[]

adı bilinmeyen kitap (cenk taner'in andıran otu kitabında geçmekte)

"...tabela ışıkları eksik yanıyor. bir kitaba bakıyorum, hediye ediyorlar. fıstık yeşili, kalın bir kitap. 'geçmiş, gelecek şimdi.' sırtında üç sembol var:

birincisi: buğdaylar, insanlar
ikincisi: şimdiye ait
üçüncüsü: modernize cenin

kitap, hâlâ müritleri olan okyanus tanrıçalarından bahsediyor."

cenk taner'in andıran otu (2004) isimli kitabının ilk sayfasında bu şekilde betimlenen kitabın hangi kitap olduğunu bilen, ya da bir tahminde bulunabilecek birileri var mı acaba? hayali bir kitap olmadığını zannediyorum.

 
[]

sıfır network ile yüksek değerli kitabı yayımlatmak

felsefi deneme kategorisinde denebilecek, içerisinde kapsamlı bir düşünce sisteminin ve var olan söylemlerin dışında olan bolca özgün düşüncenin yer alacağı ve bu haliyle felsefe dünyasında kendisine bir yer bulabileceğini düşündüğüm değerde bir kitap yazdım diyelim (diyelim). ancak herhangi bir network'e veya tanınırlığa sahip değilim ve burada sormamdan da anlaşılaşacağı üzere kitabın onay alma ve yayımlanma süreçlerine dahi hakim değilim. böyle bir durumda kitabı düzgün, bilinir yayınevlerine gönderdikten sonra, bu yayınevlerinden herhangi birinin kitabı değerlendirmeye alıp, kitabın değerini idrak edebilip süreci devam ettirme ihtimali nedir? bugün için yayınevleri değerli kitapları alelade olanlardan ayırt edebilir halde mi, yoksa bu şekilde yayınevine gönderilen kitaplar, değerinden bağımsız olarak incelemeye dahi alınmıyor ve bu süreçler bağlantılar olmaksızın olmuyor mu?

not: burada asıl beklenen kitabın yayım onayı alması değil; kitap bir şekilde yayımlanır zaten. merak ettiğim, herhangi bir yayınevinin hiçbir aracı olmadan (bağlantı, para vesaire) "bir dakika, burada farklı bir şey var" gibi bir değer idrakıyla bir kitabın ve yazarının üzerine düşmesi ve sonraki süreçlerde sanki kendi kitabıymış gibi destek göstermeye meyilli olup olmadığı.


 
Burada en büyük problem, kitabın değeri ile satış rakamları arasında birebir bir bağlantının olmaması. Yayınevi "aa evet bu mükkemmel bir kitap ama çok satmaz, zarar ederiz" diyebilir.

D&R çok satanlar listesi; "Vazgeçilmez Olmanın Sırrı", "Sırlarımız Kadar Hastayız", "Kararı Ben Veririm", "Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir" gibi kitaplar ile vasat bir kesime hitap ediyor. O yüzden kitabın kalitesinden çok "bu kitap çok satar"'a inanmaları lazım.

www.dr.com.tr
  • archmage mahmut  (13.12.22 03:04:54 ~ 03:05:04) 
Hangi yayınevine hangi türde kitap göndereceğini bilmek için o yayınevinin yayımladığı kitapları bilmek gerekir. Böyle bir araştırma yaparak umduğunuz desteğe bir adım daha yaklaşabilirsiniz. Bir de günümüzde YouTube kanalı açıp ondan bir kitleye ulaşıp sonra o kitleye kitabı satmak ("diamond tema" gibi)sanki daha bir garanti gibi. Yoksa basıldığıyla kalır bence her türlü.


  • baba553  (13.12.22 03:38:47) 
Soru hatalı aslında. Bir alanda hiç networkü olmayan birinin o alanda kayda değer bir eser üretebileceği fikrine kafa yormak boş iş.


  • retiredcolonel  (13.12.22 03:56:49) 
@archmage mahmut

aslında asıl önemli nokta kitabın değerinin yayınevi tarafından idrak edilip edilemeyecek olması, yani sizin bahsettiğiniz "bu mükemmel bir kitap" anı. o değerde bir kitabın değerini idrak edebildiği takdirde vizyonlu bir yayınevinin tek bir kitap için kâr/zarar hesabını geride bırakıp prestiji, ileride farklı şekilde konuşulması muhtemel bir kitabın kendilerinden çıkmış olmasını arzulayabileceğini düşünüyorum. merak ettiğim nokta ise yayınevleri arasında böyle vizyonlu olanlarının olup olmadığı; ortada çok değerli olduğuna dair içeriğinden başka hiçbir done bulunmayan bir kitabın değerini idrak edebilecek çalışanlara sahip yayınevlerinin olup olmadığı.

@baba553

ilk iki cümlede bahsettiğiniz durumu biliyorum elbette, teşekkür ederim. ikinci kısımla alakalıysa: tam da bu gibi atraksiyonlara asla girişmeyecek olduğum için sordum aslında soruyu. reklam, pr çalışması ya da bir kitleye ulaşması için yapılan her türden uğraşa çok mesafeliyim ve bu yüzden bu süreçlere yayınevlerinin destek sağlayıp sağlayamayabileceğini merak ediyorum. yayınevinden bu anlamda herhangi bir destek görmediğim durumda yapabileceğim tek şey muhtemelen felsefe ile ilişkisi olan ve yetkin olan/olmayan insanlara diledikleri takdirde kitabı göndermek olur.

