Ekşi Duyuru

Görünmesini istememe dışında böyle bir hesabım var birebir aynı sorduğunuz durum. Kişisel hesabımda rehberi bağla seçeneği işaretli değil, kurumsal olanda işaretli. Ona rağmen gelen takip isteklerinden anladığım kadarıyla kişisel hesap gözüküyor o şekilde öteki gözükmüyor. Tahminimce ilk aldığınız hesaba yonleniyor bir şekilde.

Rehber bağlama olayını bilmiyorum ama eğer iki hesap arasında iletişim olmazsa (mesela takip gibi) birbirine görünmüyor. Ama etkileşim olursa o zaman takipçi önerileri yapıp duruyor.

photoshopta healing brush tool ile biraz uğraşıp kaldırırsın çok karışık bi yerde değilse

Sigortam.net bir nebze düşük fiyat verebilir ama kaza anında birine ulaşmak, destek almak zor olacaktır. Tavsiyem tanıdığın bildiğin sigorta firması üzerinden işlem yaptırman yönünde olur. Ama arada büyük fark varsa, yine çevrendeki bir başka sigorta firmasına danışabilirsin.

Axa, Anadolu ve Allianz kapsam ve geri ödeme konusunda pek problem çıkartmadı bana şimdiye kadar.

trafik sigortası o kadar önemli değil ama kaskoda çok detay var. örneğin bir hasar durumunda belli bir miktara kadar ücret talep edebilir ya da pert durumunda aracın tamamını ödemeyebilir gibi.

Poliçe detaylarını kontrol edin.

yetkili servise gidebiliyor musun, kendi özel servisine mi git diyor?
orijinal parça mı, yan sanayi mi?
ihtiyari mali mesüliyet ne kadar? (düşük fiyatlı poliçede bu 100.000TL falandır) Bunu bütçeniz el verdiğince yüksek tutun.
Yedek araç veriyor mu, veriyorsa ne kadar süre?

ihtiyari mali mesuliyet var mı ek poliçeler neler bunların hepsine dikkat etmek gerekir. ben genişletilmiş paketlerden yanayım az daha veririm ama çoğu şeyi teminat altına alsın isterim. sigortacıdan yaptırsanız bunlara daha rahat cevap alırsınız en azından

Sesi kesince uyanmıyorsa hiçbir yere yükleme derim. Senin sesinle uyusun, çocuk gerçek sesle kaydı gayet rahat ayırt eder, bence yapma.

beyaz gürültü cihazları var. ille pişpiş sesi olması gerekmiyor diye düşünüyorum. süpürge, çekirge sesi vs var. onlarda da uyur bence. mesela: www.hepsiburada.com

eğer ille de pişpiş sesiyse, bir tablet veya harici hoparlör de iş görebilir.

Dikte cihazı?

ben mp3 çalarıma mp3 şeklinde yükledim, aux kablosuyla da bluetooth hoparlöre bağladım. oradan açıyorum genelde.

ayrıca telefonuma da indirdim aynı dosyayı. direkt oradan da açabiliyorum.

Build a bear ayıcıkları var, hem kendin dizayn ediyorsun hem de sesli not yükleyebiliyorsun içine. Ama işte sanırım biraz tuzlu.

Bu alete sd card ile mp3 olarak yükleyebilirsiniz istediğiniz sesleri ister sabaha kadar açık bırakabilirsiniz, isterseniz yarım-bir-birbuçuk saate ayarlayabilirsiniz çalışmasını... Ayrıca içinde bebekler için hazır sesler de var. İstediğiniz sesi tek tuşla çalıştırıyorsunuz. www.tchibo.com.tr

hafıza kartı girişli bluetooth hoparlör. hem kendin için de kullanabilirsin.

Enpara. Ama ayda 3 kere.

Garanti Bankası da yapıyor. Erteleme veya taksitlendirme şeklinde. Platinum kart.

maaş müşterisi isen ziraat de yapıyordu.

ziraat maaş müşterisi değilim bana da yapıyor faizsiz

Bazen vakıf da yapıyor ama tam çalışma prensibini anlamadım geçen züccaciyeden 400 liralık sey aldım onu taksitlendirmeme izin verdi masrafsız.

Enpara zaten yazılmış

Asker sinyal bozucu kullanıyor orada. Çalışmıyor o yüzden. Kablosuz kulaklıklar bile düzgün çalışmıyor.

Askerden ziyade Beştepe ile ilgili sinyal kesici (jammer) kullanımı söz konusu. Havada da GPS sinyali tutarlı değil saray çevresinde.

Jammer var.

kuvvet komutanlıkları civarında iyi çalışmıyor. jammer var. akdeniz caddesi civarını kapalı yol olarak gördüğü için rota bile vermiyor bazen. tıklayıp seçmek lazım.

hukuk düşüncesi olacaksa uluslararası ilişkiler daha isabetli olabilir. olmayacak ise ingilizce işletme her zaman iyidir. bu müfettişlik hangi alanda hedefliyorsunuz? asıl bu en belirleyici kriter olmalı seçiminizde. zira müfettişlik sınavları sağlam bir alan hakimiyeti gerektirir.

4 yıl harcayacaksanız kesinlikle hukuk okuyun. İşletme, uluslararası ilişkiler için AÖF'te 4 yıl harcamaya değmez. Adalet okuyup hukuka geçiş yaparsanız 4 yılın sonunda avukat olma şansınız oluyor. Bu arada AÖF'ün İngilizcesinden bir şey beklemeyin. Ben adalet bitirdim. Almanca seçmiştim yabancı dil olarak. Düzey yeterince yüksek değil. Zaten eğitim materyalleri yetersiz. AÖF dışında bir üniversitede ikinci öğretim okumak da mantıklı. Uzaktan eğitimi de araştırın. Hiç değilse canlı derse katılırsınız. AÖF mezunu damgasından kurtulursunuz.

AÖF mezununu mülakattan geçirmezler üzgünüm. İşletme basit bölümdür uzaktan eğitim programları var İstanbul üniversitesinin falan onları araştırın

Hacettepe uluslar mezunuyum derece yapmasam bir yere giremezsin iş yapmaz. Genelde mülkiye kamu mezunu alıyorlar

Giremezdim*

anadolu aöf'te sınava girmeden okuyabiliyorsunuz 2 ya da 4 yıllık. İnternet sitesinden daha iyi bilgi edinebilirsiniz

www.anadolu.edu.tr

evet okuyabiliyorsun, ben geçen yıl kaydoldum ama ikisini birden yürütmek çok zor. bir de normalde harç parası vermyecekken, TAÜ açık öğretim öğrencilerinden harç parası alıyor. boşu boşuna 300 küsür TLden oldum.

bebegin profilindeki fotograf yuklenen alana tiklayinca cikiyor bilgiler, oradan degistirebiliyorum ben anne olarak.

