Ekşi Duyuru

Pay as you go bizdeki kontörlü hat. Kısa kalacaksan mantıklı olanı o. Contract faturalı, zaten muhtemelen oturma iznin olmadan vermezler onu. Ben oradayken vodafone kullanmıştım, gayet pahalıydı. T mobile kullanıyordu ev arkadaşım, oranın avea'sı gibiydi.

www.lebara.co.uk

three fena değildir. all in one 15 paketi işinizi görür

hsbc yapiyor bu muhabbeti. ingiltere'de var herhalde. hatta ingiliz bankasi yanlis hatirlamiyorsam. yalniz elini cabuk tut, kartin gelmesi zaman alacak. karti da subeye iste yoksa kuryenet diye ibne bir sirket var, onlara veriyorlar kartini. sonra al alabilirsen.

her halükarda kesinti yapacaklardır, üzülmeyesin.

kesinlikle en kolay hsbc

antik.eksisozluk.com

Haftada 125 pound kazanabilirsin 20 saat calisabilirsen. Belli basli konularda yetenegin varsa bu ucret artar.

londra'da veya herhangi bir yerde, bir günde ( sa 3 - 11 arası çalışarak ) en az 50 pound (bkz: cash in hand) şeklinde bir türk take away restoranında iş bulabilirsiniz. 20 saatden fazla çalışsanız bile elden maaş alıyorum diyip işin içinden sıyrılabilirsiniz. kolay gelsin.

başka işler için : www.gumtree.com


www.newsnow.co.uk

3dortgen'i arayip ya da ofislerine gidip sorabilirisniz

şöyle bir site var mesela, ürünlerin boyutlarına bakıp fikir edinebilirsiniz:

www.formhane.com.tr

kendi çizimini yükleyince hacme göre fiyat hesaplıyormuş ama o kadar kurcalamadım.

Losemi onemli. Ilk asilarinin tamamini yaptirin.

ilk aşılar çok önemli, yoksa hastalanabilir, ölebilir yavrucuk.

ancak kedi ev kedisiyse ve dışarı çıkmıyorsa daha sonra aşı yaptırılmayabilir.

3 kedi 3-4 farklı veterriner sahibi olarak lösemi hiç duymadım ve yaptırmadım.

Lösemi aşısı yapılmadan önce tahlil yapılması gerekiyor, çünkü lösemi aşısı pasif virüs. Eğer kediniz hastalık taşıyıcısıysa, aşının yapılmaması gerekiyor.

Tahlil yapmadan aşı yapmaya kalkarlarsa, hemen kedinizi ellerinden alın ve şikayet edin.

aşı karnesi verecek veteriner. olması gereken aşılar orda yazılı. lokemia diye yazar orada.

veterinere danışın. daha ne söyleyelim her şey ticari kaygı değildir.

burada doğru bilgiler gelebileceği gibi işkembeden de çok cevap geliyor. lütfen veterinere danışın.

Bizimkilere yapılmadı lösemi aşısı. Bizimkiler sokağa çıkmıyor ama aşılarını düzenli olarak yaptırıyoruz. Lösemi aşısını hiç önermedi veterinerimiz. Hepsi kısa bir süre de olsa sokakta kaldığı için de önermemiş olabilir.

erasmus staj hareketliligine basvurdun mu

ben de zamaninda ayni sekilde yurtdisindan bi staj ayarlamis, hic para almiycam diye anlasmis son anda da bir erasmus bursu ayarlamistim. arkadasin dedigi gibi erasmus staj hareketliligine bi bak.

Kas gevşetici tabiki işe yarar, spora gitmesen de iyi olur. Sonuçta spor yaparken vücuttaki her kas bir şekilde çalışıyor. Spor kaçmaz boşuna sakatlanmaya gerek yok. Geçmiş olsun.

o, gecmis olsun. ben de gecenlerde ceketimi giyerken hafiften fazla geri cekmisim kolumu, cok onemsemedim ama epey boynum, kolum sirtim ve basim agridi. 2 gun sonra doktora gittim. meger kas yirtilmasi olmus. buz tedavisi, agri kesici ve cok agri olursa diye krem verdi ve 1 haftada anca kendime geldim. oncelikle incinen bolgeyi hareket ettirmekten mumkun oldugunca sakinin. ara ara buz torbasi koyup 10 dakika tutun. sicak kaslar icin pek iyi degilmis, dikkat edin. spora gitmeyin. eger gercekten kasinizda zedelenme olduysa, bir sure surecek agrisi, haftalarca da kendisini ara ara hissettirecek. gecmis olsun

Teşekkürler, o zaman dediğiniz gibi bir iki gün dinleneyim. Eğer geçmezse de bir doktora görünürüm.

İç pazarit iğnesi ve karma aşının aynı günde yapılmaması gerekiyordu. Kedinin bünyesi kaldırmaz. İmkan varsa başka bir veterinere acilen götürüp, muayene ettirsin. İnşallah bir şeyi yoktur.

auroraaurora +1

iç parazit ve karma aşı 1 hafta arayla yapılıyor bildiğim kadarıyla bugüne kadar 2 kedimde de aynı işlem yapıldı.üstelik belediyenin veteriner kliniğinde yaptırmıştım aşılarını.ikisinin aynı anda yapılmasında bir yanlışlık olabilir.

