Ekşi Duyuru

Buyuk bir curukse dis hekimim bana sormadan uyusturuyor, kucuk bir dolguysa bana soruyor, bana gore karar veriyor. 3-4 kez uyusturmadan yaptirmistim.

Yuzır'ınki gibi benim durumum da. Fakat ben artık hep uyuşturtuyorum. Bir keresinde nokta şeklinde küçücük gözüken bir çürüğüm vardı. Kısa sürer herhal diye uyuşturmaya gerek görmedim ama meğersem o çürük karaciğerime kadar iniyormuş. Bir saat acı çektim. Uyuştur yani.

Ben bu konuya soyle bir aciklama getireyim; normalde dis curugunun temizlenmesi agri olan tabakada sonlanir bu neden uyusturmadan yapilabilir ancak toplumdaki insanlarin cogunda dis minesinde ve dentinde cesitli gelisimsel hucrelerin uzantilari varyasyon olarak bulunur ki bunlar canli dokudur, dolasiyla basinc ve sicaklik gibi degisiklikleri algilar sonrasinda ise agri hissedilir. Dolasiyla kimisi hic uyusturmadan yaptirabilirken kimisi daha ilk dokunulunca agri hisseder. Curuk derinse hic riske atmaya gerek yok hekim soyler derim uyusturalim diye yuzeyelse yuzir'in dedigi gibi hastanin tercihine bagli.

Ben ise yapan kisiye bagli olaraktan bu kararimi veririm curuk temizlemeyi gercekten bilen birisinde uyusturtmam acikcasi zaten bahsettigim hassasiyet olusturan durum bende yok, ama derinse ya da eline guvenemiyosam uyusturulmasini isterim.

ben uyuşturmadan dişime dokundurtmuyorum bile, önce uyuştur sonra kontrol et diyorum o derece. hatta normal iğneyi de kabul etmiyorum, benim "tabanca" diye tabir ettiğim özel bir aletleri var direkt kemiğe işleyip daha kuvvetli uyuşturuyor, onu kullanmasını rica ediyorum.

dişçi korkusunu geç yenmiş biri olarak yazıyorum bunları. doğru mu yanlış mı bilemem artık.

Minik bir çürük diye başlayıp dişimin yarısını aldıkları bir günü gördüğüm için, uyuşturulmasını istiyorum ben.

Benim iki dişimde dolgu var. Birinde uyuşturma yapıldı, diğerinde yapılmadı. Kararı diş hekimi verdi.

deli gibi... korkumdan...

kararı hekim veriyor, hep uyusturuldu ama su ana kadar. zaten ağrı değil de asıl sıkıntı, çıkan mineral kokusu. yolda kaya kirsalar aynı koku cikiyor, felaketim olup ağlıyorum

18 yaşıma kadar orço bir dişçim vardı. sayesinde canlı canlı olduk hep dolguları. o yüzden tavsiye etmiyorum. dişçi korkusu oluşur kafayı yersiniz. makul miktarda uyuştursun hatta etkisi geçerse bir daha vursun.

Tek ayakkabı olarak kullanmayacaksan alınır illa ki.

yagmura yakalanmadikca, olur.

olm nasıl anlaşılıyor evin yönü. ben 6-7 ev gezdim. hiç yönünü de bilmiyordum. çok sıkıntı yaşamadım.

annemler kuzey cepheli evde oturuyorlar.
annem sıcağı hiç sevmediği için çok memnun ama ben biraz üşüyorum. tabi kalorifer yandığı için pek hissetmiyorum ama kalorifer yanmazsa soğuk oluyor.

kuzey-kuzey batı-batı 3'lüsünün bir kesmini kesiyor ev. hiçbir sıkıntımız yok. yazlar mis gibi serin geçiyor. yaz ortasında bile esinti oluyor. onun dışında bir de yalıtım yaptık. miss!! bir daha ev alsam yine kuzey cephesini gören alırım.

yerine göre değişir. sıcak yerlerde kuzey cephe tercih edilir yaz-ilkbahar düşünülerek. soğuk yerlerde de tam tersi güney.

biz izmir'de kuzey cepheyiz. yazın yine de klimasız olmuyor ama güney cephedekilerden iyi yine de.

kışın donuyorsun yazında serin oluyor yaşadığın şehre göre değişir. şu an yine kuzeyde oturuyorum soğukkkkk:///

benim ev kuzey-batı.
kapı ve cam yalıtımları iyiyse, dış yalıtım varsa gayet güzel oturulabilir bence. yazın serin olur, kışın da dediğim gibi yalıtım iyiyse sıkıntısız oturulur. yalnız çok yüksek lokasyonlu ve üst katlar rüzgardan biraz daha fazla etkilenir.

Yaptırabilirsiniz tabii ki. sağlık durumunuza, istediğiniz kapsama ve yaşınıza göre fiyat değişir.

edit: Örneğin www.axasigorta.com.tr

yaptırabilirsin tabi ama maliyeti kapsamına göre çok çok değişken. direk firmalarla görüşüp plan oluşturman ve maliyet çıkarman daha doğru olur

dizel symbol, albea, getz alabilirsin. fazla da eski olmaz model yılı olarak.

lpg

boşver dizeli çak bi tüplü civic-corolla bak keyfine.

o paraya 2000-2001 model tüplü corolla-civic anca çakar yalnız.

2006 2007 hatta 2008 ford fiesta bulabilirsin ama şehir içi aracı şehirlerarasında araç pek güvenilir değil gibi geldi

tabiki bulabilirsin; 2006 model nissan micra, renault symbol, albea, ford falan alabilirsin amaa 2.el dizele aracın geçmişini bilmiyorsan girme!! hele ki 100 bini devirmiş 10 yaş civarı araçlara hiç girme.

10 yıllık 100 binde dizel bulamazsın, bulsan da zaten kilometre düşürülmüş.
kimse senede 10 bin km için dizel almaz.

ford fiesta

hocam sanırım biraz zengin markası: www.modacruz.com

fiesta 1.4 dizel. 550 km kontak kapatmadan yol yaptık, sıkıntı olmadı. hız takıntın yoksa 100 km dolaylarında giderek komik bi rakam yakmıştı 550km'de. litre fiyatının yüksek olduğu zamanlarda 20 kuruş gibi bir şey düşüyordu km'ye. şehiriçi zaten çok pratik ve kullanışlı. ama konfor sıfır. sıfır yani hiç bekleme.

o paraya 2007-2008 pejo 307 veya citroen c3-c4 olabilir

kıraya vermısıtr

kiraya verilmesi imkansız bi yerdir, adam kiralamaya aracı olmuştur, aylık kardan komisyon alır

deli fikirler.

