Ekşi Duyuru

size çalışma vizesi alacak şirket bulmalısınız. orada iş buldanız bile kaçak durumds olacağınızdan sonra yasala dönemezsiniz

Çalışma vizesi almadan ancak kaçak çalışabilirsin. O da merdiven altı yerler, yani kaçak, mülteci falan çalıştıran yerler olur anca. Ayda 200 €'ya çalışırsın.

ayrıca birçok ülkede çalışma izni başvurusu kendi ülkenizden yapılıyor. Yani gidip orada iş bulsanız da bir girdi çıktı yapmanız gerekebilir vs. Yani çalışma izni sürecinin siz oraya gitmeden başlamış olması gerekiyor, sonra orada da son bir kayıt işlemiyle vs sonlanıyor.

kulaklık uzmanı değilim.

benzer ihtiyaçlardan sonra yaptığım araştırmalardan amazon'dan akg k451 modelini almıştım. 1 senedir, her gün kullanıyorum. dışarı ses vermiyor. kulağı ağrıtmıyor. kablolarda kopma, kırılma yok. katlanabildiği için çantada taşıması rahat vs.

www.mediamarkt.com.tr

www.hepsiburada.com

bundan kullanıyoruz

sennheiser cx 200 veya cx 300 ii.

Over ear mi söylememissin. Audio technica mx serisinden fiyatina uyan.

vat 69. dandik votka parasına viski keyfi :D.

fiyat performans olarak en iyisi bu herhalde.

çok kötü bir viski de değil aslında. biz band of brothers'dan gaz alıp alıp içiyorduk.

famous grouse her zaman değil ama arada oldukça uygun bir fiyata satılıyor migros'larda. cevahir migros'ta ultra ucuz bir fiyatta görmüştüm fg'yi. üzerinden geçti ama 1-2 ay.

teachers alıyordu arkadaş, ucuz diyordu, kötü de değil
gayet güzel.. bi bak bakalım fiyatına...

white horse benim içtiğim en iyi ucuz viski, 70'liği 70 küsür. illa en ucuz diyorsan ballantine's, daha ucuzdu sanırım. vat69 çok kötü, onu içeceğine hiç içme.

double black lable,blue l,gold l,chivas haricindekileri viski diye almayın başka bir kategori olması lazım.

hacı avcılar'a yakınsan freeshoptan getiririm ben sana.

birkaç ders ise buradan vardır kesin gönderebilecek arkadaşlar.

Yalnizca bir ders. Yardımcı olabilecek bir arkadas mesaj atarsa cok sevinirim.

Dersi almayan bir kişinin bulması çok zor. Hocanın ismini biliyorsanız kendi sitesinde yayınladıysa bulabilirsiniz ancak.

bazı derslerin syllabus'ını hocalar registration'daki sisteme atıyorlar.

registration.boun.edu.tr

buraya gir, soldaki menüden general services>schedule>2015/2016-1 seç ve go de, oradan dersi bulup desc. kısmına tıkla. şansın varsa "download syllabus" yazısı gelir karşşına. burada yoksa dersi alan birisinden başka şansın yok.

tamamen tahmin yürütürek, uyarı/bildirim vermeyen hata olabilir mi?

sir gawain'in tahmini doğru galiba.

şu linkte birisi silent fail konusunda şikayetçi olmuş
stackoverflow.com

Pardon, örnek cümle vermeyi unuttum.

Karşımdaki cümle bizzat şu,

we currently fail silently on this issue.

sessizce başarısız olmak ifadesini gördüm bir yerde ama anlamlı gelmedi.

nedenini bilmediğimiz bir nedenden dolayı failladık gibi o cumledeki anlam

sir gawain +1 ayrica sadece uyari bildirim vermesi degil bir sekilde hissettirmemesi de buna girer. mesela crash edecekken normalde bunun engellenmesi gibi.

ayağını frenden çekmeden hafiften arabayı titretecek kadar debriyajdan ayağını kaldır. fazla kaldırırsan stop eder. yaya ışığı kırmızıya döndüğü zaman bunu yapabilirsin.

daha sonra frenden çektiğinde ayağını otomatik vites arabaymış gibi öne doğru hareketlenirsin zaten, hafif gaz ver kalan debriyajı da bırak.