Kilo değiştiremedim @in vino veritas

kiloyu da kilo yazisinin ustune basip degistirebildim ben :)

Aile sağlığı merkezinde takibinizi yapan hemşire veya ebe giriyordur muhtemelen.

calisip calismadigini bilmiyorum ama, guncelleriz derken yeni piyasaya surulecek asilar icin demistir muhtemelen. yoksa biz asi olduysak bize ne faydasi olacak bu guncellemenin? yazilim degil ki asi olanlar guncelleme alsinlar, ya da her varyant icin bir asi daha olacak degiliz. valla bu isin b*ku cikti. daha dogrusu ayni grip asisi gibi olacak sonucta, her yil bir onceki virus susu icin bir versiyon cikacak. eyyorlamam bu kadar

Tesiri düşüyormuş. Muhtemelen güncelleyecekler aşıyı ilerde

%64 dediler, simdiden 3. doz icin pfizer bastiriyor fda'ya

aşı olman gereken süre gelmişse randevu varmış yokmuş ona takılmıyorlar. vatandaş yeter ki aşı olmak istesin, gel ne olursan gel modundalar. he yok sen 4 hafta dolmadan önce gitmekten bahsediyorsan o zaman kovarlar.

Akşama aldığın randevuya aynı günün sabahı gitsen aşını yaparlar ama başka gün gidersen kovulma ihtimalin var gibi.

Dün AVM'deki aşı merkezine sordum bu soruyu. Aşı hakkınız varsa randevu olmasa da vururuz dediler.

Bakanlığın 2. Aşıyı olabileceğim en erken tarihi 10 Temmuz. Ben bugün yaptırsam olur mu?

asm'de 6lı paketten artanları randevusuz gelenlere yapıyorlardı. ama o anda aşı olacak 6 kişi tamamlanınca gelen birini yarın gel diyerek geri göndermişlerdi. bence gidip şansınızı deneyin. hatta tel no bırakarak boşta doz kalırsa arayın diyebilirsiniz. çünkü gördüğüm kadarıyla dozlar ziyan olmasın diye birilerini arıyorlar.

ilk sigortam acibadem'di cok memnundum. sonra sirket degistirdim yeni sirket ben gectigim donemde allianz sigorta yaptiriyordu beni de omur boyu yenileme garantili olarak transfer ettiler. allianz'dan da memnunum genel olarak. ikisi de iyi sirketler batmalari zor diye dusunuyorum.

biz axayı seçtik.

Aile soykırımdan kaçıp ABD'ye yerleşmiş olabilir. Daha ayrıntılı araştırma yapmak isteyenler için ipucu olabilir.

Resmi kurumlarda (hastane dahil) Formlarda hep race kısmı oluyor abd’de. Black, white, asian gibi seçenekler oluyor şıklarda da.

Ornegin white degilsen universiteye giriste sansin daha yuksek. Benzer sekilde ailede universite okuyacak ilk kisi sen olursan onceligin oluyor. Is bulmak istersen de cesitlilik olmasina dikkat ediliyor.

Bu arada Turkiye'deki unlu kisilerin sayfalarina da bakin "born into an Armenian family" vb seklinde seyler de yazar. Yani her kisinin sayfasinda yazar. Almanya'daki kisilere bakarsan "born into a Turkish family" diyecektir.

Atiyorum unlu kisi bir gazetede, dergide roportaj sirasinda kendini anlatiyor, Wikipedia da o bilgiyi kullaniyor, abdye ozgu degil. Yeter ki bilgi olsun. Kisi aile ici siddete maruz kaldi, okulda bullylige maruz kaldi falan gibi seyler de olabiliyor sayet o kisi bahsetmisse daha onceden, wikipedia'da kullanir yani. Sehirlerle ilgili bilgiyi de nufus sayimlarinda cekiyorlar genelde, kendinizi hangi etnik kimlige ait tanimlarsiniz diye soruyorlar sayimda. Devlet dairelerinde vs de anketlerde soruyorlar, yararli da olabiliyor, siyahiler genetik olarak prostat, seker hastaligi riski daha fazla vs

Bana sadece race mevzusu değil de, Amerikalıların genel olarak bi istatistik/data takıntısı var gibi geliyor. NBA'de 50 yıldan beri kim kaç blok koymuş onun bile kaydı var.

Güzel bişey ben seviyorum. Bişeyi merak edip bakacağın zaman her şeyin kaydı çıkıyor. Genel olarak araştırma yapacaksan, önemli bi konuda karar vereceksen veriye ulaşabilmek faydalı, o yüzden kaydediyorlardır.

temiz bir yandex hesabı açıp linke gelip yandex disk'e kaydet diyerek. artık arşiv senin

Aranızda hala link vermeyenler var. Sağlam arşivse sal zehri buraya hocam

gmail drivea indir ve sal zehiri aynen.

kargoya verince çekerler parayi.

ben de başka bir ürün almıştım 1 hafta sonra kargoladılar, kargolayınca çektiler parayı.

En kotu ihtimal satıcı iptal eder.

Normalde Amazon göndermediği ürünün satışını onaylatmiyordu en son aşamada. Siz Amazon dışı bir satıcıdan mi aldınız acaba?

chate baglanip sorun. ama no international shipment yazan urunu zaten alamazsiniz da ilk basta.

sizin aldiginiz satici ile sonra baktiginiz satici ayni mi farkli mi ?

Satıcı bizzat Amazon arkadaşlar kontrol ettim.

Amazon tr den 1.9 lt 2 adet termos aldım. 2 gün önce. 1i güzel ama diğeri deforme olmuş şekilde geldi. Eski kalitesi kalmamış diyorlardı. Haklı olabilşrler. Malzeme defoluydu çünkü. Boyası vs temizdi.