şehirlerarası otobüsler mola verdiğinde elemanın biri girip satış yapardı, fındık fıstık, cezerye, simit vs.

mağazayı turlayıp satış yapabilir.
escortsa mağazadan birini düşürebilir.

normalde,
mağazanın tedarikçisidir. sigortacı, tamirci, terzi vs.

mağazaya çikolata otomatı/masaj koltuğu vs koymuştur.
mağazada satılan ürünlerin tamamlayıcısı bir ürün satıyordur.

mağazayı soyabilir

Muhasebesini tutar.

çoğu bankada altın hesabı var. ama her şube altın almıyor. banka adı + altın günü diye arat.

garanti altın hesabı iyi gayet.

e iş bankası?

iş bankasına yatırdım sıkıntı çıkmadı.

tavsiyem yatıracağın altın şaf işlenmemiş şeklinde değilse mutlaka kapalıçarşıya gidip altına saf olacak şeklinde olucak şekilde ağırlık biçtir. saf altını götürdüğün zaman değerinin 0,98 i civarında bi miktarda alıyorlar banka (biraz pazarlığada bağlı kapıyı genelde 0,95 ile açıyorlar)

Bankalarda kasa kiralıyorsunuz. Fakat hiç bir banka kasaya koyduğunuz mal için garanti vermiyor.

kuveyttürk. altın veren bankamatiği bilem var.

mahsun kırmızıgül falan da var

"aydın ve sanatçılar"
yani kitleleri, toplumun belirli bir kesimini konusmalariyla yonlendirebilecek, sozu nispeten dinlenen insanlar.
herkese hitap etme gibi bir zorunluluklari yok. buna mi takildiniz?

barış atay aydınsa ben de her türlü aydınım

Hemen zaten elektriğiniz suyunuz açıktır siz kağıt üzerinde abonelik yapıyorsunuz

iki nusha olur ikisinde de kalir

Tum taraflarda bir adet islak imzali sozlesme bulunur.

iki kopya yaparsın biri sende biri ev sahibinde.

İki nüsha denmiş zaten, eğer ev sahibi tek nüsha yapar da o da bende kalsın derse, o ev onun başına yıkılır.

sadece kira sözleşmesi değil, her sözleşme en az iki nüsha yapılır ve taraflarda birer nüshası kalır.

aynı cevabı neden 10 kişi arka arkaya veriyor?

Sozlesme fotokopi olarak cekilir iki suret olarak imzalanip biri kiracida biri kiralayanda kalir

hiç denmemiş ama her tarafta birer nüsha olur.

dört nüsha yapın ıslak imzalı
iki iki paylaşın, yedekli :)

1 nüsha yapıp 1 hafta ev sahibinde 1 hafta kiracıda kalsın bence.

4 nüsha olursa kiralanan yer de iş yeriyse fazla damga vergisi çıkar. evet sırf farklı bişey yazmış olmak için yazdım :)

Neden söylenmemiş anlamadım ama her tarafa 1 er nüsha verilir

iki nusha olur ikisinde de kalir

doğrudur.

dask ev sahibine ait.

tabiiki yaptirabilir, parasini siz verirsiniz yaptirirsiniz. Binanin tapusuna ihtiyaciniz var

Parasını ödedikten sonra yapabilirsiniz. Tapuya da gerek yok, adres bilgisi veya adres kodu olduktan sonra yapılır. Ancak bina inşa yılı ve m2 bilgilerini vermeniz lazım, yaklaşık değerler de olur.

Hayır öyle olunca meşgul yazıyor. Hat düşmüştür belki. Dıt Dıt Dıt ediyor ya.

Dask numarasi vs isteniyor zaten faturalar alinirken. Siz de ev sahibizi arayip, sorun. Yaptirmadiysa yaptirir, yaptirdiysa numarasini verir.

kızartabilirsin

yuvarlak kestirilir ince olacak şekilde, mısır ununa bulanır yağda kızartılır en güzelide böyle olur

feodal moruk +1

biz hep böyle yiyoruz evde, fırında yaptığımızı hiç hatırlamıyorum

Merhaba.
Ben bir firmaya piyanomu taşıttım. Çok özenli çalıştı.
Yol boyunca şöför ile konuştuk bu firmalar üzerine, baya o gün birlikte zaman geçirdik.
Gayet düzgün bir insandı ve bir gün ev taşıma nakliyesine ihtiyacım olduğunda ara, biz yapmasak bile sana tüyolar veriyim vs. demişti.

evden kendileri paketliyolarmis her seyi, güzelce tasiyorlar ve sonrasinda da kendileri poaketleri acip montaj yapiyorlarmis.

Telefonunu iletecegim özelden size. Bir danışın.
Moda'dan piyanosunu taşıdığınız bir genç tavsiye etti dersiniz.

30 lira.

Eskici demir fiyatina alir mahalle arasi dogalgaz bayisi tarzi yerlere goturursen belki biraz daha yuksek fiyat verir.

Netten satsana, çalışıyor sonuçta, vardır bi piyasası.

2 mandal bı legen verır

Akıllı telefonuna bir navigasyon indir

ya da yonder map'te osman gazi korusu diye arat

sonra da en yakın otobüs durağını bularak bu hattan geçen otobüsleri de iett'de arat

arabayla mı toplu taşımayla mı gideceğiniz yazmamışsın!!!!!!!!!!!

Dudulluda ki ise kadıköyden 14, 14a, 14ak, 19s, 14şb geçer.

puanlar eşitleneceği için, gol averajına bakılır. bu durumda da hollanda bizden önde. (büyük ihtimal değişmez.) yani 3. olamayız.

ikili avaraja bakılmıyor mu puanlar eşitlenince ? hollandayı yenersek ikili avarajda da önde oluruz. maçlar böyle biterse. kural değiştiyse bilemiycem tabi.

bu kazmalıkla bi cacık olmaz bizden.

kaldı ki hollanda'yı yenemeyeceğiz. o güzel beynini yorma bu hesaplar ile.

ikili averaja bakılıyor puanlar eşitse, eğer ikili averaj da eşitse gol averajına bakılıyor. (ikili averaj şöyle oluyor ama hollanda ile 1-1 berabere kaldık orda şimdi 0-0, 1-1,2-2,3-3 vs.. hepsinde eşit sayılıyor averajlar deplasmanda 1-1 kendi evinde 0-0 berabere kalırsan sen avantajlı olmuyorsun eşit oluyor yani). ayrıca bizim su gruptan cıkma ihtimalimiz 0 bence, yuzyılın mucizesi olur cıkabilirsek.

borsaya acıksa kap

büyük bir şirketse fortune 500, capital 500, ISO 500 gibi listeler

daha küçük şirketse anadolu 500 listesi var. tam da bu pazar günü ekonomist dergisi'nin kapak konusu olacak kendisi.

bir de yine İSO 2'nci büyük 500 sanayi kuruluşu listesi de mevcut. İSO 500'den farklı olarak.

