ha bir de şunu ekleyeyim, istanbul hukuk için sıkça iyi hocalar gitti, bitti okul yorumu yapılır. çok yanlış bir yorum değildir bu. alemdaroğlu zamanında okul boşaltılmıştır neredeyse. ve abuk sabuk adamlar o zamanda sonra dolmaya başlamıştır. fakat her şeye rağmen çok kaliteli hocalar eğitime devam etmektedir.
istanbul hukuk köklü bir geleneğe sahiptir. kolay kolay bırakılamadığı gibi çok kısa vadelerde de değişim göstermektedir.
üstelik okul nüfusu kalabalık olduğu için dersler çift ve tek numaralı olmak üzere iki ayrı sınıf oluşturularak götürülmekte. yani 2 tane birinci sınıf örgün oluyor. ikinci öğretimde böyle bir uygulama yok. farklı hocalar giriyor derslere doğal olarak. ben çift numaralıyım ve bundan çok mutluyum, çünkü hocalarımız her dönem oldukça iyiydi. bu demek değildir tek numaralıların hocaları kötü. onların da iyi hocaları oluyor, kıskandığımız.
örneklerle anlatayım biraz; ben anayasa hukuku dersini ilk dönem tek numaralılarla, ikinci dönem ayrı olarak korkut kanadoğlu'ndan aldım. tek numaralılar bu sırada, azerbaycan darbesiyle meşhur ferman demirkol'dan anayasa dersi almaya çalışıyorlardı. ama geçen sene korkut hoca okuldan ayrıldı. anayasa kürsüsünde doğru düzgün biri kalmadı. dersleri idare ve kamu hukukçuları aydın gülan ve semih gemalmaz vermeye başladı. onların dersleriyse farklı geçmektedir. farklı ekoller çünkü. farklı yerlere vurgu yaparak anlatıyorlar. korkut hoca daha önce de okuldan ayrılmıştı ve geri dönmüştü. duyduğuma göre profesör olmuş, belki de kadro verilmediği için ayrılmıştır, profesör olunca geri dönecektir yorumları dolaşıyor ortalıkta, bilmiyorum doğruluğunu.
inkılap tarihi derslerini bülent tanör'ün öğrencisi kamu hukukçusu oktay uygun'dan alıyorduk. o da maltepe üni. hukuk fakültesine dekan olunca o derse girecek hoca kalmamıştı. en son ilber ortaylı'yı getirdiler, iki üç ders verdi. sonra gözükmedi, geçen yıl.
medeni hukuk derslerini rona serozan ve ekolünden aldım. tek numaralılar hocalarından bizim kadar memnun değillerdi diye hatırlıyorum. ama ikinci sınıfta biz borçlar hukuku derslerini rona serozan emekli olduğu için kürsünün diğer hocalarından alırken, tek numaralılara galatasaray üni.'den gelen nami barlas ders veriyordu. zorlansalar da memnundular adamdan.
ceza hukuku derslerini füsun sokullu akıncı, adem sözüer (dekan oluyor kendisi) ve uçuk bir vakıf üniversitesi öğretim üyesinden alıyorduk, tek numaralılar fatih selim mahmutoğlu'ndan alıyordu dersleri. hiç dersine girmedim ama hakkında çok iyi şeyler duydum.
idare hukuku dersini biz zehreddin aslan ve kahraman berk'ten alırken, tek numaralılar aydın gülan'dan alıyordu. ve her üçü de kaliteli hocalar olsalar da zehreddin hoca'nın ekolü farklıdır. değişmem onu.
evet çok kaliteli hocalar emekli olmuş, ayrılmış olabilir ancak bir o kadar kaliteli hoca da okulda kalmaya devam ediyor. zaten yarım zamanlı çalışıyor hemen hepsi. farklı okullarda hocalık ve dışarıda avukatlık hizmeti veriyorlar. ama tam gün yasası bildiğim kadarıyla hukuk öğretim üyelerini de etkiliyor. yani tam zamanlı çalışmaları gerekecek. bunun anlamı avukatlığı aynı anda yürütemeyecekleri oluyor. tabi bunu da başkaları üzerinden yapmaya devam edecekler, o paradan vazgeçmek kolay değil. ancak bilmediğim acaba vakıf üni. ile devlet üni. aynı anda yürütüp yürütemeyecekleri, eğer olmuyorsa böyle devlet okulları muhtelemen boşalacaktır, kaçınılmaz olarak. bir profesör 3-5 bin lira maaş alıyor. yarı zamanlı ise bu para da yarıya iniyor. o paradan vazgeçmek daha kolay olacaktır, vakıf üni. ücretleri karşısında.
ha bir de şunu okula gelirsen anlarsın ki hocanın her zaman yaşlısı makbul değildir. daha genç öğretim üyelerinden daha iyi ders dinleyebilirsin, bu sana ve o kişiye bağlı. kimisinin dersine 1 kişi girmiyordu, kimisinin dersinde de oturacak yer olmuyordu. bu iş böyledir.
özetle bunları fikir vermesi için yazıyorum. umarım yardımcı olur. ama yerinde olsam örgün eğitimi tercih ederdim. marmara'da da olsa, örgünü tercih et. ikinci öğretim okumak zordur genelde. ama illa ist. diyorsan gel, gör, yen.
0