Aşılar aynı gün yapılmaz arkadaşların da dediği gibi. Veterineri değiştirsin arkadaşınız. O aşıları aynı gün yapan vet.i ben olsam şikayet de ederdim ilgili odaya. 2 aylık kedi daha. Bünyesi ne ki.

Veteriner daha sonra gelmeyebileceklerini düşünerek karını garantilemek için iki aşıyı beraber yapmış anlaşılan. Başka bir veterinerin görmesinde ve bir daha o veterinere gidilmemesinde fayda var.

Ya aslında ben de modadan anlamam, bi alışverişe çıktım öğrendiğim şeylere bak. Neyse sonra fotoğraflı duyuru açarsam daha iyi olacak galiba.

fotoğraf veya kıyafetlerin linkini falan vermek daha iyi olur tabi ama bence cidden güzel olmuş. kravatı yakıştıramadım ama hiç, kravatsız daha iyi gibi.

fatura mı adı bilmiyorum ama makbuz vermeleri gerekir

fatura olmaz bağış makbuzunuzu isteyin.

Bilgisayardan yazılması gözüme daha hoş ve profesyonel gelir ama çok da farketmez ıy elle mi yazmışlar demem yani.

el yazısı fontuyla bilgisayarda yazılsa?

@elbar, istediğimiz şey el yazısı görünümü değil. Şahsen bana bilgisayar baskısı çok daha profesyonel olurmuş gibi geliyor ama isimsiz çıkarıp elle yazmamız gerekebilir. Acaba bilgisayarda yazılmış olmasını ben abartıyor muyum diye sordum.

yaka kartları için bir alternatif olarak, şerit halindeki şeffaf stickerlara baskı yapan ufak yazıcılar var (10*10*15 cm kadar bir hacim.) onlardan edinirseniz elle yazmak yerine stickera çıkarıp yapıştırabilirsiniz. katılımı kesin olan insanlar için önceden hazırlanır, daha sonra sempozyum girişinde yeni gelenlere hemen çıktı alıp hazırlarsınız. 3-5 saniye sürer.

sertifikalara ise elle yazılacaksa en azından kaligrafik yazılması güzel gözükür.

edit: bizim kullandığımızın markasını hatırlamadığım için arayamadım ama, bunlara benzer bir şey: www.sembolbilisim.com
www.eksenbilgisayar.com

buraya eklemiş olsan şimdi bir dolu yorum gelmişti.

google'dan "yaka kartı programı" yazarsan çok sayıda hazır program bulabilirsin. genelde excel programlarıdır. istediğin değişiklikleri yaparsın.

bir de şu var: www.advancedidcreator.com

rennet derken mayayı kastediyordan büyük tonajlı imalatçılar maya yerine kültür kullanıyor.

az daha koy cx 180 sennheiser al derim ben. kiliksa da indirim de vardı sanırım. ben de alacağım aynısından da malum öğrencilik.

Sennheiser'lara baktım da 100 TL altındaki hiç bi modelde mikrofon göremedim. Kriterlerimden birisi mikrofonlu olması

(bkz: sony mh650c)

ilk linkteki. coloud kullanıyorum uzun süredir çok memnunum tavsiye ederim. kulak üstü modelleri de iyidir.

En çok Bencil Gen'i seviyorum ben. Bir genel bilgi kitabı değil Bilim Felsefesi üzerine ama tam kalbinden, ciğerinden giren bir kitap. Bir de A Brief History of Time var, Türkçe'ye nasıl çevrildi bilmiyorum. Zamanın Kısa Tarihi olsa gerek.

Evet dediğiniz kitapları biliyorum. Ama bunlar popüler bilim kitapları daha çok. Benim aradığım daha çok felsefik olarak bilimin, bilimsel yöntemin ve bilginin ne olduğu, nasıl geliştiği ile ilgili.

Karl Popper'ın Bilim Felsefesi kitabı olabilir, Türkçe var mıdır bilmiyorum ama.

carl sagan'ın karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı kitabı da direkt felsefesi olmasa da başlangıç seviyesi güzel bir kitaptı.

www.idefix.com
www.idefix.com

Bilim felsefesi deyince benim ilk aklıma gelen: en.wikipedia.org

"bilginin ne olduğu" demişssiniz, bu daha çok epistemolojinin konusu, ona da bir bakın isterseniz

Paul Feyerabend ve Thomas Kuhn'un kitaplarını öneririm.

Ernest Nagel - Bilimin Yapısı
www.idefix.com
Ernest Nagel - Gödel Kanıtlaması
www.idefix.com

kalacak yerin varsa yaşarsın,yoksa sıkıntı çok büyük.

cemaatin evlerinde yurtlarında kalırsan yaşarsın.
onun dışında couchsurfing yap ilk bir iki hafta bu arada da oda veya ev arkadaşayı arayanlar oluyor. hata tatile giderken odasını kitralayanlar oluyor onların ilanlarına ulaşırsın sana en yakın üniversitenin duyuru panosundan. denedim oldu.

kira dahil degilse ac kalirsin.

