[]

İnsanlardan nefret ediyor musunuz siz de?

Merhaba arkadaşlar,

Durumu olmayanlar için özet sondadır.

Açtığım başlık yüzünden alınanlar olabilir ama bu genel bir kanı. Neyse sorunuma gelecek olursak uzun zamandır insanlardan nefret ediyorum. Yaptıkları her şey gözüme saçma, aptalca, değersiz geliyor. Her şeyleri sahte geliyor. Birbirlerine karşı anlamsız bir rekabete girişmeleri, arkalarından türlü dolaplar çevirmeleri, kendilerini mutlaka beğendirmek zorunda olmaları, gittikçe yozlaşmaları. Bilmiyorum artık her şeyleri sahte geliyor.

İyi insanlar yok mu? Tabiki iyi insanlar var ama o kadar azlar ki göremiyorum bile, kurunun içinde yanan yaşlar gibiler. Kalabalık içine çıkmaktan nefret ediyorum. Dediğim gibi katlanamıyorum, rahatsız oluyorum. Evden çıktığımda, mesela şehrin kalabalık olan yerlerine gittiğimde çok tuhaf oluyorum. Kendimi Matrix'in ilk filminde Morpheus'un Neo'yu sahte dünyayı gezdirdiği zaman(kırmızılı kadın falan vardı hatta,Neo şaşkınlık içinde etrafındaki kalabalığa bakıyordu.) Neo'nun hissettiklerini hissediyorum. Ajan Smith'in dediklerine de tüm kalbimle katılıyorum.

Sizce neden böyle hissediyorum? Bazı psikolojik sorunlarım var, belki ondan kaynaklanıyor olabilir. Hep insanlardan nefret mi edeceğim böyle? Sosyal medyayı falan kullanmıyorum. Sadece Facebook hesabım var onu da artık doğru düzgün kullanmıyorum. Çünkü kullandığım zaman midem bulanıyo resmen. Herkes gösteriş peşinde. Mesela bugün anneler günü, başka zamanda bir kere annesiyle fotosunu paylaşmamış biri aldığı hediyeyle birlikte annesiyle çektiği fotoyu paylaşıyor. Ulan bu kadının annen olduğu şimdi mi aklına geliyor da sadece anneler gününde onunla foto çekip paylaşıyorsun?

Neyse uzun oldu, kusura bakmayın. Olumlu veya olumsuz farketmeden yorum yapabilirsiniz. Düşüncelerinizi merak ediyorum. İçinizde benim gibi düşünen varsa ne hissediyor, bununla nasıl mücadele ediyor merak ediyorum. Teşekkür ederim.

Durumu olmayanlar için özet: İnsanlardan nefret ediyorum? Ne yapmalıyım?

 
EVET


  • pinkpeony  (13.05.18 16:59:41) 
ek olarak çok olumsuz bir insanım ve bazen kendimden de nefret ediyorum. bugün arabayla şirinevler'den geçerken o insan kalabalığını gördüm ve kalabalığı görmek bile bıkkınlık, yorgunluk duygularımı kabarttı. kalabalık hemen üstümü başımı çıkartıp makinada yüksek derecede yıkama ve duş alma hissiyatı da oluşturuyo, belki gizli bi ocd hastasıyımdır ama bence değilim.


  • pinkpeony  (13.05.18 17:03:00) 
insanların içindeyim seviyorum insanları
hareketi seviyorum
düşünceyi seviyorum
kavgamı seviyorum
sen kavgamın içinde bir insansın sevgilim
seni seviyorum

demiş nazım hikmet, duygularımı tezahür ederek.
  • biravekahve  (13.05.18 17:18:54) 
Büyüklenme, kendini diğerlerinden üstün görme emareleri bunlar. Sen de diğeri de sıradan insansınız işte, abartma.


  • devilred  (13.05.18 17:20:17) 
insanlari kendi kisisel standartlarina gore degerledirirsen olacagi bu. kafayi yersin. sana sahte gelen o hareketler belki de onu mutlu ediyordur, bilemezsin ki. dolayisiyla insanlari kendi standartlarina gore degerlendirme. her insan farklidir.

ikincisi bir isle ugras, kafan isinle mesgul olsun, etrafini o zaman gormezsin. insanlarin ne yaptigi umurunda olmaz.

ve son olarak, biz insanlar birbirimizle variz. benim varligim baska insanlarin varliginin sonucudur. dunya'da senden baska hicbir insanin olmadigini dusun. ne kadar sikici bir yer olurdu degil mi? her seye anlam katan insanlarin varligidir aslinda. bu sebeple insanlardan nefret etmem kendimden nefret etmemle esdeger. insanlari seviyorum ve onlarin hayatina deger katmak benim onceligim. cunku onlar benim hayatima deger kattilar ve katmaya devam ediyorlar.

ek olarak kisisel olarak kotu davranislara sahip ve hayatimiza negatif etkileri olmus insanlar da var tabii ki. onlara kizigin olabilirz ama faturayi tum insanlara kesemeyiz. kurallar ve deneyimler ve kanunlar ve degerler insan-insan iliskisini ayakta tutan seylerdir, yanlis iliskiden ders alip ilerlemek gerektigini dusunuyorum.
  • tomcruise  (13.05.18 17:20:19 ~ 17:25:02) 
Sisteme entegre olamıyorsun. Onlar da zevk almıyor bu işten ama prim getiriyor sonuçta


  • empedokles  (13.05.18 17:48:13) 
Fazlasıyla.


  • i m cool with that  (13.05.18 17:55:40) 
@j r r tolkien +1
Sevmiyorum ama nefret de etmiyorum.

Bazen bu tür hisler gelebiliyor ama kendimizi bu saydiklarınız içinde nereye konumlandırdığımız da önemli. Yani başkalarının sevmediği ya da nefret etmediği bir insan olmadığımız ne malum? Belki eylemlerimiz ve yaşam tarzımız da başkalarının midesini bulandırıyor. Söz konusu insanken keskin yargılar ve tanımlar yapmak çok güç bence.
  • Amaranta ursula  (13.05.18 17:56:24) 
evet ne zaman metroya metrobuse otobuse binsem bosbeles insanlardan ki %96sini olusturuyor ortamin, nefret dolu gozlerle bakiyorum. tamamen zarar ziyan yaratiklar oldugu her hallerinden belli. ozellikle yaslilar ah o karakter yoksunu bir baltaya sap olmamis yaslilar yok mu


  • seljax  (13.05.18 17:56:48 ~ 17:58:52) 
Bir kısmından nefret etmiyorum ama insan sevmiyorum.


  • ms brownstone  (13.05.18 18:00:25) 
1.O nefret ettiğin insanların arasında emin ol seni tanımadığı halde insan olduğun için seven ve kaza vs. zor duruma düştüğünde yardım edecek insanlar da var. Bu adaletsizliği vicdanın kabul ediyor mu?

2.Nefreti sadece zihninde saklayamazsın. Mutlaka diğer insanlara olan davranışlarına da bir şekilde yansır. Yani diğer insanların senden nefret etmelerine yol açacak hareketlerin olur. Kendini bu kısır döngüye hapsetmek sana mantıklı geliyor mu?
  • mikro patlama  (13.05.18 19:50:05) 
çoğunlukla evet.


  • bir fincan kahve ile film izlemek  (13.05.18 21:18:01) 
Sevmeye çalış, böyle hissedersen yalnızlaşırsın. İnsanlara mecbursun, mecburuz. Sağlıklı insan sosyal bir varlıktır. Kendini izole etmemelisin. Tahammül seviyeni zorla. Bence her şey üzerinde çalışılırsa başarılabilir. Bir de şunu aklıma getiririm hep
" eeveryone you meet is fighting a battle you know nothing about, be kind, always "

  • dragons  (13.05.18 21:56:30) 
insanlar dediğin sensin. kendine dair ne hissedersen, insanlar dediğin şeye dair de o. böyle olmasa, bu durumdan rahatsız olman daha zor olurdu, değil mi? ya da değiştirmek istemezdin?

ne yapmalıyım? kendi halinden memnun ol, ya da halini memnun olacağın bir kıvama getirmeye uğraş.
  • dafaisss  (13.05.18 23:48:27) 
epeyce. ama minik bir umut kırıntısı da taşıyorum bir yandan.


  • fever  (13.05.18 23:49:22) 
pis, gıcık, yobaz, şerefsiz, adi... lanet insanlar var ama yine de nefret etmiyorum insanlardan. güzel insanlar halâ var.

gülücüğe odaklan.
  • runagain  (14.05.18 05:38:36) 
[]

Ağır dalgınlık sonucu yanlış bankaya hesap açtırmak

Merhaba arkadaşlar,

Yeni girdiğim iş için bugün hesap açtırdım. Ancak ağır gerizekalılık sonucu yaptığım dalgınlıkla B bankasına hesap açtıracakken A bankasına hesap açtırdım. Böyle bir şeyi nasıl mı yaptım? İki bankanın da renkleri aynı olduğu için A bankasını B bankası zannettim. A bankasına girdim müşteri temsilcisi sözleşmeleri getirdiği esnada şüphelendim ve etrafıma bakmaya başladım, sonra masanın üstünde duran kağıdın üstünde yazan banka adını görünce ağır bi "S.ktir" çektim. O esnada temsilci kağıtları getirdiği için bozuntuya da veremedim, acil bi işim olduğunu belirtip iptal ettirebilirdim ama o an aklıma gelmedi. Kısacası olayın vahametini çaktırmamak için yanlışımı daha da bi sıvadım. Şirketin ismini falan söyledim. Sadece kart verdiler, hesap cüzdanı falan da vermediler.

Düzeltme: Arkadaşların cevaplarıyla A ve B bankası arasındaki karışıklık düzeltildi.

Sonra gittim gitmem gereken B bankasına orada hesabımı açtırdım yine. Burada hesap cüzdanı verdiler. Şimdi diyeceğim şu ki bir maaş hesabı için 1 saat içinde 1 i yanlış olmak üzere 2 tane maaş hesabı açtırdım, 2 si de aynı şirket için. Başıma bir iş gelir mi veya yanlış olan banka şirketimden para ister mi? Telefonla iptal ettirebilir miyim? İptal ettirmek için şubeye mi gitmek gerek?

Bir yardım edin şu saftiriğe. İtiraf ediyorum gerizekalıyım. Yaptığım dalgınlık Ekşi'deki 'Yapılmış En Aptalca Dalgınlık' başlığında ilk 10 a girer. Gülmek serbest. Hak ettim bunu.

 
:) hiç bir şey olmaz. boşta hesabın durmasın istiyorsan müsait olduğun bir gün hesabını kapat B bankasından.


  • wishful thinking  (27.04.18 20:58:39) 
firmadan kimse bir talepte bulunamaz. telaşlanacak bir şey yok. o bankada da bir hesabınız var artık. bulunsun. nasılda hesap işletim ücreti artık yok.


  • karlmarx  (27.04.18 21:11:23) 
a bankasina git, 'muhasebeci de yeni baslamis, renkleriniz ayni oldugu icin b bankasiyla karistirmis salak, ehehe, kapattirayim ben bu hesabi' de.


  • icim urperiyor  (27.04.18 22:03:19) 
"A bankasına hesap açtıracakken B bankasına hesap açtırdım." demişsiniz.
Arzulanan, hedeflenen, istenen, olması gereken: A bankası!

Sonra "A bankasını B bankası zannettim." demişsiniz, ve duyurunun geri kalanında...
Yani, arzulanan, hedeflenen, olması gereken: B bankası!
"Sonra gittim gitmem gereken B bankasına orada hesabımı açtırdım yine."

Dalgınlık devam ediyor hocam :)
Sıcak bir duş, papatya çayı, soft müzik ve rahat bir uyku.
  • güneyli çocuk  (27.04.18 22:09:13) 
@guneyli cocuk
Hocam "A bankasını B bankası zannettim"de sıkıntı yok. Oradan "A bankasına girdim"le başlayan kısım "B bankasına girdim"le devam etmeli, tabii "gitmem gereken B bankasına" kısmı da "gitmem gereken A bankasına olmalı".

  • me23  (27.04.18 22:38:21) 
@güneyli çocuk, @me23

bence "dalgınlıkla A bankasına hesap açtıracakken B bankasına hesap açtırdım" kısmında A ve B yer değiştirirse sorun kökten çözülüyor.