@retiredcolonel

bir alanda network sahibi olmanın o alanda kayda değer eser üretmenin gerek koşulu olması absürtlüğü bir kenara, kendinden eminliğinize paralel bir kendinden eminliğe geçen sene de maruz kaldım: felsefe mezunu olmadığımı ve neredeyse sıfır felsefi altyapıya sahip olduğumu belirterek bölüm dışı adaylar için hazırlık yılı olmasına rağmen boğaziçi felsefe yüksek lisansında bölüm dışı adaylardan da elle tutulur bir altyapı bekleyip beklemediklerini sormuş ve "kant hegel kimmis bilmiyorum diyorsaniz o iş bozok üniversitesinde bile olmaz" şeklinde bir yanıt almıştım. sonucunda ise sıfır felsefi birikimle kendi bölümünün mezunları da dahil olmak üzere çok sayıda felsefe mezununu geride bırakarak güney kampüste buldum kendimi. kendinden eminliğinizi törpülemeniz dileğiyle diyeyim.
  • ajora  (13.12.22 04:25:43 ~ 04:36:30) 
mahmut doğru söylemiş, önemli olan kitabın satılması. bu iş bir yatırım işi, kitabevi senin kitabını basmak ve dağıtmak için ciddi bir para harcayacak. trde bir felsefe kitabı içinde ne kadar özgün düşünce olursa olsun kar ettirecek bir noktaya gelir mi? bunları araştırmak ve düşünmek lazım.

mesela ben bir felsefe kitabını, felsefede yeni bir çığır açmış, devrim yaratmış olsa bile almam ki kitap okuyan biriyim. bu kitabı kim, kaç kişi, nasıl alır ona kafa yormak gerekiyor.
  • roket adam  (13.12.22 11:59:37) 
bir alanda network sahibi olmanın o alanda kayda değer eser üretmenin gerek koşulu olması absürtlüğü

Burada kendinden emin olma durumunu törpülemesin gereken benim yani öyle mi? Ahshsjdjs şaka gibisin.
  • retiredcolonel  (14.12.22 02:35:45) 
www.youtube.com

şunu tavsiye etmek isterdim size ama,

eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com

haklısınız diyelim.
  • ajora  (14.12.22 03:18:49) 
@roket adam

kitaptan herhangi bir maddi beklentim yok, hatta aksine -hiç profesyonelce olmaz tabii ama- gerektiği durumda yayınevinin olası zararını da karşılayabilirim. belki bunu dosya gönderimi sırasında belirtmek işe yarar ama böyle olunca da yine bir çeşit reklama dönüşmüş oluyor durum. sürecin doğal bir şekilde ilerlemesi ve kitabın organik olarak bir kitle tarafından bilinir hale gelmesiydi isteğim sadece özetle, ve bunun için de haklı ciro kaygısının yanında o kadar da açgözlü olmayan ve zaman zaman daha güzel kaygılar güdebilen yayınevlerinin var olup olmadığını merak etmiştim ihtimal ne kadar az olsa da. bunun cevabını bulmak için de sektörün içinden kişilerle direkt olarak iletişime geçmek gerekecek sanırım.
  • ajora  (14.12.22 03:45:20) 
Peder uzunca bir zaman tarihi eser sayilabilecek bir bina uzerinde calisti. Sonra bu biriktirdiklerini turkce/almanca olarak temize cekmis. Bunu kitaplastirayim bari hatira olarak kalir dedi, sordu sorusturdu, beyoglu'nda bir sahafa yonlendirdiler. Elamanla gittik konustuk, cepten karsilayip 500 kopya bastirip spor olsun diye dagitacaz. ISBN falan hersey hallediliyor. bir iki ornek basilti falan onun uzerinde duzeltme yapiyordu en son.

Yayin evlerinin birinci amaci ise yarar kitaplarin halka ulastirilmasi degil kar oldugu icin %99.9 ilk baski sana girer. Oradan "traction" yakalarsan patlatip 50-100 baski yaparsin, nobele kadar gidersin.

Ya da dusundugun gibi "the chosen one" degilsindir, ilk baski komple sana girer, kendinden eminligini sorgulamaya ve belki de torpulemeye baslarsin.
  • cooperr  (14.12.22 09:29:36) 
[]

"insan, olduğu değil, olmak istediği kişidir" minvalindeki söz

eğer ben kendi kendime icat edip daha sonra unutmadıysam böyle bir söz vardı, tam olarak nasıldı? arattığımda bir şey bulamadım. çok da eğilip bükülecek bir söz değil gerçi ama sorayım dedim yine de.




 
Ben Gibi'de duymuştum da gerçekten böyle bir söz var mı bilmiyorum.

"insanların olmamızı istediği kişi değiliz,olmaya karar verdiğimiz kişiyiz der paulo coelho"

3x3 büfe bölümünde ayakta tartışma sahnesinde söylüyordu.
  • signore  (09.12.22 07:06:47) 
anımsadım bu sözü ama bahsettiğimden farklı anlamda biraz. belki de budur hayal meyal hatırladığım bilmiyorum, teşekkürler


  • ajora  (12.12.22 11:55:44) 
[]

tavsiye filozof

kolaycılığa başvurduğum garip bir duyuru olacak: felsefeye ilgi duymakla birlikte şimdiye dek çok az okuma yaptım ve bu aralar okumaya ayıracak vaktim de pek yok açıkçası; ama yoldayken vesaire bir kitap oluyor illa yanımda ve elimdeki bittiğinde bu sefer daha önce okumadığım bir felsefeciye giriş yapayım diyorum. kitap seçiminde nokta atışı yapmak istediğimden de burada sormak istedim: rasyonaliteye fazla değer veren, inançsız, nihilist; schopenhauer, camus, bertrand russell gibi isimleri seven bir insanın sevebileceğini düşündüğünüz felsefeci (ve o felsefeciden tavsiye ettiğiniz kitap) varsa duymak isterim. özellikle altta birazdan vereceğim bağlantıdaki mavi renkli arkadaşlardan bazılarının çok üst düzey felsefe yaptığına dair bir algı oluştu oradan buradan edindiğim izlenimler nedeniyle; bu sebeple bu arkadaşlar arasından bahsettiğim profilde bir insanın okumaktan memnun kalacağı herhangi birini de tavsiye edebilirsiniz basitçe.

ayrıca,

justpaste.it

aşina olduğum ya da en azından adını sık sık duyduğum felsefecilerin ileri bir tarihte felsefelerine dair temel bir bilgi edinme maksadıyla bir liste çıkardım (herhangi bir şekilde sıralı değil), listedekiler dışında felsefe tarihinde önemli bir yeri olan ancak atladığım, ya da pek tanınmayan ve underrated olduğunu düşündüğünüz felsefeciler varsa da duymak isterim.

