsam savaş gemilerinin kıçındaki bayrak kendi ülkesinin, önündeki bayrak hangi ülkenin karasularındaysa o ülkenin bayrağı olurmuş.
0
son ki uc dort
ilkokul yılları sömestr, tatiller vs için kırmızı kaplı bi kitap alınırdı.kalınca bir şey, konu anlatımlı falan. var mı yahu hatırlayanınız adını ?
ilkokul yılları sömestr, tatiller vs için kırmızı kaplı bi kitap alınırdı.kalınca bir şey, konu anlatımlı falan. var mı yahu hatırlayanınız adını ?
0
aydın ya da aydan değildi sanki ya. görseller öyle olsa da benim aklımda altın kitap ya da tudem diye kalmış.
ama görselleri görünce bir anda seneler öncesine gittim.
ama görselleri görünce bir anda seneler öncesine gittim.
0
baldur
hangi hastaneye gidersem farklı sonuçlar çıkmasından bıktığım için buraya soruyorum, özel ya da devlet fark etmez, detaylı lens muayenesi olmak istiyorum. işini hakkını vererek yapsınlar yeter, baştan savma yapmasınlar. sigortam var o açıdan az ücret isteyen özel hastaneler tercihim, dünya göz falan
hangi hastaneye gidersem farklı sonuçlar çıkmasından bıktığım için buraya soruyorum, özel ya da devlet fark etmez, detaylı lens muayenesi olmak istiyorum. işini hakkını vererek yapsınlar yeter, baştan savma yapmasınlar. sigortam var o açıdan az ücret isteyen özel hastaneler tercihim, dünya göz falan olmasın. istanbul'dayım.
0
kulaktan dolma abartılardan dolayı beyoğlu göz diyenler olacak. şimdiden söyliyim oraya gitme.
www.istanbulcerrahi.com
giden arkadaş memnun kalmıştı.
www.istanbulcerrahi.com
giden arkadaş memnun kalmıştı.
0
x o x o
tarih konusunda çok eksikliklerim ve kavram karmaşalarım var. bana türkiye/avrupa tarihini dünya savaşları olsun osmanlı olsun kısaca lisede üniversitede görülen tüm tarihi olayları anlamamı ve pekiştirmemi sağlayacak anlatımı çok sıkıcı olmayan tarhii romanlar arıyorum. tavsiyelerinizi bekliyorum.
tarih konusunda çok eksikliklerim ve kavram karmaşalarım var. bana türkiye/avrupa tarihini dünya savaşları olsun osmanlı olsun kısaca lisede üniversitede görülen tüm tarihi olayları anlamamı ve pekiştirmemi sağlayacak anlatımı çok sıkıcı olmayan tarhii romanlar arıyorum. tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
tarihçi ali mithat inan'ın kitaplarını da konuyla ilgili ikinci eser kapsamında araştırabilirsin.
tabii birinci eserler de var mesela, tek adam, ikinci adam vb gibi.. ama anlatımları sıkıcı gelmiştir bu birinci el eserler hep bana.
tabii birinci eserler de var mesela, tek adam, ikinci adam vb gibi.. ama anlatımları sıkıcı gelmiştir bu birinci el eserler hep bana.
0
tarihi romanlarda az çok kurgu olduğundan saf bilimsel gerçekler sulanabiliyo biraz. sina akşin'in editörlüğü'nde cem yayınevi'nden çıkmış 5 ciltlik türkiye tarihi kitabı var. bir de mcNeill'in Dünya Tarihi var, bunlar sıkıcı olabilir de ilgi duyuyosan okursun işte güzel güzel.
0
eğer resmi tarihin bizlerden kaçırdığı bazı gerçekleri de görmek istiyorsan Erdoğan Aydın isimli yazarın kitaplarını da mutlaka okumalısın.
0
Tarih konusunda okuduğunuz, duyduğunuz hiçbir şeye körükörüne inanmayın. Yeni bulgularla her şey değişebilir. Bu yüzden hep "diken üstünde" okumanızı tavsiye ederim. Piyasadaki tarih dergileri de fena değil sıkılmadan okumak için. Bol görselli kısa yazılar var.