Yılda 12.500 km ile ortalama bir aile kullanıcı kadar kullanılmış diyebiliriz. Senede bir tatil ona 3k km gitmiştir. Kalan 9k da Ayda 800km iş ev yapmıştır.

istanbul'da ortalama iş mesafesi tek yön 20 km civarı desek. günde 40, biraz hafta sonu biraz da tatil gezmelerini de ekleyince ayda ortalama 1500 diyelim. yılda 18.000 km. evet az kullanılmış diyebiliriz.

bence çok normal bir mesafe. az değil, çok da değil. bir arkadaşımın arabasını 4 yaşında 6000 km'de (altıbin) sattım. benim şirket arabam 3 yılda 85bin km yapmıştı.

2017, 1 agustosta aldıgım araç 30.015km de şu an.

yıllık 20 bin km ortalama değerdir. 20 binden az ise az gitmiş sayılır.

bence gayet az. dizel ise çok çok az.

ama trafiğe çıkış tarihi model 17 ise belki 18 dir ve yillik 16 civarı yapmıştır. yine az, 20 altı normal 15 altı az bence.

kime göre az? bana göre az mesela. özellikle dizelse çok çok az.

Saklama koşulları uygun olmazsa devlet te para verip aldığı aşıyı teslim etmez sanırım. Sizden para almıyorlar ama devletten alıyorlardı belki

Aksine özel hastanenin kaybedecek daha çok şeyi var (bkz. müşteri). Aşıları güvenli şekilde saklamadıkları ortaya çıkarsa isimleri lekelenir. Bence daha önemli olan, sosyal mesafenin tüm süreç boyunca en iyi şekilde korunabildiği hastanede aşı olmak. Aşı olmaya giderken virüs kaparsanız aşının bir faydası olmayacak.

Sigorta şirketleri olağan dışı durumlara karşı kendilerini de sigorta ettirirler. buna sigortacılık dilinde Reasürans denir. Yani sigorta şirketinin sigortasıdır.
Dediğiniz gibi bir durumda Reasürans şirketi devreye girerek haklarınızı alabilirsiniz.

mezunlar bile giremiyor. öyle dan diye girilir mi? teknokent tarafına girip ordan yürüyebilirsiniz ancak.

içeriden birinin sizi ziyaretçi olarak sisteme kayıt etmesi gerekli.

Öğrenci ya da çalışansan stickerın varsa araçla, yoksa yürüyerek girebilirsin. Onun dışında pandemi sebebiyle misafire, mezuna okul kapalı şu anda.

taksitli borç varken kapatamazsın. borcun tamamını isterler kapatmak için.

alışverişe kapatabilirsin, her türlü kullanıma vs. aynı kart no üzerinden ödemeye devam edersin.

taksitli borç varken kart kapatabilirsin borcun tamamını kimse isteyemez. Defalarca kart kapattım bu şekilde.
Kapattığın kart deaktif görünür artık harcama yapılamaz o karttan ama hesap özeti vs gelir ödemesini de yapabilirsin istediğin şekilde.

kartı kapatırsanız ekstreliriniz aylık gelmeye devam eder. eski kart görünmez ama o kart numarasına ödeme yapabilirsiniz.

mobil uygulamaya girebilirsiniz.

kartı neden kapatmak istiyorsunuz. güvenlik içinse kartı kapatmadan yeni kart isteyebilirsiniz. kart numarası vs değişir.

kapatıp tekrar başvurduğunuzda çıkmayabilir veya düşük limitli çıkabilir

Bulgaristana gönderiliyorsa bana gönder ben türkiyeden sana gönderirim.

@duptıs çok sağol ama sadece Amerika’ya gönderiyor site.

ben gonderebilirim ama gumrukten gecer mi emin misiniz ? dhl arayip sorun onlar biliyor mevzuati. ama % 99 gumrukten gecmez bence.

size onerim amerikada yasayan turkler gibi fb da sayfalar var, oralara yazin. adrese gonderirsiniz valizine koyup getirir birisi. mutlaka yardimci olan cikacaktir, boyle duyurular goruyorum ve getiriyor insanlar.

ama dedigim gibi ben kargoda yaparim gumruk mevzuatini ogrenirseniz.

doktor recetesi ile gumrukten geciyor olabilir onu sorun

@oscar verdiğiniz bilgiler ve yardım etme isteğinizden dolayı teşekkür ederim. Dhl’yi aradım. Gümrüğe bağlandım. %100 takılır dedi. Dediğiniz gibi. En iyisi gelecek olanlardan rica etmek.

recete ile de takilir mi onu sordunuz mu ?

Bu durumda dedigim gibi, amerikada yasayan turkller, ny da yasayan turkler, turks in houston gibi gruplae var. oraya yazin, konu bebek olunca mutlkaa yardim eden cikar.

Haziran da benim de gelme durumum var, ben unutursam 10 haziran gibi bana da mesaj atin.

@oscar reçete ile de takılır dedi. sorun yaşıyorlarmış hep.

Bildiğim kadarıyla 3 sene baştan başlıyor, kesintisiz olması gerekiyor. Hatta aynı sigortada farklı poliçelere geçişte bile yeniden başlayacağını söylemişti sigortacı. Benim bilgim bu şekilde

Yok aynı sigorta şirketinde devam etmeniz gerekiyor maalesef, kesin bilgi.

Sigortacı değilim. Hastaneden çıkarken size verilmiş bir belge olması lazım: kızınıza yapılan kan ve işitme testlerinin olduğu. Uzun zaman oldu ama bu belge yeterliydi benim durumumda.

yapılan işlemleri yazan bir rapor
taburcu olduğu bölüme müracat edeceksi, devlet hastanesi ise dilekçe yaz ver

öncelikle allah analı babalı büyütsün.

hastane nasıl beceremedi yahu? mevzuata göre, talep ettiğinizde, hastane bunu size ücretsiz olarak vermekle yükümlü.

epikriz; hastaların kabulünden çıkışına kadar geçen süreci özetleyen, hekim tarafından düzenlenen belgedir. (şu işlem yapıldı, şu test yapıldı, şu ilaç verildi, çıkışı şu şekilde oldu vb.)

kizim 5 yasinda, ilk dogdugunda yapmistik bizde; ilk 10 gunun sonunda yapilmisti galiba, sadece tc no vermistik diye hatirliyorum

reklamindan gordugun kadariyla ismail altunsaray. yanlis hatirlamiyorsam o da kirikkale-kirsehir yoresinden zaten.