Yeni evin sözleşmesi ve DASK poliçesi ile açtırabilirsin.
Diğerini de istediğin zaman kapattırırsın.

Ama eski ev için ödediğin depozito ücretini daha geç iade alıyorsun, onu unutma.

faturaları istediğin zaman açtırırsın ama daha önce evde oturan kişi kapatmadan açtırırsan o adamın faturalanmamış kullanımlarını kabul edip ödemen gerekiyor. aynı şekilde çıkacağın eve yeni taşınacak kişi de senin kapatmanı bekler yada kalan borcunu kabul eder. yani evde daha önce oturan biri varsa onunla iletişime geçip kapatmasını sağlarsan daha temiz olur. aynı şekilde sen de eski dairenin faturalarını bir an önce kapatırsan arkandan gelen adama kolaylık olur.

b1 hücresine; "=a2/a1" formülünü yazıp ardından b1 hücresini "yüzde" olarak biçimlendirmeniz yeterli.

=A2/A1x100 (sonuç olarak 20 yazar)

ya da sadece =A2/A1 yazarsınız, sonuç olarak 0,20 yazar. hücreyi "yüzde" olarak biçimlendirirseniz %20 yazar.

mümkün değil öyle bir şey.

Basitinden if kullanacaktım ama şöyle bi şey var:
a2 için "Buraya bir şeyler girin"li if formulünü yazdık diyelim. Sonrasında a2'ye yeni bir değer girdiğimizde a2'deki formulümüz silinmiş olacak, sadece yeni değer orada kalacak.
Yani "aferin" ve "buraya bir şeyler girin" yazılarının a1,a2,a3'te değil de bir yanları b1,b2,b3'te yazılması daha mantıklı gibi.

@rare
anladım. ok. bu şekilde nasıl çözeriz?

Benim çözümüm şu

B1 =IF(AND(A1="";A2<>"");"A1'e Bir Şey Yazın";"")
B2 =IF(AND(A1<>"";A2="");"A2'ye Bir Şey Yazın";"")
B3 =IF(AND(A1<>"";A2<>"");"Aferin";"")

puan ne? neye göre hesaplanacak puan?

daha açık sorarsan yardımcı olabilir insanlar. şu şekli ile bir şey anlamadım.

@teritori

herhangi bir sütunun 3'ncü satırını bir şeyler girildiğinde, o sütunun 5'inci satırına yazı ile puan yazmasını istiyorum. puan hesaplama vs. yok.

=IF(C4=0;0; "Puan")

bunu c 6'ya yapıştırdığını varsayarsak istediğin bu sanırım

=EĞER(EBOŞSA(c1)=YANLIŞ;"Puan";"")

türkçe ve diğer yoldan.

Genelde keyfi olarak belirlenir. Ama en temelinde arz talep yatiyor tabi ki. 117 ye fazla musteri varsa o fiyat ucar gider.

Kurumsal bir firmaysa yine daha dengeli bir fiyat politikasi uygulanir.

Normalde o eve exper fiyat biçiyorsa evin konumuna, yaşına, albenisine göre bir m2 fiyatı belirler. Sahibinden gibi yerlerde tutturabildiklerine satıyorlar. Birebir aynı şartlarsa içler dışlar çarpımı yaptıktan sonra %10 değiştir. En fazla o kadardır diye tahmin ediyorum.

dairenin cephesi ve katı vb. başka özellikleri de etkendir.

Bizim apt da 300 ve 350 ye satıldı bahsettiğiniz gibi 2 daire.

Güneş alıp almama durumu fiyata etki eder çünkü kuzey cephe ısınmaya 1500 harcarsa güney cephe 1000 lira harcar. 500×geçireceğin kış

Özellik baktırır, fayda sattırır.

internete modelini yaz,

cikan sayfalarda ozellikleri illa ki vardir.

ya da ekrani sol alt kosedn sag ust koseye dogru olc(diagonal)

suradan da cm yi inche donustur
www.metric-conversions.org

ekran paneli icin

www.nirsoft.net

karisla olcsene

Sol üst köşesinden sağ alt köşesine cetvelle veya mezura ile ölçün. Sonra 2.5'a bölün.

Ayni haklar: esyaya iliskin haklar. Sinirli ayni haklar da mulkiyet hakki disinda kalan esyaya iliskin birtakim haklar. Bunlar alt kollara ayriliyor. Tek tek aciklamak burada mumkun degil ancak mesela tasinmaza (verdigin linkte konut) iliskin irtifak hakki (yararlanma hakki) sinirli ayni haklardan birisi.

1500 USD'yi ben 1500 dolar olarak söylüyorum mesela.
TL'yi de lira olarak söylemek doğrudur bence.

eğer bu okumayı, tl'yi lira diye okudun diye sorun edebilecek insanlara karşı okuyorsan, türk lirası olarak okuyabilirsin. geri kalan yerlerde lira diye okusan da doğrudur.

bir de şöyle bir şey var, eğer metinde türk lirası dışında başka lira kullanan bir ülkenin parasından da bahsedeceksen aradaki farkı vurgulaması için türk lirası olarak okuyabilirsin.

Ben de Turkiye'de bulunan isletmelerde calisan insanlarin bir seyin fiyatini soylerken 100 tl demesine gicik oluyorum. 100 tl yazan bir urunun fiyati 100 liradir. Bence de bu sekilde okunmalidir.

Asmalımescit Mah.
Sofyalı Sok.
Hamson Ap. 2-Blok
No: 20/12
Kat 1
Beyoğlu/İstanbul

Tel: 0212 245 53 38/39

benalpayerdem@gmail.com
vedatozdemiro@gmail.com
baris.uygur@gmail.com

çizerlerin twitter hesaplarına da bakabilirsin.