öne atlamasının sebebi gaza çok abanıyorsundur, alıştırma yaparak çözersin. ayağının alışmasıyla alakalı.

dediğin sorunların tamamı alıştırmayla alakalı, kullandıkça alışacaksın, daha çok alıştırma yap.

ha bir de, sağ topuğunu frenle gaz arasına koy, ayağını sağa sola hareket ettirerek fren ve gaza müdahale et. ayağını kaldırarak gaza basmaya çalışıyorsan o yüzden çok abanıyorsundur.

Ilk sorunun arabayı kullandıkça gelişir ben arabamın kavrama Noktası merde biliyorum tam oraya hızlıca kaldırıyorum hep. Alışkanlık yani başka çözümü yok

öncelikle iki şeyi bilelim:

1. kalkışta aracın kontrolünü gazla değil debriyajla yaparsın.

2. araç devri aldığı anda yani mesela teker yarım tur döndüğü anda kontrol etme olayı gaza geçer.

araç zıplıyor diyorsun ya, bunun sebebi gaza abanman değil, debriyajdan ayağını hızlı çekmen. araç ilk hareketini alırken gaza ne kadar basarsan bas aracının hareket ivmesi debriyajdan ayağını ne kadar çektiğine göre değer kazanır.

kalkarken aracı vitese alıyorsun, sol ayağın debriyajda, sağ ayağını frenden çekip gaz pedalının üstüne getiriyorsun. gaza basmadan önce debriyajı hafifçe bırakıyorsun ve araç da hareket etmeye başlıyor. bu hareket çok hafif bir ivmeye sahip. eğer debriyajı biraz daha bırakırsan araç düşük devirde yaptığı gibi boğulma yapar. bu boğulmayı hissettiğin an debriyajdaki ayağın sabit kalacak şekilde gaza basıyorsun. burada gaza ne kadar çok basarsan araç o kadar bağırır, hızlanmaz. gaza bastığın anda araç vitese girmek için senin debriyajdan ayağını çekmeni bekler. eğer ayağını debriyajdan hızla çekersen vitese girdiği anda yeterli devir alamadığı için(burada yeterli devir alması için gazı köklemen gerekir ki bu da patinaja sebebiyet verir) istop eder. dolayısıyla sol ayağını çok hafif bir şekilde pedalda oynatacaksın ve aracın vites almasını sağlayacaksın. bunu şuradan anlayabilirsin: birinci vitese atıp debriyajdan ayağını nizami şekilde çektiğin anda aracın devri önce bir düşer, sonra yükselir. bu olay devir almak oluyor işte. araç devir aldığında debriyajı tamamen bırakabilirsin.

motorun kalkıştaki sistemini anneye anlatır gibi anlatmaya çalıştım.

Gebze harem minibüsleri gereksiz. Toplu taşımayla gitmek isterseniz kartal metrodan 200e binin, son durak kocaeli otogarda inip 23e binin ya da otogardan önce halkevinde inip 33e binin.
200 her daim dolu olan bir otobüs. Yazın nefes alcak yer oluyor ama oturmak zor ihtimal. Okul döneminde nefes almak da zor.
Rahat rahat gidelim derseniz de haremden efetura binebilirsiniz. Ya da merronun anadolu yakasındaki otogarının adını unuttum ama orası tuzlaya daha yakın galiba. Metroyla gidebilirsiniz. Metro ya da efetur tercih ettiğiniz takdirde onlar sizi kampüsün içine kadar götürüyor.