Anne yarım saatte bir emzirsin. Gün içinde ne kadar çişli bez çıkıyor? Doyup dolmadığını çişli bezden anlarsınız. Biberonla mama vermeye devam ederseniz süt azalır sakın yapmayın. Her dakika memede dursun.

bugün devamlı memede tuttuk ama karnı doymadığı için ağlayıp durdu. akşam 20'de mama vermek zorunda kaldık. mamayı büyük bir güçle emdi. ağzından çekemedik. sonra hemen uyudu. hala uyuyor. mama vermek istemedik ama mecbur kaldık. aç kalmıştı. bugün 4 tane çişli bez çıkardık.

aç kalsa uyuyamazdı. doymuş. memede kaldıkça süt salgılanıyor-muş. ben 8 ay önce doğum yaptım ve emzirmeyi öğretene kadar gece yarısı üç-dört saat uğraştığımı biliyorum. pes etmeyip deneyin. emzirmek bebek için hem inanılmaz faydalı hem çok pratik hem de ekonomik.

Bebişiniz sağlıkla büyüsün inşallah.
Bizimki biraz erken doğmuştu, hemen emzirdim çok az süt geliyordu ama ısrarla emzirmeye devam ettim. Süt öyle bir şey verdikçe artıyor zaten bebeğin ihtiyacı da zamanla artıyor, başlarda 30 ml kadarla doyuyorlar.
Mama verin eğer doymuyorsa ama şöyle verin önce anne emzirsin ardından mama. Sütle belki doysr mamayı içmez böylelikle. Bir de biberonla değil enjektörle verirseniz memeden uzaklaşması da engellenir. Biberonla cort cort çekiyorlar kolayına geliyor sonra memeyle uğraşmak istemiyor uyanıklar :) gece uyuyor da olsa en az 1.5 saatte bir uyandırıp emzirin.
Aç kalmasın sakın, sarılık olabilir sonra. Bizde olmuştu petişan olduk geçene kadar.
Sütüm yok diye düşünmesin anne, inanılmaz etkiliyor bu düşünce ve moral. Dut kurusu iyi süt yapıyor bir de. İlk bebekte maalesef herkes bi şey diyor ve insan deliriyor, kaynanalara falan deyin de kızım dütün gelmiyor mu sç mı bebe falan diye anneyi darlamasınlar. Allah kolaylık versin:)

birkaç saat içinde gelmesi lazım. göğüs pompası kullanabilirsiniz.

hastanedeyseniz süt getirici pompalar olması lazım. bi sorun hemşirelere mutlaka vardır. dışardan aldığınız pompalar bu konuda çok verimli olmaz. zaten bir kerelik sütün gelmesi için kullanılacak.

Herhangi bir problem yoksa siz emzirdikçe gelecek. zaten ilk gün gelecek süt miktarı çay kaşığı kadar filan olacak. moralinizi bozmadan emzirmeye devam edin.

İlk gün çay kaşığı kadar gelir öyle foşur foşur beklemeyin. Bebeği hep anne koynunda tutun. Hep emsin gelir merak etmeyin. Sakın mama biberon vermeyin.

bebek annenin koynunda dursun tenine temas etsin. anne bol bol opup koklasin bebegini. hemsireler demedi mi bir sey? sutun gelmedigini nereden biliyorsunuz belki bebis emiyordur, kakasi cisi normalse sut geliyordur zaten damla damla gelir ilk gunlerde.

Hastane doğum raporu verecek, onunla baba nufus müdürlüğüne gidip kimlik çıkartacak.

Hastane, e-devlet üzerinde doğumu kaydediyor. Baba nufüs müdürlüğüne gittiğinde sistemdeki doğum belgesi ile işlem yapılıyor.

İsmi soruluyor, (bazı görevliler küçük kağıda yazdırıyor yanlış olmasın diye) bir de din hanesine ne yazılacak diye soruyorlar. Sonra geçici nufüs belgesi basılıp veriliyor. Burada TC kimlik no'su vs. de belirlenmiş oluyor.
Sonra bir kaç gün içinde kargo ile nufüs kağıdı adrese gönderiliyor.

Bazı hastaneler, biz sisteme kaydettik, basılı belge vermemize gerek yok dese de alın siz basılı.

hastane kağıt veriyor. e devletten yeni doğan kayıt randevusu alıp gidiyorsunuz. sonra kimlik kartı geliyor.

artık hastane kağıt vermiyor, nufusa doğrudan bildirim yapıyor.

nufüs müdürlüğüne sıra almadan gidip kaydınızı yaptırıyorsunuz.

Yunanlıkla alakası yok. Dedesi 50 sene Yunanistan kralı olmuş ama onun da Yunan kanı yok.

soyu victoria'ya dayanıyor ama aile ağacı alman kökenli. Teknik olarak kraliçe ile uzaktan kuzen. Avrupadaki tüm kraliyet aileleri akraba zaten. Romanovlarla da bağı vardı yanlış hatırlamıyosam. Danimarka prensi zaten.

Hatta birinci dünya savaşına giren ülkelerin krallarinin üçü kuzendi diye hatırlıyorum.

Zaten doğduğu döneme bakarsanız Avrupa'daki tüm monarşiler akraba.
Hatta yanlış hatırlamıyorsam 2. Nikolay'ın dayısı Philip'in amcası yada dedesi olması lazım.

Bana göre dünya savaşları biraz da aile içi çekişmedir bu yüzden swh.

Yukarıdakilere ek olarak şu anki İngiliz monarşisi de Alman kökenlidir. (Sachsen-Coburg und Gotha). Rus Çarı ile Elizabeth'in dedesi kuzen. 1. Dünya Savaşı'nda Rus çarına yardım etsem mi etmesem mi diye düşünürken, kendi ailesinin geleceği adına (monarşilerin yıkıldığını görüp) yardım etmiyor. Sonrasında Almanlara karşı oluşan nefretten dolayı ailenin adını Windsor olarak değiştiriyorlar.

Kraliçenin kendisi de kocası da Alman. Prensin farkı, bağlı olduğu hanedan zamanında Yunanistan'da ve Danimarka'da hüküm sürmüş, o nedenle evlenmeden önce Danimarka ve Yunanistan prensi şeklinde ünvanı vardı evlenince onlardan vazgeçti, Yunanistan'da değil ama evlenmeden önce bağlı bulunduğu hanedan Danimarka'da hala hüküm sürüyor bu arada.

hanedan muhabbbeti muhteşem bir şey, açıp ara ara wikipedia'dan okuyorum. adamlar resmen avrupa'nın hakimi olmuşlar.

danimarka'daki adamı yunanistan'a gönderip kral yapıyorlar falan

kraliçenin kökeni alman. galiba philipte alman kökenlere dayanıyor gibi.