Zaten konuştuğum yer üniversite içinde (St. George's ) bir araştırma labı. Kalacak yer konusunu halledersem gözümü karartıp giderim de aksi halde zor gibi duruyor.

kalacak yer varsa gayet de yaşarsın.
öğrenci adamsın sonuçta.

kalacak yeriniz varsa olur. yoksa o para sadece oda kirasını anca karşılar.

trt sabah oglen saatlerinde canli yayin veriyor. trt spor ve trt hd kanallarindan yayin yapiyorlar. ama baska ysyin yapan var mi bilmiyorum

buz patenine ben de sasirdim. devlet milletin ahlakini bozacak yayin yapiyor! hemen change.org da yayinlarin durdurulmas icin anket baslatmali

(bkz: la doppia ora)
(bkz: ink)
(bkz: ne le dis a personne)

prisoners

sherlock dedin duygulandım bro.
True Detective
flim değil başlayalı 3 bölüm olan çok başarılı dizi.

Marangozlar, mobilyacılar da yapar. Bence düşünce güzel ama kulllanışlı değil. Kitaplık ama kitap koyacak yeri yok.

Dediğin gibi daha çok estetik amaçlı, çok fazla işlevsel değil. Bir diğer seçenek olarak da şu maskeyi (goo.gl) almayı düşünüyorum da kargonun yetişip yetişmeyeceği gözümü korkutuyor.

Pek sanmıyorum ama belki şu link işinize yarayabilir :

www.hayalkahramanlari.com

banyo 5-8 arası tab 50kr falan tane başına

Banyo sirkecide en son 6.5 civarlarindaydi. Baski da degisiyor yerden yere.

covering letter formatında bir şey istiyorlar muhtemelen, onda da şunların bulunması gerekiyor:

- pozisyonu nerede gördüğün, kendinle ilgili yeni mezunsan "şunu şunu okudum", değilsen iş deneyimin olan alanları ve çalışmak istediğin alanı özetleyen ve o role başvurmak istediğini belirten kısa bir paragraf

- neden o kurumda çalışmak istediğin (kurum hakkında olabildiğince bilgi edindiğini ve araştırma yaptığını göstermen gerek burada)

- neden o alanda staj yapmak istediğin

- teker teker istenen özelliklere ne şekilde uyduğun (skill ve deneyimlerinden bahsetmen gerekiyor)

- son olarak da "şu şu tarihler dışında istediğiniz zaman görüşmeye hazırım ve bu staj için uygun kişi olduğuma inanıyorum" şeklinde yeniden istekli olduğunu belirten bir son paragraf.

bir de bu siteye bakmanı tavsiye ederim: www.kent.ac.uk

geçen gün teknosaya değişim için faturanın fotokopisiyle gitmiştim. aslını istediler faturanın. daha sonra sistemden faturanın örneğini a4 kağıdına basıp aslı gibidir kaşesi vurdu. o şekilde yaptım işlemi. işyerine göre değişebilir.

hukuken kabul etmeme hakları var. bazı firmalar müşteri memnuniyeti için fatura bile istemezken(mavi) bazıları kredi kartı slibi isteyecek(loft) haldeler.

Bir eksiği yok Steam versiyonu ile aynı. Aral Game getiriyor Ubisoft oyunlarını ve Türkiye'ye özel bir indirim var tüm oyunlarında.

Bilkent University Undergraduate Schoolarship (Program)

sanırım program, eğitim kelimesinin yerine tutacaktır.

özgeçmişler farklı yerler (üniversite, kurumsal özel sektör, kurumsal olmayan özel sektör, vakıf vb.) tarafından farklı değerlendiriliyor ama özel sektör bakış açısından bakarsak referans kısmına o şekilde yazmanız oldukça uygundur.

kendisinden isteyin.

Zaten yarın mecburen gidip kendisinden isteyeceğim. Yalnızca şimdiden öğrenmemin bir yolu var mı merak ettim.

Kimlik bilgilerini bilmeniz gerekiyor, aile sıra no, cilt no gibi. Onu da bilmiyorsunuzdur, bu yüzden yok.

ortagi oldugu bir sirket varsa o sirketin ticaret sicil gazetesinden (internette var) kayitlarina ulasin, orada yonetim kurulu tutanaklarinda yazar. ama uzun is.

profesor david bredt özel laboratuvarı - araştırma birimi - stajyer

edit : profesor tabi prof. dr. ise bu dedigim. eğitmen, hoca manasında ise prof yazmanıza gerek yok bence.

Teşekkürler, Prof. Dr. şeklinde olacak. Peki araştırma biriminden kastın üniversite ve şehir mi acaba?

artık odtüye girmesi yasak olan belediye otobüsleri.

numaralarını ise şöyle bi yerde buldum: www.yoltarifi.com
işinize yarayanı kolayca bulabilirsiniz.

EGO Programının dediğine göre 411 - 188 - 412 - 416 - 410 - 255 numaralı otobüsler gidiyor.

akıllı telefonun varsa Ego pogramını indirmeni tavsiye ederim. Programın en işlevsel yanı hat blgileri. Hat saatlerine felan sakın güvenme ama hat bigilerine güvenebilirsin.

evden, aileden, ülkeden uzak kalacağın her yer sana birşeyler katar. ama kudüs olmaz. bence. avrupa^ya git.

nerde staj yapacaksın?
israil staj yapacağın konuda gelişmiş mi?