He bir de aklıma geldi kayıt için gidiyorsanız servis şirketleri kayıt döneminde bedavaya götürüyordu. Ben kendi kaydıma öyle bedava servis konforuyle gitmiştim, aynı şekilde dönmüştüm.

kisiye ve karaktere gore degisiyor. bazi oclari icince sapitabiliyor

sorunun cevabı evet.
açıklaması biraz uzun ama özetleyerek yazayım.
duygularımızı beynin 3 katmanından geçerek dışarı çıkar
en alttaki katman "id" denilen yerdir. en hayvani içgüdüleri üretir. bu kişiliğimiz, cinsellik ve yemek üzerine sürekli istekte bulunur ve saf istektir ayrım yapmaz. gördüğü her karşı cinsle ilişkiye girmek ister. (anneniz babanız kardeşiniz sokaktaki insanlar buna dahildir)
bunun bir üstünde kocaman ego denilen katman vardır. bunun da görevi id'in sapıkça isteklerini dizginlemektir. isteklere filtre uygular. yavaş ol, o senin annen-baban diyen kısımdır. bunlar bilinçaltı olduğu için burda olanbiteni biz bilmeyiz. bu iki katmanın filtresinden geçen kısım da süperego denilen kısma gelir ki burası da kararlarımızı toplum kurallarına ve değer yargılarımıza uygular. bir eyleme geçeceğimiz zaman bu üç filtrenin onayı gerekir. yoksa kendimizi frenleriz.
Şimdi alkole geliyoruz. beyne giren alkol en üst katmandan başlayarak filtreleri devredışı bırakmaya başlar. içince kendimize güvenimizin gelmesi, normalde utanacağımız şeyleri yapmamız sevdiğimmiz kızın evine gidim seni seviyom diye bağırmamız, toplumsal değer yargılarımızı yöneten süperegonun görevini yapamıyor olmasındandır. daha da içersek bir alt katman devreden çımaya başlar ki bu da dün ne yaptım hatırlamıyorum kısmıdır. içince sapıtan insanlar içten pazarlıklı ve sorunlu insanlardır. bunların pis bir egoları vardır ve içmedikleri zaman sürekli kötü duyguları bastırmakla uğraştıklarından içince süper egonun işlevinin bozulmasıyla bilinç altları gergin bir yayın fırlamasına benzer. sapıtırlar.
tekrar soruna dönersem, kendimize karşı daha dürüst oluyoruz çünkü normalde haberimiz olmadan bastırdığımız düşünceler kolayca filtremizden geçip dışarı çıkabiliyor.
detaylar için id-libido-süperego ilişkisini araştırabilirsiniz

var...
geçen acile gittim. hastane afiş asmış.
acilde gelen hastaları kategorilere ayırdıklarını, kategoriye göre hizmet sunduklarını, nezle gibi acil olmayan rahatsızlıklarda bekleme süresinin 2 saat, hatta daha fazla sürebileceğini belirtiyorlardı!

Acil servislerde triyaj uygulaması vardır. Gelen hastalar durumunun ciddiyetine göre kodlanıp o sırada müdahale edilir. Sonuçta burnu akan adam önce gelmiş diye trafik kazasından gelen iç kanamalı hastayı bekletemezsin.

Şuraya göre minör major kavramı triyajla aynı değil. Hukuki bir ayrım gibi duruyor. 18 yaşından küçükler ve büyükler şeklinde. www.msv.org

Zaten minor ingilizce resit olmayan olarak kullanilir. Aslinda ingilizceden ceviri yapiyorsan orjinalini yazarsan daha iyi olabilir.

third party uygulamalar da var bunun icin ama asagidaki linkte powershell kismindaki

Dir | Rename-Item –NewName { $_.name –replace “ “,”_” }

kodunu kullanabilirsin mesela,

Dir | Rename-Item –NewName { $_.name –replace “(1)“,”” }

seklinde degistirerek

bu da bi third party uygulama ornegi: www.bulkrenameutility.co.uk

@buzzlightyear

bu kodları nerede kullanacağım, bu programı indirdim epey karışık.

bu kodları yazabileceğim siteyi göremedim :)

Renamer diye arat google da. Kullanışlı programlar var.

ben link atacaktim onun icin atmayi unutmusum pardon:

www.howtogeek.com

bu linkteki powershell kismindan takip edebilirsin asamalari, eger sorun olursa sorabilirsin tekrardan..