Esasında bi Alman Oldenburg Hanedanlığı var, bu hanedanlık alt hanedanlıklarla birlikte tüm Avrupa'yı esir almış Rusya'sı Danimarka'sı yok efendim Norveç'i İsveç'i Yunanistan'ı falan hep bunların elinde, buralara bi kral kraliçe falan lazım olunca gidip kral kraliçe oluyorlar. Prens Philip de bu hanedandan. Daha doğrusu bu hanedanlığın altkolu olan Glücksburg Hanedanlığına bağlı.

Osmanlı’dan ayrılan Balkan devletlerinin hepsine batıdan monark ihraç ettiler. Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan gibi gibi. Zaten hemen sonrasında 2. Dünya savaşı oldu, hepsi sosyalist cumhuriyet oldu. Yunanistan’da ise bizden çok sağ sol olayları ve darbeler oldu. Yapa yapa cumhuriyet oldular. Philip’in ailesi de sürgün yediği için kendilerini İngiltere’de buldular zaten.

Her şey maddiyata bakıyor diyecektim ama burada şu da var altı doldurulması gereken felsefelerden biri "Her şeyin bir bedeli, emeğin karşılığı, hizmetin karşılığı"

Buna paralel asıl sorun, hatta nette de çok örneği olan "Ağaç gölgesi bedava iken sizden bu ağacı alıp, tekrar gölgesini para ile satması" Hele kapitalizm 2.0 daha mide bulandırıcı.

Marx ve Engels'in Komünist Manifesto'da söylediklerine aynen katılıyorum. Buna çevre sorununu (ekolojik kriz) da ekliyorum.

kapitalizm insanların dünyaya sorun olabilmesine imkan verdiği için sorun olarak görülüyor.

En en en önemlisi eşitsizlik. Bir kesim fakir olmalı ki bazı kesimler zenginliğini sürdürsün.

Solcu / sosyalist değilim. Fakat kapitalizm altında her şeyin bir "para problemi" olarak ele alınması beni çok rahatsız ediyor. İş yapmak, çalışmak, bir şeyler üretmek ve bir işe yaramak / birilerinin derdine derman olmak hayatın en önemli ve en güzel noktalarından birisi. İronik bir şekilde kapitalizm altında "iş yapmak" anlamsızlaşıyor.

Yazılımcı olduğum için oradan örnek vericem. Bir sürü arkadaşım (ve her ne kadar kaçmaya çalışsam ben de) anlamsız işlerde çalışıyor(uz). Anlamsızdan kastım şu, örneğin e-ticaret siteleri sana ihtiyacın olmasa bile bir şeyleri aldırmak için özenle tasarlanıyor. O ürünü aldıktan sonra kullandın mı, 2 kere oynayıp çöpe attın, kırıldı mı kaldı mı kimsenin umrunda değil, tek amacı sana para harcatmak. Bunun için yapay zekalar geliştiriliyor, inanılmaz altyapılar kuruluyor, süper mühendislik yapılıyor falan. Ama karşılığında X esnafının cebine 3 kuruş fazla girmesinden başka bir şeye vesile olmuş olmuyoruz. Doğayı mahvetmek de cabası. Hayatımı, emeğimi ve zekamı buna harcamak bana üzücü geliyor.

Her şey bu kadar tekdüze değil tabi. Mesela google gerçekten akademisyenler aradıkları makaleleri kolayca bulabilsin diye başladı. Ama geldiği noktada tek amaçları senin günde kaç kere sıçtığını tuvalet kağıdı firmalarına satıp daha çok para kazanabilmek, gerçekten aradığını bulabilmen reklam satabilmek için bir araç sadece, amaç değil. Güzel bir amaçla başlayan iş, "para kazanma"nın ilk amaç olması yüzünden ne hale gelmiş.

Bu esnada güzel amaçlar için kullanılabilecek bir sürü teknoloji de geliştiriyorlar, evet, ama aynı zamanda "özel hayatın gizliliği" diye de bir şey kalmıyor, attığın her adım polislerin database'lerine kaydediliyor, ki tax loop geçirip üç kuruş daha fazla para kazanabilsinler.

Bence kapitalizm "3 kuruş daha az kazanalım ama güzel işler yapalım" tarzı bir etik kod eksikliğinden muzdarip. Bi de bu etik kodların işlemesinin engellenmesi için kurulmuş çok katmanlı, çok karmaşık sistemler var. Yine de bunun tek çözümünün bireylerin hepsinin kişisel olarak "bu iş böyle olmaz abi, yanlış bu" duygusu geliştirmesinden geçtiğini düşünüyorum. O da gerçekleşmesi zor bir şey.

Pluton +1

Çok çok güzel yazmışsın.

yani her şey ortada aslında. inanılmaz bir eşitsizlik yaratması. kapitalizmin doğası bir tarafta müthiş bir zenginlik yaratırken, diğer tarafta açlık ve sefalet yaratıyor.

afrika'ya, oraya buraya gitmene de gerek yok. en zor işlerde çalışıp en düşük maaşları alıp (tabii şanslıysan işin var) en kötü koşullarda yaşayan insanları düşünürsen kapitalizmin neden sorun olduğunu görebilirsin. "ama onlar da kendilerini geliştirseymiş de iyi kazanacakları bir işe girseymişler" değil bunun cevabı, sonuçta o zor işleri illa ki birileri yapacak makineler yapmadığı sürece.

adam ayda bin lira bulamıyor, diğer tarafta küçük bir azınlığın 50-100 milyar doları var. yani neredeyse bütün dünya bu insanlar için çalışıyor. insanlığın ortak zenginliğinin ortak şekilde paylaşılması lazım.

okuma önerisi: yanis varoufakis, "kızımla ekonomi sohbetleri - kapitalizmin kısa tarihi"

Bir sosyalist olarak kapitalizmin en büyük sorununu "artı değer" olarak görüyorum. Ki diğer bütün uygulamaları bunun sonucudur.

Hatta kapitalizmi, sonunu getirebilecek kadar büyük çıkmaza sokacak olan da artı değer kaygısı. Bu yüzden sosyal demokrasi, liberal demokrasi, vs ucube kavramlar yaratılarak tampon görevi yaptırılıyor.

Pernas Kala

Giannis Ploutarhos söylüyor.

Illustrated Children Books olabilir.

İstanbul'daysanız Homer yayınevi çok getiriyordu. Birkaç tane daha İngilizce kitap getiren yer hatırlıyorum, açıklar mı bilmiyorum.

