Metinlerde hep cikiyor. Tam cevirisi nedir ? Ve bir ornek cumle lutfen
(7)
when music video had meaning not just bitches with big asses twerking
kosun lan mevzu var #1182284
bu cümlenin profesyonel bir türkçe çevirisi lazım
şimdi,
dinlerken ve okurken bir problem yaşamıyorum. ama iş yazmaya gelince kilitlenip kalıyorum. ingilizce olarak okuduğum, rahatlıkla anladığım şeylerin yarısını bile yazamıyorum.
rahatlıkla türkçeye çevirebildiğim ingilizce metinleri, türkçeden ingilizceye çevirirken zorlanıyorum, hatta çeviremiyorum.
nedir bunun çözümü ?
sürekli yazmayı denemek tabii ki ilk aklıma gelen ama bunu kafama göre kurguladığım bir şey üzerinden ya da günlük tarzı şeyler yazark mı yapmalı ?
yazmaya yönelik yardımcı kitaplar var mı ?
teşekkürler şimdiden.
dinlerken ve okurken bir problem yaşamıyorum. ama iş yazmaya gelince kilitlenip kalıyorum. ingilizce olarak okuduğum, rahatlıkla anladığım şeylerin yarısını bile yazamıyorum.
rahatlıkla türkçeye çevirebildiğim ingilizce metinleri, türkçeden ingilizceye çevirirken zorlanıyorum, hatta çeviremiyorum.
nedir bunun çözümü ?
sürekli yazmayı denemek tabii ki ilk aklıma gelen ama bunu kafama göre kurguladığım bir şey üzerinden ya da günlük tarzı şeyler yazark mı yapmalı ?
yazmaya yönelik yardımcı kitaplar var mı ?
teşekkürler şimdiden.
Selam;
Soru başlıkta da mevcut aslında. PTE sınavına gireyim dedim ama son aşamada "Aman pasaportunuzun olduğuna emin olun" falan dedi. Biraz bakınca illa üzerinde imza olan bir kimlik istediklerini gördüm. Pasaportum da şu anda yok. Daha önce giren biri var mı, nüfus cüzdanı ile almıyorlar mı yoksa ben mi yanlış anladım ya da baktım.
Soru başlıkta da mevcut aslında. PTE sınavına gireyim dedim ama son aşamada "Aman pasaportunuzun olduğuna emin olun" falan dedi. Biraz bakınca illa üzerinde imza olan bir kimlik istediklerini gördüm. Pasaportum da şu anda yok. Daha önce giren biri var mı, nüfus cüzdanı ile almıyorlar mı yoksa ben mi yanlış anladım ya da baktım.
Hello,
"She'd play the piano, I'd turn the pages." Cümlesinde niye would kullanılmış? Gerçi o would di mi had değil? Önceki cümle de "We used to volunteer at the senior center every Wednesday."
Thank you.
"She'd play the piano, I'd turn the pages." Cümlesinde niye would kullanılmış? Gerçi o would di mi had değil? Önceki cümle de "We used to volunteer at the senior center every Wednesday."
Thank you.
ingilizce sayfa yapiyorum. solda en guncel 1 haber olacak. sagda da son 3 haber olacak.
baslik olarak sola see latest news sagdakine de see recent news yazayim dedim ama emin degilim. sizce?
baslik olarak sola see latest news sagdakine de see recent news yazayim dedim ama emin degilim. sizce?
en yaygın kullanımı arıyorum:
''bu arabayı diğerleri ile karıştırma''... (kıyaslama, bir tutma, örnekleme vs)
''bu arabayı diğerleri ile karıştırma''... (kıyaslama, bir tutma, örnekleme vs)
Listening'de diyor ya şimdi cevaplarınızı kontrol etmeniz için yarım dakikanız var. Ben o esnada kontrol yerine bir diğer section'ı açıp onun sorularına bakabiliyor muyum? Yoksa şimdi section 3'ü açınız dediğinde mi açmam gerekiyor. Zira section 4'te 10 soruya bakmak için verilen süre hiç yetmiyor da...