biraz derine indiğin zaman herkes senin gibi sence. rol yapmayı becerenler ve beceremeyenler var ama. ben de senin gibiyim. ya toplumsal rolünü kabul edip ömrün boyunca etrafındaki dört duvarı satın almak için çalışıp çocuk yapacaksın ya da böyle düşünüp kendini yoracaksın. üçüncü olasılık da din tabi.

linki yeniledim :)
meltemgurle.blogspot.ch

fayfim +1

fazla sorguladığında hep mutsuz oluyorsun.

videoyu ön yargısız izleyip anladığında sorularının cevabını bulacağına eminim. zaten başka cevabı yok. m.youtube.com

varoluşsal sıkıntılar işte. bunları yaşamayan yaşayana ergen, yaşayan yaşamayana mal diyor. kitap okumak biraz iyi hissettiriyor. psikoloji, felsefe, klasikler..

sorgulamak sanki daha çok üzüyor insanı.
-mış gibi yapmak lazım çoğu zaman. yoksa neresinden tutsan elinde kalıyor bu düzen.

farkındasın işte ne güzel :D bizdensin.. biz diyorum şimdilik bizim gibilere,biz son kuşağız gerçek olan şeyleri görebilen en son kuşak ama yaşamış son kuşak değil sadece ucundan kıyısından gören son kuşak ve gördüğümüz beğendiğimiz şimdilerde ise özlediğimiz şeyler artık hiç yok denecek kadar az.. ilişkilerden tutta siyasete kadar bir yozlaşma dezenformasyon söz konusu... düzelecek mi hayır. sen şimdi bu cevaba ee diyeceksin bende sana ee cevabını vereceğim ve seni farkında olduğun boktan durum içinde bırakıp bir sigara daha yakacağım yangın merdiveninde...

www.youtube.com

bende var :)

kişiye göre değişir. "arkadaşlarımı ve ailemi fazla aramam, konsere tiyatroya gitmem, şehirde fazla gezmem, yemek yapabilirim vb." diyebiliyorsan pekala denenebilir. aksi taktirde sıkılabilirsin.

kaş da bi arkadaşım var hayatından gayet memnun.

o öyle olmaz hocam, gidip gezecek bakacaksın.

benim yakın zamanda birkaç arkadaşım gidip yerleşti, gayet de mutlular.

ahmet caka diye birisinin blog u var. Bodrum'a yerleşmeyle ilgili düşüncelerini blogda paylaşıyordu.
hadibenkactim.blogspot.com

burada da 45.sayfada kendisiyle yapılmış bir röportaj var.
issuu.com

kavurarak yapmayı dene, pilav gibi.

Makarnayu suda mümkün olduğunca az bekletmelisin. Bir kaşık sıvı yağ atılmış su fokur fokur kaynarken at makarnayı, 8 dk sonra çıkar, soğuk su akarken altında süz.

Salçalı, karabiberli makarna favorimdir.

suya bolca tuz at, fokurdamaya başlayınca makarnaları at 8-10 dakika ara sıra karıştırarak pişir. arkasında aynen böyle yazıyor paketin gayet de güzel oluyor.

evde makarna yapiyorum yazmissiniz acaba taze makarna icin mi soruyorsunuz? taze makarnalar (sert olmayanlar) sadece 2-3 dakika haslaniyor kaynamis suda haberiniz olsun.

tabii ben soruyu yanlis algilamis da olabilirim :)

kurutuyorsunuz değil mi?

her marka aynı olmuyor, bazıları pişer pişmez parçalanabilir. eğer suya atarken iki karıştırıyorsanız ve su makarnanın üzerini örtüyorsa sorun olmaması lazım. makarnanın rengi koyu ve sertliği fazla olunca pişmiş hali de güzel oluyor. barilla ve pastavilla böyle. uzun zamandır yemedim ama piyale orta, filiz yumuşaktı mesela.

fesleğenli krema sosu fena olmuyor.

yeşil biberi çok ince doğrayıp yağda çevirdikten sonra ince rendelenmiş domatesi ve sevdiğiniz baharatları ekleyebilirsiniz.

sarmısaklı yoğurt da olur.

ek: ev makarnasıysa, kurutulmuş da olsa daha çabuk pişer.