0
comptrol
Diyelim ki bir urunu 100liraya uretip ve 20lira da uzerine kar koyup 120liraya sattim. Hoooop, yoktan para yaratmis gibi bir sey oldu. Dogadaki enerjinin korunumu yasasini paraya uygularsak, benim kazandigim para eninde sonunda baskasinin para kaybetmesine, zarar etmesine sebep oluyor mudur? Buyuk
Diyelim ki bir urunu 100liraya uretip ve 20lira da uzerine kar koyup 120liraya sattim. Hoooop, yoktan para yaratmis gibi bir sey oldu. Dogadaki enerjinin korunumu yasasini paraya uygularsak, benim kazandigim para eninde sonunda baskasinin para kaybetmesine, zarar etmesine sebep oluyor mudur? Buyuk olcekte dusunursek, bir ihracatci her yaptigi satista ulkesini kara sokarken, satis yaptigi ulkeyi de zarar ugratiyor mudur? Ya Yok degilse, surekli alip satalim herkes para kazansin, nereden geliyor bu paranin kaynagi? Kafam karisik, cok yanlis mi gelmisim yoksa ben :/
0
yoktan para yaratmıyorsun sadece varolan paranın, bir ürünü üzerine eklediğin emek ve fikri değerleri ile birlikte satmak suretiyle, yerinin değişmesine sebep oluyorsun. başkasıda kaybetmiyor çünkü o da o para karşılığında kendi ihtiyacını tatmin edecek bir ürün/hizmet satın alıyor.
Öbür türlü fikir satanları hiç düşünme bile :) sonuçta sattıkları şey maddi bir şey değil ama bir ihtiyacı karşılıyor ve maddi sonuçlara dönüşüyor.
Öbür türlü fikir satanları hiç düşünme bile :) sonuçta sattıkları şey maddi bir şey değil ama bir ihtiyacı karşılıyor ve maddi sonuçlara dönüşüyor.
0
Aynen. Hatta borsada bile para kazanırken birileri kaybediyor o an. Bir yerden sonra para bitince devlet para basmaya başlıyor, devalüasyon filan oluyor vs... Kapitalizm bu yüzden sonu olmayan bir düzen diyoruz. Daha doğrusu sonu var ama boktan.
0
@ataturkiye
Dostum doğru söylüyorsun ama comptrol ün örneği ile borsa uyuşmaz. borsada biri kazanır biri kaybeder dolayısı ile toplam kar yoktur. Ama örnekten yola çıkarsan biri kar elde ederken satın alan kişide maddi yada manevi olarak kar elde eder (bir ihtiyacını karşılar) bu anlamda iki tarafta kar etmiştir.
Bu arada devlet para basınca enflasyon olmaz asıl enflasyon karşılıksız para basarsa (yani skutsk un dediği gibi fiat para) olur. Kasana basacağın para kadar altın koyamıyorsan al sana enflasyonun kralı :) tabi bunu seninde bildiğine eminim ben sadece tamamlamak istedim. Tabi bu iş bir iki parametreyle anlaşılamaz güven enflasyonu dizginler mesela karşılıksız para bassanda. Velhasıl konuş konuş bitiremyiz bu hikayeyi burda.
Dostum doğru söylüyorsun ama comptrol ün örneği ile borsa uyuşmaz. borsada biri kazanır biri kaybeder dolayısı ile toplam kar yoktur. Ama örnekten yola çıkarsan biri kar elde ederken satın alan kişide maddi yada manevi olarak kar elde eder (bir ihtiyacını karşılar) bu anlamda iki tarafta kar etmiştir.
Bu arada devlet para basınca enflasyon olmaz asıl enflasyon karşılıksız para basarsa (yani skutsk un dediği gibi fiat para) olur. Kasana basacağın para kadar altın koyamıyorsan al sana enflasyonun kralı :) tabi bunu seninde bildiğine eminim ben sadece tamamlamak istedim. Tabi bu iş bir iki parametreyle anlaşılamaz güven enflasyonu dizginler mesela karşılıksız para bassanda. Velhasıl konuş konuş bitiremyiz bu hikayeyi burda.
0
hocam sen bi malı 100 liraya üretip 20 lira da kar koydum dediğin anda aslında ben o malı üretirken emek,sermaye v.s (yani üretim faktörlerini kullanarak) hammaddeyi mal haline getirirken bir "değer" kattım diyosun aslında.ama olay şudur ki bu faktörleri kullanarak yarattığın değerden fazlasına satıyosun yani bir kapitalist olarak emeğin yarattığı değerin tamamını emekçiye vermeyerek işçinin yarattığı artı değere el koyuyosun.pek açıklayıcı anlatmış olamayabilirim ama bu konuda "değer nedir? değerin kayanğı nedir?" gibi soruların cevaplarını bulmaya çalışabilirsin.ilk önerilerim de Ricardo,Marx,Smith'dir.
0
daha basit düzeyde ele alayım ben; iktisatın klasik tanımı, kısıtlı kaynakların verimli kullanma birimi olması şeklinde geçer, enerjinin korunumu yasasıyla birleştirirsek şöyle bir şey çıkar ortaya.