"revoke cancellation"
Teşekkür ederim.
Teşekkür ederim.
Vize işlemleri için gerekli belgeleri Almanca'ya çevirebilecek, Çanakkale il sınırları içinde yeminli tercüman arıyorum. Bilgisi olan arkadaşlar yardımcı olabilirse çok sevinirim.
Merhabalar.
Sinemayla alakalı gelişen bir diyalog esnasında, gişe filmlerinden hoşlanmadığınızı nasıl söylersiniz? Tam karşılığı nedir bu tamlamanın?
Sinemayla alakalı gelişen bir diyalog esnasında, gişe filmlerinden hoşlanmadığınızı nasıl söylersiniz? Tam karşılığı nedir bu tamlamanın?
Şurdaki diyalogu tam anlayamadım. Birisi bedava metroya binmiş bana kızgın mısınız diyor BFG'ye. Sora ne konuşuluyor?
ikisine de is veya para kazanmak icin ihtiyaciniz yok diyelim. sirf kulturlenmek icin.
hangisine zaman harcardiniz ogrenmek icin? (sadece bu ikisinden biri)
hangisine zaman harcardiniz ogrenmek icin? (sadece bu ikisinden biri)
İzmir'de iyi,güvenilir ispanyolca kursu önerisi olan var mı?
mesela "bumping the order". sonra bir de "bump bar" diye bir şey var. bunlar hakkında bilgisi olan var mı? özel bir karşılığı var mı yok mu bilmediğimden çeviremedim.
şu videodaki ekranda "bump" seçeneğini görebilirsiniz: youtu.be
şu videodaki ekranda "bump" seçeneğini görebilirsiniz: youtu.be
merhaba;
evime ve ofisime gelebilecek, her hafta bana zaman ayırabilecek ve yazmayı okumayı en çok da konuşmayı söktürebilecek birini arıyorum.
umarım bulurum.
yer: istanbul / bahçelievler.
teşekkür ettim şimdiden.
kendisi de yunanlı olsa ne iyi olur.
:)
evime ve ofisime gelebilecek, her hafta bana zaman ayırabilecek ve yazmayı okumayı en çok da konuşmayı söktürebilecek birini arıyorum.
umarım bulurum.
yer: istanbul / bahçelievler.
teşekkür ettim şimdiden.
kendisi de yunanlı olsa ne iyi olur.
:)
1- I view myself as a caretaker not an owner of my money, time and resources.
2- When I am with others and alone, I practice purity in my work habits.
3- I view my coworkers as being made in the image of god.
4- I view my work as a partnership with god.
Önerilere ihtiyacım var. Şimdiden teşekkürler.
2- When I am with others and alone, I practice purity in my work habits.
3- I view my coworkers as being made in the image of god.
4- I view my work as a partnership with god.
Önerilere ihtiyacım var. Şimdiden teşekkürler.
bir yabancı bana bu şekilde hitap etti. ilişkimiz bir online oyun dolayısıyla ve kendisi beni hiç sevmez. nasıl bir anlama geldiğini kendisine de sorsam söylemedi. fikri olan var mı?
"5 yıl vade ve %0,5 faiz oranı"
reklam dilinde kullanılacak.
teşekkürler.
reklam dilinde kullanılacak.
teşekkürler.
bu cümle ingilizcede en iyi nasıl çevrilir?
"breaking up is also included in love" filan mı? :)
"breaking up is also included in love" filan mı? :)
Birisi siradam, basit bir cumleyi tum tenselerde kurabilir mi zahmet olmazsa? Olumsuz cumleye gerek yok. Soru cumlesine de tabii.
İngilizce "oyun oynamaya dalmışım, oyun oynamaya kendimi kaptırmışım" nasıl denir?