Yemeklerde kullanabileceğin en sağlıklı üründür. Özellikle yağı sonradan eklersen. Yanma derecesi diğer bitkisel yağlara göre çok yukarıda olduğu için okside de maruz kalmıyorsun fakat kızartmalarda yanma derecesini geçersen diğer yağlardan bir farkı kalmıyor. Kızartma her şekilde zararlı bir beslenme şekli.

soğuk sıkımın özelliği ısıl işlem görmemesidir. sen yağı ısıtırsan bir özelliği kalmıyor. normal ve uygundur ancak pahalıdır. bunun yerine riviera kullanabilirsin kızartmalarda.

riverira= bok

ne olduğu belli olmayan bir yağdır riveira.

kızartma için fındık yağı kullanınız, kullandırınız.

cevap:

estonya, finlandiya, izlanda, norveç, isviçre vs. vs. gibi bir sürü ülke hala koalisyon ile yönetiliyor.

Partiler arasında ucurum ve husumet olmasa, siyasiler her boka karismayip burokratlari biraz rahat biraksa koalisyonlar başarılı olur aslında. Ama turkiyede başarılı olamıyor bu yuzden ve bunların degismesi zor.

Koalisyon olmasın diye birinci partiye yapilacak tüm ayrimlar da diktatörlüğe yol açıyor bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde

Türkiye gibi demokrasi kültürü gelişmemiş ve hükümetin çok güçlü olduğu ülkelerde koalisyon olmaması daha kötü bence.

iskandinav ulkeleri ile bizdeki cirkef, fitneci, koltuk delisi tipik ortadogu demokrasileri ile bir tutmak guzel bir kafaymis. tayyipten nefret ediyorum; ama bu ulke icin koalisyon demek kaos demek. gerci tek parti de 12 yilda diktaya donuyor. en makulu her donem tek iktidar.

koalisyon kötü bir yönetim şekli değil. hesap verilmeyen, kadrolaşma ve rant kapma yarışının olduğu Türkiye'de kötü sonuçlanıyor.

fitneci, koltuk delisi insanların iktidar ile daha iyi bir demokrasiye inanmasının iktidara bağlı olmasını düşünmek de güzel bir kafa.

her dönem tek iktidara mahkum olacaksak, bırakalım krallık gelsin; nasıl olsa herkesin istediği de bu değil mi? onlar da rahatlasın biz de rahatlayalım.

hiçbir özgürlük yan gelip yatılarak, zevk ve sefa içinde gelmez. kaostan düzen doğar.

ordo ab chao.

eger konu ülkenin menfaatineyse her siyasi görüs asagi yukari cogu konuda birlik olabilir.

ama bizde siyaset su bu ülke icin degil, kisisel menfaat icin. bu yüzden de hepsi ayri görüste. ve bu yüzden koalisyona öyle bakiyorsun. ama koalisyondan bu olmak zorunda degil.

koalisyon kötü bir yönetim şekli değil. 13 yıl boyunca her gün birileri tv'ye çıkıp istikrar diye konuşunca elbette bir algı yönetimi oluşuyor, ister istemez koalisyona karşı önyargıyla bakılıyor.

en basitinde şu twitter adresine bir göz gezdirin:
twitter.com
öneriler sırf muhalefetten geldiği için reddediliyor. sayfalar dolusu örnek var. chp/mhp/hdp grup önerisi kabul edilmedi diye. haberlerde de görmüşsünüzdür, akp tarafından önerilen yasaya chp destek verip oylamada el kaldırınca akp tarafı bu sefer kendi önerilerini reddediyor. o kadar sorgulamadan uzaklar ki, önerilen yasaya bile bakmamışlar. ben buna demokrasi demem.

koalisyonun da kötüye kullanılıp sistemin tıkanma şansı var. bunlar hep ülkenin demokrasi kültürü ile bağlantılı.

Biraz ikinci elden bir bilgi ama Almanya, ikinci dünya savaşında beri koalisyonla yönetiliyormuş. Kendim kontrol etmedim ama benim bildiğim de hep koalisyondu.

akp gibi ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, nefret aşılayan bir iktidar olmasındansa "kötü" koalisyonu tercih ederim; en azından daha çok insan kendini temsil eden birilerinin iktidarda olduğunu bilecektir. chp ve mhp koalisyonu kendi içinde çatışacak bir koalisyon olmayacaktır, en azından akp'nin izlerini kazıyana kadar ki bu da 3-4 seneden önce olmaz. hdp'nin dışarıdan vereceği destek hem kendilerinin "türkiye partisi" olma hedeflerini gerçekleştirmelerini sağlayacaktır hem de ülke yönetmekte söz hakkını bulmuş olacaktır.

Hayir, tabii ki degil. Basarili koalisyon hukumetleri cok oldu. 2 turlu secim sistemi de cok sacma bir sistem.
Medyadan her duydugunuza itibar etmeyiniz.

rte "abd'de de başkanlık var" deyince kızanlar, höykürenler "abd'yle biz bir miyiz" diyenler şimdi "avrupa'da da koalisyon var" diyor. madem o kadar her ülkenin kendi şartlarını göz önünde bulunduran adamlarsınız, koalisyonun tr için siki tutmaktan başka bir anlama gelmediğini de görmeniz lazım. almanya'da, finlandiya'da falan koalisyonun işlemesiyle tr'nin ne ilgisi var? geçmişte buradaki koalisyonlar döneminde millet bok içinde yüzerken de avrupa'da çok başarılı koalisyonlar vardı.

"Almanya'da koalisyon var" demek, "koalisyon, tek parti yönetiminden daha iyidir" demek değil.

Koalisyon evlilik gibi, kiminle yaptığın ve parti içerisindeki tavırlarınla alakalı. Hayat boyu mutlu geçen evlilikler de var, bir ay sonra birbirini öldüren eşler de.

Alçak gerilim.

alçak gerilim

Alçak gerilim.

3 alçak gerilimle uğurluyoruz.