 
Ben o listedekilerin çoğunu biliyorum. O yüzden kısaca tavsiye vereceğim. Nigel Warburton - Felsefeye Giriş ve benzeri kitaplarına mutlaka bakınız. Ayrıca Platon'un ilk dönem eserlerinden başlamak idealdir. Perikles filozof değil. Mavi arkadaşlar da bence ilk elden okumak için pek uygun değiller bu aşamada. Bence temel eserleri okumak en doğrusu. Hobbes, Locke, spinoza, Rousseau ve Mill okumak eğlencelidir. Aristoteles'in Nikomakos ve Politika kitapları yeterli. Diğerleri kolay okunmaz (fizik, metsfizik falan). Ama ben olsam Marx ve Engels'e özel bir yer ayırırdım. Komunist Manifesto ve Anti-Duhring özellikle. Birçok eserleri kolay okunmuyor. Zaten felsefe kategorisinde de değerlendirmek zor çoğunu. Ama Anti-Dühring'i öneririm. Eğlenceli ve kolay okunur.


  • prole  (01.09.22 23:23:54 ~ 23:28:43) 
Başlangıç için anlatımı çok eğlenceli, sıkmadan anlatan bir kitap önerebilirim:
Felsefenin Kısa Tarihi
Yazar: Nigel Warburton
  • graphytube  (01.09.22 23:26:35 ~ 23:27:02) 
teşekkürler cevaplar için.

sistemli bir felsefe okuması yapmaktan ziyade hap şeklinde, spesifik bir felsefecinin sistemine hızlıca dalma niyetindeydim ama sağlam temel olmadan okumak kolay olmayabilir mavi arkadaşları, haklısınız.

bir de eklemeyi unutmuşum: toplumsal, yönetimsel, politik konular veya ideolojik sistemlerden ziyade biraz daha bireye, bireyin varoluşsal problemlerine vesaire odaklanan felsefecilere, daha doğrusu söylediklerine ilgi duyuyorum.

bu doğrultuda, felsefi temeli de iyice oturttuğum varsayılırsa (çok da temelsiz sayılmam aslında bu konuda) mavi arkadaşlardan öneriler alabilirim yine. bu arada şimdi yazarken dikkatimi çekti, yanlış anlaşıldı ise bir düzeltme yapayım: parantez içinde "giriş için tavsiye kitapları" derken o felsefeciye girişten bahsetmek istemiştim; "felsefeye giriş"ten değil. şimdi güncelledim duyuruyu daha yanlış anlaşılmasın diye.

(gözden kaçırdıklarımı hızlıca bir web sayfasından kontrol ederek ekleyeyim derken perikles de kaynamış araya :ı)
  • ajora  (01.09.22 23:54:05 ~ 02.09.22 12:04:28) 
Çok sağlam bir antoloji niteliğinde kitap için Ahmet Cevizci'nin Felsefe Tarihi'ni öneririm.


  • dark-tower  (02.09.22 08:49:09) 
biliyordum bunu da, teşekkür ederim.

(ilk mesajdaki anlam kaymasından dolayı hala soruma bir yanıt alamadığımdan küçük bir "up" mesajı)
  • ajora  (02.09.22 23:01:15) 
Spinoza ve Sartre oku. Belki bir de Kierkegaard. Ama o varoluşsal kaygılar zamanla geçiyor. Mavi arkadaşlar ihtiyacını karşılamaz.


  • prole  (03.09.22 09:05:45) 
hocam simdi russell, schopenhauer ve camus birbirinden alakasiz 3 filozof. bu adamlarda ortak ne gordunuz? russell mantiksal atomist analitik felsefenin temsilcisi, schopenhauer kita felsefesinde metafizik ve etik uzerine yogunlasmis bir adam. camus ise bir felsefe sistemine sahip olmayip varolusculuk uzerinden tanimlanabilecek bir isim. bu 3 isim birbirine yakin degil ki bunlara bakip bir dorduncu onerelim.

bence siz bati felsefesini bir butun olarak kavrayamamissiniz. o yuzden asagida verilen felsefe tarihi kitaplarini okumaniz gerektigini dusunuyorum. bu sekilde felsefe tarihini, farkli akimlari, bunlarin gelisimini ve birbirleriyle olan iliskilerini anlayabilirsiniz. belki kafanizda bir seyler daha net oturur o zaman. ve hangi filozoflarin/akimlarin size ilginc geldigini de anlayabilirsiniz.
  • antikadimag  (03.09.22 09:27:17) 
[]

akla gelmeyen kelime/terim

kendi içinde çelişki barındıran, asla mümkün olamayacak durumlar için kullanılan bir kelime/terim var bildiğim ama aklıma bir türlü gelmeyen, bunu arıyorum. "saçmalık"la eş anlamlı denilebilir belki ("absürt" değil tabii). bilinirliği pek olmayan, genelde entelektüel çevrenin kullandığı bir kelime.




 
Oksimoron mu


  • floydian  (19.07.22 03:22:01) 
evet. bir kelimenin bu kadar dilimin ucuna gelip çıkmadığı hiç olmamıştı, teşekkürler


  • ajora  (19.07.22 03:26:33) 
[]

Kadıköy Fıçı Rock & Blues neresi?

Kesmeşeker konseri varmış bu akşam burada. Arattığımda The Wall Bar çıkıyor, burasının diğer adı mıdır Kadıköy Fıçı? Değilse ve lokasyonunu bilen varsa gönderebilirse çok iyi olur.




 
etkinlik sayfasında kırtasiyeci sokak no 30 diyor adres olarak.
altıyoldaki eski mc donalds şimdinin tuğba kuruyemişçisinin yanındaki kısa ama dik yokuştan çıkın, sağa dönünce sol sıranızda kalması gerekli mekanın verilen adrese göre.