Evet gelişmiş durumda. Avrupa'da gidebileceğim yerlerle eş durumda diyebilirim. Gideceğim yer İbrani üniversitesi'nde Hadassah Medikal Merkezi.

eş ise git. avrupa dan tabii ki farklı olacak ama dünya görüşü kazanacaksın. büyük bir ihtimalle de arap ülkelerinde iş bulmayı unutacaksın.
bu arada, yakın zaman da bende gezmek için kudüs ü düşünüyorum :)

Ahah zaten gelecek mesleğim bakımından arap ülkeleri olmasa da olur :) Gerçi hala bir cevap bulabilmiş değilim, Kudüs gidip gezmeye mi güzeldir. Yoksa yaşamak için de güzel bir yer midir?

Sayfanın beğeni sayısına göre, reklamın amacına göre değişir ne tür seçeceğiniz. Daha ayrıntılı bilgi verirseniz daha düzgün yardımcı olabilirim.

Hekim bence daha doğru, sonuçta bütün öğretim üyeleri doktor.

Pratisyen :)))

md=doktor

medical doctor yani. tıp doktoru. bir de yüksek lisans-doktora olayı var onun ayrımı için. yurtdışında tıp fakültesinden mezun olana md deniliyor. amerikada tıp eğitimi farklı olduğu için (4+4 önce 4 sene biyoloji bazlı bir eğitim almak zorunluluğu, sonraki 4 sene tıp eğitimi) sen ileri eğitim zannediyor olabilirsin

İşte doktoradan mezun olanlar PhD derecesi alıyor, yani doctor of philosopy. Latince bilim öğretmeni demek. M.D ise doctor of medicine yani tıp öğretmeni demek. Şimdi merak ettiğim kısım MD derecesine sahip olmak için bilim dallarında olduğu gibi mezuniyet sonrası uzun uzun öğretim görüyorlar mı? En azından Türkiye'de böyle mi?

hayır ve hayır

türkiyede tıp fakültesinden mezun biri md'dir. yurtdışında tıp fakültesinden mezun biri de md'dir, türkiye'ye geldiğinde de dr'dir. yani md diye doç falan olmaz ya da başka bir şey gelmez ünvanına

yurtdışında uzmanlık yapınca phd md olunuyo türkiye'te uzman dr olunuyo

türkçe'de doktorun/hekimin tam ingilizce karşılığı da physician'dır bu arada

md latinceden gelen bi ünvan, meslek belirtici değil

medikal doktorlar genelde kendilerine hekim diyor.

hekim, hikmet sahibi demek. tibbin felsefesini de ozumsemis kisi demek.

adam maden muhendisi ve doktora yapiyor, sonra adinin basina Dr. unvani koyuyor. Ya da hukuk doktorasi yapiyor ve Dr. Azmi bey oluyor. Tip doktorlari da, bu karisikligi bi cirpida onlemek, dogrudan sonuca gitmek icin, ben hekimim diyorlar. Cunku ben hekimim demek, hem pratik, hem dogrudan bir kalemde aciklayici hem de isin felsefi tarafini da ozumsedim, hikmet sahibiyim demek.

Evet, Turkiye'deki belli basli tip fakultelerinden mezun kisiler, yurtdisinda, MD unvani kullanabiliyorlar. Yani direkt MD ile mezun oluyorlar. Ama bizdeki tip fakultelerinin hepsine yurtdisinda denklik verilip verilmedigini bilmiyorum.

Doktor denmesi bize ozgu bir sey degil. Evrensel bir sey. Ingilizcede doc diye kisaltmasi var. Italyancasi Dottore saniyorum.

Ispanyolcada kadin erkek ayrimi bile var. Kadinlarin kisaltmasi, Dra. yani doctora deniyo onlara.

Kullanimina gore, baglama gore kelimelerin kendi yeri var. Ben doktora gittim dersiniz de, ben hekime gittim demezsiniz genellikle. Ama mutlaka ben dis hekimine gittim dersiniz. Disciye gittim diyenleri saymiyorum tabii. Bashekim ya da bastabip dersiniz de basdoktor demezsiniz. El cek hekim yaram cok derin demezsiniz de, el cek tabip yaram cok derin dersiniz.

Doktordan sorma cekenden sor demezsiniz de, hekimden sorma cekenden sor dersiniz, kafiye icabi.

Bir tip fakultesi hocasi, ogrencisine, "ben sana doktor olamazsin demedim evladim, hekim olmazasin dedim", derse gayet anlamli bir soz soylemis olur mesela.

Hekim hekim kalksana, lambalari yaksana diye yazilmamistir o siir.

Tabip bu ne? Bunu insan yiyeyecek! dememistir mesela Cem Yilmaz. Doktor bu ne? demistir ama oradaki doktorun, tip doktoru mu yoksa, arastirmaci baska bir doktor mu oldugu da tartisma goturur.

Sen bi tabibe gorun demeyiz genellikle de, sen bi hekime gorun, sen bi doktora gorun deriz.

Konumuzla dogrudan bir ilgisi olmasa da, ister istemez, o muhtesem ikili geliyor aklima, Yasar Nuri Ozturk'ten araklama:

"Yurek" ve "Kalb" esanlamli kelimelerdir degil mi?
Peki ya "yureksiz" ve "kalbsiz"?

platoon vardı.

moon - bilim kurgu

man from the earth +1

dr. strange love vardı. savaş, bilim kurgu ve biraz da komik.

gattaca, moon, man from earth...