Arkadaşlar, paketin arkasını okumama rağmen uygulamadığımı fark ettim. ben tencereye soğuk su ile birlikte makarnayı koyuyor ve min. 20 dakika pişmesini bekliyordum. İtalyan halkından özür diliyorum.

Teşekkürler.

Barillanın fesleğenli sosu bence nefis, tencerenin dibini yalayasım geliyor.

7-8 dakika ideal. haşladığın suya sadece tuz at. yağ ekleme.
pişince makarnanın tüm suyunu süzme. biraz sulu kalsın. soğuk sudan geçirme.
diğer kapta sosu hazırla.
sonra sıcak olmayan bir kapta (başka bir tencere, borcam, vesaire) makarnayı ve sosu karıştır.
kural böyle arkadaş. makarnanın tadına doyamazsın.
biz haşlanmış makarnayı soğuk suda yıkayıp, sosu pişirip, pişen sosla pişmiş makarnayı tekrar pişiriyoruz. cinayet lan!

en lezzetli sos; orta boy soğanı kes (jülyen olsun ağza gelsin)
biraz kavur. sonra mantarları ekle. suyunu çekmeye yakın kremayı ekle. kremayı çok pişirme ama yoksa krema yağa dönüşür.
anlattığım gibi makarnayla başka bir kapta karıştır.

Allahım sana geliyorum...

-kaliteli makarna al.
-fokur fokur kaynayan suya at.
-beş-on dakika arası kaynat. arada ağzına bir tane atıp olmuş mu diye bak.
-iyice süz ve süzdükten sonra bekleme.

Makarnayı su kaynadıktan sonra tencereye atın, 4/5 dakika bekleyin süzün makarnayı. Bunun dışında ekstra bi' şey yapmanıza gerek makarna diri olarak kalacaktır. Siz muhtemelen soğuk suyun içine makarnayı atıp makarnanın uzun süre suda kalmasına neden olduğunuz için yumuşak oluyor. Kaynayan suyun içine atıp süreyi de kısa tutarsanız istediğiniz gibi olacaktır.

çeşmeden doldurduğun suyun içerisine makarnayı at. sonra altını yak. kaynamaya geldikten 5-7 dakika sonra çıkart suyunu süz. suyunu süzdükten sonra biraz yıka. yağda kızart. keyfine göre salça ve diğer soslar. bu kadar.

sola bakan iki ok? :(

left-pointing double angle quotation mark

agiz tutun ve kagit dumanini ayristirmiyordur. hepsi gidiyor iceriye maalesef

yılların geyiği der ki; işte bu sigara kağıdında jet yakıtı varmış, böylece sigarayı yaktıktan sonra içmesen bile sonuna kadar yanıp bitebiliyor, kendi kendine sönmüyor. yani düz kağıttan bile zararlıymışmış. (lise geyiği)

tütünün zararları bitti de bi kağıda mı takıldın? :D

olmaz bişey korkma. o kadar takıyorsan kafana, bong yapıver tütünü.

Tütün + www.amazon.com bundan al.

freezoneliysen yemeksepetinde bambi'den söyle

little ceasers gencturkcell 14 tl
+ enpara %20 indirim

Ara

45bini veriyorsunuz onlar da yapmaya başlıyor. 60 gün sonra size anahtarı veriyorlar. Yani o resimdeki ev örnek. Birebir aynısı olmayabilir. Ek masraf çıkabilir. Mesela ben birkaç kişiyi aramıştım benzer evler için zemin çimentosunu ve zemin kaplamalarını siz karşılarsınız demişlerdi. Arayıp tüm masraf kalemlerini ve tam teslim şeklini konuşmak lazım.

ayrica iyi bir de anlasma yapin. misal 60 gün sonra verilmezse her gün icin 50 lira ya da aylik 1000 lira gibi bir ücret alin. klozetinden oda kapilarina kadar en ufak ayrintiya kadar belirtin kim hangisini yapacaksa.

devre mülk gibi bişey de olabilir. belli tarihleri satıyor olabilirler.