  • dunga  (26.05.22 17:04:27) 
[]

Granit tenceredeki çok ufak çizik

Aşağıda bağlantısını paylaştığım tencereyi satın aldım, çok ufak bir çiziği olduğunu ve granit kaplamanın orada kalkık olduğunu fark ettim. Geri iade etmekle de uğraşmak istemiyorum; kullanım açısından sağlığa zararlı mıdır böyle ufak bir çizik bile? Ya da zamanla daha çok açılır mı oradaki açıklık?

www.hepsiburada.com


 
değiştirmen iyi olur. zamanla açılmaz ama teflonun insan vucuduna olan etkileri hala tartışmalı.

granit = teflon. ancak teflon dupontun patentli ürünü-markası olduğu için lisans bedeli ödemeden bu ismi kullanamıyorlar (tefal ödüyor mesela). teflonun patent süresi düşünce böyle bir şey uydurdular adına da granit dediler.
  • orpheus  (08.03.22 16:50:29) 
bence de değiştirin. bu teflon, granit tavaların da içine kenarları açık bir karton yerleştiriyorlar sadece koruma olarak, tav oluyorum. satın alınana kadar çizilmemesi için hiç de yeterli gelmiyor bana.


  • oldtimer  (08.03.22 17:33:45) 
[]

Akla gelmeyen iki didaktik hikaye

Biri anda kalmak üzerine kabaca şöyle bir şeydi:

Sürekli gelecek kaygısıyla yaşadığı için mutluluğu yakalayamayan bir genç bir bilgeye nasıl böyle mutlu olduğunu soruyor, o da "çok basit: otururken oturuyorum, yürürken yürüyorum..." gibi bir cevap veriyor.

Diğeri de iyi gözüken şeylerin kötü, kötü gözüken şeylerin de iyi sonuçlar açabileceğine dair daha bilindik bir hikaye. Yine bir bilge var, başına kötü bir şey geliyor, halk onu teselli ediyor ama o sağduyulu yaklaşıp "dur bakalım vardır bunda bir hayır" modunda takılıyor. Akabinde gerçekten bununla bağlantılı iyi bir şey oluyor, halk bu sefer "dediğin çıktı" diyor bilgeye, o da yine aynı şekilde "hemen celallenmeyin, bu iyi şeyin de ne sonuçlar getireceği belli olmaz" diyor ve akabinde yine kötü bir şey oluyor; birkaç kez tekrar ediyor bu durum.

Bu iki hikayeyi arıyorum özetle, şimdiden teşekkürler.

 
[]

Boğaziçi felsefe yüksek lisans: bilim sınavı ve mülakat

Tecrübe edeniniz varsa, bilim sınavı hangi tarzda olur? Bir konu ile alakalı essay mi yazmamız beklenir? Eğer böyleyse birden fazla konu arasından seçim imkanı tanırlar mı, ya da kendi belirlediğimiz bir konu üzerine yazabilir miyiz?

Felsefe lisans mezunu olmayan adayların ekstra bir hazırlık yılı oluyor, adayın felsefe mezunu olup olmamasına göre bilim sınavının bir ihtimal değişkenlik gösterebileceğini düşünüyorum. Cevaplarsanız felsefe mezunu olup olmadığınızı da belirtirseniz sevinirim.

Ayrıca mülakatla ilgili de tecrübeleriniz varsa alabilirim. İngilizce oluyor, değil mi?

Teşekkürler.

 
4. sınıf dersinde kuantum gerçekliği üzerine sınav sorusu vardı, maddenin hem parça hem de dalga olarak davranmasının determinizmi nasıl etkilediği gibi bir şeydi soru. O gün saçmaladım tabi, buna ancak 20 yıl sonra cevap verebilir hale geldim. Kuantum kolay anlaşılacak bir konu değil ve ben yavaş yavaş okuyorum :)
Ayrıca bilim felsefesi dersinin konularına ve okumalarına bakın. Kuhn'lar Popper'lar vs.

Özel ve genel görelilik de faydası olur bence.

Hiçbiri çıkmazsa kızmayın, zaten zevkli konular öğrenmiş olursunuz bilmiyorsanız da.
  • spankenstein  (31.05.21 19:14:39) 
@spankenstein çok teşekkürler cevap için ancak yanlış anlaşıldı sanırım, bilim felsefesi ders sınavından değil de yüksek lisansa girerken yapılan bilim sınavından bahsediyorum :P


  • ajora  (31.05.21 19:49:21) 
[]

Bedelli askerlik ödemesi zamlı fiyattan mı olacak?

Bugün bedelli askerlik başvurusu yaptım ve iki ay içerisinde, yani 31 Temmuz tarihine kadar ödemeyi yapmam gerekiyor ve bildiğiniz gibi her yılın ikinci yarısında, 1 Temmuz itibarıyla bedelli askerlik ücreti artıyor. Ödemeyi 1 Temmuz sonrasında yapmak istediğim durumda zamlanmış fiyattan mı yapmam gerekecek?




 
yep.


  • phonex  (31.05.21 14:49:02) 
[]

Boğaziçi felsefe yüksek lisans

Bilgisayar mühendisliği mezunuyum, felsefi altyapım lisansta aldığım "Felsefeye Giriş" dersinden ibaret; hiç yok desek yeridir yani (analitik düşünce anlamında fena sayılmam; sadece Kant ya da Hegel'in ne dediği hakkında bilgim yok).

Felsefe mezunu olmayanlar için yüksek lisans programının ilk senesi lisans dersleri aldığınız bir hazırlık yılı oluyor. Buna güvenerek başvurmak istiyorum bölüme ama böyle bir hazırlık yılı mevcut olmasına rağmen felsefe mezunu olmayan adaylardan yine de elle tutulur bir altyapıya sahip olmaları bekleniyor mu, bilmiyorum. Mezun, hâlihazırda okuyan ya da yazılı/sözlü sınavlarına girmiş olan varsa eğer, bilgilendirebilirse çok iyi olur.


 
Mesela ODTU'de felsefe, tarih sosyoloji vs mezunlarini alip bilimsel hazirlik okutuyordu, ki bu bahsettigim ornekler ODTU (yani ayni fakulte) mezunuydu.