--- neyse böyle dalgınlıkları hepimiz yapıyoruz duyuru sahibi arkadaşım dert etme kendine çok da uç bi örnek değil :)
  • ssiradanbirigibi  (27.04.18 22:58:05 ~ 22:59:05) 
@ssiradanbirigibi , @me23 arkadaşlar konu üzerine 'gerçekten çok fazla düşündüm', şuan cenin pozisyonunda işsizliğimi sorguluyorum. @ssiradanbirigibi haklı. "A bankasını B bankası zannettim"'de incecik bir sıkıntı var. Söylemeye utanıyorum ama bu konuda küçük bir deney bile yaptım. Şuan açıklamasına girişip kendime olan saygımı daha da yitirmek istemiyorum. kaç yaşında adamım yahu.


  • güneyli çocuk  (27.04.18 23:08:02 ~ 23:08:33) 
@wishful thinking ve karlmarx Bunu duyduğuma gerçekten sevindim. Yüreğime su serptiniz.

@içim ürperiyor Kendi mallığımı muhasebeciye attıktan sonra oluşan o azabı nasıl yenicem ? :D

Öncelikle güneyli çocuk,me23,ssiradanbirigibi Ya yazdığınız şeylerle yarıldım . Hala sırıtıyorum o derece. Hepinizi de çok seviyorum. Özellikle güneyli çocuk bir başka.

@güneyli çocuk Artık rahat bir nefes alabilirsin. Çünkü düzelttim. Dalgınlık sanırım benim yaşam tarzım olmalı. Dediğin şeylere, özellikle de uykuya çok ihtiyacım var. Belki de uykusuzluktandır :)

@ssiradanbirigibi Bu benim yaptığıma 'dalgınlık' demek biraz hafif kalır.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (27.04.18 23:54:17) 
@guneyli cocuk :)))))
"A bankasını B bankası zannettim." aslında iki türlü de anlaşılabiliyor dikkatlice düşünürsek, yani karıştırılan banka a da olabilir b de. ay daha fazla devam edemeyeceğim :) offf cuma gecesi bu konu üzerinde bu kadar düşünmek biraz ilginç oldu :)) şu an gerçekten bulunduğum ortama yabancılaştım.

  • me23  (27.04.18 23:58:26) 
Hiç bir şey olmaz, istediğiniz bankadan istediğiniz zaman hesap açabilirsiniz. Kullanmazsanız problem yok, ama ilerde bir gün kullanmak gerekir ve hesabınız olduğunu hatırlar ve o hesaba bir eft/havale yaptırırsanız ;

hesaba para geçtiği an yamyamlık yapıp hesap işletim ücreti kesebilirler.

pazartesi bir faks çekin şubeye "xx şubenizdeki xx hesabımı kapatmanızı rica ederim" yazın gönderin. mecbur kapatıyorlar.
  • John Bloor  (28.04.18 13:52:33) 
Yav ne yazmış millet. Bankayı ara hemen kapatırlar hesabı.
Ayrıca kimse o hesaptan hesap işletim ücreti alamaz. Yasak.

  • mutlusismankedi2015  (28.04.18 20:39:13) 
@John Bloor Sevindim bunu duyduğuma. İşim düşse bile kullanmam.

@mutlusismankedi2015 Telefonla kapatırlar mı? Öyle bir şey varsa harika olur.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (28.04.18 22:01:20) 
[]

Şimdi ben Deizm'e doğru gidiyor muyum?

Merhaba arkadaşlar,

Din açısından umursadığım sadece Allah var. Ama nedense Kuran, Peygamber,ibadetler falan hiç mi hiç umrumda değil.Olması da olmaması da benim için bir fark yaratmıyor.Öldükten sonra bir hayata biraz inanıyorum, aslında inanmak istiyorum ama emin değilim olup olmadığı konusunda. Bu kesinlikle Ateizm'e kaymaz. Nasıl desem bilmiyorum ama bu konuda sanırım kafam karışık veya soğudum dinden. Kendimi bir Müslüman gibi hissetmiyorum. Bütün dinlerin gereksiz ve insanları ayrıştırmaktan başka bir işe yaramadığını düşünüyorum. Bazen dua etme gereksinimi duyuyorum, yardım istiyorum. Yani benim dini yaşama anlayışım sadece Tanrı'dan ibaret. Sanki dinler, kitaplar, peygamberler başka bir şekilde ortaya çıkmış. Değişeceğini falan da düşünmüyorum. Şimdi ben bu anlattıklarıma göre Deist mi oluyorum? Ne düşünüyorsunuz?


 
evet anlattigin deizm gibi bir sey. "evreni yaratan bir bilinc var bence ama din peygamber olayi insan urunu, bu yaratici bence insanlarla iletisim kurmaz, kursa da peygamber falan kasmaz direk soyler diyecegini" demis oluyorsun bir yerde dogru mu anladim?

tabii bu durumda oldukten sonra hayata inanmak icin falan bir sebebin kalmiyor, yani o dinlerle (bazi dinlerle) gelen bir sey. yani o "fikir" dinlerle gelen bir sey, hayatinda hic din diye bir sey ogrenmemis olsan oldukten sonra hayat fikri aklina gelir miydi? bazi dinlerde ise oyle bir konsept yok bile. dua da ayni sekilde, bir tanriya inaniyorsun ama dua ve duanin kabulu / dinlenmesi uzerine inancin yine din (islam dini) tabanli, bildigin dinde bu var, her dinde bu yok. benim tanrimda bu olay var dersen bir yerde kendi dinini olusturmus oluyorsun.

Umursadigin da Allah olmuyor kelimeyi dogru kullanmak istiyorsan, Allah ibrahimi dinlerin (musevilik, hristiyanlik, islam) tanrisidir. Yani Ganesh nasil baska bir dinin tanrisiysa allah da bu bahsettigim dinlerin tanrisi. Boyle onbinlerce belki yuzbinlerce tanri gelmis gecmis.

tabii deizm ile soyle bir barisirsan sayet sonra "tanri var mi lan neden olsun ki? evreni yaratacak bir bilince ihtiyac varsa, o bilinci yaratacak baska bir bilince de ihtiyac olmali, ve onu yaratacak bilinclere sonsuza kadar..." sorusuna cevap arayacagin gunler de gelecektir. ona da hazirlikli olman lazim.
  • robokot  (26.04.18 21:45:01 ~ 21:56:01) 
Klübe hoşgeldin


  • all girls dream  (26.04.18 21:46:18) 
Aslında ben buna “mecburiyetten deizm” diyorum. Çünkü muhtaç hissettiğin için dua ediyorsun. Eğer yardıma ihtiyacın olmasaydı belki dua de etmeyecek kim bilir vir yaratıcıya da inanmayacaktın.


  • cemallamec  (26.04.18 21:53:03) 
İslama göre deist biri de müslüman değildir. Çünkü İmanın altı şarttına da (şüphesiz) inanmak gerekir.


  • 1adam  (26.04.18 22:18:15) 
@robokot Öncelikle genel olarak doğru anlamışsınız. Yani tanrı direk insanlarla iletişim kurar, neden dolaylı yoldan iletişim kursun ki? Sonuçta sonsuz güç sahibi olarak her insanla eş zamanlı olarak iletişim kurabilir. Aslında durumumu en kısa şekilde anlatmam gerekirse imanın şartı 5 dir ve ben bunun 4 ünü sağlamıyorum. Sadece bir tanrıya inanma durumu var. Durumum bu şekilde. Şu bahsettiğin evreni yaratan bilinci başka bir bilincin yaratması olayı da bazen kafama takılıyor ve yine bahsettiğiniz gibi bu sonsuza kadar gider. O yüzden bunu düşünmemeye çalışıyorum.

@all girls dream hoşbuldum :)

@cemallamec Mecburiyetten değil çünkü dua etmeyecek olsam bile evrenin tesadüfen değil de bir bilinç, bir yaratıcı tarafından yaratıldığına inanıyorum. Asıl bu yüzden Deizm diyorum.

@1adam Zaten Müslüman olduğumdan da bahsetmiyorum. Dikkatli okuduysanız Müslüman gibi hissetmediğimi yazdım.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (26.04.18 22:38:09 ~ 22:47:08) 
@j r r tolkien hayranı Evet farkındayım aslında. Ama şu an peygamber,kitap, din gibi şeyler konusunda kararsızım, direk reddetmiyorum. Umrumda değil gibi ,direk reddetmekle bunun arasında fark var bence.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (27.04.18 00:40:44) 
agnostik deist arasi bişey olmuşun reiz


  • The_Lollok  (27.04.18 00:54:04) 
umrumda degil meselesi de sık goruluyor inanc yikimi durumlarinda yani aslinda kafan bir sey diyor farkindasin ama sonuclarindan hosnut degilsin / korkuyorsun o zaman da kafa direk dusunmemeye calismaya / umursamiyormus gibi yapmaya vuruyor kendini.

bir de imanin sartlarinda durumun 1/6 degil de 0/6 cunku allah'a iman dedigim gibi ibrahimi dinlerin tanrisina imandir yani sen "allah'a" yani islam'in tanrisina inaniyorsan dolayli olarak meleklerine peygamberine falan da inanman gerekir. "bir tanriya" inaniyorsan sayet bu allah degildir o yuzden imanin sartlarinda sayilmaz bence. Mesela tanri'ya iman eden bir budist islamda imanin sartlarindan birini yerine getirmis olmuyor cunku farkli tanrilar onlar. senin aklima yatiryor dedigin tanri allah degil gibi geldi bana.
  • robokot  (27.04.18 01:07:37) 
@The_Lollok Agnostik ve deist arası güzel tanımlama olmuş.

@robokot Eksik bıraktığım yerler olmuş. Aslında bende insanların hayatında bir etkisi olan ama kaderciliğe kaymayan bir tanrı anlayışı var. Senin de söylediklerini göz önünde bulundurursak ilk cevabında belirttiğin gibi kendi dinimi oluşturdum sanırım.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (27.04.18 20:23:20) 
[]

Yeni girilen işte sabrın zorlanması

Merhaba arkadaşlar,

Durumu olmayanlar için özet sondadır.

Daha önceki duyuruda belirttiği (git: 1273099) gibi kurumsal bir firmada E-Ticaret Sorumlusu olarak 1 hafta önce işe girdim. Daha önce bu alanda bir tecrübem olmadı. Yani beni yetiştirmek üzere aldılar. Görevim stokları kontrol etmek, siteleri kontrol etmek, siparişleri işleme koymak, iade almak, sitelerde ürün açıp kapamak, kargo kapatma gibi şeyler olacak. Seo,Ad Sense gibi ileri seviye gerektirecek işler yok. Onları yazılım ekibi yapıyor.

Siteler demişken 10-11 civarı alışveriş sitesi var. Yarısı önemli, yarısı da geri planda kalan siteler. Genel olarak bu işler var. Ufaktan ufaktan görev vermeye başladılar ve iş öğretme anlamında da 3-4 gündür hareketlilik var. Ben de bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Ben de daha iyi kavramak için verdikleri görevleri biraz detaylara dikkat ederek yapıyorum, bu da biraz uzun sürmesine neden oluyor. Şimdi çalıştığım bölümde bana yardımcı olan 2 kişi var. Bir tanesi 1 yıldır orada çalışan 19 yaşında bir genç, diğeri de 30 yaşında 3 yıldır çalışan bir kadın, şef değil ama oranın ağası gibi bir şey. Çoğu yük onda gibi. Genç arkadaşımız (en iyi arkadaşım) acele etmemem gerektiğini, her zaman yardımcı olacağını, her şeyin birden olmayacağını, canımı sıkmamam gerektiği gibi destekleyici şeyler söylüyor. Diğer bölümlerden arkadaşlar da öyle söylüyor ve bana hep güleryüzle, sevecenlikle yaklaşıyorlar.