öncelikle 100 liraya sana mâl olup senin 20 lira dediğin kâr kısmı, girişimciliğe girer kitap tanımıyla; iktisadi üç dört kaynaktan biridir o da, ki konuyla alakası yoktu lakin uykusuzum, mazur gör bunu. büyük ölçekte senin bu 20 liranın etkisini gözlemlemek için istatistiksel rakamları incelemen gerek, gayrisafi milli hasılayı ele alabilirsin misal; milyarda bir bile etmez ki doğru kavramın gsmh olup olmadığını bilmesem de yaklaşık etkisi o olur. bir ülkenin ekonomisi içerisinde değerlendirirsek, ceteris paribus prensibiyle birlikte, eğer ekonomik kapasitemiz sabitse senin elde edeceğin kâr, diğerlerinin zararınadır ancak çok ufak olur etkisi. şöyle bir örnekle anlatayım: bir ülkede iki kişisiniz ve toplam ekonomik kapasiteniz 100 TL, yani para ikiniz aranızda 50'er TL şeklinde paylaştırılıyor, siz de bunu A ülkesinden ekmek alırken kullanıyorsunuz. Sen 30 liranı değerlendirip bir yatırım yapar, başarılı olur ve bundan ürettiğin ürünü ülke içerisinde 40 TL'ye satarsan; senin 50 liran 50-30+40'tan 60 TL olurken diğer kişininki 50-40+30'dan 40 TL olur. Ülkeler arası düzeyde de olay aşağı yukarı aynı şekilde işler, biri kazanıyorsa diğeri veya diğerleri kaybediyordur.
İhracatçı mevzusuna gelirsen, o harbiden de oldukça karmaşık bir mevzu; uluslararası ticaret düzeyinde ele almak lazım ve buradan anlatılacak gibi değil. Ancak kesin bir zarar ya da kâr durumu yok, Richardo'yu oku, eğer okumak isterim dersen biraz araştırıp başka bir iki şey daha öneririm.
"Hep alıp satalım, para basalım" olayını sanıyorum üç yerel seçim öncesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na aday olan Haydar Baş(ismini tam hatırlayamıyorum) önermişti garip bir şekilde. Alışveriş olaylarında önemli olan sizin elinizdeki para değil, diğerlerinin elindeki paradır; fiyat seviyesi denen olaydan ötürü. Eğer kapasitesi, sınırları belli bir ekonomi 1000 ekmek üretiyorken piyasada toplam 1000 TL varsa ve başka bir ürün alıp satılmıyorsa, ekmeğin değeri 1 TL olur; piyasada 10000 TL varsa 0,1 TL olur. Teorik tabii bu örneğim, ancak gerçek hayata uygulanabilir.
Paranın kaynağı nedir dersen onu ne yazık ki ben de bilmiyorum tam olarak, Merkez Bankası'nın altın rezervleri, ülkenin kendi para cinsinin diğer ülkelerin bankalarındaki toplum miktarı vs gibi fikirlerim var, ancak net değil, kıçtan uydurma yani bunlar.
Ayrıca bunları 24 saate yakın bir süredir uyumamış, notları ortalamanın az altında olan bir İktisat öğrencisi olarak yazdım; bilgine.
öncelikle 100 liraya sana mâl olup senin 20 lira dediğin kâr kısmı, girişimciliğe girer kitap tanımıyla; iktisadi üç dört kaynaktan biridir o da, ki konuyla alakası yoktu lakin uykusuzum, mazur gör bunu. büyük ölçekte senin bu 20 liranın etkisini gözlemlemek için istatistiksel rakamları incelemen gerek, gayrisafi milli hasılayı ele alabilirsin misal; milyarda bir bile etmez ki doğru kavramın gsmh olup olmadığını bilmesem de yaklaşık etkisi o olur. bir ülkenin ekonomisi içerisinde değerlendirirsek, ceteris paribus prensibiyle birlikte, eğer ekonomik kapasitemiz sabitse senin elde edeceğin kâr, diğerlerinin zararınadır ancak çok ufak olur etkisi. şöyle bir örnekle anlatayım: bir ülkede iki kişisiniz ve toplam ekonomik kapasiteniz 100 TL, yani para ikiniz aranızda 50'er TL şeklinde paylaştırılıyor, siz de bunu A ülkesinden ekmek alırken kullanıyorsunuz. Sen 30 liranı değerlendirip bir yatırım yapar, başarılı olur ve bundan ürettiğin ürünü ülke içerisinde 40 TL'ye satarsan; senin 50 liran 50-30+40'tan 60 TL olurken diğer kişininki 50-40+30'dan 40 TL olur. Ülkeler arası düzeyde de olay aşağı yukarı aynı şekilde işler, biri kazanıyorsa diğeri veya diğerleri kaybediyordur.