Basvurun tabi ama bilgisayar muhendisiligi mezunu olarak bir sansiniz oldugunu dusunmuyorum. Hele Bogazici ya da en azindan yakin seviyede bir okul mezunu degilseniz. Zira diger adaylar sizden daha guclu olacak.
  • hot potato  (02.05.21 22:13:23) 
Ben 6 sene önce yaptım bunu. Sonra tek dersten lisansı uzattığım için devam edemedim ama süreci anlatayım.

odtü ve boğaziçinden hocalara mail attım. Dedim şöyle bir konu var, bunun üzerine çalışmak istiyorum, ne dersiniz diye. Okula falan davet ettiler, 3-4 saat oturup konuştuk.

Bilgisayar mühendisliğinden birinin gelmesini olumlu karşıladılar. Hatta o zaman bi kaç doktora öğrencisi de vardı aynı şekilde, duyulmamış bir şey değil.

Genel olarak neyi ne kadar biliyorum diye sorular sordular, çok zorlayıcı değildi. Ama bilimsel hazırlık muhtemelen yorucu olur, öyle işle falan birlikte gitmez. Çünkü 4 senelik eğitimi 1 seneye sıkıştırmaya çalışıyorlar, bir de alan dışından gelince ekstra çalışmak lazım. Ama ciddi bir çalışmayla olur gibi görünüyordu bana.
  • plutongezegendegilmi  (03.05.21 01:30:26) 
cevre mühendisligi mezunu arkadasim su an felsefe alanında profesör olmak üzere. oluyor yani ama bogazici felsefede yl a başlamak icin bogazici felsefe lisans ögrencisinin bilgisine sahip olmak erekiyor. kant hegel kimmis bilmiyorum diyorsaniz o iş bozok üniversitesinde bile olmaz.


  • spivak  (03.05.21 02:12:24) 
belki zaten biliyorsunuzdur ama boğaziçi ve odtü'de bilişsel bilim diye bir program var, bilgisayar mühendisliği ve felsefeyi bir araya getirebileceğiniz çalışmalar yapma fırsatınız olur diye düşünüyorum bu programa başvurursanız. bilişsel bilim yüksek lisansına alınmanız da felsefeye göre daha kolay olabilir.


  • vacigok  (03.05.21 03:51:04) 
Teşekkürler cevaplarınız için.

Bilişsel bilim ilk denk geldiğimde heyecanlandırmıştı; biraz araştırdığımda çok da içine çekmedi. Oraya küçük bir ön hazırlıkla çok daha rahat girebilebileceğimi düşünüyorum ama önceliğim felsefe.

Boğaziçi felsefe lisans öğrencisi kadar bilgiye sahip olunması gerektiğini zannetmiyorum yüksek lisans için, öyle olsaydı bir sene hazırlık yılı okutmazlardı.

@plutongezegendgilmi felsefi altyapınız ne düzeydeydi peki? Çalışmak istediğiniz konu akademi için yüzeysel mi kalıyordu mesela?
  • ajora  (03.05.21 11:09:42) 
Ya benim çalışmak istediğim alan language of thought ve symbolic systems'tı. Biraz da CS altyapısına yönelik konular olduğu için işin matematik tarafında rahattım, felsefe tarafında da en azından konuyla ilgili önemli makaleleri okumuştum mesela. Ama Hegel konusunda ben de çok şey bildiğimi söyleyemem. Yani özellikle hocalarla konuştuktan sonra 1-2 yıl ciddi çalışmam gerektiğini farketmiştim.


  • plutongezegendegilmi  (03.05.21 11:52:40) 
Anladım. Ben de benzer şekilde category theory'ye ilgi duyuyorum ama öğretim üyelerinin ilgilendiği alanlar arasında olmadığından pek bir şey çıkacağını düşünmedim oradan.


  • ajora  (03.05.21 13:18:09) 
[]

Tecil bittikten sonra bedelli askerlik başvurusu yapmak

19.06.2019 tarihli lisans mezuniyetim sonrasında askerlik şubesine giderek askerliğimi 19.06.2021 tarihine kadar tecil ettirdim. Bu tecil bitiş tarihinden birkaç ay sonra yüksek lisans kaydı yaptırıp tekrar tecil hakkımı kullanacağım. Bedelli askerliği de yüksek lisans sonrasında yapacağım.

Bu yazdıklarım Askeralma Kanunu'na göre tamamen mümkün: Kanun'da bedelli askerlik hizmetinden bakaya ve yoklama kaçağı olanların yararlanamayacağı yazıyor ve ikisi de değilim (Yoklama kaçağı, tabi olduğu yoklama yılı içerisinde yoklamasını yaptırmayanları ifade ediyor. Tecil bitince hemen yoklama kaçağı olunmuyor; tecilin bittiği sene içerisinde, 31 Aralık tarihine kadar şubeye gidip yoklama yaptırmazsan yoklama kaçağı sayılıyorsun. Bakaya ise sevke tabi olduğu hâlde sevkini yaptırmayanlar ile sevk edildiği birliğe katılmayanları ifade ediyor).

Bunları şunun için yazıyorum: Kanun her ne kadar böyle dese de bu sisteme pek güvenemiyorum, tecil bittiği an e-Devlet üzerinden bedelli başvurusu yapamayacakmışım gibi geliyor. Askerlik şubesine de ayrıca soracağım (bugün gittim, kapalıydı) ama şubelerde dahi herkes farklı bir şey söylediğinden oradan alacağım bilgiye de güvenmiyorum açıkçası. İçinde bulunduğum durumu yaşamış olan arkadaşlar varsa onlardan bilgi almak isterim bu sebeple.

 
Ben şunu anlamadım; zaten tecil için her türlü hakkınız var, kafanızı kurcalayan konu nedir?

Hiçbir şekilde yoklama kaçağı olamazsınız zaten. Bakaya hiç olamazsınız.
  • savidan  (29.04.21 18:53:47) 
Kafamı kurcalayan şu: İnternette ağırlıklı olarak "tecil bitene kadar bedelliye başvurmazsanız bedelli yapma hakkınızı kaybedersiniz" gibi bir düşünce hakim. Birkaç yerde daha sordum, bu cevap verildi ama kanun böyle demiyor.