Ancak bu bana daha çok iş öğreten ve yapmam gerekenleri söyleyen kadın tam anlamıyla sabrımı zorluyor. Bana sanki gerizekalıymışım gibi davranıyor. Amk işe başlayalı 1 hafta oldu, 1 haftada o kadar şeyi nasıl öğreneceğim? Ona göre böyle gidersem bir işi yapmam 1 yılımı alırmış. Ben her şeyi kavramak, neyin ne olduğunu öğrenmek için yavaştan alıyorum. Bir şeyi yanlış yapınca " Ben galiba anlatamıyorum" gibi kezban kezban triplere giriyor. Bi yerde öyle sinirlendim ki anlatamam, yeni de olduğunuz için bir şey de diyemiyorsunuz, kendinize göre gerekçeler belirtiyorsunuz. Sanki zorla yaptırmışlar gibi, sanki benim orada çalışmamı istemiyor gibi ve bana en soğuk davranan o . Ben bu kadınla napıcam bilmiyorum. Üstelik kendisi de diyo bu iş öğrenmesi zor, zaman alır diye. Tahmini olarak ne kadar zamanda kavrayabileceğimi sordu ve ben de "1.5-2 ay" dedim, "1.5 ayda yaparsan bravo sana dedi". İşverenle konuştuğumda o da bu işi öğrenmenin çok zaman alacağını söylemişti.

Önümüzdeki ay sezon açılacak ve ben o zamanki stresle bu kadınla nasıl baş edicem bilmiyorum. Adeta diken üzerindeyim, edeceğim en ufak lafın 2 dakika sonra işverenin kulağına gideceğine eminim. Ya da gidip "Aldığınız İnatçılık kişisi işleri batırıyor" diyecek birisi bence. Bu da benim sonum olur. Var mı sizin de yaşadığınız benzer tecrübeler ve ne önerirsiniz? Tikler gelecek.

Özet: Daha önce tecrübemin olmadığı e-ticaret işinde yeni başlamama rağmen, işleri hemen kavrayamadığım,yavaş olduğum için gerizekalı muamelesi yapan bir kezban var, bana orada en soğuk davranan odur.Adeta sabrımı zorluyor.En ufak bir lafımda işverene işpiyon eder. Yaşayanınız var mı ve ne önerirsiniz?

 
bu ne sabırsızlık, ya hu... sakin, daha. belki birgün şükranla andığınız kişi o olacak... 1 haftada birşey belli olmaz. daha önce hızlanamyan kişiler olmuştur, yetişip kaçanlar olmuştur... o yüzden öyle davranıyordur belki.


  • e haliyle  (14.04.18 00:00:40) 
Sizce asıl o sabırsız davranmıyo mu 1 haftada her şeyi öğrenmemi bekleyerek?


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (14.04.18 00:14:09) 
böyle insanlar her yerde. olabilir zamanla öğrenirsin de "Ben galiba anlatamıyorum" şu cümle bile kadını tanımak için yeter. insan gibi yaklaşabilir. patron yalakasıdır bir de bu bence. eline güç geçirince böyle olurlar kendilerinden daha yukarda birinin karşısında tam tersi.


  • nick bulamadim  (14.04.18 02:24:43) 
@j r r tolkien hayranı Keşke abartsaydım ama abartmıyorum. Başkalarına davranma şekliyle bana davranma şekli arasında dağlar kadar fark var. "Ben anlatamıyorum galiba " dediği yerde bildiğin azarladı yani. Orada kendimi nasıl tuttum bilmiyorum. Kendisine de zaten kaç kere söyledim detaylara dikkat etmek için yavaştan aldığımı. Bir de bu iş öyle 1 haftada öğrenilecek bir şey değil. Standart bir insanın 3-4 ayını alır öğrenmesi. Bunu işveren de söyledi, oradakiler de söyledi. Zaten sözleşmede de yazıyor ilk 2 ayın deneme süresi olduğu. Her sitenin kendine özgü bir sistemi var. Daha 1 haftalık birinin işleri hemen kapıp standart düzeye gelmesi beklenemez. Tamam 4-5 ayımı doldurmuş olsam orada biraz hak veririm ama bu şekilde olmaz. Bir de kendisi sürekli üzerinde çok yük olduğunu, delirme noktasına geldiğini, kafa tatiline ihtiyacı olduğunu söylüyor. Herhalde üzerindeki yükü hemen bana yükleyemeyeceği için de olabilir bu tavırlar.

@nick bulamadım Vallahi tam anlattığın gibi. Egoist manyağın teki. Matrix' de yaşamıyoruz ki bilgisayara kendimizi bağlayıp ihtiyacımız olanı anında beynimize yükleyelim. Patron yoğun olduğu için kimse kolay kolay kendisine ulaşamıyor ama ulaşsalardı patron yalakası olurdu eminim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (14.04.18 18:08:36) 
[]

E-Ticaret'i ne kadar sürede öğrenebilirim sizce?

Merhaba arkadaşlar,

Bugün bir mobilya firmasında E-ticaret Sorumlusu olarak işe başladım. Bu işi daha önce hiç yapmadım, yani yetiştirilmek üzere alındım. İşte fiyat güncellemeleri, stok kontrol,kampanyalar, siparişler, tabi bunun yanında Erp olarak Tiger falan var. Bugün mesela site kontrolü görevi verdiler. 250 entrylik listeyi 2 saatte kontrol edemedim. Daha bugün başladığım için normal de ileriki zamanlarda böyle yavaş olamam. Ama sezon da açıldığı için artık daha yoğun olacak.

Sizce hızlanır mıyım gittikçe? Nelere dikkat etmeliyim? Ortalama biri ne kadar sürede kapabilir veya bu işi yapanlarınız varsa ne kadar zamanda öğrendiniz? Görüşlerinizi belirtirseniz çok mutlu olurum. Tikler geleceek.

 
Datayla özellikle fiyatlarla çalışıyorken çok dikkatli olmalısın. ufak bir virgül hatası fiyatın yanlış yazılmasına bu da baş ağrımasına sebep olur (tecrübeyle sabit). Hızdan ziyade dikkat önemli.

Sistemi ERPyi kullanmayı öğrendikçe hızlanırsın zaten.
  • facebook  (05.04.18 01:06:47) 
@facebook Vallahi bu kadar dikkat isteyen bir işte hata yapmanın da bir o kadar kolay olması sanırım işin ironik kısmı. Hata yapmak işten bile değil. Noktalama işareti uyarısını dikkate alacağım. Teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (05.04.18 01:24:06) 
zamanla alışır hızlanırsın, bu sırada rahatlayıp boşlama yeter.

(bkz: hepsiburada'da 1 tl'ye satılan bilgisayar)
  • yuto  (05.04.18 03:03:18) 
@yuto Öyle zannediyorum.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (05.04.18 08:12:36) 
dikkate ve zamana ihtiyacın var sadece. sistemler artık facebook kullanmak kadar kolay.


  • retiredcolonel  (05.04.18 17:31:06) 
@retiredcolonel İki gündür site kontrol ediyorum da kolay gibi geldi dediğin gibi. Sanırım 1-2 aya ihtiyacım olabilir.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (05.04.18 23:33:46) 
Uzman ama yaptığı işi ilk defa yapıyor. Çok komik degil mi ya. Neyse Python falan öğren amelelik işini bayağı azaltır ufak tefek botlar.


  • Jimmy McNulty  (06.04.18 00:12:30) 
@Jimmy Mcnulty Haklısınız, işi ilk defa öğrenen biri olarak "Uzman" kelimesini kullanmak doğru olmaz. Sorumlu olarak değiştirdim. Tecrübeli olunca kullanırım artık :) Seo falan yok işin içinde. O yüzden öyle Ad Sense, Python falan gerekmiyor. Mağaza açma kapama, site kontrol, stok yönetimi gibi şeyler var.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (06.04.18 20:24:12) 
[]

İşe başlamadan önce izin istemek(Tikler gelecek)

Merhaba arkadaşlar,

Uzun zamandır iletişim halinde olduğum firma dün aradı ve beni alacaklarını,
dolayısıyla gerekli evrağı toplayıp pazartesi günü başlamamı söyledi. Ancak bir sorun var. Kronik bir rahatsızlığım var ve düzenli aralıklarla kontrole gidiyorum. 2-3 ayda bir gitmem gereken kontrole bu sefer neredeyse 8-9 aydır gitmiyorum.Bi ara önceki işten dolayı fırsat bulamadım, oradan çıkınca da erteledikçe erteledim. Bu sıralar gitmeyi düşünüyordum, zaten ilaçlarım da bitti sayılır, ilaç raporunun süresi de bitti. Rapor olmadan ilaç alamıyorum. İlaçlara güvendim gitmedim.

Firmadan da bir süredir ses çıkmıyordu, umudu kesmiştim. Dün arayıp beni alacaklarını söylediler. Şimdi düşünürken farkına vardım olayın. Benim işe başlamadan önce doktora gitmem gerek. Kontrol çok önemli değil ama yeni rapor çıkarttırmam çok önem arz ediyor. İşe başlarsam sittin sene gidemem bir daha.Çalışırken gitmek istesem yeni başlayan birisinin izin istemesi de çok yakışıksız olur.Yarın arayıp sebebi belirtip salı veya çarşamba günü başlamak için izin istesem mi veya ne desem?Şimdiden teşekkür ederim.

Tikler gelecek.

 
Evet ben de işe başlamadan önce izin almanın daha kolay olduğunu düşündüm.Yarın arayıp söyleyeyim bakalım ne diyecekler.Cevaplar için teşekkürler.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (01.04.18 01:29:43) 
@want2die Adamlar kronik rahatsızlığım olduğunu biliyorlar aslında ama dediğin gibi bundan bahsetmem zaten. Benim için önemli olan ilaçlar. İlaç olduğu sürece gitmesen de doktora önemli değil. Muhtemelen bir daha gideceğim zaman senelik iznin gelmesini beklerim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (01.04.18 01:44:33) 
girdikten sonraki hafta 1 hafta tatile gidecem yalnız diye anlaşarak işe girmişliğim var. önden konuş, herhangi bir hoşgörüsüzlük sezersen de sıkıntıyı baştan görmüş olursun en azından.


  • yuto  (01.04.18 03:38:19 ~ 03:38:31) 
@yuto Yamanmışsın vallahi :) O sırada tatil yapacak zaman bile bulmuşsun. Dediğin gibi sıkıntıyı baştan görmek önemli. Bu arada ben de mi hastaneye gideceğim diyerek birkaç gün tatile çıksam? Kafama çok yattı.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (01.04.18 03:56:48) 
Beni pat diye aramışlardı pazartesi gel başla diye. O sırada fizik tedaviye gitmem gerekiyordu. 1 hafta geç başlayıp, başladıktan sonra da 1 hafta erken çıktım işten. Sorun olacağını zannetmiyorum.


  • jazzabel  (01.04.18 07:47:49) 
Şimdi aradım da sorun yok dediler. Ne zaman hazır hissediyorsam o zaman başlamamı söylediler.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (01.04.18 17:06:35) 
[]

İşverenler neden genellikle tecrübeli eleman ararken asgari ücret verir?

Merhaba arkadaşlar,

Uzun zamandan beri işsizim ve şimdiye kadar 4 aylık bir iş tecrübem oldu. 2016' da mezun oldum. Bu kadar uzun zamandan beri iş aradığım için piyasayı da gittikçe daha iyi çözmeye başladım. Burada dikkatimi çeken şeylerden birisi de neredeyse bütün ilanlarda en az 2-3 yıllık tecrübeli eleman aranması. Bu ister Kariyer.net olsun ister elemanonline olsun bütün kariyer sitelerinde geçerli.

Şimdi Kariyer.net' deki firmaların biraz daha kurumsal ve profesyonel olduğunu bildiğim için ücret bandı da asgari ücretin üzerinde. Bir de başka yerlerdeki ilanlara bakıyorum ki bunlar daha çok kobiler en az 2-3 yıllık tecrübeye -ki ortalama birisi bana göre o sürede "kurt" seviyesine gelir , asgari ücret yazıyor. Ve aranan niteliklerde üniversite mezunu, esnek çalışma saatlerine uyumlu, haftasonu çalışabilecek rerörö gibi akla mantığa sığmayacak şeyler var. Çok büyük kısmı yol vermiyor zaten.

Şimdi bunlar utanmadan ve hangi cüretle, hangi akla hizmet tecrübeli bir elemana bunları nasıl layık görür? Aklım almıyor bir türlü. Hiç biri de kalkıp "Biz bu b.ktan şartları sunuyoruz ama sana bunun eğitimini vereceğiz, seni yetiştireceğiz. Eğer istediğimiz seviyeye gelirsen hak ettiğin şartlarda çalışacaksın." demiyor. Bunu diyen çok az firma var. Kurumsallardan başka herkes asgari ücret veriyor ama tecrübeli istiyor. Ama olmayan şeyi istiyolar, her taraf tecrübesiz adam kaynıyor. Ellerinde böyle bir hazine dururken neden akla mantığa aykırı bir şey istiyorlar? Bu resmen " Hem karnım doysun hem pastam dursun." demek. Anlamıyor ben. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz peki?

