Ekşi Duyuru

"16 mbps'e kadar" diye alıyoruz maalesef. Gerekçe de altyapı yetersizse 16 veremiyoruz da 3-5-8-10 işte ne kadarsa maksimum o kadar verebiliyoruz diyorlar.

böyle dedikleri için sorun oluyor zaten

hiçbir çözüm bulamazsın.16 mbps ve 16 mbps'ye kadar olayı var. vf net 16 mbps vermiyor. 16 mbps'ye kadar veriyor. Türk Telekom'dan hizmeti toptan alıp satıyorlar. binada kablonet veya sol varsa onlara bi bak derim.

Bu zamana kadar kendi macununu kendi hazırlayan 3 tane hastam oldu, 3'ünün de mekanik temizlemeleri iyi olmasına rağmen dişlerinde aynı tipten renklenme görmüştüm. İnternette dolaşan tariflerden yaptıklarını söylemişlerdi, içerisine karbonat da kattıklarını söylemişlerdi. Karbonat diş minesine abraziv özellik gösterir ve çizer. Bu mikroçiziklere çay,kahve, yemek vs tüm renklendirici gıdalar dolunca da renklenme olmasına şaşırmamak lazım. Başka kattıkları şeyler de bu durumu artırmış olabilir. Diş macunlarında abraziv olarak küçük moleküler boyutlardaki silika vardır, bu denli çizme göstermez. beyazlatıcılarda silika partikülleri daha büyük çapta ve daha fazladır ve onlarda da uzun vadede bu renklenme olayı görülebilir.

Kendin yapacağuna hiç kullanma daha iyi (ciddiyim).

Hassasiyet giderici diş macunları dışında geri kalan diş macunlarının hiçbir işlevselliği yok. Boş diş fırçasıyla da dişini fırçalasan aynı etkiyi alırsın. Diş macunlarına çok fazla anlam yüklemek gereksiz. Diş sağlığı genetiğinle yediğinle içtiğinle ve düzenli hekim kontrolüyle alakalı biraz.

diş macunundan çok doğru diş fırçası seçimi ve doğru teknikle fırçalamak önemli olan, herkesin diş macununa bu kadar takılması marketingten olsa gerek

Angelus, ilk kez yazdigin bir seye katilmadim.:)

Neferkitty+1

Ev sartlarinda yapamazsin o isi. Flor lazim en temelde mesela sana, uzun sure ph'i notral tutacak bir madde lazım, aşındırmayacak malzeme lazım, hidrojen peroksiti uygun derişimde koysan mesela beyazlatman bile mümkün ama yapamazsın.

Lab varsa beraber girelim bu işe, ama değmez:D

Aslolan feykalade nin dediği, neredeyse.

Yani kimyasalları yabana atmayın gençler. Mekanik temizlik birincil ama diğerleri de boş değil.

Bir de kimse arayüz temizliği, diş ipi falan dememiş.....

Paradontax kullan.

Spor yapan düzgün vücudu olan bir kadının rahatsız olduğunu (öyle hayvani düzeyde herkes rahatsız olur) pek düşünmüyorum. Yani ilgileri üzerine çekme boyutunda bir bakıştan bahsediyorum.

Ama bir guruh var ki allah evlerden uzak etsin. Sen sağına baksan solundan gelip offf herkes hayvan gibi bakıyor yhaaaaa diye isyan eder. Bu salakların özgüveni düşük göt göbek bıngıl bıngıl olur genelde.

vallaha ben de hanımla güneşlenirken hatunları adamları filan puanlıyoruz. gayet de keyifli oluyor. ama bizde artniyet yok tabi.

plaj degil ama duzenli olarak havuza giden bir kadin olarak yorumda bulunayim. bizim havuz ortami tatil koyu gibi, barimiz tavlamiz muzigimiz vs var, haliylen plaj havasi da yakalaniyor. genel olarak gelen kesim egitimli bilincli insanlar, zaten sadece parayla degil baska kosullar ilavesiyle uye olunan bir yer oldugundan ben su ana kadar okuzce bakan kadin veya erkek gormedim. ben kendi adima guzel insanlara rahatsiz etmeden bakarim, sadece vucut duzgunlugu de degil, tasarim bir havuz kiyafeti, degisik bir mayo gurursem, hatta ilginc plaj havlusuna bile bakarim yani. genel olarak ben insanlarin rahat ettigi bir ortam oldugunu dusunuyorum, engelliler de geliyor, selulitliler de geliyor, gobekli insan da rahat ediyor, avucici bikinili ile ucgen vucut dovmeli ingiliz de rahat ediyor, kimseyi bakislariyla rahatsiz eden baskici bir kalabalik yok.