Tabletiniz varsa e-kitap olarak da bakabilirsiniz.

graphic novels for kids ya da daha bebekler için for toddlers diyerek aratabilirsiniz.

peppa pig serisi cok tutuluyor, ona bir bakabilirsiniz binlerce kitabi var zaten, baska bir seye pek gerek kalmiyor ondan alinca.

geçenlerde bir yazı okumuştum, belli bir tarihten önce yapılmış sanat eserinin orijinal olup olmadığını anlamanın yolunun boya içeriğine bakmak olduğunu, 1945 (yanlış hatırlamıyorsam) yılında nükleer bir olaylar olmuş (çok da aklımda kalmamış bu kısım) o tarihten sonra toprağa karışan bi şeyler boyaların da içerisinde bulunmaya başlanmış.

bunun ne ilgisi var derseniz şöyle ki, kimyasalların düşündüğümüzden daha fazla etkisi oluyor hayatımızın her noktasına. doğa ihtiyacı olan gübreyi yine doğadan alıyordu. kimyasallar da hakeza 50 yıl öncesine göre benzer bir etkiye sahipti.
not: ziraat mühendisi değilim ama tanıdığım var

@serbest gezen koala kısmen doğru söylemiş. aslında uzatmadan özet geçecek olursak toprakta zaten bulunan ama bitkinin alamadığı besin maddeleri vardır. yıllar boyunca, biz topraktan daha fazla verim almak için, toprak analizi yaptırmadan toprağa gübre attığımız için, o alınamayan bitki besin maddeleri diğer maddelerin de alınımını engelliyor ve bu durum toprağı ıslah edene (yada toprak artık verim vermeyecek duruma gelene) kadar kısır döngü olarak devam ediyor.
sonuç: daha az gübreyle (hatta doğal gübreyle) daha sağlıklı ama küçük meyveler yerken, artık daha fazla gübreyle, suni olarak büyütülmüş (olgunlaş(a)mamış) ticari getirisi yüksek olan meyveler yiyoruz.

üreticiler burada girdi maliyetleri üzerinden kendilerince haklı olabilirler ama o konunun yeri burası değil.

not: tanıdığım yok direk ziraat mühendisiyim :))

Yabanci dil ogretin ama subject verb present perfect seklinde olmaz o is, konusacagi birilerini bulun. Bir de babasi iddaaci olmasin belki de yeter.

Kız ya da erkek çocuğun nasıl olsun istiyorsan öyle ol. Özellikle 3 yaşlarındayken, büyüyünce okusun istiyorsan oku, müzik aleti çalsın istiyorsan çal, diş fırçalasın istiyorsan fırçala, spor yapsın istiyorsan, yap. Söyleme, örnek ol. Televizyon seyrederken oku deme, yapmaz. Sigara içerken içme deme, içer.
Soruya cevap değildi ama. Olsun. Söyledim. Tecrübe paylaştım.

Guzel dusunceler,bende iki tane var.

İlkini tam senin düşündüğün gibi yetiştirmeye çalıştık.somra okul zamanı geldi.ilk kez servise bindi aksam eve geldiğinde demet akalın şarkısı söyleyip ,dansediyordu.

İkinciyi kendi haline bıraktık.

Çocuk sahibi değilim fakat Duptıs +1.Çocukların okul dönemi çevresinden etkilendiği bir gerçek.

Gerçekten de iyi bir çocuk yetiştirmek istiyorsan yurtdışına yerleş.

Yetenek seçimi konusunda ne yaparsanız yapın, çocuk size 7 yaşına doğru "Ben bundan keyif alıyorum" Diyecek. İşte kendi yolunun bulduğu zamandır. Spor işin içine girerse branşlaşma yaşı kaçırılmamlı sonrasında biraz patinaj çekilir ama düzelecek bir durumdur. İsterseniz daha anlatırım. Allah analı babalı büyütsün.

duptıs'ın söylediğine katılmıyorum varoşta büyümüş bir erkek olarak. çevre önemlidir evet ama ailenin benimsettiği temel kodlar daha önemlidir. babam işini severek yapan ve baskın bir mühendis olmasaydı muhtemelen ben de teknik işlere bu kadar yatkın olmazdım örnek olarak.

ayy ne güzel sizin gibi düşünceli bir annesi var. baleye gönderebilirsiniz. 3 yaşında başlanıyor.

küçük yaşta ingilizce öğrenmeye başlarsa da iyi olabilir.

anne değilim ve olmayacağım. o sebeple kitap önerisi yapamam ama ben küçükken hep baleye gitmek istediğim halde annem beni göndermedi. çok içimde kaldı. bir çocuk için müzik ve dans ile büyümek çok güzel olur.

@howfaristhesky bahis ile alakalı değil adım. Uzun bir hikayesi var. :)
@batlegolas ben erkek tarafıyım. :)

annem beni her kursa müzik,spor ne varsa gönderdi. sadece basketbolu sevdim, annemin istediği herhangi bir sıfata ulaşamadım.
çocuk zaten yatkın yönünü size belli eder. bebekken ise sürekli konuşun yabancı diliniz varsa konuşun ekstradan çocuğa yüklemenize gerek yok.
benimde yeni bir kızım oldu. önerilere ben de açığım.

biz tv'yi komple satarak başladık tavsiye ederim. Çocuk sadece metroda görüyor tv ekranlarını. En azından süper kahramanlarla büyümüyor, tek kahramanı babası ve annesi:)

Sizin ingilizceniz varsa cok mukkemmel kaynaklara ulasabilirsiniz. Charlotte Mason evokulu kaynaklarina bakarsaniz (Ambleside Online websitesi ucretsiz) orada cesitli yas gruplari icin mufredat onerileri goreceksiniz. Normalde Charotte Mason anlayisinda okul oncesi egitim yok. 1. sinif civarindan basliyor. Fakat Charlotte Mason inspired olarak kucuk yas gruplarina hitab eden programlar var. Cocuklari klasik muzikle, klasik ressamlarla tanistiriyorsunuz, doga ile icice olmasini saglayarak (basit bir yuruyus bile bunu saglar) bilime giris yapiyorsunuz. Charlotte Mason'un bir cocugun 6 yasina geldiginde biliyor olmasi gerektigini soyledigi seyler var (iste agac isimleri, bitki isimleri bilecek, bir siir okuyabilecek vb.) o listelere bakabilirsiniz. Charlotte Mason cocuklara aptal muamelesi yapan "bos" (twaddle) cocuk kitaplarini da tavsiye etmez. Klasik, guzel yazilmis cocuk kitaplari okutulmalidir. Bununla ilgili listeler de var ingilizce kaynaklarda..