büyük ihtimal peşinatı bu kadar.

dağın başını göstermiş fotoğraflarda, etrafta ağaç yok o para çok bile.

bence böyle bir niyet varsa arsa bakın o paraya, ev zamanla olur..

evin bulunduğu konumun değerini bilmiyorum. ama bu ev 45.000 etmez.

benim bildiğim bu tarz evlerin tapusu bağ evi diye veriliyor normal imarlı daire tapusundan farklı oluyor, yarın öbür gün onu yıkıp daha yüksek m2 bir ev yapmanıza izin vermiyorlar. sizde rahatlıkla beğendiğiniz bir yerde tarla alıp belli m2de böyle bir ev yapabilirsiniz. bu tarz prefabriklerin fiyatı 10bini geçmiyor.

fiyat doğru ama ev dağın başında, aslında ev de yok henüz. bu numune, anladığım kadarıyla sana arsanın tapusunu hemen devredip evi 60 gün içinde yapıyorlar.

o paraya istanbula yakın köylerden mesela kandıra civarı 3-4 dönüm çok güzel yerler alırsın. üstüne de daha güzel bir ev yaparsın, hatta zamanla etrafı veçirip havuz mavuz vs kendine küçük ölçekli bir tatil köyü bile yaparsın.

benim yakın zaman planalrım arasında var bu düşünce mesela :)

muhtemelen herhangi bir yapılaşma hakkı olmayan tarla üzerine bu evi yapacaklar. yarın öbür gün bağlı olunan belediye veya il özel idare "hayırdır kardeş ne iş bu ev burada" diyebilir.

bütün detayları gözden geçirin.

ayrıca parsel büyüklüğü önemli. parselin en fazla %5'i kadar inşaat hakkınız vardır. yani parsel alanı 840'ın altındaysa bu yapıyı yapamazsınız ama imarsız bir bölgede o kadar ufak parsel olacağını zannetmiyorum.

yani kısaca ilk olarak yapıdan ziyade üzerinde yer alacağı parseli irdelemeniz gerekir.

sirketin adi olabilir: www.bthree.com

ekonomi anlamında kıçtan atılmış yeni bir kavram daha gibi.
b2 olarak adlandırılan business to business olayına bir business daha ekleme işi.

yani fabrika-toptancı-perakendeci arasındaki ilişki gibi.

üretici var dağıtıcı var ve satıcı var. tüketici yok. zincirdeki tüm unsurlar business olayının bir parçası.

tam cümleyi yazabilir misin?

If you hold an elected or appointed public office while employed at private company..

"kamu kurumunda çalışmak, devlet memuru olmak" demek.

douchebag+1

ben de uzun cümleden öyle bir anlam çıkardım. seçimlerle de alakalı bir ofis de olabilir ama.

kamu/özel bir konuma secilmek, atanmak, elde tutmak.

tam çeviri, özel bir şirkette çalışırken,kamu kurumuna atanır veya seçilirseniz

ankaradayım ama bir şeyi netleştireyim dedim.

gördüğüm bütün davul kursları 4 saat ders + 4 saat etüt şeklinde çünkü davul evde çalışılmıyor. etütte davul senin, yalnızsın takılıyorsun. 160 liradır en az. ama sen 4 saat ders dersen, saatini 10dan saysak 120ye indirebilirsin. bunları da belirt. yoksa fiyat çok gelebilir.

www.facebook.com

şu abiyi bir ekle, fiyat iste. 4 x 50 olması lazım ama sen yine de bir sor istersen.

niye ucmasın martılar ucuyor

baykuslar gece avlanir.

@darknum_ lutfen o memelinin adini ver. genel konusma :)

yarasa o memeli
genelde gece uçmazlar, güvercindi kumruydu. ama avcı olanlardan bazıları uçuyor. bir de gece avcısı olanlar, puhu, baykuş.