ayrıca kuşadası izmir'in değil aydın'ın bir ilçesi:) he izmir'de bir kuşadası daha mı var onu bilmiyorum.

siyaset ve futbol bölümleri varsa anlaşılır. memlekette sık sık değişiyor bu gündemler.

ben google'a güveniyorum. arama yaparken tarihe göre yapabiliyorsun.

www.google.com.tr

Evet o ozelligi biliyordum ama bu amac icin aklima gelmemisti mantikli tesekkurler

dekanın değişmesinin senin üzerinde ne gibi bir etkisi var?

baban oranın dekanı değildiyse ne alaka?
bizim fakültenin 11 bin öğrencisi var. biçoğu dekanın adını bilmez, bilenler görse tanımaz, tanısalar selam verip geçer. öğrenciyle dekanın ne işi olur? akademisyenler bile bi yere gitmeyi düşünmüyorken öğrenci niye kaçıyor ki?

sinema tv ise öss'ye baştan gir gözünü seveyim.

tabi durduğun hata. bizim komutan içeri alındı ben de deniz kuvvetlerine geçecem bitli piyade olarak.

Kıbrıs sıcak olur kuzeyde bir yere git bence.

bir de tüm dekanlar istifa etti. bırakıp nereye geçeceksin?

güldüm ya
kardeşim alakayı kuramadım
ha sen istiyodunda bahane arıyosan zaten geç ama dekan falan seni çok bağlamaz.

Ankesörlü telefon bulabilirseniz onunla daha uygun fiyata konuşabilirsiniz,not alıp da okuyabilirsiniz ama adamın sorduğu soruyu,dediği şeyi anlayıp da cevap vermeniz gereken durumlar olabilir.

Skype'a kontor yukleyip de konusabilirsiniz.

Asker öyle diyor

twitter.com

yahu bırakın şu goygoyu. darbe olsa darbe mi oluyor sorusunu sorma gereği duymazsın, zaten darbe olup bittikten sonra olduğunun farkına varırsın. hadi gençsiniz falan da biraz tarih öğrenin, kafanızı kullanın. cuma akşam saat 10'da köprü kapatıp darbe mi yapılır?

twitter.com bu ne lan

twitter ve sözlük açılmıyor.

valla 21. yüzyılda yaşıyoruz darbeler niye değişmesin diye sormadan edemiyor insan

Bianli yıldırım tarafından kısmen onaylandı gibi.

darbe girişimi var, belli oldu.

@loser blueser la topraam en son ne zaman darbe gordun? 80'den 2016 ya teknoloji ve devir cok degisti.

Paralel "askeri" yapılanmaya bağlanacak, işin ucu başkanlığa çıkacak. Görün.

helikopter uçuyor ankarada. yeni başladı

genelkurmay başkanı öldürülmüş olabilir diyorlar

Trt yayınını da kesmişler

darbe olacak mı bilmiyorum ama girişimi oluyor.

son hafta:

1. rte ve hükümet rusya ile görüştü. dugin gitti. anlaşıyorlar gibi. yani savaşa iştirakimiz bitecek gibi -yani hem nalına hem mıhına durumu bitecek gibi-. yönetim süresinde yaptığı tek akıllı hareket herhalde. hep sıkışmaktan.

ab'den kaçan ülkeleri görüyorsunuz. kimisi kıçını brics'e atmaya çalışıyor.

2. genelkurmay askerlerin yargılanabileceğini söylüyor.

3. genelkurmaylığa saldırıyorlar.


cumhuriyet mitinglerini kim bitirdiyse, bir darbe oluyorsa, o darbeyi de onlar yapıyor. ama yapamayacaklar gibi.

"tsk adına yapılan açıklamada ülke yönetimine el konulmuştur"


edit: kaynak, DHA (dezenformasyon olma olasılığı yüksek yalnız, DHA artık kime çalışıyor ona bakaraktan...)

Sen insan içine yeni çıkıyor olmalısın. Bu insanlar hep vardı her yerdeler. Bunun başımızdaki adamla doğrudan bi alakası yok. İnsanlar trafikte cinayet işliyor yol verme kavgasından.