Dediğiniz gibi yoklama kaçağı değilim ve 2022'ye kadar hiçbir şey aksiyon almadığım durumda yoklama kaçağı oluyorum anca. Bakaya hiç değilim ve olamam yine dediğiniz gibi. Ama insanların tecil bitmeden bedelliye başvurmalısın demesi ikilemde bıraktı, ekstra teyit etme ihtiyacı hissettirdi.
  • ajora  (29.04.21 23:22:19) 
[]

Yazılarımı paylaşabileceğim bir komünite/mecra

Çeşitli alan ve konularda özgün yazılar yazdığımı düşünüyorum; şimdiye kadar az sayıda yazdım, bundan sonra daha sık yazmak için vaktim olacak.

Yazıları kendi sitemde paylaşıyorum, reklamımsı paylaşımlar yapmaktan da hiç haz etmediğimden hiçbir mecrada paylaşmıyorum; haliyle yazılar kimseye ulaşmamış oluyor. Bu sebeple bu tarz "düşünsel" (bu başlık altında toplayabilirim sanırım yazıların çoğunu) yazılara ilgi duyan insanların bulunduğu, yazılarımı paylaştığımda karşı tarafın da bundan memnuniyet duyacağı ortamlar arıyorum. Bu tarz bildiğiniz mecralar varsa önerileri alabilirim.


 
Ya çok captain obvious olacağım ama ekşi sözlük?


  • plutongezegendegilmi  (07.03.21 21:53:09) 
Konu ve başdurdğunuz yerin tarzı önemli. Yazılarınız özgünlüğü konusunda fikir almanızı öneririm. Tamamen başka bir gözün okuması iyi oluyor.

Medium'un oturmuş bir kitlesi var, takipçi olayı olması kendinizi duyurmak için avantajlı
Vesaire.org
Manifold.press
Filmloverss
www.dadanizm.com
Kafa-bavul
Gazete vb yerlerin forum sayfaları
Karga Mecmua (Hala çıkıyor mu bilmiyorum)
Gaiadergi

Sadece bu tip yayınlaır takip için Twitter hesabı açarsanız, benzer yerler de önünüze düşecek.
  • kaset  (07.03.21 21:56:40) 
Medium ve Ekşi'de zaten zaman zaman paylaşıyorum ancak fazla ana akım mecralar olduklarından sıcak bakmıyorum; pek işime yaradıkları da söylenemez zaten. Medium'da paylaşmak için "ortalama okuyucuya hitap edecek şekilde" yazıp, kendi sitemde paylaşırken üçte ikisini kırptığım bir yazım var mesela. "Millet okusun" diye eğip bükmekle uğraşmak istemiyorum yazıları.

Önerdiklerinize göz atacağım, teşekkürler.
  • ajora  (07.03.21 22:17:40) 
Dogru basliga yazarsaniz eksi sozluk en cok kisiye ulasabileceginiz mecra.

Belirli bir alanda yaziyorsaniz ve ilgili kisiler okusun istiyorsaniz kaset+1
  • brkylmz  (07.03.21 22:18:03) 
bubisanat.com


  • anatomik  (07.03.21 22:37:18) 
[]

Aynı flakon göz damlasını günde üç kez kullanabilir miyim?

Göz damlasını veren doktor böyle bir şey söylemese de, damlayı aldığım eczacı günde üç kez aynı flakonu kullanabilirsiniz dedi. Kullanma talimatında bir kez kullandıktan sonra atın yazıyor. Doktor şişe göz damlalarından farklı olarak bu flakon şişelerde koruyucu madde vesaire olmadığını söylemişti sadece; buradan yola çıkarak eczacıya da güvenip günde üç kez kullanmaya başladım aynı flakonu. Bir zararı olur mu?




 
aynı gün içinde kullanabilirsiniz bence, bir şey olmaz.
ama ertesi güne falan bırakmayın.

  • blatta hiberna  (07.03.21 19:42:02) 
ilacfiyati.com
bunlar giibi mi?

actiktan sonra agiz kismina cok dokunmadan ve temas etmeden ve bir yerlere temas wettirmeden bir gun icinden kullanabilirsin, ama ertesii guen birakma
  • exlibris  (07.03.21 20:28:41) 
Kullanım talimatına uygun kullanmalısınız. Tedavinize yetecek miktar zaten, günde bir defa damlatınca flakonun kalanı atılmalı.


  • anthemis nobilis  (07.03.21 23:06:22) 
[]

Birinden para alarak iddaa oynayıp kazancının bir kısmıyla iade etmek

(Birinden "anlaşarak" para alarak)

Yasal olarak sıkıntı çıkarır mı? İddaada martingale'e benzer ancak çok daha sağlam bir sistemle oynuyorum ancak kasa az olduğu için hem süreci hızlandırmak, hem de riski azaltmak (kasayı hızlıca arttırmak için risk alabiliyorum) adına böyle bir fikrim var. Örnek üzerinden gitmek gerekirse biri olası riskleri de kabul ederek bana para gönderecek, 5x diyelim. Bir ay gibi bir sürede bu parayı 8x yapacağım, 3x'lik kazancın bir kısmını (örneğin x) anlaşmamıza göre ben alacağım, kalanı (7x) iade edeceğim. Olur da batarsak da şeffaflık olması adına verilen miktarla oynanan tüm kuponları açıkça paylaşacağım kişiyle.