"Gölge- Beyaz Açısı: 290 derece"

azzaro chrome.

onların içinde ilk gözüme çarpan azzaro chrome

bence önerilenleri açık parfümcülerden bi kokla, birebir aynı olmasa bile fikir verecektir.
c. klein in2u'yu kullanıyorum. beyaz sabunumsu bir kokusu var, farkedilirliği çok çok zayıf. bol bol sıkmak gerekiyor. azzoro chrome de detarjanımsı bi kokuya sahip, bana yapay gelmişti.

şu siteden oradaki parfümleri bulup eleştirileri okuyabilirsin. parfummeraki.blogspot.com

girebilirsin, girişte kimlik filan sormuyorlar, sadece kitap ödünç alırken soruyorlar. internet bağlantısı var ama bi program kurmak gerekiyor, bağlanmaya çalışınca kendisi yönlendirecektir zaten.

Ana kapıdan bile giremezsiniz kimliksiz.

Kimliğini ödünç verip ziyaretçi kartı alıp girersin kampuse. Satırlı saldırıların olduğu günler bile ziyaretçiler girebiliyor.

topuz olabilir belki

Kuvvetli ihtimalle bulursun. Haftaiçi maçı olduğundan talep daha az olacaktır normal bir milli maça göre.

tff'nin sitesinde satılıyor

sanırım 50 liralık kısım bitmiş idi. 1nci kategori

Valla Ankara otogara gidince çığırtkanların bağırdığını duydum kaç sefer İstanbul 20 lira diye. Galiba doğudan falan gelen otobüslerde boş yerleri doldurmak için ucuza satıyorlar o biletleri. Ankara'dan İstanbul'a varsa İstanbul'dan da Ankara'ya vardır gibi bir düz mantık kuracağım.
Atla otogara git, kesin bulursun.

Trenin başladığı yere kadar(sanırım Kocaeli) otobüsle gidip oradan trene binebilirsiniz.30 civarı olur herhalde emin değilim.

biz ankaradan istanbula hem gidişi hem de dönüşü 25e bulmuştuk. otogarda dolanan dayılar var onlara sorun. yanlıs hatırlamıyosam biri diyarbakır turizm gibi bişeydi diğeri hatay turizm gibi bişeydi.

hareme gitsen biraz pazarlık 20 - 25 liraya gidersin. ama ankaraya giden değil ankaradan geçen otobüslerle ancak ve yolda çok durur çok yolcu alır zaman sıkıntın yoksa sorun olmaz. en son metro ile pendikten 30 a gitmiştim normal önceden aldığım bilet ile.

www.biletall.com


30 tl lik var

internetten haremde bulunan firmaları araştır ara telefonla boktan firmaları fiyat al boşuna gitme oraya kadar ama muhtemelen bulursun

imkanları, fırsatları kullanabilmek için kendinize has olun, özgün olun diyor yanılmıyorsam

Hakkaten zor ifadeymiş. Ben de merak ettim.

Garantici olun gibi bir anlama geldiğini düşünürdüm. İngilizce çalışayım bari.

iştigal ettiğiniz (meşgul olduğunuz) hususta kendinize özgü olduğunuzdan emin olun.

uçuşanımsı şeyler renksiz boşluklar gibiyse tehlikesiz, siyah gibiyse bazı göz hastalıklarıyla ilgili olabiliyormus

yakın zamanlarda sigara alkol vs bıraktınız mı ?

bana da oluyordu, şimdi daha az oluyor. bin tane test yaptırdım hepsi çok olumlu çıktı. göz yorgunluğu olabilir.

ama kesinlikle ve kesinlikle doktor a da git.

banliyö treniyle söğütlüçeşme'ye gidip ordan metrobüse bin. ataköy - şirinevler ya da yenikapı durağında inip metroya geç. metroyla da havaalanı 10 dakika sürmez ordan...

maltepe-bostanci deniz otobusu-bakirköy, iett otobus zirt pirt en rahat gidiş budur.

Esenlerden metro var direk. Bildiğiniz yol size kolay geliyorsa esenlerden metroyla 3-4 durakta varırsınız.

metrobüsle yenibosnaya kadar gidip, orada inip taksiyle 5-6 tlye de gidebilirsiniz, daha kolay ve yine ucuz bir yöntem