 
(bkz: arz)
(bkz: talep)

  • rentts  (19.03.18 19:34:49) 
Sektor nedir?


  • ykyt  (19.03.18 19:44:41) 
piyasa kötü azizim,hükümet politikaları,gelişmişlik,disiplin,düzenleme denetleme hiç biri tam değil.Tüm etkenlere karşın en rahat ülkeyiz.


  • kayranca-konarga  (19.03.18 19:50:20) 
bunun sebebi tez konusu olur. işe alım sürecinde herkes binbir türlü yalanla kendinde olmayan nitelikleri sayıyor, ingilizcesi ingiliççe seviyesinde olan insanlar genelde "orta" diye yazıp geçiyor. veya xxx bir konuda niteliksiz ama fikri olan insanlar "işe bi gireyim de pratik yapa yapa öğrenirim" mantığıyla o konuda cidden bilgi sahibiymiş gibi cv dolduruyor ve/veya işverenle konuşuyor.

işveren tarafından baktığımızda ise "hiç" tanımadığı bir adama 3 4 k maaş vermek çok mantıksız. işe bir girsin "çalışan at yemini arttırır" kafası hakim. asgari ücret kötü bir para değil. çalıştığım şirkette yazılımcıları 2 bin maaşla işe alıp ilk 6 ay içinde maaşlarını 2 katına çıkarıyoruz. çünkü ilk 6 ayda belli oluyor ak göt kara göt. yoksa her gelene 4 5 k verseler adamın nitelikli olup olmadığını anlayana kadar 30k para gitmiş oluyor. ben şirket sahibi olsam ben de asgari ücretle işe alım yapardım, veya şu anki durum göz önüne alınırsa 2k ile. ilk 6 ayda maaş zaten olması gereken seviyeye gelir, gelmiyorsa sıkıntı büyük oranda çalışandadır. eğer hala o maaşa orada duruyorsa çalışan da aslında çalışmadığını ve niteliksiz olduğunu biliyordur :)
  • Tears of Devil  (19.03.18 20:01:40) 
Tears'ın dediği doğru
sadece beyaz yaka da değil mavi yaka da öyle
elektrik ustası alıyorsun, bak usta bu güya, onu biliyor musun "biliyorum", bunu yapabilir misin, "yaparım".
Adamı 1 işe gönderecek oluyorsun "abi yapamam" neden koçum? "abi ben o işten anlamam".
işe girene kadar herkes her şeyi bildiğini iddia ediyor.
ben freelance çalışıyorum o yüzden sürekli bir iş alma/yapma yaptırma durumu var
öyle şeyler görüyorum ki
adam iş istiyor CV'si yok, CV'ye baksan kraliçe Elisabeth halt etmiş öyle İnglizce biliyor, 2 satır yazısını okuyunca görüyorsun ki anadolu lisesi terk.
Tabi ücretler düşük, üniversite mezunu insanların asgari ücrete çalışması acı ama insan kalitesi de düşük, çok kalifiye insan çalıştıracak yaratıcı/üretici bir iş piyasası da yok.
  • niye ama  (19.03.18 20:29:57) 
istanbulun avrupa yakası bak anadolu bile değil avrupa yakası. 5 yıllık deneyim sahibi mühendise 2000-3000 lira arası teklif ediyorlar.. ailenle yaşamıyorsan, kira falan vermeye kalkarsan yaşayamazsın ölürsün.

bak mühendislik bitirmiş adam öküz olsa 5 yıllık bir deneyimi varsa işi öğrenir ama aç gözlü patron ya da ik her kimse 2000 lirayı teklif ediyor utanmadan sonra iş arayanlar çok rörörö.
  • blue eyes white dragon  (19.03.18 20:36:32) 
@rentts İktisattan hiç bu kadar nefret etmemiştim.

@j rr tolkien hayranı Amaçları oysa bile biraz göstermeden sömürmeliler. Bunlar resmen göstere göstere sömürüyolar.

@ykyt Genel olarak sordum, sektör fark etmiyor. Çünkü her sektörde var.

@kayranca-konarga Şirketlerle devlet arasındaki bu boş beleş ilişkiye "Tam dayanışma" deniyor sanırım.

@tears of devil Görüşünüzde yer yer haklı olduğunuz noktalar olmasına rağmen tam bir "şirket yetkilisi" görüşünü aktarmışsınız. Adayların olmadıkları halde kendilerini daha üstün göstermeleri, "hele bi kapağı atayım da sonra bakarız" kafaları falan bilinen bir gerçek ama burada biraz ciddi oranda genelleme mevcut bana göre. Mesela "İlk 6 ayda ücret artışı olmadıysa sıkıntı büyük oranda çalışandadır." demişsiniz ama ülkemizde esnaf kafasındaki işverenlerin çoğunlukta olduğunu da unutmayalım.Çoğu "Bu eleman üzerinden nasıl daha çok kazanç elde ederim?" kafasında oluyor.Diğer görüşünüze gelirsek "Bir süre geçtikten sonra hala düşük ücretle çalışmaya devam eden eleman niteliksiz olduğunu kabul ediyordur." demişsiniz ama ya iş bulamamaktan korkup kalıyorsa? Asgari ücret konusuna gelirsek 1600 TL nedir ki? Temel şeyleri hesapladıktan sonra geriye kalan para kalıyor mu? Kalsa da ne kalıyor?

Tecrübeli aday kısmına gelirsek de bence bazı uygulamalı test geçirilmeli adaylar.

@niye ama Bence Tears of Devil' a dediğim gibi bol keseden atan adaylar çok ama bence bunun önüne uygulamalı testlerden geçirilmeli adaylar.

@blue eyes white dragon Adamların tek amacı karın doyasıya adam çalıştırmak. İş etiği denen bir şey yok. O kadar sene okuyorsun, o kadar yıl çalışıyorsun, adamın teklif ettiği ücret küfür gibi. Bunu yapmaktaki motivasyonları ne çok merak ediyorum.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.03.18 22:20:36) 
tahminimce:
-akıllı bir patron iyi elemanını kaybetmek istemez, şartlarını piyasa üstünde tutar.
-asgari ücret ve bi tık üzeri çalışan adam zaten belli bir know how gerektiren kritik bir iş yapmıyordur, yani o gitse bi başkası aynı fiyata çalışacaktır ( ofis işleri, hizmet sektörü , veri girişi vs.)

eğer düşük ücretle girdiğinizde piyasa ortalamasının altındaysanız konuşun artış isteyin verilmiyorsa siz artık tecrübe kazandınız, daha iyi bir yere geçebilirsiniz demektir.

unutmayın 2 bin net alıyorsanız, patrona maliyeti ( yol ve yemeği de ayrıca veriyorsa) aylık kabaca 3500 civarıdır.
  • technicalte  (19.03.18 22:53:45) 
[]

Kitap çevirisine kalkışmalı mıyım?

Merhaba arkadaşlar,

Resimli bir romanı çevirmek istiyorum. Bu kitap Xbox' ın yurtdışında daha çok bilinen ünlü bir oyun serisine ait. Ülkemizde Xbox çok tutulmadığı için de bu seri çok bilinmiyor. Ancak ortalama üstü oyuncular biliyor. Şu anda işim olmadığı için de böyle bir şeyle uğraşmak istedim. Şimdi ben böyle bir kitap çevirisi işine kalksam nasıl olur? İlk kitap tutarsa serinin diğer kitaplarını çevirmeye devam etmeyi düşünüyorum. Mesela kitabı çevirince yayınlanması için telif hakkını benim mi almam gerekiyor kitabın yazarından yoksa yayınevi mi alacak? Cebimden çok para çıkar mı? Kitabın hitap edeceği kitle daha çok oyuncular olacağı için emeğimin karşılığını alma durumum nedir? Sizce kalkışsam mı böyle bir işe? Düşüncelerinizi paylaşırsanız memnun olurum. Teşekkür ederim. Yorumlarınız tiksiz kalmayacak :)


 
Özet: Yapmayın.
Bu konuda soru geldikçe bu cevabımı kopyalıyorum:

Bunu geçenlerde benzer bir şey isteyen bir arkadaşa da anlattım. Bir yayınevi siz "ben bu kitabı çevirdim, bassanıza," diye giderseniz sizi sallamaz ve bunun birden fazla nedeni var. Birincisi, eğer telifi düşmüş bir eser değilse o kitabın yayın hakkını satın almaları gerekir ki doların da yükselmesiyle epey para ödeniyor bu yayın haklarına. Sonra çeviri ücreti var, kapak tasarımı, kâğıdı, matbaası var. Basacağı kitabın kâr etmesini geçelim, kendi maliyetini çıkaracak kadar satması gerekir en azından. Sizin "satın alacak epey insan bulurum" demenizin yayınevinde bir karşılığı/anlamı yok.

Öte yandan, ben tanımadığım çevirmenlerle çalışacaksam referans görmek istiyorum, deneme metni gönderiyorum ve benim verdiğim kitabı çevirmesini bekliyorum. Başta bahsettiğim gibi, çevirmen bir kitap önerebilir ama yayınevi o kitabı almak istemez. Ya da başka bir ihtimal, basılmasa bile o kitabın yayın hakkı satın alınmış olabilir; hatta yazar ya da yabancı yayıncı kitabı satmaya yanaşmayabilir (oluyor böyle şeyler). Yani, sizin gittiğiniz yayınevlerinin hem kitapla ilgilenmeleri, yayın programlarına uygun bulmaları, hem de yukarıda saydığım her koşulla uğraşmaları gerekir. Bütün bu nedenlerle, yayınevlerine böyle bir öneriyle giderseniz olumlu cevap almayı pek beklemeyin.

Ha bir de, kitabı çevirip arkadaşlarınıza göndermeye, internette dağıtmaya kalkışmayın. Yazarın/orijinal yayımcının Türkiye'de temsilcisi bir ajans varsa önce onlarla, sonra esas yayımcıyla yasal mecrada karşılaşabilirsiniz telif ihlalinden.
  • kobuzchu kiz  (16.03.18 09:18:50) 
Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim. Bayağı detaylı açıklamışsınız. Söylediklerinize göre sancılı bir süreç olur galiba. Durup dururken başımızı ağrıtmayalım. Zaten kitap da belli bir kesime hitap edeceği için gerek yok sanırım. Cevabınız için tekrar teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (16.03.18 18:36:28) 
[]

Bu firmada sizce benim için bir gelecek var mı?

Merhaba arkadaşlar,

(git: 1264951) Önceki duyurumda bahsettiğim firmayı az önce tekrar aradım. Kendileri zaman zaman arayıp kendimi hatırlatmamı istedi. Şimdi aradığımda 1 hafta sonra yine aramı istedi. Bu arada bahsettiğim firma çok büyük ve Türkiye' de kendi sektöründeki en önemli firmalardan biri. Kurumsal bir firma yani. Bu arada görüştüğüm kişi de firmanın yönetim kurulu başkanı. İnsan kaynakları yok, adayları o arıyor, o görüşüyor, gerekli görürse müdürle falan da görüştürüyor. Yani en üst karar verici o. Firmanın sahibi de olabilir.

Neyse 1 ay önce görüşmeye çağırdılar. Gittim görüştüm, müdürle, başka bir yönetim kurulu üyesiyle, başka departmanlardan başka birkaç kişi ile daha görüştüm. Bu arada beni aramadan önce referansımı aramışlar, olumlu dönüşler almışlar. Sonra İngilizcemi test etmek amacıyla kendilerine bir çeviri maili atmamı istediler.Onu da attım. O görüşme benim için gayet güzel geçmişti. 2 hafta sonra beni tekrar arayıp yine çağırdılar. Bu sefer beni arayan yönetim kurulu başkanının yoğunluğundan dolayı 3 gün boyunca normal personel gibi gittim geldim . Çünkü yoğun olduğu için fırsat bulamadık konuşmak için. O sırada da bir departmandakiler ilgilendi. Ne yaptıklarına falan baktım. Yoğunluktan dolayı görüşemediğimiz için telefonla görüştüm.