Basimizdaki adam deli oldugu icin delirmedik. Deli oldugumuz icin basimiza da deli adam getirdik.

Bati ulkeleri icin gecerli degil bu. Insanlar bu kadar gergin degil mesela Acrupa ulkelerinde. Avrupa ulkelerinde soyle oluyor; yanlislikla ayagina basiyorsun, kusura bakma/pardon deniyor, sonra bir gulusme oluyor gecip gidiyorsun.

Bizim serviste bir kadın vardı, bir gün çıkmak için koltukların arasındaki koridordan yürürken benim ayağıma bastı. Ayağım da gayet koltuğun önündeydi. Dışarıda ya da koridora taşmış değildi. Kadın "Ayağının orada ne işi var" diye bana kızdı. Bu kadın, daha önce bastırabiliyormuş da, şimdi bastıramamış bir kadın değil veya toplum politikaları sonucu bu hale gelmiş değil. Doğumundan beri öyle, öyle yetişmiş.

Bir de eskiden sakin olup şimdi zıvanadan çıkanlar, gemiyi azıya alanlar var. Adam bakıyor; tecavüzcünün, dayakçının başına bir iş gelmiyor ve kendisi de artık içinde tutmak zorunda değil. Geçen gün Duyuru ile ilgili konuşuyorduk, kuralları gözden geçiriyorduk. İntihar etmek isteyen birine "Evet, atla" demek intihara teşvik suçuna giriyor. TCK bazında suça teşvik edici şeylerin burada söylenmesi yasak ama bir sonraki duyuru "Trafikte adam bana böyle böyle yaptı" diyor, cevap olarak "İn, döv" geliyor. Bu da teknik olarak suça teşvik ama ne biz onu suça teşvik olarak görmüşüz, ne de yakalansa ceza alır.

Dayak, dövmek kültürümüzün en lanet parçalarından biri bana göre. Kemal Sunal'a her zaman ikinci babam derim, beni o büyürmüştür televizyonun karşısında ama bak, bir röportajında ne diyor: ‘‘Babamdan çok dayak yedim, ama hepsini de hakederdim. Şimdi çocuğa iki laf etmeye kalkıyorsunuz, aman söyleme çocuk bunalıma girer diyorlar. Valla bize söyleniyordu ne kabahat yaptıysak. Güzel bir dayak yiyorduk, rahatlayıp uyuyorduk. Kafamızda mesele kalmıyordu, babamızın kafasında da kalmıyordu. Şimdi aman söyleme bunalıma girer, aman sağ gözünle bakma bunalıma girer. Çocuklara böyle davrana davrana çocukları daha beter bunalıma soktuk. Hiç kimse bir şey diyemez oldu.’’

Anadolu insanı sevgi ve bireysellikle büyümedi ki; dayak, baskı ve aşırı korumacılıkla büyüdü. AnadolU'da yaygın olan bu tutum büyük şehirlerde özellikle yüksek eğitimli kesim tarafından kınanılan ve aşağılanan bir şeyken, artık yönetimin de aynı şiddeyi başka alanlarda göstermesi ile bu kişilere kendine güven geldi. Artık "Ne utanacağım, tabii ki döveceğim" diye geziniyorlar. Dolayısıyla, evet, gerçekten bastırmak zorunda değil. Eskiden İstanbul'da olsa bastırma gerekliliğini hissederdi, artık onu da hissetmiyor.

bu adamlar hep böyleydi ancak seslerini bu kadar çok çıkarmaya yer bulamıyorlardı. gün geçtikçe daha çok bu tarz insan görmen artık eskiden tepkiyle karşılaşacakları yerlerde kendilerine tepki gösterilmeyeceğini bildikleri ve veya kendilerini üstün / çoğunluk saydıkları için sahip oldukları ego ile istedikleri gibi davranmaları ve gerçekten de durdurulmamaları.

kadın cinayetlerinin artması bir kısım erkeğin son zamanda öfke kontrolü problemi yaşaması değil, bir kısım erkeğin son zamanlarda nasılsa bana bir şey olmaz, nasılsa ben haklıyım, nasılsa bi yolunu bulurum, nasılsa geçen gün karısını öldüren adama bi şey olmadı bilinciyle artık ellerini kollarını sallayarak insan öldürmeleri. yani bu adamlar hep caniydi içlerinde, artık korkacakları bir şeyleri de kalmadı, içlerindeki canavarı çıkarmakta sorun görmüyorlar.

bu canavarlar, hadsizler, düşük profilliler artık ne dersen de, herkesten çok çoğalıyor ve çocuklarını da aynen böyle yetiştiriyor. dolayısıyla bu durumun düzelme ihtimali de pek yok gibi. hepimize kolay gelsin.