Charlotte Mason yaninda Waldorf pedagojisine ve ozellikle pratik yasam yetileri kazandirma kisminda Montessori pedagojisine bakabilirsiniz. Ben bu ucunun bir karmasini yapmaya calisiyorum.

Ek olarak: Turkiye'de yasiyorsaniz zaten Turkce ogreniyor. Cocukla dogar dogmaz sadece Ingilizce iletisim kurun. Tek bir kisinin, istikrarli olarak sadece Ingilizce konusmasi yeterli bir cocugun Ingilizce edinmesi icin. Sakin sacma sapan Turkce instagram sayfalarina falan bakip el kadar bebelere hafiza kartlariyla gramer calistirmaya falan kalkmayin. Ikinci ana dil ogrenimi oyle birsey degil cunku.


En onemlisi: tiktok bilsin, yok bilgisayar bilsin diyenlere aldanmayin. Tablet vermeyin, en az liseye dek cocugun bilgisayarla, oyunla, tabletle tanismasina gerek yok. Televizyonu kaldirin atin. Bizde belli yasa dek hic seyretmedi. Bakicisinda olmasi gerektigi zamanlarda engelleyemiyorum tabii fakat su an evde hala seyretmiyor. Haftasonlari, benim onceden belirleyip indirdigim klasik, vahsetsiz, super kahramansiz eski model cizgifilmleri seyrediyor. Onlari da yeni yeni egitim icerikli seylerle degistiriyorum zaten.

@2oda1salon efsanevi cevap. Var olun.

o polisin geçmişinin çok iyi olmadığını okumuştum.

Olayın baştan sonra 2 farklı polisin vücut kameralarından kaydı burada
www.youtube.com

Bütün şikayet Floyd'un bir dükkana sahte 20 dolarlık banknot vermesi olduğu halde polis Floyd'un silahlı, çete üyesi vs. olabileceğinden şüphelenip direk silah çekerek arabadan indirmek istiyor. Floyd aşırı telaşlı ve abartılı tepkiler veriyor. Kelepçeli halde polis arabasına bindikten sonra direk kendini tekrar dışarı atıyor. O sırada da, yani polis boynuna basmadan önce de sürekli nefes alamıyorum diyor. Muhtemelen bu sebeple polis ciddiye almadı. Bence yapmaya çalıştığı iri ve ajite bir adamı zaptetmekti. Sert davrandığı doğru ama öldürme kastı olduğuna ikna olmadım ben hala. Zaten şu an savunma avukatı da Floyd'un ölümüne polisin değil, fentanil gibi boğulma hissiyle kalbi durduran uyuşturucuların sebep olduğunu iddia ediyor.

Burada polis sert davrandığı için suçlanabilir belki ama polisin yumuşak davranıp vurulduğu benzer durumlar da var. Onların videosunu da youtube'dan bulabilirsiniz. Yine de belki prosedür daha düzgün olabilirdi, polis daha eğitimli olsa adamın uyuşturu etkisinde olduğunu düşünüp ambulansı bekleyebilirdi vs.

Bu konunun dışında siyahlar ve beyazlar arasında ciddi bir fırsat eşitsizliği ve adaletsizlik var ABD'de. Bu duruma karşı biriken tepki ve öfke Floyd'da olduğu gibi ölüm olaylarında patlıyor. Floyd olayına kıyasla çok daha haksız ve ırkçı saiklerle gerçekleşen polis olayları var üstü kapatılan. Bunlar filan birikince bir olay bir hareket başlatabiliyor. Case önemsiz oluyor o noktada.

bedava

turknet, 100 mbit sınırsız kotasız taahhütsüz 95 tl, 85 mbit civarı sabit alabiliyorum.

vodafone, 100mb, 99tl. kota yok.

Ben yeni degistirecegim ama hic ustte yazanlar gibi degil baya kotu paketler en uygunu meshur turknet 35mb 85tl ama sorunlu ve teknik servis sikintisi varmis. Sonrada 16mbt 85tl ile turk telekom var

superonline fiber 100/10 mbit sınırsız 129 tl.

uydunet - 25 Mbps Sınırsız. Yanında kablo tv üyeliği de veriyor. 62 TL.

herhangi bir donma, yavaşlama vb problemi yaşamıyoruz. çok memnunuz.

allerjik olabilir, ya da vucudunda kronik inflamasyon var. kendini takip ederek bunun bir gıdaya bagımlı olup olmadıgını test etmelisin. bozulan agız-bogaz florası da bir sebep olabilir. ozellikle bogaz icinde yerlesen probiyotiklerden olusan bir tedaviyi deneyebilirsin.

@orpheus kronik inflamasyona daha yakın bence. çünkü kan değerlerime baktırdığımda bazı değerler inflamasyonu işaret etmişti doktora. hiç şikayetim yoktu. hala yok ama akıntı var. probiyotik tedaviyi deneyeyim.

kronik inflamasyonun varsa butuncul tıp ile ugrasan bir hekime gitmelisin. belirtiler adım adım artacaktır.

ekteki kitabı da okumanı tavsiye ederim:
www.dr.com.tr

2-3 ay önce 150₺'ye yaptırmıştım, fiyatı ortalamanın altındaydı.

Medilab adrese gelme+ test 250 dedi

demir eksikliğinden başka bir şey yok, geçmiş olsun

Demir düzeyi 88 mi? O zaman normal aralıkta.
Diğer hücre oranlarındaki değişiklikler viral bir enfeksiyonda olabilir. Ama önemli düzeyde değil. İlerde kontrol edilebilir.

eskiden nalburlarda olurdu.

millet olmak fransız devriminde bir çözümdü bence artık bir sorun

sen şu millettensin diye sınıflandırma var, bizim millete geçmek istiyorsan şunları şunları yapacaksın diye yaptırımlar var.

global bir insani değerler yok. milletlerin kendi insanlarına veya milletlerin diğer milletlere davranışları söz konusu.

saydıklarından biraz daha eski
insanlığa yeni ruh veren yeniden dirilten
adeta basübadül-mevt
kanlı vahşi çirkin devrim
fransız devrimi
massacre of 16 nuns

Din. Bireysel olarak din kavramın gerekliliğine inanıyorum ama kolektif halde başa bela açıyor. Türkiye siyasetinden bahsetmiyorum. En medeni dediğimiz ülkelerde dahi politika belirliyor.