çoğunlukla sınıflar bizimkiler gibi. teknoloji laboratuvarları ayrı. projeksiyon ve akıllı tahta oralarda da yeni yaygınlaşıyor. her öğrencide tablet gibi saçmalıklar yok. bilgisayar atölyelerine gidiyorlar bu tür dersler için.

amerika icin en belirgin fark su ki her sinif icin belirgin bir derslik yok. bizde universitede oldugu gibi her ders icin ogrenciler farkli dersliklere gidiyor. Binalarda her ders icin ozellestirilmis derslikler var. Bir sinif matematik dersi icin matematik dersligine, computer science icin bilgisayar dersligine, vs. gidiyor. Bu derslikler bir hocaya ait aliyor ve ogrenci hocanin ayagina gidiyor. Ben her ogrencide ipad felan gormedim ki aksine hem cep telefonlarina hem de tabletlere cok sicak bakilmiyor. Ders teknoloji kullanimi gerektiriyorsa zaten dersin islendigi dersliklerde o teknoliji yer aliyor. ogrencilerin dersliklerde cep telefonu tasimasi kesinlikle yasak mesela. yakalandiklarinda telefonlarina el koyuluyor ve ancak velilere teslim ediliyor.

Ha bunlari yaziyorum ama sakin amerika'da muthis bir egitim ortami var sanma. ne yazik ki ogrenciler isin en boktan yanini olusturuyor. ders anlatmak ve ozellikle disiplin kurmak imkansiza yakin. bizim okullarimiz belki bircok acidan yetersiz ama bizde kesinlikle daha iyi bir egitim/ogretim ortami var. hos sen kiyas sormamissin ama ben yine de belirteyim dedim.

mek o es

türkler "mek os" diyor, orcinali "mek o es"

mek o es +1
artık resmi olarak sadece os x kullanılıyor.
ayrıca x, harf olan x değil, roma rakamı 10.
yani mek o es ten diyoruz.

ben mek os diyom valla

IOS da "ay o es" diye okunuyor. Yazayım dedim :)

OS'un açılımı: operating system

akıllı tahta'dan kastın tam olarak nedir?

tanımdan bağımsız olarak da, olsun tabii ki. güzel bişey her yerde yeni teknolojileri kullanmak, insanların işlerini kolaylaştırmak.

öğretmenlerin verimli kullanabileceğini sanmıyorum, öğretmenler ya bilgisizliklerinden ya kolaycılıklarından kullanamıyor. adam açıp koca dersi belgeselle geçiriyormuş mesela.

kalitesiz öğretmen problemi çözülmeden isterse tüm duvarlar akıllı tahta olsun anlamı yok.

hayir. ögretmeni egitirsen belki mantikli. su an her sinifa akilli tahta koymanin anlami yok.

1-ögrencinin not alabilecegi veya algilayabileginden daha hizli konu anlatimina neden oluyor. cünkü ögretmen yazmak yerine kenara kaydirdigindan muhakemesini kuramiyor.
2-ögretmenler genel ayarlara, kalibrasyona, dogru ve etkili kullanima muktedir degil. aksine en ufak baglanti hatasinda kalibre hatasinda ders aksiyor.
3-uzun vadede cogu ögrencide göz yorgunlugu ve sulanmaya neden oluyor.
4-daimi gürültüsü irite edici.
5-uzun sürede masrafi var.
6-sevmiyorum. benim lise hayatimin sonu bu gecise taniklik etti. bilincsiz bir gecis oldu. bu yüzden fikrim bu. yazarak anlatilarak ögrenilmesi, yanda video ve görselle desteklenmesini dogru buluyorum. ama akilli tahtaya yazi yazmak iskence, hele ir dokunmatik algilayicilarla. ikisi de olmali. birinden digerine gecis degil.

Bizim zamanımızda tepegöz vardı. O da müdürden izin alınarak kullanabiliyordu. Dolayısıyla çok gerekli olduğunu düşünmüyorum

ben olsam girerdim, ulusalcılar kopuyor gibi, zorunluluktan oy veren sosyalistler zaten hdp'ye verecek. chp nasıl 30'lara çıkacak bilmiyorum. (keşke çıksa)

bence girme :{

tahminim 26'dan aşağıya düşmez.

Karşı tarafın paraya ihtiyacı varsa gir bence. Sevaba girersin :)

gecen secimde 27.8 almis bir parti sonucta. ben olsam girmezdim.

CHP 25'in altına inmez. Tahminim en az 27-28 civarında oy alacağı yönünde. Çünkü şu ana kadar uzak ara seçim kampanyası en iyi olan parti ve insanlardan takdir toplamaya başladı.

%26'nın aşağıısına düşmez. %28 civarı bile çok yüksek ihtimal bence.
%30 top olur.

27,5 dan fazlası olmaz

Orana bağlı arkadasinla gireceksen bire ikidir değmez. Bire on beş falan olsa 20 tl bas derdim.

üst oyna bence

ülkeye bak amk

27 alır bence de girme

Hdp %11 veya üstü alırsa Zaten büyük süpriz olur. CHPninde %27 altında alması çok saçma.

Eğitim ve öğretim verebilme teknolojisi olursa çok iyi olur. Şu an yapılanın aksine.

bence simülasyon ve interaktif sunumlar yeterli. yani akıllı tahta olsa yeter gibi. ama içerik lazım işte onu nerden sağlarsınız bilmiyorum.

Sifteo küpleri

özgür olan her şeye varım

Ben deneycilikten yanayım.

Bir öğrenci kimya dersinde bol bol deney yapmalı, tehlikeli gibi olanları öğretmeninin elinden seyretmeli. Fizik dersinde sürtünmesiz ortamı elde edemese bile ışığın çift yarıktan geçişini görmeli. Diğer dersler için de en azından bir simülasyon veya bir görsel ile o konunun mantığını oturtmalı.

Öteki türlü sürekli teorik bilgi bombardımanıyla onları sadece ezberlemeye zorluyor ve sınavı geçtikten sonra unutacak kadar öğretiyoruz.

konut devlet eliyle bizzat desteklenen bir yatırım aracı olduğu için hükümet politikası değişmezse ucuzlayacağını düşünmüyorum.,

İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri olan barınmayı rant kapısına çevirenleri Allah'a havale ediyorum.

yabancılar kendi ülkelerine göre düşünüp türkiye için tahmin yapıyor. sözlüktekiler de onlara uyup emlak balonu diye gaza geliyor. türkiye'de emlak balonu var ama zeplin olmuş. bir yere çarpmadan patlamaz. ya devlet politikası değişir yada nüfusta salgın,savaş vb sebeblerle büyük düşüş yaşanmazsa böyle en az 10 yıl daha gider.