Yardım eden mr and ms smithlere teşekkürler :)
Yardım eden mr and ms smithlere teşekkürler :)
"Üç senedir zam almıyoruz. Maaş zammı verilmesi gerekiyor. Yönetimin konuyla ilgili açıklama yapması gerekiyor" bunu ingilizceye çevirebilir miyiz beraber?
selamlar,
hangisi daha kolay?
ielts'te (general) 8 almak mı;
toefl ibt'de 101 almak mı?
hangisi daha kolay?
ielts'te (general) 8 almak mı;
toefl ibt'de 101 almak mı?
Şimdi arkadaşlar en azından kendi alanım (Tarih) ile ilgili konuşacak olursam bizde akademik kadro taliplileri arasında bu yabancı dil puanıyla ilgili şöyşe bir topluluk vardır:
- 35-40 puan bandında gezinip, umudunu kaybedenler.
- 55-65 bandında gezinip en azından doktoraya gireyim, bitirene kadar puanımı alır doktora bitince yard. doç. kadrolarına başvururum diyenler.
- 75-90 arası alıp mevcut kadrolara gönül rahatlığıyla başvuranlar.
Şimdi YÖKDİL sonrasında çevreme falan bakınca gruplar şöyle oldu:
35-40 bandındakiler 70'lere geldi. 55-65 olanlar 75-85 puanlara çıktı. Diğerleri zaten daha da yükselttiler, şans hala onlarda.
Ama önceden puan kıstası yüzünden başvuru falan yapamayanlar da artık başvuru hakkına sahip oldu. E torpil faktörü, bilmemne derken artık feci şekilde yığılma olmayacak mı sizce? Eğer torpil vs. faktörleri kenara koyarsak yine en yüksek alanlar şanslı ama çok feci yığılma olacak bence.
Bir de ben en fazla KPDS gibi olur, zaten YDS'ye gireceğim diyerek girmedim bu YÖKDİL'e. En son YDS'den 65 almıştım. Şimdi hedefim 75 falan. Alacağımı da düşünüyorum. Ama benle beraber YDS'ye girip 35 falan almış adam zaten 78 aldı mesela. Tek umudum YDS'yi biraz kolaylaştırmaları ki o adamların önüne geçebileyim. Yani aslında 35'lik adam benim o kadar çalışmama rağmen benden daha fazla puan almış oldu; sadece o YÖKDİL'i ben YDS'yi tercih ettim diye.
Şimdi şu adaletsizliği gözardı edip "sen de başvursaydın engelleyen mi vardı?" demeyelim lütfen. Aynı işe yarayacak iki sınavın biri aşırı basit, biri ona göre daha zor olmasının hiçbir açıklaması yok bence.
Edit: Bir de ben müzmin bir matematik özürlüsü, gerizekalı olarak ALES'ten 80-82 aralığını geçemiyorum. Mantık sorularını full yapmaya çalışırsam Türkçe'den kaçırıyorum, Türkçe'yi önemseyince mantık sorularını. Hepsini aynı anda denk getiremedim bir türlü. Çalışarak olacak bir sınav değil bu bence. Şunu 85-90 arasına çekmenin başka bir yolu yok mu yahu?
- 35-40 puan bandında gezinip, umudunu kaybedenler.
- 55-65 bandında gezinip en azından doktoraya gireyim, bitirene kadar puanımı alır doktora bitince yard. doç. kadrolarına başvururum diyenler.
- 75-90 arası alıp mevcut kadrolara gönül rahatlığıyla başvuranlar.
Şimdi YÖKDİL sonrasında çevreme falan bakınca gruplar şöyle oldu:
35-40 bandındakiler 70'lere geldi. 55-65 olanlar 75-85 puanlara çıktı. Diğerleri zaten daha da yükselttiler, şans hala onlarda.
Ama önceden puan kıstası yüzünden başvuru falan yapamayanlar da artık başvuru hakkına sahip oldu. E torpil faktörü, bilmemne derken artık feci şekilde yığılma olmayacak mı sizce? Eğer torpil vs. faktörleri kenara koyarsak yine en yüksek alanlar şanslı ama çok feci yığılma olacak bence.