Mr.Nobody

Cloud Atlas
www.imdb.com

the brotherhood of war. yalnız kore filmi baştan söyleyelim.
www.imdb.com

Full Metal Jacket (1987)

Teşekkürler, Moon'u izledim ve çok beğendim. Brotherhood of War hariç hepsini izlemiştim, onu da yarın izlerim daha :)

domatesli biberli aci sos hazirlaman daha mantikli. Eger yemegin ustune aci sos dokersen tadi cok yapay olur.

Tukaş paprika alınız. Düz makarnaya bile koysanız acayip lezzetli olur. Ciddiyim ve kesinlikle deneyin derim.

a tipinde 9 değer var ama grafikte 3 değer gözükğüyor ort.lamamı alınacak?

şahane yer. daha ne kadar bu kadar güzel ve bakir kalır bilmiyorum bu yüzden mutlaka gidin.

doğayla iç içe olmayı seviyorsanız kesinlikle gidilmeli. tatil süreniz ne kadar bilmiyorum ama atıyorum 4-5 günlük bir tatiliniz varsa 2 gün burda 2 gün kabak koyunda kalarak nefis bir tatil geçirmiş olursunuz.

arabayla gidilmiyor. tekne turu. o da 20-30 liraya patlar.

Yola nereden çıkacaksınız? Eğer istanbul civarındaysanız ve aradığınız şey deniz kum güneş ve sakinlikse saros körfezini tavsiye edebilirim.

tıklık tıklım sahilde nasıl kafa dinleyeceksiniz. sessiz bir göl kenarında bir otele gidin ya da kamp yapın

mesele kafa dinlemekse bence assos tarafina gidin. bir dolu irili ufakli pansiyon var.

kaşı bi düşünün derim. kafa dinlemek için plajları merkezi otelleri mükemmel resmen. ve isterseniz gece için bi iki bar tarzı yeri de var. ama kaş genel olarak acayip huzurlu. eğer ilgilenirseniz bi iki otel önerebilirim.

Cayma bedeli yok artik. Onceden ne kadar indirimden faydalandiysaniz onu oduyorsunuz sadece.

Yani 100 liralik hizmeti iki ay boyunca 40 liradan aldiysaniz 120 lira oduyorsunuz.

eglenemeyecegimi dusunursem tek gitmezdim.

Gitmedim ama bence izlersin fena gözükmüyor. Ben de gitmeyi düşünürken daha ucuz diye 5.kategoriden bilet bakmıştım. Gidemiyorum şimdi ama o zaman da rahat bir yer gibi gelmişti, şimdi bir daha öyle hissettirdi. Gidenler daha iyi bilir tabii ama cevap alamazsan, dışarıdan fikir almış olursun.

Bugün bir arkadaşım gitti. En arkadan bilet almıştı ama en öne oturmuş. Bomboşmuş salon. Aklında bulunsun.

12'den sonra yatiyormus.

Krediler 7'sinde yatıyor zaten.

altıyı yediye bağlayan gece yatar. yedisi pazara denk gelirse cuma-cumartesi de yatar.

merhaba,

konu ile ilgili değişik ayrıntılar var. bazı insanların kredisi ayın 7'sinde sabah/öğlen gibi yatar. bazılarının ki 6'sı gece saat 22.00'i geçince yatar. bazılarının ki ise ayın 5inde yatmış olur. neye göre olduğunu hiç bilmiyorum ancak bunların tamamı oluyor.

Normal de 8 inde yatıyo biliyodum bugün 7 sinde yatmış yani demek ki yatıyormuş.

ne 8'i yahu senelerdir 7'sinde yatıyo. yenilere 8'i mi demişler acep... kyk'dan takibi yapılıyo bakın oraya hepiciği ayın 7'sidir.

alabilirsin evet, hak sahibisin şu an.

evet

evet. durduğun kabahat.

dipnot:babanın vefatından dolayı maaş bağlıysa yeşil pasaport alınamıyor.
öyle bi durum oldugunda önce pasaportu veriyorlar,sonra araştırılıp çıkınca evi jandarma basıyor sanki kaçakmışsınız gibi:)

SGK'da annen üzerinde isen alabilirsin
baban üzerinde isen ve babanın yeşil hakkı yoksa alamıyor olabilirsin bence bi araştır

vitiligonun karizma unsuru olduğu bir dünyada üç numara saçın yakışmayacağı kimse de yoktur.

ilk 5 numarayı dene,eğer beğenirsen 4 veya 3 numaraya yaptırırsın.5 numara ile küçük bi fikrin olabilir,beğenmezsende çabuk uzar zaten.

kulaklar hakkında fikrimiz olaydı?

burun büyükse dengesiz olabilir ama bana yakışıyo aömpül kafalıyım yumurta gibin

kaşlar?

kafatası inişli çıkışlı, goblin gibi bir şeyse olmaz hacı.

kaşların kalın ve burnun büyükse yakışmaz. şahsen ben aynı sebeple ucube gibi oluyorum saçımı kısa kestirince.

hocam maille olmuyormuş bu işler, onu anladım. kapı kapı gezmeniz lazım randevu alıp.