Bence psikopat denilemez, cunku problemli oldugu icin degil, turkiyede yasadigi icin boyle. Bu ulkede pisirik olursan diger taraf kafana cikar anlayisi hakim. Deli deliyi gorunce sopasini saklar hikayesi. En basindan uste cikmaya, karsidakini pisirtmaya calisir bunlar ki olay kendine girmesin. Hep kendine guvensizlik ve zeytinyagi gibi hep uste cikmasi ogretildigi icin. Dusunup ben napiyorum ya diyemeyen boktan bir insan iste.

o adama müdahale edilmediği için bu davranışını her seferinde belki de daha da artırarak devam edicek,taki güzel bi dayak yiyene kadar.

> Şimdi sorum şu toplumuz malum psikopat yobaz şuursuz bir toplum. <

toplumumuz komple böyle değil. sadece "böyle olanlar da" var. tabi olanların tek durumu da bunlar değil. günümüzde artık geçim şartları şu bu derken bıçak epey bir kemiğe dayandı. stres mevzusu (ki kilit nokta da bu zaten) aldı başını gitti. artık nerdeyse her gün dünyanın her yerinde yapılan terör saldırılarının dalga dalga yayılan etkileri var. şiddet sebebiyle ölümler ilk an etkileri oluşturuyor. bizler olayın yıkıcı etkisi bu kadar sanıyoruz. oysa ardından sonraki dalgalar ekonomiyi vurup halkları daha da zayıflatıyor. sonraki dalga paranoyaya sebep oluyor ve halkların korku ile güvenlik için faşizan devletler talep etmeye başlamalarına yol açıyor. tehlike algısı iyice şiddetlenip insanları sürekli olarak travma sonrası stres bozukluğu halinde yaşamaya zorluyor. bu durum elbette tehlike altındaki insanları saldırganlaştırıyor... şu an artık birinci mesele insanların akıl ve ruh sağlığına normalden daha çok özenmesi, koruması gerektiği.

Normal şartlarda olaya müdahale edilmeli, ama artık ortalıkta o kadar çok psikopat var ki haklıyken bile susmak zorunda kalıyorsun. Geçen markette tartı sırası bekliyordum, kadının teki geldi sırayı geçti, ki sırada 4-5 kişiyiz. Ben de sıra vardı aslında dedim. İyi bekle o zaman sen dedi. Ne diyeceğimi şaşırdım nutkum durdu, ama zaten normal insan davranışı değil ki bu. Eskiden ben de tepki gösterirdim, ama artık genel olarak tepkisiz kalıyorum. Bana ya da dışarıdan birisine fiziksel temas yoksa, görmezden geliyorum. Hayatım o kadar ucuz değil, arkada düşünmem gereken insanlar, ailem var.

jinnie çok iyiydi. gittiler :'( birileri tastekid falan yazacak birazdan. dursun burada ben de bakayım cevap gelirse

Şöle bişey buldum ama ne kadar iyi bilmiyorum. Bir denersin.
www.similarkind.com

reddit'de biri de şunu önermiş:
filmsimili.altervista.org

Tek tek inceledim. Faydasi tastekid ve similarkind benzer sonuclar cikariyor filmsimili daha farkli en azindan fikir vermesi acisindan begendim siteleri ve ilk oneriler basarili gibi..

temelde evet, 3 katı fiyatına keklenmek veya ikinci el alıp onun sıkıntılarıyla yaşamak zorundasın. bunun benim şuan aklıma gelen iki çıkış yolu var, dahası da vardır dolandırıcı milletiz sonuçta ama benim aklıma bunlar geliyor:

a. internetten alışveriş yapmak. kimi zaman amazon 'da vs. deli indirimler olabiliyor, ya da daha ucuza satılabiliyor ürünler, yine özellikle amazon için konuşursam gümrük falan onlarda çok sıkıntı değil, ayrıca müşteri hizmetleri de yerel mağazalardan fersah fersah iyi olduğundan, özellikle gpu vs. sıkıntı olabilecek parçalarda çok rahat edersin. bu şekilde alışveriş yaparak nispeten ucuza alabilirsin, tabii dolar yine dolar, tl yine tl, ona yapacak bir şey yok.