öncelikle :
(bkz: nereye sıçacaklar)

hocam 2 milyon suriyeli geldi. nüfusun da artıyor. zaten gittikçe görece lüks yaşıyoruz.

biraz düz mantık bakın gözünüzü seviym: insanlar "EVDE" oturmak zorundalar.
sen bakma sözlükteki yazanlara. 10 yıl önce stüdyo daire kültürü mü vardı? şimdi tüm öğrenciler tek ya da iki kişi kalıyor. yatakhane mantığı bitti. üniversite açıyorlar her yere.

bu insanlar bir yerlerde yaşayacak, e konut ihtiyacı da var olacak. ben piyasada yeterince ev olduğuna hala inanmıyorum açıkçası.

ucuzlamaz turkiyede ev 4 yildir balon patlayacak, ulan her yer insaat bi tane bosluk gorsunler ev yapiyorlar.

Dolar,euro,altın ,hisse senedi vb. piyasalardaki her türlü değişikyoruma açığım ve bunların yönüyle ilgili fikir yürütmelere esaygı duyuyorum ama konutta balon var fiyatlar düşecek diyenleri kızılcık sopasıyla kovalayasım geliyor.

Konut fiyatları asla düşmez.Talep sürekli artıyor. Mal alırken kazıklanmanız dışında uzun vadede reel olarak sürekli karda olursunuz.

görünüşe göre evlerin büyük çoğunluğu ipotekli, yani krediyle alınmış.
piyasada kriz demiyelim de durgunluk var mı? var
peki bu ortamda kimler borç yükü altına girebiliyor çok merak ediyorum.
mümkünse ateistler bunu da açıklasın.
bana tüik bu rakamları şişirmiş gibime geliyor. bir emre bakar.
ya da tüm yandaş memurlar, kriz korkusu olmadığından krediye yüklendi.

konut fiyatlarında balon olup olmaması ile emlak krizi aslında farklı şeyler. şu an emlakta bir talep daralması görünmüyor. ancak olası bir ekonomik kriz ve arkasından gelecek konut kredilerinin ödenememe sorunu bankaların evlere ev koymasına ve haraç mezat satmasına, özetle bir emlak krizine neden olur. aynı abd'deki gibi. orada kredibilite sorgulanmadan herkese mortgage kullandırılması söz konusu idi. bizde durum nasıl bilemiyorum. muhtemelen bir ders çıkarmışlardır oradan.

peki konut kredisinin toplam emlak piyasasındaki oranı ne? ilk satışlarda %36-37, ikinci el satışlarda %39-40, genele vurulduğunda 2015'in ilk 4 ayında %39'a sabitlenmiş durumda. yani yarıdan az. 2014'ün ilk 4 ayında bu oranın %28-30 civarında olduğunu da belirtmek gerekir, yani ipotekli konut satışında geçen seneye göre ciddi artış var.

konut satış trendleri değerlendirildiğinde bir sorun görünmese de gene de dikkatli olunmalı çünkü insanların gelirlerini etkileyecek ilk krizde vurulacak olan piyasa emlak piyasası olacak.

emlak konusunda kafası karışık insanlardan birisi de benim
baya süredir araştırıyorum bu konuyu ulaştığım temel görüşler şöyle
55 yaşındaki annelerimiz ve hatta 75 yaşındaki ananelerimiz ne düşünüyorsa biz 25-35 arası kuşak da aslında aynısını düşünüyoruz: aman evimizi alalım da isterse o evde aç oturalım, kombi yakmadan yatalım. evimiz olsun da rezil olmayalım, yeter ki. batılıda olmayan bu iştah bizde hiç bitmeyecek gibi duruyor.
zira çok şey değişiyor, gelişiyor ama devletimiz sosyal devlet olmakta 1 adım ileri gitmiyor, hatta geri gidiyor...aileler avrupalılaşırken -hatta bu uğurda olmayan paraları da harcarken- devlet daha da orta doğululaşıyor :/
çok şey değişiyor derken bu nasıl etkiliyor; mesela türkiyede ev başına ortalama hane halkındaki kişi sayısı 6-7 lerdeymiş şimdi ise 5'li rakamlar var. avrupada bu sayı 3'ü bile bulmuyor ve biz de oraya doğru gideceğiz, olması gereken de bu. Yani, anne-baba çocuk bir evde onların anane ve dedesi de bir diğer, varsa bekar çocukları diğer evlerde. bu konsepti er geç yaklayacağız ki neredeyse şu anda mevcut olan her haneden 1 hane daha çıkacak demektir bu. E bizde avrupadaki gibi evler 150 sene oturulur durumda da olmadığına göre, bizim ev ihtiyacımız bitmeyecek.
ancak aşırı fiyatlanmadı mı ve bu artış nereye kadar sürecek? --şu anda anladığım kadarıyla gerek kara para aklanması, gerek yatırım için al-sat yapılması, gerekse daha karlı ve aklımızın bastığı (!) başka argüman bulunamaması da bu fiyatlarda etkili. Bana da bazı fiyatlar aşırı irrasyonel geliyor 300e alan 400e satışa çıkarıyor diyelim sattı onu alan da 500e satışa çıkarıyor. e ama bunun bir sonu olmayacak mı? Mantık herşeye rağmen bir yerde bu en son alanın elinde patlayacak diyor. Ancak gelin görün ki en son alan olmamayı nasıl başaracağız, onu bilemiyorum.
Benim aklıma yatan ise, en kötü kendin oturacaksan ve kirasına göre de makul bir ev alıyorsan al gitsin...

kriz ancak ekşiclerin çığırtkanlığını yaptığı bir şey. en azından emlak acısından. emlak krizi falan olmaz.

unutma ki ekşi sözlük bir baltaya sap olamamış bir sürü insanla kaynıyor. yani kriz çıksa milletin batması etmesinden, herkesin kendisi gibi kötü durumda olmasından zevk alacak tipler bol. kendisi ev alamıyor, sanki somalide yaşıyormuşuz gibi bir tablo çiziyorlar ekran basında.

cogu aynı yazarların baska entry'lerine bakarsan ''ben iş bulamıyorum, arkadaslarım, bütün çevrem herkes iyi maaşlara iş buldu bühü'' diye ağladıgını görürsün, baska baslıkta ise işsizlik hat safhada bilmem ne diye ağlarlar. işsizlik tavansa arkadaşların nasıl dolgun maaslara iş buldu o zaman?

kısacası, ekşi sözlük falan bu tür şeyler için bakılacak son yer. aylardır yıllardır diyorum emlak krizi falan ekşici hayali diye, olmaya da devam edecek. alacak/edecek/parası yeten adam cok. burada yazlıp çizildiği kadar fakir bir halk değiliz.


ek olarak bizzat direk kendi ailemden olanı söyleyim: tunalı büklüm sokakta sırf yatırım olsun diye 125 bin tl'ye aldıgımız dandik giriş katı evi 1.5 sene içinde 210 bin tl'ye sattık. 1.5 sene içinde 85 bin değer kazandı. ve ilanı koyduktan 2 gün sonra yaşlı bir kadına satmış babamlar. kapış kapış gidiyor.

incek'te yapılan ankaville'de yapılan evlere bakalım dedik, neredeyse komple satılmış. en ucuz villa 550 bin'den baslıyor, 1.2 milyona kadar cıkıyor. neredeyse yüzde 90'ı satılmıs bile.

okulun bir lms (bkz: eğitim yönetim sistemi) kullanmaya başlamasına önayak olabilirim örneğin.