PDF olarak bir sponsorluk dosyası hazırlayın, etkinliği tanıtan. (Madem 5.si önceki etkinliklerde neler yapıldığına da kısaca değinin dosyada, fotoğraf vs koyun.) Daha sonra bu dosyayla beraber etkinliği ve ne için sponsorluk istediğinizi özetle maile yazın. (Öyle sponsor arıyoruz diye olmaz, onlara da bir şeyler sunmanız gerekiyor. Kim katılacak, hedef kitle kim vs.)Mailde görüşme talep edin. Daha sonra maili attığınız kişiyi arayarak maili aldıklarını teyit edin. (Defalarca sponsorlukla düzenlenen öğrenci organizasyonlarının organizasyon ekibinde bulundum. Biz hep bu yolu izledik.)

evet maille olmuyor malesef, her gün tonla mail geliyor, malesef dönmek bile zor geliyor. randevu alıp gitmen lazım.

11223 415678976*/ -13& şeklinde. ben anladım, çok doğru söylüyor.

ティーン には 消極的から 卵を 殻

00.30da başlayacak koç, öğrencileri içeri almaya 23.00da mı ne başlayacaklar hatta, bugün bilkentte

Ooo yarım da mı başlıyormuş. Ben de gideyim diyordum da işte kaçta biteceğini kestiremedim.

Saat 00.30 yazar ama rahat yarım saat geç başlıyor.Konuk sağlam üniversite sağlam güzel bir program olur.Konuğu merak edenler İlber Ortaylı.

müzik çok olmazsa ve yolu kapatmazsanız bir şey olmaz. eğer müzik olursa ya da bir dükkanı vs rahatsız edebilecek bi durum olursa şikayet ediliyor zabıta kaldır diyor ceza falan yazılmıyor. izine gerek yok almaya çalışırsanız da vermezler büyük olasılık

korkarak kitlenirsen etmez (salgıladığın hedelerden hissediyorlar)
üstüne yürü demiyorum ama bağırarak ve koşarak sana gelen bi köpeğe, bağırarak ve hamle yapacakmış gibi karşılık vermelisin. cüsse olarak büyüktür her zaman insan. köpekler de (koruduğu özel alanına filan girmediysen) sırf psikopatlık olsun diye kendinden büyük bişeye saldırmaz durup dururken... yüksek ses çıkarınca meydan okumuş olursun ve cesaret edemez sana yaklaşmaya

saldırganlığa meyilli olduğunu farkettiğiniz köpek gördüğünde adımlarınızı yavaşlatmak epey etkili oluyor. durmak nasıl bir etki yaratıyor bilmiyorum, hiç denemedim. fakat adımları hızlandırınca acayip işkilleniyorlar ve saldırganlıkları artıyor.

ek olarak, köpeğin burnu çok hassas yeri. olur da bir şekilde size saldırırsa, burnuna sert bir darbe indirirseniz bu köpeği çok sersemletecektir, hatta darbenin büyüklüğüne bağlı olarak bayılabilir de.

size zarar verme amaçlı (bazıları oynamak için atlar üstünüze çünkü, ondan belirttim) üstünüze atlamış bi köpeğin burnuna vurmaya çalışırsanız, muhtemelen o kolunuzu havada kapar ve çeneyi de kitler. bence yapmayın...

gerçi bi köpeğin bu kadar tahrik olması için, koruduğu alana (eve bahçeye vs) girmiş veya sahibine lölö yapmış filan olmanız lazım. o kadar da zorlamazsınız şansınızı bence :)

kedigillerde denildiğine göre elleri havaya kaldırıp bağırarak veya ağzı açıp sesler çıkararak üstüne yürümeniz gerekiyormuş. video aradım ama bulamadım. puma tadama doğru sokuluyordu hızla adam kolları açtı hayvan gibi bağırmaya başladı kedi durdu önce kafayı eğgi pusuda bekler gibi adam adım attı kedi sindi sustu adam adım atıp kükrer gibi brutale girdi kedi yana hareket etti sonra ufak daireler çizdiler birkaç adım sonra kedi döndü hızla gitti. nedeni ise cüsseni büyük göstermek için ellerini kaldırır ve bağırırsan senin saldırma ihtimalini düşünerek geri dururmuş ancak erkek aslanlar ve bir kaç şey için bu yemiyormuş.

köpek videodaki goril de dahil sanırım birkaç tür ise tam tersi tepkisiz kalınmasına karşılık ataktan vazgeçiyorlar. birkaç defa başıma geldi gece yürüyüşlerinde köy ve orman içi yollarda birkaç kişi olarak yürürken vahşi veya çoban-köy köpekleriyle karşılaştık. deli gibi havladılar ancak göz teması kurmadan umursamadan geçtik. eğer sağlı sollu geçiyorlar ve yürüdükçe bağırıyorlarsa durduğumuzda şaşırıyorlardı. sessizleşiyorlardı. bağırdıkça durduk havladıklarında gitmeyeceğimizi farkedip bizi kovmak için bağırıyorlardı. ancak yolunuzu kesmeye çalışan bir köpek ise o durumda durmanın anlamı yok. o alanını savunmak için saldırmayı göze alıp karşınızda duracaktır. bu noktada elleri kaldırmak vs tehdidin büyük olduğunu belirtir ve çoğu köpek mücadeleyi tercih eder. sadaket ve değerler doğrultusunda sanırsam. bu yüzden her durumda durmak işe yaramaz.