b. vergiden kaçmak. mesela firma üzerine vs. almak, bu sayede kdvden şuradan buradan kurtulup ucuza mal etmek. bunun detaylarını ben süper bilmiyorum, ancak sanat haline getirmiş insanlar var, altın kural ufak çaplı bir şirketi/kurumsal varlığı olan bir tanıdığına sorman. tabii dolar yine dolar, tl yine tl bunda da, daha ucuza mal edersin piyasaya göre ancak kur böyle olmasaydı daha da ucuza mal olacaktı.

neticede bu parçalar usd üzerinden mal ediliyor, usd üzerinden satışa konuyor, dolayısıyla sen tl üzerinden maaşını aldıkça her türlü zarardasın, buna yapacak bir şey yok. hükümete gaz verin, "yerli" kelimesini çok seviyorlar, yerli gpu yapsınlar.

redaksiyon

otistik çocuklarla vakit geçirebilirsiniz, hafta sonunuzu ya da hafta içi belirli günlerinizi geçirebileceğiniz kurumlar var. başvurabilirsiniz bence.

Kreşlere durumu anlatırsanız sizi anında işe alırlar. Bir de kısa süreli çocuk bakanlar var.

işe alırlar derken maaşlımı çalışırım öyle bir amacım yoktu ama bu işin parayla yapılabilme ihtimali olduğunu bile düşünememiştim :)

Yani kreşte bedava çalışmak isterseniz o da olur tabi.

Ama bebek/çocuk bakarak ciddi para kazanan insanlar var. Bi bak derim.

Ortada soru olmadığı için cevap vermemiş olabilirler. Burada da soru yok mesela :)

Edit: şimdi editleyip soru eklemişsin.

bir kere sen ilk defa ağırlık çalışacaksan ve yapacağım ilk şeyler belli başlıdır.

onu haricinde, bir resim koyup böyle vücudum olsun istiyorum diye birşey olamaz. bunu demen, senin bu olaya oldukça yabancı olduğunu düşündürdü bana, yanılıyor da olabilirim.

ağırlık çalışmaya başlayıp vücudunu tanıman gerek. yoga yaparak da vücudunu tanıyor olabilirsin belki, bilmiyorum. ama yoga yapmak ile ağırlık çalışıp kas kütlesi olarak hacimlenmek çok farklı şeyler.

resimdeki vücutlar, o kişnin genetiğinin öyle olmasıyla da alakalı biraz. senin genetğin naısl onu bilmiyoruz. kemik yapın, boyun kilon, beslenme şeklin, yağ oranın, yaşın, vs vs bir sürü faktör var. çok zayıfım demişsin. muhtemelen senin hayvan gibi yemen gerekecek, yani kalori hesabı yaparak ve sağlıklı beslenerek. e benim bildiğm de, hhayvan gibi yemek yogaya aykırı. falan filan... çok şey var.

prgram çıkarmak mesela değil. salonlardaki ya da buradaki bilgi sahibi kişilerin yapacağı şey, temel hareketleri setleri vs yazıp al bu program, bunu uygula demek olacak. internet bilgi konusunda derya deniz. ben senin yerinde olsam kendim öğrenir, ve kendime uygun program oluştururdum. ya da maddi duurmun uygunsa, özel bir hocayla anlaşıp onunla da çalışabilirsin. işinde gerçekten iyi hocalar vardır sonuçta.

yani lafın kısası, senin soruna verilebilecek net bir cevap, tek bir cevap yok. eyyorlamam bu kadar.

5*5 tipi güç antrenmanları sinir sistemine etki ettiği için dayanıklılık/güç artışını maksimum seviyeye çıkarır, kas büyümesi sarkoplazmik hipertrofiden çok miyofibril hipertrofi şeklinde olur. Bu çok büyük hacimli kaslar yerine daha küçük fakat daha estetik ve daha "Lean" bir kütlenin ortaya çıkmasına neden olur fotoğraflarda olduğu gibi. Tabii bunlar teoride böyle, pratikte ne çıkacağı senin çalışmana beslenmene dinlenmene genetiğine bağlı bir durum.

şöyle yapacaksın: tavuk + pilav + barfiks + muscle up + bench press + squat

1 yıl düzenli yap vin dizel abi gibi olursun. not: zaten sporuyla ilgileniyormuşsun yani vücudun zaten esnek olur. calisthenics kelimesini araştır.