Başkan önce beni bir yerde değerlendirmek istediklerini, bu yüzden kursa göndereceklerinden bahsetti, bu yüzden kurs araştırmamı istedi.2-3 tane buldum kurs. İşte bulduklarım hakkında bilgi verdim. 1 hafta o şekilde konuştuk. Bir yandan da yoğun olduğu için ertesi gün aramamı istiyordu. Sonra yine önceki duyuruda bahsettiğim başka firmadan aranma durumu oldu.İş hiç bana göre değildi ve onlara sebebini belirttim. O da yine zaman zaman arayıp kendimi hatırlatmamı istedi. 2 hafta sonra yani bugün az önce aradım. Yine haftaya aramamı istedi ve " Elimden geleni yaptım.Bir departmanda kontenjan açılırsa ya da başka firmalardan bir fırsat olursa seni değerlendireceğiz. Elimden geleni yapacağım. " dedi. Burada sanırım selam verdik borçlu çıktık durumu var. Yüzüstü bırakmak istemiyorlar beni. Siz ne çıkarırsınız buradan? Sizce bir iş çıkar mı? Her türlü yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim.

Düzeltme: Sonradan aklıma geldi. 3 gün gittiğim süre boyunca son gün 2 veya 3 kişi daha iş görüşmesi için gelmişti. Biri oradakilerden birinin arkadaşıymış. Belki de onlar doldurdu beni düşündükleri yeri. Eğer böyle olduysa bu neden olumlu gittiği görünen sürecin çıkmaza girdiğini açıklıyor.

 
o iş olmaz zaman kaybetme boşuna.


  • kapitalist karinca  (14.03.18 00:34:47) 
Düşünmek istemiyorum ama bana da öyle geliyor. Artık sıkıldıklarını düşünüyorum.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (14.03.18 00:53:11) 
oha, duyuruda sorucu'dan sonra gördüğüm en nokta atışı kullanıcı adı bu. Öncelikle takdir ediyorum.

Ardından da merak.

Şimdi başvurduğunuz pozisyon ne acaba da bu kadar yüksek yöneticilerle irtibat kurabiliyorsunuz, çünkü bırakın yönetim kurulu başkanını ben eski bir firmamda vice ceo ile 1 kere karşılaştım, onda da adama kalp krizi geçirtiyordum. daha da uzun bir süre benimle rastlaşmadı -ki öyle herkesin bildiği bir firma da değil,kendi halimizde iş yapıyorduk. Yani demem o ki türkiyenin ''önde gelen'' bir firmasının ''yönetim kurulu başkanı'' ile görüşmek(görüşebilmek) ve sana iş ayarlayamaması çok ironik 2 farklı konu. Sen nasıl bir pozisyona talipsin ki böyle ? Alalede birşey olmadığı açık.


Bunun dışında kendini hatırlat çok siyasi bir yaklaşım, acaba bi' torpil vasıtasıyla irtibat kurdunuz da ''amadan bu da şimdi..'' gibi yaklaşıyor olabilir mi ?

Ben anlamadım, merak da ettim firmayı.

Firmaya yönetim kurulu başkanıyla görüşmek için gidip- yoğunluktan dolayı 3 gün görüşememek de çok ilginçmiş, dahası 3 gün mesai saatlerinde gitmek de ilginçmiş. Orada çalışanların yaptığı işlere bakmak daha da ilginçmiş. Gerçi mesleğinizi de bilmiyorum ama. Kurs bulun dediğine göre onun istediği bazı özellikleriniz eksik, size kurs bul diyor siz kurs buluyorsunuz ve sanırım sizi kursa göndermiyor(?) bu da ilginç, Zaten yönetim kurulu başkanının kurs bul demesi bi' ilginç, kurs ile ilgili uğraşınız sonucunda sanırım buna ödeme çıkmaması ilginç, bu şirketin türkiyenin önde gelen şirketlerinden birisi olması daha da ilginç, Vallahi isim paylaşabiliyorsanız paylaşırsanız sevinirim. Ufak tefek cinayetlerden daha sürükleyici bir hikaye en azından bu.

Bir diğer konu ise, yönetim kurulu başkanının elimden geleni yapacağım demesi. Bu tutum da beni adam acaba sıkıldı mı ki yaklaşımınızdan diye sorgulamaya götürüyor.

Bir olay örgüsü anlatmışsınız ve yorum yapmamı bekliyorsunuz ama, bu yaklaşımda elimde olan tek şey ''kafamda deli sorular ''
  • mete kudur  (14.03.18 00:55:21) 
@mete kudur Öncelikle "nokta atışı" ndan ne kastettiğinizi pek anlamasam da takdiriniz için teşekkür ederim.

Firmanın ismini veremem ama mobilya sektöründe faaliyet gösteriyor. Geçen sene şubat ayında Kariyer' den lojistik sorumlusu pozisyonuna başvuru yapmıştım. Neredeyse bir yıl sonra dönüş yaptılar. Bahsettiğim firma gözlemlediğim kadarıyla bir aile şirketi. Aslında ilk başta ben de görüştüğüm kişinin İK olduğunu düşünmüştüm ama son gidişimde bu yoğunluğun sebebini anlamak için oradakilere " Bu X Bey' in görevi nedir? " diye sorduğumda "yönetim kurulu başkanı" diye cevap verdiler. Alımları o yapıyormuş. Bana da en az sizin kadar ilginç geldi bu. Yine görüşme de size geldiği kadar bana da ilginç geldi. Çünkü hayatımın en uzun sürüp de bir sonuç alamadığım ilk iş görüşmesi oldu.

Mesleğime gelince aslında yabancı dil bölümünden mezun oldum. Dış ticarete yoğunlaşmak istiyorum ve 4 aylık bir dış ticaret tecrübem oldu.

Aslında başvurduğum pozisyona gerekli kriterleri sağlamadığımı ama başka alanlarda da değerlendirmeye uğraşacaklarını söyledi. Bu yüzden ilk yüz yüze görüşmemiz esnasında pek meşgul olmayan iş güvenliği ve ar-ge gibi departmanların sorumluları getirildi ve onların da fikri alındı hangi departmanın benim için uygun olacağı. Sonraki yüz yüze görüşmemizde e-ticaret departmanından söz edildi ama bu departmanın da bayağı zor olduğundan söz ederek kursa gönderebileceklerini söylediler (git: 1264482). Çünkü gittiğim zaman 2 personel açığı vardı, o departmandakilerden biri de aslında o departmanın bir şefe ihtiyacı olduğunu söylüyordu. Başkan bana başkalarına beni e-ticaret departmanında değerlendirebileceklerinden bahsetmiş ve onlar da bunun hem zor olacağını hem de uzun süreceğini söylemişler. Bana bundan bahsetti ve bana ne kadar zamanda öğrenebileceğimi sordu.Ben de 3-4 ay süreceğini ama öğrenmek için elimden geleni yapacağımı, bu tahmini süreyi daha da kısaltabileceğimi söyledim. Kurs meselesine gelirsek aslında önceden başkalarını da kursa göndermişler alanlarıyla ilgili. Sonra ne olduysa bu son görüşmede bir yoğunluk oluştu ve görüşemedik.3 gün gittim önceden belirttiğim gibi. Bu kadar uzun görüşmenin deneme amaçlı olduğunu da düşünüyorum. Neyse görüşmelere telefonla devam ettik.Her gün arıyordum.

Sonra benim kaç ay önce görüştüğüm başka bir firmadan olumlu cevap geldi. Salak gibi bahsettim bundan ona ve o da hemen o işe başlamamı istedi canına minnet bulmuş gibi. Bence bütün süreç burada çöpe gitti. Ama memnun olmazsam aramamı istedi. Neyse 2 gün gittim. Ama hiç benlik değil. 2 gün sonunda çıktım oradan. Öbür yeri tekrar arayıp bana uygun olmadığını belirttim işin. O da yine değerlendirmeye çalışacaklarını söyledi.

Kendisi zaten her firmanın sorumluluk gereği istihdam yaratması gerektiğini söyledi. Sanırım uzun zamandır iş aradığımı gördüğü için böyle bir sorumluluk hissetti ve zor durumdan kurtarmak istedi. Pek bi tecrübe de olmayınca kararsız kaldı bence. Biraz da diksiyon bozukluğu var bende. O yüzden daha çok müşteriyle irtibatın olmadığı, operasyonel görevlerin uygun olacağını belirtti. Sanırım buna göre bir şey bulamadı. Yüzüstü de bırakmak istemedi galiba. Aslında sıkmamak için de aradan zaman geçmesini bekliyorum. Ama bana da sıkıldı gibi geldi. Torpilim falan da yok maalesef.

Dışarıdan çok tuhaf bir hikaye gibi geldiğini biliyorum ama öyle işte. :)
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (14.03.18 02:03:30 ~ 02:17:56) 
[]

Laptop cpu ısısı ve fan

Merhaba arkadaşlar

Önceki duyurumda (git: 1266107) bahsettiğim ısınma sorunu bugün yeniden termal macun sürmemize rağmen değişmedi.Bu sefer daha az sürdük. Ama sonuç aynı. Cpu sıcaklığı bilgisayar boştayken 45-60 C arası. Oyun oynarken de mesela yüksek grafikli 2015 yapımı bir oyun oynarken 90 C falan oluyor.

Termal macun bir işe yaramadığı için sorunun fanda olduğunu düşünüyoruz. Mesela önceden oyun oynarken fan çok hızlı çalışmaya başlardı ve biraz gürültülü çalışırdı. Ama artık oyun oynarken falan öyle çalışmıyor. Acaba işlevini mi yitirdi diye düşünüyoruz.

Bilgisayarım laptop ve ortalama sınıfta bir bilgisayar. Bir oyun bilgisayarı değil yani. Özellikleri de :

Dell Inspiron 5558
Intel i5 5200 işlemci
4 gb ram
Windows 10 64 bit
2 gb Nvidia geforce 920m ekran kartı

Acaba fanı değiştirsek veya laptop soğutucusu alsak işe yarar mı ? Speedfan veya Hwmonitor gibi programlarda fan hızını göremiyorum ve rpm değeri 0 yazıyor. Bios' tan da kontrol edemiyorum fanı. Bilgisayarı alalı 2 yıldan fazla oldu. Bir de Windows 8.1' den 10' a geçtim. Bu etkiler mi ya da Msı Afterburner gibi bir programın kurulması etki eder mi ? Çünkü bütün donanımlar üzerinde egemenlik kuran bir program. Ve son çare olarak bir işe yarayacağını sanmasam da format çözer mi? Şimdiden teşekkür ederim.

 
Cpu sıcaklığı bilgisayar boştayken 45-60 C arası. Oyun oynarken de mesela yüksek grafikli 2015 yapımı bir oyun oynarken 90 C falan oluyor.

bunun sorun olduğunu nerden çıkardın? normal. 100 üzerine çıkarsa o zaman düşünürsün.
  • washe  (11.03.18 23:48:31) 
@Washe Aslında değinmeyi unutmuşum. Max Payne oynarken bile 90 C oluyor ve kasıyor. Önceden oynayıp da herhangi bir kasma, şimdiki gibi yoğun sıcaklık vs. gibi durumlarla karşılaşmamama rağmen şimdi 15 yıllık oyunları oynarken bile takılıyor. Bütün oyunlarda yoğun fps düşüşleriyle karşılaşıyorum. Tabi doğal olarak sıcaklıktan şüphelendim. Yabancı forumlarda falan sıcaklık kaynaklı olduğunu belirtmişler tüm oyunlarda gözle görülür derecede fps düşüşlerinin sebebi. Macunu tazeledikten sonra biraz düzeldi ama yine de kendini hissettiriyor. Bana göre boştayken ideal sıcaklık 35-40 olmalı.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (12.03.18 00:27:16) 
inatcılık reis
normal calisriken 45-60 normal
yuk altında 90 c normal
ama laptop altı sogutucu al
eger cift mnitor varsa
bir tarafta hwmonitor calistirarak oyun oyna izle sıcaklıgı
90 ı gecmeyecektir

bu arada sıfırdan win10 kurarsan iyi olur
sürücülerle ilgili sıkıntı varsa düzelir
  • kingcyrax  (12.03.18 01:08:23) 
Isıdan dolayı cihazdan dumanlar çıkmıyorsa, kasa erimiyorsa normaldir.