bu durum vahşiliği arttıkça değişken oluyor. örneğin yaban domuzları cüsselerine güvendiklerinden çok büyük gürültü kükreme vs duymazlarsa karşısındaki insana saldırmaktan çekinmez. ellerinizi kaldırmanız falan da işe yaramayacaktır. zaten hayvan bodoslama koşuyor oluyor. bu durum için önerilen şey orman içi ise çeviklik farkından yararlanmak. domuz sizden hızlı koşar ancak hantaldır cüsseden dolayı. bu yüzden zigzag koşmak ve ani yön değiştirmek işe yarar derler. yine görüş açılarından ve gözlerinin konumlarından dolayı geyik vs gibi türkler için bu zigzag durumu geçerli.

kaynak:sayısız köpek karşılaşması 5 defa yabandomuzuyla karşılaşma 1 defa koşmak zorunda kalma tahminen tilki falan da birkaç sefer oldu. bir defa kurtla karşılaştım ama kurtlar da tek gezmezler diyerek tabanları yağladım asla durup bakmadım bilemiycem o yüzden. ha bir de ilk kedi-aslan-puma tarzı şeyi yaşamadım umarım da yaşamam. ters tepme ihtimali mevcut.

göz teması kurmamak çok önemli.
göz teması kurmayın ve mümkünse rahat bir enerjiniz olsun.
yani onun farkında bile değilmiş gibi sakin bir şekilde geçip gitmeye bakın.
köpekler arkadan saldırmazlar.
genelde ya kendi bölgelerine girildiği için kendilerini tehdit altında hissettiklerinden ya da sahiplerine bir şey yapıldığı için saldırırlar.

sokak köpeğinden bahsediyorsak zaten sahip durumu söz konusu olmaz.
ya alanına girmişsinizdir ya da elinizde, üstünüzde tehlikeli olduğunuzu düşündürecek bir şey vardır.
mesela köpekler çarşaflı kadınlardan, çöp toplayan adamlardan, çok yavaş yürüyen bastonlu dedelerden vs genelde hoşlanmazlar.
çünkü hepsinde normale göre bir tuhaflık var.
böyle şeylerden huylanırlar.

yani aslında hiçbir köpek gelip durup dururken kırt diye ısırmaz.
havlayan değil, hamle yapmak için pozisyon almış, hırlayan köpek daha tehlikelidir.
havlarsa sizinle konuşuyor, gitmenizi istiyor, uyarıyor vs demektir.
tehdit olmadığınızı anladığında zaten peşinizden gelmez.

bunun dışında eğer sürüyle karşılaşırsanız lideri sakinleştirin, hepsi sakinleşir.

köpeklerle konuşmak da çok işe yarar, ama gerçekten çok soğukkanlı ve köpekleri seven-tanıyan biri olmanız lazım.

mesela vücut dili konusunda cesar millan'ı (the dog whisperer/köpeklere fısıldayan adam) izleyip çok şey öğrenebilirsiniz.

hocam cesur bir adam değilimdir. ama bir defa yanlışlıkla bir köpeği sinirlendirdim. hırladı, dişini gösterdi. %99 ısıracaktı. bi karar vermem gerekiyordu.

ben de kararı verdim. köpeğe doğru hareketlenip sesler çıkardım. vücudumu da ona doğru eğdim meydan okurmuşçasına. valla yaptığıma o an ben bile inanamıyordum, köpeğe hırlıyordum resmen.

birkaç saniyede pıstı hemen. ben de hiç bozuntuya vermeden uzaklaştım.

belki saldırgan huylu bir köpek olsaydı tillahımı sikerdi bilemiyorum.

@kamera motor:

köpeğe yüz yaklaştırmak meydan okumak demek oluyor.

insanlar da böyle mahalle kavgalarında falan alınlarını yaklaştırır hatta.
pes eden taraf o olmasaymış, dediğiniz gibi bir sonuç oluşabilirmiş.

o yüzden tanıdığınız bir köpek olmadıkça, hatta kendi köpeğiniz olmadıkça oyun oynarken bile yüzünüzü pek yaklaştırmayın.

bir de derler ki herhangi bir canlı - insan hariç hayvan türlerinin tamamı için geçerli - yüzün olduğu uzvu boynu yere yaklaştırmak yani başı öne eğmek anlam ifade ediyor.

-ilki göz teması kurmadan, demek oluyor ki itaat ediyorum. lider alfa karakter sürü içindeki tensiyonu burdan kolaçan edermiş. diğeri ise göz teması kurarak, bu da saldırı planlaması imiş. zaten pusu kurmuş yere saldırma moduna girmiş hayvanlarda vs görülüyor açıkça. yüzün yüze yaklaştırılması da yine bu yüzü eğmeyi gerektirdiğinden o anlama gelebiliyor.

başın havada olması ise insanlarda küçümseme ve diklik iken insan haricindeki hayvanlarda durum farklı. bu biraz dostça bir ifade oluyor hatta kimi zaman cinsel talep. yavru köpeklerin oyunlarını izlerseniz birbirlerini ısırmalarına rağmen boynu açıkta tutup niyetlerini belli ettikleri gözlenebilir.