Ahlak tüm dünyaya ait olabilecek bir sorun değil ki yorsun. Senin toplumun "namus" kavramı ardına on yıllarını heba eder ama 1000 km. batıdaki ülkede "o ne ki" diye tepki alırsın. Sorunlar bölgeseldir global değil. Dünyanın bir kısmı açlık içindeyken diğer kısmının emperyalist takılması da bunun bir örneğidir.

paylaşılmayan zenginlik

demokrasiyle basa gelip demokrasiyi yok etmek isteyecek kisileri engelleyen mekanizmalarin eksikligi.

Dünya bir büyük değişim evresinde. Aynı tarımın keşfi gibi büyük bir değişim sürecinin olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bilgisayarlar öncesi ve sonrası arasındaki yaşam tarzı farklılığı şimdiden çok bariz.

Bu açıdan bu değişimi kabullenemeyip, bu değişime adapte olmayı da reddeden ancak kazanma şanslarının olmadığı bariz olan "eski ruhun" görüşlerini dayatma çabası oldukça yıkıcı. Bunun içine ister geleneksel dinleri koyun ister din dışı nostaljik hayat görüşlerini; bu tip insanların bu görüşleri günümüz hayatına dayatma çabası bence çok büyük bir ahlaki sorun ve oldukça da zarar verici boyutlara ulaşabiliyor.

Diğer taraftan, bence bu kavga da doğal sürecin bir parçası. Aksinin olması beklenemezdi.

din

(bkz: #118532519)

bant hakkında fikrim yok.

Thermal pad olarak geçiyor.

Öneri için de şu videoyu izleyin.

youtu.be

arhur'un dedigi gibi thermal pad ama macun disari kacsa da sikinti olmaz

Ayrıca o havuz mantığı da çok mantıklı değil, termal macunun kalın bir tabaka olmasına gerek yok, olabildiğince ince bir şekilde iki tabakayı birleştirmesi lazım, fazla kalın olması ısı transferini negatif etkiler.

her bir yapiskan ancak 100 gram tasir, 1.5 kilo icin 15 tane kullanmaniz gerek.

bence en ideali bu: www.koctas.com.tr

2,2 kg taşıyor. minik bir iple ya da asacağınız süs kendinden ipli iplikli lifli falansa onun ipiyle asılabilir.

Doğum yılı nedir? Çocukken vurulmuş olma ihtimaliniz var Hepatit B'yi.

a ve b ayrı, c'nin aşısı yok. vurulmadan önce kan tahliliyle kontrol ettirmek lazım.

@John Bloor 1984 doğum. kırsal ilçe.

1998 yılından itibaren takvime alınmış müdür, demek ki ben de aşısızım :)

Hocam Hataylı bir kardeşime rica minnet getirtiyorum. Kilosu 45-50 falan galiba, abisinin bahçesinden organik bir şekilde temin ediyorum. Hatta sizin için fotoğraf çektim. Eğer İstanbul'da yaşıyorsanız ve bulamazsanız bana haber verin. Zeytinim bitmek üzere tekrar isteyeceğim sizin için de fazladan söylerim.

i.hizliresim.com

Merhaba. Biz birkaç seferdir instagramdan; koliantakya’dan sipariş veriyoruz. Kayınvalidem titizdir, epey kurcalar gıda konusunda :) o önermişti, biz de memnunuz ürünlerinden.

İnstagram @titusyoreseltatlar, hatayın yöresel bütün gıda ürünlerini satıyor. Çoğu ev yapımı.

Bahsettiginiz markalarin cok modeli var. Kullandiklari islemciye ekran kartina gore cok fazla degisiklik gosteriyor.

Mesela bana sirket tarafindan verilen Lenovo isiniyor ve thermal throttling sorunu var. Ama is bilgisayari zaten cok da o duruma gelmesine sebep olacak seyler yapilmiyor. Su anda eger oyun icin degil de is, ofis vs. gibi isler icin dusunuyorsaniz Apple bilgisayarlari en iyi F/P urunleri. Mesela yeni Macbook Air 8900 liraya muhtesem bir performans sunuyor ve fansiz olmasina ragmen isinma sorunu yok.

www.pt.com.tr

ısınma konusu mühendislik meselesidir. beğendiğin laptop modelini youtube'da disassembly olarak arat bak içine nasıl bir soğutma sistemi var diye. hatta şanslıysan ısınma testlerini de bulabilirsin.

mac ise macs fan control oldukça başarılı.

Bunu kimse bilmiyor. Antikor testlerinde çıkan sonuçların da ne ifade ettiği hakkında kimsenin fikri yok.

geçen bir doktorla kounştum iki kere covid oldum dedi. en son olduğumda antikor testi yaptıdım baya bir yükseldi fakat aradan kısa bir süre sonra bir daha yaptırdım hemen düşmüştü dedi. eğer düşük olmasaydı aşı yaptırmayacaktım. (hiç geçirmeyenler vurulsun diye) o aşıyı vurulduktan sonra da antikor seviyesi ne kadar sürede yükseliyor, ne kadar süre koruyucu oluyor bilen yok. aşı oldunuz diye sakın ipleri gevşetmeyin.

5 antikor gerekir ama çağırınca hemen gelecek dostunu yarı yolda bırakmayacak

Halkbank maaş müşterisiyim , işlemi hiç yapmadım ama alışverişler sonrası mesaj geliyor otomatik , 1000 tl'lik alışverişinize xx lira farkla 3'e bölelim 5'e bölelim diye, (meblağı tamamen sallıyorum) onay verirsem 1150 tl olacak şekilde geliyor.

oranını vs bilmiyorum ama alıyor.

Ziraat'in öyle bir kampanyası var. Normal müşteriler için faizsiz 3 taksit, ziraat mobil müşterileri için faizsiz 6 taksite (gıda, akaryakıt vs. hariç) bölüyor. Ama bu kampanyalar aylık olarak belirleniyor ve 1 aylık periyodlarda uzuyor. (Şu ankinde son 7 gün) diyor. Uzayıp uzamayacağı belli değil. Onun için bir kampanyaya bakıp banka ve kart değiştirmek çok akılcı değil.

Halkbank 100 tl üzeri harcamaları faizsiz üçe bölüyor. Kampanya süreli oluyor ama son bir senedir hep uzatıyorlar bitiş süresini. Paraf uygulaması var storda bakın oradan