İhracatçı mevzusuna gelirsen, o harbiden de oldukça karmaşık bir mevzu; uluslararası ticaret düzeyinde ele almak lazım ve buradan anlatılacak gibi değil. Ancak kesin bir zarar ya da kâr durumu yok, Richardo'yu oku, eğer okumak isterim dersen biraz araştırıp başka bir iki şey daha öneririm.
"Hep alıp satalım, para basalım" olayını sanıyorum üç yerel seçim öncesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na aday olan Haydar Baş(ismini tam hatırlayamıyorum) önermişti garip bir şekilde. Alışveriş olaylarında önemli olan sizin elinizdeki para değil, diğerlerinin elindeki paradır; fiyat seviyesi denen olaydan ötürü. Eğer kapasitesi, sınırları belli bir ekonomi 1000 ekmek üretiyorken piyasada toplam 1000 TL varsa ve başka bir ürün alıp satılmıyorsa, ekmeğin değeri 1 TL olur; piyasada 10000 TL varsa 0,1 TL olur. Teorik tabii bu örneğim, ancak gerçek hayata uygulanabilir.
Paranın kaynağı nedir dersen onu ne yazık ki ben de bilmiyorum tam olarak, Merkez Bankası'nın altın rezervleri, ülkenin kendi para cinsinin diğer ülkelerin bankalarındaki toplum miktarı vs gibi fikirlerim var, ancak net değil, kıçtan uydurma yani bunlar.
Ayrıca bunları 24 saate yakın bir süredir uyumamış, notları ortalamanın az altında olan bir İktisat öğrencisi olarak yazdım; bilgine.
0
jules winnfield
dün hiçbirşeyim yoktu.sabah bir kalktım boğazlarım acayip şişmiş.yutkunmaya çalışınca bademciklerim birbirine değiyor sanki. birde böyle balgam çıkartmaya çalışır gibi yaparken sanki birşey çıkacak böyle balgam değilde yediğim birşey çıkacak gibi oluyor.ne yapayım da bu pazar günü kendimi iyi hissed
dün hiçbirşeyim yoktu.sabah bir kalktım boğazlarım acayip şişmiş.yutkunmaya çalışınca bademciklerim birbirine değiyor sanki. birde böyle balgam çıkartmaya çalışır gibi yaparken sanki birşey çıkacak böyle balgam değilde yediğim birşey çıkacak gibi oluyor.
ne yapayım da bu pazar günü kendimi iyi hissedeyim.yarın iş var, malum.
ne yapayım da bu pazar günü kendimi iyi hissedeyim.yarın iş var, malum.
0
klişe yanıt: pastil, strefen iyidir.
yoksa sıcak suya bol miktarda bal ve limon karıştırıp yavaş yavaş içebilirsiniz, boğazı rahatlatır.
yoksa sıcak suya bol miktarda bal ve limon karıştırıp yavaş yavaş içebilirsiniz, boğazı rahatlatır.
0
buz ye. boğazını sıcak tutarsan bakteriler iyice coşar.
+ ıhlamur, nane limon..
+ ıhlamur, nane limon..
0
bogazin agriyor.balgam var.yutkunamiyorsun.
sigara icmemelisin.eger iciyorsan asil sebep budur.
tuzlu su limon ile ilik su kaynar asla gargara yap.
beden isini yukseltme yani battaniye altina girme bakteriler daha hızlı ureyecektir.
ilik ihlamur icmen iyi gelebilir.
sakin ola antibiyotik tarzi ilac alma.yuz turlu antibiyotik var hani elinin altinda var da kullanayim ya diyorsan.
sigara icmemelisin.eger iciyorsan asil sebep budur.
tuzlu su limon ile ilik su kaynar asla gargara yap.
beden isini yukseltme yani battaniye altina girme bakteriler daha hızlı ureyecektir.
ilik ihlamur icmen iyi gelebilir.
sakin ola antibiyotik tarzi ilac alma.yuz turlu antibiyotik var hani elinin altinda var da kullanayim ya diyorsan.
0
(bkz: andorex) güzel bir sprey, boğazını çalkalayıp tükürüyorsun. bir nevi gargara yani. bakteriyel bir enfeksiyona karşı birebir.
0
valla hocam acil çözüm dediğin için söylüyorum (yoksa antibiyotik zararlı ona göre) ben yıllardır bu durumlara düşüyorum ve çareyi augmentin 1000mg'da buluyorum.