Eğitim teknoloğu işe alırdım.

programlama için çocuklar yönlendirilebilir.

Daha önce sevdikleri ve sevmediklerinden bağımsız olarak herkes Scrubs izlesin, izlemeli.

simpsons gibi animasyon seversen futurama ilk sırada gelsin. yaratıcısı da aynı zaten :)
+south park
normal dizi olarak da chuck

how i met your mother'a gülmediğine göre sen de seinfeld ile başlayıp curb your enthusiasm ile devam edip daha sonra ingiliz komedilerine geçebilirsin.

bi de (bkz: coupling) dene. soso da İngiliz komedilerine geç demiş zaten.

(bkz: parks and recreation)
(bkz: rick and morty)

Spaced'de deneyebilirsin.

black books

Community,
The office,
Parks and rec,
Black books,
That '70s show,
Futurama,
Rick and morty

chuck +1

direk komediye gülmüyorsan aksiyon arasında gelecek espriler güldürür seni.

bahsedilen kavşaktan başlayarak ankara yönüne giden TEM yolu kapatılacak denmiş.

niye alınmasın yahu, kırışsın zaten nolacak ki?

e onun özelligi o deil mi ztn:) az dikkat edicen kullanırken o kdr.

ben almam. ne kadar güzel dursa da kırışınca ağzı gözü kayacak götüme benzeyecek.

eft'de isim soyisim gözükmez. hesap no ile isim eşleşmez ise eft geri döner size zaten

EFT yaparken zaten karşı tarafın adını sanını yazıyorsun. Bir yanlışlık olursa itiraz edebilirsin.

degil.

yoo değil. 2 hafta sonra oraya gidicem hatta

yoo değil. defalarca gittim, çok güzel bi il.

orda okuduğuma göre değil

Anasinifi terk misin ki? 81 il denildiginde hic dusunup bakmadin mi bu 81 ilin isimlerine? Insan yasadigi ülkeden bu kadar mi habersiz olur?

Ilgincsiniz valla, her gun biraz daha şaşırıyorum sayenizde.

evet öyle bir il var arkadaşım orada memur.

komik olsun diye yazdıysan komik değil. ciddi yazdıysan cehaletin ortaya çıkıyor. ilçe ismini duymamayı anlarım ama 81 il var. nasıl bilmezsin?

hayat istanbul'dan, ankara'dan ibaret değil. hatta istanbul dediğin beyoğlu, beşiktaş'tan ibaret değil.

abd'de yaşayanlar da "türkiye diye bir ülke varmış, eheheh" diye eğleniyolar. www.youtube.com

(bkz: Liberland) diye bir ülke de var. sen onu da duymamışsındır şimdi.

esprin baya komikmis, kendi imalatin mi?

bence çok komik.

bilmemen kadar ilginç değil.

sende varsın ama biz seni de çok ilginç bulmuyoruz misal.olmaman gerek ama varsın. napalım.

küçük bir yer, insanları da sessiz sakin olmalı ki pek gündeme gelmiyor.
sizin gibi arada bir hatırlatanlar da olmasa kimsenin aklına gelmez.
bir diğeri de uşak mesela, il olduğunu biliyorum başka da bir şey bilmiyorum hakkında.

bence iyi etmedin. bekletmeleri özensizlik evet ama özensizlik o işten vazgeçmeni gerektirecek kadar ciddi bir özensizlik değil.

Her zaman olur böyle şeyler keşke cikmasaydin

Şirketlerde aniden sorunlar çıkabilir işleri çıkmıştır birisi işe geç kalmıştır. Fotokopi makinasi5 bozulmuştur.

atara atar gidere gider.

mantıklı açıklama olabilir ama zaten uygun değildi dediğin görüşmeye gitmiş olman bile hata bence.

o şirket için kara listedesin artık.

30 dakika azmis kanka.

bi 15 dakika daha bekleseydin iyiydi.

ik'nın ilkel politikalarına herkes bu şekilde gider yapmalı.
bu yüzden hepimiz ik departmanlarından nefret ediyoruz.

30 dakika ne la hahhsad allah iyiliğini versin.

4 saat beklediğim yer oldu. patronu bekliyorsan olabiliyor böyle şeyler. vaktin varsa beklersin.
beklememe lüksün varsa basıp gidersin tabi. onu da yaptım sonra bir daha çağırdılar olan bana oldu. bekleyebiliyorken beklemeyi öğrendim.

Beni bi yer 1 saat bekletmişti. Sonra gelip hiçbirşey olmamış gibi kusura bakmayın bile demeden görüşmeyi yapmıştık. Görüşme güzel de geçmişti ama sırf beklettikleri için diğer görüşme için çağırmalarına rağmen gitmemiştim.

30 dakika dedigin nedir ki? Ha onemli baska isin cikmistir ayri mesele ama en Azindan 45 dakika - 1 saat falan bekleyebilirdin.

çok ihtiyacınız yoksa iyi yapmışsınız. Ama bazen bu durum sekreterin falan beceriksizliği olabiliyor o an ulaşamazsa bir daha haber vermiyor. Bi kere ben öyle oldu başıma geldi. En son ben gidiyorum dediğimde sekreter bi sn tekrar arayayım dedi, görüşme yapacağım kişi de beni bekliyormuş.

açılın 30'dan fazla iş görüşmesine girmiş adam konuşuyor!

her işi yaparım abi bölümünden mezun olduğum ve daha sonra da bir sektörde uzmanlaşmadığım için kobisi, globali, "üretim devi", iso 500'ü, home office'i, aracı kurumu, kendi sektöründe dünya birincisi derken bir dünya şirketle-insanla görüştüm-çalıştım vs. vs.