Bir de ben en fazla KPDS gibi olur, zaten YDS'ye gireceğim diyerek girmedim bu YÖKDİL'e. En son YDS'den 65 almıştım. Şimdi hedefim 75 falan. Alacağımı da düşünüyorum. Ama benle beraber YDS'ye girip 35 falan almış adam zaten 78 aldı mesela. Tek umudum YDS'yi biraz kolaylaştırmaları ki o adamların önüne geçebileyim. Yani aslında 35'lik adam benim o kadar çalışmama rağmen benden daha fazla puan almış oldu; sadece o YÖKDİL'i ben YDS'yi tercih ettim diye.
Şimdi şu adaletsizliği gözardı edip "sen de başvursaydın engelleyen mi vardı?" demeyelim lütfen. Aynı işe yarayacak iki sınavın biri aşırı basit, biri ona göre daha zor olmasının hiçbir açıklaması yok bence.
Edit: Bir de ben müzmin bir matematik özürlüsü, gerizekalı olarak ALES'ten 80-82 aralığını geçemiyorum. Mantık sorularını full yapmaya çalışırsam Türkçe'den kaçırıyorum, Türkçe'yi önemseyince mantık sorularını. Hepsini aynı anda denk getiremedim bir türlü. Çalışarak olacak bir sınav değil bu bence. Şunu 85-90 arasına çekmenin başka bir yolu yok mu yahu?
şu chicken translate cümleleri bi yola sokabilir misiniz pls.
not: müdürün cv'sini çeviriyorum ve sorun şu ki, yazdığı şeyin kelime kelime karşılığını görmek istiyor. cümlelerle oynamama izin vermiyor.
During her duty at xxx since 19xx, she has been specialized on xxx.
Besides the other xxx duties, she has led curatorial activities of many exhibitions and preparation works of several symposiums and conferences both at xxx and abroad institutions.
not: müdürün cv'sini çeviriyorum ve sorun şu ki, yazdığı şeyin kelime kelime karşılığını görmek istiyor. cümlelerle oynamama izin vermiyor.
During her duty at xxx since 19xx, she has been specialized on xxx.
Besides the other xxx duties, she has led curatorial activities of many exhibitions and preparation works of several symposiums and conferences both at xxx and abroad institutions.
"İş durduruldu. Arıza giderildi. Çalışma kaldığı yerden güvenlii bir şekilde devam etti". Bunu ingilizceye en güzel nasıl çeviririz?
Osmanlıcada kullanılmış bir kelime ama bu anlamı araştırdığım kadarıyla kaydedilmemiş sözlüklere. Bu bakımdan tespiti önemli. İki farklı tıp metninde aynı cümle içinde geçiyor.
Sözlükte bulunan anlamı yapıların önündeki üstü açık yer ile ilgisi yok bu anlamın.
Geçtiği cümle:
Eger mį'a-ı sā'yile, Türkîce zigale derler, Menteşe ilinden gelür, ķara günlük revāķıdur, bal gibi ķoyu olur, eyü râyihası olur.
Sözlükte "mürevvâk" var: süzülmüş demek. Revakla aynı kökten olmalı bu cümle. Bunu kanıtlayacak bir belge arıyorum. Elinde Osmanlıca veya Arapça sözlük olan varsa bakabilir mi?
Bir de, kelime revâk mı revvâk mı okunmalı? rı-vav-elif-kaf ile yazılmış. harekesi yok.
Sözlükte bulunan anlamı yapıların önündeki üstü açık yer ile ilgisi yok bu anlamın.
Geçtiği cümle:
Eger mį'a-ı sā'yile, Türkîce zigale derler, Menteşe ilinden gelür, ķara günlük revāķıdur, bal gibi ķoyu olur, eyü râyihası olur.