Özünde bir arkadaştan ödünç para alma tadında bir olay, ama her ne kadar şeffaflık olsa da bunu internet ortamında (ekşi'de) paylaşmak sıkıntı doğurur mu merak etmekteyim.

 
paylaşmakta sıkıntı yok ama batma olasılığın yokmuş gibi bir izlenim aldım.
yüksek ihtimalle hemen başlarda batacaksın ve 5x borcu nasıl ödeyeyim bana kupon önerin diyeceksin gibi geldi.

eğer para verecek kişi sıkıntı yapmıyorsa paylaş tabi bence sıkıntı doğrumaz. Sonuçta yeni icat edilen patentli telifli bir icat değil
  • basond  (09.03.19 11:38:08) 
Borç olayı yok, küçük bir ihtimal ama batma durumunda adam benden parasını geri istemeyecek, anlaşma ona göre yapılacak. Onun dışında düz bahis yapan biri değilim, dönem dönem farklı sistemler deneyip bunların olasılıklarını programlar yazarak hesaplıyorum. Şimdiki sistem için henüz yazmadım ama öncekilerden çok daha iyi olduğu bariz, paylaşım yapmadan önce yazıp girdisini çıktısını gösteriyor olacağım. Sistem de öyle "ya tutarsa" kafasında bir şey değil; "oynanan tekil bir maçın tutma olasılığı %70" gibisinden bir ön kabul ve buna bağlı olarak istatistiksel bir çıktı var. Tek yanılgı o maçı tutturma olasılığını yanlış vermek olabilir ki tamı tamına doğru vermek zaten mümkün değil. Ama o o ön kabulü de paylaşıyor olacağım zaten anlaşacağım kişiyle, ona göre kafasına yatarsa tamam diyecek.


  • ajora  (09.03.19 11:53:48 ~ 11:56:02) 
Kurdugun sey saadet zinciri oldugu icin oradan ceza yersin.

Ilk basta kuponlarin parasini odeyip daha sonra gelen yeni uyelerin parasini digerlerine vereceksin. Sonunda da batis.
  • acemi  (09.03.19 13:45:13) 
İstanbul'un kalbinde daha bu ay iyi bir maaşla işe başlamış biri bilgisayar mühendisi olarak (ilk işim, o yüzden bu iş için ayırabileceğim bir bütçe yok elimde) milleti dolandırıp hapislere düşmeye hiç niyetim yok ama saadet zinciri şeklinde düşünebileceği aklıma gelmemişti, teşekkürler bu bakış açısı için.

eksisozluk.com

Zamanında yazdığım bu tarz entry'ler var, ekşi'de yapacağım paylaşım da fazla detaylı olacak. Sistemin istatistiksel olarak çıktısını verecek algoritmayı şu an yazıyorum, kaynak kodu da millet sistemi çözmesin diye maskelenmiş şekilde paylaşmayı düşünüyorum. Ayrıca yapabilirsem bu işi maksimum 3-4 kişi ile yapmayı planlıyorum, sonra elimde yeteri kadar kasa oluşmuş olacak zaten.
  • ajora  (09.03.19 13:58:11) 
Simdi iyi niyetli oldugunu dusunelim.

"yıl sonunda elinize geçecek para koyduğunuzun genelde %10-11 fazlası.

sonuçlardan çıkarılan sonuçlardan çıkarılan sonuç:

banka faizi > martingale"

Bi kere zaten banka faizi (hem de sifir riskle) %20 buradan patliyorsun.

Ikincisi para kazanma ihtimalin yuksekse neden birine ihtiyac duyarsin. Limitless filmindeki gibi astronomik kazanc sansin olsa hadi tefeci bulursun ama seninki zaten normal kazancin bile altinda. Bu yuzden saadet zincirine donusmesi kacinilmaz.

Ben de senin meslektenim, bi ara kafa yormustum. Sonra bahis sirketlerinden biriyle temasim oldu. Baktim heriflerin icinde zaten tonla bilgisayar muhendisi var ve bunlar zaten uluslararasi bahiscilerle(yine muhendis) de calisiyorlar(ve hicbiri butun dataya sahip olduklari halde bahis oynamiyor). Bu kadar toplam zekayi yenip kazanamazsin.
  • acemi  (09.03.19 14:24:37) 
istanbul'un kalbinde iyi maaşla işe başlamış bir bilgisayar mühendisiyseniz iddaa'nın bahis firmalarının en kötülerinden biri olduğunu, iddia'yı geçtim en iyi firmaların dahi bu tarz sistemlerin tamamına karşı önlemler geliştirdiğini, çoğunlukla geliştirmeye dahi zahmet etmeyip çok fazla kazanan kullanıcıların hesaplarına limit koyduğunu öğrenecek/bilecek kadar akıllısınızdır sanırım.

işin yasal kısmı hakkında bir bilgim yok ama planınızın sonuç vermeyeceğinden adım kadar eminim. kendim çok bahis yaptım, profesyonel olarak sektörün içinde de bulundum ve rahatlıkla söyleyebilirim ki bahis İSTİKRARLI bir biçimde para kazanmak için tercih edilebilecek en yorucu, en yıpratıcı ve saçma yol.

bahis oynanmaz demiyorum ama bu şekilde oynanmaz. başkasının da başını yakmayın.
  • der meister  (09.03.19 14:31:00) 
(sen de mi der meister)

Hoşuma gitmeye başladı olay, 21'de gibi hissettim.

öncelikle "acemi" adlı yazara,

Gönderdiğim entry'de zaten yapılması mantıksız olan bir sistemi açıkladım, şu anki sistemle alakası yok. 2 hafta gibi bir sürede kasayı biraz da risk alarak (risk almamak için bütçe arıyorum zaten, yoksa elde etmek istediğim miktara ulaşmak 1-2 yılı bulur) 6 katına çıkardım, öyle diyeyim. Bu süreçte sisteme tamamen bağlı kaldım, aldığım riskten kasıt ise sık kupon yapmak.

-

Çok fazla kazanan kullanıcıların hesaplarına limit koyma gibi bir olay şimdiye kadar duymadım, görmedim. Böyle bir şey olsa bile gider bayiden oynarım, bayilerin tümüne fotoğrafımı gönderip "bu adam kara listede" demeyecekler herhalde? Onun dışında hayvani kazanç durumunda İddaa'nın önlem alacağının elbette bilincindeyim ancak atıyorum, ayda 15 - 20k gibi bir kazancı önlemeye çalışacaklarını sanmıyorum.