Şaka bir yana, değerler işkillenmekte haklı olduğunuz gibi yüksek.

90 derece dayanılmaz bir sıcaklık. Göstergeler 90 dereceyi gösterirken elinizi fan çıkışından gelen havaya tutun. "Dayanılır" bir sıcaklık varsa, egzos kısmı işlevini yerine getiremiyor demektir. (termal macunu yenilediğiniz, ve termal plaka vidalarını sıkıca sıktığınız için)
  • clia  (12.03.18 04:39:19 ~ 04:42:09) 
Peki havalandırma kanallarını temizlediniz mi?


  • John Bloor  (12.03.18 10:37:51) 
clia çok güzel abartmış.

pc'deki elektroniklerin dayanabileceği bir sıcaklık 90 derece.

evdeki modemimin işlemcisi 86-90 derece normalde. bu da normal çünkü onun treshold'u 150+ derece. laptop gibi bi cihazda, yük altında 90 derece kabul edilebilir bir sıcaklık. aşırı yükselirse zaten cihaz kendisini kapatır
  • washe  (12.03.18 11:13:59) 
@Kingcyrax Çoğu forumda bu değerlerin normal olduğu söyleniyor ama önceden böyle bir sıcaklık hissetmiyordum. Şimdiye kadar böyle bir sorunla karşılaşmadığım için sıcaklık değerlerini ölçmeyi düşünmedim ama yeni oyunları oynarken sıcaklık yükseliyordu sadece.10-15 yıllık oyunları oynarken öyle bir sıcaklık olmuyordu. Mesela Max Payne oynarken bile ısınıyor, oyunda fps düşüşleri oluyor, oynanmaz hale geliyor, bu durum daha önceden sorunsuz, akıcı derecede oynadığım bütün oyunlarda da olmaya başladı. Beni endişelendiren durum fanın artık eskisi gibi çalışmaması. Mesela bilgisayara bayağı bi yük bindiren oyunlar oynadığımda fan uçak motoru gibi çalışırdı, havalandırma deliklerinden çıkan havayı hissetmemek imkansızdı. Bilgisayar çok ısınmazdı. Şimdi artık öyle çalışmıyor ve artık hava gelmiyor. 2 kere temizledik ama bir sonuç çıkmadı. Fanın vadesini doldurduğundan şüpheleniyoruz. Fanı değiştirebiliriz. Çift monitör yok ne yazık ki. Onun yerine Msı Afterburner kullanıyorum değerleri izlemek için. Laptop altı fan almayı da düşünebilirim dediğin gibi.

@Clia Zaten 100 C' ye geldiğinde kapanıyor. Fan çıkışından gelen hava hissedilmiyor. Termal macundan ve vidaların sıkılmasından olacağını zannetmiyorum. Çünkü zaten biz bu sorun yüzünden yaptık bunları.

@ John Bloor Evet temizledik 2 defa. Ama sonuç vermedi. Muhtemelen daha detaylı olarak bir daha temizleyeceğiz.

@ Washe Evet 90 C kabul edilebilir bir sıcaklık ama fanın da işlevini yitirmiş gibi görünmesi daha da endişelendiriyor. Son olarak Notebook FanControl programını kurdum fanı daha fazla çalıştırabilir miyim diye ama sonuç aynı. Daha hızlı çalışmıyor.

Düzeltme : Speedfan ile biraz uğraşınca fanların istediğim seviyede çalıştığını gördüm. Ama ben kendiliğinden çalışmasını istiyorum. Belki sıcaklık algılayıcı sensör bozulmuştur. Şimdi bunu nasıl çözeceğim ona bakacağım.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (12.03.18 17:49:37 ~ 20:52:28) 
[]

İş görüşmelerinde sorunlu ayrıldığımız önceki işleri gömüyor muyduk?

Merhaba arkadaşlar,

Sorunlu ayrıldığınız, paranızı vermeyen, sürekli mobbing uygulayan, çıkarken kavga ettiğiniz, paranızı da avukata verip alabildiğiniz bir iş tecrübeniz olduğunda iş görüşmelerinin vazgeçilmez sorusu "Önceki işinizden neden ayrıldınız" a nasıl cevap verirsiniz? İK uzmanları önceki işveren ne kadar kötü olursa olsun gömülmesinin doğru olmadığını belirtiyor. Ama insan o kadar haksızlığa uğrayıp da o denli mütevazi olamıyor. Siz nasıl cevap verirsiniz veya ne önerirsiniz?


 
durumu eski işyerini gömmeden de anlatmak mümkün olabilir.

- paramı vermediler
değil de
- paramı alamadım vb.

- mobbing mağduruyum
değil de
- mobbinge maruz kaldığımı düşünmeme rağmen ilgili birimlerce durum dikkate alınmadı, ben de ayrılmayı tercih ettim.

vs. vs.
  • dafaisss  (07.03.18 00:01:43) 
Almak isteyen her turlu alıyor almak istemeyen zaten almıyor. Ben olanı söylüyorum, profesyonel bir iş yeri değildi falan diyorum. Alındım mı alınmadım, benzer yerlerdi ya da tanıyorlardı.

Aynı iş yerinden çıkarılan başka bir arkadaşım ya ben yalan söyleyemem falan diyordu, cv sini gördüm kariyer nette, mobilde yazmış, işe alındı mı? Evet.
  • geçerkenugradım  (07.03.18 00:20:27) 
Sanırım söylediklerinize göre üslup bayağı fark ediyor. Aslında ben de dikkat etmeye çalışıyorum ama sonra nedense ipin ucunu kaçırıyorum, söylemediğim daha başka detaylar içimde ukte kalıyor. Aslında "Patron şirketinde çalışmanın getirdiği olumsuzluklardan dolayı ayrılmak zorunda kaldım" da denebilir belki.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (07.03.18 01:28:00) 
@ Acemi Fena güldürdün. Tabi bunları kurumsal şirketlerde söylüyoruz.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (07.03.18 02:40:08) 
[]

Laptop termal macun değişimi

Merhaba arkadaşlar,

Dell İnspiron 5558 marka bir laptopum var.Alalı yaklaşık 2.5 yıl olacak.Son zamanlarda işlemci ısısı Max Payne oynarken bile 90 C'ye çıkıyordu ve boştayken bile inanılmaz kasıyordu.Ben de termal macun yenileme zamanının geldiğini düşünüp laptopu söktüm, aslında kardeşlerim söktü, macunu tazelerken bir damla koymak yerine biraz fazla koydular, sonra laptopu topladık, bir değişme yok sıcaklıkta, bir hafta bekledim belki değişir diye, dün tekrar açtım tek başıma, ancak fana gelince açamadım, vidalar sıkışmış galiba, yalama oldu.Size sorum sizce de sıcaklık macunu fazla koyduğumuz için mi değişmedi yoksa macun mu dandikti yoksa başka bir problem mi var sizce?Yabancı forumlarda bununla ilgili bir sürü soru var ve neredeyse hepsi de fazla koymaktan olacağını söylüyor.Siz ne dersiniz? Bir de açılmadığı için yani vidalar yalama olduğu için tamirciye mi götürsem. Kardeşlerimin gelmesi 1 hafta sürer.


 
Böyle durumlarda kaliteli bir macun kullanilmaliki 2 sene daha dayansin. Ayrica cok sürülen macunda yapilan en büyük hatadir. Benim tahminime göre cok sürülen macundan dolayi olabilir.


  • VIPCH  (04.03.18 21:34:56) 
Geçenlerde termal macun değişimi için verdim bilgisayarımı kullanılmaz hale getirdiler çöpe attım.

Artık Allah aşkına şu değerli bilgisayarlarınızı lcd ekran değişimi dışında hiç bir b*ktan anlamayan esnaflara kolay kolay emanet etmeyin. Araştırın gerekirse fazla verin ama kurumsal olsun.
  • imelih  (04.03.18 22:19:58 ~ 22:20:45) 
@VIPCH Ben de birinci neden olarak fazla macunu düşünüyorum. Termal macun da pek iyi olmayabilir. Bir bilgisayarcıdan almıştım.

@İmelih Bilgisayarın için üzüldüm. Onlara vermem tabiki de. Bilgisayarın içinden parça çalmak gibi eylemlere giriştiklerinden güvenmem asla. Ancak markanın servisine veririm.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (05.03.18 16:36:00) 
[]

Engelli raporuyla rahat bir yaşam sürme ihtimali

Merhaba arkadaşlar,
Biraz uzun bir yazı olacak,kusura bakmayın.Özet durumu olmayanlar için sondadır.

Romatizmal bir hastalık nedeniyle askerlikten muaf oldum. Muaf olduğum zamanlarda hastalığım çok aktifti, hareketim çok kısıtlanıyordu, doğru ilacı bulduktan sonra eski halime döndüm çok şükür.

İş bulamayınca artık benim askerlikten muaf olduğumu bilen ne kadar eş, dost, akraba veya özgeçmişimi okuyan başka insanlar varsa (mesela iş başvuruları) bana hep aynı şeyi söylüyor: Askerlikten muafsın, neden bunu bir fırsata dönüştürüp engelli raporu almaya uğraşmıyorsun? Ne güzel devlet memuru olursun ya da şirketlerin engelli kadrosunda işe alınırsın. Araba alacağın zaman ÖTV falan yok, yarı fiyatına alırsın, ulaşım ücretsiz, en az 3500k maaş falan. Ben de nedense muhtemelen aşağılık kompleksi veya gurur,ego gibi şeyler yüzünden uğraşmıyorum, olumsuz cevap veriyorum.

Biliyorum engelli olmak ayıp bir şey değil, ama insan kaldıramıyor engelli kadrosunda işe alınmayı. Onlara bu gurur meselesinden bahsetmiyorum tabi, bu sürecin uzun süreceğinden, şimdi gitsem askerlikten muaf olmayacağımdan, uğraşmak istemediğimden, sağlam olduğum halde başkalarının hakkını gasp edeceğimden dem vuruyorum. Ama her yerde aynı konu ve sürekli kafam şişti. Ama her yerde bu sömürülmeye açık kıçı kırık işlerin olması ve işsizliğin,piyasadaki yozlaşmışlığın alıp başını gitmesi canıma tak etti.

Önceki duyurumda bahsettiğim kurumsal firmaya 3 gün gittikten ve oradaki konforu, rahatlığı, insana duyulan saygıyı görünce ağzıma resmen bir parmak bal çalınmış gibi oldu ve adeta gözüm açıldı. Sanki hayattaki tek amacım kurumsal bir firmada çalışmak, açlıktan ölsem bile diğer işlere tenezzül etmemekmiş gibi oldu. Sonra da canıma tak etti, neden 3 kuruş için elin sömürgecisinin ağız kokusunu çekeyim ki?

Şimdi sorum şu : Engelli raporu almak için uğraşmalı mıyım ve bu raporu alma ihtimalim nedir? Şimdi ihtimal belirtmeniz için yardımcı olacak ipuçları veriyorum,çünkü birçok birim inceliyor o rapor işlemlerinde: Ankilozan spondilit denen lanet olası bir eklem romatizmam var, ilaçlarımı bir süre kullanmazsam hareketlerim kısıtlanmaya başlıyor, yani boynumu döndürmekte zorlanıyorum, uyurken şiddetli sırt ve bel ağrılarım oluyor,uzun vadede yürümekte zorlanıyorum. Ağır miyopum, 50 cm ötesini göremiyorum diyebilirim. Gözlük takmaktan nefret ediyorum, diksiyonum bozuk.

Durumu olmayanlar için özet: Askerlikten muaf olmamdan yararlanıp daha iyi şartlarda çalışmak için engelli raporu almaya uğraşmalı mıyım ve sizce bu ihtimal nedir?

Şimdi son bir sorum var: Siz olsanız ne yapardınız benim yerimde? Vereceğiniz cevaplar için teşekkür ederim arkadaşlar.Kusura bakmayın uzun bir yazı oldu.