Sözlükte "mürevvâk" var: süzülmüş demek. Revakla aynı kökten olmalı bu cümle. Bunu kanıtlayacak bir belge arıyorum. Elinde Osmanlıca veya Arapça sözlük olan varsa bakabilir mi?
Bir de, kelime revâk mı revvâk mı okunmalı? rı-vav-elif-kaf ile yazılmış. harekesi yok.
Selamlar fransizca ozel ders ya da grup dersi almak istiyorum ama cebi yakiyo nerde baksam ders ucreti 100 150 gbi fiyatlar goruyorum grup dersleri zaten kur kur 1000 den basliyo dil ogrenmek de metalasmis arkadas gonullu yapan yok mu su isi ya da daha makul ucretler karsiliginda
x or y especially latter one gibi kullanımda gördüğümü hatırlıyorum bu kelimeyi ancak 3'lü durumda latter dersek uygun olur mu? o zaman 2.yi mi kast etmiş oluruz yoksa 3.yü mü yoksa tamamen bir belirsizlik mi çıkartır ortaya?
Yok arkadaş bulamıyorum ileri düzey gramer kitabı. ODTÜ lüdür dedik cesur öztürk building skills aldık. Yok ileri düzey yapıları vermiyor. Zor bi kitap olsun. Karmaşık yapıları anlatsın. Piyasadaki ileri düzey kitapların en zor cümlesi bile kolay.
Tavsiyeler lütfen?
Tavsiyeler lütfen?
şu entrynin sonunda bir sitenin linki verilmiş, hangi site acaba?
eksisozluk.com
ben de fransızca için kullansam.
eksisozluk.com
ben de fransızca için kullansam.
almanca ve fransızcada çıkıyor ama rusça da çıkmıyor. neden olabilir?
arkadaşlar benim sorum şu
tam nasıl yazıldıgını bilmiyorum yada yanlış hatırlıyorum literary veya leigther gibi benzer bi sözcüğün anlamı ''ölümcül'' fakat o sözcügü bulamıyorum leigter miydi neydi bi fikriniz var mı
tam nasıl yazıldıgını bilmiyorum yada yanlış hatırlıyorum literary veya leigther gibi benzer bi sözcüğün anlamı ''ölümcül'' fakat o sözcügü bulamıyorum leigter miydi neydi bi fikriniz var mı
böyle bir söylem gördüm. generous cömert demek. geniş ve rahat anlamı mı var koltuktaki kullanımın burda?
onlince speaking pratiği için site bakıyordum. Bu ikisini buldum. Bunlardan birini kullanıp herhangi bir yorumu olan var mıdır?
arkadaşlar,
şimdi ispanyol bi hocaya atacağım maili. şu kısımları çok önemli benim için, hatam olmamalı. ingilizceye çevirebilir misiniz?
1. Portekiz vizesi için davetiyeye ihtiyacım var.
2. okuluma vermek için de vize davetiyesi gibi bir resmi yazı gerekli fakat bu resmi yazıda burslu olduğumu yazıp, bursun içeriğini de açıklayabilir misiniz? Okuldan destek alabilmem için burslu olduğumu göstermeliyim.
teşekkür ederim.
şimdi ispanyol bi hocaya atacağım maili. şu kısımları çok önemli benim için, hatam olmamalı. ingilizceye çevirebilir misiniz?
1. Portekiz vizesi için davetiyeye ihtiyacım var.
2. okuluma vermek için de vize davetiyesi gibi bir resmi yazı gerekli fakat bu resmi yazıda burslu olduğumu yazıp, bursun içeriğini de açıklayabilir misiniz? Okuldan destek alabilmem için burslu olduğumu göstermeliyim.
teşekkür ederim.
birine, x kişinin beni insancıl olarak sevdiğini söylemek istedim. bunun için "like" ı kullandım ama karşıdaki kişi "love" kullanmışım muamelesi yaptı.
ne kullanmak lazım?
"hocam beni sever" derken illa "öğrenci olarak sever" diye belirtmem mi lazım?
ya da başka ne söyleyebilirim?
ne kullanmak lazım?