çömmek işe yaramıyor bu arada ekleyeyim.

bir de babamın acayip ilişkisi var köpeklerle anlamış değilim. ben uzak durur veya dediklerimi uygularım ama babam umursamaz. havlayarak yırtınan köpek varsa patır patır yanına yürür "ulan eşşek ne bağrıyon kulağımın dibinde hıyar ağası" der kalın sesiyle. köpeği döver gibi sever başına pat pat vurarak. köpek ondan sonra ayrılmaz peşinden babamın. ben yaklaşsam direkt hırlar.

bunla ilgili teori ise köpeklerin vahşi geçmişlerinde ve içgüdüsel durumlarında lider köpeğe ihtiyaç duymaları. yani beta karakterlerin karşısında emin duruş onların güvenini ve bağlılığını kazandırmaya yarıyor. ha sürü lideriyle karşılaşır da aynısını denerseniz sizi tehdit olarak görüp bu davranışınızı düello olarak alabilir. bilemem.

fazla zorlama. sakatlanır iyice kötü olursun.

iki gün ara verdiysen bügun git bence. öncesinde bi kas gevşetici al, kas ağrısı güzeldir hoştur. hamladığından oluyor bunlar zorlamayla alakası yok.

Isınma hareketleri yaptıktan sonra istek/amaç doğrultusunda zorlamanda bir sakınca yok.

acı olmadan bu iş olmaz zaten git sen

çivi çiviyi söker derler, gerçekten de öyle oluyor. kesinlikle gidin, ara verirseniz yine başladığızda yine ağrı çekersiniz.

Invicta alıp gümrüğe takılan çok az kişi var. Genellikle takılmıyor.

Ayrıca taşıma bedeli dahil değil. Hesabı hatalı yapmışsın. Ürünün bedeli için 75 Euro sınır var. Taşıma bedelinin ürün bedeliyle bir ilgisi yok. İlgili yasada da bu böyledir. Bu ürün normal şartlar altında da takılmaz zaten senin anlayacağın.

www.etohum.com

....
Ekşi sözlük çıktığında wikipedia, everythingto gibi siteler ve otostopçunun galaksi rehberi kitabının yazarı Douglas Adams’ın geliştirdiği gibi siteler yok o zaman.

Sedat Kapanoğlu yazılarda ilginç kelimelere ilginç linklere “bakınız”lar vermenin mizahi yönünden hoşlanıyor. Böyle bir veritabanı olsa ve içinde aklımıza hayalimize gelebilecek her şey bulunsa diye düşünüyor. Ve böyle bir şeyi imkansız kabul ederek fikri kenara atıyor. 1997 yılında Douglas Adams’ın “Otostopçunun galaksi rehberi” kitabını okurken kitapta böyle bir şeyden bahsedildiğini görüyor. Yani kainatta herkesin içine girdiği bir bilgi kaynağından bahsediliyor. Fikir çok ilginç geliyor ama sözlükle hiç eşleştirmiyor. Sedat Kapanoğlu 1998 yılında mizah yazıları yazmaya devam ediyor, ftpden upload edip sonra bunlara tasarım koymak zor gelmeye başlıyor. Programcı olduğunu fark ederek bunu kolaylaştıracak bir altyapı geliştiriyor. Bunu geliştirirken “bakınız” da olabilir diye aklına geliyor. Ve sözlüğün konsepti ortaya çıkıyor.
...

Sözlüğü ilk başta belli bir kesime açmak ve bir kesimi hariç tutmak gibi bir niyeti olmayan Sedat Kapanoğlu, Douglas Adams’ın kitabında da herkesten bahsettiği gibi herkesi dahil etmeyi amaçlıyor. Fakat bir süre sonra denetim yükünü karşılayamıyor. Mesela Wikipedia herkese denetleme yetkisi vererek bu yükün altından kalkıyor. Mecburen durdurmak zorunda kalınca, barın önünde biriken insanlar gibi burada ne var neler oluyor diye meraklı kuyruklar oluşuyor.

ya da şu;
(bkz: haftalık dergisi ssg röportajı)

"- bu fikir nasil geldi akliniza?
1995 yiliydi. boyle bir sey ne kadar eğlenceli olur diye dusunmustum. iki yil sonra douglas adams in otostopcunun galaksi rehberi adli bir kitabini okudum. kitap, kainatin her yerinden yazarlarca guncellenen devasa bir bilgi kaynagi gibi bir kavrami anlatiyordu.1999 yili subatinda eski kiz arkadasimla birlikte yaptigimiz sour times isimli bir icerik sitesinde yazdigimiz seyler, komik ama insanlara bilgi verir durumuna gelmeye baslayinca 14 subat aksami sunu yapivereyim diye oturdum. 15 subat geceyarisi da siteyi actik."

vaay. sözlüğün burcu kovaymış. geceyarısı haritasını çıkardım yükselen akrep, ay aslan. vuhhuuuu. dolunay.
sedat beye biri sorar mı saat tam kaçta açmış sözlüğü ve nerde ikamet etmekteymiş o sırada.