Düzeltme:Uzun diye gereksiz yerlerini çıkardım ve paragraflar haline getirdim.

 
sadece ozeti okudum. ne kadar yardimci olur bilemem ama askerlikten muaf olmakla engelli raporu almak cok farkli seyler. ben goz'den muaf oldum. iki gozun toplami 15 dereceydi. ayni sekilde engelligi kovaladim. ama istenen kriterlerin yarina anca geliyordum. hakkaten cok buyuk eksiklik olmasi ozurluluk icin.

tamam iyi olanaklari var ama gercekten hayatinda engel teskil eden durumlarda veriliyor o rapor. alamazsan da uzulme sukret. cunku gercekten cok kotu durumda olman lazim. o kadar kotu olacagina saglam ol issiz kal daha iyi.
  • mayeskuel  (01.03.18 13:14:59 ~ 13:16:14) 
Öncelikle idealistliğin ve dürüstlüğün için kutlarım. Etrafta benzer şeyleri düşünen insanların olması medeniyetimiz için bana umut veriyor.

Engelli raporu kuralları itibariyle haksız olarak alınabilen ve haklı olarak alınamayabilen bir şey. Bu konuda çok karmaşa var. Ben senin durumunda olsam hayat kalitem açısından kendimi engelli sayıp raporu gönül rahatlığı ile alırdım.
  • cleric  (01.03.18 13:16:13) 
yukarıyı okumadım, kör olacaktım. aşağıda özeti okudum.

35 yaşındayım. fiziksel olarak bir sıkıntım yok ama 2 rahatsızlığım nedeniyle engelli raporu aldım. sonra gittim vergi indirimi başvurusu yaptım. kabul edildi. 60 yaşına kadar beklemem gereken emekliliğimi 2024 senesinde olacağım.

şehir içi ulaşımım ücretsiz. bir çok kurumdan indirimli tarifeden faydalanıyorum.

gram utanıyorsam şapşik olayım.

askerlikten muaf olduğun rahatsızlığın %40 ve üzerine engel oranı almanı sağlamayabilir. bilgin olsun.
  • teknikekip  (01.03.18 13:16:49) 
bende de romatizma var. ben de askerlikten muafım.
ancak ve ancak engelli raporu almak o kadar kolay değil. askerden bile muafım kolayca engelli raporu alırım diye bir durum söz konusu değil. eğer kullandığın ilaçla düzeldiysen, şikayetlerin azaldıysa büyük ihtimalle eklem hasarın ya çok az ya hiç yok. dizin ne kadar açılıyor ne kadar kıvrılıyor, el bileği, omuz, ayak bileği, parmaklar, bel, kalça vs. herşeye bakılıyor. benim durumumda kullandığım ilaçlara rağmen dirençli bir durum var.

sadece romatoloji bölümünden rapor almaya kalksaydım alamazdım. romatoloji, ortopedi, fizik tedavi bölümünün ortak kararıyla engelli raporu alabildim. zaten verirlerse en fazla 2 senelik rapor vereceklerdir büyük ihtimalle. 2 senede bir raporu yenilemen lazım.

özeti okuyunca son detayı görmemişim. zaten birden fazla bölümün incelediğinin bilincindesin. romatoloji, göz tek başına yeter mi bilemiyorum.

alma ihtimalin varsa al. utanılacak, gurur yapılacak birşey yok.
  • sutlu nescafe  (01.03.18 13:18:15) 
www.engelliler.biz

www.takvim2018.com

e kpss için %40 engelli olman lazım. ama o yüzdeyi vermek kurulun insiyatifinde. sana %39 veriler. sınava bile giremezsin mesela o zaman. ve bunu da o rapor eline geçmeden öğrenemezsin.

en az 3500k? memur maaşlarından haberi yok sanırım bunu diyenin.

araç indirimi için de yine en az %40 olmalı. bu arada aldığın araç da sıfır olmalı. ikinci el araç alımlarında ötv indirimi yok.

ha raporu alınca alnına engelli ibaresini basmıyolar. ben olsam imkan varsa gider alır ve tüm haklarımı kullanırdım. ama dediğim gibi kurulun vereceği oran önemli.

geçmiş olsun.
  • elorelia  (01.03.18 13:24:07 ~ 13:25:44) 
Paragrafa bakınca kör olduğumdan tamamını okuyamadım. Orada başka detay varsa bilmiyorum, başlık ve özete göre yazacağım.

Bir kere İstanbul, Ankara gibi şehirlerde sadece ücretsiz toplu taşıma için bile rapor alınır. Üstelik hakkın olmayan bir şey istemiyorsun anladığım kadarıyla. Devletin çeşitli hastalık gruplarına tanıdığı bir imtiyaz bu. Bir dönem sağlık kurulunda çalıştım. Sırf ÖTV indiriminden yararlanabilmek için ölmesine ramak kalmış hastaları sedye üzerinde kapı kapı dolaştıran hasta yakınlarına kin güder olmuştum ama senin böyle bir durumun yok. Zaten alıp alamayacağın da kesin değil sanırım, sen git başvur isteyenin bir yüzü... Utanılacak bir şey değil ama iş yerinde veya sosyal hayatta kimseye söylemek zorunda da değilsin. İşe girişte, seyahat kartı çıkartırken ya da başka başvurularda 1 kere sunacaksın o kadar. Hatta emin ol senin de çevrende birilerinde mutlaka engelli raporu olan birileri vardır. 65 yaşa da ücretsiz hakkı geldikten sonra otobüse, vapura falan para ile binen kalmadı mesela asdfgfhjk işte bunlar hep rapor sahibi vatandaşlar.

Rapor yüzdesinin kaç olacağını şu yönetmeliğin www.resmigazete.gov.tr en sonundaki özür oranları cetvelinden kontrol edebilirsin. Birden fazla sisteminde sorun varsa toplam oran balthazard formülü ile hesaplanıyor. Onun için de forumlardaki hesaplama robotlarını kullanabilirsin.
  • nrmnm  (01.03.18 13:33:08 ~ 13:35:44) 
Yazının tamamını okudum.
Şimdi, "Askerlikten muafsan engelli raporu da alabilirsin." gibi bir algı oluşuyor insanlarda ama @mayeskuel'in de dediği gibi, askerlikten muaf olmak engelli raporu alabileceğin anlamına gelmiyor pratikte. Çünkü engellilik oranı için bir cetvel var ve resmi olarak engelli sayılmak için %40 olması gerekiyor bu raporu alabilmek için. Ben de tek kulakta total işitme kaybından dolayı askerlikten muaf oldum. Başvurduğum bazı firmalar da "Şu an engelli personel almıyoruz." diyerek doğrudan reddettiler beni engelli olmamama rağmen. Yine eş dost, akrabalar "Engelli raporu al." diye diye ısrar edip durdular bana da. Ama hem o cetvele göre, hem de gittiğim hastanede engelli raporu veren birime göre benim genel engel oranım %18 olabiliyor en fazla. Eğer başka, geçmeyen/kronik rahatsızlığım varsa onların da oranı toplanarak %40 ve üstü olması gerekiyormuş. Dolayısıyla askerlikten muafım diye engelli raporu almam imkansız. Ama sende öyle bir durum varsa doğrudan raporu almaya çalış derim ben. Çünkü şu hayata bir kez geliyorsun, bunu da işsizlik veya daha kötü çalışma şartları ile mahvetmek çok mantıksız. Eğer sosyal bir devlette yaşıyorsak ve bu ülkede her şey olması gerektiğinden daha fazla zorluyorsa seni, neden senin elinde olmayan şeyler yüzünden yaşadığın sıkıntıların hayatını daha fazla zorlaştırmasına devam edesin ki? Devlet o cetveli ortaya çıkarmışsa ve sen de o şartları sağlıyorsan daha neden çekiniyorsun? Daha kötü durumda olanlar var ama onlar zaten bu imkanı kullanıyor. Senin bu belgeyi almanın onlara bir zararı yok ki? Her yönüyle sağlıklı insanların bu konuda seni eleştirmelerine de kulak asma. Onlara sormak lazım, "Tamam, sahip olduğum tüm ayrıcalıkları kazanacaksın ama sağlığın da benimki gibi olacak, kabul mü?" diye.

Kısacası alabiliyorsan al.
  • m e b  (01.03.18 14:37:38 ~ 14:39:48) 
sonuçta hayatında diğer insanlardan seni geri bırakan bir durum varsa al engelli raporunu.

bir çok yararı oluyor. özellikle memuriyette.
  • mikahakkinen  (01.03.18 15:12:50) 
Cevaplarınız için çok teşekkür ederim arkadaşlar.

@ Mayeskuel Evet ikisinin de farklı olduğunu biliyorum, muhtemelen bugün askerlik muayenesine gitsem sağlam verirler. Şartlar berbat olunca insan sistemin bug ını arıyor. Dediğin gibi alamazsam çok üzüleceğimi pek düşünmüyorum, benimkisi elimdeki fırsatı denemek sadece, beklentim düşük zaten.

@ Cleric Teşekkür ederim. İnsanlar bir tuhaf, birinin elinin tersiyle ittiği şeyleri başkaları elde etmek için bi yerlerini yırtıyor. Sonunda çaresiz kaldığım için deneyeceğim bu şansımı.

@ Teknikekip :D Senin adına sevindim.Utanılacak tabiki de bir şey yok.Vereceklerini sanmıyorum ama bir deneyeceğim.Emeklilik olayı harikaymış gerçekten. Peki maksimum kaç yıl çalışmış olacaksın 2024'e kadar?

@Sutlu nescafe: O kadar detaylı olması sıkıntı. Çünkü süreci oldukça uzatıyor. Bu da daha fazla hastaneye gitmek ve delirmem demek. Zaten rahatsızlık ortaya çıkalı rahat 8 yıl olmuştur ve ilaçlar büyük ölçüde geriletti.Ama vücut hasarı var mı bilmiyorum.Belki eğilmeler falan olmuştur.2 yılda bir değiştirilmesi sıkıntı olmuş.Peki engel derecen nedir?

@Elorelia Teşekkür ederim. Bence de bi denemeye dener. Maaşa gelmesek bile o devlete kapak atma düşüncesi insanları en çok motive eden şey. Herkes memur olmak için bi yerlerini yırtıyo.Sıfır araç olması durumunu biliyorum evet. 40 % da ciddi bir rakam.

@Nrmnm Çok iyi bir noktaya değinmişsin. Açıköğretim okuduğum için indirimli basıyorum toplu taşımada.Ve o bile o kadar fark ediyo ki tamamen ücretsiz olsa nasıl olurdu bilmiyorum ama bende de nasıl bi şey varsa bedavacılığı pek sevmiyorum. Bir de insanların engellilere olan tutumlarından dolayı olabilir bu çekinme durumu.Engellilere zavallı gibi davranmaları, acımaları, sanki bir şey lütfedermiş gibi davranmalarından nefret ediyorum. Ve bu en tahammül edemediğim şeylerden biridir. Çekinmemin bir sebebi de bu.Link ve bilgilendirme için teşekkür ederim.

@M e b En çok rahatsız olduğum konulardan biri de engelli raporunu almanın garanti olduğu şeklinde konuşmaları. Bence sen de eş dosttan sıkılıp raporu zorladın. İnsan ya sabır çekiyor. Ben de en sonunda baktım olayacak, bir şansımı denemek istedim. Dediğin gibi bana verilmiş olan bu hakkı neden değerlendirmeyeyim ki?