"hocam beni sever" derken illa "öğrenci olarak sever" diye belirtmem mi lazım?
ya da başka ne söyleyebilirim?
b1 için kursa kaydolmak istiyorum ama en son a2.1 kursuna gittim. sanırım a2.1 ya da a2.2 diye sınav yapmıyorlar. a2 sınavındaki duruma göre seviyeyi belirliyorlar. bu durumda iyi kötü bildiklerimle ve 1-2 hafta çalışmayla rahat b1e geçerim diyorum. yanılıyor muyum? yaz sonuna kadar b1 olmam gerek. hem zaman hem de para harcamak istemiyorum. bu sürede minimum ücretle nasıl b1 seviyesine geçerim? kurs, site, uygulama, vs. her türlü öneriye açığım.
merhaba, ingilizce olarak "beni yarın şu saatte arayın" nasıl derim?
bir yabancı firma ile staj için yazışıyorum da bir zaman dilimi belirtmem gerekiyor fakat o ülke ile aramızda 2 saat farkı var. bunu nasıl belirtmeliyim? o ülkeye göre mi bana göre mi?
bir örnek verirseniz sevinirim.
bir yabancı firma ile staj için yazışıyorum da bir zaman dilimi belirtmem gerekiyor fakat o ülke ile aramızda 2 saat farkı var. bunu nasıl belirtmeliyim? o ülkeye göre mi bana göre mi?
bir örnek verirseniz sevinirim.
merhabalar,
en yakın zamanda kız arkadaşımla amerika'da dil okuluna gitmeyi düşünüyoruz. internetten araştırdığım kadarıyla 3 aylık dil kursu ardından 1 ay kurs olmadan ardından, yeni kayıt şeklinde 1 seneye yakın kalabiliyoruz. doğru mudur?
diyelim ki dil okulumuz, sabah-öğlen. geriye kalan zamanda çalışabiliyor muyuz? çalışma kartı alma şansımız var mı, kaçak-göçek mi?
ikimiz de üniversite mezunuyuz. neden böyle yapıyorsunuz direk 1 senelik kayıt yaptırın diyenlere şunu söyleyebilirim, 4-5 ay idare edecek paramız var. sonrasını karşılamak için çalışmamız gerekiyor.
en yakın zamanda kız arkadaşımla amerika'da dil okuluna gitmeyi düşünüyoruz. internetten araştırdığım kadarıyla 3 aylık dil kursu ardından 1 ay kurs olmadan ardından, yeni kayıt şeklinde 1 seneye yakın kalabiliyoruz. doğru mudur?
diyelim ki dil okulumuz, sabah-öğlen. geriye kalan zamanda çalışabiliyor muyuz? çalışma kartı alma şansımız var mı, kaçak-göçek mi?
ikimiz de üniversite mezunuyuz. neden böyle yapıyorsunuz direk 1 senelik kayıt yaptırın diyenlere şunu söyleyebilirim, 4-5 ay idare edecek paramız var. sonrasını karşılamak için çalışmamız gerekiyor.
Merhabalar, Türkçe'den İngilizce'ye bir cümle çeviride yardımınıza ihtiyacım var.
"Verdiğim kurslarla, çoğunluğu kadın olan katılımcıları bu konuda eğitiyorum."
Teşekkür ettim.
"Verdiğim kurslarla, çoğunluğu kadın olan katılımcıları bu konuda eğitiyorum."
Teşekkür ettim.
Ben bu uygulamada bütün kontrol noktalarını geçtim. Ağaç tamamlandı. Zaten kısa sürdü. Daha nasıl ilerleyeceğim? Güçlendirici diye bir şey var ama onda da çok basit sorular çıkıyor hala. Bu mudur yani bu programın olayı?
Are there competing interest issues?
Ne demek oluyor tam olarak.
Ne demek oluyor tam olarak.