0
bir kere doktor ki kulak burun bogazci olmali.
bakmadan alt ust solunum yolu enfektesini anlaman mumkun degil.
aldin bir antibiyotik ne bilim dis apsesi icin mesela eee hem isine yaramadi hemde vucudun antibiyotik duyarliligini dusurdun bir dahaki sefere o antibiyotigi aldiginda gorevini yapamayacak ikincisi immun sistemin icine ettin.
katiiii surette antibiyotikten uzak durun cok cok elzem durumda o da doktor oleceksin al bunlari derse alin.nerden biliyorsunuz o ilacin bir takim yan getirisi olup olmadigini receteyi yazan kisiye.
adama su kadar ilac sat su kadar diyorlarsa ?
yada eczanede recetede yazan yerine baska ilac satmaya calisiyorlar cunku diger firma diyorki su kadar kutu satarsan bu kadar kutu esantiyon yada su kadar prim demedigini nereden biliyoruz ?
avrupa ve amerikada antibiyotik en en son care isvicre de olsen yazmiyor antibiyotik doktorlar nerdeyse zehirmiscesine ozel dolaplarda muhafaza ediliyor bunlar.
bakmadan alt ust solunum yolu enfektesini anlaman mumkun degil.
aldin bir antibiyotik ne bilim dis apsesi icin mesela eee hem isine yaramadi hemde vucudun antibiyotik duyarliligini dusurdun bir dahaki sefere o antibiyotigi aldiginda gorevini yapamayacak ikincisi immun sistemin icine ettin.
katiiii surette antibiyotikten uzak durun cok cok elzem durumda o da doktor oleceksin al bunlari derse alin.nerden biliyorsunuz o ilacin bir takim yan getirisi olup olmadigini receteyi yazan kisiye.
adama su kadar ilac sat su kadar diyorlarsa ?
yada eczanede recetede yazan yerine baska ilac satmaya calisiyorlar cunku diger firma diyorki su kadar kutu satarsan bu kadar kutu esantiyon yada su kadar prim demedigini nereden biliyoruz ?
avrupa ve amerikada antibiyotik en en son care isvicre de olsen yazmiyor antibiyotik doktorlar nerdeyse zehirmiscesine ozel dolaplarda muhafaza ediliyor bunlar.
0
barfbag
canon 500d makina aldım ama hiç fotoğraf çekemiyorum. n8 i olan kız arkadaşım benden daha orjinal fotoğraflar çekiyor. acaba çekim tekniklerini öğreneceğim ingilizce-türkçe site var mıdır?
canon 500d makina aldım ama hiç fotoğraf çekemiyorum. n8 i olan kız arkadaşım benden daha orjinal fotoğraflar çekiyor. acaba çekim tekniklerini öğreneceğim ingilizce-türkçe site var mıdır?
0
öncelikle hayırlı olsun. güzel bir başlangıç olmuş, umarım hakkını verirsiniz makinanın.
bu işin kesin bir tanımı yok. öncelikle algınızı, zevkinizi geliştirmeniz, ucubeyi güzelden ayırt edebilmeniz lazım. bunun için biraz okumak, biraz da güzele bakmak gerek:
(bkz: fotokritik)
(bkz: afsad)
(bkz: deviantart)
(bkz: flickr)
(bkz: ekşibition)
bu işin kesin bir tanımı yok. öncelikle algınızı, zevkinizi geliştirmeniz, ucubeyi güzelden ayırt edebilmeniz lazım. bunun için biraz okumak, biraz da güzele bakmak gerek:
(bkz: fotokritik)
(bkz: afsad)
(bkz: deviantart)
(bkz: flickr)
(bkz: ekşibition)
0
national geographichin fotoğraf eğitim cdlerini netten aratıp indirebilirsin.
0
site sormuşsunuz ama ben kitap tavsiye edeceğim.fotoğraf teknik okumaları - faruk akbaş ve emre ikizler.kitapta fotoğrafa giriş bilgileri, kompozisyon ve fotoğrafları hangi değerlerde çekmişler nesi iyi nesi kötü gibi yorumlar var.çok öğretici buldum ben.bilgilerden yola çıkarak deneme çekimleri yapıyorum.
0
hocam, ara güler bir arkadaşıyla konuşurken isyan etmiş: "bana hangi makinayla fotoğraf çektiğimi sorup duruyolar. fotoğrafın makinayla ne ilgisi var" diye. kız arkadaşının olayı da buna benziyor.
0
bizim komşudan da hep güzel yemek kokuları geliyor. evde ne yediğimi hiç önemsemiyorum.
0