@Mikahakkinen Geride bırakan tek olay işsizlik. İlla memur olmaya şart değil, kurumsal bir şirket de olsa yeter. İnsani çalışma saatleri ve ortamı, servis, maaşların zamanında ve tam ödenmesi, insan gibi muamele görmek. Bunlar herkesin hakkı ama maalesef ülkemizde bu koşullarda bir işe girmek için ya çok başarılı geçmişinizin olması ya da güçlü bir dayının olması şart.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (01.03.18 15:51:38 ~ 16:13:34) 
delirme işin şansına. 3 sefer aldım. 3 sefer ortopedi oyaladı. ortopedi nedeniyle yalan olmasın da 6 ay beklemişimdir. rapor yazıp gönderecek o kadar. bendeki eklem hasarı gözle görülebilir seviyede. dizimde protez var, her eklemimde hasar var neredeyse. benim aldığım oranım yüzde 96.
sadece romatoloji ve göz ile yüzde 40'ı bulman çok kolay olmaz sanki. hele hele kontrol altındaysa.
diyelim ki bu sene gittin aldın. 2020'de tekrar alman lazım. 2022'de bir aksilik olmaz ise sürekli raporunu verirler.
  • sutlu nescafe  (01.03.18 16:08:26) 
Gerçekten çok geçmiş olsun. Umarım tez zamanda iyileşirsiniz. Her eklemde hasar olması gerçekten çok ciddi bir şey. Peki 96 % lık bir rapor ağır engel durumuna girmiyor mu? Bu da bildiğim kadarıyla çalışamamak demek. Bu arada ben endi sağlık kontrolüm için bile hastaneye gitmeye üşenirken o kadar beklemeye, git gellere nasıl dayanacağım? Askerlik muayenesi zamanında bezmiştim hayatımdan. Üstelik 2 sende bir almak da bir nevi işkence.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (01.03.18 16:49:58) 
kurumsal şirketler engelli istihdam ediyorlar. zorunda tutuldukları için. ve de genelde bulmakta zorluk yaşıyorlar. ama çok mükemmel şeyler bekleme tabi. benim duyduğum asgari ücretle falan çok arıyorlar, tabi nitelikliysen ona göre de pozisyon bulabilirsin.

aradıkları tipte adam sensin. gerçekte işi engelleyecek bir engeli olmayan ama engelli raporu olan. öyle ağır engellileri falan almıyorlar tabiki, kim uğraşır öylesiyle. hak hukuk konusunu kafana takmamanı tavsiye ederim. emeklilik için bile değer, biz en erken 60 62 yaşında emekli olucaz, bu gidişle o yaşı göremem ben zaten. 45 50 yaşından sonra da kurumsal şirketler kapı dışarı edecek, ne bok yiyecek bu kadar insan bu ülkede muamma.
  • kveldulv  (01.03.18 17:01:04) 
şöyle ki devlete sokabildiğini sok ona tamam ama engelli kadrosundan işe girdiğini (ki artık normal olduğunu ifade etmişsin) düşünürsek gerçekten işe ihtiyacı olan ve daha büyük engeli olan insanların hakkına girmiş oluyorsun, onlar ne yapsın taş mı yesin?


  • selam  (01.03.18 17:02:34) 
düşünmeden almanı tavsiye ederim. diğer cevaplarda nedenleri açıklanmış zaten. hastalığına yüzde kaç verileceğini yönetmelikten bulmaya çalıştım ancak uzman bir doktorun yapacağı muayene/muayeneler ile hesaplanması gerektiğini gördüm. engelli forumlarında gördüğüm kadarı ile geçer şart olan %40 a kadar rapor alan var.
engelli raporu için e-nabız veya e-devlet üzerinden bir devlet hastanesinden randevu alacaksınız.
şu linkin 69. sayfasında güncel hastane listesi var. www.gib.gov.tr erken emeklilik için çalışırken bu raporu almanız ve raporun vergi indirimi maksadı ile veirlmiş olması lazım. ancak siz çalışmadan alsanız bile raporun aslı sizde durduğu sürece kanunen raporu aldığınız hastaneye başvurup gereken ibareleri rapora ekletebilirsiniz. vergi dairesi istemeyebilir de.

önemli olan nokta seçeceğiniz hastane ile ilgili araştırma yapıp işlerin hızlı ve problemsiz yürüyeceği bir hastaneyi seçmek. zira engelli raporu aldıktan sonra rapordaki dereceye itiraz etmek çok büyük dert. bir hastanenin %20 verdiğine başka bir hastane %35-40 verebiliyor. normalde yönetmelikte her hastalığın engellilik oranı ve nasıl hesaplanacağı belli olsa da yüksek egolu problemli bir doktor saçma sapan bir oran verebilir.

balthazard formulü ve engelli oranlarını içeren yönetmelik aşağıdaki linkte:
mega.nz!ux52hZhR!c9nAHJjr1hapWD8oj9BBew
  • yalanci mesih  (01.03.18 17:35:56 ~ 17:38:43) 
üşenilir tabi ama mecburiyet olunca seve seve gidip geliyorsun.
yalanci mesih'in dediği gibi bir durum olursa daha fena. aldığın rapora itiraz edebiliyorsun ama belirli bir sayısı var. en son hakem hastanelere yçnlendiriyorlar. orası da son durak.

  • sutlu nescafe  (01.03.18 18:02:04) 
@Kveldulv Ben de o tarz şeyler arıyorum,dediğin gibi nitelik olduktan sonra çok da sıkıntı değil.Açılan pozisyon için daha az insanla rekabet etmek de işin diğer bir güzel noktası. 62 yaşına kadar nasıl çalışabileceğiz bilmiyorum. Artık bastonla gideriz işe. O yaşta da işten çıkarılmak çok kötü bir sıkıntı olur, o yaştan sonra nasıl iş bulacaklar bilemiyorum.

@Selam Daha büyük engeli olanların bi noktaya kadar şansı var.O noktadan sonra ağır engelli sayıldıkları için bir işte çalışamazlar.Önemli olan bi iş yapmasına engel olmayacak bi engeli olması. Ben onların hakkını yiyeceğimi söylemiyorum, onlara da böyle bi hak verilmiş onlar da kullansın. Esas hak yiyenler hiçbir meziyeti olmadığı halde birilerinin sayesinde nitelikli insanların hak ettiği yerleri dolduranlardır.

@Yalancı mesih Değerli vaktini ayırıp araştırdığın için öncelikle çok teşekkür ederim. Dediğin gibi hastane kısmını çok araştırmam lazım.Askerlik muayenesi için tam 2 sene uğraştırdılar,birimlerin birbirine salladığı bile oldu, çünkü bazen o kadar saçma yerlere gönderiyorlardı ki birimler bile sinirleniyordu ne alaka diye. Kaç tane hastane dolaştırdılar en son Gata'dan heyete girdim, o şekilde verdiler. Onun için o kadar uğraştıysam bunun için Allah bilir ne kadar uğraşacağım. Belki daha kısadır bilemem ama zor olacağı kesin. Doğru hastaneyi bulmak kadar doğru doktoru bulmak da çok önemli. Öyle vergi indiriminde gözüm falan da çok yok açıkcası. Tekrardan teşekkür ederim.

@Sutlu nescafe Allah korusun. Sağlam küfür garanti galiba.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (01.03.18 18:52:35) 
Al gitsin. Hakkın


  • Delay Fuze  (01.03.18 20:52:53) 
@İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi 2004 sigorta başlangıcım. 20 sene çalışma, 4400 prim günü istiyor. ben 3. derece engelli olduğum için buna tabiyim. tablosu şurada: www.kampanyalarimiz.com


  • teknikekip  (02.03.18 10:27:19) 
@Teknikekip Verdiğin bilgi için çok teşekkür ederim.Bu inanılmaz bir motivasyon oldu. 20 yılda emekli olmak için bile uğraşılır. Aslında her insanın sahip olması gereken haklar için böyle şeylerle uğraşmak da ayrı bir kafa bozuyor.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (02.03.18 21:10:02) 
[]

İki iş arasında kaldım

Merhaba arkadaşlar,
Bazı iş durumları vardı ve sonu hiç de istediğim gibi olmadı. Mobilya sektöründe bilinen kurumsal bir firmayla görüşüyorduk, beni değerlendirmek istiyorlardı, yani yüzüstü bırakmak istemiyorlardı da diyebiliriz, hergün konuşuyorduk işte, beni nerede değerlendirebileceklerine dair, şartları falan her şey çok iyiydi ve çok rahattı, en son dün önceden görüşmüş olduğum bi firma " Gelip başlayabilirsin" dedi. Ben de diğer kurumsal firmaya "Olumlu veya olumsuz bir cevap vermeniz mümkün mü , çünkü görüşme yaptığım firmalardan biri başlayabileceğimi" söyledi demek gibi bir gerizekalılık yaptım. Öyle der demez canına minnet buldu ve hemen başla oraya. Biz senin bir iş bulmanı istiyoruz. Bir yerden başlamak lazım. Ama memnun kalmazsan bizimle yeniden irtibata geç, bir şey ayarlamaya çalışırız" dedi. Bugün konuşmaya geldim o çağıran firmaya ve oraya gidince bir kez daha pişman oldum. Şartları pek iyi değil ve uzak. Parayı sonra konuşuruz, seni bi görmemiz lazım dedi. Sizce kurumsal firmayı arayıp ne desem şartlar kötüymüş desem mi? Resmen içimde kaldı. Napmalıyım sizce?



 
"agam ben ettim sen etme" :)

bisi olmaz, soyle gitsin.
  • brkylmz  (27.02.18 17:56:06) 
kurumsal firmayı ara söyle, anlaşamadım diye.

detay sorarlarsa taşınmamı istiyolar, çok uzak de. bu yeterli.
  • Photographer  (27.02.18 17:57:21) 
Di mi öyle diyeyim?Buraya kadar geldikten sonra bunu kabullenemem, o kurumsallığın tadını aldım, 3 gün boyunca iş saatlerinde gittim geldim, orada çalışanlarla tanıştım, daha hiçbir şey belli olmamasına rağmen "Hepsi de hayırlı olsun" dedi. Hepsi de çok iyi insanlardı. Referanslarımdan da olumlu dönüşler almışlar. Beni de oldukça beğenmiş diğerleri. Eğer şimdi "Kısmet değilmiş" diyip kabullenirsem bu durumu ağzıma bir kaşık nutella sürmüş gibi olucam ve içimde hep bir ukte kalacak. Vicdan azabından ölürüm.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (27.02.18 19:40:47) 
[]

Ankara'da E-ticaret kursu

Arkadaşlar hepinize merhaba,

Aranıza yeni katılıyorum ve bu ilk sorum. Soruma gelecek olursak Ankara'da gidebileceğim sıradan olmayan, hocaları kaliteli olan, haftasonları gidebileceğim çok iyi bir e-ticaret kursu arıyorum. Kaç gündür aramama rağmen Ankara'da 2 taneden başka kaliteli bir kurs bulamadım şimdi. Bu bulduklarım da Bilge Adam ve Seo Akademi. Bir de Global Kariyer diye buldum ama kalitesinden emin değilim, biraz sıradan gibi geldi. Şimdi ben e-ticaret kursu diyince bazılarınızın aklına daha çok SEO, içerik üretimi gibi şeyler gelmiştir. Ama bana tam olarak Hepsiburada, Gittigidiyor, N11 gibi sitelerdeki satıcıların uğraştığı gibi genel olarak XML entegrasyonu, Logo Tiger Erp, Stok yönetimi, B2B, B2C, CRM, sipariş hazırlama, fatura ve irsaliye hazırlama, ödeme yöntemleri, fiyat güncelleme gibi şeylerin öğretildiği, kurumsal eğitimler veren bir kurs lazım. E-Ticaret uzmanı diyince genel olarak SEO, içerik yönetimi gibi şeyler akla geliyor ama benim ihtiyacım olan diğer bahsettiklerim. Bütçe konusunda sıkıntı yok ama 5000-6000 TL'den fazla olmasa iyi olur. Önerilerinizi bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim.


 
Sorunuza pek yanıt olmayacak ama bu tür bir kursa zaman ayırmak yerine ürün, satış, tedarikçi seçimi gibi konuları araştırmanız daha verimli olur. XML entegrasyonu için gereken bilgiler yazılım veya entegrasyon aldığınız firmalarca sağlanır. Fiyat güncelleme vs. gibi şeyler kullandığınız e-ticaret yazılımına bağlı, onun bilgisi oradan gelecek. Muhasebeyle ilgili bütün karışık şeyleri de zaten muhasebeciniz halledecek, fatura kesme gibi ufak tefek şeyleri kendiniz yapar veya danışırsınız.
Kısacası satış yapın, satışa odaklanın, detaylara ve mükemmelliğe odaklanırsanız çoğu girişimciyle aynı kaderi paylaşırsınız.

  • mikro patlama  (25.02.18 20:39:58) 
Cevabınız için öncelikle çok teşekkür ederim.Burada aydınlatmam gereken bir nokta var.Bir işe girme ihtimalim var ve şirket beni E-ticaret alanında istihdam etmeyi düşünüyor. Yani şirketin Hepsiburada,Gittigidiyor,N11 gibi alışveriş sitelerindeki hesaplarını yöneteceğim. Yukarıda bahsettiğim stok yönetimi, CRM, B2B, fiyat güncelleme gibi görevlerim olacak. Bu yüzden de şirket daha hızlı ve daha iyi öğrenmem için kursa göndermeyi düşünüyüor. Benden haftasonları olan kurslar bulmamı istediler. Bu şekilde bir kurs bulmam gerekiyor.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (26.02.18 01:56:19 ~ 03:19:11) 
123456   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.