"Düşünceli" kelimesinin iki anlamı var. Örnekler üzerinden gidelim:
"Kıza hediye alman güzel oldu, çok düşüncelisin."
"Bir sorun mu var? Seni çok düşünceli gördüm."
TDK'ya göre birincinin anlamı "anlayışlı", ikincinin anlamı "kaygılı". Ama bence bu kelimeler tam olarak karşılayamıyor bu kavramı. Cümleler içinde yerine koyarsanız anlam biraz değişiyor. Peki bu iki "düşünceli"yi birbirinden ayıran, daha iyi başka kelime(ler) var mı acaba?
Bu arada durum İnigilizce'de de aynı.
"It was very nice that you bought her a present, you are very thoughtful."
"Is there a problem? You seem very thoughtful."
Aynı soru İngilizce muadil kelimeler için de geçerli.
"Kıza hediye alman güzel oldu, çok düşüncelisin."
"Bir sorun mu var? Seni çok düşünceli gördüm."
TDK'ya göre birincinin anlamı "anlayışlı", ikincinin anlamı "kaygılı". Ama bence bu kelimeler tam olarak karşılayamıyor bu kavramı. Cümleler içinde yerine koyarsanız anlam biraz değişiyor. Peki bu iki "düşünceli"yi birbirinden ayıran, daha iyi başka kelime(ler) var mı acaba?
Bu arada durum İnigilizce'de de aynı.
"It was very nice that you bought her a present, you are very thoughtful."
"Is there a problem? You seem very thoughtful."
Aynı soru İngilizce muadil kelimeler için de geçerli.
birbirlerini anlıyorlar mı?
evde isviçre tvsi var altyazılı, telaffuz ve dinlemeyi buradan geliştirebilir miyim? yoksa almancam kötü bir hal mi alır?
(Goethe b1 sertifikam var)
evde isviçre tvsi var altyazılı, telaffuz ve dinlemeyi buradan geliştirebilir miyim? yoksa almancam kötü bir hal mi alır?
(Goethe b1 sertifikam var)
* sevgili ve çıkmak konulu bir yerde geçiyor date-able.
"all girls date-able.." diye gidiyor...ne anlama geliyorr bu?
------------
edit: urbandictionary ye baktım, bunu diyor, doğru mu?
Dateable
1. Better than fuckable. Used to describe someone who is hot enough that you would date them. Can include someone who is only decently good looking, but has a great personality.
2. Someone who you actually like, as opposed to fuckable, which is purely sexual. A datable guy or girl is someone you enjoy talking to and would ALSO like to fuck.
John: I was talking to Shannon last night. Damn, that girl is hot.
Eric: Woah, woah, woah. Do you mean fuckable hot or dateable hot?
"all girls date-able.." diye gidiyor...ne anlama geliyorr bu?
------------
edit: urbandictionary ye baktım, bunu diyor, doğru mu?
Dateable
1. Better than fuckable. Used to describe someone who is hot enough that you would date them. Can include someone who is only decently good looking, but has a great personality.
2. Someone who you actually like, as opposed to fuckable, which is purely sexual. A datable guy or girl is someone you enjoy talking to and would ALSO like to fuck.
John: I was talking to Shannon last night. Damn, that girl is hot.
Eric: Woah, woah, woah. Do you mean fuckable hot or dateable hot?
iyi akşamlar.
şimdi cümlemiz şöyle birşey:
" boş, boş konuşuyorlar ve bu beni kızdırıyor; ama bir süre için onları alttan almak durumundayım."
ben, bunu şöyle çevirdim:
" they talk gibrish and this makes me angry but for a while I have to take them lying down."
doğru mudur?
thx.
şimdi cümlemiz şöyle birşey:
" boş, boş konuşuyorlar ve bu beni kızdırıyor; ama bir süre için onları alttan almak durumundayım."
ben, bunu şöyle çevirdim:
" they talk gibrish and this makes me angry but for a while I have to take them lying down."
doğru mudur?
thx.