Etiğe fazla önem veren biri olarak ben toplamda 5000 lira birikimi olan bir adamdan tüm birikimini yalvarsa da almam. Orada burada değil de ekşi'de paylaşacak olma sebebim de bu zaten. Ulaşmak istediğim kitle maddi açıdan fazla rahat, vereceği parayı gözden çıkarabilir, aynı benim gibi 21'i izledikten sonra MIT'ye girmek isteyen ama hayatına İstanbul'da beyaz yaka olarak devam eden kitle.

Benim yaptığım sistem ile uzun vadede, sürekli para kazanma gibi bir olay zaten imkansız. Uzun vadede kasanın kaybetmeyeceğinin bilincindeyim yani. Benim elde etmek istediğim belirli bir miktar var ve o miktara kadar sorunsuz gitme olasılığı ise oldukça yüksek. Basitçe öyle düşünülebilir,

1942304756

"sonsuz"un içinde üstteki sayının bulunma olasılığı %100,
10000 basamaklı bir rakam dizisinde üstteki sayının bulunma ihtimali çok az.

Ben sonsuz değil, 10000 adım atmayı planlıyorum.

imla
  • ajora  (09.03.19 15:05:40 ~ 16:07:23) 
"Kurdugun sey saadet zinciri oldugu icin oradan ceza yersin." @acemi

adam bütün olayı tek bir cümle ile özetlemiş.

çok saf biri olduğunu ümit ederek, aman diyorum. nitelikli dolandırıcılık işlenir direkt sabıka kaydına.
  • makbur  (10.03.19 07:12:05) 
Allah allah, dolandırıcılık yapmadığım halde dolandırıcılık olarak geçerse ilginç olur cidden. Aldığım parayla yaptığım kuponları (maç içeriği hariç) zaten adama ibraz ediyor olacağım, yani eğer bir ihtimal batılırsa adam o paranın gerçektten bahisle gittiğini bilecek. Parasını fazlasıyla iade ederken yine kuponları ibraz ederek paranın bahis yapılarak arttırıldığını açık şekilde gösteriyor olacağım. Onun dışında adam benimle olası batma riskini de kabul ederek, olur da batarsa parayı geri istemeyeceğini taahhüt ederek anlaşıyor.

Bunların dışında, saadet zinciri olmadığını kesin olarak ortaya koymak için anlaştığım her kişiden benim müdahele edemeyeceğim bir internet platformuna (örneğin hepsinin ekşi yazarı olduğunu var sayarsak nick altına) benimle anlaştığına dair bir yazı yazmasını ve bana parayı gönderdiğine dair bir dekont vesaireyi de göndermesini isteyeceğim. Bu şekilde her şey daha da şeffaf olacak, dediğim gibi maksimum 3-4 kişiyle bu işi yapıyor oluşum herkes tarafından görülebilecek.
  • ajora  (10.03.19 10:51:11) 
bankadan ihtiyaç kredisi fln çekseniz onun yerine? sonuçta taksit taksit ödeyeceksiniz, bu kadar eminseniz ödeyebileceğinize neden işin içine bir başkasını sokuyorsunuz ki?


  • taurina  (10.03.19 11:08:11) 
"O kadar" emin değilim. Atıyorum, %85 ihtimalle kasayı 2 katına çıkarıp %15 ihtimalle battığım bir durum için geri ödemek zorunda olacağım ve geri ödemeye gücümün yetmeyeceği miktarda para almak alınabilecek risk değil, çünkü %15 gayet olası bir ihtimal. Ama maddi durumu iyi biri gözden çıkarabileceği miktarda parayı böyle bir durumda gözden çıkarabilir.


  • ajora  (10.03.19 17:22:21) 
[]

Adını hatırlayamadığım tiyatro oyunu

çocukken gitmiş ve gülmekten ölmüştüm ancak adını hatırlayamıyorum. hatırladıklarım şunlar: kraliyet ailesi var, kraliyet ortamında herkes birbirini yanlış tanıyor (unvan olarak ve/veya kan bağı olarak, onu da hatırlamıyorum) oyunun sonlarına doğru da balo gibi bir etkinlikte herkesin birbirini yanlış tanıdığı ortaya çıkıyor. açık ara en eğlendiren kısım da son kısım zaten.

hangi oyundu bu?

üye olmayıp cevaplamak isteyenler için: eksiajora@hotmail.com

teşekkürler.

 
yanlışlıklar komedyası olabilir mi? shakespeare?


  • interview with the vampire  (26.12.17 14:17:36) 
isim bir şeyler çağrıştırmadı ama konusuna baktım, çok çok benzer başka bir oyun yoksa o gibi duruyor. teşekkürler.


  • ajora  (26.12.17 14:29:35) 
[]

Ekşi'de geçmiş mesajların kaybolması

Bugün, bir süre önce uzunca mesajlaştığım bir yazarla olan mesajlaşmamıza baktığımda attığımız ilk mesajların gözükmediğini fark ettim. Belki x mesaj sınırı koymuş olabilirler diye düşünüp mesajları saydım, şu an görebildiğim mesajların sayısı 44. Herhalde öyle bir sınır olsa 44 değil 40-50 falan yaparlardı bu sınırı.

Pek umutlu değilim ancak yine de sormak istiyorum, bu mesajları geri getirmenin bir yolu var mı?


 
Tarih sınırı var, yok.


  • herp  (01.11.16 01:30:31) 
geri getirme yolunu bilmiyorum ama arşivle seçeneğini kullanabilirsin bundan sonra saklamak için


  • neseranni  (01.11.16 02:34:52) 
30 günden eski Ekşi Duyuru mesajlarını siliniyor. Ayarlardan silinen mesajları
• E-mail olarak gönder seçeneğini tikleyiniz mail adresinize gelsin.

  • Ufuk  (01.11.16 02:39:29) 
Sözlük mesajlarından bahsetmiştim.

Evet, tarih sınırı var sanırım. 6 ay öncesinin mesajları silinmiş. Neyse, sağlık olsun.

Teşekkürler.
  • ajora  (01.11.16 19:31:36) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.