şirketin adı-sanı büyüklüğü değişmeksizin emin olabilirsiniz; eğer hiçbir açıklama yapılmadan iş görüşmesinde bir odada yarım saat bekletiliyorsanız o şirketten hayır gelmez. iyi ki olmamış diyeceğinize eminim.

stres mülakatı, sabır ölçme testi, yöneticilerimizin yoğunluğu, schedule'de bir karışıklık diyen şirketin de taa amına koyim. net.

bende aynı durumu yaşadım, siz şurada oturun ilgilenecekler dediler.
20 dakika oturdum sanırım patronlarına bekliyor dediklerini duydum bekleyecek bekleyecek dedi artist bir tavırla. hiç düşünmedim çektim çıktım
böyle insanlarla çalışılmaz, hiçte pişman olmadım başka bir işteyim ve mutluyum.

İyi yapmışsın bence. ben de olsam öyle yapardım. 15 dk beklemem sürem vardır hayatta herkes için koyduğum. randevusuna bağlı olmayan insanın, bunu telafi edecek bir çaba sarfetmeyen insanın gözümde değeri yoktur.
koy g.tüne sktr et

sabrını ölçüyorlar ve sen kaybettin.

iyi yapmissin. turkiyedeki bu mantigi cozemiyorum. kimsenin kimseyi bekletmeye hakki yok. sonrasinda ne isin oldugunu bilemez is gorusmesi de olsa 9 dediyse 9da yanina gelmesi lazim. hadi en fazla 5dk geciksin. daha fazla bekletecekse de haber vermesi lazim.

herhangi bir açıklama yapılmadan bekletildiysen iyi yapmışsın.

bekletebilirler, normal bir durum ancak kimsenin bu durumu açıklamaya zaman ayırmaması,sizinle ilgilenilmemesi anormal. IK birimleri şirketlerinin yapısını genelde yansıtır. O açıdan bence yaptığın yanlış bir şey değil. Yanlış olan iyi mi ettim deyip, verdiğin karardan emin olamamak. Bu, kendi moral motivasyonunu düşürmekten başka bir şeye yaramayacaktır.

özet: önündeki maçlara bak.

@crucio benim patronum senin dediğin gibi, reklamcılar randevu için aradığında sabah erkene randevu verir. Gelmezlerse tekliflerini kabul etmez ve kendisi hiç geç kalmaz :) KAlacaksa da haber verir.
Fakat normalinde işi koşturan bile bekletiyor, borcu olan bile sallıyor. :)

Uluslararası bir firmada çalışıyorum fakat ağırlıklı şantiyede olduğumdan tiksinip bir ofis işi bulmak amacıyla çalışırken iş arama macerasına girdim 4-5 aydır.3-4 adet türkiyenin konusunda görece büyük firmaları ile görüşme yaptım.Hepsinin iksı sorumsuz ciddiyetsiz ve insana değer vermediğini her fırsatta hissettirecek davranışlarda.Yöneticilerin bir çoğu bu görüşmeler de egosunu tatmin peşinde.Ve en acısı son yaptığım görüşmeye davet aldım ve 2. aşama bir nevi iş teklifinin geleceği etaptı direktör efendi ile görüşecektik.Cuma akşam 6.40 da arayıp görüşme talep ettiler ve bu sebepten mevcut seyehatimi değiştirip bileti değiştrim vs..Final olarak görüşme 11:00 iken adam beni 13:40 da kabul etti.Bilet felan değiştik diye sıçarım işinize diyip çıkamadım ama hala kendime küfrediyorum.İşin en acısı da eğer teklif yaparlarsa kabul edeceğim gibi gözüküyor.Özetle sokayım kapitalizme ve onun köle düzenine.

ne dememizi bekliyosun , "olum coh iyi yapmisin, bende yapardim aynisini"?

belki haatinin firsatini kacirdin, seni istedikleri pozisyon kapanmis, bambaska daha güzel bir pozisyon acilmisti belki o gün, ordan gelecek yöneticiyi bekliyodun belki, spontan gelisen bir seydi belki, ki bu benim basima geldi. görüsme yapana kadar belli bile degildi.

belki yeni bir müdür gelmisti, adam yepyeni takim olusturuyodu, seninde mezun oldugun yerlerden , ayni zevklere sahipti, global sirketlerden getirilmisti, cok büyük sansti belki.

ik uzmani ya da degil, isterse ceo olsun, belki ordaki sekreterin kabaligi yüzünden hayatinin firsatini kacirdin. hatta belkide simdi calisiyosan ordaki kisileri taniyolar, gicik olup oraya haber edicekler, ya da arkadaslariyla muhabbet ederken bir sonraki girecegin yerde de mimlendigin icin giremeyeceksin...

böyle fevri olmayin arkadas, olabilir, bok gibi de olabilir, ama gidin bi görün ortami, belki seker gibi adamlar cikacak, belki bok gibi olucak, görüsmede derdin neyse anlatirdin, simdi tavsan daga küsüs, dagin haberi olmamis misali durumdasin, üstüne üstlük ordaki kimsede senle calismaz artik.

Bir ik'cı olarak iyi yapmışsın diyorum. Anladığım kadarıyla çok da gönüllü değilmişsin zaten bu iş için.

Mazeret bildirmeleri gerekirdi gecikme için.

o an oyle hissetmissin ve yapmissin. yanlis bir durum yok.

aşağı yukarı:

hdp 55
chp 143
mhp 94
akp 259

toplam 100,1 ediyor.

İllere göre rakamlar değişebilir. verdiğiniz rakamlarla daha önceki seçimler baz alınarak hazırlanan simülasyona göre dağılım şu şekilde olur.

AKP - 283
CHP - 133
MHP - 80
HDP - 54

kaynak: secimharitasi.com


cevaba ek olarak yorumum: akp %47 alamaz. hdp barajı geçerse akp 276 nın altında kalır ve koalisyon olur.

benim faranjit boyle baslamisti :( doktora gidiniz ki yataklara dusmeyiniz

e grip/nezle başlangıcı? :s

bolcana soğan ye, boğazını yaksın. akşam yatarken sıkıca giyin, terle. uyku arasında terlediğini hissedip uyandığın an kalkıp üstünü değiş, geri yat. sabah zımba gibi kalkarsın.

amanın, yanlış tavsiye olmasın da. benim gripler hep böyle başlar, ondan şeyettim :)